Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Eğitimle ilgili sorunlar üzerinde düşünen ve çalışan akademisyen ve sektör temsilcileri Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nda bir araya geliyor. Türkiye’de eğitimi her boyutuyla izleyecek bir çevre-topluluk yaratmak amacıyla yola çıkan platformun kurucu başkanlığını ise Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan yürütüyor. “Eğitim her yönüyle dinamik bir alan haline gelmektedir. Bu kendi haline bırakılmaması gereken bir durumdur. Bu nedenle eğitimin ciddi bir şekilde izlenmesi ve yorumlanması gerekir.” diyen Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nun öncelikli amacını; Türkiye’nin eğitim alanında yaşadığı hareketliliğin ve yaşayacağı gelişmelerin takip edilmesi için bir ortam yaratmak olarak ifade ediyor. Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nun eğitim ve öğretim alanındaki gelişmeleri anlamanın gerekli olduğu bilinciyle eğitime dair çalışmalar yapmayı hedeflediğinin altını çizen Erdoğan, yeni oluşumun planladığı çalışmaları şöyle sıralıyor:
Eğitimi belirli bir bilinç, kültür, birikim ve liyakat temelinde takip eden bir çevre-topluluk oluşturulacak.
• Türkiye’de ve dünyada yaşanan eğitim hareketleri araştırılacak, izlenecek ve değerlendirilecek.
• Eğitimin kuram ve uygulama çerçevesinde irdelenmesi sağlanacak.
• Eğitime dair yaşanan sorunlarla ilgili teşhisler, değerlendirmeler ve öneriler geliştirilecek.
• Eğitime ilişkin geleceğe dair öngörüler geliştirilecek.
• Eğitimle ilgili uygulamalar araştırılacak ve incelenecek.
• Eğitimle ilgili sürekliliği olan yayınlar hazırlanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitimle ilgili sorunlar üzerinde düşünen ve çalışan akademisyen ve sektör temsilcileri Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nda bir araya geliyor. Türkiye’de eğitimi her boyutuyla izleyecek bir çevre-topluluk yaratmak amacıyla yola çıkan platformun kurucu başkanlığını ise Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan yürütüyor. “Eğitim her yönüyle dinamik bir alan haline gelmektedir. Bu kendi haline bırakılmaması gereken bir durumdur. Bu nedenle eğitimin ciddi bir şekilde izlenmesi ve yorumlanması gerekir.” diyen Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nun öncelikli amacını; Türkiye’nin eğitim alanında yaşadığı hareketliliğin ve yaşayacağı gelişmelerin takip edilmesi için bir ortam yaratmak olarak ifade ediyor. Türkiye Yeni Eğitim Platformu’nun eğitim ve öğretim alanındaki gelişmeleri anlamanın gerekli olduğu bilinciyle eğitime dair çalışmalar yapmayı hedeflediğinin altını çizen Erdoğan, yeni oluşumun planladığı çalışmaları şöyle sıralıyor:
Eğitimi belirli bir bilinç, kültür, birikim ve liyakat temelinde takip eden bir çevre-topluluk oluşturulacak.
• Türkiye’de ve dünyada yaşanan eğitim hareketleri araştırılacak, izlenecek ve değerlendirilecek.
• Eğitimin kuram ve uygulama çerçevesinde irdelenmesi sağlanacak.
• Eğitime dair yaşanan sorunlarla ilgili teşhisler, değerlendirmeler ve öneriler geliştirilecek.
• Eğitime ilişkin geleceğe dair öngörüler geliştirilecek.
• Eğitimle ilgili uygulamalar araştırılacak ve incelenecek.
• Eğitimle ilgili sürekliliği olan yayınlar hazırlanacak.
Son Güncelleme: Pazar, 26 May 2013 17:29
Gösterim: 2302
Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamid'e onursal doktora unvanı verildi. Diplomayı alan hanedan mensubu Harun Osmanoğlu, 110 yıl sonra ilk defa aile büyüklerinden birisine doktora verildiğini belirterek "İnşallah diğer padişahlara da aynısı yapılır, bunların devamı gelir.” dedi.
Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamid'e onursal doktora unvanı verildi. Diplomayı hanedan mensubu Harun Osmanoğlu aldı.
Üniversitedeki Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu'nda düzenlenen törene, Karabük Vali Yardımcısı Abidin Ünsal, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları Genel Müdürü Fadıl Demirel, 2. Abdülhamid'in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ve ailesi ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Harun Osmanoğlu, törende yaptığı konuşmada herkese teşekkür ederek, ailece çok mutlu olduklarını söyledi.
110 yıl sonra ilk defa aile büyüklerinden birisine doktora verildiğini belirten Osmanoğlu, "İnşallah diğer padişahlara da aynısı yapılır, bunların devamı gelir. Öyle çok mutluyuz ki burada söyleyeceğimiz sözlerimiz boğazımıza düğümlenmiş durumda. Çok heyecanlıyız. Böyle bir olayın ilk defa Karabük Üniversitesinde yapılması bizi çok mutlu etti. Rektörümüze teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Rektör Uysal ise bugünün kendileri için tarihi bir gün olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Belki de yüzyılın vefasını gerçekleştiriyoruz. Karabük Üniversitesi olarak Türkiye’de ilk olan tarihi bir olaya daha imza atıyoruz. Karabük Üniversitesi kuruluşunun altıncı yılında altıncı fahri doktora unvanını veriyor. Ülkemizde de bir asır önce demiryoluna ne kadar ehemmiyet verildiği ve bugün mevcut olan hatların yaklaşık yarısının inşa edildiği göz önüne alınırsa, bu hatların inşasında çok büyük katkısı olan Sultan II. Abdülhamid’in nasıl bir hizmet şuuruna sahip bir devlet adamı olduğu ortaya çıkacaktır"
Konuşmaların ardından Uysal, Osmanoğlu'na 2. Abdülhamid'e verilen onursal doktora diplomasını takdim etti.
Tören sonunda Hicaz Demiryolu Fotoğraf Sergisi açıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamid'e onursal doktora unvanı verildi. Diplomayı alan hanedan mensubu Harun Osmanoğlu, 110 yıl sonra ilk defa aile büyüklerinden birisine doktora verildiğini belirterek "İnşallah diğer padişahlara da aynısı yapılır, bunların devamı gelir.” dedi.
Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamid'e onursal doktora unvanı verildi. Diplomayı hanedan mensubu Harun Osmanoğlu aldı.
Üniversitedeki Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu'nda düzenlenen törene, Karabük Vali Yardımcısı Abidin Ünsal, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları Genel Müdürü Fadıl Demirel, 2. Abdülhamid'in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ve ailesi ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Harun Osmanoğlu, törende yaptığı konuşmada herkese teşekkür ederek, ailece çok mutlu olduklarını söyledi.
110 yıl sonra ilk defa aile büyüklerinden birisine doktora verildiğini belirten Osmanoğlu, "İnşallah diğer padişahlara da aynısı yapılır, bunların devamı gelir. Öyle çok mutluyuz ki burada söyleyeceğimiz sözlerimiz boğazımıza düğümlenmiş durumda. Çok heyecanlıyız. Böyle bir olayın ilk defa Karabük Üniversitesinde yapılması bizi çok mutlu etti. Rektörümüze teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Rektör Uysal ise bugünün kendileri için tarihi bir gün olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Belki de yüzyılın vefasını gerçekleştiriyoruz. Karabük Üniversitesi olarak Türkiye’de ilk olan tarihi bir olaya daha imza atıyoruz. Karabük Üniversitesi kuruluşunun altıncı yılında altıncı fahri doktora unvanını veriyor. Ülkemizde de bir asır önce demiryoluna ne kadar ehemmiyet verildiği ve bugün mevcut olan hatların yaklaşık yarısının inşa edildiği göz önüne alınırsa, bu hatların inşasında çok büyük katkısı olan Sultan II. Abdülhamid’in nasıl bir hizmet şuuruna sahip bir devlet adamı olduğu ortaya çıkacaktır"
Konuşmaların ardından Uysal, Osmanoğlu'na 2. Abdülhamid'e verilen onursal doktora diplomasını takdim etti.
Tören sonunda Hicaz Demiryolu Fotoğraf Sergisi açıldı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 May 2013 22:13
Gösterim: 1294
8 Haziran'da yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) öncesi öğrenci ve velilerin izin beklentisine Bakan Avcı'dan olumsuz yanıt geldi.
Bakan Avcı, lise son sınıf öğrencilerine verilen LYS izninin SBS sınavı için söz konusu olmadığını bildirdi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile İstanbul Aydın Üniversitesi İşbirliğiyle düzenlenen Eğitimde İyi Örnekler Paylaşımı-İstanbul 2013 Konferansında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Avcı, ilkokulda sınıfta kalmanın geri geldiği iddialarına ilişkin soru üzerine, konunun yanlış anlaşıldığını söyledi.
Uygulamanın okula kayıt yaptırmayan öğrenciler için geçerli olacağını dile getiren Avcı, şöyle devam etti:
"Sınıfta kalma geri getirildi diye bir şey söz konusu değil. e-kayıt sistemine rağmen okullara kayıt yaptırmayan öğrenciler var. Hiç okula gelmeyen öğrenciler bunlar. Okula hiç gelmeyen öğrenciler, hangi sınıfta kaldılarsa oradan devam edecekler. Birinci sınıftan itibaren hiç okula gelmeyen öğrenci, beşinci sınıfta geliyor, 'ben bu sınıfta devam edeceğim' diyor. İşte karar, bu durumun önüne geçecek. Karar bunu kapsıyor. Diğer uygulamalarda bir değişiklik yok, aynen devam ediyor. Okula devam eden öğrenciler için kalma yine yok."
Avcı, engelli öğrencilerin sınıfta kalmayacağını ifade ederek, herkesin mazeretlerinin dikkate alınacağını kaydetti.
"Öğrencileri rapor düzmecesinden kurtardık"
Lise son sınıf öğrencilerine izin verilmesi konusuna da değinen Avcı, SBS sınavı için bu durumun söz konusu olmadığını bildirdi.
Avcı, kararın, üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik alındığını vurgulayarak, "Öğrencileri rapor düzmecesinden kurtardık" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
8 Haziran'da yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) öncesi öğrenci ve velilerin izin beklentisine Bakan Avcı'dan olumsuz yanıt geldi.
Bakan Avcı, lise son sınıf öğrencilerine verilen LYS izninin SBS sınavı için söz konusu olmadığını bildirdi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile İstanbul Aydın Üniversitesi İşbirliğiyle düzenlenen Eğitimde İyi Örnekler Paylaşımı-İstanbul 2013 Konferansında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Avcı, ilkokulda sınıfta kalmanın geri geldiği iddialarına ilişkin soru üzerine, konunun yanlış anlaşıldığını söyledi.
Uygulamanın okula kayıt yaptırmayan öğrenciler için geçerli olacağını dile getiren Avcı, şöyle devam etti:
"Sınıfta kalma geri getirildi diye bir şey söz konusu değil. e-kayıt sistemine rağmen okullara kayıt yaptırmayan öğrenciler var. Hiç okula gelmeyen öğrenciler bunlar. Okula hiç gelmeyen öğrenciler, hangi sınıfta kaldılarsa oradan devam edecekler. Birinci sınıftan itibaren hiç okula gelmeyen öğrenci, beşinci sınıfta geliyor, 'ben bu sınıfta devam edeceğim' diyor. İşte karar, bu durumun önüne geçecek. Karar bunu kapsıyor. Diğer uygulamalarda bir değişiklik yok, aynen devam ediyor. Okula devam eden öğrenciler için kalma yine yok."
Avcı, engelli öğrencilerin sınıfta kalmayacağını ifade ederek, herkesin mazeretlerinin dikkate alınacağını kaydetti.
"Öğrencileri rapor düzmecesinden kurtardık"
Lise son sınıf öğrencilerine izin verilmesi konusuna da değinen Avcı, SBS sınavı için bu durumun söz konusu olmadığını bildirdi.
Avcı, kararın, üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik alındığını vurgulayarak, "Öğrencileri rapor düzmecesinden kurtardık" dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 May 2013 14:13
Gösterim: 1949
CHP Grup Başkan Vekili İnce, seçmeli din dersinin, zorunlu din dersinden daha tehlikeli olduğunu belirtti.
ABD'nin başkenti Washington'daki temasları çerçevesinde Amerikan Atatürk Derneği'nde bir konuşma yapan CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İnce, AKP iyi olduğu için burada değil, bence biz kötü olduğumuz için onlar burada. Biz diyoruz ki, din eğitimi 12 yaşından sonra olmalıdır. Neden? Çünkü soyut düşünme 12 yaşından sonra başlar. Cennet, cehennem, ölüm, Allah, 4 yaşındaki çocuk bunu algılayamaz. Onlar, 'Hayır' diyorlar. 2 yaşında başlatacaklar neredeyse. Diyoruz ki, bak sen bunu erken yaşta başlatırsan bu empoze etmek olur. Aile çocuğuna din eğitimini empoze edebilir ama devlet bunu yapamaz. O zaman laik devlet olmaz. Laik devlet olabilmesi için din eğitiminin 11-12 yaşından sonra olması gerekiyor diyoruz" ifadelerini kullandı.
“Seçmeli din dersi, zorunlu din dersinden daha tehlikeli”
İnce, din eğitimi konusuna da değinerek, "Din dersiyle ilgili tartışma, zorunlu din dersinden daha tehlikelidir. Zorunlu din dersi derseniz hepiniz geleceksiniz, seçmeli olunca tek tek her birinizin tercihini öğrenmiş olacağım. Geçen hafta Başbakan Silikon Vadisi'ndeydi. Bakın şimdi, tablet almaktan bahsediyor. Yani ticaretten bahsediyor, tablet almak başka bir şey, Silikon Vadisi'nde tablet satılmıyor, orada bilgi üretiliyor, bilgi, orada bir araştırma var, orada bir bilginin üretimi var. O tablet almaktan bahsediyor" diye konuştu.
“Bunları ne kadar eğitirsen eğit, bunların cibilliyetinde cumhuriyet düşmanlığı var”
İnce, "Bunları ne kadar eğitirsen eğit, bunları okut, öğretmen yap, doktor yap, mühendis yap, bakan yap, cumhurbaşkanı yap, bunların cibilliyetinde cumhuriyet düşmanlığı vardır" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP Grup Başkan Vekili İnce, seçmeli din dersinin, zorunlu din dersinden daha tehlikeli olduğunu belirtti.
ABD'nin başkenti Washington'daki temasları çerçevesinde Amerikan Atatürk Derneği'nde bir konuşma yapan CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İnce, AKP iyi olduğu için burada değil, bence biz kötü olduğumuz için onlar burada. Biz diyoruz ki, din eğitimi 12 yaşından sonra olmalıdır. Neden? Çünkü soyut düşünme 12 yaşından sonra başlar. Cennet, cehennem, ölüm, Allah, 4 yaşındaki çocuk bunu algılayamaz. Onlar, 'Hayır' diyorlar. 2 yaşında başlatacaklar neredeyse. Diyoruz ki, bak sen bunu erken yaşta başlatırsan bu empoze etmek olur. Aile çocuğuna din eğitimini empoze edebilir ama devlet bunu yapamaz. O zaman laik devlet olmaz. Laik devlet olabilmesi için din eğitiminin 11-12 yaşından sonra olması gerekiyor diyoruz" ifadelerini kullandı.
“Seçmeli din dersi, zorunlu din dersinden daha tehlikeli”
İnce, din eğitimi konusuna da değinerek, "Din dersiyle ilgili tartışma, zorunlu din dersinden daha tehlikelidir. Zorunlu din dersi derseniz hepiniz geleceksiniz, seçmeli olunca tek tek her birinizin tercihini öğrenmiş olacağım. Geçen hafta Başbakan Silikon Vadisi'ndeydi. Bakın şimdi, tablet almaktan bahsediyor. Yani ticaretten bahsediyor, tablet almak başka bir şey, Silikon Vadisi'nde tablet satılmıyor, orada bilgi üretiliyor, bilgi, orada bir araştırma var, orada bir bilginin üretimi var. O tablet almaktan bahsediyor" diye konuştu.
“Bunları ne kadar eğitirsen eğit, bunların cibilliyetinde cumhuriyet düşmanlığı var”
İnce, "Bunları ne kadar eğitirsen eğit, bunları okut, öğretmen yap, doktor yap, mühendis yap, bakan yap, cumhurbaşkanı yap, bunların cibilliyetinde cumhuriyet düşmanlığı vardır" dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 May 2013 15:42
Gösterim: 2427
Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid’e fahri doktora unvanı verilmesini köşesine taşıdı. Hakan, “95 yıl önce ölmüş bir şahsa nasıl cübbe giydirecekler doğrusu meraktayım.” yorumunda bulundu.
Ahmet Hakan'ın yazısından;
Kıyak kafa
KARABÜK Üniversitesi, Hicaz Demiryolu’nu inşa ettirdiği için Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han’a “onursal doktora” verme kararı almış.
Karabük Üniversitesi Rektörü, İkinci Abdülhamid’e “Raylı Sistemler Mühendisliği” akademisyenlerinin ve öğrencilerinin teklifi ile doktora verme kararı aldıklarını açıklamış.
95 yıl önce ölmüş bir şahsa nasıl cübbe giydirecekler doğrusu meraktayım.
Bir de şunu merak ediyorum:
Raylı Sistemler Mühendisliği’nin hoca ve öğrencileri ayranı mı fazla kaçırdılar acaba?
Kafaları bu nedenle mi kıyak?
Eğer böyleyse 22.00 ile 06.00 arası bir yasaklama getirilmesi için ne bekleniyor?
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde Karabük Üniversitesi tarafından Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid’e fahri doktora unvanı verilmesini köşesine taşıdı. Hakan, “95 yıl önce ölmüş bir şahsa nasıl cübbe giydirecekler doğrusu meraktayım.” yorumunda bulundu.
Ahmet Hakan'ın yazısından;
Kıyak kafa
KARABÜK Üniversitesi, Hicaz Demiryolu’nu inşa ettirdiği için Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han’a “onursal doktora” verme kararı almış.
Karabük Üniversitesi Rektörü, İkinci Abdülhamid’e “Raylı Sistemler Mühendisliği” akademisyenlerinin ve öğrencilerinin teklifi ile doktora verme kararı aldıklarını açıklamış.
95 yıl önce ölmüş bir şahsa nasıl cübbe giydirecekler doğrusu meraktayım.
Bir de şunu merak ediyorum:
Raylı Sistemler Mühendisliği’nin hoca ve öğrencileri ayranı mı fazla kaçırdılar acaba?
Kafaları bu nedenle mi kıyak?
Eğer böyleyse 22.00 ile 06.00 arası bir yasaklama getirilmesi için ne bekleniyor?
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 May 2013 10:54
Gösterim: 1518