Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) ile Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Avrupa İş Kurulu tarafından Oxford Socrates Ödülü'ne layık görüldü.
Avrupa İş Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesini "En iyi bölgesel üniversite", Rektör Prof. Dr. Ağırakça'yı ise "Yılın yöneticisi" seçti.
MAÜ'den yapılan açıklamada, İngiltere'nin Oxford şehrinde bulunan, Uluslararası Liderler Kulübü (ICL) ve Avrupa Rektörler Kulübü (CRE) iş birliği ile yönetilen Avrupa İş Kurulu'nca (EBA) düzenlenen Oxford Socrates Ödülleri'ne farklı ülkelerden rektör ve üniversitelerin aday gösterildiği belirtildi.
Prof. Dr. Ağırakça'nın "Yılın yöneticisi", MAÜ'nün ise "En iyi bölgesel üniversite" seçildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "İngiltere’nin Oxford şehrinde düzenlenecek ödül töreninin ardından, dünyanın birçok yerinden yatırımcı, bilim adamı ve rektörün katılım sağladığı 'Liderler Zirvesi' ve 'Akademi Birliği Yıldönümü Buluşması'na katılacak olan Ağırakça, düzenlenecek panelde üniversitenin gelişimi hakkında bilgi aktaracak."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) ile Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Avrupa İş Kurulu tarafından Oxford Socrates Ödülü'ne layık görüldü.
Avrupa İş Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesini "En iyi bölgesel üniversite", Rektör Prof. Dr. Ağırakça'yı ise "Yılın yöneticisi" seçti.
MAÜ'den yapılan açıklamada, İngiltere'nin Oxford şehrinde bulunan, Uluslararası Liderler Kulübü (ICL) ve Avrupa Rektörler Kulübü (CRE) iş birliği ile yönetilen Avrupa İş Kurulu'nca (EBA) düzenlenen Oxford Socrates Ödülleri'ne farklı ülkelerden rektör ve üniversitelerin aday gösterildiği belirtildi.
Prof. Dr. Ağırakça'nın "Yılın yöneticisi", MAÜ'nün ise "En iyi bölgesel üniversite" seçildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "İngiltere’nin Oxford şehrinde düzenlenecek ödül töreninin ardından, dünyanın birçok yerinden yatırımcı, bilim adamı ve rektörün katılım sağladığı 'Liderler Zirvesi' ve 'Akademi Birliği Yıldönümü Buluşması'na katılacak olan Ağırakça, düzenlenecek panelde üniversitenin gelişimi hakkında bilgi aktaracak."
Son Güncelleme: Salı, 15 Aralık 2015 11:40
Gösterim: 1987
Bakan Müezzinoğlu: "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım. Önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz"Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım" dedi.
Mili Türk Talebe Birliği (MTTB) ile Genç Birlik Vakfının "Sağlık Politikaları" toplantısında Müezzinoğlu, ruhen, fiziken ve sosyal yönden sağlıklı nesiller yetiştirmenin önemine değindiği konuşmasında, uyuşturucu kullanan gençlerin yüzde 85'inin önce sigara, sonra alkol, sonra da uyuşturucuyla tanıştığını söyledi.
Gençlerin ve çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde herkese sorumluluk düştüğünü, bu konuların sadece bakanlıklara havale edilecek kadar basit görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, daha sağlıklı çevre ve daha sağlıklı bir sosyal doku, huzurlu bir aile ortamı, özgüven veren bireğitim düzeni, çocuğun ruhen ve sosyal yönden gelişmesine katkı sağlayan yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, eğitim dünyası ve çocuğun üçüncü adreslerinin doğru şekillendirilmesi gerektiğini anlattı.
Her bireyin üçüncü doğru adrese ihtiyacı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, çocukların ve gençlerin ev ve okul dışındaki üçüncü adres olarak bisiklet yolu, spor alanları, kültür merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Mehmet Müezzinoğlu, 40 bin yatak kapasiteli 350 hastane inşaatının devam ettiğini, 10 bin yatak kapasiteli hastane ihalesinin de bu yıl tamamlanacağını, böylelikle yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli hastanelerin ileri fiziki mekan teknolojisiyle, tıbbi donanımla yapılmış olacağını kaydetti.
2-3 yıl sonra yaklaşık 3 saat uçuş mesafesinde 1,5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyaya hitap edileceğini, Türkiye'nin bölgenin sağlık turizminin merkezi olacağını belirten Müezzinoğlu, Suriyelilerin de sağlık hizmetlerinden faydalandığını, 65 bin Suriyeli çocuğun Türkiye'de dünyaya geldiğini, Suriyelilere farklılık gözetmeden her türlü desteğin verildiğini belirtti.
Yurtdışından doktor
Müezzinoğlu, şu anda en temel sorunlarının hekim açığı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Güzel hastane var ama doktor yok. Sağlık Bakanlığının 20 bin uzman hekim, 10 bin de pratisyen hekim açığı var. 1985-2007 arasında YÖK Türkiye'de hekim fazlası var diye, tıp fakülteleri kontenjanını neredeyse 5 binle dondurmuş. 2007'ye kadar tıp fakültesi kontenjanları 5 bini geçmedi. 2007'den sonra 2 bin 500'e, sonra 9 binlere, şimdi de 11 bin 500'lere taşıdık. Bu yıl 2 bin 500 ilave geldi. Bir hekimin uzman olarak karşımıza gelmesi en hızlı 10 yıl. OECD ülkelerinin ortalamasına göre 10 bin nüfusa 37 hekim düşüyor. Türkiye'de ise bizde 10 bin kişiye 17 hekim düşüyor. Biz OECD ülkelerinin standardının üzerinde hizmet sunuyoruz. Hemşire açığı da 50 bin. Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. Bazen 'dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu. Bize mesleği lazım. 10 arkadaşımızın yanında 5 tane iyi yetişmiş yabancı hekim varsa, bizim açığımızı kapatmayı rahatlatırsa... Bunlar tam aksine hazır yetişmiş beyin. Sağlık turizminde ve sağlık hizmeti sunumunda yetişmiş beyinler Türkiye'yi daha iyi noktaya getirecekse ki getirir. O nedenle her türlü yasal düzenlemeyi yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz."
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, aile hekimliğini de çok daha güçlü hale getirmeyi düşündüklerini belirterek, sözlerini, "Önümüzdeki 1-2 ay içinde yasal zeminini de oluşturarak aile hekimliğini çok daha güçlü hale getirmeyi düşünüyoruz. 4-5 tane aile hekimimizin olduğu fiziki mekanları da kamu olarak biz yapacağız. Aile hekimliğinden başlayarak aile sağlığı merkezlerini önümüzdeki 2 yıl içinde yeniden, sıfırdan biz yapacağız. Aile hekimliğini haftanın 7 günü sabah sekiz, akşam sekiz olarak düşünüyoruz" diye tamamladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Bakan Müezzinoğlu: "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım. Önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz"Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. 'Dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu, bize mesleği lazım" dedi.
Mili Türk Talebe Birliği (MTTB) ile Genç Birlik Vakfının "Sağlık Politikaları" toplantısında Müezzinoğlu, ruhen, fiziken ve sosyal yönden sağlıklı nesiller yetiştirmenin önemine değindiği konuşmasında, uyuşturucu kullanan gençlerin yüzde 85'inin önce sigara, sonra alkol, sonra da uyuşturucuyla tanıştığını söyledi.
Gençlerin ve çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde herkese sorumluluk düştüğünü, bu konuların sadece bakanlıklara havale edilecek kadar basit görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, daha sağlıklı çevre ve daha sağlıklı bir sosyal doku, huzurlu bir aile ortamı, özgüven veren bireğitim düzeni, çocuğun ruhen ve sosyal yönden gelişmesine katkı sağlayan yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, eğitim dünyası ve çocuğun üçüncü adreslerinin doğru şekillendirilmesi gerektiğini anlattı.
Her bireyin üçüncü doğru adrese ihtiyacı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, çocukların ve gençlerin ev ve okul dışındaki üçüncü adres olarak bisiklet yolu, spor alanları, kültür merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Mehmet Müezzinoğlu, 40 bin yatak kapasiteli 350 hastane inşaatının devam ettiğini, 10 bin yatak kapasiteli hastane ihalesinin de bu yıl tamamlanacağını, böylelikle yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli hastanelerin ileri fiziki mekan teknolojisiyle, tıbbi donanımla yapılmış olacağını kaydetti.
2-3 yıl sonra yaklaşık 3 saat uçuş mesafesinde 1,5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyaya hitap edileceğini, Türkiye'nin bölgenin sağlık turizminin merkezi olacağını belirten Müezzinoğlu, Suriyelilerin de sağlık hizmetlerinden faydalandığını, 65 bin Suriyeli çocuğun Türkiye'de dünyaya geldiğini, Suriyelilere farklılık gözetmeden her türlü desteğin verildiğini belirtti.
Yurtdışından doktor
Müezzinoğlu, şu anda en temel sorunlarının hekim açığı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Güzel hastane var ama doktor yok. Sağlık Bakanlığının 20 bin uzman hekim, 10 bin de pratisyen hekim açığı var. 1985-2007 arasında YÖK Türkiye'de hekim fazlası var diye, tıp fakülteleri kontenjanını neredeyse 5 binle dondurmuş. 2007'ye kadar tıp fakültesi kontenjanları 5 bini geçmedi. 2007'den sonra 2 bin 500'e, sonra 9 binlere, şimdi de 11 bin 500'lere taşıdık. Bu yıl 2 bin 500 ilave geldi. Bir hekimin uzman olarak karşımıza gelmesi en hızlı 10 yıl. OECD ülkelerinin ortalamasına göre 10 bin nüfusa 37 hekim düşüyor. Türkiye'de ise bizde 10 bin kişiye 17 hekim düşüyor. Biz OECD ülkelerinin standardının üzerinde hizmet sunuyoruz. Hemşire açığı da 50 bin. Dışarıdan eğitim standardı yüksek hekimler getirtmek istiyoruz. Bazen 'dil bilmiyor, şunu bilmiyor' deniyor. Her tarafımız dünya kadar tercüman dolu. Bize mesleği lazım. 10 arkadaşımızın yanında 5 tane iyi yetişmiş yabancı hekim varsa, bizim açığımızı kapatmayı rahatlatırsa... Bunlar tam aksine hazır yetişmiş beyin. Sağlık turizminde ve sağlık hizmeti sunumunda yetişmiş beyinler Türkiye'yi daha iyi noktaya getirecekse ki getirir. O nedenle her türlü yasal düzenlemeyi yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte, YÖK'ün denkliğini onaylayacağı standardı yüksek hekimlere kapılarımızı açacağız, açıyoruz."
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, aile hekimliğini de çok daha güçlü hale getirmeyi düşündüklerini belirterek, sözlerini, "Önümüzdeki 1-2 ay içinde yasal zeminini de oluşturarak aile hekimliğini çok daha güçlü hale getirmeyi düşünüyoruz. 4-5 tane aile hekimimizin olduğu fiziki mekanları da kamu olarak biz yapacağız. Aile hekimliğinden başlayarak aile sağlığı merkezlerini önümüzdeki 2 yıl içinde yeniden, sıfırdan biz yapacağız. Aile hekimliğini haftanın 7 günü sabah sekiz, akşam sekiz olarak düşünüyoruz" diye tamamladı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Aralık 2015 11:50
Gösterim: 1692
YÖK, yabancı dilde verilecek derslerde görev alacak öğretim elemanlarında aranacak asgari yeterlikler ile yabancı dille eğitim sürecinde aranması gereken kriterlere ilişkin paydaşlardan görüş istedi.Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) eğitim öğretimin niteliğini yükseltecek faaliyetler kapsamında "yabancı dil yeterlikleri"ne ilişkin başlatılan çalışma için paydaşlardan görüş istendi.
YÖK'ten yapılan açıklamada, yabancı dil yeterliklerine ilişkin karar alırken başta yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları ile tüm akademik camia olmak üzere diğer paydaşların görüş ve önerilerine ihtiyaç duyulduğu bildirildi.
Açıklamada, "Başta İngilizce olmak üzere yabancı dille eğitimin sürdürüldüğü programların niteliğine dair YÖK'e intikal eden şikayetler üzerine yükseköğretim kurumlarında yabancı dilde eğitim verilmesine ilişkin öğretim üyelerinin sağlaması gereken asgari yeterlikler ile eğitim-öğretim süreçlerinin (yabancı dil hazırlık okulu ve takibindeki ilgili programlarda yabancı dil ile yapılan eğitim-öğretim) izlenmesine ve denetlenmesine ilişkin kriterlerin yeniden belirlenmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır" denildi.
Yakın zamanda, British Council tarafından "Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce-Bir Durum Analizi" başlıklı bir çalışma yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada, bu rapordaki bulguların, konuya ilişkin başlatılan çalışmayı doğrular içerik ve nitelikte olduğu bildirildi.
Türkiye'nin Avrupa yükseköğretim alanındaki en yüksek öğrenci sayısına sahip ülke konumuna geldiği belirtilen açıklamada, nitelik ve kalite bakımından büyüme politikasının öncelikleri arasında, tamamen veya kısmen yabancı dil olarak eğitim öğretim faaliyetlerinde bulunan üniversitelerin ilgili programlarındaki öğrencilerin aldığı eğitimin, program sonunda kazanılması gereken mezun yeterlilikleri açısından değerlendirilmesinin de yer aldığı aktarıldı.
YÖK tarafından bu programların başlangıç kriterleri, süreç ve çıktılarının yeniden değerlendirilmesine yönelik yapılacak düzenlemeler için paydaşların görüşüne ihtiyaç duyulduğu belirtilen açıklamada, çalışmalarda dikkate alınmak üzere yükseköğretim kurumlarında yabancı dilde verilecek derslerde görev alacak öğretim elemanlarında aranacak asgari yeterlikler ile yabancı dille eğitim sürecinde aranması gereken kriterlere ilişkin görüş ve önerilerin 21 Aralık Pazartesi gününe kadar kuruma iletmesi istendi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, yabancı dilde verilecek derslerde görev alacak öğretim elemanlarında aranacak asgari yeterlikler ile yabancı dille eğitim sürecinde aranması gereken kriterlere ilişkin paydaşlardan görüş istedi.Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) eğitim öğretimin niteliğini yükseltecek faaliyetler kapsamında "yabancı dil yeterlikleri"ne ilişkin başlatılan çalışma için paydaşlardan görüş istendi.
YÖK'ten yapılan açıklamada, yabancı dil yeterliklerine ilişkin karar alırken başta yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları ile tüm akademik camia olmak üzere diğer paydaşların görüş ve önerilerine ihtiyaç duyulduğu bildirildi.
Açıklamada, "Başta İngilizce olmak üzere yabancı dille eğitimin sürdürüldüğü programların niteliğine dair YÖK'e intikal eden şikayetler üzerine yükseköğretim kurumlarında yabancı dilde eğitim verilmesine ilişkin öğretim üyelerinin sağlaması gereken asgari yeterlikler ile eğitim-öğretim süreçlerinin (yabancı dil hazırlık okulu ve takibindeki ilgili programlarda yabancı dil ile yapılan eğitim-öğretim) izlenmesine ve denetlenmesine ilişkin kriterlerin yeniden belirlenmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır" denildi.
Yakın zamanda, British Council tarafından "Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce-Bir Durum Analizi" başlıklı bir çalışma yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada, bu rapordaki bulguların, konuya ilişkin başlatılan çalışmayı doğrular içerik ve nitelikte olduğu bildirildi.
Türkiye'nin Avrupa yükseköğretim alanındaki en yüksek öğrenci sayısına sahip ülke konumuna geldiği belirtilen açıklamada, nitelik ve kalite bakımından büyüme politikasının öncelikleri arasında, tamamen veya kısmen yabancı dil olarak eğitim öğretim faaliyetlerinde bulunan üniversitelerin ilgili programlarındaki öğrencilerin aldığı eğitimin, program sonunda kazanılması gereken mezun yeterlilikleri açısından değerlendirilmesinin de yer aldığı aktarıldı.
YÖK tarafından bu programların başlangıç kriterleri, süreç ve çıktılarının yeniden değerlendirilmesine yönelik yapılacak düzenlemeler için paydaşların görüşüne ihtiyaç duyulduğu belirtilen açıklamada, çalışmalarda dikkate alınmak üzere yükseköğretim kurumlarında yabancı dilde verilecek derslerde görev alacak öğretim elemanlarında aranacak asgari yeterlikler ile yabancı dille eğitim sürecinde aranması gereken kriterlere ilişkin görüş ve önerilerin 21 Aralık Pazartesi gününe kadar kuruma iletmesi istendi.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Aralık 2015 13:14
Gösterim: 1957
YÖK üyeliğine Prof. Dr. Beril Dedeoğlu seçildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Erdoğan'ın, açık bulunan YÖK üyeliğine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6’ncı maddesinin b/1 bendi uyarınca Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nu seçtiği bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK üyeliğine Prof. Dr. Beril Dedeoğlu seçildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Erdoğan'ın, açık bulunan YÖK üyeliğine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6’ncı maddesinin b/1 bendi uyarınca Prof. Dr. Beril Dedeoğlu'nu seçtiği bildirildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Aralık 2015 14:26
Gösterim: 1443
YÖK, üniversitelerde ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerini "özel eğitim öğretmenliği" adıyla birleştirmeyi planlanıyor.
YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK'te gerçekleştirilen "Özel Eğitim" toplantısında, alandaki sorunlar ve çözüm önerilerinin görüşüldüğünü anlattı.
MEB'in, YÖK'ten de özel eğitim öğretmeni yetiştirilmesi süreciyle ilgili yeniden yapılanma talep ettiğini ifade eden Şişman, 17 devlet ve 4 vakıf üniversitesinde zihin engelliler, 3 devlet üniversitesinde işitme engelliler, 1 devlet üniversitesinde görme engelliler, 1 devlet ve 4 vakıf üniversitesinde ise üstün zekalılar öğretmenliği lisans programı bulunduğunu bildirdi.
Daha nitelikli ve farklı yetersizlik alanlarında, konusunda daha donanımlı öğretmenler yetiştirmek hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerine işaret eden Şişman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda, MEB'in talebi doğrultusunda, üniversitelerde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerini birleştirmeyi planlıyoruz. Bu öğretmenlik alanlarını, tek bir lisans programı çatısı altında toplamayı ve "özel eğitim öğretmenliği" adıyla yeni bir lisan programı oluşturmayı öngörüyoruz. Branşlaşmayı da program içerisinde sağlamayı planlıyoruz.
Bu çerçevede, taslak çalışmamıza göre, üniversitede, özel eğitim öğretmenliğini tercih eden öğrenciler, ilk 3 yıl ortak ders, son sınıfta ise tercihleri doğrultusunda alan seçmeli dersler alacak. Yani öğrenciler, ortak dersleri aldıktan sonra istedikleri alanda uzmanlaşacak. Böylece, öğretmen adayımız, işitme, görme, zihinsel engelliler veya üstün yeteneklilerle ilgili kendini geliştirebilecek ve öğretmen olduğunda ister zihinsel engelli ister işitme ya da görme engelli olsun, bu öğrencilere nasıl eğitim vereceğini bilecek. Farklı bir engelli grubuyla karşılaştığında, sorun yaşamayacak. Öğretmen, farklı gruplar için öğretimi nasıl farklılaştıracağını bilecek. Bu şekilde, özel eğitim öğretmenliği konusunda Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atama süreciyle de uyum sağlanacak."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, üniversitelerde ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerini "özel eğitim öğretmenliği" adıyla birleştirmeyi planlanıyor.
YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK'te gerçekleştirilen "Özel Eğitim" toplantısında, alandaki sorunlar ve çözüm önerilerinin görüşüldüğünü anlattı.
MEB'in, YÖK'ten de özel eğitim öğretmeni yetiştirilmesi süreciyle ilgili yeniden yapılanma talep ettiğini ifade eden Şişman, 17 devlet ve 4 vakıf üniversitesinde zihin engelliler, 3 devlet üniversitesinde işitme engelliler, 1 devlet üniversitesinde görme engelliler, 1 devlet ve 4 vakıf üniversitesinde ise üstün zekalılar öğretmenliği lisans programı bulunduğunu bildirdi.
Daha nitelikli ve farklı yetersizlik alanlarında, konusunda daha donanımlı öğretmenler yetiştirmek hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerine işaret eden Şişman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda, MEB'in talebi doğrultusunda, üniversitelerde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerini birleştirmeyi planlıyoruz. Bu öğretmenlik alanlarını, tek bir lisans programı çatısı altında toplamayı ve "özel eğitim öğretmenliği" adıyla yeni bir lisan programı oluşturmayı öngörüyoruz. Branşlaşmayı da program içerisinde sağlamayı planlıyoruz.
Bu çerçevede, taslak çalışmamıza göre, üniversitede, özel eğitim öğretmenliğini tercih eden öğrenciler, ilk 3 yıl ortak ders, son sınıfta ise tercihleri doğrultusunda alan seçmeli dersler alacak. Yani öğrenciler, ortak dersleri aldıktan sonra istedikleri alanda uzmanlaşacak. Böylece, öğretmen adayımız, işitme, görme, zihinsel engelliler veya üstün yeteneklilerle ilgili kendini geliştirebilecek ve öğretmen olduğunda ister zihinsel engelli ister işitme ya da görme engelli olsun, bu öğrencilere nasıl eğitim vereceğini bilecek. Farklı bir engelli grubuyla karşılaştığında, sorun yaşamayacak. Öğretmen, farklı gruplar için öğretimi nasıl farklılaştıracağını bilecek. Bu şekilde, özel eğitim öğretmenliği konusunda Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atama süreciyle de uyum sağlanacak."
Son Güncelleme: Çarşamba, 09 Aralık 2015 17:17
Gösterim: 1264