Empati ne zaman zararlıdır?
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Perşembe, 14 Şubat 2013 07:34 tarihinde oluşturuldu
Özgür Bolat’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinden…
Empati becerisi olmayan kişilerin, diğer insanlar ile sağlıklı bir ilişki kurması mümkün değil.
Hatta topluluk içinde yaşayan insanoğlu için empati o kadar önemli ki; beynimizde bu mekanizmayı mümkün kılan, diğer canlılarda olmayan ‘ayna nöronlar’ var.
Ama empatinin zararlı olduğu durumlar da mevcut.
Yüksek empati, zararlarını hem iş dünyasında, hem çoçuk yetiştirmede, hem de ilişkilerde gösteriyor.
EMPATİ YETENEĞİ YÜKSEK OLAN MÜDÜRLER
Tahmin edilenin aksine, empati yeteneği çok yüksek olan müdürler, daha az başarılı oluyor.
Bunun birçok nedeni var.
İlk olarak empati yeteneği yüksek olan müdürler, çalışanlarının dertlerini dinliyor, onlara anlayış gösteriyor ve tüm çalışanlara mümkün olduğu kadar yardımcı oluyor.
(Zaten çoğu zaman insan empati sonucu hissettiği acıyı dindirmek için yardım etmek zorunda hisseder.)
Bu görünüşte güzel bir davranış.
Ama bu yapı iş ortamında imtiyaz kültürü ve adil olmayan durumlar yaratıyor.
Bir grup insan sürekli müdürü ikna edip yardım alıyor.
Kurumun kurallarından ziyade, insanların ihtiyaçları öncelik kazanıyor.
İmtiyaz kültürünün olduğu ortamlarda adalet duygusu ölüyor ve kurumun etkinliliği ve kuruma/müdüre duyulan güven azalıyor.
TUTARSIZLIK
Empatiye bağlı yardımlar, iş ortamında aynı zamanda bir tutarsızlık da yaratıyor.
Yani anlık kararlar alınıyor ve genel geçer kurallar oluşmuyor.
Yani bu durum eşitsizlik ve adaletsizlik algısının yanı sıra işyerlerinde gizli bir kaos durumu da oluştuyor. Çalışanlar ne olacağını kestiremiyor. Kurallar müdürün iyi niyetine bağlı oluyor.
Kurumdaki bu belirsizlik de güven duygusunu azaltıyor ve moralleri bozuyor.
GÜÇSÜZLÜK DUYGUSU
Bu durumlarda kişiler kendini güçsüz hissediyor; çünkü davranışları ile sonuç arasındaki ilişkinin kendi davranışlarına bağlı olmadığını düşünüyor.
Davranışları bazen iyi bir sonuç doğuruyor, bazen kötü. Bazen yardım alıyorlar, bazen alamıyorlar.
Bu tutarsızlık da güçsüzlük duygusu yaratıyor.
Güçsüzlük duygusu sorumluluk almayı da engelliyor. Çünkü kötü bir sonuç ortaya çıkarsa, kişi bahane üretebiliyor ve müdürü empati göstererek onu affedebiliyor.
Müdürü ikna edebilen kişi, davranışlarından dolayı hesap vermeyebiliyor.
Hatta çalışanlar arasında müdürü kendi ihtiyacı için ikna etme yarışları başlıyor.
SORUMLULUK DUYGUSUNU AZALTMA
Empati gösteren kişiler, empati gösterdiği an sorumluluk duygusu da kazanır.
Empati gösterir ve sorumluluk almazsa, kendini suçlu hisseder çünkü.
Empati gösteren müdür çalışana yardımcı olmak için soruna müdahil olup, sorumluluğu kişinin elinden alıyor.
Bu durumda da kişi hem kendini güçsüz hissediyor, hem de problem çözme yeteneğini geliştiremiyor. Özellikle bu hatayı aileler çokça yapıyor.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
'Özel okulların yaklaşık %50 kapasitesi atıl durumda olacak'
-
İbrahim Taşel Ortaokulunun açılışını Bakan Yusuf Tekin yaptı
-
‘Okul standartları gelecekte global ölçekte değerlendirilecek’
-
Bakan Yusuf Tekin’den TÜSİAD konferansında 12 zor soru
-
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Sistemi TTKB-İDES hayata geçirildi
-
MEB’den okullarda şiddete karşı yeni genelge
-
Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli yaygınlaştırılacak
-
Çevreci okullara Yeşil Bayrak
-
Girne Koleji yeni Kampüsünü Manisa’da açtı
-
Bakan Yardımcısı Yelkenci: Türkiye'de ilk defa okul öncesinden 12. Sınıfa, program yapıldı