Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
ÖSYM Başkanlığı yaptığı açıklamayla koronavirüs nedeniyle bazı sınavların ertelendiğini duyrdu. İşte ÖSYM'nin sınavlarla ilgili açıklaması...
(Covid-19) salgınının ülkemizde yayılmasının önlenmesine yönelik alınan tedbirler kapsamında ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından;
- 29 Mart 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavının (2020-MSÜ) 3 Mayıs 2020 tarihinde,
- 4 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Diyanet İşleri Başkanlığı Mesleki Bilgiler Seviye Tespit Sınavının (2020-DİB-MBSTS) 3 Ekim 2020 tarihinde,
- 12 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavının (2020-YDS/1) 17 Mayıs 2020 tarihinde,
- 18 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Elektronik Yabancı Dil Sınavının (2020 e-YDS/4 Farsça) 2 Mayıs 2020 tarihinde,
- 19 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Elektronik Yabancı Dil Sınavının (2020 e-YDS/5 İspanyolca/İtalyanca) 16 Mayıs 2020 tarihinde,
- 26 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının (2020-EKPSS) 20 Eylül 2020 tarihinde,
- 3 Mayıs 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavının (2020-ALES/1) 10 Mayıs 2020 tarihinde,
- - 16 Mayıs 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavının (2020-İSG/1) 29 Ağustos 2020 tarihinde,
- - 20 Eylül 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavının (2020-ALES/2) 16 Ağustos 2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM Başkanlığı yaptığı açıklamayla koronavirüs nedeniyle bazı sınavların ertelendiğini duyrdu. İşte ÖSYM'nin sınavlarla ilgili açıklaması...
(Covid-19) salgınının ülkemizde yayılmasının önlenmesine yönelik alınan tedbirler kapsamında ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından;
- 29 Mart 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavının (2020-MSÜ) 3 Mayıs 2020 tarihinde,
- 4 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Diyanet İşleri Başkanlığı Mesleki Bilgiler Seviye Tespit Sınavının (2020-DİB-MBSTS) 3 Ekim 2020 tarihinde,
- 12 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavının (2020-YDS/1) 17 Mayıs 2020 tarihinde,
- 18 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Elektronik Yabancı Dil Sınavının (2020 e-YDS/4 Farsça) 2 Mayıs 2020 tarihinde,
- 19 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Elektronik Yabancı Dil Sınavının (2020 e-YDS/5 İspanyolca/İtalyanca) 16 Mayıs 2020 tarihinde,
- 26 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının (2020-EKPSS) 20 Eylül 2020 tarihinde,
- 3 Mayıs 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavının (2020-ALES/1) 10 Mayıs 2020 tarihinde,
- - 16 Mayıs 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavının (2020-İSG/1) 29 Ağustos 2020 tarihinde,
- - 20 Eylül 2020 tarihinde yapılması planlanan 2020 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavının (2020-ALES/2) 16 Ağustos 2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.
Son Güncelleme: Perşembe, 19 Mart 2020 11:11
Gösterim: 978
TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, üye okullarına gönderdiği mesajda koronavirüs ile ilgili alınacak önlemlere ilişkin bilgilendirme yaptı. MEB’den tatil verilmesi halinde aynı sürenin dönem sonuna ekleneceği bilgisini alındığı belirtildi.
Özel öğretim kurumları olarak sürecin yönetimini, MEB ve Sağlık Bakanlığı ile istişare içinde yürüteceklerini belirten TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, “Koronavirüs salgınının ülkemizde bir vaka bile olsa görülmesi, doğal olarak veli ve öğrencilerde tedirginlik yaratmıştır. Bu nedenle TÖDER üyesi okul ve kurumların yöneticileriyle, süreçle ilgili kurumlarımızda ne gibi önlemler alınması gerektiğini görüştük ve bu konuyla ilgili tedbirlerimizi belirledik.” diye konuştu. İşte okullara iletilen bilgilendirme:
1- Bütün okullarımızda normal şartlarda da dikkat edilen hijyen konusu, daha hassas bir yaklaşımla en üst düzeye çıkarılmıştır.
2- Öğrencilerimize bireysel temizlik konusundaki farkındalıklarını artıracak bilgilendirmeler yapılmaktadır.
3- Öğrencilerimizde gereksiz korku, panik, kaygı oluşturmamaya özen gösterilmektedir.
4- Ülke genelinde okulların MEB tarafından belirli bir süre tatil edilmesi kararı alınması halinde, öğrencilerin eğitiminin aksamaması yönünde de her türlü önlemin alındığının bilinmesi isteriz. Okullarımızın tamamında online ödevlendirme, ders ve takip programları vardır. Bakanlığımızdan alınan bilgiye göre; tatil kararı alınsa dahi, tatil edilen kadar süre, öğrenim dönemi sonuna eklenecektir. Merkezi sınavlara giren öğrenciler için de gerekli tedbirler alınacaktır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, üye okullarına gönderdiği mesajda koronavirüs ile ilgili alınacak önlemlere ilişkin bilgilendirme yaptı. MEB’den tatil verilmesi halinde aynı sürenin dönem sonuna ekleneceği bilgisini alındığı belirtildi.
Özel öğretim kurumları olarak sürecin yönetimini, MEB ve Sağlık Bakanlığı ile istişare içinde yürüteceklerini belirten TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, “Koronavirüs salgınının ülkemizde bir vaka bile olsa görülmesi, doğal olarak veli ve öğrencilerde tedirginlik yaratmıştır. Bu nedenle TÖDER üyesi okul ve kurumların yöneticileriyle, süreçle ilgili kurumlarımızda ne gibi önlemler alınması gerektiğini görüştük ve bu konuyla ilgili tedbirlerimizi belirledik.” diye konuştu. İşte okullara iletilen bilgilendirme:
1- Bütün okullarımızda normal şartlarda da dikkat edilen hijyen konusu, daha hassas bir yaklaşımla en üst düzeye çıkarılmıştır.
2- Öğrencilerimize bireysel temizlik konusundaki farkındalıklarını artıracak bilgilendirmeler yapılmaktadır.
3- Öğrencilerimizde gereksiz korku, panik, kaygı oluşturmamaya özen gösterilmektedir.
4- Ülke genelinde okulların MEB tarafından belirli bir süre tatil edilmesi kararı alınması halinde, öğrencilerin eğitiminin aksamaması yönünde de her türlü önlemin alındığının bilinmesi isteriz. Okullarımızın tamamında online ödevlendirme, ders ve takip programları vardır. Bakanlığımızdan alınan bilgiye göre; tatil kararı alınsa dahi, tatil edilen kadar süre, öğrenim dönemi sonuna eklenecektir. Merkezi sınavlara giren öğrenciler için de gerekli tedbirler alınacaktır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Mart 2020 16:54
Gösterim: 1446
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Koronavirüsü nedeniyle derslere uzaktan devam etme kararı aldı. Karar, öğrencilere ve akademik kadroya da bildirildi.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Türkiye'de koronavirüs vakası görülmesinin ardından öğrencilerinin eğitim-öğretim süreçlerinin aksamaması için 16-30 Mart tarihleri arasında tüm dersleri, online platformlarda devam ettirme kararı aldı. Üniversite yönetimi online derslerin programının hafta sonu itibariyle duyurulacağını açıkladı. Kararın alınmasında öğrencilerin, koronavirüsün yarattığı panik ve kaygı sürecini sağlıklı bir şekilde geçmeleri ve eğitim öğretimlerinin aksamamasının amaçlandığı ifade edildi.
Üniversitenin konu hakkındaki kararları için resmi duyurularının dikkate alınmasına ve virüsten korunma adına yapılan duyurulara itibar edilmesi belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Koronavirüsü nedeniyle derslere uzaktan devam etme kararı aldı. Karar, öğrencilere ve akademik kadroya da bildirildi.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Türkiye'de koronavirüs vakası görülmesinin ardından öğrencilerinin eğitim-öğretim süreçlerinin aksamaması için 16-30 Mart tarihleri arasında tüm dersleri, online platformlarda devam ettirme kararı aldı. Üniversite yönetimi online derslerin programının hafta sonu itibariyle duyurulacağını açıkladı. Kararın alınmasında öğrencilerin, koronavirüsün yarattığı panik ve kaygı sürecini sağlıklı bir şekilde geçmeleri ve eğitim öğretimlerinin aksamamasının amaçlandığı ifade edildi.
Üniversitenin konu hakkındaki kararları için resmi duyurularının dikkate alınmasına ve virüsten korunma adına yapılan duyurulara itibar edilmesi belirtildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Mart 2020 14:27
Gösterim: 1229
Ipsos’un 29 ülkeden 20 bini aşkın kişiyle gerçekleştirdiği araştırma ile belli vasıfların, hane içi görevlerin ve mesleklerin hangi cinsiyetlerle daha çok ilişkilendirildiği belirlenmeye çalışıldı.
Araştırmanın ilk bölümünde çeşitli özelliklerin hangi cinsiyetle daha çok ilişkilendirildiği soruldu. Buna göre;
• “Güç” kavramı daha çok erkeklerle ilişkilendiriliyor. Global ortalamada katılımcıların %35’i bu kavramın daha çok eril olduğunu belirtiyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %45’i de “Güç” kavramını daha çok erkeklerle ilişkilendiriyor.
• “Bilgelik” kavramının daha çok erkeklerle ilişkilendirildiği ülkeler Çin ve Türkiye olarak karşımıza çıkıyor. (%33 ve %30). Global ortalamada ise eril bir ilişkilendirme nispeten daha düşük ama yine de dişil bir ilişkilendirmeden daha yüksek gözüküyor. Bilgelik kavramını daha çok kadınlarla ilişkilendiren ülkeler ise özellikle Sırbistan, Fransa, İsveç, Rusya…
• “Mizah” kavramı da çoğunlukla daha çok bir erkek özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Global ortalamada %19’luk bir oran bu özelliği daha çok eril olarak nitelendiriyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %29’u da mizah özelliğinin daha çok eril bir özellik olduğunu iletiyor…
• “Başkalarıyla ilgilenmek” kavramı ise daha ziyade kadınlarla ilişkilendirilen bir özellik olarak görülüyor. Global ortalamada %23’lük bir oran bu özelliği daha çok dişil olarak değerlendiriyor. Buna karşın her ne kadar ilişkilendirme seviyesi 10 üzerinden 5.5 olsa da yani çok kuvvetli olmasa da araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %27’si başkalarıyla ilgilenmek özelliğini daha çok erkeklerle ilişkilendiriyor.
• “Güven” ve “Liderlik” kavramları da yine global kamuoyu nezdinde nispeten daha eril özellikler olarak değerlendirilmiş gözüküyor.
Fatura ödemek, temizlik yapmak gibi hane içindeki çeşitli görevlerin de kadınlarla mı yoksa erkeklerle mi daha çok ilişkilendirildiği de araştırmamızda değerlendirildi. Buna göre;
• “Fatura ödemek/finansı yönetmek” işi global ortalamada daha çok erkeklerle ilişkilendirildi. (%20) Bu konunun erkeklerle en çok ilişkilendirildiği ülkeler ise Türkiye (%36), Suudi Arabistan (%35) olarak görüldü. Araştırmayı Japonya’dan katılan bireyler ise fatura ödemek/finansı yönetmek işini daha çok kadınlarla ilişkilendirdi.
• “Tamirat gibi bakım işleri” ise erkeklerin yapması gereken bir görev olarak tüm ülkelerce belirtiliyor.
• “Çamaşır yıkamak” işi de hem global ortalamada hem de ülke sonuçlarının çoğunda daha çok kadınlarla ilişkilendiriliyor.
Mesleklerin hangi cinsiyetle daha çok ilişkilendirildiğine baktığımızda ise; doktor, politikacı, bilim insanı, bilişim teknolojileri çalışanı, inşaat işçiliği gibi çoğu mesleğin daha çok erkeklerle ilişkilendirildiği görülüyor. Öğretmenlik mesleği ise en çok kadınlarla ilişkilendiriliyor.
Cinsiyetçi yaklaşım gelecek 5 yılda pek değişmeyecek gözüküyor:
Araştırmamız kapsamında sorduğumuz özelliklerin, hane içi görevlerin ve mesleklerin cinsiyetlere göre değerlendirilmesi konusu gelecek beş yıl içinde daha da artacak mı yoksa azalacak mı ya da aynı mı kalacak sorusuna global ortalamanın hemen hemen yarısı aynı kalacağını belirtiyor. (%46) Araştırmaya Hindistan’dan katılan bireylerin %47’si ise bu tür bir cinsiyetçi tutumun artacağını belirtiyor. Bu konuda en optimist ülkenin Güney Kore olduğu söylenebilir. Araştırmaya Güney Kore’den katılan bireylerin %49’u cinsiyete göre ilişkilendirmelerin daha az olacağını düşünüyor.
Araştırma Hakkında
Araştırma 29 ülkeden toplam 20,448 birey ile Ipsos Global Advisor online araştırma platformu üzerinden 20 Eylül – 4 Ekim 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Örneklem şu ülkelerde ülke başına 1000 birey ile gerçekleştirilmiştir: Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Meksika, İspanya ve ABD.
Araştırma şu ülkelerde ise ülke başına 500 birey ile gerçekleştirilmiştir: Arjantin, Belçika, Şili, Macaristan, Hindistan, Malezya, Hollanda, Peru, Polonya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İsveç ve Türkiye. Bu ülkelerde örneklem genelden ziyade orta ve üst gelir grubu ve internet erişimi olan nüfusu temsil etmektedir. Her hâlükârda bu sosyal gruplar önemli ve büyüyen bir orta sınıf olduğu için sonuçlar bu ülkelerin nabzını anlamak için önemli göstergelerdir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ipsos’un 29 ülkeden 20 bini aşkın kişiyle gerçekleştirdiği araştırma ile belli vasıfların, hane içi görevlerin ve mesleklerin hangi cinsiyetlerle daha çok ilişkilendirildiği belirlenmeye çalışıldı.
Araştırmanın ilk bölümünde çeşitli özelliklerin hangi cinsiyetle daha çok ilişkilendirildiği soruldu. Buna göre;
• “Güç” kavramı daha çok erkeklerle ilişkilendiriliyor. Global ortalamada katılımcıların %35’i bu kavramın daha çok eril olduğunu belirtiyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %45’i de “Güç” kavramını daha çok erkeklerle ilişkilendiriyor.
• “Bilgelik” kavramının daha çok erkeklerle ilişkilendirildiği ülkeler Çin ve Türkiye olarak karşımıza çıkıyor. (%33 ve %30). Global ortalamada ise eril bir ilişkilendirme nispeten daha düşük ama yine de dişil bir ilişkilendirmeden daha yüksek gözüküyor. Bilgelik kavramını daha çok kadınlarla ilişkilendiren ülkeler ise özellikle Sırbistan, Fransa, İsveç, Rusya…
• “Mizah” kavramı da çoğunlukla daha çok bir erkek özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Global ortalamada %19’luk bir oran bu özelliği daha çok eril olarak nitelendiriyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %29’u da mizah özelliğinin daha çok eril bir özellik olduğunu iletiyor…
• “Başkalarıyla ilgilenmek” kavramı ise daha ziyade kadınlarla ilişkilendirilen bir özellik olarak görülüyor. Global ortalamada %23’lük bir oran bu özelliği daha çok dişil olarak değerlendiriyor. Buna karşın her ne kadar ilişkilendirme seviyesi 10 üzerinden 5.5 olsa da yani çok kuvvetli olmasa da araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %27’si başkalarıyla ilgilenmek özelliğini daha çok erkeklerle ilişkilendiriyor.
• “Güven” ve “Liderlik” kavramları da yine global kamuoyu nezdinde nispeten daha eril özellikler olarak değerlendirilmiş gözüküyor.
Fatura ödemek, temizlik yapmak gibi hane içindeki çeşitli görevlerin de kadınlarla mı yoksa erkeklerle mi daha çok ilişkilendirildiği de araştırmamızda değerlendirildi. Buna göre;
• “Fatura ödemek/finansı yönetmek” işi global ortalamada daha çok erkeklerle ilişkilendirildi. (%20) Bu konunun erkeklerle en çok ilişkilendirildiği ülkeler ise Türkiye (%36), Suudi Arabistan (%35) olarak görüldü. Araştırmayı Japonya’dan katılan bireyler ise fatura ödemek/finansı yönetmek işini daha çok kadınlarla ilişkilendirdi.
• “Tamirat gibi bakım işleri” ise erkeklerin yapması gereken bir görev olarak tüm ülkelerce belirtiliyor.
• “Çamaşır yıkamak” işi de hem global ortalamada hem de ülke sonuçlarının çoğunda daha çok kadınlarla ilişkilendiriliyor.
Mesleklerin hangi cinsiyetle daha çok ilişkilendirildiğine baktığımızda ise; doktor, politikacı, bilim insanı, bilişim teknolojileri çalışanı, inşaat işçiliği gibi çoğu mesleğin daha çok erkeklerle ilişkilendirildiği görülüyor. Öğretmenlik mesleği ise en çok kadınlarla ilişkilendiriliyor.
Cinsiyetçi yaklaşım gelecek 5 yılda pek değişmeyecek gözüküyor:
Araştırmamız kapsamında sorduğumuz özelliklerin, hane içi görevlerin ve mesleklerin cinsiyetlere göre değerlendirilmesi konusu gelecek beş yıl içinde daha da artacak mı yoksa azalacak mı ya da aynı mı kalacak sorusuna global ortalamanın hemen hemen yarısı aynı kalacağını belirtiyor. (%46) Araştırmaya Hindistan’dan katılan bireylerin %47’si ise bu tür bir cinsiyetçi tutumun artacağını belirtiyor. Bu konuda en optimist ülkenin Güney Kore olduğu söylenebilir. Araştırmaya Güney Kore’den katılan bireylerin %49’u cinsiyete göre ilişkilendirmelerin daha az olacağını düşünüyor.
Araştırma Hakkında
Araştırma 29 ülkeden toplam 20,448 birey ile Ipsos Global Advisor online araştırma platformu üzerinden 20 Eylül – 4 Ekim 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Örneklem şu ülkelerde ülke başına 1000 birey ile gerçekleştirilmiştir: Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Meksika, İspanya ve ABD.
Araştırma şu ülkelerde ise ülke başına 500 birey ile gerçekleştirilmiştir: Arjantin, Belçika, Şili, Macaristan, Hindistan, Malezya, Hollanda, Peru, Polonya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İsveç ve Türkiye. Bu ülkelerde örneklem genelden ziyade orta ve üst gelir grubu ve internet erişimi olan nüfusu temsil etmektedir. Her hâlükârda bu sosyal gruplar önemli ve büyüyen bir orta sınıf olduğu için sonuçlar bu ülkelerin nabzını anlamak için önemli göstergelerdir.
Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Mart 2020 15:19
Gösterim: 672
WISE, Uluslararası Eğitim Günü’nde, gençlerin eğitimleri konusundaki algıları üzerine gerçekleştirilen detaylı bir araştırmanın bulgularını açıkladı. Her 10 genç yetişkinden 9’u, kendi jenerasyonlarının dünyayı daha iyi bir yer haline getirme konusunda sorumlulukları olduğunu hissediyor; ancak kendilerini bu sorumluluğu yerine getirmek için yeterince hazır hissetmiyorlar
WISE, araştırmayı IPSOS’la birlikte; 20 ülkede, 16-25 yaş aralığında 9.509 gencin katılımıyla gerçekleştirdi. Araştırmaya katılan ülkeler; Orta Doğu, Afrika, Asya, Amerika, Avrupa’dan ve Katar, Ürdün ve Lübnan’la birlikte aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dört Orta Doğu ülkesini temsil ediyor. Türk gençliği “yoksulluk ve sosyal eşitsizliği” en büyük sorunları olarak ortaya koyarken, “terör ve kutuplaşma”yla birlikte “şiddet ve savaş” konusunda da ciddi endişeler taşıdıklarını ifade ettiler.
Araştırma bulgularına göre gençlerin %87’si, kendi jenerasyonlarının gezegeni daha iyi bir hale getirmek gibi bir sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak ulusal eğitim sistemleri gerçekten gençlerin istekleriyle uyum sağlıyor mu? Durum pek öyle görünmüyor; araştırmaya katılanların sadece yarısı kendini, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için harekete geçmeye hazır hissediyor; yarısından azı (%48) büyük toplumsal konuları anlamaya hazır olduklarını hissediyor ve daha da azı (%43) bu konulara ilişkin çözüm üretmek üzere aksiyon almaya hazır hissediyor (%43 toplam). Türk gençliği de bu küresel trendleri takip ediyor. Kızlar %37’lik bir oranla, %48’i kendini hazır hisseden erkeklere göre kendilerini daha hazırlıksız hissediyorlar.
Ankete katılan gençlerin% 85'i gezegenimizin durumu hakkında korkularını dile getirirken, gençlere toplumsal zorlukları ele almak için doğru araçları ve düşünce yapılarını sağlamak konusunda artan bir baskı var. WISE araştırması, gençleri en çok ilgilendiren zorluğun “yoksulluk ve sosyal eşitsizlik” olduğunu, ardından “iklim değişikliği ve çevre” ve “istihdama erişim” olduğunu ortaya koydu. Taşıdıkları tüm endişelere rağmen gençlerin sadece çok küçük bir bölümü bu konulara bir şekilde ilgiyi çekmek üzere aktif rol alıyorlar (%17 toplumsal konular, %19 iklim konuları ve %20 istihdam konuları). Türk gençliği ise “yoksulluk ve sosyal eşitsizliği” en büyük sorunları olarak ortaya koyarken, “terör ve kutuplaşma”yla birlikte “şiddet ve savaş” konusunda da ciddi endişeler taşıdıklarını ifade ettiler.
Bugünün gençleri okullardan onları daha aktif ve çok yönlü vatandaşlar haline getirmelerini beklemiyor. Okullardan beklentileri, onları kişisel düzeyde gelecekle yüzleşmeye hazırlamaları. Araştırma sonuçları da bu beklentiyi doğruluyor; araştırmaya katılan gençlerin yarıdan fazlası şu konularda yeterince hazır olma beklentisi içinde: kendi başlarının çaresine bakabilmek (%64), öncelikleri yönetebilmek (%58), başkalarıyla ilgilenmek (%58), sevdikleri, mutlu oldukları bir kariyere sahip olmak (%54).
WISE CEO’su Stavros N. Yiannouka, “Gençler dünyamızın karşı karşıya olduğu zorlukların farkında ve yetişkinler olarak bu zorlukların üstesinden gelmek üzere bir sorumlulukları olduğunun bilincindeler. Aynı zamanda, bu sorumluluğu almaya hazır olma seviyeleri -henüz yeterince hazır hissetmiyorlar- ve ekonomiye aktif katkı sağlayan bireyler olma gerekliliği konusunda da oldukça faydacı bir yaklaşımları var. Gençlere, dünyamızı ileriye götürecek çözümleri zenginleştirmek ve geliştirmek için gerekli koşulları sağlamak artık politika üretenlerin elinde.”
Araştırma sonuçları, gençlerin eğitime evrensel boyutta değer verdiğini de ortaya koyuyor; küresel katılımcıların %90’ı ve Türk katılımcıların %94’ü, eğitimin bir kariyer sahibi olmak üzere öğrenmekten çok daha fazlası olduğunu ve kendi başına bir değer teşkil ettiğini düşünüyor. Ayrıca %84’lük bir oranla, okul dışında öğrenmenin okulda öğrenmek kadar önemli olduğunu düşünüyorlar. Türk gençliği bu öğrenme biçiminin daha da fazla önemsiyor, Türk katılımcıların %87’si okul dışında öğrenmenin en az formal eğitim kadar önemli olduğunu düşünüyor.
Araştırma gençlerin %80’inin eğitimlerinden memnun veye neredeyse memnun olduğunu altını çizerken sadece %27’sinin tam anlamıyla memnun olduğunu vurguluyor. Türk gençleri de küresel akranlarıyla aynı düşünceyi ifade ederek,% 64'ü okullarından memnun olduklarını, % 48'i çoğunlukla memnun olduklarını bildirdiler. Konu bağlamında, Türk gençleri en az sanat eğitiminden en çok da edebiyat eğitiminden memnunlar.
Araştıma sonuçları, gençlerin eğitimleri konusunda talep ettikleri iki önemli gelişme alanı tespit etti. Birincisi, daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım; gençlerin% 60'ından fazlası öğretmenlerinin kariyer yönelimleri hakkında daha kişisel tavsiyelerde bulunmalarını ve öğrenmeyi veya öğrenmeye katılmanın çeşitli yollarına daha fazla odaklanmalarını istiyor. İkincisi, 21. yüzyılın becerilerine ve diğer araçlara daha fazla önem verilmesi; gençlerin yarısı okullarının yeni teknolojileri (yapay zeka, kodlama, vb.), yaratıcılığı keşfetmeyi ve merak yaratmayı (%44) veya iletişim ve organizasyon becerilerini anlamayı (%41) çok önemsemediğini vurguluyor.
Gençler toplumsal zorlukları anlamak veya çözmek için harekete geçmeye hazır hissetmemelerine rağmen, araştırmaya küresel boyutta katılan gençlerin% 82'si ve Türk gençlerinin %81’I gelecekleri hakkında biraz veya çok iyimser olduklarını bildiriyorlar. Bu sayı düşük gelirli hane halklarından gençler için% 68'e, orta gelirli hane halklarında % 84'e düşmektedir. Katılımcı gençlerin tümünün % 43'ü ülkelerinde eğitime erişiminin; eğitim ve yetişme durumuna göre farklılaştığına inanmaktadır. Türk gençliği arasında bu oran %65.
Genç insanların gelecekleriyle ve yaklaşmakta olan küresel zorluklarla yüzleşmeye hazır olması için eğitim sistemlerinde geniş ölçekli iyileştirmelerin yapılması zorunludur. WISE araştırması, gençlere toplumsal konuları anlamak ve bunlarla yüzleşmek için araçlar sağlamaktan, kendi özel öğrenme becerilerine yanıt vermeye kadar, bu kuşağın neye ihtiyaç duyduğuna dair bazı göstergeler sunuyor.
WISE (DÜNYA EĞITIMDE YENILIK ZIRVESI) HAKKINDA
Dünya Eğitimde Yenilik Zirvesi, 2009 yılında, Sheikha Moza bint Nasser Hazretleri himayesinde, başkanı olduğu Qatar Foundation tarafından hayata geçirildi. WISE; eğitimde yaratıcı, kanıta dayalı düşünme, münazara ve belli bir amaca hizmet eden aktiviteler için oluşturulmuş uluslararası, çoklu sektörlü bir platform. İki yılda bir düzenlenen zirve, ortak çalışmaya yürütülen araştırmalar ve devam eden programlarıyla WISE, eğitime yeni yaklaşımlar için global bir referans.
METODOLOJI NOTU
WISE için, IPSOS tarafından, Eylül-Ekim 2019’da, 20 ülkede, 16-25 yaşları arasında 9509 gencin katılımıyla düzenlenen araştırma: Orta Doğu (Katar, Ürdün, Lübnan, Türkiye), Afrika (Fas, Nijerya, Güney Afrika), Asya (Çin, Hindistan, Malezya, Güney Kore), Amerika (Brezilya, Kanada, Meksika, ABD) ve Avrupa (Finlandiya, Fransa, Almanya, İngiltere ve Rusya). Her ülkede, 16-25 yaş arasındaki ulusal nüfusun temsili bir örneği (kota yöntemi) ile çevrimiçi görüşme yapılmıştır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
WISE, Uluslararası Eğitim Günü’nde, gençlerin eğitimleri konusundaki algıları üzerine gerçekleştirilen detaylı bir araştırmanın bulgularını açıkladı. Her 10 genç yetişkinden 9’u, kendi jenerasyonlarının dünyayı daha iyi bir yer haline getirme konusunda sorumlulukları olduğunu hissediyor; ancak kendilerini bu sorumluluğu yerine getirmek için yeterince hazır hissetmiyorlar
WISE, araştırmayı IPSOS’la birlikte; 20 ülkede, 16-25 yaş aralığında 9.509 gencin katılımıyla gerçekleştirdi. Araştırmaya katılan ülkeler; Orta Doğu, Afrika, Asya, Amerika, Avrupa’dan ve Katar, Ürdün ve Lübnan’la birlikte aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dört Orta Doğu ülkesini temsil ediyor. Türk gençliği “yoksulluk ve sosyal eşitsizliği” en büyük sorunları olarak ortaya koyarken, “terör ve kutuplaşma”yla birlikte “şiddet ve savaş” konusunda da ciddi endişeler taşıdıklarını ifade ettiler.
Araştırma bulgularına göre gençlerin %87’si, kendi jenerasyonlarının gezegeni daha iyi bir hale getirmek gibi bir sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak ulusal eğitim sistemleri gerçekten gençlerin istekleriyle uyum sağlıyor mu? Durum pek öyle görünmüyor; araştırmaya katılanların sadece yarısı kendini, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için harekete geçmeye hazır hissediyor; yarısından azı (%48) büyük toplumsal konuları anlamaya hazır olduklarını hissediyor ve daha da azı (%43) bu konulara ilişkin çözüm üretmek üzere aksiyon almaya hazır hissediyor (%43 toplam). Türk gençliği de bu küresel trendleri takip ediyor. Kızlar %37’lik bir oranla, %48’i kendini hazır hisseden erkeklere göre kendilerini daha hazırlıksız hissediyorlar.
Ankete katılan gençlerin% 85'i gezegenimizin durumu hakkında korkularını dile getirirken, gençlere toplumsal zorlukları ele almak için doğru araçları ve düşünce yapılarını sağlamak konusunda artan bir baskı var. WISE araştırması, gençleri en çok ilgilendiren zorluğun “yoksulluk ve sosyal eşitsizlik” olduğunu, ardından “iklim değişikliği ve çevre” ve “istihdama erişim” olduğunu ortaya koydu. Taşıdıkları tüm endişelere rağmen gençlerin sadece çok küçük bir bölümü bu konulara bir şekilde ilgiyi çekmek üzere aktif rol alıyorlar (%17 toplumsal konular, %19 iklim konuları ve %20 istihdam konuları). Türk gençliği ise “yoksulluk ve sosyal eşitsizliği” en büyük sorunları olarak ortaya koyarken, “terör ve kutuplaşma”yla birlikte “şiddet ve savaş” konusunda da ciddi endişeler taşıdıklarını ifade ettiler.
Bugünün gençleri okullardan onları daha aktif ve çok yönlü vatandaşlar haline getirmelerini beklemiyor. Okullardan beklentileri, onları kişisel düzeyde gelecekle yüzleşmeye hazırlamaları. Araştırma sonuçları da bu beklentiyi doğruluyor; araştırmaya katılan gençlerin yarıdan fazlası şu konularda yeterince hazır olma beklentisi içinde: kendi başlarının çaresine bakabilmek (%64), öncelikleri yönetebilmek (%58), başkalarıyla ilgilenmek (%58), sevdikleri, mutlu oldukları bir kariyere sahip olmak (%54).
WISE CEO’su Stavros N. Yiannouka, “Gençler dünyamızın karşı karşıya olduğu zorlukların farkında ve yetişkinler olarak bu zorlukların üstesinden gelmek üzere bir sorumlulukları olduğunun bilincindeler. Aynı zamanda, bu sorumluluğu almaya hazır olma seviyeleri -henüz yeterince hazır hissetmiyorlar- ve ekonomiye aktif katkı sağlayan bireyler olma gerekliliği konusunda da oldukça faydacı bir yaklaşımları var. Gençlere, dünyamızı ileriye götürecek çözümleri zenginleştirmek ve geliştirmek için gerekli koşulları sağlamak artık politika üretenlerin elinde.”
Araştırma sonuçları, gençlerin eğitime evrensel boyutta değer verdiğini de ortaya koyuyor; küresel katılımcıların %90’ı ve Türk katılımcıların %94’ü, eğitimin bir kariyer sahibi olmak üzere öğrenmekten çok daha fazlası olduğunu ve kendi başına bir değer teşkil ettiğini düşünüyor. Ayrıca %84’lük bir oranla, okul dışında öğrenmenin okulda öğrenmek kadar önemli olduğunu düşünüyorlar. Türk gençliği bu öğrenme biçiminin daha da fazla önemsiyor, Türk katılımcıların %87’si okul dışında öğrenmenin en az formal eğitim kadar önemli olduğunu düşünüyor.
Araştırma gençlerin %80’inin eğitimlerinden memnun veye neredeyse memnun olduğunu altını çizerken sadece %27’sinin tam anlamıyla memnun olduğunu vurguluyor. Türk gençleri de küresel akranlarıyla aynı düşünceyi ifade ederek,% 64'ü okullarından memnun olduklarını, % 48'i çoğunlukla memnun olduklarını bildirdiler. Konu bağlamında, Türk gençleri en az sanat eğitiminden en çok da edebiyat eğitiminden memnunlar.
Araştıma sonuçları, gençlerin eğitimleri konusunda talep ettikleri iki önemli gelişme alanı tespit etti. Birincisi, daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım; gençlerin% 60'ından fazlası öğretmenlerinin kariyer yönelimleri hakkında daha kişisel tavsiyelerde bulunmalarını ve öğrenmeyi veya öğrenmeye katılmanın çeşitli yollarına daha fazla odaklanmalarını istiyor. İkincisi, 21. yüzyılın becerilerine ve diğer araçlara daha fazla önem verilmesi; gençlerin yarısı okullarının yeni teknolojileri (yapay zeka, kodlama, vb.), yaratıcılığı keşfetmeyi ve merak yaratmayı (%44) veya iletişim ve organizasyon becerilerini anlamayı (%41) çok önemsemediğini vurguluyor.
Gençler toplumsal zorlukları anlamak veya çözmek için harekete geçmeye hazır hissetmemelerine rağmen, araştırmaya küresel boyutta katılan gençlerin% 82'si ve Türk gençlerinin %81’I gelecekleri hakkında biraz veya çok iyimser olduklarını bildiriyorlar. Bu sayı düşük gelirli hane halklarından gençler için% 68'e, orta gelirli hane halklarında % 84'e düşmektedir. Katılımcı gençlerin tümünün % 43'ü ülkelerinde eğitime erişiminin; eğitim ve yetişme durumuna göre farklılaştığına inanmaktadır. Türk gençliği arasında bu oran %65.
Genç insanların gelecekleriyle ve yaklaşmakta olan küresel zorluklarla yüzleşmeye hazır olması için eğitim sistemlerinde geniş ölçekli iyileştirmelerin yapılması zorunludur. WISE araştırması, gençlere toplumsal konuları anlamak ve bunlarla yüzleşmek için araçlar sağlamaktan, kendi özel öğrenme becerilerine yanıt vermeye kadar, bu kuşağın neye ihtiyaç duyduğuna dair bazı göstergeler sunuyor.
WISE (DÜNYA EĞITIMDE YENILIK ZIRVESI) HAKKINDA
Dünya Eğitimde Yenilik Zirvesi, 2009 yılında, Sheikha Moza bint Nasser Hazretleri himayesinde, başkanı olduğu Qatar Foundation tarafından hayata geçirildi. WISE; eğitimde yaratıcı, kanıta dayalı düşünme, münazara ve belli bir amaca hizmet eden aktiviteler için oluşturulmuş uluslararası, çoklu sektörlü bir platform. İki yılda bir düzenlenen zirve, ortak çalışmaya yürütülen araştırmalar ve devam eden programlarıyla WISE, eğitime yeni yaklaşımlar için global bir referans.
METODOLOJI NOTU
WISE için, IPSOS tarafından, Eylül-Ekim 2019’da, 20 ülkede, 16-25 yaşları arasında 9509 gencin katılımıyla düzenlenen araştırma: Orta Doğu (Katar, Ürdün, Lübnan, Türkiye), Afrika (Fas, Nijerya, Güney Afrika), Asya (Çin, Hindistan, Malezya, Güney Kore), Amerika (Brezilya, Kanada, Meksika, ABD) ve Avrupa (Finlandiya, Fransa, Almanya, İngiltere ve Rusya). Her ülkede, 16-25 yaş arasındaki ulusal nüfusun temsili bir örneği (kota yöntemi) ile çevrimiçi görüşme yapılmıştır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 26 Şubat 2020 13:28
Gösterim: 706

