Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Bakanlar Kurulu kararına göre, Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşüyle yedek subay yetiştirme süresi 3 aydan 2.5 aya indirildi.Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, yedek subayların hizmet süreleri ile erbaş ve erler için muvazzaflık hizmet süresinin tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılarak, Genelkurmay Başkanlığının görüşüne dayanan Milli Savunma Bakanlığının teklifi ile "Karışık sınıf yedek subay yetiştirme süresinin Ağustos 2013 yedek subay celbinden itibaren üç aydan iki buçuk aya indirilmesi" kararlaştırıldı.
Ancak karar 1 Ağustos 2013 tarihinde yürürlüğe girecek.Bu arada, daha önce 4 ay eğitim gören yedek subaylar, 1 Ağustos 2003 tarihinde yapılan değişiklik ile eğitim süreleri 3 aya indirilmişti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bakanlar Kurulu kararına göre, Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşüyle yedek subay yetiştirme süresi 3 aydan 2.5 aya indirildi.Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, yedek subayların hizmet süreleri ile erbaş ve erler için muvazzaflık hizmet süresinin tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılarak, Genelkurmay Başkanlığının görüşüne dayanan Milli Savunma Bakanlığının teklifi ile "Karışık sınıf yedek subay yetiştirme süresinin Ağustos 2013 yedek subay celbinden itibaren üç aydan iki buçuk aya indirilmesi" kararlaştırıldı.
Ancak karar 1 Ağustos 2013 tarihinde yürürlüğe girecek.Bu arada, daha önce 4 ay eğitim gören yedek subaylar, 1 Ağustos 2003 tarihinde yapılan değişiklik ile eğitim süreleri 3 aya indirilmişti.
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 10:43
Gösterim: 2498
Milliyet yazarlarından Mehmet Tezkan 'Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı' hakkında sadece vatandaşın değil aynı zamanda yasayı çıkaranların da eğitim sisteminin neler getirdiğinden gelecekte nasıl olacağından haberi olmadığını belirtriyor.
Aslında NE OLDU?
CHP, anket yaptırmış.. Halkın yüzde 91’i, 4+4+4 denen yeni eğitim sistemini bilmiyormuş..
Üzülmesinler sadece onlar değil..
Milletvekilleri de bilmiyor..
Yasa teklifini veren AKP Grup Başkan vekilleri de..
İddia ediyorum, Milli Eğitim Bakanı da bilmiyor...
Mesela okul yaşı.. Hâlâ muamma..
Okul öncesi eğitime ağırlık verilecek deniliyordu, bir önerge verildi..
Kabul edenler, etmeyenler..
Okul öncesi eğitim çöpe atıldı okula gitme yaşı beşe indirildi.. Uzmanlar iki gündür çene patlatıyor; yapmayın, etmeyin, kıymayın..
Bi önerge dön başa olabilir..
Mesela ikinci dört yılda ne olacağını bilen yok..
Bazı AKP’lilere göre imam hatiplerin orta kısmı açılacak.. Bakan’a göre açılmayacak..
Kimilerine göre ikinci dört yılda yönlendirme yapılacak.. Bakan’a göre yapılmayacak..
Kargaşa büyük.. Yasa teklifi yaz boz tahtasına döndü..
Akıntıya kapılmış gidiyor haldeyiz.. Herkes sonunda ne çıkacak diye merakla bekliyor!
Neden böyle oldu derseniz.. AKP Grup Başkanvekilleri 15. yılında 28 Şubat’a gol atmak için teklif verdi..
8 yıllık kesintisiz eğitimi 4 yıla indirmeyi hedefledi..
İyi de boyacı küpü değil ki sok çıkar değişsin.. Hazırlık lazım.. Hazırlık yok, anladık ki bakanlığın haberi bile yok.. Düzeltmek için orasını çekiyorlar olmuyor.. Burasını çekiyorlar oturmuyor..
Sinirler gerildikçe gerildi.. Sonunda kavga çıktı.. Yumruk yumruğa..
Dün 4+4+4’ten vur vur sesleri yükseliyordu..
Mehmet Tezkan(milliyet gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milliyet yazarlarından Mehmet Tezkan 'Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı' hakkında sadece vatandaşın değil aynı zamanda yasayı çıkaranların da eğitim sisteminin neler getirdiğinden gelecekte nasıl olacağından haberi olmadığını belirtriyor.
Aslında NE OLDU?
CHP, anket yaptırmış.. Halkın yüzde 91’i, 4+4+4 denen yeni eğitim sistemini bilmiyormuş..
Üzülmesinler sadece onlar değil..
Milletvekilleri de bilmiyor..
Yasa teklifini veren AKP Grup Başkan vekilleri de..
İddia ediyorum, Milli Eğitim Bakanı da bilmiyor...
Mesela okul yaşı.. Hâlâ muamma..
Okul öncesi eğitime ağırlık verilecek deniliyordu, bir önerge verildi..
Kabul edenler, etmeyenler..
Okul öncesi eğitim çöpe atıldı okula gitme yaşı beşe indirildi.. Uzmanlar iki gündür çene patlatıyor; yapmayın, etmeyin, kıymayın..
Bi önerge dön başa olabilir..
Mesela ikinci dört yılda ne olacağını bilen yok..
Bazı AKP’lilere göre imam hatiplerin orta kısmı açılacak.. Bakan’a göre açılmayacak..
Kimilerine göre ikinci dört yılda yönlendirme yapılacak.. Bakan’a göre yapılmayacak..
Kargaşa büyük.. Yasa teklifi yaz boz tahtasına döndü..
Akıntıya kapılmış gidiyor haldeyiz.. Herkes sonunda ne çıkacak diye merakla bekliyor!
Neden böyle oldu derseniz.. AKP Grup Başkanvekilleri 15. yılında 28 Şubat’a gol atmak için teklif verdi..
8 yıllık kesintisiz eğitimi 4 yıla indirmeyi hedefledi..
İyi de boyacı küpü değil ki sok çıkar değişsin.. Hazırlık lazım.. Hazırlık yok, anladık ki bakanlığın haberi bile yok.. Düzeltmek için orasını çekiyorlar olmuyor.. Burasını çekiyorlar oturmuyor..
Sinirler gerildikçe gerildi.. Sonunda kavga çıktı.. Yumruk yumruğa..
Dün 4+4+4’ten vur vur sesleri yükseliyordu..
Mehmet Tezkan(milliyet gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 10:16
Gösterim: 1933
Star gazetesinde Pazar günleri eğitim yazıları yazma olanağım var ama, malumunuz, bu günlerde Türkiye en çok eğitim meselesini, 4+4+4 formülünü konuştuğu için eğitim konusunu hafta içi yazıma da taşımak zorunda kalıyorum.
Bugünkü yazımda, ülkemiz Türkiye’de, önce üniversite öncesi problemi sonra da çözüm önerimi sunmak istiyorum.
Mesele zor bir mesele zira hem eğitim hem demokrasi için olmaz ise olmaz gibi gözüken konular mevcut yapı içinde birbirleriyle çelişir gibi duruyorlar.
Önce problemi, sonra da çözüm önerilerimi madde madde sıralamaya başlıyorum;
PROBLEM 1- Eğitim süreçlerinin etkinliği yani daha nitelikli bir eğitim, toplumsal verimliliği zaman içinde yükseltecek eğitim politikası 21. Yüzyılda kaçınılmaz olarak erken yönlendirme ilkesinden vazgeçmeyi gerektiriyor; temel yönlendirme süreçleri için bırakın on ya da on dört gibi yaşları, yirmi yaş bile çok uygun değil. Bu konuyu herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım; meselenin bir yanında eğitimde etkinlik yani tercihleri geciktirme mecburiyeti var ve bu çok önemli.
2- Ancak, meselenin öbür yanında da eğitimin demokrasi boyutu yani bireylerin, küçükler için aile tercihlerinin yaşamsal önemi var; aileler çocuklarına klasik okul süreçlerine paralel ya da beraber dini eğitim de vermek istiyorlarsa, bu yoğun toplumsal talebin ciddiye alınması şart.
3- Din eğitiminde hukuksal devlet tekeli, imam hatip okullarının devlete ait meslek okulu statüleri sürdükleri sürece Problem bölümünde sunduğum birinci ve ikinci olmaz ise olmazların çelişmesi yani eğitimde etkinlik ile eğitimde demokrasi, aile tercihlerinin belirleyiciliği ilkelerinin çatışması mevcut yapı içinde kaçınılmaz gibi duruyor.
SORU: TBMM sürecindeki 4+4+4 yasasının önündeki en büyük mesele de bu; iki vazgeçilmez yani eğitimde etkinlik (geç yönlendirme) ve eğitimde demokrasi-aile tercihinin önemi (diyelim dini eğitim) ilkelerinin çelişmesi nasıl engellenebilir?
ÇÖZÜM 1- İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (1950) Ek 1 Sayılı Protokolünün (1952) ikinci maddesi aynen şöyle: Kimse öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğrenim alanında üstleneceği görevlerin yapılmasında ana babaların bu eğitim ve öğretimi kendi dinsel ve felsefi inanç ve düşüncelerine göre sağlamak hakkına saygı gösterecektir.
Türkiye, Sözleşmenin bu maddesine tevhid-i tedrisat ilkesi doğrultusunda çekince koymuş bulunuyor; çok açık konuşmamız lazım, tevhid-i tedrisat kavramı eğitim sistemimizin temeli olduğu sürece bu tartışmaları sağlıklı yürütmek mümkün değil.
2- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarılmalı, isteyen aileler çocuklarını sürecin her aşamasında, klasik eğitimin yanında din eğitimi de veren bu yeni okullarda da okutma özgürlüğünü kullanabilmelidirler.
3- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarıldıktan sonra, diğer meslek okullarına giriş yaş olarak ertelenmelidir; bu konuyu da herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım, meslek eğitimi 21. Yüzyılda okul konsepti dışına, firmalara kaymaktadır, daha da kayacaktır. 21. Yüzyıl teknolojisini hantal “okul” yapılanmasının zamanında izlemesi ve bu teknolojiyi eskimeden öğrenciye aktarması olanaksızdır.
4- Okul içinde, klasik okul eğitimine paralel ya da beraber dini öğretim serbestleştiği ölçüde çağın esnek üretim tarzına daha uygun eğitim yöntemi olarak zorunlu ve kesintisiz eğitimin (genel eğitim) sene olarak uzatılması mümkün olacaktır.
5- Klasik eğitime paralel dini eğitim de veren okulların özel okul süreçlerine tekabül etmesi din-devlet ilişkilerinde kuramsal olarak daha doğru bir yöntem olabilir.
SONUÇ: Yönlendirmeyi geciktirmek ve eğitimde aile tercihlerine uymak iki temel etkinlik ve demokrasi mecburiyetidirler; bunların birlikteliğini sistem mutlaka bulmak zorundadır.
Eser KARAKAŞ( star gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Star gazetesinde Pazar günleri eğitim yazıları yazma olanağım var ama, malumunuz, bu günlerde Türkiye en çok eğitim meselesini, 4+4+4 formülünü konuştuğu için eğitim konusunu hafta içi yazıma da taşımak zorunda kalıyorum.
Bugünkü yazımda, ülkemiz Türkiye’de, önce üniversite öncesi problemi sonra da çözüm önerimi sunmak istiyorum.
Mesele zor bir mesele zira hem eğitim hem demokrasi için olmaz ise olmaz gibi gözüken konular mevcut yapı içinde birbirleriyle çelişir gibi duruyorlar.
Önce problemi, sonra da çözüm önerilerimi madde madde sıralamaya başlıyorum;
PROBLEM 1- Eğitim süreçlerinin etkinliği yani daha nitelikli bir eğitim, toplumsal verimliliği zaman içinde yükseltecek eğitim politikası 21. Yüzyılda kaçınılmaz olarak erken yönlendirme ilkesinden vazgeçmeyi gerektiriyor; temel yönlendirme süreçleri için bırakın on ya da on dört gibi yaşları, yirmi yaş bile çok uygun değil. Bu konuyu herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım; meselenin bir yanında eğitimde etkinlik yani tercihleri geciktirme mecburiyeti var ve bu çok önemli.
2- Ancak, meselenin öbür yanında da eğitimin demokrasi boyutu yani bireylerin, küçükler için aile tercihlerinin yaşamsal önemi var; aileler çocuklarına klasik okul süreçlerine paralel ya da beraber dini eğitim de vermek istiyorlarsa, bu yoğun toplumsal talebin ciddiye alınması şart.
3- Din eğitiminde hukuksal devlet tekeli, imam hatip okullarının devlete ait meslek okulu statüleri sürdükleri sürece Problem bölümünde sunduğum birinci ve ikinci olmaz ise olmazların çelişmesi yani eğitimde etkinlik ile eğitimde demokrasi, aile tercihlerinin belirleyiciliği ilkelerinin çatışması mevcut yapı içinde kaçınılmaz gibi duruyor.
SORU: TBMM sürecindeki 4+4+4 yasasının önündeki en büyük mesele de bu; iki vazgeçilmez yani eğitimde etkinlik (geç yönlendirme) ve eğitimde demokrasi-aile tercihinin önemi (diyelim dini eğitim) ilkelerinin çelişmesi nasıl engellenebilir?
ÇÖZÜM 1- İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (1950) Ek 1 Sayılı Protokolünün (1952) ikinci maddesi aynen şöyle: Kimse öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğrenim alanında üstleneceği görevlerin yapılmasında ana babaların bu eğitim ve öğretimi kendi dinsel ve felsefi inanç ve düşüncelerine göre sağlamak hakkına saygı gösterecektir.
Türkiye, Sözleşmenin bu maddesine tevhid-i tedrisat ilkesi doğrultusunda çekince koymuş bulunuyor; çok açık konuşmamız lazım, tevhid-i tedrisat kavramı eğitim sistemimizin temeli olduğu sürece bu tartışmaları sağlıklı yürütmek mümkün değil.
2- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarılmalı, isteyen aileler çocuklarını sürecin her aşamasında, klasik eğitimin yanında din eğitimi de veren bu yeni okullarda da okutma özgürlüğünü kullanabilmelidirler.
3- İmam hatip liseleri meslek okulu olmaktan çıkarıldıktan sonra, diğer meslek okullarına giriş yaş olarak ertelenmelidir; bu konuyu da herkesle, her ortamda tartışmaya hazırım, meslek eğitimi 21. Yüzyılda okul konsepti dışına, firmalara kaymaktadır, daha da kayacaktır. 21. Yüzyıl teknolojisini hantal “okul” yapılanmasının zamanında izlemesi ve bu teknolojiyi eskimeden öğrenciye aktarması olanaksızdır.
4- Okul içinde, klasik okul eğitimine paralel ya da beraber dini öğretim serbestleştiği ölçüde çağın esnek üretim tarzına daha uygun eğitim yöntemi olarak zorunlu ve kesintisiz eğitimin (genel eğitim) sene olarak uzatılması mümkün olacaktır.
5- Klasik eğitime paralel dini eğitim de veren okulların özel okul süreçlerine tekabül etmesi din-devlet ilişkilerinde kuramsal olarak daha doğru bir yöntem olabilir.
SONUÇ: Yönlendirmeyi geciktirmek ve eğitimde aile tercihlerine uymak iki temel etkinlik ve demokrasi mecburiyetidirler; bunların birlikteliğini sistem mutlaka bulmak zorundadır.
Eser KARAKAŞ( star gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 09:48
Gösterim: 2223
Kesintili eğitim düzenlemesindeki "okul kurma" tanımı, müfredat bütünlüğü olarak da yorumlanıyor, Farklı türde eğitim veren okullar aynı çatı altında eğitim yapabilecek.
Kesintili eğitim düzenlemesiyle birlikte farklı türde eğitim veren iki okulun tek çatı altında olabilmesinin önü açılıyor. Dün komisyondan geçen 3. maddedeki "okul kurma" ifadesine yönelik Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yaptığı açıklamalar farklı yorumlara neden oldu. Önerinin söz konusu maddesi, "imkân ve şartlara göre ortaokulların ilkokullarla ya da liselerle birlikte de kurulması"nı düzenliyor. Dinçer, "okul kurma" ifadesinin yalnızca fiziki bina kurma anlamına gelmediğini, aynı zamanda müfredat bütünlüğü anlamı taşıdığını belirtti. Önerinin yasalaşması durumunda bir lise binasında iki farklı okul türünün müfredatı uygulanabilecek. Düz liselere imam hatip liseleri, orta okullara da imam hatiplerin orta kısımları açılabilecek.
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kesintili eğitim düzenlemesindeki "okul kurma" tanımı, müfredat bütünlüğü olarak da yorumlanıyor, Farklı türde eğitim veren okullar aynı çatı altında eğitim yapabilecek.
Kesintili eğitim düzenlemesiyle birlikte farklı türde eğitim veren iki okulun tek çatı altında olabilmesinin önü açılıyor. Dün komisyondan geçen 3. maddedeki "okul kurma" ifadesine yönelik Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yaptığı açıklamalar farklı yorumlara neden oldu. Önerinin söz konusu maddesi, "imkân ve şartlara göre ortaokulların ilkokullarla ya da liselerle birlikte de kurulması"nı düzenliyor. Dinçer, "okul kurma" ifadesinin yalnızca fiziki bina kurma anlamına gelmediğini, aynı zamanda müfredat bütünlüğü anlamı taşıdığını belirtti. Önerinin yasalaşması durumunda bir lise binasında iki farklı okul türünün müfredatı uygulanabilecek. Düz liselere imam hatip liseleri, orta okullara da imam hatiplerin orta kısımları açılabilecek.
(sabah)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 10:01
Gösterim: 2548
Nazlı Ilıcak yeni 12 yıllık zorunlu temel eğitim yasasında başörtüsü sorununu gündeme getiriyor.
4+4+4 teklifinin ilk halinde, 4'üncü sınıftan sonra öğrenciler açık öğretime gidebilecekti; okula devam mecburiyeti kalkıyordu. Bunun, kızlara başörtüsü sorununu aşma için verilen bir fırsat olduğu ileri sürüldü. Demek ki, Türkiye'de, kızların okuması önündeki engellerden biri başörtüsü. O zaman niye bunu halletmeye çalışmıyoruz? Laikliğin en katı olduğu Fransa'da dahi özel okullarda dini sembol yasağı yok. Yasak kamu okullarıyla sınırlı. Bizde de, ilk günden itibaren, isteyen kız, başörtüsüyle okula gidebilsin; ama özel okula.
Bir başka mâni de, karma okul. Bazı aileler kızlarının erkeklerle karışık okumasını istemiyor. O zaman, kız liselerinin de hayatiyetini sürdürmesine fırsat verilmeli. Oysa, bizim Notre Dame de Sion bile, erkeklere açıldı. Tabular yüzünden, hep dolambaçlı bir yol tercih ediliyor. İmam Hatiplerin orta kısmı açılsın. Ama bunu bir eğitim reformu paketi içinde sunmaya gerek yok. Reformu ayrıca tartışalım. Bunun yanı sıra, düz liselerdeki seçmeli dersler arasına Arapça ve Kur'an okuma gibi İmam Hatiplerin orta kısımlarında tedris edilen dersler konulsun; din eğitimi almak isteyen çocukların tek çaresi İmam Hatip olmasın. Alevi gruplara da, isterlerse din eğitimi verilsin. Fakat mecburi din dersi anayasadan çıkarılsın.
Nazlı ILICAK (Sabah Gazetesi)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Nazlı Ilıcak yeni 12 yıllık zorunlu temel eğitim yasasında başörtüsü sorununu gündeme getiriyor.
4+4+4 teklifinin ilk halinde, 4'üncü sınıftan sonra öğrenciler açık öğretime gidebilecekti; okula devam mecburiyeti kalkıyordu. Bunun, kızlara başörtüsü sorununu aşma için verilen bir fırsat olduğu ileri sürüldü. Demek ki, Türkiye'de, kızların okuması önündeki engellerden biri başörtüsü. O zaman niye bunu halletmeye çalışmıyoruz? Laikliğin en katı olduğu Fransa'da dahi özel okullarda dini sembol yasağı yok. Yasak kamu okullarıyla sınırlı. Bizde de, ilk günden itibaren, isteyen kız, başörtüsüyle okula gidebilsin; ama özel okula.
Bir başka mâni de, karma okul. Bazı aileler kızlarının erkeklerle karışık okumasını istemiyor. O zaman, kız liselerinin de hayatiyetini sürdürmesine fırsat verilmeli. Oysa, bizim Notre Dame de Sion bile, erkeklere açıldı. Tabular yüzünden, hep dolambaçlı bir yol tercih ediliyor. İmam Hatiplerin orta kısmı açılsın. Ama bunu bir eğitim reformu paketi içinde sunmaya gerek yok. Reformu ayrıca tartışalım. Bunun yanı sıra, düz liselerdeki seçmeli dersler arasına Arapça ve Kur'an okuma gibi İmam Hatiplerin orta kısımlarında tedris edilen dersler konulsun; din eğitimi almak isteyen çocukların tek çaresi İmam Hatip olmasın. Alevi gruplara da, isterlerse din eğitimi verilsin. Fakat mecburi din dersi anayasadan çıkarılsın.
Nazlı ILICAK (Sabah Gazetesi)
Son Güncelleme: Cuma, 09 Mart 2012 09:57
Gösterim: 2123