Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Bütün Türkiye Manisa’da yaşayan bu üniversite öğrencisini konuşuyor

Manisa'nın Gördes İlçesi'nde, Celal Bayar Üniversitesi'nde okuyan ve 2 kardeşini okutan 20 yaşındaki Damla Kamerakkaş'ın örnek mücadelesine hayırseverler duyarsız kalmadı. Türkiye'nin dört bir yanından pek çok kişi, maddi yardımda bulunmak isterken, bazı hayırseverler aylık düzenli yardım yapacaklarını söyledi. Aslen Karslı olan Damla'nın hayatı annesinin 2005 yılında ölmesiyle değişti. Babasının aldığı bir mahkumiyetten dolayı para cezası ödemek zorunda kalması üzerine kardeşlerinin bakımlarını üstlenen Damla'nın durumu büyük yankı uyandırdı. Hayırseverler, yardım etmek istedikleri genç kıza ulaşmak için çaba harcadı. Devletten aldığı 260 lira kredinin 150'sini ev kirasına verdikten sonra yaşamını sürdürmeye çalışan Damla'nın mücadelesine Gördes'te isminin açıklanmasını istemeyen bir işadamı büyük destek verdi. Gördes Bölge Gazetesi, Damla ve kardeşleri için ciddi yardımlarda bulundu. Damla, bayram sonrası okuduğu üniversitenin kütüphanesinde çalışmaya başlayacak. (hürriyet)

> 260 liralık öğrenci bursuyla kardeşlerine bakıyor

Bütün Türkiye Manisa’da yaşayan bu üniversite öğrencisini konuşuyor

Manisa'nın Gördes İlçesi'nde, Celal Bayar Üniversitesi'nde okuyan ve 2 kardeşini okutan 20 yaşındaki Damla Kamerakkaş'ın örnek mücadelesine hayırseverler duyarsız kalmadı. Türkiye'nin dört bir yanından pek çok kişi, maddi yardımda bulunmak isterken, bazı hayırseverler aylık düzenli yardım yapacaklarını söyledi. Aslen Karslı olan Damla'nın hayatı annesinin 2005 yılında ölmesiyle değişti. Babasının aldığı bir mahkumiyetten dolayı para cezası ödemek zorunda kalması üzerine kardeşlerinin bakımlarını üstlenen Damla'nın durumu büyük yankı uyandırdı. Hayırseverler, yardım etmek istedikleri genç kıza ulaşmak için çaba harcadı. Devletten aldığı 260 lira kredinin 150'sini ev kirasına verdikten sonra yaşamını sürdürmeye çalışan Damla'nın mücadelesine Gördes'te isminin açıklanmasını istemeyen bir işadamı büyük destek verdi. Gördes Bölge Gazetesi, Damla ve kardeşleri için ciddi yardımlarda bulundu. Damla, bayram sonrası okuduğu üniversitenin kütüphanesinde çalışmaya başlayacak. (hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 14:58

Gösterim: 1660

Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mutlu, yeni YÖK Yasa Tasarısı'na ilişkin, ''Yeni yıla YÖK Yasa Tasarısı'nın hazır olacağını tahmin ediyorum'' dedi.

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, yaptığı açıklamada, YÖK Yasa Tasarısı'na ilişkin sık sık farklı üniversitelerin rektörleriyle bir araya geldiklerini söyledi.

Tasarı çalışmaları kapsamında ''Taslak Çalışma Komisyonu'' kurduklarını bildiren Prof. Dr. Mutlu, bütün üniversite rektörlerinden yeni yasaya ilişkin görüş almaya devam ettiklerini belirtti.

''30 yıl önceki yasa yetmiyor''

ÜAK Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Mutlu, mevcut yasanın 27 üniversiteye göre 30 yıl önce hazırlandığına dikkati çekerek, bu yasanın son yıllarda ciddi anlamda yetersiz kaldığını söyledi.

Yıl sonuna kadar taslağın hazırlanmasının planlandığını aktaran Prof. Dr. Mutlu, şunları kaydetti:

''Yeni yıla YÖK Yasa Tasarısı'nın hazır olacağını tahmin ediyorum. Yılın sonunda geçebilecek bir YÖK taslağı ile 27 üniversiteye göre hazırlanmış YÖK tasarısı, değişime açılacaktır. 1980'li yılların şartlarına göre hazırlanan bir yasayla üniversitelerimizi yönetmek mümkün değil. En küçük üniversite ile en köklü üniversiteyi aynı kurallara göre idare etmek artık mantıklı değil.''

> Yeni yıla YÖK Yasa Tasarısı hazır

Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mutlu, yeni YÖK Yasa Tasarısı'na ilişkin, ''Yeni yıla YÖK Yasa Tasarısı'nın hazır olacağını tahmin ediyorum'' dedi.

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, yaptığı açıklamada, YÖK Yasa Tasarısı'na ilişkin sık sık farklı üniversitelerin rektörleriyle bir araya geldiklerini söyledi.

Tasarı çalışmaları kapsamında ''Taslak Çalışma Komisyonu'' kurduklarını bildiren Prof. Dr. Mutlu, bütün üniversite rektörlerinden yeni yasaya ilişkin görüş almaya devam ettiklerini belirtti.

''30 yıl önceki yasa yetmiyor''

ÜAK Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Mutlu, mevcut yasanın 27 üniversiteye göre 30 yıl önce hazırlandığına dikkati çekerek, bu yasanın son yıllarda ciddi anlamda yetersiz kaldığını söyledi.

Yıl sonuna kadar taslağın hazırlanmasının planlandığını aktaran Prof. Dr. Mutlu, şunları kaydetti:

''Yeni yıla YÖK Yasa Tasarısı'nın hazır olacağını tahmin ediyorum. Yılın sonunda geçebilecek bir YÖK taslağı ile 27 üniversiteye göre hazırlanmış YÖK tasarısı, değişime açılacaktır. 1980'li yılların şartlarına göre hazırlanan bir yasayla üniversitelerimizi yönetmek mümkün değil. En küçük üniversite ile en köklü üniversiteyi aynı kurallara göre idare etmek artık mantıklı değil.''

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 14:35

Gösterim: 1661

Bir lisenin çöpünden Atatürk posterleri çıktı iddiası

ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Balıkesir Şubesi Başkanı Necati Bilgetürk, Ticaret Meslek Lisesi’nden 100’e yakın İstiklal Marşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Atatürk posterlerinin okulun görevlisi tarafından çöpe atıldığını iddia etti.

Bilgetürk, 92 posterin çöpe atılırken duyarlı bir vatandaş tarafından görüldüğünü ve şubedeki görevlilere teslim edildiğini açıkladı. Balıkesir Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın ise, konuyu yeni öğrendiğini, araştırdıktan sonra sonucu kamuoyu ile paylaşacağını söyledi.

ADD Balıkesir Şube Başkanı Necati Bilgetürk, Atatürk’ün, 50x70 cm boyutundaki, kuşe kağıda basılı 30 değişik posteri ile İstiklal Marşı ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nın basılı bulunduğu 62 posterin Balıkesir Merkez Ticaret Meslek Lisesi’nin bir görevlisi tarafından gece çöpe atıldığını iddia etti. Posterlerin çöpe atıldığını gören bir duyarlı vatandaş tarafından alınıp derneğe getirildiğini belirten Bilgetürk, "İki gün önce Balıkesir Merkez Ticaret Meslek Lisesi’nin bir çalışanı, posterleri çöplüğe atarken, duyarlı bir vatandaşın dikkatini çekiyor. Görevliye posterleri neden çöpe attığını sorunca, ’Bana öyle söylediler ben de atıyorum’ cevabını veriyor. Arkadaşımız bunları topluyor ve sabah olunca derneğimize bırakıyor. Ben posterleri atanlara söyleyecek söz bulamıyorum. Onlara Mehmet Akif Ersoy’un şu sözleriyle cevap vermek istiyorum. ’Cumhuriyet olmasaydı, ben İstiklal Marşını kim için yazacaktım? Hürriyet, milliyetçilik, özgürlük, devrimcilik, müslümanlık hepsi Türkiye’de. Bunu bize sağlayana müteşekkirim. Allah benim ömrümden alıp Mustafa Kemal’e versin.’ Bunu Mehmet Akif Ersoy söylüyor. Kanla alınan memleketimiz, kanla yoğrulan memleketimiz, uğruna şehitler verdiğimiz memleketimiz için yazılan İstiklal Marşımızı insanlar çöplerden topladı bize getirdi" dedi.

BİZE VERSİNLER Posterleri çerçeveletip, duyarlı vatandaşlara ücretsiz vereceklerini kaydeden Bilgetürk, "Bundan sonra bunları atabilecek yüreği kararmış insanlar varsa, atmasınlar bize haber versinler ya da biz gidip alalım. Hayretler içinde kaldım. Tabii normaldir. Atatürk’ün heykellerini dere içine bile atıyorlar. Bu vatana yazık, bu millete yazık. Bunların hesabı bir gün mutlaka sorulacak" diye konuştu.

ARAŞTIRACAĞIZ Balıkesir Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın da, olayla ilgili yaptığı açıklamada, "Konuyu şu anda araştırıyorum. İnceledikten sonra doğru neyse bulacağız ve gerekli açıklamayı yapacağız. Eğitim öğretim devam ederken böyle bir şey yapılabilir mi? Ben ihtimal vermiyorum. Okul müdürü ile görüşüp gerekli incelemeyi yapıyoruz. Sonuçtan bilgi vereceğiz" dedi.

(milliyet)

> Okullarda Atatürk posterleri toplatılıyor mu?

Bir lisenin çöpünden Atatürk posterleri çıktı iddiası

ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Balıkesir Şubesi Başkanı Necati Bilgetürk, Ticaret Meslek Lisesi’nden 100’e yakın İstiklal Marşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Atatürk posterlerinin okulun görevlisi tarafından çöpe atıldığını iddia etti.

Bilgetürk, 92 posterin çöpe atılırken duyarlı bir vatandaş tarafından görüldüğünü ve şubedeki görevlilere teslim edildiğini açıkladı. Balıkesir Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın ise, konuyu yeni öğrendiğini, araştırdıktan sonra sonucu kamuoyu ile paylaşacağını söyledi.

ADD Balıkesir Şube Başkanı Necati Bilgetürk, Atatürk’ün, 50x70 cm boyutundaki, kuşe kağıda basılı 30 değişik posteri ile İstiklal Marşı ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nın basılı bulunduğu 62 posterin Balıkesir Merkez Ticaret Meslek Lisesi’nin bir görevlisi tarafından gece çöpe atıldığını iddia etti. Posterlerin çöpe atıldığını gören bir duyarlı vatandaş tarafından alınıp derneğe getirildiğini belirten Bilgetürk, "İki gün önce Balıkesir Merkez Ticaret Meslek Lisesi’nin bir çalışanı, posterleri çöplüğe atarken, duyarlı bir vatandaşın dikkatini çekiyor. Görevliye posterleri neden çöpe attığını sorunca, ’Bana öyle söylediler ben de atıyorum’ cevabını veriyor. Arkadaşımız bunları topluyor ve sabah olunca derneğimize bırakıyor. Ben posterleri atanlara söyleyecek söz bulamıyorum. Onlara Mehmet Akif Ersoy’un şu sözleriyle cevap vermek istiyorum. ’Cumhuriyet olmasaydı, ben İstiklal Marşını kim için yazacaktım? Hürriyet, milliyetçilik, özgürlük, devrimcilik, müslümanlık hepsi Türkiye’de. Bunu bize sağlayana müteşekkirim. Allah benim ömrümden alıp Mustafa Kemal’e versin.’ Bunu Mehmet Akif Ersoy söylüyor. Kanla alınan memleketimiz, kanla yoğrulan memleketimiz, uğruna şehitler verdiğimiz memleketimiz için yazılan İstiklal Marşımızı insanlar çöplerden topladı bize getirdi" dedi.

BİZE VERSİNLER Posterleri çerçeveletip, duyarlı vatandaşlara ücretsiz vereceklerini kaydeden Bilgetürk, "Bundan sonra bunları atabilecek yüreği kararmış insanlar varsa, atmasınlar bize haber versinler ya da biz gidip alalım. Hayretler içinde kaldım. Tabii normaldir. Atatürk’ün heykellerini dere içine bile atıyorlar. Bu vatana yazık, bu millete yazık. Bunların hesabı bir gün mutlaka sorulacak" diye konuştu.

ARAŞTIRACAĞIZ Balıkesir Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın da, olayla ilgili yaptığı açıklamada, "Konuyu şu anda araştırıyorum. İnceledikten sonra doğru neyse bulacağız ve gerekli açıklamayı yapacağız. Eğitim öğretim devam ederken böyle bir şey yapılabilir mi? Ben ihtimal vermiyorum. Okul müdürü ile görüşüp gerekli incelemeyi yapıyoruz. Sonuçtan bilgi vereceğiz" dedi.

(milliyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 11:32

Gösterim: 2127

Çin'in orta kesiminde yer alan Shanxi eyaletinde bir anaokulu öğretmeninin matematik işlemlerini yapamayan 5 yaşındaki 4 öğrenciye tokat atması güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Yaşanan olay ülke gündeminde geniş yankı uyandırdı.

Çin medyasında yer alan haberlerde, öğrencileri tokatlama olayının eyaletin başşehri olan Taiyuan'deki bir anaokulunda yaşandığı bildirildi. Velilerin, çocuklarının evlerine yüzlerinde şişliklerle dönmeleri üzerine şikâyette bulunması üzerine okul yönetimi sınıfa gizli kamera yerleştirdi ve skandal dayak olayı ortaya çıkarıldı.

Görüntülerde öğretmen, sorularına cevap veremeyen 4 öğrenciye onlarca kez tokat atarken görüldü. 10 artı 1'in kaç ettiği sorusuna doğru cevap veremeyen öğrenciler, öğretmenleri tarafından darp edildiği skandal görüntüler öğrenci velilerini de harekete geçirdi.

Yaşanan skandaldan olayın ardından öğrencilerini tokatlayan öğretmen işten kovulurken, öğrenci velilerine 50 bin yuan (8 bin dolar) tazminat ödendiği ifade edildi.

Görüntülerde, öğrencilerin yüzlerinde oluşan morluk ve şişlik fotoğrafları da yer alırken, çocuklarına yapılan muameleyi hazmedemeyen velilerden birinin öğretmeni tartaklaması da kayıtlara geçti. 

Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen bir öğrenci velisi, "Bu kadar kısa sürede çocuğuma 43 tokat attı, 2 kez de tekmeledi. Bu kadın öğretmen olamaz, bu bir canavar." diye konuştu.

Çin mikroblog sitelerinde öğrencilerin bu şekilde dövülmesine karşı çıkan kullanıcılar, her ana okulda güvenlik kameralarının yerleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Aileler, "Çocuklarımızı anaokuluna bile gönül rahatlığıyla götüremeyecek miyiz?" diye sordu.

(star)

> Anaokulunda dayak skandalı

Çin'in orta kesiminde yer alan Shanxi eyaletinde bir anaokulu öğretmeninin matematik işlemlerini yapamayan 5 yaşındaki 4 öğrenciye tokat atması güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Yaşanan olay ülke gündeminde geniş yankı uyandırdı.

Çin medyasında yer alan haberlerde, öğrencileri tokatlama olayının eyaletin başşehri olan Taiyuan'deki bir anaokulunda yaşandığı bildirildi. Velilerin, çocuklarının evlerine yüzlerinde şişliklerle dönmeleri üzerine şikâyette bulunması üzerine okul yönetimi sınıfa gizli kamera yerleştirdi ve skandal dayak olayı ortaya çıkarıldı.

Görüntülerde öğretmen, sorularına cevap veremeyen 4 öğrenciye onlarca kez tokat atarken görüldü. 10 artı 1'in kaç ettiği sorusuna doğru cevap veremeyen öğrenciler, öğretmenleri tarafından darp edildiği skandal görüntüler öğrenci velilerini de harekete geçirdi.

Yaşanan skandaldan olayın ardından öğrencilerini tokatlayan öğretmen işten kovulurken, öğrenci velilerine 50 bin yuan (8 bin dolar) tazminat ödendiği ifade edildi.

Görüntülerde, öğrencilerin yüzlerinde oluşan morluk ve şişlik fotoğrafları da yer alırken, çocuklarına yapılan muameleyi hazmedemeyen velilerden birinin öğretmeni tartaklaması da kayıtlara geçti. 

Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen bir öğrenci velisi, "Bu kadar kısa sürede çocuğuma 43 tokat attı, 2 kez de tekmeledi. Bu kadın öğretmen olamaz, bu bir canavar." diye konuştu.

Çin mikroblog sitelerinde öğrencilerin bu şekilde dövülmesine karşı çıkan kullanıcılar, her ana okulda güvenlik kameralarının yerleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Aileler, "Çocuklarımızı anaokuluna bile gönül rahatlığıyla götüremeyecek miyiz?" diye sordu.

(star)

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 12:04

Gösterim: 2798

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ''7 yaşına kadar çocuklar istemedikçe kurbanın kesilmesi gösterilmemelidir. Eğer istiyorsa önceden bilgilendirilmelidir'' dedi.

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, çocuğun kurban kesimini görmesi konusunun her yıl kurban bayramı öncesinde tartışıldığını belirterek, bu konuda çocuğun zihinsel olgunluk düzeyine uygun hareket edilmesi gerektiğini bildirdi.

Ebeveynlerin tepkisinin her yerde olduğu gibi bu noktada da belirleyici olacağını ifade eden Tarhan, açıklamasında şunları kaydetti:

''7 yaşına kadar çocuklar istemedikçe kurbanın kesilmesi gösterilmemelidir. Eğer istiyorsa önceden bilgilendirilmelidir. 7 yaşındaki çocukta artık gerçeklik duygusu ve soyut düşünce gelişmeye başladığı için kültürel öğrenim ön plana çıkar. Bunun bir dini görev olduğu, yoksullara yardım gibi sosyal boyutu olduğu anlatılmalıdır. Ölüm kavramı, kan akıtmaktan hoşlanmamak gerektiği ama insanın proteine ihtiyacı nedeniyle bazı şeylere katlanması gerektiği, ölüm ötesi gerçeklik gibi kavramlar yine bu yaşta öğretilmelidir.''

Tarhan, kendi korkularının çocuğa yansıtılması durumunda çocukta öfke, şiddet ve düşmanlık gibi duygular gelişebileceğine değinerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Kesilecek hayvanla çocuğun duygusal bir iletişiminin ve ilişkisinin olmaması gerekir. Bu duygusal iletişimi nedeniyle ömür boyu tavuk yemeyen kişiler vardır. Korkutucu yönü en aza inmiş, sosyal boyutu ön plana çıkmış kurban törenlerini izlemek çocuğun zihinsel olgunluğu ile ilgilidir. Zihinsel olgunluğa haiz çocuklar olayları doğru karşılar.''

> Çocuklarınıza Kurban Bayramı’nda asla bunu yapmayın!

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ''7 yaşına kadar çocuklar istemedikçe kurbanın kesilmesi gösterilmemelidir. Eğer istiyorsa önceden bilgilendirilmelidir'' dedi.

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, çocuğun kurban kesimini görmesi konusunun her yıl kurban bayramı öncesinde tartışıldığını belirterek, bu konuda çocuğun zihinsel olgunluk düzeyine uygun hareket edilmesi gerektiğini bildirdi.

Ebeveynlerin tepkisinin her yerde olduğu gibi bu noktada da belirleyici olacağını ifade eden Tarhan, açıklamasında şunları kaydetti:

''7 yaşına kadar çocuklar istemedikçe kurbanın kesilmesi gösterilmemelidir. Eğer istiyorsa önceden bilgilendirilmelidir. 7 yaşındaki çocukta artık gerçeklik duygusu ve soyut düşünce gelişmeye başladığı için kültürel öğrenim ön plana çıkar. Bunun bir dini görev olduğu, yoksullara yardım gibi sosyal boyutu olduğu anlatılmalıdır. Ölüm kavramı, kan akıtmaktan hoşlanmamak gerektiği ama insanın proteine ihtiyacı nedeniyle bazı şeylere katlanması gerektiği, ölüm ötesi gerçeklik gibi kavramlar yine bu yaşta öğretilmelidir.''

Tarhan, kendi korkularının çocuğa yansıtılması durumunda çocukta öfke, şiddet ve düşmanlık gibi duygular gelişebileceğine değinerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Kesilecek hayvanla çocuğun duygusal bir iletişiminin ve ilişkisinin olmaması gerekir. Bu duygusal iletişimi nedeniyle ömür boyu tavuk yemeyen kişiler vardır. Korkutucu yönü en aza inmiş, sosyal boyutu ön plana çıkmış kurban törenlerini izlemek çocuğun zihinsel olgunluğu ile ilgilidir. Zihinsel olgunluğa haiz çocuklar olayları doğru karşılar.''

Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Ekim 2012 11:44

Gösterim: 1518

Diğer Makaleler...

  1. Bunu yaptırmayan yandı!
  2. MEB’den norm fazlası sınıf öğretmenliği açıklaması
  3. Eğitim!..
  4. Tenzile Ana okulu açıldı