Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 18-24 yaş arası gençlerin okul terk oranlarının yüksek olduğunu bu durumun nedeninin zorunlu eğitimin geçen yıla kadar 8 yıl olmasından kaynaklandığını belirtti.

Avcı, Başkent Öğretmenevi'nde, "Özellikle Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi Uluslararası Konferansı"nda, toplantının Avrupa Birliği'nin kuruluş yıl dönümüne denk gelmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek, Türkiye'nin eğitim alanında yıllardır biriken ve kronikleşen sorunların çözümü yolunda önemli mesafeler katettiğini söyledi.

AB'nin finanse ettiği projenin, kız çocuklarının eğitime erişimleri konusunda ortak bir çabayı ve kararlılığı görünür kıldığına işaret eden Avcı, herkesin ortak arzusunun kız erkek bütün çocukların ama özellikle de kızların sadece okur yazar değil aynı zamanda eğitim düzeylerinin yükselmesi, bilgi ve beceri sahibi bireyler olarak toplumsal hayatın her alanında yer alması olduğunu ifade etti.

Avcı, "Başta kız çocuklarımız ve engelli çocuklarımız olmak üzere herkesin hayata eşit fırsatlarla başlamasını sağlamayı bir görev olarak görüyoruz. Zira, bilgi, beceri ve deneyimden yoksun kalmak özellikle kız çocuklarımızı düşük statülü, güvenceden uzak işlere ve yoksulluğa mahkum kılmakta, başta şiddet olmak üzere her türlü istismara açık hale getirmektedir" dedi.

Hedef yüzde 10

18-24 yaş arası gençlerin okul terk oranlarının yüksek olduğuna dikkati çeken Avcı, bu durumun zorunlu eğitimin geçen yıla kadar 8 yıl olmasından kaynaklandığını vurguladı.

AK Parti hükümetinin zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardığını anımsatan Avcı, 2012 yılı verilerine göre yüzde 40 civarında olan okul terk oranlarının, eğitim reformuyla AB'nin 2020 yılı için koyduğu yüzde 10 hedefine oldukça yaklaşacağını düşündüğünü dile getirdi.

Ortaöğretimde okullaşma oranındaki bu artışın kısa zamanda yükseköğretimdeki okullaşma oranını da etkilemesini beklediklerini aktaran Avcı, "Hükümetimiz son 5 yılda ülkemizdeki üniversite sayısını ikiye katlayarak yükseköğretim kurumlarının kapasitesini önemli ölçüde artırmış bulunmaktadır. Daha önceki 8+4 şeklindeki temel eğitim ve orta öğretim uygulamasını, 4+4+4 şekline dönüştürerek, çocuklarımız değişik eğitim kademelerinde istek ve kabiliyetlerine göre yatay ve dikey geçiş mekanizmalarının açık olduğu daha demokratik bir eğitim sistemi oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Bu uygulamayı gerçekleştirirken zorunlu eğitimdeki zorunluluk uygulamasını 2012 yılında kaldırdıklarını ama bunun yanında zorunlu temel eğitim yaşını 66 aya indirerek okul öncesi eğitimin önemli bir kısmına ilköğretim kademesinde yer açtıklarını anlatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm bu değişim ve dönüşümlerle amacımız, her düzeyde okullaşma oranlarının düzeylerinin yükseltilmesi, eğitim süresinin uzatılması, eğitim müfredatı ve yöntemlerin bilgi toplumunun, bilgi ve becerilerini kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesi, katı ve merkeziyetçi yapıdan uzaklaşıp daha esnek bir yapıya geçilmesi ve eğitimin niteliğini geliştirme konusunda çabalara yeni bir ivme kazandırılmasıydı. Bu yoldaki çalışmalarımız artarak sürüyor. Buna rağmen ortaöğretime kaydolup devam etmemiş veya e-okul sistemi tarafından bir okula yönlendirildiği halde okula kaydolmamış çocuklarımız ne yazık ki mevcut. Dolayısıyla bundan sonra üzerinde önemle durmamız gereken husus, çocuklarımızın eğitime erişimi kadar devamlarının da önündeki her türlü engelin kaldırılması olacaktır."

Türkiye'nin çok kısa zaman diliminde eğitimde birçok alanda çok önemli ve topyekün bir sıçrama gerçekleştirdiğine dikkati çeken Avcı, bunun yeterli olmadığını, hedeflerinin eğitimin her alanında yüzde 100 okullaşma ve daha kaliteli bir eğitim olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin eğitim ve kültür alanlarında AB, hedef ve önceliklerini paylaştığını, bu doğrultuda ilgili fasılda, müzakere pozisyon belgesini hazırlanmasına rağmen halen müzakerelere başlanmadığına dikkati çeken Avcı, kültürlerin ayrıştırıcı değil bütünleşici niteliklerinin öne çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik de Türkiye'de son 10 yılda yaşanan değişimin eğitim alanında da gerçekleştiğini ifade ederek, Türkiye'nin AB ülkelerindeki okullaşma oranlarını yakaladığını, okul öncesindeki yüzde 100 olan okullaşma hedefine 2016'ya kadar ulaşmayı öngördüklerini belirtti.

Bakan Avcı, etkinlikte ALO 147 hattının kamu spotunda rol alan Van Gürpınar Akbulut köyünden gelen çocuklarla fotoğraf çektirdi.

Konferansa, Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve Sosyal İçerme Komiseri Laszlo Andor, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ömer Açıkgöz ile diğer ilgililer katıldı.

> 8 yıllık zorunlu eğitim okul terk oranlarını artırdı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 18-24 yaş arası gençlerin okul terk oranlarının yüksek olduğunu bu durumun nedeninin zorunlu eğitimin geçen yıla kadar 8 yıl olmasından kaynaklandığını belirtti.

Avcı, Başkent Öğretmenevi'nde, "Özellikle Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi Uluslararası Konferansı"nda, toplantının Avrupa Birliği'nin kuruluş yıl dönümüne denk gelmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek, Türkiye'nin eğitim alanında yıllardır biriken ve kronikleşen sorunların çözümü yolunda önemli mesafeler katettiğini söyledi.

AB'nin finanse ettiği projenin, kız çocuklarının eğitime erişimleri konusunda ortak bir çabayı ve kararlılığı görünür kıldığına işaret eden Avcı, herkesin ortak arzusunun kız erkek bütün çocukların ama özellikle de kızların sadece okur yazar değil aynı zamanda eğitim düzeylerinin yükselmesi, bilgi ve beceri sahibi bireyler olarak toplumsal hayatın her alanında yer alması olduğunu ifade etti.

Avcı, "Başta kız çocuklarımız ve engelli çocuklarımız olmak üzere herkesin hayata eşit fırsatlarla başlamasını sağlamayı bir görev olarak görüyoruz. Zira, bilgi, beceri ve deneyimden yoksun kalmak özellikle kız çocuklarımızı düşük statülü, güvenceden uzak işlere ve yoksulluğa mahkum kılmakta, başta şiddet olmak üzere her türlü istismara açık hale getirmektedir" dedi.

Hedef yüzde 10

18-24 yaş arası gençlerin okul terk oranlarının yüksek olduğuna dikkati çeken Avcı, bu durumun zorunlu eğitimin geçen yıla kadar 8 yıl olmasından kaynaklandığını vurguladı.

AK Parti hükümetinin zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardığını anımsatan Avcı, 2012 yılı verilerine göre yüzde 40 civarında olan okul terk oranlarının, eğitim reformuyla AB'nin 2020 yılı için koyduğu yüzde 10 hedefine oldukça yaklaşacağını düşündüğünü dile getirdi.

Ortaöğretimde okullaşma oranındaki bu artışın kısa zamanda yükseköğretimdeki okullaşma oranını da etkilemesini beklediklerini aktaran Avcı, "Hükümetimiz son 5 yılda ülkemizdeki üniversite sayısını ikiye katlayarak yükseköğretim kurumlarının kapasitesini önemli ölçüde artırmış bulunmaktadır. Daha önceki 8+4 şeklindeki temel eğitim ve orta öğretim uygulamasını, 4+4+4 şekline dönüştürerek, çocuklarımız değişik eğitim kademelerinde istek ve kabiliyetlerine göre yatay ve dikey geçiş mekanizmalarının açık olduğu daha demokratik bir eğitim sistemi oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Bu uygulamayı gerçekleştirirken zorunlu eğitimdeki zorunluluk uygulamasını 2012 yılında kaldırdıklarını ama bunun yanında zorunlu temel eğitim yaşını 66 aya indirerek okul öncesi eğitimin önemli bir kısmına ilköğretim kademesinde yer açtıklarını anlatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm bu değişim ve dönüşümlerle amacımız, her düzeyde okullaşma oranlarının düzeylerinin yükseltilmesi, eğitim süresinin uzatılması, eğitim müfredatı ve yöntemlerin bilgi toplumunun, bilgi ve becerilerini kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesi, katı ve merkeziyetçi yapıdan uzaklaşıp daha esnek bir yapıya geçilmesi ve eğitimin niteliğini geliştirme konusunda çabalara yeni bir ivme kazandırılmasıydı. Bu yoldaki çalışmalarımız artarak sürüyor. Buna rağmen ortaöğretime kaydolup devam etmemiş veya e-okul sistemi tarafından bir okula yönlendirildiği halde okula kaydolmamış çocuklarımız ne yazık ki mevcut. Dolayısıyla bundan sonra üzerinde önemle durmamız gereken husus, çocuklarımızın eğitime erişimi kadar devamlarının da önündeki her türlü engelin kaldırılması olacaktır."

Türkiye'nin çok kısa zaman diliminde eğitimde birçok alanda çok önemli ve topyekün bir sıçrama gerçekleştirdiğine dikkati çeken Avcı, bunun yeterli olmadığını, hedeflerinin eğitimin her alanında yüzde 100 okullaşma ve daha kaliteli bir eğitim olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin eğitim ve kültür alanlarında AB, hedef ve önceliklerini paylaştığını, bu doğrultuda ilgili fasılda, müzakere pozisyon belgesini hazırlanmasına rağmen halen müzakerelere başlanmadığına dikkati çeken Avcı, kültürlerin ayrıştırıcı değil bütünleşici niteliklerinin öne çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik de Türkiye'de son 10 yılda yaşanan değişimin eğitim alanında da gerçekleştiğini ifade ederek, Türkiye'nin AB ülkelerindeki okullaşma oranlarını yakaladığını, okul öncesindeki yüzde 100 olan okullaşma hedefine 2016'ya kadar ulaşmayı öngördüklerini belirtti.

Bakan Avcı, etkinlikte ALO 147 hattının kamu spotunda rol alan Van Gürpınar Akbulut köyünden gelen çocuklarla fotoğraf çektirdi.

Konferansa, Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve Sosyal İçerme Komiseri Laszlo Andor, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ömer Açıkgöz ile diğer ilgililer katıldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 09 May 2013 15:47

Gösterim: 1910

ÖSYM, Adayların engellerinin sınav engeline dönüşmemesi için yeni önlem paketini kamuoyuyla paylaştı. Engelli adaylar için sınavda soruların okunmasına yardımcı olan "okuyucu ve işaretleyiciler” hayata geçirilecek.

ÖSYM Başkanı Ali Demir, engelli adaylara sınavda soruların okunmasında yardımcı olan "okuyucu ve işaretleyicileri" eğitime alacaklarını söyledi.

Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl yaklaşık 65 bini Özürlü Memur Seçme Sınavı'nda (ÖMSS) olmak üzere 75 binin üzerinde engelliye sınav yaptıklarını hatırlattı.

ÖMSS'nin dünyada ilk kez Türkiye'de yapıldığını vurgulayan Demir, engellilere yönelik uygulamalarda sürekli iyileştirici önlem aldıklarını, bu kapsamda da sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gittiklerini ifade etti.

Her sınav öncesi engelli temsilcileriyle görüştükleri bilgisini veren Demir, görüşmelerde, adayların hassasiyetlerini öğrendiklerini, uyarılarda bulunduklarını dile getirdi.

2011'den bu yana engelli dostu bir kurum olmak için çaba sarf ettiklerine işaret eden Demir, bu kapsamda, birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlattı.

Demir, ÖMSS ve sonraki sınavlarda kullanılmak üzere "Engelli Görevlileri El Rehberi" hazırladıklarını kaydederek, adayların engel durumlarına göre bina ya da salon seçimi yaptıklarını bildirdi.

ÖSYM Başkanı Demir, "Engel durumunu bildiren hiçbir adayı mağdur etmiyoruz. Aday bize tekerlekli sandalyeyle sınava gireceğini, belgeleriyle bildiriyorsa onu 2. veya 3. katta sınava almamız söz konusu değil. Eğer adayın sonradan bir sağlık sorunu veya sakatlığı olduysa bunu da resmi raporlarıyla bildirdiğinde, adayın durumuna göre uygulamaları hayata geçiriyoruz" dedi.

Demir, engelli adaylara yöneltilecek sorular hazırlanırken de bilim kurullarının önerileri doğrultusunda hareket ettiklerine dikkati çekerek, adayların öğrenim düzeyleri, algılama ve öğrenme yeteneklerine göre sınavların oluşturulduğunu, bazı adaylara da engel durumuna göre ek süre verildiğini söyledi.

"Daha konforlu sınav ortamı hazırlamak için çalışıyoruz"

Son dönemlerde yapılan sınavlara ilişkin kılavuzların da engellilere yönelik hazırlanarak internet sitesinden yayınlandığını belirten Demir, sınav uygulama yönergeleri ve giriş koşullarına dair yönetmeliğini hazırladıklarını açıkladı.

Engelli adaylara daha konforlu bir sınav ortamı sağlayabilmek için çalışmalar sürdürdüklerini anlatan Demir, şöyle konuştu:

"Göreve geldikten sonra sınav merkezlerine ÖSYM adına Ankara'dan engelli temsilcilerini görevlendirmeye başladık. Bu temsilciler bizim adımıza sınavı denetliyor ve adayların sınavlarının sorunsuz geçmesine yardımcı oluyor. Merkezle sürekli iletişim halindeler ve gördükleri aksaklığı anında bize rapor ediyorlar.

Bu yıl bir yeniliği daha hayata geçirerek, engelli adaylara soruların okunmasında yardımcı olacak okuyucu ve işaretleyicileri eğitime alacağız. Eğitimler ilerleyen günlerde başlayacak. STK'lar da bize destek verecek. Sınav adaletini ve güvenliğini, etkilemeyecek her türden uygulamayı engelli adayların hizmetine sunmaya devam edeceğiz."

"Her türlü talep titizlikle inceleniyor"

Demir, 2013 YGS'de, değişik engel gruplarından 4 bin 577 adayı sınava aldıklarını kaydederek, "Engellilerin her birinin kendine özgü durumları söz konusu olduğundan, yönetilmesi çok zor olmasına rağmen adayların engellerinin sınav engeline dönüşmemesi için her türlü önlemi alıyoruz. Engelli adaylardan gelen her türlü talebi titizlikle inceliyoruz. Ancak adayların engel durumlarını gösteren raporlarını kılavuzlarda belirtilen sürede kuruma ulaştırmaları çok önemli" diye konuştu.

> ÖSYM’den engelliler için yeni uygulama

ÖSYM, Adayların engellerinin sınav engeline dönüşmemesi için yeni önlem paketini kamuoyuyla paylaştı. Engelli adaylar için sınavda soruların okunmasına yardımcı olan "okuyucu ve işaretleyiciler” hayata geçirilecek.

ÖSYM Başkanı Ali Demir, engelli adaylara sınavda soruların okunmasında yardımcı olan "okuyucu ve işaretleyicileri" eğitime alacaklarını söyledi.

Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl yaklaşık 65 bini Özürlü Memur Seçme Sınavı'nda (ÖMSS) olmak üzere 75 binin üzerinde engelliye sınav yaptıklarını hatırlattı.

ÖMSS'nin dünyada ilk kez Türkiye'de yapıldığını vurgulayan Demir, engellilere yönelik uygulamalarda sürekli iyileştirici önlem aldıklarını, bu kapsamda da sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gittiklerini ifade etti.

Her sınav öncesi engelli temsilcileriyle görüştükleri bilgisini veren Demir, görüşmelerde, adayların hassasiyetlerini öğrendiklerini, uyarılarda bulunduklarını dile getirdi.

2011'den bu yana engelli dostu bir kurum olmak için çaba sarf ettiklerine işaret eden Demir, bu kapsamda, birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlattı.

Demir, ÖMSS ve sonraki sınavlarda kullanılmak üzere "Engelli Görevlileri El Rehberi" hazırladıklarını kaydederek, adayların engel durumlarına göre bina ya da salon seçimi yaptıklarını bildirdi.

ÖSYM Başkanı Demir, "Engel durumunu bildiren hiçbir adayı mağdur etmiyoruz. Aday bize tekerlekli sandalyeyle sınava gireceğini, belgeleriyle bildiriyorsa onu 2. veya 3. katta sınava almamız söz konusu değil. Eğer adayın sonradan bir sağlık sorunu veya sakatlığı olduysa bunu da resmi raporlarıyla bildirdiğinde, adayın durumuna göre uygulamaları hayata geçiriyoruz" dedi.

Demir, engelli adaylara yöneltilecek sorular hazırlanırken de bilim kurullarının önerileri doğrultusunda hareket ettiklerine dikkati çekerek, adayların öğrenim düzeyleri, algılama ve öğrenme yeteneklerine göre sınavların oluşturulduğunu, bazı adaylara da engel durumuna göre ek süre verildiğini söyledi.

"Daha konforlu sınav ortamı hazırlamak için çalışıyoruz"

Son dönemlerde yapılan sınavlara ilişkin kılavuzların da engellilere yönelik hazırlanarak internet sitesinden yayınlandığını belirten Demir, sınav uygulama yönergeleri ve giriş koşullarına dair yönetmeliğini hazırladıklarını açıkladı.

Engelli adaylara daha konforlu bir sınav ortamı sağlayabilmek için çalışmalar sürdürdüklerini anlatan Demir, şöyle konuştu:

"Göreve geldikten sonra sınav merkezlerine ÖSYM adına Ankara'dan engelli temsilcilerini görevlendirmeye başladık. Bu temsilciler bizim adımıza sınavı denetliyor ve adayların sınavlarının sorunsuz geçmesine yardımcı oluyor. Merkezle sürekli iletişim halindeler ve gördükleri aksaklığı anında bize rapor ediyorlar.

Bu yıl bir yeniliği daha hayata geçirerek, engelli adaylara soruların okunmasında yardımcı olacak okuyucu ve işaretleyicileri eğitime alacağız. Eğitimler ilerleyen günlerde başlayacak. STK'lar da bize destek verecek. Sınav adaletini ve güvenliğini, etkilemeyecek her türden uygulamayı engelli adayların hizmetine sunmaya devam edeceğiz."

"Her türlü talep titizlikle inceleniyor"

Demir, 2013 YGS'de, değişik engel gruplarından 4 bin 577 adayı sınava aldıklarını kaydederek, "Engellilerin her birinin kendine özgü durumları söz konusu olduğundan, yönetilmesi çok zor olmasına rağmen adayların engellerinin sınav engeline dönüşmemesi için her türlü önlemi alıyoruz. Engelli adaylardan gelen her türlü talebi titizlikle inceliyoruz. Ancak adayların engel durumlarını gösteren raporlarını kılavuzlarda belirtilen sürede kuruma ulaştırmaları çok önemli" diye konuştu.

Son Güncelleme: Cuma, 10 May 2013 08:52

Gösterim: 1993

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Cambridge Üniversitesi ve Horizon Eğitim Grubu , 'Uluslararası Lise Denkliği' projesini hayata geçirdi.

Uluslararası Lise Denkliği projesi ile Kabataş Erkek ve Atatürk Fen Lisesi öğrencileri kendi müfredatlarına ek olarak Cambridge Üniversitesi’nin diploma programını da alarak, uluslararası geçerliliğe sahip diploma sahibi olacak. Öğrenciler, ABD ve Avrupa’daki üniversitelere direkt geçiş hakkı kazanacak.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Cambridge Üniversitesi ve Horizon Eğitim Grubu, ‘Uluslararası Lise Denkliği’ projesini hayata geçirdi. Konuyla ilgili basın toplantısı dün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Cambridge Üniversitesi Uluslararası Eğitimler Avrupa Bölge Müdürü Ann Gibson, Horizon Eğitim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gültekin’in katılımıyla gerçekleşti. Verilen bilgilere göre, proje kapsamında Kabataş Erkek Lisesi ve Atatürk Fen Lisesi’nin gelecek sene 11 ve 12. sınıfta olacak öğrencileri Cambridge Üniversitesi’nin 15 dersten oluşan ‘A Level’ lise programını alacak. Kendi okul diplomalarının yanında gençler mezun olurken bir de Cambridge A Level diploması sahibi olacak. Bu diploma ile dünyanın pek çok üniversitesine doğrudan geçiş hakkı kazanacak.

Cambridge Üniversitesi’nin Türkiye’deki tek yetkili kurumu olan Horizon Eğitim Grubu CEO’su Mehmet Gültekin, “Öğrencilerin alacağı iyi notlar, Amerika ve Kanada üniversitelerinde tam bir senelik ileri seviyeye geçiş ya da kredi transferi sağlayacak. AB üniversitelerinde de Fransız Bakaloryası ve Alman Abituruna giriş şartı olarak kabul ediliyor” diye konuştu. Yıldız ise “Müfredatlarına ek alacakları programla yenilikçi ve yaratıcı eğitim teknikleri görecekler” dedi.

Kaynak Radikal.com.tr

> Devlet lisesi öğrencileri yurtdışı yolcusu

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Cambridge Üniversitesi ve Horizon Eğitim Grubu , 'Uluslararası Lise Denkliği' projesini hayata geçirdi.

Uluslararası Lise Denkliği projesi ile Kabataş Erkek ve Atatürk Fen Lisesi öğrencileri kendi müfredatlarına ek olarak Cambridge Üniversitesi’nin diploma programını da alarak, uluslararası geçerliliğe sahip diploma sahibi olacak. Öğrenciler, ABD ve Avrupa’daki üniversitelere direkt geçiş hakkı kazanacak.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Cambridge Üniversitesi ve Horizon Eğitim Grubu, ‘Uluslararası Lise Denkliği’ projesini hayata geçirdi. Konuyla ilgili basın toplantısı dün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Cambridge Üniversitesi Uluslararası Eğitimler Avrupa Bölge Müdürü Ann Gibson, Horizon Eğitim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gültekin’in katılımıyla gerçekleşti. Verilen bilgilere göre, proje kapsamında Kabataş Erkek Lisesi ve Atatürk Fen Lisesi’nin gelecek sene 11 ve 12. sınıfta olacak öğrencileri Cambridge Üniversitesi’nin 15 dersten oluşan ‘A Level’ lise programını alacak. Kendi okul diplomalarının yanında gençler mezun olurken bir de Cambridge A Level diploması sahibi olacak. Bu diploma ile dünyanın pek çok üniversitesine doğrudan geçiş hakkı kazanacak.

Cambridge Üniversitesi’nin Türkiye’deki tek yetkili kurumu olan Horizon Eğitim Grubu CEO’su Mehmet Gültekin, “Öğrencilerin alacağı iyi notlar, Amerika ve Kanada üniversitelerinde tam bir senelik ileri seviyeye geçiş ya da kredi transferi sağlayacak. AB üniversitelerinde de Fransız Bakaloryası ve Alman Abituruna giriş şartı olarak kabul ediliyor” diye konuştu. Yıldız ise “Müfredatlarına ek alacakları programla yenilikçi ve yaratıcı eğitim teknikleri görecekler” dedi.

Kaynak Radikal.com.tr

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 May 2013 09:43

Gösterim: 3580

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Okullar açıldığında, kayıt kabul dönemlerinde velilerden hiçbir başlık altında, aidat, bağış alınmayacak" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, eğitim muhabirleriyle makamında yaptığı görüşmede, dün Yozgat'ta yaptığı açıklamaların bağlamından kopartılarak yanlış, eksik veya yanıltıcı bir şekilde yansıtıldığını ifade etti.

Bazı kuruluşlar veya hayırseverlerin okul yaptırmaya gücünün yetmeyeceğini, Sağlık Bakanlığı'nın hastanelere oda yapımı bağışı alması gibi sınıflara yönelik katkılarda bulunabileceğini de söylediğini anlatan Avcı, bunun bazı gazetelerde yanıltıcı bir biçimde yansıtıldığına dikkati çekti.

Avcı, kayıt parasına ilişkin sözlerinin MEB'in bugüne kadarki uygulamalarından geri dönüş, bir sapma gibi yansıtıldığını, Bakanlığın net görüşünü bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak istediğini söyledi.

Bakan Avcı, Okul Aile Birliği Yönetmeliği, ilgili genelge ve valiliklere gönderilen yazıların halen yürürlükte olduğunu, yönetmeliklerin bu konuda açık ve bunların halen geçerli olduğunu ifade etti.

Yönetmelik hükümleri dışında aidat bağış gibi para talep edilemeyeceğini dile getiren Avcı, "Kayıt kabul dönemlerinde ve diploma verilirken kesinlikle 'gönüllülük' adı altında bile velilerden bağış, aidat talep edilmeyecek. Bu yönetmelik yürürlüktedir. Herhangi bir ad altında okul aile birlikleri velileri düzenli aidat ödeme gibi icbar edici kararlar alamayacaklardır" dedi.

"Okullar açıldığında, kayıt kabul dönemlerinde velilerden hiçbir başlık altında, aidat, bağış alınmayacak" diyen Avcı, diploma verilirken de herhangi bir harç, bağış, aidat talebinde bulunulmayacağını bildirdi.

> Velilerden kayıt parası alınmayacak

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Okullar açıldığında, kayıt kabul dönemlerinde velilerden hiçbir başlık altında, aidat, bağış alınmayacak" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, eğitim muhabirleriyle makamında yaptığı görüşmede, dün Yozgat'ta yaptığı açıklamaların bağlamından kopartılarak yanlış, eksik veya yanıltıcı bir şekilde yansıtıldığını ifade etti.

Bazı kuruluşlar veya hayırseverlerin okul yaptırmaya gücünün yetmeyeceğini, Sağlık Bakanlığı'nın hastanelere oda yapımı bağışı alması gibi sınıflara yönelik katkılarda bulunabileceğini de söylediğini anlatan Avcı, bunun bazı gazetelerde yanıltıcı bir biçimde yansıtıldığına dikkati çekti.

Avcı, kayıt parasına ilişkin sözlerinin MEB'in bugüne kadarki uygulamalarından geri dönüş, bir sapma gibi yansıtıldığını, Bakanlığın net görüşünü bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak istediğini söyledi.

Bakan Avcı, Okul Aile Birliği Yönetmeliği, ilgili genelge ve valiliklere gönderilen yazıların halen yürürlükte olduğunu, yönetmeliklerin bu konuda açık ve bunların halen geçerli olduğunu ifade etti.

Yönetmelik hükümleri dışında aidat bağış gibi para talep edilemeyeceğini dile getiren Avcı, "Kayıt kabul dönemlerinde ve diploma verilirken kesinlikle 'gönüllülük' adı altında bile velilerden bağış, aidat talep edilmeyecek. Bu yönetmelik yürürlüktedir. Herhangi bir ad altında okul aile birlikleri velileri düzenli aidat ödeme gibi icbar edici kararlar alamayacaklardır" dedi.

"Okullar açıldığında, kayıt kabul dönemlerinde velilerden hiçbir başlık altında, aidat, bağış alınmayacak" diyen Avcı, diploma verilirken de herhangi bir harç, bağış, aidat talebinde bulunulmayacağını bildirdi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 May 2013 15:25

Gösterim: 1434

Okullar ne zaman tatil edilecek? 2013-2014 eğitim-öğretim dersleri ne zaman başlayacak? 2013-14 Şubat tatili ne zaman?

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında 2013-2014 eğitim-öğretim yılı 16 Eylül Pazartesi başlayacak.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan genelgede, 2013-2014 eğitim-öğretim yılına ait çalışma takviminin, ilgili yönetmelikler doğrultusunda yeniden düzenlendiği belirtildi.

Buna göre, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için birinci yarı yıl 9 Eylül'de başlayacak. Öğrenciler 13 Eylül'e kadar eğitim ve öğretime hazırlanacak.

Birinci yarı yıl, 16 Eylül 2014 Pazartesi'den, 24 Ocak 2014 Cuma'ya kadar sürecek.

Yarı yıl tatili, 27 Ocak-7 Şubat 2014'te yapılacak.

İkinci dönemin ilk dersi 10 Şubat'ta görülecek. 2013-2014 eğitim-öğretim sezonu 13 Haziran'da tamamlanacak.

2014-2015 eğitim-öğretim yılı ise 15 Eylül 2014 Pazartesi günü başlayacak.

> 2013-2014 eğitim-öğretim yılı 16 Eylül'de başlayacak

Okullar ne zaman tatil edilecek? 2013-2014 eğitim-öğretim dersleri ne zaman başlayacak? 2013-14 Şubat tatili ne zaman?

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında 2013-2014 eğitim-öğretim yılı 16 Eylül Pazartesi başlayacak.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan genelgede, 2013-2014 eğitim-öğretim yılına ait çalışma takviminin, ilgili yönetmelikler doğrultusunda yeniden düzenlendiği belirtildi.

Buna göre, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için birinci yarı yıl 9 Eylül'de başlayacak. Öğrenciler 13 Eylül'e kadar eğitim ve öğretime hazırlanacak.

Birinci yarı yıl, 16 Eylül 2014 Pazartesi'den, 24 Ocak 2014 Cuma'ya kadar sürecek.

Yarı yıl tatili, 27 Ocak-7 Şubat 2014'te yapılacak.

İkinci dönemin ilk dersi 10 Şubat'ta görülecek. 2013-2014 eğitim-öğretim sezonu 13 Haziran'da tamamlanacak.

2014-2015 eğitim-öğretim yılı ise 15 Eylül 2014 Pazartesi günü başlayacak.

Son Güncelleme: Salı, 07 May 2013 18:01

Gösterim: 2170


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.