Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Derslerde dijital eğitimin olanaklarını en geniş biçimde kullanan İELEV Okulları, hem öğretmenler hem de öğrencilerin eğitim-öğretim süreçlerini yönetmenlerine imkan sağlıyor. İELEV Okulları yöneticileri dijital eğitim süreçlerinde sağladıkları başarıyı ve gerçekleştirdikleri uygulamaları artı eğitim’e anlattılar.

ielev_dijitalEğitim – öğretim süreçlerinizde hangi dijital eğitim platformlarından, nasıl yararlanıyorsunuz?
Erol Yıldız - İELEV Eğitim Kurumları Bilgi Teknolojileri Müdürü: Okullarımızda G-Suit altyapısı kullanıyoruz; her öğrencimizin ve öğretmenimizin okul hesabı mevcut. Canlı derslerimiz için Zoom platformunun Education lisansını kapalı sistem olarak kullanıyoruz. Böylece okulumuz öğrencileri dışındaki hiç kimse derslere erişemiyor ve güvenlik üst düzeyde tutuluyor. Sanal sınıflarımızı Google Classroom ile oluşturduk. Öğretmenlerimiz öğrencilerimizle bu sanal sınıflarda paylaştıkları ders materyalleri, ödevler ve duyurular üzerinden etkileşim kuruyorlar ve bireysel geri bildirimde bulunabiliyorlar. Birçok G-Suit aracından faydalanıyoruz. Örneğin Google Takvim uygulaması ile öğrencilerimiz canlı derslerine bir tık ile ulaşabiliyor; ortak çalışılan dosyalarımız için hem öğrencilerimiz hem de öğretmenlerimiz Google Drive’dan faydalanıyorlar. Bu araçların yanında etkileşimli ders materyalleri geliştirmek için Nearpod, Wordwall, Edulastic, Explain Everything, PhetSimulations, Inthinking, Padlet, FlippingBook gibi birçok Web 2.0 aracının lisanslı sürümleri de öğretmenlerimiz tarafından sıklıkla kullanılıyor.

İYİ ÖRNEKLER HERKESLE PAYLAŞILIYOR

Öğretmenlere yönelik hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz? 

Yonca Özgün - İELEV Eğitim Kurumları Eğitim Teknolojileri Yöneticisi: Okulumuzda faaliyet gösteren Eğitim Teknolojileri ve Materyalleri Ofisi (ETMO) üzerinden öğretmenlerimiz için anaokulu-ilkokul-ortaokul ve lise düzeyinde ayrı ayrı planlanmış rutin eğitimler yapıyoruz. Bu eğitimlerde; senkron ve asenkron ders tasarımı, ders materyali geliştirmede kullanılan dijital araçlar, oyunlaştırma, ölçme değerlendirme araçları ve etkileşimli Web 2.0 araçlarının ders tasarımına entegrasyonu gibi konulara yer veriyoruz. Bunların yanında içerik şablonları, standardizasyon için temel kurallar ve eğitim duyuruları ETMO sanal sınıflarında tüm öğretmenlerle paylaşılmakta. Öğretmenlerimizi deneyimlerini paylaşmaları yönünde motive ediyoruz. Bu, öğrenmenin sürekliliği ve meslektaşların birbirlerinden öğrenmeleri açısından çok önemli. Öğretmenlerimizden gelen iyi örnekleri sanal sınıf üzerinden herkesle paylaşarak öğrenmenin zincirleme olarak gerçekleşmesini sağlıyoruz. Toplu olarak düzenlediğimiz eğitimlerin yanı sıra öğretmenlerin bireysel anlık destek taleplerini IT birimimizin de desteğiyle ulaşılabilir bir iletişim kurgusu ile karşılamaya gayret ediyoruz. 

ÖĞRENCİLER BU PLATFORMLARDAN NASIL FAYDA SAĞLIYOR?

Mert Kondural: Her öğrencinin öğrenme stili birbirinden farklıdır. Sınıf ortamında öğretilen kazanımın tüm öğrencilerin öğrenme stillerine uygun şekilde planlanması zor bir süreç aslında. İşte dijital platformlar tam olarak burada devreye giriyor. Hazırlanan ders içeriklerinde aynı kazanıma ait işitsel, görsel ve kinestetik materyaller aynı anda verilebildiği için bu platformlar kullanılarak tasarlanan dersler tüm öğrencilerin öğrenme stillerine uygun oluyor. Böylece ders esnasında her öğrenciye eksiksiz ulaşıp tüm öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabiliyoruz. Bu platformlar kullanılarak tasarlanan derslerde öğrencilere gönderilen düzenli uyaranlar onların ders içerisinde konsantrasyon kayıplarını en düşük noktaya çekiyor. Geri bildirimin öğrenciye özgü verilebildiği bu araçlar sayesinde her öğrenci kendi öğrenim süreci hakkında bireysel dönütler alabiliyor. 

Esin Özgül Zorlular: Bilgiyi üreten ve ihtiyaçları doğrultusunda hayatına entegre eden yeni nesil öğrenciler eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim becerileriyle kararlı ve girişken olma gibi niteliklere sahipler. Öğrencilerimiz tarihsel empati kurabilmeleri adına sanal müze ziyaretleri ve küresel çevre sorunlarına yönelik online görüş geliştirme etkinlikleri gerçekleştirirler. Uluslararası kültürleri yakından tanıma adına belgeselleri izler ve analiz ederler. Coğrafya alanıyla ilgili paylaşımlarda Google Earth gibi araçların kullanımıyla soyut kavramları somutlaştırabilirler. Bilgi iletişim teknolojileri ve dijital medyanın doğru kullanımı, öğrenmelerin tekrarı ve kalıcılığı için web 2.0 araçlarının kullanımı, eğlenerek öğrenmeyi sağlama amaçlı çeşitli dijital oyunların oynanması da öğrencilerimizin deneyimleri arasında yer alıyor.  

Selcen Öğütcen Avcı: Çağımızın çocukları, hiçbirimizin onların yaşındayken sahip olmadığı teknoloji araçlarının içinde büyüyor. Dijital yerli diye adlandırdığımız bu nesil bu platformları kullanmakta oldukça başarılı. Bu nesilde doğan çocukların öğrenirken daha çok görsele ihtiyaç duyduklarını gözlemliyoruz. Merak ettikleri şeye anında ulaşabilmek, bilgiye erişimin kolaylığı bu platformların hayatlarına girmesiyle birlikte dersleri onlar için daha etkili hale getiriyor. Görsel ve video destekli, oyunlaştırma entegre edilmiş derslerle karşılaştıklarında bilgi onlar için daha kalıcı hale geliyor. Farklılaştırılmış eğitim modelini bu platformlarla sınıflarda rahatça kullanabiliyoruz. Böylelikle her öğrenciye bireysel yaklaşmak, ilgi alanına, gelişim düzeyine ve çalışma hızına uygun materyaller hazırlamak mümkün. Bu da çocuğun kendini değerli hissetmesine, derse daha hızlı adapte olmasına ve öğretmenle arasında bağ kurmasına olanak sağlıyor. Öğretmenler için söylediğim sosyal öğrenme ağı öğrenciler için de geçerli. Dünyanın her köşesinden yaşıtlarıyla projeler üretiyorlar. Birlikte kulüpler kurup, uluslararası yarışmalara katılıyorlar. Özellikle dil derslerinde öğrencilerin yaptığı pozitif tekrarlar, diğer ülkelerdeki insanlarla kurdukları iletişim, otantik materyallere ulaşma kolaylığı, ürün odaklı çalışabilmelerinin çocukların  motivasyonlarını arttırdığını ve derslerindeki başarılarının gözle görülür biçimde yükselişe geçtiğini gözlemliyoruz.

DİJİTAL EĞİTİM PLATFORMLARININ MÜFREDATA ETKİLERİ HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

ÖN YARGILAR KIRILIYOR

Esin Özgül Zorlular - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni: Öğrenme- öğretme program ve stratejilerindeki yeni gelişmeler sosyal bilgiler dersine yönelik ön yargıların kırılmasını sağlıyor ve bilgilerin sunuş yoluyla aktarılması, ezberlenmesi gerektiğine yönelik görüşler etkisini yitiriyor. Öğrencilerimizi ilerlemeci felsefe gereğince bilgiyi edinmede aktif, sorgulayan, merak eden, araştıran, üst-biliş becerileri kullanan bireyler olarak nitelendirmek mümkün. Dijital yetkinliklerin geliştirilmesi öğrencilerimizin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ihtiyaç duyacağı önemli becerileri elde etmesine olanak sağlıyor. Müfredatta yer alan kazanımların dijital platformlar ile entegresi hem yaparak ve yaşayarak öğrenme deneyimi kazanma hem de edinilen bilgilerin kalıcılığını sağlama noktasında kıymetli. 

ÖĞRENCİLER ÖĞRENME SÜREÇLERİNİ YÖNETEBİLİYOR

Bu platformların (dijital platformlar) müfredata etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mert Kondural - İELEV Özel Ortaokulu Matematik Öğretmeni: Matematik dersindeki kazanımlardan bazıları öğrenciler için soyut kavramlar içeriyor. Uzamsal ve şekil beceri alanı zayıf olan öğrenciler müfredatta yer alan bu soyut kavramları anlamakta güçlük çekebiliyor. Dijital platformların ders materyali olarak kullanılması sayesinde bu kavramlar öğrencide somut bilgi haline geliyor. Öğrenciler güçlük çektikleri soyut kavramlar konusunda daha başarılı bir performans sergiledikleri için dersimize ait kazanımları öğreniyor ve pekiştiriyorlar. Ayrıca dijital platformlar öğrencilerin kendi hızlarına uygun öğrenme fırsatı sağladığı için bu süreç öğrenci tarafından bireysel yönlendirilebiliyor. Böylece her öğrenci müfredat çerçevesinde kendi öğrenme sürecini bireysel şekilde planlayıp yönetme imkanına sahip oluyor. 

ÖĞRENCİLER YENİ BİR ÖĞRENME DENEYİMİ İLE TANIŞTI

Bu platformların (digital platformlar) müfredata etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Selcen Öğütcen Avcı- İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu İngilizce Bölüm Başkanı: Dijital platformları müfredatına ekleyen okulların eğitim ekosistemi temelden değişti. Öğretmenler, dijital platformların müfredata girmesiyle birlikte sınıflardaki seviye farklılıklarına ve öğrencilerin farklı öğrenme stillerine göre kolaylıkla içerik geliştirebiliyor. Videolar, ses kayıtları, öğretmenlerin fiziksel görünüşlerine göre hazırlanmış avatarlar, konuya yönelik hazırlanan özgün oyunlar bir araya getirilerek öğrencilere hem senkron hem de asenkron dersler şeklinde veriliyor. En önemlisi öğrenciler kendi çalışma ritmini yakalayıp büyük bir yarışa girmeden kendi hızlarında öğreniyorlar. Eğitimciler hazırladıkları materyalleri dünyanın her köşesinden öğretmenlerle paylaşıp bu sosyal öğrenme ve paylaşım ağının parçası oldular. Öğrencilerinin performanslarını bu dijital platformlar üzerinden raporlayıp ailelere anında geri bildirim verebiliyorlar. İhtiyaç analizi yapıp bir sonraki derse daha hazırlıklı, öğrencilerinin ihtiyaçlarının farkında olarak giriyorlar. Dijital platformlarla desteklenmiş, öğrenci odaklı hazırlanmış müfredatlar öğretmenlerin beceri hedeflerini geliştirmekle kalmayıp, öğrencilere yeni bir öğrenim deneyimi sunuyor. 

DENEYLER SANAL ORTAMDA YAPILABİLİYOR

Semra Küçükmert Ertekin - İELEV Özel Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni: Fen bilimleri derslerinde kullanılan simülasyon ve etkileşimli videolar içeren platformlarla öğrenciler, müfredatın içinde yer alan deneyleri sanal ortamda da yapıp sonuçlarını gözlemleyerek, deney raporlarını tüm sınıfa sunabiliyorlar. Dijital platformlar sayesinde müfredat kapsamında yer alan grup çalışmalarının yapılabilmesi de öğrencilerin iş birlikçi şekilde ürünler oluşturmalarına olanak sağlıyor. Yine müfredat kapsamında yer alan ölçme ve değerlendirmeler dijital ortamda anlık, hızlı ve verimli bir şekilde yapılabiliyor.

 

> İELEV Okullarında eğitim ekosistemi dijitalleşti

Derslerde dijital eğitimin olanaklarını en geniş biçimde kullanan İELEV Okulları, hem öğretmenler hem de öğrencilerin eğitim-öğretim süreçlerini yönetmenlerine imkan sağlıyor. İELEV Okulları yöneticileri dijital eğitim süreçlerinde sağladıkları başarıyı ve gerçekleştirdikleri uygulamaları artı eğitim’e anlattılar.

ielev_dijitalEğitim – öğretim süreçlerinizde hangi dijital eğitim platformlarından, nasıl yararlanıyorsunuz?
Erol Yıldız - İELEV Eğitim Kurumları Bilgi Teknolojileri Müdürü: Okullarımızda G-Suit altyapısı kullanıyoruz; her öğrencimizin ve öğretmenimizin okul hesabı mevcut. Canlı derslerimiz için Zoom platformunun Education lisansını kapalı sistem olarak kullanıyoruz. Böylece okulumuz öğrencileri dışındaki hiç kimse derslere erişemiyor ve güvenlik üst düzeyde tutuluyor. Sanal sınıflarımızı Google Classroom ile oluşturduk. Öğretmenlerimiz öğrencilerimizle bu sanal sınıflarda paylaştıkları ders materyalleri, ödevler ve duyurular üzerinden etkileşim kuruyorlar ve bireysel geri bildirimde bulunabiliyorlar. Birçok G-Suit aracından faydalanıyoruz. Örneğin Google Takvim uygulaması ile öğrencilerimiz canlı derslerine bir tık ile ulaşabiliyor; ortak çalışılan dosyalarımız için hem öğrencilerimiz hem de öğretmenlerimiz Google Drive’dan faydalanıyorlar. Bu araçların yanında etkileşimli ders materyalleri geliştirmek için Nearpod, Wordwall, Edulastic, Explain Everything, PhetSimulations, Inthinking, Padlet, FlippingBook gibi birçok Web 2.0 aracının lisanslı sürümleri de öğretmenlerimiz tarafından sıklıkla kullanılıyor.

İYİ ÖRNEKLER HERKESLE PAYLAŞILIYOR

Öğretmenlere yönelik hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz? 

Yonca Özgün - İELEV Eğitim Kurumları Eğitim Teknolojileri Yöneticisi: Okulumuzda faaliyet gösteren Eğitim Teknolojileri ve Materyalleri Ofisi (ETMO) üzerinden öğretmenlerimiz için anaokulu-ilkokul-ortaokul ve lise düzeyinde ayrı ayrı planlanmış rutin eğitimler yapıyoruz. Bu eğitimlerde; senkron ve asenkron ders tasarımı, ders materyali geliştirmede kullanılan dijital araçlar, oyunlaştırma, ölçme değerlendirme araçları ve etkileşimli Web 2.0 araçlarının ders tasarımına entegrasyonu gibi konulara yer veriyoruz. Bunların yanında içerik şablonları, standardizasyon için temel kurallar ve eğitim duyuruları ETMO sanal sınıflarında tüm öğretmenlerle paylaşılmakta. Öğretmenlerimizi deneyimlerini paylaşmaları yönünde motive ediyoruz. Bu, öğrenmenin sürekliliği ve meslektaşların birbirlerinden öğrenmeleri açısından çok önemli. Öğretmenlerimizden gelen iyi örnekleri sanal sınıf üzerinden herkesle paylaşarak öğrenmenin zincirleme olarak gerçekleşmesini sağlıyoruz. Toplu olarak düzenlediğimiz eğitimlerin yanı sıra öğretmenlerin bireysel anlık destek taleplerini IT birimimizin de desteğiyle ulaşılabilir bir iletişim kurgusu ile karşılamaya gayret ediyoruz. 

ÖĞRENCİLER BU PLATFORMLARDAN NASIL FAYDA SAĞLIYOR?

Mert Kondural: Her öğrencinin öğrenme stili birbirinden farklıdır. Sınıf ortamında öğretilen kazanımın tüm öğrencilerin öğrenme stillerine uygun şekilde planlanması zor bir süreç aslında. İşte dijital platformlar tam olarak burada devreye giriyor. Hazırlanan ders içeriklerinde aynı kazanıma ait işitsel, görsel ve kinestetik materyaller aynı anda verilebildiği için bu platformlar kullanılarak tasarlanan dersler tüm öğrencilerin öğrenme stillerine uygun oluyor. Böylece ders esnasında her öğrenciye eksiksiz ulaşıp tüm öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayabiliyoruz. Bu platformlar kullanılarak tasarlanan derslerde öğrencilere gönderilen düzenli uyaranlar onların ders içerisinde konsantrasyon kayıplarını en düşük noktaya çekiyor. Geri bildirimin öğrenciye özgü verilebildiği bu araçlar sayesinde her öğrenci kendi öğrenim süreci hakkında bireysel dönütler alabiliyor. 

Esin Özgül Zorlular: Bilgiyi üreten ve ihtiyaçları doğrultusunda hayatına entegre eden yeni nesil öğrenciler eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim becerileriyle kararlı ve girişken olma gibi niteliklere sahipler. Öğrencilerimiz tarihsel empati kurabilmeleri adına sanal müze ziyaretleri ve küresel çevre sorunlarına yönelik online görüş geliştirme etkinlikleri gerçekleştirirler. Uluslararası kültürleri yakından tanıma adına belgeselleri izler ve analiz ederler. Coğrafya alanıyla ilgili paylaşımlarda Google Earth gibi araçların kullanımıyla soyut kavramları somutlaştırabilirler. Bilgi iletişim teknolojileri ve dijital medyanın doğru kullanımı, öğrenmelerin tekrarı ve kalıcılığı için web 2.0 araçlarının kullanımı, eğlenerek öğrenmeyi sağlama amaçlı çeşitli dijital oyunların oynanması da öğrencilerimizin deneyimleri arasında yer alıyor.  

Selcen Öğütcen Avcı: Çağımızın çocukları, hiçbirimizin onların yaşındayken sahip olmadığı teknoloji araçlarının içinde büyüyor. Dijital yerli diye adlandırdığımız bu nesil bu platformları kullanmakta oldukça başarılı. Bu nesilde doğan çocukların öğrenirken daha çok görsele ihtiyaç duyduklarını gözlemliyoruz. Merak ettikleri şeye anında ulaşabilmek, bilgiye erişimin kolaylığı bu platformların hayatlarına girmesiyle birlikte dersleri onlar için daha etkili hale getiriyor. Görsel ve video destekli, oyunlaştırma entegre edilmiş derslerle karşılaştıklarında bilgi onlar için daha kalıcı hale geliyor. Farklılaştırılmış eğitim modelini bu platformlarla sınıflarda rahatça kullanabiliyoruz. Böylelikle her öğrenciye bireysel yaklaşmak, ilgi alanına, gelişim düzeyine ve çalışma hızına uygun materyaller hazırlamak mümkün. Bu da çocuğun kendini değerli hissetmesine, derse daha hızlı adapte olmasına ve öğretmenle arasında bağ kurmasına olanak sağlıyor. Öğretmenler için söylediğim sosyal öğrenme ağı öğrenciler için de geçerli. Dünyanın her köşesinden yaşıtlarıyla projeler üretiyorlar. Birlikte kulüpler kurup, uluslararası yarışmalara katılıyorlar. Özellikle dil derslerinde öğrencilerin yaptığı pozitif tekrarlar, diğer ülkelerdeki insanlarla kurdukları iletişim, otantik materyallere ulaşma kolaylığı, ürün odaklı çalışabilmelerinin çocukların  motivasyonlarını arttırdığını ve derslerindeki başarılarının gözle görülür biçimde yükselişe geçtiğini gözlemliyoruz.

DİJİTAL EĞİTİM PLATFORMLARININ MÜFREDATA ETKİLERİ HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

ÖN YARGILAR KIRILIYOR

Esin Özgül Zorlular - İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni: Öğrenme- öğretme program ve stratejilerindeki yeni gelişmeler sosyal bilgiler dersine yönelik ön yargıların kırılmasını sağlıyor ve bilgilerin sunuş yoluyla aktarılması, ezberlenmesi gerektiğine yönelik görüşler etkisini yitiriyor. Öğrencilerimizi ilerlemeci felsefe gereğince bilgiyi edinmede aktif, sorgulayan, merak eden, araştıran, üst-biliş becerileri kullanan bireyler olarak nitelendirmek mümkün. Dijital yetkinliklerin geliştirilmesi öğrencilerimizin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ihtiyaç duyacağı önemli becerileri elde etmesine olanak sağlıyor. Müfredatta yer alan kazanımların dijital platformlar ile entegresi hem yaparak ve yaşayarak öğrenme deneyimi kazanma hem de edinilen bilgilerin kalıcılığını sağlama noktasında kıymetli. 

ÖĞRENCİLER ÖĞRENME SÜREÇLERİNİ YÖNETEBİLİYOR

Bu platformların (dijital platformlar) müfredata etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mert Kondural - İELEV Özel Ortaokulu Matematik Öğretmeni: Matematik dersindeki kazanımlardan bazıları öğrenciler için soyut kavramlar içeriyor. Uzamsal ve şekil beceri alanı zayıf olan öğrenciler müfredatta yer alan bu soyut kavramları anlamakta güçlük çekebiliyor. Dijital platformların ders materyali olarak kullanılması sayesinde bu kavramlar öğrencide somut bilgi haline geliyor. Öğrenciler güçlük çektikleri soyut kavramlar konusunda daha başarılı bir performans sergiledikleri için dersimize ait kazanımları öğreniyor ve pekiştiriyorlar. Ayrıca dijital platformlar öğrencilerin kendi hızlarına uygun öğrenme fırsatı sağladığı için bu süreç öğrenci tarafından bireysel yönlendirilebiliyor. Böylece her öğrenci müfredat çerçevesinde kendi öğrenme sürecini bireysel şekilde planlayıp yönetme imkanına sahip oluyor. 

ÖĞRENCİLER YENİ BİR ÖĞRENME DENEYİMİ İLE TANIŞTI

Bu platformların (digital platformlar) müfredata etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Selcen Öğütcen Avcı- İELEV Özel 125. Yıl Ortaokulu İngilizce Bölüm Başkanı: Dijital platformları müfredatına ekleyen okulların eğitim ekosistemi temelden değişti. Öğretmenler, dijital platformların müfredata girmesiyle birlikte sınıflardaki seviye farklılıklarına ve öğrencilerin farklı öğrenme stillerine göre kolaylıkla içerik geliştirebiliyor. Videolar, ses kayıtları, öğretmenlerin fiziksel görünüşlerine göre hazırlanmış avatarlar, konuya yönelik hazırlanan özgün oyunlar bir araya getirilerek öğrencilere hem senkron hem de asenkron dersler şeklinde veriliyor. En önemlisi öğrenciler kendi çalışma ritmini yakalayıp büyük bir yarışa girmeden kendi hızlarında öğreniyorlar. Eğitimciler hazırladıkları materyalleri dünyanın her köşesinden öğretmenlerle paylaşıp bu sosyal öğrenme ve paylaşım ağının parçası oldular. Öğrencilerinin performanslarını bu dijital platformlar üzerinden raporlayıp ailelere anında geri bildirim verebiliyorlar. İhtiyaç analizi yapıp bir sonraki derse daha hazırlıklı, öğrencilerinin ihtiyaçlarının farkında olarak giriyorlar. Dijital platformlarla desteklenmiş, öğrenci odaklı hazırlanmış müfredatlar öğretmenlerin beceri hedeflerini geliştirmekle kalmayıp, öğrencilere yeni bir öğrenim deneyimi sunuyor. 

DENEYLER SANAL ORTAMDA YAPILABİLİYOR

Semra Küçükmert Ertekin - İELEV Özel Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni: Fen bilimleri derslerinde kullanılan simülasyon ve etkileşimli videolar içeren platformlarla öğrenciler, müfredatın içinde yer alan deneyleri sanal ortamda da yapıp sonuçlarını gözlemleyerek, deney raporlarını tüm sınıfa sunabiliyorlar. Dijital platformlar sayesinde müfredat kapsamında yer alan grup çalışmalarının yapılabilmesi de öğrencilerin iş birlikçi şekilde ürünler oluşturmalarına olanak sağlıyor. Yine müfredat kapsamında yer alan ölçme ve değerlendirmeler dijital ortamda anlık, hızlı ve verimli bir şekilde yapılabiliyor.

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 12 May 2021 13:34

Gösterim: 1631

Arçelik Kurumsal Çözümler dijital görüntüleme sistemleri başta olmak üzere yeni nesil teknolojilerin eğitim sektörünü nasıl dönüştürdüğü ve öğretmen, öğrenci, veli, eğitim kurumu arasındaki iletişimi ne şekilde değiştirdiği üzerine yürüttüğü çalışmalar ile eğitim sektörüne yatırım yapmaya devam ediyor.

banu_guzArçelik Kurumsal Grup Yöneticisi Burak Bilgisel, Arçelik Kurumsal Çözümler olarak Türkiye’de farklı ölçekteki şirketlere teknoloji çözümleri sağladıklarını belirtti. Bilgisel; Arçelik dünyasında edindikleri tecrübeleri ve bilgiyi, Türkiye’deki kurumlara da sunmak için yola çıktıklarından ve Görüntüleme teknolojilerinin her ölçekte mağaza ve binalarda, 7/24 hizmet vermek için tasarlandığından bahsederek yazılımından donanımına kadar Arçelik tarafından geliştirilen sistemler sayesinde farklı ihtiyaçlara uygun çözümler sağlayabildiklerini vurguladı.

Arçelik Profesyonel Görüntüleme Sistemleri Satış Müdürü Banu Güz, farklı ihtiyaçlar için anahtar teslim çözümler geliştirdiklerini belirterek Türkiye’nin önde gelen futbol stadyumlarından şehir hastanelerine, büyük perakende zincirlerinden ülkenin değerli eğitim kurumlarına kadar tamamlayıp hayata geçirdikleri projeler ile uzmanlıklarını vurguladı. Bu projelerde en büyük avantajlarının, farklı ihtiyaçlar için yazılımdan donanıma kadar özelleştirilmiş anahtar teslim çözümler sunulması olduğunun altını çizdi. Özellikle tek merkezden Türkiye’nin farklı coğrafyalarındaki ekranların kontrol edilmesi, doğru içeriğin öğretim sürecine en doğru şekilde sunularak öğrencilerin kazanımların en üst seviyeye çıkarılmasının ve bütün bunları yaparken öğretmen ve öğrencilerin hayatlarının kolaylaştırılmasının önemini vurguladı.

Bugün Arçelik tarafından geliştirilen teknolojilerin bütünleşik kullanımı ile okul güvenlik sistemlerinin yüz tanıma teknolojisi ile donatıldığı, okul, veli, öğrenci iletişiminin, sınıf kullanım bilgilendirmelerinin ekranlarda yapıldığı, öğrencinin sınıfa girerken yoklamasını aldırabildiği, farklı konumlarda yer alan sınıflarda kameralarla desteklenmiş akıllı tahtalar ile aynı anda ders işlemenin, hazırlanan üç boyutlu projelerin akıllı tahta üzerinde incelenip çizimlerinin düzeltildiği ve üç boyutlu yazıcı ile hayata geçirildiği bir eğitim artık hayal değil. Arçelik olarak bizim eğitim sektöründeki hedefimiz değerli öğretmenlerimiz ile öğrencilerimizin işledikleri dersleri destekleyen bir altyapı oluşturarak öğrencilerimizin gerçek deneyimler üzerine kurulu, günümüzün teknolojik gelişmelerini deneyimleyerek takip edebildikleri ve yaşamdaki problemlere yine bu teknolojileri kullanarak çözümler üretebildikleri eğitim vizyonunu desteklemek.

Tüm Türkiye’de hizmet veren özel eğitim almış tüketici hizmetleri noktalarımız ile eğitim kurumlarımıza kullandıkları Arçelik Akıllı Tahta ve yazılımı, Arçelik Üç Boyutlu Yazıcı, Arçelik Görüntüleme Sistemleri, Yapay Zeka yazılımımı ile hizmet verebilmektedir. Arçelik Akıllı Tahtalarımız 65” ve 75” olup, çerçevesi yanmaz malzemeden yapılmış, güçlü işlemcisi ve wi-fi bağlantı özellikleri ile ön plana çıkmaktadır. Arçelik Üç Boyutlu Yazıcımız ise bu sene satışa çıkmış olup tüm geliştirme sürecinde öğretmenlerimiz ile beraber çalıştığımız, saha testleri ile geri bildirim topladığımız, okullarda karşılaşılan birçok problemi aşacak şekilde Arçelik mühendisleri tarafından geliştirilmiştir. Sadece bir üç boyutlu yazıcı olmanın çok ötesinde sağladığı farklı paketler ile eğitimi destekleyen içerikler öğrencilerin kazanımlarının kalite ve çeşitliliğini arttırmak üzere hazırlanmıştır.

Yapay zekanın her geçen gün hayatımıza daha çok dokunduğu bir dünyada yaşıyoruz, bu teknolojinin eğitime sağlayacağı katkılar çok fazla olacaktır. Gelecekte bizi sınıf içerisinde öğrenim şekilleri birbirinden farklı olan öğrencilerin hepsinin öğrenebileceği şekilde ders anlatılabilmesi için öğretmenleri destekleyen, hangi öğrencinin ek destek ihtiyacı olabileceğini belirleyen, performanslarını daha yukarı çekmek için önerilerde bulunan yapay zeka dünyası bekliyor. Bugün ise yapay zeka daha çok güvenlik, içerik yönetimi, müşterilerin duygu durumu ve onları mutlu edecek kampanya önerilmesi, bir inşaat alanında çalışanların iş güvenliği gibi alanlarda kullanılmaya başlandı.

“Arçelik olarak gelecek yıllarda eğitim sektörüne yatırımımız devam edecek, teknolojilerimizi işlerini aşkla yapan öğretmenlerimize ve her şeyin en iyisine layık sevgili çocuklarımıza ulaştırmaya devam edeceğiz. Sadece kendi geliştirdiklerimiz değil sektörlerinin değerli lider markaları ile de bu konularda işbirlikleri yapmaya kendimizi ve sektörümüzü geliştirmeye devam edeceğiz.”

 

> Arçelik Kurumsal Çözümler eğitim sektörüne yatırım yapmaya devam ediyor

Arçelik Kurumsal Çözümler dijital görüntüleme sistemleri başta olmak üzere yeni nesil teknolojilerin eğitim sektörünü nasıl dönüştürdüğü ve öğretmen, öğrenci, veli, eğitim kurumu arasındaki iletişimi ne şekilde değiştirdiği üzerine yürüttüğü çalışmalar ile eğitim sektörüne yatırım yapmaya devam ediyor.

banu_guzArçelik Kurumsal Grup Yöneticisi Burak Bilgisel, Arçelik Kurumsal Çözümler olarak Türkiye’de farklı ölçekteki şirketlere teknoloji çözümleri sağladıklarını belirtti. Bilgisel; Arçelik dünyasında edindikleri tecrübeleri ve bilgiyi, Türkiye’deki kurumlara da sunmak için yola çıktıklarından ve Görüntüleme teknolojilerinin her ölçekte mağaza ve binalarda, 7/24 hizmet vermek için tasarlandığından bahsederek yazılımından donanımına kadar Arçelik tarafından geliştirilen sistemler sayesinde farklı ihtiyaçlara uygun çözümler sağlayabildiklerini vurguladı.

Arçelik Profesyonel Görüntüleme Sistemleri Satış Müdürü Banu Güz, farklı ihtiyaçlar için anahtar teslim çözümler geliştirdiklerini belirterek Türkiye’nin önde gelen futbol stadyumlarından şehir hastanelerine, büyük perakende zincirlerinden ülkenin değerli eğitim kurumlarına kadar tamamlayıp hayata geçirdikleri projeler ile uzmanlıklarını vurguladı. Bu projelerde en büyük avantajlarının, farklı ihtiyaçlar için yazılımdan donanıma kadar özelleştirilmiş anahtar teslim çözümler sunulması olduğunun altını çizdi. Özellikle tek merkezden Türkiye’nin farklı coğrafyalarındaki ekranların kontrol edilmesi, doğru içeriğin öğretim sürecine en doğru şekilde sunularak öğrencilerin kazanımların en üst seviyeye çıkarılmasının ve bütün bunları yaparken öğretmen ve öğrencilerin hayatlarının kolaylaştırılmasının önemini vurguladı.

Bugün Arçelik tarafından geliştirilen teknolojilerin bütünleşik kullanımı ile okul güvenlik sistemlerinin yüz tanıma teknolojisi ile donatıldığı, okul, veli, öğrenci iletişiminin, sınıf kullanım bilgilendirmelerinin ekranlarda yapıldığı, öğrencinin sınıfa girerken yoklamasını aldırabildiği, farklı konumlarda yer alan sınıflarda kameralarla desteklenmiş akıllı tahtalar ile aynı anda ders işlemenin, hazırlanan üç boyutlu projelerin akıllı tahta üzerinde incelenip çizimlerinin düzeltildiği ve üç boyutlu yazıcı ile hayata geçirildiği bir eğitim artık hayal değil. Arçelik olarak bizim eğitim sektöründeki hedefimiz değerli öğretmenlerimiz ile öğrencilerimizin işledikleri dersleri destekleyen bir altyapı oluşturarak öğrencilerimizin gerçek deneyimler üzerine kurulu, günümüzün teknolojik gelişmelerini deneyimleyerek takip edebildikleri ve yaşamdaki problemlere yine bu teknolojileri kullanarak çözümler üretebildikleri eğitim vizyonunu desteklemek.

Tüm Türkiye’de hizmet veren özel eğitim almış tüketici hizmetleri noktalarımız ile eğitim kurumlarımıza kullandıkları Arçelik Akıllı Tahta ve yazılımı, Arçelik Üç Boyutlu Yazıcı, Arçelik Görüntüleme Sistemleri, Yapay Zeka yazılımımı ile hizmet verebilmektedir. Arçelik Akıllı Tahtalarımız 65” ve 75” olup, çerçevesi yanmaz malzemeden yapılmış, güçlü işlemcisi ve wi-fi bağlantı özellikleri ile ön plana çıkmaktadır. Arçelik Üç Boyutlu Yazıcımız ise bu sene satışa çıkmış olup tüm geliştirme sürecinde öğretmenlerimiz ile beraber çalıştığımız, saha testleri ile geri bildirim topladığımız, okullarda karşılaşılan birçok problemi aşacak şekilde Arçelik mühendisleri tarafından geliştirilmiştir. Sadece bir üç boyutlu yazıcı olmanın çok ötesinde sağladığı farklı paketler ile eğitimi destekleyen içerikler öğrencilerin kazanımlarının kalite ve çeşitliliğini arttırmak üzere hazırlanmıştır.

Yapay zekanın her geçen gün hayatımıza daha çok dokunduğu bir dünyada yaşıyoruz, bu teknolojinin eğitime sağlayacağı katkılar çok fazla olacaktır. Gelecekte bizi sınıf içerisinde öğrenim şekilleri birbirinden farklı olan öğrencilerin hepsinin öğrenebileceği şekilde ders anlatılabilmesi için öğretmenleri destekleyen, hangi öğrencinin ek destek ihtiyacı olabileceğini belirleyen, performanslarını daha yukarı çekmek için önerilerde bulunan yapay zeka dünyası bekliyor. Bugün ise yapay zeka daha çok güvenlik, içerik yönetimi, müşterilerin duygu durumu ve onları mutlu edecek kampanya önerilmesi, bir inşaat alanında çalışanların iş güvenliği gibi alanlarda kullanılmaya başlandı.

“Arçelik olarak gelecek yıllarda eğitim sektörüne yatırımımız devam edecek, teknolojilerimizi işlerini aşkla yapan öğretmenlerimize ve her şeyin en iyisine layık sevgili çocuklarımıza ulaştırmaya devam edeceğiz. Sadece kendi geliştirdiklerimiz değil sektörlerinin değerli lider markaları ile de bu konularda işbirlikleri yapmaya kendimizi ve sektörümüzü geliştirmeye devam edeceğiz.”

 

Son Güncelleme: Cuma, 27 Eylül 2019 11:24

Gösterim: 2390

Bekdata Teknoloji A.Ş Genel Müdürü Bekir Gül, okul yapımına başlamadan önce ne tür teknoloji yatırımları yapılması gerektiğini ise şöyle sıraladı:

egitim_teknoloji• Okul yapmak isteyen bir kişi inşaata başlamadan önce okul ekipmanlarını ve teknolojiyi neyi, nasıl ve nerede kullanacağını belirlemeli.

• Bina görsel olmalı. Önünden geçen ya da okula gelen birisi kurumun farklılığını hissetmeli.

• Bir okul için en önemli iş altyapı olmalı. Network ve elektrik altyapısını iyi kurmalı. Proje AutoCad planı üzerinde belirlenmeli. Yeni teknolojileri destekleyecek kablolama yapmalı. Kablosuz Networks düşünülmeli. Her sınıfa 1 adet Networks için, bir adet kapı girişine kartlı geçiş için, bir adet kablosuz Networks için CAT6 kablo çekilmeli.

• Bina girişinde, sınıf girişlerinde, kütüphane girişlerinde, spor salonu girişlerinde, yemekhanelerde, öğrencilerin giriş çıkışlarını kontrol edebilecek yerlere kart okuyucu sistemler kurulmalı. Altyapı buna göre hazırlanmalı.

• Okulun giriş kısmında bilgilendirme ekranları olmalı. Kullanılacak mekana bağlı en yenisi ve en büyüğü olmalı. Ayrıca koridorlara, yemekhaneye, öğrencilerin istedikleri anda bilgiye ulaşabilecekleri mekanlara da konmalı.

• Öğrenciler özgürce interneti kullanabilmeli, ancak kontrol edilmeli. Yönetilmeli.

• Sınıf sistemleri önceden belirlenmeli. Vereceği eğitime bağlı olarak ne kullanacağı bilinmeli. Her şey teknoloji olmamalı. Sınıflarda televizyon mu, projeksiyon mu, beyaz tahta mı konulacağı önceden belirlenmeli ki buna göre kanallar yapılmalı. Sonradan sıva üstü çözüm olmamalı.

• Sınıf görselliği sağlanmalı. Öğrencinin yaşına uygun modüler sıralar olmalı. Öğretmen ve öğrenciler sınıf içinde mutlu olmalı. Duvar ve yer renkleri uyumlu ve öğrenciyi mutlu etmeli.

• Sınıfta öğretmen için olabilecek tüm teknoloji ve mobilya en uygun şekli ile konmalı. Öğretmen ihtiyaç duyduğunda teknolojiyi kolay kullanabileceği şekilde olmalı. Öğretmen açıl deyince açılacak, kapan deyince kapanacak şekilde sistem olmalı!.. Öğretmenin işi öğretmek olmalı.

• Öğretmenler odası geniş ve ferah olmalı. Öğretmenler odası tüm teknoloji çözümleri ile donatılmalı. Öğretmenler odası için de ya da yanında, öğretmenlerimizin kendilerini hazırlayacağı bakım odası olmalı.

• Bir okul için en önemli kısım, bahçesi, yüzme havuzu ve spor salonudur. Tümünde görsellik ön planda olmalı.

• Bilgisayar laboratuvarları, fen laboratuvarları, Müzik sınıfı, resim sınıfı, iş teknik sınıfları özellikle olmalı. Bu sınıflardaki malzemelerin en yenisi ve eksiksiz olmalı.

• Konferans salonları okulun aynasıdır. Bu nedenle bu salonlar özel olmalı. Ses ve ışık sistemi çok hassas olmalı. Görsel olmalı. Koltukları ile renkler uyum içinde olmalı.

• Okulu okul yapan kurucusu, müdürleri, öğretmenleri ve çalışanlarıdır. Müdür seçiminde dikkat edilmeli. Bilgi, beceri, tecrübe ve prezantabl olmalı. Tüm çalışanların düzenli eğitim almaları sağlanmalı.

• Okulun müzik, spor ve teknoloji öğretmenleri konuların da eğitimli ve uzman olmalı.

• Teknoloji çok hızlı gelişmekte. Bu nedenle dünyadaki gelişmeleri takip edebilecek altyapıda birileri bulundurulmalı ya da bir firma ile ortak çalışmalı. Danışmanlık hizmeti almalı.

• Öğrencilerin kendilerini geliştirebilecekleri, yeni farklı çözümler üretilmeli. Öğrencilerin yaratıcı güçleri ön plana çıkmalı. Bu nedenle ihtiyaç duyulan yazılım, donanım ve malzemelere yatırım yapılmalı.

> Okul açılmadan hangi teknoloji yatırımları yapılmalı?

Bekdata Teknoloji A.Ş Genel Müdürü Bekir Gül, okul yapımına başlamadan önce ne tür teknoloji yatırımları yapılması gerektiğini ise şöyle sıraladı:

egitim_teknoloji• Okul yapmak isteyen bir kişi inşaata başlamadan önce okul ekipmanlarını ve teknolojiyi neyi, nasıl ve nerede kullanacağını belirlemeli.

• Bina görsel olmalı. Önünden geçen ya da okula gelen birisi kurumun farklılığını hissetmeli.

• Bir okul için en önemli iş altyapı olmalı. Network ve elektrik altyapısını iyi kurmalı. Proje AutoCad planı üzerinde belirlenmeli. Yeni teknolojileri destekleyecek kablolama yapmalı. Kablosuz Networks düşünülmeli. Her sınıfa 1 adet Networks için, bir adet kapı girişine kartlı geçiş için, bir adet kablosuz Networks için CAT6 kablo çekilmeli.

• Bina girişinde, sınıf girişlerinde, kütüphane girişlerinde, spor salonu girişlerinde, yemekhanelerde, öğrencilerin giriş çıkışlarını kontrol edebilecek yerlere kart okuyucu sistemler kurulmalı. Altyapı buna göre hazırlanmalı.

• Okulun giriş kısmında bilgilendirme ekranları olmalı. Kullanılacak mekana bağlı en yenisi ve en büyüğü olmalı. Ayrıca koridorlara, yemekhaneye, öğrencilerin istedikleri anda bilgiye ulaşabilecekleri mekanlara da konmalı.

• Öğrenciler özgürce interneti kullanabilmeli, ancak kontrol edilmeli. Yönetilmeli.

• Sınıf sistemleri önceden belirlenmeli. Vereceği eğitime bağlı olarak ne kullanacağı bilinmeli. Her şey teknoloji olmamalı. Sınıflarda televizyon mu, projeksiyon mu, beyaz tahta mı konulacağı önceden belirlenmeli ki buna göre kanallar yapılmalı. Sonradan sıva üstü çözüm olmamalı.

• Sınıf görselliği sağlanmalı. Öğrencinin yaşına uygun modüler sıralar olmalı. Öğretmen ve öğrenciler sınıf içinde mutlu olmalı. Duvar ve yer renkleri uyumlu ve öğrenciyi mutlu etmeli.

• Sınıfta öğretmen için olabilecek tüm teknoloji ve mobilya en uygun şekli ile konmalı. Öğretmen ihtiyaç duyduğunda teknolojiyi kolay kullanabileceği şekilde olmalı. Öğretmen açıl deyince açılacak, kapan deyince kapanacak şekilde sistem olmalı!.. Öğretmenin işi öğretmek olmalı.

• Öğretmenler odası geniş ve ferah olmalı. Öğretmenler odası tüm teknoloji çözümleri ile donatılmalı. Öğretmenler odası için de ya da yanında, öğretmenlerimizin kendilerini hazırlayacağı bakım odası olmalı.

• Bir okul için en önemli kısım, bahçesi, yüzme havuzu ve spor salonudur. Tümünde görsellik ön planda olmalı.

• Bilgisayar laboratuvarları, fen laboratuvarları, Müzik sınıfı, resim sınıfı, iş teknik sınıfları özellikle olmalı. Bu sınıflardaki malzemelerin en yenisi ve eksiksiz olmalı.

• Konferans salonları okulun aynasıdır. Bu nedenle bu salonlar özel olmalı. Ses ve ışık sistemi çok hassas olmalı. Görsel olmalı. Koltukları ile renkler uyum içinde olmalı.

• Okulu okul yapan kurucusu, müdürleri, öğretmenleri ve çalışanlarıdır. Müdür seçiminde dikkat edilmeli. Bilgi, beceri, tecrübe ve prezantabl olmalı. Tüm çalışanların düzenli eğitim almaları sağlanmalı.

• Okulun müzik, spor ve teknoloji öğretmenleri konuların da eğitimli ve uzman olmalı.

• Teknoloji çok hızlı gelişmekte. Bu nedenle dünyadaki gelişmeleri takip edebilecek altyapıda birileri bulundurulmalı ya da bir firma ile ortak çalışmalı. Danışmanlık hizmeti almalı.

• Öğrencilerin kendilerini geliştirebilecekleri, yeni farklı çözümler üretilmeli. Öğrencilerin yaratıcı güçleri ön plana çıkmalı. Bu nedenle ihtiyaç duyulan yazılım, donanım ve malzemelere yatırım yapılmalı.

Son Güncelleme: Cuma, 05 Şubat 2016 11:41

Gösterim: 2009

Doğa Okulları, geleceğin tasarımcı, mimar ve mühendis adaylarına yönelik "Tasarla Türkiye - 3D Tasarım Yarışması" düzenliyor.

tasarla_turkiye_dogaDoğa Okulları açıklamasına göre, "Doğamızda Yaratıcılık Var" sloganıyla düzenlenen yarışmaya 29 Şubat 2016 tarihine kadar başvuru yapılabilecek. Yarışmaya, Türkiye'nin her yanından 11-19 yaşındaki öğrenciler katılabilecek. Tasarım ve üretimi buluşturan 3D Tasarım Yarışması’nda yarışmacılara, hayalini kurdukları objeleri gerçeğe dönüştürme fırsatı sunulacak. Yarışma, 3 boyutlu tasarım teknolojisinin üretimde nasıl yer edinebileceğini göstermek, her yaştan tasarımcıların yetkinliklerini geliştirmelerini, daha üretken, sorgulayıcı, çözüm odaklı birer üretici olmalarını teşvik etmek amacıyla düzenleniyor.

Yarışmacılar hayallerindeki objeleri, "Maker" kültürünün önemli bir parçası olan 3D yazıcılar ile üretmek üzere tasarlayacak. Tasarla Türkiye’de, yarışmacıların projelerini, dünyaca ünlü teknoloji şirketleri ve "Maker" öncülerinin temsilcileri değerlendirecek. Büyük ödülün 3 boyutlu yazıcı olduğu yarışmada dereceye girenlere çeşitli ödüller verilecek. Yarışma ile ilgili detaylı bilgi, "www.tasarlaturkiye.com" web adresinden alınabilecek. Yarışmanın ödül törenin ise 20 Mayıs tarihinde yapılması planlanıyor.

> Doğa Okulları, 3D tasarım yarışması düzenliyor

Doğa Okulları, geleceğin tasarımcı, mimar ve mühendis adaylarına yönelik "Tasarla Türkiye - 3D Tasarım Yarışması" düzenliyor.

tasarla_turkiye_dogaDoğa Okulları açıklamasına göre, "Doğamızda Yaratıcılık Var" sloganıyla düzenlenen yarışmaya 29 Şubat 2016 tarihine kadar başvuru yapılabilecek. Yarışmaya, Türkiye'nin her yanından 11-19 yaşındaki öğrenciler katılabilecek. Tasarım ve üretimi buluşturan 3D Tasarım Yarışması’nda yarışmacılara, hayalini kurdukları objeleri gerçeğe dönüştürme fırsatı sunulacak. Yarışma, 3 boyutlu tasarım teknolojisinin üretimde nasıl yer edinebileceğini göstermek, her yaştan tasarımcıların yetkinliklerini geliştirmelerini, daha üretken, sorgulayıcı, çözüm odaklı birer üretici olmalarını teşvik etmek amacıyla düzenleniyor.

Yarışmacılar hayallerindeki objeleri, "Maker" kültürünün önemli bir parçası olan 3D yazıcılar ile üretmek üzere tasarlayacak. Tasarla Türkiye’de, yarışmacıların projelerini, dünyaca ünlü teknoloji şirketleri ve "Maker" öncülerinin temsilcileri değerlendirecek. Büyük ödülün 3 boyutlu yazıcı olduğu yarışmada dereceye girenlere çeşitli ödüller verilecek. Yarışma ile ilgili detaylı bilgi, "www.tasarlaturkiye.com" web adresinden alınabilecek. Yarışmanın ödül törenin ise 20 Mayıs tarihinde yapılması planlanıyor.

Son Güncelleme: Pazar, 07 Şubat 2016 14:13

Gösterim: 1952

Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulan ATA Teknokent'te faaliyet gösteren birçok firma, ürettikleri sitem yazılımları ve yapay zeka ürünlerini Avrupa'daki bazı ülkelere ihraç ediyor.

 

ata_teknokent_yazilimAtatürk Üniversitesine (AÜ) bağlı olarak 2010 yılında faaliyetine başlayan ve bünyesinde bulundurduğu 26 yazılım firmasıyla bölgenin bilişim sektöründeki açığını kapatan ATA Teknokent'ten Avrupa ülkelerine yazılım ve yapay zeka ihracatı yapılmaya başlandı. 

 

ATA Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Recep Sadeler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknokentin, 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla "Erzurum ATA Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi"nin kurulduğunu ve 2010 yılında faaliyetlerine başladığını söyledi.

 

Yaklaşık 5 yıldır Teknoloji Geliştirme Bölgesinde (TGB), Ar-Ge ve inovasyonu geliştirme, sanayi iş birliğini sağlama ve nitelikli ürünlerin üretilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Sadeler, "Şu an farklı sektörlerde 50'inin üzerinde Ar-Ge ve inovasyon şirketimiz mevcut. Bunlar içerisinde yüzde 50'den fazlası yazılım şirketi" dedi.

 

"Vizyon 2023" hedefiyle 

 

Sadeler, teknoket bünyesinde faaliyet gösteren firmaların, henüz başlangıç aşaması olması bakımından büyük rakamlara ulaşmamış olsa da Almanya, Hollanda, İsveç gibi Avrupa ülkelerine hemen her sektöre yönelik yazılımlar ihraç etmeye başladıklarını dile getirdi. 

 

Bunun gelecek açısından son derece önem taşıdığını ifade eden Sadeler, şunları kaydetti: 

 

"Bugüne kadar bitmiş proje sayımız 90 civarındadır. Ülkemizin geleceğinin planlandığı Vizyon 2023'te, yazılım ihracatında 10 milyar dolarlık bir hedef öngörülüyor. Bu çok rasyonel ve tutturulabilecek bir hedef. TGB'lerde özellikle nitelikli insan istihdam edince ciddi bir döviz tasarrufu sağlıyoruz hatta bu yazılımlarla ihracat geliri de elde ediyoruz."


> Doğu Anadolu'dan Avrupa'ya yazılım ihracatı

Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulan ATA Teknokent'te faaliyet gösteren birçok firma, ürettikleri sitem yazılımları ve yapay zeka ürünlerini Avrupa'daki bazı ülkelere ihraç ediyor.

 

ata_teknokent_yazilimAtatürk Üniversitesine (AÜ) bağlı olarak 2010 yılında faaliyetine başlayan ve bünyesinde bulundurduğu 26 yazılım firmasıyla bölgenin bilişim sektöründeki açığını kapatan ATA Teknokent'ten Avrupa ülkelerine yazılım ve yapay zeka ihracatı yapılmaya başlandı. 

 

ATA Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Recep Sadeler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknokentin, 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla "Erzurum ATA Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi"nin kurulduğunu ve 2010 yılında faaliyetlerine başladığını söyledi.

 

Yaklaşık 5 yıldır Teknoloji Geliştirme Bölgesinde (TGB), Ar-Ge ve inovasyonu geliştirme, sanayi iş birliğini sağlama ve nitelikli ürünlerin üretilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Sadeler, "Şu an farklı sektörlerde 50'inin üzerinde Ar-Ge ve inovasyon şirketimiz mevcut. Bunlar içerisinde yüzde 50'den fazlası yazılım şirketi" dedi.

 

"Vizyon 2023" hedefiyle 

 

Sadeler, teknoket bünyesinde faaliyet gösteren firmaların, henüz başlangıç aşaması olması bakımından büyük rakamlara ulaşmamış olsa da Almanya, Hollanda, İsveç gibi Avrupa ülkelerine hemen her sektöre yönelik yazılımlar ihraç etmeye başladıklarını dile getirdi. 

 

Bunun gelecek açısından son derece önem taşıdığını ifade eden Sadeler, şunları kaydetti: 

 

"Bugüne kadar bitmiş proje sayımız 90 civarındadır. Ülkemizin geleceğinin planlandığı Vizyon 2023'te, yazılım ihracatında 10 milyar dolarlık bir hedef öngörülüyor. Bu çok rasyonel ve tutturulabilecek bir hedef. TGB'lerde özellikle nitelikli insan istihdam edince ciddi bir döviz tasarrufu sağlıyoruz hatta bu yazılımlarla ihracat geliri de elde ediyoruz."


Son Güncelleme: Cumartesi, 26 Aralık 2015 13:59

Gösterim: 1853


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.