banner

Okulu eve taşıyan veliyi de öğretmen yapan zorunluluk; KoRoNa ViRüS




Alpaslan Dartan / Eğitim Danışmanı – PDR uzmanı   

alpaslan_dartanDünya Sağlık Örgütü (WHO) 11 Mart 2020 Çarşamba günü koronavirüsü pandemik bir hastalık olarak ilan ettiğinde aynı gün ülkemizde de ilk koronavirüs tanılı bir vakanın varlığı Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmıştı. Bundan bir gün sonra da Milli Eğitim Bakanlığı Okulların 16 Mart tarihinden itibaren ara tatilin de öne çekilerek iki haftalığına tatil edildiğini açıkladı. Bir süre sonra da alınan bir kararla 30 Nisan tarihine kadar okulların kapalı olacağına ve uzaktan eğitime devam edileceğine ilşikin ikinci bir açıklama geldi.

MEB’DE SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
Tüm bu süreçte alınan kararların elbette daha öncesi de var. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 2019 Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan bu virüs hızla dünyaya yayılmaya başladıktan yaklaşık iki ay sonra yani 3 Şubat 2020’de “Koronavirüs Bilgilendirme Notu” başlıklı bir broşürle koronavirüsle ilgili ilk paylaşımını yaptı. 
26 Şubat’ta sosyal medya aracılığıyla “Koronavirüsten Nasıl Korunuruz?” videosunu yayınladı, 3 Mart’ta da “çocukların gelişim sürecinde etkin rol model olan velileri pratik bilgilerle daha aktif şekilde desteklemek” amacıyla hazırladığını belirttiği “Bizden” adlı aylık bülteninde “Koronavirüsten Korunmanın Yolları” başlıklı bir bilgilendirme yazısı paylaştı. 
Akabinde 10 Mart’ta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle, öğrenci, öğretmen ve Bakanlığa bağlı personelden zorunlu olmadıkça proje, uluslararası toplantı ve benzeri etkinlikler kapsamında yurt dışına seyahat etmemelerini istedi. 12 Mart’ta Millî Eğitim Bakanlığı tarafından illere gönderilen yeni bir yazıyla  koronavirüs önlemleri kapsamında resmi ve özel okul ve kurumlarda sosyal etkinlikler iptal edildiği bilgisi paylaşılmışken aynı gün ara tatilin öne çekildiği ve tüm örgün eğitim kurumlarının 16 Mart’tan başlayarak iki hafta süreyle tatil ilan edildiği açıklandı. 
İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin 23 Mart’tan itibaren 1 hafta süreyle evden devam edecekleri belirtilişken ikinci bir kararla uzaktan eğitime 30 Nisan’a kadar devam edileceği açıklandı. Tüm bu bilgileri alt alta koyduğumuzda Aralık-Ocak ve Şubat ayına kadar geçen iki-üç aylık sürede çok fazla bir tedbir almadan yola koyulan ülkemiz ve Millli Eğitim Bakanlığı, pandeminin yayılma hızı karşısında ve ülkede ilk vakanın ortaya çıkmasıyla birlikte hızlı adımlarla önlemler almaya başladı. ilk vakanın açıklandığından itibaren de özellikle Milli Eğitim Bakanığı çok kısa bir sürede uzaktan eğitim ile ilgili planlarını devreye sokmaya başladı.

UZAKTAN EĞITIMVE EBA PLANLAMASI
Ülkemizde 2018-2019 verilerine göre üniveriste öğrencileri dahil örgün eğitimde yaklaşık 21 milyon öğrenci bulunuyor, yani 81 milyon nüfuslu ülkemizin neredeyse 4/1’i öğrenci. Bu da eğitim-öğretimin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Her birimizin anne babası ile ülke nüfusunun yarıdan fazlasını ilgilendiren eğitim ve öğretimin faaliyetlerinin bir biçimde sürdürülebilmesi önemli bir ihtiyaca dönüştü.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da belirtiği gibi "Okul çocuğun sadece eğitim aldığı, ders dinlediği, öğrendiği bir yer değildir. Çocuk okulda eğlenir, sosyalleşir, arkadaşlarıyla birlikte öğrenir, sistematik bir öğrenme ortamı içerisinde zamanını geçirir. Dolayısıyla uzaktan eğitim ile çocuklara bunların hepsinin kusursuz bir şekilde verebilmesi olanaklı değildir. Uzaktan eğitim ile kurgulanan asıl amaç çocukların okuldan ayrı kaldıkları bu süreçte sosyal ve duygusal boşluklar yaşamasınlar, öğretmen ve arkadaşları ile iletişim halinde bulunsunlar, ders formatından uzaklaşmasınlar, yapılandırılmış eğitim olanaklarından faydalanmayı sürdürebilsinler ve sosyal duygusal gelişimleri için gerekli ön koşullara sahip olabilsinler diyedir. 
Kısa zamanda gerçekleştirilmeye çalışılan iş aslında hiç de kolay değildi. Önce senkron eğitim planlansa da bunun kapsayacağı alanın büyüklüğü nedeniyle mümkün olamayacağı anlaşıldığından hemen asenkron eğitim verilecek olan her yaş düzeyine uygun (İlkokul-Ortaokul ve Lise) üç TV kanalı (EBA TV) en kısa sürede hazır hale getirildi. 
Okul öncesi ve 12. Sınıf öğrencilerinin kapsam dışı tutulmasına rağmen bu kadar az zamanda bunun gerçekleştirilebilmesi önemli bir başarıdır. Uzaktan eğitim ile ilgili geçen yaklaşık bir aylık süreçte ortaya çıkan önemli bir gerçek de uzaktan eğitime yönelik toplumda oluşan beklenti içerikli algılardır. 
Özellikle ebeveynlerin sanki okullar yüz yüze eğitime devam ediyorlarmış gibi mevcut sistemin aynısının yürütülmesini beklemeleri durumun farkında olmadıklarını göstermektedir. Özellikle resmi ve özel eğitim kurumlarında eğitim gören çocukların eğitime erişim sorunlarını (internet tabanlı online eğitim platformları ya da asenkron eğitimin verildiği EBA ve TRT kanallarına erişim bir kenara bırakılacak olursa ki bu da çok önemlidir), tam gün eğitim beklentisi, sınavların nasıl yapılacağı, sınıf geçme sisteminin ve notlandırmaların nasıl yapılacağı, müfredat programlarının bir bir verilmesinin beklenmesi gibi pek çok beklentinin dile getirilmesi abartı derecede bir ebeveyn bencilliği ve AN ’ı yaşarken geleceğe odaklanma histerisidir.
Belirsizlikler kaygı düzeyimizi artırırken bilgi edinme yolları ister istemez bizleri tv’lere ya da canlı bağlantılar yolu ile sosyal medyaya bağımlı hale getirdi. Her sınıf seviyesinde oluşmaya başlayınca
öğrencinin ekran karşısında kalabileceği maksimum zaman dilimi ile verilmesi hedeflenen asgari eğitim zamanının örtüşük olmaması kendi içerisinde çelişkiler doğurmasına da neden olmuştur. Ekran bağımlılığının zararlarına değinilirken bundan uzaklaştırmaya çalıştığımız çocuklarımız ve diğer yandan bu bağımlılığı artıracak senkron eğitimler adına gerçekleşmesini istediğimiz istekler ve beklentilerimiz. Çok yaman çelişkiler bunlar.

ALKIŞLAR KİME?
Alkışlar elbette DOKTORLARA, ÖĞRETMENLERE ve bilinçli VELİLERE. Biri hayat kurtarırken diğeri hayata tutunmayı ve yaşamda var olmayı öğretiyor. Biri işte hayat kurtarmaya çırpınıyorken, diğer ikisi evde uğraş veriyor. 

İLİŞKİLERİMİZ
Bu zamanlarda çocuklara ve yaşlılara getirilen sokağa çıkma yasağı hayata tutunmaya çalışırken bizlere yaşamı yönetme becerisindeki yoksunluklarımızı da gösteriyor. Bu durumun iç hayatlarımıza ne yaptığını biliyor muyuz bilemiyorum ama evde yetişkinlerle beraber yaşama sanatını geliştirmeye uğraşan çocuklar ve çocuklarıyla zorunlu birlikteliği başarmaya çalışan ebeveynler görüyorum çoğunlukla. Her iki tarafın da kendi içerisinde yaşadığı zorluklar vardı ve ne güzeldi, basit basit yürüyen ilişkilerimiz ama artık karmaşık bir ilişkiler ağımız var. Zorunluluklar tam özgürlüğün ya da sınırlı özgürlüğün karşıtı haline geldiğinde donanımımız ne olursa olsun bizi etkilemeye zorlamaya başladı ve ne yapacağımızı ya da nasıl yapacağımızı bilemediğimizi bize gösterdi. 

ORTAK YAŞAM NASIL BİR ŞEY ONU ÖĞRENİYORUZ
Bu dönemin popülerleri kimler, doktorlar, iletişim bilimciler, psikologlar ve psikolojik danışmanlar. Parlayan yıldızlar ve sönen mumlar gibiler. İletişim uzmanları, psikologlar ailelere, çocuklara, öğretmenlere kısaca toplumumun her kesimine TV TV dolaşıp mesajlar vermeye başladılar bu dönemde doğru da yapıyorlar. Ama ne kadar izliyoruz bilemiyorum, bizim gerçeğimizle anlatılanların iç mantığı ne kadar örtüşüyor kestiremiyorum.

İnsanlar evde kalınca değişik uğraşılar bulmaya, yaratıcılıklarını geliştirmeye ve hayatı biraz da tevekkülle akışına bırakmaya başladırlar. Salgın, herkesin birbirine dokunmadan işlerini yürütmeye, her şeyi uzaktan kumanda ile yönetmeye itiyor sanki. Bizler artık, Maslovun günlük ihtiyaçlarını karşılamak dediği açlık, susuzluk, yeme-içme ve barınma gibi temel ihtiyaçlar ve hayatta kalma güdüsü ile yaşıyoruz. Ama başka ihtiyaçlarımızın da karşılanması gerekiyor. Sosyal ilişkilerimiz izole edilmiş bir halde bir ekran arkasına sıkıştırıldı. İnsani ihtiyaçlarımız olan yüz yüze iletişim kurmak, dokunmak ve aile üyeleri dışında (ki o da sosyal mesafeleri koruma mantığı ile aynı evin içinde yabancılaşmaya götürür hale geldi) sosyal çevremizle birlikte olamak gibi ilişkilerimize yön veren eski günlere dönebilmek hem de en kısa sürede özlenir ve beklenir oldu.

Sağlıkla kalmak, sağlıkla EVİMİZE dönebilmek umuduyla.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı

27.Şub.2024

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?

 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...

06.Şub.2024

MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...

06.Kas.2023

Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...

24.Eyl.2023

Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...

01.Eyl.2023

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı  İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...

21.Tem.2023

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...

03.Tem.2023

Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....

27.May.2023

Liseler Neden 4 Yıl?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...

27.Nis.2023

YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?

Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...

31.Mar.2023

Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...

27.Şub.2023

Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...

28.Ara.2022

Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...

22.Kas.2022

Eğitimde kurumsal hafıza ve sürdürülebilir politikalar özlemi

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Evet, ana başlıkları ile çok değil son üç Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen yetiştirme politikalarından, öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmenlik mesleğinin...

28.Eki.2022

Cumhuriyetin 99. Yılında Tarihi Okullar

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar, bir toplumun sosyalleşmesinde ve değerlerinin bireylere aktarımında en önemli kurumlardan birisidir. Puzzle’ın her bir parçası toplumun tüm...

26.Eyl.2022

EĞİTİMİN PANORAMASI

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı   Millî Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2021-2022 verileri ışığında   EĞİTİMİN PANORAMASI 2022 -2023 eğitim ve öğretim yılı, 12 Eylül 2022 Pazartesi günü...

22.Ağu.2022

Öğretmenler ayrıştırılıyor mu?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Son zamanlarda öğretmenler arasında Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı “Uzman Öğretmenlik / Başöğretmenlik Eğitim Programı ve Yazılı Sınav Takvimi”ne...

18.Tem.2022

Üniversite Yaşamı ve Çoklu Kariyer Fırsatları

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Çocukken büyüklerimiz hepimize “Büyüdüğünde ne olmak istersin?” sorusunu sorardı. Bizler o zamanlar neredeyse ezberlemiş gibi hep aynı cevapları...

25.May.2022

Eğitimde Demokratik ve Katılımcı Bir Yönetim

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Günümüzde teknolojik gelişmelere ve dijitalleşen dünya düzenine rağmen eğitim ve öğretim faaliyetleri ve eğitim liderliği etkileşim ve psikolojiye...

06.May.2022

Dondurulmuş gençliğin YKS Sınavı

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi artı eğitim dergisinin bundan önceki sayısında eğitimin gündemini oluşturan Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT...

14.Mar.2022

Yükseköğretimin Nicelik değil Nitelik sorunu var!

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırılması son yıllarda yapılan...


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.