Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Yurt dışında çalışıp Türkiye'ye dönme kararı alanlarla, eğitimini yurt dışında tamamlayan doktorlar zorunlu hizmetten muaf olacak. Bu kişiler 18 Temmuz'a kadar Sağlık Bakanlığına başvurabilecek.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 3359 sayılı kanuna eklenen geçici 9. maddeyle, devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf tutulacak tabip ve uzman tabiplerle ilgili tereddütlerin giderilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması için düzenleme yaptı.
Yurt dışında çalışıp Türkiye'ye dönmek isteyenlerle, eğitimini yurt dışında tamamlayan doktorlar için örnek dilekçeler hazırlandı.
1 Ocak 2013'ten önce Türkiye'deki bir tıp fakültesini bitirip yurt dışında mesleki faaliyette bulunanlardan, Türkiye’ye dönmek isteyen tabip ve uzman tabipler, çalıştıkları ülkenin yetkili mercileri tarafından verilen belgenin Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı sureti, pasaport fotokopisi ve yurt dışında mesleki faaliyette bulundukları döneme ait giriş çıkışlarını gösterir Emniyet Genel Müdürlüğünden alacakları belgenin aslı ve örnek dilekçeyle 6 ay içinde Sağlık Bakanlığına başvurmaları halinde zorunlu hizmet yapmayacaklar.
Yurt dışında öğrenim görenler
18 Ocak 2014 tarihinden önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanlardan da Türkiye'de çalışmak isteyenler, yurt dışından aldıkları tıp diplomasının Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı sureti, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından alınan diploma denklik belgesinin sureti, yurt dışından aldıkları uzmanlık veya yan dal uzmanlık belgesinin Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı suretiyle denklik işlemleri için gerekli belgeleri, diploma ve uzmanlık harcı makbuzu, kimlik fotokopisi ve örnek dilekçeyle 18 Temmuza kadar başvuru yaptıkları takdirde devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf olacak.
18 Ocak 2014 öncesinde yurt dışında eğitimlerini tamamlayıp denkliğini alamayan tabip ve uzman tabipler için denklik şartı aranacak.
Düzenleme ne getiriyor?
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunun geçici 9 maddesine göre, 1 Ocak 2013 tarihinden önce yurt dışında mesleki faaliyette bulunan tabipler ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanlar, 6 ay içinde Türkiye'ye dönmek ve en az 3 yıl süreyle Türkiye'de fiilen meslek icrasında bulunmak şartıyla devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf sayılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yurt dışında çalışıp Türkiye'ye dönme kararı alanlarla, eğitimini yurt dışında tamamlayan doktorlar zorunlu hizmetten muaf olacak. Bu kişiler 18 Temmuz'a kadar Sağlık Bakanlığına başvurabilecek.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 3359 sayılı kanuna eklenen geçici 9. maddeyle, devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf tutulacak tabip ve uzman tabiplerle ilgili tereddütlerin giderilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması için düzenleme yaptı.
Yurt dışında çalışıp Türkiye'ye dönmek isteyenlerle, eğitimini yurt dışında tamamlayan doktorlar için örnek dilekçeler hazırlandı.
1 Ocak 2013'ten önce Türkiye'deki bir tıp fakültesini bitirip yurt dışında mesleki faaliyette bulunanlardan, Türkiye’ye dönmek isteyen tabip ve uzman tabipler, çalıştıkları ülkenin yetkili mercileri tarafından verilen belgenin Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı sureti, pasaport fotokopisi ve yurt dışında mesleki faaliyette bulundukları döneme ait giriş çıkışlarını gösterir Emniyet Genel Müdürlüğünden alacakları belgenin aslı ve örnek dilekçeyle 6 ay içinde Sağlık Bakanlığına başvurmaları halinde zorunlu hizmet yapmayacaklar.
Yurt dışında öğrenim görenler
18 Ocak 2014 tarihinden önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanlardan da Türkiye'de çalışmak isteyenler, yurt dışından aldıkları tıp diplomasının Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı sureti, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından alınan diploma denklik belgesinin sureti, yurt dışından aldıkları uzmanlık veya yan dal uzmanlık belgesinin Türkçe çevirisinin konsolosluk onaylı suretiyle denklik işlemleri için gerekli belgeleri, diploma ve uzmanlık harcı makbuzu, kimlik fotokopisi ve örnek dilekçeyle 18 Temmuza kadar başvuru yaptıkları takdirde devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf olacak.
18 Ocak 2014 öncesinde yurt dışında eğitimlerini tamamlayıp denkliğini alamayan tabip ve uzman tabipler için denklik şartı aranacak.
Düzenleme ne getiriyor?
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunun geçici 9 maddesine göre, 1 Ocak 2013 tarihinden önce yurt dışında mesleki faaliyette bulunan tabipler ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanlar, 6 ay içinde Türkiye'ye dönmek ve en az 3 yıl süreyle Türkiye'de fiilen meslek icrasında bulunmak şartıyla devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf sayılacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Şubat 2014 11:37
Gösterim: 1434
Milli Eğitim Bakanı Avcı, MEB ve dershaneler ile ilgili tasarının neler getirdiğini anlattı. Avcı, "Özel dershaneler faaliyetlerini 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebilecek, bu dershaneler özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebilecek. Gerekli dönüşümü yapabilmeleri için bu kurumlara 2017-2018 eğitim-öğretim yılının bitimine kadar süre verilecek" açıklamasında bulundu. İşte ayrıntılar...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özel dershanelerin faaliyetlerini 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebileceğini, bu dershanelerin özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebileceğini söyledi.
Dershaneler ile ilgili düzenlemeleri de içeren tasarının görüşmelerine TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda başlandı.
Tasarıyı komisyona sunan Bakan Avcı, tasarıyla neyi amaçladıklarını, ne tür düzenlemeleri öngördüklerini anlattı. Avcı'nın verdiği bilgiye göre tasarı şu düzenlemeleri içeriyor:
- Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte sınav uygulanması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarını mahkeme kararı ile elde edenlerin, mahkeme kararlarının aleyhlerine kesinleşmesi halinde bu kişilere unvanlarının iptal edildiği tarihten önce yapılan ödemeler geri alınmayacak.
- Yurtdışına eğitim amacıyla gönderilecek öğrencilere, yurtdışında yaşayan vatandaşların eğitim ihtiyaçlarına ve yüksek öğretime ilişkin bakanlığa verilen görevleri yürütmek üzere, Yüksek Öğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü kurulacak.
- Ölçme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü ihdas edilerek, halen Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce görülen sınav hizmetleri ihtisaslaştırılacak.
- Müstakil hizmet birimi olan grup başkanlıkları daire başkanlığına dönüştürülecek.
- Yurtdışı teşkilatı kadrolarına sürekli görevle atanabilme şartları yeniden ele alınarak 652 sayılı KHK'ya eklenecek.
- Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler, okul ve kurum müdürlerinin görevlendirilmeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların geçici olarak bakanlıkta istihdam edilebilmeleri düzenlenecek.
- Talim ve Terbiye Kurulu, bakanlığın bilimsel danışma ve inceleme organı olarak düzenlenecek, kurulun eğitim politikaları konusundaki karar alma yetkileri, ilgili hizmet birimlerine devredilecek.
- Uzmanlaşma, etkinlik ve işbölümünün sağlanması amacıyla, il milli eğitim müdürlükleri bünyesindeki eğitim denetmenleri başkanlıkları, rehberlik ve denetim başkanlığının taşra birimlerine dönüştürülecek.
- Bakanlık denetçiler ile il eğitim denetmenleri, eğitim denetmeni unvanı altında birleştirilecek.
- Eğitim programlarının taslak ders kitapları ile diğer eğitim araç ve gerekçelerinin, bakanlıkça yapılan sınavların sorularının hazırlatılması veya inceletilmesi karşılığı ödenecek bedel ve telif ücretlerinin ders kitabı, eğitim araç ve gereci ile sınav sorularının hazırlanmasında görevlendirilenler ile bakanlıkça yapılan sınavlarda görev alanlara ödenecek ücretin, bakanlığa incelenmesi amacıyla sunulan taslak ders kitapları ile diğer ders araç ve gerekçeleri karşılığı tahsil edilerek döner sermaye hesabına yatırılacak bedel bakanlıkça tespit edilecek.
- Halen ÖSYM Başkanlığı'na sınav ücretleri konusunda verilen yetki kaldırılacak.
- Bakanlık merkez teşkilatında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve üyesi, müsteşar yardımcısı, genel müdür, strateji geliştirme başkanı, inşaat ve emlak grup başkanı ve grup başkanı kadrolarında bulunanlarla, taşra teşkilatında il müdürü kadrolarında bulunanların görevleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, hiç bir işleme gerek kalmaksızın sona erecek.
- Bunlardan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve üyesi, Müsteşar yardımcısı, genel müdür, strateji geliştirme başkanı kadrolarında bulunanlar, şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen bakanlık müşavirliği kadrolarına atanacak.
- Bakanlıkta grup başkanı ve il müdürü olarak görev yapmakta olanlar ile halen şahsa bağlı daire başkanı, şube müdürü ve il müdürü kadrolarında bulunanlar özlük hakları korunmak suretiyle, şahsa bağlı eğitim uzmanı kadrolarına atanacak. Bu şekilde eğitim uzmanı olarak atanacaklar, harcırah almaksızın okullarda öğretmen olarak görevlendirilecek.
- Yurtdışında bakanlığa bağlı olarak büyükelçilikler ve başkonsolusluklar bünyesinde faaliyet gösteren okulların hizmet binası yapımı, donatımı, kefalet ücreti ve kira giderleri ile bakanlıkça uygun görülen diğer ihtiyaçları, bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanacak.
- Yurt içi veya yurtdışında yerli veya yabancı kuruluşlar ya da başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ulusal veya uluslararası proje okullarına, bakan onayı proje okulu olarak seçilen kurumlara, belirli eğitim reformu ve programlarının uygulandığı kurumlara, bakan onayı ile doğrudan bakanlığa bağlanan kuramlara öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri doğrudan bakanlıkça yapılacak.
- Lisansüstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilecek öğrencilerin seçiminde, ALES yanında, sözlü sınav da yapılacak.
- Milli Eğitim Bakanlığı adına yurtdışına gönderilenlerden, doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerine yerine getirmek üzere yurda dönenler eğitim uzmanı kadrolarına atanacak.
- Lisans üstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilen kişilerin, yurtdışında eğitim amacıyla geçirdikleri süreler memuriyette geçmiş sayılarak derece ve kademe ilerleme hesabında dikkate alınacak.
- Özel dershaneler faaliyetleri 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebilecek, bu dershaneler özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebilecek, gerekli dönüşümü yapabilmeleri için bu kurumlara 2017-2018 eğitim-öğretim yılının bitimine kadar süre verilecek.
- Öğrenci etüt eğitim merkezleri 12 yaş altındakilere yönelik olacak. Her ne ad altında olursa olsun, bütün eğitim ve öğretim hizmeti sunanlar bakanlığını denetimine tabi tutulacak.
- Hazine'ye ait taşınmaz mallar üzerinde dönüşüm programına dahil dershaneler lehine, bedelsiz olarak en fazla 25 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilebilecek. Mülkiyeti Hazine'ye ait olup, bakanlığa tahsis edilen taşınmazlar üzerindeki okul binaları kiraya verilecek.
- Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek teşvik tedbirlerinin yanısıra, bu kurumlarda çalışmakta olan öğretmenler bakanlıkta istihdam edilebilecek.
- Dönüşüm kapsamındaki kurumlarda ve diğer özel öğretim kurumlarında okuyan öğrenciler için eğitim-öğretim desteğinde bulunulacak.
Muhalefet alt komisyona gönderilmesini istedi
Usul hakkında söz alan CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinde hüsran beklediği için bu tasarıyı getirdiğini iddia etti. İlgili STK'ların bu tasarıya karşı çıktığını savunan Baydar, tasarının alt komisyona gönderilmesini ve orada gerekli katkıların verilmesini istedi.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Hükümetin, bazı gruplarla arasındaki çatışmalara karşılık vermek amacıyla bu tasarıyı getirdiğini ileri sürerek, tasarının alt komisyona havale edilmesini talep etti.
MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu, bakanlığın teşkilat kanununun eski bakan Ömer Dinçer zamanında değiştiğini ifade ederek, "Ne oldu da yeni bir teşkilat yasasına ihtiyaç hissedildi?" diye sordu.
AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, 30 Mart seçim sonrasına ilişkin hüsran korkularının olmadığını, tam tersine galibiyetle çıkacaklarını belirtti.
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, "(Benim yeteri kadar gücüm, yeteri kadar oyum var) zihniyetinin olmadığını göstermek için, bu tasarıyı alt komisyona sevkedin, orada muhalefet gerekli katkıları yapacaktır. Herşey burada tartışılmalı. Bu tartışmayı yapamıyorsak, size yönelik, 'seçimden önce cemaate gözdağı vermeyi hedefleyen bir yasayı geçirmek istediğiniz' gibi bir suçlama hakkımız olur" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Bakan Avcı'ya yönelik, "Siz çok babacan, işbirliğine açık, sevimli bir algınız var, en azından fiziki görünüşüz öyle. Ancak bunun böyle olmadığını 4+4+4 görüşmelerinde gördük. Eğer derdiniz, bir yerlerle hesaplaşmak ise sadece dershane konusunu getirseydiniz buraya, eğitim sistemini allak bullak eden bir değişiklik yapmasaydınız" sözlerini sarfetti.
Eğer tasarı alt komisyona gönderilmezse, alt komisyonda kaybedilecek zamandan daha çok zaman kaybettireceklerini belirten Altay, "İstanbul'da 3 bin kurum var. Buralara onar kişi başvursa 30 bin başvuru olacak. 30 bin başvuruyu İstanbul Valisi objektif kriterlere dayanarak belirleyecek derseniz, muhalefet milletvekilleri buradan çıksın, 10 dakikada geçirin" dedi.
Altay'a yanıt veren Bakan Avcı, valilerin keyfi atamalarının olmayacağını, okul müdürlerini valilerin resen atayacağı konusunun doğru olmadığını belirtti.
CHP'li Altay, çocuğunun özel okulda okuduğu halde dershaneye gittiğini ifade ederek, "Gelin bu kavgayı başka alanlarda yapın. Tehdit olarak algılamayın ama İçtüzük'ten kaynaklı haklarımızı kullanacağız. Biz eşkıya değiliz, siz de derebeyi değilsiniz" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, tasarıyla il milli eğitim müdürlerinin görevlerin sona erecek olmasını eleştirerek, "İhtilal mı var, neden görevleri sona eriyor?" diye sordu.
Bu düzenlemenin neden yapıldığını sağır sultanın bile bildiğini ifade eden Serindağ, "Düne kadar kol kola yürüdüğünüz, iktidara ortak ettiğiniz, Başbakan Yardımcısını 'bir talimat ve emirleri var mı?' dediğiniz bir camia ile yollarınızı ayırıyorsunuz" dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, cemaat ile bir sorunlarının olmadığını ifade ederek, "Cumhuriyete, geleceğimize kasteden bir çete ile mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Tekrar söz alan CHP'li Baydar'ın sözleri komisyonda tartışmaya neden oldu.
Bakan Avcı'nın, tasarının seçimler sonrasında geleceğini söylemesine rağmen, seçim sonuçları için duyulan kaygı nedeniyle seçimden önce getirildiğini iddia eden Baydar, "Seçimden zaferle çıkacağınızı söylüyorsunuz, o zaman bu acele neden? Bugün yaşadıklarımız bir devrin kapandığının göstergesidir. Çocuğunu özel ders dahi aldırmayacak bir tane milletvekili çıksın, ben de destek vereceğim. Eğer alt komisyona göndermezseniz, aynı süreye tekabül edecek şekilde Anayasa ve İçtüzük'ten kaynaklanacak engellemeyi yapacağız" diye konuştu.
AK Parti'li milletvekilleri Baydar'ın bu sözlerini tepki gösterirken, AK Parti Bursa Milletvekili Bedrettin Yıldırım da "Tehditlere boyun eğmeyeceğiz" dedi.
Tasarının görüşmeleri sürüyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, MEB ve dershaneler ile ilgili tasarının neler getirdiğini anlattı. Avcı, "Özel dershaneler faaliyetlerini 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebilecek, bu dershaneler özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebilecek. Gerekli dönüşümü yapabilmeleri için bu kurumlara 2017-2018 eğitim-öğretim yılının bitimine kadar süre verilecek" açıklamasında bulundu. İşte ayrıntılar...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özel dershanelerin faaliyetlerini 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebileceğini, bu dershanelerin özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebileceğini söyledi.
Dershaneler ile ilgili düzenlemeleri de içeren tasarının görüşmelerine TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda başlandı.
Tasarıyı komisyona sunan Bakan Avcı, tasarıyla neyi amaçladıklarını, ne tür düzenlemeleri öngördüklerini anlattı. Avcı'nın verdiği bilgiye göre tasarı şu düzenlemeleri içeriyor:
- Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte sınav uygulanması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarını mahkeme kararı ile elde edenlerin, mahkeme kararlarının aleyhlerine kesinleşmesi halinde bu kişilere unvanlarının iptal edildiği tarihten önce yapılan ödemeler geri alınmayacak.
- Yurtdışına eğitim amacıyla gönderilecek öğrencilere, yurtdışında yaşayan vatandaşların eğitim ihtiyaçlarına ve yüksek öğretime ilişkin bakanlığa verilen görevleri yürütmek üzere, Yüksek Öğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü kurulacak.
- Ölçme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü ihdas edilerek, halen Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce görülen sınav hizmetleri ihtisaslaştırılacak.
- Müstakil hizmet birimi olan grup başkanlıkları daire başkanlığına dönüştürülecek.
- Yurtdışı teşkilatı kadrolarına sürekli görevle atanabilme şartları yeniden ele alınarak 652 sayılı KHK'ya eklenecek.
- Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler, okul ve kurum müdürlerinin görevlendirilmeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların geçici olarak bakanlıkta istihdam edilebilmeleri düzenlenecek.
- Talim ve Terbiye Kurulu, bakanlığın bilimsel danışma ve inceleme organı olarak düzenlenecek, kurulun eğitim politikaları konusundaki karar alma yetkileri, ilgili hizmet birimlerine devredilecek.
- Uzmanlaşma, etkinlik ve işbölümünün sağlanması amacıyla, il milli eğitim müdürlükleri bünyesindeki eğitim denetmenleri başkanlıkları, rehberlik ve denetim başkanlığının taşra birimlerine dönüştürülecek.
- Bakanlık denetçiler ile il eğitim denetmenleri, eğitim denetmeni unvanı altında birleştirilecek.
- Eğitim programlarının taslak ders kitapları ile diğer eğitim araç ve gerekçelerinin, bakanlıkça yapılan sınavların sorularının hazırlatılması veya inceletilmesi karşılığı ödenecek bedel ve telif ücretlerinin ders kitabı, eğitim araç ve gereci ile sınav sorularının hazırlanmasında görevlendirilenler ile bakanlıkça yapılan sınavlarda görev alanlara ödenecek ücretin, bakanlığa incelenmesi amacıyla sunulan taslak ders kitapları ile diğer ders araç ve gerekçeleri karşılığı tahsil edilerek döner sermaye hesabına yatırılacak bedel bakanlıkça tespit edilecek.
- Halen ÖSYM Başkanlığı'na sınav ücretleri konusunda verilen yetki kaldırılacak.
- Bakanlık merkez teşkilatında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve üyesi, müsteşar yardımcısı, genel müdür, strateji geliştirme başkanı, inşaat ve emlak grup başkanı ve grup başkanı kadrolarında bulunanlarla, taşra teşkilatında il müdürü kadrolarında bulunanların görevleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, hiç bir işleme gerek kalmaksızın sona erecek.
- Bunlardan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve üyesi, Müsteşar yardımcısı, genel müdür, strateji geliştirme başkanı kadrolarında bulunanlar, şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen bakanlık müşavirliği kadrolarına atanacak.
- Bakanlıkta grup başkanı ve il müdürü olarak görev yapmakta olanlar ile halen şahsa bağlı daire başkanı, şube müdürü ve il müdürü kadrolarında bulunanlar özlük hakları korunmak suretiyle, şahsa bağlı eğitim uzmanı kadrolarına atanacak. Bu şekilde eğitim uzmanı olarak atanacaklar, harcırah almaksızın okullarda öğretmen olarak görevlendirilecek.
- Yurtdışında bakanlığa bağlı olarak büyükelçilikler ve başkonsolusluklar bünyesinde faaliyet gösteren okulların hizmet binası yapımı, donatımı, kefalet ücreti ve kira giderleri ile bakanlıkça uygun görülen diğer ihtiyaçları, bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanacak.
- Yurt içi veya yurtdışında yerli veya yabancı kuruluşlar ya da başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ulusal veya uluslararası proje okullarına, bakan onayı proje okulu olarak seçilen kurumlara, belirli eğitim reformu ve programlarının uygulandığı kurumlara, bakan onayı ile doğrudan bakanlığa bağlanan kuramlara öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri doğrudan bakanlıkça yapılacak.
- Lisansüstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilecek öğrencilerin seçiminde, ALES yanında, sözlü sınav da yapılacak.
- Milli Eğitim Bakanlığı adına yurtdışına gönderilenlerden, doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerine yerine getirmek üzere yurda dönenler eğitim uzmanı kadrolarına atanacak.
- Lisans üstü eğitim amacıyla yurtdışına gönderilen kişilerin, yurtdışında eğitim amacıyla geçirdikleri süreler memuriyette geçmiş sayılarak derece ve kademe ilerleme hesabında dikkate alınacak.
- Özel dershaneler faaliyetleri 1 Eylül 2015 tarihine kadar sürdürebilecek, bu dershaneler özel okullara ve geçici olarak açık öğretim yapan liselere dönüşebilecek, gerekli dönüşümü yapabilmeleri için bu kurumlara 2017-2018 eğitim-öğretim yılının bitimine kadar süre verilecek.
- Öğrenci etüt eğitim merkezleri 12 yaş altındakilere yönelik olacak. Her ne ad altında olursa olsun, bütün eğitim ve öğretim hizmeti sunanlar bakanlığını denetimine tabi tutulacak.
- Hazine'ye ait taşınmaz mallar üzerinde dönüşüm programına dahil dershaneler lehine, bedelsiz olarak en fazla 25 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilebilecek. Mülkiyeti Hazine'ye ait olup, bakanlığa tahsis edilen taşınmazlar üzerindeki okul binaları kiraya verilecek.
- Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek teşvik tedbirlerinin yanısıra, bu kurumlarda çalışmakta olan öğretmenler bakanlıkta istihdam edilebilecek.
- Dönüşüm kapsamındaki kurumlarda ve diğer özel öğretim kurumlarında okuyan öğrenciler için eğitim-öğretim desteğinde bulunulacak.
Muhalefet alt komisyona gönderilmesini istedi
Usul hakkında söz alan CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinde hüsran beklediği için bu tasarıyı getirdiğini iddia etti. İlgili STK'ların bu tasarıya karşı çıktığını savunan Baydar, tasarının alt komisyona gönderilmesini ve orada gerekli katkıların verilmesini istedi.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Hükümetin, bazı gruplarla arasındaki çatışmalara karşılık vermek amacıyla bu tasarıyı getirdiğini ileri sürerek, tasarının alt komisyona havale edilmesini talep etti.
MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu, bakanlığın teşkilat kanununun eski bakan Ömer Dinçer zamanında değiştiğini ifade ederek, "Ne oldu da yeni bir teşkilat yasasına ihtiyaç hissedildi?" diye sordu.
AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, 30 Mart seçim sonrasına ilişkin hüsran korkularının olmadığını, tam tersine galibiyetle çıkacaklarını belirtti.
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, "(Benim yeteri kadar gücüm, yeteri kadar oyum var) zihniyetinin olmadığını göstermek için, bu tasarıyı alt komisyona sevkedin, orada muhalefet gerekli katkıları yapacaktır. Herşey burada tartışılmalı. Bu tartışmayı yapamıyorsak, size yönelik, 'seçimden önce cemaate gözdağı vermeyi hedefleyen bir yasayı geçirmek istediğiniz' gibi bir suçlama hakkımız olur" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Bakan Avcı'ya yönelik, "Siz çok babacan, işbirliğine açık, sevimli bir algınız var, en azından fiziki görünüşüz öyle. Ancak bunun böyle olmadığını 4+4+4 görüşmelerinde gördük. Eğer derdiniz, bir yerlerle hesaplaşmak ise sadece dershane konusunu getirseydiniz buraya, eğitim sistemini allak bullak eden bir değişiklik yapmasaydınız" sözlerini sarfetti.
Eğer tasarı alt komisyona gönderilmezse, alt komisyonda kaybedilecek zamandan daha çok zaman kaybettireceklerini belirten Altay, "İstanbul'da 3 bin kurum var. Buralara onar kişi başvursa 30 bin başvuru olacak. 30 bin başvuruyu İstanbul Valisi objektif kriterlere dayanarak belirleyecek derseniz, muhalefet milletvekilleri buradan çıksın, 10 dakikada geçirin" dedi.
Altay'a yanıt veren Bakan Avcı, valilerin keyfi atamalarının olmayacağını, okul müdürlerini valilerin resen atayacağı konusunun doğru olmadığını belirtti.
CHP'li Altay, çocuğunun özel okulda okuduğu halde dershaneye gittiğini ifade ederek, "Gelin bu kavgayı başka alanlarda yapın. Tehdit olarak algılamayın ama İçtüzük'ten kaynaklı haklarımızı kullanacağız. Biz eşkıya değiliz, siz de derebeyi değilsiniz" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, tasarıyla il milli eğitim müdürlerinin görevlerin sona erecek olmasını eleştirerek, "İhtilal mı var, neden görevleri sona eriyor?" diye sordu.
Bu düzenlemenin neden yapıldığını sağır sultanın bile bildiğini ifade eden Serindağ, "Düne kadar kol kola yürüdüğünüz, iktidara ortak ettiğiniz, Başbakan Yardımcısını 'bir talimat ve emirleri var mı?' dediğiniz bir camia ile yollarınızı ayırıyorsunuz" dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, cemaat ile bir sorunlarının olmadığını ifade ederek, "Cumhuriyete, geleceğimize kasteden bir çete ile mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Tekrar söz alan CHP'li Baydar'ın sözleri komisyonda tartışmaya neden oldu.
Bakan Avcı'nın, tasarının seçimler sonrasında geleceğini söylemesine rağmen, seçim sonuçları için duyulan kaygı nedeniyle seçimden önce getirildiğini iddia eden Baydar, "Seçimden zaferle çıkacağınızı söylüyorsunuz, o zaman bu acele neden? Bugün yaşadıklarımız bir devrin kapandığının göstergesidir. Çocuğunu özel ders dahi aldırmayacak bir tane milletvekili çıksın, ben de destek vereceğim. Eğer alt komisyona göndermezseniz, aynı süreye tekabül edecek şekilde Anayasa ve İçtüzük'ten kaynaklanacak engellemeyi yapacağız" diye konuştu.
AK Parti'li milletvekilleri Baydar'ın bu sözlerini tepki gösterirken, AK Parti Bursa Milletvekili Bedrettin Yıldırım da "Tehditlere boyun eğmeyeceğiz" dedi.
Tasarının görüşmeleri sürüyor.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Şubat 2014 18:29
Gösterim: 1714
Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine Mustafa Hilmi Çolakoğlu, atandı.
Başbakanlık, bazı bakanlıklar ve kurumlara ilişkin atama kararları Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine Mustafa Hilmi Çolakoğlu'nun atanması uygun bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine Mustafa Hilmi Çolakoğlu, atandı.
Başbakanlık, bazı bakanlıklar ve kurumlara ilişkin atama kararları Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine Mustafa Hilmi Çolakoğlu'nun atanması uygun bulundu.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Şubat 2014 09:05
Gösterim: 4310
Dershanelerin kapatılmasını öngören kanun tasarısı, Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Komisyon toplantısına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı geldiği sırada CHP’liler pankart açtı.
Bakan Avcı'ya pankartlı tepki
Dershanelerin kapatılması ve Milli Eğitim’deki bazı düzenlemeleri içeren tasarı komisyonda görüşülmeye başlandı.
Görüşmelere geçilmeden önce Komisyon Başkanı Naci Bostancı ve Bakan Nabi Avcı yerini aldı.
Bu sırada, CHP’li Nur Serter ve Mehmet Haberal, ‘Çocuğunu dershaneye göndermeyen milletvekili arıyorum’ yazılı pankart açtı.
Kameralar biraz görüntü aldıktan sonra komisyon üyeleri tasarıyı görüşmeye başladı.
Kaynak Hürriyet
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Dershanelerin kapatılmasını öngören kanun tasarısı, Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Komisyon toplantısına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı geldiği sırada CHP’liler pankart açtı.
Bakan Avcı'ya pankartlı tepki
Dershanelerin kapatılması ve Milli Eğitim’deki bazı düzenlemeleri içeren tasarı komisyonda görüşülmeye başlandı.
Görüşmelere geçilmeden önce Komisyon Başkanı Naci Bostancı ve Bakan Nabi Avcı yerini aldı.
Bu sırada, CHP’li Nur Serter ve Mehmet Haberal, ‘Çocuğunu dershaneye göndermeyen milletvekili arıyorum’ yazılı pankart açtı.
Kameralar biraz görüntü aldıktan sonra komisyon üyeleri tasarıyı görüşmeye başladı.
Kaynak Hürriyet
Son Güncelleme: Cuma, 21 Şubat 2014 16:42
Gösterim: 1700
ÖSYM, 6 Mayıs 2012'de yapılan adli yargı-avukat sınavına ilişkin medyada yer alan "şüpheli olarak şikayet edilen adaylar yerine başka isimlerin savcılığa bildirildiği" iddialarının kabul edilemez olduğunu belirtti.
ÖSYM'den, bazı medya organlarında yer alan 2012-Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı-1'e (2012-Adli Yargı-Avukat-1) ilişkin haberler üzerine yapılan açıklamada, 6 Mayıs'taki bu sınavın sonuçlarının ilgili kuruma iletilmesinden sonra ortaya atılan iddiaların, ÖSYM tarafından oluşturulan komisyonca son derece titiz ve detaylı incelendiği ifade edildi.
İnceleme komisyonunun çalışmaları süresince Adalet Bakanlığınca kazanan adayların mülakatının sürdürüldüğü ancak sonuçlarının açıklanmadığı ifade edilen açıklamada, ÖSYM Yönetim Kurulunun, hak ve adalet olgusundan asla taviz vermediği, hazırlanan rapora dayanarak bu sınavı iptal ettiği vurgulandı.
Ancak ÖSYM'nin iptal kararının yargıya taşındığı ve Ankara İdare Mahkemelerince bu işlem için yürütmeyi durdurma kararı verildiği belirtilen açıklamada, "ÖSYM için geçerli olmayan bu sınav sonuçları, mahkeme kararının yerine getirilmesini teminen geçerli kabul edilmek durumunda kalındı" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Diğer taraftan ayrı bir incelemede, 23 Ekim 2011'de yapılan Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı'na girip de başarısız olan, sonrasında iptal edilen 6 Mayıs 2012'deki sınava girip başarılı olan, ancak 13 Ekim 2012'de yapılan sınava da girip yine başarısız puanlar alan, durumu şüpheli 10 aday hakkında da suç duyurusunda bulunuldu.
Fakat bu başvurumuz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca görülen 6 Mayıs 2012'deki Avukatlar için Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı'na yönelik soruşturma dosyasıyla birleştirilmek suretiyle şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildi. Dolayısıyla medyada yer alan 'şüpheli olarak şikayet ettiği adaylar yerine, başka isimlerin savcılığa bildirildiği' iddiaları kabul edilemez."
Açıklamada, basında yer alan bu konulara ilişkin bilgilerin gerçek dışı olduğu bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM, 6 Mayıs 2012'de yapılan adli yargı-avukat sınavına ilişkin medyada yer alan "şüpheli olarak şikayet edilen adaylar yerine başka isimlerin savcılığa bildirildiği" iddialarının kabul edilemez olduğunu belirtti.
ÖSYM'den, bazı medya organlarında yer alan 2012-Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı-1'e (2012-Adli Yargı-Avukat-1) ilişkin haberler üzerine yapılan açıklamada, 6 Mayıs'taki bu sınavın sonuçlarının ilgili kuruma iletilmesinden sonra ortaya atılan iddiaların, ÖSYM tarafından oluşturulan komisyonca son derece titiz ve detaylı incelendiği ifade edildi.
İnceleme komisyonunun çalışmaları süresince Adalet Bakanlığınca kazanan adayların mülakatının sürdürüldüğü ancak sonuçlarının açıklanmadığı ifade edilen açıklamada, ÖSYM Yönetim Kurulunun, hak ve adalet olgusundan asla taviz vermediği, hazırlanan rapora dayanarak bu sınavı iptal ettiği vurgulandı.
Ancak ÖSYM'nin iptal kararının yargıya taşındığı ve Ankara İdare Mahkemelerince bu işlem için yürütmeyi durdurma kararı verildiği belirtilen açıklamada, "ÖSYM için geçerli olmayan bu sınav sonuçları, mahkeme kararının yerine getirilmesini teminen geçerli kabul edilmek durumunda kalındı" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Diğer taraftan ayrı bir incelemede, 23 Ekim 2011'de yapılan Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı'na girip de başarısız olan, sonrasında iptal edilen 6 Mayıs 2012'deki sınava girip başarılı olan, ancak 13 Ekim 2012'de yapılan sınava da girip yine başarısız puanlar alan, durumu şüpheli 10 aday hakkında da suç duyurusunda bulunuldu.
Fakat bu başvurumuz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca görülen 6 Mayıs 2012'deki Avukatlar için Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı'na yönelik soruşturma dosyasıyla birleştirilmek suretiyle şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildi. Dolayısıyla medyada yer alan 'şüpheli olarak şikayet ettiği adaylar yerine, başka isimlerin savcılığa bildirildiği' iddiaları kabul edilemez."
Açıklamada, basında yer alan bu konulara ilişkin bilgilerin gerçek dışı olduğu bildirildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 20 Şubat 2014 14:51
Gösterim: 1162