Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'de geçici koruma altında bulunan eğitim çağındaki Suriyeli çocukların okullara elektronik sistem üzerinden kayıt olmasını sağlayan "Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi"ni kurdu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hayata geçirilen Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi'ni (YÖBİS) sayesinde Suriyeli öğrencilerin okula devam durumları, sınav başarıları, artık e-okul sistemine benzer bir şekilde takip edilebilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçici koruma altında bulunan yaklaşık 1 milyon 600 bin Suriye vatandaşının çocuklarının eğitimi için 2011'den itibaren pek çok faaliyet yürütüldüğünü ifade etti.
Bakanlığa bağlı her tür ve seviyedeki okulda geçen yıl geçici kimlik numarası alan 8 bin dolayında Suriyeli öğrencinin Türk akranları ile birlikte eğitimlerine devam ettiklerini, bu yıl bu rakamın daha da artacağını bildiren Büyük, AFAD tarafından oluşturulan kamp merkezlerinde ise 70 binin üzerinde Suriyeli öğrencinin eğitim aldığını aktardı. Büyük, şehir merkezlerinde 73 bine yakın Suriyeli öğrencinin de sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde oluşturulan geçici eğitim merkezlerinde eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilme imkanı bulduklarını belirtti.
Henüz eğitim öğretime ulaşamayan 180-200 bin arasında çocuğun bulunduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Büyük, bu öğrencilerin eğitim öğretime kazandırılması için YÖBİS sistemini kullanıma açtıklarını bildirdi.
YÖBİS, Türkçe, İngilizce ve Arapça
UNICEF işbirliğiyle kurulan YÖBİS sayesinde, oturum izni ve geçici kimlik bilgisi alamayan, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yabancı tanıtma belgesi verilerek kayıt altına alınan Suriyeli öğrencilerin, hem MEB okullarından hem de geçici eğitim merkezlerinden takip edilebileceğini duyuran Büyük, şöyle konuştu:
"Artık Suriyeli öğrencilerin devam durumları, sınavlardan aldıkları notlar sisteme girilmiş olacak. e-okuldan bizim öğrencilerimizi nasıl takip ediyorsak, YÖBİS sisteminde de Suriyeli öğrencileri takip edeceğiz.
Birinci ve ikinci kanaat döneminde bu öğrencilere belge vereceğiz. 12. sınıfı bitirmiş olan öğrencilere de ülkemizde ortaöğretim seviyesinde bir eğitim aldığını ve başarı ile tamamladığını gösteren bir belge verilebilecek."
Yusuf Büyük, sistem sayesinde Suriyeli öğrencilerle ilgili her türlü istatistiki bilgiye ulaşabileceklerini belirterek, "Böylece basın mensupları, siyasilerimiz ya da uluslararası kuruluşlar bize 'ülkenizde ne kadar Suriyeli öğrenci var' dediğinde tek tuşla hangi ilde kaç Suriyeli öğrenci ve öğretmen var doğru bir şekilde bildirmiş olacağız" diye konuştu.
UNICEF, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH başta olmak üzere Türkiye'de pek çok dernek, vakıf, hayır sahibi Türk ya da Suriyeli ile işbirliği içerisinde açılan 90'a yakın geçici eğitim merkezinin bulunduğunun altını çizen Büyük, YÖBİS'le birlikte bu merkezlere kayıtların da hızlanacağını kaydetti.
Geçtiğimiz dönemde MEB'in okullarına oturum izni ve kimlik numarası almadan kayıt olunamadığını vurgulayan Büyük, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz Eylül ayında yayımlamış olduğumuz 2014/21 sayılı Yabancılara Yönelik Eğitim Öğretim Hizmetleri Genelgemiz ile kayıt altına alınma işlemleri devam eden Suriyeli kardeşlerimizin eğitime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırmamızın ardından halihazırda eğitimlerini sürdüren yaklaşık 150 bin Suriyeli öğrencimiz YÖBİS sistemimiz üzerinden kayıt altında tutulacak. Bununla beraber eğitimlerine ara vermek zorunda kalmış yaklaşık 200 bin Suriyeli yavrumuzu önümüzdeki dönemde da hızlı bir şekilde okullaştırarak yine YÖBİS sistemimiz üzerinden kayıt altına alacağız. Bu öğrencilerimizin kendi geleceklerini inşa etmeleri ve kayıp nesil olmamaları için bizler, merkez ve taşra teşkilatındaki değerli arkadaşlarımız bugüne kadar sürdürdüğümüz yoğun gayretlerimizi hazırlamış olduğumuz yeni otomasyonumuz üzerinden daha sistemli bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Devlet okullarındaki Suriyeli öğrencileri de bu sisteme girildiğinde tek tuşla görmüş olacağız."
Yusuf Büyük, YÖBİS'in Türkçe, Arapça ve İngilizce veri girişi, belge düzenleme ve rapor alma özelliklerine sahip olacak şekilde hizmete açıldığını sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'de geçici koruma altında bulunan eğitim çağındaki Suriyeli çocukların okullara elektronik sistem üzerinden kayıt olmasını sağlayan "Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi"ni kurdu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hayata geçirilen Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi'ni (YÖBİS) sayesinde Suriyeli öğrencilerin okula devam durumları, sınav başarıları, artık e-okul sistemine benzer bir şekilde takip edilebilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçici koruma altında bulunan yaklaşık 1 milyon 600 bin Suriye vatandaşının çocuklarının eğitimi için 2011'den itibaren pek çok faaliyet yürütüldüğünü ifade etti.
Bakanlığa bağlı her tür ve seviyedeki okulda geçen yıl geçici kimlik numarası alan 8 bin dolayında Suriyeli öğrencinin Türk akranları ile birlikte eğitimlerine devam ettiklerini, bu yıl bu rakamın daha da artacağını bildiren Büyük, AFAD tarafından oluşturulan kamp merkezlerinde ise 70 binin üzerinde Suriyeli öğrencinin eğitim aldığını aktardı. Büyük, şehir merkezlerinde 73 bine yakın Suriyeli öğrencinin de sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde oluşturulan geçici eğitim merkezlerinde eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilme imkanı bulduklarını belirtti.
Henüz eğitim öğretime ulaşamayan 180-200 bin arasında çocuğun bulunduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Büyük, bu öğrencilerin eğitim öğretime kazandırılması için YÖBİS sistemini kullanıma açtıklarını bildirdi.
YÖBİS, Türkçe, İngilizce ve Arapça
UNICEF işbirliğiyle kurulan YÖBİS sayesinde, oturum izni ve geçici kimlik bilgisi alamayan, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yabancı tanıtma belgesi verilerek kayıt altına alınan Suriyeli öğrencilerin, hem MEB okullarından hem de geçici eğitim merkezlerinden takip edilebileceğini duyuran Büyük, şöyle konuştu:
"Artık Suriyeli öğrencilerin devam durumları, sınavlardan aldıkları notlar sisteme girilmiş olacak. e-okuldan bizim öğrencilerimizi nasıl takip ediyorsak, YÖBİS sisteminde de Suriyeli öğrencileri takip edeceğiz.
Birinci ve ikinci kanaat döneminde bu öğrencilere belge vereceğiz. 12. sınıfı bitirmiş olan öğrencilere de ülkemizde ortaöğretim seviyesinde bir eğitim aldığını ve başarı ile tamamladığını gösteren bir belge verilebilecek."
Yusuf Büyük, sistem sayesinde Suriyeli öğrencilerle ilgili her türlü istatistiki bilgiye ulaşabileceklerini belirterek, "Böylece basın mensupları, siyasilerimiz ya da uluslararası kuruluşlar bize 'ülkenizde ne kadar Suriyeli öğrenci var' dediğinde tek tuşla hangi ilde kaç Suriyeli öğrenci ve öğretmen var doğru bir şekilde bildirmiş olacağız" diye konuştu.
UNICEF, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH başta olmak üzere Türkiye'de pek çok dernek, vakıf, hayır sahibi Türk ya da Suriyeli ile işbirliği içerisinde açılan 90'a yakın geçici eğitim merkezinin bulunduğunun altını çizen Büyük, YÖBİS'le birlikte bu merkezlere kayıtların da hızlanacağını kaydetti.
Geçtiğimiz dönemde MEB'in okullarına oturum izni ve kimlik numarası almadan kayıt olunamadığını vurgulayan Büyük, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz Eylül ayında yayımlamış olduğumuz 2014/21 sayılı Yabancılara Yönelik Eğitim Öğretim Hizmetleri Genelgemiz ile kayıt altına alınma işlemleri devam eden Suriyeli kardeşlerimizin eğitime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırmamızın ardından halihazırda eğitimlerini sürdüren yaklaşık 150 bin Suriyeli öğrencimiz YÖBİS sistemimiz üzerinden kayıt altında tutulacak. Bununla beraber eğitimlerine ara vermek zorunda kalmış yaklaşık 200 bin Suriyeli yavrumuzu önümüzdeki dönemde da hızlı bir şekilde okullaştırarak yine YÖBİS sistemimiz üzerinden kayıt altına alacağız. Bu öğrencilerimizin kendi geleceklerini inşa etmeleri ve kayıp nesil olmamaları için bizler, merkez ve taşra teşkilatındaki değerli arkadaşlarımız bugüne kadar sürdürdüğümüz yoğun gayretlerimizi hazırlamış olduğumuz yeni otomasyonumuz üzerinden daha sistemli bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Devlet okullarındaki Suriyeli öğrencileri de bu sisteme girildiğinde tek tuşla görmüş olacağız."
Yusuf Büyük, YÖBİS'in Türkçe, Arapça ve İngilizce veri girişi, belge düzenleme ve rapor alma özelliklerine sahip olacak şekilde hizmete açıldığını sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Kasım 2014 06:47
Gösterim: 2616
TBMM'de bütçe maratonu bugün başlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, YÖk ve 104 üniversitenin bütçeleri 21 Kasım Cuma günü görüşülecek.
Meclis, hem bütçe hem de önemli düzenlemeler için mesai yapacağı yeni bir haftaya giriyor. 2015 yılı bütçe maratonu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu hafta da sürecek. Bugün başlayacak bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, YÖk ve 104 üniversitenin bütçeleri 21 Kasım Cuma günü görüşülecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM'de bütçe maratonu bugün başlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, YÖk ve 104 üniversitenin bütçeleri 21 Kasım Cuma günü görüşülecek.
Meclis, hem bütçe hem de önemli düzenlemeler için mesai yapacağı yeni bir haftaya giriyor. 2015 yılı bütçe maratonu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu hafta da sürecek. Bugün başlayacak bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, YÖk ve 104 üniversitenin bütçeleri 21 Kasım Cuma günü görüşülecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Kasım 2014 06:43
Gösterim: 2516
Açık öğretim ortaokulu öğrencileri, "Türkçe" dersinden başarılı olmak kaydıyla, sınıfındaki tüm derslerinin aritmetik ortalaması en az 45 puan olduğunda en fazla 2 başarısız dersten muaf tutulacak.
Milli Eğitim Bakanlığınca, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Açık Öğretim Ortaokulu Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasında dair yönetmelikle ilgili bilgi verildi.
Buna göre, açık öğretim ortaokulu öğrencilerinin yıl sonu başarı puan ortalamalarına ilişkin öğrencilerin yararına bazı değişiklikler yapıldı. Eski yönetmelikte Türkçe dersi hariç en fazla 2 başarısız dersi bulunan öğrencilerin söz konusu başarısız derslerden muaf olabilmeleri için bulunduğu sınıfta yıl sonu başarı puanı ortalamasının 50 olması gerekiyordu. Yeni yönetmelikte ise bu ibare “aritmetik ortalamasının en az 45 puan” olması yönünde değiştirildi.
Buna göre binlerce açık öğretim ortaokulu öğrencisi, değişiklik sayesinde sınıf geçme ve mezun olma hakkından faydalanacak. 19 Ekim 2014 tarihinde yapılan 1. dönem sınav sonuçları yeni yönetmelikte belirlenen şarta göre değerlendirilip yayınlanacak.
Açık öğretim ortaokulunda kaydı donuk olan öğrenciler, 24 Kasım 2014'te başlayacak kayıt yenileme döneminde kayıtlarını "aktif" duruma getirerek yeni yönetmelikte tanınan haktan faydalanabilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Açık öğretim ortaokulu öğrencileri, "Türkçe" dersinden başarılı olmak kaydıyla, sınıfındaki tüm derslerinin aritmetik ortalaması en az 45 puan olduğunda en fazla 2 başarısız dersten muaf tutulacak.
Milli Eğitim Bakanlığınca, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Açık Öğretim Ortaokulu Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasında dair yönetmelikle ilgili bilgi verildi.
Buna göre, açık öğretim ortaokulu öğrencilerinin yıl sonu başarı puan ortalamalarına ilişkin öğrencilerin yararına bazı değişiklikler yapıldı. Eski yönetmelikte Türkçe dersi hariç en fazla 2 başarısız dersi bulunan öğrencilerin söz konusu başarısız derslerden muaf olabilmeleri için bulunduğu sınıfta yıl sonu başarı puanı ortalamasının 50 olması gerekiyordu. Yeni yönetmelikte ise bu ibare “aritmetik ortalamasının en az 45 puan” olması yönünde değiştirildi.
Buna göre binlerce açık öğretim ortaokulu öğrencisi, değişiklik sayesinde sınıf geçme ve mezun olma hakkından faydalanacak. 19 Ekim 2014 tarihinde yapılan 1. dönem sınav sonuçları yeni yönetmelikte belirlenen şarta göre değerlendirilip yayınlanacak.
Açık öğretim ortaokulunda kaydı donuk olan öğrenciler, 24 Kasım 2014'te başlayacak kayıt yenileme döneminde kayıtlarını "aktif" duruma getirerek yeni yönetmelikte tanınan haktan faydalanabilecek.
Son Güncelleme: Cuma, 14 Kasım 2014 20:10
Gösterim: 2904
Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Üniversitelerde 16-20 yaş grubundaki 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturuyor.
AA muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı (YÖK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2013-2014 öğretim yılında, 1 milyon 752 bin 49'u lisans, 805 bin 542'si önlisans, 265 bin 895'i yüksek lisans, 67 bin 157'si doktora, 2 milyon 581 bin 878'i açıköğretim olmak üzere 5 milyon 472 bin 521 öğrenci yüksek öğrenim görüyor.
Öğrencilerden 2 milyon 964 bin 442'si erkek, 2 milyon 508 bin 79'u ise kadınlardan oluşuyor.
16 yaşın altında üniversiteyi kazandılar
İstatistiklere göre, 2013-2014 akademik yılında, 16 yaşın altındaki 185 öğrenci üniversiteyi kazandı. Bu öğrencilerden 106'sı kız, 79'u ise erkek öğrenci oldu.
Üniversiteyi 21 yaşına kadar kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü istatistikleri yansıdı.
2013-2014 öğretim yılı öğrenci sayılarına bakıldığında, 16 yaşındaki 1335 öğrenciden 720'sini kız, 615'ini erkek, 17 yaşındaki 18 bin 926 öğrenciden 11 bin 83'ünü kız, 7 bin 843'ünü erkek, 18 yaşındaki 304 bin 347 öğrenciden 167 bin 758'ini kız, 136 bin 589'unu erkek, 19 yaşındaki 540 bin 489 öğrenciden 285 bin 84'ünü kız, 255 bin 405'ini erkek, 20 yaşındaki 585 bin 111 öğrenciden 295 bin 655'ini kız, 289 bin 456'sını erkekler oluşturdu.
16-20 yaş grubunda öğrenim gören 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturdu.
Kız öğrencilerin üniversiteye giriş sayısındaki üstünlüğü, 21 yaşından sonraki yaş grubunda ise erkeklere geçti.
"Dünyanın en zeki iki kişisi de kadın"
Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Ferhat Çalapkulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeklerin beyninin birbirinden farklı olduğunu, öğrenci olarak kızların daha başarılı olmasının psikolojik gelişimle de ilgilisinin bulunduğunu belirtti.
16-20 yaş grubunda, erkeklerin ergenlik döneminin tam oturmadığını bu nedenle de başarı oranının düşük kaldığını ifade eden Çalapkulu, 20'li yaşlardan sonra erkeklerin arayı kapatma şansı bulduğunu ifade etti.
Dünyanın en zeki iki kişisinin de kadın olduğuna dikkati çeken Çalapkulu, "IQ sonucuna göre kadınlar daha üstün görünüyor. Zekayı tek başına görmemek lazım. Onu etkileyen diğer etkenleri de düşünmek lazım. Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye'de, 21 yaşına kadar üniversiteyi kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü dikkati çekiyor. Üniversitelerde 16-20 yaş grubundaki 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturuyor.
AA muhabirinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı (YÖK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2013-2014 öğretim yılında, 1 milyon 752 bin 49'u lisans, 805 bin 542'si önlisans, 265 bin 895'i yüksek lisans, 67 bin 157'si doktora, 2 milyon 581 bin 878'i açıköğretim olmak üzere 5 milyon 472 bin 521 öğrenci yüksek öğrenim görüyor.
Öğrencilerden 2 milyon 964 bin 442'si erkek, 2 milyon 508 bin 79'u ise kadınlardan oluşuyor.
16 yaşın altında üniversiteyi kazandılar
İstatistiklere göre, 2013-2014 akademik yılında, 16 yaşın altındaki 185 öğrenci üniversiteyi kazandı. Bu öğrencilerden 106'sı kız, 79'u ise erkek öğrenci oldu.
Üniversiteyi 21 yaşına kadar kazanan öğrencilerde kızların üstünlüğü istatistikleri yansıdı.
2013-2014 öğretim yılı öğrenci sayılarına bakıldığında, 16 yaşındaki 1335 öğrenciden 720'sini kız, 615'ini erkek, 17 yaşındaki 18 bin 926 öğrenciden 11 bin 83'ünü kız, 7 bin 843'ünü erkek, 18 yaşındaki 304 bin 347 öğrenciden 167 bin 758'ini kız, 136 bin 589'unu erkek, 19 yaşındaki 540 bin 489 öğrenciden 285 bin 84'ünü kız, 255 bin 405'ini erkek, 20 yaşındaki 585 bin 111 öğrenciden 295 bin 655'ini kız, 289 bin 456'sını erkekler oluşturdu.
16-20 yaş grubunda öğrenim gören 1 milyon 450 bin 208 öğrenciden 760 bin 300'ünü kız, 689 bin 908'ini ise erkek öğrenci oluşturdu.
Kız öğrencilerin üniversiteye giriş sayısındaki üstünlüğü, 21 yaşından sonraki yaş grubunda ise erkeklere geçti.
"Dünyanın en zeki iki kişisi de kadın"
Türkiye Beyin Takımı Kaptanı Ferhat Çalapkulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeklerin beyninin birbirinden farklı olduğunu, öğrenci olarak kızların daha başarılı olmasının psikolojik gelişimle de ilgilisinin bulunduğunu belirtti.
16-20 yaş grubunda, erkeklerin ergenlik döneminin tam oturmadığını bu nedenle de başarı oranının düşük kaldığını ifade eden Çalapkulu, 20'li yaşlardan sonra erkeklerin arayı kapatma şansı bulduğunu ifade etti.
Dünyanın en zeki iki kişisinin de kadın olduğuna dikkati çeken Çalapkulu, "IQ sonucuna göre kadınlar daha üstün görünüyor. Zekayı tek başına görmemek lazım. Onu etkileyen diğer etkenleri de düşünmek lazım. Gelişmiş kişilerdeki ortalamaya bakarsak kadınların zeka ortalamasının erkeklerden yüksek olduğu görülüyor" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 15 Kasım 2014 14:29
Gösterim: 1568
ABD Kongresi’nde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, insanlığı savaşların değil eğitim zaferlerinin kurtaracağını söyledi
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve BAU International University Kurucu Başkanı Enver Yücel, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nde düzenlenen ‘Yeni Ekonomide Eğitimin Rolü’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı. İlk kez bir Türk üniversitesinin yer aldığı ve kongre üyeleri, akademisyenler, bürokratlar, düşünce kuruluşlarının temsilcileri, kongre çalışanları ile basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Enver Yücel, eğitimin ekonomik büyümenin ana belirleyicisi olduğuna dikkat çekti.
Yücel, “Ülkelerin ekonomik büyümesi sürecinde eğitimin önemli olmasının iki sebebi var. Öncelikle, kişilerin becerisi arttıkça genel olarak daha üretken olurlar ve kazandıkları ücret ve gelirleri artar. İkincisi ise, GSMH’larını artırmak isteyen her ülke için globalleşme, uluslararası pazarlarda etkili rekabet edebilecek yenilikçi ürün ve hizmetleri sunabilmesi demektir” dedi.
“EKONOMİK KRİZLERDEN BARIŞ KÜLTÜRÜ YOKSULLUĞUNA TEK ÇARE EĞİTİM”
Göç, salgın hastalıklar, terör, çevre kirliliği, siyasal ve ekonomik krizler gibi sayısısız olaylar içinde dünyanın acı çektiğini belirten Yücel, özellikle etik çerçevede yaşanan bölünmüş, parçalanmış bir dünyaya doğru gidiyor olma gerçeğine dikkat çekiyor. Yaşanan bu gelişmelerin insanları birbirinden uzaklaştırdığını, birbirine karşı duyarsız ve yabancı kıldığını, hatta düşman ettiğini belirten Yücel, “Tüm bu yaşananlar için asıl çare, bütün ülkelerin, hepimizin; sorunlar karşısındaki ortak çözüm paydamız olan eğitimdir. Bizler, ekonomik krizlerden barış kültürü yoksulluğuna kadar pek çok ortak dünya probleminin çözümünü, eğitimde aramaya başladık. Günümüzde herhangi bir sorun, nasıl bütün insanlığın sorunuysa bütün sorunların ortak temel çözümü de eğitimdir” dedi. Çözümde hemfikir olunduğunu ancak harekete geçmekte geç kalındığını belirten Enver Yücel, “Yenilikçilik ve girişimcilik ruhu taşıyan ve üretim temelli bir eğitim istiyoruz. Bu sayede ekonomiler kendilerini yenilesin, üretim bollaşsın istiyoruz. Bunlar yapılırken giderleri azaltacak, sorunları önleyecek; hastalığı hastalanmadan önleyecek tedbirler üretilmelidir. Üretim kadar tüketimin de yönü, sebebi, miktarı sorgulanmalıdır. Günümüzde eğitimden en büyük beklentimiz, insanların birlikte yaşama kültürüyle donanmış olmalarını sağlamaktır. Çünkü günümüzün sorunları bu noktada düğümlenmektedir” dedi.
“DERS KİTAPLARINDA DÜŞMANLIK DEĞİL DOSTLUK YER ALMALI”
Ülkelerini yönetmeye talip olan liderlerin hiçbirinin nefret ve ötekileştirme tutumu içinde olmaya hakkı olmadığını belirten Yücel, “Kin ve nefret söylemleri; belki onların ülkelerinde iktidar olmaları için işlerine yarayacaktır; fakat uzun vadede ülkelerini dünyadan koparacak ve insanlarının geleceğini karartacaktır. Liderler, ortak dünya dilini daha fazla kullanmalılar. Ders kitapları mutlaka temizlenmeli. Çocuklarımız; ülkelerinin kahramanları ile elbette övünebilirler ama okudukları kitaplarda düşmanlığı değil, dostluğu okusunlar; eğitimlerinde ortak yaşama, ortak geleceğe yönelik sağlam bir güven geliştirsinler. Kendi inançları ve özgürlükleriyle renklendirecekleri dünyayı ve hayatı; bütün insanlıkla uygar ilişkiler içinde paylaşmayı öğrensinler” dedi.
“SIĞINMACILAR SADECE TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMAMALI”
Yaşanan olaylarla birlikte Türkiye’de 1 milyon 600 bin Suriyeli ve buna artı olarak Irak’tan gelen sığınmacıların da bulunduğunu belirten Yücel, tüm Avrupa’nın barındırdığı göçmen sayısının ise 400 bin lduğunu, bu örneğin bile yaşanan dramın boyutunu anlatmaya yettiğinin altını çizdi. Yücel, “Bahçeşehir Üniversitesi olarak, savaştan ülkemize sığınan çocuklar üzerinde bir araştırma yaptık. Sonuçlar içler acısı. Çocukların yaptığı her resim karesinde silah, kan, göz yaşları var. Bu çocuklar eğitilmelidir. 50 binin üzerinde üniversitede okuyacak veya üniversitesini bırakmış genç var. 600’ü aşkın öğretim üyesi üniversitesini bırakmak zorunda kalmış, ülkemize sığınmış. Türkiye’nin güvenli bölgelerinde üniversite yaşamlarının devamını sağlayacak bir eğitim girişimi öneriyorum. Takdir edersiniz ki bu konu sadece Türkiye’nin sorunu olmamalıdır” dedi.
“HALKLARIN ARASINA DÜŞMANLIK TOHUMU ATMAYA KİMSENİN HAKKI YOK”
Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylara da değinen Enver Yücel, “1milyar 300 milyon insanın kutsal mekânı Mescid-i Aksa’da yapılanlar, bu insanları hiçe saymak ve onların inançlarıyla oynamak anlamına geliyor. Bunun bıraktığı nefreti yarın nasıl yok edeceğiz? Bunun yapılmasına neden olan emri verenler, bu olaylardan hangi kazancı umuyor olabilirler? Bu saldırganlığın bir medeniyete ait olduğu algısını yaratanlar, geleceğe neler bıraktıklarının farkındalar mı acaba? Halklar kardeştir, onların arasına düşmanlık tohumları atmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle, Kudüs’te caminin içinde silahlarla insanları korkutanlar, bir medeniyetin temsilcisi olamazlar. Böylesi tutumların sorumlusu, suçlusu ne halklardır ne de medeniyetler. Ulusları temsil eden liderler, kendi toplumlarına olduğu kadar insanlığa ve tarihe karşı da sorumlu olduklarının bilinciyle hareket etmelidirler” dedi.
“İNSANLIĞI SAVAŞLAR DEĞİL EĞİTİM ZAFERLERİ KURTARACAK”
Dünyayı tehdit eden bu olayların başında, birlikte yaşam kültürünün yeterince içselleştirilememiş olması geldiğini belirten Yücel, “Umudumuz ve beklentimiz odur ki toplumlar bir gün, silahlanmaya ayrılan kaynaklarından daha fazlasını eğitimleri için talep edeceklerdir. İnsanlığı savaşların değil, ancak eğitim zaferlerinin kurtaracağını hiç unutmayacaklardır. Eğitim sorunları ile boğuşan her ülke, satın alacağı silahla kurtulamayacağını mutlaka anlayacak ve bu yolu terk edecektir. Bütün insanlar; insanlığın ortak değerlerinde buluşmayı, birbirlerine saygı duymayı öğrenecek ve başaracaktır. Bizim beklentimiz de çok daha fazlası değil: Çocuklarımız sağlık içinde büyüsünler, iyi eğitilsinler ve barış içinde yaşasınlar” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ABD Kongresi’nde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, insanlığı savaşların değil eğitim zaferlerinin kurtaracağını söyledi
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve BAU International University Kurucu Başkanı Enver Yücel, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nde düzenlenen ‘Yeni Ekonomide Eğitimin Rolü’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı. İlk kez bir Türk üniversitesinin yer aldığı ve kongre üyeleri, akademisyenler, bürokratlar, düşünce kuruluşlarının temsilcileri, kongre çalışanları ile basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Enver Yücel, eğitimin ekonomik büyümenin ana belirleyicisi olduğuna dikkat çekti.
Yücel, “Ülkelerin ekonomik büyümesi sürecinde eğitimin önemli olmasının iki sebebi var. Öncelikle, kişilerin becerisi arttıkça genel olarak daha üretken olurlar ve kazandıkları ücret ve gelirleri artar. İkincisi ise, GSMH’larını artırmak isteyen her ülke için globalleşme, uluslararası pazarlarda etkili rekabet edebilecek yenilikçi ürün ve hizmetleri sunabilmesi demektir” dedi.
“EKONOMİK KRİZLERDEN BARIŞ KÜLTÜRÜ YOKSULLUĞUNA TEK ÇARE EĞİTİM”
Göç, salgın hastalıklar, terör, çevre kirliliği, siyasal ve ekonomik krizler gibi sayısısız olaylar içinde dünyanın acı çektiğini belirten Yücel, özellikle etik çerçevede yaşanan bölünmüş, parçalanmış bir dünyaya doğru gidiyor olma gerçeğine dikkat çekiyor. Yaşanan bu gelişmelerin insanları birbirinden uzaklaştırdığını, birbirine karşı duyarsız ve yabancı kıldığını, hatta düşman ettiğini belirten Yücel, “Tüm bu yaşananlar için asıl çare, bütün ülkelerin, hepimizin; sorunlar karşısındaki ortak çözüm paydamız olan eğitimdir. Bizler, ekonomik krizlerden barış kültürü yoksulluğuna kadar pek çok ortak dünya probleminin çözümünü, eğitimde aramaya başladık. Günümüzde herhangi bir sorun, nasıl bütün insanlığın sorunuysa bütün sorunların ortak temel çözümü de eğitimdir” dedi. Çözümde hemfikir olunduğunu ancak harekete geçmekte geç kalındığını belirten Enver Yücel, “Yenilikçilik ve girişimcilik ruhu taşıyan ve üretim temelli bir eğitim istiyoruz. Bu sayede ekonomiler kendilerini yenilesin, üretim bollaşsın istiyoruz. Bunlar yapılırken giderleri azaltacak, sorunları önleyecek; hastalığı hastalanmadan önleyecek tedbirler üretilmelidir. Üretim kadar tüketimin de yönü, sebebi, miktarı sorgulanmalıdır. Günümüzde eğitimden en büyük beklentimiz, insanların birlikte yaşama kültürüyle donanmış olmalarını sağlamaktır. Çünkü günümüzün sorunları bu noktada düğümlenmektedir” dedi.
“DERS KİTAPLARINDA DÜŞMANLIK DEĞİL DOSTLUK YER ALMALI”
Ülkelerini yönetmeye talip olan liderlerin hiçbirinin nefret ve ötekileştirme tutumu içinde olmaya hakkı olmadığını belirten Yücel, “Kin ve nefret söylemleri; belki onların ülkelerinde iktidar olmaları için işlerine yarayacaktır; fakat uzun vadede ülkelerini dünyadan koparacak ve insanlarının geleceğini karartacaktır. Liderler, ortak dünya dilini daha fazla kullanmalılar. Ders kitapları mutlaka temizlenmeli. Çocuklarımız; ülkelerinin kahramanları ile elbette övünebilirler ama okudukları kitaplarda düşmanlığı değil, dostluğu okusunlar; eğitimlerinde ortak yaşama, ortak geleceğe yönelik sağlam bir güven geliştirsinler. Kendi inançları ve özgürlükleriyle renklendirecekleri dünyayı ve hayatı; bütün insanlıkla uygar ilişkiler içinde paylaşmayı öğrensinler” dedi.
“SIĞINMACILAR SADECE TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMAMALI”
Yaşanan olaylarla birlikte Türkiye’de 1 milyon 600 bin Suriyeli ve buna artı olarak Irak’tan gelen sığınmacıların da bulunduğunu belirten Yücel, tüm Avrupa’nın barındırdığı göçmen sayısının ise 400 bin lduğunu, bu örneğin bile yaşanan dramın boyutunu anlatmaya yettiğinin altını çizdi. Yücel, “Bahçeşehir Üniversitesi olarak, savaştan ülkemize sığınan çocuklar üzerinde bir araştırma yaptık. Sonuçlar içler acısı. Çocukların yaptığı her resim karesinde silah, kan, göz yaşları var. Bu çocuklar eğitilmelidir. 50 binin üzerinde üniversitede okuyacak veya üniversitesini bırakmış genç var. 600’ü aşkın öğretim üyesi üniversitesini bırakmak zorunda kalmış, ülkemize sığınmış. Türkiye’nin güvenli bölgelerinde üniversite yaşamlarının devamını sağlayacak bir eğitim girişimi öneriyorum. Takdir edersiniz ki bu konu sadece Türkiye’nin sorunu olmamalıdır” dedi.
“HALKLARIN ARASINA DÜŞMANLIK TOHUMU ATMAYA KİMSENİN HAKKI YOK”
Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylara da değinen Enver Yücel, “1milyar 300 milyon insanın kutsal mekânı Mescid-i Aksa’da yapılanlar, bu insanları hiçe saymak ve onların inançlarıyla oynamak anlamına geliyor. Bunun bıraktığı nefreti yarın nasıl yok edeceğiz? Bunun yapılmasına neden olan emri verenler, bu olaylardan hangi kazancı umuyor olabilirler? Bu saldırganlığın bir medeniyete ait olduğu algısını yaratanlar, geleceğe neler bıraktıklarının farkındalar mı acaba? Halklar kardeştir, onların arasına düşmanlık tohumları atmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle, Kudüs’te caminin içinde silahlarla insanları korkutanlar, bir medeniyetin temsilcisi olamazlar. Böylesi tutumların sorumlusu, suçlusu ne halklardır ne de medeniyetler. Ulusları temsil eden liderler, kendi toplumlarına olduğu kadar insanlığa ve tarihe karşı da sorumlu olduklarının bilinciyle hareket etmelidirler” dedi.
“İNSANLIĞI SAVAŞLAR DEĞİL EĞİTİM ZAFERLERİ KURTARACAK”
Dünyayı tehdit eden bu olayların başında, birlikte yaşam kültürünün yeterince içselleştirilememiş olması geldiğini belirten Yücel, “Umudumuz ve beklentimiz odur ki toplumlar bir gün, silahlanmaya ayrılan kaynaklarından daha fazlasını eğitimleri için talep edeceklerdir. İnsanlığı savaşların değil, ancak eğitim zaferlerinin kurtaracağını hiç unutmayacaklardır. Eğitim sorunları ile boğuşan her ülke, satın alacağı silahla kurtulamayacağını mutlaka anlayacak ve bu yolu terk edecektir. Bütün insanlar; insanlığın ortak değerlerinde buluşmayı, birbirlerine saygı duymayı öğrenecek ve başaracaktır. Bizim beklentimiz de çok daha fazlası değil: Çocuklarımız sağlık içinde büyüsünler, iyi eğitilsinler ve barış içinde yaşasınlar” dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 14 Kasım 2014 16:25
Gösterim: 1410

