Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Melda Pelin Yargıç, 2010 yılının aralık ayında yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'ndaki (TUS) bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi ardından birçok hekimin hak kaybına uğradığını savundu.

Türk Tabipler Birliği’nden ÖSYM’ye tepkiYargıç, ''ÖSYM'yi genç hekimlerimizi daha fazla mağdur etmekten vazgeçmeye ve bilirkişi raporlarına dayanan iptal kararını kabul etmeye çağırıyoruz'' dedi.

TTB Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, TUS sorularının iptali sonrası gelişmeler değerlendirildi.

Kendisinin de TUS sorularının iptalinden etkilenen bir asistan hekim olduğunu dile getiren Yargıç, 1,5 yıl sonra yaşanan bu gelişme nedeniyle bazı hekimlerin uzmanlık alanlarını, bazılarının ise yaşadıkları şehri değiştirmek zorunda kalacaklarını söyledi.

TTB'nin kusurlu işlemden etkilenen adaylarla ilgili ÖSYM'ye başvuru yaptığını dile getiren Yargıç, şu görüşleri savundu:

''ÖSYM adaylara ilettiği duyurularda 'Danıştay nezdinde itiraz sürecinin devam ettiği ve bu süreçte yeniden yerleştirmelerin geri dönebileceği' uyarısında bulunmaktadır. Böyle bir ihtimalde zaten mağdur olan hekimlerin daha da zor durumda kalacakları, hatta bundan duydukları tedirginlik nedeniyle hak ettikleri yerlere gitmekten çekinecekleri anlaşılmaktadır. ÖSYM'yi genç hekimlerimizi daha fazla mağdur etmekten vazgeçmeye ve bilirkişi raporlarına dayanan iptal kararını kabul etmeye çağırıyoruz.''

''Ne yapacağını bilemeyenler var''

TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan da, bir soru üzerine sınav mağduru hekimlerden ÖSYM'nin duyurusu yüzünden ne yapacağını bilemeyenler olduğunu belirterek, ''ÖSYM'yi bu sorumsuz tavrından geri adım atmaya ve hekimleri mağdur edecek adımlar atmamaya davet ediyoruz'' diye konuştu.

TTB 2. Başkanı Gülriz Erişgen ise ÖSYM'nin, hekimlerin gözünde güvenilir bir kurum olmaktan çıktığını, bundan sonraki TUS'larda TTB'nin de söz sahibi olması gerektiğini söyledi.

Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener de ÖSYM'nin saygın bir kurum haline getirilmesinde büyük rol oynayan Prof. Dr. Altan Günalp'in ''kemiklerinin sızladığını'' öne sürerek, ''TUS'un ertelenmesiyle hekimlerin hayatından 3 ay çalınmıştı. Şimdi de soruların iptaliyle 1,5 yıl çalınıyor. Bu kamu zararıdır ve bunun bir sorumlusu olmalıdır'' ifadesini kullandı.

> Türk Tabipler Birliği’nden ÖSYM’ye tepki

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Melda Pelin Yargıç, 2010 yılının aralık ayında yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'ndaki (TUS) bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi ardından birçok hekimin hak kaybına uğradığını savundu.

Türk Tabipler Birliği’nden ÖSYM’ye tepkiYargıç, ''ÖSYM'yi genç hekimlerimizi daha fazla mağdur etmekten vazgeçmeye ve bilirkişi raporlarına dayanan iptal kararını kabul etmeye çağırıyoruz'' dedi.

TTB Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, TUS sorularının iptali sonrası gelişmeler değerlendirildi.

Kendisinin de TUS sorularının iptalinden etkilenen bir asistan hekim olduğunu dile getiren Yargıç, 1,5 yıl sonra yaşanan bu gelişme nedeniyle bazı hekimlerin uzmanlık alanlarını, bazılarının ise yaşadıkları şehri değiştirmek zorunda kalacaklarını söyledi.

TTB'nin kusurlu işlemden etkilenen adaylarla ilgili ÖSYM'ye başvuru yaptığını dile getiren Yargıç, şu görüşleri savundu:

''ÖSYM adaylara ilettiği duyurularda 'Danıştay nezdinde itiraz sürecinin devam ettiği ve bu süreçte yeniden yerleştirmelerin geri dönebileceği' uyarısında bulunmaktadır. Böyle bir ihtimalde zaten mağdur olan hekimlerin daha da zor durumda kalacakları, hatta bundan duydukları tedirginlik nedeniyle hak ettikleri yerlere gitmekten çekinecekleri anlaşılmaktadır. ÖSYM'yi genç hekimlerimizi daha fazla mağdur etmekten vazgeçmeye ve bilirkişi raporlarına dayanan iptal kararını kabul etmeye çağırıyoruz.''

''Ne yapacağını bilemeyenler var''

TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan da, bir soru üzerine sınav mağduru hekimlerden ÖSYM'nin duyurusu yüzünden ne yapacağını bilemeyenler olduğunu belirterek, ''ÖSYM'yi bu sorumsuz tavrından geri adım atmaya ve hekimleri mağdur edecek adımlar atmamaya davet ediyoruz'' diye konuştu.

TTB 2. Başkanı Gülriz Erişgen ise ÖSYM'nin, hekimlerin gözünde güvenilir bir kurum olmaktan çıktığını, bundan sonraki TUS'larda TTB'nin de söz sahibi olması gerektiğini söyledi.

Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener de ÖSYM'nin saygın bir kurum haline getirilmesinde büyük rol oynayan Prof. Dr. Altan Günalp'in ''kemiklerinin sızladığını'' öne sürerek, ''TUS'un ertelenmesiyle hekimlerin hayatından 3 ay çalınmıştı. Şimdi de soruların iptaliyle 1,5 yıl çalınıyor. Bu kamu zararıdır ve bunun bir sorumlusu olmalıdır'' ifadesini kullandı.

Son Güncelleme: Salı, 04 Eylül 2012 15:16

Gösterim: 1769

YÖK, üniversiteye yerleşip, liseden mezun olamayanlara ikinci bir şans verilmesini kararlaştırdı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversiteye yerleşmesine rağmen liseden mezun olamadığı için kazandığı programa kayıt yaptıramayan öğrencilerin haklarını kaybetmeyeceklerini açıkladı. Öğrenciler, bu durumlarını belgeledikleri takdirde kazandıkları programın kontenjanları dikkate alınmadan kayıt yaptırabilecekler.

YÖK’ün internet sitesinde yer alan açıklamada, herhangi bir yükseköğretim programına yerleşmesine rağmen ortaöğretim kurumundan mezun olamayan öğrencilerin durumunun 29 Ağustos tarihli Genel Kurul toplantısında değerlendirildiği bildirildi. Öğrencilerin, bu durumlarını belgelemeleri halinde kazındıkları programın kontenjanları dikkate alınmadan kayıt yaptırabileceklerinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün, ortaöğretim sorumluluk sınavlarının eylül ayının ilk haftasında yapılacağı ve daha sonra yapılacak olan sorumluluk sınavı döneminde tekrar bir sınav hakkı verileceği belirtilerek, 2012-ÖSYS sonucunda bir yükseköğretim programını kazanmış ancak mezun olamamış öğrenciler için kayıt tarihlerinin uzatılması ve öğrencilere gerekli kolaylığın sağlanması konusundaki yazısı, 29 Ağustos tarihli YÖK Genel Kurul toplantısında incelendi. 3-7 Eylül tarihleri arasında ortaöğretim kurumundan mezun olamadığı için kazandığı programa kayıt yaptıramayan ve ortaöğretim sorumluluk sınavı veya ek sınav sonucunda ortaöğretim kurumundan mezun olan öğrencilerin, bu durumlarını belgelemeleri kaydıyla 2012-ÖSYS’de kayıt hakkı kazandıkların programların kontenjanları dikkate alınmadan, 2012-ÖSYS’de kayıt hakkı kazandıkları programlara kayıt yaptırabilmelerine karar verilmiştir.”(hürriyeteğitim)

> Üniversiteye yerleşip liseden mezun olamayanlara şans

YÖK, üniversiteye yerleşip, liseden mezun olamayanlara ikinci bir şans verilmesini kararlaştırdı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversiteye yerleşmesine rağmen liseden mezun olamadığı için kazandığı programa kayıt yaptıramayan öğrencilerin haklarını kaybetmeyeceklerini açıkladı. Öğrenciler, bu durumlarını belgeledikleri takdirde kazandıkları programın kontenjanları dikkate alınmadan kayıt yaptırabilecekler.

YÖK’ün internet sitesinde yer alan açıklamada, herhangi bir yükseköğretim programına yerleşmesine rağmen ortaöğretim kurumundan mezun olamayan öğrencilerin durumunun 29 Ağustos tarihli Genel Kurul toplantısında değerlendirildiği bildirildi. Öğrencilerin, bu durumlarını belgelemeleri halinde kazındıkları programın kontenjanları dikkate alınmadan kayıt yaptırabileceklerinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün, ortaöğretim sorumluluk sınavlarının eylül ayının ilk haftasında yapılacağı ve daha sonra yapılacak olan sorumluluk sınavı döneminde tekrar bir sınav hakkı verileceği belirtilerek, 2012-ÖSYS sonucunda bir yükseköğretim programını kazanmış ancak mezun olamamış öğrenciler için kayıt tarihlerinin uzatılması ve öğrencilere gerekli kolaylığın sağlanması konusundaki yazısı, 29 Ağustos tarihli YÖK Genel Kurul toplantısında incelendi. 3-7 Eylül tarihleri arasında ortaöğretim kurumundan mezun olamadığı için kazandığı programa kayıt yaptıramayan ve ortaöğretim sorumluluk sınavı veya ek sınav sonucunda ortaöğretim kurumundan mezun olan öğrencilerin, bu durumlarını belgelemeleri kaydıyla 2012-ÖSYS’de kayıt hakkı kazandıkların programların kontenjanları dikkate alınmadan, 2012-ÖSYS’de kayıt hakkı kazandıkları programlara kayıt yaptırabilmelerine karar verilmiştir.”(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Salı, 04 Eylül 2012 09:20

Gösterim: 5935

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer "66" ay tartışmasını CNN TÜRK'te yayınlanan Eğrisi Doğrusu programında Taha Akyol ile Dicle Canova'ya değerlendirdi.

dincer cnntürk

Dinçer, "Rapor alma tartışmalarının ardında ideolojik tavırlar var. Bize makul, geçerli neden getiremeyen ailelerin çocuklarını okula alacağız, bu konuda kararlıyız" dedi

.






 

HABERİN VİDEOSU

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

> Dinçer çok net 'okula alacağız' (video)

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer "66" ay tartışmasını CNN TÜRK'te yayınlanan Eğrisi Doğrusu programında Taha Akyol ile Dicle Canova'ya değerlendirdi.

dincer cnntürk

Dinçer, "Rapor alma tartışmalarının ardında ideolojik tavırlar var. Bize makul, geçerli neden getiremeyen ailelerin çocuklarını okula alacağız, bu konuda kararlıyız" dedi

.






 

HABERİN VİDEOSU

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Son Güncelleme: Salı, 04 Eylül 2012 11:01

Gösterim: 2378

Rektörlük önünde oturma eylemi yapan 31 öğrenci gözaltına alındı

Sınavlarda başarısız olup eğitimlerinin bir yıl uzatılmasını protesto etmek için Anadolu Ünivesitesi Rektörlüğü önünde oturma eylemi yapan 31 öğrenci gözaltına alındı.

Yunus Emre Kampüsü’ndeki Rektörlük binası önünde çadır kurmak isteyen öğrencilere özel güvenlik görevlileri izin vermedi. Öğrenciler akşam saatlerinde tekrar rektörlük binası önüne gelip oturma eylemi başlattı. Bu sırada üniversitenin özel güvenlik görevlileri ile öğrenciler arasında arbede yaşadı. Çıkan olaylarda kolundan yaralanan bir öğrenci 112 ambulansıyla Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı.

Olay yerine gelen çevik kuvvet şubesi polisleri öğrencilerin dağılmasını istedi. Polisin dağılma uyarılarına aldırmayan öğrenciler çevik kuvvet polisleri tarafından tek tek oturdukları yerden alınıp, polis araçlarına bindirildi. Gözaltına alınan öğrenciler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere emniyet müdürlüğü’ne götürüldü.

Arbede sırasında yaralanan 7 güvenlik görevlisinin de sağlık raporu almak amacıyla Yunus Emre Devlet Hastanesi’e gittikleri belirtildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Öğrencilerin eylemleri sürüyor

Anadolu Üniversitesi (AÜ) İngilizce hazırlık sınıfında eğitim gören ve dün akşam emniyet güçlerince gözaltına alındıktan sonra ifadelerine başvurulup serbest bırakılan 31 öğrenci, bugün tekrar üniversitede bir eylem yaptı. AÜ Yunus Emre Yerleşkesi’ndeki eylemde 31 öğrenciye, arkadaşları da destek verdi. Ellerinde, "Öğrenciler biçare, hazırlığa bir çare", "Baskılar bizi yıpratamaz", "Direne direne kazanacağız", "İşte demokratik üniversite" döviz ve pankartları taşıyan, öğrenciler, Rektörlük binasına doğru yürümeye başladı. Rektörlük binası önündeki merdivenlerde bekleyen özel güvenlik görevlileri, öğrencilerin binaya çıkmasına izin vermedi. Bu sırada, öğrenciler ve özel güvenlik görevlileri arasında tartışma yaşandı. Binanın diğer merdivenlerden rektörlüğe ulaşan bir grup öğrenci, yine özel güvenlik görevliler tarafından engellenince kapıları yumrukladı. Grup, bina önünde oturarak, şarkı söyledi. Grup adına basın açıklaması yapan Mete Bahtiyar Karataş, tepkilerinin okullarındaki başarısızlığı ve buna karşı bir çözüm koyamayan üniversite yönetimine olduğunu söyledi. Grup, bir müddet oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.(hürriyet)

> Oturdukları için gözaltına alındılar!

Rektörlük önünde oturma eylemi yapan 31 öğrenci gözaltına alındı

Sınavlarda başarısız olup eğitimlerinin bir yıl uzatılmasını protesto etmek için Anadolu Ünivesitesi Rektörlüğü önünde oturma eylemi yapan 31 öğrenci gözaltına alındı.

Yunus Emre Kampüsü’ndeki Rektörlük binası önünde çadır kurmak isteyen öğrencilere özel güvenlik görevlileri izin vermedi. Öğrenciler akşam saatlerinde tekrar rektörlük binası önüne gelip oturma eylemi başlattı. Bu sırada üniversitenin özel güvenlik görevlileri ile öğrenciler arasında arbede yaşadı. Çıkan olaylarda kolundan yaralanan bir öğrenci 112 ambulansıyla Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı.

Olay yerine gelen çevik kuvvet şubesi polisleri öğrencilerin dağılmasını istedi. Polisin dağılma uyarılarına aldırmayan öğrenciler çevik kuvvet polisleri tarafından tek tek oturdukları yerden alınıp, polis araçlarına bindirildi. Gözaltına alınan öğrenciler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere emniyet müdürlüğü’ne götürüldü.

Arbede sırasında yaralanan 7 güvenlik görevlisinin de sağlık raporu almak amacıyla Yunus Emre Devlet Hastanesi’e gittikleri belirtildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Öğrencilerin eylemleri sürüyor

Anadolu Üniversitesi (AÜ) İngilizce hazırlık sınıfında eğitim gören ve dün akşam emniyet güçlerince gözaltına alındıktan sonra ifadelerine başvurulup serbest bırakılan 31 öğrenci, bugün tekrar üniversitede bir eylem yaptı. AÜ Yunus Emre Yerleşkesi’ndeki eylemde 31 öğrenciye, arkadaşları da destek verdi. Ellerinde, "Öğrenciler biçare, hazırlığa bir çare", "Baskılar bizi yıpratamaz", "Direne direne kazanacağız", "İşte demokratik üniversite" döviz ve pankartları taşıyan, öğrenciler, Rektörlük binasına doğru yürümeye başladı. Rektörlük binası önündeki merdivenlerde bekleyen özel güvenlik görevlileri, öğrencilerin binaya çıkmasına izin vermedi. Bu sırada, öğrenciler ve özel güvenlik görevlileri arasında tartışma yaşandı. Binanın diğer merdivenlerden rektörlüğe ulaşan bir grup öğrenci, yine özel güvenlik görevliler tarafından engellenince kapıları yumrukladı. Grup, bina önünde oturarak, şarkı söyledi. Grup adına basın açıklaması yapan Mete Bahtiyar Karataş, tepkilerinin okullarındaki başarısızlığı ve buna karşı bir çözüm koyamayan üniversite yönetimine olduğunu söyledi. Grup, bir müddet oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.(hürriyet)

Son Güncelleme: Salı, 04 Eylül 2012 08:26

Gösterim: 1524

Eğitim- Sen,  Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in 66 aya karşı çıkanlara PKK'lı yakıştırmasına tepki gösterdi

Kendilerini PKK ile ilişkide olmakla suçlayan Dinçer'e karşı dava açmaya hazırlanıyor. Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, "Demokratik bir kitle örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima eden ya da sözleriyle ortaya koyan Dinçer'in sözleriyle ilgili dehşet içindeyim. Bu sözlerinden dolayı kendisine dava açacağız. Ortada böyle bir ilişkiyi ortaya koyan ne bir fezleke ne de iddianame var" dedi. 

"PKK ile ilişki içerinde" iddiasına sert tepki

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, CNN Türk'te katıldığı programda 66 aylık çocuklarını okula göndermeyin, kampanyasının ideolojik olduğunu belirterek, bu çağrıyı yapan sendikanın PKK terör örgütüyle ilişkisi olduğuna dair bilgilerin kendilerinde olduğunu söyledi. Dinçer'in sözleri üzerine aradığımız Kamu Emekçileri Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Sen Başkanı Ünsal Yıldız, "Bu sorumsuz açıklamalar karşısında dehşete düştüm. Siyasal iktidar temel sorumluluklarını yerine getiremez hale gelince bizim gibi eğitimle ilgili konunun muhatabı olan demokratik kitle örgütleri bilimsel kriterlere dayalı itirazlarda bulunuyor. Ama 4+4+4 gibi çocuklarımıza zarar verecek bir yasayı aymaz şekilde, fütursuzca çıkaran iktidar şim de bunu uygulayabilmek için demokratik bir kite örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima ediyor ya da sözleriyle ortaya koyuyor. Ama biz Eğitim-Sen olarak topluma ve eğitime duyduğumuz sorumlulukla hareket etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

Fezleke de yok iddianame de

Başkan Yıldız, Bakan Dinçer'in atıfta bulunduğu konunun muhtemelen 28 KESK üyesinin KCK davasıyla ilişkilendirildiği dava olduğunu söyledi. Ancak bu konuyla ilgili ortada ne bir fezleke ne de iddianame olduğunu vurgulayan Yıldız, "Herhangi bir yargı kararı yok. KESK Genel Başkanı'nın İzmir'deki bir konuyla ilgili mahkemenin kararı var. Ama o da Yargıtay'da. Dolayısıyla kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Ankara'da gözaltına alınan arkadaşlarla ilgili fezleke, iddianame yok" diye konuştu. 

Yargıya müdahale

Dinçer'in bu sözlerinin açıkça yargıya müdahale olduğunu söyleyen Yıldız, "Sayın Bakan ve iktidar belli ki şimdiden kararlarını vermişler. Siyasal iktidar güdümünde değilseniz anında terörize ediliyorsunuz. Hırçınlıkları da gösteriyor ki biz doğru yoldayız. Sendikamızın tüzel kişiliğiyle ilgili hukuksuz iddialarından dolayı Bakan Dinçer hakkında hukuk yoluna başvuracağız, dava açacağız" dedi. Yıldız, sendikalarının çok sesli olduğunu, üyelerinin siyasal tercihlerinin kendilerini hiçbir şekilde ilgilendirmediğini de vurguladı.(hürriyet)

> Bakan Dinçer’in o açıklamasına tepki

Eğitim- Sen,  Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in 66 aya karşı çıkanlara PKK'lı yakıştırmasına tepki gösterdi

Kendilerini PKK ile ilişkide olmakla suçlayan Dinçer'e karşı dava açmaya hazırlanıyor. Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, "Demokratik bir kitle örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima eden ya da sözleriyle ortaya koyan Dinçer'in sözleriyle ilgili dehşet içindeyim. Bu sözlerinden dolayı kendisine dava açacağız. Ortada böyle bir ilişkiyi ortaya koyan ne bir fezleke ne de iddianame var" dedi. 

"PKK ile ilişki içerinde" iddiasına sert tepki

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, CNN Türk'te katıldığı programda 66 aylık çocuklarını okula göndermeyin, kampanyasının ideolojik olduğunu belirterek, bu çağrıyı yapan sendikanın PKK terör örgütüyle ilişkisi olduğuna dair bilgilerin kendilerinde olduğunu söyledi. Dinçer'in sözleri üzerine aradığımız Kamu Emekçileri Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Sen Başkanı Ünsal Yıldız, "Bu sorumsuz açıklamalar karşısında dehşete düştüm. Siyasal iktidar temel sorumluluklarını yerine getiremez hale gelince bizim gibi eğitimle ilgili konunun muhatabı olan demokratik kitle örgütleri bilimsel kriterlere dayalı itirazlarda bulunuyor. Ama 4+4+4 gibi çocuklarımıza zarar verecek bir yasayı aymaz şekilde, fütursuzca çıkaran iktidar şim de bunu uygulayabilmek için demokratik bir kite örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima ediyor ya da sözleriyle ortaya koyuyor. Ama biz Eğitim-Sen olarak topluma ve eğitime duyduğumuz sorumlulukla hareket etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

Fezleke de yok iddianame de

Başkan Yıldız, Bakan Dinçer'in atıfta bulunduğu konunun muhtemelen 28 KESK üyesinin KCK davasıyla ilişkilendirildiği dava olduğunu söyledi. Ancak bu konuyla ilgili ortada ne bir fezleke ne de iddianame olduğunu vurgulayan Yıldız, "Herhangi bir yargı kararı yok. KESK Genel Başkanı'nın İzmir'deki bir konuyla ilgili mahkemenin kararı var. Ama o da Yargıtay'da. Dolayısıyla kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Ankara'da gözaltına alınan arkadaşlarla ilgili fezleke, iddianame yok" diye konuştu. 

Yargıya müdahale

Dinçer'in bu sözlerinin açıkça yargıya müdahale olduğunu söyleyen Yıldız, "Sayın Bakan ve iktidar belli ki şimdiden kararlarını vermişler. Siyasal iktidar güdümünde değilseniz anında terörize ediliyorsunuz. Hırçınlıkları da gösteriyor ki biz doğru yoldayız. Sendikamızın tüzel kişiliğiyle ilgili hukuksuz iddialarından dolayı Bakan Dinçer hakkında hukuk yoluna başvuracağız, dava açacağız" dedi. Yıldız, sendikalarının çok sesli olduğunu, üyelerinin siyasal tercihlerinin kendilerini hiçbir şekilde ilgilendirmediğini de vurguladı.(hürriyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Eylül 2012 14:25

Gösterim: 1668


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.