Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

AK Parti'nin Meclis'e sunduğu kanun teklifiyle öğretmenlerin ek ders ücretleri iki katına çıkarılıyor.

Sabah Gazetesi'nin haberine göre, AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan teklif, Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik öngörüyor.

Buna göre, ek ders ücretleri, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere yüzde 25, Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere yüzde 100 fazlasıyla ödenecek.

Öğretmenlere ek ders ücreti olarak 9 lira 45 kuruş ödeniyor.

> Öğretmenlerin ek ders ücretine zam teklifi

AK Parti'nin Meclis'e sunduğu kanun teklifiyle öğretmenlerin ek ders ücretleri iki katına çıkarılıyor.

Sabah Gazetesi'nin haberine göre, AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan teklif, Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik öngörüyor.

Buna göre, ek ders ücretleri, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere yüzde 25, Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere yüzde 100 fazlasıyla ödenecek.

Öğretmenlere ek ders ücreti olarak 9 lira 45 kuruş ödeniyor.

Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Ocak 2015 08:47

Gösterim: 2158

Milli Eğitim Bakanlığı, bilgi sistemlerindeki öğrenci ve öğretmenlere ait kullanıcı şifre ve bilgilerinin çalındığı yönündeki haberleri yalanladı.

Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) yapılan açıklamada, bazı gazetelerde "Okullarda Şifre Alarmı" ve "Çocukların Geleceği Hırsızların Elinde" başlıklarıyla yayımlanan haberlere ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

"MEB'de tüm öğrenci, veli ve öğretmenlerin bilgileri çalındı" ve "15 milyon öğrencinin bilgilerini içeren veri tabanı şifrelerinin kötü niyetli kişilerle paylaşıldığı belirlendi" iddialarının tamamen asılsız, haberin ise "masabaşı gazetecilik" ürünü olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Bankalarda ve erişimde güvenlik sınırı olan bütün sistemlerde yaşandığı gibi Bakanlığımızın bilgi sistemleri de (e-okul, Mebbis vb.) zaman zaman art niyetli kişilerin sanal saldırılarına hedef olmaktadır. Üst düzey güvenlik tedbiri ile 24 saat esasına göre korunmakta olan sistemimizin güvenlik sınırlarını aşarak verilere ulaşmak isteyen kimi kötü niyetli kişiler hakkında zaman zaman Bakanlığımıza ulaşan şikayetler doğrultusunda Bakanlığımız bütün öğrencilerimizi, velilerimizi, öğretmenlerimizi ve yöneticilerimizi 'sanal ortamlarda şifre ve bilgi paylaşımı yapılmaması' konusunda sürekli ikaz etmektedir.

Haberde bahsi geçtiği gibi kullanıcılarımızın şifre veya bilgilerinin çalınması söz konusu değildir. Milyonlarca öğrencimizi ve velilerini olumsuz etkilemeye yönelik bu haber ile ilgili gerekli yasal işlemler başlatılacaktır."

> MEB’den e-okul ve Mebbis açıklaması

Milli Eğitim Bakanlığı, bilgi sistemlerindeki öğrenci ve öğretmenlere ait kullanıcı şifre ve bilgilerinin çalındığı yönündeki haberleri yalanladı.

Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) yapılan açıklamada, bazı gazetelerde "Okullarda Şifre Alarmı" ve "Çocukların Geleceği Hırsızların Elinde" başlıklarıyla yayımlanan haberlere ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

"MEB'de tüm öğrenci, veli ve öğretmenlerin bilgileri çalındı" ve "15 milyon öğrencinin bilgilerini içeren veri tabanı şifrelerinin kötü niyetli kişilerle paylaşıldığı belirlendi" iddialarının tamamen asılsız, haberin ise "masabaşı gazetecilik" ürünü olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Bankalarda ve erişimde güvenlik sınırı olan bütün sistemlerde yaşandığı gibi Bakanlığımızın bilgi sistemleri de (e-okul, Mebbis vb.) zaman zaman art niyetli kişilerin sanal saldırılarına hedef olmaktadır. Üst düzey güvenlik tedbiri ile 24 saat esasına göre korunmakta olan sistemimizin güvenlik sınırlarını aşarak verilere ulaşmak isteyen kimi kötü niyetli kişiler hakkında zaman zaman Bakanlığımıza ulaşan şikayetler doğrultusunda Bakanlığımız bütün öğrencilerimizi, velilerimizi, öğretmenlerimizi ve yöneticilerimizi 'sanal ortamlarda şifre ve bilgi paylaşımı yapılmaması' konusunda sürekli ikaz etmektedir.

Haberde bahsi geçtiği gibi kullanıcılarımızın şifre veya bilgilerinin çalınması söz konusu değildir. Milyonlarca öğrencimizi ve velilerini olumsuz etkilemeye yönelik bu haber ile ilgili gerekli yasal işlemler başlatılacaktır."

Son Güncelleme: Salı, 20 Ocak 2015 09:44

Gösterim: 2448

Dönüşüm programı kapsamında özel okula dönüşecek dershaneler, 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Dönüşüm programı kapsamında taahhüt ettiği özel okula dönüşecek dershanelerden, 30 Mayıs'tan önce mevcut binalarında veya farklı binalarda okul olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenenler, aynı anda dershane olarak da 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığının Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğe göre, dönüşüm programına alınan dershanelerden, 2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren taahhüt ettiği özel okula dönüşecek olanlardan, 30 Mayıs 2015'ten önce mevcut binalarında veya farklı binalarda okul olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenen kurumlar, aynı anda 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Dönüşüm programına alınan dershanelerin kurucuları, kurumlarını mevcut binalarında okula dönüştürmek isterse 1 Eylül 2015'e kadar Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesine uygun hale getireceğine dair noter onaylı taahhütname, geçici yerleşim planı ve en az bir yıllık kira sözleşmesi, kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için istenen belgelerle valiliğe müracaat edecek. Okulun kontenjanı geçici yerleşim planı üzerinden belirlenecek.

 Kurumun farklı binada okula dönüştürülmek istenmesi durumunda da kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için talep edilen belgeler istenecek.

Özel okullar bahçesi bulunan ve müstakil binalarda, okul öncesi eğitim, ilkokul ve ortaokul ya da ortaokul ve ortaöğretim okulu veyahut birden fazla ortaöğretim okulu açabilecek.

Özel eğitim kurumu sahipleri aynı binanın birbirine geçişi olan farklı blokları dışında aynı katta okulların ders yapılan bölümlerini bulunduramayacak.

 Aynı ilde olmak üzere özel eğitim kurumlarında görev yapan yönetici ve rehber öğretmen dışındaki eğitim personeline, başka kurumlarda da ders saati ücretli olarak görev verilebilecek. Eğitim personelinin toplam ders saati sayısı kurumlarda 40 saati geçemeyecek. Okul öncesi eğitim kurumlarında ise eğitim personelinin toplam haftalık ders saati sayısı, asıl görevli aylık ücretli olarak çalıştığı kurumun dengi resmi örgün veya yaygın eğitim kurumunda eğitim personelinin girebileceği ders saati sayısını geçemeyecek.

Eğitim personeli olarak görev yapma nitelik ve şartlarını taşıyan ve herhangi bir kurumda çalışmayanlara, kurumlarda haftada 40 saati, okul öncesi eğitim kurumlarında ise dengi resmi okul öğretmenlerinin haftada girebileceği ders saati kadar ücretli olarak görev verilebilecek.

> Okula dönüşecek dershaneler için son tarih açıklandı

Dönüşüm programı kapsamında özel okula dönüşecek dershaneler, 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Dönüşüm programı kapsamında taahhüt ettiği özel okula dönüşecek dershanelerden, 30 Mayıs'tan önce mevcut binalarında veya farklı binalarda okul olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenenler, aynı anda dershane olarak da 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığının Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğe göre, dönüşüm programına alınan dershanelerden, 2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren taahhüt ettiği özel okula dönüşecek olanlardan, 30 Mayıs 2015'ten önce mevcut binalarında veya farklı binalarda okul olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenen kurumlar, aynı anda 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

Dönüşüm programına alınan dershanelerin kurucuları, kurumlarını mevcut binalarında okula dönüştürmek isterse 1 Eylül 2015'e kadar Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesine uygun hale getireceğine dair noter onaylı taahhütname, geçici yerleşim planı ve en az bir yıllık kira sözleşmesi, kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için istenen belgelerle valiliğe müracaat edecek. Okulun kontenjanı geçici yerleşim planı üzerinden belirlenecek.

 Kurumun farklı binada okula dönüştürülmek istenmesi durumunda da kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için talep edilen belgeler istenecek.

Özel okullar bahçesi bulunan ve müstakil binalarda, okul öncesi eğitim, ilkokul ve ortaokul ya da ortaokul ve ortaöğretim okulu veyahut birden fazla ortaöğretim okulu açabilecek.

Özel eğitim kurumu sahipleri aynı binanın birbirine geçişi olan farklı blokları dışında aynı katta okulların ders yapılan bölümlerini bulunduramayacak.

 Aynı ilde olmak üzere özel eğitim kurumlarında görev yapan yönetici ve rehber öğretmen dışındaki eğitim personeline, başka kurumlarda da ders saati ücretli olarak görev verilebilecek. Eğitim personelinin toplam ders saati sayısı kurumlarda 40 saati geçemeyecek. Okul öncesi eğitim kurumlarında ise eğitim personelinin toplam haftalık ders saati sayısı, asıl görevli aylık ücretli olarak çalıştığı kurumun dengi resmi örgün veya yaygın eğitim kurumunda eğitim personelinin girebileceği ders saati sayısını geçemeyecek.

Eğitim personeli olarak görev yapma nitelik ve şartlarını taşıyan ve herhangi bir kurumda çalışmayanlara, kurumlarda haftada 40 saati, okul öncesi eğitim kurumlarında ise dengi resmi okul öğretmenlerinin haftada girebileceği ders saati kadar ücretli olarak görev verilebilecek.

Son Güncelleme: Cumartesi, 17 Ocak 2015 15:28

Gösterim: 1952

AK Parti Manisa milletvekilleri, okullarda kuru üzüm dağıtımı için girişimlerde bulunuyor.

AK Parti Manisa milletvekilleri Selçuk Özdağ, Muzaffer Yurttaş, Hüseyin Tanrıverdi, Uğur Aydemir ve Recai Berber,  “sağlıklı nesil, sağlıklı gelecek” parolasıyla okullarda kuru üzüm dağıtımıyla ilgili projenin hayata geçirilmesi konusunda girişimlerde bulunuyor.

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya üzümünün yarısını Türkiye'nin ürettiğini, yıllık üretiminin 280-320 bin arasında olduğunu, iç tüketimin yüzde 85'ini Manisa'nın karşıladığını söyledi. Özdağ, üzümün büyük bölümünün AB üyesi ülkelere ve Rusya'ya ihraç edildiğini ifade etti.

Türkiye’de üzüm tüketiminin az olduğunu belirterek, kişi başına düşen üzüm tüketiminin 250-300 gram olduğunu kaydeden Özdağ, Avrupa'da bu miktarın 1,7 kilogram, Çin ve başka ülkelerde 2-2,5 kilograma kadar çıktığını anlattı.  İç tüketim miktarını 20 bin tondan en az 40-50 bin ton civarına yükseltmek gerektiğini vurgulayan Özdağ, yardım kuruluşlarının hurmanın yanında üzüm de dağıtmalarını istedi.

Üzüm tüketiminin teşvik edilmesi gerektiğini savunan Özdağ, daha önce THY'nin dış seferlerinde bir milyon paket Manisa Sultaniye üzümü dağıtıldığını, bununla önemli bir reklamın yapıldığını hatırlattı.

Özdağ, tıpkı okullardaki süt dağıtımı gibi 40-50 gramlık küçük paketler halinde kuru üzüm dağıtılabileceğini, bunun hem tüketimin artması hem de üreticinin daha fazla kazanmasını sağlayacağına dikkati çekerek, üreticinin, işletmelerin, oda ve borsa başkanlarının bu konuda hazır olduğunu söyledi.

-"Sonuç alacağız"

 İlkokullarda süt dağıtımının önemli bir hizmet olduğunu, sağlıklı nesillerin yetişmesinin yanında  süt üretimini, süt ve besi hayvancılığını teşvik ettiğini anlatan Özdağ, şöyle konuştu:

"Eskiden cebimizde üzümle okula giderdik. Annelerimiz üzüm hoşafı, üzümlü ekmekler, kekler yapardı. Maalesef şimdi üzümü az, abur cuburu çok tüketen bir toplum olduk. Mutlak suretle üzüm üreten bir ülke olmanın yanı sıra ürettiği üzümü aynı zamanda tüketen bir ülke olmalıyız. Manisa Milletvekilleri olarak şimdi sütün yanında üzüm de dağıtabilir miyiz diye bir gayret içerisindeyiz. Henüz netlik kazanmadı ama bu bir teşebbüs aşamasındadır.  Milli Eğitim Bakanı ve Bakan Yardımcılarımızla bu konuyu görüştük. Konu henüz Bakanlar Kurulu’nda görüşülmedi. Ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gerekli hassasiyeti gösteriyor. Bunu zaman içerisinde halledebileceğimizi düşünüyorum. Daha alacağımız mesafeler var. Ama milletvekilleri olarak gerçekten büyük gayret içerisindeyiz. Önümüzdeki dönem için olumlu sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Gerek üzüm üreticilerimizin, gerek işletmelerimizin, gerekse borsa ve oda başkanları ile sivil toplum kuruluşlarının bize bu projede destek olmalarını istiyoruz. "

Özdağ, projenin sağlık yönünün de bulunduğuna işaret ederek, çocuk ve gençlerin üzüm tüketiminin zeka ve fiziksel gelişimini olumlu etkileyeceğini sözlerine ekledi.

> Okullarda sütten sonra üzüm dağıtımı gündemde

AK Parti Manisa milletvekilleri, okullarda kuru üzüm dağıtımı için girişimlerde bulunuyor.

AK Parti Manisa milletvekilleri Selçuk Özdağ, Muzaffer Yurttaş, Hüseyin Tanrıverdi, Uğur Aydemir ve Recai Berber,  “sağlıklı nesil, sağlıklı gelecek” parolasıyla okullarda kuru üzüm dağıtımıyla ilgili projenin hayata geçirilmesi konusunda girişimlerde bulunuyor.

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya üzümünün yarısını Türkiye'nin ürettiğini, yıllık üretiminin 280-320 bin arasında olduğunu, iç tüketimin yüzde 85'ini Manisa'nın karşıladığını söyledi. Özdağ, üzümün büyük bölümünün AB üyesi ülkelere ve Rusya'ya ihraç edildiğini ifade etti.

Türkiye’de üzüm tüketiminin az olduğunu belirterek, kişi başına düşen üzüm tüketiminin 250-300 gram olduğunu kaydeden Özdağ, Avrupa'da bu miktarın 1,7 kilogram, Çin ve başka ülkelerde 2-2,5 kilograma kadar çıktığını anlattı.  İç tüketim miktarını 20 bin tondan en az 40-50 bin ton civarına yükseltmek gerektiğini vurgulayan Özdağ, yardım kuruluşlarının hurmanın yanında üzüm de dağıtmalarını istedi.

Üzüm tüketiminin teşvik edilmesi gerektiğini savunan Özdağ, daha önce THY'nin dış seferlerinde bir milyon paket Manisa Sultaniye üzümü dağıtıldığını, bununla önemli bir reklamın yapıldığını hatırlattı.

Özdağ, tıpkı okullardaki süt dağıtımı gibi 40-50 gramlık küçük paketler halinde kuru üzüm dağıtılabileceğini, bunun hem tüketimin artması hem de üreticinin daha fazla kazanmasını sağlayacağına dikkati çekerek, üreticinin, işletmelerin, oda ve borsa başkanlarının bu konuda hazır olduğunu söyledi.

-"Sonuç alacağız"

 İlkokullarda süt dağıtımının önemli bir hizmet olduğunu, sağlıklı nesillerin yetişmesinin yanında  süt üretimini, süt ve besi hayvancılığını teşvik ettiğini anlatan Özdağ, şöyle konuştu:

"Eskiden cebimizde üzümle okula giderdik. Annelerimiz üzüm hoşafı, üzümlü ekmekler, kekler yapardı. Maalesef şimdi üzümü az, abur cuburu çok tüketen bir toplum olduk. Mutlak suretle üzüm üreten bir ülke olmanın yanı sıra ürettiği üzümü aynı zamanda tüketen bir ülke olmalıyız. Manisa Milletvekilleri olarak şimdi sütün yanında üzüm de dağıtabilir miyiz diye bir gayret içerisindeyiz. Henüz netlik kazanmadı ama bu bir teşebbüs aşamasındadır.  Milli Eğitim Bakanı ve Bakan Yardımcılarımızla bu konuyu görüştük. Konu henüz Bakanlar Kurulu’nda görüşülmedi. Ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gerekli hassasiyeti gösteriyor. Bunu zaman içerisinde halledebileceğimizi düşünüyorum. Daha alacağımız mesafeler var. Ama milletvekilleri olarak gerçekten büyük gayret içerisindeyiz. Önümüzdeki dönem için olumlu sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Gerek üzüm üreticilerimizin, gerek işletmelerimizin, gerekse borsa ve oda başkanları ile sivil toplum kuruluşlarının bize bu projede destek olmalarını istiyoruz. "

Özdağ, projenin sağlık yönünün de bulunduğuna işaret ederek, çocuk ve gençlerin üzüm tüketiminin zeka ve fiziksel gelişimini olumlu etkileyeceğini sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Pazar, 18 Ocak 2015 13:35

Gösterim: 1289

Şartlı Nakit Transferi Yardım Programı (ŞNT)kapsamında liseye devam eden ve ihtiyaç sahibi öğrencilere aylık 60 euro yani 172 TL teşvik verilecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca Avrupa Birliği IPA-4 kapsamında verilen destekle hazırlanan ''Türkiye’deki Şartlı Eğitim Yardımı Programının Lise Devam Oranları Üzerine Etkisinin Artırılması Projesi''  kapsamında liseye devam eden ve ihtiyaç sahibi öğrencilere aylık 60 Euro yani 172 TL teşvik verilecek. 2014-2015 eğitim öğretim yılı için belirlenen destekler aralık ayı itibariyle 229 bin 207 öğrencinin annesinin hesabına yatırıldı.

Bakan İslam, proje tanıtım toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, geçen hafta açıklanan ''Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı''nı anımsatarak, hem o paketin hem de başlatılacak bu yeni projenin gençler ve ailelere yönelik yapılacak düzenlemeler için önemli ipuçları verdiğini belirtti.

Aileye yönelik hazırlanan paketin getirdiği bazı önemli konulara değinen İslam, paketle aile ve iş yaşamının uyumlaştırılacağını, doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirileceğini söyledi.

Doğum yapan kadınlara para ödeneceğini belirten İslam, bunun çalışan, çalışmayan tüm kadınlar için geçerli olduğunu, bir armağan, teşvik ve teşekkür olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. İslam, doğum hediyesi olarak yapılan bu ödemenin yurt dışındaki Türk annelere de nasıl verilebileceğini çalıştıkları müjdesini de verdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izniyle açılan kreşlere 5 yıl vergi istisnası tanınmasının da bu alanda rahatlatıcı bir reform olacağını belirten İslam, bunun kreş hizmetlerini artıracağını, kaliteyi yükselteceğini, fiyatları da düşürebileceğini söyledi.

Bakan İslam, kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların azaltılmasına yönelik hizmetlerin etkinliğinin artırılması konusunda da sürekli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

''Okula devamsızlık yüzde 50 oranında engellendi''

Bakanlığın paketten önce de uyguladığı bütün bu sosyal politikaların, ailenin zayıflamasına sebep olacak etkenleri ortadan kaldırmayı amaçladığını ifade eden İslam, bu çalışmalardan birinin de yoksullukla mücadele ve yoksulluğun olumsuz etkilerini en aza indirmek programları olduğunu kaydetti.

Bu programların hepsinin vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde, teknolojik bir altyapı temelinde, objektif kriterlere dayanarak gerçekleştirildiğini belirten İslam, ''Yardıma muhtaç vatandaşlarımıza gıda, yakacak, barınma, eğitim materyali gibi süreli yardımlarlae yaşlı ve engelli aylıkları, eşi vefat eden kadınlara yardımlar, muhtaç asker ailelerine yapılan yardımlar, genel sağlık sigortası prim ödemeleri ile şartlı nakit transferleri gibi düzenli yardımlar yapılmaktadır'' diye konuştu.

Şartlı Nakit Transferi Yardım Programı'na (ŞNT) değinen İslam, bu yardımın özellikle yoksul ailelerin çocuklarının temel hizmetlerden faydalanmasını sağlaması nedeniyle önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.

Şartlı Eğitim Yardımları (ŞEY) kapsamında, okul öncesinden lise son sınıfa kadar örgün eğitime katılan yoksul öğrencilerin ailelerine, okula düzenli olarak gitmeleri şartıyla düzenli nakdi destek sağlandığını anımsatan İslam, kız çocuklarına erkek çocuklardan, lise öğrencilerine de ilköğretime devam eden çocuklardan daha fazla miktarda verildiğini kaydetti.

Desteklerin doğrudan annelerin hesabına yatırıldığını belirten İslam, 2003 yılından bu yana yapılan etki analizi çalışmalarında, desteklerle ailelerin ekonomik şoklara karşı dayanıklı olmasının sağladığının görüldüğünü de söyledi.

İslam, ayrıca öğrencilerin okula düzenli devam etmeleri şartıyla verilen şartlı eğitim yardımlarıyla hedef kitledeki öğrencilerin okula devamsızlık oranlarının yüzde 50 oranında engellendiğinin belirlendiğini, bunun da iyi bir etki olduğunu kaydetti.

''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerekiyor''

Şartlı nakit desteği programlarının kız çocuklarının eğitime devamları üzerinde daha fazla etkili olduğunun da görüldüğünü aktaran İslam, iyileşmeler olmasına rağmen lisede devamlılık oranının yüzde 76 olarak belirlendiği bilgisini paylaştı. İslam, ''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerektiğini, oradaki programı biraz daha güçlendirmemiz gerektiğini düşündük ve bu program hazırlandı'' dedi.

Projenin çıktılarının iki yıl boyunca takip edileceğini belirten İslam, ''Bu programla liseye devamı hangi ölçüde teşvik edebildiğimizi ölçeceğiz. Yüzde 76'lardan nereye çıktı. Buna bakacağız, eğer desteklenmesi gereken bir artış kaydedersek fon kaynakları tükendiğinde kendi imkanlarımızla bu destekleri sürdürmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.

Programla sadece ekonomik katkı verilmeyeceğine dikkat çeken İslam, aynı zamanda lise çağındaki çocuklara devamsızlık ve okuldan ayrılma sorunlarıyla ilgili danışmanlık ve rehberlik hizmeti verileceğini söyledi.

''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez de konuşmasında küreselleşmenin ekonomiye katkı ve etkilerinin, bilimdeki gelişmelerin artmasıyla insan kaynağının öneminin de arttığını belirtti. Etyemez, insan kaynağının verimli kullanımının ekonominin itici gücü olacağına vurgu yaptı.

Eğitim ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesinin önemine değinen Etyemez, okul öncesinden başlayarak temel becerilerin kazandırılması, ülke genelinde eğitime erişimin artırılması gerektiğini söyledi.

Projeyle gençlere son derece katkılar sunulacağını vurgulayan Etyemez, her türlü yenilikçi projeye de destek verdiklerini belirtti.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Zombati de eğitimin önemine değinerek, okulu erken bırakmaların AB ülkelerinde de karşılaşılan bir güçlük olduğunu, bunun sonuçlarının da ileride güçlü etkilerinin yaşandığını kaydetti.

Zombati, AB ülkelerinde bu konuda hedefler belirlendiğini, okuldan ayrılma oranlarının 2020 yılı itibarıyla yüzde 10'un altına çekilmesinin, 30-34 yaş arasındaki kişilerin yüzde 40 oranında yükseköğretimlerini tamamlamış olmalarının planlandığını kaydetti.

Okulu bırakma sorununun daha çok yoksul bölgelerde yaşandığını ifade eden Zombati, ''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli. Erken evlilik hala kız çocukları için bir sorun bu ülkede. Bunun sonucu olarak da eğitimden hariç bırakılıyorlar. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması olumlu bir gelişme ancak açık eğitime yönelmenin nedenlerine bakılmalı'' dedi.

Zombati, ''Bir kız çocuğunun 6 yaşında evlenebileceği'' yönündeki açıklamaları da eleştirdi.

İki yıl sonunda projenin başarı sonuçlarının görüleceğini belirten Zombati, yoksul kişiler arasında erken okuldan ayrılma oranının düştüğünün görüleceğini, daha kaliteli bir eğitim için AB'nin Türkiye'yi destekleyeceğini kaydetti.

Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Abdurrahman Madan da lise eğitimini önemsediklerini, desteklenmesi gerektiğini belirterek, bu amaçla yeni proje geliştirdiklerini söyledi.

Madan, projeyle ailelerin çocuklarını okula göndermeleri yönünde teşvik edileceğini, okulu bırakma risklerine yönelik de rehberlik hizmeti verileceğini belirtti.

''En büyük ikinci hibe projesi''

Proje kapsamında, liseye devam eden fayda sahibi öğrencilere proje kapsamında 2014-2015 ve 2015-2016 eğitim-öğretim dönemleri aralık aylarında senede bir kere olmak üzere, öğrenci başına 60 avro (172 TL) teşvik verilecek.

2014-2015 eğitim-öğretim dönemi ekim veya kasım aylarında yüzde 80 ve üzeri eğitimine devam eden 9, 10 ve 11. sınıftaki fayda sahibi toplam 229 bin 207 öğrencinin annelerinin hesabına, Aralık 2014'te ilk teşvik ödemeleri yatırıldı.

2015-2016 eğitim-öğretim döneminde de aralık ayı itibarıyla bu devam şartlarını karşılayan fayda sahibi öğrencilerin annelerinin hesabına ikinci teşvik ödemesi gerçekleştirilecek.

Proje, 37,7 milyon avroluk bütçesiyle Türkiye'de bu kapsamda onaylanan en büyük ikinci Avrupa Birliği Doğrudan Hibe Projesi olması özelliğini taşıyor.

> Liselilere okula devam etsin diye aylık 60 Euro destek

Şartlı Nakit Transferi Yardım Programı (ŞNT)kapsamında liseye devam eden ve ihtiyaç sahibi öğrencilere aylık 60 euro yani 172 TL teşvik verilecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca Avrupa Birliği IPA-4 kapsamında verilen destekle hazırlanan ''Türkiye’deki Şartlı Eğitim Yardımı Programının Lise Devam Oranları Üzerine Etkisinin Artırılması Projesi''  kapsamında liseye devam eden ve ihtiyaç sahibi öğrencilere aylık 60 Euro yani 172 TL teşvik verilecek. 2014-2015 eğitim öğretim yılı için belirlenen destekler aralık ayı itibariyle 229 bin 207 öğrencinin annesinin hesabına yatırıldı.

Bakan İslam, proje tanıtım toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, geçen hafta açıklanan ''Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı''nı anımsatarak, hem o paketin hem de başlatılacak bu yeni projenin gençler ve ailelere yönelik yapılacak düzenlemeler için önemli ipuçları verdiğini belirtti.

Aileye yönelik hazırlanan paketin getirdiği bazı önemli konulara değinen İslam, paketle aile ve iş yaşamının uyumlaştırılacağını, doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirileceğini söyledi.

Doğum yapan kadınlara para ödeneceğini belirten İslam, bunun çalışan, çalışmayan tüm kadınlar için geçerli olduğunu, bir armağan, teşvik ve teşekkür olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. İslam, doğum hediyesi olarak yapılan bu ödemenin yurt dışındaki Türk annelere de nasıl verilebileceğini çalıştıkları müjdesini de verdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izniyle açılan kreşlere 5 yıl vergi istisnası tanınmasının da bu alanda rahatlatıcı bir reform olacağını belirten İslam, bunun kreş hizmetlerini artıracağını, kaliteyi yükselteceğini, fiyatları da düşürebileceğini söyledi.

Bakan İslam, kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların azaltılmasına yönelik hizmetlerin etkinliğinin artırılması konusunda da sürekli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

''Okula devamsızlık yüzde 50 oranında engellendi''

Bakanlığın paketten önce de uyguladığı bütün bu sosyal politikaların, ailenin zayıflamasına sebep olacak etkenleri ortadan kaldırmayı amaçladığını ifade eden İslam, bu çalışmalardan birinin de yoksullukla mücadele ve yoksulluğun olumsuz etkilerini en aza indirmek programları olduğunu kaydetti.

Bu programların hepsinin vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde, teknolojik bir altyapı temelinde, objektif kriterlere dayanarak gerçekleştirildiğini belirten İslam, ''Yardıma muhtaç vatandaşlarımıza gıda, yakacak, barınma, eğitim materyali gibi süreli yardımlarlae yaşlı ve engelli aylıkları, eşi vefat eden kadınlara yardımlar, muhtaç asker ailelerine yapılan yardımlar, genel sağlık sigortası prim ödemeleri ile şartlı nakit transferleri gibi düzenli yardımlar yapılmaktadır'' diye konuştu.

Şartlı Nakit Transferi Yardım Programı'na (ŞNT) değinen İslam, bu yardımın özellikle yoksul ailelerin çocuklarının temel hizmetlerden faydalanmasını sağlaması nedeniyle önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.

Şartlı Eğitim Yardımları (ŞEY) kapsamında, okul öncesinden lise son sınıfa kadar örgün eğitime katılan yoksul öğrencilerin ailelerine, okula düzenli olarak gitmeleri şartıyla düzenli nakdi destek sağlandığını anımsatan İslam, kız çocuklarına erkek çocuklardan, lise öğrencilerine de ilköğretime devam eden çocuklardan daha fazla miktarda verildiğini kaydetti.

Desteklerin doğrudan annelerin hesabına yatırıldığını belirten İslam, 2003 yılından bu yana yapılan etki analizi çalışmalarında, desteklerle ailelerin ekonomik şoklara karşı dayanıklı olmasının sağladığının görüldüğünü de söyledi.

İslam, ayrıca öğrencilerin okula düzenli devam etmeleri şartıyla verilen şartlı eğitim yardımlarıyla hedef kitledeki öğrencilerin okula devamsızlık oranlarının yüzde 50 oranında engellendiğinin belirlendiğini, bunun da iyi bir etki olduğunu kaydetti.

''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerekiyor''

Şartlı nakit desteği programlarının kız çocuklarının eğitime devamları üzerinde daha fazla etkili olduğunun da görüldüğünü aktaran İslam, iyileşmeler olmasına rağmen lisede devamlılık oranının yüzde 76 olarak belirlendiği bilgisini paylaştı. İslam, ''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerektiğini, oradaki programı biraz daha güçlendirmemiz gerektiğini düşündük ve bu program hazırlandı'' dedi.

Projenin çıktılarının iki yıl boyunca takip edileceğini belirten İslam, ''Bu programla liseye devamı hangi ölçüde teşvik edebildiğimizi ölçeceğiz. Yüzde 76'lardan nereye çıktı. Buna bakacağız, eğer desteklenmesi gereken bir artış kaydedersek fon kaynakları tükendiğinde kendi imkanlarımızla bu destekleri sürdürmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.

Programla sadece ekonomik katkı verilmeyeceğine dikkat çeken İslam, aynı zamanda lise çağındaki çocuklara devamsızlık ve okuldan ayrılma sorunlarıyla ilgili danışmanlık ve rehberlik hizmeti verileceğini söyledi.

''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez de konuşmasında küreselleşmenin ekonomiye katkı ve etkilerinin, bilimdeki gelişmelerin artmasıyla insan kaynağının öneminin de arttığını belirtti. Etyemez, insan kaynağının verimli kullanımının ekonominin itici gücü olacağına vurgu yaptı.

Eğitim ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesinin önemine değinen Etyemez, okul öncesinden başlayarak temel becerilerin kazandırılması, ülke genelinde eğitime erişimin artırılması gerektiğini söyledi.

Projeyle gençlere son derece katkılar sunulacağını vurgulayan Etyemez, her türlü yenilikçi projeye de destek verdiklerini belirtti.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Zombati de eğitimin önemine değinerek, okulu erken bırakmaların AB ülkelerinde de karşılaşılan bir güçlük olduğunu, bunun sonuçlarının da ileride güçlü etkilerinin yaşandığını kaydetti.

Zombati, AB ülkelerinde bu konuda hedefler belirlendiğini, okuldan ayrılma oranlarının 2020 yılı itibarıyla yüzde 10'un altına çekilmesinin, 30-34 yaş arasındaki kişilerin yüzde 40 oranında yükseköğretimlerini tamamlamış olmalarının planlandığını kaydetti.

Okulu bırakma sorununun daha çok yoksul bölgelerde yaşandığını ifade eden Zombati, ''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli. Erken evlilik hala kız çocukları için bir sorun bu ülkede. Bunun sonucu olarak da eğitimden hariç bırakılıyorlar. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması olumlu bir gelişme ancak açık eğitime yönelmenin nedenlerine bakılmalı'' dedi.

Zombati, ''Bir kız çocuğunun 6 yaşında evlenebileceği'' yönündeki açıklamaları da eleştirdi.

İki yıl sonunda projenin başarı sonuçlarının görüleceğini belirten Zombati, yoksul kişiler arasında erken okuldan ayrılma oranının düştüğünün görüleceğini, daha kaliteli bir eğitim için AB'nin Türkiye'yi destekleyeceğini kaydetti.

Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Abdurrahman Madan da lise eğitimini önemsediklerini, desteklenmesi gerektiğini belirterek, bu amaçla yeni proje geliştirdiklerini söyledi.

Madan, projeyle ailelerin çocuklarını okula göndermeleri yönünde teşvik edileceğini, okulu bırakma risklerine yönelik de rehberlik hizmeti verileceğini belirtti.

''En büyük ikinci hibe projesi''

Proje kapsamında, liseye devam eden fayda sahibi öğrencilere proje kapsamında 2014-2015 ve 2015-2016 eğitim-öğretim dönemleri aralık aylarında senede bir kere olmak üzere, öğrenci başına 60 avro (172 TL) teşvik verilecek.

2014-2015 eğitim-öğretim dönemi ekim veya kasım aylarında yüzde 80 ve üzeri eğitimine devam eden 9, 10 ve 11. sınıftaki fayda sahibi toplam 229 bin 207 öğrencinin annelerinin hesabına, Aralık 2014'te ilk teşvik ödemeleri yatırıldı.

2015-2016 eğitim-öğretim döneminde de aralık ayı itibarıyla bu devam şartlarını karşılayan fayda sahibi öğrencilerin annelerinin hesabına ikinci teşvik ödemesi gerçekleştirilecek.

Proje, 37,7 milyon avroluk bütçesiyle Türkiye'de bu kapsamda onaylanan en büyük ikinci Avrupa Birliği Doğrudan Hibe Projesi olması özelliğini taşıyor.

Son Güncelleme: Cuma, 16 Ocak 2015 12:01

Gösterim: 2506


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.