Yükseköğretimin Nicelik değil Nitelik sorunu var!
- Ayrıntılar
- Kategori: Alparslan Dartan
- Pazartesi, 14 Mart 2022 10:22 tarihinde oluşturuldu
Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi
Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırılması son yıllarda yapılan değişikliklerle birlikte ele alındığında nitelikli ve sürdürülebilir bir yükseköğretim hayaline yeni bir darbedir.
Eğitimin girdisi ile çıktısı arasındaki farklar ile hedeflenen ile gerçekleşen arasındaki uçurumlar, eğitimin nihai hedeflerini sınavlar yolu ile giderme yanlışlığından kaynaklanıyor. Sınavlara endeksli bir eğitim anlayışıyla, sınavlar için koyduğumuz ölçütleri sürekli değiştirmekle eğitimin niteliğini artırmanın mümkün olmadığını bundan önceki tüm ulusal ya da uluslararası sınavlarda öğrencilerimizin aldıkları sonuçlarla test ettik deneyimledik.
Bugüne kadar kariyer sahibi olmanın yolunun bir üniversite okumaktan geçtiği düşünüldü hep. Oysa üniversiteler ile iş yaşamı arasındaki bağ çoğu zaman hiç örtüşmedi. Hayat başarısı ile sınav başarısı arasında sıkışmışlık da eğitimin genel bir problemi oldu maalesef. Ne üniversiteler kendilerine gelen öğrencileri ne de mezun ettikleri öğrencilerden memnun oldu, ne de iş dünyası beklentilerini karşılayacak nitelikli insan gücünü bulduğunu düşündü.
Bu kısır döngünün kırıldığı an muhtemeldir ki eğitim devriminin gerçekleştiği zaman olacaktır. Eğitimin nicel verilerinden çok niteliği üzerine yoğunlaşabilirsek, 20-25 yıldır yaptığımız gibi sınavlar üzerinde oynamalar yaparak eğitim sistemimizi geliştirmeye çalışmazsak olacak işlerdir bunlar. Yaşam varken umut da vardır elbet, ama yükseköğretim sistemindeki gelişmeler maalesef umutların tükenmesine neden oluyor. Tüm seviyelerde okullar arasındaki nicelik ve nitelik farklılıkları ortadan kaldırılmadıkça, öğretmen yetiştirme politikaları değiştirilmedikçe ve ezbere dayalı eğitim modelinden uzaklaşmadıkça lise ve üniversite önünde bekleyen yığınları azaltmak asla mümkün olmayacaktır.
ÖSYM’nin web sayfasında kendi kuruluş tarihçesine ilişkin bilgi notuna baktığınızda amacının, ulusal ölçekte yıllık ortalama 10 milyonun üzerinde adaya (bunun yaklaşık 2,5-3 milyonu YKS’yegiren adaylardır) uyguladığı sınavlarda geçerli, güvenilir ve adil ölçme, seçme ve yerleştirme yaptığı yazmaktadır. Ülkemizde tek bir elden yürütülen Yükseköğretim Kurumları Sınavı uygulamasının tarihçesine bakıldığında ise lise mezunları ile üniversitelerin kontenjanları arasındaki arz talep dengesinin bozulmaya başlamasından sonra ÖSYM’nin kuruluş aşamasının başladığı görüyoruz. İlk orta ve yükseköğretim arasında dikey bir yapılanma ve ülke ihtiyaçları ile doğrusal olmayan insan gücü planlamaları yükseköğretimde bugün karşımıza çıkan sorunların ana kaynağını oluşturuyor. Aslında bu dengenin bozulmasıyla nitelikli eğitimden de yavaş yavaş uzaklaşılıyor.
Üniversiteler, 1960'lı yıllara gelinceye kadar lise mezunlarının ancak bir kısmını sınavsız olarak kabul edebilmiş, daha sonraki yıllarda ise kontenjanlarını aşan bir taleple karşılaşıldığından fakülteler seçme işini ya başvuru sırasına göre ihtiyaç kadar adayı kabul ederek, ya da tüm başvuranları lise bitirme derecesine göre sıralayarak alma yoluna gitmişlerdir.
Lise mezunlarının artması ve lise dengi okul mezunlarına da yükseköğretime başvuru hakkı verilmesiyle birlikte, 1960'lı yıllardan itibaren bazı üniversiteler önce kendileri için giriş sınavları düzenlemeye başlamış; sonrasında ise bazı üniversiteler birlikte hareket etme yoluna gitmiştir.Üniversitelerarası Kurul da 1974 yılında üniversiteye giriş sınavlarının tek merkezden yapılmasına karar vererek 19 Kasım 1974 tarihinde bugünkü adıyla Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini (ÖSYM) kurmuştur.
YÖK ve alt kuruluşu olan ÖSYM bu tarihler arasında zaman zaman tek, zaman zaman da çift basamaklı sınavlarla ve her iktidarın kendi ölçeğinde hazırladığı yenilenme hareketlerinden de etkilenereküniversite adaylarının kaderini belirleyen bir rol üstlenmiştir. YÖK yakın zamanda yaptığı son değişikliklerle öğrencilerin kaderini etkilemeye devam etmiştir, elbette bu değişikliklerin niteliğe katkısı olduğunu söylemek de pek mümkün değildir.
Yeni değişikliklerle beraber 2022 yılında sınavda geçerli olmak üzere “TYT sınavındaki süre 30 dakika arttırılarak 165 dakikaya, 135 dakika olan TYT’nin süresi ise 30 dakika arttırılarak 165 dakikaya çıkarılmıştır. Son yıllarda yeni nesil soruların ağırlıkta sorulmaya başlandığı üniversite sınavlarında özellikle iyi öğrencilerin bile zaman sorunu yaşadığı ilk basamak sınavı olan TYT’de sürenin uzaması genel olarak iyi olmuştur.
Ancak üst grup olan ilk 10 binde yer alabilecek öğrencilerin çok da memnun olmadıkları da bir gerçek. Ortanın üstü performans gösteren ama tüm sorulara bakamayan adayların bu üst gruba yaklaşmalarını sağlayacaktır sürenin uzaması. Diğer açıdan başarısı daha düşük öğrencilerin de zamanı iyi kullanabilirlerse önceki yıllara göre daha fazla net çıkarabilmelerinin de önü açılmıştır.
Sınavların tarihine de bakıldığında böyle önemli değişikliklerin olduğu dönemlerde sınavların zorluk derecelerinde de oynamalar olmuştur. Klasik anlamda süre uzuyorsa zorluk derecesi de artabilir de denebilir, adayların buna da dikkat etmesi önemlidir.YÖK değişiklikleri içerisinde en can alıcı vuruşu ise baraj puanlarını kaldırarak yapmıştır. Yani bu tür sınavların ilk uygulandığı 1974 ten beri var olan baraj uygulamasını da kaldırılmıştır.
Geçen yıl yapılan YKS ’ye yaklaşık 2.6 milyon aday başvurmuş bunların yaklaşık 700 bini baraj puanlarını geçemedikleri için ön lisans ve lisans tercihi yapamamıştı. Bu yıl bu değişikliklerin etkisiyle YKS’ye 2.8 ile 3 milyon arasında bir adayın başvuruda bulunması bekleniyor. Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık ve Öğretmenlik programlarında uygulanan başarı sırası koşulu devam ediyor olmasına rağmen geçen yıl çok sayıda adayın baraj altında kalması devlet ve vakıf üniversitelerinde çok sayıda kontenjanın boş kalmasına neden olmuştu, bu değişiklikler ile bu boş kalan kontenjanların doldurulabilmesinin önü açılmıştır.
Dünyada eğitimin kalitesi, mezunların istihdam edilmesi, öğretim kadrosunun kalitesi, araştırma sayısı, önde gelen bilimsel dergilerde yayınlanan makalelerin sayısı, etkili dergilerde yayınlanan makale sayısı, üniversite öğretim üyelerinin atıf yapılan makale sayısı gibi niteliklerle ölçülür.
Niteliğe yön veren buna benzer pek çok gelişmenin üniversitelerimizin bir çoğunda olmadığını görüyoruz. Dünyada ilk 500 ya da ilk 1000 üniversite arasında yer alan üniversitelerimizin sayısı da bunu gösteriyor. Türk üniversitelerinin üst sıralarda yer alamamasının altında yatan birçok yapısal neden bulunuyor. Bunlar arasında üniversitelerin YÖK aracılığıyla tek elden ve merkezden yönlendirilmesi, düşünce ve ifade özgürlüğü sorunu, bilimsel ve finansal özerkliğin bulunmaması gibi nedenler sayılabilir.
Her ilde bir üniversite ya da her ilçede bir yüksekokul niteliğin önündeki en büyük engeldir.
Kaynakça
Hakkında (osym.gov.tr)
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı
27.Eyl.2024
Eğitim Pahalı Mıdır? Eğitimin Değeri / Ederi Nedir?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın.” Sokrates MEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1...
23.Ağu.2024
Eğitimde Bakmak ile Görmek ve Türkiye Yüzyılı!
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “İstiklalden İstikbale, Türkiye Yüzyılını inşa edecek nesiller yetiştirmek” (Yusuf Tekin) Bir birleşenler topluluğu olan devlet, yönetimi, yasası, felsefesi, politikası,...
27.Şub.2024
Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...
06.Şub.2024
MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...
06.Kas.2023
Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...
24.Eyl.2023
Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...
01.Eyl.2023
Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...
21.Tem.2023
LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine
Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...
03.Tem.2023
Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....
27.May.2023
Liseler Neden 4 Yıl?
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...
27.Nis.2023
YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?
Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...
31.Mar.2023
Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...
27.Şub.2023
Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...
28.Ara.2022
Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...
22.Kas.2022
Eğitimde kurumsal hafıza ve sürdürülebilir politikalar özlemi
Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Evet, ana başlıkları ile çok değil son üç Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen yetiştirme politikalarından, öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmenlik mesleğinin...
28.Eki.2022
Cumhuriyetin 99. Yılında Tarihi Okullar
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar, bir toplumun sosyalleşmesinde ve değerlerinin bireylere aktarımında en önemli kurumlardan birisidir. Puzzle’ın her bir parçası toplumun tüm...
26.Eyl.2022
EĞİTİMİN PANORAMASI
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2021-2022 verileri ışığında EĞİTİMİN PANORAMASI 2022 -2023 eğitim ve öğretim yılı, 12 Eylül 2022 Pazartesi günü...
22.Ağu.2022
Öğretmenler ayrıştırılıyor mu?
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Son zamanlarda öğretmenler arasında Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı “Uzman Öğretmenlik / Başöğretmenlik Eğitim Programı ve Yazılı Sınav Takvimi”ne...
18.Tem.2022
Üniversite Yaşamı ve Çoklu Kariyer Fırsatları
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Çocukken büyüklerimiz hepimize “Büyüdüğünde ne olmak istersin?” sorusunu sorardı. Bizler o zamanlar neredeyse ezberlemiş gibi hep aynı cevapları...
25.May.2022
Eğitimde Demokratik ve Katılımcı Bir Yönetim
Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Günümüzde teknolojik gelişmelere ve dijitalleşen dünya düzenine rağmen eğitim ve öğretim faaliyetleri ve eğitim liderliği etkileşim ve psikolojiye...
Eğitim Pahalı Mıdır? Eğitimin Değeri / Ederi Nedir?
Eğitimde Bakmak ile Görmek ve Türkiye Yüzyılı!
Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?
MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?
Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?
Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler
Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?
LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine
Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?
Liseler Neden 4 Yıl?