Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türkiye'de 5 yaşından itibaren çocuklar okullu olmaya başlarken Amerikalı eğitimci artı ve eksileri anlatarak ailelere yol gösterdi.

okul_oncesi eğitim şartAmerikalı çocuk gelişimi uzmanı Prof. Dr. Cynthia Garcia Coll, 4+4+4 ile okula başlama yaşının erkene çekilmiş olmasının şans olduğunu ancak üç yaşından sonra mutlaka okulöncesi eğitim gerektiğini söyledi.

Brown Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cynthia Garcia Coll, 4+4+4 yeni eğitim sistemine göre bir yıl önce (60-66 ay isteğe göre, 66 ay ve sonrası zorunlu) birinci sınıfa başlayacak çocuklar için en uygun müfredatın oluşturulması, sınıf ortamlarının hazırlanması ve öğretmenler ile ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesine yönelik bir dizi seminer için Türkiye’ye geldi.

Okula başlama yaşının erkene çekilmiş olmasını şans olarak değerlendiren Coll, ancak 3 yaş ve sonrasının mutlaka okulöncesi eğitim alması gerektiğini vurguladı. Bahçeşehir Kolejleri’nin davetiyle Türkiye ’ye gelen Brown, “Trend okul- öncesi yaşın daha öne alınması yönünde. Çünkü bu yaşlarda çocuklar öğrenmeye çok açık. İlköğretime başlarken de çocukların seviyeleri eşitlenmiş oluyor, ABD’de okul öncesi eğitim ile ilköğretim 3. sınıfa kadar olan dönem bütün olarak değerlendiriliyor” dedi.

Coll, erken yaş çocukları için sınıf ortamının daha esnek olması gerektiğini vurgulayarak müfredatla ilgili de önerilerde bulundu: “Çocuklar erken yaşlarda okuma ve yazmaya, ikinci bir dil öğrenmeye daha hevesli. Oyun oynayarak ve eğlenerek bir sünger gibi bilgileri daha kolay öğrenirler. Öğretmenlerin de bilgiyi eğlenceli yollarla, çocukları farklı, teşvik edici öğrenme köşeleriyle buluşturarak öğretim vermeleri gerekir. Ders sonrasında ihtiyaçlarına göre 15-20 dakikalık molalar verilmeli.”

Aynı sınıfta 5-7 yaş farkı

Coll, bu yıl 5-7 yaş grubunun aynı sınıfta buluşacak olmalarını ise şöyle değerlendirdi: “Bu durumda çok küçük sınıflar ve az sayıda öğrenci olmalı, iki öğretmen sınıfa girmelidir.Ama bu iyi bir fikir değil. 7 yaş daha uzun süre dikkatini toparlayıp sırada oturabilirken, 5 yaşın dikkat süresi daha az. Yerlerinde duramazlar.”

Amerikalı uzman, zorunlu erken çocukluk dönemi eğitiminin ise özellikle yoksul çocuklar için eğitim eşitliği anlamına geldiğini söyledi:

“Yoksul aile çocukların genel kültür, iletişim, stresle, farklılıklarla ve zorluklarla başa çıkma, neden-sonuç ilişkisi kurmada çok gerilerde kalıyor. Erken çocukluk eğitimi ile bu tür farklılıklar ortadan kaldırılabildiği ve farklı ekonomik seviyelerden gelen çocuklara eşit imkânlar sunduğu için önemli. Erken çocukluk eğitimine 1 dolar harcandığında ileride çocuğun eğitimine harcanacak 7 dolardan tasarruf edilir.”

(radikal)

> Amerikalı eğitimciler okul öncesi şart dedi

Türkiye'de 5 yaşından itibaren çocuklar okullu olmaya başlarken Amerikalı eğitimci artı ve eksileri anlatarak ailelere yol gösterdi.

okul_oncesi eğitim şartAmerikalı çocuk gelişimi uzmanı Prof. Dr. Cynthia Garcia Coll, 4+4+4 ile okula başlama yaşının erkene çekilmiş olmasının şans olduğunu ancak üç yaşından sonra mutlaka okulöncesi eğitim gerektiğini söyledi.

Brown Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cynthia Garcia Coll, 4+4+4 yeni eğitim sistemine göre bir yıl önce (60-66 ay isteğe göre, 66 ay ve sonrası zorunlu) birinci sınıfa başlayacak çocuklar için en uygun müfredatın oluşturulması, sınıf ortamlarının hazırlanması ve öğretmenler ile ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesine yönelik bir dizi seminer için Türkiye’ye geldi.

Okula başlama yaşının erkene çekilmiş olmasını şans olarak değerlendiren Coll, ancak 3 yaş ve sonrasının mutlaka okulöncesi eğitim alması gerektiğini vurguladı. Bahçeşehir Kolejleri’nin davetiyle Türkiye ’ye gelen Brown, “Trend okul- öncesi yaşın daha öne alınması yönünde. Çünkü bu yaşlarda çocuklar öğrenmeye çok açık. İlköğretime başlarken de çocukların seviyeleri eşitlenmiş oluyor, ABD’de okul öncesi eğitim ile ilköğretim 3. sınıfa kadar olan dönem bütün olarak değerlendiriliyor” dedi.

Coll, erken yaş çocukları için sınıf ortamının daha esnek olması gerektiğini vurgulayarak müfredatla ilgili de önerilerde bulundu: “Çocuklar erken yaşlarda okuma ve yazmaya, ikinci bir dil öğrenmeye daha hevesli. Oyun oynayarak ve eğlenerek bir sünger gibi bilgileri daha kolay öğrenirler. Öğretmenlerin de bilgiyi eğlenceli yollarla, çocukları farklı, teşvik edici öğrenme köşeleriyle buluşturarak öğretim vermeleri gerekir. Ders sonrasında ihtiyaçlarına göre 15-20 dakikalık molalar verilmeli.”

Aynı sınıfta 5-7 yaş farkı

Coll, bu yıl 5-7 yaş grubunun aynı sınıfta buluşacak olmalarını ise şöyle değerlendirdi: “Bu durumda çok küçük sınıflar ve az sayıda öğrenci olmalı, iki öğretmen sınıfa girmelidir.Ama bu iyi bir fikir değil. 7 yaş daha uzun süre dikkatini toparlayıp sırada oturabilirken, 5 yaşın dikkat süresi daha az. Yerlerinde duramazlar.”

Amerikalı uzman, zorunlu erken çocukluk dönemi eğitiminin ise özellikle yoksul çocuklar için eğitim eşitliği anlamına geldiğini söyledi:

“Yoksul aile çocukların genel kültür, iletişim, stresle, farklılıklarla ve zorluklarla başa çıkma, neden-sonuç ilişkisi kurmada çok gerilerde kalıyor. Erken çocukluk eğitimi ile bu tür farklılıklar ortadan kaldırılabildiği ve farklı ekonomik seviyelerden gelen çocuklara eşit imkânlar sunduğu için önemli. Erken çocukluk eğitimine 1 dolar harcandığında ileride çocuğun eğitimine harcanacak 7 dolardan tasarruf edilir.”

(radikal)

Son Güncelleme: Cuma, 08 Haziran 2012 10:11

Gösterim: 5438

Ordu Faruk Furtun Anaokulu öğrencilerinin topladığı mavi kapaklarla alınan tekerlekli sandalye, kemik erimesi hastalığı nedeniyle yürüyemeyen 35 yaşındaki Songül Sözüner'e hediye edildi.

anaokulu öğrencileriAnaokulu öğrencilerince önce başlatılan mavi kapak toplama kampanyasında toplanan kapaklarla bir tekerlekli sandalye alındı.

Okulun konferans salonunda gerçekleştirilen teslim töreniyle mavi kapak karşılığında alınan tekerlekli sandalye, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yürüyemeyen Songül Sözüner adına ablası İncihan Yoldaş'a takdim edildi.

Törende konuşan okul öğretmenlerinden Burcu Kadıoğlu, öğrenci ve velilerin katkılarıyla başlatılan kampanyada amaçlanan hedefe ulaşmanın sevincini yaşadıklarını söyledi.

Gerçekleştirilen bu örnek faaliyette en çok öğrencilerin mutlu olduğunu ifade eden Kadıoğlu, ''Topladığımız yaklaşık 200 kilo mavi kapakla bir tekerlekli sandalye aldık. Daha sonra bu sandalyeyi ilgili kişilerin belirlediği bir hastaya teslim ettik. Bütün öğrencilerimizle gurur duyuyorum. Bizlere bu konuda destek veren ailelere de teşekkür ediyorum'' dedi.

Öğretmenlerden Arzu Güler ise Ordu Faruk Furtun Anaokulu öğrencilerinin çok gurur verici bir işe imza attığını söyledi. Yapılan işin çok faydalı olduğunu bugün gördüklerini ifade eden Güler, ''Toplum yararına gerçekleştirilen bu tür çalışmaları ilerleyen zamanlarda da sürdüreceğiz. Aldığımız bu tekerlekli sandalyenin Songül Sözüner'e hayır getirmesini temenni ediyorum'' diye konuştu.

Tekerlekli sandalyeyi teslim alan abla İncihan Yoldaş ise kardeşinin çok genç yaşta kemik erimesi hastalığına yakalandığını ve uzun yıllardan bu yana yaşamını yatağa bağımlı sürdürdüğünü söyledi.

Kardeşine çok önceden alınan tekerlekli sandalyesinin eskidiğini, minik öğrenciler sayesinde kardeşinin yeni bir sandalye sahibi olduğunu belirten Yoldaş, ''Herkese teşekkür ederim. Bugün burada kardeşimin yüzünü güldürdüler, Allah'ta onların yüzünü güldürsün'' dedi.

> Anaokulu öğrencilerinden örnek davranış

Ordu Faruk Furtun Anaokulu öğrencilerinin topladığı mavi kapaklarla alınan tekerlekli sandalye, kemik erimesi hastalığı nedeniyle yürüyemeyen 35 yaşındaki Songül Sözüner'e hediye edildi.

anaokulu öğrencileriAnaokulu öğrencilerince önce başlatılan mavi kapak toplama kampanyasında toplanan kapaklarla bir tekerlekli sandalye alındı.

Okulun konferans salonunda gerçekleştirilen teslim töreniyle mavi kapak karşılığında alınan tekerlekli sandalye, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yürüyemeyen Songül Sözüner adına ablası İncihan Yoldaş'a takdim edildi.

Törende konuşan okul öğretmenlerinden Burcu Kadıoğlu, öğrenci ve velilerin katkılarıyla başlatılan kampanyada amaçlanan hedefe ulaşmanın sevincini yaşadıklarını söyledi.

Gerçekleştirilen bu örnek faaliyette en çok öğrencilerin mutlu olduğunu ifade eden Kadıoğlu, ''Topladığımız yaklaşık 200 kilo mavi kapakla bir tekerlekli sandalye aldık. Daha sonra bu sandalyeyi ilgili kişilerin belirlediği bir hastaya teslim ettik. Bütün öğrencilerimizle gurur duyuyorum. Bizlere bu konuda destek veren ailelere de teşekkür ediyorum'' dedi.

Öğretmenlerden Arzu Güler ise Ordu Faruk Furtun Anaokulu öğrencilerinin çok gurur verici bir işe imza attığını söyledi. Yapılan işin çok faydalı olduğunu bugün gördüklerini ifade eden Güler, ''Toplum yararına gerçekleştirilen bu tür çalışmaları ilerleyen zamanlarda da sürdüreceğiz. Aldığımız bu tekerlekli sandalyenin Songül Sözüner'e hayır getirmesini temenni ediyorum'' diye konuştu.

Tekerlekli sandalyeyi teslim alan abla İncihan Yoldaş ise kardeşinin çok genç yaşta kemik erimesi hastalığına yakalandığını ve uzun yıllardan bu yana yaşamını yatağa bağımlı sürdürdüğünü söyledi.

Kardeşine çok önceden alınan tekerlekli sandalyesinin eskidiğini, minik öğrenciler sayesinde kardeşinin yeni bir sandalye sahibi olduğunu belirten Yoldaş, ''Herkese teşekkür ederim. Bugün burada kardeşimin yüzünü güldürdüler, Allah'ta onların yüzünü güldürsün'' dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 11 May 2012 19:45

Gösterim: 4204

Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi tarafından 2011-2012 eğitim ve öğretim yılına 188 anasınıfı kazandıran hayırseverlere plaket verilmesi ve “Hedef 500 anasınıfı” imza töreni dün yapıldı.

emine erdoğan 500 ana sınıfıBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi (TOGEM) tarafından 2011-2012 eğitim ve öğretim yılına 188 ana sınıfı kazandıran hayırseverlere plaket verilmesi ve “Hedef 500 ana sınıfı” imza töreni dün gerçekleştirildi. Törende Emine Erdoğan, TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla destek veren Demirören Holding Kurucusu Erdoğan Demirören’e teşekkür plaketi verdi.

Ataşehir Radisson Blu Hotel’de dün gerçekleştirilen törene Emine Erdoğan’ın yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın eşi Beyhan Bağış ile TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla katkıda bulunan Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Demirören Oktay, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören ve Erdoğan Demirerön’in torunları Erdoğan Demirören ve Murat Oktay katıldı.

Törenin açılışında konuşan Emine Erdoğan, “7 yıl önce büyük bir heyecanla, büyük bir coşkuyla ve büyük umutlarla başlattığımız TOGEM hayır seferberliği, şükürler olsun ki bugün Türkiye’yi kuşatan bir gönül hareketine dönüştü” dedi.

Hayırlı bir yarış başlayacak

Hayırseverlerin özverili gayretleriyle şu ana kadar 250 anasınıfının çocuklara kazandırıldığını vurgulayan Erdoğan, “Bugünden itibaren de önümüze yeni bir hedef koyuyor, inşallah 250 anaokulunu daha çocuklarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. İnanıyorum ve umuyorum ki; yardımseverlerimiz yine hayırlı bir yarışın içine girecek, 2015’e ulaşmadan, inşallah 250 anaokulu hedefimiz gerçekleşmiş olacak” dedi.

Törende daha sonra Gülbaran ile Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık arasında “Hedef 500 anasınıfı” projesinin protokolü imzalandı. Daha sonra Emine Erdoğan tarafından TOGEM aracılığıyla çeşitli illere okul ve anasınıfı kazandıran, aralarında Erdoğan Demirören, Ali Ağaoğlu ve Ethem Sancak’ın da bulunduğu hayırseverlere teşekkür plaketi verildi. Plaketler verilirken işadamları 250 anasınıfının daha yapılması için çeşitli miktarlarda bağışlarda bulunacaklarını açıkladılar. Emine Erdoğan’a da TOGEM Başkanı Gülbaran tarafından plaket sunuldu.

55 anasınıfı için teşekkür

Emine Erdoğan, TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla destek veren Demirören Holding Kurucusu Erdoğan Demirören’e teşekkür plaketi verdi. 

Gezici anasınıfından  250 anasınıfına

TOGEM Başkanı Saadet Gülbaran da 7 yıl önce Emine Erdoğan’ın himayelerinde TOGEM’i kurduklarını belirterek, “7 yıl önce otobüsün içine yapılan gezici bir anasınıfıyla başlayan yolculuğumuz şimdi 250 birime kadar yükseldi. Değerli hayırseverlerimizin katkılarıyla yurdumuzun her yanını ana sınıflarıyla donattık. 2 yıl içinde bu rakamın 500’e çıkartılarakanasınıfı olmayan okulumuzun kalmaması için çabalayacağız” dedi.

(milliyet)

> Hedef 2015’e kadar 250 anasınıfı

Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi tarafından 2011-2012 eğitim ve öğretim yılına 188 anasınıfı kazandıran hayırseverlere plaket verilmesi ve “Hedef 500 anasınıfı” imza töreni dün yapıldı.

emine erdoğan 500 ana sınıfıBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi (TOGEM) tarafından 2011-2012 eğitim ve öğretim yılına 188 ana sınıfı kazandıran hayırseverlere plaket verilmesi ve “Hedef 500 ana sınıfı” imza töreni dün gerçekleştirildi. Törende Emine Erdoğan, TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla destek veren Demirören Holding Kurucusu Erdoğan Demirören’e teşekkür plaketi verdi.

Ataşehir Radisson Blu Hotel’de dün gerçekleştirilen törene Emine Erdoğan’ın yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın eşi Beyhan Bağış ile TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla katkıda bulunan Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Demirören Oktay, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören ve Erdoğan Demirerön’in torunları Erdoğan Demirören ve Murat Oktay katıldı.

Törenin açılışında konuşan Emine Erdoğan, “7 yıl önce büyük bir heyecanla, büyük bir coşkuyla ve büyük umutlarla başlattığımız TOGEM hayır seferberliği, şükürler olsun ki bugün Türkiye’yi kuşatan bir gönül hareketine dönüştü” dedi.

Hayırlı bir yarış başlayacak

Hayırseverlerin özverili gayretleriyle şu ana kadar 250 anasınıfının çocuklara kazandırıldığını vurgulayan Erdoğan, “Bugünden itibaren de önümüze yeni bir hedef koyuyor, inşallah 250 anaokulunu daha çocuklarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. İnanıyorum ve umuyorum ki; yardımseverlerimiz yine hayırlı bir yarışın içine girecek, 2015’e ulaşmadan, inşallah 250 anaokulu hedefimiz gerçekleşmiş olacak” dedi.

Törende daha sonra Gülbaran ile Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık arasında “Hedef 500 anasınıfı” projesinin protokolü imzalandı. Daha sonra Emine Erdoğan tarafından TOGEM aracılığıyla çeşitli illere okul ve anasınıfı kazandıran, aralarında Erdoğan Demirören, Ali Ağaoğlu ve Ethem Sancak’ın da bulunduğu hayırseverlere teşekkür plaketi verildi. Plaketler verilirken işadamları 250 anasınıfının daha yapılması için çeşitli miktarlarda bağışlarda bulunacaklarını açıkladılar. Emine Erdoğan’a da TOGEM Başkanı Gülbaran tarafından plaket sunuldu.

55 anasınıfı için teşekkür

Emine Erdoğan, TOGEM’in çalışmasına 55 anasınıfıyla destek veren Demirören Holding Kurucusu Erdoğan Demirören’e teşekkür plaketi verdi. 

Gezici anasınıfından  250 anasınıfına

TOGEM Başkanı Saadet Gülbaran da 7 yıl önce Emine Erdoğan’ın himayelerinde TOGEM’i kurduklarını belirterek, “7 yıl önce otobüsün içine yapılan gezici bir anasınıfıyla başlayan yolculuğumuz şimdi 250 birime kadar yükseldi. Değerli hayırseverlerimizin katkılarıyla yurdumuzun her yanını ana sınıflarıyla donattık. 2 yıl içinde bu rakamın 500’e çıkartılarakanasınıfı olmayan okulumuzun kalmaması için çabalayacağız” dedi.

(milliyet)

Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Nisan 2012 14:15

Gösterim: 5276

Okul öncesi öğretmenleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzde 100 okullaşma projesi kapsamında okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması çalışmalarının aksi yönde olduğunu iddia ediyorlar. Okul öncesi öğretmenlerinden gelen yüzlerce mailde bu iddiayı haklı çıkarır yönde.

Okul öncesi öğretmenleri soruyor

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer her konuşmasında okul öncesi eğitimi 48-60 ay çocuklarımızda %100 okullaşma ile yaygınlaştıracağız diyor ancak uygulama maalesef içler acısı...

Son birkaç haftadır yakın çevremdeki öğretmen arkadaşlarımdan aldığım duyumlar beni ve birçok meslektaşımı ürkütmüş vaziyette. Sözkonusu olan durum İLKÖĞRETİM ANASINIFLARININ ÖNÜMÜZDEKİ SENEYE TEK ŞUBEYE İNDİRİLECEK OLMASI. Bazı okullara yazılar gelmiş durumda kısa zaman içinde yazı tüm okullarda olur. Okul öncesi eğitim son 3 yıldır revaçta olmasına rağmen çok ciddi yatırımlar yapıldı 1 sınıflı okullar 5-6 sınıfa çıktı.Kimi okullarda öğrenci sayısı içler acısı durumda iken kimilerinde ise çok iyi .Ve bu kapanacak olan sınıflar maalesef öğrenci durumları çok iyi olan sınıflardan birkaçı.Okul öncesi eğitime bu kadar maddi-manevi destek verilirken bunlardan şimdi vazgeçmek niye? Bakanlık daha 60-72 ay arasında karar vermemişken sınıflarımızın kapanma tehlikesinde olmasına anlam veremiyorum. Madem okul öncesi eğitim bu hale getirilecekti peki neden bu kadar emek harcandı, üniversitelerde kontenjanlar arttırıldı? Bu sınıflar daha başlangıç her gün yeni bir sınıf kapanma haberi alıyoruz peki bu okullarda görev yapan öğretmenler ne olacak? Hepsi birer norm fazlası. Peki kadrosunu almış bunca öğretmen bile norm fazlası olursa atama bekleyenlerin hali ne olacak? Madem 48-60 ay arası öğrenci sayısı bu kadar az, sınıflarımızda elimizden gidecek o zaman Sayın Ömer Dinçer neden okul öncesi eğitimi 48-60 ayda %100 okullaştıracağız diyor?Umuyorum bu yanlıştan en kısa zamanda dönülür!

> Okul öncesi öğretmenlerinden MEB’e mesaj var

Okul öncesi öğretmenleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzde 100 okullaşma projesi kapsamında okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması çalışmalarının aksi yönde olduğunu iddia ediyorlar. Okul öncesi öğretmenlerinden gelen yüzlerce mailde bu iddiayı haklı çıkarır yönde.

Okul öncesi öğretmenleri soruyor

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer her konuşmasında okul öncesi eğitimi 48-60 ay çocuklarımızda %100 okullaşma ile yaygınlaştıracağız diyor ancak uygulama maalesef içler acısı...

Son birkaç haftadır yakın çevremdeki öğretmen arkadaşlarımdan aldığım duyumlar beni ve birçok meslektaşımı ürkütmüş vaziyette. Sözkonusu olan durum İLKÖĞRETİM ANASINIFLARININ ÖNÜMÜZDEKİ SENEYE TEK ŞUBEYE İNDİRİLECEK OLMASI. Bazı okullara yazılar gelmiş durumda kısa zaman içinde yazı tüm okullarda olur. Okul öncesi eğitim son 3 yıldır revaçta olmasına rağmen çok ciddi yatırımlar yapıldı 1 sınıflı okullar 5-6 sınıfa çıktı.Kimi okullarda öğrenci sayısı içler acısı durumda iken kimilerinde ise çok iyi .Ve bu kapanacak olan sınıflar maalesef öğrenci durumları çok iyi olan sınıflardan birkaçı.Okul öncesi eğitime bu kadar maddi-manevi destek verilirken bunlardan şimdi vazgeçmek niye? Bakanlık daha 60-72 ay arasında karar vermemişken sınıflarımızın kapanma tehlikesinde olmasına anlam veremiyorum. Madem okul öncesi eğitim bu hale getirilecekti peki neden bu kadar emek harcandı, üniversitelerde kontenjanlar arttırıldı? Bu sınıflar daha başlangıç her gün yeni bir sınıf kapanma haberi alıyoruz peki bu okullarda görev yapan öğretmenler ne olacak? Hepsi birer norm fazlası. Peki kadrosunu almış bunca öğretmen bile norm fazlası olursa atama bekleyenlerin hali ne olacak? Madem 48-60 ay arası öğrenci sayısı bu kadar az, sınıflarımızda elimizden gidecek o zaman Sayın Ömer Dinçer neden okul öncesi eğitimi 48-60 ayda %100 okullaştıracağız diyor?Umuyorum bu yanlıştan en kısa zamanda dönülür!

Son Güncelleme: Cuma, 04 May 2012 16:35

Gösterim: 6355

Ankara’da “Çocuklar İçin Programlama” isimli çalışma ile 10 yaş ve üzeri çocuklara programcılık eğitimi verilmeye başlandı. Türkiye’de ilk olan proje sayesinde geleceğin dahileri erken yaşta keşfedilecek.

Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Özdemir tarafından başlatılan “Çocuklar İçin Programlama” isimli çalışma ile 10 yaş ve üzeri çocuklara üretim odaklı teknoloji eğitimi veriliyor.

Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyan proje sayesinde geleceğin dahilerinin küçük yaştan itibaren yetişmeleri hedefleniyor. Daha önce böyle bir çalışma yapılmamasını büyük bir eksiklik olarak niteleyen Doç. Dr. Selçuk Özdemir, ünlü bilişimcilerin küçük yaşlarda aldıkları eğitimlerle büyük işleri başardığına dikkat çekti. Proje kapsamında eğitim için kolay ve anlaşılır bir kitap yazdığını belirten Özdemir, eğitimleri pekiştirmesi için web sayfası oluşturduklarını anlattı. Proje fikrinin çocukların üretim odaklı teknoloji eğitimi alması ihtiyacından çıktığını belirten Özdemir, özel bir dershanenin desteğiyle 18 öğrencinin eğitimlere başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

Küçük yaşta öğrenmeli

“10 yaş ve üzeri çocuklara temel programcılık ile ilgili uygulamalı dersler veriliyor. Türkiye’de gerçek anlamda bilişimci çıkmıyor. Çocukların ihtiyacı olan şey teknolojiyi gerçek hayatta çözümde kullanmalarıdır.  Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in, Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in 9-10 yaşlarında başladıkları programlama eğitiminin ve oynadıkları teknoloji tasarım oyuncaklarının, 20’li yaşlarında dünyayı etkileyen teknolojiler geliştirmelerinde önemli katkısı bulunmaktadır. Bugün çeşitli bilgisayar kursları düzenlenerek gençlerimize 20’li yaşlarından sonra yazılım geliştirme becerisi kazandırılmaya çalışılmaktadır. Halbuki bir kişinin kalifiye eleman sıkıntısı çeken yazılım sektöründe istihdam edilebilmesi için çok daha erken yaşlarda programlama alt yapısını kazanması gerekmektedir. Bizde bu noktadan hareket ederek küçük yaşlarda bu beceriyi kazandırmayı hedefledik, bu noktadan bakıldığında erken eğitimin çok önemli olduğunu düşündük. Proje ile Türkiye’nin gelecekteki Bill Gates, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg ‘lerini yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Tüketilen değil üretilen teknoloji

Teknoloji tüketen değil, üreten nesillerin yetişmesine yardımcı olacağını düşündüğüm projemin genel amacını bilişim teknolojilerini tüketen “Download Toplumundan”, teknoloji üreten “Upload Toplumuna” geçiş olduğunu söyleyebilirim. İlerleyen dönemlerde çocukların bilgi ve becerilerini daha ileri seviyeye taşımak için seminer ve yarışmalar düzenlemeyi planlıyoruz. Bu çalışma ile çocukların bilgisayarlara bakışları değişecek.”

(hürriyeteğitim)

> 10 yaşındaki çocuklara programcılık eğitimi verilecek

Ankara’da “Çocuklar İçin Programlama” isimli çalışma ile 10 yaş ve üzeri çocuklara programcılık eğitimi verilmeye başlandı. Türkiye’de ilk olan proje sayesinde geleceğin dahileri erken yaşta keşfedilecek.

Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Özdemir tarafından başlatılan “Çocuklar İçin Programlama” isimli çalışma ile 10 yaş ve üzeri çocuklara üretim odaklı teknoloji eğitimi veriliyor.

Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyan proje sayesinde geleceğin dahilerinin küçük yaştan itibaren yetişmeleri hedefleniyor. Daha önce böyle bir çalışma yapılmamasını büyük bir eksiklik olarak niteleyen Doç. Dr. Selçuk Özdemir, ünlü bilişimcilerin küçük yaşlarda aldıkları eğitimlerle büyük işleri başardığına dikkat çekti. Proje kapsamında eğitim için kolay ve anlaşılır bir kitap yazdığını belirten Özdemir, eğitimleri pekiştirmesi için web sayfası oluşturduklarını anlattı. Proje fikrinin çocukların üretim odaklı teknoloji eğitimi alması ihtiyacından çıktığını belirten Özdemir, özel bir dershanenin desteğiyle 18 öğrencinin eğitimlere başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

Küçük yaşta öğrenmeli

“10 yaş ve üzeri çocuklara temel programcılık ile ilgili uygulamalı dersler veriliyor. Türkiye’de gerçek anlamda bilişimci çıkmıyor. Çocukların ihtiyacı olan şey teknolojiyi gerçek hayatta çözümde kullanmalarıdır.  Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in, Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in 9-10 yaşlarında başladıkları programlama eğitiminin ve oynadıkları teknoloji tasarım oyuncaklarının, 20’li yaşlarında dünyayı etkileyen teknolojiler geliştirmelerinde önemli katkısı bulunmaktadır. Bugün çeşitli bilgisayar kursları düzenlenerek gençlerimize 20’li yaşlarından sonra yazılım geliştirme becerisi kazandırılmaya çalışılmaktadır. Halbuki bir kişinin kalifiye eleman sıkıntısı çeken yazılım sektöründe istihdam edilebilmesi için çok daha erken yaşlarda programlama alt yapısını kazanması gerekmektedir. Bizde bu noktadan hareket ederek küçük yaşlarda bu beceriyi kazandırmayı hedefledik, bu noktadan bakıldığında erken eğitimin çok önemli olduğunu düşündük. Proje ile Türkiye’nin gelecekteki Bill Gates, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg ‘lerini yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Tüketilen değil üretilen teknoloji

Teknoloji tüketen değil, üreten nesillerin yetişmesine yardımcı olacağını düşündüğüm projemin genel amacını bilişim teknolojilerini tüketen “Download Toplumundan”, teknoloji üreten “Upload Toplumuna” geçiş olduğunu söyleyebilirim. İlerleyen dönemlerde çocukların bilgi ve becerilerini daha ileri seviyeye taşımak için seminer ve yarışmalar düzenlemeyi planlıyoruz. Bu çalışma ile çocukların bilgisayarlara bakışları değişecek.”

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 09:05

Gösterim: 5654


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.