Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Kadınlara layık oldukları konumu birlikte hazırlamaya çalışırken, insana dair, topluma dair tutumlarımızı, anlayışlarımızı vicdani bir yaklaşımla gözden geçirmek durumundayız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sabancı Vakfı ile Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Eskişehir Anemon Otel'de gerçekleştirilen "Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı" toplantısında yaptığı konuşmada, Sabancı Vakfı kurucusu merhum Sakıp Sabancı'nın "Anamın yamadığı çorapları giyerek büyüdük" sözünü anımsattı.

"Bu söz aslında annelerimize, kadınlarımıza, kızlarımıza neler borçlu olduğumuzu çok veci bir şekilde anlatıyor" diyen Avcı, şöyle konuştu:

"Hepimiz kadınların inşa ettiği, kurduğu, tamir ettiği ve ayakta tuttuğu hayatları yaşıyoruz. Hayatlarımızın söküklerini, yırtıklarını, açıklarını, zayıf yönlerini analarımız, eşlerimiz, kızlarımız, arkadaşlarımız yamıyor, kapatıyor. Yani kadınlarımız sıradan bir şekilde anlatılmayacak kadar özel bir değer ifade ediyor" diye konuştu.

Kadınların toplumsal hayattaki yeri

Bugün herkesin çağın getirdiği bazı zorlamaların, mecburiyetlerin ve mahkumiyetlerin tehdidi altında olduğunu ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Değerlerimizin ve aşırı bireysel istilası karşısında zayıflamasının sonucu olarak sadece kadınlarımızı değil, hepimizi tehdit eder bir durumda olduğunu görüyoruz. Kadınlara layık oldukları konumu birlikte hazırlamaya çalışırken, insana dair, topluma dair tutumlarımızı, anlayışlarımızı vicdani bir yaklaşımla gözden geçirmek durumundayız. Milli Eğitim Bakanlığı olarak özellikle kız çocuklarımızın okullaşmasını, okullarımızda kadın çalışanlarımızın sayılarında sağladığımız artışlara, zihinlerdeki ayrımcılığı silmek üzere ders programlarında yaptığımız değişikliklere rağmen mevcutla geldiğimiz noktayla yetinmek niyetinde olmadığımızı, bu konudaki gayretlerimizin artarak süreceğini ifade etmek istiyorum. Evet, kadınların toplumsal hayattaki yerleri konusunda son 10 yılda nispi bir iyileşme gözle görülür bir şekilde var ama yeterli değil. Bunun ivme kazanabilmesi için, artarak sürebilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı olarak bize düşen sorumlulukların farkındayız."

"Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla 300 bine yakın kız öğrenci eğitime kazandırıldı

Bakan Avcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın "Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla eğitime kazandırdığı 300 bine yakın kız öğrenci için teşekkür etti.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak kadınlara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Avcı, şöyle devam etti:

"Özellikle eğitimli gençlerin genç kadınların, kızların, milli eğitim camiasında bir takım ana kronik yasaklar nedeniyle görev almalarının önündeki engelleri kaldırarak, onları da eğitim ordumuza dahil edebilmiş olmaktan ötürü gerçekten çok mutluluk duyuyoruz. Aldığımız mesafe gerçekten küçümsenmeyecek bir mesafe ama bu almamız gereken mesafe konusunda kararlılığımızı tabi ki azaltmıyor. Yine bugünlerde uygulamaya koyduğumuz özellikle 'okul yöneticiliklerinde kadın müdür yardımcısı normlarında kadın öğretmenlerimize dönük pozitif ayrımcılık iyi bir örnek oluşturacak' diye umut ediyoruz. Kadınlarımıza, kızlarımıza yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapmaya, üniversitelerimizin, ilgili kuruluşların, ayrımcılıkla mücadele eden inisiyatiflerin tekliflerine açık olmaya bakanlık olarak devam edeceğiz. Liselerimizde gerçekleştirdiğimiz 'mor sertifika' programı lise öğretmenlerimize yönelik olarak bu kararımızın bir neticesidir ve elde ettiğimiz sonuçlar bizim içinde çok anlamlı göstergeler oluşturuyor."

"Az laf, çok iş" sloganını anımsatan Avcı, başta Güler Sabancı olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti. 

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir'in birer konuşma yaptığı toplantıya, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Hasan Gönen ile iş adamları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

> Topluma dair tutumlarımızı gözden geçirmeliyiz

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Kadınlara layık oldukları konumu birlikte hazırlamaya çalışırken, insana dair, topluma dair tutumlarımızı, anlayışlarımızı vicdani bir yaklaşımla gözden geçirmek durumundayız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sabancı Vakfı ile Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Eskişehir Anemon Otel'de gerçekleştirilen "Birleşmiş Milletler Kadınların İnsan Haklarının Geliştirilmesi Ortak Programı" toplantısında yaptığı konuşmada, Sabancı Vakfı kurucusu merhum Sakıp Sabancı'nın "Anamın yamadığı çorapları giyerek büyüdük" sözünü anımsattı.

"Bu söz aslında annelerimize, kadınlarımıza, kızlarımıza neler borçlu olduğumuzu çok veci bir şekilde anlatıyor" diyen Avcı, şöyle konuştu:

"Hepimiz kadınların inşa ettiği, kurduğu, tamir ettiği ve ayakta tuttuğu hayatları yaşıyoruz. Hayatlarımızın söküklerini, yırtıklarını, açıklarını, zayıf yönlerini analarımız, eşlerimiz, kızlarımız, arkadaşlarımız yamıyor, kapatıyor. Yani kadınlarımız sıradan bir şekilde anlatılmayacak kadar özel bir değer ifade ediyor" diye konuştu.

Kadınların toplumsal hayattaki yeri

Bugün herkesin çağın getirdiği bazı zorlamaların, mecburiyetlerin ve mahkumiyetlerin tehdidi altında olduğunu ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Değerlerimizin ve aşırı bireysel istilası karşısında zayıflamasının sonucu olarak sadece kadınlarımızı değil, hepimizi tehdit eder bir durumda olduğunu görüyoruz. Kadınlara layık oldukları konumu birlikte hazırlamaya çalışırken, insana dair, topluma dair tutumlarımızı, anlayışlarımızı vicdani bir yaklaşımla gözden geçirmek durumundayız. Milli Eğitim Bakanlığı olarak özellikle kız çocuklarımızın okullaşmasını, okullarımızda kadın çalışanlarımızın sayılarında sağladığımız artışlara, zihinlerdeki ayrımcılığı silmek üzere ders programlarında yaptığımız değişikliklere rağmen mevcutla geldiğimiz noktayla yetinmek niyetinde olmadığımızı, bu konudaki gayretlerimizin artarak süreceğini ifade etmek istiyorum. Evet, kadınların toplumsal hayattaki yerleri konusunda son 10 yılda nispi bir iyileşme gözle görülür bir şekilde var ama yeterli değil. Bunun ivme kazanabilmesi için, artarak sürebilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı olarak bize düşen sorumlulukların farkındayız."

"Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla 300 bine yakın kız öğrenci eğitime kazandırıldı

Bakan Avcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın "Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla eğitime kazandırdığı 300 bine yakın kız öğrenci için teşekkür etti.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak kadınlara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Avcı, şöyle devam etti:

"Özellikle eğitimli gençlerin genç kadınların, kızların, milli eğitim camiasında bir takım ana kronik yasaklar nedeniyle görev almalarının önündeki engelleri kaldırarak, onları da eğitim ordumuza dahil edebilmiş olmaktan ötürü gerçekten çok mutluluk duyuyoruz. Aldığımız mesafe gerçekten küçümsenmeyecek bir mesafe ama bu almamız gereken mesafe konusunda kararlılığımızı tabi ki azaltmıyor. Yine bugünlerde uygulamaya koyduğumuz özellikle 'okul yöneticiliklerinde kadın müdür yardımcısı normlarında kadın öğretmenlerimize dönük pozitif ayrımcılık iyi bir örnek oluşturacak' diye umut ediyoruz. Kadınlarımıza, kızlarımıza yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapmaya, üniversitelerimizin, ilgili kuruluşların, ayrımcılıkla mücadele eden inisiyatiflerin tekliflerine açık olmaya bakanlık olarak devam edeceğiz. Liselerimizde gerçekleştirdiğimiz 'mor sertifika' programı lise öğretmenlerimize yönelik olarak bu kararımızın bir neticesidir ve elde ettiğimiz sonuçlar bizim içinde çok anlamlı göstergeler oluşturuyor."

"Az laf, çok iş" sloganını anımsatan Avcı, başta Güler Sabancı olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti. 

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir'in birer konuşma yaptığı toplantıya, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Hasan Gönen ile iş adamları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Eylül 2014 15:48

Gösterim: 1034

MEB, nakil talebinde bulunan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta yoklama alınmayacağını bildirdi.

MEB, nakil talebinde bulunan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta yoklama alınmayacağını bildirdi.

Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi sonuçlarına göre nakil başvurusu yapan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta olan 15-19 Eylül'de yoklama alınmayacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Nakil talebi bulunan öğrencilerden yoklama alınmayacak

MEB, nakil talebinde bulunan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta yoklama alınmayacağını bildirdi.

MEB, nakil talebinde bulunan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta yoklama alınmayacağını bildirdi.

Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi sonuçlarına göre nakil başvurusu yapan 9. sınıf öğrencilerinden okulların açıldığı ilk hafta olan 15-19 Eylül'de yoklama alınmayacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Eylül 2014 15:50

Gösterim: 1448

2014-2015 TEOG sınav tarihleri ne zaman? TEOG bu yıl hangi derslerden yapılacak? TEOG konu ve soru dağılımları neler? İşte 2015 TEOG merkezi ortak sınavlarla ilgili Bakanlıktan yapılan en son açıklama;

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında düzenlenen 8. sınıfların yıl içinde kendi okullarında gireceği TEOG merkezi ortak sınav tarihleri belli oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip imzasıyla illere gönderilen yazıda Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) kapsamında merkezi ortak sınavlarının birinci döneminin kasım ayının, ikinci döneminin ise nisan ayının son haftasında yapılmasının planlandığı belirtildi. 8. Sınıfların liseye geçişte tek sınav yerine toplam 6 dersten gireceği sınavların; Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, T.C inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil ile din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden, bir dönemde iki sınav yapılanların ilk, üç sınav yapılanların ise ikinci yazılılarının ortak uygulanacağı bildirildi.

Ayrıca illere gönderilen yazıda;

Merkezi sınavlarda kapsam birlikteliğinin sağlanması amacıyla, öğretmenlerin yıllık ders planı uygulamalarında, hazırlanan ders çizelgelerini dikkate almaları istendi.

2014-2015 eğitim öğretim yılında birinci dönem merkezi yazılıların 2014 Kasım ayının son, ikinci dönem sınavlarının ise 2015 Nisan ayının son haftasında yapılmasının planlandığı belirtildi. Kesin sınav tarihlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanacağı duyuruldu.

Birinci dönem sınavlarda çıkacak soruların eğitim öğretim yılı başından, sınav tarihine kadar yapılan ders konularını, ikinci dönem sınavlarının ise eğitim öğretim yılı başından itibaren sınav tarihine kadar yapılın ders konularını içereceği açıklandı.

TEOG konu dağılımları ve ders çizelgeleri

Merkezi Sistem Ortak Sınav Yapılacak Derslerin Çalışma Takvimine Göre Ünite/Öğrenme Alanı/Konu/Kazanımların Dağılım Çizelgeleri - İndirmek İçin Tıklayınız...

> TEOG sınav tarihleri ve konu dağılımları belli oldu

2014-2015 TEOG sınav tarihleri ne zaman? TEOG bu yıl hangi derslerden yapılacak? TEOG konu ve soru dağılımları neler? İşte 2015 TEOG merkezi ortak sınavlarla ilgili Bakanlıktan yapılan en son açıklama;

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında düzenlenen 8. sınıfların yıl içinde kendi okullarında gireceği TEOG merkezi ortak sınav tarihleri belli oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip imzasıyla illere gönderilen yazıda Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) kapsamında merkezi ortak sınavlarının birinci döneminin kasım ayının, ikinci döneminin ise nisan ayının son haftasında yapılmasının planlandığı belirtildi. 8. Sınıfların liseye geçişte tek sınav yerine toplam 6 dersten gireceği sınavların; Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, T.C inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil ile din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden, bir dönemde iki sınav yapılanların ilk, üç sınav yapılanların ise ikinci yazılılarının ortak uygulanacağı bildirildi.

Ayrıca illere gönderilen yazıda;

Merkezi sınavlarda kapsam birlikteliğinin sağlanması amacıyla, öğretmenlerin yıllık ders planı uygulamalarında, hazırlanan ders çizelgelerini dikkate almaları istendi.

2014-2015 eğitim öğretim yılında birinci dönem merkezi yazılıların 2014 Kasım ayının son, ikinci dönem sınavlarının ise 2015 Nisan ayının son haftasında yapılmasının planlandığı belirtildi. Kesin sınav tarihlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanacağı duyuruldu.

Birinci dönem sınavlarda çıkacak soruların eğitim öğretim yılı başından, sınav tarihine kadar yapılan ders konularını, ikinci dönem sınavlarının ise eğitim öğretim yılı başından itibaren sınav tarihine kadar yapılın ders konularını içereceği açıklandı.

TEOG konu dağılımları ve ders çizelgeleri

Merkezi Sistem Ortak Sınav Yapılacak Derslerin Çalışma Takvimine Göre Ünite/Öğrenme Alanı/Konu/Kazanımların Dağılım Çizelgeleri - İndirmek İçin Tıklayınız...

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Eylül 2014 10:18

Gösterim: 7710

YÖK, Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle akademisyenler için yapılması planlanan yeni yabancı dil sınavı masaya yatıracak ve sadece dil yeterlilikleri ile master, doktora gibi akademik aşamalarda gerekli dil seviyesini ölçen bir akademik dil sınavının fizibilite çalışmasını yapacak.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya tarafından Üniversitelerarası Kurulda (ÜAK) oluşturulan yabancı dil komisyonu, 2012'de gerçekleştirilen Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS) ve Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nı (ÜDS), 7 Nisan 2013’de ilk kez uygulanan Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS) ile karşılaştırarak rapor hazırladı. 

Rapor, yarın Anadolu Üniversitesinde gerçekleştirilecek toplantıda ayrıntılı olarak ele alınacak ve sadece dil yeterliliklerini ile master, doktora gibi akademik aşamalarda gerekli dil seviyesini ölçen akademik bir dil sınavının fizibilite çalışması yapılacak.

ÜAK'nin "http://www.uak.gov.tr/duyuru" sayfasında yayımlanan rapor, üniversitelerin resmi görüşleri, daha önce  KPDS ve ÜDS'ye giren akademisyenlerin görüşleri ve komisyon üyelerinin yaptıkları çalışmalardan oluşan görüşler doğrultusunda hazırlandı.

Raporda, daha önce KPDS ve ÜDS’ye girmiş adaylar, 2013 YDS sınavını önceki yıllarda yapılan sınavlara göre çok daha zor bulduklarını belirtildi.

2013’de yapılan YDS’nin sonuçları ile 2012'deki KPDS sonuçları karşılaştırıldığında, başarının önemli ölçüde düştüğünün görüldüğü ifade edilen raporda, 2012 bahar döneminde gerçekleştirilen KPDS’de başarılı aday yüzdesinin 54.75, 2012 sonbahar döneminde KPDS’de başarılı aday yüzdesinin ise 40.41 olarak belirlendiği, YDS’deki başarılı aday yüzdesinin ise 24.57’ye düştüğünün tespit edildiği ifade edildi. 

Başarıdaki düşüşün en büyük nedeni olarak ise ÜDS ve KPDS’de sınav süresinin 180 dakikadan 150 dakikaya indirilmesi olarak gösterildi.

Rapora göre, 2013 YDS’de, ÜDS 2011 sonbahar sınavına giren adayların yüzde 47.6‘sı 5 ila 53.75 puan, 2012 ilkbahar ÜDS’ye giren adayların yüzde 48.2’si 5 ila 58.75 puan arasında, 2012 sonbahar ÜDS’ye girenlerin yüzde 42’si 5 ila 50 puan, 2011 sonbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 33.6’sı 5 ila 66.3 puan, 2012 İlkbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 66.6’sı 5 ila 71.25 puan, 2012 sonbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 33’ü 5 ila 73.75 puanlık kayıp yaşadı.

Bu puan kayıplarının nedenleri arasında ise süredeki kısalma ve sürenin azalmasına paralel olarak soru sayısında ya da okunacak kelime miktarında azalma olmaması aksine 1/6 oranında bir süre daralmasına karşın okunacak kelime miktarında yüzde 2 kadar artış olması gösterildi.

Raporda, YDS’de yüzde 75 olan başarısızlık oranının, önceden yapılan ve ÜDS ye göre nispeten daha zor olan KPDS 2012 sonbaharında yüzde 59, ilkbahar sınavında ise yüzde 45 olduğu belirtildi. 

Raporda, getirilen tek bir sınav ile farklı dil becerilerine sahip adaylar tek çatı altında toplandığı, günümüzde yapılan KPSS sınavları bile adayların branşına göre farklı şekilde yapıldığına dikkat çekilerek, amaç kişinin dil becerisini ölçmek ise her bir alan için farklı bir dil sınavı olmasının yerinde olacağı görüşüne yer verildi.

YDS yarışma sınavı formatında

Raporda, YDS 2013'ün, önceki sınavlarla aynı soru sayısına sahipken, sürenin 30 dakika düşürülmesinin, YDS’yi “seviye belirleme sınavı” olmaktan çıkarıp “yarışma sınavı” formatına soktuğu belirtildi.

Raporda, Türkiye’de eğitim veren yabancı öğretim elemanları tam olarak KPDS ve YDS ile test edilmek istenen beceriyi anlamakta güçlük çektiğine işaret edildi

Birden çok farklı aday grubunun aynı sınava giriyor

Raporun sonuç bölümünde, özellikle 2010’dan sonra yapılan sınavların zorluk derecesinin giderek artması ve ÜDS ve KPDS gibi hedef kitleleri farklı sınavların birbirine benzer hale getirilerek zorlaştırılmasının YDS'de başarı oranının düşüşünde ana nedenler olarak sayılabileceği ifade edildi.

Ayrıca, sınav zorluğunun nedenleri arasında, sürenin kısa oluşu, birden çok farklı aday grubunun aynı sınava girmesi, değerlendirme yönteminin mutlak olması, sınavın üst düzey dil becerisini ölçecek şekilde ve okuyup anlamadan ziyade üst düzey bilişsel beceriler ve yorum gerektirecek derecede karmaşık çeldiriciler içeren bir sınav olması, seçilen paragraf örneklerinde adayın soruları cevaplamasına yetecek kadar sürenin olmaması ya da örnek paragrafların çok uzun metinlerden seçilmiş olması, geçmiş dönem sınavlarla karşılaştırıldığında başarı oranlarının ciddi derecede düşmüş olması, son yıllarda sınavların giderek daha üst düzey becerileri ölçmeye yönelmesi gibi pek çok neden yer aldı.

Sınavda 180 dakikaya dönülmeli

Raporda, sınav sisteminin öneriler doğrultusunda tekrar gözden geçirilmesi istendi. Raporda yer alan önerilerden bazıları şöyle:

-Üniversitelerde, 2013 YDS ilkbahar sınavına giren çok sayıda akademisyenle yapılan görüşmede, bu adayların önceki sınavlara göre 3–5 ve hatta 10 puan daha az aldıkları tespit edildi. 

-Temelde, sınavın süresi ciddi bir problemdir. 180 dakikaya geri dönülmeli ya da 150 dakikaya uygun soru içeriği ve miktarı yeniden düzenlenmelidir.

-Test edilmesi gereken beceri teknik yetersizlikler nedeniyle şimdilik sadece okuma becerisi olarak kalacak ise bu noktada çeldiriciler üst düzey bilişsel yorum ve çıkarım becerilerini değil, okuma becerisini test etmelidir. Cevaplar belirsiz olmayıp açık ve net olmalıdır. 

-Özünde ölçülmesi gereken dört beceridir. Bu nedenle TOEFL IBT, IELTS, OTE, PTE ya da Versant tarzı bir sınav biçimine ivedilikle geçilmelidir. 

-Yetkin bir soru hazırlayıcı  kadrosu oluşturması ve sürekli hizmet içi eğitime ağırlık verilmesi gerekir. 

-Bu sınav her dalda geçerliliği olan bir sınav olduğu için formatı amaca hizmet etmelidir. Eğer sınav akademik amaçlı değerlendirilecek ise sınavın uygulanışı genel amaçlı olmayıp akademisyenler için kendi alanlarına özgü konuları içermelidir.

-Sınavın amacı eleme sınavı değil seviye tespit sınavı olmalıdır. Bu paralelde, hazırlanacak olan sınav, adayın okuma ve anlama becerisini test edecek şekilde düzenlenmelidir. 

-Önceki sınavlarda bulunan "uygun düşen ifade" soruları, kişinin dili kullanma becerisini test etmede uygun bir yol olduğundan bu tür sorular yeniden sınav soruları kapsamına alınmalıdır.

-Paragraf soruları çok uzun olmamalıdır.

-YDS, adaylar için YDS ile denkliği olan ülkemiz dışındaki kurumların düzenlediği sınavlara girmeye mecbur edilmeyecek şekilde 2 ayda bir ya da yılda en az 4 kez veya daha fazla sayıda yapılmalıdır.

> Akademisyenler için yeni yabancı dil sınavı geliyor

YÖK, Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle akademisyenler için yapılması planlanan yeni yabancı dil sınavı masaya yatıracak ve sadece dil yeterlilikleri ile master, doktora gibi akademik aşamalarda gerekli dil seviyesini ölçen bir akademik dil sınavının fizibilite çalışmasını yapacak.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya tarafından Üniversitelerarası Kurulda (ÜAK) oluşturulan yabancı dil komisyonu, 2012'de gerçekleştirilen Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS) ve Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nı (ÜDS), 7 Nisan 2013’de ilk kez uygulanan Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS) ile karşılaştırarak rapor hazırladı. 

Rapor, yarın Anadolu Üniversitesinde gerçekleştirilecek toplantıda ayrıntılı olarak ele alınacak ve sadece dil yeterliliklerini ile master, doktora gibi akademik aşamalarda gerekli dil seviyesini ölçen akademik bir dil sınavının fizibilite çalışması yapılacak.

ÜAK'nin "http://www.uak.gov.tr/duyuru" sayfasında yayımlanan rapor, üniversitelerin resmi görüşleri, daha önce  KPDS ve ÜDS'ye giren akademisyenlerin görüşleri ve komisyon üyelerinin yaptıkları çalışmalardan oluşan görüşler doğrultusunda hazırlandı.

Raporda, daha önce KPDS ve ÜDS’ye girmiş adaylar, 2013 YDS sınavını önceki yıllarda yapılan sınavlara göre çok daha zor bulduklarını belirtildi.

2013’de yapılan YDS’nin sonuçları ile 2012'deki KPDS sonuçları karşılaştırıldığında, başarının önemli ölçüde düştüğünün görüldüğü ifade edilen raporda, 2012 bahar döneminde gerçekleştirilen KPDS’de başarılı aday yüzdesinin 54.75, 2012 sonbahar döneminde KPDS’de başarılı aday yüzdesinin ise 40.41 olarak belirlendiği, YDS’deki başarılı aday yüzdesinin ise 24.57’ye düştüğünün tespit edildiği ifade edildi. 

Başarıdaki düşüşün en büyük nedeni olarak ise ÜDS ve KPDS’de sınav süresinin 180 dakikadan 150 dakikaya indirilmesi olarak gösterildi.

Rapora göre, 2013 YDS’de, ÜDS 2011 sonbahar sınavına giren adayların yüzde 47.6‘sı 5 ila 53.75 puan, 2012 ilkbahar ÜDS’ye giren adayların yüzde 48.2’si 5 ila 58.75 puan arasında, 2012 sonbahar ÜDS’ye girenlerin yüzde 42’si 5 ila 50 puan, 2011 sonbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 33.6’sı 5 ila 66.3 puan, 2012 İlkbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 66.6’sı 5 ila 71.25 puan, 2012 sonbahar KPDS’ye giren adayların yüzde 33’ü 5 ila 73.75 puanlık kayıp yaşadı.

Bu puan kayıplarının nedenleri arasında ise süredeki kısalma ve sürenin azalmasına paralel olarak soru sayısında ya da okunacak kelime miktarında azalma olmaması aksine 1/6 oranında bir süre daralmasına karşın okunacak kelime miktarında yüzde 2 kadar artış olması gösterildi.

Raporda, YDS’de yüzde 75 olan başarısızlık oranının, önceden yapılan ve ÜDS ye göre nispeten daha zor olan KPDS 2012 sonbaharında yüzde 59, ilkbahar sınavında ise yüzde 45 olduğu belirtildi. 

Raporda, getirilen tek bir sınav ile farklı dil becerilerine sahip adaylar tek çatı altında toplandığı, günümüzde yapılan KPSS sınavları bile adayların branşına göre farklı şekilde yapıldığına dikkat çekilerek, amaç kişinin dil becerisini ölçmek ise her bir alan için farklı bir dil sınavı olmasının yerinde olacağı görüşüne yer verildi.

YDS yarışma sınavı formatında

Raporda, YDS 2013'ün, önceki sınavlarla aynı soru sayısına sahipken, sürenin 30 dakika düşürülmesinin, YDS’yi “seviye belirleme sınavı” olmaktan çıkarıp “yarışma sınavı” formatına soktuğu belirtildi.

Raporda, Türkiye’de eğitim veren yabancı öğretim elemanları tam olarak KPDS ve YDS ile test edilmek istenen beceriyi anlamakta güçlük çektiğine işaret edildi

Birden çok farklı aday grubunun aynı sınava giriyor

Raporun sonuç bölümünde, özellikle 2010’dan sonra yapılan sınavların zorluk derecesinin giderek artması ve ÜDS ve KPDS gibi hedef kitleleri farklı sınavların birbirine benzer hale getirilerek zorlaştırılmasının YDS'de başarı oranının düşüşünde ana nedenler olarak sayılabileceği ifade edildi.

Ayrıca, sınav zorluğunun nedenleri arasında, sürenin kısa oluşu, birden çok farklı aday grubunun aynı sınava girmesi, değerlendirme yönteminin mutlak olması, sınavın üst düzey dil becerisini ölçecek şekilde ve okuyup anlamadan ziyade üst düzey bilişsel beceriler ve yorum gerektirecek derecede karmaşık çeldiriciler içeren bir sınav olması, seçilen paragraf örneklerinde adayın soruları cevaplamasına yetecek kadar sürenin olmaması ya da örnek paragrafların çok uzun metinlerden seçilmiş olması, geçmiş dönem sınavlarla karşılaştırıldığında başarı oranlarının ciddi derecede düşmüş olması, son yıllarda sınavların giderek daha üst düzey becerileri ölçmeye yönelmesi gibi pek çok neden yer aldı.

Sınavda 180 dakikaya dönülmeli

Raporda, sınav sisteminin öneriler doğrultusunda tekrar gözden geçirilmesi istendi. Raporda yer alan önerilerden bazıları şöyle:

-Üniversitelerde, 2013 YDS ilkbahar sınavına giren çok sayıda akademisyenle yapılan görüşmede, bu adayların önceki sınavlara göre 3–5 ve hatta 10 puan daha az aldıkları tespit edildi. 

-Temelde, sınavın süresi ciddi bir problemdir. 180 dakikaya geri dönülmeli ya da 150 dakikaya uygun soru içeriği ve miktarı yeniden düzenlenmelidir.

-Test edilmesi gereken beceri teknik yetersizlikler nedeniyle şimdilik sadece okuma becerisi olarak kalacak ise bu noktada çeldiriciler üst düzey bilişsel yorum ve çıkarım becerilerini değil, okuma becerisini test etmelidir. Cevaplar belirsiz olmayıp açık ve net olmalıdır. 

-Özünde ölçülmesi gereken dört beceridir. Bu nedenle TOEFL IBT, IELTS, OTE, PTE ya da Versant tarzı bir sınav biçimine ivedilikle geçilmelidir. 

-Yetkin bir soru hazırlayıcı  kadrosu oluşturması ve sürekli hizmet içi eğitime ağırlık verilmesi gerekir. 

-Bu sınav her dalda geçerliliği olan bir sınav olduğu için formatı amaca hizmet etmelidir. Eğer sınav akademik amaçlı değerlendirilecek ise sınavın uygulanışı genel amaçlı olmayıp akademisyenler için kendi alanlarına özgü konuları içermelidir.

-Sınavın amacı eleme sınavı değil seviye tespit sınavı olmalıdır. Bu paralelde, hazırlanacak olan sınav, adayın okuma ve anlama becerisini test edecek şekilde düzenlenmelidir. 

-Önceki sınavlarda bulunan "uygun düşen ifade" soruları, kişinin dili kullanma becerisini test etmede uygun bir yol olduğundan bu tür sorular yeniden sınav soruları kapsamına alınmalıdır.

-Paragraf soruları çok uzun olmamalıdır.

-YDS, adaylar için YDS ile denkliği olan ülkemiz dışındaki kurumların düzenlediği sınavlara girmeye mecbur edilmeyecek şekilde 2 ayda bir ya da yılda en az 4 kez veya daha fazla sayıda yapılmalıdır.

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Eylül 2014 11:28

Gösterim: 4410

Özel okul desteği almaya hak kazanan öğrencilerin tercih sonuçları açıklandı

Eğitim öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin özel okullara yaptıkları tercih sonuçları, "www.meb.gov.tr" adresinden açıklandı.

Tercihleri sonuçlarına göre bir özel okula yerleşen öğrencilerin 10-18 Eylül 2014 tarihleri arasında kayıt işlemlerini gerçekleştirmeleri gerekiyor

Bakanlık yetkilileri, bu tercih döneminde okul kontenjanından ötürü yerleşemeyen öğrencilerin ikinci tercih döneminde farklı bir okul tercih etmeleri halinde teşvikten yararlanabileceklerini bildirdi.

Daha önce duyurulan takvime göre, yedek öğrenci kayıtları 19 Eylül Cuma günü ilan edilip, 22–30 Eylül'de kayıtlar gerçekleştirilecek.

Eğitim öğretim desteği kapsamında, okul öncesi kurumlarına gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin, özel ortaokul ve liselere gideceklere yıllık 3 bin 500, temel liselere ise 3 bin lira eğitim öğretim desteği verilecek.

Tercih sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın

Ayrıntılar geliyor....

 

 

 

 

 

> Özel okul desteği alacak öğrencilerin tercih sonuçları açıklandı

Özel okul desteği almaya hak kazanan öğrencilerin tercih sonuçları açıklandı

Eğitim öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin özel okullara yaptıkları tercih sonuçları, "www.meb.gov.tr" adresinden açıklandı.

Tercihleri sonuçlarına göre bir özel okula yerleşen öğrencilerin 10-18 Eylül 2014 tarihleri arasında kayıt işlemlerini gerçekleştirmeleri gerekiyor

Bakanlık yetkilileri, bu tercih döneminde okul kontenjanından ötürü yerleşemeyen öğrencilerin ikinci tercih döneminde farklı bir okul tercih etmeleri halinde teşvikten yararlanabileceklerini bildirdi.

Daha önce duyurulan takvime göre, yedek öğrenci kayıtları 19 Eylül Cuma günü ilan edilip, 22–30 Eylül'de kayıtlar gerçekleştirilecek.

Eğitim öğretim desteği kapsamında, okul öncesi kurumlarına gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin, özel ortaokul ve liselere gideceklere yıllık 3 bin 500, temel liselere ise 3 bin lira eğitim öğretim desteği verilecek.

Tercih sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın

Ayrıntılar geliyor....

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Perşembe, 11 Eylül 2014 09:27

Gösterim: 1201


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.