Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi mezuniyet öncesi giyilmesi planlanan kep ve cüppeleri öğrenciler satın aldıktan 2 hafta sonra farklı kep ve cüppe satışa sundu.
Rektörlük cüppesi: 21 Haziran daki toplu mezuniyet töreninde giyilecek (solda). ÖTK cüppesi: 22 Haziran da fakültenin mezuniyet töreninde giyilecek.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf öğrencileri, mezuniyet törenlerinde giymek üzere Öğrenci Temsilciliği Kurulu (ÖTK) tarafından satışa sunulan kep ve cüppeleri satın aldı. Ancak iki hafta sonra rektörlük, farklı bir kep ile cüppe satışa sunarak, “Mezuniyet törenine katılmak isteyen öğrenciler, üniversite tarafından tasarlanan kıyafetleri almak zorundadır” dedi. ÖTK’nın satışından 30 bin TL kazandığı cüppeler geri alınmazken öğrenciler dekanlığa dilekçe vererek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Dekanlıksa, “Biz olayın dışındayız” diyor.
Biri 25, biri 30 TL
Üniversitenin Biga’da bulunan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 22 Haziran’da gerçekleştirilecek mezuniyet törenine katılmak isteyen yaklaşık 1200 öğrenci, ÖTK tarafından 25 TL’ye satışa sunulan kep ve cüppeyi satın aldı. Ardından rektörlük, 21 Haziran’da tüm fakültelerin katılımıyla stadyumda gerçekleştirilecek mezuniyet törenine katılmak isteyen öğrencilerin üniversite tarafından tasarlanan kep ve cüppeleri alması zorunluluğunu getirdi. Rektörlük tarafından tasarlanan kep ve cüppeler de 30 TL’den satışa çıkarıldı. Bir gün arayla gerçekleştirilecek iki törene de katılmak isteyen öğrenciler, satın aldıkları kep ve cüppeleri iade etmek için ÖTK’nın kapısını çaldı. “Merkezdeki mezuniyet törenine katılmak isteyenler üniversitenin kep ve cüppelerini de satın alsın. İade almayacağız” yanıtını alan öğrenciler, mağduriyetlerini bir dilekçe yazarak dekanlığa bildirdi.
Kepler havaya
Öğrenci işleri sorumluları ve fakülte sekreteriyle yaptıkları görüşmelerden bir sonuç alamayan öğrenciler, durumdan rahatsız. Üniversite yönetimiyle koordineli olarak satışa sunulduğunu düşündükleri için ÖTK tarafından satılan kep ve cüppeleri aldıklarını söyleyen İktisat 4. sınıf öğrencisi Deniz Temizsoy, “Sınıf temsilcileri mezuniyet töreninde giyilecek kep ve cüppelerin satışa sunulduğunu duyurdu. Tüm öğrenciler de bu kıyafetleri satın aldı. Ardından aldığımız kep ve cüppelerle üniversitenin düzenlediği mezuniyet törenine katılamayacağımız söylendi. Ailelerimiz şehir dışından gelip kep fırlatmamızı görmek istiyor. Bir kere mezun olacağız, neden iki cüppe satın alalım?” diyor levitra generico india. İşletme 4. sınıf öğrencisi Gamze Gültekin’se, yaşadıkları mağduriyeti şöyle anlatıyor:
“Her fakülte ve bölümün aynı prosedüre uyma zorunluluğu vardır. Oysa bize satılan kep ve cüppelerin rengi, tasarımı ile üniversitenin tanıttığı kıyafetler arasında dağlar kadar fark var. Öğrenci için 30 TL de değerli bir para. Hepimiz üniversitenin mezuniyet törenine katılmak istiyoruz. Fakat ÖTK’dan satın aldığımız kep ve cüppelerle bu törene katılamayacağız.”
Dekan: Katılmayabilirler
Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yücel Acer ise Radikal’e şöyle konuştu:
“Dekanlık olarak, kep ve cüppelerin satılmasının tamamen dışındayız. Öğrenciler kendi aralarında bir organizasyon yapıp, kıyafetleri kendileri hazırlatmış ve satmışlar. Merkezdeki mezuniyet törenine gitmek isteyen öğrenciler, orada giyilecek kıyafetleri ayrıca satın alabilirler. Dekanlık, öğrencileri kep ve cüppe almaya zorlamış değil. Merkezdeki mezuniyet törenine katılmak zorunda değiller.”
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi mezuniyet öncesi giyilmesi planlanan kep ve cüppeleri öğrenciler satın aldıktan 2 hafta sonra farklı kep ve cüppe satışa sundu.
Rektörlük cüppesi: 21 Haziran daki toplu mezuniyet töreninde giyilecek (solda). ÖTK cüppesi: 22 Haziran da fakültenin mezuniyet töreninde giyilecek.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf öğrencileri, mezuniyet törenlerinde giymek üzere Öğrenci Temsilciliği Kurulu (ÖTK) tarafından satışa sunulan kep ve cüppeleri satın aldı. Ancak iki hafta sonra rektörlük, farklı bir kep ile cüppe satışa sunarak, “Mezuniyet törenine katılmak isteyen öğrenciler, üniversite tarafından tasarlanan kıyafetleri almak zorundadır” dedi. ÖTK’nın satışından 30 bin TL kazandığı cüppeler geri alınmazken öğrenciler dekanlığa dilekçe vererek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Dekanlıksa, “Biz olayın dışındayız” diyor.
Biri 25, biri 30 TL
Üniversitenin Biga’da bulunan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 22 Haziran’da gerçekleştirilecek mezuniyet törenine katılmak isteyen yaklaşık 1200 öğrenci, ÖTK tarafından 25 TL’ye satışa sunulan kep ve cüppeyi satın aldı. Ardından rektörlük, 21 Haziran’da tüm fakültelerin katılımıyla stadyumda gerçekleştirilecek mezuniyet törenine katılmak isteyen öğrencilerin üniversite tarafından tasarlanan kep ve cüppeleri alması zorunluluğunu getirdi. Rektörlük tarafından tasarlanan kep ve cüppeler de 30 TL’den satışa çıkarıldı. Bir gün arayla gerçekleştirilecek iki törene de katılmak isteyen öğrenciler, satın aldıkları kep ve cüppeleri iade etmek için ÖTK’nın kapısını çaldı. “Merkezdeki mezuniyet törenine katılmak isteyenler üniversitenin kep ve cüppelerini de satın alsın. İade almayacağız” yanıtını alan öğrenciler, mağduriyetlerini bir dilekçe yazarak dekanlığa bildirdi.
Kepler havaya
Öğrenci işleri sorumluları ve fakülte sekreteriyle yaptıkları görüşmelerden bir sonuç alamayan öğrenciler, durumdan rahatsız. Üniversite yönetimiyle koordineli olarak satışa sunulduğunu düşündükleri için ÖTK tarafından satılan kep ve cüppeleri aldıklarını söyleyen İktisat 4. sınıf öğrencisi Deniz Temizsoy, “Sınıf temsilcileri mezuniyet töreninde giyilecek kep ve cüppelerin satışa sunulduğunu duyurdu. Tüm öğrenciler de bu kıyafetleri satın aldı. Ardından aldığımız kep ve cüppelerle üniversitenin düzenlediği mezuniyet törenine katılamayacağımız söylendi. Ailelerimiz şehir dışından gelip kep fırlatmamızı görmek istiyor. Bir kere mezun olacağız, neden iki cüppe satın alalım?” diyor levitra generico india. İşletme 4. sınıf öğrencisi Gamze Gültekin’se, yaşadıkları mağduriyeti şöyle anlatıyor:
“Her fakülte ve bölümün aynı prosedüre uyma zorunluluğu vardır. Oysa bize satılan kep ve cüppelerin rengi, tasarımı ile üniversitenin tanıttığı kıyafetler arasında dağlar kadar fark var. Öğrenci için 30 TL de değerli bir para. Hepimiz üniversitenin mezuniyet törenine katılmak istiyoruz. Fakat ÖTK’dan satın aldığımız kep ve cüppelerle bu törene katılamayacağız.”
Dekan: Katılmayabilirler
Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yücel Acer ise Radikal’e şöyle konuştu:
“Dekanlık olarak, kep ve cüppelerin satılmasının tamamen dışındayız. Öğrenciler kendi aralarında bir organizasyon yapıp, kıyafetleri kendileri hazırlatmış ve satmışlar. Merkezdeki mezuniyet törenine gitmek isteyen öğrenciler, orada giyilecek kıyafetleri ayrıca satın alabilirler. Dekanlık, öğrencileri kep ve cüppe almaya zorlamış değil. Merkezdeki mezuniyet törenine katılmak zorunda değiller.”
(radikal)
Son Güncelleme: Pazartesi, 04 Haziran 2012 11:37
Gösterim: 3987
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Dicle Üniversitesi'nde (DÜ) Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı açılması için onay verdi.
DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite olarak Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim dalının açılması için aldıkları senato kararı gereği geçen ay YÖK'e yaptıkları başvurunun onaylandığını söyledi.
Bu karar ile yarından itibaren çalışmalara başlayacaklarını ifade eden Eyigün, YÖK'e yaptıkları başvurunun bir ay içerisinde onaylanacağını düşünmediklerini, başvurunun ardından takibini yaptıkları bu konuda ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını YÖK'ün de gördüğünü söyledi.
Artık en kısa sürede eğitim ve öğretime başlamak için tüm yolları deneyeceklerini ifade eden Eyigün, ''Kürt Dili ve Edebiyatında siyasi ve ideolojiden uzak bilimsel anlamda yapılacak çalışmalar barışa da katkı sunacaktır. Kürt dili ideolojiden uzak edebiyat, bilim ve sanat adına ortaya çıktığında bu dile dünya sahip çıkacak. Kürt Dili ve Edebiyatı kamuoyunda hoşgörüye sahip. Bu dil kültürel değerlerle ortaya çıktığında, bu dildeki edebiyat eserleri kamuoyuna tanıtılıp sevdirildiğinde barışa hizmet edecektir" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Dicle Üniversitesi'nde (DÜ) Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı açılması için onay verdi.
DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite olarak Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim dalının açılması için aldıkları senato kararı gereği geçen ay YÖK'e yaptıkları başvurunun onaylandığını söyledi.
Bu karar ile yarından itibaren çalışmalara başlayacaklarını ifade eden Eyigün, YÖK'e yaptıkları başvurunun bir ay içerisinde onaylanacağını düşünmediklerini, başvurunun ardından takibini yaptıkları bu konuda ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını YÖK'ün de gördüğünü söyledi.
Artık en kısa sürede eğitim ve öğretime başlamak için tüm yolları deneyeceklerini ifade eden Eyigün, ''Kürt Dili ve Edebiyatında siyasi ve ideolojiden uzak bilimsel anlamda yapılacak çalışmalar barışa da katkı sunacaktır. Kürt dili ideolojiden uzak edebiyat, bilim ve sanat adına ortaya çıktığında bu dile dünya sahip çıkacak. Kürt Dili ve Edebiyatı kamuoyunda hoşgörüye sahip. Bu dil kültürel değerlerle ortaya çıktığında, bu dildeki edebiyat eserleri kamuoyuna tanıtılıp sevdirildiğinde barışa hizmet edecektir" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 02 Haziran 2012 16:24
Gösterim: 1697
Dünyanın en prestijli ve saygın üniversitelerinden biri olan İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nde okuyan Türk öğrenciler, aldıkları zorlu eğitimin yanı sıra, Türkiye'nin gönüllü elçiliğini de yapıyor.
Kimisi Başbakanların mezun olduğu kolejlerde okuyor, kimisi google gibi yeni arama motorları üzerinde çalışıyor, kimisi de kurduğu Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu ile Oxfordlulara ve İngilizlere Türkiye'yi tanıtmayı amaçlıyor.
Oxford Üniversitesi'nde çoğunlukla yüksek lisans ve doktora programlarında okuyan Türk öğrenciler, üniversitenin en önemli kolejlerinden, Christ Church Koleji'nin tarihi binası önünde Anadolu Ajansı (AA) için biraraya geldi.
"Dünyanın yaşayan en eski okulu" olarak da nitelendirilen Oxford Üniversitesi'ndeki kolejlerde okuyan Türk öğrencilerin çoğu, eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönmeyi ve ülkeye katkıda bulunmayı planlıyor.
Oxford Üniversitesi'ndeki Türk öğrenci sayısındaki azlığın nedenin olarak da birçoğu, burs imkanlarının kısıtlı olmasına bağlıyor.
Thatcher ile aynı okuldan
Oxford Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği alanında doktora yapan Ömer Farukhan Güneş, google, yahoo gibi arama motorlarına alternatif olabilecek yeni bir arama motoru üzerinde çalışmalarını yürütüyor.
İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher'ın da mezun olduğu Oxford Üniversitesi Somerville Koleji'nde doktorasını yapan Güneş, "Oxford Üniversitesi çok fazla Başbakan çıkaran bir üniversite. Örneğin, benim bulunduğum kolejden Thatcher mezun" dedi.
Türkiye'ye ilerde dönmeyi planladığını anlatan Güneş, "Buralara geliş ve okuma amacımız ülkeye katkıda bulunmak. Belki 10 yıl sonra Türkiye'de bir okulda hoca olmak isterim ama onun dışında da aslında büyük bir şirketin araştırma-geliştirme bölümünde çalışmak isterim" diye konuştu.
Güneş, Oxford Üniversitesi'nde özellikle Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden gelen öğrencilerin Türkiye'yi çok sevdiğini, Avrupalıların da Türkiye'nin yükselişini takdir etmeye başladığını söyledi.
Oxford'da Türk Topluluğu
Oxford Üniversitesi Linacre Koleji Kültürel Antropoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Onur Unutulmaz ise aynı zamanda Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu'nun Başkanı.
Türk Topluluğunda sadece Türklerin olmadığını belirten Unutulmaz, yönetim kurulunda dört kişinin yabancı olduğunu söyledi. Unutulmaz, topluluğun amacını "Buradaki Türkleri toplamak, ayrıca Oxford Üniversitesi'ndeki hocalara, öğrencilere ve ziyaretçilere Türk kültürünü, Türkiye'yi tanıtmak" olarak açıkladı.
Oxford Üniversitesi Türk Topluluğuna ilginin yoğun olduğunu kaydeden Unutulmaz, "Türkiye'ye son yıllarda artan ilgi sonucu, topluluğumuza da ilgi arttı. Örneğin film gösterimi gecelerimize ilgi yoğun, kültürel festivalde açtığımız standa oldukça yoğun ilgi gösteriliyor" diye konuştu.
‘Gönüllü elçileriz’
Üniversitenin Oriel Koleji Mühendislik bölümü doktora öğrencisi ve Türk Topluluğu'nun başkan yardımcısı olan Kerem Bayrakçeken de, "Burada ülkemizin gönüllü elçileriyiz" diyerek, topluluğun etkinliklerinden bahsetti.
Bayrakçeken, topluluğun her yıl yapılan kültür fuarlarına düzenli olarak katıldığını, folklor gruplarının bulunduğunu ve folklor kurslarının verildiğini kaydetti. Folklor kurslarına katılanların yarısından fazlasının yabancı olduğunu belirten Bayrakçeken, Türkiye'nin son yıllarda artan önemine paralel olarak, Türkiye'ye ilginin de arttığını söyledi.
Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu'na, Oxford'lu Türk öğrencilerin yanı sıra bu şehirde yaşayan Türkler de katkıda bulunuyor. Oxford'da 9 yıldır yaşayan ve avukatlık yapan Nazan Özgür, topluluğun etkinliklerine katılmaktan keyif aldığını söyledi. İngiliz kraliyet hava kuvvetlerinde (RAF) proje görevlisi olarak çalışan ve İngiltere'de 21 yıldır yaşayan Tuna Futtu da, topluluğun düzenlediği tüm aktivitelere katılmaya çalıştığını kaydetti. Oxford'da çalışan ve yine topluluğun parçası olan Deniz Orhon da, bu şehirde yaşamanın çok güzel olduğunu anlattı.
‘Türklerle, Rumlarla olduğumdan daha rahatım’
Oxford Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi olan ve Oxford'a gelmeden önce Türkiye'de iki yıl yaşayan, Rum asıllı Maria Eliades de, Türk Topluluğu'nun bir parçası olmanın ve Türklerle arkadaş olmanın kendisini mutlu ettiğini, böylece geçmişiyle bağlarını koparmadığını ifade etti.
Oxford'da okuyan Rum öğrencilerden çok, Türk öğrencilerle vakit geçirdiğini söyleyen Eliades, çünkü kendini daha rahat hissettiğini kaydetti. Türkçe de bilen Eliades, Türk Topluluğu'nun etkinliklerine katılarak, Türkçesini de geliştirme fırsatı bulduğunu söyledi.
‘Oxford'a nasıl olsa giremeyiz demeyin’
Sosyoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Burcu Özdemir ise birçok Türk öğrencinin Oxford Üniversitesi'ne, "nasıl olsa giremeyiz" diyerek başvurmadığını kaydederek, "Kendilerine güvensinler ve başvursunlar, hiç belli olmaz" tavsiyesinde bulundu.
Oxford Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde doktora sonrası araştırmasını yapan Engin Demir de Türkiye'ye bu yıl döneceğini ve Ankara'da bir üniversitede yardımcı doçent olarak çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti.
Modern Ortadoğu Çalışmalarında yüksek lisansına devam eden Kerem Tınaz, doktorasını da Oxford Üniversitesi'nde yapacağını söyledi. Tınaz, "Türkiye'ye elbette dönmek istiyorum. Türkiye'deki akademik hayatın içinde var olarak, akademik hayata bir şeyler vermek istiyorum" dedi. Tınaz ayrıca, Türkiye'nin özellikle son dönemde Ortadoğu'da aktif politikalar yürütmesinin, çalışmalarına etkisi olduğunu anlattı.
Oxford Üniversitesi Exeter Koleji Arkeoloji bölümünde araştırma görevlisi olan Yaman Dalanay ise, üniversitedeki Türk öğrencilerin sayısının azlığına dikkati çekti. Dalanay, Türk öğrenciler için özellikle sosyal bilimler alanında burs kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bunun büyük bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Dünyanın en prestijli ve saygın üniversitelerinden biri olan İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nde okuyan Türk öğrenciler, aldıkları zorlu eğitimin yanı sıra, Türkiye'nin gönüllü elçiliğini de yapıyor.
Kimisi Başbakanların mezun olduğu kolejlerde okuyor, kimisi google gibi yeni arama motorları üzerinde çalışıyor, kimisi de kurduğu Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu ile Oxfordlulara ve İngilizlere Türkiye'yi tanıtmayı amaçlıyor.
Oxford Üniversitesi'nde çoğunlukla yüksek lisans ve doktora programlarında okuyan Türk öğrenciler, üniversitenin en önemli kolejlerinden, Christ Church Koleji'nin tarihi binası önünde Anadolu Ajansı (AA) için biraraya geldi.
"Dünyanın yaşayan en eski okulu" olarak da nitelendirilen Oxford Üniversitesi'ndeki kolejlerde okuyan Türk öğrencilerin çoğu, eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönmeyi ve ülkeye katkıda bulunmayı planlıyor.
Oxford Üniversitesi'ndeki Türk öğrenci sayısındaki azlığın nedenin olarak da birçoğu, burs imkanlarının kısıtlı olmasına bağlıyor.
Thatcher ile aynı okuldan
Oxford Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği alanında doktora yapan Ömer Farukhan Güneş, google, yahoo gibi arama motorlarına alternatif olabilecek yeni bir arama motoru üzerinde çalışmalarını yürütüyor.
İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher'ın da mezun olduğu Oxford Üniversitesi Somerville Koleji'nde doktorasını yapan Güneş, "Oxford Üniversitesi çok fazla Başbakan çıkaran bir üniversite. Örneğin, benim bulunduğum kolejden Thatcher mezun" dedi.
Türkiye'ye ilerde dönmeyi planladığını anlatan Güneş, "Buralara geliş ve okuma amacımız ülkeye katkıda bulunmak. Belki 10 yıl sonra Türkiye'de bir okulda hoca olmak isterim ama onun dışında da aslında büyük bir şirketin araştırma-geliştirme bölümünde çalışmak isterim" diye konuştu.
Güneş, Oxford Üniversitesi'nde özellikle Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden gelen öğrencilerin Türkiye'yi çok sevdiğini, Avrupalıların da Türkiye'nin yükselişini takdir etmeye başladığını söyledi.
Oxford'da Türk Topluluğu
Oxford Üniversitesi Linacre Koleji Kültürel Antropoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Onur Unutulmaz ise aynı zamanda Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu'nun Başkanı.
Türk Topluluğunda sadece Türklerin olmadığını belirten Unutulmaz, yönetim kurulunda dört kişinin yabancı olduğunu söyledi. Unutulmaz, topluluğun amacını "Buradaki Türkleri toplamak, ayrıca Oxford Üniversitesi'ndeki hocalara, öğrencilere ve ziyaretçilere Türk kültürünü, Türkiye'yi tanıtmak" olarak açıkladı.
Oxford Üniversitesi Türk Topluluğuna ilginin yoğun olduğunu kaydeden Unutulmaz, "Türkiye'ye son yıllarda artan ilgi sonucu, topluluğumuza da ilgi arttı. Örneğin film gösterimi gecelerimize ilgi yoğun, kültürel festivalde açtığımız standa oldukça yoğun ilgi gösteriliyor" diye konuştu.
‘Gönüllü elçileriz’
Üniversitenin Oriel Koleji Mühendislik bölümü doktora öğrencisi ve Türk Topluluğu'nun başkan yardımcısı olan Kerem Bayrakçeken de, "Burada ülkemizin gönüllü elçileriyiz" diyerek, topluluğun etkinliklerinden bahsetti.
Bayrakçeken, topluluğun her yıl yapılan kültür fuarlarına düzenli olarak katıldığını, folklor gruplarının bulunduğunu ve folklor kurslarının verildiğini kaydetti. Folklor kurslarına katılanların yarısından fazlasının yabancı olduğunu belirten Bayrakçeken, Türkiye'nin son yıllarda artan önemine paralel olarak, Türkiye'ye ilginin de arttığını söyledi.
Oxford Üniversitesi Türk Topluluğu'na, Oxford'lu Türk öğrencilerin yanı sıra bu şehirde yaşayan Türkler de katkıda bulunuyor. Oxford'da 9 yıldır yaşayan ve avukatlık yapan Nazan Özgür, topluluğun etkinliklerine katılmaktan keyif aldığını söyledi. İngiliz kraliyet hava kuvvetlerinde (RAF) proje görevlisi olarak çalışan ve İngiltere'de 21 yıldır yaşayan Tuna Futtu da, topluluğun düzenlediği tüm aktivitelere katılmaya çalıştığını kaydetti. Oxford'da çalışan ve yine topluluğun parçası olan Deniz Orhon da, bu şehirde yaşamanın çok güzel olduğunu anlattı.
‘Türklerle, Rumlarla olduğumdan daha rahatım’
Oxford Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi olan ve Oxford'a gelmeden önce Türkiye'de iki yıl yaşayan, Rum asıllı Maria Eliades de, Türk Topluluğu'nun bir parçası olmanın ve Türklerle arkadaş olmanın kendisini mutlu ettiğini, böylece geçmişiyle bağlarını koparmadığını ifade etti.
Oxford'da okuyan Rum öğrencilerden çok, Türk öğrencilerle vakit geçirdiğini söyleyen Eliades, çünkü kendini daha rahat hissettiğini kaydetti. Türkçe de bilen Eliades, Türk Topluluğu'nun etkinliklerine katılarak, Türkçesini de geliştirme fırsatı bulduğunu söyledi.
‘Oxford'a nasıl olsa giremeyiz demeyin’
Sosyoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Burcu Özdemir ise birçok Türk öğrencinin Oxford Üniversitesi'ne, "nasıl olsa giremeyiz" diyerek başvurmadığını kaydederek, "Kendilerine güvensinler ve başvursunlar, hiç belli olmaz" tavsiyesinde bulundu.
Oxford Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde doktora sonrası araştırmasını yapan Engin Demir de Türkiye'ye bu yıl döneceğini ve Ankara'da bir üniversitede yardımcı doçent olarak çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti.
Modern Ortadoğu Çalışmalarında yüksek lisansına devam eden Kerem Tınaz, doktorasını da Oxford Üniversitesi'nde yapacağını söyledi. Tınaz, "Türkiye'ye elbette dönmek istiyorum. Türkiye'deki akademik hayatın içinde var olarak, akademik hayata bir şeyler vermek istiyorum" dedi. Tınaz ayrıca, Türkiye'nin özellikle son dönemde Ortadoğu'da aktif politikalar yürütmesinin, çalışmalarına etkisi olduğunu anlattı.
Oxford Üniversitesi Exeter Koleji Arkeoloji bölümünde araştırma görevlisi olan Yaman Dalanay ise, üniversitedeki Türk öğrencilerin sayısının azlığına dikkati çekti. Dalanay, Türk öğrenciler için özellikle sosyal bilimler alanında burs kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bunun büyük bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Son Güncelleme: Cuma, 25 May 2012 13:41
Gösterim: 40237
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Türkiye’nin dünyada ekonomik güç olarak 16'ıncı, bir hesaba göre bilimsel yayım sıralamasında 23'üncü durumda” olduğunu belirtti.
Dünya bilimsel bilgi birikimine erişim bakımından Türkiye'de yürütülen en önemli projelerden biri olduğu belirtilen ''Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı''nın (EKUAL) 8. toplantısı, Belek beldesinde başladı.
Çetinsaya, toplantıda yaptığı konuşmada, dijitalleşme ve internetin bütün üniversiteler ve bilim hayatını dönüştürdüğü yeni bir dünyada yaşandığını söyledi.
Dijitalleşme ve internet imkanlarını kullanmak gerektiğini vurgulayan Çetinsaya, ''Dünyada üretilmiş bilgiyi dijitalleştiren imkanlar, kurumlar var. Bunların sistemlerini mümkün olduğunca çok Türk üniversiteleriyle tanıştırmalıyız'' dedi.
TÜBİTAK'ın dünyada üretilmiş makale ve bilgileri dijital ortamda tüm üniversitelere sunduğunu belirten Çetinsaya, ''Bu büyük bir imkan. Bunun hızlanarak artması lazım'' dedi.
Projelerin Türkiye'yi dünya ile bilimsel yarışta güçlendireceğini dile getiren Çetinsaya, ''Türkiye dünyada ekonomik güç olarak 16'ıncı, bir hesaba göre bilimsel yayım sıralamasında 23'üncü durumda. Türkiye'nin herhangi bir yerindeki herhangi bir üniversite öğrencisinin Harvard'daki öğretim üyesinin ulaştığı kaynaklara aynı şekilde ulaşması veya ODTÜ'deki, İTÜ'deki öğrencinin ulaştığı kaynaklara ulaşması bizim bilimsel yarıştaki yerimizi güçlendirecektir'' diye konuştu.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da, bilgi üretebilmek için bilgiye erişimin çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye'deki üniversitelerin bilgiye, kaynaklara erişimini mümkün hale getirmek için TÜBİTAK'ta ULAKBİM'de 3 proje yaptıklarını anlatan Altunbaşak, bunlardan ilki olan EKUAL sayesinde tüm üniversitelerin elektronik veri tabanlarına erişebileceğini kaydetti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Türkiye’nin dünyada ekonomik güç olarak 16'ıncı, bir hesaba göre bilimsel yayım sıralamasında 23'üncü durumda” olduğunu belirtti.
Dünya bilimsel bilgi birikimine erişim bakımından Türkiye'de yürütülen en önemli projelerden biri olduğu belirtilen ''Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı''nın (EKUAL) 8. toplantısı, Belek beldesinde başladı.
Çetinsaya, toplantıda yaptığı konuşmada, dijitalleşme ve internetin bütün üniversiteler ve bilim hayatını dönüştürdüğü yeni bir dünyada yaşandığını söyledi.
Dijitalleşme ve internet imkanlarını kullanmak gerektiğini vurgulayan Çetinsaya, ''Dünyada üretilmiş bilgiyi dijitalleştiren imkanlar, kurumlar var. Bunların sistemlerini mümkün olduğunca çok Türk üniversiteleriyle tanıştırmalıyız'' dedi.
TÜBİTAK'ın dünyada üretilmiş makale ve bilgileri dijital ortamda tüm üniversitelere sunduğunu belirten Çetinsaya, ''Bu büyük bir imkan. Bunun hızlanarak artması lazım'' dedi.
Projelerin Türkiye'yi dünya ile bilimsel yarışta güçlendireceğini dile getiren Çetinsaya, ''Türkiye dünyada ekonomik güç olarak 16'ıncı, bir hesaba göre bilimsel yayım sıralamasında 23'üncü durumda. Türkiye'nin herhangi bir yerindeki herhangi bir üniversite öğrencisinin Harvard'daki öğretim üyesinin ulaştığı kaynaklara aynı şekilde ulaşması veya ODTÜ'deki, İTÜ'deki öğrencinin ulaştığı kaynaklara ulaşması bizim bilimsel yarıştaki yerimizi güçlendirecektir'' diye konuştu.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da, bilgi üretebilmek için bilgiye erişimin çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye'deki üniversitelerin bilgiye, kaynaklara erişimini mümkün hale getirmek için TÜBİTAK'ta ULAKBİM'de 3 proje yaptıklarını anlatan Altunbaşak, bunlardan ilki olan EKUAL sayesinde tüm üniversitelerin elektronik veri tabanlarına erişebileceğini kaydetti.
Son Güncelleme: Salı, 29 May 2012 14:19
Gösterim: 1957
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO zirvesinin ardından Chicago’dan sonra geçtiği San Francisco’da teknoloji şirketleri ziyaretlerine başladı.
Gül, önceki gün Stanford Üniversitesi’nde girişmicilik üzerine bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından da Gül’e eşlik eden heyetteki uzmanlar, üniversite içinde incelemelerde bulundu. Heyettekilerden Abdullah Gül Üniversitesi Genel Sekreteri Melih Çalıkoğlu ve mimar Alişan Çırakoğlu, üniversitede uzun süre incelemelerde bulundu. Çırakoğlu, Stanford’u 2013’te öğrenime başlanaması planlanan Kayseri’deki Abdullah Gül Üniversitesi kampusuna model oluşturmak için gezdiklerini söyledi. 3 bin dönüme kurulacak Abdullah Gül Üniversitesi’nde 300 bin metrekare inşaat alanı olacak. Metrekare başına yaklaşık 1000 dolarlık bir maliyet olacağı düşünüldüğünden üniversite toplam 300 milyon dolara mal olacak. Cumhurbaşkanı Gül, kendi adını taşıyan üniversitenin tüm detaylarıyla bizzat ilgileniyor. 10 yıllık bir dönem içinde tamamlanması düşünülen inşaatın planlarının da modern üniversite mimarisine uygun olması için çalışılıyor. Çırakoğlu, iklimi soğuk Kayseri ile öğrencilerin terlik ve şortla dolaştıkları San Francisco’nun birbirinden farklı ama kampusta yaptıkları incelemenin ilham verici olduğunu belirtti. Mühendislik ağırlıklı olacak üniversitenin ağaçlandırmasına şimdiden başlandığını, hazırlık binasının temelinin atıldığını, öğrencilerin mümkün olduğunca kampusta vakit geçirmelerini amaçlayan planlamanın ise sürdüğünü belirtti.
Apple’ın CEO’sundan sunum
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha sonra 6 kişilik bir heyetle Apple şirketini ziyaret etti. Ziyarette Gül ve beraberindekilere Apple’ın konferans salonunda şirketin CEO’su Tim Cook tarafından sunum yapıldı. Cook, iPhone 5’in ne zaman çıkacağı gibi şirket sırlarına giren konularda cevap veremeyeceğini söyledi. Gül, Apple ziyaretinin ardından ise Palo Alto’daki Four Seasons Oteli’nde yatırımcılarla bir araya geldi. Teknoloji alanında girişimci Türklerin de yer aldığı gruptakiler, Gül’e kendileri ve yaptıkları işleri anlattılar.
Google ve Facebook
Gül ve heyet, dün de Google ve Facebook’a ziyarette bulundu. Gül’ü Google’ın kurucusu Sergey Brin karşıladı. Gül, sonra Facebook’a geçti. Ziyarette şirketin kurucusu, kapüşonlu CEO Mark Zuckerberg bulunmadı. Bu ziyaretleriyle ilgili bilgileri ve fotoğrafları twitter’dan da paylaşan Cumhurbaşkanı. Apple’da CEO Tim Cook, Hayrünnisa Gül ve Ahmet Gül birlikte poz verdi.
Ahmet Gül de heyette
Abdullah Gül’ün San Francisco temaslarında, bütün toplantılara giren bir diğer isim Cumhurbaşkanı’nın oğlu Ahmet Gül oldu. Halen internetteki açık artırma sitesi e-Bay’de çalışan Ahmet Gül, Stanford Üniversitesi’nde eğitim görmüştü.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO zirvesinin ardından Chicago’dan sonra geçtiği San Francisco’da teknoloji şirketleri ziyaretlerine başladı.
Gül, önceki gün Stanford Üniversitesi’nde girişmicilik üzerine bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından da Gül’e eşlik eden heyetteki uzmanlar, üniversite içinde incelemelerde bulundu. Heyettekilerden Abdullah Gül Üniversitesi Genel Sekreteri Melih Çalıkoğlu ve mimar Alişan Çırakoğlu, üniversitede uzun süre incelemelerde bulundu. Çırakoğlu, Stanford’u 2013’te öğrenime başlanaması planlanan Kayseri’deki Abdullah Gül Üniversitesi kampusuna model oluşturmak için gezdiklerini söyledi. 3 bin dönüme kurulacak Abdullah Gül Üniversitesi’nde 300 bin metrekare inşaat alanı olacak. Metrekare başına yaklaşık 1000 dolarlık bir maliyet olacağı düşünüldüğünden üniversite toplam 300 milyon dolara mal olacak. Cumhurbaşkanı Gül, kendi adını taşıyan üniversitenin tüm detaylarıyla bizzat ilgileniyor. 10 yıllık bir dönem içinde tamamlanması düşünülen inşaatın planlarının da modern üniversite mimarisine uygun olması için çalışılıyor. Çırakoğlu, iklimi soğuk Kayseri ile öğrencilerin terlik ve şortla dolaştıkları San Francisco’nun birbirinden farklı ama kampusta yaptıkları incelemenin ilham verici olduğunu belirtti. Mühendislik ağırlıklı olacak üniversitenin ağaçlandırmasına şimdiden başlandığını, hazırlık binasının temelinin atıldığını, öğrencilerin mümkün olduğunca kampusta vakit geçirmelerini amaçlayan planlamanın ise sürdüğünü belirtti.
Apple’ın CEO’sundan sunum
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha sonra 6 kişilik bir heyetle Apple şirketini ziyaret etti. Ziyarette Gül ve beraberindekilere Apple’ın konferans salonunda şirketin CEO’su Tim Cook tarafından sunum yapıldı. Cook, iPhone 5’in ne zaman çıkacağı gibi şirket sırlarına giren konularda cevap veremeyeceğini söyledi. Gül, Apple ziyaretinin ardından ise Palo Alto’daki Four Seasons Oteli’nde yatırımcılarla bir araya geldi. Teknoloji alanında girişimci Türklerin de yer aldığı gruptakiler, Gül’e kendileri ve yaptıkları işleri anlattılar.
Google ve Facebook
Gül ve heyet, dün de Google ve Facebook’a ziyarette bulundu. Gül’ü Google’ın kurucusu Sergey Brin karşıladı. Gül, sonra Facebook’a geçti. Ziyarette şirketin kurucusu, kapüşonlu CEO Mark Zuckerberg bulunmadı. Bu ziyaretleriyle ilgili bilgileri ve fotoğrafları twitter’dan da paylaşan Cumhurbaşkanı. Apple’da CEO Tim Cook, Hayrünnisa Gül ve Ahmet Gül birlikte poz verdi.
Ahmet Gül de heyette
Abdullah Gül’ün San Francisco temaslarında, bütün toplantılara giren bir diğer isim Cumhurbaşkanı’nın oğlu Ahmet Gül oldu. Halen internetteki açık artırma sitesi e-Bay’de çalışan Ahmet Gül, Stanford Üniversitesi’nde eğitim görmüştü.
Son Güncelleme: Cuma, 25 May 2012 10:08
Gösterim: 2597