Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sisteminin en çok tartışılan uygulaması olan “seçmeli derslerin tanıtım videolarının” 10 Eylül’den itibaren internet sitesine konulacağını açıkladı.

omer dincer bakanÖğrenci ve velilerin özgür iradesi ile seçim yapacağını anlatan Dinçer, “Okul yönetimleri, velileri yönlendirsin istemedik” dedi. Dinçer, 4+4+4 eğitim sisteminin en çok merak edilen ilköğretim ayağındaki uygulama ve birinci sınıflarla ilgili yaptıkları hazırlıkları Hürriyet’e şöyle anlattı:

“10 Eylül’den itibaren bakanlığın sitesine seçmeli derslerle ilgili videolar yüklenecek. Veliler, bu videolar aracılığı ile tüm seçmeli dersleri tanıyacaklar. Öğrenciler internet üzerinden seçmeli dersleri belirleyecekler. Bu yöntemi özellikle gündeme getirdik. Çünkü okulların inisiyatifine bırakılsaydı, belki müdürler veya öğretmenler velileri yönlendirip, etkileyebilirlerdi. Aileler kendileri karar versin istedik. MEB sitesi üzerinden tercih yapacaklar. Bu konuda çok rasyonel ve analitik davranıyoruz.”

Bu açıklamalara pek çok eğitimciden tepki geldi. Gelen tepkiler özetle şöyle;

"Bu açıklamada özellikle müdür ve öğretmenlerin velileri etkilemesi ele alınmış, bu etki olumsuz bir bakış açısı olarak gösterilmiş.

Farzedelim müdür ve öğretmenler velileri seçmeli dersler konusunda etkileyecek. Bu etki neden olumsuz gibi gösteriliyor?

Eğitimcinin görevi öğrenci ve velileri bilgilendirmek, yol göstermek değil mi?

> Dinçer'den eğitimcilere tepki

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sisteminin en çok tartışılan uygulaması olan “seçmeli derslerin tanıtım videolarının” 10 Eylül’den itibaren internet sitesine konulacağını açıkladı.

omer dincer bakanÖğrenci ve velilerin özgür iradesi ile seçim yapacağını anlatan Dinçer, “Okul yönetimleri, velileri yönlendirsin istemedik” dedi. Dinçer, 4+4+4 eğitim sisteminin en çok merak edilen ilköğretim ayağındaki uygulama ve birinci sınıflarla ilgili yaptıkları hazırlıkları Hürriyet’e şöyle anlattı:

“10 Eylül’den itibaren bakanlığın sitesine seçmeli derslerle ilgili videolar yüklenecek. Veliler, bu videolar aracılığı ile tüm seçmeli dersleri tanıyacaklar. Öğrenciler internet üzerinden seçmeli dersleri belirleyecekler. Bu yöntemi özellikle gündeme getirdik. Çünkü okulların inisiyatifine bırakılsaydı, belki müdürler veya öğretmenler velileri yönlendirip, etkileyebilirlerdi. Aileler kendileri karar versin istedik. MEB sitesi üzerinden tercih yapacaklar. Bu konuda çok rasyonel ve analitik davranıyoruz.”

Bu açıklamalara pek çok eğitimciden tepki geldi. Gelen tepkiler özetle şöyle;

"Bu açıklamada özellikle müdür ve öğretmenlerin velileri etkilemesi ele alınmış, bu etki olumsuz bir bakış açısı olarak gösterilmiş.

Farzedelim müdür ve öğretmenler velileri seçmeli dersler konusunda etkileyecek. Bu etki neden olumsuz gibi gösteriliyor?

Eğitimcinin görevi öğrenci ve velileri bilgilendirmek, yol göstermek değil mi?

Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ağustos 2012 09:30

Gösterim: 1715

Almanya’da 44 ilkokulda seçmeli İslam dersleri yeni eğitim döneminde zorunlu ders olarak okutulacak.

almanya secmeli islam dersiAlmanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki 44 ilkokulda, yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte Müslüman çocuklar için daha önce seçmeli olarak verilen İslam dersi sürekli ders haline getirildi.

KRV Eyaleti Okul ve Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İslam uzmanlarından oluşan bir konseyin içeriğini hazırladığı İslam dersleri için düzenli bir eğitim planının hazırlanmasının 2013 yılı yazında tümüyle tamamlanmasının planlandığı, 2019 yılına kadar da ders programı içeriğinin tümüyle Müslümanlar tarafından hazırlanacağı bir çözüm için çaba harcandığı belirtildi.

Başlangıçta 44 ilkokulda İslam dersi verecek 40 öğretmenin Münster ve Osnabrück üniversitelerinde eğitildiği ve yaklaşık 2 bin 500 Müslüman öğrenciye ders verileceği ifade edilen açıklamada, her yıl 130 İslam dersi öğretmeni arandığı ve son duyuruya 400'den fazla başvurunun olduğu kaydedildi.

KRV eyaletide düzenli eğitim müfredatında yapılan bu son değişiklikle İslam dini dersi, ailelerinin istediği doğrultusunda Müslüman öğrenciler için sürekli ders haline getirilmiş oldu.

Eyaletteki İslam dersi 1999-2000 sömestrinden bu yana seçmeli ders olarak veriliyor. Bu derslere geçen sömestr 143 okulda 10 binden fazla çocuğun katıldığı bildirildi.

(ntvmsnbc)

> Almanya’da İslam dersi sürekli hale getirildi

Almanya’da 44 ilkokulda seçmeli İslam dersleri yeni eğitim döneminde zorunlu ders olarak okutulacak.

almanya secmeli islam dersiAlmanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki 44 ilkokulda, yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte Müslüman çocuklar için daha önce seçmeli olarak verilen İslam dersi sürekli ders haline getirildi.

KRV Eyaleti Okul ve Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İslam uzmanlarından oluşan bir konseyin içeriğini hazırladığı İslam dersleri için düzenli bir eğitim planının hazırlanmasının 2013 yılı yazında tümüyle tamamlanmasının planlandığı, 2019 yılına kadar da ders programı içeriğinin tümüyle Müslümanlar tarafından hazırlanacağı bir çözüm için çaba harcandığı belirtildi.

Başlangıçta 44 ilkokulda İslam dersi verecek 40 öğretmenin Münster ve Osnabrück üniversitelerinde eğitildiği ve yaklaşık 2 bin 500 Müslüman öğrenciye ders verileceği ifade edilen açıklamada, her yıl 130 İslam dersi öğretmeni arandığı ve son duyuruya 400'den fazla başvurunun olduğu kaydedildi.

KRV eyaletide düzenli eğitim müfredatında yapılan bu son değişiklikle İslam dini dersi, ailelerinin istediği doğrultusunda Müslüman öğrenciler için sürekli ders haline getirilmiş oldu.

Eyaletteki İslam dersi 1999-2000 sömestrinden bu yana seçmeli ders olarak veriliyor. Bu derslere geçen sömestr 143 okulda 10 binden fazla çocuğun katıldığı bildirildi.

(ntvmsnbc)

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 15:36

Gösterim: 3207

ÖSYM, bugüne kadar hiç yaşanmamış bir olayı gerçekleştirdi.

ali demirÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in kayınpederi Abdurrahim Sağlam'ın hayatını yitirmesini bütün üniversitelerin mütevelli heyet üyeleri ile rektörlerine e mail aracılığıyla duyurdu.

Bir üniversitenin rektörü mesajı alınca şaşırdığını söyleyerek, şunları anlattı: "Bu mesajdan daha şaşıtıcı olan bir başka mesajı hatırladım. O da eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın oğlunun sünnet düğününün duyurulmasıydı. O zaman da hepimize sünnet düğünün yeri ve zamanın belirtildiği mesaj gelmişti. Gerekeni yapmış, hediyelerimizi yollamıştık. ÖSYM Başkanı'ın kayındereninin ölüm haberi gelince de 'Ne yapmamız isteniyor' dedim. Mesaj atsak yeterli olur herhalde" dedi.

Başsağlığı konusuyla gitti

"Başsağlığı" konu başlığıyla rektör ve mütevelli heyet üyelerine ulaşan e mail şöyle: "ÖSYM Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Demir'in kayınpederi vefat etmiştir, Allahtan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz. ÖSYM."

(milliyet)

> ÖSYM'den rektörlere şaşırtan e-mail

ÖSYM, bugüne kadar hiç yaşanmamış bir olayı gerçekleştirdi.

ali demirÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in kayınpederi Abdurrahim Sağlam'ın hayatını yitirmesini bütün üniversitelerin mütevelli heyet üyeleri ile rektörlerine e mail aracılığıyla duyurdu.

Bir üniversitenin rektörü mesajı alınca şaşırdığını söyleyerek, şunları anlattı: "Bu mesajdan daha şaşıtıcı olan bir başka mesajı hatırladım. O da eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın oğlunun sünnet düğününün duyurulmasıydı. O zaman da hepimize sünnet düğünün yeri ve zamanın belirtildiği mesaj gelmişti. Gerekeni yapmış, hediyelerimizi yollamıştık. ÖSYM Başkanı'ın kayındereninin ölüm haberi gelince de 'Ne yapmamız isteniyor' dedim. Mesaj atsak yeterli olur herhalde" dedi.

Başsağlığı konusuyla gitti

"Başsağlığı" konu başlığıyla rektör ve mütevelli heyet üyelerine ulaşan e mail şöyle: "ÖSYM Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Demir'in kayınpederi vefat etmiştir, Allahtan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz. ÖSYM."

(milliyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 11:57

Gösterim: 1780

47 yıllık Devlet Memurları Kanunu değişiyor. Düzenlemeye göre KPSS'den sonra memurlar bir süre ‘aday' statüsünde çalışacak sonra yeterlilik sınavına girecek.

kpss iptalÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 'kıdem tazminatı', 'intibak' ve 'taşeron işçilerle' ilgili düzenlemenin ardından, 'kamu personel reformu' için de düğmeye bastı. 47 yıllık Devlet Memur ları Kanunu'nda değişiklik yapmak için çalışma başlatan bakanlık, kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini gidermeyi, çalışan memurun ödüllendirilmesini, çalışmayan memurlara yaptırım uygulanmasını planlıyor. Reform kapsamında en büyük değişiklik ise Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS ) yaşanacak. Buna göre KPSS'den sonra ikinci bir sınav daha yapılacak.

Farklılıklar ortadan kalkacak

Reform çerçevesinde, kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları ile ilgili ön çalışma yapıldı. Çalışmada kamu görevlilerinin haklarının 5 ayrı kanun ile düzenlendiği belirlendi. Yine aynı çalışmada kamu görevlilerinin 50 çeşit ücret aldığı, aynı statüde olan ve aynı işi yapan personel arasında ciddi ücret farklılıkları olduğu saptandı. Örneğin, kadrolu mühendis ile sözleşmeli mühendis, kadrolu işçi ile sözleşmeli işçi arasında bin ile bin 500 lira arasında ücret farklılıkları olduğu tespit edildi. Ayrıca yine kamu görevlilerinin, izin, kıdem tazminatı, prim gibi bir çok sosyal hakkında da büyük uçurumlar olduğu saptandı. Kamu personel reformu ile tüm bu farklılıkların ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

Memurluğa giriş zorlaşıyor

KAMU personel reformu çerçevesinde yürütülen çalışmalar henüz taslak aşamasına dahi gelmedi. Ancak çalışmaların gelecek yıl içinde tamamlanarak, memur sendikaları ile masaya yatırılması amaçlanıyor. Bu çerçevede, memurlarla ilgili yapılması planlanan düzenlemelerin bazıları şöyle:

* Kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları tek bir kanunda toplanacak. Her meslek grubunun ayrı ayrı düzenlemesi olmayacak.

* Devlet memurluğundaki 'ömür boyu iş garantisi' anlayışına son verilecek. Kamu görevlileri için kısmen uygulanan, 'ödül ve prim' sistemi, sistematik yapıya dönüştürülecek. Ayrıca, çalışmayan memurlara da yaptırım uygulanmasının önü açılacak.

  • Memurluğa girmek zorlaşacak. KPSS'den yeterli puan alan memurlar belirli süre aday memur statüsünde çalıştırılacak. Adaylık süresinin ardından ise yeterlilik sınavına tabi tutulacak. Sınavı kazanan adaylar asıl memur olarak görevlendirilecek.

(takvim)

> KPSS'yi kazanan memura 2. sınav!

47 yıllık Devlet Memurları Kanunu değişiyor. Düzenlemeye göre KPSS'den sonra memurlar bir süre ‘aday' statüsünde çalışacak sonra yeterlilik sınavına girecek.

kpss iptalÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 'kıdem tazminatı', 'intibak' ve 'taşeron işçilerle' ilgili düzenlemenin ardından, 'kamu personel reformu' için de düğmeye bastı. 47 yıllık Devlet Memur ları Kanunu'nda değişiklik yapmak için çalışma başlatan bakanlık, kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini gidermeyi, çalışan memurun ödüllendirilmesini, çalışmayan memurlara yaptırım uygulanmasını planlıyor. Reform kapsamında en büyük değişiklik ise Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS ) yaşanacak. Buna göre KPSS'den sonra ikinci bir sınav daha yapılacak.

Farklılıklar ortadan kalkacak

Reform çerçevesinde, kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları ile ilgili ön çalışma yapıldı. Çalışmada kamu görevlilerinin haklarının 5 ayrı kanun ile düzenlendiği belirlendi. Yine aynı çalışmada kamu görevlilerinin 50 çeşit ücret aldığı, aynı statüde olan ve aynı işi yapan personel arasında ciddi ücret farklılıkları olduğu saptandı. Örneğin, kadrolu mühendis ile sözleşmeli mühendis, kadrolu işçi ile sözleşmeli işçi arasında bin ile bin 500 lira arasında ücret farklılıkları olduğu tespit edildi. Ayrıca yine kamu görevlilerinin, izin, kıdem tazminatı, prim gibi bir çok sosyal hakkında da büyük uçurumlar olduğu saptandı. Kamu personel reformu ile tüm bu farklılıkların ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

Memurluğa giriş zorlaşıyor

KAMU personel reformu çerçevesinde yürütülen çalışmalar henüz taslak aşamasına dahi gelmedi. Ancak çalışmaların gelecek yıl içinde tamamlanarak, memur sendikaları ile masaya yatırılması amaçlanıyor. Bu çerçevede, memurlarla ilgili yapılması planlanan düzenlemelerin bazıları şöyle:

* Kamu görevlilerinin özlük ve sosyal hakları tek bir kanunda toplanacak. Her meslek grubunun ayrı ayrı düzenlemesi olmayacak.

* Devlet memurluğundaki 'ömür boyu iş garantisi' anlayışına son verilecek. Kamu görevlileri için kısmen uygulanan, 'ödül ve prim' sistemi, sistematik yapıya dönüştürülecek. Ayrıca, çalışmayan memurlara da yaptırım uygulanmasının önü açılacak.

  • Memurluğa girmek zorlaşacak. KPSS'den yeterli puan alan memurlar belirli süre aday memur statüsünde çalıştırılacak. Adaylık süresinin ardından ise yeterlilik sınavına tabi tutulacak. Sınavı kazanan adaylar asıl memur olarak görevlendirilecek.

(takvim)

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 14:13

Gösterim: 3295

KPSS deneyimi az olan da umutsuz, çok olan da. Gelecekte ne yapacaklarını şu an düşünemiyorlar. Ufak tefek işlerden kazandıklarını KPSS’ye hazırlık için harcadılar ancak şu anda geleceklerine yönelik kaygılılar.

kpss siyah beyaz2012-KPSS'nin ardıdndan akıllarındaki tek şey şu: Bu haksızlığın önüne geçmek için ne yapabiliriz? Anadolu'da Erzurum'da da, Ankara gibi büyükşehirde yaşayan da var. Yaşları cinsiyetleri, eğitimleri farklı. Ortak özellikleri ise devlet memuru olmak için büyük umutlarla KPSS'ye girip sonunda hayal kırıklığı yaşamış olmaları. Hepsi de 2010'da toplu kopya iddialarıyla gündemden düşmeyen KPSS'ye girdi. Ancak, 2010 ilk KPSS deneyimleri değildi. Fakat o günden beri uykularını kaçıran, hayallerini ve umutlarını kaçıran bir sınav haline geldi KPSS. Şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sadece yargının bağımsızlığının devreye girerek, sorumluların ve suçluların cezalandırılmasını istiyorlar. Adaylar KPSS deneyimlerini Hürriyet'e enlattılar.

Kazandığımı KPSS’ye yatırdım

Erzurum’da 37 yaşında hâlâ ailesiyle yaşayan ve ücretli öğretmenlikten kazandığı 700-800 lirayı KPSS’ye hazırlık için harcayan Abdullah Kıyıcı, “Bir işimiz olmadığı için evlenemedik bile” diyerek yaşadıklarını anlattı: “2003’ten beri sınava giriyorum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği 2003 mezunuyum. Mezun olduğumdan beri Erzurum’da ücretli öğretmenlik yapıyorum. Resmi tatillerde ücret almıyoruz. Aylık 700-800 lira kazanıyorum. Bu parayı da KPSS’ye hazırlık için harcıyorum. Evim KPSS hazırlık kitaplarıyla doldu. Bir yıl dershaneye gittim ama ücretini hâlâ ödemeye çalışıyorum. Annem ve babamla yaşıyorum. Erzurum’da ek iş bulmak mümkün olmuyor. Başka bir şehre gidip çalışmak da zor çünkü kazandığımızı harcamak zorunda kalıyoruz. Üniversiteyi kazandığımda öğretmenlik daha popülerdi, iş garantisi var gibi görünüyordu. Ancak sonra yığılmalar oldu atanamadık bir şekilde. Son yıllarda da kopya iddiaları, soruların sızdırıldığı gündeme geldi. Öğretmenlikte 40 yaş sınırı var, bu kadar hazırlandıktan sonra vazgeçemem yine gireceğim sınava ama çok da umutlu değilim açıkçası. Yine aynı şeylerin yaşanacağını düşünüyorum.”

Yarını göremiyorum

28 yaşındaki Senem Selçuk ise, ilk olarak 2007’de girdi KPSS’ye. Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi mezunu. Ailesiyle birlikte yaşıyor. 2010 Kasım ayından beri 2012 KPSS’ye hazırlanıyor. Selçuk, KPSS’nin hayallerini ve umutlarını yıktığını belirterek şunları söyledi: “2007’den beri KPSS’ye giriyorum. İlk ciddi hazırlanma dönemim 2010 oldu. O yıl da kopya olayları yaşandı. Özel bir şirkette muhasebecilik yapıyordum işten ayrıldım ve 2010 Kasım ayından itibaren KPSS’ye hazırlanmak için dershaneye gittim. Bu sefer çok ciddi hazırlandım. Ancak yine aynı şeyle karşılaştık. Ailemle birlikte yaşıyorum Ankara’da. Elbette bana destek olmaya çalışıyor ama bu yaşta hâlâ aileye bağımlı olmak zaten son derece ağır bir durum. Şu anda yarınımı çok göremiyorum. Çok büyük bir hayal kırıklığı söz konusu. Tekrar bu sınava girmeye gücüm yok çünkü güvenmiyorum. 2014’te girip tekrar aynı şeyle karşılaşmak istemiyorum. Şu an için plan yapamıyorum işte asıl sorun burada.”

Milletin başına bela mı olduk

Pelin Çalık 25 yaşında. İlk defa 2010’da KPSS’ye girdi. Ancak, o günden beri kopya olayları, ‘soruların sızdırıldığı’ iddiaları gündemden düşmüyor. “Mezun olduğumdan beri annemin gözünün içine bakamıyorum” diyen Çalık’ın hikayesi ise şöyle: “2010 Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü mezunuyum. İlk defa 2010’da girdim sınava. Muhasebecilik ve ücretli öğretmenlik yapıyordum. Sırf bu sınava hazırlanmak için işten ayrıldım. Fakat aynı durumla karşılaştım. 2010’daki kopya iddiası çıktı, bu yıl da soruların sızdırıldığı. İlk gün sınavdan sonra soruları internette gördüğüm an çok kötü oldum. 2010’da sessiz kalmıştım ama bu sefer sessiz kalmamam gerektiğini düşündüm. Aşırı derecede kitap aldık, dershaneye gittik, denemelere katıldık maddi yükü çok oldu. Ama asıl önemli olan manevi olarak çok yıprandık. Ailenin beklentisi var, onları gerçekleştirememiş olmak da insanı yıpratıyor. 2010’da mezun olduğumdan beri annemin gözünün içine bakamıyorum. ‘Okuduk milletin başına bela mı olduk’ diye düşünüyorum. Çaresizlik içindeyim."

KPSS nedir?

Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) adıyla uygulanan sınav ilk kez 1999 yılında Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) olarak yapıldı. Devlet bütün kamu kurumlarına memur ve memur vasfındaki diğer personeli istihdam etmek için sınav düzenledi. KPSS’de ilk defa 2010’da büyük bir skandal patlak verdi ve toplu kopya iddiaları gündeme geldi. KPSS 2012’de ise 4 oturumda düzenlenen sınavın ilk gününde (7 Temmuz’da) akşam saatlerinde sorular internette yayınlandı ve ‘soruların sızdırıldığı’ iddia edildi.

(hürriyet)

> KPSS’zedelerin derdi büyük

KPSS deneyimi az olan da umutsuz, çok olan da. Gelecekte ne yapacaklarını şu an düşünemiyorlar. Ufak tefek işlerden kazandıklarını KPSS’ye hazırlık için harcadılar ancak şu anda geleceklerine yönelik kaygılılar.

kpss siyah beyaz2012-KPSS'nin ardıdndan akıllarındaki tek şey şu: Bu haksızlığın önüne geçmek için ne yapabiliriz? Anadolu'da Erzurum'da da, Ankara gibi büyükşehirde yaşayan da var. Yaşları cinsiyetleri, eğitimleri farklı. Ortak özellikleri ise devlet memuru olmak için büyük umutlarla KPSS'ye girip sonunda hayal kırıklığı yaşamış olmaları. Hepsi de 2010'da toplu kopya iddialarıyla gündemden düşmeyen KPSS'ye girdi. Ancak, 2010 ilk KPSS deneyimleri değildi. Fakat o günden beri uykularını kaçıran, hayallerini ve umutlarını kaçıran bir sınav haline geldi KPSS. Şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sadece yargının bağımsızlığının devreye girerek, sorumluların ve suçluların cezalandırılmasını istiyorlar. Adaylar KPSS deneyimlerini Hürriyet'e enlattılar.

Kazandığımı KPSS’ye yatırdım

Erzurum’da 37 yaşında hâlâ ailesiyle yaşayan ve ücretli öğretmenlikten kazandığı 700-800 lirayı KPSS’ye hazırlık için harcayan Abdullah Kıyıcı, “Bir işimiz olmadığı için evlenemedik bile” diyerek yaşadıklarını anlattı: “2003’ten beri sınava giriyorum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği 2003 mezunuyum. Mezun olduğumdan beri Erzurum’da ücretli öğretmenlik yapıyorum. Resmi tatillerde ücret almıyoruz. Aylık 700-800 lira kazanıyorum. Bu parayı da KPSS’ye hazırlık için harcıyorum. Evim KPSS hazırlık kitaplarıyla doldu. Bir yıl dershaneye gittim ama ücretini hâlâ ödemeye çalışıyorum. Annem ve babamla yaşıyorum. Erzurum’da ek iş bulmak mümkün olmuyor. Başka bir şehre gidip çalışmak da zor çünkü kazandığımızı harcamak zorunda kalıyoruz. Üniversiteyi kazandığımda öğretmenlik daha popülerdi, iş garantisi var gibi görünüyordu. Ancak sonra yığılmalar oldu atanamadık bir şekilde. Son yıllarda da kopya iddiaları, soruların sızdırıldığı gündeme geldi. Öğretmenlikte 40 yaş sınırı var, bu kadar hazırlandıktan sonra vazgeçemem yine gireceğim sınava ama çok da umutlu değilim açıkçası. Yine aynı şeylerin yaşanacağını düşünüyorum.”

Yarını göremiyorum

28 yaşındaki Senem Selçuk ise, ilk olarak 2007’de girdi KPSS’ye. Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi mezunu. Ailesiyle birlikte yaşıyor. 2010 Kasım ayından beri 2012 KPSS’ye hazırlanıyor. Selçuk, KPSS’nin hayallerini ve umutlarını yıktığını belirterek şunları söyledi: “2007’den beri KPSS’ye giriyorum. İlk ciddi hazırlanma dönemim 2010 oldu. O yıl da kopya olayları yaşandı. Özel bir şirkette muhasebecilik yapıyordum işten ayrıldım ve 2010 Kasım ayından itibaren KPSS’ye hazırlanmak için dershaneye gittim. Bu sefer çok ciddi hazırlandım. Ancak yine aynı şeyle karşılaştık. Ailemle birlikte yaşıyorum Ankara’da. Elbette bana destek olmaya çalışıyor ama bu yaşta hâlâ aileye bağımlı olmak zaten son derece ağır bir durum. Şu anda yarınımı çok göremiyorum. Çok büyük bir hayal kırıklığı söz konusu. Tekrar bu sınava girmeye gücüm yok çünkü güvenmiyorum. 2014’te girip tekrar aynı şeyle karşılaşmak istemiyorum. Şu an için plan yapamıyorum işte asıl sorun burada.”

Milletin başına bela mı olduk

Pelin Çalık 25 yaşında. İlk defa 2010’da KPSS’ye girdi. Ancak, o günden beri kopya olayları, ‘soruların sızdırıldığı’ iddiaları gündemden düşmüyor. “Mezun olduğumdan beri annemin gözünün içine bakamıyorum” diyen Çalık’ın hikayesi ise şöyle: “2010 Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü mezunuyum. İlk defa 2010’da girdim sınava. Muhasebecilik ve ücretli öğretmenlik yapıyordum. Sırf bu sınava hazırlanmak için işten ayrıldım. Fakat aynı durumla karşılaştım. 2010’daki kopya iddiası çıktı, bu yıl da soruların sızdırıldığı. İlk gün sınavdan sonra soruları internette gördüğüm an çok kötü oldum. 2010’da sessiz kalmıştım ama bu sefer sessiz kalmamam gerektiğini düşündüm. Aşırı derecede kitap aldık, dershaneye gittik, denemelere katıldık maddi yükü çok oldu. Ama asıl önemli olan manevi olarak çok yıprandık. Ailenin beklentisi var, onları gerçekleştirememiş olmak da insanı yıpratıyor. 2010’da mezun olduğumdan beri annemin gözünün içine bakamıyorum. ‘Okuduk milletin başına bela mı olduk’ diye düşünüyorum. Çaresizlik içindeyim."

KPSS nedir?

Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) adıyla uygulanan sınav ilk kez 1999 yılında Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) olarak yapıldı. Devlet bütün kamu kurumlarına memur ve memur vasfındaki diğer personeli istihdam etmek için sınav düzenledi. KPSS’de ilk defa 2010’da büyük bir skandal patlak verdi ve toplu kopya iddiaları gündeme geldi. KPSS 2012’de ise 4 oturumda düzenlenen sınavın ilk gününde (7 Temmuz’da) akşam saatlerinde sorular internette yayınlandı ve ‘soruların sızdırıldığı’ iddia edildi.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ağustos 2012 11:25

Gösterim: 1860


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.