Gençler Mutsuz ve Umutsuz




Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı

alpaslan_dartanEğitimde yılın ve maalesef önceliğimiz özeti; ulusal sınavlara hazırlık, bu sınavların tamamlanması, sonuçların açıklanması ve bu sonuçların ışığında Lise ya da Üniversite tercihlerinin alınması şeklinde olmaktadır. 

Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımızın (LGS ve YKS’nin) sonuçları açıklandı, açıklanacak. 

Biraz sevinç, biraz üzüntü ve belki biraz da hayal kırıklığı sonrasında sıra tercihlere geldi. Ve maalesef ki küçük bir azınlığın dışında çoğunluk bir grup öğrenci gencimiz ellerine geçecek sınav sonuç belgesinin onlara sunduğu/dayattığı sınırlar içerisinde tercih yapacak.

Yerleştirmelerin sonuçlanmasıyla bir yolculuk bitecek, mutlulukla yerleşilen bölümler, az puan farklarıyla kaçırılan bölümler ve sonrasında kısmet denilerek sevinçle ya da biraz buruk heyecanla yeni bir umuda yolculuk başlayacak. 

İşte bir yılın genel özeti bu olacak.

SINAVLAR düşünüldüğünden daha BÜYÜK bir YÜK

Her yıl yaptığımız sınavlar özellikle LGS ve YKS, çocukların taşıyamayacakları kadar büyük bir yüktür. Özellikle nitelikli küçük bir azınlık kesim için gerçekleştirilen Ortaöğretime Geçiş Sınavı (LGS) ki bu sınavların en ağır olanı gibi duruyor, telafisi olmadığı gibi ergenlik döneminde olan yaşı küçük öğrencilerin ve maalesef ailelerinin psikolojik dayanıklılıkları için zorlu bir süreç. Evet devlette ve özel kurumlarda yer alan bazı okullar hariç ki bunların da alabileceği öğrenci sayıları göre oldukça azdır. Bu sınavın gerçekte bir anlamı yoktur ve öğrencileri küçük yaşlarında hem duygusal hem de fizyolojik olarak yıpratmaktadır. 

Bunun yanında YKS için de farklı bir şey söylenemez. Toplumumuzda önceden iş ve meslek sahibi olma ile üniversite okuma arasında yüksek bir korelasyon olduğu algısı oldukça yaygınken ülkemizde son 5-10 yılda yaşanan ekonomik ve sosyal daralmalar gençlerde güven duygusunu zayıflattığı gibi, iş bulamama kaygısını da oldukça artırdı. 

Türkiye’de lise ve üniversite çağındaki gençler, hem eğitim sistemine hem de toplumsal koşullara bağlı olarak çok çeşitli sorunlarla karşı karşıyadırlar. Bu sorunlar gençlerin bireysel gelişimlerini, akademik başarılarını ve geleceğe dair umutlarını doğrudan etkilemektedir. 

Hayatın içerisinde var olan rekabet/yarış gençlerde ciddi oranda kaygı ve endişe, ileride önlenemez birçok sorun (okuduğu okuldan, meslekten mutsuz olma, geleceğe umutla bakamama, mutsuzluk, endişe, kaygı, içe kapanma, irrasyonel düşünceler, kendine zarar verme vb.) kaynağına dönüşmektedir.

Bireysel çıkış noktalarının gittikçe azaldığı durumlarda aile ve toplumsal baskılar da giderek artmakta meslek seçimi, başarı beklentisi ve geleneksel değerlerle uyum baskısı, gençlerin kendi kimliğini inşa etmesini zorlaştırmaktadır. Genellikle ailede başlayan ve sonrasında dışarıya taşan zorbalık ve akran baskısı, sosyal medyanın devreye girmesiyle daha da bir sınır tanımayan bir hale gelmektedir, bu da ciddi ruhsal zorluk yaşamalarına neden olmaktadır.

Yaşanan tüm olumsuzluklar gençlerde mutsuzluk yaşamdan keyif almama ve yurt dışında okuma/yaşama arzusunun öne çıkmasına neden oldu. Son yıllarda Türkiye’de genç nüfus arasında yurt dışında yaşama ve çalışma isteğinde dikkat çeken biçimde bir artış gözlemleniyor. Bu durum, yalnızca bireysel tercihlerle değil; aynı zamanda ülkedeki sosyal, ekonomik ve siyasal faktörlerin bir araya gelmesiyle şekillenmektedir. 

Gençlerin yurt dışına gitme isteğinde ekonomik motivasyonların belirleyici olduğu görülmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 verilerine göre genç işsizlik oranı %20’ nin üzerindedir. Bu oran, üniversite mezunlarında daha da artmaktadır. Ayrıca gençler, Türkiye'de kazandıkları ücretlerin, artan yaşam maliyetleri karşısında yetersiz olduğunu belirtmektedir.

IPSOS’un 2022 Gençlik Araştırmasında 18-24 yaş grubundaki gençlerin %67’si "yurt dışında yaşamak isterim" dediğini, GENAR’ın 2023 Raporunda da Üniversite öğrencilerinin %73’ünün mezun olduktan sonra yurtdışına yerleşmek istediği görülmüş. Gençler, kariyer hedeflerine ulaşmakta zorlandıklarını ve çabalarının karşılığını alamadıklarını düşünmektedir. Araştırmalara göre Türkiye’deki üniversite mezunlarının %41’i, mezuniyetin ilk 2 yılında iş bulamamaktadır.

Türkiye, Avrupa’da yaşam memnuniyetinin en düşük olduğu iki ülkeden biri. 2015 yılına kadar üniversite mezunları ilköğretim/ortaokul veya altı eğitim seviyesine sahip kişilerden daha mutlu iken artık mutluluk oranının en düşük olduğu grup, üniversite mezunları. 

Euronews’te yer alan habere göre, Avrupa’da yaşam memnuniyetinin en düşük olduğu ülkeler Türkiye ve Bulgaristan. 10 üzerinden yapılan değerlendirmeye göre Türkiye’de yaşam memnuniyeti 5,6 puan iken Avrupa Birliği (AB) ortalaması ise 7,1. 

Konrad-Adenauer-Stiftung (KAS), Almanya’da 16 bölge ofisi ve dünyada genelinde 120'den fazla temsilcilikleri ile 200’den fazla proje yürüten bir Alman siyasi vakıf. 1985 yılından bu yana farklı Türk ve uluslararası paydaşlar ile geliştiren çeşitli programların yanı sıra Türkiye'yi Avrupa yapı ve kurumlarına yakınlaştırmak ve transatlantik bağlarını güçlendirmek ve Almanya-Türkiye ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesini hedefleyen çalışmalar yürütüyor. Bu vakıf Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Çağlar ve uzman bir ekip yürütücülüğünde Türkiye çapında Mayıs-Eylül 2021 tarihleri arasında 28 ilde, 18-25 yaş arasındaki 3.243 kişiyle yüz yüze görüşme-anket tekniğiyle Türk gençliğinin mevcut sosyal, siyasi, ekonomik ve güncel konjonktür karşısındaki görüş, beklenti ve tercihlerini ortaya koymak maksatlı “TÜRKİYE GENÇLİK ARAŞTIRMASI 2021”i gerçekleştirmiş.

Araştırmada, gençlerin sosyo-demografik ve kültürel yapıları, temel ekonomik şartlar, toplumdaki çeşitli sosyal değerlere ve kavramlara verilen önem, Türkiye’de belirli kurum ve kişilere duyulan güven, Türkiye'nin mevcut ekonomik yapısı ve politikalarına ilişkin görüşler, sosyal medya kullanımı, siyasi ve ideolojik kimlikler, siyasi görüş ve tercihler,  Türkiye'deki Suriyeli mültecilere ilişkin tutum ve görüşler, Türkiye'nin ve Dünyanın geleceğine ilişkin tehdit ve tehlikeler üzerine düşünceler konuları ele alınmış.

Türkiye'deki gençlerin çoğu, Türkiye'nin geleceğine ilişkin karamsar bir bakış açısına sahip olduğu, ankete katılanların %62,8'inin Türkiye'nin geleceğini iyi görmedikleri dile getirilmiş. Türkiye'nin geleceğinden tamamen umutsuz olduklarını belirtenlerin oranı ise %35,2 çıkmış. Araştırma Türk gençliğinin özellikle ekonomik duruma karşı karamsar bir bakış açısına sahip ve yaşamları temel olarak hayat pahalılığına, enflasyona ve olası bir ekonomik çöküş korkusuna odaklandığını belirtiyor. Buna dayalı olarak da katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%72,9) fırsat verildiği takdirde başka bir ülkede yaşamak istediklerini belirtmiş.

Resmi kurumlarımızca yapılan araştırmalarda da buna benzer sonuçlara ulaşıldığını görüyoruz.  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 17 Şubat 2025 tarihinde yayınlanan 2024 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçları, ülkede mutluluk oranlarının gerilediğini gösteriyor. Araştırmaya göre, mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı 2023 yılında yüzde 52,7 iken 2024 yılında 3,1 puan düşüşle yüzde 49,6’ya gerilemiş. Ülkenin en önemli sorununun ne olduğu sorulduğunda ise her 3 kişiden 1’inin yanıtı hayat pahalılığı olmuş. Geleceğe umutla bakanların oranında da düşüş sürüyor.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2024 

Türkiye'nin %49,6'sı mutlu, Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2023 yılında %52,7 iken 2024 yılında 3,1 puan azalarak %49,6 olmuş. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise 2023 yılında %13,7 iken 2024 yılında 0,8 puan artarak %14,5 olarak gerçekleşmiş. 

Genel mutluluk düzeyi (%), 2003-2024 

 

 

Bireylerin ortalama yaşam memnuniyet düzeyi 5,7

Bireylerin  hayatlarını bir bütün olarak düşündüklerinde hissettikleri yaşam memnuniyet düzeyini hesaplamak amacı ile hiç memnun olmayanlar için "0", çok memnun olanlar için "10" arasında bir değer alınarak ortalama hesaplandığında, bireylerin ortalama yaşam memnuniyet düzeyi 2023 ve 2024 yıllarında 5,7 olarak hesaplanmış. Avrupa’da yaşam memnuniyetinin en düşük olduğu iki ülke Türkiye ve Bulgaristan. 

Yaşam memnuniyet düzeyi, 2017-2024

 

Kimler daha mutlu?

Kadınlar daha mutlu, Araştırma verileri cinsiyet bazında incelendiğinde, mutlu olduğunu söyleyen erkeklerin oranı 2023’te yüzde 50,3 olurken bu oran 2024’te yüzde 46,9’a düştü. Kadınlarda ise oran yüzde 55,1’den yüzde 52,3’e geriledi.

Cinsiyete göre mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı (%), 2003-2024

 

 

Mutlulukta yaşa takılanlar…

Mutluluk oranı sadece 25-34 yaş grubunda arttı, Yaş grupları bazında incelendiğinde, mutluluk oranının söz konusu dönemde yalnızca 25-34 yaş grubunda arttığı görüldü. 2023’te yüzde 50,7 olan bu oran, 2024’te 0,3 puan artarak yüzde 51,0’e yükseldi. Buna karşın, diğer tüm yaş gruplarında mutluluk oranları geriledi. En büyük düşüş ise 45-54 yaş grubunda yaşandı. Bu grubun mutluluk oranı 7,1 puan düşerek yüzde 53,6’dan yüzde 46,5’e geriledi. 

Yaş grubuna göre mutluluk oranı (%), 2023, 2024

 

En önemli sorun hayat pahalılığı

Araştırmaya göre, Türkiye’nin en önemli sorunu yüzde 29,2 ile hayat pahalılığı oldu. Bunu yüzde 15,7 ile eğitim ve yüzde 14,0 ile yoksulluk takip etti.

Ülkenin en önemli sorunu (%), 2021-2024

En yüksek memnuniyet oranı %72,1 ile asayiş hizmetlerinde

Kamu hizmetlerinden memnuniyet düzeyleri incelendiğinde; 2024 yılında asayiş hizmetlerinden memnun olduğunu beyan edenlerin oranı %72,1 olurken en düşük memnuniyet oranı %53,5 ile eğitim hizmetleri olmuş.

Sonuç ve Değerlendirme

İşsizlik ve gelecek kaygısı,

Görünen o ki gençler, kişisel özgürlük alanlarının sınırlı olduğunu düşündükleri için olanakları olsa sosyal yaşamlarını daha rahat sürdürebilecekleri ülkelerde yaşamayı tercih etmektedir. Toplumsal baskılar, aile beklentileri ve kültürel sınırlamalar gençlerin özgürlük arayışını artırmaktadır. Bu eğilim, Türkiye’de beyin göçü sorununu derinleştirmektedir. Eğitimli, yaratıcı, üretken gençlerin yurt dışına gitmesi, uzun vadede ülkenin yararına değildir ve bunun tersine çevrilmesi gerekiyor.

Bugünün Türkiye’sinde gençlerin içinde bulunduğu ruhsal durum, yalnızca bireysel psikolojik kırılganlıkların değil; aynı zamanda toplumsal yapının ve devlet politikalarının gençler üzerindeki etkisinin de bir yansımasıdır. Geleceğe dair umutsuzluk, toplumsal güvensizlik ve başka bir ülkede yaşama arzusu; rastlantısal bir ruh hali değil, sistematik bir birikimin doğal sonucudur. Eğitimde fırsat eşitsizliği, liyakatten uzak iş piyasası, ifade özgürlüğü kısıtları ve sosyal adaletsizlik gibi yapısal sorunlar gençlerin aidiyet duygusunu zedelemektedir. Bu yüzden birçok genç için “gitmek”, yalnızca bir tercihten çok, hayatta kalma ve kendini gerçekleştirme umudunun adresidir.

Ancak bu tablo geri döndürülemez değildir. Gençlerin yaşadığı mutsuzluk ve geleceksizlik hissi, toplumun onları yeterince dinlememesi, anlamaması ve dâhil etmemesiyle ilgilidir. Bu bağlamda yapılması gereken, gençleri sorunlu, ilgisiz ya da kayıp bir kuşak olarak değil; değişimin ve yenilenmenin öznesi olarak görebilmektir. Onlara yalnızca konuşma hakkı değil, karar alma süreçlerine katılım hakkı tanındığında, duygusal bağları kopmak üzere olan birçok genci yeniden bu topraklara bağlamak mümkündür.

Gençlerin geleceğe olan inancını yeniden kazanması için, onlara adil, özgür, şeffaf ve umut vadeden bir yaşam alanı sunulmalıdır. Bu yalnızca hükümet politikalarının değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğudur. Aileden okula, medyadan sivil topluma kadar her aktör, gençliğin sesini duymalı, taleplerini anlamalı ve onlara yalnızca nasihat değil, gerçek çözümler sunmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, gençler bir ülkenin yarını değil, bugünü temsil eder. Eğer bugün mutsuzlar ve bu topraklarda gelecek göremiyorlarsa, geleceği kaybetmemiz an meselesidir. Fakat eğer bugün onları anlar, dinler, dâhil eder ve umut verebilirsek; sadece bireylerin değil, tüm ülkenin yönünü yeniden tayin edebiliriz. Bu nedenle gençlerin kalmak isteyecekleri bir ülke yaratma çabası toplumda karşılık bulmalıdır.

Kaynak.

•https://www.kas.de/tr/web/tuerkei/einzeltitel/-/content/tuerkiye-genclik-arast-rmasi-2021

•https://www.ekoiq.com/turkiye-mutsuz-bir-ulke/ 

•https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yasam-Memnuniyeti-Arastirmasi-2024-53785

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı

30.Ağu.2025

Diploma Skandalı Özelinde; 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılına Eleştirel Bir Bakış

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, Türkiye eğitim sisteminin yıllardır biriktirdiği sorunların daha da derinleştiği, krizlerin daha bir görünür hale geldiği...

23.Tem.2025

Gençler Mutsuz ve Umutsuz

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitimde yılın ve maalesef önceliğimiz özeti; ulusal sınavlara hazırlık, bu sınavların tamamlanması, sonuçların açıklanması ve bu sonuçların ışığında...

29.May.2025

Okul kavramı değişiyor mu?

Alpaslan DartanEğitim Yöneticisi – PDR Uzmanı  Millî Eğitim Bakanlığı, Mayıs ayında farklı tarihlerde ve farklı illerde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki uygulamaların ele alındığı "Öğretmenlerin Bakış...

24.Şub.2025

2. Dönem Hızlıca Yokuş Aşağı

Alpaslan Dartan Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı MEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin civarındaki öğretmen 2024-2025 eğitim öğretim yılı...

04.Kas.2024

Şiddet Sarmalında Güvenli Okul / Güvenli Hayat

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Ülkesini tutkuyla sevenlerin oluşturduğu bir toplulukta insanların, tutkuyla bağlı oldukları değerleri korumaya, yaşatmaya çalışması beklenen ve olması gereken...

27.Eyl.2024

Eğitim Pahalı Mıdır? Eğitimin Değeri / Ederi Nedir?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın.” Sokrates  MEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1...

23.Ağu.2024

Eğitimde Bakmak ile Görmek ve Türkiye Yüzyılı!

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “İstiklalden İstikbale, Türkiye Yüzyılını inşa edecek nesiller yetiştirmek” (Yusuf Tekin) Bir birleşenler topluluğu olan devlet, yönetimi, yasası, felsefesi, politikası,...

27.Şub.2024

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?

 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...

06.Şub.2024

MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...

06.Kas.2023

Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...

24.Eyl.2023

Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...

01.Eyl.2023

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı  İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...

21.Tem.2023

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...

03.Tem.2023

Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....

27.May.2023

Liseler Neden 4 Yıl?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...

27.Nis.2023

YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?

Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...

31.Mar.2023

Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...

27.Şub.2023

Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...

28.Ara.2022

Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...

22.Kas.2022

Eğitimde kurumsal hafıza ve sürdürülebilir politikalar özlemi

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Evet, ana başlıkları ile çok değil son üç Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen yetiştirme politikalarından, öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmenlik mesleğinin...

Alparslan Dartan Rehberlik Koor.

Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.