Gizli Ama Görünür Bir Tehlike: Üniversite Okumak Cazibesini Yitiriyor Mu?




Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı

alpaslan_dartanHaziran Eylül ayları Liselerden yeni mezun öğrenciler ile önceki yıllarda mezun olmuş gençlerin Üniversite okuma hayallerini gerçekleştirmeye yönelik eylemlerinin yoğunlaştığı aylardır. Adaylar genellikle Yükseköğretim Kurumları Sınavlarına Haziran ayının 3 ya da 4. Haftasında girerler, Temmuz ayında sonuçların açıklanması ve ardından yapılan üniversite ve bölüm tercihleri sonrası heyecanlı bir bekleyişe geçerler. Bu yıl da bu süreç tamamlandı, sonuçlar açıklandı ve adaylar hangi üniversitelere ve bölümlere yerleştiklerini öğrendiler. Yükseköğretim Kurumları Sınavları genellikle az bir kesimin sevindiği çoğunluklu adayların da beklediğini bulamadığı bir sınav hüviyetindedir maalesef. Başvuru çok kontenjan az olunca da bu beklenilen bir sonuçtur ülkemiz için.

Bu sınavların sonuçları ve sonuçların yoruma açık istatistiki verileri her yıl olduğu gibi bu yıl da kamuoyu gündemini oldukça meşgul etti. Aslına bakarsanız sıfır çekenlerin konuşulduğu, test ortalamalarının düşük oluşunun dert edinildiği ya da eksi netlerle bile bir programa yerleşebilmenin mümkün olduğu ya da parasız eğitim hakkı üzerinden vakıf üniversitelerinin eleştirildiği ücretlerinin artık karşılanamayacak düzeye geldiği konuları ağırlıklı olarak tartışılırken bu yıl özellikle son sınıf düzeyinde sınava başvuran, başvurduğu halde ve tercih hakkı olmasına rağmen tercih yapmayan öğrenci sayısının fazlalığı en çok konuşulan konular arasında kendine yer buldu.

Kontenjanların devlet üniversitelerinde azaltılması, vakıf üniversitelerinde bir nebze olsun artırılması, vatandaşların sosyo-ekonomik koşulları ve bununla ilintili vakıf üniversitelerinin ücret politikaları, yerleştirme verilerinin devlet üniversitelerinin doluluk oranlarını yüksek göstermesi buna karşılık vakıf üniversitelerindeki öğrenci sayısındaki hatırı sayılır düşüş bu yıl da yine çok konuşulan konular arasında yer aldı.

Gizli bir tehlikenin dünden bugüne yavaş yavaş geldiğini görmek gerekiyor. Zaman zaman politika analistlerinin paylaştığı ve uyardığı bir konu var Türkiye’de yaşlı nüfus son on yılda %49 arttığı ile ilgili. Dünyada ve ülkemizdeki genel kabul, 65 ve üzeri yaştaki bireylerin ‘yaşlı nüfus’ olarak tanımlanıyor, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde doğum oranlarının düşmesinin yanı sıra doğumda ve yaşlılıkta beklenen yaşam sürelerinin uzaması da yaşlı nüfusun ve toplam nüfus içerindeki payının artmasına neden olmaktadır.

Bu bir tehlike ise bunun bir örneğinin de yavaş yavaş Ortaöğretim ve Yükseköğretimde yaşanmaya başladığını söyleyebilirim. Hem okul çağında olduğu halde eğitim hayatının dışında bulunan bireylerin sayısının artması, eğitimde cinsiyet temelli eşitsizliklerin görünür olması, Liselerimizden mezun olan gençlerin üniversiteli olma arzularının ve isteklerinin gittikçe azalması örnek durumlardır. ÖSYM verileri üzerinden okuyacak olursak son 5 yılın sınava başvurular ve yerleştirme sonuçları gösteriyor ki belirli nedenlerle sınava başvurun aday sayısının sanılanın aksine yavaş yavaş azaldığını, son sınıftan mezun olan aday sayılarının da niceliksel olarak hem azaldığını hem de adayların sınav başarılarının bekleneni veremediğini söyleyebiliriz.

Son 5 Yılda YKS Analizi ve Eğilimler

2021–2023 yılları arası YKS’ye başvuran aday sayısında ciddi bir artış (%35 civarı) gözlenirken, 2023’ten sonra (özellikle 2024→2025 döneminde) sınav başvurularında hızlı ve ciddi bir düşüş yaşandığı görülmektedir.

Katılım: Son 5 Yıl

SAYISAL VERİLER

                       
 

2021

 

2022

 

2023

 

TYT Oturumu

AYT Oturumu

YDT Oturumu

 

TYT Oturumu

AYT Oturumu

YDT Oturumu

 

TYT Oturumu

AYT Oturumu

YDT Oturumu

Başvuran Aday Sayısı

2.592.390

1.781.678

130.491

 

3.234.318

2.056.466

168.418

 

3.527.443

2.573.169

338.009

Sınava Giren Aday Sayısı

2.416.974

1.627.145

104.917

 

3.008.287

1.852.678

132.485

 

2.995.638

1.980.534

173.003

Sınava Girmeyen Aday Sayısı

175.416

154.533

25.574

 

226.031

203.788

35.933

 

531.805

592.635

165.006

Sınavı Geçersiz Sayılan Aday Sayısı

226

62

8

 

258

43

6

 

239

54

3

Sınavı Geçerli Aday Sayısı

2.416.748

1.627.083

104.909

 

3.008. 029

1.852.635

132.479

 

2.995.399

1.980.480

173.000

                       
 

2024

 

2025

       
 

TYT Oturumu

AYT Oturumu

YDT Oturumu

 

TYT Oturumu

AYT Oturumu

YDT Oturumu

       

Başvuran Aday Sayısı

3.120.870

2.019.699

233.384

 

2.560.649

1.721.057

215.451

       

Sınava Giren Aday Sayısı

2.819.362

1.776.496

171.090

 

2.351.641

1.549.940

156.040

       

Sınava Girmeyen Aday Sayısı

301.508

243.203

62.294

 

209.008

171.117

59.411

       

Sınavı Geçersiz Sayılan Aday Sayısı

287

47

6

 

244

57

10

       

Sınavı Geçerli Aday Sayısı

2.819.075

1.776.449

171.084

 

2.351.397

1.549.883

156.030

       

Özellikle 2020–2021 yıllarında mezun sayılarında belirgin bir artış yaşanmasının doğal sonucu olarak sınava başvuran aday sayıları da arttı. 2021–2023 yıllarında başvuru sayılarındaki yükselişin önemli nedenlerinden biri, bu sistemin oluşturduğu kalabalık lise son sınıf ve mezun grupları oldu. 4+4+4’ün getirdiği “şişkin sınıflar” 2023’e kadar sınavlara bir şekilde yansıdı. Ancak bu dalga yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Yani 2024’te ve 2025’te görülen düşüşün bir nedeni de bu ekstra kalabalık kuşağın sınav sisteminden çıkmaya başlaması oldu. Buna ek olarak, ekonomik nedenler ve yurt dışı eğitim tercihlerinin artması da son yıllarda başvuru sayısında azalmayı destekleyen faktörler arasında sayılabilir.

                          

 

 

 

Son Sınıf Öğrencilerinin Başvurularındaki Düşüş

Öğrenim Durumuna Göre YKS Yerleştirme Sonuçları
Sayısal Bilgiler Karşılaştırma / 2023-2024-2025

               

Öğrenim Durumuna Göre Yerleştirme Puanı Hesaplanan, Yerleştirmeye Başvuran Aday Sayıları

SINAVLARA
GİRENLER
Yerleştirme Puanı
Hesaplanan Aday Sayısı

 

TERCİHTE
BULUNANLAR
Yerleştirmeye
Başvuran Aday Sayısı

 

2025

2024

2023

 

2025

2024

2023

Son Sınıf Düzeyinde

812.210

1.074.712

828.769

 

394.450

535.331

457.521

               

Öğrenim Durumuna Göre Yerleştirmeye Başvuranların ve Başvurmayanların Yüzdesi

Yerleştirmeye
Başvuranların %

 

Yerleştirmeye
Başvurmayan
%

 

2025

2024

2023

 

2025

2024

2023

Son Sınıf Düzeyinde

48,57

49,81

55,20

 

51,43

50,19

44,80

               

Öğrenim Durumuna Göre Yerleşen Aday Sayıları ve Yüzdeleri

Yerleşen Aday Sayısı
Örgün Eğitim / Lisans

2025

 

2024

 

2023

Yerleşen Aday Sayısı

Yerleşen

Aday %

Yerleşen Aday Sayısı

Yerleşen

Aday %

Yerleşen Aday Sayısı

Yerleşen

Aday %

Son Sınıf Düzeyinde

133.700

33,90

191.626

35,80

167.289

36,56

Son sınıf düzeyinde öğrencilerin sistemden uzaklaşmaları aslında yeni değil ama gittikçe artan bir şekilde %51,43’e bu yıl ulaştı. Son Sınıf Düzeyinde adayların %51,43’ü bu yıl yerleştirme için başvuruda bulunmadı. Bu oran 2024’te %50,19 iken 2023’te %44,80 idi. Kısaca son 3 yılda giderek atan bir şekilde Liseyi bitiren öğrenciler içerisinde yurt içinde üniversitede okumak isteyenlerin oranları azalmaktadır.

Başvuran Aday Sayısındaki Değişim

Sınavlarda test ortalamaları değerlendirmelerinde yıllar içerisinde öğrenci başarılarına etki eden faktörlerden birisi de aslında okullarda yaşanan şişirilmiş notlar ve bu notların Orta Öğretim Başarı Puanına etkisi olmuştur. Yıllardır veli ve okulları karşı karşıya getiren not kavgası üniversiteye yerleşimlerde bir puanın hatta “,“ lü puanların oldukça büyük etkisi varken adayların tümüne 30 ila 60 puan aralığında bir ek puan verilmesini sağlayan uygulamada dikkat çekici istatistikler görmek mümkün. Örneğin sadece sınav puanına bakılacak olsa 2025 yılında 500 tam puan alan öğrenci sayısı Dil Puan türünde 5 diğer tüm puan türlerinde 1 öğrenci iken Yerleştirme puanlarına baktığımızda bu sayılar OÖBP nedeniyle oldukça artmıştır bunu her yıl görebiliyoruz. Bu yıllardır eğitimcilerin eleştiri oklarını çevirdikleri bir uygulama olmuştur.

SAYISAL VERİLER

2023 YKS SINAV PUANLARI

 

2023 YKS YERLEŞTİRME PUANLARI

Puan Aralığı

Aday Sayısı

 

Puan Aralığı

Aday Sayısı

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

 

 

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

500

1

2

1

1

5

 

550 ve üstü

64

231

1

18

30

480 ve üstü

857

1.821

14

90

229

 

530 ve üstü

2.574

4.106

25

186

530

             

510 ve üstü

11.351

12.729

100

702

1.747

             

490 ve üstü

27.393

25.220

304

1.641

3.707

                         

2024 YKS SINAV PUANLARI

 

2024 YKS YERLEŞTİRME PUANLARI

Puan Aralığı

Aday Sayısı

 

Puan Aralığı

Aday Sayısı

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

 

 

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

500

1

1

1

1

5

 

550 ve üstü

59

162

3

5

13

480 ve üstü

986

1.069

20

36

129

 

530 ve üstü

3.017

2.271

31

80

321

             

510 ve üstü

12.996

7.029

142

340

1.178

             

490 ve üstü

29.976

14.673

476

940

2.695

                         

2025 YKS SINAV PUANLARI

 

2025 YKS YERLEŞTİRME PUANLARI

Puan Aralığı

Aday Sayısı

 

Puan Aralığı

Aday Sayısı

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

 

 

TYT

SAYISAL

SÖZEL

EŞİT AĞIRLIK

DİL

500

1

1

1

1

5

 

550 ve üstü

14

57

1

4

12

480 ve üstü

180

701

4

32

66

 

530 ve üstü

601

1.930

7

58

151

             

510 ve üstü

3.648

7.081

26

261

596

             

490 ve üstü

11.733

16.140

77

742

1.606

Bilginin üretiminde ve yayılmasında merkezi konuma sahip olan üniversiteler bir taraftan bireylere akademik yeterlilik ve yaşamlarını şekillendirecek beceriler kazandırırken diğer taraftan da toplumun ihtiyaç duyduğu her türlü iktisadi, sosyal, kültürel ve teknolojik ilerlemeyi destekleyen kurumlar olmalıdırlar.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol ÖZVAR’ın “Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu – 2024” raporunun sunuş yazısında yer verdiği gibi üniversiteler bireysel ve toplumsal gelişmede hayati öneme sahip kurumlara dönüşebilirler. Aslında dünyada yaşanan son derece hızlı ve köklü teknolojik gelişmeler tüm eğitim kademelerinde olduğu gibi yükseköğretimin yapısının da yeniden tanımlanmasını ve organizasyonunu zorunlu hale getirmiştir. Öğrencilerin öğrenme materyallerine daha kolay erişebilmesi, dijital platformların sayıca artması ve çeşitlenmesi bilgiye ulaşmada ve öğrenci ve öğretici ilişkilerinde yeni dinamikler ortaya çıkarmıştır. Özellikle yapay zekâ alanındaki gelişmeler yükseköğretimde çok derin bir etki oluşturmuştur.

Sayın Özvar, sunuş yazısında tüm bunlara değinirken dünyada eğitimin kalitesi, mezunların istihdam edilmesi, öğretim kadrosunun kalitesi, araştırma sayısı, önde gelen bilimsel dergilerde yayınlanan makalelerin sayısı, etkili dergilerde yayınlanan makale sayısı, üniversite öğretim üyelerinin atıf yapılan makale sayısı gibi niteliklerle ölçüldüğünü elbette bilmektedir. Her ilde bir üniversite ya da her ilçede bir yüksekokul açarak sayısal bir gösterinin niteliğe katkısı olmadığını, barajları kaldırarak üniversitelerde boş kalan kontenjanlara eksi netleri olanların bile yerleşmesini sağlayarak öğrenci sayılarında artışlara gitmenin niteliğe hiç mi hiç katkısı yoktur.

Son üç yılın verileri incelendiğinde, vakıf üniversitelerinin ücretli programlarına yerleşen öğrencilerin başarı sıralamalarında belirgin bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Bu durum, aslında üniversitelerin kontenjanlarını doldurabilmek için daha düşük puan ve sıradaki adaylara da kapılarını açtıklarını göstermektedir. Öğrenim ücretlerinin sürekli artması nedeniyle tercih edilmeyen programlarda boş kontenjan kalması, hem ekonomik kayıplara hem de kurumsal prestij kaygılarına yol açmakta; bu da üniversiteleri daha esnek kabul politikalarına yöneltmektedir.

Ancak kısa vadede doluluk oranlarını korumaya yönelik bu yaklaşım, uzun vadede ciddi riskler barındırmaktadır. Düşük sıralamalı öğrencilerin artışı, programların akademik seviyesini düşürmekte, mezunların iş gücü piyasasındaki rekabet gücünü zayıflatmakta ve üniversitelerin marka değerini olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak, kontenjanları doldurma uğruna başarı kriterlerini gevşetmek, yalnızca mali bir çözüm değil; aynı zamanda yükseköğretimde kalite, güven ve sürdürülebilirlik açısından yeni sorunların kapısını aralamaktadır.

İSTANBUL'DA 4 VAKIF ÜNİVERSİTESİNİN ÖRNEK BÖLÜMLERDE OYNAKLIĞI

YERLEŞTİRME SILALAMALARI OYNAKLIĞI

Yerleşenlerin Başarı Sırası

 

Üniversite

Fakülte

Program Adı

Bölüm

2024

2023

2022

1

A ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Bilgisayar Mühendisliği 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

77.845

32.917

27.405

2

A ÜNİVERSİTESİ 

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

İşletme 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

207.479

194.493

170.963

3

A ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Makine Mühendisliği 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

206.137

105.973

124.222

4

A ÜNİVERSİTESİ 

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Uluslararası İlişkiler 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

321.549

338.508

306.008

5

B ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Bilgisayar Mühendisliği 

(İngilizce) (%50 İndirimli) (4 Yıllık)

130.084

92.956

65.433

6

B ÜNİVERSİTESİ 

İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

İşletme 

(İngilizce) (%50 İndirimli) (4 Yıllık)

470.332

702.683

315.789

7

B ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Makine Mühendisliği 

(İngilizce) (%50 İndirimli) (4 Yıllık)

 

Dolmadı

163.070

8

C ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Bilgisayar Mühendisliği 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

95.823

243.820

52.897

9

C ÜNİVERSİTESİ 

İşletme Fakültesi

İşletme 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

356.809

363.925

256.842

10

C ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik Fakültesi

Makine Mühendisliği 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

 

134.036

107.777

11

C ÜNİVERSİTESİ 

Sosyal Bilimler Fakültesi

Uluslararası İlişkiler 

(İngilizce) (%50 İndirimli) (4 Yıllık)

405.145

565.357

315.524

12

D ÜNİVERSİTESİ 

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Programları 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

200.794

95.597

 

13

D ÜNİVERSİTESİ 

Yönetim Bilimleri Fakültesi

Yönetim Bilimleri Programları 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

338.690

139.018

144.799

14

D ÜNİVERSİTESİ 

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi

Sanat ve Sosyal Bilimler Programları 

(İngilizce) (Ücretli) (4 Yıllık)

591.390

195.607

165.439

Sonuç olarak, yükseköğretime başvurulardaki ve tercih oranlarındaki düşüş, yalnızca öğrenci sayılarındaki doğal azalmanın bir yansıması değildir. Ortaöğretim başarı puanının sınav sonuçları üzerindeki etkisi, adayların sıralamalarında kaymalara yol açmakta ve birçok öğrencinin yerleşme ihtimalini zorlaştırmaktadır. Buna paralel olarak, vakıf üniversitelerinin her yıl katlanarak artan ücretleri, ailelerin kararlarında en belirleyici unsur haline gelmiş; devlet üniversiteleri daha cazip hale gelirken, vakıf üniversitelerinde kontenjan boşlukları giderek büyümüştür.

Bu tablolar, yükseköğretim sisteminde yeni bir denge arayışını zorunlu kılmaktadır. Öğrenci ve aileler açısından fırsat eşitliği ön planda tutulmadığı takdirde, azalan başvurular ve artan boş kontenjanlar uzun vadede nitelikli insan kaynağına zarar verecektir. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte;

  • Ortaöğretim başarı puanının etkisi yeniden gözden geçirilmeli, öğrencilerin sıralamalarını adil biçimde yansıtan bir düzenleme yapılmalıdır. Vakıf üniversitelerinin ücret politikaları daha şeffaf ve erişilebilir hale getirilmeli; burs, indirim ve destek mekanizmaları yaygınlaştırılmalıdır.
  • Devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki dengeyi gözeten bir kontenjan planlaması yapılmalı, arz-talep dengesi korunmalıdır.
  • Bölgesel ihtiyaçlara göre program çeşitliliği artırılmalı, özellikle istihdam alanı güçlü olan bölümlere yönlendirme yapılmalıdır.
  • Yükseköğretimde kaliteyi artırmaya yönelik yatırımlar öncelik haline getirilerek öğrencilerin yalnızca “diploma” için değil, nitelikli bir eğitim için üniversiteye yönelmeleri sağlanmalıdır.

Öngörülebilir gelecekte, bu adımlar atılmadığı takdirde, üniversite kontenjanlarının boş kalması, eğitimde fırsat eşitsizliğinin derinleşmesi ve mezunların iş gücü piyasasında yetersiz donanımlarla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Ancak doğru politikalarla yönlendirilen bir yükseköğretim sistemi, hem bireylerin hem de ülkenin uzun vadeli kalkınma hedeflerine hizmet edecek güçlü bir yapı kazanabilir.

Kaynak

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı

29.Eyl.2025

Gizli Ama Görünür Bir Tehlike: Üniversite Okumak Cazibesini Yitiriyor Mu?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Haziran Eylül ayları Liselerden yeni mezun öğrenciler ile önceki yıllarda mezun olmuş gençlerin Üniversite okuma hayallerini gerçekleştirmeye yönelik...

30.Ağu.2025

Diploma Skandalı Özelinde; 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılına Eleştirel Bir Bakış

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, Türkiye eğitim sisteminin yıllardır biriktirdiği sorunların daha da derinleştiği, krizlerin daha bir görünür hale geldiği...

23.Tem.2025

Gençler Mutsuz ve Umutsuz

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitimde yılın ve maalesef önceliğimiz özeti; ulusal sınavlara hazırlık, bu sınavların tamamlanması, sonuçların açıklanması ve bu sonuçların ışığında...

29.May.2025

Okul kavramı değişiyor mu?

Alpaslan DartanEğitim Yöneticisi – PDR Uzmanı  Millî Eğitim Bakanlığı, Mayıs ayında farklı tarihlerde ve farklı illerde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki uygulamaların ele alındığı "Öğretmenlerin Bakış...

24.Şub.2025

2. Dönem Hızlıca Yokuş Aşağı

Alpaslan Dartan Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı MEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin civarındaki öğretmen 2024-2025 eğitim öğretim yılı...

04.Kas.2024

Şiddet Sarmalında Güvenli Okul / Güvenli Hayat

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Ülkesini tutkuyla sevenlerin oluşturduğu bir toplulukta insanların, tutkuyla bağlı oldukları değerleri korumaya, yaşatmaya çalışması beklenen ve olması gereken...

27.Eyl.2024

Eğitim Pahalı Mıdır? Eğitimin Değeri / Ederi Nedir?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın.” Sokrates  MEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1...

23.Ağu.2024

Eğitimde Bakmak ile Görmek ve Türkiye Yüzyılı!

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı “İstiklalden İstikbale, Türkiye Yüzyılını inşa edecek nesiller yetiştirmek” (Yusuf Tekin) Bir birleşenler topluluğu olan devlet, yönetimi, yasası, felsefesi, politikası,...

27.Şub.2024

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?

 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...

06.Şub.2024

MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...

06.Kas.2023

Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...

24.Eyl.2023

Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...

01.Eyl.2023

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı  İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...

21.Tem.2023

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...

03.Tem.2023

Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....

27.May.2023

Liseler Neden 4 Yıl?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...

27.Nis.2023

YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?

Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...

31.Mar.2023

Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...

27.Şub.2023

Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...

28.Ara.2022

Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.