Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okul öncesi eğitimde “Dünya Benim Oyun Alanım” mottosuyla eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim, oyunu öğrencilerin ortak dili haline getirerek öğrenmeyi kalıcı kılıyor. Anaokulu Koordinatörü Büşra Zeyneb Yasan, uyguladıkları eğitim modelini ve Mektebim’de oyunun eğitim planlamasındaki yerini anlattı.
Mektebim Okulları eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyor? Eğitim programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Bizler Mektebim Okulları eğitimcileri olarak, çocuğun bulunduğu yaş dönemine özgü oyun özelliklerini göz önünde bulunduruyoruz. Oyun zamanlarını, etkinliklerini planlıyor ve uyguluyoruz. Çünkü çocukların oyunları, bulundukları yaşa göre değişiklik gösterir. Oyunları eğitim programları içinde planlarken; çocukların gelişim düzeylerine, cinsiyet ve yaşlarına, sosyo-ekonomik düzeylerine, etkinliklerin süresine, bireysel ya da gruba yönelik olmasına ve oyunun oynanacağı ortam ve materyallere dikkat ediyoruz. Eğitimcilerimiz, bu etkinlikleri ve dersleri program gereği bireysel, küçük grup ve büyük grup etkinlikleri olarak planlarken; yapılandırılmış (grup oyunlarımız), yarı yapılandırılmış (Sanart dersimiz) ile ya da yapılandırılmamış (Serbest oyun saatlerimiz) oyunlardan yararlanırlar.
MEKTEBİM’DE OYUN 3 ŞEKİLDE UYGULANIYOR
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Bu süreçte öğretmenlerin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Öğrenme, içsel bir süreçtir. Öğretmenler, öğretme ile ilgili olarak yaklaşımlarını bilginin direk aktarılmasından, fikirlerin ve konuların eleştirel analizine ve yapılandırılmasına doğru değiştirmeye başlamıştır. Öğrencinin özellikleri dikkate alınarak tasarlanmış bir ortamda hem öğrencilerin öğrenmesi kolaylaşmakta hem de hatırlama düzeyleri yükselmektedir. Bu amaçla öğretmenler oyun tabanlı öğrenmeyi tercih etmektedirler.
Mektebim’de eğitim ve öğrenme sürecinde oyun üç farklı şekilde uygulanır.
Öğrencilerimiz;
-Yapılandırılmamış oyunlarla; kendi seçtikleri oyunlarla, kendi istedikleri şekilde oynarlar. Oyun aracılığıyla karar verme yetisi gelişirken öğrenmeyi gerçekleştirirler.
-Yarı yapılandırılmış oyunlarla; hem öğretmen hem de kendisi tarafından başlatılan, daha çok kendilerinin aktif olduğu yaratıcılıklarını gelişir.
-Yapılandırılmış oyunlar ise kuralları önceden belirlenmiş ve bu belirlenen kurallar çerçevesinde çocuklar gruplar oluşturarak oyunlarını oynarlar.
Eğitim ve öğrenmede oyunu ön plana çıkaran uygulamalar ve modeller neler? Ayrıca eğitim ve öğrenmede oyunun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Eğitim ve öğretim planlanırken bazı eğitim kuramları ve yaklaşımlarından yararlanılır. Dünyadaki önemli bilim insanlarından bir kaçının oyun üzerine söylediklerini şöyle sıralayabiliriz;
• S. Freud: Yasak dürtülerin kabul edilebilir şekilde ifadesi ve yaşantılar üzerinde kontrol sağlanarak kaygı düzeyini en aza indirmek (kişilik gelişim – sosyal, duygusal)
• J. Piaget: Genel bilişsel gelişim sürecinde uyum sağlayıcı mekanizma (bilişsel gelişim – zihinsel, sosyal)
• E. Erikson: Çevreyle etkileşim sonucunda kazanılan becerilerle iç ve dış çelişkilerin çözümlenmesi (psikososyal gelişim – duygusal, sosyal)
• Bandura: Gözlemleyerek öğrenme, sadece taklit davranışı olmayıp, olayların bilişsel olarak içselleştirilmesiyle bilgi kazanma (sosyal öğrenme – bilişsel, sosyal)
• L. Kohlberg: Çocuğun zihinsel gelişimine paralel olarak ahlak kavramlarının gelişimi (bilişsel ahlak gelişimi – bilişsel, sosyal )
Sıraladığımız ve dünyadaki eğitimcilerin kabul ettiği bilimsel temellere dayanan bu kuramları geliştiren bilim insanları, oyunun çocuğa çok yönlü yararlarını kabul etmektedirler.
Oyun, çocuğa pek çok yaşamsal deneyim kazandırmanın yanı sıra çocuğu sosyal-duygusal, zihinsel ve bedensel olarak besler. Eğitim ve öğrenmenin tüm basamaklarında kullanılan oyunun kullanım sıklığı ve sınırları, belirli prensipler izlenerek belirlenir. Eğitim programları gereği oyunun kavramlar ve kazanımları sağlamak amacıyla planlandığı, çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir. Çocukların merak duygularını gidermesi, yani öğrenebilmesi için dokunmayı, sormaya, taklit etmeye, deneyimlemeye, tadına bakmaya, konuşmaya ihtiyacı vardır. Oyun bütün bu ihtiyaçların giderilebilmesi için en iyi araçtır. Yani çocukların en önemli işi olan oyunun, öğrenmede sınırları yoktur, her şeyi oyunlaştırarak öğretebiliriz. Böylelikle öğrencilerimiz eğlenirken kalıcı öğrenmeyi de sağlarız.
FARKLI YAŞLAR İÇİN FARKLI OYUNLAR
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir?
Oyun, insan hayatının her evresinde var olan bir etkinliktir. Oyun, insan hayatının her evresinde var olan bir etkinlik olmakla birlikte yaşamın ilk yıllarında çocuğun yaşadığı dünyayı tanıması, sevgilerini, kıskançlıklarını, mutluluklarını, düşmanlıklarını, iç çatışmalarını, hayallerini, düşüncelerini ifade edebilmesi için en uygun “dil” olarak kabul edilmektedir. Oyunun insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. Oyun insanın her döneminde insanın gelişmesinde farklı etkilere sahiptir. Çocuklar için farklı, bebekler için farklı, ilköğretim çağı için farklı… Fakat oyunu sadece çocuklar için düşünmemiz gerekli. Mesela üniversite öğrencilerini ele alırsak bilgisayarda oynadığı oyunlardan, basketbol, futbol oyunlarına kadar farklı türde oyunlar vardır. Kısaca oyunun şekli farklı olsa da insanın her döneminde insanın hayatına büyük etkisi vardır. Mektebim, okul öncesinden liseye kadar tüm öğrencilerine oyunla öğrenme olanağı sağlar. Her yaş için oyun çeşidi ve oyun oynama sıklığı değişiklik gösterir. Böylece, Mektebim Okulları olarak öğrencilerimize bilgiyi kalıcı hale getirmek için, yaparak, yaşayarak, deneyimleyerek öğretmeyi amaç ediniyoruz.
EĞİTİCİ OYUNLAR VE MATERYALLER ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Oyuncak seçimi oldukça önemlidir aslında. Seçilecek oyuncak;
• Çocuğun yaşına, ilgisine, becerisine ve içinde bulunduğu gelişimsel döneme uygun olmalıdır.
• Oyuncaklar çok karmaşık olmamalı ve dayanıklı olmalı.
• Çocuğun tek başına oynayabileceği oyuncaklar olmalı.
• Oyuncaklar beceriyi artıracak özellikte olmalıdır. Bu nedenle basit karmaşığa doğru oyuncak tercihi yapılmalıdır.
• Oyuncak alınırken çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapılmamalı.
• Alınan oyuncaklar çok yönlü olmalıdır. Bu amaçla kasları çalıştıran, hayal gücünü artıran, yaratıcığı geliştiren oyuncaklar tercih edilmelidir.
• Çocuğun yaşına uygun oyuncak alınmalıdır. Basit oyuncaklar çocuğun çabuk sıkılmasını, karmaşık oyuncaklar ise özgüveninin azalmasına neden olur.
• Alışverişe gitmeden önce alınacak oyuncak kararlaştırılmalıdır.
• Bakım onarım ve temizlenmesi kolay olmalıdır.
• Paylaşma duygusunu geliştirici olmalıdır.
• Yapı ve işleyiş bakımından çabuk anlaşılır olmalıdır.
• Çocuğun merak ve ilgisini çekebilmelidir.
• Çocuğun hoşuna gidebilecek renkte ve şekilde olmalıdır.
• Oyuncakların büyüklüğü onun bedensel özelliğine göre seçilmelidir.
• Sökülebilir tarzda olmalıdır. Oyuncağını böylece kırmadan merakını giderebilir.
• Çocuğun sağlığını (psikolojik ve fizyolojik sağlığı)bozucu olmamalıdır.
Her çocuğun dönemsel olarak oynadığı nesneler çeşitlilik ve değişiklik gösterir. Yeni doğan bebeğin oyuncağı onun bedenidir. Elini kolunu sallayarak, alini ayaklarını ağzına getirerek eğlenir. Doğumdan sonraki günlerde ise zamanla Bebekler ses, ışık gibi ani değişimlerden hoşlanırlar. Bu nedenle Bebeklik dönemin de alınacak oyuncaklar daha çok beşiklere asılacak, kenarlarına konacak hareketli, sesli, renkli oyuncaklar tercih edilmelidir.
• 6-7 aylık: çocuk artık oturmaya başlamıştır bu nedenle de mekânı da genişlemiştir. Bu dönemde çocuğa elinin içine sığabilecek büyüklükte esnek olan (plastik) oyuncaklar verilebilir. Özellikle ses çıkaran çıngıraklar onlar için çok önemlidir. Çocuk ayrıca bu dönem içerisinde dişlerini çıkarmaktadır. Dişlerini çıkaran çocuğu diş kaşıntısını azaltmak için hijyenik olarak plastikten yapılmış olan materyaller kullanılabilir.
• 8-12 aylık: çocuk artık emeklemeye ve yürümeye başlamıştır. Mekânı daha da genişlemiştir. İlgileri ise artmıştır. Bu çağdaki çocuğa ses çıkaran toplar oyun olur. Dökmekten ve doldurmaktan hoşlandıkları için bu tür oyuncaklar kullanılabilir. Bebekler, arabalar, hayvanlar ise ilgilerini çekebilmektedir. Bu dönemdeki çocuğa resimlerden oluşan hikâyelerin anne-baba tarafından anlatılması oldukça önemlidir.
• 15-18 aylık: çocuk artık yürümekte, odalar arsında mekik dokumaktadır. Bu nedenle itilen, çekilen, aynı zamanda ses çıkaran oyuncaklar (otomobiller, gitar, ) tercih edilmelidir.
18 ay sonrası: çocuk artık kendini bilim adamı gibi görmektedir. Keşif ve icat yapmak onların en önemli özelliğidir. Bu dönemde farklı boyutlardaki bloklar, kutular ve şekillerden bir şeyler yapmak çok hoşlarına gider.
• 2-3 yaş: çocuk artık sosyal hayatı görmekte ve bunları hayal etmektedir. Anne-baba olurlar. Çocuklarını beslerler. Bu nedenle bu dönemde çocuklar hayatı dramatize edebilecekleri oyuncaklar alınmalıdır. Bebek, mini oda takımları, kuklalar, tamir aletleri, hayvan setleri vb.. oyuncaklar idealdir. Bu dönemde çocuklar denize götürülmeli kum ve suya olan ilgileri giderilmeli.
• 3-4 yaş: çocukların motor gelişimleri artmaktadır. Hareketten, zıplamaktan çocuklar çok hoşlanmaya başlamıştır. Bu dönemde üç tekerlekli bisikletler, sallanan atlar, yük arabaları, büyük küpler ve bloklar alınmalıdır.
• 4-6 yaş: çocuklar artık özellikle açık havada oynamaktan ve masa başı oyunların hoşlanırlar. Bu dönemde boyama, yapıştırma, kâğıtlardan şekiller yapma, parçaları birleştirme gibi oyunları destekleyen faaliyetler yapılmalıdır. Suluboya, pastel boya, karton, mukavva, ip gibi oyuncaklar tercih edilmedir.
• 6 yaş sonrası (okul çağı): çocuk artık okula başlamıştır. Oyun ve oyuncak anlayışında önemli değişikler olmaya başlamıştır. Bu dönemde futbol, basketbol, bisiklet gibi oyunlar ve bunlar oynanırken kullanılacak materyaller önem kazanır. Televizyon ve spor etkinlikleri ilgilerini çeker. Özellikle resimli kitaplar çok ilgilerini çeker.
TÜM DERSLERDE OYUNDAN YARARLANILIYOR
Eğitsel oyunlarla derste konular, ilgi çekici duruma getirilebilir, en pasif öğrencilerin bile bu etkinliklere katılmaları sağlanabilir. Eğitimcilerimiz, sınıf içinde eğitsel oyunlardan başarılı bir şekilde yararlanabilmek için dikkatli ve titiz bir hazırlık yaparlar. Her öğretmen, her oyuna bir ders saatinin beş ya da on dakikasını ayırmalı ve genellikle bu etkinliklere dersin ortasında ya da sonunda yer vermelidir. Mektebim öğrencileri İnovasyon, Sanart, Göster-Anlat, Beden Eğitimi gibi neredeyse tüm dersleri oyunla öğrenir. Bunun yanı sıra yapılan festivaller, partiler, yarışmalar ve özel kutlamalarda öğrencilerimiz için tasarlanmış olan oyun aktiviteleri ile öğrencilerimizin tüm gelişim alanlarını destekliyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Okul öncesi eğitimde “Dünya Benim Oyun Alanım” mottosuyla eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Mektebim, oyunu öğrencilerin ortak dili haline getirerek öğrenmeyi kalıcı kılıyor. Anaokulu Koordinatörü Büşra Zeyneb Yasan, uyguladıkları eğitim modelini ve Mektebim’de oyunun eğitim planlamasındaki yerini anlattı.
Mektebim Okulları eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyor? Eğitim programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Bizler Mektebim Okulları eğitimcileri olarak, çocuğun bulunduğu yaş dönemine özgü oyun özelliklerini göz önünde bulunduruyoruz. Oyun zamanlarını, etkinliklerini planlıyor ve uyguluyoruz. Çünkü çocukların oyunları, bulundukları yaşa göre değişiklik gösterir. Oyunları eğitim programları içinde planlarken; çocukların gelişim düzeylerine, cinsiyet ve yaşlarına, sosyo-ekonomik düzeylerine, etkinliklerin süresine, bireysel ya da gruba yönelik olmasına ve oyunun oynanacağı ortam ve materyallere dikkat ediyoruz. Eğitimcilerimiz, bu etkinlikleri ve dersleri program gereği bireysel, küçük grup ve büyük grup etkinlikleri olarak planlarken; yapılandırılmış (grup oyunlarımız), yarı yapılandırılmış (Sanart dersimiz) ile ya da yapılandırılmamış (Serbest oyun saatlerimiz) oyunlardan yararlanırlar.
MEKTEBİM’DE OYUN 3 ŞEKİLDE UYGULANIYOR
Hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Bu süreçte öğretmenlerin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Öğrenme, içsel bir süreçtir. Öğretmenler, öğretme ile ilgili olarak yaklaşımlarını bilginin direk aktarılmasından, fikirlerin ve konuların eleştirel analizine ve yapılandırılmasına doğru değiştirmeye başlamıştır. Öğrencinin özellikleri dikkate alınarak tasarlanmış bir ortamda hem öğrencilerin öğrenmesi kolaylaşmakta hem de hatırlama düzeyleri yükselmektedir. Bu amaçla öğretmenler oyun tabanlı öğrenmeyi tercih etmektedirler.
Mektebim’de eğitim ve öğrenme sürecinde oyun üç farklı şekilde uygulanır.
Öğrencilerimiz;
-Yapılandırılmamış oyunlarla; kendi seçtikleri oyunlarla, kendi istedikleri şekilde oynarlar. Oyun aracılığıyla karar verme yetisi gelişirken öğrenmeyi gerçekleştirirler.
-Yarı yapılandırılmış oyunlarla; hem öğretmen hem de kendisi tarafından başlatılan, daha çok kendilerinin aktif olduğu yaratıcılıklarını gelişir.
-Yapılandırılmış oyunlar ise kuralları önceden belirlenmiş ve bu belirlenen kurallar çerçevesinde çocuklar gruplar oluşturarak oyunlarını oynarlar.
Eğitim ve öğrenmede oyunu ön plana çıkaran uygulamalar ve modeller neler? Ayrıca eğitim ve öğrenmede oyunun ne kadar kullanılması gerekiyor? Belli sınırları var mı? Siz oyunla eğitime okullarınızda ne kadarlık bir zaman ayırıyorsunuz?
Eğitim ve öğretim planlanırken bazı eğitim kuramları ve yaklaşımlarından yararlanılır. Dünyadaki önemli bilim insanlarından bir kaçının oyun üzerine söylediklerini şöyle sıralayabiliriz;
• S. Freud: Yasak dürtülerin kabul edilebilir şekilde ifadesi ve yaşantılar üzerinde kontrol sağlanarak kaygı düzeyini en aza indirmek (kişilik gelişim – sosyal, duygusal)
• J. Piaget: Genel bilişsel gelişim sürecinde uyum sağlayıcı mekanizma (bilişsel gelişim – zihinsel, sosyal)
• E. Erikson: Çevreyle etkileşim sonucunda kazanılan becerilerle iç ve dış çelişkilerin çözümlenmesi (psikososyal gelişim – duygusal, sosyal)
• Bandura: Gözlemleyerek öğrenme, sadece taklit davranışı olmayıp, olayların bilişsel olarak içselleştirilmesiyle bilgi kazanma (sosyal öğrenme – bilişsel, sosyal)
• L. Kohlberg: Çocuğun zihinsel gelişimine paralel olarak ahlak kavramlarının gelişimi (bilişsel ahlak gelişimi – bilişsel, sosyal )
Sıraladığımız ve dünyadaki eğitimcilerin kabul ettiği bilimsel temellere dayanan bu kuramları geliştiren bilim insanları, oyunun çocuğa çok yönlü yararlarını kabul etmektedirler.
Oyun, çocuğa pek çok yaşamsal deneyim kazandırmanın yanı sıra çocuğu sosyal-duygusal, zihinsel ve bedensel olarak besler. Eğitim ve öğrenmenin tüm basamaklarında kullanılan oyunun kullanım sıklığı ve sınırları, belirli prensipler izlenerek belirlenir. Eğitim programları gereği oyunun kavramlar ve kazanımları sağlamak amacıyla planlandığı, çocuk tarafından isteyerek ve severek oynandığı, günlük eğitim akışına sadık kalındığı ve çocuğun gelişimini engelleyen planlama eksikleri bulunmadığı sürece oyun, çocukların eğitiminde istenildiği kadar kullanılabilir. Çocukların merak duygularını gidermesi, yani öğrenebilmesi için dokunmayı, sormaya, taklit etmeye, deneyimlemeye, tadına bakmaya, konuşmaya ihtiyacı vardır. Oyun bütün bu ihtiyaçların giderilebilmesi için en iyi araçtır. Yani çocukların en önemli işi olan oyunun, öğrenmede sınırları yoktur, her şeyi oyunlaştırarak öğretebiliriz. Böylelikle öğrencilerimiz eğlenirken kalıcı öğrenmeyi de sağlarız.
FARKLI YAŞLAR İÇİN FARKLI OYUNLAR
Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir?
Oyun, insan hayatının her evresinde var olan bir etkinliktir. Oyun, insan hayatının her evresinde var olan bir etkinlik olmakla birlikte yaşamın ilk yıllarında çocuğun yaşadığı dünyayı tanıması, sevgilerini, kıskançlıklarını, mutluluklarını, düşmanlıklarını, iç çatışmalarını, hayallerini, düşüncelerini ifade edebilmesi için en uygun “dil” olarak kabul edilmektedir. Oyunun insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. Oyun insanın her döneminde insanın gelişmesinde farklı etkilere sahiptir. Çocuklar için farklı, bebekler için farklı, ilköğretim çağı için farklı… Fakat oyunu sadece çocuklar için düşünmemiz gerekli. Mesela üniversite öğrencilerini ele alırsak bilgisayarda oynadığı oyunlardan, basketbol, futbol oyunlarına kadar farklı türde oyunlar vardır. Kısaca oyunun şekli farklı olsa da insanın her döneminde insanın hayatına büyük etkisi vardır. Mektebim, okul öncesinden liseye kadar tüm öğrencilerine oyunla öğrenme olanağı sağlar. Her yaş için oyun çeşidi ve oyun oynama sıklığı değişiklik gösterir. Böylece, Mektebim Okulları olarak öğrencilerimize bilgiyi kalıcı hale getirmek için, yaparak, yaşayarak, deneyimleyerek öğretmeyi amaç ediniyoruz.
EĞİTİCİ OYUNLAR VE MATERYALLER ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Oyuncak seçimi oldukça önemlidir aslında. Seçilecek oyuncak;
• Çocuğun yaşına, ilgisine, becerisine ve içinde bulunduğu gelişimsel döneme uygun olmalıdır.
• Oyuncaklar çok karmaşık olmamalı ve dayanıklı olmalı.
• Çocuğun tek başına oynayabileceği oyuncaklar olmalı.
• Oyuncaklar beceriyi artıracak özellikte olmalıdır. Bu nedenle basit karmaşığa doğru oyuncak tercihi yapılmalıdır.
• Oyuncak alınırken çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapılmamalı.
• Alınan oyuncaklar çok yönlü olmalıdır. Bu amaçla kasları çalıştıran, hayal gücünü artıran, yaratıcığı geliştiren oyuncaklar tercih edilmelidir.
• Çocuğun yaşına uygun oyuncak alınmalıdır. Basit oyuncaklar çocuğun çabuk sıkılmasını, karmaşık oyuncaklar ise özgüveninin azalmasına neden olur.
• Alışverişe gitmeden önce alınacak oyuncak kararlaştırılmalıdır.
• Bakım onarım ve temizlenmesi kolay olmalıdır.
• Paylaşma duygusunu geliştirici olmalıdır.
• Yapı ve işleyiş bakımından çabuk anlaşılır olmalıdır.
• Çocuğun merak ve ilgisini çekebilmelidir.
• Çocuğun hoşuna gidebilecek renkte ve şekilde olmalıdır.
• Oyuncakların büyüklüğü onun bedensel özelliğine göre seçilmelidir.
• Sökülebilir tarzda olmalıdır. Oyuncağını böylece kırmadan merakını giderebilir.
• Çocuğun sağlığını (psikolojik ve fizyolojik sağlığı)bozucu olmamalıdır.
Her çocuğun dönemsel olarak oynadığı nesneler çeşitlilik ve değişiklik gösterir. Yeni doğan bebeğin oyuncağı onun bedenidir. Elini kolunu sallayarak, alini ayaklarını ağzına getirerek eğlenir. Doğumdan sonraki günlerde ise zamanla Bebekler ses, ışık gibi ani değişimlerden hoşlanırlar. Bu nedenle Bebeklik dönemin de alınacak oyuncaklar daha çok beşiklere asılacak, kenarlarına konacak hareketli, sesli, renkli oyuncaklar tercih edilmelidir.
• 6-7 aylık: çocuk artık oturmaya başlamıştır bu nedenle de mekânı da genişlemiştir. Bu dönemde çocuğa elinin içine sığabilecek büyüklükte esnek olan (plastik) oyuncaklar verilebilir. Özellikle ses çıkaran çıngıraklar onlar için çok önemlidir. Çocuk ayrıca bu dönem içerisinde dişlerini çıkarmaktadır. Dişlerini çıkaran çocuğu diş kaşıntısını azaltmak için hijyenik olarak plastikten yapılmış olan materyaller kullanılabilir.
• 8-12 aylık: çocuk artık emeklemeye ve yürümeye başlamıştır. Mekânı daha da genişlemiştir. İlgileri ise artmıştır. Bu çağdaki çocuğa ses çıkaran toplar oyun olur. Dökmekten ve doldurmaktan hoşlandıkları için bu tür oyuncaklar kullanılabilir. Bebekler, arabalar, hayvanlar ise ilgilerini çekebilmektedir. Bu dönemdeki çocuğa resimlerden oluşan hikâyelerin anne-baba tarafından anlatılması oldukça önemlidir.
• 15-18 aylık: çocuk artık yürümekte, odalar arsında mekik dokumaktadır. Bu nedenle itilen, çekilen, aynı zamanda ses çıkaran oyuncaklar (otomobiller, gitar, ) tercih edilmelidir.
18 ay sonrası: çocuk artık kendini bilim adamı gibi görmektedir. Keşif ve icat yapmak onların en önemli özelliğidir. Bu dönemde farklı boyutlardaki bloklar, kutular ve şekillerden bir şeyler yapmak çok hoşlarına gider.
• 2-3 yaş: çocuk artık sosyal hayatı görmekte ve bunları hayal etmektedir. Anne-baba olurlar. Çocuklarını beslerler. Bu nedenle bu dönemde çocuklar hayatı dramatize edebilecekleri oyuncaklar alınmalıdır. Bebek, mini oda takımları, kuklalar, tamir aletleri, hayvan setleri vb.. oyuncaklar idealdir. Bu dönemde çocuklar denize götürülmeli kum ve suya olan ilgileri giderilmeli.
• 3-4 yaş: çocukların motor gelişimleri artmaktadır. Hareketten, zıplamaktan çocuklar çok hoşlanmaya başlamıştır. Bu dönemde üç tekerlekli bisikletler, sallanan atlar, yük arabaları, büyük küpler ve bloklar alınmalıdır.
• 4-6 yaş: çocuklar artık özellikle açık havada oynamaktan ve masa başı oyunların hoşlanırlar. Bu dönemde boyama, yapıştırma, kâğıtlardan şekiller yapma, parçaları birleştirme gibi oyunları destekleyen faaliyetler yapılmalıdır. Suluboya, pastel boya, karton, mukavva, ip gibi oyuncaklar tercih edilmedir.
• 6 yaş sonrası (okul çağı): çocuk artık okula başlamıştır. Oyun ve oyuncak anlayışında önemli değişikler olmaya başlamıştır. Bu dönemde futbol, basketbol, bisiklet gibi oyunlar ve bunlar oynanırken kullanılacak materyaller önem kazanır. Televizyon ve spor etkinlikleri ilgilerini çeker. Özellikle resimli kitaplar çok ilgilerini çeker.
TÜM DERSLERDE OYUNDAN YARARLANILIYOR
Eğitsel oyunlarla derste konular, ilgi çekici duruma getirilebilir, en pasif öğrencilerin bile bu etkinliklere katılmaları sağlanabilir. Eğitimcilerimiz, sınıf içinde eğitsel oyunlardan başarılı bir şekilde yararlanabilmek için dikkatli ve titiz bir hazırlık yaparlar. Her öğretmen, her oyuna bir ders saatinin beş ya da on dakikasını ayırmalı ve genellikle bu etkinliklere dersin ortasında ya da sonunda yer vermelidir. Mektebim öğrencileri İnovasyon, Sanart, Göster-Anlat, Beden Eğitimi gibi neredeyse tüm dersleri oyunla öğrenir. Bunun yanı sıra yapılan festivaller, partiler, yarışmalar ve özel kutlamalarda öğrencilerimiz için tasarlanmış olan oyun aktiviteleri ile öğrencilerimizin tüm gelişim alanlarını destekliyoruz.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Aralık 2016 17:21
Gösterim: 2541
TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunu'nun kabul edilmesinin ardından özel okul ve diğer özel öğretim kurumlarında yabancı uyruklu kişilerin ortaklığı sona erdirilecek.
TBMM'de kabul edilen, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanunu'na göre, özel okul ve diğer özel öğretim kurumlarındaki yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığı sona erdirilecek.
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun ile özel öğretim kurumlarının açılmasına ilişkin hükümleri düzenleyen kanuna bir madde eklendi.
Buna göre, gerekli şartları taşıyıp özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarının kurucularında, yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespit edilmesi halinde, söz konusu kurumlara brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanacak.
Bu kurumlara, yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerle ortaklığın sona erdirilmesi için 30 iş günü süre verilecek. Bu süre sonunda yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmemesi veya aynı kurumda ikinci kez yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespiti halinde, söz konusu kuruluşun, kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilecek.
Düzenleme öncesi mevzuatta, özel öğretim kurumu açılışında yabancı sermaye ortaklığına izin verilmemesine karşın, kurumun daha sonra yabancı uyruklu ortak edinmesi durumunu düzenleyen kesin bir hüküm bulunmuyordu.
Yeni düzenleme kapsamında, Türkiye genelinde yaklaşık 19 bin özel öğretim kurumunun yabancı ortağının bulunup bulunmadığının tespiti için çalışma yürütülüyor. Bakanlığın çalışmasının amaçları arasında, yabancı uyruklu ortakların özel okullar üzerinden yasa dışı faaliyette bulunmasının önüne geçilmesi de bulunuyor.
Bu çalışma kapsamında, yabancı ortaklığı tespit edilen özel okul, özel rehabilitasyon merkezi, muhtelif kurslar, uzaktan öğretim yapan kurslar, hizmet içi eğitim merkezleri, özel öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel sürücü kursu ya da özel öğretim kurslarını da kapsayan tüm özel öğretim kurumlarına yeni kanun hükümleri uygulanacak.
Olası terör yapılanmalarına karşı önlem
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye'de mevzuat gereği yabancı sermaye tarafından sadece milletlerarası okullar açılabiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yeni düzenlemenin bir amacının da FETÖ ve diğer bölücü terör örgütlerinin Türkiye'de eğitim alanında olası yapılanmasının önüne geçmek olduğunu ifade etti. Yetkililer, ayrıca eğitim kurumlarının terör yapılanmalarında odak haline gelmesi ve eğitim-öğretim perdesi altında devletin hem maddi hem manevi ciddi kayıplara uğratılmasının en büyük risk olduğunu belirtti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunu'nun kabul edilmesinin ardından özel okul ve diğer özel öğretim kurumlarında yabancı uyruklu kişilerin ortaklığı sona erdirilecek.
TBMM'de kabul edilen, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanunu'na göre, özel okul ve diğer özel öğretim kurumlarındaki yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığı sona erdirilecek.
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun ile özel öğretim kurumlarının açılmasına ilişkin hükümleri düzenleyen kanuna bir madde eklendi.
Buna göre, gerekli şartları taşıyıp özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarının kurucularında, yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespit edilmesi halinde, söz konusu kurumlara brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanacak.
Bu kurumlara, yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerle ortaklığın sona erdirilmesi için 30 iş günü süre verilecek. Bu süre sonunda yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmemesi veya aynı kurumda ikinci kez yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespiti halinde, söz konusu kuruluşun, kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilecek.
Düzenleme öncesi mevzuatta, özel öğretim kurumu açılışında yabancı sermaye ortaklığına izin verilmemesine karşın, kurumun daha sonra yabancı uyruklu ortak edinmesi durumunu düzenleyen kesin bir hüküm bulunmuyordu.
Yeni düzenleme kapsamında, Türkiye genelinde yaklaşık 19 bin özel öğretim kurumunun yabancı ortağının bulunup bulunmadığının tespiti için çalışma yürütülüyor. Bakanlığın çalışmasının amaçları arasında, yabancı uyruklu ortakların özel okullar üzerinden yasa dışı faaliyette bulunmasının önüne geçilmesi de bulunuyor.
Bu çalışma kapsamında, yabancı ortaklığı tespit edilen özel okul, özel rehabilitasyon merkezi, muhtelif kurslar, uzaktan öğretim yapan kurslar, hizmet içi eğitim merkezleri, özel öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel sürücü kursu ya da özel öğretim kurslarını da kapsayan tüm özel öğretim kurumlarına yeni kanun hükümleri uygulanacak.
Olası terör yapılanmalarına karşı önlem
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye'de mevzuat gereği yabancı sermaye tarafından sadece milletlerarası okullar açılabiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yeni düzenlemenin bir amacının da FETÖ ve diğer bölücü terör örgütlerinin Türkiye'de eğitim alanında olası yapılanmasının önüne geçmek olduğunu ifade etti. Yetkililer, ayrıca eğitim kurumlarının terör yapılanmalarında odak haline gelmesi ve eğitim-öğretim perdesi altında devletin hem maddi hem manevi ciddi kayıplara uğratılmasının en büyük risk olduğunu belirtti.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Aralık 2016 15:14
Gösterim: 1833
Özel Arı Okulları 21. yüzyılın çocuklarını geleceğe hazırlamak ve okullarını daha öğrenme odaklı hale getirmek amacıyla öğrencilerine dönüştürülmüş öğrenme ayrıcalığını sunuyor. Özel Arı Okulları Genel Müdür Yardımcısı Dr. Seva Demiröz, dönüştürülmüş öğrenme ile ilgili gelişmeleri aktardı.
Teknolojiye erişimin kolaylaşması dijital yerliler olarak isimlendirilen 21. Yüzyıl öğrenenlerinin öğrenme ortamlarına ilişkin beklentilerini de değiştirmiştir. 21. yüzyıl öğrenenleri; öğrenme ortamlarının teknoloji ile donanımlı ve etkileşimli olarak düzenlenmesini tercih etmektedirler. Öğrenenlerin bu taleplerinin gerçekleştirilmesi, okulların teknolojik altyapısından, öğrenen ve öğretmen becerilerine kadar pek çok etmene bağlıdır. Bu nedenle, dijital yerlilerin öğrenme ortamlarının gözden geçirilerek bir dönüşüme gidilmesi gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bu dönüşüm, teknolojinin sağladığı olanakları öğretim ortamlarına uyarlarken çağa uygun, öğrenmesinin sorumluluğunu alan öğrenci profillerini göz önünde bulundurularak sağlanabilir. Merkezinde etkileşim ve bireyselleştirilmiş öğrenmenin yer aldığı dönüştürülmüş öğrenme de bunlardan biridir.
Arı Okulları olarak dinamik ve etkileşimli sınıf içi ortamlarımızın, tekrar aşamasında bireysel öğrenme ortamına dönüştürülmesini, okul ortamı dışında ders tekrarı ve pekiştirme ile tam öğrenmeyi sağlamak amacıyla B-Flipped Learning (Dönüştürülmüş Öğrenme) yaklaşımını Prof.Dr. Buket Akkoyunlu danışmanlığında ARGE Merkezi Koordinatörü, ARGE ve Eğitim Teknolojileri Merkezi (ETM) uzmanlarından oluşan bir ekiple çevrimiçi ortamlarımızda kullanmaya başladık.
B-Flipped Learning (Dönüştürülmüş Öğrenme) yaklaşımında kullandığımız model ile ARGE ve ETM uzmanlarımız, zümrelerle iş birliği yaparak ilgili öğretmenlerimizin yaptığı eğitimleri kayda alarak görüntüleri öğrencilerin ulaşabilecekleri bir alana yüklemekte ve öğrencilerin sınıf dışından içeriğe erişmelerini sağlamaktadır.
Kullanılan dönüştürülmüş öğrenme modelinde ders videolarının dışında, üst düzey öğrenmelerin gerçekleştirileceği ortamların ve materyallerin tasarlanması ile sınıf içi etkinliklerin içeriği ve niteliği de artmaktadır. Yaklaşımın uygulanmasındaki en temel amaç yüz yüze öğrenme ortamlarının niteliğini artırmaktır.Arı Okulları olarak kullandığımız model, her öğrencimizin gereksinimi doğrultusunda yararlanabileceği bireye özel bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ile öğrencilerimize; derslerde işlenen konulara yönelik kazanım bazlı sınıflandırılmış kısa anlatım videoları ile çevrim içi ortamlarda diledikleri kadar ders tekrarı yapabilecekleri esnek bir ortam sunulmaktadır. Öğrencilerimizin eksik olan kazanımlarını tamamlamak amacıyla okulda yapılan sınavların sonuçları analiz edilerek, ilgili kazanımlar belirlenmektedir. Her öğrencimiz okulda yapılan bireysel etütlerin yanı sıra kendisi için belirlenen eğitim videolarını da izleyerek eksiklerini tamamlamakta, konuyla ilgili tekrara ya da hatırlamaya gereksinim duyduğu zaman da videolara ya da sunumlara erişebilmektedir.
Ders öğretmeninin belirlediği tarihlerde belirli aralıklarla öğrencilerimizin erişimine açılan konu tekrar videoları izlendikten sonra, sınıf ortamında da ilgili konuya yönelik çeşitli etkinliklerle öğrenmenin kalıcılığı artırılmaktadır. Bu etkinliklerde jigsaw (ayrılıp birleşme/ yap boz), grup tartışması vb. teknikler kullanılmaktadır.
21.yüzyıl öğrenenlerinin yaşamlarında anahtar rol oynayan teknolojinin öğrenme amacıyla etkin olarak kullanılması, öğrencilerin derse olan ilgilerini artırmaktadır. B - Flipped Learning yaklaşımı ile öğrencilerimiz bireysel olarak öğrenmelerinin sorumluluğunu almalarının yanı sıra sınıf içi öğrenme ortamlarında öğretmeniyle daha etkin ve verimli olarak süreçlerini tamamlamaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Özel Arı Okulları 21. yüzyılın çocuklarını geleceğe hazırlamak ve okullarını daha öğrenme odaklı hale getirmek amacıyla öğrencilerine dönüştürülmüş öğrenme ayrıcalığını sunuyor. Özel Arı Okulları Genel Müdür Yardımcısı Dr. Seva Demiröz, dönüştürülmüş öğrenme ile ilgili gelişmeleri aktardı.
Teknolojiye erişimin kolaylaşması dijital yerliler olarak isimlendirilen 21. Yüzyıl öğrenenlerinin öğrenme ortamlarına ilişkin beklentilerini de değiştirmiştir. 21. yüzyıl öğrenenleri; öğrenme ortamlarının teknoloji ile donanımlı ve etkileşimli olarak düzenlenmesini tercih etmektedirler. Öğrenenlerin bu taleplerinin gerçekleştirilmesi, okulların teknolojik altyapısından, öğrenen ve öğretmen becerilerine kadar pek çok etmene bağlıdır. Bu nedenle, dijital yerlilerin öğrenme ortamlarının gözden geçirilerek bir dönüşüme gidilmesi gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bu dönüşüm, teknolojinin sağladığı olanakları öğretim ortamlarına uyarlarken çağa uygun, öğrenmesinin sorumluluğunu alan öğrenci profillerini göz önünde bulundurularak sağlanabilir. Merkezinde etkileşim ve bireyselleştirilmiş öğrenmenin yer aldığı dönüştürülmüş öğrenme de bunlardan biridir.
Arı Okulları olarak dinamik ve etkileşimli sınıf içi ortamlarımızın, tekrar aşamasında bireysel öğrenme ortamına dönüştürülmesini, okul ortamı dışında ders tekrarı ve pekiştirme ile tam öğrenmeyi sağlamak amacıyla B-Flipped Learning (Dönüştürülmüş Öğrenme) yaklaşımını Prof.Dr. Buket Akkoyunlu danışmanlığında ARGE Merkezi Koordinatörü, ARGE ve Eğitim Teknolojileri Merkezi (ETM) uzmanlarından oluşan bir ekiple çevrimiçi ortamlarımızda kullanmaya başladık.
B-Flipped Learning (Dönüştürülmüş Öğrenme) yaklaşımında kullandığımız model ile ARGE ve ETM uzmanlarımız, zümrelerle iş birliği yaparak ilgili öğretmenlerimizin yaptığı eğitimleri kayda alarak görüntüleri öğrencilerin ulaşabilecekleri bir alana yüklemekte ve öğrencilerin sınıf dışından içeriğe erişmelerini sağlamaktadır.
Kullanılan dönüştürülmüş öğrenme modelinde ders videolarının dışında, üst düzey öğrenmelerin gerçekleştirileceği ortamların ve materyallerin tasarlanması ile sınıf içi etkinliklerin içeriği ve niteliği de artmaktadır. Yaklaşımın uygulanmasındaki en temel amaç yüz yüze öğrenme ortamlarının niteliğini artırmaktır.Arı Okulları olarak kullandığımız model, her öğrencimizin gereksinimi doğrultusunda yararlanabileceği bireye özel bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ile öğrencilerimize; derslerde işlenen konulara yönelik kazanım bazlı sınıflandırılmış kısa anlatım videoları ile çevrim içi ortamlarda diledikleri kadar ders tekrarı yapabilecekleri esnek bir ortam sunulmaktadır. Öğrencilerimizin eksik olan kazanımlarını tamamlamak amacıyla okulda yapılan sınavların sonuçları analiz edilerek, ilgili kazanımlar belirlenmektedir. Her öğrencimiz okulda yapılan bireysel etütlerin yanı sıra kendisi için belirlenen eğitim videolarını da izleyerek eksiklerini tamamlamakta, konuyla ilgili tekrara ya da hatırlamaya gereksinim duyduğu zaman da videolara ya da sunumlara erişebilmektedir.
Ders öğretmeninin belirlediği tarihlerde belirli aralıklarla öğrencilerimizin erişimine açılan konu tekrar videoları izlendikten sonra, sınıf ortamında da ilgili konuya yönelik çeşitli etkinliklerle öğrenmenin kalıcılığı artırılmaktadır. Bu etkinliklerde jigsaw (ayrılıp birleşme/ yap boz), grup tartışması vb. teknikler kullanılmaktadır.
21.yüzyıl öğrenenlerinin yaşamlarında anahtar rol oynayan teknolojinin öğrenme amacıyla etkin olarak kullanılması, öğrencilerin derse olan ilgilerini artırmaktadır. B - Flipped Learning yaklaşımı ile öğrencilerimiz bireysel olarak öğrenmelerinin sorumluluğunu almalarının yanı sıra sınıf içi öğrenme ortamlarında öğretmeniyle daha etkin ve verimli olarak süreçlerini tamamlamaktadır.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Eylül 2016 14:42
Gösterim: 1886
Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan düzenlemeyle şehit ve gazi çocuklarını ücretsiz kaydeden özel okullara Bakanlık tarafından ilave kontenjan verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı şehit ve gazi çocukları için önemli bir düzenlemeye gitti. Buna göre, şehit ve gazi çocuklarını ücretsiz kayıt alan özel okullara Bakanlık tarafından ilave kontenjan verilecek.
Özel okulların Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na göre yüzde 3 oranında ücretsiz öğrenci okutma zorunluluğu bulunuyor.
Bu kapsamda, özel okullar, okutmak zorunda oldukları yüzde 3 ücretsiz öğrenci kontenjanını aşmamak üzere kayıt aldıkları her bir şehit ve gazi çocuğu için toplam kontenjanlarına ilave kontenjan alabilecekler.
Bu düzenleme ile toplam kontenjanları dolan özel okulların da şehit ve gazi çocuklarını kayıt alabilmesine imkan sağlandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan düzenlemeyle şehit ve gazi çocuklarını ücretsiz kaydeden özel okullara Bakanlık tarafından ilave kontenjan verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı şehit ve gazi çocukları için önemli bir düzenlemeye gitti. Buna göre, şehit ve gazi çocuklarını ücretsiz kayıt alan özel okullara Bakanlık tarafından ilave kontenjan verilecek.
Özel okulların Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na göre yüzde 3 oranında ücretsiz öğrenci okutma zorunluluğu bulunuyor.
Bu kapsamda, özel okullar, okutmak zorunda oldukları yüzde 3 ücretsiz öğrenci kontenjanını aşmamak üzere kayıt aldıkları her bir şehit ve gazi çocuğu için toplam kontenjanlarına ilave kontenjan alabilecekler.
Bu düzenleme ile toplam kontenjanları dolan özel okulların da şehit ve gazi çocuklarını kayıt alabilmesine imkan sağlandı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Ekim 2016 12:34
Gösterim: 1870
Milli Eğitim Bakanlığınca, 2016-2017 eğitim öğretim yılı için özel okullara yönelik eğitim ve öğretim desteği başvuruları 15 Ağustos-2 Eylül 2016 arasında alınacak.
Buna göre, 2016-2017 eğitim öğretim yılında özel okullarda öğrenim gören ve görecek 75 bin öğrenciye ilk defa eğitim ve öğretim desteği verilecek.
Daha önceki yıllarda destek almaya hak kazanan öğrencilerle birlikte 2016-2017 döneminde toplam 340 bin öğrenci eğitim ve öğretim desteğinden faydalanmış olacak.
Okul öncesi eğitim kurumlarındaki 6 bin öğrenciye 2 bin 860 lira, ilkokuldaki 15 bin öğrenciye 3 bin 440 lira, ortaokuldaki 15 bin öğrenciye 4 bin lira, lisedeki 15 bin öğrenciye 4 bin lira ve temel lisedeki 24 bin öğrenciye ise 3 bin 440 lira destek verilecek.
Takvim belli oldu
2016-2017 eğitim öğretim yılı için özel okulların ve öğrencilerin teşvik başvuruları, 15 Ağustos-2 Eylül 2016 tarihleri arasında alınacak. Tercih işlemi yapmaya hak kazanan öğrenciler 5 Eylül'de ilan edilecek.
Özel okullar MEBBİS modülü üzerinden, öğrenciler ise kayıtlı bulundukları resmi ya da özel okullardan müracaatlarını yapabilecek. Eğitim ve öğretim desteği kapsamına alınan özel okulların listesi, başvuru takvimi içerisinde haftalık olarak Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün internet sayfasında ilan edilecek.
Eğitim öğretim desteğine hak kazanan öğrenciler, özel okul tercihlerini 6-19 Eylül'de yapacak. Yerleştirme sonuçları 20 Eylül'de ilan edilecek. Eğitim ve öğretim desteği hakkı kazanan öğrencilerin, yerleştiği özel okula 21-26 Eylül tarihleri arasında nakil ve kayıt işlemlerini tamamlaması gerekiyor. Boş kalan kontenjanlar için ise aynı tercihler üzerinden 27 Eylül'de ek yerleştirme işlemi yapılacak.
Ek yerleştirme ve kayıtlar 27-30 Eylül'de yapılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Milli Eğitim Bakanlığınca, 2016-2017 eğitim öğretim yılı için özel okullara yönelik eğitim ve öğretim desteği başvuruları 15 Ağustos-2 Eylül 2016 arasında alınacak.
Buna göre, 2016-2017 eğitim öğretim yılında özel okullarda öğrenim gören ve görecek 75 bin öğrenciye ilk defa eğitim ve öğretim desteği verilecek.
Daha önceki yıllarda destek almaya hak kazanan öğrencilerle birlikte 2016-2017 döneminde toplam 340 bin öğrenci eğitim ve öğretim desteğinden faydalanmış olacak.
Okul öncesi eğitim kurumlarındaki 6 bin öğrenciye 2 bin 860 lira, ilkokuldaki 15 bin öğrenciye 3 bin 440 lira, ortaokuldaki 15 bin öğrenciye 4 bin lira, lisedeki 15 bin öğrenciye 4 bin lira ve temel lisedeki 24 bin öğrenciye ise 3 bin 440 lira destek verilecek.
Takvim belli oldu
2016-2017 eğitim öğretim yılı için özel okulların ve öğrencilerin teşvik başvuruları, 15 Ağustos-2 Eylül 2016 tarihleri arasında alınacak. Tercih işlemi yapmaya hak kazanan öğrenciler 5 Eylül'de ilan edilecek.
Özel okullar MEBBİS modülü üzerinden, öğrenciler ise kayıtlı bulundukları resmi ya da özel okullardan müracaatlarını yapabilecek. Eğitim ve öğretim desteği kapsamına alınan özel okulların listesi, başvuru takvimi içerisinde haftalık olarak Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün internet sayfasında ilan edilecek.
Eğitim öğretim desteğine hak kazanan öğrenciler, özel okul tercihlerini 6-19 Eylül'de yapacak. Yerleştirme sonuçları 20 Eylül'de ilan edilecek. Eğitim ve öğretim desteği hakkı kazanan öğrencilerin, yerleştiği özel okula 21-26 Eylül tarihleri arasında nakil ve kayıt işlemlerini tamamlaması gerekiyor. Boş kalan kontenjanlar için ise aynı tercihler üzerinden 27 Eylül'de ek yerleştirme işlemi yapılacak.
Ek yerleştirme ve kayıtlar 27-30 Eylül'de yapılacak.
Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 15:58
Gösterim: 3359