Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ulaş Koç - Hız Şirketler Grubu CEO

ulas_koc_hiz_ocak_2023* 2022 yılı, kurumlara özel kapalı devre yayıncılığa adım attığımız yıl oldu. Bu alanda bizi tercih eden kurumlar için onları başarıya ulaştıracak nitelikli içerikler ürettik. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm seviyelerde, bütün ana branşlara ve LGS, TYT, AYT sınavlarına yönelik içeriklerimizi eğitim yayıncılığına kazandırdık.

* Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz. 

Hız Yayınları açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
2022 yılı boyunca milyonlarca öğrenciye ulaşan yayınlarımızla hem kurumların hem de öğrencilerin başarılarına destek verdik. Ülke genelindeki yüzlerce Hız Yayınları bayisi, binlerce perakende satış noktasına ve binlerce kuruma ürünlerimizi titizlikle teslim etti. Başkent Ankara’da konuşlanmış olan devasa depomuzda her bir gönderiyi barkod ve video kaydı alıp, kolileyerek uçtan uca takip ettik ve güven içerisinde hedefine ulaştırdık. Yüzlerce yazar öğretmenimizin emekleri ile binlerce yeni soruyu, çok kademeli kontrollerden geçirerek veri tabanımıza ekledik. Kolay – orta - zor seviyelerdeki farklı setlerimize, yine yayın sektörüne yön veren yenilikçi ürünler eklemeye devam ettik. 

YEPYENİ KİTAPLARI PAZARA TANITACAĞIZ
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Düzenli olarak yaptırdığımız pazar araştırmaları ışığında ilerleyerek, öğretmen ve öğrencilerin en çok tercih ettiği en güvenilir eğitim yayıncısı konumumuzu korumak birinci önceliğimiz.
Yenilikçi bakış açımızı koruyarak yine yepyeni kitapları pazara tanıtmayı sürdüreceğiz. Grubumuzun eğitimin diğer alanlarında yaptığı yatırımlarla yayın tarafımızı özellikle teknolojik alanda daha da ileri taşıyacağız. Yeni dönemde de önceliğimiz çağın getirdiği teknolojik gelişmelere entegre edilmiş güncel içeriklerimizi kurumlara sunmak olacak. Eğitim ve öğretimin her alanında kurumsal yayınlarımızı kullanan herkesi, istedikleri anda ve istedikleri yerde ulaşabilecekleri içeriklerle buluşturmaya devam edeceğiz. 

HIZLI OKUL İLE KURUMLARA ÖZEL İÇERİKLER
Kurumsal yayınlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) da kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
En eskisi son 3 yıl içerisinde kaleme alınmış olduğu için hem ÖSYM’nin yeni tarzına hem de MEB’in yeni öğretim programlarına uyumlu olan güncel yayınlarımızı, bizi tercih edecek kurumların öğrencilerinin tam başarıya erişmesi hedefi üzerine kurduk. Bu çerçevede yazar kadromuz; ders anlatım modüllerimizi, yaprak testlerimizi, soru bankalarımızı ve üniteleri öğrencinin 1-2 derste öğrenebileceği seanslara bölerek kaleme aldı. Ayrıca yazarlarımız, kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu hazırladı. Bu videolar Hızlı Okul Kurumsal’da yer alıyor. Ders anlatım modüllerimizdeki, soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların video çözümünü de bizzat yazarlarımız ya da editörlerimiz yaptı.
Yeni öğretim programlarına ve yeni sınav tarzına göre yazılan 5, 6. ve 7. sınıf yayınlarımız ile birlikte 8. sınıf yayınlarımız, MEB’in örnek soruları ve LGS’de çıkmış sorular analiz edilerek kaleme alındı. Konu işleme fasikülleri; özet konu anlatımı, öğretici etkinlikler ve testlerden oluşurken; soru bankaları tüm kazanımları yoklayan konu testleri ve her ünitenin sonundaki beceri temelli testlerden oluşuyor.
9, 10 ve 11. sınıflar için hazırladığımız soru bankaları ise okullarda fiilen ders işlenen haftalar esas alınarak 29 haftalık seanslara bölündü. İçeriklerimizin %70’i okula destek, % 0’u üniversiteye hazırlık amaçlı planlandı.
Öğrencilere düzeyine uygun soru bankası vermek için TYT - AYT’de, temel - orta düzey set (Standart Set) ve orta-ileri düzey set (Yıldızlı Set) olmak üzere iki farklı düzeyde çıkardığımız soru bankası setimiz bulunuyor.
Bunların yanı sıra kurumlara özel alternatif ölçme, değerlendirme ve geliştirme sistemi Süpper Danışman uygulaması ile TYT-AYT, 9, 10 ve 11.sınıf öğrencilerine kişiselleştirilmiş dijital soru bankası oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Ayrıca Hızlı Okul Kurumsal’daki ders videolarıyla öğrenciler konu eksiklerini giderebilme olanağına sahip oluyorlar. Öğretmenleriniz ise yazar kadromuzla eğitim dönemi içinde WhatsApp üzerinden görüş alışverişinde bulunabiliyorlar.

ÖĞRENCİLERE SÜPPER DANIŞMAN
Öğrencilerin sınav hazırlık süreçlerine yönelik program uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ölçme-değerlendirme sistemleri, denemeler üzerinden analiz yapıyor ancak öğrencilerin aslında denemeden çok soru bankası çözdüğünü biliyoruz. Bu nedenle de soru bankaları üzerinden ölçme-değerlendirme sisteminin de vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Süpper Danışman uygulamamız ile öğrencinin soru bankasındaki performansını analiz etmeyi sağlıyor, böylece bu ölçüm sayesinde doğru, yanlış, boş ve netleri belirlemenin ötesine geçilmesini sağlıyoruz.
Öğrencilerimize, soru bankalarındaki tüm soruları ve çözüm videolarını dijital platformumuzda görüntüleyebilme ve cevapları “Süpper Danışman” uygulamasındaki sanal optiğe işaretleyerek performanslarıyla ilgili olarak çeşitli analizler ve raporlar alabilme olanağı veriyoruz. Video çözümü bizzat yazarlarımız tarafından yapılan sorulara ve soru bankalarındaki seanslarla paralel ders videolarına öğrencilerimiz 7/24 kurumsal.hizliokul.com’dan ulaşabiliyorlar. Ayrıca tüm soruların ünite sonlarında ÖSYM’nin sorabileceği soru tipleri bir araya getirildiği için içeriklerimiz, ÖSYM ayarında tam öğrenmeyi sağlıyor.
Sınavlara özel içeriklerimizi de sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda kurumlarımızın kullanımına sunduğumuz dörder adet konu sınırlı TYT ve AYT denemesi ile 16’şar adet genel TYT ve AYT denemesi ile kuruma ve kişiye özel dijital denemeler oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Aynı zamanda ÖSYM’nin yeni tarzında ve MEB’in yeni öğretim programına uygun olarak her sezon güncel olarak hazırlanan periyodik denemeler de sunuyoruz. Zorluk derecesi ÖSYM dozunda olan denemelerde video çözüm desteği veriyoruz. LGS için de yine soru bankaları, denemeler, ünite değerlendirme testleri ve yaprak testler gibi pek çok içerik sunuyoruz.
Derslerin kazanım sırasına göre oluşturulan ve öğrencilerin işlenen konuya göre soruları çözerek konuyu pekiştirmesini amaçlayan soru bankalarımızda da tüm soruların video çözümlerine ulaşılabiliyor. Her ünitenin sonunda ünite kazanımlarının tamamını içeren yeni nesil sorulardan oluşan testlere yer verdik.
Konuların iyi kavratılmasını ve pekiştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanan yaprak testlerimizi de yeni nesil sorularla zenginleştirdik. Kurumlara ayrıca ünite bitiminde branş öğretmeni tarafındanuygulanabilecek 4 sayfalık, LGS ayarındaki sorulardan oluşan ünite değerlendirme testleri sunuyoruz. Bütün bunların yanı sıra LGS hazırlığı için her sınıf düzeyinde akademik takvimlerle uyumlu, soru kalitesiyle gerçek sınavlarla aynı niteliğe sahip Türkiye geneli değerlendirmelerle tam birsınav provası imkânı veren deneme sınavları sağlıyoruz.

Kurumsal yayınlarınızda teknoloji imkânlarından nasıl faydalanıyorsunuz? Bu konuda sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Teknoloji çağımızın olmazsa olmazı, her alanda olduğu gibi eğitimde de dijitalleşme hızla devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada hem geleneksel eğitim modüllerinin dijitale entegre edilmesi hem de eğitim teknolojilerindeki gelişmeler devam ederken yapılan tüm içeriklerin dijitaldeki karşılığı / varlığı çok önemli bir rol oynuyor. Bugün artık öğrenciler, anlamadıkları ya da pekiştirmek, öğrenmek istedikleri bir konuya dair sayısız kaynağa tek tıkla ulaşabiliyorlar. Yalnızca yazılı değil, birçok video içeriğe de ulaşmaları çok kolay. Ancak bu içeriklerin ne kadar nitelikli olduğu konusu burada büyük bir önem arz ediyor. Eğitimci geçmişimiz ve yayıncılığa sunduğumuz nitelikli içerikleri çağın gerekleri ile buluşturmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de kurumsal yayınlarımızdaki tüm içeriklere; öğrencilerin, öğretmenlerin ve kurumların 7/24 istedikleri anda ve yerde ulaşabilmelerini sağlıyoruz. Kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak içeriklerimizi, yazarlarımız tarafından bizzat hazırlanan ve tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu olarak da sunuyoruz. Kurumsal yayınlarımızı kullananların ayrıca soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların da yine yazarlarımız ve editörlerimiz tarafından hazırlanan video çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz için tüm içeriklerimizi; Pardus (Lınux), Windows, Android ve IOS işletim sistemleri ile tam uyumlu olarak akıllı tahta özelliği ile birlikte sunuyoruz.
Tüm bunlara ilave olarak akıllı eğitim platformu Derslig ve online sınav, ölçme değerlendirme, kişiye özel soru bankası üreticisi Denemeol ile yaptığımız iş birliklerini de kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz.

VİZYONUMUZ; SAYGIN EĞİTİM KURUMLARININ ÇÖZÜM ORTAĞI OLMAK
Türkiye’de kurumsal yayıncılık sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
Herhangi bir sektörde müşteri ve tüketici genelde aynı taraf iken aralarında yayıncılığın da bulunduğu az sayıda sektörde durum farklı. Bizde tüketici öğrenciler ve öğretmenler iken müşteriler eğitim kurumları ya da veliler olabiliyor. Tüketici fayda odaklı düşünürken, tüketmeden satın alan taraf maliyet odaklı düşünebiliyor. Çatı sektör olan eğitimin içinde bulunduğu koşulların da etkisi ile en saygın eğitim kurumlarında dahi içerik ve hizmet kalitesinin arka plana atıldığına zaman zaman şahit oluyoruz. Öte yandan biz adımız gibi biliyoruz ki gelecek hızla gelecek ve her şeye rağmen sadece başarıyı ve kaliteyi öncelik olarak belirleyen eğitim kurumlarının o gelecekte yeri olacak. Biz yayıncılık tarafında “bugünün koşulları onu gerektiriyor” diyerek kalitemizi sağlayan yüksek maliyetli operasyonel yapımızdan taviz vermiyoruz. Gelecekte var olacak saygın eğitim kurumlarının çözüm ortağı ve onların başarılarının destekçisi olma vizyonumuzu sürdürüyoruz.

 

> Eğitim Kurumları HIZ’la kazanıyor

Ulaş Koç - Hız Şirketler Grubu CEO

ulas_koc_hiz_ocak_2023* 2022 yılı, kurumlara özel kapalı devre yayıncılığa adım attığımız yıl oldu. Bu alanda bizi tercih eden kurumlar için onları başarıya ulaştıracak nitelikli içerikler ürettik. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm seviyelerde, bütün ana branşlara ve LGS, TYT, AYT sınavlarına yönelik içeriklerimizi eğitim yayıncılığına kazandırdık.

* Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz. 

Hız Yayınları açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
2022 yılı boyunca milyonlarca öğrenciye ulaşan yayınlarımızla hem kurumların hem de öğrencilerin başarılarına destek verdik. Ülke genelindeki yüzlerce Hız Yayınları bayisi, binlerce perakende satış noktasına ve binlerce kuruma ürünlerimizi titizlikle teslim etti. Başkent Ankara’da konuşlanmış olan devasa depomuzda her bir gönderiyi barkod ve video kaydı alıp, kolileyerek uçtan uca takip ettik ve güven içerisinde hedefine ulaştırdık. Yüzlerce yazar öğretmenimizin emekleri ile binlerce yeni soruyu, çok kademeli kontrollerden geçirerek veri tabanımıza ekledik. Kolay – orta - zor seviyelerdeki farklı setlerimize, yine yayın sektörüne yön veren yenilikçi ürünler eklemeye devam ettik. 

YEPYENİ KİTAPLARI PAZARA TANITACAĞIZ
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Düzenli olarak yaptırdığımız pazar araştırmaları ışığında ilerleyerek, öğretmen ve öğrencilerin en çok tercih ettiği en güvenilir eğitim yayıncısı konumumuzu korumak birinci önceliğimiz.
Yenilikçi bakış açımızı koruyarak yine yepyeni kitapları pazara tanıtmayı sürdüreceğiz. Grubumuzun eğitimin diğer alanlarında yaptığı yatırımlarla yayın tarafımızı özellikle teknolojik alanda daha da ileri taşıyacağız. Yeni dönemde de önceliğimiz çağın getirdiği teknolojik gelişmelere entegre edilmiş güncel içeriklerimizi kurumlara sunmak olacak. Eğitim ve öğretimin her alanında kurumsal yayınlarımızı kullanan herkesi, istedikleri anda ve istedikleri yerde ulaşabilecekleri içeriklerle buluşturmaya devam edeceğiz. 

HIZLI OKUL İLE KURUMLARA ÖZEL İÇERİKLER
Kurumsal yayınlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) da kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
En eskisi son 3 yıl içerisinde kaleme alınmış olduğu için hem ÖSYM’nin yeni tarzına hem de MEB’in yeni öğretim programlarına uyumlu olan güncel yayınlarımızı, bizi tercih edecek kurumların öğrencilerinin tam başarıya erişmesi hedefi üzerine kurduk. Bu çerçevede yazar kadromuz; ders anlatım modüllerimizi, yaprak testlerimizi, soru bankalarımızı ve üniteleri öğrencinin 1-2 derste öğrenebileceği seanslara bölerek kaleme aldı. Ayrıca yazarlarımız, kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu hazırladı. Bu videolar Hızlı Okul Kurumsal’da yer alıyor. Ders anlatım modüllerimizdeki, soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların video çözümünü de bizzat yazarlarımız ya da editörlerimiz yaptı.
Yeni öğretim programlarına ve yeni sınav tarzına göre yazılan 5, 6. ve 7. sınıf yayınlarımız ile birlikte 8. sınıf yayınlarımız, MEB’in örnek soruları ve LGS’de çıkmış sorular analiz edilerek kaleme alındı. Konu işleme fasikülleri; özet konu anlatımı, öğretici etkinlikler ve testlerden oluşurken; soru bankaları tüm kazanımları yoklayan konu testleri ve her ünitenin sonundaki beceri temelli testlerden oluşuyor.
9, 10 ve 11. sınıflar için hazırladığımız soru bankaları ise okullarda fiilen ders işlenen haftalar esas alınarak 29 haftalık seanslara bölündü. İçeriklerimizin %70’i okula destek, % 0’u üniversiteye hazırlık amaçlı planlandı.
Öğrencilere düzeyine uygun soru bankası vermek için TYT - AYT’de, temel - orta düzey set (Standart Set) ve orta-ileri düzey set (Yıldızlı Set) olmak üzere iki farklı düzeyde çıkardığımız soru bankası setimiz bulunuyor.
Bunların yanı sıra kurumlara özel alternatif ölçme, değerlendirme ve geliştirme sistemi Süpper Danışman uygulaması ile TYT-AYT, 9, 10 ve 11.sınıf öğrencilerine kişiselleştirilmiş dijital soru bankası oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Ayrıca Hızlı Okul Kurumsal’daki ders videolarıyla öğrenciler konu eksiklerini giderebilme olanağına sahip oluyorlar. Öğretmenleriniz ise yazar kadromuzla eğitim dönemi içinde WhatsApp üzerinden görüş alışverişinde bulunabiliyorlar.

ÖĞRENCİLERE SÜPPER DANIŞMAN
Öğrencilerin sınav hazırlık süreçlerine yönelik program uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ölçme-değerlendirme sistemleri, denemeler üzerinden analiz yapıyor ancak öğrencilerin aslında denemeden çok soru bankası çözdüğünü biliyoruz. Bu nedenle de soru bankaları üzerinden ölçme-değerlendirme sisteminin de vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Süpper Danışman uygulamamız ile öğrencinin soru bankasındaki performansını analiz etmeyi sağlıyor, böylece bu ölçüm sayesinde doğru, yanlış, boş ve netleri belirlemenin ötesine geçilmesini sağlıyoruz.
Öğrencilerimize, soru bankalarındaki tüm soruları ve çözüm videolarını dijital platformumuzda görüntüleyebilme ve cevapları “Süpper Danışman” uygulamasındaki sanal optiğe işaretleyerek performanslarıyla ilgili olarak çeşitli analizler ve raporlar alabilme olanağı veriyoruz. Video çözümü bizzat yazarlarımız tarafından yapılan sorulara ve soru bankalarındaki seanslarla paralel ders videolarına öğrencilerimiz 7/24 kurumsal.hizliokul.com’dan ulaşabiliyorlar. Ayrıca tüm soruların ünite sonlarında ÖSYM’nin sorabileceği soru tipleri bir araya getirildiği için içeriklerimiz, ÖSYM ayarında tam öğrenmeyi sağlıyor.
Sınavlara özel içeriklerimizi de sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda kurumlarımızın kullanımına sunduğumuz dörder adet konu sınırlı TYT ve AYT denemesi ile 16’şar adet genel TYT ve AYT denemesi ile kuruma ve kişiye özel dijital denemeler oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Aynı zamanda ÖSYM’nin yeni tarzında ve MEB’in yeni öğretim programına uygun olarak her sezon güncel olarak hazırlanan periyodik denemeler de sunuyoruz. Zorluk derecesi ÖSYM dozunda olan denemelerde video çözüm desteği veriyoruz. LGS için de yine soru bankaları, denemeler, ünite değerlendirme testleri ve yaprak testler gibi pek çok içerik sunuyoruz.
Derslerin kazanım sırasına göre oluşturulan ve öğrencilerin işlenen konuya göre soruları çözerek konuyu pekiştirmesini amaçlayan soru bankalarımızda da tüm soruların video çözümlerine ulaşılabiliyor. Her ünitenin sonunda ünite kazanımlarının tamamını içeren yeni nesil sorulardan oluşan testlere yer verdik.
Konuların iyi kavratılmasını ve pekiştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanan yaprak testlerimizi de yeni nesil sorularla zenginleştirdik. Kurumlara ayrıca ünite bitiminde branş öğretmeni tarafındanuygulanabilecek 4 sayfalık, LGS ayarındaki sorulardan oluşan ünite değerlendirme testleri sunuyoruz. Bütün bunların yanı sıra LGS hazırlığı için her sınıf düzeyinde akademik takvimlerle uyumlu, soru kalitesiyle gerçek sınavlarla aynı niteliğe sahip Türkiye geneli değerlendirmelerle tam birsınav provası imkânı veren deneme sınavları sağlıyoruz.

Kurumsal yayınlarınızda teknoloji imkânlarından nasıl faydalanıyorsunuz? Bu konuda sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Teknoloji çağımızın olmazsa olmazı, her alanda olduğu gibi eğitimde de dijitalleşme hızla devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada hem geleneksel eğitim modüllerinin dijitale entegre edilmesi hem de eğitim teknolojilerindeki gelişmeler devam ederken yapılan tüm içeriklerin dijitaldeki karşılığı / varlığı çok önemli bir rol oynuyor. Bugün artık öğrenciler, anlamadıkları ya da pekiştirmek, öğrenmek istedikleri bir konuya dair sayısız kaynağa tek tıkla ulaşabiliyorlar. Yalnızca yazılı değil, birçok video içeriğe de ulaşmaları çok kolay. Ancak bu içeriklerin ne kadar nitelikli olduğu konusu burada büyük bir önem arz ediyor. Eğitimci geçmişimiz ve yayıncılığa sunduğumuz nitelikli içerikleri çağın gerekleri ile buluşturmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de kurumsal yayınlarımızdaki tüm içeriklere; öğrencilerin, öğretmenlerin ve kurumların 7/24 istedikleri anda ve yerde ulaşabilmelerini sağlıyoruz. Kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak içeriklerimizi, yazarlarımız tarafından bizzat hazırlanan ve tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu olarak da sunuyoruz. Kurumsal yayınlarımızı kullananların ayrıca soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların da yine yazarlarımız ve editörlerimiz tarafından hazırlanan video çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz için tüm içeriklerimizi; Pardus (Lınux), Windows, Android ve IOS işletim sistemleri ile tam uyumlu olarak akıllı tahta özelliği ile birlikte sunuyoruz.
Tüm bunlara ilave olarak akıllı eğitim platformu Derslig ve online sınav, ölçme değerlendirme, kişiye özel soru bankası üreticisi Denemeol ile yaptığımız iş birliklerini de kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz.

VİZYONUMUZ; SAYGIN EĞİTİM KURUMLARININ ÇÖZÜM ORTAĞI OLMAK
Türkiye’de kurumsal yayıncılık sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
Herhangi bir sektörde müşteri ve tüketici genelde aynı taraf iken aralarında yayıncılığın da bulunduğu az sayıda sektörde durum farklı. Bizde tüketici öğrenciler ve öğretmenler iken müşteriler eğitim kurumları ya da veliler olabiliyor. Tüketici fayda odaklı düşünürken, tüketmeden satın alan taraf maliyet odaklı düşünebiliyor. Çatı sektör olan eğitimin içinde bulunduğu koşulların da etkisi ile en saygın eğitim kurumlarında dahi içerik ve hizmet kalitesinin arka plana atıldığına zaman zaman şahit oluyoruz. Öte yandan biz adımız gibi biliyoruz ki gelecek hızla gelecek ve her şeye rağmen sadece başarıyı ve kaliteyi öncelik olarak belirleyen eğitim kurumlarının o gelecekte yeri olacak. Biz yayıncılık tarafında “bugünün koşulları onu gerektiriyor” diyerek kalitemizi sağlayan yüksek maliyetli operasyonel yapımızdan taviz vermiyoruz. Gelecekte var olacak saygın eğitim kurumlarının çözüm ortağı ve onların başarılarının destekçisi olma vizyonumuzu sürdürüyoruz.

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Ocak 2023 10:55

Gösterim: 557

Kaliteli sağlık hizmetlerine erişim, özellikle kritik hastalıklar söz konusu olduğunda gayet önemli hale gelir. Ancak özel hastanelerde tedavi olmanın bedeli çoğu zaman kişilerin bütçelerini aşan boyutlara çıkabilmektedir. Tamamlayıcı sağlık sigortası ise tam da bu noktada devreye girerek karşılaşılan sağlık risklerinden doğan ihtiyaçların kişilere maddi yük getirmesini engeller.

tamamlayici_saglik_sigortasiSGK’lılara özel bu sağlık sigortası ürünü ile elde edilebilecek faydalar şu şekilde sıralanır:

Düşük Primler İle Kapsamlı Güvence
Tamamlayıcı sigorta, SGK’lıların anlaşmalı özel hastanelerde muayene, tetkik, tahlil ve tedavi gibi hizmetlerden yararlanabilmesini sağlar. Üstelik tüm bu hizmetlerden faydalanabilmek için yüksek ücretler ödenmesi gerekmez. Tamamlayıcı sağlık sigortasının aylık prim tutarları, sağladığı güvencenin kapsamı ile kıyaslandığında son derece düşüktür. TSS primleri; kişinin yaş, meslek, seçtiği teminatlar gibi bir dizi kriterleri göz önünde bulundurularak hesaplanır.

Özel Hastanelerde Ücretsiz Tedavi
Tamamlayıcı sağlık sigortasının sağladığı faydalar arasında belki de en önemlisi özel hastanelerde ücretsiz tedavi imkânı sunmasıdır. Bu olanaktan yararlanabilmek için hastanenin ve hizmet alınacak doktorun SGK ile anlaşması olması yeterlidir. TSS kapsamında hastaneden alınan hizmetler %100 oranında karşılanır. Yani sigortalıya herhangi bir ücret yansıtılmaz. Poliçe sahibinin yapacağı tek ödeme 15 TL tutarındaki katılım payı ile sınırlı kalır.

Geniş Özel Hastane Ağı
Sigorta şirketleri, TSS kapsamında sigortalılarına geniş özel hastane ağından faydalanma olanağı sağlar. Böylece mümkün olan en iyi tedavi, tetkik ya da muayene hizmetini almak için başka şehre gitmek gibi zorunluluklara gerek kalmaz. Sigortalılar, ayakta tedavi kapsamına giren işlemler için yıllık 10 defaya kadar SGK ile anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alabilir. Yatarak tedavide ise böyle bir limit yoktur. Bu kapsamdaki hizmetler için yalnızca bekleme süresi şartları geçerlidir.

Aile İndiriminden Yararlanma Fırsatı
Tıpkı kişiye özel sağlık sigortasında olduğu gibi TSS kapsamında da ailelere özel indirim fırsatı mevcuttur. Böylece zaten makul seviyelerde olan poliçe prim tutarı, çok daha cüzi miktarlara çekilebilir. Genel olarak poliçeye dâhil edilen her bir aile üyesi için %2,5 ila %10 arasında değişen oranlarda indirim uygulanır. Tüm sağlık risklerini güvence altına almak isteyen kişiler ayrıca tamamlayıcı sağlık sigortasına başvurusu esnasında sigorta platformlarının yıl içerisinde düzenlediği çeşitli kampanyalardan da faydalanabilir.

Vergi İndirimi İle Masrafları Azaltma Olanağı
Tamamlayıcı sağlık sigortası, vergi indirimi uygulaması kapsamındaki sigortacılık ürünlerindendir. Uygulama kapsamında ödenen prim tutarının tamamı gelir vergisi matrahından düşülebilir. Vergi indirimi avantajı, prim tutarının aylık brüt gelirin %15’ini geçmemesi şartı ile geçerlidir. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin tamamlamaları gereken prosedür ise son derece basittir. Prim ödemesi sonucunda sigorta şirketi tarafından kendilerine iletilen makbuzu çalıştıkları kuruluşun personel işlerine ya da mali müşavirlerine iletmeleri yeterlidir.

Ek Teminatlar Sayesinde Daha da Geniş Kapsam
Standart bir tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi, yıllık olarak belirli miktarda kullanım hakkı sağlayan ayakta tedavi ve bekleme süresi şartlarına tabi olarak limitsiz olarak sunulan yatarak tedavi teminatlarını içerir. Ancak sigortalılar, başvuru ya da yenileme esnasında yıl içerisinde ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli ek teminatların poliçelerine dâhil edilmesini isteyebilir. Tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesine eklenebilecek ek teminatlar arasında doğum, diş ve göz muayenesi gibi seçenekler bulunur.

Ömür Boyu Yenileme Hakkı
Tamamlayıcı sağlık sigortası aracılığıyla elde edilebilecek faydalar arasında ömür boyu yenileme hakkı da yer alır. Bu hakka sahip olmak için prim ödemelerini düzenli gerçekleştirmek ve 3 yıl boyunca kesintisiz poliçe yenilemek gibi bir dizi kriteri karşılamak gerekir. Ömür boyu yenileme hakkı, sigortalılar için önemli bir güvence niteliği taşır. Zira kritik hastalıklar da dâhil olmak üzere yaşayacakları herhangi bir sağlık sorunu için muafiyet ve ek prim uygulanmaz.

> Tamamlayıcı Sağlık Sigortasının 7 Faydası

Kaliteli sağlık hizmetlerine erişim, özellikle kritik hastalıklar söz konusu olduğunda gayet önemli hale gelir. Ancak özel hastanelerde tedavi olmanın bedeli çoğu zaman kişilerin bütçelerini aşan boyutlara çıkabilmektedir. Tamamlayıcı sağlık sigortası ise tam da bu noktada devreye girerek karşılaşılan sağlık risklerinden doğan ihtiyaçların kişilere maddi yük getirmesini engeller.

tamamlayici_saglik_sigortasiSGK’lılara özel bu sağlık sigortası ürünü ile elde edilebilecek faydalar şu şekilde sıralanır:

Düşük Primler İle Kapsamlı Güvence
Tamamlayıcı sigorta, SGK’lıların anlaşmalı özel hastanelerde muayene, tetkik, tahlil ve tedavi gibi hizmetlerden yararlanabilmesini sağlar. Üstelik tüm bu hizmetlerden faydalanabilmek için yüksek ücretler ödenmesi gerekmez. Tamamlayıcı sağlık sigortasının aylık prim tutarları, sağladığı güvencenin kapsamı ile kıyaslandığında son derece düşüktür. TSS primleri; kişinin yaş, meslek, seçtiği teminatlar gibi bir dizi kriterleri göz önünde bulundurularak hesaplanır.

Özel Hastanelerde Ücretsiz Tedavi
Tamamlayıcı sağlık sigortasının sağladığı faydalar arasında belki de en önemlisi özel hastanelerde ücretsiz tedavi imkânı sunmasıdır. Bu olanaktan yararlanabilmek için hastanenin ve hizmet alınacak doktorun SGK ile anlaşması olması yeterlidir. TSS kapsamında hastaneden alınan hizmetler %100 oranında karşılanır. Yani sigortalıya herhangi bir ücret yansıtılmaz. Poliçe sahibinin yapacağı tek ödeme 15 TL tutarındaki katılım payı ile sınırlı kalır.

Geniş Özel Hastane Ağı
Sigorta şirketleri, TSS kapsamında sigortalılarına geniş özel hastane ağından faydalanma olanağı sağlar. Böylece mümkün olan en iyi tedavi, tetkik ya da muayene hizmetini almak için başka şehre gitmek gibi zorunluluklara gerek kalmaz. Sigortalılar, ayakta tedavi kapsamına giren işlemler için yıllık 10 defaya kadar SGK ile anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alabilir. Yatarak tedavide ise böyle bir limit yoktur. Bu kapsamdaki hizmetler için yalnızca bekleme süresi şartları geçerlidir.

Aile İndiriminden Yararlanma Fırsatı
Tıpkı kişiye özel sağlık sigortasında olduğu gibi TSS kapsamında da ailelere özel indirim fırsatı mevcuttur. Böylece zaten makul seviyelerde olan poliçe prim tutarı, çok daha cüzi miktarlara çekilebilir. Genel olarak poliçeye dâhil edilen her bir aile üyesi için %2,5 ila %10 arasında değişen oranlarda indirim uygulanır. Tüm sağlık risklerini güvence altına almak isteyen kişiler ayrıca tamamlayıcı sağlık sigortasına başvurusu esnasında sigorta platformlarının yıl içerisinde düzenlediği çeşitli kampanyalardan da faydalanabilir.

Vergi İndirimi İle Masrafları Azaltma Olanağı
Tamamlayıcı sağlık sigortası, vergi indirimi uygulaması kapsamındaki sigortacılık ürünlerindendir. Uygulama kapsamında ödenen prim tutarının tamamı gelir vergisi matrahından düşülebilir. Vergi indirimi avantajı, prim tutarının aylık brüt gelirin %15’ini geçmemesi şartı ile geçerlidir. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin tamamlamaları gereken prosedür ise son derece basittir. Prim ödemesi sonucunda sigorta şirketi tarafından kendilerine iletilen makbuzu çalıştıkları kuruluşun personel işlerine ya da mali müşavirlerine iletmeleri yeterlidir.

Ek Teminatlar Sayesinde Daha da Geniş Kapsam
Standart bir tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi, yıllık olarak belirli miktarda kullanım hakkı sağlayan ayakta tedavi ve bekleme süresi şartlarına tabi olarak limitsiz olarak sunulan yatarak tedavi teminatlarını içerir. Ancak sigortalılar, başvuru ya da yenileme esnasında yıl içerisinde ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli ek teminatların poliçelerine dâhil edilmesini isteyebilir. Tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesine eklenebilecek ek teminatlar arasında doğum, diş ve göz muayenesi gibi seçenekler bulunur.

Ömür Boyu Yenileme Hakkı
Tamamlayıcı sağlık sigortası aracılığıyla elde edilebilecek faydalar arasında ömür boyu yenileme hakkı da yer alır. Bu hakka sahip olmak için prim ödemelerini düzenli gerçekleştirmek ve 3 yıl boyunca kesintisiz poliçe yenilemek gibi bir dizi kriteri karşılamak gerekir. Ömür boyu yenileme hakkı, sigortalılar için önemli bir güvence niteliği taşır. Zira kritik hastalıklar da dâhil olmak üzere yaşayacakları herhangi bir sağlık sorunu için muafiyet ve ek prim uygulanmaz.

Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Aralık 2022 12:44

Gösterim: 456

ManpowerGroup Yetenek Açığı Raporu'na göre yetenek açığı tüm dünyada artarak yüzde 69 seviyesine ulaştı. Dünya genelinde her 10 işverenden neredeyse 7'si yetenekli işgücü bulmakta zorlandığını belirtiyor. Yetenek açığının yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, işverenlerin aradıkları pozisyonu doldurmakta en çok zorlandığı ülkeler arasında yer alıyor.  

Feyza_Narli_20_aralikManpowerGroup tarafından 15 yıldır küresel çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu'nun bu yılki sonuçları her 10 şirketten neredeyse 7'sinin yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta zorlandığını ortaya koydu. 42 ülkeden 19 binin üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta yetenek açığı yüzde 69 seviyesine ulaşırken, yetenek açığının yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, Fransa (yüzde 88), Romanya, (yüzde 86) İtalya (yüzde 85) ve İsviçre (yüzde 83) ile birlikte araştırmaya dahil olan 42 ülke arasında işverenleri boş pozisyonları doldurmakta en çok zorlandığı ilk altı ülke arasında yer aldı. Personel alımında en az zorlanan ülkeler ise Çin (yüzde 28) ve ABD (yüzde 32) olarak sıralandı.
Araştırmada teknoloji ile ilintili rollere yönelik yüksek talep çıkarken, çevrimiçi perakende trendinin kalıcı olma belirtileri göstermesiyle birlikte lojistik sektörü pandemi öncesindeki pozisyon doldurma seviyelerine geri dönme belirtilerini şimdilik göstermiyor. Pandemiden en çok etkilenen sektörler çalışanlarını geri getirmeye başladıkça üretim, konaklama, eğlence ve seyahat sektörlerinde talebin güçlendiği gözleniyor.
Türkiye'de talebin en çok arttığı roller şöyle sıralanıyor:

1.İmalat/Üretim
2.Operasyon/Lojistik
3.Satış/Pazarlama
4.BT/Veri
5.Yönetim/Ofis Desteği
6.İnsan Kaynakları
7.Ön Büro

 Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, şunları söylüyor: “Salgının küresel işsizlik üzerindeki etkisine rağmen, birçok ülkede şimdiden çok daha sıkı bir işgücü piyasasının işaretlerini görüyoruz. Ülkemizde ise kalifiye yeteneklerin kariyer imkânlarını yurtdışında genişletme eğiliminin etkilerine tanık olduğumuz bir gerçek. Pandemi döneminde duraksayan sektörler açıldıkça artan özel beceri talepleri, çocuk bakımı zorlukları ve artan rekabet, dünyanın dört bir yanındaki şirketlerin vasıflı yetenekleri çekmek ve elde tutmak için her zamankinden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalmasına neden oluyor.”

Küresel çapta talebin en çok arttığı roller şöyle sıralanıyor:

1.Veri Analistleri & Bilim İnsanları
2.Yapay Zeka & Makine Öğrenme Uzmanları
3.Büyük Veri Uzmanları
4.Dijital Pazarlama & Strateji Uzmanları
5.Proses Otomasyon Uzmanları
6.İş Geliştirme Profesyonelleri
7.Dijital Dönüşüm Uzmanları
8.Bilgi Güvenliği Analistleri
9.Yazılım & Uygulama Geliştiricileri
10.Nesnelerin İnterneti Uzmanları

Küresel çapta talebin azaldığı roller şöyle sıralanıyor:

1.Veri Giriş Elemanları
2.İdari & Yönetici Sekreterleri
3.Hesap, Defter Tutma & Bordro Elemanları
4.Muhasebeciler & Denetçiler
5.Montaj & Fabrika Çalışanları
6.İşletme Hizmetleri & İdari Yöneticiler
7.Müşteri Hizmetleri Çalışanları
8.Genel & Operasyon Müdürü
9.Mekanik & Makine Tamircileri
10.Malzeme Kaydı & Stok Tutma Elemanları

> Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı

ManpowerGroup Yetenek Açığı Raporu'na göre yetenek açığı tüm dünyada artarak yüzde 69 seviyesine ulaştı. Dünya genelinde her 10 işverenden neredeyse 7'si yetenekli işgücü bulmakta zorlandığını belirtiyor. Yetenek açığının yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, işverenlerin aradıkları pozisyonu doldurmakta en çok zorlandığı ülkeler arasında yer alıyor.  

Feyza_Narli_20_aralikManpowerGroup tarafından 15 yıldır küresel çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu'nun bu yılki sonuçları her 10 şirketten neredeyse 7'sinin yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta zorlandığını ortaya koydu. 42 ülkeden 19 binin üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta yetenek açığı yüzde 69 seviyesine ulaşırken, yetenek açığının yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, Fransa (yüzde 88), Romanya, (yüzde 86) İtalya (yüzde 85) ve İsviçre (yüzde 83) ile birlikte araştırmaya dahil olan 42 ülke arasında işverenleri boş pozisyonları doldurmakta en çok zorlandığı ilk altı ülke arasında yer aldı. Personel alımında en az zorlanan ülkeler ise Çin (yüzde 28) ve ABD (yüzde 32) olarak sıralandı.
Araştırmada teknoloji ile ilintili rollere yönelik yüksek talep çıkarken, çevrimiçi perakende trendinin kalıcı olma belirtileri göstermesiyle birlikte lojistik sektörü pandemi öncesindeki pozisyon doldurma seviyelerine geri dönme belirtilerini şimdilik göstermiyor. Pandemiden en çok etkilenen sektörler çalışanlarını geri getirmeye başladıkça üretim, konaklama, eğlence ve seyahat sektörlerinde talebin güçlendiği gözleniyor.
Türkiye'de talebin en çok arttığı roller şöyle sıralanıyor:

1.İmalat/Üretim
2.Operasyon/Lojistik
3.Satış/Pazarlama
4.BT/Veri
5.Yönetim/Ofis Desteği
6.İnsan Kaynakları
7.Ön Büro

 Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, şunları söylüyor: “Salgının küresel işsizlik üzerindeki etkisine rağmen, birçok ülkede şimdiden çok daha sıkı bir işgücü piyasasının işaretlerini görüyoruz. Ülkemizde ise kalifiye yeteneklerin kariyer imkânlarını yurtdışında genişletme eğiliminin etkilerine tanık olduğumuz bir gerçek. Pandemi döneminde duraksayan sektörler açıldıkça artan özel beceri talepleri, çocuk bakımı zorlukları ve artan rekabet, dünyanın dört bir yanındaki şirketlerin vasıflı yetenekleri çekmek ve elde tutmak için her zamankinden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalmasına neden oluyor.”

Küresel çapta talebin en çok arttığı roller şöyle sıralanıyor:

1.Veri Analistleri & Bilim İnsanları
2.Yapay Zeka & Makine Öğrenme Uzmanları
3.Büyük Veri Uzmanları
4.Dijital Pazarlama & Strateji Uzmanları
5.Proses Otomasyon Uzmanları
6.İş Geliştirme Profesyonelleri
7.Dijital Dönüşüm Uzmanları
8.Bilgi Güvenliği Analistleri
9.Yazılım & Uygulama Geliştiricileri
10.Nesnelerin İnterneti Uzmanları

Küresel çapta talebin azaldığı roller şöyle sıralanıyor:

1.Veri Giriş Elemanları
2.İdari & Yönetici Sekreterleri
3.Hesap, Defter Tutma & Bordro Elemanları
4.Muhasebeciler & Denetçiler
5.Montaj & Fabrika Çalışanları
6.İşletme Hizmetleri & İdari Yöneticiler
7.Müşteri Hizmetleri Çalışanları
8.Genel & Operasyon Müdürü
9.Mekanik & Makine Tamircileri
10.Malzeme Kaydı & Stok Tutma Elemanları

Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Aralık 2021 14:11

Gösterim: 255

Telekomünikasyon sektörünün en büyük çalışan ekosistemine sahip şirketi Türk Telekom’un istihdama katkısı sürüyor. Türkiye’yi geleceğe gençlerle birlikte taşıma vizyonuyla ilk kez başlatılan Türk Telekom Genç Mühendis Programı’nın değerlendirme aşamalarını başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 mühendis, Türkiye’nin 81 ilinde görevlerine başladı.

umit_onal_ttTürkiye’nin 81 ilindeki çalışan sayısı ile sektöründe lider olan Türk Telekom Türkiye’yi geleceğe taşıyacak yeni genç mühendisleri bünyesine kattı. Genç Mühendis Programı’nı başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 mühendis network, erişim ve enerji sistemleri alanlarındaki görevlerine Türk Telekom bölge müdürlüklerinde başladı.

“Genç ve eğitimli iş gücü dönüşümünü destekliyoruz”

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, programa ilişkin şöyle konuştu: “Türk Telekom olarak, güçlü ve kesintisiz iletişim için altyapı yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederken ülke ekonomisine ve istihdama katkıda bulunmayı sürdürüyoruz. Ülkemizin iletişim ihtiyaçlarına en güçlü şekilde cevap verebilmek için 81 ilde daima işinin başında olan çalışma arkadaşlarımızla, Türkiye’nin altyapısını omuzlarımızda taşımaktan gurur duyuyoruz. Hem gelecek yolculuğumuzu dinamik ve yenilikçi kılmak hem de genç ve eğitimli iş gücünü desteklemek amacıyla Genç Mühendis Programı’nı hayata geçirdik. Programı başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 genç mühendisimiz Türkiye’nin 81 ilinde bulunan bölge müdürlüklerimizde görevlerine başladı. Telekomünikasyon sektöründeki öncü rolümüzü ve ülkemizin ekonomisine katkımızı, insan odaklı yaklaşımımız çerçevesinde, sağladığımız istihdam olanaklarını artırarak pekiştirmeye devam edeceğiz.”

“Heyecanlı ve değerli hissettiren bir süreçti”

Genç Mühendis Programı’nı başarıyla tamamlayan ve Türk Telekom Kayseri Bölge Müdürlüğü’nde Erişim Mühendisi olarak görevine başlayan Gamze Toprakçı, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Mezuniyet sonrası iş hayatına atılmak için arayışlarım sürerken Türk Telekom’un ‘Genç Mühendisler’ projesi ile karşılaştım. İçeriğini incelediğimde benim gibi yeni mezun olmuş ve tecrübesi olmayan mühendislere iş imkânı sunulduğunu gördüm. Bu benim için çok büyük bir fırsattı; hemen başvurumu yaptım. Sürecin her aşaması çok heyecanlıydı. Son mülakatımdan sonra hayallerim gerçek oldu.”

Türk Telekom Adana Bölge Müdürlüğü’nde Erişim Mühendisi olarak göreve başlayan genç mühendis Mustafa Kahraman da zorlu ama bir o kadar da keyifli bir işe alım süreci geçirdiğini belirterek şöyle konuştu: “Çevrimiçi olarak gerçekleşen yazılı ve sözlü aşamalarda bireysel ve takım çalışmasına yatkınlık bakımından kendi becerilerimi ve yapabileceklerimi değerlendirme imkânım da oldu. Takip eden süreçte görüşme yapılan illere düzenlenen seyahat organizasyonları ve ekiplerin bizleri sıcak karşılaması da değerli hissettirdi.”

Türk Telekom’un bölge müdürlüklerinde istihdam sağlamak üzere başlattığı Genç Mühendis Programı’na Türkiye’nin dört bir yanındaki 78 üniversiteden yaklaşık 7 bin genç başvurdu. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin elektrik elektronik ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinden programa başvuran adaylardan yaklaşık 200’ü İngilizce ve genel yetenek sınavları ile vaka çalışması, insan kaynakları ve komisyon mülakatlarını başarıyla tamamlayarak Türk Telekom’da işe başladı.

> Türk Telekom’dan genç mühendis hamlesi

Telekomünikasyon sektörünün en büyük çalışan ekosistemine sahip şirketi Türk Telekom’un istihdama katkısı sürüyor. Türkiye’yi geleceğe gençlerle birlikte taşıma vizyonuyla ilk kez başlatılan Türk Telekom Genç Mühendis Programı’nın değerlendirme aşamalarını başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 mühendis, Türkiye’nin 81 ilinde görevlerine başladı.

umit_onal_ttTürkiye’nin 81 ilindeki çalışan sayısı ile sektöründe lider olan Türk Telekom Türkiye’yi geleceğe taşıyacak yeni genç mühendisleri bünyesine kattı. Genç Mühendis Programı’nı başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 mühendis network, erişim ve enerji sistemleri alanlarındaki görevlerine Türk Telekom bölge müdürlüklerinde başladı.

“Genç ve eğitimli iş gücü dönüşümünü destekliyoruz”

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, programa ilişkin şöyle konuştu: “Türk Telekom olarak, güçlü ve kesintisiz iletişim için altyapı yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederken ülke ekonomisine ve istihdama katkıda bulunmayı sürdürüyoruz. Ülkemizin iletişim ihtiyaçlarına en güçlü şekilde cevap verebilmek için 81 ilde daima işinin başında olan çalışma arkadaşlarımızla, Türkiye’nin altyapısını omuzlarımızda taşımaktan gurur duyuyoruz. Hem gelecek yolculuğumuzu dinamik ve yenilikçi kılmak hem de genç ve eğitimli iş gücünü desteklemek amacıyla Genç Mühendis Programı’nı hayata geçirdik. Programı başarıyla tamamlayan yaklaşık 200 genç mühendisimiz Türkiye’nin 81 ilinde bulunan bölge müdürlüklerimizde görevlerine başladı. Telekomünikasyon sektöründeki öncü rolümüzü ve ülkemizin ekonomisine katkımızı, insan odaklı yaklaşımımız çerçevesinde, sağladığımız istihdam olanaklarını artırarak pekiştirmeye devam edeceğiz.”

“Heyecanlı ve değerli hissettiren bir süreçti”

Genç Mühendis Programı’nı başarıyla tamamlayan ve Türk Telekom Kayseri Bölge Müdürlüğü’nde Erişim Mühendisi olarak görevine başlayan Gamze Toprakçı, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Mezuniyet sonrası iş hayatına atılmak için arayışlarım sürerken Türk Telekom’un ‘Genç Mühendisler’ projesi ile karşılaştım. İçeriğini incelediğimde benim gibi yeni mezun olmuş ve tecrübesi olmayan mühendislere iş imkânı sunulduğunu gördüm. Bu benim için çok büyük bir fırsattı; hemen başvurumu yaptım. Sürecin her aşaması çok heyecanlıydı. Son mülakatımdan sonra hayallerim gerçek oldu.”

Türk Telekom Adana Bölge Müdürlüğü’nde Erişim Mühendisi olarak göreve başlayan genç mühendis Mustafa Kahraman da zorlu ama bir o kadar da keyifli bir işe alım süreci geçirdiğini belirterek şöyle konuştu: “Çevrimiçi olarak gerçekleşen yazılı ve sözlü aşamalarda bireysel ve takım çalışmasına yatkınlık bakımından kendi becerilerimi ve yapabileceklerimi değerlendirme imkânım da oldu. Takip eden süreçte görüşme yapılan illere düzenlenen seyahat organizasyonları ve ekiplerin bizleri sıcak karşılaması da değerli hissettirdi.”

Türk Telekom’un bölge müdürlüklerinde istihdam sağlamak üzere başlattığı Genç Mühendis Programı’na Türkiye’nin dört bir yanındaki 78 üniversiteden yaklaşık 7 bin genç başvurdu. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin elektrik elektronik ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinden programa başvuran adaylardan yaklaşık 200’ü İngilizce ve genel yetenek sınavları ile vaka çalışması, insan kaynakları ve komisyon mülakatlarını başarıyla tamamlayarak Türk Telekom’da işe başladı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 05 Ocak 2022 13:41

Gösterim: 742

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" ana gündemiyle yapılan aylık olağan toplantısına katıldı.

mahmut_ozer_isoMillî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" ana gündemiyle yapılan aylık olağan toplantısında İSO ile mesleki eğitimde yaptıkları iş birliklerine ilişkin bilgi verdi. Bakan Özer, güzel sanatlar liseleri ve özel eğitim meslek okullarında da yeni açılımlar yaptıklarını aktardı. Kaynakçılıkla ilgili meslek eğitimine ciddi bir yatırım yaptıklarını ifade eden Özer, "İnşallah, daha yürüyecek çok yolumuz var. Aslında bakanlık olarak, hükûmet olarak çok ciddi açılımlar yapıldı." diye konuştu.

Sadece mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasıyla ilgili değil; bunun yanında genç işsizliği azaltmayla ilgili, lise ve üniversite mezunlarından isteyenlere mesleki eğitimi tamamlamayla ilgili de çalışmaların nihayetlendiğini aktaran Özer, "İnşallah, Türkiye'de genç işsizliği azaltmayla ilgili mesleki eğitimi çok farklı boyutlarda en etkin, en verimli enstrüman olarak kullanabilmek için tüm bakanlıklarımızla iş birliği içinde yeni açılımlar yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Yeni iş birliğinde işverenle birlikte tüm süreci dizayn etmek istedik"
Öğretmenlerin öğrencilerden başarı beklentisi düştükçe sistemden kopulduğunu, belli bir süre sonra iş gücü piyasasının da artık aradığı elemanı bulamamaktan, bulduğu zaman da istediği yeterlilik ve yetkinlikte olmamasından şikayet etmeye başladığını ifade eden Özer, şunları kaydetti: "Bakın, basit bir eğitim politikası müdahalesi Türkiye'nin sadece eğitim sisteminde değil; iş gücü piyasasına da çok ciddi maliyetler ödemesine yol açtı. Yaklaşık 10 yılın üzerinde uygulanan bir katsayı uygulamasından bahsediyoruz. Kaldırılmasından sonra hakikaten mesleki eğitimin güçlendirilmesi için her hükûmet çok ciddi efor sarf etti. İş gücü piyasasıyla güçlü iş birlikleri kuruldu, birlikte projeler yönetildi ama özellikle son üç yılda iş gücü piyasasıyla çok daha sistemik, olaya bakarak bütüncül bir şekilde süreci yöneterek bir iş birliği modeli ortaya koyduk. Daha önce iş verenlerden sadece bir okul binası, bir atölye yapması istenirken yeni iş birliğinde Bakanlık olarak işverenle birlikte tüm süreci dizayn etmek istedik. Aslında paradigma değişikliği denilen şey, bu. Yani şu üç yıl içinde elde edilen başarının anahtarı, işvereni eğitim sürecinin dışında tutup mezunları bekleyen pasif bir konumdan, eğitimin başlangıcından itibaren okula çekerek tüm sürecin içine dahil etmekten kaynaklanan bir dönüşümdür. Sizlerle birlikte müfredatı inceliyoruz. Sizlerle birlikte işletmede beceri eğitimini yeniden dizayn ettik. Sizlerle birlikte öğretmenlerin iş, başarı ve mesleki gelişim eğitimlerini düzenledik ve istihdamı merkeze aldık. 3 yıl içinde inanılmaz bir dönüşüm oldu."

"Geçen seneki patent, marka, tasarım ve faydanın model tescili 188'e çıktı"
Kovid sürecinde mesleki eğitimin göstermiş olduğu performansı anımsatan Mahmut Özer, "Ülkeler maske bulamıyordu. Havaalanlarından maskeler çalınıyordu. Mesleki eğitim bir anda üretim kapasitesini devreye soktu. Maskeden dezenfektana, yüz koruyucu siperlikten tek kullanımlık önlüğe, daha sonra solunum cihazına, maske makinesine kadar birçok ürünü üretip valilerin koordinasyonunda tüm illerde vatandaşın hizmetine sundu." şeklinde konuştu.

Bakan Özer, bu hareket kabiliyetinin önemini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesleki eğitim, sadece iş gücü piyasasının istediği nitelikli elemanı yetiştirmekle kalmıyor. Sahip olduğu müktesebat, sahip olduğu üretim kapasitesi, devletin ve milletinin olağanüstü koşullarda aktif olarak harekete geçirebileceği bir kapasitenin de orada var olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının önündeki en önemli itici güçlerinden bir tanesi de fikri mülkiyet konusudur. Patent, faydalı model, marka, tasarım üretmesi ve bunu tescillemesi, sadece tescillemesi değil, ticarileştirebilmesi ve yaygınlaştırabilmesi... Son on yıl içinde Millî Eğitim Bakanlığı mesleki eğitimdeki fikrî mülkiyet tescil oranı, yılda 2,9'du. Kovid sürecinden sonra geçen seneki patent, marka, tasarım ve faydanın model tescili 188'e çıktı. Bakın, 2,9'dan 188'e... Bu seneki hedefimiz 250. Şu an itibarıyla 198 ürünü tescillemiş bulunuyoruz. Çok rahat bir şekilde değerlendirme sürecine göre süreç ilerliyor."

"Akademik olarak başarılı öğrenciler de mesleki eğitimi tercih ediyor"
Artık Türkiye'de akademik olarak başarılı öğrencilerin de mesleki eğitimi tercih etmeye başladığını vurgulayan Özer, şöyle devam etti: "Yüzde birlik dilimden ilk defa mesleki eğitim öğrenci almaya başladı. İnşallah, Yazılım Lisesi de bu liselerden biri olacak. Yani fen lisesine gidebilecek puan alan öğrenci artık mesleki eğitime geliyor. Aslında bu, bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Yıllardan beri özlenen, eğitimle iş gücü piyasası el ele verdiği zaman süreci nasıl şekillendirebileceğini ve birlikte hareket ettiği zaman aslında çözülemez gibi duran sorunların nasıl kolaylıkla çözülebilir olduğunu göstermesi anlamında hakikaten çok önemli bir model. Bu modeli de en başarılı bir şekilde uyguladığımız ortağımız, İstanbul Sanayi Odası."

Özer, uzun bir aradan sonra ilk kez fiziki olarak toplanan İSO Meclisinin ilk konuğu olmaktan dolayı da duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerini "İnşallah, birlikte el ele verip artık mesleki eğitimi Türkiye gündeminden çıkaracağız. Çok daha iyi okullar noktasına getireceğiz. Yeter ki el birliği yapalım. El birliği yaptığımız zaman çözülemeyecek hiçbir problem olmadığına inanıyorum." diyerek tamamladı.

> "Başarılı öğrenciler meslek liselerini tercih ediyor"

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" ana gündemiyle yapılan aylık olağan toplantısına katıldı.

mahmut_ozer_isoMillî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" ana gündemiyle yapılan aylık olağan toplantısında İSO ile mesleki eğitimde yaptıkları iş birliklerine ilişkin bilgi verdi. Bakan Özer, güzel sanatlar liseleri ve özel eğitim meslek okullarında da yeni açılımlar yaptıklarını aktardı. Kaynakçılıkla ilgili meslek eğitimine ciddi bir yatırım yaptıklarını ifade eden Özer, "İnşallah, daha yürüyecek çok yolumuz var. Aslında bakanlık olarak, hükûmet olarak çok ciddi açılımlar yapıldı." diye konuştu.

Sadece mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasıyla ilgili değil; bunun yanında genç işsizliği azaltmayla ilgili, lise ve üniversite mezunlarından isteyenlere mesleki eğitimi tamamlamayla ilgili de çalışmaların nihayetlendiğini aktaran Özer, "İnşallah, Türkiye'de genç işsizliği azaltmayla ilgili mesleki eğitimi çok farklı boyutlarda en etkin, en verimli enstrüman olarak kullanabilmek için tüm bakanlıklarımızla iş birliği içinde yeni açılımlar yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Yeni iş birliğinde işverenle birlikte tüm süreci dizayn etmek istedik"
Öğretmenlerin öğrencilerden başarı beklentisi düştükçe sistemden kopulduğunu, belli bir süre sonra iş gücü piyasasının da artık aradığı elemanı bulamamaktan, bulduğu zaman da istediği yeterlilik ve yetkinlikte olmamasından şikayet etmeye başladığını ifade eden Özer, şunları kaydetti: "Bakın, basit bir eğitim politikası müdahalesi Türkiye'nin sadece eğitim sisteminde değil; iş gücü piyasasına da çok ciddi maliyetler ödemesine yol açtı. Yaklaşık 10 yılın üzerinde uygulanan bir katsayı uygulamasından bahsediyoruz. Kaldırılmasından sonra hakikaten mesleki eğitimin güçlendirilmesi için her hükûmet çok ciddi efor sarf etti. İş gücü piyasasıyla güçlü iş birlikleri kuruldu, birlikte projeler yönetildi ama özellikle son üç yılda iş gücü piyasasıyla çok daha sistemik, olaya bakarak bütüncül bir şekilde süreci yöneterek bir iş birliği modeli ortaya koyduk. Daha önce iş verenlerden sadece bir okul binası, bir atölye yapması istenirken yeni iş birliğinde Bakanlık olarak işverenle birlikte tüm süreci dizayn etmek istedik. Aslında paradigma değişikliği denilen şey, bu. Yani şu üç yıl içinde elde edilen başarının anahtarı, işvereni eğitim sürecinin dışında tutup mezunları bekleyen pasif bir konumdan, eğitimin başlangıcından itibaren okula çekerek tüm sürecin içine dahil etmekten kaynaklanan bir dönüşümdür. Sizlerle birlikte müfredatı inceliyoruz. Sizlerle birlikte işletmede beceri eğitimini yeniden dizayn ettik. Sizlerle birlikte öğretmenlerin iş, başarı ve mesleki gelişim eğitimlerini düzenledik ve istihdamı merkeze aldık. 3 yıl içinde inanılmaz bir dönüşüm oldu."

"Geçen seneki patent, marka, tasarım ve faydanın model tescili 188'e çıktı"
Kovid sürecinde mesleki eğitimin göstermiş olduğu performansı anımsatan Mahmut Özer, "Ülkeler maske bulamıyordu. Havaalanlarından maskeler çalınıyordu. Mesleki eğitim bir anda üretim kapasitesini devreye soktu. Maskeden dezenfektana, yüz koruyucu siperlikten tek kullanımlık önlüğe, daha sonra solunum cihazına, maske makinesine kadar birçok ürünü üretip valilerin koordinasyonunda tüm illerde vatandaşın hizmetine sundu." şeklinde konuştu.

Bakan Özer, bu hareket kabiliyetinin önemini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesleki eğitim, sadece iş gücü piyasasının istediği nitelikli elemanı yetiştirmekle kalmıyor. Sahip olduğu müktesebat, sahip olduğu üretim kapasitesi, devletin ve milletinin olağanüstü koşullarda aktif olarak harekete geçirebileceği bir kapasitenin de orada var olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının önündeki en önemli itici güçlerinden bir tanesi de fikri mülkiyet konusudur. Patent, faydalı model, marka, tasarım üretmesi ve bunu tescillemesi, sadece tescillemesi değil, ticarileştirebilmesi ve yaygınlaştırabilmesi... Son on yıl içinde Millî Eğitim Bakanlığı mesleki eğitimdeki fikrî mülkiyet tescil oranı, yılda 2,9'du. Kovid sürecinden sonra geçen seneki patent, marka, tasarım ve faydanın model tescili 188'e çıktı. Bakın, 2,9'dan 188'e... Bu seneki hedefimiz 250. Şu an itibarıyla 198 ürünü tescillemiş bulunuyoruz. Çok rahat bir şekilde değerlendirme sürecine göre süreç ilerliyor."

"Akademik olarak başarılı öğrenciler de mesleki eğitimi tercih ediyor"
Artık Türkiye'de akademik olarak başarılı öğrencilerin de mesleki eğitimi tercih etmeye başladığını vurgulayan Özer, şöyle devam etti: "Yüzde birlik dilimden ilk defa mesleki eğitim öğrenci almaya başladı. İnşallah, Yazılım Lisesi de bu liselerden biri olacak. Yani fen lisesine gidebilecek puan alan öğrenci artık mesleki eğitime geliyor. Aslında bu, bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Yıllardan beri özlenen, eğitimle iş gücü piyasası el ele verdiği zaman süreci nasıl şekillendirebileceğini ve birlikte hareket ettiği zaman aslında çözülemez gibi duran sorunların nasıl kolaylıkla çözülebilir olduğunu göstermesi anlamında hakikaten çok önemli bir model. Bu modeli de en başarılı bir şekilde uyguladığımız ortağımız, İstanbul Sanayi Odası."

Özer, uzun bir aradan sonra ilk kez fiziki olarak toplanan İSO Meclisinin ilk konuğu olmaktan dolayı da duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerini "İnşallah, birlikte el ele verip artık mesleki eğitimi Türkiye gündeminden çıkaracağız. Çok daha iyi okullar noktasına getireceğiz. Yeter ki el birliği yapalım. El birliği yaptığımız zaman çözülemeyecek hiçbir problem olmadığına inanıyorum." diyerek tamamladı.

Son Güncelleme: Perşembe, 23 Eylül 2021 13:49

Gösterim: 685


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.