Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Gazi Üniversitesinde yapılan "Bilgisayar ve İnternet Kullanımı Bağımlılık Araştırması"na göre, katılımcıların yüzde 18'i internet bağımlısı...

Bilgisayar ve internet kullanımı bağımlılık araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 18'i internet bağımlısı. Bağımlılık 16-24 yaş grubunda, erkeklerde, bekarlarda, ortaokul ve lise mezunlarında, işsizlerde, aylık geliri bin TL'nin altında olanlarda ya da 5 bin TL'nin üzerinde olanlarda daha fazla görüldüğü ifade edilen araştırmada, sırasıyla oyun, pornografi ve sosyal amaçlı internet kullananlarda bağımlılık daha fazla çıkıyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgisayar ve internet kullanımının kimi zaman bağımlılık haline geldiğini belirterek, bununla ilgili araştırma yaptıklarını söyledi.

Bilgisayar ve internet kullanım sıklığının hızlı biçimde artmasının, bireylerin bu alana ayırdıkları zamanda da artışa neden olduğunu dile getiren İlhan, 2005 yılında 7 milyon 270 bin internet kullanıcısına sahip olan Türkiye'de, 2012 Haziran ayında bu rakamın 36 milyon 455 bine ulaştığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumunun 2012 Yılı Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması sonuçlarına göre, bilgisayar ve internet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 16-24 olduğunu ifade eden İlhan, eğitim durumuna göre en fazla internet kullanım oranının yüzde 93 ile yüksekokul, fakülte ve daha üstü kişiler olduğunu bildirdi.

İlhan, bilgisayar ve internetin aşırı kullanılmasının, bilgisayar/internet bağımlılığı riskini de beraberinde getirdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"İnternet bağımlılığı, genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali ve saldırganlığın olması ve kişinin iş, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir.

İnternet kullanımı ile ilgili zihinsel meşguliyet, internet kullanımını sınırlama ve kontrol etme ile ilgili yineleyici düşünceler, erişim isteğini durduramama, işlevselliğin çeşitli düzeylerde bozulmasına karşın internet kullanmayı sürdürme, giderek artan sürelerde internette zaman geçirmek, kullanma olanağı bulunamadığı zaman arama ve aşerme davranışları gibi internetin aşırı ve kötü kullanımı; bağımlılığın belirtileri arasında yer almaktadır."

İnternetin bağımlılık şeklinde kötüye kullanımının, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin sınıflandırma sisteminde yer almadığını, toplumsal bir sorun haline gelmiş olan " internet bağımlılığı" nın daha önceden kabul edilmiş "Madde İstismarı ve Bağımlılığı" kavramının genişletilerek, "Madde Kullanımı ve Bağımlılık Bozuklukları" başlığı altında yer aldığını aktaran İlhan, "Ülkemizde genç nüfusun yoğunluğu göz önüne alındığındainternet bağımlılığı, toplumun büyük bir kesimini doğrudan ilgilendiren sosyal bir sorun niteliği taşımasının yanında, internet kullanım sıklığının giderek artması, bağımlılık sorunun sık görülmeye başlamasıyla da önemli bir sağlık sorunudur" dedi.

Kanunlara aykırı içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünenler fazla

İlhan, "Bilgisayar ve İnternet Kullanımı Bağımlılık Araştırması"ın 2014 Mart ayında Ankara Gölbaşı, Sincan ve Etimesgut ilçelerinde toplam bin 390 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldığını ve araştırmada araştırma ekibince geliştirilen araştırma formu ve internet bağımlılığı ölçeğinin kullanıldığını söyledi.

İlhan'ın verdiği bilgiye göre, toplumu temsil eden örneklemde yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 68,4'ü  internet kullanırken, yüzde 31,6'sıinternet kullanmıyor.  İnternete en sık erişim yerleri yüzde 68.1 ev, yüzde 17 cep tel/tablet bilgisayar olarak dikkat çekiyor.

Katılımcıların yüzde 71.7'si masaüstü/dizüstü bilgisayara sahipken, bu bilgisayarların yüzde 88.1'inde internet bağlantısı bulunuyor. Katılımcıların yüzde 90,3'ü cep telefonuna sahip iken, yüzde 48,2'sinin telefonunda internet bağlantısı bulunuyor. Tablet bilgisayar, katılımcıların yüzde 18,7'sinde bulunuyor ve bunların yüzde 18'inde internet kullanılıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 38,1'i işyerinde internet kısıtlaması olması gerektiğini düşünürken, yüzde 39,4'ü kısıtlama olmaması gerektiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 38,8'i internet içeriğinin kısıtlanmaması gereken serbest bir yer olduğunu düşünürken yüzde 36,4'ü tam tersini düşünüyor. Kanunlara aykırı olan içeriklerin internette kısıtlanması gerektiği düşüncesi yüzde 66,8 ile "evet" olarak belirtilirken, yüzde 23,4 ile "hayır" olarak ifade ediliyor. Katılımcıların yüzde 68,3'ü ahlaksız içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünürken yüzde 22,2'si kısıtlanmaması gerektiğini belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 26'sı hiç internet kullanmıyor

Araştırma sonucuna göre, katılımcıların yüzde 47.8'i düzenli olarak internet kullanırken, yüzde 26.5'i hiç internet kullanmıyor. İnternet kullanım süresine bakıldığında katılımcılar yüzde 48.8'i 0-9 saat, yüzde 30.3'ü 20 ve üzeri saat haftalık internet kullanıyor.

Araştırmaya katılanların interneti en çok kullanma amaçlarının dağılımı incelendiğinde, katılımcıların yüzde 34.4'ü sosyal, yüzde 25.2'si haber, yüzde 13'ü oyun için, interneti kullandıklarını belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 20,9'u kendisini internet bağımlısı olarak görürken, yüzde 79.1'i internet bağımlısı olarak görmüyor. Araştırmada kullanılan internet bağımlılığı ölçeğine göre ise katılımcıların yüzde 18,2'si muhtemel internet bağımlısı ya da internet bağımlısı olarak çıkıyor.

Bağımlılık 16-24 yaş grubunda, erkeklerde, bekarlarda, ortaokul ve lise mezunlarında, işsizlerde, aylık geliri bin TL'nin altında olanlarda ya da 5 bin TL'nin üzerinde olanlarda daha fazla görülüyor. Sırasıyla oyun, pornografi ve sosyal amaçlı internet kullananlarda bağımlılık daha fazla çıkıyor.

> Türkiye’de her 5 kişiden biri internet bağımlısı

Gazi Üniversitesinde yapılan "Bilgisayar ve İnternet Kullanımı Bağımlılık Araştırması"na göre, katılımcıların yüzde 18'i internet bağımlısı...

Bilgisayar ve internet kullanımı bağımlılık araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 18'i internet bağımlısı. Bağımlılık 16-24 yaş grubunda, erkeklerde, bekarlarda, ortaokul ve lise mezunlarında, işsizlerde, aylık geliri bin TL'nin altında olanlarda ya da 5 bin TL'nin üzerinde olanlarda daha fazla görüldüğü ifade edilen araştırmada, sırasıyla oyun, pornografi ve sosyal amaçlı internet kullananlarda bağımlılık daha fazla çıkıyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgisayar ve internet kullanımının kimi zaman bağımlılık haline geldiğini belirterek, bununla ilgili araştırma yaptıklarını söyledi.

Bilgisayar ve internet kullanım sıklığının hızlı biçimde artmasının, bireylerin bu alana ayırdıkları zamanda da artışa neden olduğunu dile getiren İlhan, 2005 yılında 7 milyon 270 bin internet kullanıcısına sahip olan Türkiye'de, 2012 Haziran ayında bu rakamın 36 milyon 455 bine ulaştığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumunun 2012 Yılı Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması sonuçlarına göre, bilgisayar ve internet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 16-24 olduğunu ifade eden İlhan, eğitim durumuna göre en fazla internet kullanım oranının yüzde 93 ile yüksekokul, fakülte ve daha üstü kişiler olduğunu bildirdi.

İlhan, bilgisayar ve internetin aşırı kullanılmasının, bilgisayar/internet bağımlılığı riskini de beraberinde getirdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"İnternet bağımlılığı, genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali ve saldırganlığın olması ve kişinin iş, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir.

İnternet kullanımı ile ilgili zihinsel meşguliyet, internet kullanımını sınırlama ve kontrol etme ile ilgili yineleyici düşünceler, erişim isteğini durduramama, işlevselliğin çeşitli düzeylerde bozulmasına karşın internet kullanmayı sürdürme, giderek artan sürelerde internette zaman geçirmek, kullanma olanağı bulunamadığı zaman arama ve aşerme davranışları gibi internetin aşırı ve kötü kullanımı; bağımlılığın belirtileri arasında yer almaktadır."

İnternetin bağımlılık şeklinde kötüye kullanımının, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin sınıflandırma sisteminde yer almadığını, toplumsal bir sorun haline gelmiş olan " internet bağımlılığı" nın daha önceden kabul edilmiş "Madde İstismarı ve Bağımlılığı" kavramının genişletilerek, "Madde Kullanımı ve Bağımlılık Bozuklukları" başlığı altında yer aldığını aktaran İlhan, "Ülkemizde genç nüfusun yoğunluğu göz önüne alındığındainternet bağımlılığı, toplumun büyük bir kesimini doğrudan ilgilendiren sosyal bir sorun niteliği taşımasının yanında, internet kullanım sıklığının giderek artması, bağımlılık sorunun sık görülmeye başlamasıyla da önemli bir sağlık sorunudur" dedi.

Kanunlara aykırı içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünenler fazla

İlhan, "Bilgisayar ve İnternet Kullanımı Bağımlılık Araştırması"ın 2014 Mart ayında Ankara Gölbaşı, Sincan ve Etimesgut ilçelerinde toplam bin 390 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldığını ve araştırmada araştırma ekibince geliştirilen araştırma formu ve internet bağımlılığı ölçeğinin kullanıldığını söyledi.

İlhan'ın verdiği bilgiye göre, toplumu temsil eden örneklemde yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 68,4'ü  internet kullanırken, yüzde 31,6'sıinternet kullanmıyor.  İnternete en sık erişim yerleri yüzde 68.1 ev, yüzde 17 cep tel/tablet bilgisayar olarak dikkat çekiyor.

Katılımcıların yüzde 71.7'si masaüstü/dizüstü bilgisayara sahipken, bu bilgisayarların yüzde 88.1'inde internet bağlantısı bulunuyor. Katılımcıların yüzde 90,3'ü cep telefonuna sahip iken, yüzde 48,2'sinin telefonunda internet bağlantısı bulunuyor. Tablet bilgisayar, katılımcıların yüzde 18,7'sinde bulunuyor ve bunların yüzde 18'inde internet kullanılıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 38,1'i işyerinde internet kısıtlaması olması gerektiğini düşünürken, yüzde 39,4'ü kısıtlama olmaması gerektiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 38,8'i internet içeriğinin kısıtlanmaması gereken serbest bir yer olduğunu düşünürken yüzde 36,4'ü tam tersini düşünüyor. Kanunlara aykırı olan içeriklerin internette kısıtlanması gerektiği düşüncesi yüzde 66,8 ile "evet" olarak belirtilirken, yüzde 23,4 ile "hayır" olarak ifade ediliyor. Katılımcıların yüzde 68,3'ü ahlaksız içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünürken yüzde 22,2'si kısıtlanmaması gerektiğini belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 26'sı hiç internet kullanmıyor

Araştırma sonucuna göre, katılımcıların yüzde 47.8'i düzenli olarak internet kullanırken, yüzde 26.5'i hiç internet kullanmıyor. İnternet kullanım süresine bakıldığında katılımcılar yüzde 48.8'i 0-9 saat, yüzde 30.3'ü 20 ve üzeri saat haftalık internet kullanıyor.

Araştırmaya katılanların interneti en çok kullanma amaçlarının dağılımı incelendiğinde, katılımcıların yüzde 34.4'ü sosyal, yüzde 25.2'si haber, yüzde 13'ü oyun için, interneti kullandıklarını belirtiyor.

Katılımcıların yüzde 20,9'u kendisini internet bağımlısı olarak görürken, yüzde 79.1'i internet bağımlısı olarak görmüyor. Araştırmada kullanılan internet bağımlılığı ölçeğine göre ise katılımcıların yüzde 18,2'si muhtemel internet bağımlısı ya da internet bağımlısı olarak çıkıyor.

Bağımlılık 16-24 yaş grubunda, erkeklerde, bekarlarda, ortaokul ve lise mezunlarında, işsizlerde, aylık geliri bin TL'nin altında olanlarda ya da 5 bin TL'nin üzerinde olanlarda daha fazla görülüyor. Sırasıyla oyun, pornografi ve sosyal amaçlı internet kullananlarda bağımlılık daha fazla çıkıyor.

Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Nisan 2014 10:49

Gösterim: 1274

Twitter'da zararlı ve mahkeme kararına konu içerikler ''buzlanacak''

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, Twitter yetkilileri ile görüş birliğine varılan konuları açıkladı.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Twitter yetkilileriyle yapılan görüşmenin, sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde iyi niyet zemininde gerçekleştiğini belirterek, önümüzdeki süreçte olası sorunların hızla giderilebilmesi için iletişimin devam etmesi konusunda görüş birliğine varıldığını bildirdi.

Elvan, yazılı açıklamasında, sosyal paylaşım sitesi Twitter.com yetkilileriyle 14 Nisan'da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) temsilcilerinin katıldığı bir toplantı gerçekleştirildiğini anımsatarak, toplantıda Türkiye'de çeşitli mahkemeler tarafından alınan kararların uygulanmasına yönelik adımlar ve bundan sonra izlenecek yöntemlerin ele alındığını ifade etti.

Toplantıda, Twitter yetkililerine Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından alınan ve bazı hesapların kapatılmasını içeren mahkeme kararlarının uygulanmasının talep edildiğini belirten Elvan, Twitter yetkililerinin de son birkaç hafta içinde 200'den fazla içeriğin çıkarıldığını ve geçen hafta sonu itibariyle 5 mahkeme kararının çözüme kavuşturulduğunu ifade ettiklerini bildirdi.

Mevcut mahkeme kararları için geriye dönük bir çalışma yapılması ve mahkeme kararlarının kısa sürede çözümlenmesi noktasında görüş birliğine varıldığını ifade eden Elvan, şunları kaydetti:

"Şahıslar adına açılan ve şikayete konu olan sahte hesapların kapatılması konusunda bundan sonra mahkeme kararlarının ivedilikle uygulanması ve şikayete konu olan sahte hesapların kapatılması hususunda daha titiz davranacaklarını, başlangıç olarak da şikayet mekanizmasının hızlı bir şekilde yapılabilmesi için Twitter tarafından bir abone şikayet  formu geliştirildiğini ve bu formun da Türkçe'ye çevrildiğini belirtilmiştir.

Zararlı ve mahkeme kararına konu içerikler ''buzlanacak''

Toplantıda özellikle kişisel hakların korunması ve mağduriyet yaşanan durumlarda acil müdahale içeren 'süper etiketleme' yetkisinin TİB'e verilmesi ve daha sık koordinasyon sağlanması için Türkiye'de bir irtibat ofisi açılması konusu dile getirilmiş, Twitter yetkilileri ise bu hususlara hemen karar veremeyeceklerini, merkez ofislerinde yapacakları değerlendirmelerden sonra tekrar biraya gelebileceklerini beyan etmişlerdir. Ancak zararlı ve mahkeme kararına konu içeriklerin 'buzlanarak' etkisizleştirilmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır. İstanbul'da kendilerini temsil eden bir avukatın bulunmasının mevcut sorunların çözümü yolunda katkı sağlayacağını düşündüklerini ifade etmişlerdir."

Görüşmelerde ortak bir zeminde buluşulduğunu ve iletişimde somut ilerlemeler kaydedildiğini belirten Elvan, Twitter yetkilileriyle yapılan görüşmenin, sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde iyi niyet zemininde gerçekleştiğini belirterek, önümüzdeki süreçte olası sorunların hızla giderilebilmesi için iletişimin devam etmesi konusunda görüş birliğine varıldığını bildirdi.

> Twitter’da yeni dönem! O tweetler artık buzlanacak

Twitter'da zararlı ve mahkeme kararına konu içerikler ''buzlanacak''

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, Twitter yetkilileri ile görüş birliğine varılan konuları açıkladı.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Twitter yetkilileriyle yapılan görüşmenin, sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde iyi niyet zemininde gerçekleştiğini belirterek, önümüzdeki süreçte olası sorunların hızla giderilebilmesi için iletişimin devam etmesi konusunda görüş birliğine varıldığını bildirdi.

Elvan, yazılı açıklamasında, sosyal paylaşım sitesi Twitter.com yetkilileriyle 14 Nisan'da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) temsilcilerinin katıldığı bir toplantı gerçekleştirildiğini anımsatarak, toplantıda Türkiye'de çeşitli mahkemeler tarafından alınan kararların uygulanmasına yönelik adımlar ve bundan sonra izlenecek yöntemlerin ele alındığını ifade etti.

Toplantıda, Twitter yetkililerine Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından alınan ve bazı hesapların kapatılmasını içeren mahkeme kararlarının uygulanmasının talep edildiğini belirten Elvan, Twitter yetkililerinin de son birkaç hafta içinde 200'den fazla içeriğin çıkarıldığını ve geçen hafta sonu itibariyle 5 mahkeme kararının çözüme kavuşturulduğunu ifade ettiklerini bildirdi.

Mevcut mahkeme kararları için geriye dönük bir çalışma yapılması ve mahkeme kararlarının kısa sürede çözümlenmesi noktasında görüş birliğine varıldığını ifade eden Elvan, şunları kaydetti:

"Şahıslar adına açılan ve şikayete konu olan sahte hesapların kapatılması konusunda bundan sonra mahkeme kararlarının ivedilikle uygulanması ve şikayete konu olan sahte hesapların kapatılması hususunda daha titiz davranacaklarını, başlangıç olarak da şikayet mekanizmasının hızlı bir şekilde yapılabilmesi için Twitter tarafından bir abone şikayet  formu geliştirildiğini ve bu formun da Türkçe'ye çevrildiğini belirtilmiştir.

Zararlı ve mahkeme kararına konu içerikler ''buzlanacak''

Toplantıda özellikle kişisel hakların korunması ve mağduriyet yaşanan durumlarda acil müdahale içeren 'süper etiketleme' yetkisinin TİB'e verilmesi ve daha sık koordinasyon sağlanması için Türkiye'de bir irtibat ofisi açılması konusu dile getirilmiş, Twitter yetkilileri ise bu hususlara hemen karar veremeyeceklerini, merkez ofislerinde yapacakları değerlendirmelerden sonra tekrar biraya gelebileceklerini beyan etmişlerdir. Ancak zararlı ve mahkeme kararına konu içeriklerin 'buzlanarak' etkisizleştirilmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır. İstanbul'da kendilerini temsil eden bir avukatın bulunmasının mevcut sorunların çözümü yolunda katkı sağlayacağını düşündüklerini ifade etmişlerdir."

Görüşmelerde ortak bir zeminde buluşulduğunu ve iletişimde somut ilerlemeler kaydedildiğini belirten Elvan, Twitter yetkilileriyle yapılan görüşmenin, sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde iyi niyet zemininde gerçekleştiğini belirterek, önümüzdeki süreçte olası sorunların hızla giderilebilmesi için iletişimin devam etmesi konusunda görüş birliğine varıldığını bildirdi.

Son Güncelleme: Perşembe, 17 Nisan 2014 16:12

Gösterim: 1200

Türk ve Belarus bilim insanlarından oluşan ekip, yaptıkları deneyle Einstein’ın ‘Genel Görecelik Kuramı’nı çürüttüklerini iddia etti.

Aralarında Okan Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman’ın da bulunduğu Türk ve Belarus bilim insanlarından oluşan ekip, 2007 yılında ünlü fizikçi Albert Einstein’ın “Genel Görecelik (Yerçekimi)” kuramını çürütmek amacıyla gerçekleştirdikleri deneyi tekrarladı. Özel bir cihazla tekrarlanan deneyde ekip Einstein’ın kuramını çürüttüklerini iddia etti. Ekipten Prof. Dr. Yarman, “Bu deneyle elde ettiğimiz veriler Einstein’ın yerçekimi nazariyesini bozuyor. Böylece kainatın başlangıcına dair Big-Bang (Büyük Patlama) teorisi ve kara deliklerin gerçek olmadığı ortaya koyuldu” diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Koferans Salonu’nda dün düzenlenen basın toplantısına Fakülte Dekanı Prof. Dr. Baki Akkuş’un yanı sıra deneyi gerçekleştiren ekipteki Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, Boğaziçi Ünivresitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Arık ve Belarusya Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alexander Kholmetskii katıldı.

Prof. Dr. Kholmetskii, İ. Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Nükleer Fizik Laboratuarı’nda yaklaşık 6 ay süren deneyin bilimsel içerikli ayrıntılarını toplantıda kamuoyu ile paylaştı. 2007 yılında aynı ekip tarafından gerçekleştirilen deney ile Einstein’in Genel Görecelik Kuramı’nın çelişkilere neden olduğu belirlenmişti. 7 yıl aradan sonra deneyin tahkiki amacıyla aynı ekip tarafından gerçekleştiren deneyin sonucunda kuramın ivmesi olmayan sistemler için geçerli olmasına karşın, ivmeli sistemler için geçersiz olduğu tekrar kanıtlandı.

“Aklı bilimle terbiye ediyoruz”

Prof. Dr. Kholmetskii’nin sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ekipten Prof. Dr. Arık, deneyin Türkiye’de gerçekleşmiş olmasının önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Yarman ise deneyle elde edilen verilerin Einstein’ın yerçekimi nazariyesini bozduğunu ifade ederek, “Böylece kainatın başlangıcına dair Big-Bang (Büyük Patlama) teorisi ve kara deliklerin gerçek olmadığı ortaya koyuldu. Kainatın 15 milyar yıl önceki başlangıcından naklen yayın yapılıyormuşcasına net konuşulmaması gerektiğini artık söyleyebiliriz. Aklı kendi başına bırakırsanız ya davulcuya ya da zurnacıya kaçar. Biz aklı bilimle terbiye ediyoruz” diye konuştu.

> Einstein’ın ‘Genel Görecelik Kuramı’ çürütüldü mü?

Türk ve Belarus bilim insanlarından oluşan ekip, yaptıkları deneyle Einstein’ın ‘Genel Görecelik Kuramı’nı çürüttüklerini iddia etti.

Aralarında Okan Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman’ın da bulunduğu Türk ve Belarus bilim insanlarından oluşan ekip, 2007 yılında ünlü fizikçi Albert Einstein’ın “Genel Görecelik (Yerçekimi)” kuramını çürütmek amacıyla gerçekleştirdikleri deneyi tekrarladı. Özel bir cihazla tekrarlanan deneyde ekip Einstein’ın kuramını çürüttüklerini iddia etti. Ekipten Prof. Dr. Yarman, “Bu deneyle elde ettiğimiz veriler Einstein’ın yerçekimi nazariyesini bozuyor. Böylece kainatın başlangıcına dair Big-Bang (Büyük Patlama) teorisi ve kara deliklerin gerçek olmadığı ortaya koyuldu” diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Koferans Salonu’nda dün düzenlenen basın toplantısına Fakülte Dekanı Prof. Dr. Baki Akkuş’un yanı sıra deneyi gerçekleştiren ekipteki Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, Boğaziçi Ünivresitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Arık ve Belarusya Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alexander Kholmetskii katıldı.

Prof. Dr. Kholmetskii, İ. Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Nükleer Fizik Laboratuarı’nda yaklaşık 6 ay süren deneyin bilimsel içerikli ayrıntılarını toplantıda kamuoyu ile paylaştı. 2007 yılında aynı ekip tarafından gerçekleştirilen deney ile Einstein’in Genel Görecelik Kuramı’nın çelişkilere neden olduğu belirlenmişti. 7 yıl aradan sonra deneyin tahkiki amacıyla aynı ekip tarafından gerçekleştiren deneyin sonucunda kuramın ivmesi olmayan sistemler için geçerli olmasına karşın, ivmeli sistemler için geçersiz olduğu tekrar kanıtlandı.

“Aklı bilimle terbiye ediyoruz”

Prof. Dr. Kholmetskii’nin sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ekipten Prof. Dr. Arık, deneyin Türkiye’de gerçekleşmiş olmasının önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Yarman ise deneyle elde edilen verilerin Einstein’ın yerçekimi nazariyesini bozduğunu ifade ederek, “Böylece kainatın başlangıcına dair Big-Bang (Büyük Patlama) teorisi ve kara deliklerin gerçek olmadığı ortaya koyuldu. Kainatın 15 milyar yıl önceki başlangıcından naklen yayın yapılıyormuşcasına net konuşulmaması gerektiğini artık söyleyebiliriz. Aklı kendi başına bırakırsanız ya davulcuya ya da zurnacıya kaçar. Biz aklı bilimle terbiye ediyoruz” diye konuştu.

Son Güncelleme: Perşembe, 10 Nisan 2014 00:42

Gösterim: 2394

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yatırıma dönüşen projelere 10 milyon TL’ye kadar hibe desteği verdiklerini belirtti.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de girişimcilik faaliyetleri her geçen gün artıyor. Bilgi üretmenin yeterli olmadığını söyleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bizim o bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları da kurmamız gerekiyor. Bakanlığımızın, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi bağlı kuruluşlarımızın destek programlarında hep bu ihtiyacı gözetiyoruz” diyor.

Ülkemizdeki girişimci sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle “girişimci” tanımını yapmamız gerekiyor. En geniş anlamıyla, ölçeğine bakılmaksızın, kendi işletmesini kuran ve yöneten kişilere girişimci dense de, biz KOSGEB Girişimcilik Destek Programı kapsamında mevcut KOBİ’lerle girişimciler arasında bir ayırım yaptık ve kendi işini kurmak isteyen kişileri girişimci olarak tanımladık. Yeni Girişimci Desteği gibi bazı destek programlarımızda kuruluşundan itibaren en fazla iki yıl geçmiş işletme sahiplerine de yeni girişimci diyoruz. Bu çerçevede tek bir rakamla ülkemizdeki girişimci sayısını ifade etmek mümkün değil.

GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMLERİ YAYGINLAŞTI

Girişimciliğin yaygınlaşması için planlarınızda hangi çalışmalar var?

KOSGEB Girişimcilik Destek Programında yer alan “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” desteği, girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak ve girişimcileri iş planı kavramı ile tanıştırarak başarılı işletmelerin kurulmasını sağlamak amacı ile verilmektedir. Eğitime katılan kişi sayısı arttıkça eğitilenler içinden kendi işini kuranların sayısı da artmaktadır. Bugün itibariyle Uygulamalı Girişimcilik Eğitimine katılıp sertifika alan kişi sayısı 200 bini aşmış durumdadır. Eğitimi tamamlayarak hazırladıkları iş planları kapsamında işletmelerini kuran girişimciler diğer KOSGEB destek programlarına ilave olarak KOSGEB Girişimcilik Destek Programı içinde yer alan “Yeni Girişimci Desteği”ne başvurabilmektedir.

Teknogirişim Sermayesi Programı hakkında bilgi verir misiniz?

Teknogirişim Sermayesi Desteği ile yüksek eğitimli ve nitelikli gençlerin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürmelerini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Programa; örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok beş yıl önce almış kişiler başvurabiliyor. Girişimci adayımıza, firmasını kurmasını müteakip 100.000 TL’ye kadar hibe desteği veriyoruz. Bu destek ödemesini bir yıllık bir iş planı çerçevesinde yapıyoruz.

Teknogirişim desteğinden kaç kişi yararlandı? Destek vereceğiniz projeleri hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

2009 yılından 2013 yılına kadar geçen sürede bin 34 girişimci şirketlerini kurarak Bakanlığımızdan Teknogirişim Desteği almıştır. 2014 yılında ise 284 girişimci desteklenmeye değer bulunmuştur. İş fikirleri alanında uzman kişilerden oluşan 5 kişilik değerlendirme komisyonu, iş fikrinin teknoloji düzeyi ve yenilikçi yönü, yapılabilirliği, ekonomiye katkısı ve pazarlama imkanları gibi kriterlere göre değerlendiriliyor.

Teknogirişim Programına en çok başvuru hangi üniversitelerden ve hangi alanlardan geliyor?

Başvurular en çok elektronik, bilişim teknolojileri ve telekomünikasyon ile endüstriyel üretim, malzeme ve taşıma teknolojileri alanlarından yapılmakta olup ODTÜ, İTÜ, Gazi Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi başvurularda ilk sıralarda yer almaktadır.

YATIRIMA DÖNÜŞEN PROJELERE 10 MİLYON TL’YE KADAR HİBE DESTEĞİ

İş kurmaları için desteklediğiniz gençlere, sonrasında işlerini daha da büyütmeleri için destekleriniz sürüyor mu?

İlk aşamada başarılı olan girişimcilerimize, TÜBİTAK kanalıyla ikinci aşamada kullanacakları 550 bin TL’lik ilave bir destek hazırladık. TÜBİTAK hem KOSGEB hem de Bakanlık’tan destek alarak teknolojik ürün ortaya çıkaran genç girişimcilere 550.000 TL geri dönüşümsüz destek veriyor. Her yıl, başarılı teknogirişimcilerimizi temas ve inceleme yapmaları için Silikon Vadisi’ne göndermeye başladık. Yine geçtiğimiz günlerde çok önemli bir destek programı daha açıkladık. Bakanlığımızdan AR-GE desteği alan projeler yatırıma dönüşürlerse, 10 milyon TL’ye kadar hibe desteği alabilecekler.

Ülkemizdeki  teknopark sayısı ne kadar? Teknopark sayısını artırmak için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin yarattığı sorunların çözümüne yönelik yapılacak düzenlemelerde gözetilmesi gereken amaçların/hedeflerin, yine bu sektörün etkilendiği alanlara yönelik olması gerekir. 2002 yılında ülkemizde sadece 2 tane teknoloji geliştirme bölgesi vardı. Bugün ise 38 tanesi faal olmak üzere 53 teknoloji geliştirme bölgemiz var. Faal olan 38 bölgemizde 2 bin 500’den fazla teknoloji firması kurulmuş durumda. Biz teknoparkların sayısını artırmakla birlikte artık niteliklerini artırmaya daha fazla odaklanıyoruz. Bu amaçla hazırladığımız Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Endeksi’ni de her yıl düzenli bir şekilde açıklayacağız.

Türkiye’de üniversite-sanayi iş birliğinde gelinen noktayı değerlendirebilir misiniz? Bu iş birliğini daha da artırmak için neler yapılmalı?

Ekonomik ve sosyal hedeflerimize ulaşmamızda, üniversitelerin daha fazla sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz. Biz bu düşünceden hareketle, 81 ilimizin tamamında üniversiteler açtık. Bizim bilgi üretmemiz yeterli değildir, bizim o bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları da kurmamız gerekiyor. Bakanlığımızın, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi bağlı kuruluşlarımızın destek programlarında işte hep bu ihtiyacı gözetiyoruz. Bakanlığımız, 2013 yılında 26 alt bölgenin tamamında üniversite-sanayi iş birliği zirveleri düzenledi. Bunların son iki tanesine ben de katıldım. Ardından Ankara’da bir final çalıştayı da gerçekleştirdik. Kamu-Üniversite-Sanayi İş birliği ile ilgili strateji belgesi ve eylem planı hazırlığında da son aşamaya geldik. Bu belgeyle birlikte, çok daha nokta atış şeklinde eylemleri hayata geçireceğiz ve üniversite-sanayi iş birliğini çok daha güçlü bir şekilde tesis edeceğiz.

KADIN GİRİŞİMCİ SAYISINI ARTIRMAK İÇİN YOĞUN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ

Girişimcilik konusunda son zamanlarda birçok araştırmalar yapılıyor ve özellikle de kadınların iş hayatına atılması gerektiği konusunda sonuçlar ortaya çıkıyor. İş kurmak isteyen kadın girişimcilere verdiğiniz destekler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Avrupa Komisyonu Kadın Girişimciler Ağı’nın Türkiye odak noktası olan KOSGEB’de destek programlarının tamamında kadınlara yönelik pozitif uygulamalar mevcuttur. Eğitimlere katılanların yaklaşık %45’ini kadınlar oluşturmaktadır. Genel eğitimlerin yanı sıra sadece kadınlara özel eğitimler de yapılmaktadır. Eğitimleri tamamlayarak iş kuran girişimcilere başlangıç sermayesi niteliğinde Yeni Girişimci Desteği verilmektedir. 30.000 TL geri ödemesiz, 70.000 TL geri ödemeli olan bu destek için destekleme oranı 1. ve 2. bölgeler için %60, 3. ve 4. bölgeler için %70’tir. Kadınlar ve engelliler için bu oranlar (+) %10 olarak uygulanmaktadır. Bu desteğe başvurabilmek için eğitim sürecini tamamlamış olmak ve destek onay kurullarınca kabul edilebilir bir iş planı sunmak gerekmektedir. Eğitimlere katılarak yeni iş kuran girişimciler içinde kadınların oranı, eğitimlerdeki kadın oranı düzeyindedir.

Kadınlara yönelik KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimlerinin sayısını arttırmayı, bu girişimcilerin yeni ve teknolojik alanlara yönlendirilmesini sağlamak amacıyla modeller geliştirmeyi hedefliyoruz. Kadınlara yönelik eğitimlerimizi sosyal güçlenme modülleriyle destekleyeceğiz ve ayrıca ev eksenli çalışanlara yönelik proje ve destek modelleri geliştirmeyi planlıyoruz.

> Yatırıma dönüşen projelere 10 milyon TL destek

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yatırıma dönüşen projelere 10 milyon TL’ye kadar hibe desteği verdiklerini belirtti.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de girişimcilik faaliyetleri her geçen gün artıyor. Bilgi üretmenin yeterli olmadığını söyleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bizim o bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları da kurmamız gerekiyor. Bakanlığımızın, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi bağlı kuruluşlarımızın destek programlarında hep bu ihtiyacı gözetiyoruz” diyor.

Ülkemizdeki girişimci sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle “girişimci” tanımını yapmamız gerekiyor. En geniş anlamıyla, ölçeğine bakılmaksızın, kendi işletmesini kuran ve yöneten kişilere girişimci dense de, biz KOSGEB Girişimcilik Destek Programı kapsamında mevcut KOBİ’lerle girişimciler arasında bir ayırım yaptık ve kendi işini kurmak isteyen kişileri girişimci olarak tanımladık. Yeni Girişimci Desteği gibi bazı destek programlarımızda kuruluşundan itibaren en fazla iki yıl geçmiş işletme sahiplerine de yeni girişimci diyoruz. Bu çerçevede tek bir rakamla ülkemizdeki girişimci sayısını ifade etmek mümkün değil.

GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMLERİ YAYGINLAŞTI

Girişimciliğin yaygınlaşması için planlarınızda hangi çalışmalar var?

KOSGEB Girişimcilik Destek Programında yer alan “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” desteği, girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak ve girişimcileri iş planı kavramı ile tanıştırarak başarılı işletmelerin kurulmasını sağlamak amacı ile verilmektedir. Eğitime katılan kişi sayısı arttıkça eğitilenler içinden kendi işini kuranların sayısı da artmaktadır. Bugün itibariyle Uygulamalı Girişimcilik Eğitimine katılıp sertifika alan kişi sayısı 200 bini aşmış durumdadır. Eğitimi tamamlayarak hazırladıkları iş planları kapsamında işletmelerini kuran girişimciler diğer KOSGEB destek programlarına ilave olarak KOSGEB Girişimcilik Destek Programı içinde yer alan “Yeni Girişimci Desteği”ne başvurabilmektedir.

Teknogirişim Sermayesi Programı hakkında bilgi verir misiniz?

Teknogirişim Sermayesi Desteği ile yüksek eğitimli ve nitelikli gençlerin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürmelerini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Programa; örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok beş yıl önce almış kişiler başvurabiliyor. Girişimci adayımıza, firmasını kurmasını müteakip 100.000 TL’ye kadar hibe desteği veriyoruz. Bu destek ödemesini bir yıllık bir iş planı çerçevesinde yapıyoruz.

Teknogirişim desteğinden kaç kişi yararlandı? Destek vereceğiniz projeleri hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

2009 yılından 2013 yılına kadar geçen sürede bin 34 girişimci şirketlerini kurarak Bakanlığımızdan Teknogirişim Desteği almıştır. 2014 yılında ise 284 girişimci desteklenmeye değer bulunmuştur. İş fikirleri alanında uzman kişilerden oluşan 5 kişilik değerlendirme komisyonu, iş fikrinin teknoloji düzeyi ve yenilikçi yönü, yapılabilirliği, ekonomiye katkısı ve pazarlama imkanları gibi kriterlere göre değerlendiriliyor.

Teknogirişim Programına en çok başvuru hangi üniversitelerden ve hangi alanlardan geliyor?

Başvurular en çok elektronik, bilişim teknolojileri ve telekomünikasyon ile endüstriyel üretim, malzeme ve taşıma teknolojileri alanlarından yapılmakta olup ODTÜ, İTÜ, Gazi Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi başvurularda ilk sıralarda yer almaktadır.

YATIRIMA DÖNÜŞEN PROJELERE 10 MİLYON TL’YE KADAR HİBE DESTEĞİ

İş kurmaları için desteklediğiniz gençlere, sonrasında işlerini daha da büyütmeleri için destekleriniz sürüyor mu?

İlk aşamada başarılı olan girişimcilerimize, TÜBİTAK kanalıyla ikinci aşamada kullanacakları 550 bin TL’lik ilave bir destek hazırladık. TÜBİTAK hem KOSGEB hem de Bakanlık’tan destek alarak teknolojik ürün ortaya çıkaran genç girişimcilere 550.000 TL geri dönüşümsüz destek veriyor. Her yıl, başarılı teknogirişimcilerimizi temas ve inceleme yapmaları için Silikon Vadisi’ne göndermeye başladık. Yine geçtiğimiz günlerde çok önemli bir destek programı daha açıkladık. Bakanlığımızdan AR-GE desteği alan projeler yatırıma dönüşürlerse, 10 milyon TL’ye kadar hibe desteği alabilecekler.

Ülkemizdeki  teknopark sayısı ne kadar? Teknopark sayısını artırmak için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin yarattığı sorunların çözümüne yönelik yapılacak düzenlemelerde gözetilmesi gereken amaçların/hedeflerin, yine bu sektörün etkilendiği alanlara yönelik olması gerekir. 2002 yılında ülkemizde sadece 2 tane teknoloji geliştirme bölgesi vardı. Bugün ise 38 tanesi faal olmak üzere 53 teknoloji geliştirme bölgemiz var. Faal olan 38 bölgemizde 2 bin 500’den fazla teknoloji firması kurulmuş durumda. Biz teknoparkların sayısını artırmakla birlikte artık niteliklerini artırmaya daha fazla odaklanıyoruz. Bu amaçla hazırladığımız Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Endeksi’ni de her yıl düzenli bir şekilde açıklayacağız.

Türkiye’de üniversite-sanayi iş birliğinde gelinen noktayı değerlendirebilir misiniz? Bu iş birliğini daha da artırmak için neler yapılmalı?

Ekonomik ve sosyal hedeflerimize ulaşmamızda, üniversitelerin daha fazla sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz. Biz bu düşünceden hareketle, 81 ilimizin tamamında üniversiteler açtık. Bizim bilgi üretmemiz yeterli değildir, bizim o bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları da kurmamız gerekiyor. Bakanlığımızın, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi bağlı kuruluşlarımızın destek programlarında işte hep bu ihtiyacı gözetiyoruz. Bakanlığımız, 2013 yılında 26 alt bölgenin tamamında üniversite-sanayi iş birliği zirveleri düzenledi. Bunların son iki tanesine ben de katıldım. Ardından Ankara’da bir final çalıştayı da gerçekleştirdik. Kamu-Üniversite-Sanayi İş birliği ile ilgili strateji belgesi ve eylem planı hazırlığında da son aşamaya geldik. Bu belgeyle birlikte, çok daha nokta atış şeklinde eylemleri hayata geçireceğiz ve üniversite-sanayi iş birliğini çok daha güçlü bir şekilde tesis edeceğiz.

KADIN GİRİŞİMCİ SAYISINI ARTIRMAK İÇİN YOĞUN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ

Girişimcilik konusunda son zamanlarda birçok araştırmalar yapılıyor ve özellikle de kadınların iş hayatına atılması gerektiği konusunda sonuçlar ortaya çıkıyor. İş kurmak isteyen kadın girişimcilere verdiğiniz destekler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Avrupa Komisyonu Kadın Girişimciler Ağı’nın Türkiye odak noktası olan KOSGEB’de destek programlarının tamamında kadınlara yönelik pozitif uygulamalar mevcuttur. Eğitimlere katılanların yaklaşık %45’ini kadınlar oluşturmaktadır. Genel eğitimlerin yanı sıra sadece kadınlara özel eğitimler de yapılmaktadır. Eğitimleri tamamlayarak iş kuran girişimcilere başlangıç sermayesi niteliğinde Yeni Girişimci Desteği verilmektedir. 30.000 TL geri ödemesiz, 70.000 TL geri ödemeli olan bu destek için destekleme oranı 1. ve 2. bölgeler için %60, 3. ve 4. bölgeler için %70’tir. Kadınlar ve engelliler için bu oranlar (+) %10 olarak uygulanmaktadır. Bu desteğe başvurabilmek için eğitim sürecini tamamlamış olmak ve destek onay kurullarınca kabul edilebilir bir iş planı sunmak gerekmektedir. Eğitimlere katılarak yeni iş kuran girişimciler içinde kadınların oranı, eğitimlerdeki kadın oranı düzeyindedir.

Kadınlara yönelik KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimlerinin sayısını arttırmayı, bu girişimcilerin yeni ve teknolojik alanlara yönlendirilmesini sağlamak amacıyla modeller geliştirmeyi hedefliyoruz. Kadınlara yönelik eğitimlerimizi sosyal güçlenme modülleriyle destekleyeceğiz ve ayrıca ev eksenli çalışanlara yönelik proje ve destek modelleri geliştirmeyi planlıyoruz.

Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Nisan 2014 10:56

Gösterim: 2284

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların kullanımı için şehrin meydanlarında ücretsiz internet uygulaması başlattı.

CHP tarafından yerel seçimlerde sıkça dile getirilen ücretsiz internet projesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, ücretsiz internetin, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu meydanlardan başlatılacağı bildirildi.

Ücretsiz internet faydalanmak isteyen vatandaşların cep telefon numaralarını sisteme girerek alacağı SMS şifresiyle sisteme kayıt olabileceği aktarılan açıklamada, alınacak şifre ile ücretsiz internet kullanımının mümkün olacağı kaydedildi.

Açıklamada, ücretsiz internet hizmetinin verileceği noktalar şöyle sıralandı:

Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi (Galatasaray Lisesi), Sultanahmet Meydanı, Eminönü Meydanı, Beşiktaş Meydanı, Kadıköy Meydanı, Üsküdar Meydanı, Sultanbeyli Meydanı, Beyazıd Meydanı, Mecidiyeköy Meydanı ve Cevahir Önü, Miniatürk/İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgilendirme Çadırı, Saraçhane Parkı, Emirgan Korusu, Hidiv Kasrı korusu, Aksaray Meydanı, Bakırköy Meydanı, Beylikdüzü Meydanı, Eyüp Meydanı, Kartal Meydanı, Sarıyer İBB İletişim Noktası, Avcılar İBB İletişim Noktası, Şirinevler Meydanı, Pierre Lotti Tepesi,  Anadolu Hisarı İskelesi, Dragos Sosyal Tesisler Çevresi, Galata Kulesi ve Yakın Çevresi, Alibeyköy Cep Otogarı ve Bayrampaşa Otogar.

> Meydanlara ücretsiz internet geliyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların kullanımı için şehrin meydanlarında ücretsiz internet uygulaması başlattı.

CHP tarafından yerel seçimlerde sıkça dile getirilen ücretsiz internet projesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, ücretsiz internetin, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu meydanlardan başlatılacağı bildirildi.

Ücretsiz internet faydalanmak isteyen vatandaşların cep telefon numaralarını sisteme girerek alacağı SMS şifresiyle sisteme kayıt olabileceği aktarılan açıklamada, alınacak şifre ile ücretsiz internet kullanımının mümkün olacağı kaydedildi.

Açıklamada, ücretsiz internet hizmetinin verileceği noktalar şöyle sıralandı:

Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi (Galatasaray Lisesi), Sultanahmet Meydanı, Eminönü Meydanı, Beşiktaş Meydanı, Kadıköy Meydanı, Üsküdar Meydanı, Sultanbeyli Meydanı, Beyazıd Meydanı, Mecidiyeköy Meydanı ve Cevahir Önü, Miniatürk/İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgilendirme Çadırı, Saraçhane Parkı, Emirgan Korusu, Hidiv Kasrı korusu, Aksaray Meydanı, Bakırköy Meydanı, Beylikdüzü Meydanı, Eyüp Meydanı, Kartal Meydanı, Sarıyer İBB İletişim Noktası, Avcılar İBB İletişim Noktası, Şirinevler Meydanı, Pierre Lotti Tepesi,  Anadolu Hisarı İskelesi, Dragos Sosyal Tesisler Çevresi, Galata Kulesi ve Yakın Çevresi, Alibeyköy Cep Otogarı ve Bayrampaşa Otogar.

Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Nisan 2014 11:01

Gösterim: 1419


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.