Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Üniversite kuracak olan girişimciler arasında sağlık alanında yatırımı olan gruplar, sanayi odaları, sektörel dernekler ve sivil toplum kuruluşları öne çıkıyor.

15 yeni özel üniversite kuruluyorDördü tıp alanında olmak üzere 15 yeni özel (vakıf) üniversite geliyor. Bir süredir çalışmaları süren üniversitelerin proje takvimlerine göre, bir kısmı bu yıl, bir kısmı önümüzdeki yıl olmak üzere, birkaç yıl içinde hepsi açılmış, öğrenci kabulüne başlamış olacaklar.

EBSO ve TAYSAD, teknik üniversite hazırlıklarını sürdürüyor. Sağlık alanında yatırımları bulunan SANKO, Anadolu, Baymak ve Gözde Sağlık grupları sağlık alanında eğitim verecek üniversite kuracak.

Doğa Koleji, TED Koleji ve Arıkanlı Holding'in üniversite projeleri tamamlanma aşamasında. Kavram Dershanesi'nin üniversite projesi yürüyor. Sivil toplum kuruluşları da üniversite kurmak için sırada. 'Avrupa TAVAK Üniversitesi' 2013-2014 öğretim döneminde açılması planlanıyor. TABA da üniversite kurmak için hazırlık yapıyor.

EBSO ve TAYSAD teknik üniversite hazırlığında

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) üniversite kurma çalışmaları yapıyor. Dernek, özellikle kendi alanlarındaki eleman açığını kapatmak amacıyla, 'teknik' alanda bir üniversite kuracak. TAYSAD'ın üniversitesini kuracak olan vakfın adı, TOSB Organize Sanayi Bölgesi Geliştirme ve Eğitim Vakfı. TAYSAD'ın üniversitesi OSB'de 2013-2014 Eğitim Öğretim döneminde açılacak.

Ege Bölgesi Sanayi Odası da (EBSO) bir üniversite kurma çalışmaları yürütüyor. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi işbirliğinde İzmir'e kurulması planlanan 'teknik üniversite' ile İzmir'de sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik elemanların yetiştirilmesi hedefleniyor. Vakıf oluşumu tamamlanmış olan üniversitenin Çiğli OSB'nin içinde kurulması planlanıyor. Üniversite kurmayı planlayan iş örgütlerinden bir diğeri de Türk Amerikan İş Adamları Derneği (TABA). TABA, Amerikan Üniversitesi'nin kurulması için özel üniversiteler kanununun çıkmasını bekliyor.

İnşaat şirketi mimarlık hastane tıp fakültesi kuruyor

Fi-Yapı'nın kuracağı İnan Üniversitesi, yerleşkesi içinde 86 bin 200 metrekare kapalı alanlı inşa edilecek. İçinde 5 fakülte (Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi, Mimarlık ve Yapı Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sosyal ve Davranış Bilimleri Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi) olacak. 1 Lisansüstü Programlar Enstitüsü, 1 Uygulamalı Bilimler Meslek Yüksekokulu ve 1 Yabancı Diller Yüksekokulu'nun faaliyete geçirilmesi, bu akademik birimlerde oluşturulacak 79 bölüm ve programda eğitim ve öğretim görecek 6.500 dolayında öğrenciye ve eğitim öğretim hizmeti verecek 326 akademik personele ulaşılması planlanıyor.

Sağlık Bilimleri alanında eğitim verecek olan SANKO Üniversitesi'nin 2012-2013 eğitim öğretim yılında eğitime açılması öngörülüyor. SANKO Üniversitesi, Gaziantep'teki bir devlet ve iki vakıf üniversitesinden sonra dördüncü üniversite olarak faaliyet gösterecek. Sani Konukoğlu Vakfı bünyesinde kurulacak olan SANKO Üniversitesi'nde, Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Hemşirelik bölümleri yer alacak.

Yine Amerikalı Johns Hopkins'le sağlık alanında yatırımları bulunan Anadolu Grubu da tıp alanında üniversite kurma çalışmalarını sürdürüyor. Baymak Grubu'nun patronu Murat Akdoğan, kendi vakfı üzerinde bir tıp üniversitesi kurma çalışmalarını sürdürüyor. Tıp konulu dördüncü üniversiteyi ise Gözde Sağlık kuruyor. Grubun Malatya ve İzmir'de de hastaneleri bulunuyor.

Kolej ve dershaneler yatırım atağında

Eğitim sektöründen üniversite yatırımları da dikkat çekiyor. Türkiye'nin en büyük eğitim yatırımcılarından Doğa Koleji'nin Doğa Üniversitesi'ni kurma çalışmaları son aşamada. Üniversite için kampus yeri oluşturuluyor. Şirket yetkilileri yatırımın 100 milyon doları geçeceğini belirtmişti. Bu yıl öğrenci kabulü bekleniyor. Yine TED Koleji'nin üniversitesinin kuruluşu geçtiğimiz günlerde yapıldı. Bu yıl başlayacak eğitim - öğretim döneminde Eylül-2012'de öğrenci kabulüne başlanacak.

MEF Dershaneleri ve MEF Okulları'nın sahibi Arıkanlı Holding'in üniversite projesi tamamlama aşamasında. Kavram Dershanesi'nin üniversite projesi yürüyor. Ayrıca Yavuzlar Dershanesi'nin de üniversite kurma projesi var. 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında eğitime başlaması planlanan Almanya destekli 'Avrupa TAVAK Üniversitesi' için çalışmalar sürüyor.

Prof. Dr. Faruk Şen'in yürüttüğü çalışmalar planlandığı gibi giderse üniversitenin 2013-2014 öğretim döneminde açılması planlanıyor. Diğer yandan Nevvar Salih İşgören Vakfı, ölmeden önce İzmir’e yaklaşık 200 milyon liralık katkısı bulunan İzmirli merhum işadamı Salih İşgören adına İzmir'de bir vakıf üniversitesi kurmayı planlıyor. TABA da Amerikan Üniversitesi kurmak için hazırlık yapıyor.

62 vakıf üniversitesi var

Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) verilerine göre Türkiye'de 103'ü devlet, 62'si özel olmak üzere 165 üniversite bulunuyor. Yeni kurulacak ya da proje aşamasında olan 15 özel üniversite ile özel üniversitelerin sayısı 77'ye ulaşacak. Bu veriler, özel üniversite sayısının devlet üniversitelerine yaklaştığını gösteriyor. Şirketler büyüyen nitelikli işgücü talebine bağlı olarak önemi giderek artan üniversite piyasasına yatırıma yöneliyor. Kurulması planlanan özel üniversitelerin dördünün sağlık alanında, üçünün 'teknik' nitelikte olması da bunu gösteriyor.

(dünya)

> Dershaneler ÜNİVERSİTE oluyor

Üniversite kuracak olan girişimciler arasında sağlık alanında yatırımı olan gruplar, sanayi odaları, sektörel dernekler ve sivil toplum kuruluşları öne çıkıyor.

15 yeni özel üniversite kuruluyorDördü tıp alanında olmak üzere 15 yeni özel (vakıf) üniversite geliyor. Bir süredir çalışmaları süren üniversitelerin proje takvimlerine göre, bir kısmı bu yıl, bir kısmı önümüzdeki yıl olmak üzere, birkaç yıl içinde hepsi açılmış, öğrenci kabulüne başlamış olacaklar.

EBSO ve TAYSAD, teknik üniversite hazırlıklarını sürdürüyor. Sağlık alanında yatırımları bulunan SANKO, Anadolu, Baymak ve Gözde Sağlık grupları sağlık alanında eğitim verecek üniversite kuracak.

Doğa Koleji, TED Koleji ve Arıkanlı Holding'in üniversite projeleri tamamlanma aşamasında. Kavram Dershanesi'nin üniversite projesi yürüyor. Sivil toplum kuruluşları da üniversite kurmak için sırada. 'Avrupa TAVAK Üniversitesi' 2013-2014 öğretim döneminde açılması planlanıyor. TABA da üniversite kurmak için hazırlık yapıyor.

EBSO ve TAYSAD teknik üniversite hazırlığında

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) üniversite kurma çalışmaları yapıyor. Dernek, özellikle kendi alanlarındaki eleman açığını kapatmak amacıyla, 'teknik' alanda bir üniversite kuracak. TAYSAD'ın üniversitesini kuracak olan vakfın adı, TOSB Organize Sanayi Bölgesi Geliştirme ve Eğitim Vakfı. TAYSAD'ın üniversitesi OSB'de 2013-2014 Eğitim Öğretim döneminde açılacak.

Ege Bölgesi Sanayi Odası da (EBSO) bir üniversite kurma çalışmaları yürütüyor. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi işbirliğinde İzmir'e kurulması planlanan 'teknik üniversite' ile İzmir'de sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik elemanların yetiştirilmesi hedefleniyor. Vakıf oluşumu tamamlanmış olan üniversitenin Çiğli OSB'nin içinde kurulması planlanıyor. Üniversite kurmayı planlayan iş örgütlerinden bir diğeri de Türk Amerikan İş Adamları Derneği (TABA). TABA, Amerikan Üniversitesi'nin kurulması için özel üniversiteler kanununun çıkmasını bekliyor.

İnşaat şirketi mimarlık hastane tıp fakültesi kuruyor

Fi-Yapı'nın kuracağı İnan Üniversitesi, yerleşkesi içinde 86 bin 200 metrekare kapalı alanlı inşa edilecek. İçinde 5 fakülte (Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi, Mimarlık ve Yapı Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sosyal ve Davranış Bilimleri Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi) olacak. 1 Lisansüstü Programlar Enstitüsü, 1 Uygulamalı Bilimler Meslek Yüksekokulu ve 1 Yabancı Diller Yüksekokulu'nun faaliyete geçirilmesi, bu akademik birimlerde oluşturulacak 79 bölüm ve programda eğitim ve öğretim görecek 6.500 dolayında öğrenciye ve eğitim öğretim hizmeti verecek 326 akademik personele ulaşılması planlanıyor.

Sağlık Bilimleri alanında eğitim verecek olan SANKO Üniversitesi'nin 2012-2013 eğitim öğretim yılında eğitime açılması öngörülüyor. SANKO Üniversitesi, Gaziantep'teki bir devlet ve iki vakıf üniversitesinden sonra dördüncü üniversite olarak faaliyet gösterecek. Sani Konukoğlu Vakfı bünyesinde kurulacak olan SANKO Üniversitesi'nde, Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Hemşirelik bölümleri yer alacak.

Yine Amerikalı Johns Hopkins'le sağlık alanında yatırımları bulunan Anadolu Grubu da tıp alanında üniversite kurma çalışmalarını sürdürüyor. Baymak Grubu'nun patronu Murat Akdoğan, kendi vakfı üzerinde bir tıp üniversitesi kurma çalışmalarını sürdürüyor. Tıp konulu dördüncü üniversiteyi ise Gözde Sağlık kuruyor. Grubun Malatya ve İzmir'de de hastaneleri bulunuyor.

Kolej ve dershaneler yatırım atağında

Eğitim sektöründen üniversite yatırımları da dikkat çekiyor. Türkiye'nin en büyük eğitim yatırımcılarından Doğa Koleji'nin Doğa Üniversitesi'ni kurma çalışmaları son aşamada. Üniversite için kampus yeri oluşturuluyor. Şirket yetkilileri yatırımın 100 milyon doları geçeceğini belirtmişti. Bu yıl öğrenci kabulü bekleniyor. Yine TED Koleji'nin üniversitesinin kuruluşu geçtiğimiz günlerde yapıldı. Bu yıl başlayacak eğitim - öğretim döneminde Eylül-2012'de öğrenci kabulüne başlanacak.

MEF Dershaneleri ve MEF Okulları'nın sahibi Arıkanlı Holding'in üniversite projesi tamamlama aşamasında. Kavram Dershanesi'nin üniversite projesi yürüyor. Ayrıca Yavuzlar Dershanesi'nin de üniversite kurma projesi var. 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında eğitime başlaması planlanan Almanya destekli 'Avrupa TAVAK Üniversitesi' için çalışmalar sürüyor.

Prof. Dr. Faruk Şen'in yürüttüğü çalışmalar planlandığı gibi giderse üniversitenin 2013-2014 öğretim döneminde açılması planlanıyor. Diğer yandan Nevvar Salih İşgören Vakfı, ölmeden önce İzmir’e yaklaşık 200 milyon liralık katkısı bulunan İzmirli merhum işadamı Salih İşgören adına İzmir'de bir vakıf üniversitesi kurmayı planlıyor. TABA da Amerikan Üniversitesi kurmak için hazırlık yapıyor.

62 vakıf üniversitesi var

Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) verilerine göre Türkiye'de 103'ü devlet, 62'si özel olmak üzere 165 üniversite bulunuyor. Yeni kurulacak ya da proje aşamasında olan 15 özel üniversite ile özel üniversitelerin sayısı 77'ye ulaşacak. Bu veriler, özel üniversite sayısının devlet üniversitelerine yaklaştığını gösteriyor. Şirketler büyüyen nitelikli işgücü talebine bağlı olarak önemi giderek artan üniversite piyasasına yatırıma yöneliyor. Kurulması planlanan özel üniversitelerin dördünün sağlık alanında, üçünün 'teknik' nitelikte olması da bunu gösteriyor.

(dünya)

Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 11:52

Gösterim: 2436

Akıllı tahtalar, bilgisayarlı masalar ve görsel içeriklerin kullanılacağı Fatih Projesi'ni uygulayacak öğretmenler bilişim sistemlerini en verimli şekilde kullanarak dersi nasıl anlatabileceklerini öğrenecek.

'Fatih Projesi’ için önce öğretmenler eğitilecekAkıllı tahtalar, bilgisayarlı masalar ve görsel içeriklerin kullanılacağı Fatih Projesi'ni uygulayacak öğretmenler, öncelikle, bilişim sistemlerini en verimli şekilde kullanarak dersi nasıl anlatabileceklerini öğrenecek. Yaklaşık 600 bin öğretmen, 110 merkezde kurulacak sınıflarla, kendilerinin belirleyecekleri zaman dilimlerinde hem uzaktan hem de yerinde eğitim yöntemleriyle eğitimden geçecek.

Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı'nın ''Fatih Projesi Uzaktan Hizmetiçi Eğitim Merkezi'' için yaptığı ihale sonuçlandı. İhaleyi kazanan ve 20 Mart'ta Bakanlıkla sözleşmeyi imzalayan Netaş, Milli Eğitim Bakanlığı'na 7 ay içinde akıllı sınıflarda öğretmenlik yapacaklara hizmetiçi eğitim sağlanacak merkezler kuracak.

Netaş yöneticilerinden alınan bilgiye göre, bilişim teknolojilerinin imkanları kullanılarak eğitimin daha verimli hale getirilmesinin hedeflendiği Fatih Projesi'ni uygulayabilmek için sınıftaki elektronik araçları kullanmayı bilen öğretmenlere ihtiyaç duyulacak.

Hem uzaktan hem yerinde öğretim

Projeyle, aralarında hayatında hiç bilgisayar kullanmamış ya da sadece belirli şeyler için bilgisayar kullanmış öğretmenlerin de bulunduğu yaklaşık 600 bin öğretmenin tamamına Türkiye genelinde kurulacak 110 merkezde eğitim verilecek. Kurulacak sınıflarda, Fatih Projesi kapsamında oluşturulacak akıllı sınıfların ortamı sağlanacak ve hem uzaktan hem de yerinde eğitimin yapılabilmesi için birtakım ilave sistemler kurulacak.

110 sınıf bir merkezden yönetilecek. Merkezdeki öğretmen, hem akıllı sınıflardaki cihazların kullanımı hem de o cihazlar kullanılarak derslerin nasıl anlatılacağını öğretmenlere öğretecek. Öğretmenler bu sınıflardan herhangi birine giderek derslere katılabilecek. Ayrıca, her sınıfta bir öğretmen de bulunacak. Her sınıfta en fazla 30 öğrenci ve bir öğretmen bulunacak.

Öğretmen, merkezden kaydedilen dersi uygun olduğunda izleyecek

Merkezde bulunan içerik ve görsel materyallerin tamamı basılarak 110 sınıfa dağıtılacak. Merkezden verilecek dersler için video konferans kullanılacak. Eğitim gören öğretmenler için bu dersler kaydedilecek. Öğrenci konumunda bulunan öğretmenler uygun oldukları herhangi bir zamanda bu dersleri sınıflara gelerek izleyebilecek. Böylelikle, dersi anlatıldığı zaman izleme zorunluluğu olmayacak.

Dersi şimdiye kadar tebeşir, cetvel, kalem gibi materyallerle anlatan öğretmenler, alacakları eğitim sayesinde, akıllı tahtaları ve elektronik sistemleri en verimli şekilde nasıl kullanabileceğini öğrenmenin yanı sıra, öğrencilere de tabletlerden nasıl yararlanacaklarını öğretecek. Böylelikle öğrenciler, matematik dersinde öğrendikleri bir problemle hayatta nasıl karşılaşabileceklerini dahi bir tuşa basarak öğrenme imkanı bulacak.

Öğrenci ve öğretmen birebir etkileşim içinde olabilecek

Projede kullanılacak video konferans yönteminin teknik altyapısı, uzaktan eğitim algısını 5 dakika içinde ortadan kaldırarak öğrencilere örgün öğretimdeymiş hissi sağlamaya imkan tanıyacak. Öğrenci ve öğretmen birebir etkileşim içinde olabilecek.

İstanbul'da 9, İzmir ve Ankara'da 5, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun ve Van'da 2; diğer şehirlerde 1'er sınıf olacak şekilde toplam 110 merkez kurulacak.

(AA)

> 'Fatih Projesi’ için önce öğretmenler eğitilecek

Akıllı tahtalar, bilgisayarlı masalar ve görsel içeriklerin kullanılacağı Fatih Projesi'ni uygulayacak öğretmenler bilişim sistemlerini en verimli şekilde kullanarak dersi nasıl anlatabileceklerini öğrenecek.

'Fatih Projesi’ için önce öğretmenler eğitilecekAkıllı tahtalar, bilgisayarlı masalar ve görsel içeriklerin kullanılacağı Fatih Projesi'ni uygulayacak öğretmenler, öncelikle, bilişim sistemlerini en verimli şekilde kullanarak dersi nasıl anlatabileceklerini öğrenecek. Yaklaşık 600 bin öğretmen, 110 merkezde kurulacak sınıflarla, kendilerinin belirleyecekleri zaman dilimlerinde hem uzaktan hem de yerinde eğitim yöntemleriyle eğitimden geçecek.

Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı'nın ''Fatih Projesi Uzaktan Hizmetiçi Eğitim Merkezi'' için yaptığı ihale sonuçlandı. İhaleyi kazanan ve 20 Mart'ta Bakanlıkla sözleşmeyi imzalayan Netaş, Milli Eğitim Bakanlığı'na 7 ay içinde akıllı sınıflarda öğretmenlik yapacaklara hizmetiçi eğitim sağlanacak merkezler kuracak.

Netaş yöneticilerinden alınan bilgiye göre, bilişim teknolojilerinin imkanları kullanılarak eğitimin daha verimli hale getirilmesinin hedeflendiği Fatih Projesi'ni uygulayabilmek için sınıftaki elektronik araçları kullanmayı bilen öğretmenlere ihtiyaç duyulacak.

Hem uzaktan hem yerinde öğretim

Projeyle, aralarında hayatında hiç bilgisayar kullanmamış ya da sadece belirli şeyler için bilgisayar kullanmış öğretmenlerin de bulunduğu yaklaşık 600 bin öğretmenin tamamına Türkiye genelinde kurulacak 110 merkezde eğitim verilecek. Kurulacak sınıflarda, Fatih Projesi kapsamında oluşturulacak akıllı sınıfların ortamı sağlanacak ve hem uzaktan hem de yerinde eğitimin yapılabilmesi için birtakım ilave sistemler kurulacak.

110 sınıf bir merkezden yönetilecek. Merkezdeki öğretmen, hem akıllı sınıflardaki cihazların kullanımı hem de o cihazlar kullanılarak derslerin nasıl anlatılacağını öğretmenlere öğretecek. Öğretmenler bu sınıflardan herhangi birine giderek derslere katılabilecek. Ayrıca, her sınıfta bir öğretmen de bulunacak. Her sınıfta en fazla 30 öğrenci ve bir öğretmen bulunacak.

Öğretmen, merkezden kaydedilen dersi uygun olduğunda izleyecek

Merkezde bulunan içerik ve görsel materyallerin tamamı basılarak 110 sınıfa dağıtılacak. Merkezden verilecek dersler için video konferans kullanılacak. Eğitim gören öğretmenler için bu dersler kaydedilecek. Öğrenci konumunda bulunan öğretmenler uygun oldukları herhangi bir zamanda bu dersleri sınıflara gelerek izleyebilecek. Böylelikle, dersi anlatıldığı zaman izleme zorunluluğu olmayacak.

Dersi şimdiye kadar tebeşir, cetvel, kalem gibi materyallerle anlatan öğretmenler, alacakları eğitim sayesinde, akıllı tahtaları ve elektronik sistemleri en verimli şekilde nasıl kullanabileceğini öğrenmenin yanı sıra, öğrencilere de tabletlerden nasıl yararlanacaklarını öğretecek. Böylelikle öğrenciler, matematik dersinde öğrendikleri bir problemle hayatta nasıl karşılaşabileceklerini dahi bir tuşa basarak öğrenme imkanı bulacak.

Öğrenci ve öğretmen birebir etkileşim içinde olabilecek

Projede kullanılacak video konferans yönteminin teknik altyapısı, uzaktan eğitim algısını 5 dakika içinde ortadan kaldırarak öğrencilere örgün öğretimdeymiş hissi sağlamaya imkan tanıyacak. Öğrenci ve öğretmen birebir etkileşim içinde olabilecek.

İstanbul'da 9, İzmir ve Ankara'da 5, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun ve Van'da 2; diğer şehirlerde 1'er sınıf olacak şekilde toplam 110 merkez kurulacak.

(AA)

Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 11:39

Gösterim: 2348

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, eğitimin niteliği ile ilgili sorunların ortada olduğunu kaydederek, 1990 ve 2000'li yıllardan farklı olarak bundan sonra eğitim fakültelerinde kaliteye odaklanmak zorunda olduklarını söyledi.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Eğitim Fakülteleri Dekanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için eğitimin niteliğinin artırılması konusunda herkesin hemfikir olduğunu ifade etti. Eğitim sisteminin niteliği ve kalitesinin geliştirilmesi için fiziki yapı ve teknolojik alt yapıya öncelik verildiğini belirten Çetinsaya, "Bu çalışmalar sonrasında okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullaşma oranları oldukça artmıştır. Dahası artış eğilimi istikrarlı bir şekilde sürmekte. Son yıllarda derslik ve atanan öğretmen sayısının azalması sonucunda sınıf mevcutlarında azalma görülmüştür. Ayrıca okullarımızın alt yapısını güçlendirmeye dönük önemli iyileştirmeler yapıldı. Son olarak Fatih projesi, okullarımızın bilişim teknolojileri ile donatılması ve çocuklarımızın bu teknolojilerle erken yaştan tanışmaları açısından önemli yatırımlardır." dedi.

Bu nicel iyileşmelerin yanı sıra ulusal sınavlar ve uluslar arası değerlendirmeler sonucunda Türkiye'deki eğitimin niteliği ile ilgili bazı sorunların ortaya konduğunu hatırlatan Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti: "Nicel iyileşmelerin öncelikli olarak kabul edildiği 1990 ve 2000'li yıllardan farklı olarak bundan sonra yapılması gereken çalışmalar kaliteye odaklanmak zorunda. Eğitimde kalitenin geliştirilmesini öncelik olarak kabul etmeliyiz. Eğitimde kaliteyi belirleyen en önemli unsur öğretmen niteliği. Öğretmen niteliği ise hem hizmet öncesi eğitim hem de hizmet içi eğitim ile oldukça ilişkilidir."

"EĞİTİM FAKÜLTELERİNDEN KİTLE EĞİTİMİ YAPMALARI BEKLENDİ"

Eğitim fakültelerinin bugüne kadar öğretmen yetiştirme noktasında önemli hizmetler gerçekleştirdiğini dile getiren Çetinsaya, "Ancak kronik öğretmen açığı sorunu dolayısı ile eğitim fakültelerinden kitle eğitimi yapmaları ve çok fazla sayıda mezun vermeleri beklendi. Bundan dolayı eğitim fakülteleri daha çok hizmet öncesi eğitime odaklandı." şeklinde konuştu.

Eğitim fakültelerinin misyonları ile ilgili kritik bir dönemeçten geçildiğini kaydeden Çetinsaya, şöyle devam etti: "İlk olarak sizlerden artık daha az sayıda ve daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmenizi bekliyoruz. Dolayısı ile hizmet öncesi eğitimin niteliğini artırmak yönünde bir beklenti oluşmaktadır. İkinci olarak YÖK ve MEB olarak birlikte çalışıyor, eğitim fakültesi kontenjanları üzerinde ayrıntılı analizler yapıyor, bunları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Üçüncü olarak eğitim fakültelerinin temel misyonu artık kitle eğitimi yoluyla öğretmen yetiştirmek olmaktan çıkmıştır. Yeni misyonlarımızdan biri eğitim fakültelerindeki öğretim elemanlarımızın eğitim süreçlerine daha çok araştırma ve geliştirme çalışmaları yoluyla da katkıda bulunmaları olmalıdır. Bu çerçevede eğitim yöntem ve tekniklerini iyileştirmeye yönelik olarak çalışmalar yapmamız beklenmektedir."

STAJ UYGULAMALARI İSTENİLEN ÖLÇÜDE VERİMLİ DEĞİL

Eğitim fakültelerinin hizmet öncesi eğitim sürecinde okullarla daha fazla ilişki içine girmesi gerektiğini kaydeden Çetinsaya, "Staj uygulamaları istenilen ölçüde verimli değiller. Bundan dolayı hizmet öncesi eğitimdeki okul uygulamaları derslerinin iyileştirilmesi beklenmektedir. Son olarak şimdiye kadar daha çok fiili öğretmenlik öncesi eğitime odaklanan eğitim fakülteleri artık hizmet içi yani öğretmenlik dönemindeki süreçlere de odaklanmak zorundadır." diye konuştu.

Öğretmenliğin sürekli bir hizmet içi eğitimi gerektirdiğini belirten Çetinsaya, "Bir başka ifade ile öğretmenler dünyadaki gelişmeler karşısında her geçen gün yeni beceriler geliştirmek zorundadır. Bu noktada eğitim fakültelerinin sürekli eğitim merkezi mantığı ile ve Milli Eğitim Bakanlığı ile organik bir ilişki kurarak hizmet için eğitim sunmaları oldukça önemlidir." dedi. Çetinsaya, eğitim fakültelerinin değişen dünya ve Türkiye şartlarına kendini adapte ederek, yeni misyonlarını netleştirmek zorunda olduğunu vurguladı.

(zaman)

> ‘Eğitim Fakülteleri NİTELİKLİ ÖĞRETMEN yetiştirmeli’

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, eğitimin niteliği ile ilgili sorunların ortada olduğunu kaydederek, 1990 ve 2000'li yıllardan farklı olarak bundan sonra eğitim fakültelerinde kaliteye odaklanmak zorunda olduklarını söyledi.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Eğitim Fakülteleri Dekanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için eğitimin niteliğinin artırılması konusunda herkesin hemfikir olduğunu ifade etti. Eğitim sisteminin niteliği ve kalitesinin geliştirilmesi için fiziki yapı ve teknolojik alt yapıya öncelik verildiğini belirten Çetinsaya, "Bu çalışmalar sonrasında okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullaşma oranları oldukça artmıştır. Dahası artış eğilimi istikrarlı bir şekilde sürmekte. Son yıllarda derslik ve atanan öğretmen sayısının azalması sonucunda sınıf mevcutlarında azalma görülmüştür. Ayrıca okullarımızın alt yapısını güçlendirmeye dönük önemli iyileştirmeler yapıldı. Son olarak Fatih projesi, okullarımızın bilişim teknolojileri ile donatılması ve çocuklarımızın bu teknolojilerle erken yaştan tanışmaları açısından önemli yatırımlardır." dedi.

Bu nicel iyileşmelerin yanı sıra ulusal sınavlar ve uluslar arası değerlendirmeler sonucunda Türkiye'deki eğitimin niteliği ile ilgili bazı sorunların ortaya konduğunu hatırlatan Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti: "Nicel iyileşmelerin öncelikli olarak kabul edildiği 1990 ve 2000'li yıllardan farklı olarak bundan sonra yapılması gereken çalışmalar kaliteye odaklanmak zorunda. Eğitimde kalitenin geliştirilmesini öncelik olarak kabul etmeliyiz. Eğitimde kaliteyi belirleyen en önemli unsur öğretmen niteliği. Öğretmen niteliği ise hem hizmet öncesi eğitim hem de hizmet içi eğitim ile oldukça ilişkilidir."

"EĞİTİM FAKÜLTELERİNDEN KİTLE EĞİTİMİ YAPMALARI BEKLENDİ"

Eğitim fakültelerinin bugüne kadar öğretmen yetiştirme noktasında önemli hizmetler gerçekleştirdiğini dile getiren Çetinsaya, "Ancak kronik öğretmen açığı sorunu dolayısı ile eğitim fakültelerinden kitle eğitimi yapmaları ve çok fazla sayıda mezun vermeleri beklendi. Bundan dolayı eğitim fakülteleri daha çok hizmet öncesi eğitime odaklandı." şeklinde konuştu.

Eğitim fakültelerinin misyonları ile ilgili kritik bir dönemeçten geçildiğini kaydeden Çetinsaya, şöyle devam etti: "İlk olarak sizlerden artık daha az sayıda ve daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmenizi bekliyoruz. Dolayısı ile hizmet öncesi eğitimin niteliğini artırmak yönünde bir beklenti oluşmaktadır. İkinci olarak YÖK ve MEB olarak birlikte çalışıyor, eğitim fakültesi kontenjanları üzerinde ayrıntılı analizler yapıyor, bunları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Üçüncü olarak eğitim fakültelerinin temel misyonu artık kitle eğitimi yoluyla öğretmen yetiştirmek olmaktan çıkmıştır. Yeni misyonlarımızdan biri eğitim fakültelerindeki öğretim elemanlarımızın eğitim süreçlerine daha çok araştırma ve geliştirme çalışmaları yoluyla da katkıda bulunmaları olmalıdır. Bu çerçevede eğitim yöntem ve tekniklerini iyileştirmeye yönelik olarak çalışmalar yapmamız beklenmektedir."

STAJ UYGULAMALARI İSTENİLEN ÖLÇÜDE VERİMLİ DEĞİL

Eğitim fakültelerinin hizmet öncesi eğitim sürecinde okullarla daha fazla ilişki içine girmesi gerektiğini kaydeden Çetinsaya, "Staj uygulamaları istenilen ölçüde verimli değiller. Bundan dolayı hizmet öncesi eğitimdeki okul uygulamaları derslerinin iyileştirilmesi beklenmektedir. Son olarak şimdiye kadar daha çok fiili öğretmenlik öncesi eğitime odaklanan eğitim fakülteleri artık hizmet içi yani öğretmenlik dönemindeki süreçlere de odaklanmak zorundadır." diye konuştu.

Öğretmenliğin sürekli bir hizmet içi eğitimi gerektirdiğini belirten Çetinsaya, "Bir başka ifade ile öğretmenler dünyadaki gelişmeler karşısında her geçen gün yeni beceriler geliştirmek zorundadır. Bu noktada eğitim fakültelerinin sürekli eğitim merkezi mantığı ile ve Milli Eğitim Bakanlığı ile organik bir ilişki kurarak hizmet için eğitim sunmaları oldukça önemlidir." dedi. Çetinsaya, eğitim fakültelerinin değişen dünya ve Türkiye şartlarına kendini adapte ederek, yeni misyonlarını netleştirmek zorunda olduğunu vurguladı.

(zaman)

Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 11:10

Gösterim: 2110

Meclis Genel Kurulu'nda bugünden itibaren ele alınmaya başlanması öngörülen 4+4+4 modeliyle sınav sistemi yeniden düzenlenirken, dershanelerin özel okula dönüşmesi de teşvik edilecek. Halen 4 bin dershanede 50 bin öğretmen görev alıyor ve 1 milyon 235 bin öğrenciye ders veriliyor.
İşte dönüşümün şifreleri: 

-  Bağımsız binası olmayanlar 'özel okul' izni alamayacak.

- Dershane sahiplerine okul için arsa tahsisi teşvikleri verilecek

- Vergi muafiyeti sağlanacak.

- Bankalardan özel kredi imkanları sağlanacak. 

- Dershane öğretmenlerinin eksik eğitimleri özel eğitim kurslarıyla tamamlanacak.

- Öncelikli hedef 2014 sonuna kadar dershanelerinden yüzde 70'inde dönüşümün sağlanması.

> Dershane reformunun şifreleri

Meclis Genel Kurulu'nda bugünden itibaren ele alınmaya başlanması öngörülen 4+4+4 modeliyle sınav sistemi yeniden düzenlenirken, dershanelerin özel okula dönüşmesi de teşvik edilecek. Halen 4 bin dershanede 50 bin öğretmen görev alıyor ve 1 milyon 235 bin öğrenciye ders veriliyor.
İşte dönüşümün şifreleri: 

-  Bağımsız binası olmayanlar 'özel okul' izni alamayacak.

- Dershane sahiplerine okul için arsa tahsisi teşvikleri verilecek

- Vergi muafiyeti sağlanacak.

- Bankalardan özel kredi imkanları sağlanacak. 

- Dershane öğretmenlerinin eksik eğitimleri özel eğitim kurslarıyla tamamlanacak.

- Öncelikli hedef 2014 sonuna kadar dershanelerinden yüzde 70'inde dönüşümün sağlanması.

Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 11:17

Gösterim: 1794

Memurların çalışmalarını düzenleyen 657 sayılı kanun değişiyor. İşte yeni memur sisteminin detayları...

memur yasası değişiyorKamu çalışanları dikkat! 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tamamen değişiyor. Maliye Bakanlığı, 657 sayılı Kanun'u değiştirmek için düğmeye bastı. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nde devam eden çalışmalar sona yaklaştı.

KABİNEYE GİDECEK

Takvim'in haberine göre 657 sayılı Kanunu değiştirmek isteyen hükümet, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında düzenleme yapmak amacıyla TBMM'den yaz tatili öncesi kanun hükmünde kararname yetkisi alacak.

Devrim niteliğindeki çalışma ile farklı personel kanunları son bulacak, bazı istisnalar dışında tek bir personel kanunu olacak. Kamudaki sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar yeniden düzenlenecek, haksızlıklar giderilecek.

Memurlar arasında tartışmalara neden olan bazı uygulamalar da böylece son bulacak. Çalışma ile kamu görevlilerinin maaş sistemi de sadeleşmiş olacak. Maaşlar belirlenirken dikkate alınan parametreler yeniden belirlenecek ve yaşanan karmaşık-lık yok edilecek. Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan sınıflar yeniden düzenlenecek.

Yetkililer uzun bir süredir devam eden taslak üzerindeki çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü ve kısa sürede tamamlanacağını belirtti. Çalışmaların bitirilmesinin ardından taslakla ilgili memur sendikalarının da görüşü alınacak. Taslak daha sonra Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelecek.

ÜCRETLER YENİDEN BELİRLENECEK

Reform niteliğindeki yeni düzenleme ile kamuda çalışan memurların mali haklarıyla ücret sistemi de değişiyor. Maaşlar temel ücret, görev ücreti, başarı ücretinden oluşacak. Şu anda uygulanmakta olan ek gösterge sistemi de böylece kaldırılmış olacak. Memurların maaşları görev ücret gruplarına göre ödenecek. Yeni sistem sayesinde büyükşehirlerde zor şartlarda görev yapan personele emsali personele göre daha yüksek ücret ödenebilecek. Memurların Doğu'ya ve kalkınmada öncelikli yörelere gitmeleri de teşvik edilecek. Bu amaçla, bu bölgelerde çalışanların ücretlerinde teşvik edici düzenlemelere gidilecek.

KAMUDA 2.8 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYOR

Türkiye'de 1.9 milyon devlet memuru bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında toplam çalışan sayısı ise 2.8 milyon. En fazla devlet memuru, eğitimde istihdam ediliyor. Eğitim-öğretim hizmetlerinde devlet memurlarının yüzde 39.3'ü istihdam edilirken, bunu yüzde 20.1 ile genel idare , yüzde 13.4 ile sağlık, yüzde 12.4 ile emniyet izliyor. Devlet memurlarının yüzde 62'sini erkekler, yüzde 38'ini kadınlar oluşturuyor.

(milliyet)

> Memur sistemi komple değişiyor

Memurların çalışmalarını düzenleyen 657 sayılı kanun değişiyor. İşte yeni memur sisteminin detayları...

memur yasası değişiyorKamu çalışanları dikkat! 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tamamen değişiyor. Maliye Bakanlığı, 657 sayılı Kanun'u değiştirmek için düğmeye bastı. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nde devam eden çalışmalar sona yaklaştı.

KABİNEYE GİDECEK

Takvim'in haberine göre 657 sayılı Kanunu değiştirmek isteyen hükümet, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında düzenleme yapmak amacıyla TBMM'den yaz tatili öncesi kanun hükmünde kararname yetkisi alacak.

Devrim niteliğindeki çalışma ile farklı personel kanunları son bulacak, bazı istisnalar dışında tek bir personel kanunu olacak. Kamudaki sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar yeniden düzenlenecek, haksızlıklar giderilecek.

Memurlar arasında tartışmalara neden olan bazı uygulamalar da böylece son bulacak. Çalışma ile kamu görevlilerinin maaş sistemi de sadeleşmiş olacak. Maaşlar belirlenirken dikkate alınan parametreler yeniden belirlenecek ve yaşanan karmaşık-lık yok edilecek. Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan sınıflar yeniden düzenlenecek.

Yetkililer uzun bir süredir devam eden taslak üzerindeki çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü ve kısa sürede tamamlanacağını belirtti. Çalışmaların bitirilmesinin ardından taslakla ilgili memur sendikalarının da görüşü alınacak. Taslak daha sonra Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelecek.

ÜCRETLER YENİDEN BELİRLENECEK

Reform niteliğindeki yeni düzenleme ile kamuda çalışan memurların mali haklarıyla ücret sistemi de değişiyor. Maaşlar temel ücret, görev ücreti, başarı ücretinden oluşacak. Şu anda uygulanmakta olan ek gösterge sistemi de böylece kaldırılmış olacak. Memurların maaşları görev ücret gruplarına göre ödenecek. Yeni sistem sayesinde büyükşehirlerde zor şartlarda görev yapan personele emsali personele göre daha yüksek ücret ödenebilecek. Memurların Doğu'ya ve kalkınmada öncelikli yörelere gitmeleri de teşvik edilecek. Bu amaçla, bu bölgelerde çalışanların ücretlerinde teşvik edici düzenlemelere gidilecek.

KAMUDA 2.8 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYOR

Türkiye'de 1.9 milyon devlet memuru bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında toplam çalışan sayısı ise 2.8 milyon. En fazla devlet memuru, eğitimde istihdam ediliyor. Eğitim-öğretim hizmetlerinde devlet memurlarının yüzde 39.3'ü istihdam edilirken, bunu yüzde 20.1 ile genel idare , yüzde 13.4 ile sağlık, yüzde 12.4 ile emniyet izliyor. Devlet memurlarının yüzde 62'sini erkekler, yüzde 38'ini kadınlar oluşturuyor.

(milliyet)

Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 10:39

Gösterim: 2332


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.