Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
CHP’nin, hükümetin eğitim sisteminde getirdiği 4+4+4 sistemini protesto etmek için Tandoğan meydanında yaptığı mitinge yüz binlerce insan akın ediyor.
Yurdun dört bir yanından gelen binlerce kişi Tandoğan meydanında toplanıyor. CHP, mitinge CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, mitingin başlamasına saatler kala Ankara girişinde polislerin otobüsleri durdurduğunu ve uygulama yaptığını iddia etti. 'Engelleme' yapıldığını öne süren Tekin, ''Polisler tam da miting günü trafik polisleri olduğunu hatırladılar ve Ankara girişinde uygulama yapmaya başladılar. Yüzlerce otobüs bekliyor. Ben de bunu şiddetle protesto ediyorum ve şimdi İçişleri Bakanı'nı arayıp şikayet edeceğim'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP’nin, hükümetin eğitim sisteminde getirdiği 4+4+4 sistemini protesto etmek için Tandoğan meydanında yaptığı mitinge yüz binlerce insan akın ediyor.
Yurdun dört bir yanından gelen binlerce kişi Tandoğan meydanında toplanıyor. CHP, mitinge CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, mitingin başlamasına saatler kala Ankara girişinde polislerin otobüsleri durdurduğunu ve uygulama yaptığını iddia etti. 'Engelleme' yapıldığını öne süren Tekin, ''Polisler tam da miting günü trafik polisleri olduğunu hatırladılar ve Ankara girişinde uygulama yapmaya başladılar. Yüzlerce otobüs bekliyor. Ben de bunu şiddetle protesto ediyorum ve şimdi İçişleri Bakanı'nı arayıp şikayet edeceğim'' dedi.
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 12:52
Gösterim: 2652
''Türk Pasaportu'' belgeselinin New York prömiyeri New York Üniversitesi'nde yapıldı -Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel: Üniversite liderleri olarak, gençlerimize ırkçılığın, Antisemitizmin ve İslamofobinin olmadığı bir gelecek bırakabilmek için bu tür projelerin yanında olmalıyız.Filmin Yapımcısı Güneş Çelikcan: Film için ekip olarak 7 yıl çalıştık
Türk Pasaportu Belgeselinin, New York prömiyeri New York Üniversitesi'nde yapıldı.
New York Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesinin işbirliğiyle düzenlenen filmin gösterimine New York Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri dışında diplomatlar, akademisyenler, gazeteciler, Türk ve Yahudi toplumu temsilcileri katıldı.
Belgeselin New York Üniversitesi'nin Kimmel Center-Eisner&Lubin Salonu'nda gösteriminden önce konuşma yapan New York Üniversitesi Dekanı Mary Brabeck, Türk diplomatları tarafından Nazi soykırımından kurtulan Yahudiler'in hikayesinin daha önce beyaz perdede anlatılmadığını söyledi.
Bu hikayeyi anlatan ''Türk Pasaportu'' filminin geçen yıl gösterime girdiğini ve pek çok ödül aldığını belirten Brabeck, filmin öğrencilere ve insanlara umut aşıladığını da ifade etti. Brabeck New York Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi arasındaki işbirliği ve ortaklığın da devam ettiğini belirtti.
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel de konuşmasında, filmin ortaya çıkmasında büyük emeği olan Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi ve filmin yapımcısı Güneş Çelikcan ve New York Üniversitesi öğrencisi projenin direktörü Yael Habif'i tebrik ettiğini söyledi.
Filmde İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatlarının, Avrupa'da yaşayan Yahudiler'i kurtarmak için neler yaptıklarının anlatıldığını belirten Yücel, ''Özellikle Holokost inkarcılığının yükseldiği son yıllarda bu filmin herkesin ibretle izleyeceği bir belge niteliğinde olduğunu düşündüğünü'' vurguladı.
''Üniversite liderleri olarak, gençlerimize ırkçılığın, antisemitizmin ve İslamofobinin olmadığı bir gelecek bırakabilmek için bu tür projelerin yanında olmalıyız'' diyen Yücel, filmin projesine katkıda bulunmaktan da büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da konuşmasında, İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris Konsolosu olan ve Yahudiler'i kurtaran diplomatlardan Cevdet Dülger'in kızı Lale Dülger'in aralarında olmasından büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Filmin yapımcılarını tebrik eden Apakan, Türkler ve Yahudiler arasında tarihi bir dostluk bulunduğunu söyledi.
Filmin yapımcılarından Güneş Çelikcan da film için ekip olarak 7 yıl çalıştıklarını, yeni belgelere ulaştıklarını söyledi. Çelikcan geleceği yönlendirmede geçmişin hatalarından ders alınması gerektiğini de ifade etti.
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Yücel
Filmin gösteriminden önce düzenlenen resepsiyonda Türk gazetecilere konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi'nin hem bütün olarak hem de İletişim Fakültesi ve akademisyenleri olarak bu filmin projesine destek verdiklerini anlattı.
Bu filmin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada izlenmesi gerektiğini söyleyen Yücel, ''Çünkü geçmişteki o korkunç olaylara tanıklık eden ve o yılları yaşayan insanların ağzından Türklerin yapmış olduğu fedakarlığı anlatıyor, Yahudilerin kurtarılmasında önayak olan Türk diplomatlarının hikayesi bu'' diye konuştu.
Filmin daha önce ABD'de Harvard Üniversitesinde gösterildiğini, iki gün sonra da Yale Üniversitesi'nde izleneceğini kaydeden Yücel, bugün de Columbia Üniversitesi'nde ''Batı'ya Doğru Akan Nehir'' belgeselini göstereceklerini bildirdi.
Yücel, şöyle konuştu:
''Amacımız şu, barış içinde, birlik içinde, farklılıkları kabüllenen, farklılıkları zenginlik kabul eden bir anlayışın dünyada egemen olması. Medeniyetler çatışması değil, medeniyetler kaynaşması yoluyla dünyaya katkımızın olmasını istedik. New York'ta filmin bu gösterimi hem ülkemiz açısından çok önemli hem de insanlık açısından çok önemli. Çoğunluğu akademisyen olan 700'e yakın izleyici olacak ve onlara bu hikayeyi tanıtmış olacağız. Amacımız dünyada böyle bir vahşet bir daha yaşanmasın. Dünyada antisemitizmin ve İslamofobinin yaygınlaşmamasını, yeşermemesini arzu ediyoruz, medeniyetlerin çatışması olmasın istiyoruz. Biz bu gösterimi insanlık adına yapıyoruz, Türklere de bu yakışır.''
Yapımcı Çelikcan
Filmin yapımcılarından Güneş Çelikcan da gazetecilerin soruları üzerine, filmin projesinin aklına üniversite 2. sınıfta okurken geldiğini, yaklaşık 7 yıl süren bu proje için İsrail'de, Fransa'da, Almanya'da, ABD'de ve Türkiye'de araştırmalar yaptıklarını anlattı.
Cannes Film Festivali'nde geçen yıl gösterilen ve çeşitli ödüller alan Türk Pasaportu'nun, New York'ta Soho Uluslararası Film Festivali'ne seçilmesine de ayrıca sevindiklerini ve Nisan ayında bu festival çerçevesinde New York'ta gösterileceğini söyleyen Çelikcan, ''Filme bütün kesimlerden gelen tepkiler çok olumlu'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
''Türk Pasaportu'' belgeselinin New York prömiyeri New York Üniversitesi'nde yapıldı -Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel: Üniversite liderleri olarak, gençlerimize ırkçılığın, Antisemitizmin ve İslamofobinin olmadığı bir gelecek bırakabilmek için bu tür projelerin yanında olmalıyız.Filmin Yapımcısı Güneş Çelikcan: Film için ekip olarak 7 yıl çalıştık
Türk Pasaportu Belgeselinin, New York prömiyeri New York Üniversitesi'nde yapıldı.
New York Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesinin işbirliğiyle düzenlenen filmin gösterimine New York Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri dışında diplomatlar, akademisyenler, gazeteciler, Türk ve Yahudi toplumu temsilcileri katıldı.
Belgeselin New York Üniversitesi'nin Kimmel Center-Eisner&Lubin Salonu'nda gösteriminden önce konuşma yapan New York Üniversitesi Dekanı Mary Brabeck, Türk diplomatları tarafından Nazi soykırımından kurtulan Yahudiler'in hikayesinin daha önce beyaz perdede anlatılmadığını söyledi.
Bu hikayeyi anlatan ''Türk Pasaportu'' filminin geçen yıl gösterime girdiğini ve pek çok ödül aldığını belirten Brabeck, filmin öğrencilere ve insanlara umut aşıladığını da ifade etti. Brabeck New York Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi arasındaki işbirliği ve ortaklığın da devam ettiğini belirtti.
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel de konuşmasında, filmin ortaya çıkmasında büyük emeği olan Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi ve filmin yapımcısı Güneş Çelikcan ve New York Üniversitesi öğrencisi projenin direktörü Yael Habif'i tebrik ettiğini söyledi.
Filmde İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatlarının, Avrupa'da yaşayan Yahudiler'i kurtarmak için neler yaptıklarının anlatıldığını belirten Yücel, ''Özellikle Holokost inkarcılığının yükseldiği son yıllarda bu filmin herkesin ibretle izleyeceği bir belge niteliğinde olduğunu düşündüğünü'' vurguladı.
''Üniversite liderleri olarak, gençlerimize ırkçılığın, antisemitizmin ve İslamofobinin olmadığı bir gelecek bırakabilmek için bu tür projelerin yanında olmalıyız'' diyen Yücel, filmin projesine katkıda bulunmaktan da büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da konuşmasında, İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris Konsolosu olan ve Yahudiler'i kurtaran diplomatlardan Cevdet Dülger'in kızı Lale Dülger'in aralarında olmasından büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Filmin yapımcılarını tebrik eden Apakan, Türkler ve Yahudiler arasında tarihi bir dostluk bulunduğunu söyledi.
Filmin yapımcılarından Güneş Çelikcan da film için ekip olarak 7 yıl çalıştıklarını, yeni belgelere ulaştıklarını söyledi. Çelikcan geleceği yönlendirmede geçmişin hatalarından ders alınması gerektiğini de ifade etti.
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Yücel
Filmin gösteriminden önce düzenlenen resepsiyonda Türk gazetecilere konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi'nin hem bütün olarak hem de İletişim Fakültesi ve akademisyenleri olarak bu filmin projesine destek verdiklerini anlattı.
Bu filmin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada izlenmesi gerektiğini söyleyen Yücel, ''Çünkü geçmişteki o korkunç olaylara tanıklık eden ve o yılları yaşayan insanların ağzından Türklerin yapmış olduğu fedakarlığı anlatıyor, Yahudilerin kurtarılmasında önayak olan Türk diplomatlarının hikayesi bu'' diye konuştu.
Filmin daha önce ABD'de Harvard Üniversitesinde gösterildiğini, iki gün sonra da Yale Üniversitesi'nde izleneceğini kaydeden Yücel, bugün de Columbia Üniversitesi'nde ''Batı'ya Doğru Akan Nehir'' belgeselini göstereceklerini bildirdi.
Yücel, şöyle konuştu:
''Amacımız şu, barış içinde, birlik içinde, farklılıkları kabüllenen, farklılıkları zenginlik kabul eden bir anlayışın dünyada egemen olması. Medeniyetler çatışması değil, medeniyetler kaynaşması yoluyla dünyaya katkımızın olmasını istedik. New York'ta filmin bu gösterimi hem ülkemiz açısından çok önemli hem de insanlık açısından çok önemli. Çoğunluğu akademisyen olan 700'e yakın izleyici olacak ve onlara bu hikayeyi tanıtmış olacağız. Amacımız dünyada böyle bir vahşet bir daha yaşanmasın. Dünyada antisemitizmin ve İslamofobinin yaygınlaşmamasını, yeşermemesini arzu ediyoruz, medeniyetlerin çatışması olmasın istiyoruz. Biz bu gösterimi insanlık adına yapıyoruz, Türklere de bu yakışır.''
Yapımcı Çelikcan
Filmin yapımcılarından Güneş Çelikcan da gazetecilerin soruları üzerine, filmin projesinin aklına üniversite 2. sınıfta okurken geldiğini, yaklaşık 7 yıl süren bu proje için İsrail'de, Fransa'da, Almanya'da, ABD'de ve Türkiye'de araştırmalar yaptıklarını anlattı.
Cannes Film Festivali'nde geçen yıl gösterilen ve çeşitli ödüller alan Türk Pasaportu'nun, New York'ta Soho Uluslararası Film Festivali'ne seçilmesine de ayrıca sevindiklerini ve Nisan ayında bu festival çerçevesinde New York'ta gösterileceğini söyleyen Çelikcan, ''Filme bütün kesimlerden gelen tepkiler çok olumlu'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 12:47
Gösterim: 2681
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün TBMM Genel Kurulu'nda başlayacak olan 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili kanun teklifi görüşmelerinde AK Parti'yi uzlaşmaya, CHP'yi de soğukkanlı olmaya davet etti.
Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek olan 4+4+4 eğitim sistemi görüşmelerine değindi. Bahçeli, AK Parti'nin 'üç dördün toplamıyla formülleştirdiği' milli eğitim sisteminde değişiklik yapılması hakkında kanun teklinin görüşmelerine başlanacağını belirterek, bu konuda MHP milletvekillerinin gerekli çalışmaları yaparak, görüş ve eleştirilerini demokratik adap ve seviye sınırları içerisinde milletin bilgisine sunacaklarını söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti: "Dileğim AKP'nin inadından vazgeçerek uzlaşmaya yanaşması, ana muhalefet partisi CHP'nin sakin ve soğukkanlı bir şekilde demokrasinin ruhuna uygun hareket etmesidir. Milletimizin geleceğini fazlasıyla etkileme niteliğine haiz olan söz konusu kanun teklifinin aklıselimle ele alınması, duyarlılıkla harmanlanması ve diyalog kanallarını açık tutarak görüşülmesi millet iradesinin ve Meclisimizin saygınlığı bakımından elzemdir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün TBMM Genel Kurulu'nda başlayacak olan 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili kanun teklifi görüşmelerinde AK Parti'yi uzlaşmaya, CHP'yi de soğukkanlı olmaya davet etti.
Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek olan 4+4+4 eğitim sistemi görüşmelerine değindi. Bahçeli, AK Parti'nin 'üç dördün toplamıyla formülleştirdiği' milli eğitim sisteminde değişiklik yapılması hakkında kanun teklinin görüşmelerine başlanacağını belirterek, bu konuda MHP milletvekillerinin gerekli çalışmaları yaparak, görüş ve eleştirilerini demokratik adap ve seviye sınırları içerisinde milletin bilgisine sunacaklarını söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti: "Dileğim AKP'nin inadından vazgeçerek uzlaşmaya yanaşması, ana muhalefet partisi CHP'nin sakin ve soğukkanlı bir şekilde demokrasinin ruhuna uygun hareket etmesidir. Milletimizin geleceğini fazlasıyla etkileme niteliğine haiz olan söz konusu kanun teklifinin aklıselimle ele alınması, duyarlılıkla harmanlanması ve diyalog kanallarını açık tutarak görüşülmesi millet iradesinin ve Meclisimizin saygınlığı bakımından elzemdir."
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 12:29
Gösterim: 1890
Türkiye’nin eğitim gündeminin 50 sene önce de aynı konuları tartıştığını gösteren gazete manşeti üniversite sınavının kalkacağını söylüyor.
Son günlerde Türkiye'nin gündeminden düşmeyen eğitim tartışmaları ve bugün TBMM Genel Kurul’unda görüşülecek olan 4+4+4 eğitim yasa tasarısı ve buna bağlı olarak Türk eğitim sisteminde yapılacak köklü değişiklikler Türkiye gündeminin ana konusu oldu. Türkiye gündeminde şu an eğitim sistemi nasıl olmalı, dershaneler kalkmalı mı? Mesleki eğitim nasıl olmalı? Okula başlama yaşı, ilköğretim, liseler ve üniversite sınavlarına ilişkin birçok konu başlığı tartışılıyor. Türkiye gündeminin yıllar öncede aynı konuları tartıştığını ve üniversite sınavı lise müfredatı gibi konularında gazete manşetlerine çıktığını biliyor muydunuz fotoğraftaki gazete 1962 yılına ait Son Havadis Gazetesi’nden.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’nin eğitim gündeminin 50 sene önce de aynı konuları tartıştığını gösteren gazete manşeti üniversite sınavının kalkacağını söylüyor.
Son günlerde Türkiye'nin gündeminden düşmeyen eğitim tartışmaları ve bugün TBMM Genel Kurul’unda görüşülecek olan 4+4+4 eğitim yasa tasarısı ve buna bağlı olarak Türk eğitim sisteminde yapılacak köklü değişiklikler Türkiye gündeminin ana konusu oldu. Türkiye gündeminde şu an eğitim sistemi nasıl olmalı, dershaneler kalkmalı mı? Mesleki eğitim nasıl olmalı? Okula başlama yaşı, ilköğretim, liseler ve üniversite sınavlarına ilişkin birçok konu başlığı tartışılıyor. Türkiye gündeminin yıllar öncede aynı konuları tartıştığını ve üniversite sınavı lise müfredatı gibi konularında gazete manşetlerine çıktığını biliyor muydunuz fotoğraftaki gazete 1962 yılına ait Son Havadis Gazetesi’nden.
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 12:40
Gösterim: 4695
'Postmodern darbe' olarak tarihe geçen 28 Şubat sürecinde yüzlerce öğretmen meslekten ihraç edildi. 2006'da yapılan düzenlemeyle okula dönüşlerinin önü açılan öğretmenlerin mağduriyeti aradan geçen 15 yıla rağmen bitmedi. Şimdi de, meslekten ayrı kaldıkları yılların sigorta primini kendilerinin yatırması isteniyor.
20-30 bin lirayı bulan primi ödeyemeyen öğretmenler, emeklilik için 10 yıl fazla çalışmak zorunda kalacak. Eğitimciler, Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) mağdurları için tanınan hakların kendilerinden esirgenmemesini istiyor. 28 Şubat'ta kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı öne sürülerek 'disiplinsizlik' gerekçesiyle ihraç edilen imam-hatip lisesi öğretmeni Ayşe A. da bu isimler arasında yer alıyor. 2009'da mesleğe dönmeye hak kazanan Ayşe öğretmenden, okuldan ayrı kaldığı 10 yıl için 28 bin lira sigorta primi isteniyor. "Aldığım maaşla bu parayı ödemem mümkün değil." diyen Ayşe A., 10 yıl bekleyeceğini belirtiyor. 'Okulun düzenini bozmak ve ideolojik faaliyetlerde bulunmak' iddiasıyla soruşturma geçirip ihraç edilen Merve Y. ise istenen 20 bin lirayı yatırmış. "Elimde avucumda ne varsa harcadım. Primi ödediğim halde hâlâ emekliliğime sayılmadı." sözleriyle dert yanıyor. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, mağdur öğretmenlerin sigorta probleminin çözümü için yaptıkları başvuruların cevapsız kalmasından yakınıyor. Emekli Başsavcı Reşat Petek de mağduriyete devlet sebep olduğu için telafisini de yine devletin yapması gerektiğine dikkat çekiyor.
1989'da öğretmenliğe başlayan Ayşe A., 1997'de patlak veren 28 Şubat sürecinde kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle disiplinsizlik suçlamasıyla meslekten ihraç edilir. Yardıma muhtaç anne ve babasına bakmak için evde özel ders vererek geçimini sağlamaya çalışır. 2006'da 28 Şubat mağduru öğretmenlere mesleğe geri dönüş imkânı sağlayan düzenleme umut ışığı olur. Yaptığı başvurular sonucunda 2009'da öğretmenliğe dönmeye hak kazanır. Ancak bu kez de karşısına sigorta primi engeli çıkar. Öğretmenlikten ayrı kaldığı 10 yılın sigorta primi olarak 28 bin lira istenir.
28 Şubat'ın ardından ikinci şoku yaşayan Ayşe A., "Aldığım maaş ile istenilen parayı ödemem mümkün değil. Bu sebeple 10 yıl fazla çalışacağım ve geç emekli olacağım. 10 yılımı çaldılar. Bunları yaşamamıza sebep olanlar yargılansın ve bize özlük haklarımız iade edilsin." ifadelerini kullanıyor. Ayşe A., "Yaş mağdurlarına sağlanan iade-i itibar imkânı, 28 Şubat mağduru öğretmenlerden esirgenmemeli." talebinde bulunuyor. "Manevi değerlerimize sadık kaldığımız için bu durumla karşılaştık. Yaşadıklarımı unutmam mümkün değil." diyen Ayşe öğretmen, özlük haklarının iade edilmesiyle mağduriyetlerinin giderilebileceğini aktarıyor.
Postmodern darbe mağduru öğretmenlerden bir diğeri ise Merve Y., 'okulun düzenini bozmak ve ideolojik faaliyetlerde bulunmak' iddiasıyla hakkında soruşturma açılan Merve öğretmen 2 yıl açığa alındıktan sonra meslekten ihraç edilir. 6 yıl öğrencilerinden ayrı kalan Merve Y., 2007'de tekrar görevine başlar. Meslekten ayrı kaldığı sürenin emekliliğine sayılması için 20 bin TL'ye yakın ödeme yaptığını dile getiren Merve Y., "Elimde avucumda ne varsa sigorta primi için harcadım. Ödediğim halde meslekten ayrı kaldığım süre hâlâ emekliliğime sayılmadı." diyor.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, 28 Şubat mağduru öğretmenlerin sigorta probleminin çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı'na defalarca teklifte bulunduklarını ifade ediyor. Ancak sonuç alamadıklarını dile getiren Özer, YAŞ mağduru askerlerin sigorta probleminin çözüldüğünü anlatıyor. Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek de mağduriyete devlet neden olduğu için telafisini de yine devletin yapması gerektiğini vurguluyor.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
'Postmodern darbe' olarak tarihe geçen 28 Şubat sürecinde yüzlerce öğretmen meslekten ihraç edildi. 2006'da yapılan düzenlemeyle okula dönüşlerinin önü açılan öğretmenlerin mağduriyeti aradan geçen 15 yıla rağmen bitmedi. Şimdi de, meslekten ayrı kaldıkları yılların sigorta primini kendilerinin yatırması isteniyor.
20-30 bin lirayı bulan primi ödeyemeyen öğretmenler, emeklilik için 10 yıl fazla çalışmak zorunda kalacak. Eğitimciler, Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) mağdurları için tanınan hakların kendilerinden esirgenmemesini istiyor. 28 Şubat'ta kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı öne sürülerek 'disiplinsizlik' gerekçesiyle ihraç edilen imam-hatip lisesi öğretmeni Ayşe A. da bu isimler arasında yer alıyor. 2009'da mesleğe dönmeye hak kazanan Ayşe öğretmenden, okuldan ayrı kaldığı 10 yıl için 28 bin lira sigorta primi isteniyor. "Aldığım maaşla bu parayı ödemem mümkün değil." diyen Ayşe A., 10 yıl bekleyeceğini belirtiyor. 'Okulun düzenini bozmak ve ideolojik faaliyetlerde bulunmak' iddiasıyla soruşturma geçirip ihraç edilen Merve Y. ise istenen 20 bin lirayı yatırmış. "Elimde avucumda ne varsa harcadım. Primi ödediğim halde hâlâ emekliliğime sayılmadı." sözleriyle dert yanıyor. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, mağdur öğretmenlerin sigorta probleminin çözümü için yaptıkları başvuruların cevapsız kalmasından yakınıyor. Emekli Başsavcı Reşat Petek de mağduriyete devlet sebep olduğu için telafisini de yine devletin yapması gerektiğine dikkat çekiyor.
1989'da öğretmenliğe başlayan Ayşe A., 1997'de patlak veren 28 Şubat sürecinde kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle disiplinsizlik suçlamasıyla meslekten ihraç edilir. Yardıma muhtaç anne ve babasına bakmak için evde özel ders vererek geçimini sağlamaya çalışır. 2006'da 28 Şubat mağduru öğretmenlere mesleğe geri dönüş imkânı sağlayan düzenleme umut ışığı olur. Yaptığı başvurular sonucunda 2009'da öğretmenliğe dönmeye hak kazanır. Ancak bu kez de karşısına sigorta primi engeli çıkar. Öğretmenlikten ayrı kaldığı 10 yılın sigorta primi olarak 28 bin lira istenir.
28 Şubat'ın ardından ikinci şoku yaşayan Ayşe A., "Aldığım maaş ile istenilen parayı ödemem mümkün değil. Bu sebeple 10 yıl fazla çalışacağım ve geç emekli olacağım. 10 yılımı çaldılar. Bunları yaşamamıza sebep olanlar yargılansın ve bize özlük haklarımız iade edilsin." ifadelerini kullanıyor. Ayşe A., "Yaş mağdurlarına sağlanan iade-i itibar imkânı, 28 Şubat mağduru öğretmenlerden esirgenmemeli." talebinde bulunuyor. "Manevi değerlerimize sadık kaldığımız için bu durumla karşılaştık. Yaşadıklarımı unutmam mümkün değil." diyen Ayşe öğretmen, özlük haklarının iade edilmesiyle mağduriyetlerinin giderilebileceğini aktarıyor.
Postmodern darbe mağduru öğretmenlerden bir diğeri ise Merve Y., 'okulun düzenini bozmak ve ideolojik faaliyetlerde bulunmak' iddiasıyla hakkında soruşturma açılan Merve öğretmen 2 yıl açığa alındıktan sonra meslekten ihraç edilir. 6 yıl öğrencilerinden ayrı kalan Merve Y., 2007'de tekrar görevine başlar. Meslekten ayrı kaldığı sürenin emekliliğine sayılması için 20 bin TL'ye yakın ödeme yaptığını dile getiren Merve Y., "Elimde avucumda ne varsa sigorta primi için harcadım. Ödediğim halde meslekten ayrı kaldığım süre hâlâ emekliliğime sayılmadı." diyor.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, 28 Şubat mağduru öğretmenlerin sigorta probleminin çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı'na defalarca teklifte bulunduklarını ifade ediyor. Ancak sonuç alamadıklarını dile getiren Özer, YAŞ mağduru askerlerin sigorta probleminin çözüldüğünü anlatıyor. Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek de mağduriyete devlet neden olduğu için telafisini de yine devletin yapması gerektiğini vurguluyor.
(zaman)
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 12:06
Gösterim: 2709

