Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Kendi adıyla vakıf kuran Ali Ağaoğlu, eğitim sektörüne de adım attı. Maslak 1453'te mimarlık eğitiminin verileceği 1.500 kişilik üniversite kurmaya hazırlanan Ağaoğlu, YÖK'ten izin bekliyor.
AKP döneminin en hızlı büyüyen işadamlarından olan Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, eğitime de el attı.
Sabah gazetesinin haberine göre, Maslak 1453'te kurulması planlanan üniversite, inşaat mühendisliği, mimarlık ve tasarım alanında eğitim verecek. Ağaoğlu Eğitim Vakfı'nı (AGEV) iki hafta önce kurduklarını söyleyen Ağaoğlu İcra Kurulu Başkanı Önder Halisdemir, "Gayrimenkul sektörünün lider ismi Ali Ağaoğlu'na yakışan bir konuydu eğitim. Kendisi çeşitli illerde yüzlerce okul yaptırmış birisi. Ancak hiçbirinde adı yok. Bu sefer okulun adının 'Ali Ağaoğlu Üniversitesi' olmasını planlıyoruz" dedi. Üniversitede meslek yüksek okulunun da bulunacağını söyleyen Halisdemir, "Tematik ve butik bir üniversite olacak. Yüksek puanlarla girilecek. Yüksek Öğretim Kurumu'na (YÖK) başvurumuzu yaptık. Onay aşamasındayız" diye konuştu.
1.500 KİŞİLİK OLACAK
"İşin içine Japon ve İtalyanları da sokabiliriz." diyen Halisdemir, bin 500 kişilik olması planlanan üniversiteden mezun olan öğrencilere Ağaoğlu Şirketler Grubu tarafından iş imkânı da sağlanacağını belirtti.
Kaynak: odatv.com
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Kendi adıyla vakıf kuran Ali Ağaoğlu, eğitim sektörüne de adım attı. Maslak 1453'te mimarlık eğitiminin verileceği 1.500 kişilik üniversite kurmaya hazırlanan Ağaoğlu, YÖK'ten izin bekliyor.
AKP döneminin en hızlı büyüyen işadamlarından olan Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, eğitime de el attı.
Sabah gazetesinin haberine göre, Maslak 1453'te kurulması planlanan üniversite, inşaat mühendisliği, mimarlık ve tasarım alanında eğitim verecek. Ağaoğlu Eğitim Vakfı'nı (AGEV) iki hafta önce kurduklarını söyleyen Ağaoğlu İcra Kurulu Başkanı Önder Halisdemir, "Gayrimenkul sektörünün lider ismi Ali Ağaoğlu'na yakışan bir konuydu eğitim. Kendisi çeşitli illerde yüzlerce okul yaptırmış birisi. Ancak hiçbirinde adı yok. Bu sefer okulun adının 'Ali Ağaoğlu Üniversitesi' olmasını planlıyoruz" dedi. Üniversitede meslek yüksek okulunun da bulunacağını söyleyen Halisdemir, "Tematik ve butik bir üniversite olacak. Yüksek puanlarla girilecek. Yüksek Öğretim Kurumu'na (YÖK) başvurumuzu yaptık. Onay aşamasındayız" diye konuştu.
1.500 KİŞİLİK OLACAK
"İşin içine Japon ve İtalyanları da sokabiliriz." diyen Halisdemir, bin 500 kişilik olması planlanan üniversiteden mezun olan öğrencilere Ağaoğlu Şirketler Grubu tarafından iş imkânı da sağlanacağını belirtti.
Kaynak: odatv.com
Son Güncelleme: Salı, 15 Aralık 2015 14:57
Gösterim: 1201
YÖK, öğretim üyesi temininde sorun yaşayan yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerde eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamaması amacıyla akademisyenlerin 72 yaşında emekli olmalarını içeren düzenlemenin uzatılması için kanun tasarısı taslağı hazırladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) öğretim üyesi temininde sorun yaşayan yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerde, eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamaması için akademisyenlerin 72 yaşında emekli olmalarını içeren düzenlemenin uzatılması için yasa tasarı taslağı hazırladı. YÖK, istisnai olarak 41 üniversitede uygulanan düzenlemenin, tüm öğretim üyelerini kapsaması için çalışma yapıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, dün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrası, özellikle taşra üniversitelerindeki öğretim üyelerinin 72 yaşına kadar çalışmalarını içeren düzenlemenin süresinin yıl sonu bittiğini, bu kapsamda akademisyenlerin 72 yaşına kadar üniversitelerde öğretim üyesi olarak devam etmesinin kararlaştırıldığını bildirmişti.
Konuya ilişkin YÖK yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında, devlet üniversitelerinde yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrosundaki öğretim üyeleri 67 yaşında emekli olmak zorunda. YÖK, 2008'de yaptığı geçici düzenlemeyle 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan yeni üniversitelerdeki öğretim üyelerinin 72 yaşına kadar çalışmalarına olanak sağladı ancak bu düzenleme 31 Aralık'ta sona erecek ve bu üniversitelerde görev yapan 67 yaşındaki öğretim üyelerinin emekli olması gerekecek.
Uygulamanın, yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir pay üstlendiği gerekçesiyle YÖK, bu üniversitelerde eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamaması ve deneyimli akademisyenlerin bilgi ve birikimlerinden faydalanılması uygulamasına devam edilmesi için yeni bir kanun maddesi taslağı hazırladı. YÖK'ün hazırladığı 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı taslağı MEB'e gönderildi. MEB'in gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra taslağı, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna sunması bekleniyor.
Taslak yasalaştığında, 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan devlet üniversitelerinde görevli öğretim üyelerinin 67 yaşını doldursalar dahi 72 yaşına kadar görev yapabilmelerine olanak sağlanacak. 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan 41 devlet üniversitesinde, 11 Kasım itibarıyla yaklaşık 200 öğretim üyesi görev yapıyor.
YÖK, bu madde dışında kalan yükseköğretim kurumlarında, 67 yaşını doldurduğu için emekli olmak zorunda kalacak tüm öğretim üyeleri için de gerekli şartların oluşması ve YÖK'ün talebi uygun görmesi halinde, görevlerine devam etmesini sağlayacak yeni bir formül üzerinde de çalışıyor.
Düzenlemeyle yeni kurulan üniversitelerin öğretim üyesi alt yapısı sağlamlaştırılana kadar 72 yaş uygulamasının devamının sağlanması amaçlanıyor.
5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan üniversitelerin isimleri şöyle:
-Adıyaman Üniversitesi,
-Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi,
-Ahi Evran Üniversitesi,
-Aksaray Üniversitesi,
-Amasya Üniversitesi,
-Ardahan Üniversitesi,
-Artvin Çoruh Üniversitesi,
-Bartın Üniversitesi,
-Batman Üniversitesi,
-Bayburt Üniversitesi,
-Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi,
-Bingöl Üniversitesi,
-Bitlis Eren Üniversitesi,
-Bozok Üniversitesi,
-Çankırı Karatekin Üniversitesi,
-Düzce Üniversitesi,
-Erzincan Üniversitesi,
-Giresun Üniversitesi,
-Gümüşhane Üniversitesi,
-Hakkari Üniversitesi,
-Hitit Üniversitesi,
-Iğdır Üniversitesi,
-Karabük Üniversitesi,
-Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi,
-Kastamonu Üniversitesi,
-Kırklareli Üniversitesi,
-Kilis 7 Aralık Üniversitesi,
-Mardin Artuklu Üniversitesi,
-Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi,
-Muş Alparslan Üniversitesi,
-Namık Kemal Üniversitesi,
-Nevşehir Üniversitesi,
-Ordu Üniversitesi,
-Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi,
-Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi,
-Siirt Üniversitesi,
-Sinop Üniversitesi,
-Şırnak Üniversitesi,
-Tunceli Üniversitesi,
-Uşak Üniversitesi,
-Yalova Üniversitesi"
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, öğretim üyesi temininde sorun yaşayan yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerde eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamaması amacıyla akademisyenlerin 72 yaşında emekli olmalarını içeren düzenlemenin uzatılması için kanun tasarısı taslağı hazırladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) öğretim üyesi temininde sorun yaşayan yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerde, eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamaması için akademisyenlerin 72 yaşında emekli olmalarını içeren düzenlemenin uzatılması için yasa tasarı taslağı hazırladı. YÖK, istisnai olarak 41 üniversitede uygulanan düzenlemenin, tüm öğretim üyelerini kapsaması için çalışma yapıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, dün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrası, özellikle taşra üniversitelerindeki öğretim üyelerinin 72 yaşına kadar çalışmalarını içeren düzenlemenin süresinin yıl sonu bittiğini, bu kapsamda akademisyenlerin 72 yaşına kadar üniversitelerde öğretim üyesi olarak devam etmesinin kararlaştırıldığını bildirmişti.
Konuya ilişkin YÖK yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında, devlet üniversitelerinde yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrosundaki öğretim üyeleri 67 yaşında emekli olmak zorunda. YÖK, 2008'de yaptığı geçici düzenlemeyle 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan yeni üniversitelerdeki öğretim üyelerinin 72 yaşına kadar çalışmalarına olanak sağladı ancak bu düzenleme 31 Aralık'ta sona erecek ve bu üniversitelerde görev yapan 67 yaşındaki öğretim üyelerinin emekli olması gerekecek.
Uygulamanın, yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir pay üstlendiği gerekçesiyle YÖK, bu üniversitelerde eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamaması ve deneyimli akademisyenlerin bilgi ve birikimlerinden faydalanılması uygulamasına devam edilmesi için yeni bir kanun maddesi taslağı hazırladı. YÖK'ün hazırladığı 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı taslağı MEB'e gönderildi. MEB'in gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra taslağı, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna sunması bekleniyor.
Taslak yasalaştığında, 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan devlet üniversitelerinde görevli öğretim üyelerinin 67 yaşını doldursalar dahi 72 yaşına kadar görev yapabilmelerine olanak sağlanacak. 5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan 41 devlet üniversitesinde, 11 Kasım itibarıyla yaklaşık 200 öğretim üyesi görev yapıyor.
YÖK, bu madde dışında kalan yükseköğretim kurumlarında, 67 yaşını doldurduğu için emekli olmak zorunda kalacak tüm öğretim üyeleri için de gerekli şartların oluşması ve YÖK'ün talebi uygun görmesi halinde, görevlerine devam etmesini sağlayacak yeni bir formül üzerinde de çalışıyor.
Düzenlemeyle yeni kurulan üniversitelerin öğretim üyesi alt yapısı sağlamlaştırılana kadar 72 yaş uygulamasının devamının sağlanması amaçlanıyor.
5467, 5662 ve 5765 sayılı kanunlarla kurulan üniversitelerin isimleri şöyle:
-Adıyaman Üniversitesi,
-Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi,
-Ahi Evran Üniversitesi,
-Aksaray Üniversitesi,
-Amasya Üniversitesi,
-Ardahan Üniversitesi,
-Artvin Çoruh Üniversitesi,
-Bartın Üniversitesi,
-Batman Üniversitesi,
-Bayburt Üniversitesi,
-Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi,
-Bingöl Üniversitesi,
-Bitlis Eren Üniversitesi,
-Bozok Üniversitesi,
-Çankırı Karatekin Üniversitesi,
-Düzce Üniversitesi,
-Erzincan Üniversitesi,
-Giresun Üniversitesi,
-Gümüşhane Üniversitesi,
-Hakkari Üniversitesi,
-Hitit Üniversitesi,
-Iğdır Üniversitesi,
-Karabük Üniversitesi,
-Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi,
-Kastamonu Üniversitesi,
-Kırklareli Üniversitesi,
-Kilis 7 Aralık Üniversitesi,
-Mardin Artuklu Üniversitesi,
-Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi,
-Muş Alparslan Üniversitesi,
-Namık Kemal Üniversitesi,
-Nevşehir Üniversitesi,
-Ordu Üniversitesi,
-Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi,
-Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi,
-Siirt Üniversitesi,
-Sinop Üniversitesi,
-Şırnak Üniversitesi,
-Tunceli Üniversitesi,
-Uşak Üniversitesi,
-Yalova Üniversitesi"
Son Güncelleme: Salı, 15 Aralık 2015 11:47
Gösterim: 1761
Bakan Müezzinoğlu: "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım. Önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz"Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım" dedi.
Mili Türk Talebe Birliği (MTTB) ile Genç Birlik Vakfının "Sağlık Politikaları" toplantısında Müezzinoğlu, ruhen, fiziken ve sosyal yönden sağlıklı nesiller yetiştirmenin önemine değindiği konuşmasında, uyuşturucu kullanan gençlerin yüzde 85'inin önce sigara, sonra alkol, sonra da uyuşturucuyla tanıştığını söyledi.
Gençlerin ve çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde herkese sorumluluk düştüğünü, bu konuların sadece bakanlıklara havale edilecek kadar basit görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, daha sağlıklı çevre ve daha sağlıklı bir sosyal doku, huzurlu bir aile ortamı, özgüven veren bireğitim düzeni, çocuğun ruhen ve sosyal yönden gelişmesine katkı sağlayan yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, eğitim dünyası ve çocuğun üçüncü adreslerinin doğru şekillendirilmesi gerektiğini anlattı.
Her bireyin üçüncü doğru adrese ihtiyacı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, çocukların ve gençlerin ev ve okul dışındaki üçüncü adres olarak bisiklet yolu, spor alanları, kültür merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Mehmet Müezzinoğlu, 40 bin yatak kapasiteli 350 hastane inşaatının devam ettiğini, 10 bin yatak kapasiteli hastane ihalesinin de bu yıl tamamlanacağını, böylelikle yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli hastanelerin ileri fiziki mekan teknolojisiyle, tıbbi donanımla yapılmış olacağını kaydetti.
2-3 yıl sonra yaklaşık 3 saat uçuş mesafesinde 1,5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyaya hitap edileceğini, Türkiye'nin bölgenin sağlık turizminin merkezi olacağını belirten Müezzinoğlu, Suriyelilerin de sağlık hizmetlerinden faydalandığını, 65 bin Suriyeli çocuğun Türkiye'de dünyaya geldiğini, Suriyelilere farklılık gözetmeden her türlü desteğin verildiğini belirtti.
Yurtdışından doktor
Müezzinoğlu, şu anda en temel sorunlarının hekim açığı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Güzel hastane var ama doktor yok. Sağlık Bakanlığının 20 bin uzman hekim, 10 bin de pratisyen hekim açığı var. 1985-2007 arasında YÖK Türkiye'de hekim fazlası var diye, tıp fakülteleri kontenjanını neredeyse 5 binle dondurmuş. 2007'ye kadar tıp fakültesi kontenjanları 5 bini geçmedi. 2007'den sonra 2 bin 500'e, sonra 9 binlere, şimdi de 11 bin 500'lere taşıdık. Bu yıl 2 bin 500 ilave geldi. Bir hekimin uzman olarak karşımıza gelmesi en hızlı 10 yıl. OECD ülkelerinin ortalamasına göre 10 bin nüfusa 37 hekim düşüyor. Türkiye'de ise bizde 10 bin kişiye 17 hekim düşüyor. Biz OECD ülkelerinin standardının üzerinde hizmet sunuyoruz. Hemşire açığı da 50 bin. Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. Bazen 'dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu. Bize mesleği lazım. 10 arkadaşımızın yanında 5 tane iyi yetişmiş yabancı hekim varsa, bizim açığımızı kapatmayı rahatlatırsa... Bunlar tam aksine hazır yetişmiş beyin. Sağlık turizminde ve sağlık hizmeti sunumunda yetişmiş beyinler Türkiye'yi daha iyi noktaya getirecekse ki getirir. O nedenle her türlü yasal düzenlemeyi yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz."
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, aile hekimliğini de çok daha güçlü hale getirmeyi düşündüklerini belirterek, sözlerini, "Önümüzdeki 1-2 ay içinde yasal zeminini de oluşturarak aile hekimliğini çok daha güçlü hale getirmeyi düşünüyoruz. 4-5 tane aile hekimimizin olduğu fiziki mekanları da kamu olarak biz yapacağız. Aile hekimliğinden başlayarak aile sağlığı merkezlerini önümüzdeki 2 yıl içinde yeniden, sıfırdan biz yapacağız. Aile hekimliğini haftanın 7 günü sabah sekiz, akşam sekiz olarak düşünüyoruz" diye tamamladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Bakan Müezzinoğlu: "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım. Önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz"Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım" dedi.
Mili Türk Talebe Birliği (MTTB) ile Genç Birlik Vakfının "Sağlık Politikaları" toplantısında Müezzinoğlu, ruhen, fiziken ve sosyal yönden sağlıklı nesiller yetiştirmenin önemine değindiği konuşmasında, uyuşturucu kullanan gençlerin yüzde 85'inin önce sigara, sonra alkol, sonra da uyuşturucuyla tanıştığını söyledi.
Gençlerin ve çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde herkese sorumluluk düştüğünü, bu konuların sadece bakanlıklara havale edilecek kadar basit görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, daha sağlıklı çevre ve daha sağlıklı bir sosyal doku, huzurlu bir aile ortamı, özgüven veren bireğitim düzeni, çocuğun ruhen ve sosyal yönden gelişmesine katkı sağlayan yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, eğitim dünyası ve çocuğun üçüncü adreslerinin doğru şekillendirilmesi gerektiğini anlattı.
Her bireyin üçüncü doğru adrese ihtiyacı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, çocukların ve gençlerin ev ve okul dışındaki üçüncü adres olarak bisiklet yolu, spor alanları, kültür merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Mehmet Müezzinoğlu, 40 bin yatak kapasiteli 350 hastane inşaatının devam ettiğini, 10 bin yatak kapasiteli hastane ihalesinin de bu yıl tamamlanacağını, böylelikle yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli hastanelerin ileri fiziki mekan teknolojisiyle, tıbbi donanımla yapılmış olacağını kaydetti.
2-3 yıl sonra yaklaşık 3 saat uçuş mesafesinde 1,5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyaya hitap edileceğini, Türkiye'nin bölgenin sağlık turizminin merkezi olacağını belirten Müezzinoğlu, Suriyelilerin de sağlık hizmetlerinden faydalandığını, 65 bin Suriyeli çocuğun Türkiye'de dünyaya geldiğini, Suriyelilere farklılık gözetmeden her türlü desteğin verildiğini belirtti.
Yurtdışından doktor
Müezzinoğlu, şu anda en temel sorunlarının hekim açığı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Güzel hastane var ama doktor yok. Sağlık Bakanlığının 20 bin uzman hekim, 10 bin de pratisyen hekim açığı var. 1985-2007 arasında YÖK Türkiye'de hekim fazlası var diye, tıp fakülteleri kontenjanını neredeyse 5 binle dondurmuş. 2007'ye kadar tıp fakültesi kontenjanları 5 bini geçmedi. 2007'den sonra 2 bin 500'e, sonra 9 binlere, şimdi de 11 bin 500'lere taşıdık. Bu yıl 2 bin 500 ilave geldi. Bir hekimin uzman olarak karşımıza gelmesi en hızlı 10 yıl. OECD ülkelerinin ortalamasına göre 10 bin nüfusa 37 hekim düşüyor. Türkiye'de ise bizde 10 bin kişiye 17 hekim düşüyor. Biz OECD ülkelerinin standardının üzerinde hizmet sunuyoruz. Hemşire açığı da 50 bin. Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. Bazen 'dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu. Bize mesleği lazım. 10 arkadaşımızın yanında 5 tane iyi yetişmiş yabancı hekim varsa, bizim açığımızı kapatmayı rahatlatırsa... Bunlar tam aksine hazır yetişmiş beyin. Sağlık turizminde ve sağlık hizmeti sunumunda yetişmiş beyinler Türkiye'yi daha iyi noktaya getirecekse ki getirir. O nedenle her türlü yasal düzenlemeyi yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz."
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, aile hekimliğini de çok daha güçlü hale getirmeyi düşündüklerini belirterek, sözlerini, "Önümüzdeki 1-2 ay içinde yasal zeminini de oluşturarak aile hekimliğini çok daha güçlü hale getirmeyi düşünüyoruz. 4-5 tane aile hekimimizin olduğu fiziki mekanları da kamu olarak biz yapacağız. Aile hekimliğinden başlayarak aile sağlığı merkezlerini önümüzdeki 2 yıl içinde yeniden, sıfırdan biz yapacağız. Aile hekimliğini haftanın 7 günü sabah sekiz, akşam sekiz olarak düşünüyoruz" diye tamamladı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Aralık 2015 11:50
Gösterim: 1662
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) ile Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Avrupa İş Kurulu tarafından Oxford Socrates Ödülü'ne layık görüldü.
Avrupa İş Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesini "En iyi bölgesel üniversite", Rektör Prof. Dr. Ağırakça'yı ise "Yılın yöneticisi" seçti.
MAÜ'den yapılan açıklamada, İngiltere'nin Oxford şehrinde bulunan, Uluslararası Liderler Kulübü (ICL) ve Avrupa Rektörler Kulübü (CRE) iş birliği ile yönetilen Avrupa İş Kurulu'nca (EBA) düzenlenen Oxford Socrates Ödülleri'ne farklı ülkelerden rektör ve üniversitelerin aday gösterildiği belirtildi.
Prof. Dr. Ağırakça'nın "Yılın yöneticisi", MAÜ'nün ise "En iyi bölgesel üniversite" seçildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "İngiltere’nin Oxford şehrinde düzenlenecek ödül töreninin ardından, dünyanın birçok yerinden yatırımcı, bilim adamı ve rektörün katılım sağladığı 'Liderler Zirvesi' ve 'Akademi Birliği Yıldönümü Buluşması'na katılacak olan Ağırakça, düzenlenecek panelde üniversitenin gelişimi hakkında bilgi aktaracak."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) ile Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Avrupa İş Kurulu tarafından Oxford Socrates Ödülü'ne layık görüldü.
Avrupa İş Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesini "En iyi bölgesel üniversite", Rektör Prof. Dr. Ağırakça'yı ise "Yılın yöneticisi" seçti.
MAÜ'den yapılan açıklamada, İngiltere'nin Oxford şehrinde bulunan, Uluslararası Liderler Kulübü (ICL) ve Avrupa Rektörler Kulübü (CRE) iş birliği ile yönetilen Avrupa İş Kurulu'nca (EBA) düzenlenen Oxford Socrates Ödülleri'ne farklı ülkelerden rektör ve üniversitelerin aday gösterildiği belirtildi.
Prof. Dr. Ağırakça'nın "Yılın yöneticisi", MAÜ'nün ise "En iyi bölgesel üniversite" seçildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "İngiltere’nin Oxford şehrinde düzenlenecek ödül töreninin ardından, dünyanın birçok yerinden yatırımcı, bilim adamı ve rektörün katılım sağladığı 'Liderler Zirvesi' ve 'Akademi Birliği Yıldönümü Buluşması'na katılacak olan Ağırakça, düzenlenecek panelde üniversitenin gelişimi hakkında bilgi aktaracak."
Son Güncelleme: Salı, 15 Aralık 2015 11:40
Gösterim: 1969
YÖK üyeliğine Prof. Dr. Beril Dedeoğlu seçildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Erdoğan'ın, açık bulunan YÖK üyeliğine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6’ncı maddesinin b/1 bendi uyarınca Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nu seçtiği bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK üyeliğine Prof. Dr. Beril Dedeoğlu seçildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Erdoğan'ın, açık bulunan YÖK üyeliğine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6’ncı maddesinin b/1 bendi uyarınca Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nu seçtiği bildirildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Aralık 2015 14:26
Gösterim: 1421