Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada Ağustos ayında kadro verilirse öğretmen atamalarının yapılacağını söyledi.
Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer ‘Zorunlu Temel Eğitim’ konusundaki soruları cevaplarken öğretmen atamalarına ilişkin de bilgi verdi. Dinçer, “ Bu yılın Ağustos ayında kadro verilirse öğretmen atamalarının bir bölümünü yapacağız. Kadro sayısı konusunda bir şey söyleyemem. Mümkün olduğu kadar çok kadro verilmesini isteyeceğiz.” dedi. Dinçer şunları aktardı: " Atamaların bir bölümünü biliyorsunuz Şubat ayında yaptık, 17 bin civarında... Hükümetin ne kadar genel kadro tahsis edeceğini bilmiyorum, çünkü kanun çıkartmak gerekir. Mevcut Bütçe Kanunu'nda 29 bin kadro verildi 2012 yılı için toplam. Onun içerisinde 17 bin kadroyu bize tahsis ettiler zaten. Düşünün, tüm Türkiye için 29 bin, sadece Milli Eğitim Bakanlığı'na 17 bin kadro verilmiş. Dolayısıyla eğer yeni bir kadro oluşturulacaksa yeni bir kanun çıkması gerekecek. Orada bize ne kadar tahsiste bulunurlar, bilmiyorum. Ama biz elimizden geldiğince mümkün olduğu kadar çok kadro versinler diye mücadele edeceğiz." dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada Ağustos ayında kadro verilirse öğretmen atamalarının yapılacağını söyledi.
Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer ‘Zorunlu Temel Eğitim’ konusundaki soruları cevaplarken öğretmen atamalarına ilişkin de bilgi verdi. Dinçer, “ Bu yılın Ağustos ayında kadro verilirse öğretmen atamalarının bir bölümünü yapacağız. Kadro sayısı konusunda bir şey söyleyemem. Mümkün olduğu kadar çok kadro verilmesini isteyeceğiz.” dedi. Dinçer şunları aktardı: " Atamaların bir bölümünü biliyorsunuz Şubat ayında yaptık, 17 bin civarında... Hükümetin ne kadar genel kadro tahsis edeceğini bilmiyorum, çünkü kanun çıkartmak gerekir. Mevcut Bütçe Kanunu'nda 29 bin kadro verildi 2012 yılı için toplam. Onun içerisinde 17 bin kadroyu bize tahsis ettiler zaten. Düşünün, tüm Türkiye için 29 bin, sadece Milli Eğitim Bakanlığı'na 17 bin kadro verilmiş. Dolayısıyla eğer yeni bir kadro oluşturulacaksa yeni bir kanun çıkması gerekecek. Orada bize ne kadar tahsiste bulunurlar, bilmiyorum. Ama biz elimizden geldiğince mümkün olduğu kadar çok kadro versinler diye mücadele edeceğiz." dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 20:22
Gösterim: 2384
Başbakan Erdoğan, bir Vakfı ziyareti sırasında ‘Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı’ hakkında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Düz liselerden meslek liselerine geçişi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Erdoğan, eğitimde 4+4+4 sistemiyle ilgili yapılan eleştirilen hatırlatılması üzerine de bu çalışmayı yürütenlerin mürekkep yalamış insanlar olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "60 ay meselesini sürekli gündeme getirenler lütfen dünyayı iyi incelesin. Çocuk kaç aydan itibaren alıcıdır buna baksın. Onlar ne zaman başlatıyor, biz ne zaman bakıyoruz, bunu incelesinler. Okul öncesi eğitimi ne zaman başlatıyorlar ve biz ne zaman başlatıyoruz, bunu bir incelesinler. İnceledikleri zaman 'merdivenleri çocuklar nasıl çıkacak.' Sen 3., 4. getirip de birinci sınıf öğrencisini koymazsın. Birinci kata koyarsın. Bu kadar komik ve kendilerine göre tezler ileri sürüyorlar. Bu işlerin hiçbirisini bizim yutacak halimiz yok. Biz bu işe sıfırdan başlamıyoruz. Bu işlerdeki deneyimimiz, tecrübemiz, dünyadaki tecrübelerin hepsini inceleyerek çalışmalarımızı yaptık ve komisyon bitecek, ondan sonra Genel Kurul'dan geçirmek suretiyle ülkemizin özellikle on yıllarını kaybettiği düz liselerden yavaş yavaş meslek liselerine geçiş sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzlaşı çağrısıyla ilgili olarak da Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu ile bugüne kadar hiçbir uzlaşı sağlanamamış. Biz akşamdan sabaha kadar değişen birisiyle ne konuşacağız" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, bir Vakfı ziyareti sırasında ‘Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı’ hakkında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Düz liselerden meslek liselerine geçişi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Erdoğan, eğitimde 4+4+4 sistemiyle ilgili yapılan eleştirilen hatırlatılması üzerine de bu çalışmayı yürütenlerin mürekkep yalamış insanlar olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "60 ay meselesini sürekli gündeme getirenler lütfen dünyayı iyi incelesin. Çocuk kaç aydan itibaren alıcıdır buna baksın. Onlar ne zaman başlatıyor, biz ne zaman bakıyoruz, bunu incelesinler. Okul öncesi eğitimi ne zaman başlatıyorlar ve biz ne zaman başlatıyoruz, bunu bir incelesinler. İnceledikleri zaman 'merdivenleri çocuklar nasıl çıkacak.' Sen 3., 4. getirip de birinci sınıf öğrencisini koymazsın. Birinci kata koyarsın. Bu kadar komik ve kendilerine göre tezler ileri sürüyorlar. Bu işlerin hiçbirisini bizim yutacak halimiz yok. Biz bu işe sıfırdan başlamıyoruz. Bu işlerdeki deneyimimiz, tecrübemiz, dünyadaki tecrübelerin hepsini inceleyerek çalışmalarımızı yaptık ve komisyon bitecek, ondan sonra Genel Kurul'dan geçirmek suretiyle ülkemizin özellikle on yıllarını kaybettiği düz liselerden yavaş yavaş meslek liselerine geçiş sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzlaşı çağrısıyla ilgili olarak da Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu ile bugüne kadar hiçbir uzlaşı sağlanamamış. Biz akşamdan sabaha kadar değişen birisiyle ne konuşacağız" dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 16:55
Gösterim: 1849
Galatasaray Spor Kulübü, Riva'daki arazisinde spor lisesi kurabilmek için İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne resmi başvuruda bulundu.
Cağaloğlu'nda bulunan İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gelen Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan ile İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız'ı ziyaret etti.
Ziyaret sonrasından İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Öztürk, Yıldız ile yaptıkları görüşmenin olumlu geçtiğini belirterek, "Türkiye'deki sporun durumundan dolayı gençlerimizi yetiştirmek, onlara şans vermek olmazsa olmaz şart. Bizde kökü eğitime dayanan bir camianın spor kulübü olarak da bugün Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız'ı ziyaret ettik.
Riva'daki arazimizin üzerine 500 öğrenci kapasiteli, yatılı Ali Sami Yen Spor Lisesi'ni kurmak için ön görüşmeleri yaptık. Çok olumlu yaklaştılar. Bize cesaret verdiler. Mali Genel Kurul'da da onayını alırsak derhal inşaatına başlayacağız. Bence Galatasaray olarak Türkiye'deki bir ilki de gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Galatasaray Spor Kulübü, Riva'daki arazisinde spor lisesi kurabilmek için İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne resmi başvuruda bulundu.
Cağaloğlu'nda bulunan İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gelen Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan ile İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız'ı ziyaret etti.
Ziyaret sonrasından İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Öztürk, Yıldız ile yaptıkları görüşmenin olumlu geçtiğini belirterek, "Türkiye'deki sporun durumundan dolayı gençlerimizi yetiştirmek, onlara şans vermek olmazsa olmaz şart. Bizde kökü eğitime dayanan bir camianın spor kulübü olarak da bugün Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız'ı ziyaret ettik.
Riva'daki arazimizin üzerine 500 öğrenci kapasiteli, yatılı Ali Sami Yen Spor Lisesi'ni kurmak için ön görüşmeleri yaptık. Çok olumlu yaklaştılar. Bize cesaret verdiler. Mali Genel Kurul'da da onayını alırsak derhal inşaatına başlayacağız. Bence Galatasaray olarak Türkiye'deki bir ilki de gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 15:39
Gösterim: 2834
2011 Kasım ayında askerden firar ederek vicdani reddini ilan eden Muhammed Serdar Delice'nin yargılandığı Malatya Askeri Mahkemesi'nde tarihi bir karara imza atıldı. Mahkeme, gerekçeli kararında, vicdani ret hakkını, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında değerlendiren AİHM kararının esas alınması gerektiğini belirtti.
Askeri Mahkeme, Delice'nin yargılandığı davanın gerekçeli kararında, Delice'nin vicdani reddini samimi bulmasa da, AİHM'in vicdani retle ilgili kararının Anayasa'nın 90. maddesi çerçevesinde iç hukukta da uygulanabileceğini ifade etti.
Delice'nin avukatı Tayfun Çakır, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9. maddesinde yer alan vicdani ret hakkının tanınmasıyla ilgili hükmün gerekçeli kararda yer almasının son derece olumlu bir gelişme olduğu görüşünde. Çakır, "Bu karar, vicdani retçilerin yargılandığı tüm davalar için emsal niteliği taşıyor. Emsal teşkil eder" dedi.
Bir mahkeme ilk kez vicdani retle ilgili olumlu kanaat bildirdi
Avukat Çakır, Malatya Askeri Mahkemesi'nin gerekçeli kararının 7 Mart'ta ellerine ulaştığını söyledi. Bu kararda yeni bir durum olduğunu söyleyen Çakır, mahkemenin Delice'nin tam anlamıyla vicdani retçi olduğuna ikna olmadığını, ancak buna rağmen gerekçeli kararda AİHM ve AİHS'nin vicdani retle ilgili kararlarına yer verdiğini ifade etti. Tayfun Çakır, "İlk kez Avrupa Komisyonu, AİHS ve AİHM kararlarından bahsedilmiş. Ayrıca Anayasa'nın 90. maddesine de atıfta bulunarak bunun aslında iç hukukta da uygulanabileceğini, yani AİHM kararlarının ve AİHS hükümlerinin din ve vicdan özgürlüğü kapsamında vicdani reddi de kapsayacak şekilde değerlendirilebileceği belirtilmiş. Bir mahkeme ilk defa vicdani ret konusunda olumlu bazı kanaatler bildiriyor. Mahkeme AİHS'nin 9. maddesinden söz ediyor. 9. madde de din, vicdan ve düşünce özgürlüğünü kapsıyor. Bu nedenle gerekçeli karar tüm vicdani retçiler için emsal teşkil edebilir" diye konuştu.
Mahkemeye göre somut koşullar vicdani redde uymuyor
Çakır, gerekçeli kararda, Muhammed Serdar Delice'nin dindar ve milliyetçi olduğunu ileri sürerek vicdani reddini açıklamasının inandırıcı bulunmadığının belirtildiğini ifade etti. Çakır, şunları söyledi: "Somut olayda Delice'nin psikolojik rahatsızlıkları olduğu, ekonomik sıkıntıları nedeniyle firar ettiği gibi gerekçeler sıralayarak Delice'nin vicdani ret iradesinin gerçek iradesi olmadığını yazmışlar. Mahkeme, Ermenistanlı vicdani retçi Vahan Bayatyan kararına atıfta bulunarak, Bayatyan'ın Yehova Şahidi olduğunu ve AİHM'in bu çerçevede karar verdiğini oysa İslamiyet'in ve milliyetçiliğin, askerlik yapmaya engel inanç ve düşünceler olmadığını ifade etti. Ayrıca Muhammed'in beş ay askerlik yaptıktan sonra vicdani retçi olduğunu söylediğini belirten mahkeme, Muhammed'in somut koşullarının vicdani redde çok uymadığını belirtti. Ancak mahkeme her ne kadar Muhammed'i vicdani retçi olarak kabul etmese de, gerekçeli kararında AİHM kararlarından söz ederek, bunların 90. madde çerçevesinde iç hukukta kullanılabileceğini belirtti. Bu da diğer yargılanan vicdani retçiler açısından son derece önemli bir gelişme."
Delice'nin vicdani ret beyanı samimi bulunmadı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (TİHV) Avukat Hülya Üçpınar da mahkeme kararına göre, vicdani reddini açıklayan kişinin bir gruba üye olması ve bu grubun da vicdani ret çerçevesinde faaliyet yürütmesi gerektiği sonucunun çıktığını söyledi. Bu çerçevede gerekçeli kararla birlikte mahkeme nezdinde vicdani reddin bir hak olarak tanındığını ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Avukat Üçpınar, mahkemenin Delice'nin vicdani ret beyanını samimi bulmadığını sözlerine ekledi.
10 aylık ceza Yargıtay'da
Muhammed Serdar Delice, askerden firar ettiği gerekçesiyle 29 Kasım 2011'de tutuklandıktan sonra 24 Şubat'ta firar nedeniyle 10 ay hapis almış ancak tahliye edilmişti. Askeri Mahkeme Hakimi Üsteğmen Ekin Manav, Delice'nin tahliyesini gerekçeli kararda şöyle ifade etti: "Sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler, delil durumu ve tutuklu kaldığı süre ile bozulan askeri disiplinin tesis edilmiş olduğu hususları dikkate alınarak, tutuklamadan beklenen gayenin gerçekleştiği kanaatine varıldığından tahliyesine karar verilmiştir."
Avukat Çakır, firar suçu işleyenlerin 10 ay ceza aldığını ancak 6 ay 20 gün hapis yattığını ve Delice'nin bu suç nedeniyle 3 aydan uzun süre cezaevinde kaldığını hatırlattı. Geriye 3 aylık daha hapsinin kaldığını söyleyen Çakır, Delice'nin hava değişim raporunun ve cezaevinde kaldığı sürenin göz önüne alınarak tahliye edildiğini ifade etti. Çakır, "Biz 10 aylık ceza kararını temyiz ettik. Şimdi dosya Askeri Yargıtay'a gitti. Yargıtay cezayı onarsa Muhammed 3 ay daha cezaevinde kalacak" şeklinde konuştu.
(cnntürk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2011 Kasım ayında askerden firar ederek vicdani reddini ilan eden Muhammed Serdar Delice'nin yargılandığı Malatya Askeri Mahkemesi'nde tarihi bir karara imza atıldı. Mahkeme, gerekçeli kararında, vicdani ret hakkını, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında değerlendiren AİHM kararının esas alınması gerektiğini belirtti.
Askeri Mahkeme, Delice'nin yargılandığı davanın gerekçeli kararında, Delice'nin vicdani reddini samimi bulmasa da, AİHM'in vicdani retle ilgili kararının Anayasa'nın 90. maddesi çerçevesinde iç hukukta da uygulanabileceğini ifade etti.
Delice'nin avukatı Tayfun Çakır, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9. maddesinde yer alan vicdani ret hakkının tanınmasıyla ilgili hükmün gerekçeli kararda yer almasının son derece olumlu bir gelişme olduğu görüşünde. Çakır, "Bu karar, vicdani retçilerin yargılandığı tüm davalar için emsal niteliği taşıyor. Emsal teşkil eder" dedi.
Bir mahkeme ilk kez vicdani retle ilgili olumlu kanaat bildirdi
Avukat Çakır, Malatya Askeri Mahkemesi'nin gerekçeli kararının 7 Mart'ta ellerine ulaştığını söyledi. Bu kararda yeni bir durum olduğunu söyleyen Çakır, mahkemenin Delice'nin tam anlamıyla vicdani retçi olduğuna ikna olmadığını, ancak buna rağmen gerekçeli kararda AİHM ve AİHS'nin vicdani retle ilgili kararlarına yer verdiğini ifade etti. Tayfun Çakır, "İlk kez Avrupa Komisyonu, AİHS ve AİHM kararlarından bahsedilmiş. Ayrıca Anayasa'nın 90. maddesine de atıfta bulunarak bunun aslında iç hukukta da uygulanabileceğini, yani AİHM kararlarının ve AİHS hükümlerinin din ve vicdan özgürlüğü kapsamında vicdani reddi de kapsayacak şekilde değerlendirilebileceği belirtilmiş. Bir mahkeme ilk defa vicdani ret konusunda olumlu bazı kanaatler bildiriyor. Mahkeme AİHS'nin 9. maddesinden söz ediyor. 9. madde de din, vicdan ve düşünce özgürlüğünü kapsıyor. Bu nedenle gerekçeli karar tüm vicdani retçiler için emsal teşkil edebilir" diye konuştu.
Mahkemeye göre somut koşullar vicdani redde uymuyor
Çakır, gerekçeli kararda, Muhammed Serdar Delice'nin dindar ve milliyetçi olduğunu ileri sürerek vicdani reddini açıklamasının inandırıcı bulunmadığının belirtildiğini ifade etti. Çakır, şunları söyledi: "Somut olayda Delice'nin psikolojik rahatsızlıkları olduğu, ekonomik sıkıntıları nedeniyle firar ettiği gibi gerekçeler sıralayarak Delice'nin vicdani ret iradesinin gerçek iradesi olmadığını yazmışlar. Mahkeme, Ermenistanlı vicdani retçi Vahan Bayatyan kararına atıfta bulunarak, Bayatyan'ın Yehova Şahidi olduğunu ve AİHM'in bu çerçevede karar verdiğini oysa İslamiyet'in ve milliyetçiliğin, askerlik yapmaya engel inanç ve düşünceler olmadığını ifade etti. Ayrıca Muhammed'in beş ay askerlik yaptıktan sonra vicdani retçi olduğunu söylediğini belirten mahkeme, Muhammed'in somut koşullarının vicdani redde çok uymadığını belirtti. Ancak mahkeme her ne kadar Muhammed'i vicdani retçi olarak kabul etmese de, gerekçeli kararında AİHM kararlarından söz ederek, bunların 90. madde çerçevesinde iç hukukta kullanılabileceğini belirtti. Bu da diğer yargılanan vicdani retçiler açısından son derece önemli bir gelişme."
Delice'nin vicdani ret beyanı samimi bulunmadı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (TİHV) Avukat Hülya Üçpınar da mahkeme kararına göre, vicdani reddini açıklayan kişinin bir gruba üye olması ve bu grubun da vicdani ret çerçevesinde faaliyet yürütmesi gerektiği sonucunun çıktığını söyledi. Bu çerçevede gerekçeli kararla birlikte mahkeme nezdinde vicdani reddin bir hak olarak tanındığını ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Avukat Üçpınar, mahkemenin Delice'nin vicdani ret beyanını samimi bulmadığını sözlerine ekledi.
10 aylık ceza Yargıtay'da
Muhammed Serdar Delice, askerden firar ettiği gerekçesiyle 29 Kasım 2011'de tutuklandıktan sonra 24 Şubat'ta firar nedeniyle 10 ay hapis almış ancak tahliye edilmişti. Askeri Mahkeme Hakimi Üsteğmen Ekin Manav, Delice'nin tahliyesini gerekçeli kararda şöyle ifade etti: "Sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler, delil durumu ve tutuklu kaldığı süre ile bozulan askeri disiplinin tesis edilmiş olduğu hususları dikkate alınarak, tutuklamadan beklenen gayenin gerçekleştiği kanaatine varıldığından tahliyesine karar verilmiştir."
Avukat Çakır, firar suçu işleyenlerin 10 ay ceza aldığını ancak 6 ay 20 gün hapis yattığını ve Delice'nin bu suç nedeniyle 3 aydan uzun süre cezaevinde kaldığını hatırlattı. Geriye 3 aylık daha hapsinin kaldığını söyleyen Çakır, Delice'nin hava değişim raporunun ve cezaevinde kaldığı sürenin göz önüne alınarak tahliye edildiğini ifade etti. Çakır, "Biz 10 aylık ceza kararını temyiz ettik. Şimdi dosya Askeri Yargıtay'a gitti. Yargıtay cezayı onarsa Muhammed 3 ay daha cezaevinde kalacak" şeklinde konuştu.
(cnntürk)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 15:59
Gösterim: 2494
AK Parti Grubu, okula başlama yaşının 1 yaş geriye çekilmesini öngören yasal düzenlemeyi geri çekti. Mevcut sisteme devam edilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AK Parti Grubu, okula başlama yaşının 1 yaş geriye çekilmesini öngören yasal düzenlemeyi geri çekti. Mevcut sisteme devam edilecek.
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 14:25
Gösterim: 2900