Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Eğitimde FATİH Projesi kapsamında 675 bin tablet bilgisiyar ihalesi için 5 firma teklifte bulunurken, 2 firma da teşekkür mektubu sundu.

FATİH Projesi kapsamında 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf, 125 bin klavye alımı için düzenlenen ihale, Milli Eğitim Bakanlığı YEĞİTEK Genel Müdürlüğü binasında başladı.

İhale Komisyonu Başkanı Özkan Günday, ihale öncesi yaptığı açıklamada, FATİH Projesi kapsamında yurt genelinde meslek liseleri haricinde kalan fen, anadolu, imam hatip liseleri ve genel liselerde etkileşimli tahta, yazıcı ve döküman kamera kurulumlarının tamamlandığını bildirdi.

Bu kapsamdaki 3 bin 362 okulda da bina içi kablolar ve alt yapı işlerinin şu anda geçiş kabul aşamasında olduğunu belirten Günday, tamamlanan okullarda mevcut 9. sınıf öğrenci ve öğretmenlere dağıtılmak üzere 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 klavye alımı ihalesinin şu anda açılışının yapıldığını söyledi.

Teklif veren firmalar

İhale için teklif zarfı sunan firmaların isimlerini paylaşan Günday, bu firmaların Datateknik Bilgisayar Sistemleri ve Ticaret Sanayi A.Ş ve Pasifik Grup Yayıncılık Bilişim Teknoloji Eğitim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ortak girişimi, Samsung Elektronik İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi, HP Teknoloji Çözümleri Limited Şirketi, Casper, Exper, Probil iş ortaklığı, Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş, Telpa Telekomünikasyon Ticaret A.Ş, C-5 Sanayi ve Ticaret A.Ş firmaları olduğu bilgisini paylaştı.

Günday'ın konuşmasının ardından ilk oturumda teklif zarflarının açılışı, basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

İlk aşamanın bitiminde basına bilgi veren Günday, 7 teklif zarfından, 2'sinin teşekkür, 5'inin ise teklif olduğunu söyledi.

Buna göre, Datateknik Bilgisayar Sistemleri ve Ticaret Sanayi A.Ş ve Pasifik Grup Yayıncılık Bilişim Teknoloji Eğitim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ortak girişimi 424 milyon 475 bin TL; Casper, Exper, Probil iş ortaklığı 577 milyon TL; Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş 303 milyon 700 bin TL; Telpa Telekomünikasyon A.Ş 483 milyon 550 bin TL; C-5 Sanayi ve Ticaret A.Ş 668 milyon 125 bin TL teklif sundu.

Samsung Elektronik İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi ile HP Teknoloji Çözümleri Limited Şirketi ise teşekkür mektubu verdi.

Katılımın bu kadar çok olmasının kendileri için sevindirici olduğunu ifade eden Günday, bunun son teklifler olmadığını, firmaların öğleden sonra son tekliflerini vereceklerini kaydetti.

> FATİH Projesi ihalesi için teklif veren firmalar açıklandı

Eğitimde FATİH Projesi kapsamında 675 bin tablet bilgisiyar ihalesi için 5 firma teklifte bulunurken, 2 firma da teşekkür mektubu sundu.

FATİH Projesi kapsamında 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf, 125 bin klavye alımı için düzenlenen ihale, Milli Eğitim Bakanlığı YEĞİTEK Genel Müdürlüğü binasında başladı.

İhale Komisyonu Başkanı Özkan Günday, ihale öncesi yaptığı açıklamada, FATİH Projesi kapsamında yurt genelinde meslek liseleri haricinde kalan fen, anadolu, imam hatip liseleri ve genel liselerde etkileşimli tahta, yazıcı ve döküman kamera kurulumlarının tamamlandığını bildirdi.

Bu kapsamdaki 3 bin 362 okulda da bina içi kablolar ve alt yapı işlerinin şu anda geçiş kabul aşamasında olduğunu belirten Günday, tamamlanan okullarda mevcut 9. sınıf öğrenci ve öğretmenlere dağıtılmak üzere 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 klavye alımı ihalesinin şu anda açılışının yapıldığını söyledi.

Teklif veren firmalar

İhale için teklif zarfı sunan firmaların isimlerini paylaşan Günday, bu firmaların Datateknik Bilgisayar Sistemleri ve Ticaret Sanayi A.Ş ve Pasifik Grup Yayıncılık Bilişim Teknoloji Eğitim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ortak girişimi, Samsung Elektronik İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi, HP Teknoloji Çözümleri Limited Şirketi, Casper, Exper, Probil iş ortaklığı, Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş, Telpa Telekomünikasyon Ticaret A.Ş, C-5 Sanayi ve Ticaret A.Ş firmaları olduğu bilgisini paylaştı.

Günday'ın konuşmasının ardından ilk oturumda teklif zarflarının açılışı, basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

İlk aşamanın bitiminde basına bilgi veren Günday, 7 teklif zarfından, 2'sinin teşekkür, 5'inin ise teklif olduğunu söyledi.

Buna göre, Datateknik Bilgisayar Sistemleri ve Ticaret Sanayi A.Ş ve Pasifik Grup Yayıncılık Bilişim Teknoloji Eğitim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ortak girişimi 424 milyon 475 bin TL; Casper, Exper, Probil iş ortaklığı 577 milyon TL; Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş 303 milyon 700 bin TL; Telpa Telekomünikasyon A.Ş 483 milyon 550 bin TL; C-5 Sanayi ve Ticaret A.Ş 668 milyon 125 bin TL teklif sundu.

Samsung Elektronik İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi ile HP Teknoloji Çözümleri Limited Şirketi ise teşekkür mektubu verdi.

Katılımın bu kadar çok olmasının kendileri için sevindirici olduğunu ifade eden Günday, bunun son teklifler olmadığını, firmaların öğleden sonra son tekliflerini vereceklerini kaydetti.

Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Kasım 2013 12:42

Gösterim: 1590

Bilimsel çalışma, ABD'de yeni geliştirilen matematik öğretim sisteminin akademik başarıyı artırdığını gösterdi

Matematik öğretiminde devrim sayılacak gelişmeABD'nin Florida eyaletinde ilkokul öğrencileri için geliştirilen yeni bir matematik öğretim sisteminin, öğrencilerin akademik başarılarını belirgin ölçüde artırdığı saptandı.

Matematik Biçimsel Değerlendirme Sistemi (MBDS) adlı yeni sistem, öğrencinin matematik problemine ilişkin çözüm stratejisini açıklamasının istenmesinin ardından öğretmen tarafından kavrayışındaki eksikliklere göre yönlendirilmesi prensibine dayanıyor. Öğretmenin kavrayışı hakkında sürekli değerlendirmelerde bulunarak öğrenciyi belirli öğretim hedefleri doğrultusunda bilgilendirmesi, biçimsel değerlendirme olarak tanımlanıyor.  

Florida Eyalet Üniversitesi araştırmacıları tarafından bir yıl boyunca 5 bin anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencisi üzerinde yapılan bilimsel çalışma, biçimsel değerlendirmeye dayanan yeni sistemin, öğrencilerin ileriki yıllardaki matematik ve fen derslerindeki başarısı için esas teşkil eden temel matematik kavramları üzerindeki hakimiyetini artırdığını ortaya koydu.

Araştırma, öğrencilerin akademik başarısını geleneksel yöntemlere göre belirgin bir şekilde artırdığı gözlenen yeni sistemin ayrıca üçüncü sınıftan itibaren cinsiyete bağlı olarak öğrencilerin matematik başarıları üzerinde ortaya çıktığı belirlenen farkı da ortadan kaldırdığını gösterdi.

Florida'daki 31 okul ve 301 öğretmenin işbirliğiyle yapılan saha araştırması, MBDS ve geleneksel sistemi uygulayan rastgele seçilmiş biri şehirde, biri banliyöde ve biri de kırsal kesimde yeralan 3 bölgede bulunan okullarda yapıldı. Florida Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik Araştırma Merkezi'den araştırmacılar tarafından geliştirilen yeni sistem hakkındaki araştırma Florida Eyalet Üniversitesi'nden Doçent. Dr. Laura Lang başkanlığındaki bilim adamları tarafından yapıldı. Söz konusu bilimsel araştırma, Florida Eyalet Üniversitesinin internet sitesinde dün yayınlandı.

Lang, araştırmaya ilişkin yazısında, sınıflarda  geçen 4 yıl içinde yaptıkları incelemelerde, öğretmenlerin günlük öğretim planlamasında genellikle büyük oranda matematik ders kitaplarına dayalı olarak hareket ettiklerini ve sık sık sadece verdikleri yanıtların doğru olduğu durumlarda öğrencilerine geri bildirimde bulunduklarını gözlemlediklerini belirtti. Yeni sistemi uygulayan öğretmenlerinse öğrencilerine kendilerine yöneltilen matematik sorularını ne şekilde çözdüklerini ve bu çözümün niçin doğru olduğunun düşündüklerini de sorduklarını kaydeden Lang, "Bunun sonucu olarak öğretmenler yanlış algılalamaları tanımlamada, öğrencinin kavrayışındaki boşlukları belirlemede ve yapacakları yönlendirmeleri buna göre ayarlamada daha donanımlı hale geliyor" dedi.

Yapılan bilimsel çalışmaların erkek öğrencilerin ilkokul 3. sınıftan itibaren matematik derslerinde kız öğrencilere göre daha başarılı olduğunu gösterdiğini kaydeden Lang, yeni sistemin ise bu farkı kapatma potansiyeli taşıdığını belirtti.

İlkokul 2. ve 3. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir piltot çalışma yeni sistemi uygulayan 3. sınıf kız ve erkek öğrencileri arasında matematik derslerindeki başarı seviyelerinde  belirgin istatistiki fark bulunmadığını ortaya koydu. 

Florida Eyaleti Eğitim Kurumu'nun açtığı "Race to the Top" adlı yarışmayı kazanarak araştırmacılarına 2,9 milyon dolarlık fon kazandıran sistem, Florida eyaletinin de aralarından bulunduğu ABD eyaletlerinde kabul edilen Ortak Temel Eyalet Standartlarını uygun olarak geliştirildi.

> Matematik öğretiminde devrim sayılacak gelişme

Bilimsel çalışma, ABD'de yeni geliştirilen matematik öğretim sisteminin akademik başarıyı artırdığını gösterdi

Matematik öğretiminde devrim sayılacak gelişmeABD'nin Florida eyaletinde ilkokul öğrencileri için geliştirilen yeni bir matematik öğretim sisteminin, öğrencilerin akademik başarılarını belirgin ölçüde artırdığı saptandı.

Matematik Biçimsel Değerlendirme Sistemi (MBDS) adlı yeni sistem, öğrencinin matematik problemine ilişkin çözüm stratejisini açıklamasının istenmesinin ardından öğretmen tarafından kavrayışındaki eksikliklere göre yönlendirilmesi prensibine dayanıyor. Öğretmenin kavrayışı hakkında sürekli değerlendirmelerde bulunarak öğrenciyi belirli öğretim hedefleri doğrultusunda bilgilendirmesi, biçimsel değerlendirme olarak tanımlanıyor.  

Florida Eyalet Üniversitesi araştırmacıları tarafından bir yıl boyunca 5 bin anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencisi üzerinde yapılan bilimsel çalışma, biçimsel değerlendirmeye dayanan yeni sistemin, öğrencilerin ileriki yıllardaki matematik ve fen derslerindeki başarısı için esas teşkil eden temel matematik kavramları üzerindeki hakimiyetini artırdığını ortaya koydu.

Araştırma, öğrencilerin akademik başarısını geleneksel yöntemlere göre belirgin bir şekilde artırdığı gözlenen yeni sistemin ayrıca üçüncü sınıftan itibaren cinsiyete bağlı olarak öğrencilerin matematik başarıları üzerinde ortaya çıktığı belirlenen farkı da ortadan kaldırdığını gösterdi.

Florida'daki 31 okul ve 301 öğretmenin işbirliğiyle yapılan saha araştırması, MBDS ve geleneksel sistemi uygulayan rastgele seçilmiş biri şehirde, biri banliyöde ve biri de kırsal kesimde yeralan 3 bölgede bulunan okullarda yapıldı. Florida Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik Araştırma Merkezi'den araştırmacılar tarafından geliştirilen yeni sistem hakkındaki araştırma Florida Eyalet Üniversitesi'nden Doçent. Dr. Laura Lang başkanlığındaki bilim adamları tarafından yapıldı. Söz konusu bilimsel araştırma, Florida Eyalet Üniversitesinin internet sitesinde dün yayınlandı.

Lang, araştırmaya ilişkin yazısında, sınıflarda  geçen 4 yıl içinde yaptıkları incelemelerde, öğretmenlerin günlük öğretim planlamasında genellikle büyük oranda matematik ders kitaplarına dayalı olarak hareket ettiklerini ve sık sık sadece verdikleri yanıtların doğru olduğu durumlarda öğrencilerine geri bildirimde bulunduklarını gözlemlediklerini belirtti. Yeni sistemi uygulayan öğretmenlerinse öğrencilerine kendilerine yöneltilen matematik sorularını ne şekilde çözdüklerini ve bu çözümün niçin doğru olduğunun düşündüklerini de sorduklarını kaydeden Lang, "Bunun sonucu olarak öğretmenler yanlış algılalamaları tanımlamada, öğrencinin kavrayışındaki boşlukları belirlemede ve yapacakları yönlendirmeleri buna göre ayarlamada daha donanımlı hale geliyor" dedi.

Yapılan bilimsel çalışmaların erkek öğrencilerin ilkokul 3. sınıftan itibaren matematik derslerinde kız öğrencilere göre daha başarılı olduğunu gösterdiğini kaydeden Lang, yeni sistemin ise bu farkı kapatma potansiyeli taşıdığını belirtti.

İlkokul 2. ve 3. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir piltot çalışma yeni sistemi uygulayan 3. sınıf kız ve erkek öğrencileri arasında matematik derslerindeki başarı seviyelerinde  belirgin istatistiki fark bulunmadığını ortaya koydu. 

Florida Eyaleti Eğitim Kurumu'nun açtığı "Race to the Top" adlı yarışmayı kazanarak araştırmacılarına 2,9 milyon dolarlık fon kazandıran sistem, Florida eyaletinin de aralarından bulunduğu ABD eyaletlerinde kabul edilen Ortak Temel Eyalet Standartlarını uygun olarak geliştirildi.

Son Güncelleme: Cuma, 20 Eylül 2013 13:09

Gösterim: 1955

TÜBİTAK'ın "1005–Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı" adıyla üniversite ve kamu Ar-Ge merkezlerindeki araştırmacılara yönelik yeni bir destek programı başlattı. Program kapsamında yeni fikir ve ürünlere 200 bin liraya kadar destek verilecek.

TÜBİTAK'tan yeni fikir ve ürünlere 200 bin liralık destekTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası alanda rekabet edebilecek ürünlerin geliştirilmesi amacıyla kurumun 200 bin liraya kadar Ar-Ge desteği vereceğini bildirdi.

Konuya ilişkin yapılan açıklamada, TÜBİTAK'ın "1005–Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı" adıyla üniversite ve kamu Ar-Ge merkezlerindeki araştırmacılara yönelik yeni bir destek programı başlattığı bildirildi.

Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen program kapsamında, ülkede yaygın olarak kullanılan ithal cihaz ve malzemelerin geliştirilmesi ile dünyayla rekabet edebilecek yeni ürünlerin ortaya çıkarılacağı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 

"Tarımı yapılan ithal bitki çeşitlerinin ülkemiz koşullarına uygun olarak ıslahı, verimli hayvan ırkı, hayvansal ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi, gıda ürünlerini işleme, paketleme ve depolamada kullanılan ürün ve teknolojilerin uluslararası örnekleri ile rekabet edebilecek düzeyde üretilmesi gibi akademik Ar-Ge projeleri destek kapsamında yer alacak. Bunun yanında tanı ve tedavi yöntemleri de uluslararası örnekleri ile rekabet edebilecek düzeyde olmak kaydıyla desteklenecek. Destek kapsamında yaygın olarak kullanılan teknolojik ürünlere ilave yaparak yeni özellikler ve yeni ürünler ortaya çıkaracak projeler de ele alınacak. Sosyal ve beşeri bilimler projeleri de bu program kapsamında desteklenecek." 

"Ürün ve teknolojiler, yerli olarak geliştirilecek"

Söz konusu program hakkında bilgi veren TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Necati Demir, ülkede yaygın olarak kullanılan ürün ve teknolojilerin yerli olarak geliştirilmesine destek vereceklerini açıkladı. 

Bu amaçla hazırlanan projelerin, patent hakkını ihlal etmeden gerçekleştirileceğini anlatan Demir, "Dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası alanda rekabet edebilecek ürünlerin geliştirilmesi amacıyla 200 bin liraya kadar Ar-Ge desteği verilecek. Program ile birden fazla ürün, teknoloji ve fikrin bir araya getirilerek ulusal ve uluslararası boyutta yeni bir ürün ve teknoloji geliştirilmesini hedefleyen projeler de desteklenecek" ifadelerini kullandı. 

"Programa üniversite ve kamu Ar-Ge merkezi çalışanları başvurabilecek" 

Yeni başlatılan 1005 Programı'nın yeni fikir ve ürün geliştirilmesi amacına destek sağlayan diğer programlara geçiş için bir köprü niteliği taşıdığını ifade eden Demir, şunları kaydetti: 

"Prototip geliştiren araştırmacılara nihai ürünün ortaya çıkarılması için TEYDEB-1505, KOSGEB, San-Tez programlarına başvurmalarının önü açıldı. Ürünün doğrudan geliştirilmesi durumunda ise TEYDEB-1512 destek programına başvuru yapılarak proje sonuçlarının uygulamaya aktarılması da hedefleniyor. En fazla 18 ay süreyle 200 bin liraya kadar destek verilecek olan bu programa üniversite ve kamu Ar-Ge merkezi çalışanları başvurabilecek. Program kapsamında aylık 3 bin liraya kadar burs desteği verilecek, bilimsel toplantı ve çalışmalar için 10 bin liraya kadar seyahat desteği sağlanacak. Proje yürütücüsüne aylık bin lira, araştırmacıya da aylık 500 liraya kadar Proje Teşvik İkramiyesi verilecek."

> TÜBİTAK'tan yeni fikir ve ürünlere 200 bin liralık destek

TÜBİTAK'ın "1005–Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı" adıyla üniversite ve kamu Ar-Ge merkezlerindeki araştırmacılara yönelik yeni bir destek programı başlattı. Program kapsamında yeni fikir ve ürünlere 200 bin liraya kadar destek verilecek.

TÜBİTAK'tan yeni fikir ve ürünlere 200 bin liralık destekTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası alanda rekabet edebilecek ürünlerin geliştirilmesi amacıyla kurumun 200 bin liraya kadar Ar-Ge desteği vereceğini bildirdi.

Konuya ilişkin yapılan açıklamada, TÜBİTAK'ın "1005–Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı" adıyla üniversite ve kamu Ar-Ge merkezlerindeki araştırmacılara yönelik yeni bir destek programı başlattığı bildirildi.

Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen program kapsamında, ülkede yaygın olarak kullanılan ithal cihaz ve malzemelerin geliştirilmesi ile dünyayla rekabet edebilecek yeni ürünlerin ortaya çıkarılacağı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 

"Tarımı yapılan ithal bitki çeşitlerinin ülkemiz koşullarına uygun olarak ıslahı, verimli hayvan ırkı, hayvansal ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi, gıda ürünlerini işleme, paketleme ve depolamada kullanılan ürün ve teknolojilerin uluslararası örnekleri ile rekabet edebilecek düzeyde üretilmesi gibi akademik Ar-Ge projeleri destek kapsamında yer alacak. Bunun yanında tanı ve tedavi yöntemleri de uluslararası örnekleri ile rekabet edebilecek düzeyde olmak kaydıyla desteklenecek. Destek kapsamında yaygın olarak kullanılan teknolojik ürünlere ilave yaparak yeni özellikler ve yeni ürünler ortaya çıkaracak projeler de ele alınacak. Sosyal ve beşeri bilimler projeleri de bu program kapsamında desteklenecek." 

"Ürün ve teknolojiler, yerli olarak geliştirilecek"

Söz konusu program hakkında bilgi veren TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Necati Demir, ülkede yaygın olarak kullanılan ürün ve teknolojilerin yerli olarak geliştirilmesine destek vereceklerini açıkladı. 

Bu amaçla hazırlanan projelerin, patent hakkını ihlal etmeden gerçekleştirileceğini anlatan Demir, "Dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası alanda rekabet edebilecek ürünlerin geliştirilmesi amacıyla 200 bin liraya kadar Ar-Ge desteği verilecek. Program ile birden fazla ürün, teknoloji ve fikrin bir araya getirilerek ulusal ve uluslararası boyutta yeni bir ürün ve teknoloji geliştirilmesini hedefleyen projeler de desteklenecek" ifadelerini kullandı. 

"Programa üniversite ve kamu Ar-Ge merkezi çalışanları başvurabilecek" 

Yeni başlatılan 1005 Programı'nın yeni fikir ve ürün geliştirilmesi amacına destek sağlayan diğer programlara geçiş için bir köprü niteliği taşıdığını ifade eden Demir, şunları kaydetti: 

"Prototip geliştiren araştırmacılara nihai ürünün ortaya çıkarılması için TEYDEB-1505, KOSGEB, San-Tez programlarına başvurmalarının önü açıldı. Ürünün doğrudan geliştirilmesi durumunda ise TEYDEB-1512 destek programına başvuru yapılarak proje sonuçlarının uygulamaya aktarılması da hedefleniyor. En fazla 18 ay süreyle 200 bin liraya kadar destek verilecek olan bu programa üniversite ve kamu Ar-Ge merkezi çalışanları başvurabilecek. Program kapsamında aylık 3 bin liraya kadar burs desteği verilecek, bilimsel toplantı ve çalışmalar için 10 bin liraya kadar seyahat desteği sağlanacak. Proje yürütücüsüne aylık bin lira, araştırmacıya da aylık 500 liraya kadar Proje Teşvik İkramiyesi verilecek."

Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Eylül 2013 08:13

Gösterim: 2147

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Fatih Projesi kapsamında öğretmen ve öğrencilere ücretsiz verilen tablet bilgisayarların dağıtımının 3 yılda tamamlanacağını belirtti. 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Ortaokul yaşı özellikle el becerilerinin ve diğer klasik eğitim alışkanlıklarının kazandırılması gereken yaşlar. Yoksa doğrudan tabletle başlandığı takdirde, bu sefer o temel becerilerde zaaflar ortaya çıkabilir. O endişeyle liseden itibaren tablet dağıtımlarını başlattık. Bizim hesabımıza göre, bütün çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin tabletlerine kavuşmaları 3 yıllık bir süreç" dedi. 

Avcı, Eskişehir Valiliğinde düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin "Öğrenciler, tabletlerine ne zaman kavuşacak?" sorusu üzerine, ihale sürecinin başladığını anımsattı.

"Başladı diyorum çünkü o uzun bir süreç" ifadesini kullanan Avcı, şunları kaydetti: 

"Niye uzun bir süreç? Biz, tabletleri yurt dışından paket halinde almak istemiyoruz. İhale süreci, aynı zamanda teknik şartnamelerin de hazırlanma süreci. Yani bu konuda katılan firmalara, uluslararası büyük firmalar katıldı. Onlara şunu söylüyoruz. İhale sürecinin özeti şu. 'Siz, bu önerdiğiniz bilgisayarın hangi parçalarını, nasıl bir takvimle Türkiye'de üreteceksiniz?' En önemli sorularımızdan bir tanesi, bu. Yani, 'yerli üretim oranını nasıl bir takvimle arttıracaksınız?' Yurt dışından, raftan alıp getirmiyoruz."

"Ortaokullarda henüz yok"

Avcı, ihale sürecinde bazı kritik ve stratejik parçaları Türkiye'de üretme koşulu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: 

"Bunun oranını da yıllar içerisinde artırmanızı bekliyoruz. Kim bu konuda en iyi teklifi verirse, onda ihale kalacak. Onun için şimdi o teknik şartname sürekli müzakere ediliyor firmalarla. Siz ne kadarını yerli üreteceksiniz, ne kadar bir zamanda üreteceksiniz gibi veya hangi yenilikleri zaman içerisinde buna ilave edeceksiniz çünkü tek bir model alıp sonra 10 sene hep aynı model üzerinde değil. 'Bunu zaman içerisinde nasıl geliştireceksiniz?' Bütün bunların planlamasını da sunmaları gerekiyor, o ihale sürecinde. Dolayısıyla bizim hesabımıza göre, bütün çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin tabletlerine kavuşmaları 3 yıllık bir süreç. Bugünden yarına olacak bir şey değil, peyderpey öncelikle 9. sınıflardan başladık. Ortaokullarda henüz yok. Ortaokullarda daha sonra olacak çünkü ortaokul yaşı özellikle el becerilerinin ve diğer klasik eğitim alışkanlıklarının kazandırılması gereken yaşlar. Onun için kalemi, defteri, kitabı iyice bir sindirsinler ondan sonra. Yoksa doğrudan tabletle başlandığı takdirde, bu sefer o temel becerilerde zaaflar ortaya çıkabilir. O endişeyle liseden itibaren tablet dağıtımlarını başlattık. 9. sınıflar öncelikli. Ondan sonra daha aşağılara inecek. Küçük sınıflarda ilkokullarda hiç yok."

Avcı, bu yılda 9. sınıflara tablet dağıtımı yapılacağını, ihale süreci biraz uzadığı için öğrencilerin hepsine ilk etapta tablet yetişmediğini sözlerine ekledi.    

> Tablet bilgisayarların dağıtımı 3 yılda tamamlanacak

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Fatih Projesi kapsamında öğretmen ve öğrencilere ücretsiz verilen tablet bilgisayarların dağıtımının 3 yılda tamamlanacağını belirtti. 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Ortaokul yaşı özellikle el becerilerinin ve diğer klasik eğitim alışkanlıklarının kazandırılması gereken yaşlar. Yoksa doğrudan tabletle başlandığı takdirde, bu sefer o temel becerilerde zaaflar ortaya çıkabilir. O endişeyle liseden itibaren tablet dağıtımlarını başlattık. Bizim hesabımıza göre, bütün çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin tabletlerine kavuşmaları 3 yıllık bir süreç" dedi. 

Avcı, Eskişehir Valiliğinde düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin "Öğrenciler, tabletlerine ne zaman kavuşacak?" sorusu üzerine, ihale sürecinin başladığını anımsattı.

"Başladı diyorum çünkü o uzun bir süreç" ifadesini kullanan Avcı, şunları kaydetti: 

"Niye uzun bir süreç? Biz, tabletleri yurt dışından paket halinde almak istemiyoruz. İhale süreci, aynı zamanda teknik şartnamelerin de hazırlanma süreci. Yani bu konuda katılan firmalara, uluslararası büyük firmalar katıldı. Onlara şunu söylüyoruz. İhale sürecinin özeti şu. 'Siz, bu önerdiğiniz bilgisayarın hangi parçalarını, nasıl bir takvimle Türkiye'de üreteceksiniz?' En önemli sorularımızdan bir tanesi, bu. Yani, 'yerli üretim oranını nasıl bir takvimle arttıracaksınız?' Yurt dışından, raftan alıp getirmiyoruz."

"Ortaokullarda henüz yok"

Avcı, ihale sürecinde bazı kritik ve stratejik parçaları Türkiye'de üretme koşulu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: 

"Bunun oranını da yıllar içerisinde artırmanızı bekliyoruz. Kim bu konuda en iyi teklifi verirse, onda ihale kalacak. Onun için şimdi o teknik şartname sürekli müzakere ediliyor firmalarla. Siz ne kadarını yerli üreteceksiniz, ne kadar bir zamanda üreteceksiniz gibi veya hangi yenilikleri zaman içerisinde buna ilave edeceksiniz çünkü tek bir model alıp sonra 10 sene hep aynı model üzerinde değil. 'Bunu zaman içerisinde nasıl geliştireceksiniz?' Bütün bunların planlamasını da sunmaları gerekiyor, o ihale sürecinde. Dolayısıyla bizim hesabımıza göre, bütün çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin tabletlerine kavuşmaları 3 yıllık bir süreç. Bugünden yarına olacak bir şey değil, peyderpey öncelikle 9. sınıflardan başladık. Ortaokullarda henüz yok. Ortaokullarda daha sonra olacak çünkü ortaokul yaşı özellikle el becerilerinin ve diğer klasik eğitim alışkanlıklarının kazandırılması gereken yaşlar. Onun için kalemi, defteri, kitabı iyice bir sindirsinler ondan sonra. Yoksa doğrudan tabletle başlandığı takdirde, bu sefer o temel becerilerde zaaflar ortaya çıkabilir. O endişeyle liseden itibaren tablet dağıtımlarını başlattık. 9. sınıflar öncelikli. Ondan sonra daha aşağılara inecek. Küçük sınıflarda ilkokullarda hiç yok."

Avcı, bu yılda 9. sınıflara tablet dağıtımı yapılacağını, ihale süreci biraz uzadığı için öğrencilerin hepsine ilk etapta tablet yetişmediğini sözlerine ekledi.    

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 15:11

Gösterim: 1303

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "FATİH Projesi kamuoyunda maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor, oysa FATİH Projesi, 'Türk milli eğitim sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı' anlamına geliyor” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakanlığın Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü stüdyosunda gerçekleştirilen lise öğretmenlerine yönelik FATİH Projesi Eğitimi açılış programına katıldı.

Eğitim Bilişim Ağı üzerinden yayınlanan canlı programda konuşan Bakan Avcı, "çalışma arkadaşlarım" dediği öğretmenlerin yeni eğitim öğretim yılını kutladı.

Yaşanılan yüzyılın bilgi çağı olduğuna dikkati çeken Bakan Avcı, "Bunun anlamı bilgi ve iletişim teknolojilerinin hayatın her alanında belirleyici olduğudur" dedi.

Bu değişimin en çok hissedildiği alanın ise eğitim olduğunu vurgulayan Bakan Avcı, öğrenme ve öğretme süreçlerinde sürekli olarak yeni eğilimlerin ortaya çıktığına dikkati çekti.

Öğretmenlerin bu durumun en yakın tanığı olduğunu belirten Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Dünyadaki gelişmelere baktığımızda eğitimde kalite arayışı, fırsat eşitliği, daha demokratik ve esnek bir eğitim sistemi gibi hedeflerin yanında bilgi teknolojilerinin eğitimde çok daha yaygın kullanıldığını görüyoruz. Bütün ülkeler eğitime daha fazla yatırım yapıyor, eğitim sistemlerini sürekli olarak geliştirmeye çalışıyor ve teknolojik gelişimlerden en etkili biçimde faydalanmanın yolunu arıyor. Fatih Projesi, Türkiye'nin dünyadaki bu gelişmelerin seyircisi değil, aktörü olmak arzusu ve iradesinin en somut ifadesidir.

Bu projeyle her şeyden önce eğitimde fırsat eşitliği yanında bölgeler arası teknolojik eşitsizliği de ortadan kaldırmayı düşünüyoruz. Toplumun eğitime ilişkin beklentilerini karşılamayı amaçlıyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin sosyo-ekonomik durumu veya şartları ne olursa bilişim teknolojilerinin imkanlarından yararlanarak kendilerini geliştirmelerini, bilgiye ve dünyaya açılmalarını sağlamak istiyoruz."

Bakan Avcı, önümüzdeki dönemde öğrencilerin uluslararası arenadaki akranlarıyla daha kolay rekabet edebilecekleri koşullara ulaşacaklarını da ifade etti.

"Öğretmenlerimizin daha yüksek motivasyonla çalışmasını istiyoruz"

Öğretmenlerin de nerede görev yaparlarsa yapsınlar, daha zengin bir içerikle ve daha yüksek motivasyonla çalışmasını istediklerini bildiren Bakan Avcı, bunun koşullarını hazırladıklarını söyledi.

Eğitimde teknolojinin giderek daha fazla kullanılmasının, öğretmenin rolünü azaltmak yerine aksine rolünü çok daha önemli hale getirdiğinin altını çizen Bakan Avcı, "FATİH Projesi öğretmenlerimize görevlerini daha etkili ve daha verimli bir şekilde sürdürmenin yanında, kendi mesleki ve kişisel gelişimleri için de sayısız fırsatlar sunuyor" değerlendirmesini yaptı.

Uzaktan eğitim programının 3 gün boyunca devam edeceğini dile getiren Avcı, program süresince de alanlarında uzman kişilerin FATİH Projesi'nin bileşenleri ve işleyişi konusunda ayrıntılı bilgi vereceklerini bildirdi.

"Fatih Projesi maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor"

"FATİH Projesi kamuoyunda maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor" diyen Bakan Avcı, oysa eğitimde FATİH Projesi'nin, 'Türk milli eğitim sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı' anlamına geldiğini bildirdi.

Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin eğitimdeki bu büyük ve ileri hamlesi bütün dünyaya model olabilecek nitelikte çok büyük bir hamledir. Şu anda dünyanın pek çok ülkesi eğitimde FATİH Projesi uygulamalarını çok yakından ve büyük bir ilgiyle takip ediyor. Projeyle her sınıf çok yüksek internetle tanışıyor. Öğrenme kaynaklarımız çeşitleniyor, ezberci öğrenme şekli ortadan kalkıyor, araştıran, üreten, düşünen bireyler yetişiyor. Öğretmen ve öğrenciye eğitim öğretimde büyük kolaylıklar sağlanıyor."

FATİH Projesi'ne 2010 yılı Kasım ayında başladıklarını hatırlatan Bakan Avcı, projenin boyutlarının gözönüne alındığında üç yıl gibi kısa bir sürede çok önemli mesafe katettiklerini söyledi.

84 bin 921 adet etkileşimli tahta, 62 bin 800 adet tablet...

Bu süre içinde meslek liseleri hariç tüm liselerdeki sınıfların tamamına 84 bin 921 adet etkileşimli tahta yerleştirdiklerini ifade eden Bakan Avcı, "Bu okullarımız için alt yapı ihalelerini tamamladık, öğrencilerimize ve öğretmelerimize 62 bin 800 adet tablet dağıttık. İllerin tamamında 110 adet uzaktan eğitim merkezi kurduk. Bu merkezlerde bugüne kadar 120 binin üzerinde öğretmenimiz hizmet içi eğitim aldı" dedi.

FATİH Projesi'nin başarılı bir şekilde sürdürülmesinde en büyük rolün öğretmenlere düştüğünü dile getiren Bakan Avcı, bu kapsamda verilen uzaktan eğitimin de önemine değindi.

Bakan Avcı, "Ülkemizi daha güzel bir geleceği taşıyacak nitelikli gençleri siz yetiştireceksiniz. Bugün dünden daha iyi ama yarınlarımız, bugünden de iyi olacak. Bunun yollarından biri de yaratıcı, yenilikçi, eleştirel düşünen, problem çözebilen, iletişim ve işbirliğine yatkın, demokratik kültürü özümsemiş yeni bir neslin yetiştirilmesine eğitim yoluyla katkı sağlamaktır" diye konuştu.

> ‘Fatih Projesi tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor’

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "FATİH Projesi kamuoyunda maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor, oysa FATİH Projesi, 'Türk milli eğitim sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı' anlamına geliyor” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakanlığın Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü stüdyosunda gerçekleştirilen lise öğretmenlerine yönelik FATİH Projesi Eğitimi açılış programına katıldı.

Eğitim Bilişim Ağı üzerinden yayınlanan canlı programda konuşan Bakan Avcı, "çalışma arkadaşlarım" dediği öğretmenlerin yeni eğitim öğretim yılını kutladı.

Yaşanılan yüzyılın bilgi çağı olduğuna dikkati çeken Bakan Avcı, "Bunun anlamı bilgi ve iletişim teknolojilerinin hayatın her alanında belirleyici olduğudur" dedi.

Bu değişimin en çok hissedildiği alanın ise eğitim olduğunu vurgulayan Bakan Avcı, öğrenme ve öğretme süreçlerinde sürekli olarak yeni eğilimlerin ortaya çıktığına dikkati çekti.

Öğretmenlerin bu durumun en yakın tanığı olduğunu belirten Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Dünyadaki gelişmelere baktığımızda eğitimde kalite arayışı, fırsat eşitliği, daha demokratik ve esnek bir eğitim sistemi gibi hedeflerin yanında bilgi teknolojilerinin eğitimde çok daha yaygın kullanıldığını görüyoruz. Bütün ülkeler eğitime daha fazla yatırım yapıyor, eğitim sistemlerini sürekli olarak geliştirmeye çalışıyor ve teknolojik gelişimlerden en etkili biçimde faydalanmanın yolunu arıyor. Fatih Projesi, Türkiye'nin dünyadaki bu gelişmelerin seyircisi değil, aktörü olmak arzusu ve iradesinin en somut ifadesidir.

Bu projeyle her şeyden önce eğitimde fırsat eşitliği yanında bölgeler arası teknolojik eşitsizliği de ortadan kaldırmayı düşünüyoruz. Toplumun eğitime ilişkin beklentilerini karşılamayı amaçlıyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin sosyo-ekonomik durumu veya şartları ne olursa bilişim teknolojilerinin imkanlarından yararlanarak kendilerini geliştirmelerini, bilgiye ve dünyaya açılmalarını sağlamak istiyoruz."

Bakan Avcı, önümüzdeki dönemde öğrencilerin uluslararası arenadaki akranlarıyla daha kolay rekabet edebilecekleri koşullara ulaşacaklarını da ifade etti.

"Öğretmenlerimizin daha yüksek motivasyonla çalışmasını istiyoruz"

Öğretmenlerin de nerede görev yaparlarsa yapsınlar, daha zengin bir içerikle ve daha yüksek motivasyonla çalışmasını istediklerini bildiren Bakan Avcı, bunun koşullarını hazırladıklarını söyledi.

Eğitimde teknolojinin giderek daha fazla kullanılmasının, öğretmenin rolünü azaltmak yerine aksine rolünü çok daha önemli hale getirdiğinin altını çizen Bakan Avcı, "FATİH Projesi öğretmenlerimize görevlerini daha etkili ve daha verimli bir şekilde sürdürmenin yanında, kendi mesleki ve kişisel gelişimleri için de sayısız fırsatlar sunuyor" değerlendirmesini yaptı.

Uzaktan eğitim programının 3 gün boyunca devam edeceğini dile getiren Avcı, program süresince de alanlarında uzman kişilerin FATİH Projesi'nin bileşenleri ve işleyişi konusunda ayrıntılı bilgi vereceklerini bildirdi.

"Fatih Projesi maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor"

"FATİH Projesi kamuoyunda maalesef sadece bir tablet dağıtım projesi gibi algılanıyor" diyen Bakan Avcı, oysa eğitimde FATİH Projesi'nin, 'Türk milli eğitim sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı' anlamına geldiğini bildirdi.

Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin eğitimdeki bu büyük ve ileri hamlesi bütün dünyaya model olabilecek nitelikte çok büyük bir hamledir. Şu anda dünyanın pek çok ülkesi eğitimde FATİH Projesi uygulamalarını çok yakından ve büyük bir ilgiyle takip ediyor. Projeyle her sınıf çok yüksek internetle tanışıyor. Öğrenme kaynaklarımız çeşitleniyor, ezberci öğrenme şekli ortadan kalkıyor, araştıran, üreten, düşünen bireyler yetişiyor. Öğretmen ve öğrenciye eğitim öğretimde büyük kolaylıklar sağlanıyor."

FATİH Projesi'ne 2010 yılı Kasım ayında başladıklarını hatırlatan Bakan Avcı, projenin boyutlarının gözönüne alındığında üç yıl gibi kısa bir sürede çok önemli mesafe katettiklerini söyledi.

84 bin 921 adet etkileşimli tahta, 62 bin 800 adet tablet...

Bu süre içinde meslek liseleri hariç tüm liselerdeki sınıfların tamamına 84 bin 921 adet etkileşimli tahta yerleştirdiklerini ifade eden Bakan Avcı, "Bu okullarımız için alt yapı ihalelerini tamamladık, öğrencilerimize ve öğretmelerimize 62 bin 800 adet tablet dağıttık. İllerin tamamında 110 adet uzaktan eğitim merkezi kurduk. Bu merkezlerde bugüne kadar 120 binin üzerinde öğretmenimiz hizmet içi eğitim aldı" dedi.

FATİH Projesi'nin başarılı bir şekilde sürdürülmesinde en büyük rolün öğretmenlere düştüğünü dile getiren Bakan Avcı, bu kapsamda verilen uzaktan eğitimin de önemine değindi.

Bakan Avcı, "Ülkemizi daha güzel bir geleceği taşıyacak nitelikli gençleri siz yetiştireceksiniz. Bugün dünden daha iyi ama yarınlarımız, bugünden de iyi olacak. Bunun yollarından biri de yaratıcı, yenilikçi, eleştirel düşünen, problem çözebilen, iletişim ve işbirliğine yatkın, demokratik kültürü özümsemiş yeni bir neslin yetiştirilmesine eğitim yoluyla katkı sağlamaktır" diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Eylül 2013 16:50

Gösterim: 1614


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.