Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yüksek Öğretim Kurulu, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na (ÖYP) alan sınavı eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığını bildirdi.

yok_oypYüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na (ÖYP) alan sınavı eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığını bildirdi. 

Kurul, ÖYP kadrolarına giriş şartlarının değiştirilmesi kararı sonrası çıkan haberler üzerine bir açıklama yaptı.

ÖYP'ye alan sınavının eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığı belirtilen açıklamada, "Bugüne kadar alan sınavı yapılmaması nedeniyle üniversiteler giderek YÖK'ten ÖYP araştırma görevlisi kadrosu talep etmekten kaçınmaya başlamışlar, bu da çok sayıda ÖYP araştırma görevlisi kadrosunun kullanılamamasına yol açmıştır" ifadelerine yer verildi.

Son dönemde artan üniversite sayısına paralel olarak öğretim elemanı ihtiyacının da arttığı hatırlatılan açıklamada, şunlara yer verildi:

"Bu kadroların üniversiteler tarafından kullanılmak istenilmemesi yükseköğretimimiz için bir zafiyet oluşturmaktadır. Yeni düzenleme ile alan sınavının yazılı veya sözlü olması planlanmaktadır. Sözlü sınav, öğretim üyesi olduğunda başlıca görevlerinden birisi ders anlatmak ve bilimsel etkinliklerde konuşmak olan adayın ifade yeteneğini ölçmeye ve en uygun kişileri seçmeye yardımcı olacaktır. Alan sınavı YÖKtarafından değil, üniversitelerin ilgili bilim alanlarında görevli öğretim üyeleri tarafından nesnel ve objektif kriterler çerçevesinde yapılacaktır.

> YÖK'ten ÖYP açıklaması

Yüksek Öğretim Kurulu, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na (ÖYP) alan sınavı eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığını bildirdi.

yok_oypYüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na (ÖYP) alan sınavı eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığını bildirdi. 

Kurul, ÖYP kadrolarına giriş şartlarının değiştirilmesi kararı sonrası çıkan haberler üzerine bir açıklama yaptı.

ÖYP'ye alan sınavının eklenmesi kararının üniversitelerden gelen yoğun talep üzerine alındığı belirtilen açıklamada, "Bugüne kadar alan sınavı yapılmaması nedeniyle üniversiteler giderek YÖK'ten ÖYP araştırma görevlisi kadrosu talep etmekten kaçınmaya başlamışlar, bu da çok sayıda ÖYP araştırma görevlisi kadrosunun kullanılamamasına yol açmıştır" ifadelerine yer verildi.

Son dönemde artan üniversite sayısına paralel olarak öğretim elemanı ihtiyacının da arttığı hatırlatılan açıklamada, şunlara yer verildi:

"Bu kadroların üniversiteler tarafından kullanılmak istenilmemesi yükseköğretimimiz için bir zafiyet oluşturmaktadır. Yeni düzenleme ile alan sınavının yazılı veya sözlü olması planlanmaktadır. Sözlü sınav, öğretim üyesi olduğunda başlıca görevlerinden birisi ders anlatmak ve bilimsel etkinliklerde konuşmak olan adayın ifade yeteneğini ölçmeye ve en uygun kişileri seçmeye yardımcı olacaktır. Alan sınavı YÖKtarafından değil, üniversitelerin ilgili bilim alanlarında görevli öğretim üyeleri tarafından nesnel ve objektif kriterler çerçevesinde yapılacaktır.

Son Güncelleme: Cuma, 05 Haziran 2015 11:14

Gösterim: 1201

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK), ilki Bingöl'de dün gerçekleştirilen "Bölgesel gelişmede üniversitelerin rolü" toplantısına katılan rektörler ile üniversitelerin kendi bulundukları şehir ve bölge odaklı misyonlarının bulunmasının ve buna göre gelecek tasarım ve faaliyetlerinin planlanmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine varıldığı bildirildi. 

uniYÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Yürütme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Mehmet Şişman ve Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu ile dün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki 22 üniversitenin rektörlerinin katılımıyla Bingöl Üniversitesi'nde "Bölgesel Gelişmede Üniversitelerin Rolü" toplantısı yapıldı. 

Toplantıya, Adıyaman, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Atatürk, Batman, Bitlis Eren, Bingöl, Dicle, Erzincan, Erzurum Teknik, Fırat, Hakkari, Harran, Iğdır, İnönü, Kafkas, Mardin Artuklu, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Yüzüncü Yıl üniversitelerinin rektörleri katıldı. 

"Kısa sürede somut adımlar atılacak"

Açıklamada, "YÖK Başkanı Saraç'ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya katılan rektörler ile üniversitelerin kendi bulundukları şehir ve bölge odaklı misyonlarının bulunmasının ve buna göre de gelecek tasarım ve faaliyetlerinin planlanmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine varıldığı" bildirildi. 

Ülkelerin gelişme ve kalkınma odaklı stratejilerinde, bölgesel gelişmenin en önemli gündem başlığı haline geldiğine işaret edilen açıklamada, bu kapsamda Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerine ulaşılmasına yönelik hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'nde de bölgelerin rekabet gücünün geliştirilmesinde üniversitelerin bulundukları bölgelere sağlayacakları katkının öneminin vurgulandığı belirtildi. 

Türkiye'nin yükseköğretim sisteminde özellikle 2004 yılı ve sonrasında, üniversite sayısının ve bunun beraberinde yükseköğretime erişimin arttığının, bundan sonraki süreçte ise ülkenin hedefleri kapsamında, bu üniversitelerin başta, bulundukları şehir ve bölge ile bütünleşmesinin sağlanması, iktisadi, sosyal ve beşeri sermayeyi geliştirmesinin beklendiği anlatıldı. 

Açıklamada, konuya ilişkin şunlar kaydedildi:

"Bunun için de yükseköğretim kurumlarımızın misyonlarını tekrar gözden geçirmesine, tek tipten uzaklaşarak kurumsal farklılık ve çeşitliliğe yönelmesine, güçlü yönlerini dikkate alarak odaklaşmasına ve bazı üniversitelerimizin üniversite olmanın bütüncül yapısından uzaklaşmadan belli alanlarda temayüz etmesine ihtiyaç vardır. Bu adım, yükseköğretimde yapısal değişim sürecini başlatacaktır.

Bu amaca yönelik olarak başlatılan çalışma, YÖK'ün koordinasyonunda üniversitelerimiz ile birlikte sürdürülecek, farklı bölgelerde bu toplantılar yapılarak kısa sürede somut adımlar atılacaktır."

> Bölgesel gelişmede üniversiteler atağa geçecek
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK), ilki Bingöl'de dün gerçekleştirilen "Bölgesel gelişmede üniversitelerin rolü" toplantısına katılan rektörler ile üniversitelerin kendi bulundukları şehir ve bölge odaklı misyonlarının bulunmasının ve buna göre gelecek tasarım ve faaliyetlerinin planlanmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine varıldığı bildirildi. 

uniYÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Yürütme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Mehmet Şişman ve Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu ile dün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki 22 üniversitenin rektörlerinin katılımıyla Bingöl Üniversitesi'nde "Bölgesel Gelişmede Üniversitelerin Rolü" toplantısı yapıldı. 

Toplantıya, Adıyaman, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Atatürk, Batman, Bitlis Eren, Bingöl, Dicle, Erzincan, Erzurum Teknik, Fırat, Hakkari, Harran, Iğdır, İnönü, Kafkas, Mardin Artuklu, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Yüzüncü Yıl üniversitelerinin rektörleri katıldı. 

"Kısa sürede somut adımlar atılacak"

Açıklamada, "YÖK Başkanı Saraç'ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya katılan rektörler ile üniversitelerin kendi bulundukları şehir ve bölge odaklı misyonlarının bulunmasının ve buna göre de gelecek tasarım ve faaliyetlerinin planlanmasının gerekliliği konusunda görüş birliğine varıldığı" bildirildi. 

Ülkelerin gelişme ve kalkınma odaklı stratejilerinde, bölgesel gelişmenin en önemli gündem başlığı haline geldiğine işaret edilen açıklamada, bu kapsamda Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerine ulaşılmasına yönelik hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'nde de bölgelerin rekabet gücünün geliştirilmesinde üniversitelerin bulundukları bölgelere sağlayacakları katkının öneminin vurgulandığı belirtildi. 

Türkiye'nin yükseköğretim sisteminde özellikle 2004 yılı ve sonrasında, üniversite sayısının ve bunun beraberinde yükseköğretime erişimin arttığının, bundan sonraki süreçte ise ülkenin hedefleri kapsamında, bu üniversitelerin başta, bulundukları şehir ve bölge ile bütünleşmesinin sağlanması, iktisadi, sosyal ve beşeri sermayeyi geliştirmesinin beklendiği anlatıldı. 

Açıklamada, konuya ilişkin şunlar kaydedildi:

"Bunun için de yükseköğretim kurumlarımızın misyonlarını tekrar gözden geçirmesine, tek tipten uzaklaşarak kurumsal farklılık ve çeşitliliğe yönelmesine, güçlü yönlerini dikkate alarak odaklaşmasına ve bazı üniversitelerimizin üniversite olmanın bütüncül yapısından uzaklaşmadan belli alanlarda temayüz etmesine ihtiyaç vardır. Bu adım, yükseköğretimde yapısal değişim sürecini başlatacaktır.

Bu amaca yönelik olarak başlatılan çalışma, YÖK'ün koordinasyonunda üniversitelerimiz ile birlikte sürdürülecek, farklı bölgelerde bu toplantılar yapılarak kısa sürede somut adımlar atılacaktır."

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Haziran 2015 18:37

Gösterim: 1354

Kurulduğu 1999’dan bugüne Türk yükseköğrenim hayatında ilklerin öncüsü olan Okan Üniversitesi, 2014-2015 Akademik Yılı’nda 3700 mezun verdi. Üniversitenin Tuzla Kampüsü’nde 30 Mayıs 2015 Cumartesi günü düzenlenen mezuniyet töreninde konuşan Okan Üniversitesi Kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, “16 yılda gerçekleştirdiğimiz ilkler, dünya ölçeğindeki kampüsümüz, kadrolarımız, mezunlarımız ve öğrencilerimizle gurur duyuyoruz” diye konuştu.

okan_mezun“İş yaşamına en yakın üniversite” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Okan Üniversitesi'nde 2014-2015 Akademik Yılı, Tuzla Kampüsü'nde düzenlenen coşkulu bir törenle sona erdi. Mezuniyet törenine Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, Rektör Prof. Dr. Şule Kut, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda veli katıldı. Törende toplam 3700 öğrenci mezuniyet sevinci yaşadı.

ABD’de İngilizce Dil Hazırlık sınıfı okuma imkanı

Törende mezunlara ve ailelerine seslenen Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, “Önümüzdeki akademik yılda ABD’nin Miami kentindeki kampüsümüzde eğitim verecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2015-2016 Akademik Yılı’ndan itibaren Okan Üniversitesi’nin ücretli bölümlerine yerleşen öğrenciler, İngilizce Dil Hazırlık sınıfını isterlerse Okan International University'de ek bir eğitim ücreti ödemeden okuyabilecekler. Ayrıca Türkiye’nin ilk “Tıp, Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Eğitim Kompleksi”ni hayata geçiren üniversite olarak önümüzdeki sezonda araştırma hastanemizi hizmete sokacağız” dedi.  

Dünya üniversitesi olma vizyonunun gereksinimlerini yerine getirdiklerini belirten Okan, “İngilizcenin yanı sıra Çince, Rusça ve Arapça gibi iş dünyasındaki önemi her geçen gün daha da artan yabancı dil eğitimleriyle birlikte en az 2 yabancı dil bilen öğrenciler yetiştiriyoruz” diye konuştu. Okan Üniversitesi'nin Türkiye'de Girişimcilik Dersi veren ilk üniversite olmasına dikkat çeken Okan, öğrencileri hem iş yaşamına, hem de hayata hazırladıklarını belirtti: “Hayata geçirdiğimiz Happy Life programı ile de sosyal ve kültürel aktivitelere katılımlarını teşvik ederek kişisel gelişimlerine destek oluyoruz. Öğrencilerimiz sadece aldıkları kaliteli eğimle değil, sosyal yaşantıları ile de iş yaşamına bir adım önde başlıyor.”

“16 yılda 18 bin öğrenciye ulaştık"

Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise “16 yılda 18 bin öğrenciye ulaştık. 2023 hedefimiz 25 bin öğrenciye ulaşmak” diye konuştu. Konuşmaların ardından mezuniyet meşalesinin devir teslimi gerçekleştirildi. Tören, mezun öğrencilerin mezuniyet yeminini hep bir ağızdan okuyup keplerini havaya atmasıyla sona erdi. 

 

> Okan Üniversitesi’nde 3700 öğrenci kep fırlattı

Kurulduğu 1999’dan bugüne Türk yükseköğrenim hayatında ilklerin öncüsü olan Okan Üniversitesi, 2014-2015 Akademik Yılı’nda 3700 mezun verdi. Üniversitenin Tuzla Kampüsü’nde 30 Mayıs 2015 Cumartesi günü düzenlenen mezuniyet töreninde konuşan Okan Üniversitesi Kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, “16 yılda gerçekleştirdiğimiz ilkler, dünya ölçeğindeki kampüsümüz, kadrolarımız, mezunlarımız ve öğrencilerimizle gurur duyuyoruz” diye konuştu.

okan_mezun“İş yaşamına en yakın üniversite” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Okan Üniversitesi'nde 2014-2015 Akademik Yılı, Tuzla Kampüsü'nde düzenlenen coşkulu bir törenle sona erdi. Mezuniyet törenine Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, Rektör Prof. Dr. Şule Kut, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda veli katıldı. Törende toplam 3700 öğrenci mezuniyet sevinci yaşadı.

ABD’de İngilizce Dil Hazırlık sınıfı okuma imkanı

Törende mezunlara ve ailelerine seslenen Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, “Önümüzdeki akademik yılda ABD’nin Miami kentindeki kampüsümüzde eğitim verecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2015-2016 Akademik Yılı’ndan itibaren Okan Üniversitesi’nin ücretli bölümlerine yerleşen öğrenciler, İngilizce Dil Hazırlık sınıfını isterlerse Okan International University'de ek bir eğitim ücreti ödemeden okuyabilecekler. Ayrıca Türkiye’nin ilk “Tıp, Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Eğitim Kompleksi”ni hayata geçiren üniversite olarak önümüzdeki sezonda araştırma hastanemizi hizmete sokacağız” dedi.  

Dünya üniversitesi olma vizyonunun gereksinimlerini yerine getirdiklerini belirten Okan, “İngilizcenin yanı sıra Çince, Rusça ve Arapça gibi iş dünyasındaki önemi her geçen gün daha da artan yabancı dil eğitimleriyle birlikte en az 2 yabancı dil bilen öğrenciler yetiştiriyoruz” diye konuştu. Okan Üniversitesi'nin Türkiye'de Girişimcilik Dersi veren ilk üniversite olmasına dikkat çeken Okan, öğrencileri hem iş yaşamına, hem de hayata hazırladıklarını belirtti: “Hayata geçirdiğimiz Happy Life programı ile de sosyal ve kültürel aktivitelere katılımlarını teşvik ederek kişisel gelişimlerine destek oluyoruz. Öğrencilerimiz sadece aldıkları kaliteli eğimle değil, sosyal yaşantıları ile de iş yaşamına bir adım önde başlıyor.”

“16 yılda 18 bin öğrenciye ulaştık"

Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise “16 yılda 18 bin öğrenciye ulaştık. 2023 hedefimiz 25 bin öğrenciye ulaşmak” diye konuştu. Konuşmaların ardından mezuniyet meşalesinin devir teslimi gerçekleştirildi. Tören, mezun öğrencilerin mezuniyet yeminini hep bir ağızdan okuyup keplerini havaya atmasıyla sona erdi. 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Haziran 2015 11:19

Gösterim: 2274

Türk üniversiteleri, ODTÜ URAP Laboratuvarı tarafından açıklanan "en iyi 23 alan sıralaması"nın 13’ünde yer alma başarısı gösterdi.

uni_en_iyiTürk üniversiteleri, ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca açıklanan "en iyi 23 alan sıralaması"nın 13’ünde yer alma başarısını gösterdi. 

ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı’nın, üniversitelerin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerine dikkati çekmek için hazırladığı 2014-2015 alan sıralamasında, dünyadaki en iyi üniversiteleri 23 farklı alana göre listeledi. Alanlara göre açıklanan üniversite sayısı, o alanda yayınlanan makale yoğunluklarına göre, 50 ila 1000 arasında değişiyor. 

URAP'ın 23 alanı kapsayan sıralamasının 16’sında ABD üniversiteleri dünya birincisi oldu. İngiltere üniversiteleri iki alanda dünya birincisi olurken, Çin, Danimarka, Hollanda, Singapur, İsviçre üniversiteleri ise birer alanda dünya birinciliğine yerleşti.

Türkiye'deki başarılı alanlar

Türk üniversiteleri, açıklanan 23 alan sıralamasının 13’ünde yer alma başarısını gösterdi.

ODTÜ, 23 alanın 9’unda sıralamada yer aldı. İstanbul, İstanbul Teknik, Ege, Atatürk ve İhsan Doğramacı Bilkent üniversiteleri 7’şer alanda listelere girdi. Ankara ve Gazi 6, Hacettepe ve Erciyes 5,  Boğaziçi, Çukurova, Selçuk ve Süleyman Demirel üniversiteleri 4 alan sıralamasında listede yer aldı. 

Alan sıralamalarının 3’üne ismini yazdıran 8 Türk üniversitesi, Dokuz Eylül, Fırat, İzmir Yüksek Teknoloji, Koç, Marmara, Ondokuz Mayıs, Uludağ ve Yıldız Teknik üniversiteleri oldu. Diğer üniversitelerden 14’ü, 2 alan sıralamasına ve 12’si de bir alan sıralamasına girdi. 

Boğaziçi Üniversitesi, fizikte dünyada 165'inci olarak tüm alanlar içinde en iyi dereceyi elde eden Türk üniversitesi oldu. Bu alanda, ODTÜ 171 ve İTÜ 223'üncü olma başarısını gösterdi. 

Mühendislik alanında açıklanan dünya üniversiteleri arasında 30 Türk üniversitesi yer aldı. Bu alanı 26 üniversite ile matematik, 25 üniversite ile fizik, 23 üniversite ile tıp ve sağlık alanları takip etti. Kimya alanında 15 Türk üniversitesi dünya alan sıralamasında yer alırken, biyoloji alanındaki üniversite sayısı 8 oldu.

Tarım ve veterinerlikte 5, bilgisayar ve enformatik alanında 4 üniversite sıralamada yer buldu.

 

> Üniversitelerin en iyi alanları belli oldu

Türk üniversiteleri, ODTÜ URAP Laboratuvarı tarafından açıklanan "en iyi 23 alan sıralaması"nın 13’ünde yer alma başarısı gösterdi.

uni_en_iyiTürk üniversiteleri, ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca açıklanan "en iyi 23 alan sıralaması"nın 13’ünde yer alma başarısını gösterdi. 

ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı’nın, üniversitelerin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerine dikkati çekmek için hazırladığı 2014-2015 alan sıralamasında, dünyadaki en iyi üniversiteleri 23 farklı alana göre listeledi. Alanlara göre açıklanan üniversite sayısı, o alanda yayınlanan makale yoğunluklarına göre, 50 ila 1000 arasında değişiyor. 

URAP'ın 23 alanı kapsayan sıralamasının 16’sında ABD üniversiteleri dünya birincisi oldu. İngiltere üniversiteleri iki alanda dünya birincisi olurken, Çin, Danimarka, Hollanda, Singapur, İsviçre üniversiteleri ise birer alanda dünya birinciliğine yerleşti.

Türkiye'deki başarılı alanlar

Türk üniversiteleri, açıklanan 23 alan sıralamasının 13’ünde yer alma başarısını gösterdi.

ODTÜ, 23 alanın 9’unda sıralamada yer aldı. İstanbul, İstanbul Teknik, Ege, Atatürk ve İhsan Doğramacı Bilkent üniversiteleri 7’şer alanda listelere girdi. Ankara ve Gazi 6, Hacettepe ve Erciyes 5,  Boğaziçi, Çukurova, Selçuk ve Süleyman Demirel üniversiteleri 4 alan sıralamasında listede yer aldı. 

Alan sıralamalarının 3’üne ismini yazdıran 8 Türk üniversitesi, Dokuz Eylül, Fırat, İzmir Yüksek Teknoloji, Koç, Marmara, Ondokuz Mayıs, Uludağ ve Yıldız Teknik üniversiteleri oldu. Diğer üniversitelerden 14’ü, 2 alan sıralamasına ve 12’si de bir alan sıralamasına girdi. 

Boğaziçi Üniversitesi, fizikte dünyada 165'inci olarak tüm alanlar içinde en iyi dereceyi elde eden Türk üniversitesi oldu. Bu alanda, ODTÜ 171 ve İTÜ 223'üncü olma başarısını gösterdi. 

Mühendislik alanında açıklanan dünya üniversiteleri arasında 30 Türk üniversitesi yer aldı. Bu alanı 26 üniversite ile matematik, 25 üniversite ile fizik, 23 üniversite ile tıp ve sağlık alanları takip etti. Kimya alanında 15 Türk üniversitesi dünya alan sıralamasında yer alırken, biyoloji alanındaki üniversite sayısı 8 oldu.

Tarım ve veterinerlikte 5, bilgisayar ve enformatik alanında 4 üniversite sıralamada yer buldu.

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Haziran 2015 14:28

Gösterim: 1176

Gedik Holding ile üniversitenin aynı lokasyonda yer almasının araştırmacılara ve öğrencilere önemli avantajlar sağladığını belirten Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, “Araştırmacılara ve öğrencilerimize Gedik Holding doğal olarak laboratuvar olanaklarını açmıştır. Fizik, kimya, malzeme, metalürji, NDT vb. laboratuvarlar Gedik Holding bünyesindedir ve sanayiye hizmet veren, yaşayan, Ar-Ge yapan bu laboratuvarlarda öğrencilerimiz deneyim imkanı bulmaktadır” diyor.

berrak_kurtulusGedik Üniversitesi için kuruluşundan bugüne üniversite-sanayi işbirliğinin önemi nedir?

Gedik Üniversitesi, Gedik Eğitim Vakfı (GEV) tarafından 2010 yılında önce Meslek Yüksekokulu olarak yapılandırılmış daha sonra 2011 yılında üniversite olarak kuruluşu tamamlanmıştır. Gedik Üniversitesi kurulduğu sırada teknolojik ve bilimsel temellere dayalı gelişmeyi ilke olarak benimsemiş; üniversite-sanayi işbirliğinin somut bir örneğini teşkil edecek şekilde yapılandırılmıştır. Esasen Gedik Üniversitesi’nin arkasında "50'nci Kuruluş Yıldönümü"nü geride bırakmış, iştigal alanında lider konumunda olan bir sanayi kuruluşu olarak Gedik Holding vardır. Bu bakımdan üniversite-sanayi işbirliğinin somut modelini temsil etmekteyiz.

Halil Kaya Gedik Anadolu Teknik Meslek Lisesi ile Gedik Meslek Yüksekokulu yan yana binalarda yani aynı yerleşkededir. Gedik Üniversitesi Yeni Yerleşkesi, bu binaların tam karşısında konumlandırılmakta olup, keza Gedik Holding de aynı hat üzerindedir. Bu bütünleşik yapılanma, sanayi ile iç içe eğitim ve araştırma altyapısı demektir ve öğrencilere kattığı artı değer müthiş olmaktadır. Kaldı ki Teknopark İstanbul’da da Savunma Sanayii Teknolojileri alanında Ar-Ge çalışmalarının yapılacağı ve lisansüstü eğitimlerimizin verileceği merkezimizi kurmak üzere tahsis edilen 5000 m2'lik alanda yapacağımız bina da hemen hemen aynı lokasyondadır.

Yukarıda açıkladığım lokasyonda yer alan üniversitemize; araştırmacı ve öğrencilerimize Gedik Holding doğal olarak laboratuvar olanaklarını açmıştır. Fizik, kimya, malzeme, metalürji, NDT vb. laboratuvarlar Gedik Holding bünyesindedir ve sanayiye hizmet veren, yaşayan, Ar-Ge yapan bu laboratuvarlarda öğrencilerimiz deneyim imkanı bulmaktadır. Keza Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezimiz Gedik Holding bünyesinde olup, Türk sanayiine robotik çözümler sunarken aynı zamanda öğrencilerimizin istifadesine tahsis edilmiştir.

 

Sanayinin beklentileri doğrultusunda ders programlarınızı belirliyor ve/veya revize ediyor musunuz?

Daha önce de ifade ettiğim gibi "üniversitemiz teknolojik ve bilimsel temellere dayalı gelişmeyi benimsemiş, üniversite-sanayi işbirliğinde somut bir model oluşturma ilkesi” ile kurulmuştur. Bunun başta ülkemiz olmak üzere tüm öğrencilerimiz ve üniversitemiz açısından büyük önem taşıdığına inandığımız için, üniversitemizin gelişim ve eğitim planları bu anlayışla hazırlanmıştır. Sanayinin dönüşüm ve ihtiyaçlarına göre revize edilmeleri de söz konusudur. Esasen Gedik Holding CEO'su Dr. Mustafa Koçak aynı zamanda Üniversitemiz Bilim ve Teknoloji alanında Rektör Danışmanıdır. Ar-Ge, bilimsel projeler ve müfredat revizeleri konularında değerli katkı ve önerilerini her zaman almaktayız.

 

Öğrencilerinize staj ve mezuniyet sonrasında iş bulmaları konularında destekleriniz var mı?

Öğrencilerimiz Gedik Holding kuruluşlarında staj imkanına sahiptir. Bu imkan sadece teknik branşlara münhasır değildir. Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Başkanı Hülya Gedik, orta ölçekli firmalar kategorisinde birinci olarak  üç yıldır arka arkaya "İhracatın Yıldızı" Ödülüne layık görülmüştür. Gedik Kaynak halen 80 kadar ülkeye ihracat yapmaktadır. Gedik Yatırım ile de aynı lokasyondayız.  Dolayısıyla İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğrencilerimiz de ticaret, finans vb. konularda staj yapabilmektedirler. Keza Yeni Yerleşke inşaat alanımız Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi öğrencilerimiz için bulunmaz bir öğrenme mekanı olacaktır. Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerimiz ise çeşitli spor merkezlerinde staj ve part-time iş imkanları bulmaktadır.

Yeni bir üniversite olduğumuz için henüz lisans mezunu vermedik. Bu yıl ilk defa lisans mezunu verecek olan üniversitemiz, bugüne kadar 872 ön lisans, 363 yüksek lisans  öğrencisi mezun etmiştir. Bu mezunlarımız bünyemizde olduğu kadar diğer sanayi ve hizmet kuruluşlarında da bizi en iyi şekilde temsil etmektedirler. Esasen sloganımız olan "İşte Gelecek!",  öğrencilerimize, hem kendi sanayi kuruluşlarımızda hem de dışarıda istihdam imkanları bulmaları açısından ne denli duyarlı olduğumuzu ifade etmektedir.

GEDİK HOLDİNG İLE ORTAK PROJELER GERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi için bugüne kadar neler yaptınız? Ve hangi projelere imza attınız?

Gedik Holding ile ortak projeler gerçekleştiriyoruz. Sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda ortak eğitimler vererek, seminerler düzenleyerek, uygulamalı kurslar açarak varız. Örneğin Gedik Kaynak ile birlikte bu yıl "Gedik Teknoloji Günleri" kapsamında iki ayrı etkinlik düzenledik. Bunlardan ilki Japon çelik devi JFE ile birlikte düzenlenen uluslararası seminer olup, bu seminerde kaynaklı çelik yapılarda ve petrol, doğalgaz boru hatlarındaki son teknolojik gelişmeler, sektörün öncü kuruluşlarının temsilcileri tarafından ele alındı. Gedik Teknoloji Günlerinin ikincisi ise; “Özlü Tel, Tozaltı Kaynak ve Kaynak Otomasyon Teknolojilerinde Son Gelişmeler ve Uygulamalar" başlığıyla yapıldı.

Diğer taraftan Gedik Üniversitesi ve GEV Uluslararası Kaynak Enstitüsü (IIW) ve Avrupa Kaynak Federasyonu (EWF) Türkiye Sorumlu Üyesidir. Özellikli olarak uluslararası düzeyde Kaynak Mühendisliği eğitimlerini, keza Kaynak Teknikerliği ve İnspektörlüğü eğitimlerini veriyoruz. Gerek yurt içinde  gerekse yurt dışındaki önemli projelerde (TANAP, Türk Akım vb.) artık standartlar gereği  Uluslararası Kaynak Mühendisi/Teknikeri çalıştırma koşulu arandığından, gün geçtikçe bu diplomaya sahip kişilere olan ihtiyaç artmaktadır. Burada da sloganımız "Gedik ile Çift Mühendislik Diploması"dır. Bu Türk sanayicisinin uluslararası ihalelere girebilmesi için anahtar diploma olup;  dünyanın her yerinde bu diplomaya sahip gençleri istihdam etmesi, sanayicinin ihaleye katılabilmesinin ön koşullarından biridir.

Ülkemizde nükleer santrallerin kurulmasına başlanmıştır. Her bir nükleer santral 550 bin kalem iş gerektirmektedir ve bu işlerin bir kısmı Gedik Holding ihtisas alanlarıyla ve Mühendislik Fakültemizin bölümleriyle ilgilidir. Sheffield Forgemasters International ile Gedik Kuruluşları arasında, ülkemizde kurulacak nükleer santrallere eğitilmiş eleman yetiştirilmesi anlaşması imzalanmıştır.

Teknolojik alanda Gedik Üniversitesi çeşitli projelerle de temayüz etmektedir. Aşağıda Mühendislik Fakültemizde gerçekleştirilen bu projeler verilmiştir:

  • RAILSAFE-TR-Türkiye'de RAILSAFE Belgelendirme Sisteminin Uygulanması (AB destekli),
  • Su Altı ve Su Üstü Savunma Platformlarında Şok ve Titreşim Sönümleyici Sistem Tasarımı (TÜBİTAK destekli),
  • TOZ Enjeksiyon Kaplama Yöntemiyle B4C Esaslı Kumlama Nozüllerinin Üretimi ve Aşınma Özelliklerinin Geliştirilmesi (TÜBİTAK destekli).

SANAYİNİN İHTİYAÇLARINA CEVAP VERECEK PROGRAMLAR AÇTIK

Ülkemizde çok sayıda meslek yüksekokulu var. Buralarda verilen eğitimin önemi nedir?

Sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanların yetişmesi açısından meslek yüksekokulları hayati öneme haizdir. Ancak bu okullarda gerçekten kaliteli teorik ve uygulamalı eğitim verilmelidir. Bu okullardan mezun olanlar " kendi işini kurma", "sanayide kilit eleman olma"," hayata biran evvel atılma" gibi  üniversite mezunlarına kıyasla önemli avantajlara sahiptir.

Meslek Yüksekokulumuzda biz de sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek programlar açtık: Örneğin kaynak ve birleştirme teknolojisinin olduğu yerde Tahribatsız Muayene (NDT) yöntemlerinden de bahsetmemek olmaz. Her iki konu birbirinin içinde yer alan ayrılmaz bir ikilidir. Bu sebeple günümüzde hem Kaynak hem de  Tahribatsız Muayene ile ilgili eğitim programları her geçen gün  daha büyük önem taşımakta ve mezunları da rahatlıkla geniş bir yelpazede iş imkanı bulabilmektedir. Kaynak Teknolojileri programına ek olarak Tahribatsız Muayene ile ilgili Türkiye’de sadece bizim Meslek Yüksekokulumuzda ilk kez ön lisans programı açılmıştır. Kaldı ki "Metal  Teknolojileri " alanındaki bilimsel bulguların daha geniş kitlelerle paylaşımını gerçekleştirmek, kaynak sektörüne her alanda katkı sağlamak amacıyla İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gedik Üniversitesi işbirliğiyle her yıl  "Halil Kaya Gedik Kaynakçılık Beceri Yarışması" düzenlenmektedir.

 

 

> Gedik Üniversitesi’nde sanayi ve eğitim iç içe

Gedik Holding ile üniversitenin aynı lokasyonda yer almasının araştırmacılara ve öğrencilere önemli avantajlar sağladığını belirten Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, “Araştırmacılara ve öğrencilerimize Gedik Holding doğal olarak laboratuvar olanaklarını açmıştır. Fizik, kimya, malzeme, metalürji, NDT vb. laboratuvarlar Gedik Holding bünyesindedir ve sanayiye hizmet veren, yaşayan, Ar-Ge yapan bu laboratuvarlarda öğrencilerimiz deneyim imkanı bulmaktadır” diyor.

berrak_kurtulusGedik Üniversitesi için kuruluşundan bugüne üniversite-sanayi işbirliğinin önemi nedir?

Gedik Üniversitesi, Gedik Eğitim Vakfı (GEV) tarafından 2010 yılında önce Meslek Yüksekokulu olarak yapılandırılmış daha sonra 2011 yılında üniversite olarak kuruluşu tamamlanmıştır. Gedik Üniversitesi kurulduğu sırada teknolojik ve bilimsel temellere dayalı gelişmeyi ilke olarak benimsemiş; üniversite-sanayi işbirliğinin somut bir örneğini teşkil edecek şekilde yapılandırılmıştır. Esasen Gedik Üniversitesi’nin arkasında "50'nci Kuruluş Yıldönümü"nü geride bırakmış, iştigal alanında lider konumunda olan bir sanayi kuruluşu olarak Gedik Holding vardır. Bu bakımdan üniversite-sanayi işbirliğinin somut modelini temsil etmekteyiz.

Halil Kaya Gedik Anadolu Teknik Meslek Lisesi ile Gedik Meslek Yüksekokulu yan yana binalarda yani aynı yerleşkededir. Gedik Üniversitesi Yeni Yerleşkesi, bu binaların tam karşısında konumlandırılmakta olup, keza Gedik Holding de aynı hat üzerindedir. Bu bütünleşik yapılanma, sanayi ile iç içe eğitim ve araştırma altyapısı demektir ve öğrencilere kattığı artı değer müthiş olmaktadır. Kaldı ki Teknopark İstanbul’da da Savunma Sanayii Teknolojileri alanında Ar-Ge çalışmalarının yapılacağı ve lisansüstü eğitimlerimizin verileceği merkezimizi kurmak üzere tahsis edilen 5000 m2'lik alanda yapacağımız bina da hemen hemen aynı lokasyondadır.

Yukarıda açıkladığım lokasyonda yer alan üniversitemize; araştırmacı ve öğrencilerimize Gedik Holding doğal olarak laboratuvar olanaklarını açmıştır. Fizik, kimya, malzeme, metalürji, NDT vb. laboratuvarlar Gedik Holding bünyesindedir ve sanayiye hizmet veren, yaşayan, Ar-Ge yapan bu laboratuvarlarda öğrencilerimiz deneyim imkanı bulmaktadır. Keza Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezimiz Gedik Holding bünyesinde olup, Türk sanayiine robotik çözümler sunarken aynı zamanda öğrencilerimizin istifadesine tahsis edilmiştir.

 

Sanayinin beklentileri doğrultusunda ders programlarınızı belirliyor ve/veya revize ediyor musunuz?

Daha önce de ifade ettiğim gibi "üniversitemiz teknolojik ve bilimsel temellere dayalı gelişmeyi benimsemiş, üniversite-sanayi işbirliğinde somut bir model oluşturma ilkesi” ile kurulmuştur. Bunun başta ülkemiz olmak üzere tüm öğrencilerimiz ve üniversitemiz açısından büyük önem taşıdığına inandığımız için, üniversitemizin gelişim ve eğitim planları bu anlayışla hazırlanmıştır. Sanayinin dönüşüm ve ihtiyaçlarına göre revize edilmeleri de söz konusudur. Esasen Gedik Holding CEO'su Dr. Mustafa Koçak aynı zamanda Üniversitemiz Bilim ve Teknoloji alanında Rektör Danışmanıdır. Ar-Ge, bilimsel projeler ve müfredat revizeleri konularında değerli katkı ve önerilerini her zaman almaktayız.

 

Öğrencilerinize staj ve mezuniyet sonrasında iş bulmaları konularında destekleriniz var mı?

Öğrencilerimiz Gedik Holding kuruluşlarında staj imkanına sahiptir. Bu imkan sadece teknik branşlara münhasır değildir. Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Başkanı Hülya Gedik, orta ölçekli firmalar kategorisinde birinci olarak  üç yıldır arka arkaya "İhracatın Yıldızı" Ödülüne layık görülmüştür. Gedik Kaynak halen 80 kadar ülkeye ihracat yapmaktadır. Gedik Yatırım ile de aynı lokasyondayız.  Dolayısıyla İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğrencilerimiz de ticaret, finans vb. konularda staj yapabilmektedirler. Keza Yeni Yerleşke inşaat alanımız Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi öğrencilerimiz için bulunmaz bir öğrenme mekanı olacaktır. Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerimiz ise çeşitli spor merkezlerinde staj ve part-time iş imkanları bulmaktadır.

Yeni bir üniversite olduğumuz için henüz lisans mezunu vermedik. Bu yıl ilk defa lisans mezunu verecek olan üniversitemiz, bugüne kadar 872 ön lisans, 363 yüksek lisans  öğrencisi mezun etmiştir. Bu mezunlarımız bünyemizde olduğu kadar diğer sanayi ve hizmet kuruluşlarında da bizi en iyi şekilde temsil etmektedirler. Esasen sloganımız olan "İşte Gelecek!",  öğrencilerimize, hem kendi sanayi kuruluşlarımızda hem de dışarıda istihdam imkanları bulmaları açısından ne denli duyarlı olduğumuzu ifade etmektedir.

GEDİK HOLDİNG İLE ORTAK PROJELER GERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi için bugüne kadar neler yaptınız? Ve hangi projelere imza attınız?

Gedik Holding ile ortak projeler gerçekleştiriyoruz. Sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda ortak eğitimler vererek, seminerler düzenleyerek, uygulamalı kurslar açarak varız. Örneğin Gedik Kaynak ile birlikte bu yıl "Gedik Teknoloji Günleri" kapsamında iki ayrı etkinlik düzenledik. Bunlardan ilki Japon çelik devi JFE ile birlikte düzenlenen uluslararası seminer olup, bu seminerde kaynaklı çelik yapılarda ve petrol, doğalgaz boru hatlarındaki son teknolojik gelişmeler, sektörün öncü kuruluşlarının temsilcileri tarafından ele alındı. Gedik Teknoloji Günlerinin ikincisi ise; “Özlü Tel, Tozaltı Kaynak ve Kaynak Otomasyon Teknolojilerinde Son Gelişmeler ve Uygulamalar" başlığıyla yapıldı.

Diğer taraftan Gedik Üniversitesi ve GEV Uluslararası Kaynak Enstitüsü (IIW) ve Avrupa Kaynak Federasyonu (EWF) Türkiye Sorumlu Üyesidir. Özellikli olarak uluslararası düzeyde Kaynak Mühendisliği eğitimlerini, keza Kaynak Teknikerliği ve İnspektörlüğü eğitimlerini veriyoruz. Gerek yurt içinde  gerekse yurt dışındaki önemli projelerde (TANAP, Türk Akım vb.) artık standartlar gereği  Uluslararası Kaynak Mühendisi/Teknikeri çalıştırma koşulu arandığından, gün geçtikçe bu diplomaya sahip kişilere olan ihtiyaç artmaktadır. Burada da sloganımız "Gedik ile Çift Mühendislik Diploması"dır. Bu Türk sanayicisinin uluslararası ihalelere girebilmesi için anahtar diploma olup;  dünyanın her yerinde bu diplomaya sahip gençleri istihdam etmesi, sanayicinin ihaleye katılabilmesinin ön koşullarından biridir.

Ülkemizde nükleer santrallerin kurulmasına başlanmıştır. Her bir nükleer santral 550 bin kalem iş gerektirmektedir ve bu işlerin bir kısmı Gedik Holding ihtisas alanlarıyla ve Mühendislik Fakültemizin bölümleriyle ilgilidir. Sheffield Forgemasters International ile Gedik Kuruluşları arasında, ülkemizde kurulacak nükleer santrallere eğitilmiş eleman yetiştirilmesi anlaşması imzalanmıştır.

Teknolojik alanda Gedik Üniversitesi çeşitli projelerle de temayüz etmektedir. Aşağıda Mühendislik Fakültemizde gerçekleştirilen bu projeler verilmiştir:

  • RAILSAFE-TR-Türkiye'de RAILSAFE Belgelendirme Sisteminin Uygulanması (AB destekli),
  • Su Altı ve Su Üstü Savunma Platformlarında Şok ve Titreşim Sönümleyici Sistem Tasarımı (TÜBİTAK destekli),
  • TOZ Enjeksiyon Kaplama Yöntemiyle B4C Esaslı Kumlama Nozüllerinin Üretimi ve Aşınma Özelliklerinin Geliştirilmesi (TÜBİTAK destekli).

SANAYİNİN İHTİYAÇLARINA CEVAP VERECEK PROGRAMLAR AÇTIK

Ülkemizde çok sayıda meslek yüksekokulu var. Buralarda verilen eğitimin önemi nedir?

Sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanların yetişmesi açısından meslek yüksekokulları hayati öneme haizdir. Ancak bu okullarda gerçekten kaliteli teorik ve uygulamalı eğitim verilmelidir. Bu okullardan mezun olanlar " kendi işini kurma", "sanayide kilit eleman olma"," hayata biran evvel atılma" gibi  üniversite mezunlarına kıyasla önemli avantajlara sahiptir.

Meslek Yüksekokulumuzda biz de sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek programlar açtık: Örneğin kaynak ve birleştirme teknolojisinin olduğu yerde Tahribatsız Muayene (NDT) yöntemlerinden de bahsetmemek olmaz. Her iki konu birbirinin içinde yer alan ayrılmaz bir ikilidir. Bu sebeple günümüzde hem Kaynak hem de  Tahribatsız Muayene ile ilgili eğitim programları her geçen gün  daha büyük önem taşımakta ve mezunları da rahatlıkla geniş bir yelpazede iş imkanı bulabilmektedir. Kaynak Teknolojileri programına ek olarak Tahribatsız Muayene ile ilgili Türkiye’de sadece bizim Meslek Yüksekokulumuzda ilk kez ön lisans programı açılmıştır. Kaldı ki "Metal  Teknolojileri " alanındaki bilimsel bulguların daha geniş kitlelerle paylaşımını gerçekleştirmek, kaynak sektörüne her alanda katkı sağlamak amacıyla İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gedik Üniversitesi işbirliğiyle her yıl  "Halil Kaya Gedik Kaynakçılık Beceri Yarışması" düzenlenmektedir.

 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Haziran 2015 10:33

Gösterim: 2540


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.