Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yılki 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Genlik ve Spor Bayramı'nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na devredildiği bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 14 Ağustos 1961 tarihli ve 8/3456 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan ulusal ve resmi bayramlarda yapılacak törenlerle ilgili yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Açıklamada, Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği'nin Bakanlar Kurulu'nca 16 Nisan 2012 tarihinde kararlaştırıldığı ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirtildi.
''19 Mayıs 2012 tarihinde kutlanacak olan Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Gençlik ve Spor Bakanlığı sorumluluk ve koordinesinde gerçekleştirilecektir'' ifadesi kullanılan açıklamada, şöyle denildi:
''Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 19 Mayıs günü, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'da karaya çıktığı saat olan 07.00'de başlayacak ve saat 24.00'te son bulacaktır. Gençlik ve Spor Bakanı, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildirecek ve bir ildeki törene katılacaktır. Atatürk anıt veya büstüne Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlüğü tarafından çelenk konulacaktır. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile bayrak göndere çekilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanacaktır. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyecektir.''
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Açıklamada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'yla ilgili düzenlemeye de yer verildi.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 23 Nisan günü 08.00'de başlayacağı ve saat 24.00'te son bulacağı, Milli Eğitim Bakanı'nın, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildireceği ve bir ildeki törene katılacağı vurgulandı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Atatürk anıt veya büstüne milli eğitim müdürlüğü tarafından çelenk konulacaktır. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile bayrak göndere çekilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanacaktır. Programlarda tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyecektir. Kutlama komiteleri; il ve ilçelerde ulusal bayram, resmi bayramlar, mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günlerin kutlanması, vali, görevlendireceği vali yardımcısı veya kaymakamın başkanlığında, garnizon komutanlığı, belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü, milli eğitim müdürlüğü, gençlik hizmetleri ve spor müdürlüğü, mülki idare amirince uygun görülecek diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla oluşturulacaktır.
Programlar il ve ilçelerde yerel yönetimlerin aktif destekleriyle bir şölene dönüştürülerek, halkın çoğunluğunun katılımı sağlanıp, ulusal bayram ve resmi bayramların coşku ile kutlanması gerçekleştirilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanacak programlar illerde valinin, ilçelerde kaymakamın onayı ile yürürlüğe girecektir.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yılki 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Genlik ve Spor Bayramı'nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na devredildiği bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 14 Ağustos 1961 tarihli ve 8/3456 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan ulusal ve resmi bayramlarda yapılacak törenlerle ilgili yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı.
Açıklamada, Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği'nin Bakanlar Kurulu'nca 16 Nisan 2012 tarihinde kararlaştırıldığı ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirtildi.
''19 Mayıs 2012 tarihinde kutlanacak olan Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Gençlik ve Spor Bakanlığı sorumluluk ve koordinesinde gerçekleştirilecektir'' ifadesi kullanılan açıklamada, şöyle denildi:
''Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 19 Mayıs günü, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'da karaya çıktığı saat olan 07.00'de başlayacak ve saat 24.00'te son bulacaktır. Gençlik ve Spor Bakanı, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildirecek ve bir ildeki törene katılacaktır. Atatürk anıt veya büstüne Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlüğü tarafından çelenk konulacaktır. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile bayrak göndere çekilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanacaktır. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyecektir.''
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Açıklamada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'yla ilgili düzenlemeye de yer verildi.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 23 Nisan günü 08.00'de başlayacağı ve saat 24.00'te son bulacağı, Milli Eğitim Bakanı'nın, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildireceği ve bir ildeki törene katılacağı vurgulandı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Atatürk anıt veya büstüne milli eğitim müdürlüğü tarafından çelenk konulacaktır. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile bayrak göndere çekilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanacaktır. Programlarda tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyecektir. Kutlama komiteleri; il ve ilçelerde ulusal bayram, resmi bayramlar, mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günlerin kutlanması, vali, görevlendireceği vali yardımcısı veya kaymakamın başkanlığında, garnizon komutanlığı, belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü, milli eğitim müdürlüğü, gençlik hizmetleri ve spor müdürlüğü, mülki idare amirince uygun görülecek diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla oluşturulacaktır.
Programlar il ve ilçelerde yerel yönetimlerin aktif destekleriyle bir şölene dönüştürülerek, halkın çoğunluğunun katılımı sağlanıp, ulusal bayram ve resmi bayramların coşku ile kutlanması gerçekleştirilecektir. Kutlama komitelerince hazırlanacak programlar illerde valinin, ilçelerde kaymakamın onayı ile yürürlüğe girecektir.''
Son Güncelleme: Pazar, 06 May 2012 09:57
Gösterim: 5752
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer katıldığı ''4+4+4 Eğitim Sistemi'' adlı panelde yeni eğitim sistemiyle ilgili bilgiler verdi.
Bakan Dinçer, Fatih projesi ile ''Eğitim Bilişim Ağı'' oluşturduklarını belirterek, öğrencilerin istediği dersi istediği öğretmenden dinleyip, öğreneceğini kaydetti.
Aynı elbiseyi toplumun her bireyine giydirmenin bir anlamı olmadığını, esnek ve küresel düzeyde bir yapıyı sağlamak istediklerini vurgulayan Dinçer, şöyle konuştu:
''4+4+4'ün getirdiği en köklü değişiklik, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Türkiye'nin eğitim seviyesinin mutlaka yükseltilmesi gerekir. Çocuklarımızın yüzde 60'ını ilk etapta üniversite mezunu yapmalıyız. Eğer bunu yapmazsak 2023 hedeflerine ulaşamayız. Bunun için zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmalıydık.''
Kur'an-ı Kerim, kur sistemiyle öğretilecek
Dinçer, Kur'an-ı Kerim dersinin de seçimlik bir ders olacağını dile getirerek, ''Biz bu kararın gereği neyse layıkıyla yapmaya başlayacağız. Ortaokul ve liseden itibaren Kur'an-ı Kerim ve Siyer derslerimiz olacak. Arzu eden çocuklarımız bu dersleri alabilecek. Kur sistemi üzerine inşa ediyoruz. Geleneksel Kur'an-ı öğrenme sisteminin dışında kur esaslı modern bir sistem getireceğiz'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer katıldığı ''4+4+4 Eğitim Sistemi'' adlı panelde yeni eğitim sistemiyle ilgili bilgiler verdi.
Bakan Dinçer, Fatih projesi ile ''Eğitim Bilişim Ağı'' oluşturduklarını belirterek, öğrencilerin istediği dersi istediği öğretmenden dinleyip, öğreneceğini kaydetti.
Aynı elbiseyi toplumun her bireyine giydirmenin bir anlamı olmadığını, esnek ve küresel düzeyde bir yapıyı sağlamak istediklerini vurgulayan Dinçer, şöyle konuştu:
''4+4+4'ün getirdiği en köklü değişiklik, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Türkiye'nin eğitim seviyesinin mutlaka yükseltilmesi gerekir. Çocuklarımızın yüzde 60'ını ilk etapta üniversite mezunu yapmalıyız. Eğer bunu yapmazsak 2023 hedeflerine ulaşamayız. Bunun için zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmalıydık.''
Kur'an-ı Kerim, kur sistemiyle öğretilecek
Dinçer, Kur'an-ı Kerim dersinin de seçimlik bir ders olacağını dile getirerek, ''Biz bu kararın gereği neyse layıkıyla yapmaya başlayacağız. Ortaokul ve liseden itibaren Kur'an-ı Kerim ve Siyer derslerimiz olacak. Arzu eden çocuklarımız bu dersleri alabilecek. Kur sistemi üzerine inşa ediyoruz. Geleneksel Kur'an-ı öğrenme sisteminin dışında kur esaslı modern bir sistem getireceğiz'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Pazar, 06 May 2012 00:25
Gösterim: 2834
Ankara'da Nisan ayı içerisinde denetlenen 513 okul servisinden 414'üne ceza yazıldı. Kusurlu bulunan servis araçlarına yaklaşık 48 bin lira ceza kesildiği, ayrıca bazı okul taşıt sürücülerinin uyarıldığı ve 2 adedinin de trafikten men edildiği bildirildi.
Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada, okul araçlarına yönelik denetimlerin sürdüğü belirtildi. Ankara'da Nisan ayında yapılan denetimlerde; araçlarda okul taşıtı yazısının bulunması, ışıklı lambaların çalışılırlığı, sağlık çantası, kapı ve pencere durumları, araçların yaşları ve kapasiteleri, yangın söndürme cihazlarının mevcudiyeti, sürücülerin ve belgelerinin nitelikleri ile sigorta sistemleri dahil mevzuat bakımından aranması gereken tüm hususlar göz önüne alındı. Nisan ayında 513 aracın denetlendiği ve 414 araca yaklaşık 48 lira ceza kesildiği, ayrıca bazı okul taşıt sürücülerinin uyarıldığı ve 2 adedinin de trafikten men edildiği kaydedildi.
Açıklamada, "Öğrencilerimizin can ve mal güvenliklerinin her şeyden daha önemli olduğu esası içerisinde, okul servis araçlarının geliş-gidiş saatleri, belirlenen güzergâhlara mutlaka uyulması ile sürücüler ve araç personelinin genel tutum ve durumlarının okulların tatile gireceği tarihe kadar izlenmeye devam edilerek mevzuata uygun bulunmayan araçların trafikten derhal men edilecek." denildi.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ankara'da Nisan ayı içerisinde denetlenen 513 okul servisinden 414'üne ceza yazıldı. Kusurlu bulunan servis araçlarına yaklaşık 48 bin lira ceza kesildiği, ayrıca bazı okul taşıt sürücülerinin uyarıldığı ve 2 adedinin de trafikten men edildiği bildirildi.
Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada, okul araçlarına yönelik denetimlerin sürdüğü belirtildi. Ankara'da Nisan ayında yapılan denetimlerde; araçlarda okul taşıtı yazısının bulunması, ışıklı lambaların çalışılırlığı, sağlık çantası, kapı ve pencere durumları, araçların yaşları ve kapasiteleri, yangın söndürme cihazlarının mevcudiyeti, sürücülerin ve belgelerinin nitelikleri ile sigorta sistemleri dahil mevzuat bakımından aranması gereken tüm hususlar göz önüne alındı. Nisan ayında 513 aracın denetlendiği ve 414 araca yaklaşık 48 lira ceza kesildiği, ayrıca bazı okul taşıt sürücülerinin uyarıldığı ve 2 adedinin de trafikten men edildiği kaydedildi.
Açıklamada, "Öğrencilerimizin can ve mal güvenliklerinin her şeyden daha önemli olduğu esası içerisinde, okul servis araçlarının geliş-gidiş saatleri, belirlenen güzergâhlara mutlaka uyulması ile sürücüler ve araç personelinin genel tutum ve durumlarının okulların tatile gireceği tarihe kadar izlenmeye devam edilerek mevzuata uygun bulunmayan araçların trafikten derhal men edilecek." denildi.
(zaman)
Son Güncelleme: Cumartesi, 05 May 2012 13:08
Gösterim: 2666
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Genç Gelişim Akademisi'nce, Bahçelievler Belediyesi Yeni Sahne Konferans Salonu'nda düzenlenen ''4+4+4 Eğitim Sistemi'' başlıklı panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dinçer, ''Süt dağıtımındaki son durum nedir?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''3 gündür süt verdik. Bu 3 gün boyunca çocukların süte karşı gösterdiği hassasiyette bir azalma yaşanıyor. Cuma günü bize gelen verilere bakıldığında yüzde 90 oranında ortadan kalkmış görünüyor. Biz süt içmeye devam ettikçe sorunun bütün yurttan kalkacağını düşünüyorum. Pazartesinden itibaren süt dağıtmaya devam edeceğiz. Önceden belirttiğimiz gibi sütlerden ve çocuklardan alınan kültürlerin tahlili konusunda bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışmalar da neticelenmek üzere. Tamamlandığında basınla da paylaşacağız. 3 gün boyunca süte hassasiyetinden hastaneye giden bütün çocukların muayenesi yapıldı. Zehirlenme sebebiyle hastanede yatan hiçbir çocuğumuz yok. Şu an gözetim altında olan 7 çocuğumuz var. Çocuklarımız da zehirlenme nedeniyle değil, süt içtiği için rahatsızlık gösterdiği için hastaneye gitti. Kendilerinde başka problemler tespit edildiği için gözetim altına alındılar. Hadise zehirlenme değildir.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Genç Gelişim Akademisi'nce, Bahçelievler Belediyesi Yeni Sahne Konferans Salonu'nda düzenlenen ''4+4+4 Eğitim Sistemi'' başlıklı panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dinçer, ''Süt dağıtımındaki son durum nedir?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''3 gündür süt verdik. Bu 3 gün boyunca çocukların süte karşı gösterdiği hassasiyette bir azalma yaşanıyor. Cuma günü bize gelen verilere bakıldığında yüzde 90 oranında ortadan kalkmış görünüyor. Biz süt içmeye devam ettikçe sorunun bütün yurttan kalkacağını düşünüyorum. Pazartesinden itibaren süt dağıtmaya devam edeceğiz. Önceden belirttiğimiz gibi sütlerden ve çocuklardan alınan kültürlerin tahlili konusunda bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışmalar da neticelenmek üzere. Tamamlandığında basınla da paylaşacağız. 3 gün boyunca süte hassasiyetinden hastaneye giden bütün çocukların muayenesi yapıldı. Zehirlenme sebebiyle hastanede yatan hiçbir çocuğumuz yok. Şu an gözetim altında olan 7 çocuğumuz var. Çocuklarımız da zehirlenme nedeniyle değil, süt içtiği için rahatsızlık gösterdiği için hastaneye gitti. Kendilerinde başka problemler tespit edildiği için gözetim altına alındılar. Hadise zehirlenme değildir.''
Son Güncelleme: Pazar, 06 May 2012 00:05
Gösterim: 1662
YÖK'ün 3 Mayıs toplantısının ardından YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB ) üzerinde çalıştığı yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları belli olmaya başladı.
Yeni modelde, hem fen-edebiyat hem de eğitim fakültesi mezunları öğretmen olabilecek. Fen-edebiyat mezunlarının liselerde branş öğretmeni, eğitim fakültesi mezunlarının ise anaokulu ve ilkokul sınıf öğretmeni olması üzerinde duruluyor.
'Halen eğitim gören' ve 'daha önce mezun olan fen-edebiyat fakültesi öğrencileri'ne formasyon hakkı tanınmasının ardından yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Buna göre, fen-edebiyatta okuyan ve formasyonu olan öğretmenler, liselere branş öğretmeni olarak atanacak. Eğitim fakültesi mezunları ise anaokulu ve sınıf öğretmenliğinin yanı sıra ortaokullarda ilk seviye branş öğretmeni de olabilecek. Fen-edebiyat fakültelerine tanınan kontenjan azaltılacak.
Halen eğitim gören ve daha önce mezun olan fen-edebiyat fakültesi öğrencilerine formasyon hakkı tanınmasının ardından Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile MEB'in üzerinde çalıştığı yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Buna göre, fen-edebiyatlar başta olmak üzere önümüzdeki yıldan itibaren üniversite kontenjanları yeniden belirlenecek. Fen-edebiyatta okuyan ve formasyonu olan öğretmenler, liselere branş öğretmeni olarak atanacak. Eğitim fakültesi mezunları ise anaokulu ve sınıf öğretmenliğinin yanı sıra ortaokullardaki ilk seviye branş öğretmenliklerine atanacak. MEB'in de sıcak baktığı formülle, fen-edebiyat fakültesinin işlevini tamamen bitirmeden kontenjanlarının azaltılması üzerinde duruluyor.
Öte yandan MEB, Türkiye nüfusunun 2020'den sonra azalışa geçeceği ve 2030'lu yıllarda öğretmen fazlalılığı oluşacağı yönünde hazırladığı raporu YÖK'e sundu. YÖK, bu rapor doğrultusunda fen-edebiyat ve eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirleyecek. Bu fakültelerin kontenjanları, MEB'in gelecek yıllardaki öğretmen ihtiyacına göre ciddi şekilde daraltılacak. Yeni formülle de hem fen-edebiyat fakültelerinin işlevini tamamen yitirmesi önlenecek hem de kontenjanları azaltılarak öğretmen fazlalığının önüne geçilecek.
Atama bekleyen ve mezun olacak öğretmen adayları ile ihtiyaç duyulan alanlar arasında uyumsuzluk yaşanıyor. Bu nedeni ihtiyaç olmayan bölümlerin yıllarca fazla mezun vermesi ve ikinci öğretimlerin eğitime devam etmesi. Bir başka sebep ise 2008'e kadar MEB ile YÖK arasında uyumlu çalışma yapılamaması. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan ve 2007'nin Aralık ayına kadar YÖK başkanlığı yapan Erdoğan Teziç, sürekli olarak hükümetle çatışmayı seçmişti. Teziç yönetimindeki YÖK'ün Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli çalışmayı ve planlama yapmayı reddetmesi nedeniyle öğretmen yetiştirmeye dönük planlama yapılamamıştı.
Rehber öğretmenlik açığın en yüksek olduğu branşlar arasında
Öğretmen açığının branşlara göre dağılımına bakıldığında ilk sırada 19 bin 730 ile rehber öğretmenler geliyor. Bunu 13 bin 122 ile okulöncesi öğretmen ve 10 bin 966 beden eğitimi öğretmeni ihtiyacı takip ediyor. Din kültürü öğretmeni ihtiyacı 8 bin 882, İngilizce öğretmeni ihtiyacı 8 bin 465.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖK'ün 3 Mayıs toplantısının ardından YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB ) üzerinde çalıştığı yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları belli olmaya başladı.
Yeni modelde, hem fen-edebiyat hem de eğitim fakültesi mezunları öğretmen olabilecek. Fen-edebiyat mezunlarının liselerde branş öğretmeni, eğitim fakültesi mezunlarının ise anaokulu ve ilkokul sınıf öğretmeni olması üzerinde duruluyor.
'Halen eğitim gören' ve 'daha önce mezun olan fen-edebiyat fakültesi öğrencileri'ne formasyon hakkı tanınmasının ardından yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Buna göre, fen-edebiyatta okuyan ve formasyonu olan öğretmenler, liselere branş öğretmeni olarak atanacak. Eğitim fakültesi mezunları ise anaokulu ve sınıf öğretmenliğinin yanı sıra ortaokullarda ilk seviye branş öğretmeni de olabilecek. Fen-edebiyat fakültelerine tanınan kontenjan azaltılacak.
Halen eğitim gören ve daha önce mezun olan fen-edebiyat fakültesi öğrencilerine formasyon hakkı tanınmasının ardından Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile MEB'in üzerinde çalıştığı yeni öğretmenlik modelinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Buna göre, fen-edebiyatlar başta olmak üzere önümüzdeki yıldan itibaren üniversite kontenjanları yeniden belirlenecek. Fen-edebiyatta okuyan ve formasyonu olan öğretmenler, liselere branş öğretmeni olarak atanacak. Eğitim fakültesi mezunları ise anaokulu ve sınıf öğretmenliğinin yanı sıra ortaokullardaki ilk seviye branş öğretmenliklerine atanacak. MEB'in de sıcak baktığı formülle, fen-edebiyat fakültesinin işlevini tamamen bitirmeden kontenjanlarının azaltılması üzerinde duruluyor.
Öte yandan MEB, Türkiye nüfusunun 2020'den sonra azalışa geçeceği ve 2030'lu yıllarda öğretmen fazlalılığı oluşacağı yönünde hazırladığı raporu YÖK'e sundu. YÖK, bu rapor doğrultusunda fen-edebiyat ve eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirleyecek. Bu fakültelerin kontenjanları, MEB'in gelecek yıllardaki öğretmen ihtiyacına göre ciddi şekilde daraltılacak. Yeni formülle de hem fen-edebiyat fakültelerinin işlevini tamamen yitirmesi önlenecek hem de kontenjanları azaltılarak öğretmen fazlalığının önüne geçilecek.
Atama bekleyen ve mezun olacak öğretmen adayları ile ihtiyaç duyulan alanlar arasında uyumsuzluk yaşanıyor. Bu nedeni ihtiyaç olmayan bölümlerin yıllarca fazla mezun vermesi ve ikinci öğretimlerin eğitime devam etmesi. Bir başka sebep ise 2008'e kadar MEB ile YÖK arasında uyumlu çalışma yapılamaması. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan ve 2007'nin Aralık ayına kadar YÖK başkanlığı yapan Erdoğan Teziç, sürekli olarak hükümetle çatışmayı seçmişti. Teziç yönetimindeki YÖK'ün Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli çalışmayı ve planlama yapmayı reddetmesi nedeniyle öğretmen yetiştirmeye dönük planlama yapılamamıştı.
Rehber öğretmenlik açığın en yüksek olduğu branşlar arasında
Öğretmen açığının branşlara göre dağılımına bakıldığında ilk sırada 19 bin 730 ile rehber öğretmenler geliyor. Bunu 13 bin 122 ile okulöncesi öğretmen ve 10 bin 966 beden eğitimi öğretmeni ihtiyacı takip ediyor. Din kültürü öğretmeni ihtiyacı 8 bin 882, İngilizce öğretmeni ihtiyacı 8 bin 465.
(zaman)
Son Güncelleme: Cumartesi, 05 May 2012 12:06
Gösterim: 3840