Üniversiteler işgücü ihtiyacına yönelik eğitimler vermeli
- Ayrıntılar
- Kategori: Röportaj
- Cuma, 03 Temmuz 2015 17:54 tarihinde oluşturuldu
Sanayide ara ve nitelikli eleman sorunun çözülmesi gerektiğini söyleyen, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu noktada, hem kamusal alana hem de özel sektöre ayrı ayrı sorumluluk düştüğünü ifade ediyor.
Sanayide ara ve nitelikli eleman sorunun çözülmesi gerektiğini söyleyen, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu noktada, hem kamusal alana hem de özel sektöre ayrı ayrı sorumluluk düştüğünü ifade ediyor. Büyükekşi, “Meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve üniversiteler ile lisans ve doktora eğitim programlarının yenilenmesi, uygulama ağırlıklı eğitime geçilmesi, yeni nesil işgücü ihtiyacını karşılayacak eğitimler verilmesi gerekiyor” diyor.
Türkiye, 2023 yılında milli gelirini 2 trilyon dolara çıkarmayı ve yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor. Belirlenen bu hedeflere ulaşmak için üniversite-sanayi işbirliğinin önemi nedir?
Sürdürülebilir ihracat için ilerlemenin yolunu yüksek katma değerli ihracat atılımında görüyoruz ve bu doğrultuda, inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmaya büyük önem veriyoruz. Öyle ki, günümüzde, inovatif girişimlerin yaşama kalite ve artı değer kattığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olarak benimsendi. Bizim de ülke olarak sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için firmalarımızla beraber inovasyon adına her geçen gün çıtayı daha da yukarı taşımamız gerekiyor. Bu noktadan yola çıkarak 61 bini aşkın ihracatçının temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) olarak, 2023 yılında ulaşmayı hedeflediğimiz 500 milyar dolarlık ihracata, 7’den 77’ye ülkemizin tüm bölgelerine inovasyon kültürünü yayarak ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu devasa dönüşüme ülke olarak daha hazır olmak için üniversitelerdeki büyük yeteneklerin ortaya çıkarılması önem taşıyor. Bu kapsamda inovasyon alanında gençlere katkı yaparak, üniversite-sanayi işbirlikleri sağlayarak ülkemizi daha ileriye taşıyabileceğimizi düşünüyoruz.
T-JUMP SAN FRANCİSCO ÖNEMLİ BİR GİRİŞİMCİLİK MERKEZİ OLACAK
Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, üniversite-sanayi işbirliğinin artırılmasına katkı sağlamak için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz? İhracatçıların eğitimli iş gücü sorununu çözmek amacıyla üniversitelerle anlaşmalar yapıyor musunuz?
61 bin aktif üyeli ihracatçı ailesinin temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak her yaş grubunda, girişimcilik ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak için birçok projeye imza atmış bulunuyoruz.
İlköğretim öğrencilerine yönelik “İnovasyon Atölyeleri’ni” hayata geçirdik. 50 dezavantajlı okulda kurulan İnovasyon Atölyeleri’nde eğitimlerimiz devam ediyor. Üniversite öğrencilerine yönelik ise “İnovaTİM” projesini hayata geçirdik. Bu minvalde, Türkiye’deki tüm üniversite öğrencileri arasında yapılan başvurular sonucu, 500 İnovaTİM temsilcisine Türkiye İnovasyon Haftası kariyer etkinliklerinde staj, burs ve mentorluk desteği veriyoruz. Diğer taraftan TİM olarak İTÜ bünyesinde YGA ile kurduğumuz “TeknoTİM- Teknovasyon” programı ile girişimcilere altyapı, danışmanlık hizmeti, eğitim ve mentorluk desteğini veriyoruz.
Yine yakın zamanda ODTÜ Teknokent’in ABD’nin San Francisco şehrinde bulunan Silikon Vadisi’nde kurduğu girişimcilik üssünü destekleyerek bir ilke imza attık. Girişimcilik dünyasının kalbinde, Silikon Vadisi’nde açtığımız “T-Jump San Francisco” adı verilen ofis, inovasyonun dünyadaki merkezi olan Silikon Vadisi’nde önemli bir girişimcilik merkezi olacak. Bu dev projemiz, genç girişimcilerimizle birlikte “start up” ve “spin-off” dediğimiz yeni küçük işletmelerin doğmasının ve büyümesinin önünü açacak. İnanıyoruz ki ODTÜ'nün Silikon Vadisi'nde açtığı bu üs, ülkemizin kıymetli girişimcilerinin gelişmesi ve dünyaya açılması açısından önemli bir kilometre taşı olacaktır. En ileri teknolojilerin ve bu teknolojilere dayalı üretime yönelik "knowhow”ın ülkemize aktarılabilmesi önemli önceliğimiz.
Ayrıca, meclisimiz desteği ile ihracatçı birlikleri tarafından düzenlenen Ar-Ge proje pazarları ile tasarım yarışmalarında üniversite öğrencileri ve akademisyenlerin Ar-Ge ve inovasyona dayalı derece alan başarılı eserlerini Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerinde katılımcılar ile buluşturuyoruz. Yine Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerinde, Türkiye’de faaliyet gösteren Ar-Ge merkezleri, teknoparklar ile bilim ve teknoloji merkezlerinin çalışmalarını kendilerine tahsis ettiğimiz alanlarda katılımcılar ile buluşturuyoruz.
Üniversiteler sanayinin ihtiyaçlarına uygun eleman yetiştirebiliyor mu? Akademik eğitim ülke sanayisine nasıl adapte oluyor? Sizce bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenmelidir?
Geçtiğimiz yıl başladığımız “Türkiye’de Sanayinin ve Sanayiciliğin Yeniden Özendirilmesi ve Desteklenmesi” konulu çalışmamızda sanayi sektörünün önde gelen firma temsilcileri ile gerçekleştirdiğimiz yüz yüze görüşmeler neticesinde sanayinin en öncelikli sorunlarının başında üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilerek sanayide ara ve nitelikli eleman sorunun çözülmesi gerektiğini gördük. Bu noktada, hem kamusal alana hem de özel sektöre ayrı ayrı sorumluluk düşüyor. Meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve üniversiteler ile lisans ve doktora eğitim programlarının yenilenmesi, uygulama ağırlıklı eğitime geçilmesi, yeni nesil işgücü ihtiyacını karşılayacak eğitimler verilmesi gerekiyor. Bu amaçla orta ve yüksek teknoloji sektörleri ile ilgili teknik alanlar için staj programının zorunlu olması gerektiğine ve tüm üniversitelerimiz tarafından uygulanması gerektiğine inanıyoruz.
Bilim, teknoloji, Ar-Ge politikaları ve insan kaynağı stratejileri bakımından Güney Kore bizim için çok iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Güney Kore teknik eğitim ve mühendislik eğitim reformunu 1968’li yıllarda uygulamaya başlamış. Güney Kore’nin özellikle KAIST ve Brain Korea uygulamaları ile aldığı sonuçlar ile yaklaşık 50 yılda muazzam bir noktaya ulaştığını görüyoruz. Uluslararası araştırmacı mobilitesini destekleyerek nitelikleri artırmak ve AR-GE çalışmalarını küreselleştirmek için birçok düzenleme gerçekleştirilmiştir. 2013 yılında, Güney Kore yükseköğretim kayıtlarında dünyada ilk sırada yer alıyor.
FİRMALAR, EĞİTİLMİŞ TEKNİK ELEMAN BULMAKTA ZORLANIYORLAR
Türkiye’de hızla yükselen ticaret ve sanayinin iş gücü konusunda genel olarak ihtiyaçları nelerdir?
Sanayinin ara eleman bulma konusunda sıkıntıları olduğunu biliyoruz. Firmalar, ortaöğrenim seviyesinde uygulama tecrübesi yüksek, piyasa koşullarına uyumlu, güncel teknolojiye hakim müfredat ile eğitilmiş teknik eleman bulmakta zorlanıyorlar. Hızla şehirleşen ve endüstrileşen ülkemizde bilhassa yüksek katma-değerli sanayi ve hizmet sektörlerine yönelik daha verimli ve nitelikli istihdam yaratabilme ihtiyacımız bugün ekonomimizin geleceğine dair en belirleyici unsur olarak göze çarpıyor.
2013 verilerine göre; Türkiye, 28,1 milyondan fazlası aktif olarak çalışan 76,6 milyonluk bir nüfusa ve AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında en büyük iş gücüne sahip 4. ülkedir. Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus, iş gücünün büyümesindeki en önemli faktör olarak ülkenin rakiplerine kıyasla en üst sırada yer almasına katkı sağladı. Önümüzdeki dönemde de genç ve dinamik nüfusa sahip olan ülkemizin bu özelliğini iyi bir eğitim ve planlama ile fırsata çevireceğimize inanıyoruz.
AR-GE’YE DAHA FAZLA YATIRIM YAPILMALI
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bu hedefe yönelik 2023 İhracat Stratejimiz ise bir Devlet Stratejisi haline gelmiş durumda. İhracatta ileri teknoloji ürünlerin payını yüzde 15’in üzerine çıkarma ve Ar-Ge harcamalarının GSMH’ye oranını yüzde 3’e çıkarma hedeflerine odaklanmak durumundayız. Türkiye’nin oldukça çetin şartlara sahip global rekabet ortamı içerisinde 2023 hedefleri yolunda emin adımlarla devam etmesi için ihracatımızın yüksek katma-değerli ürünlere dönüşümünü hızlandırmak ve ihracatımızda ileri teknolojinin ağırlığını yükseltmekten başka çaremiz yok. Bunun için de Türkiye’deki tüm sektörlerin ve firmalarımızın inovasyona, Ar-Ge’ye, tasarıma ve markalaşmaya çok daha fazla yatırım yapması gerekiyor. Bu yatırımlar için öncelikli koşul ise Türkiye’nin gündeminin bir an önce tamamen ekonomik istikrara odaklanmasıdır. Türkiye’de tesis edilen istikrar ortamının ve uzun vadeli vizyonun temellerinin sarsılmaması bu açıdan hayati önem taşıyor.
Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında yer alan ekonomik büyüklükte dünyanın 10. ülkesi hayaline kavuşmasında inovasyonun önemini keşfeden İhracatçılar Meclisi (TİM), bu alanda üniversitelerdeki potansiyelin kullanılması için güç birliği çağrısında bulunuyor.
Üniversitelerin örnek alabileceği ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin çizdiği yol haritası ise şöyle:
-Toplumsal değerler zincirindeki değişim devam etmelidir. Zincirin tepesine üretimi ve her düzeyde inovatif insan fikrini koymak gerekiyor.
-Ulusal İnovasyon Stratejisi kısa zamanda hayata geçirilmeli hatta bir devlet belgesi olarak ortaya konulmalıdır.
-Eğer İstanbul'u dünya ölçeğinde bir tasarım ve inovasyon merkezi olarak ilan edersek ve dünya ölçeğinde bu algıyı yönetirsek,2023 yılında dünya tasarım ve inovasyon pastasından büyük bir pay alabiliriz.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İLGİLİ HABERLER
-
DAS Akademie Yeni Eğitim Öğretim Yılına Hazır
-
Yabancı Dil Eğitiminde Yükselen Trend: Almanca
-
Kandilli Koleji Kariyer alanında öğrencilerine yol gösteriyor
-
EN ÇOK İZLENEN İLK 10 SİNEMA FİLMİ BELLİ OLDU
-
YABANCI DİL ÖĞRENİMİNDE 50 KRİTİK SORU
-
Burundan uygulanan sprey aşının insan deneylerine başlanıyor
-
23 yıldır öğrenci ve öğretmenlerin yanında Sadık Uygun Yayınları
-
Okul Tasarımcısı okul duvarlarını yeniden canlandırıyor
-
Uzay Kampı Türkiye, çocukların kendilerini ve dünyayı tanımalarını sağlıyor
-
Boş duvarlar Okul Tasarımcısı ile hayat buluyor