Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Suriyeli mülteci çocuklar için açılan geçici eğitim merkezlerinde verilen eğitimin kalitesinin artırılması, burada görev yapan Suriyeli öğretmenlerin pedagojik bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi amacıyla, finansmanı UNICEF tarafından karşılanan, 514 Suriyeli öğretmen eğitici olarak yetiştirilecek.


mebMillî Eğitim Bakanlığı tarafından, finansmanı UNICEF tarafından karşılanan, 514 Suriyeli öğretmen eğitici olarak yetiştirilecek. 2 hafta süreli, 90 saatlik merkezi eğitim olarak gerçekleştirilecek eğitici eğitimleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 21 akademisyen tarafından verilecek. Konya’da yapılacak eğitimler; 2 grup halinde, Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Öğretim Yöntem ve Teknikleri, Ölçme Değerlendirme, Sınıf Yönetimi, Eğitim Psikolojisi ve Rehberlik başlıklarında gerçekleştirilecek.
257 öğretmenden oluşan 1. grup eğitimleri 8-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında; 2. grup eğitimleri ise yine 257 öğretmenin katılımıyla 22 Ağustos – 2 Eylül 2016 tarihleri arasında yapılacak. Söz konusu bu eğitimlerin devamında, eğitim almış 514 eğitici tarafından yaklaşık 20 bin Suriyeli öğretmene ikamet ettikleri illerde 2 hafta süreli, 90 saatlik eğitim verilecek. 2 grup halinde yapılacak bu eğitimlerin 1’incisi 10 bin öğretmenin katılımıyla 22 Ağustos – 2 Eylül 2016 tarihleri arasında; 2. grubun eğitimleri ise 5 Eylül – 23 Eylül 2016 tarihleri arasında 10 bin öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilecek.

8 Ağustos Pazartesi günü Konya’da yapılacak toplantının açılışına MEB Müsteşar yardımcısı Ercan Demirci, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Ali Rıza Altunel ve UNICEF yetkilileri katılacak. 

> Suriyeli öğretmenlere formasyon eğitimi

Suriyeli mülteci çocuklar için açılan geçici eğitim merkezlerinde verilen eğitimin kalitesinin artırılması, burada görev yapan Suriyeli öğretmenlerin pedagojik bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi amacıyla, finansmanı UNICEF tarafından karşılanan, 514 Suriyeli öğretmen eğitici olarak yetiştirilecek.


mebMillî Eğitim Bakanlığı tarafından, finansmanı UNICEF tarafından karşılanan, 514 Suriyeli öğretmen eğitici olarak yetiştirilecek. 2 hafta süreli, 90 saatlik merkezi eğitim olarak gerçekleştirilecek eğitici eğitimleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 21 akademisyen tarafından verilecek. Konya’da yapılacak eğitimler; 2 grup halinde, Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Öğretim Yöntem ve Teknikleri, Ölçme Değerlendirme, Sınıf Yönetimi, Eğitim Psikolojisi ve Rehberlik başlıklarında gerçekleştirilecek.
257 öğretmenden oluşan 1. grup eğitimleri 8-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında; 2. grup eğitimleri ise yine 257 öğretmenin katılımıyla 22 Ağustos – 2 Eylül 2016 tarihleri arasında yapılacak. Söz konusu bu eğitimlerin devamında, eğitim almış 514 eğitici tarafından yaklaşık 20 bin Suriyeli öğretmene ikamet ettikleri illerde 2 hafta süreli, 90 saatlik eğitim verilecek. 2 grup halinde yapılacak bu eğitimlerin 1’incisi 10 bin öğretmenin katılımıyla 22 Ağustos – 2 Eylül 2016 tarihleri arasında; 2. grubun eğitimleri ise 5 Eylül – 23 Eylül 2016 tarihleri arasında 10 bin öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilecek.

8 Ağustos Pazartesi günü Konya’da yapılacak toplantının açılışına MEB Müsteşar yardımcısı Ercan Demirci, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Semih Aktekin, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Ali Rıza Altunel ve UNICEF yetkilileri katılacak. 

Son Güncelleme: Cumartesi, 06 Ağustos 2016 12:33

Gösterim: 1181

Siber Güvenlik Uzmanı Öztürkci, "Darbe girişimi sonrası Türkiye'de siber saldırılar arttı, ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Bu girişimin ikinci ayağı siber saldırılar olabilir." dedi.

 

siber_saldiriTeknolojinin her geçen gün gelişmesiyle, günümüzde artık başta devlet kurumları ve büyük ölçekli şirketlerinki olmak üzere, kişisel ve kurumsal datalar sanal ortamda saklanıyor. Depolamanın yanı sıra pek çok işin dijitalden halledilmeye başlanması, önemli verilere internet ortamından ulaşılmasının kolaylaşması ile siber saldırıların yapılma ve artış hızı da bu gelişmelere paralel, artmaya başladı.
Binlerce bilgisayarı aynı anda etki altına alarak, neredeyse bir ülkenin bütün elektronik işleyişini durdurabilecek büyük saldırıların yapılabildiği dünyada, ülkeler de kendi içlerinde siber saldırılardan korunabilmek adına milyon dolarlık yatırımlar yapıyor.
Türkiye'deki devlet kurumları ve şirketler ise özellikle son yıllarda siber saldırıların hedefinde. Siber saldırıların kurumlara ve şirketlere verdiği zararlar hakkında bilgi veren Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, uzun zamandır mücadele edilen bu konuda Türkiye'nin bundan sonra daha da dikkatli olması gerektiğini söyledi.

 

"Çok ciddi şekilde algı yönetimi var"
Öztürkci, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin başarısız olması sonrası Türkiye'deki devlet kurumu ve şirketlere yapılan siber saldırıların arttığı bilgisini vererek bu saldırılara karşı kurum ve şirketlerin dikkatli olması uyarısını yaptı. 
Son günlerde büyük şirketlere ve devletin önemli kurumlarına siber saldırılar yapıldığını tespit ettiklerini belirten Öztürkci şunları anlattı: "15 Temmuz sürecini takip ettiğimizde karşımıza çıkan şey şu; başarısız bir girişim var ve ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Çok ciddi şekilde algı yönetimi var. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Türkiye'ye bakışı etkilemek adına bir algı operasyonu söz konusu. Bu algıda, özellikle sosyal medya üzerinden yayımlanacak içeriklerin büyük etkisi var. Bu, bize bundan sonraki süreçte algı yönetimine geçildiğini ve burada da sistemler üzerinden, kritik kullanıcıların hesapları üzerinden elde edilecek bilgilerle algı operasyonuna devam edileceğini gösteriyor. Dolayısıyla bu bilgileri elde edecek saldırıların artacağını net şekilde söyleyebiliriz. Devlet kurumlarından elde edilecek bilgileri manipüle edip, çok daha farklı algı operasyonları gerçekleştirilebilir. Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, bu saldırının ikinci ayağı siber saldırılar olabilir. Bizim ekip olarak yaptığımız işlerden biri siber saldırı anında kurum ve şirketlere ileterek destek vermek. 15 Temmuz öncesi aylık ortalama 10 şirkete bu kapsamda destek verirken, 15 Temmuz'dan bu yana ortalama 100'e yakın şirket bize başvurdu. Her gün bu sayı artıyor. Bunların 60'ı ise siber saldırıya uğradığı için bize başvuran kurumlar."

 

"Devlet kurumlarının tamamı ciddi risk altında"
Halil Öztürkci, yapılan saldırılar sonrası siber korsanların en önemli hedefinin devleti itibarsızlaştırmak olduğunun altını çizerek, bununla alakalı bir cephe oluşturmak istendiğini, kurumların ve şirketlerin bu kapsamda çok dikkatli olması, gerekli çalışmaların hızlı şekilde yapılması gerektiğini söyledi.
Devlet kurumlarının tamamının çok ciddi risk altında olduğunu belirten Öztürkci, "15 Temmuz'dan sonra şirketlere yapılan siber saldırılar aslında beklenen seviyedeydi, burada kamudaki kadar yüksek bir artış olmadı. Ama öte yandan kamuya mal olmuş bazı büyük şirketler ciddi boyutlarda siber saldırıya maruz kaldı. Göz önündeki bazı büyük şirketler için siber saldırıların 15 Temmuz sonrası ciddi şekilde artış gösterdiğini söyleyebiliriz." dedi.


> Darbe girişiminin ikinci ayağı siber saldırılar mı?

Siber Güvenlik Uzmanı Öztürkci, "Darbe girişimi sonrası Türkiye'de siber saldırılar arttı, ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Bu girişimin ikinci ayağı siber saldırılar olabilir." dedi.

 

siber_saldiriTeknolojinin her geçen gün gelişmesiyle, günümüzde artık başta devlet kurumları ve büyük ölçekli şirketlerinki olmak üzere, kişisel ve kurumsal datalar sanal ortamda saklanıyor. Depolamanın yanı sıra pek çok işin dijitalden halledilmeye başlanması, önemli verilere internet ortamından ulaşılmasının kolaylaşması ile siber saldırıların yapılma ve artış hızı da bu gelişmelere paralel, artmaya başladı.
Binlerce bilgisayarı aynı anda etki altına alarak, neredeyse bir ülkenin bütün elektronik işleyişini durdurabilecek büyük saldırıların yapılabildiği dünyada, ülkeler de kendi içlerinde siber saldırılardan korunabilmek adına milyon dolarlık yatırımlar yapıyor.
Türkiye'deki devlet kurumları ve şirketler ise özellikle son yıllarda siber saldırıların hedefinde. Siber saldırıların kurumlara ve şirketlere verdiği zararlar hakkında bilgi veren Siber Güvenlik Uzmanı Halil Öztürkci, uzun zamandır mücadele edilen bu konuda Türkiye'nin bundan sonra daha da dikkatli olması gerektiğini söyledi.

 

"Çok ciddi şekilde algı yönetimi var"
Öztürkci, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin başarısız olması sonrası Türkiye'deki devlet kurumu ve şirketlere yapılan siber saldırıların arttığı bilgisini vererek bu saldırılara karşı kurum ve şirketlerin dikkatli olması uyarısını yaptı. 
Son günlerde büyük şirketlere ve devletin önemli kurumlarına siber saldırılar yapıldığını tespit ettiklerini belirten Öztürkci şunları anlattı: "15 Temmuz sürecini takip ettiğimizde karşımıza çıkan şey şu; başarısız bir girişim var ve ikinci aşamaya geçilmiş durumda. Çok ciddi şekilde algı yönetimi var. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından Türkiye'ye bakışı etkilemek adına bir algı operasyonu söz konusu. Bu algıda, özellikle sosyal medya üzerinden yayımlanacak içeriklerin büyük etkisi var. Bu, bize bundan sonraki süreçte algı yönetimine geçildiğini ve burada da sistemler üzerinden, kritik kullanıcıların hesapları üzerinden elde edilecek bilgilerle algı operasyonuna devam edileceğini gösteriyor. Dolayısıyla bu bilgileri elde edecek saldırıların artacağını net şekilde söyleyebiliriz. Devlet kurumlarından elde edilecek bilgileri manipüle edip, çok daha farklı algı operasyonları gerçekleştirilebilir. Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, bu saldırının ikinci ayağı siber saldırılar olabilir. Bizim ekip olarak yaptığımız işlerden biri siber saldırı anında kurum ve şirketlere ileterek destek vermek. 15 Temmuz öncesi aylık ortalama 10 şirkete bu kapsamda destek verirken, 15 Temmuz'dan bu yana ortalama 100'e yakın şirket bize başvurdu. Her gün bu sayı artıyor. Bunların 60'ı ise siber saldırıya uğradığı için bize başvuran kurumlar."

 

"Devlet kurumlarının tamamı ciddi risk altında"
Halil Öztürkci, yapılan saldırılar sonrası siber korsanların en önemli hedefinin devleti itibarsızlaştırmak olduğunun altını çizerek, bununla alakalı bir cephe oluşturmak istendiğini, kurumların ve şirketlerin bu kapsamda çok dikkatli olması, gerekli çalışmaların hızlı şekilde yapılması gerektiğini söyledi.
Devlet kurumlarının tamamının çok ciddi risk altında olduğunu belirten Öztürkci, "15 Temmuz'dan sonra şirketlere yapılan siber saldırılar aslında beklenen seviyedeydi, burada kamudaki kadar yüksek bir artış olmadı. Ama öte yandan kamuya mal olmuş bazı büyük şirketler ciddi boyutlarda siber saldırıya maruz kaldı. Göz önündeki bazı büyük şirketler için siber saldırıların 15 Temmuz sonrası ciddi şekilde artış gösterdiğini söyleyebiliriz." dedi.


Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 16:12

Gösterim: 1012

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin TÜBİTAK'tan dün itibarıyla 139 kişinin çıkarıldığını, 28 kişinin de istifa ettiğini bildirdi.

 

tubitakBursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileriyle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine TÜBİTAK'ta geçen dönemde, FETÖ'nün çok ciddi yapılanması olduğunu söyledi.
Özlü, 2011-2013 yılları arasında TÜBİTAK'a bin 707 kişinin alındığını belirterek, şöyle konuştu: "TÜBİTAK'ın toplam personel sayısının 4 bin 500 olduğunu düşünürseniz aşağı yukarı yarısı 2 yılda alınmış. Şimdi ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Dün itibarıyla TÜBİTAK'tan 139 kişiyi çıkardık. Bu arada 28 istifa oldu. Çıkarılıp takibe uğrayacaklarını düşünen kişiler istifa ettiler. Toplam 167 ayrılma oldu TÜBİTAK'tan dün itibarıyla. Önceki dönemlerde çıkarılanlar var. Bir de bakanlık olarak olaylar başladıktan hemen sonra 560 çalışanı açığa almıştık. Bunlardan da bizim bakanlığımızdan 63 kişiyi devletten tamamen çıkarttılar. Yine bize bağlı, bizim kuruluşumuz KOSGEB'ten de 47 kişiyi uzaklaştırdılar, devletten tamamen çıkarttılar."
Bir gazetecinin, "Hepsi FETÖ'cü mü?" sorusuna Özlü, "Üzerinde çalışıyoruz. Hepsi değil belki ama birçoğunun öyle olduğunu tahmin ediyoruz. Üzerinde çalışıyoruz." yanıtını verdi. Özlü, "TÜBİTAK haricinde bakanlıkta başka çalışma var mı?" sorusunu ise "Bakanlık içinde ve bakanlığa bağlı bütün birimlerde bu çalışmayı yapıyoruz. KOSGEB'te, TÜBİTAK'ta, Patent Enstitüsünde, hepsinde yapıyoruz." diye yanıtladı.


> TÜBİTAK'ta çalışan sayısı 2 yılda 2 kart artmış

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin TÜBİTAK'tan dün itibarıyla 139 kişinin çıkarıldığını, 28 kişinin de istifa ettiğini bildirdi.

 

tubitakBursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Organize Sanayi Bölgesi (OSB) temsilcileriyle bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine TÜBİTAK'ta geçen dönemde, FETÖ'nün çok ciddi yapılanması olduğunu söyledi.
Özlü, 2011-2013 yılları arasında TÜBİTAK'a bin 707 kişinin alındığını belirterek, şöyle konuştu: "TÜBİTAK'ın toplam personel sayısının 4 bin 500 olduğunu düşünürseniz aşağı yukarı yarısı 2 yılda alınmış. Şimdi ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Dün itibarıyla TÜBİTAK'tan 139 kişiyi çıkardık. Bu arada 28 istifa oldu. Çıkarılıp takibe uğrayacaklarını düşünen kişiler istifa ettiler. Toplam 167 ayrılma oldu TÜBİTAK'tan dün itibarıyla. Önceki dönemlerde çıkarılanlar var. Bir de bakanlık olarak olaylar başladıktan hemen sonra 560 çalışanı açığa almıştık. Bunlardan da bizim bakanlığımızdan 63 kişiyi devletten tamamen çıkarttılar. Yine bize bağlı, bizim kuruluşumuz KOSGEB'ten de 47 kişiyi uzaklaştırdılar, devletten tamamen çıkarttılar."
Bir gazetecinin, "Hepsi FETÖ'cü mü?" sorusuna Özlü, "Üzerinde çalışıyoruz. Hepsi değil belki ama birçoğunun öyle olduğunu tahmin ediyoruz. Üzerinde çalışıyoruz." yanıtını verdi. Özlü, "TÜBİTAK haricinde bakanlıkta başka çalışma var mı?" sorusunu ise "Bakanlık içinde ve bakanlığa bağlı bütün birimlerde bu çalışmayı yapıyoruz. KOSGEB'te, TÜBİTAK'ta, Patent Enstitüsünde, hepsinde yapıyoruz." diye yanıtladı.


Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 14:09

Gösterim: 3205

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diploması ailesine verildi.

 

sehit_yasin_hukukFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında, askeri helikopterden açılan kurşunla Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını ailesi aldı.
Ağaroğlu için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anma ve diploma töreni düzenlendi. Törene, şehidin babası Osman, annesi Zehra ve kardeşi Saliha Nur Ağaroğlu ile ablası Betül Kardıçlı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, öğretim üyeleri ve arkadaşları katıldı.
Törende konuşan şehidin babası Ağaroğlu, oğlunun çok isteyerek girdiği Ankara Hukuk Fakültesinden gururla bahsettiğini söyledi. Oğlunun ve 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında şehit düşen bütün vatandaşların "vatan şehidi" olarak anılmasını isteyen Ağaroğlu, "Vatanımız için milletimiz için milletimizin birlik ve beraberliği için gönderden al bayrağımızın inmemesi için canlarını veren nice şehitlerimize selam olsun, hepsi bizim çocuklarımızdı." diye konuştu. "Bu, ne cumhurbaşkanımıza ne hükümete karşı yapılan bir darbe. Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yapılan bir darbe." ifadelerini kullanan Ağaroğlu, şehit oğlunun cenazesine yaklaşık 50 bin kişinin katıldığını hatırlattı. Ağaroğlu, "Cenaze bizim omaktan çıktı, milletin oldu artık. Bütün milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Bir Yasin Naci gider, binlercesi gelir diyoruz." dedi.

 

"Öğrencimizle gurur duyuyoruz"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş de, değerli bir öğrenci ve vatan evladını kaybetmekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bir yandan da şehidin kahramanlığı, aydınlık geleceğin garantisi gençlerden biri olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin koruyuculuğunu üstlenmesiyle gurur duyduğunu söyledi. İbiş, şehit Ağaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla milli duygularla kahramanca sokağa çıktığını vurgulayarak, "FETÖ'nün, örgütlediği bu girişime 'hayır' dediği için bugün biz buradayız. Yasin Naci ve onun gibilerin dirayeti, direnişi, kararlılığı sayesinde bugün biz burada bu demokrasinin şemsiyesi altında konuşmamızı, törenimizi yapıyor, yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen de öğrencileriyle gurur duyduklarını bildirdi. Şehit üniversite öğrencisinin, gençliğinin baharında diğer vatandaşlar ile sokağa çıkarak, tanklara meydan okuduğunu, vatanı savunduğunu belirten Özen, "Sevgili öğrencimizin şehadeti, bu milletin demokrasiye, hukuk devletine, milli iradeye sahip çıkmasının ifadesi olarak ortaya çıkmıştır." dedi. Özen, şunları kaydetti: "Sevgili şehidimiz Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını, arkadaşlarıyla birlikte vermeyi çok isterdim ancak nasip olmadı. Diplomasını ailesine teslim edeceğiz. Ben inanıyorum ki yaşayanlardan daha anlamlıdır bir hukukçu olarak. Tarihin her aşamasında bu dönemde şanlı direniş içinde yer alan şehitler arasında adını hep zikredeceğiz."

 

Diploması ailesine teslim edildi
Ağaroğlu'nun arkadaşı Enes Orhan da şehidin vatan, millet, insan sevgisini, kişisel özelliklerini ve anılarını anlattı. "Bu dünyadan gidişi gibi gelişi de onun deyimiyle 'muazzam'dı" diyen Orhan, şöyle konuştu: "Annesi henüz Yasin'e hamileyken bir rüya gördü ve bu rüyada birisi ona, 'doğacak çocuğunun onların kurtuluşuna vesile olacağını' söylemişti. 2012'nin eylül ayıydı, işte tam da o gün başladı onunla hikayemiz. Akşam yurda geldiğimde, 102 numaralı odada hayatıma onur, erdem, güzellik, iyilik katacağından habersiz onunla tanıştım. O gün şehidimizin şehadetinden sorumlu olacaklarını bilmeden malum terör örgütünü konuştuk." Konuşmaların ardından, şehit Ağaroğlu için diploma töreni gerçekleştirildi. Rektör İbiş, şehidin diplomasını anne ve babasına teslim etti. Ardından, şehidin ailesi, yakınları, arkadaşları ve diğer katılımcılar, Ağaroğlu'nun adı verilen dersliği ziyaret etti. Şehidin adının yazılı olduğu tabela, ailesi ile hocaları tarafından dersliğin girişine asıldı. Daha sonra şehidin öğrenim gördüğü son derslik olan "Yasin Naci Ağaroğlu 15 Temmuz 2016" sınıfında dua edildi, anne ve babası oğullarının ders gördüğü sıralarda oturdu.


> Şehidin hukuk diplomasını ailesi aldı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diploması ailesine verildi.

 

sehit_yasin_hukukFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında, askeri helikopterden açılan kurşunla Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını ailesi aldı.
Ağaroğlu için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anma ve diploma töreni düzenlendi. Törene, şehidin babası Osman, annesi Zehra ve kardeşi Saliha Nur Ağaroğlu ile ablası Betül Kardıçlı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, öğretim üyeleri ve arkadaşları katıldı.
Törende konuşan şehidin babası Ağaroğlu, oğlunun çok isteyerek girdiği Ankara Hukuk Fakültesinden gururla bahsettiğini söyledi. Oğlunun ve 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında şehit düşen bütün vatandaşların "vatan şehidi" olarak anılmasını isteyen Ağaroğlu, "Vatanımız için milletimiz için milletimizin birlik ve beraberliği için gönderden al bayrağımızın inmemesi için canlarını veren nice şehitlerimize selam olsun, hepsi bizim çocuklarımızdı." diye konuştu. "Bu, ne cumhurbaşkanımıza ne hükümete karşı yapılan bir darbe. Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için yapılan bir darbe." ifadelerini kullanan Ağaroğlu, şehit oğlunun cenazesine yaklaşık 50 bin kişinin katıldığını hatırlattı. Ağaroğlu, "Cenaze bizim omaktan çıktı, milletin oldu artık. Bütün milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Bir Yasin Naci gider, binlercesi gelir diyoruz." dedi.

 

"Öğrencimizle gurur duyuyoruz"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş de, değerli bir öğrenci ve vatan evladını kaybetmekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bir yandan da şehidin kahramanlığı, aydınlık geleceğin garantisi gençlerden biri olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin koruyuculuğunu üstlenmesiyle gurur duyduğunu söyledi. İbiş, şehit Ağaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla milli duygularla kahramanca sokağa çıktığını vurgulayarak, "FETÖ'nün, örgütlediği bu girişime 'hayır' dediği için bugün biz buradayız. Yasin Naci ve onun gibilerin dirayeti, direnişi, kararlılığı sayesinde bugün biz burada bu demokrasinin şemsiyesi altında konuşmamızı, törenimizi yapıyor, yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen de öğrencileriyle gurur duyduklarını bildirdi. Şehit üniversite öğrencisinin, gençliğinin baharında diğer vatandaşlar ile sokağa çıkarak, tanklara meydan okuduğunu, vatanı savunduğunu belirten Özen, "Sevgili öğrencimizin şehadeti, bu milletin demokrasiye, hukuk devletine, milli iradeye sahip çıkmasının ifadesi olarak ortaya çıkmıştır." dedi. Özen, şunları kaydetti: "Sevgili şehidimiz Yasin Naci Ağaroğlu'nun diplomasını, arkadaşlarıyla birlikte vermeyi çok isterdim ancak nasip olmadı. Diplomasını ailesine teslim edeceğiz. Ben inanıyorum ki yaşayanlardan daha anlamlıdır bir hukukçu olarak. Tarihin her aşamasında bu dönemde şanlı direniş içinde yer alan şehitler arasında adını hep zikredeceğiz."

 

Diploması ailesine teslim edildi
Ağaroğlu'nun arkadaşı Enes Orhan da şehidin vatan, millet, insan sevgisini, kişisel özelliklerini ve anılarını anlattı. "Bu dünyadan gidişi gibi gelişi de onun deyimiyle 'muazzam'dı" diyen Orhan, şöyle konuştu: "Annesi henüz Yasin'e hamileyken bir rüya gördü ve bu rüyada birisi ona, 'doğacak çocuğunun onların kurtuluşuna vesile olacağını' söylemişti. 2012'nin eylül ayıydı, işte tam da o gün başladı onunla hikayemiz. Akşam yurda geldiğimde, 102 numaralı odada hayatıma onur, erdem, güzellik, iyilik katacağından habersiz onunla tanıştım. O gün şehidimizin şehadetinden sorumlu olacaklarını bilmeden malum terör örgütünü konuştuk." Konuşmaların ardından, şehit Ağaroğlu için diploma töreni gerçekleştirildi. Rektör İbiş, şehidin diplomasını anne ve babasına teslim etti. Ardından, şehidin ailesi, yakınları, arkadaşları ve diğer katılımcılar, Ağaroğlu'nun adı verilen dersliği ziyaret etti. Şehidin adının yazılı olduğu tabela, ailesi ile hocaları tarafından dersliğin girişine asıldı. Daha sonra şehidin öğrenim gördüğü son derslik olan "Yasin Naci Ağaroğlu 15 Temmuz 2016" sınıfında dua edildi, anne ve babası oğullarının ders gördüğü sıralarda oturdu.


Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 15:56

Gösterim: 1227

Öğrenim kredisini ödemeyen 580 bin öğrenciye yeni düzenleme geldi.

uniYüksek öğretim öğrencilerini ilgilendiren önemli düzenleme yaptıklarını da anlatan Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Yurt-Kur üzerinden öğrenim kredisi alıp da bu öğrenim kredisini ödemeyip, vergi dairelerinin takip ettiği 580 bin öğrencimiz var. Bu 580 bin öğrencimizin yaklaşık 1,4 milyar lira öğrenim kredisi borcu bulunuyor. Dolayısıyla bu öğrencilerimize de seslenmek istiyorum. Bu borçlarını da çok daha düşük tutarlarda ödeme imkanı geliyor." ifadelerini kullandı.

> 580 bin öğrenciye müjdeli haber

Öğrenim kredisini ödemeyen 580 bin öğrenciye yeni düzenleme geldi.

uniYüksek öğretim öğrencilerini ilgilendiren önemli düzenleme yaptıklarını da anlatan Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Yurt-Kur üzerinden öğrenim kredisi alıp da bu öğrenim kredisini ödemeyip, vergi dairelerinin takip ettiği 580 bin öğrencimiz var. Bu 580 bin öğrencimizin yaklaşık 1,4 milyar lira öğrenim kredisi borcu bulunuyor. Dolayısıyla bu öğrencilerimize de seslenmek istiyorum. Bu borçlarını da çok daha düşük tutarlarda ödeme imkanı geliyor." ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2016 14:05

Gösterim: 1058


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.