Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ünlü sanatçı Zerrin Özer, Konya'da down sendromlular için düzenlenen gecede en güzel şarkılarını down sendromlu çocuklarla birlikte söyledi.
zerrin_ozerÖzel bir rehabilitasyon merkezi tarafından 21 Mart Dünya Down Sendromlular Günü nedeniyle Mevlana Kültür Merkezi'nde bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Konya Valisi Aydın Nezih Doğan ve eşi Hatice Doğan, Amerika, Hollanda, Mısır ve Lübnan'dan gelen down sendromlu çocuklar ile Konya'da bulunan down sendromlu çocuklar ve aileleri katıldı. Etkinlik, Edirne'den gelen down sendromlu çocukların Mehter konseriyle başladı. Yurt dışından gelen down sendromlu çocukların keman, piyano ve klarnet gösterilerinin
ardından Konya'daki rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören down sendromlu çocuklar sema gösterisi icra etti. Büyüklerini aratmayan çocuklar, izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.
Etkinlikte son olarak sahneye çıkan ünlü sanatçı Zerrin Özer, en güzel şarkılarını down sendromlu çocuklar için söyledi. Sahneden inerek çocukların arasına katılan Özer, şarkılarını çocuklarla birlikte söyledi.

> Zerrin Özer down sendromlu çocuklar için söyledi

Ünlü sanatçı Zerrin Özer, Konya'da down sendromlular için düzenlenen gecede en güzel şarkılarını down sendromlu çocuklarla birlikte söyledi.
zerrin_ozerÖzel bir rehabilitasyon merkezi tarafından 21 Mart Dünya Down Sendromlular Günü nedeniyle Mevlana Kültür Merkezi'nde bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Konya Valisi Aydın Nezih Doğan ve eşi Hatice Doğan, Amerika, Hollanda, Mısır ve Lübnan'dan gelen down sendromlu çocuklar ile Konya'da bulunan down sendromlu çocuklar ve aileleri katıldı. Etkinlik, Edirne'den gelen down sendromlu çocukların Mehter konseriyle başladı. Yurt dışından gelen down sendromlu çocukların keman, piyano ve klarnet gösterilerinin
ardından Konya'daki rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören down sendromlu çocuklar sema gösterisi icra etti. Büyüklerini aratmayan çocuklar, izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.
Etkinlikte son olarak sahneye çıkan ünlü sanatçı Zerrin Özer, en güzel şarkılarını down sendromlu çocuklar için söyledi. Sahneden inerek çocukların arasına katılan Özer, şarkılarını çocuklarla birlikte söyledi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Mart 2012 14:05

Gösterim: 1706

Dünya güzeli Azra Akın ve ünlü oyuncu Songül Öden kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için BM temsilcisi olarak çalışacaklar.
azra akin_songul oden'Kadın Türküleri' konseri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu'nda gerçekleştirildi. Konser öncesi Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Zihadul Huque, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Azra Akın ve Songül Öden ile çalışacaklarını açıkladı. Huque, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun uluslararası örgüt olduğunu hatırlatarak, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun her kadın ve çocuğun hayattan eşit haklar elde etmesine çalıştığını belirtti. Huque, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun her doğumun istenen doğum, her hamilelik olması üzerine ülkelere destek verdiğini kaydetti. Huque, Türkiye'de ve dünyada kadının konumunun güçlendirilmesi adına Azra Akın'ın çok önemli bir şahsiyet olduğunun altını çizerek, Azra Akın'ın tekliflerini kabul ettiğini belirtti. Huque, "Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların daha adil dünyada yaşaması adına Azra gibi yetenekli birinin desteğini almak bizim için çok önemli" ifadelerini kullandı.
Songül Öden'in ise İsmet Kuntay ve en iyi aktris ödüllerini aldığını ifade eden Huque, "Songül Türkiye'deki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına çok tutkulu bir şekilde çalışıyor. 'Gümüş' adlı dizisiyle Arap dünyasında çok meşhur" şeklinde konuştu.
Huque, Azra Akın ve Songül Öden'e Birleşmiş Milletlerin sertifikalarını verdi. Huque, Akın, Öden ve Bangladeş Büyükelçisi Zülfiqur Rahman ve ailesi ile fotoğraf çektirdiler.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kadınlar için konser verdi. 5 bin eser arasından 13 eser seçildi. Ücretsiz olan konserde, Azra Akın ve Songül Öden sunuculuk yaptılar.

> Azra Akın ve Songül Öden kadın hakları için çalışacak

Dünya güzeli Azra Akın ve ünlü oyuncu Songül Öden kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için BM temsilcisi olarak çalışacaklar.
azra akin_songul oden'Kadın Türküleri' konseri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu'nda gerçekleştirildi. Konser öncesi Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Zihadul Huque, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Azra Akın ve Songül Öden ile çalışacaklarını açıkladı. Huque, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun uluslararası örgüt olduğunu hatırlatarak, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun her kadın ve çocuğun hayattan eşit haklar elde etmesine çalıştığını belirtti. Huque, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun her doğumun istenen doğum, her hamilelik olması üzerine ülkelere destek verdiğini kaydetti. Huque, Türkiye'de ve dünyada kadının konumunun güçlendirilmesi adına Azra Akın'ın çok önemli bir şahsiyet olduğunun altını çizerek, Azra Akın'ın tekliflerini kabul ettiğini belirtti. Huque, "Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların daha adil dünyada yaşaması adına Azra gibi yetenekli birinin desteğini almak bizim için çok önemli" ifadelerini kullandı.
Songül Öden'in ise İsmet Kuntay ve en iyi aktris ödüllerini aldığını ifade eden Huque, "Songül Türkiye'deki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına çok tutkulu bir şekilde çalışıyor. 'Gümüş' adlı dizisiyle Arap dünyasında çok meşhur" şeklinde konuştu.
Huque, Azra Akın ve Songül Öden'e Birleşmiş Milletlerin sertifikalarını verdi. Huque, Akın, Öden ve Bangladeş Büyükelçisi Zülfiqur Rahman ve ailesi ile fotoğraf çektirdiler.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kadınlar için konser verdi. 5 bin eser arasından 13 eser seçildi. Ücretsiz olan konserde, Azra Akın ve Songül Öden sunuculuk yaptılar.

Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 11:19

Gösterim: 2400

Bir televizyon kanalında yayınlanan 'O Ses Türkiye' programı, Turkcell'in Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde ve Türk Eğitim Vakfı iş birliğinde başlattığı 'Van İçin Türkiye Kumbarası Projesi'ne destek için önceki gece Van'da çekildi.
o_ses_turkiyeVan Valiliğinin girişimleri ile aralarında Acun Ilıcalı, Mustafa Sandal, Hadise, Hülya Avşar, Murat Boz ve 12 yarışmacının bulunduğu 'O Ses Türkiye' yarışmasının çekimleri Van'da yapıldı. Van Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi spor salonunda çekimleri yapılan program, renkli görüntülere sahne oldu.
Van Ferit Melen Havalimanı'nda 'Van İçin Türkiye Kumbarası Projesi'nin reklam filminde rol alan öğretmen ve öğrenciler tarafından çiçeklerle karşılanan ekip, ardından programın yapılacağı Van Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi spor salonuna geçti. Burada halkın yoğun ilgisi ile karşılaşan sanatçılar, gördükleri ilgiden memnun olduklarını söyledi.
Hadise, "Sahneye çıkınca büyük bir saygı ve sevgi gördüm. Bundan dolayı burada bulunan herkese teşekkür ederim" derken, Mustafa Sandal, "Bu ilgi ve alaka karşısında Vanlı oldum. Müzik eşliğinde yardım kampanyası için buradayız" dedi.
Hülya Avşar ise, "Devletimiz her şekilde arkamızda fakat her şeyi devletten beklemek olmaz. Burada bulunmamıza ön ayak olmasından dolayı Acun'a teşekkür ediyorum. Şahsım adına 60 bin TL bağışta bulunmak istiyorum ve ismini açıklamak istemeyen bir arkadaşımın da 60 bin TL bağışta bulunmak istediğini sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi. Murat Boz ise, "Burada mükemmel insanlar, ruhlar var. Burada olmak benim için büyük bir şereftir" diye konuştu.
Aynı zamanda Van'da 16 derslikli bir okul yaptırmakta olan Acun Ilıcalı, okul açılışına bütün Van halkını davet etti. Program yapımcısı Acun Ilıcalı, öğretmen ve öğrencilerin barınma sorununa katkıda bulunmak amacıyla Van'da özel bir bölüm çektiklerini, Van'a gelmenin görevleri olduğunu belirtti.
Gecede Ilıcalı ve Mustafa Sandal, Hadise, Hülya Avşar, Murat Boz'un yanı sıra 12 yarışmacı da sergiledikleri performansla dikkat çekti. Van'ı temsilen sahneye çıkan Van Abdurrahman Gazi Lisesi Müzik Öğretmeni Yasemin Yıldız ise, söylediği türkü ve gösterdiği performansla katılımcılardan büyük beğeni topladı.
Van Vali Yardımcısı Atay Uslu, yaptığı konuşmada, "Deprem öncesi Van'ın nüfusunu 1 milyon biliyorduk. Fakat deprem sonrası 74 milyon olduğunu öğrendik. Ülkemizin güzel insanlarına ilgilerinden dolayı teşekkür ediyoruz" dedi.
Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Turgut Bozkurt da, "Ömrümün en mutlu günlerinden birini yaşıyorum. Öğrencilerimizin bize ihtiyacı var ve biz onları yalnız bırakmıyoruz. Hülya Hanım, yaptığınız bağışla isminizi yaşatacak ve birçok insana da örnek olacaksınız" dedi. Program yapımcısı ve sunucusu Acun Ilıcalı tarafından da sürekli anons edilen "Van yazın, 8253'e gönderin" pankartları salonda büyük ilgi gördü.
Van'da destek amacıyla gerçekleştirilen program için gelen sanatçılar ve program ekibinin bulunduğu 100 kişilik kafile gece Van'dan ayrılırken, program çalışanlarını uğurlamak için, Van Vali Yardımcıları ve Van İl Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır, Ferit Melen Havalimanı'nda hazır bulundu.
Van'ın eğitimine katkı amaçlı yapılan bu programın, 14 Mart Çarşamba akşamı Show TV'de yayınlanacağı öğrenildi

> O Ses Türkiye eğitime destek için Van’da çekildi

Bir televizyon kanalında yayınlanan 'O Ses Türkiye' programı, Turkcell'in Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde ve Türk Eğitim Vakfı iş birliğinde başlattığı 'Van İçin Türkiye Kumbarası Projesi'ne destek için önceki gece Van'da çekildi.
o_ses_turkiyeVan Valiliğinin girişimleri ile aralarında Acun Ilıcalı, Mustafa Sandal, Hadise, Hülya Avşar, Murat Boz ve 12 yarışmacının bulunduğu 'O Ses Türkiye' yarışmasının çekimleri Van'da yapıldı. Van Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi spor salonunda çekimleri yapılan program, renkli görüntülere sahne oldu.
Van Ferit Melen Havalimanı'nda 'Van İçin Türkiye Kumbarası Projesi'nin reklam filminde rol alan öğretmen ve öğrenciler tarafından çiçeklerle karşılanan ekip, ardından programın yapılacağı Van Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi spor salonuna geçti. Burada halkın yoğun ilgisi ile karşılaşan sanatçılar, gördükleri ilgiden memnun olduklarını söyledi.
Hadise, "Sahneye çıkınca büyük bir saygı ve sevgi gördüm. Bundan dolayı burada bulunan herkese teşekkür ederim" derken, Mustafa Sandal, "Bu ilgi ve alaka karşısında Vanlı oldum. Müzik eşliğinde yardım kampanyası için buradayız" dedi.
Hülya Avşar ise, "Devletimiz her şekilde arkamızda fakat her şeyi devletten beklemek olmaz. Burada bulunmamıza ön ayak olmasından dolayı Acun'a teşekkür ediyorum. Şahsım adına 60 bin TL bağışta bulunmak istiyorum ve ismini açıklamak istemeyen bir arkadaşımın da 60 bin TL bağışta bulunmak istediğini sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi. Murat Boz ise, "Burada mükemmel insanlar, ruhlar var. Burada olmak benim için büyük bir şereftir" diye konuştu.
Aynı zamanda Van'da 16 derslikli bir okul yaptırmakta olan Acun Ilıcalı, okul açılışına bütün Van halkını davet etti. Program yapımcısı Acun Ilıcalı, öğretmen ve öğrencilerin barınma sorununa katkıda bulunmak amacıyla Van'da özel bir bölüm çektiklerini, Van'a gelmenin görevleri olduğunu belirtti.
Gecede Ilıcalı ve Mustafa Sandal, Hadise, Hülya Avşar, Murat Boz'un yanı sıra 12 yarışmacı da sergiledikleri performansla dikkat çekti. Van'ı temsilen sahneye çıkan Van Abdurrahman Gazi Lisesi Müzik Öğretmeni Yasemin Yıldız ise, söylediği türkü ve gösterdiği performansla katılımcılardan büyük beğeni topladı.
Van Vali Yardımcısı Atay Uslu, yaptığı konuşmada, "Deprem öncesi Van'ın nüfusunu 1 milyon biliyorduk. Fakat deprem sonrası 74 milyon olduğunu öğrendik. Ülkemizin güzel insanlarına ilgilerinden dolayı teşekkür ediyoruz" dedi.
Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Turgut Bozkurt da, "Ömrümün en mutlu günlerinden birini yaşıyorum. Öğrencilerimizin bize ihtiyacı var ve biz onları yalnız bırakmıyoruz. Hülya Hanım, yaptığınız bağışla isminizi yaşatacak ve birçok insana da örnek olacaksınız" dedi. Program yapımcısı ve sunucusu Acun Ilıcalı tarafından da sürekli anons edilen "Van yazın, 8253'e gönderin" pankartları salonda büyük ilgi gördü.
Van'da destek amacıyla gerçekleştirilen program için gelen sanatçılar ve program ekibinin bulunduğu 100 kişilik kafile gece Van'dan ayrılırken, program çalışanlarını uğurlamak için, Van Vali Yardımcıları ve Van İl Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır, Ferit Melen Havalimanı'nda hazır bulundu.
Van'ın eğitimine katkı amaçlı yapılan bu programın, 14 Mart Çarşamba akşamı Show TV'de yayınlanacağı öğrenildi

Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 13:33

Gösterim: 5583

Türk Sağlık-Sen, Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ömer Özkan'a 'Yılın hekimi' ödülü verdi.
omer ozkan_onder kahveciTürk Sağlık-Sen tarafından verilen 'Yılın hekimi' ödül töreni Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde gerçekleştirildi. Törene Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Uysal, Türk Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz, 'Yılın Hekim' ödülünü alan Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve hastane doktorları katıldı.
Kısa bir süre önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesini ziyaret ettiklerini söyleyen Türk Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz, "Bu olayı sivil toplum örgütü olarak da gündeme getirmeyi düşündük. Üç haftadır Antalya'da üst üste toplantılar yapılıyor. 81 il başkanımız, 500 öğretmenimiz ve 3 bin 500 tane iş yeri temsilcimizin katılmış olduğu toplantılarda Prof. Dr. Ömer Özkan'a Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştirdiğinden ve Akdeniz Üniversitesini, Antalya'mızı ve Türkiye'nin tanıtımına çok büyük katkılar sağladıklarından dolayı yılın hekimi ilan etmeye karar verdik, kararımızı kendileriyle paylaştık"
Prof.Dr. Ömer Özkan'ı ilk yüz nakli yaptığından dolayı kutlayan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Sağlık Sendikasının kuruluşunun 20. yılında hem yılın hekimi ödülünün Ömer hocaya verilmesi noktasında bir fikir ortaya çıktığını söyledi.
Yüz nakli operasyonun önemli bir çalışma olduğunu kaydeden Kahveci, sözlerine şöyle devam etti: "Bu önemli bir çalışma, önemli bir operasyondu. Hem Türkiye'nin yüz akı, 75 milyon Türk milletini memnun etti"
Organ naklinin bir diğer tarafının da organ bağışı olduğunu ifade eden Kahveci, vatandaşların organ bağışı noktasında da daha hassas davranmaları için bir çağrı yaptıklarını belirtti. Türkiye'nin geçen yıl yabancı doktoru, hemşireyi çok tartıştığını anlatan Önder Kahveci, konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Türkiye'ye yabancı doktor ve hemşire getirilmesi için kanunlar çıkarıldı, düzenlemeler yapıldı. Biz yıllarca hep söyledik, bizim tıp alanında hekimlerimiz çok üst düzeyde, çok nitelikli ve başarılı, onun
için ülkenin ihtiyaçlarını yabancı doktor ve hemşireyle karşılamak gibi bir şeyin içerisine girmek çok doğru değil, biz sadece sivil toplum olarak, devlet olarak bu işleri yapan insanlarımıza, sağlık çalışanlarımıza destek vereceğiz, katkı sağlayacağız. Türk insanının, Türk doktorunun ve hemşiresinin neler yapabildiğini hep beraber bu süreç içerisinde gördük."
İlk yüz naklinin uluslararası düzeyde ülkeye ciddi bir düzeyde prestij kazandırdığını da ifade eden Kahveci, şunları söyledi: "Kendilerini kutluyorum. Türkiye'de Nobel ödülüne bir teklif sunulacaksa Türk Sağlık Sendikasının yüz bin üyesi adına, Türkiye Kamu Sen'in 400 bin üyesi adına hocamızı buraya teklif ediyoruz."
ÇOK MUTLUYUM
Bir insanın yaptığı işten dolayı ödüllendirilmesi kadar onu mutlu edecek bir şeyin olmadığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, son iki ayda hep gündemde olmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Sürekli halk tarafından, toplum tarafından olumlu şekilde dillendirildiklerini de kaydeden Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu da bizi mutlu ediyor. Yaptığımız işin ne kadar olumlu olduğunu, özellikle üniversitemizin ülkemizde
dillendirilmesinde dünyada ses getirmesinde bir nebze faydası olduysa çok mutluyuz. Bize bu ödülü layık gördükleri için de Türk Sağlık -Sen'e ayrıca teşekkür ediyoruz"
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özkan, Sağlık Bakanlığının yüz ve uzuv nakillerinin aynı anda yapılması ile ilgili düzenlemeye ilişkin olarak şunları söyledi: "Onları önerenlerden biri zaten biziz. Ben de o bilimsel kuruldayım. Önemli olan gelecekte bunların düzgün, daha kuralına uygun, daha sağlıklı şekilde toplum yararı için yapmak. Onun kararını bilimsel kurul ve Sağlık Bakanlığının yetkilileri ile beraber ilgileniyorlar. Bu çok yeni bir uygulama, mutlaka ufak tefek aksaklıklar veya aksaklık olma ihtimali vardır. Bunların en düzgün şekilde olması için biz önerilerde bulunuyoruz" Çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır'ı birkaç güne kadar basınla karşı karşıya getirmeyi planladıklarını da kaydeden Özkan, şunları söyledi: "Özüne bakarsanız taburcu olma durumlarına geldi ikisi de, ama iki haftaya kadar iki hastamızı da çok rahatça taburcu etmeyi düşünüyoruz."
Operasyon ücreti ile ilgili konulara değinmek istemediğini belirten Prof.Dr. Ömer Özkan, parasal konuların hiç önemli olmadığını söyledi. Özkan konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Bunlar önemli ameliyatlar, Akdeniz Üniversitesi güçlü bir hastane, bunu para için yapan bir merkez de değil, ama gelecekte adlandırılması uygun olacaktır, insanların bunu özveri ile daha ileriye götürmesi için de. Zaten SGK başkanı da olumlu konuştu. Ben hiçbir zaman olumsuz bir şeyi kendi ağzından duymadım. Çıkan haberler nasıl
çıkıyor bilmiyorum, ben olumsuz bir şey görmüyorum doğrusu."
Toplantı sonunda Prof. Dr. Özkan'a "Yılın hekimi ödülü" verildi.

> ‘Nobel adayımız Ömer Özkan olmalı’

Türk Sağlık-Sen, Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ömer Özkan'a 'Yılın hekimi' ödülü verdi.
omer ozkan_onder kahveciTürk Sağlık-Sen tarafından verilen 'Yılın hekimi' ödül töreni Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde gerçekleştirildi. Törene Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Uysal, Türk Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz, 'Yılın Hekim' ödülünü alan Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve hastane doktorları katıldı.
Kısa bir süre önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesini ziyaret ettiklerini söyleyen Türk Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz, "Bu olayı sivil toplum örgütü olarak da gündeme getirmeyi düşündük. Üç haftadır Antalya'da üst üste toplantılar yapılıyor. 81 il başkanımız, 500 öğretmenimiz ve 3 bin 500 tane iş yeri temsilcimizin katılmış olduğu toplantılarda Prof. Dr. Ömer Özkan'a Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştirdiğinden ve Akdeniz Üniversitesini, Antalya'mızı ve Türkiye'nin tanıtımına çok büyük katkılar sağladıklarından dolayı yılın hekimi ilan etmeye karar verdik, kararımızı kendileriyle paylaştık"
Prof.Dr. Ömer Özkan'ı ilk yüz nakli yaptığından dolayı kutlayan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Sağlık Sendikasının kuruluşunun 20. yılında hem yılın hekimi ödülünün Ömer hocaya verilmesi noktasında bir fikir ortaya çıktığını söyledi.
Yüz nakli operasyonun önemli bir çalışma olduğunu kaydeden Kahveci, sözlerine şöyle devam etti: "Bu önemli bir çalışma, önemli bir operasyondu. Hem Türkiye'nin yüz akı, 75 milyon Türk milletini memnun etti"
Organ naklinin bir diğer tarafının da organ bağışı olduğunu ifade eden Kahveci, vatandaşların organ bağışı noktasında da daha hassas davranmaları için bir çağrı yaptıklarını belirtti. Türkiye'nin geçen yıl yabancı doktoru, hemşireyi çok tartıştığını anlatan Önder Kahveci, konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Türkiye'ye yabancı doktor ve hemşire getirilmesi için kanunlar çıkarıldı, düzenlemeler yapıldı. Biz yıllarca hep söyledik, bizim tıp alanında hekimlerimiz çok üst düzeyde, çok nitelikli ve başarılı, onun
için ülkenin ihtiyaçlarını yabancı doktor ve hemşireyle karşılamak gibi bir şeyin içerisine girmek çok doğru değil, biz sadece sivil toplum olarak, devlet olarak bu işleri yapan insanlarımıza, sağlık çalışanlarımıza destek vereceğiz, katkı sağlayacağız. Türk insanının, Türk doktorunun ve hemşiresinin neler yapabildiğini hep beraber bu süreç içerisinde gördük."
İlk yüz naklinin uluslararası düzeyde ülkeye ciddi bir düzeyde prestij kazandırdığını da ifade eden Kahveci, şunları söyledi: "Kendilerini kutluyorum. Türkiye'de Nobel ödülüne bir teklif sunulacaksa Türk Sağlık Sendikasının yüz bin üyesi adına, Türkiye Kamu Sen'in 400 bin üyesi adına hocamızı buraya teklif ediyoruz."
ÇOK MUTLUYUM
Bir insanın yaptığı işten dolayı ödüllendirilmesi kadar onu mutlu edecek bir şeyin olmadığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, son iki ayda hep gündemde olmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Sürekli halk tarafından, toplum tarafından olumlu şekilde dillendirildiklerini de kaydeden Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu da bizi mutlu ediyor. Yaptığımız işin ne kadar olumlu olduğunu, özellikle üniversitemizin ülkemizde
dillendirilmesinde dünyada ses getirmesinde bir nebze faydası olduysa çok mutluyuz. Bize bu ödülü layık gördükleri için de Türk Sağlık -Sen'e ayrıca teşekkür ediyoruz"
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özkan, Sağlık Bakanlığının yüz ve uzuv nakillerinin aynı anda yapılması ile ilgili düzenlemeye ilişkin olarak şunları söyledi: "Onları önerenlerden biri zaten biziz. Ben de o bilimsel kuruldayım. Önemli olan gelecekte bunların düzgün, daha kuralına uygun, daha sağlıklı şekilde toplum yararı için yapmak. Onun kararını bilimsel kurul ve Sağlık Bakanlığının yetkilileri ile beraber ilgileniyorlar. Bu çok yeni bir uygulama, mutlaka ufak tefek aksaklıklar veya aksaklık olma ihtimali vardır. Bunların en düzgün şekilde olması için biz önerilerde bulunuyoruz" Çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır'ı birkaç güne kadar basınla karşı karşıya getirmeyi planladıklarını da kaydeden Özkan, şunları söyledi: "Özüne bakarsanız taburcu olma durumlarına geldi ikisi de, ama iki haftaya kadar iki hastamızı da çok rahatça taburcu etmeyi düşünüyoruz."
Operasyon ücreti ile ilgili konulara değinmek istemediğini belirten Prof.Dr. Ömer Özkan, parasal konuların hiç önemli olmadığını söyledi. Özkan konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Bunlar önemli ameliyatlar, Akdeniz Üniversitesi güçlü bir hastane, bunu para için yapan bir merkez de değil, ama gelecekte adlandırılması uygun olacaktır, insanların bunu özveri ile daha ileriye götürmesi için de. Zaten SGK başkanı da olumlu konuştu. Ben hiçbir zaman olumsuz bir şeyi kendi ağzından duymadım. Çıkan haberler nasıl
çıkıyor bilmiyorum, ben olumsuz bir şey görmüyorum doğrusu."
Toplantı sonunda Prof. Dr. Özkan'a "Yılın hekimi ödülü" verildi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 10 Mart 2012 14:16

Gösterim: 2195

Nurcan Baysal Bilkent Üniversitesi'ndeki kariyerini bıraktı, Diyarbakır'a döndü. Hayatını sivil toplum çalışmalarına adayan Baysal, kırsal kalkınma konusunda Bitlis'te büyük bir başarıya imza attı

fark yaratanlarSabancı Vakfı, “Fark Yaratanlar” programıyla toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlatmaya devam ediyor. Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar programının son konuğu Nurcan Baysal oldu.

2006 yılından itibaren Özyeğin Vakfı bünyesinde Program Koordinatörü olarak çalışmaya başlayan Baysal, 2008 yılında Kırsal Kalkınma Programını hayata geçirdi. Nurcan Baysal ve ekibi, 35 ilde yaptıkları araştırmalar sonrasında, Türkiye’nin en düşük sosyo-ekonomik göstergelere sahip olan Bitlis’in Tatvan ilçesi Kavar havzasında Kırsal Kalkınma Programı’nı uygulamaya karar verdi. Ekip, eğitimden istihdama, sağlıktan sosyal yaşama kadar birçok alanda yaptıkları yeniliklerle Kavar’da bir mucizeye imza atarak 2.000 kişinin hayatında fark yarattı.
 

Köydeki ekonomik yaşam canlandı

Nurcan Baysal ve program ekibi, köylülerin gelir, eğitim ve sosyal yaşamlarının kalitelerinin artması için çalıştı. Köylülere gelir sağlamak amacıyla, 100’den fazla ceviz bahçesi ve ortak süt toplama merkezi kurdular. Köy kooperatifi bünyesinde başlatılan arıcılık, çiçekçilik ve seracılık faaliyetleriyle köydeki ekonomik yaşamı canlandırdılar. Köylülerin sosyal yaşamını güçlendirmek amacıyla; hijyen, çocuk bakımı ve anne sağlığı eğitimleri verdiler, çocuklar için oyuncak kütüphaneleri, oyun parkları, gençler için koro ve kadınlar için tiyatro kulübü kurdular.

Program kapsamında, 15 yıl önce okulu kapanmış olan köyde, çevre köylerine de hizmet veren 10 derslikli bir ilköğretim okulu hizmete açıldı. 256 öğrenci eğitim almaya başlarken, okuma yazma bilmeyen kadınlar da okula kaydedildi. Nurcan Baysal, şimdiye kadar üniversiteyi kazanmış olan kimsenin olmadığı köyde, gençlere üniversiteye hazırlanmaları için destek verdi.

Nurcan Baysal, Kavar havzasında gerçekleştirdiği çalışmalarla, Dünya Kadınlar Zirvesi Vakfı tarafından “Kırsal Yaşamda Kadının Yaratıcılığı Ödülü”ne layık görüldü.
 

Hayatını sivil toplum çalışmalarına adadı

Nurcan Baysal, Bilkent Üniversitesi’ndeki kariyerini bırakarak, memleketi Diyarbakır’a döndü. BM Kalkınma Programı’nda çalışırken, Diyarbakır’da kadın kuruluşlarının güçlenmesi için çeşitli çalışmalar yapan Baysal, Güneydoğu Anadolu Kadın Girişimcilik Danışma Kurulu’nun kuruluşunda yer aldı.

2005 yılında 3 arkadaşıyla beraber Diyarbakır Kalkınma Merkezi Derneği’ni kuran Baysal, zorunlu göç, kırsal kalkınma ve yoksullukla ilgili bir takım çalışmalar yürüttü. 2009 yılında Diyarbakır Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu üyelerinden biri olan Baysal, sivil topluma adadığı hayatında son olarak kırsal kalkınma üzerine yoğunlaştı.

Sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerinin anlatıldığı Sabancı Vakfı “Fark Yaratanlar” programında 2009 yılından bu yana 71 ‘Fark Yaratan’ öyküsü yayınlandı. Fark Yaratanlar videolarını izlemek ve paylaşmak için:

www.sabancivakfi.org

www.farkyaratanlar.org

www.facebook.com/FarkYaratanlar

www.twitter.com/Farkyaratanlar

www.youtube.com/user/turkeychangemakers

(radikal.com.tr)

> Türkiye'de kırsal alanda fark yaratmak

Nurcan Baysal Bilkent Üniversitesi'ndeki kariyerini bıraktı, Diyarbakır'a döndü. Hayatını sivil toplum çalışmalarına adayan Baysal, kırsal kalkınma konusunda Bitlis'te büyük bir başarıya imza attı

fark yaratanlarSabancı Vakfı, “Fark Yaratanlar” programıyla toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlatmaya devam ediyor. Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar programının son konuğu Nurcan Baysal oldu.

2006 yılından itibaren Özyeğin Vakfı bünyesinde Program Koordinatörü olarak çalışmaya başlayan Baysal, 2008 yılında Kırsal Kalkınma Programını hayata geçirdi. Nurcan Baysal ve ekibi, 35 ilde yaptıkları araştırmalar sonrasında, Türkiye’nin en düşük sosyo-ekonomik göstergelere sahip olan Bitlis’in Tatvan ilçesi Kavar havzasında Kırsal Kalkınma Programı’nı uygulamaya karar verdi. Ekip, eğitimden istihdama, sağlıktan sosyal yaşama kadar birçok alanda yaptıkları yeniliklerle Kavar’da bir mucizeye imza atarak 2.000 kişinin hayatında fark yarattı.
 

Köydeki ekonomik yaşam canlandı

Nurcan Baysal ve program ekibi, köylülerin gelir, eğitim ve sosyal yaşamlarının kalitelerinin artması için çalıştı. Köylülere gelir sağlamak amacıyla, 100’den fazla ceviz bahçesi ve ortak süt toplama merkezi kurdular. Köy kooperatifi bünyesinde başlatılan arıcılık, çiçekçilik ve seracılık faaliyetleriyle köydeki ekonomik yaşamı canlandırdılar. Köylülerin sosyal yaşamını güçlendirmek amacıyla; hijyen, çocuk bakımı ve anne sağlığı eğitimleri verdiler, çocuklar için oyuncak kütüphaneleri, oyun parkları, gençler için koro ve kadınlar için tiyatro kulübü kurdular.

Program kapsamında, 15 yıl önce okulu kapanmış olan köyde, çevre köylerine de hizmet veren 10 derslikli bir ilköğretim okulu hizmete açıldı. 256 öğrenci eğitim almaya başlarken, okuma yazma bilmeyen kadınlar da okula kaydedildi. Nurcan Baysal, şimdiye kadar üniversiteyi kazanmış olan kimsenin olmadığı köyde, gençlere üniversiteye hazırlanmaları için destek verdi.

Nurcan Baysal, Kavar havzasında gerçekleştirdiği çalışmalarla, Dünya Kadınlar Zirvesi Vakfı tarafından “Kırsal Yaşamda Kadının Yaratıcılığı Ödülü”ne layık görüldü.
 

Hayatını sivil toplum çalışmalarına adadı

Nurcan Baysal, Bilkent Üniversitesi’ndeki kariyerini bırakarak, memleketi Diyarbakır’a döndü. BM Kalkınma Programı’nda çalışırken, Diyarbakır’da kadın kuruluşlarının güçlenmesi için çeşitli çalışmalar yapan Baysal, Güneydoğu Anadolu Kadın Girişimcilik Danışma Kurulu’nun kuruluşunda yer aldı.

2005 yılında 3 arkadaşıyla beraber Diyarbakır Kalkınma Merkezi Derneği’ni kuran Baysal, zorunlu göç, kırsal kalkınma ve yoksullukla ilgili bir takım çalışmalar yürüttü. 2009 yılında Diyarbakır Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu üyelerinden biri olan Baysal, sivil topluma adadığı hayatında son olarak kırsal kalkınma üzerine yoğunlaştı.

Sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerinin anlatıldığı Sabancı Vakfı “Fark Yaratanlar” programında 2009 yılından bu yana 71 ‘Fark Yaratan’ öyküsü yayınlandı. Fark Yaratanlar videolarını izlemek ve paylaşmak için:

www.sabancivakfi.org

www.farkyaratanlar.org

www.facebook.com/FarkYaratanlar

www.twitter.com/Farkyaratanlar

www.youtube.com/user/turkeychangemakers

(radikal.com.tr)

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Şubat 2012 17:55

Gösterim: 1895


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.