Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Başbakan Erdoğan, okula dönüşecek dershanelere teşvik vereceklerini açıkladı. Erdoğan, dershanelerdeki tüm öğretmenleri de devlete alacaklarını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da katıldığı ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ etkinliğinde, kapatılması düşünülen dershanelerin sahiplerine destek önerisinde bulundu. Erdoğan, “Eğitim öğretime bir katkınız olsun istiyorsanız, size teşvik verelim, okullarınızı kurun. Size ucuz kredi verelim. Sizlere vergiden belli oranda muafiyet getirelim. Enerji harcamalarınızda muafiyet getirelim” dedi.
40 bin öğretmen müjdesi
Trabzon Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nce Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde dün düzenlenen etkinlikte konuşan Başbakan Erdoğan, öğretmen atamaları için müjde verdi. 11 yılda 400 bin öğretmen aldıklarını, şubat ayında buna 10 bin öğretmen daha ekleneceğini söyleyen Erdoğan, “Ağustosta 40 bin daha ekleyeceğiz. Çok öğretmen eksiğimiz var. Bazıları, ‘O zaman hepsini birden al’ diyor. Şu anda 126 bin öğretmen açığımız var. 126 bin öğretmeni aldığımız anda o zaman öğretmenimize vermemiz gereken zammı veremeyiz. O zaman oradan kısacağız, çok düşük ücretlerle öğretmen çalıştıracağız. O da öğretmenlerimize haksızlık değil mi? Göreve yeni başlayan bir öğretmen 2002 yılında 470 lira ücret alırken Temmuz 2013 itibariyle bu yüzde 303 artışla 1894 liraya yükseldi” diye konuştu.
Son günlerin tartışma konusu dershanelere de değinen Erdoğan, dershanelerin okullara dönüştürülmesi projesinden geri adım atmayacaklarını tekrar vurguladı. Erdoğan şöyle devam etti: “Çocuklarımızın anaokulundan başlayarak, adeta yarış atına dönüştürüldüğü, üniversite bitinceye kadar hayattan koptukları bir sistem sağlıklı bir sistem değildir. Çocuklarımız oyun oynayamıyor, sohbet edemiyor, spor yapamıyor. Hafta 5 gün git gel okul, hafta sonu 2 gün git gel dershane. Anadolu ’da anneler, ‘Okullar varsa niye dershaneler var? Dershaneler varsa okullar niye var?’ diyor. ‘En düşük dershane ücreti 2 bin lira. Ayda ortalama 250 lira. Evimin kirası var, neyle geçineceğim? Ama vermek zorundayım’ diyor. Zannediyoruz ki herkes bu paraları rahat rahat ödüyor. Böyle bir şey yok. Dershaneye git, üniversite imkânlarından neticeyi al, ondan sonra da sırtına şöyle bir tişört giydir, bak ‘Bizim dershanenin başarılı öğrencisi’. Senin dershanenin başarılı öğrencisi değil, okulunun başarılı öğrencisi. Birbirimizi aldatmayalım, kandırmayalım.”
Sorunu geride bırakalım
Dershane sahiplerine de seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Eğitim öğretimde bir katkınız olsun istiyorsanız, bir araya mı gelirsiniz, kendiniz mi, size teşvik verelim. Okullarınızı kurun” dedi. Ucuz kredi vereceklerini, vergide belli oranda muafiyet getireceklerini, enerji harcamalarında yine indirime gideceklerini belirten Erdoğan şunları söyledi. “Daha ne diyeceğiz, daha ne yapacağız. Benim elimde birikmiş öğretmen var diyorlar. Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, okula dönüşecek dershanelere teşvik vereceklerini açıkladı. Erdoğan, dershanelerdeki tüm öğretmenleri de devlete alacaklarını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da katıldığı ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ etkinliğinde, kapatılması düşünülen dershanelerin sahiplerine destek önerisinde bulundu. Erdoğan, “Eğitim öğretime bir katkınız olsun istiyorsanız, size teşvik verelim, okullarınızı kurun. Size ucuz kredi verelim. Sizlere vergiden belli oranda muafiyet getirelim. Enerji harcamalarınızda muafiyet getirelim” dedi.
40 bin öğretmen müjdesi
Trabzon Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nce Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde dün düzenlenen etkinlikte konuşan Başbakan Erdoğan, öğretmen atamaları için müjde verdi. 11 yılda 400 bin öğretmen aldıklarını, şubat ayında buna 10 bin öğretmen daha ekleneceğini söyleyen Erdoğan, “Ağustosta 40 bin daha ekleyeceğiz. Çok öğretmen eksiğimiz var. Bazıları, ‘O zaman hepsini birden al’ diyor. Şu anda 126 bin öğretmen açığımız var. 126 bin öğretmeni aldığımız anda o zaman öğretmenimize vermemiz gereken zammı veremeyiz. O zaman oradan kısacağız, çok düşük ücretlerle öğretmen çalıştıracağız. O da öğretmenlerimize haksızlık değil mi? Göreve yeni başlayan bir öğretmen 2002 yılında 470 lira ücret alırken Temmuz 2013 itibariyle bu yüzde 303 artışla 1894 liraya yükseldi” diye konuştu.
Son günlerin tartışma konusu dershanelere de değinen Erdoğan, dershanelerin okullara dönüştürülmesi projesinden geri adım atmayacaklarını tekrar vurguladı. Erdoğan şöyle devam etti: “Çocuklarımızın anaokulundan başlayarak, adeta yarış atına dönüştürüldüğü, üniversite bitinceye kadar hayattan koptukları bir sistem sağlıklı bir sistem değildir. Çocuklarımız oyun oynayamıyor, sohbet edemiyor, spor yapamıyor. Hafta 5 gün git gel okul, hafta sonu 2 gün git gel dershane. Anadolu ’da anneler, ‘Okullar varsa niye dershaneler var? Dershaneler varsa okullar niye var?’ diyor. ‘En düşük dershane ücreti 2 bin lira. Ayda ortalama 250 lira. Evimin kirası var, neyle geçineceğim? Ama vermek zorundayım’ diyor. Zannediyoruz ki herkes bu paraları rahat rahat ödüyor. Böyle bir şey yok. Dershaneye git, üniversite imkânlarından neticeyi al, ondan sonra da sırtına şöyle bir tişört giydir, bak ‘Bizim dershanenin başarılı öğrencisi’. Senin dershanenin başarılı öğrencisi değil, okulunun başarılı öğrencisi. Birbirimizi aldatmayalım, kandırmayalım.”
Sorunu geride bırakalım
Dershane sahiplerine de seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Eğitim öğretimde bir katkınız olsun istiyorsanız, bir araya mı gelirsiniz, kendiniz mi, size teşvik verelim. Okullarınızı kurun” dedi. Ucuz kredi vereceklerini, vergide belli oranda muafiyet getireceklerini, enerji harcamalarında yine indirime gideceklerini belirten Erdoğan şunları söyledi. “Daha ne diyeceğiz, daha ne yapacağız. Benim elimde birikmiş öğretmen var diyorlar. Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Kasım 2013 08:57
Gösterim: 1633
Başbakan Erdoğan, "Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline katıldı. Başörtü engeline takıldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum.” dedi.
Başbakan Erdoğan, Trabzon Araklı'daki toplu açılış töreninde kızı Sümeyye Erdoğan'la ilgili bir sırrını paylaştı. Başbakan Erdoğan, geçmiş dönemde meslek liselerinin önünde bulunan katsayı engeli nedeniyle mağduriyetler yaşandığını belirterek, "Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline katıldı. Başörtü engeline takıldı. Öz yurdunda, öz vatanında parya muamelesi gördü. Ama şimdi onlar artık geride kaldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum. İlk defa açıklıyorum... Burayı bitirdikten sonra da yurt dışına gönderdim, gitti Amerika'da okudu. Ondan sonra İngiltere'de masterını yaptı. Bak demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş" dedi.
"İşte bakın bir başörtülü öğretmen, başı açık öğretmen. Sorun var mı? Sorun falan yok”
Başbakan Tayyip Erdoğan Trabzon’daki Öğretmenler Günü kutlamasında, kendisine günün anısına çiçek takdim etmek üzere sahneye çıkan öğretmenlerle kısa bir süre sohbet etti. Kendisinin 3 çocuk tavsiyesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Şimdi hocamın 2 tane çocuğu var. Eksik var demek ki ama okullardakilerle telafi ediyor. İşte bakın bir başörtülü öğretmen, başı açık öğretmen. Sorun var mı? Sorun falan yok” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, "Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline katıldı. Başörtü engeline takıldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum.” dedi.
Başbakan Erdoğan, Trabzon Araklı'daki toplu açılış töreninde kızı Sümeyye Erdoğan'la ilgili bir sırrını paylaştı. Başbakan Erdoğan, geçmiş dönemde meslek liselerinin önünde bulunan katsayı engeli nedeniyle mağduriyetler yaşandığını belirterek, "Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline katıldı. Başörtü engeline takıldı. Öz yurdunda, öz vatanında parya muamelesi gördü. Ama şimdi onlar artık geride kaldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum. İlk defa açıklıyorum... Burayı bitirdikten sonra da yurt dışına gönderdim, gitti Amerika'da okudu. Ondan sonra İngiltere'de masterını yaptı. Bak demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş" dedi.
"İşte bakın bir başörtülü öğretmen, başı açık öğretmen. Sorun var mı? Sorun falan yok”
Başbakan Tayyip Erdoğan Trabzon’daki Öğretmenler Günü kutlamasında, kendisine günün anısına çiçek takdim etmek üzere sahneye çıkan öğretmenlerle kısa bir süre sohbet etti. Kendisinin 3 çocuk tavsiyesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Şimdi hocamın 2 tane çocuğu var. Eksik var demek ki ama okullardakilerle telafi ediyor. İşte bakın bir başörtülü öğretmen, başı açık öğretmen. Sorun var mı? Sorun falan yok” dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Kasım 2013 08:49
Gösterim: 1411
Milli Eğitim Bakanı Avcı, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine dair, 8 ayrı çalıştayda dershane sektörü ile ilgili tarafların görüşlerinin alınacağını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine ilişkin, "Sayın Başbakan'ın açıkladığı takvim, bizim öngördüğümüz takvim zaten. Dolayısıyla herhangi bir gecikme söz konu değil" dedi.
Bakan Avcı, 81 ilden gelen öğrenmenleri kabul ettiği, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu'ndan ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Avcı, bir gazetecinin, dün Başbakan Erdoğan'ın, dershaneler konusunu Haziran ayına kadar bitirecekleri şeklinde açıklama yaptığını, bu konudaki çalışmaların ne aşamada olduğu yönündeki sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan'ın açıkladığı takvim bizim öngördüğümüz takvim zaten. Dolayısıyla herhangi bir gecikme söz konusu değil. Şimdi önümüzdeki hafta basın duyurusunu da yaptık. Arkadaşlarımız 8 ayrı çalıştayda özellikle dershane sektöründe çalışan girişimcilerin, öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerimizin görüşlerini alacaklar. O çerçevede değerlendirmelerimizi yapacağız. Önümüzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulunda da bizim yaptığımız hazırlıkların, ilgili kamuoyu ve paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğine ilişkin bilgileri edinmiş olarak arz edeceğiz."
"Herşey kararlaştırıldıktan sonra sadece bir takım hususların, ilgili kişilere tebliğ edilmesine yönelik bir çalışmaymış gibi takdim ediliyor bazıları tarafından, bu doğru değildir" diyen Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz iki yıldan beri en azından komisyon başkanı olarak buna şahidim, bu çalışmaları, bu istişareleri, bu danışmaları yapıyoruz. Tüm bunların sonucu olarak hazırlanan süreçle ilgili konuları da Sayın Başbakan'ın talimatı üzerine son bir defa ilgili paydaşlarla görüşme fırsatı bulduk, buluyoruz. Ondan sonra da Bakanlar Kurulu'nda tekrar konuşacağız."
Bir gazetecinin "40 yaş üzerindeki öğretmenlerin hazırlanan tasarı ile birlikte alınmayacakları yönünde bir endişe var. Bu endişeler ne kadar haklı" sorusu üzerine Avcı, Başbakan Erdoğan'ın Trabzon'da yaptığı açıklamayla endişeleri giderdiğini söyledi.
Bütçe görüşmelerinde 127 bin öğretmen açığıyla ilgi sözleri hatırlatılan Avcı, şöyle konuştu:
"Ağustos dışında benim söylediğim, o emekli olan öğretmenlerimizin yerine öğretmen almamız gerekiyor oralarda boşluklar oluşmaması için. Sayın Başbakan'ın geçen hafta, hafta içinde bir televizyon kanalında yaptığı açıklama Şubat ayında alacağımız 10 bin öğretmen adayı, emekli olanların yerine. Bizim diğer büyük öğretmen alımımız daha önce planlandığı şekilde yapılacak."
Geçiş süreci ne kadar sürecek?
"Dershanelerle ilgili iki yeni konu var bugün gazetelerde. Yasa çıktıktan sonra uygulama tarihine ilişkin meraklar söz konusu. Ağustos ayı işaret ediliyor. Bunu teyit edebilir misiniz. Bir de geçiş süreci 4 yıla çıkartıldı?" şeklindeki soruya Bakan Avcı, "Onunla ilgili bütün alternatifler dediğimiz gibi ilgili paydaşların bu konulardaki nihai görüşleri de alındıktan sonra önümüzdeki Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Dolayısıyla bu ihtimallerin hepsi kamuoyunda konuşuluyor. İlgili kamuoyundan farklı öneriler var, görüşler var. Dolayısıyla onların hepsini biz topluyoruz. '8 çalıştay sonucunda bu farklı farklı değerlendirmeleri alalım ve sonra Bakanlar Kurulumuza onların değerlendirmeleri ışığında bir sunum yapalım' diye bunu yapıyoruz" yanıtını verdi.
"Yani tarih konusunda net bir şey yok diyebilir miyiz" sorusu üzerine de Bakan Avcı, "Hayır. Şu anda zaten o zaman gerçekten biz eğer bunları tam kararlaştırmış olsak neticesinde bütün alternatifleri görmeden tebliğ ediyor durumuna düşmek istemeyiz. Onun için çalıştayda da alacağımız son görüşlerle Bakanlar Kurulumuza sunuş yapacağız" dedi.
"Polisle karşı karşıya gelmeye gerek yok"
Avcı, bir gazetecinin Eğitim-Sen'in Kızılay'da yaptığı eyleme polis müdahalesini hatırlatması üzerine de şöyle konuştu:
"Öğretmenler Günü'nü kutlamak için eylem yapmaya ve polisle karşı karşıya gelmeye gerek yok. Biz Öğretmenler Günü'nün kutlanması için tüm öğretmenlerimizin katılabileceği, etkinlikleri olabildiğince geniş tutmaya çalışıyoruz. İlgili sendika yöneticisi arkadaşlarımız da bu etkinliklerde yer alabilirler, almalıdırlar hatta. Dolayısıyla ayrıca polisle çatışmaya varıncaya kadar farklı programlar içine girmeleri doğru olmaz.
Öğretmenlerimizin veya bir eğitim sendikasının böyle bir olayın içinde yer almış olmasına tabi ki üzüldük. Ama önümüzdeki yıldan itibaren 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarını işte bu tür olaylara da yol açmayacak şekilde olabildiğince genişletmeyi, sivil topluma yaymayı, bütün öğretmenelimizin illerde seslerini en güzel bir biçimde duyurabilecikleri bir gün olarak değerlendirmelerini istiyoruz. Öğretmenler Günü sadece bizim öğretmenlerimize olan minnet ve şükranlarımızı ifade etitğimiz bir gün değil, aynı zamanda sorunlarımızı da konuşacağımız, çözüm önerilerimizi de konuşacağımız bir gün. Öyle de olmalı ama onun bir yolu yordamı var. Bu yol ve yordam, dünkü yol ve yordam değil."
"Var gücümüzle gayret ediyoruz"
Bakan Avcı öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada ise öğretmenlerin sahip oldukları değer ve imkanlardan çok daha fazlasını hak ettiklerinin farkında olduklarını, bunun için içtenlikle ve var güçleriyle gayret gösterdiklerini söyledi.
Bir harf öğrenmeyi, öğretene 40 yıl hizmet etmekle değerlendiren bir medeniyetin mirasçıları olarak, öğretmenleri bugünün dışında da unutmayacaklarını ifade eden Avcı, 24 Kasım'ı, öğretmenlere ne kadar önemli olduklarını anlatmaya ve milletçe onlara teşekkür etmek için bir imkan olarak değerlendirmeye devam edeceklerini vurguladı.
Avcı, şöyle devam etti:
''Öğrencilerimize derinlikli düşünceleri anlayabilecekleri ve düşünce üretebilecekleri bir eğitim vermeliyiz. Fikir bildirme, eleştirme, sorgulama ve kendini ifade etme imkanı bulabilmeliler. Bunun için onların akıllarını, fikirlerini ve vicdalarını özgürleştirmeliyiz. Öğrencilerimizi en baştan itibaren estetik kaygılarla yetiştirmeli, kelimelerle, renklerle, seslerle ve görüntülerle aralarında güçlü bir bağ kurmalarına imkan sağlamalıyız.
Öğrencilerimizi, sinemanın, fotoğrafın, resmin, notaların, seslerin, sesli ve yazılı güzel ifadenin ilgilisi, meraklısı hatta mümkünse bu sanatların icracısı olarak yetiştirmeli, en azından onlarda böyle bir heves uyandırabilmeliyiz. Çünkü gücün ve silahların değiştiremeyeceği birçok şeyi estetikle değiştirmeyi başarabilir, en azından kendi hayatlarına böylece renk ve zenginlik katmalarını sağlayabiliriz.''
''Eli öpülesi öğretmenler''
Öğrencileri bilgiyle donatmanın, teknolojiyi iyi kullanabilir hale getirmeyi sağlamalarının tek başına bir değer ifade etmediğini dile getiren Bakan Avcı, ''Onlara vicdanlarının sesini duymayı, insanları ve tüm mahlukatı sevmeyi, hakka, adalete riayet etmeyi, hoşgörüyü, tevazuyu kısaca insan olmayı öğretmeliyiz. Yeni nesillerimizin bu duyarlılıklarla büyümesini arzu ediyor ve sizin bu uğurda canla başla çalıştığınızı biliyorum. Nitekim mesleğimiz asıl saygınlığını sizlerin bu çabalarından alıyor'' diye konuştu.
Öğretmenlerin sorunlarını görmezden gelemeyeceklerini dile getiren Avcı, öğretmenlerin, hangi şartlarda, hangi imkanlarla geleceği inşa etmeye çalıştığını bildiklerini söyledi. Avcı, ''Eli öpülesi öğretmenlerimizin sahip oldukları değer ve imkanlardan çok daha fazlasını hak ettiğinin farkındayız. Bunun için var gücümüzle ve bütün içtenliğimizle gayret gösterdiğimizi bilmenizi istiyoruz'' dedi.
Bakan Avcı, İzmir'de kendilerini ''Dijital Eğitim Gönüllüsü'' olarak adlandırıp, FATİH Projesi'nin eğitim materyalleri üzerinde çalışma yapan bir grup öğretmeni de kabul etti. Öğretmenlere çeşitli hediyeler veren Avcı, buradaki konuşmasında, teknolojiden faydalanarak işlerini daha iyi yapma yollarını arayan öğretmenlerin, FATİH Projesi'nin uygulanması konusundaki bazı endişelerini giderdiğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine dair, 8 ayrı çalıştayda dershane sektörü ile ilgili tarafların görüşlerinin alınacağını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine ilişkin, "Sayın Başbakan'ın açıkladığı takvim, bizim öngördüğümüz takvim zaten. Dolayısıyla herhangi bir gecikme söz konu değil" dedi.
Bakan Avcı, 81 ilden gelen öğrenmenleri kabul ettiği, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu'ndan ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Avcı, bir gazetecinin, dün Başbakan Erdoğan'ın, dershaneler konusunu Haziran ayına kadar bitirecekleri şeklinde açıklama yaptığını, bu konudaki çalışmaların ne aşamada olduğu yönündeki sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan'ın açıkladığı takvim bizim öngördüğümüz takvim zaten. Dolayısıyla herhangi bir gecikme söz konusu değil. Şimdi önümüzdeki hafta basın duyurusunu da yaptık. Arkadaşlarımız 8 ayrı çalıştayda özellikle dershane sektöründe çalışan girişimcilerin, öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerimizin görüşlerini alacaklar. O çerçevede değerlendirmelerimizi yapacağız. Önümüzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulunda da bizim yaptığımız hazırlıkların, ilgili kamuoyu ve paydaşlar tarafından nasıl değerlendirildiğine ilişkin bilgileri edinmiş olarak arz edeceğiz."
"Herşey kararlaştırıldıktan sonra sadece bir takım hususların, ilgili kişilere tebliğ edilmesine yönelik bir çalışmaymış gibi takdim ediliyor bazıları tarafından, bu doğru değildir" diyen Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz iki yıldan beri en azından komisyon başkanı olarak buna şahidim, bu çalışmaları, bu istişareleri, bu danışmaları yapıyoruz. Tüm bunların sonucu olarak hazırlanan süreçle ilgili konuları da Sayın Başbakan'ın talimatı üzerine son bir defa ilgili paydaşlarla görüşme fırsatı bulduk, buluyoruz. Ondan sonra da Bakanlar Kurulu'nda tekrar konuşacağız."
Bir gazetecinin "40 yaş üzerindeki öğretmenlerin hazırlanan tasarı ile birlikte alınmayacakları yönünde bir endişe var. Bu endişeler ne kadar haklı" sorusu üzerine Avcı, Başbakan Erdoğan'ın Trabzon'da yaptığı açıklamayla endişeleri giderdiğini söyledi.
Bütçe görüşmelerinde 127 bin öğretmen açığıyla ilgi sözleri hatırlatılan Avcı, şöyle konuştu:
"Ağustos dışında benim söylediğim, o emekli olan öğretmenlerimizin yerine öğretmen almamız gerekiyor oralarda boşluklar oluşmaması için. Sayın Başbakan'ın geçen hafta, hafta içinde bir televizyon kanalında yaptığı açıklama Şubat ayında alacağımız 10 bin öğretmen adayı, emekli olanların yerine. Bizim diğer büyük öğretmen alımımız daha önce planlandığı şekilde yapılacak."
Geçiş süreci ne kadar sürecek?
"Dershanelerle ilgili iki yeni konu var bugün gazetelerde. Yasa çıktıktan sonra uygulama tarihine ilişkin meraklar söz konusu. Ağustos ayı işaret ediliyor. Bunu teyit edebilir misiniz. Bir de geçiş süreci 4 yıla çıkartıldı?" şeklindeki soruya Bakan Avcı, "Onunla ilgili bütün alternatifler dediğimiz gibi ilgili paydaşların bu konulardaki nihai görüşleri de alındıktan sonra önümüzdeki Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Dolayısıyla bu ihtimallerin hepsi kamuoyunda konuşuluyor. İlgili kamuoyundan farklı öneriler var, görüşler var. Dolayısıyla onların hepsini biz topluyoruz. '8 çalıştay sonucunda bu farklı farklı değerlendirmeleri alalım ve sonra Bakanlar Kurulumuza onların değerlendirmeleri ışığında bir sunum yapalım' diye bunu yapıyoruz" yanıtını verdi.
"Yani tarih konusunda net bir şey yok diyebilir miyiz" sorusu üzerine de Bakan Avcı, "Hayır. Şu anda zaten o zaman gerçekten biz eğer bunları tam kararlaştırmış olsak neticesinde bütün alternatifleri görmeden tebliğ ediyor durumuna düşmek istemeyiz. Onun için çalıştayda da alacağımız son görüşlerle Bakanlar Kurulumuza sunuş yapacağız" dedi.
"Polisle karşı karşıya gelmeye gerek yok"
Avcı, bir gazetecinin Eğitim-Sen'in Kızılay'da yaptığı eyleme polis müdahalesini hatırlatması üzerine de şöyle konuştu:
"Öğretmenler Günü'nü kutlamak için eylem yapmaya ve polisle karşı karşıya gelmeye gerek yok. Biz Öğretmenler Günü'nün kutlanması için tüm öğretmenlerimizin katılabileceği, etkinlikleri olabildiğince geniş tutmaya çalışıyoruz. İlgili sendika yöneticisi arkadaşlarımız da bu etkinliklerde yer alabilirler, almalıdırlar hatta. Dolayısıyla ayrıca polisle çatışmaya varıncaya kadar farklı programlar içine girmeleri doğru olmaz.
Öğretmenlerimizin veya bir eğitim sendikasının böyle bir olayın içinde yer almış olmasına tabi ki üzüldük. Ama önümüzdeki yıldan itibaren 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarını işte bu tür olaylara da yol açmayacak şekilde olabildiğince genişletmeyi, sivil topluma yaymayı, bütün öğretmenelimizin illerde seslerini en güzel bir biçimde duyurabilecikleri bir gün olarak değerlendirmelerini istiyoruz. Öğretmenler Günü sadece bizim öğretmenlerimize olan minnet ve şükranlarımızı ifade etitğimiz bir gün değil, aynı zamanda sorunlarımızı da konuşacağımız, çözüm önerilerimizi de konuşacağımız bir gün. Öyle de olmalı ama onun bir yolu yordamı var. Bu yol ve yordam, dünkü yol ve yordam değil."
"Var gücümüzle gayret ediyoruz"
Bakan Avcı öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada ise öğretmenlerin sahip oldukları değer ve imkanlardan çok daha fazlasını hak ettiklerinin farkında olduklarını, bunun için içtenlikle ve var güçleriyle gayret gösterdiklerini söyledi.
Bir harf öğrenmeyi, öğretene 40 yıl hizmet etmekle değerlendiren bir medeniyetin mirasçıları olarak, öğretmenleri bugünün dışında da unutmayacaklarını ifade eden Avcı, 24 Kasım'ı, öğretmenlere ne kadar önemli olduklarını anlatmaya ve milletçe onlara teşekkür etmek için bir imkan olarak değerlendirmeye devam edeceklerini vurguladı.
Avcı, şöyle devam etti:
''Öğrencilerimize derinlikli düşünceleri anlayabilecekleri ve düşünce üretebilecekleri bir eğitim vermeliyiz. Fikir bildirme, eleştirme, sorgulama ve kendini ifade etme imkanı bulabilmeliler. Bunun için onların akıllarını, fikirlerini ve vicdalarını özgürleştirmeliyiz. Öğrencilerimizi en baştan itibaren estetik kaygılarla yetiştirmeli, kelimelerle, renklerle, seslerle ve görüntülerle aralarında güçlü bir bağ kurmalarına imkan sağlamalıyız.
Öğrencilerimizi, sinemanın, fotoğrafın, resmin, notaların, seslerin, sesli ve yazılı güzel ifadenin ilgilisi, meraklısı hatta mümkünse bu sanatların icracısı olarak yetiştirmeli, en azından onlarda böyle bir heves uyandırabilmeliyiz. Çünkü gücün ve silahların değiştiremeyeceği birçok şeyi estetikle değiştirmeyi başarabilir, en azından kendi hayatlarına böylece renk ve zenginlik katmalarını sağlayabiliriz.''
''Eli öpülesi öğretmenler''
Öğrencileri bilgiyle donatmanın, teknolojiyi iyi kullanabilir hale getirmeyi sağlamalarının tek başına bir değer ifade etmediğini dile getiren Bakan Avcı, ''Onlara vicdanlarının sesini duymayı, insanları ve tüm mahlukatı sevmeyi, hakka, adalete riayet etmeyi, hoşgörüyü, tevazuyu kısaca insan olmayı öğretmeliyiz. Yeni nesillerimizin bu duyarlılıklarla büyümesini arzu ediyor ve sizin bu uğurda canla başla çalıştığınızı biliyorum. Nitekim mesleğimiz asıl saygınlığını sizlerin bu çabalarından alıyor'' diye konuştu.
Öğretmenlerin sorunlarını görmezden gelemeyeceklerini dile getiren Avcı, öğretmenlerin, hangi şartlarda, hangi imkanlarla geleceği inşa etmeye çalıştığını bildiklerini söyledi. Avcı, ''Eli öpülesi öğretmenlerimizin sahip oldukları değer ve imkanlardan çok daha fazlasını hak ettiğinin farkındayız. Bunun için var gücümüzle ve bütün içtenliğimizle gayret gösterdiğimizi bilmenizi istiyoruz'' dedi.
Bakan Avcı, İzmir'de kendilerini ''Dijital Eğitim Gönüllüsü'' olarak adlandırıp, FATİH Projesi'nin eğitim materyalleri üzerinde çalışma yapan bir grup öğretmeni de kabul etti. Öğretmenlere çeşitli hediyeler veren Avcı, buradaki konuşmasında, teknolojiden faydalanarak işlerini daha iyi yapma yollarını arayan öğretmenlerin, FATİH Projesi'nin uygulanması konusundaki bazı endişelerini giderdiğini söyledi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Kasım 2013 09:27
Gösterim: 1984
Başbakan Erdoğan, Şubat ayında alınacak 10 bin öğretmene ilave olarak Ağustos ayında 40 bin öğretmen atama yapılacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, Trabzon Valiliğince Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezinde düzenlenen Öğretmenler Günü kutlama programında yaptığı konuşmada ise, eğitimin alt yapısını geliştirirken eğitimin vazgeçilmezi öğretmeleri de ihmal etmediklerini belirterek şunları kaydetti:
"11 yılda yine Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kaydettik. Bu sürede eğitim camiamıza 400 bin öğretmen aldık. Şimdi şubat ayında yeni bir atama yapacağız ve bu sayıya 10 bin öğretmen daha ekleyeceğiz. Ağustosta öyle zannediyorum ki 40 bin öğretmen daha ilave edeceğiz. Çok eksiğimiz var, çok öğretmen ihtiyacımız var, bunun farkındayız. Bazıları diyor ki 'o zaman hepsini birlikte alın.' Bütçe var. Ne yapacağız bütçeyi? Şu anda 126 bin öğretmen açığımız var. Biz bu 126 bin öğretmeni aldığımızda öğretmenimize vermemiz gereken zammı veremeyiz. O zaman oradan kısacağız. Çok düşük ücretlerle öğretmen çalıştıracağız. O da öğretmenlerimize haksızlık değil mi, bu defa da bu konuşulmaya başlanacak. 'Verin kardeşim', ama olmayan verilmez ki, var olan verilir. Bizden önce hem öğretmen açığı vardı hem de çok çok düşük rakamlarla çalıştırılıyordu. Bütçemiz izin verdikçe imkanlarımız artıkça, şartları da zorlayarak inşallah açığı kapatmaya devam edeceğiz."
40 yaşın üstündekini de alacağız
Başbakan Erdoğan, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine ilişkin, "'Efendim benim elimde birikmiş öğretmenler var' diyorlar. Bugün bir gazetede onu okudum, '40 yaşın üstündekiler ne yapacak.' Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız. Hiçbir bahane uydurmayın. 40 yaşın üstündekini de alacağız. Mülakatla alacağız, devletin okullarına koyacağız" diye konuştu.
"Kızımı kimseye duyurmadan Araklı'da okuttum"
Erdoğan, Türkiye'de artık her şeyin rayına oturduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık üniversitelerde katsayı var mı? Yok. Artık başı kapalı da başı açık da meslek liseli de normal liseli de aynı şartlarda imtihana giriyor. Nereyi kazanırsa oraya gidiyorlar. Bundan daha güzel ne olabilir. Bütün yavrularımızın ayaklarına kelepçeleri taktılar ondan sonra da 'yürü' dediler. Nasıl yürüsün. Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline takıldı. Başörtü engeline takıldı. Öz yurdunda, öz vatanında parya muamelesi gördü. Ama şimdi onlar artık geride kaldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum. İlk defa açıklıyorum... Burayı bitirdikten sonra da yurt dışına gönderdim, gitti Amerika'da okudu. Ondan sonra İngiltere'de masterını yaptı. Bak demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, Şubat ayında alınacak 10 bin öğretmene ilave olarak Ağustos ayında 40 bin öğretmen atama yapılacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, Trabzon Valiliğince Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezinde düzenlenen Öğretmenler Günü kutlama programında yaptığı konuşmada ise, eğitimin alt yapısını geliştirirken eğitimin vazgeçilmezi öğretmeleri de ihmal etmediklerini belirterek şunları kaydetti:
"11 yılda yine Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kaydettik. Bu sürede eğitim camiamıza 400 bin öğretmen aldık. Şimdi şubat ayında yeni bir atama yapacağız ve bu sayıya 10 bin öğretmen daha ekleyeceğiz. Ağustosta öyle zannediyorum ki 40 bin öğretmen daha ilave edeceğiz. Çok eksiğimiz var, çok öğretmen ihtiyacımız var, bunun farkındayız. Bazıları diyor ki 'o zaman hepsini birlikte alın.' Bütçe var. Ne yapacağız bütçeyi? Şu anda 126 bin öğretmen açığımız var. Biz bu 126 bin öğretmeni aldığımızda öğretmenimize vermemiz gereken zammı veremeyiz. O zaman oradan kısacağız. Çok düşük ücretlerle öğretmen çalıştıracağız. O da öğretmenlerimize haksızlık değil mi, bu defa da bu konuşulmaya başlanacak. 'Verin kardeşim', ama olmayan verilmez ki, var olan verilir. Bizden önce hem öğretmen açığı vardı hem de çok çok düşük rakamlarla çalıştırılıyordu. Bütçemiz izin verdikçe imkanlarımız artıkça, şartları da zorlayarak inşallah açığı kapatmaya devam edeceğiz."
40 yaşın üstündekini de alacağız
Başbakan Erdoğan, dershanelerin özel okula dönüştürülmesine ilişkin, "'Efendim benim elimde birikmiş öğretmenler var' diyorlar. Bugün bir gazetede onu okudum, '40 yaşın üstündekiler ne yapacak.' Biz 40 yaşın üstündekini de alacağız. Hiçbir bahane uydurmayın. 40 yaşın üstündekini de alacağız. Mülakatla alacağız, devletin okullarına koyacağız" diye konuştu.
"Kızımı kimseye duyurmadan Araklı'da okuttum"
Erdoğan, Türkiye'de artık her şeyin rayına oturduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık üniversitelerde katsayı var mı? Yok. Artık başı kapalı da başı açık da meslek liseli de normal liseli de aynı şartlarda imtihana giriyor. Nereyi kazanırsa oraya gidiyorlar. Bundan daha güzel ne olabilir. Bütün yavrularımızın ayaklarına kelepçeleri taktılar ondan sonra da 'yürü' dediler. Nasıl yürüsün. Benim kendi çocuklarım bu ülkede katsayı engeline takıldı. Başörtü engeline takıldı. Öz yurdunda, öz vatanında parya muamelesi gördü. Ama şimdi onlar artık geride kaldı. Benim kızım imam hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Ey gidi günler. Ben kızımı Araklı'ya gönderdim, kimseye duyurmadan burada okuttum. İlk defa açıklıyorum... Burayı bitirdikten sonra da yurt dışına gönderdim, gitti Amerika'da okudu. Ondan sonra İngiltere'de masterını yaptı. Bak demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş."
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Kasım 2013 08:25
Gösterim: 1631
Milli Eğitim Bakanı Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, toplum olarak, bugüne kadar imkansız görünen pek çok şeyin başarıldığını belirterek, "Daha fazlasını da başarabilmemizin önündeki en büyük engel, birbirimize ve birlikte tesis ettiğimiz kurumlarımıza duyduğumuz güven eksikliğidir. Bu güven eksikliğini ortadan kaldırmak konusunda, başka birçok konuda olduğu gibi, sizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz yok" dedi.
Bakan Avcı, Öğretmenler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, Atatürk’ün 24 Kasım 1928'te Başöğretmenliği kabul etmesinin yıl dönümünün, 33 yıldır Öğretmenler Günü olarak kutlandığını anımsattı.
Öğretmenler Günü’nün her geçen yıl daha yaygın bir biçimde hatırlanıp kutlanmaya başlanmasını memnuniyetle gözlemlediğini ifade eden Avcı, öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin toplum için ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu tekrarlamaya lüzum olmadığını bildirdi.
Avcı, bu konuda söylenmemiş bir söz bulmanın da kolay olmadığını kaydetti. "Aslında her birinizin hayatında birçok başka öğretmen oldu ve siz, öğretmenlerin bir insan için ne mana taşıdığını kendi tecrübelerinizle de biliyorsunuz." ifadesini kullanan Avcı, bu vesileyle Türkiye'nin, güven endekslerinde oldukça gerilerde yer aldığına dikkati çekti.
Avcı, şöyle devam etti:
"Birbirimize ve kurumlara güven duymak konusunda çok başarılı sayılmayız. Buna karşılık, öğretmenlere duyulan güven, belki de hiçbir meslek mensubunun hayal edemeyeceği kadar yüksek. Her birimiz, en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımızı, torunlarımızı, sizin ellerinize, güvenle teslim ediyoruz."
Toplum öğretmenlere duyduğu güveni hatırlatmasının iki sebebi bulunduğuna işarete den Avcı, şöyle devam etti:
"Birincisi, toplumun en imtiyazlı insanları olduğunuzu hatırlatmak istedim. Son derece saygıdeğer bir mesleğiniz var. Mesleğiniz sayesinde toplumun gözbebeği durumundasınız. Ne kadar meşakkatli, ne kadar zor bir iş yapıyor olduğunuzu biliyorum. Ama karşılığında sahip olduğunuz saygı ve güven, ümit ediyorum ki her türlü olumsuzluğu misliyle ödüyordur. Yaptığınız işin zorluklarının üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğunuz her şey, toplumun size duyduğu saygı ve güvende fazlasıyla mevcut.
İkinci olarak, size duyduğumuz saygı ve güvenden güç alarak, çocuklarımızı, birbirilerine ve dolayısıyla ülkemizin geleceğine güven duyacak bir biçimde yetiştirmenizi talep ediyorum. Biz, her şeyi başarabilecek, bugüne kadar imkânsız görünen pek çok şeyi başarmış bir toplumuz. Daha fazlasını da başarabilmemizin önündeki en büyük engel, birbirimize ve birlikte tesis ettiğimiz kurumlarımıza duyduğumuz güven eksikliğidir. Bu güven eksikliğini ortadan kaldırmak konusunda, başka birçok konuda olduğu gibi, sizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz yok. Zor görevlerinize bir başka zor görev daha eklediğimin farkındayım. Ama sizlerin bu zorlukları omzunuza yüklüyoruz diye bize sitem etmeyeceğinizden, aksine her görevi hakkını vererek yerine getirmek için canla başla çabalayacağınızdan şüphem yok. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun ama unutmayın ki, siz yılın her günü başımızın tacısınız. Sizlere sağlık ve esenlik içinde nice uzun yıllar, başarılı hizmetler; emekli öğretmenlerimize ve diğer emekli çalışanlarımıza sağlık, huzur ve afiyet içinde mutlu bir emeklilik hayatı diliyorum. Ahirete intikal eden merhum öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza da minnet ve şükran duygularımızla bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, toplum olarak, bugüne kadar imkansız görünen pek çok şeyin başarıldığını belirterek, "Daha fazlasını da başarabilmemizin önündeki en büyük engel, birbirimize ve birlikte tesis ettiğimiz kurumlarımıza duyduğumuz güven eksikliğidir. Bu güven eksikliğini ortadan kaldırmak konusunda, başka birçok konuda olduğu gibi, sizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz yok" dedi.
Bakan Avcı, Öğretmenler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, Atatürk’ün 24 Kasım 1928'te Başöğretmenliği kabul etmesinin yıl dönümünün, 33 yıldır Öğretmenler Günü olarak kutlandığını anımsattı.
Öğretmenler Günü’nün her geçen yıl daha yaygın bir biçimde hatırlanıp kutlanmaya başlanmasını memnuniyetle gözlemlediğini ifade eden Avcı, öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin toplum için ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu tekrarlamaya lüzum olmadığını bildirdi.
Avcı, bu konuda söylenmemiş bir söz bulmanın da kolay olmadığını kaydetti. "Aslında her birinizin hayatında birçok başka öğretmen oldu ve siz, öğretmenlerin bir insan için ne mana taşıdığını kendi tecrübelerinizle de biliyorsunuz." ifadesini kullanan Avcı, bu vesileyle Türkiye'nin, güven endekslerinde oldukça gerilerde yer aldığına dikkati çekti.
Avcı, şöyle devam etti:
"Birbirimize ve kurumlara güven duymak konusunda çok başarılı sayılmayız. Buna karşılık, öğretmenlere duyulan güven, belki de hiçbir meslek mensubunun hayal edemeyeceği kadar yüksek. Her birimiz, en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımızı, torunlarımızı, sizin ellerinize, güvenle teslim ediyoruz."
Toplum öğretmenlere duyduğu güveni hatırlatmasının iki sebebi bulunduğuna işarete den Avcı, şöyle devam etti:
"Birincisi, toplumun en imtiyazlı insanları olduğunuzu hatırlatmak istedim. Son derece saygıdeğer bir mesleğiniz var. Mesleğiniz sayesinde toplumun gözbebeği durumundasınız. Ne kadar meşakkatli, ne kadar zor bir iş yapıyor olduğunuzu biliyorum. Ama karşılığında sahip olduğunuz saygı ve güven, ümit ediyorum ki her türlü olumsuzluğu misliyle ödüyordur. Yaptığınız işin zorluklarının üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğunuz her şey, toplumun size duyduğu saygı ve güvende fazlasıyla mevcut.
İkinci olarak, size duyduğumuz saygı ve güvenden güç alarak, çocuklarımızı, birbirilerine ve dolayısıyla ülkemizin geleceğine güven duyacak bir biçimde yetiştirmenizi talep ediyorum. Biz, her şeyi başarabilecek, bugüne kadar imkânsız görünen pek çok şeyi başarmış bir toplumuz. Daha fazlasını da başarabilmemizin önündeki en büyük engel, birbirimize ve birlikte tesis ettiğimiz kurumlarımıza duyduğumuz güven eksikliğidir. Bu güven eksikliğini ortadan kaldırmak konusunda, başka birçok konuda olduğu gibi, sizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz yok. Zor görevlerinize bir başka zor görev daha eklediğimin farkındayım. Ama sizlerin bu zorlukları omzunuza yüklüyoruz diye bize sitem etmeyeceğinizden, aksine her görevi hakkını vererek yerine getirmek için canla başla çabalayacağınızdan şüphem yok. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun ama unutmayın ki, siz yılın her günü başımızın tacısınız. Sizlere sağlık ve esenlik içinde nice uzun yıllar, başarılı hizmetler; emekli öğretmenlerimize ve diğer emekli çalışanlarımıza sağlık, huzur ve afiyet içinde mutlu bir emeklilik hayatı diliyorum. Ahirete intikal eden merhum öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza da minnet ve şükran duygularımızla bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.”
Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Kasım 2013 20:03
Gösterim: 1510

