Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türkiye'de eğitim görmeleri için Somali'den getirilen öğrencilerden 83'ünün kayıplara karışması projenin sonu oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin Somali'de yürütülmesi için çalışmalara başladı. Çocukları ülkelerinde Türk öğretmenler eğitecek.

Bugün Gazetesi'nin haberine göre, eğitimlerini Türkiye'de sürdürmek ve ülkelerinde yaşanan insanlık dramından kurtarılmak üzere Türkiye'ye getirilen 500 Somalili öğrenciden 83'ünün kayıplara karışması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) projeye son verdi. Bu kapsamda nitelikli eğitimin Somali'deki okullarda verilmesi üzerine çalışmalar başladı. Bakanlık uzmanlarının Türk ve Somalili öğretmenlerin beraber çalışacağı bir projenin üzerinde çalışmalara başladığı öğrenildi. Öğrencilerin Türkiye'deki eğitim müfredatına benzer bir programla eğitim almalarının yolları aranmaya başladı.

AİLELER DE EĞİTİLECEK

Öncelikle okul çağına gelmiş çocukların eğitim ve öğretiminin amaçlandığı çalışmada ailelere de okuma yazma öğretilecek. Türk ve Somalili öğretmenler proje ile çocuğun yanı sıra aile bireylerine de eğitim verecek. Böylece hem çocuğun eğitimi aile yanında sağlanmış hem de ailenin eğitim ve okuryazarlık seviyesi yükseltilmiş olacak.

Şu an Türkiye'de eğitimini sürdüren öğrenciler öncelikle dönem sonu ile birlikte ailelerinin yanına gönderilecek. Tatili aileleriyle birlikte geçirecek öğrencilerin Somali'de kalması ve eğitimine orada devam etmesi sağlanacak. Öğrencilerin yol masrafları MEB ve Diyanet Vakfı görüşmelerinin neticesinde sağlanacak.

TÜRK KÜLTÜRÜ ANLATILACAK

Somalili öğrencilere müfredatla Türk kültürü de anlatılacak. Bu kapsamda Türk kültürüne ait kitaplardan dersler verilecek. Ayrıca derslerin yanı sıra çocukların kişisel gelişimi de sağlanacak. Çocuklara uzmanlarca seminerler ve konferansların yanı sıra okuma saatleri de belirlenecek. Öğrenciler bu saatler arasında kitap okuyacak.

Organ mafyası şüphesi

Somali'den eğitim için Türkiye'ye getirilen 500 çocuktan 83'ünün kaldıkları yatılı yurtlardan kaçarak ortadan kaybolduğu Emniyet birimlerince belirlendi. Polis, yarısı kız olan 83 Somalili öğrenciyi bulmak için ülke çapında alarma geçti. 15-18 yaş grubundaki Somalili çocukların başta organ mafyası olmak üzere zehir ve insan tacirlerinin eline düşmemesi için arama çalışmalarına hız verildi.

(Bugün)

> Eğitim için Türkiye’ye getirildiler, kayıplara karıştılar

Türkiye'de eğitim görmeleri için Somali'den getirilen öğrencilerden 83'ünün kayıplara karışması projenin sonu oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin Somali'de yürütülmesi için çalışmalara başladı. Çocukları ülkelerinde Türk öğretmenler eğitecek.

Bugün Gazetesi'nin haberine göre, eğitimlerini Türkiye'de sürdürmek ve ülkelerinde yaşanan insanlık dramından kurtarılmak üzere Türkiye'ye getirilen 500 Somalili öğrenciden 83'ünün kayıplara karışması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) projeye son verdi. Bu kapsamda nitelikli eğitimin Somali'deki okullarda verilmesi üzerine çalışmalar başladı. Bakanlık uzmanlarının Türk ve Somalili öğretmenlerin beraber çalışacağı bir projenin üzerinde çalışmalara başladığı öğrenildi. Öğrencilerin Türkiye'deki eğitim müfredatına benzer bir programla eğitim almalarının yolları aranmaya başladı.

AİLELER DE EĞİTİLECEK

Öncelikle okul çağına gelmiş çocukların eğitim ve öğretiminin amaçlandığı çalışmada ailelere de okuma yazma öğretilecek. Türk ve Somalili öğretmenler proje ile çocuğun yanı sıra aile bireylerine de eğitim verecek. Böylece hem çocuğun eğitimi aile yanında sağlanmış hem de ailenin eğitim ve okuryazarlık seviyesi yükseltilmiş olacak.

Şu an Türkiye'de eğitimini sürdüren öğrenciler öncelikle dönem sonu ile birlikte ailelerinin yanına gönderilecek. Tatili aileleriyle birlikte geçirecek öğrencilerin Somali'de kalması ve eğitimine orada devam etmesi sağlanacak. Öğrencilerin yol masrafları MEB ve Diyanet Vakfı görüşmelerinin neticesinde sağlanacak.

TÜRK KÜLTÜRÜ ANLATILACAK

Somalili öğrencilere müfredatla Türk kültürü de anlatılacak. Bu kapsamda Türk kültürüne ait kitaplardan dersler verilecek. Ayrıca derslerin yanı sıra çocukların kişisel gelişimi de sağlanacak. Çocuklara uzmanlarca seminerler ve konferansların yanı sıra okuma saatleri de belirlenecek. Öğrenciler bu saatler arasında kitap okuyacak.

Organ mafyası şüphesi

Somali'den eğitim için Türkiye'ye getirilen 500 çocuktan 83'ünün kaldıkları yatılı yurtlardan kaçarak ortadan kaybolduğu Emniyet birimlerince belirlendi. Polis, yarısı kız olan 83 Somalili öğrenciyi bulmak için ülke çapında alarma geçti. 15-18 yaş grubundaki Somalili çocukların başta organ mafyası olmak üzere zehir ve insan tacirlerinin eline düşmemesi için arama çalışmalarına hız verildi.

(Bugün)

Son Güncelleme: Cumartesi, 09 Şubat 2013 10:44

Gösterim: 1535

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında 66 aylık öğrencilerin uyumu 12 haftalık uyum programının kullanımı konularında dar kapsamlı bir anket çalışması yaptı.

MEB Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012-2013 eğitim öğretim yılının ikinci yarısının pazartesi günü başlayacağını hatırlatarak, öğrencilere yeni dönemde oyuna, dinlenmeye ve kitap okumaya vakit ayırarak düzenli ders çalışmalarını tavsiye etti.

Ailelerden ise çocuklarını etiketlememelerini ve başka çocuklarla kıyaslamamaları isteyen Kocabıyık, her çocuğun bireysel özellikleri ve gelişim hikayesinin farklı olduğuna dikkati çekerek ailelerin bunun bilincinde olarak çocuklarına yaklaşmalarını önerdi.

Bu yıl birinci sınıfa başlayan 66 aylık çocuklarla ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığına vurgu yapan Kocabıyık, ''Hiç sorun yaşamadık. Çok güzel uyum sağladılar'' dedi.

66 aylık çocukların okula daha rahat uyum sağlamaları için 12 haftalık bir uyum ve hazırlık materyali hazırladıkları ve tüm öğretmenlere ulaştırdıklarını anlatan Kocabıyık, öğretmenlerin okullar açıldığında birinci sınıflar için bu uyum programını kullandıklarını söyledi.

Programın çok faydalı oluduğunu düşündüğünü ifade eden Kocabıyık, birinci sınıf öğrencilerinin uyum programından geçtikten sonra normal programa geçtiğini belirtti.

Bu kapsamda okullar yarı yıl tatiline girince Temel Eğitim Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Grup Başkanlığı bünyesinde 14 soruluk dar ölçekli bir araştırma hazırladıklarını kaydeden Kocabıyık, ankette özellikle 66 aylık çocukların okula uyumu ve 12 haftalık uyum materyalinin kullanımı konularına ilişkin soruların yer aldığını belirtti.

81 ilde belirlenen okullarda, okul müdürlerine bu ankettin uygulandığını kaydeden Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu bize bir fikir verecek. En azından birinci dönemin nasıl geçtiğine ilişkin bir veri olacak elimizde. Onun da sonuçlarını önümüzdeki haftadan itibaren almaya başlayacağız. Asıl büyük araştırmayı Haziran ayında yapmayı planlıyoruz. Haziran ayından sonra öğretmenlerimize, velilerimize, okul müdürlerimize yönelik çok daha büyük kapsamlı bir araştırma yapacağız. Özellikle '12 yıllık zorunlu eğitimin ilk 4 ve ikinci 4'teki yansımaları nasıl oldu' diye elimizde bir veri olsun istiyoruz.''

Birçok ülkede çocukların çok erken yaşta okula başlatıldığınına dikkati çeken Kocabıyık, pedagojik olarak eğitim programlarının yaş gruplarının ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, yeni eğitim sistemiyle bunun yapıldığını belirtti.

Okul öncesi eğitim çok önem kazandı

Bu kapsamda Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersinin bu yıl verilmeye başlandığını hatırlatan Kocabıyık, okulları, eğitimi ve eğitim programlarını küçük yaş gruplarına uygun hale getirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Çocukların küçük kas gelişimi ve okula hazır bulunuşluk seviyesinin okula başlamaya uygun olması gerektiğini anlatan Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunun için de okul öncesi eğitim çok önem kazandı. Biz okul öncesi eğitimi zaten teşvik ediyoruz. Bakanlık olarak çok ciddi ataklarımız oldu. Son 10 yılda okul öncesi eğitime katılım oranını yüzde 11'lerden alıp yüzde 70'lere çıkardık. Daha da geliştirmeyi planlıyoruz. Hedefimiz, AB ülkelerinde olduğu gibi yüzde 90'lara yüzde 98'lere ulaşmak. AB ülkelerinin hiçbirinde okul öncesi eğitim zorunlu değil ama oranlar yüzde 95-98'lerde. Çünkü bilinç seviyesi, kadın istihdamı yüksek. Okul öncesi eğitimine katılım oranı bunlarla doğru orantılı. Biz istiyoruz ki okul öncesini yükseltelim AB üyesi ülkeler seviyesine getirelim. Okul öncesi o seviyelere geldiği zaman okula kaç yaşında başladığınızın bir önemi yok. 4 yaşında ya da 5 yaşında başlamasının bir önemi yok. Yeter ki çocuk 3 yaşından itibaren okul öncesi eğitimini alsın.''

> 66 aylıklara 14 soruluk uyum anketi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında 66 aylık öğrencilerin uyumu 12 haftalık uyum programının kullanımı konularında dar kapsamlı bir anket çalışması yaptı.

MEB Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012-2013 eğitim öğretim yılının ikinci yarısının pazartesi günü başlayacağını hatırlatarak, öğrencilere yeni dönemde oyuna, dinlenmeye ve kitap okumaya vakit ayırarak düzenli ders çalışmalarını tavsiye etti.

Ailelerden ise çocuklarını etiketlememelerini ve başka çocuklarla kıyaslamamaları isteyen Kocabıyık, her çocuğun bireysel özellikleri ve gelişim hikayesinin farklı olduğuna dikkati çekerek ailelerin bunun bilincinde olarak çocuklarına yaklaşmalarını önerdi.

Bu yıl birinci sınıfa başlayan 66 aylık çocuklarla ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığına vurgu yapan Kocabıyık, ''Hiç sorun yaşamadık. Çok güzel uyum sağladılar'' dedi.

66 aylık çocukların okula daha rahat uyum sağlamaları için 12 haftalık bir uyum ve hazırlık materyali hazırladıkları ve tüm öğretmenlere ulaştırdıklarını anlatan Kocabıyık, öğretmenlerin okullar açıldığında birinci sınıflar için bu uyum programını kullandıklarını söyledi.

Programın çok faydalı oluduğunu düşündüğünü ifade eden Kocabıyık, birinci sınıf öğrencilerinin uyum programından geçtikten sonra normal programa geçtiğini belirtti.

Bu kapsamda okullar yarı yıl tatiline girince Temel Eğitim Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Grup Başkanlığı bünyesinde 14 soruluk dar ölçekli bir araştırma hazırladıklarını kaydeden Kocabıyık, ankette özellikle 66 aylık çocukların okula uyumu ve 12 haftalık uyum materyalinin kullanımı konularına ilişkin soruların yer aldığını belirtti.

81 ilde belirlenen okullarda, okul müdürlerine bu ankettin uygulandığını kaydeden Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu bize bir fikir verecek. En azından birinci dönemin nasıl geçtiğine ilişkin bir veri olacak elimizde. Onun da sonuçlarını önümüzdeki haftadan itibaren almaya başlayacağız. Asıl büyük araştırmayı Haziran ayında yapmayı planlıyoruz. Haziran ayından sonra öğretmenlerimize, velilerimize, okul müdürlerimize yönelik çok daha büyük kapsamlı bir araştırma yapacağız. Özellikle '12 yıllık zorunlu eğitimin ilk 4 ve ikinci 4'teki yansımaları nasıl oldu' diye elimizde bir veri olsun istiyoruz.''

Birçok ülkede çocukların çok erken yaşta okula başlatıldığınına dikkati çeken Kocabıyık, pedagojik olarak eğitim programlarının yaş gruplarının ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, yeni eğitim sistemiyle bunun yapıldığını belirtti.

Okul öncesi eğitim çok önem kazandı

Bu kapsamda Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersinin bu yıl verilmeye başlandığını hatırlatan Kocabıyık, okulları, eğitimi ve eğitim programlarını küçük yaş gruplarına uygun hale getirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Çocukların küçük kas gelişimi ve okula hazır bulunuşluk seviyesinin okula başlamaya uygun olması gerektiğini anlatan Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunun için de okul öncesi eğitim çok önem kazandı. Biz okul öncesi eğitimi zaten teşvik ediyoruz. Bakanlık olarak çok ciddi ataklarımız oldu. Son 10 yılda okul öncesi eğitime katılım oranını yüzde 11'lerden alıp yüzde 70'lere çıkardık. Daha da geliştirmeyi planlıyoruz. Hedefimiz, AB ülkelerinde olduğu gibi yüzde 90'lara yüzde 98'lere ulaşmak. AB ülkelerinin hiçbirinde okul öncesi eğitim zorunlu değil ama oranlar yüzde 95-98'lerde. Çünkü bilinç seviyesi, kadın istihdamı yüksek. Okul öncesi eğitimine katılım oranı bunlarla doğru orantılı. Biz istiyoruz ki okul öncesini yükseltelim AB üyesi ülkeler seviyesine getirelim. Okul öncesi o seviyelere geldiği zaman okula kaç yaşında başladığınızın bir önemi yok. 4 yaşında ya da 5 yaşında başlamasının bir önemi yok. Yeter ki çocuk 3 yaşından itibaren okul öncesi eğitimini alsın.''

Son Güncelleme: Cumartesi, 09 Şubat 2013 11:24

Gösterim: 2511

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özür durumuna bağlı şubat dönemi yer değiştirme sonuçlarını açıkladı.

MEB'e bağlı okullarda görevli öğretmenlerin iller arası eş durumu, sağlık durumu ve genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklileri Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yapıldı.

Elektronik ortamda, 31 Ocak-06 Şubat tarihleri arasında iki aşamada alınan başvuruların sonuçları.meb.gov.tr/">http://ikgm.meb.gov.tr internet adresinde ilan edildi.

Sonucunuzu öğrenmek için tıklayın

> Öğretmenlerin yer değiştirme sonuçları açıklandı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özür durumuna bağlı şubat dönemi yer değiştirme sonuçlarını açıkladı.

MEB'e bağlı okullarda görevli öğretmenlerin iller arası eş durumu, sağlık durumu ve genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değişiklileri Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yapıldı.

Elektronik ortamda, 31 Ocak-06 Şubat tarihleri arasında iki aşamada alınan başvuruların sonuçları.meb.gov.tr/">http://ikgm.meb.gov.tr internet adresinde ilan edildi.

Sonucunuzu öğrenmek için tıklayın

Son Güncelleme: Cumartesi, 09 Şubat 2013 10:27

Gösterim: 1635

Başbakan Erdoğan’ın 3 çocuk için teşvik talimatının ardından, kamu kreşlerinde yeni bir uygulamaya geçiliyor. Daha önce saat 15.00’a kadar devam eden çocuk bakma süresi yeni uygulamayla birlikte memur mesai saati bitimine kadar devam edecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 çocuk için teşvik talimatının ardından, çalışan annelerin en büyük mağduriyeti de sona eriyor.

Kamu kreşlerinde saat 15.00'e kadar süren çocuk bakma süresi memur mesaisiyle eşitleniyor. Buna göre annelerin mesaisi ne zaman biterse kreşler de o saate kadar çocuklara bakacak. Böylece anneler, 'Çocuğumu nereye bırakacağım' derdinden kurtulacak.

Bu düzenlemeleri yapan bakanlıkta hala bir kreş bulunmuyor

Bu arada kamuda çalışan anneler için gerekli olan kreşlerle ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Teşvik için çalışan bakanlıklar arasında yer alan Kalkınma Bakanlığı'nda kreş bulunmadığı öğrenildi.

Kaynak memurlarnet

> Kreşlerin mesai saati uzayacak

Başbakan Erdoğan’ın 3 çocuk için teşvik talimatının ardından, kamu kreşlerinde yeni bir uygulamaya geçiliyor. Daha önce saat 15.00’a kadar devam eden çocuk bakma süresi yeni uygulamayla birlikte memur mesai saati bitimine kadar devam edecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 çocuk için teşvik talimatının ardından, çalışan annelerin en büyük mağduriyeti de sona eriyor.

Kamu kreşlerinde saat 15.00'e kadar süren çocuk bakma süresi memur mesaisiyle eşitleniyor. Buna göre annelerin mesaisi ne zaman biterse kreşler de o saate kadar çocuklara bakacak. Böylece anneler, 'Çocuğumu nereye bırakacağım' derdinden kurtulacak.

Bu düzenlemeleri yapan bakanlıkta hala bir kreş bulunmuyor

Bu arada kamuda çalışan anneler için gerekli olan kreşlerle ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Teşvik için çalışan bakanlıklar arasında yer alan Kalkınma Bakanlığı'nda kreş bulunmadığı öğrenildi.

Kaynak memurlarnet

Son Güncelleme: Cumartesi, 09 Şubat 2013 09:00

Gösterim: 2084

Milli Eğitim Bakanı Avcı, katıldığı bir toplantının ardından gözlemlerini dile getirerek, ''Ben konuşurken kaç kişinin uyuduğunu bilmiyorum ama bu metinle doğrusu ben uyurdum'' dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ankara, Gazi, Yıldırım Beyazıt üniversiteleri arasında ''Eğitim İşbirliği Protokolü'' imzalandı.

Törene Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Metin Doğan ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan katıldı.

İmza töreni öncesi konuşan Bakan Avcı, üniversitelerin eğitim-öğretim, araştırma gibi çok temel işlevlerinin yanında, toplumun çözüm bekleyen sorunlarına eğilmesinin meselelerin daha kısa sürede ve etkili bir biçimde çözülmesinde büyük öneme sahip olduğunu belirtti.

Avcı, konuşmasının ardından, bu görüşlerin resmi görüşler olduğunu ifade ederek, ''Metni biraz zorlanarak da olsa okudum. Şimdi özel görüşlerime sıra geldi'' dedi.

Toplantı sürecine ilişkin Bakan olarak değil iletişimci olarak gözlemlerini paylaşmak istediğini aktaran, Avcı, Kamil Aydoğan'ın konuşmasının sonunda salonda uyuyanların sayısının 3 olduğunu ve bunların alkışla sıfırlandığını belirterek, ''Erkan Bey 3,5-4 arasında bitirdi. Ama alkış kuvvetliydi. Sıfırla teslim aldı Süleyman Bey, 2 ile teslim etti. Metin Beyinkini sayamadım çünkü hemen bana geldi sıra. Metine bakarak okumak zorunda olduğum için ben konuşurken kaç kişinin uyuduğunu bilmiyorum ama bu metinle doğrusu ben uyurdum. Dolayısıyla ben herhalde 5-6'yı bulmuşumdur'' diye konuştu.

Avcı'nın konuşmasının ardından üniversiteler ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında işbirliği protokolü imzalandı.

> Nabi Avcı toplantıda uyuyanları bir bir saydı

Milli Eğitim Bakanı Avcı, katıldığı bir toplantının ardından gözlemlerini dile getirerek, ''Ben konuşurken kaç kişinin uyuduğunu bilmiyorum ama bu metinle doğrusu ben uyurdum'' dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ankara, Gazi, Yıldırım Beyazıt üniversiteleri arasında ''Eğitim İşbirliği Protokolü'' imzalandı.

Törene Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Metin Doğan ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan katıldı.

İmza töreni öncesi konuşan Bakan Avcı, üniversitelerin eğitim-öğretim, araştırma gibi çok temel işlevlerinin yanında, toplumun çözüm bekleyen sorunlarına eğilmesinin meselelerin daha kısa sürede ve etkili bir biçimde çözülmesinde büyük öneme sahip olduğunu belirtti.

Avcı, konuşmasının ardından, bu görüşlerin resmi görüşler olduğunu ifade ederek, ''Metni biraz zorlanarak da olsa okudum. Şimdi özel görüşlerime sıra geldi'' dedi.

Toplantı sürecine ilişkin Bakan olarak değil iletişimci olarak gözlemlerini paylaşmak istediğini aktaran, Avcı, Kamil Aydoğan'ın konuşmasının sonunda salonda uyuyanların sayısının 3 olduğunu ve bunların alkışla sıfırlandığını belirterek, ''Erkan Bey 3,5-4 arasında bitirdi. Ama alkış kuvvetliydi. Sıfırla teslim aldı Süleyman Bey, 2 ile teslim etti. Metin Beyinkini sayamadım çünkü hemen bana geldi sıra. Metine bakarak okumak zorunda olduğum için ben konuşurken kaç kişinin uyuduğunu bilmiyorum ama bu metinle doğrusu ben uyurdum. Dolayısıyla ben herhalde 5-6'yı bulmuşumdur'' diye konuştu.

Avcı'nın konuşmasının ardından üniversiteler ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında işbirliği protokolü imzalandı.

Son Güncelleme: Cuma, 08 Şubat 2013 18:26

Gösterim: 1324


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.