Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Gelecek hafta yapılması planlanan Fatih Projesi ihalesiyle 10 milyon 600 bin tablet üretilecek.

Başbakan Erdoğan, Washington'daki resmi temaslarının ardından geldiği San Francisco'da Silikon Vadisi'ni gezdi. İlk olarak Microsoft'u ziyaret eden Erdoğan, burada Microsoft CEO'su Steve Ballmer tarafından karşılandı. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın FATİH projesiyle ilgilenen Steve Ballmer, hazırladıkları eğitim yazılımları hakkında Erdoğan'a brifing verdi.

Gelecek hafta FATİH projesiyle ilgili bir ihale düzenleneceğini hatırlatan Erdoğan, "Bu ihale öncesinde Silikon Vadisi'ni görmek suretiyle bilişim teknolojisinde neler oluyor, yeni gelişmeler neler, bunları yerinde görelim istedik. Çünkü, bizim bu proje benzeri bir projeyi İstanbul'da gerçekleştirme hedefimiz var. Bu konuyla ilgili daha önce arkadaşlarımızı çalıştırdık. Şimdi de FATİH projesinde ilk hedef 10 milyon 600 bin tablet üretimi söz konusu. Üretimin ardından da 2-2,5 milyon tablet üretimi olacak" diye konuştu.

Bunun yanı sıra her sınıfa akıllı tahta yerleştirilmesi konusunda da çalışmaların devam ettiğine işaret eden Erdoğan, "Bütün bunların üretimi, gerek bu ihaleyi kazanacak ana yüklenici ve Türkiye'den buna ortak olabilecek firmalar, araştırma geliştirme noktasında Türkiye'deki genç dimağlarımızı, mühendislerimizi yetiştirmeyi hedefliyoruz. Silikon Vadisi'ni görmek suretiyle, aldığımız brifinglerle deneyimimizi, birikimimizi artırma fırsatı bulduk" dedi.

Erdoğan, "Gerek Microsoft, gerek Apple ve gerekse Google olsun, sürekli bilgiyi, uygulamayı geliştirmenin gayreti içindeler. Bu noktada adeta, insansız otomobili de üretme konumuna geldiler. Bütün bunlar, geleceğe yönelik hayalleri gerçeğe dönüştürmenin adımlarıdır. Bunları yerinde görme, tanıma fırsatı bulduğumuz için mutluyum" açıklamasında bulundu.

> 10 milyon 600 bin tablet için geri sayım başladı

Gelecek hafta yapılması planlanan Fatih Projesi ihalesiyle 10 milyon 600 bin tablet üretilecek.

Başbakan Erdoğan, Washington'daki resmi temaslarının ardından geldiği San Francisco'da Silikon Vadisi'ni gezdi. İlk olarak Microsoft'u ziyaret eden Erdoğan, burada Microsoft CEO'su Steve Ballmer tarafından karşılandı. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın FATİH projesiyle ilgilenen Steve Ballmer, hazırladıkları eğitim yazılımları hakkında Erdoğan'a brifing verdi.

Gelecek hafta FATİH projesiyle ilgili bir ihale düzenleneceğini hatırlatan Erdoğan, "Bu ihale öncesinde Silikon Vadisi'ni görmek suretiyle bilişim teknolojisinde neler oluyor, yeni gelişmeler neler, bunları yerinde görelim istedik. Çünkü, bizim bu proje benzeri bir projeyi İstanbul'da gerçekleştirme hedefimiz var. Bu konuyla ilgili daha önce arkadaşlarımızı çalıştırdık. Şimdi de FATİH projesinde ilk hedef 10 milyon 600 bin tablet üretimi söz konusu. Üretimin ardından da 2-2,5 milyon tablet üretimi olacak" diye konuştu.

Bunun yanı sıra her sınıfa akıllı tahta yerleştirilmesi konusunda da çalışmaların devam ettiğine işaret eden Erdoğan, "Bütün bunların üretimi, gerek bu ihaleyi kazanacak ana yüklenici ve Türkiye'den buna ortak olabilecek firmalar, araştırma geliştirme noktasında Türkiye'deki genç dimağlarımızı, mühendislerimizi yetiştirmeyi hedefliyoruz. Silikon Vadisi'ni görmek suretiyle, aldığımız brifinglerle deneyimimizi, birikimimizi artırma fırsatı bulduk" dedi.

Erdoğan, "Gerek Microsoft, gerek Apple ve gerekse Google olsun, sürekli bilgiyi, uygulamayı geliştirmenin gayreti içindeler. Bu noktada adeta, insansız otomobili de üretme konumuna geldiler. Bütün bunlar, geleceğe yönelik hayalleri gerçeğe dönüştürmenin adımlarıdır. Bunları yerinde görme, tanıma fırsatı bulduğumuz için mutluyum" açıklamasında bulundu.

Son Güncelleme: Pazar, 19 May 2013 13:52

Gösterim: 1442

20 yıldır dar gelirli öğretmenlere tatil fırsatı sunan Datça Öğretmenevi'nin, depreme dayanıksız bulunduğu gerekçesiyle yıkımına başlandı

Datça'da deniz kenarında, arazisi Muğla İl Özel İdaresine ait bin 500 metrekare alan üzerine kurulu 5 katlı öğretmenevi binasının 2009 yılında Pamukkale Üniversitesi tarafından yapılan incelemede, depreme dayanıksız olduğu belirlendi ve tahliyesine karar verildi.

İl Özel İdaresi ile Datça Belediyesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde binanın yıkımına belediye tarafından başlandı.

Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1989'ta yapılan, özellikle statik açıdan problemli binanın hiçbir üzüncü olaya sebep vermeden yıkılmasından sevinç duyduklarını söyledi.

Binayla ilgili "yıkılabilir" diye sürekli endişe içinde olduklarını ifade eden Tokcan, binanın yıkılma kararının çıkması konusunda çaba gösterenlere teşekkür etti.

Arazinin mülkiyetinin İl Özel İdaresinde olduğununa işaret eden Tokcan, boşalacak arazinin Datçalılar için en uygun şekilde değerlendirileceğine inandıklarını anlattı.

Datça Öğretmenevi'nin yaklaşık 20 yıl dar gelirli öğretmenlerin tatil yapmasına imkan sağladığını vurgulayan Tokcan, tesisin kış aylarında ise ilçenin konaklama ihtiyacını giderdiğini belirtti.

Öğretmenevinin yaz aylarında büyük doluluk oranlarıyla çalıştığına dikkati çeken Tokcan, tesisin Türkiye'deki en gözde öğretmevlerinin başında geldiğini söyledi.

Kaynak Haber7

> Öğretmenlerin gözdesi yıkılıyor

20 yıldır dar gelirli öğretmenlere tatil fırsatı sunan Datça Öğretmenevi'nin, depreme dayanıksız bulunduğu gerekçesiyle yıkımına başlandı

Datça'da deniz kenarında, arazisi Muğla İl Özel İdaresine ait bin 500 metrekare alan üzerine kurulu 5 katlı öğretmenevi binasının 2009 yılında Pamukkale Üniversitesi tarafından yapılan incelemede, depreme dayanıksız olduğu belirlendi ve tahliyesine karar verildi.

İl Özel İdaresi ile Datça Belediyesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde binanın yıkımına belediye tarafından başlandı.

Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1989'ta yapılan, özellikle statik açıdan problemli binanın hiçbir üzüncü olaya sebep vermeden yıkılmasından sevinç duyduklarını söyledi.

Binayla ilgili "yıkılabilir" diye sürekli endişe içinde olduklarını ifade eden Tokcan, binanın yıkılma kararının çıkması konusunda çaba gösterenlere teşekkür etti.

Arazinin mülkiyetinin İl Özel İdaresinde olduğununa işaret eden Tokcan, boşalacak arazinin Datçalılar için en uygun şekilde değerlendirileceğine inandıklarını anlattı.

Datça Öğretmenevi'nin yaklaşık 20 yıl dar gelirli öğretmenlerin tatil yapmasına imkan sağladığını vurgulayan Tokcan, tesisin kış aylarında ise ilçenin konaklama ihtiyacını giderdiğini belirtti.

Öğretmenevinin yaz aylarında büyük doluluk oranlarıyla çalıştığına dikkati çeken Tokcan, tesisin Türkiye'deki en gözde öğretmevlerinin başında geldiğini söyledi.

Kaynak Haber7

Son Güncelleme: Cumartesi, 18 May 2013 14:00

Gösterim: 1235

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen ihtiyacının 128 bin olduğunu, Ağustos’ta yapılacak atamalarda en az 100 bin öğretmenin atanmasını istediklerini belirtti.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan kadro sayısının 37 bin 706 olduğunu fakat Bakanlığın öğretmen ihtiyacının 128 bin olduğunu aradaki boşluğu da ücretli öğretmenle doldurduğunu ifade etti.

Bakanlığın, bu yıl yine öğretmen ihtiyacını karşılayamayacağını ve atama bekleyenlerin hayal kırıklığı yaşayacağını ileri süren Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın konuya ilişkin henüz bir açıklama yapmadığını, ülkede atama bekleyen 350 bin öğretmen bulunduğunu ve her yıl eğitim fakültelerinden 40-50 bin kişinin mezun olduğunu hatırlattı. İsmail Koncuk, "Haziranda mezun olacaklarla atama bekleyen öğretmen sayısı 400 bini bulacaktır. Öte yandan ülkemizin öğretmen ihtiyacı da çok fazladır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacını 128 bin olarak açıklamıştır. Bakanlık okulların öğretmen ihtiyacını ücretli öğretmenler eliyle gidermeye çalışmaktadır. Ülkemizde okullarda görev yapan ücretli öğretmen sayısı yaklaşık 60 bin’dir. Eğitimin kalitesini ve verimini düşüren, iş güvencesinden yoksun, girdiği ders başına ücret alan öğretmenlerle Türkiye'nin nasıl bir geleceği olabilir" dedi.

Şubat ayında atama yapılmaması nedeniyle öğretmenlerin ağustos ayındaki tek atamayı beklediğini belirten Koncuk, Avcı'nın bakanlığa ayrılan kadroyu kabul etmemesini ve ağustosta 100 bin öğretmen ataması için ikna turlarına çıkmasını istedi. Koncuk, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu noktada, öğretmenler de ağustosta ciddi bir atama yapılması konusundaki taleplerini, Başbakanlığa, Milli Eğitim ve Maliye bakanlıklarına telefon, faks, mektup yoluyla iletmelidir. Hükümet de seçim sürecine gireceğimizi göz önüne alarak, atama bekleyen öğretmenlerin taleplerine kulak vermelidir. Türk Eğitim-Sen olarak 100 binden daha az öğretmen atamasını kabul etmiyoruz ve bunun tüm sorumluluğunun hükümette olduğunu ilan ediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler bilmelidir ki öğretmenler sadaka değil, ülkenin öğretmen ihtiyacını giderecek kadar atama yapılmasını istemektedir."

> En az 100 bin öğretmen atanmalı

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen ihtiyacının 128 bin olduğunu, Ağustos’ta yapılacak atamalarda en az 100 bin öğretmenin atanmasını istediklerini belirtti.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan kadro sayısının 37 bin 706 olduğunu fakat Bakanlığın öğretmen ihtiyacının 128 bin olduğunu aradaki boşluğu da ücretli öğretmenle doldurduğunu ifade etti.

Bakanlığın, bu yıl yine öğretmen ihtiyacını karşılayamayacağını ve atama bekleyenlerin hayal kırıklığı yaşayacağını ileri süren Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın konuya ilişkin henüz bir açıklama yapmadığını, ülkede atama bekleyen 350 bin öğretmen bulunduğunu ve her yıl eğitim fakültelerinden 40-50 bin kişinin mezun olduğunu hatırlattı. İsmail Koncuk, "Haziranda mezun olacaklarla atama bekleyen öğretmen sayısı 400 bini bulacaktır. Öte yandan ülkemizin öğretmen ihtiyacı da çok fazladır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacını 128 bin olarak açıklamıştır. Bakanlık okulların öğretmen ihtiyacını ücretli öğretmenler eliyle gidermeye çalışmaktadır. Ülkemizde okullarda görev yapan ücretli öğretmen sayısı yaklaşık 60 bin’dir. Eğitimin kalitesini ve verimini düşüren, iş güvencesinden yoksun, girdiği ders başına ücret alan öğretmenlerle Türkiye'nin nasıl bir geleceği olabilir" dedi.

Şubat ayında atama yapılmaması nedeniyle öğretmenlerin ağustos ayındaki tek atamayı beklediğini belirten Koncuk, Avcı'nın bakanlığa ayrılan kadroyu kabul etmemesini ve ağustosta 100 bin öğretmen ataması için ikna turlarına çıkmasını istedi. Koncuk, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu noktada, öğretmenler de ağustosta ciddi bir atama yapılması konusundaki taleplerini, Başbakanlığa, Milli Eğitim ve Maliye bakanlıklarına telefon, faks, mektup yoluyla iletmelidir. Hükümet de seçim sürecine gireceğimizi göz önüne alarak, atama bekleyen öğretmenlerin taleplerine kulak vermelidir. Türk Eğitim-Sen olarak 100 binden daha az öğretmen atamasını kabul etmiyoruz ve bunun tüm sorumluluğunun hükümette olduğunu ilan ediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler bilmelidir ki öğretmenler sadaka değil, ülkenin öğretmen ihtiyacını giderecek kadar atama yapılmasını istemektedir."

Son Güncelleme: Pazar, 19 May 2013 21:13

Gösterim: 1789

Bahçeşehir Üniversitesi, ABD'nin başkenti Washington'daki yeni kampüs binasıyla Beyaz Saray'a komşu oldu. Açılış törenine katılan Egemen Bağış, “Bu okulda okuyan her öğrencinin Türkiye'nin adeta birer "büyükelçisi" olacağını” söyledi.

Beyaz Saray'ın hemen yanındaki bir binanın üç katını satın alan üniversitenin yeni kampüsü, düzenlenen törenle açıldı.

Dünyanın birçok farklı noktasına yerleşke ve kampüsler açan Bahçeşehir Üniversitesi'nin, ABD'deki ilk Türk üniversite kampüsü özelliğini taşıyan Washington'taki kampüsünün açılışı vesilesiyle tören düzenlendi.

Törene, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel, William and Harriet Fulbright Center'ın başkanı Harriet Fulbright'ın da aralarında olduğu çok sayıda seçkin davetli katıldı.

Bakan Bağış, törende yaptığı konuşmada, "Biz burada sadece Bahçeşehir Üniversitesi'nin, Türkiye'nin gözbebeği eğitim kurumlarından birinin bir kampüsünü açmakla kalmıyoruz, aslında Türkiye'nin yeni bir misyon binasını, Türkiye'nin Washington'daki yeni merkezlerinden bir tanesinin daha açılışını birlikte gerçekleştiriyoruz" dedi.

Bağış, binanın sadece Bahçeşehir Üniversitesi ile değil, buradaki farklı Türk kurumlarının, derneklerin, vakıfların ortak çalışacağı yepyeni bir Türk kültür merkezi haline geldiğini ifade etti.

"Her bir öğrenci adeta büyükelçi olacak"

Bu okulda okuyan her öğrencinin Türkiye'nin adeta birer "büyükelçisi" olacağını ifade eden Bağış, Türkiye'nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu, jeopolitik olarak çok farklı bir rol oynadığını, ABD de dahil olmak üzere global ölçekte artık çok daha tanınan ve itibar gören bir ülke haline geldiğini söyledi.

"Artık Türkiye çok farklı bir ligde oynuyor" diyen Bağış, Türkiye'nin artık yeniden kendi gücünün farkına varan ve kendi gücünü başkalarına fark ettiren bir ülke olduğunu, kazandığı farklı bir özgüvenle dünyanın artık her yerinde varlığını hissettirdiğini kaydetti. Bağış, Türkiye'nin geleceğin parlayan yıldızlarından biri olacağına değil, bugünün parlayan yıldızlarından biri olduğuna inandığını belirtti.

"Türkiye artık çantada keklik müttefik değil"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün ABD Başkanı Barack Obama ile çok kapsamlı ve uzun süren görüşmeler yaptığına ve Beyaz Saray'da çok sıcak bir şekilde ağırlandığına işaret eden Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ilişkide artık farklı bir noktaya geldiğimizi, Türkiye'nin hiçbir şekilde çantada keklik bir müttefik gibi değil, saygın, kendi bölgesindeki istikrarın merkezi, kendi bölgesine ilham kaynağı olan bir ülke olarak, küresel bir lideri ağırlamanın heyecanıyla başbakanımızı ağırladıklarına hep beraber şahitlik ettik. İşte öyle bir başbakanın ülkesinin farklı kurumlarının da kendini farklı temsil etmesi gerekir. İşte Bahçeşehir Üniversitesi'nin bu vizyonunu ben kutluyorum."

Bakan Bağış, "Bugün şu tabloya baktığımız zaman, Bahçeşehir Üniversitesi'nin artık dünyanın her yerinde olduğunu, ama bunun sadece Bahçeşehir meselesi olmadığını, bunu bir Türkiye'nin vizyon meselesi olduğunu hep beraber görüyoruz. Artık dünyanın neresinde bir uçağa binerseniz, elinde çantasıyla bir Türk işadamının farklı pazarlara farklı piyasalara gittiğine ve oralardaki imkanları değerlendirdiğine şahit olursunuz" diye konuştu.

"Geleceğin yüzyılını Türkiye'nin tercihleri belirleyecek"

ABD'nin eski başkanlarından Bill Clinton'ın Türkiye'yi ziyareti sırasındaki bir anısından da bahseden Bağış, "O seyahatte, Başkan Clinton TBMM'ye bizim gönlümüzü okşayan, hoşumuza giden ama inanmakta zorlandığımız bir cümle kurmuştu. İşte Başkan Clinton'ın vizyonu gerçekleşti. Çünkü o gün o konuşmasında Sayın Clinton, 'geleceğin yüzyılını Türkiye'nin tercihleri belirleyecek' demişti. Artık Türkiye'nin tercihleri gerçekten önümüzdeki yüzyılı belirlemeye başladı" dedi.

Dershaneden üniversiteye

TOBB Başkanı Rifat Hısarcıklıoğlu da böyle hayırlı bir hizmeti hayata geçirmesi ve vizyonundan dolayı üniversitenin mütevelli heyet başkanı Enver Yücel'i kutladı.

Hisarcıklıoğlu, "9 yıl önce dershanenin açılışını yapmıştık, bugün üniversitenin açılışını yapıyoruz. Bu müthiş bir vizyon işi. Kendisini kutluyorum. Müthiş bir hadise bu Türkiye açısından" dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel de 9 yıl önce Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları'nın Washington'daki dil okulunun açılışı sırasında Başbakan Erdoğan'ın, "İnşallah burayı üniversiteye dönüştürürsün" dediğini anlatarak, şimdi bunun gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Yücel, burasının Bahçeşehir Üniversitesi'nin Washington'daki bir merkezinden ibaret olmayacağını, Türkiye'deki bütün üniversitelerin, bütün işadamlarının, bütün akademisyenlerin, medyanın uğrak yeri olacağını ifade etti.

ABD Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Maureen McLoughlin, bugünkü açılışın, iki ülke arasında eğitim alanındaki birbirine bağlılığın vurgulanması açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. McLoughlin, dünya genelinde kaliteli eğitim ve kültürel alışverişin günümüz dünyasında daha da önemli hale geldiğini belirtti.

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de bir kısmını Türkçe yaptığı konuşmasında, bugünün kendisi için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, bu törene katılmaktan büyük onur duyduğunu, Türkiye ile ABD arasındaki kültür ilişkileri son derece önemli olduğunu kaydetti.

Konuşmaların ardından, Bakan Bağış'ın da katılımıyla, üniversite binasının önünde kurdele kesme töreni düzenlendi.

> Bahçeşehir Üniversitesi, Beyaz Saray'a komşu oldu

Bahçeşehir Üniversitesi, ABD'nin başkenti Washington'daki yeni kampüs binasıyla Beyaz Saray'a komşu oldu. Açılış törenine katılan Egemen Bağış, “Bu okulda okuyan her öğrencinin Türkiye'nin adeta birer "büyükelçisi" olacağını” söyledi.

Beyaz Saray'ın hemen yanındaki bir binanın üç katını satın alan üniversitenin yeni kampüsü, düzenlenen törenle açıldı.

Dünyanın birçok farklı noktasına yerleşke ve kampüsler açan Bahçeşehir Üniversitesi'nin, ABD'deki ilk Türk üniversite kampüsü özelliğini taşıyan Washington'taki kampüsünün açılışı vesilesiyle tören düzenlendi.

Törene, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel, William and Harriet Fulbright Center'ın başkanı Harriet Fulbright'ın da aralarında olduğu çok sayıda seçkin davetli katıldı.

Bakan Bağış, törende yaptığı konuşmada, "Biz burada sadece Bahçeşehir Üniversitesi'nin, Türkiye'nin gözbebeği eğitim kurumlarından birinin bir kampüsünü açmakla kalmıyoruz, aslında Türkiye'nin yeni bir misyon binasını, Türkiye'nin Washington'daki yeni merkezlerinden bir tanesinin daha açılışını birlikte gerçekleştiriyoruz" dedi.

Bağış, binanın sadece Bahçeşehir Üniversitesi ile değil, buradaki farklı Türk kurumlarının, derneklerin, vakıfların ortak çalışacağı yepyeni bir Türk kültür merkezi haline geldiğini ifade etti.

"Her bir öğrenci adeta büyükelçi olacak"

Bu okulda okuyan her öğrencinin Türkiye'nin adeta birer "büyükelçisi" olacağını ifade eden Bağış, Türkiye'nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu, jeopolitik olarak çok farklı bir rol oynadığını, ABD de dahil olmak üzere global ölçekte artık çok daha tanınan ve itibar gören bir ülke haline geldiğini söyledi.

"Artık Türkiye çok farklı bir ligde oynuyor" diyen Bağış, Türkiye'nin artık yeniden kendi gücünün farkına varan ve kendi gücünü başkalarına fark ettiren bir ülke olduğunu, kazandığı farklı bir özgüvenle dünyanın artık her yerinde varlığını hissettirdiğini kaydetti. Bağış, Türkiye'nin geleceğin parlayan yıldızlarından biri olacağına değil, bugünün parlayan yıldızlarından biri olduğuna inandığını belirtti.

"Türkiye artık çantada keklik müttefik değil"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün ABD Başkanı Barack Obama ile çok kapsamlı ve uzun süren görüşmeler yaptığına ve Beyaz Saray'da çok sıcak bir şekilde ağırlandığına işaret eden Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ilişkide artık farklı bir noktaya geldiğimizi, Türkiye'nin hiçbir şekilde çantada keklik bir müttefik gibi değil, saygın, kendi bölgesindeki istikrarın merkezi, kendi bölgesine ilham kaynağı olan bir ülke olarak, küresel bir lideri ağırlamanın heyecanıyla başbakanımızı ağırladıklarına hep beraber şahitlik ettik. İşte öyle bir başbakanın ülkesinin farklı kurumlarının da kendini farklı temsil etmesi gerekir. İşte Bahçeşehir Üniversitesi'nin bu vizyonunu ben kutluyorum."

Bakan Bağış, "Bugün şu tabloya baktığımız zaman, Bahçeşehir Üniversitesi'nin artık dünyanın her yerinde olduğunu, ama bunun sadece Bahçeşehir meselesi olmadığını, bunu bir Türkiye'nin vizyon meselesi olduğunu hep beraber görüyoruz. Artık dünyanın neresinde bir uçağa binerseniz, elinde çantasıyla bir Türk işadamının farklı pazarlara farklı piyasalara gittiğine ve oralardaki imkanları değerlendirdiğine şahit olursunuz" diye konuştu.

"Geleceğin yüzyılını Türkiye'nin tercihleri belirleyecek"

ABD'nin eski başkanlarından Bill Clinton'ın Türkiye'yi ziyareti sırasındaki bir anısından da bahseden Bağış, "O seyahatte, Başkan Clinton TBMM'ye bizim gönlümüzü okşayan, hoşumuza giden ama inanmakta zorlandığımız bir cümle kurmuştu. İşte Başkan Clinton'ın vizyonu gerçekleşti. Çünkü o gün o konuşmasında Sayın Clinton, 'geleceğin yüzyılını Türkiye'nin tercihleri belirleyecek' demişti. Artık Türkiye'nin tercihleri gerçekten önümüzdeki yüzyılı belirlemeye başladı" dedi.

Dershaneden üniversiteye

TOBB Başkanı Rifat Hısarcıklıoğlu da böyle hayırlı bir hizmeti hayata geçirmesi ve vizyonundan dolayı üniversitenin mütevelli heyet başkanı Enver Yücel'i kutladı.

Hisarcıklıoğlu, "9 yıl önce dershanenin açılışını yapmıştık, bugün üniversitenin açılışını yapıyoruz. Bu müthiş bir vizyon işi. Kendisini kutluyorum. Müthiş bir hadise bu Türkiye açısından" dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel de 9 yıl önce Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları'nın Washington'daki dil okulunun açılışı sırasında Başbakan Erdoğan'ın, "İnşallah burayı üniversiteye dönüştürürsün" dediğini anlatarak, şimdi bunun gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Yücel, burasının Bahçeşehir Üniversitesi'nin Washington'daki bir merkezinden ibaret olmayacağını, Türkiye'deki bütün üniversitelerin, bütün işadamlarının, bütün akademisyenlerin, medyanın uğrak yeri olacağını ifade etti.

ABD Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Maureen McLoughlin, bugünkü açılışın, iki ülke arasında eğitim alanındaki birbirine bağlılığın vurgulanması açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. McLoughlin, dünya genelinde kaliteli eğitim ve kültürel alışverişin günümüz dünyasında daha da önemli hale geldiğini belirtti.

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de bir kısmını Türkçe yaptığı konuşmasında, bugünün kendisi için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, bu törene katılmaktan büyük onur duyduğunu, Türkiye ile ABD arasındaki kültür ilişkileri son derece önemli olduğunu kaydetti.

Konuşmaların ardından, Bakan Bağış'ın da katılımıyla, üniversite binasının önünde kurdele kesme töreni düzenlendi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 18 May 2013 11:03

Gösterim: 2264

Yaptıkları robotlarla uluslararası başarılar kazanan İzmirli öğrenciler, Hollanda'da düzenlenecek RoboCup Dünya Robot Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil edecek. Yarışma, 25 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında Hollanda'da yapılacak.

Özel TAKEV Ortaokulu Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanı Musa Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yıldır düzenlenen şampiyonaya üç yıldır Türkiye'den de katılım olduğunu belirtti.

Okul olarak üç yıldır mücadele ettikleri şampiyonada "en iyi teknik sunum" ve dünya beşinciliği gibi çeşitli başarılar elde ettiklerini aktaran Gündüz, bu sonuçlar doğrultusunda 25 Haziran -1 Temmuz tarihleri arasında Hollanda'da yapılacak RoboCup Dünya Robot Şampiyonası'na davet edildiklerini söyledi.

Gündüz, ortaokul öğrencilerinden oluşan 19 kişilik iki ekibin, dans ve arama-kurtarma kategorilerinde yarışacağını ifade ederek, "Ortaokul kategorisinde yarışacak tek Türk takımı olarak şampiyonluğu hedefliyoruz" dedi. Dans kategorisinde robotun müzikle senkronize dans ve tiyatral gösteri sunarak rakiplerini geçmeye çalışacağını kaydeden Gündüz, arama-kurtarma kategorisinde ise robottan bir düzenek üzerinde ışık takibi yapması, karşılaştığı engelleri aşması, 25 derecelik eğime sahip rampayı geçmesi ve "kurban" denilen cismi kurtarılmış bölgeye taşıma görevini yapmasının beklendiğini kaydetti.

Günde en az 3 saat çalışıyorlar

Gündüz, öğretmenler olarak çocuklara ilk etapta parçaları tanıma, robot yapımına yönelik el becerisi geliştirme ve yaratıcı düşünme gibi eğitimler verdiklerini kaydederek, şöyle konuştu:

"Öğrencilerimizi daha sonra mekatronik alana yönlendiriyoruz. Motorlar, sensörler, robot beyinleri ile verilen görevleri becerebilecek şekilde robot tasarlamaya çalışıyorlar. Kullandıkları, elektrik devreleri çok olan robotlar değil. Malzemeleri kendi yaratıcılığıyla bir araya getirerek, bilgisayar üzerinden programlamasını yapıyor. Çocuklarımız şampiyonaya günde en az 3 saat çalışarak hazırlanıyor" diye konuştu.

Bu tür etkinliklerin akademik bilgilerin yanı sıra kişisel gelişime de fayda sağladığına dikkati çeken Gündüz, "Çocuklarımız grup içinde sorumluluk almayı öğreniyor. Bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşıyor ve özgüveni gelişiyor. Ayrıca uluslararası etkinliklerle de farklı kültürleri tanıyorlar" diye konuştu.

> Öğrenciler dünya şampiyonluğu için robot yarıştıracak

Yaptıkları robotlarla uluslararası başarılar kazanan İzmirli öğrenciler, Hollanda'da düzenlenecek RoboCup Dünya Robot Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil edecek. Yarışma, 25 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında Hollanda'da yapılacak.

Özel TAKEV Ortaokulu Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanı Musa Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yıldır düzenlenen şampiyonaya üç yıldır Türkiye'den de katılım olduğunu belirtti.

Okul olarak üç yıldır mücadele ettikleri şampiyonada "en iyi teknik sunum" ve dünya beşinciliği gibi çeşitli başarılar elde ettiklerini aktaran Gündüz, bu sonuçlar doğrultusunda 25 Haziran -1 Temmuz tarihleri arasında Hollanda'da yapılacak RoboCup Dünya Robot Şampiyonası'na davet edildiklerini söyledi.

Gündüz, ortaokul öğrencilerinden oluşan 19 kişilik iki ekibin, dans ve arama-kurtarma kategorilerinde yarışacağını ifade ederek, "Ortaokul kategorisinde yarışacak tek Türk takımı olarak şampiyonluğu hedefliyoruz" dedi. Dans kategorisinde robotun müzikle senkronize dans ve tiyatral gösteri sunarak rakiplerini geçmeye çalışacağını kaydeden Gündüz, arama-kurtarma kategorisinde ise robottan bir düzenek üzerinde ışık takibi yapması, karşılaştığı engelleri aşması, 25 derecelik eğime sahip rampayı geçmesi ve "kurban" denilen cismi kurtarılmış bölgeye taşıma görevini yapmasının beklendiğini kaydetti.

Günde en az 3 saat çalışıyorlar

Gündüz, öğretmenler olarak çocuklara ilk etapta parçaları tanıma, robot yapımına yönelik el becerisi geliştirme ve yaratıcı düşünme gibi eğitimler verdiklerini kaydederek, şöyle konuştu:

"Öğrencilerimizi daha sonra mekatronik alana yönlendiriyoruz. Motorlar, sensörler, robot beyinleri ile verilen görevleri becerebilecek şekilde robot tasarlamaya çalışıyorlar. Kullandıkları, elektrik devreleri çok olan robotlar değil. Malzemeleri kendi yaratıcılığıyla bir araya getirerek, bilgisayar üzerinden programlamasını yapıyor. Çocuklarımız şampiyonaya günde en az 3 saat çalışarak hazırlanıyor" diye konuştu.

Bu tür etkinliklerin akademik bilgilerin yanı sıra kişisel gelişime de fayda sağladığına dikkati çeken Gündüz, "Çocuklarımız grup içinde sorumluluk almayı öğreniyor. Bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşıyor ve özgüveni gelişiyor. Ayrıca uluslararası etkinliklerle de farklı kültürleri tanıyorlar" diye konuştu.

Son Güncelleme: Cuma, 17 May 2013 12:08

Gösterim: 1542


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.