Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okullarda açık uçlu test sistemine geçilmeden sınavlarda bu sistemi uygulamak ne kadar sağlıklı?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) yerine getirilmesi planlanan çoktan seçmeli test yerine açık uçlu test sistemi ile ilgili yaptığı açıklama kamuoyunda geniş yankı buldu. Eğitimcilerden de bu konuda çok farklı açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Pervin Kaplan, Habertürk Gazetesi’ndeki köşesinde, okullarda açık uçlu test sistemine geçilmeden sınavlarda bu sistemi uygulamanın doğru olmadığını belirtti. Kaplan, “Açık uçlu sorulardan oluşan bir sınava hiç girmeden liseden mezun olan öğrenciler var. Öğretmenler de "okuması daha kolay" olduğu için çoktan seçmeli sınavları yapmayı tercih ediyorlar. Okullarda yapılan sınavları değiştirmeden "çoktan seçmeli test tekniğine" göre yetiştirilen öğrencileri 8 yılın sonunda "açık uçlu sınavlarla" seçmeye çalışmak ne kadar adaletli olur?” iddiasında bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okullarda açık uçlu test sistemine geçilmeden sınavlarda bu sistemi uygulamak ne kadar sağlıklı?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) yerine getirilmesi planlanan çoktan seçmeli test yerine açık uçlu test sistemi ile ilgili yaptığı açıklama kamuoyunda geniş yankı buldu. Eğitimcilerden de bu konuda çok farklı açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Pervin Kaplan, Habertürk Gazetesi’ndeki köşesinde, okullarda açık uçlu test sistemine geçilmeden sınavlarda bu sistemi uygulamanın doğru olmadığını belirtti. Kaplan, “Açık uçlu sorulardan oluşan bir sınava hiç girmeden liseden mezun olan öğrenciler var. Öğretmenler de "okuması daha kolay" olduğu için çoktan seçmeli sınavları yapmayı tercih ediyorlar. Okullarda yapılan sınavları değiştirmeden "çoktan seçmeli test tekniğine" göre yetiştirilen öğrencileri 8 yılın sonunda "açık uçlu sınavlarla" seçmeye çalışmak ne kadar adaletli olur?” iddiasında bulundu.
Son Güncelleme: Salı, 07 May 2013 08:03
Gösterim: 1597
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'dan "adil ve kabul edilebilir bir yönetmeliğin en hızlı şekilde hazırlanmasını" istedi. Koncuk, mülakatın etki oranı yüzde 1 dahi olsa kabul etmeyeceklerini belirti.
Koncuk'un, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, internet sitelerinde, yönetici atama yönetmelik taslaklarının yer aldığını ve bu taslaklardaki en dikkat çekici hususun, okul müdürleri için mülakat sistemi oranının yüzde 30'a düşse de hala varlığının sürdürüldüğünü savundu.
Türk Eğitim Sen'in, "etki oranı yüzde 1 dahi olsa mülakat sistemini kabul etmeyeceğini" vurgulayan Koncuk, açıklamada, çıkarılacak yönetmelikte, mülakatın elektronik ortamda kayıt altına alınmasının yönetmelik maddesi olarak yazılıp yazılmayacağını, ilde teşkilatlı, en çok üye kaydetmiş sendika temsilcilerinin en azından mülakat gözcüsü sıfatıyla sözlü komisyonunda yer alıp alamayacağının belirlenmesini talep etti.
Bakan Avcı'nın yönetici atama yönetmeliği konusunda daha önce hata yaptığını öne süren Koncuk, Avcı'nın bu hatayı telafi etme fırsatı bulunduğunu belirterek, "Adil ve kabul edilebilir bir yönetmeliği en hızlı şekilde hazırlayarak beklentilere cevap verin" ifadesini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'dan "adil ve kabul edilebilir bir yönetmeliğin en hızlı şekilde hazırlanmasını" istedi. Koncuk, mülakatın etki oranı yüzde 1 dahi olsa kabul etmeyeceklerini belirti.
Koncuk'un, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, internet sitelerinde, yönetici atama yönetmelik taslaklarının yer aldığını ve bu taslaklardaki en dikkat çekici hususun, okul müdürleri için mülakat sistemi oranının yüzde 30'a düşse de hala varlığının sürdürüldüğünü savundu.
Türk Eğitim Sen'in, "etki oranı yüzde 1 dahi olsa mülakat sistemini kabul etmeyeceğini" vurgulayan Koncuk, açıklamada, çıkarılacak yönetmelikte, mülakatın elektronik ortamda kayıt altına alınmasının yönetmelik maddesi olarak yazılıp yazılmayacağını, ilde teşkilatlı, en çok üye kaydetmiş sendika temsilcilerinin en azından mülakat gözcüsü sıfatıyla sözlü komisyonunda yer alıp alamayacağının belirlenmesini talep etti.
Bakan Avcı'nın yönetici atama yönetmeliği konusunda daha önce hata yaptığını öne süren Koncuk, Avcı'nın bu hatayı telafi etme fırsatı bulunduğunu belirterek, "Adil ve kabul edilebilir bir yönetmeliği en hızlı şekilde hazırlayarak beklentilere cevap verin" ifadesini kullandı.
Son Güncelleme: Salı, 07 May 2013 08:30
Gösterim: 1575
‘Okulda üniversite’ modeliyle öğretmen adayları birinci sınıftan itibaren ilkokul, ortaokul ve liselerde derse girecek. Amaç öğretmenlere meslek hayatına atılmadan deneyim kazandırmak.
20 kişilik 2-C sınıfında genç bir öğretmen, öğrencilere bilgisayar dersi veriyor. Sınıfa hâkim, öğrencilerle iletişimi gayet iyi. Aslında o öğretmen değil, eğitim fakültesi öğrencisi. Eğitim fakültelerinin teoriğe dayalı eğitim sistemine son vermek için Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretmen yetiştirmeye farklı bir model getirdi. ‘Okulda üniversite’ modeliyle öğretmen adayları birinci sınıftan itibaren ilkokul, ortaokul ve liselerde derse girecek. Anlaşmalı okullarda öğretmen adayları önce yardımcı öğretmen olacak sonra aday öğretmen, fakülte dersleri de okul ortamında işlenecek. Üniversiteliler BJK ve Bahçeşehir kolejlerinde derslere girmeye başladı bile.
Eğitim fakültelerinde sadece 4 https://edmedicom.com. sınıfında öğretmen adaylarına okullarda staj hakkı tanınıyor. Bu hem yeterli gelmiyor hem de pek çok öğretmen adayı için pasif oldukları bir modelle işliyor. 3. sınıf öğrencisi Berran Patan “Proje sayesinde sınıf yönetimini gerçekten öğreniyoruz. Kitaplardan değil, uygulayarak öğreniyoruz” , 4. sınıf öğrencisi Ufuk Dindar “Teorik eğitim havada kalıyor. Farkındalık kazandım okul ortamı gördükten sonra” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı’ndan Berna Göloğlu bu yıl başlayan eğitimin daha da yayılarak devam edeceğini belirtti.
‘Doktor hastanede, öğretmen okulda yetişsin’ Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel anlayışın değişmesi gerektiğini vurguladı: “Tıp eğitiminde doktorlar hastanede yetişiyor da öğretmenler niçin okulda yetişmiyor? Öğretmen adayı üniversite içinden çıkmalı. Okulda pratik yapılmadan öğretmen yetiştirme sistemi düşünemeyiz. Bunu biz de keşfetmedik dünyada pek çok yerde böyle. Öğretmen yetiştirmede bir model oluşturmak istiyoruz.”
Kaynak Radikal.com.tr
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
‘Okulda üniversite’ modeliyle öğretmen adayları birinci sınıftan itibaren ilkokul, ortaokul ve liselerde derse girecek. Amaç öğretmenlere meslek hayatına atılmadan deneyim kazandırmak.
20 kişilik 2-C sınıfında genç bir öğretmen, öğrencilere bilgisayar dersi veriyor. Sınıfa hâkim, öğrencilerle iletişimi gayet iyi. Aslında o öğretmen değil, eğitim fakültesi öğrencisi. Eğitim fakültelerinin teoriğe dayalı eğitim sistemine son vermek için Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretmen yetiştirmeye farklı bir model getirdi. ‘Okulda üniversite’ modeliyle öğretmen adayları birinci sınıftan itibaren ilkokul, ortaokul ve liselerde derse girecek. Anlaşmalı okullarda öğretmen adayları önce yardımcı öğretmen olacak sonra aday öğretmen, fakülte dersleri de okul ortamında işlenecek. Üniversiteliler BJK ve Bahçeşehir kolejlerinde derslere girmeye başladı bile.
Eğitim fakültelerinde sadece 4 https://edmedicom.com. sınıfında öğretmen adaylarına okullarda staj hakkı tanınıyor. Bu hem yeterli gelmiyor hem de pek çok öğretmen adayı için pasif oldukları bir modelle işliyor. 3. sınıf öğrencisi Berran Patan “Proje sayesinde sınıf yönetimini gerçekten öğreniyoruz. Kitaplardan değil, uygulayarak öğreniyoruz” , 4. sınıf öğrencisi Ufuk Dindar “Teorik eğitim havada kalıyor. Farkındalık kazandım okul ortamı gördükten sonra” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı’ndan Berna Göloğlu bu yıl başlayan eğitimin daha da yayılarak devam edeceğini belirtti.
‘Doktor hastanede, öğretmen okulda yetişsin’ Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel anlayışın değişmesi gerektiğini vurguladı: “Tıp eğitiminde doktorlar hastanede yetişiyor da öğretmenler niçin okulda yetişmiyor? Öğretmen adayı üniversite içinden çıkmalı. Okulda pratik yapılmadan öğretmen yetiştirme sistemi düşünemeyiz. Bunu biz de keşfetmedik dünyada pek çok yerde böyle. Öğretmen yetiştirmede bir model oluşturmak istiyoruz.”
Kaynak Radikal.com.tr
Son Güncelleme: Pazartesi, 06 May 2013 08:55
Gösterim: 2331
MEB, ‘Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi’ başlığıyla, farklı branşlardan öğretmenlerin yararlanacağı kurs başlattı. Kursu bitiren öğretmenler aylık 800 TL ek ders ücreti alacak.
Vatan Gazetesi’nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı, Fatih Projesi kapsamında Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi başlığıyla, farklı branşlardan öğretmenlerin yararlanacağı bir kurs başlattı. Farklı branşlardan öğretmenler, kursu bitirdikten sonra aylık 800 TL ek ders ücreti alacaklar. Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği görevini yapacak öğretmenler, okullarda var olan ders görevini yerine getirdikten sonra kalan zamanlarında bu görevi yürütecekler.
Görevlendirilen öğretmenlerin yerine ücretli veya başka bir öğretmen talep etme yoluna ise gidilmeyecek.
10 bin atanamayan bilişim teknolojileri öğretmeni atama bekliyor
Kursu tamamlayan öğretmenler, Fatih Projesi kapsamında kurulan bilişim teknolojileri destekli sınıflar ve bu sınıfların amacına uygun bir şekilde kullanılması , kullanıma hazır ve işler durumda tutulması konusunda düzenlemeler yapacak. Ancak açılan hizmet içi eğitim kursu, ülkemizde 10 bin atanamayan bilişim teknolojileri öğretmenini isyan ettirdi. Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği Başkanı Burcu Yılmaz, farklı branşlardaki öğretmenlere verilen kursla ilgili olarak, “Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği teknik servis boyutuna ulaştı. Gerçek bilişim teknolojileri eğitimini alanlar şu an boş geziyor. Alan dışı bu işleri yürütüyorlar. “ dedi.
Kaynak Vatan
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, ‘Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi’ başlığıyla, farklı branşlardan öğretmenlerin yararlanacağı kurs başlattı. Kursu bitiren öğretmenler aylık 800 TL ek ders ücreti alacak.
Vatan Gazetesi’nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı, Fatih Projesi kapsamında Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi başlığıyla, farklı branşlardan öğretmenlerin yararlanacağı bir kurs başlattı. Farklı branşlardan öğretmenler, kursu bitirdikten sonra aylık 800 TL ek ders ücreti alacaklar. Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği görevini yapacak öğretmenler, okullarda var olan ders görevini yerine getirdikten sonra kalan zamanlarında bu görevi yürütecekler.
Görevlendirilen öğretmenlerin yerine ücretli veya başka bir öğretmen talep etme yoluna ise gidilmeyecek.
10 bin atanamayan bilişim teknolojileri öğretmeni atama bekliyor
Kursu tamamlayan öğretmenler, Fatih Projesi kapsamında kurulan bilişim teknolojileri destekli sınıflar ve bu sınıfların amacına uygun bir şekilde kullanılması , kullanıma hazır ve işler durumda tutulması konusunda düzenlemeler yapacak. Ancak açılan hizmet içi eğitim kursu, ülkemizde 10 bin atanamayan bilişim teknolojileri öğretmenini isyan ettirdi. Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği Başkanı Burcu Yılmaz, farklı branşlardaki öğretmenlere verilen kursla ilgili olarak, “Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği teknik servis boyutuna ulaştı. Gerçek bilişim teknolojileri eğitimini alanlar şu an boş geziyor. Alan dışı bu işleri yürütüyorlar. “ dedi.
Kaynak Vatan
Son Güncelleme: Pazartesi, 06 May 2013 07:05
Gösterim: 3201
2013-2014 eğitim yılında müfredat değişimine göre öğrenciler ikinci sınıftan itibaren yabancı dil öğreniminde konuşma ve dinleme ağırlıklı bir eğitim almaya başlayacak
Milli Eğitim Şura Üyesi Dündar Uçar, müfredat değişikliği ile yabancı dil eğitiminin ilköğretim 2. sınıftan itibaren verilmeye başlanacağını belirterek, "Değişimle birlikte daha kolay İngilizce konuşabilen bir nesil yetişecek" dedi.
Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013-2014 eğitim yılında müfredat değişimine göre öğrencilerin ikinci sınıftan itibaren konuşma ve dinleme ağırlıklı bir eğitim almaya başlayacaklarını bildirdi.
Devlet okullarında yabancı dil eğitiminin dördüncü sınıftan itibaren verildiğini hatırlatan Uçar, şöyle konuştu:
"Yeni müfredata göre, daha geniş bir zamana yayılan, öğrenciye konuyu içine sindirmesi için zaman tanıyan ve öğrenebilecekleri kadar bilgiyi verecek bir sistem getiriliyor. Öğrencileri çok zorlamayan, öğrenilmesi daha kolay ve günlük hayatta daha çok kullanılan renklerin, sayıların, hayvanların, meyvelerin yabancı dilde karşılıklarını öğrenecek. Bu şekilde öğrenciler kolay ilerleyebilir ve çok şey öğrenebilir. Değişimle birlikte daha kolay İngilizce konuşabilen bir nesil yetişecek."
Dil eğitiminin küçük yaşlardan itibaren verilmesinin, çocuklarda olumlu etkilerinin olduğunun bilindiğini ifade eden Uçar, ilerleyen dönemde dil becerisini daha da geliştirmek için de bir altyapının oturmuş olacağını kaydetti.
"Fatih Projesi, İngilizce'nin can suyu olabilir"
Fatih Projesi ile İngilizce eğitiminin harmanlanması durumunda ortaya başarılı sonuçların çıkacağına inandığını ifade eden Uçar, "Fatih Projesi inanılmaz değişimler meydana getirebilir. Öğrenciler İngilizcenin pratiğini internet ortamında yapabilirler. Teknoloji çağında yetişen yeni nesil öğrencilere, İngilizce eğitimini tablet bilgisayarlar aracılığıyla aktarmak ve öğrencileri bu şekilde adapte etmek olumlu sonuçlar verecektir" dedi.
Uçar, İngilizce derslerinin ilköğretim ikinci sınıftan itibaren verilecek olmasının dil okullarına da talebin artacağını düşündüğünü söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2013-2014 eğitim yılında müfredat değişimine göre öğrenciler ikinci sınıftan itibaren yabancı dil öğreniminde konuşma ve dinleme ağırlıklı bir eğitim almaya başlayacak
Milli Eğitim Şura Üyesi Dündar Uçar, müfredat değişikliği ile yabancı dil eğitiminin ilköğretim 2. sınıftan itibaren verilmeye başlanacağını belirterek, "Değişimle birlikte daha kolay İngilizce konuşabilen bir nesil yetişecek" dedi.
Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013-2014 eğitim yılında müfredat değişimine göre öğrencilerin ikinci sınıftan itibaren konuşma ve dinleme ağırlıklı bir eğitim almaya başlayacaklarını bildirdi.
Devlet okullarında yabancı dil eğitiminin dördüncü sınıftan itibaren verildiğini hatırlatan Uçar, şöyle konuştu:
"Yeni müfredata göre, daha geniş bir zamana yayılan, öğrenciye konuyu içine sindirmesi için zaman tanıyan ve öğrenebilecekleri kadar bilgiyi verecek bir sistem getiriliyor. Öğrencileri çok zorlamayan, öğrenilmesi daha kolay ve günlük hayatta daha çok kullanılan renklerin, sayıların, hayvanların, meyvelerin yabancı dilde karşılıklarını öğrenecek. Bu şekilde öğrenciler kolay ilerleyebilir ve çok şey öğrenebilir. Değişimle birlikte daha kolay İngilizce konuşabilen bir nesil yetişecek."
Dil eğitiminin küçük yaşlardan itibaren verilmesinin, çocuklarda olumlu etkilerinin olduğunun bilindiğini ifade eden Uçar, ilerleyen dönemde dil becerisini daha da geliştirmek için de bir altyapının oturmuş olacağını kaydetti.
"Fatih Projesi, İngilizce'nin can suyu olabilir"
Fatih Projesi ile İngilizce eğitiminin harmanlanması durumunda ortaya başarılı sonuçların çıkacağına inandığını ifade eden Uçar, "Fatih Projesi inanılmaz değişimler meydana getirebilir. Öğrenciler İngilizcenin pratiğini internet ortamında yapabilirler. Teknoloji çağında yetişen yeni nesil öğrencilere, İngilizce eğitimini tablet bilgisayarlar aracılığıyla aktarmak ve öğrencileri bu şekilde adapte etmek olumlu sonuçlar verecektir" dedi.
Uçar, İngilizce derslerinin ilköğretim ikinci sınıftan itibaren verilecek olmasının dil okullarına da talebin artacağını düşündüğünü söyledi.
Son Güncelleme: Pazar, 05 May 2013 12:19
Gösterim: 1905