Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Bilim, sanat, spor gibi alanlarda 56 yıllık bir deneyimle öğrencilerini hem ulusal hem de uluslararası yarışmalara yönlendirdiklerini belirten, İstanbul Kültür Eğitim Kurumları (İKEK) Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Başarıyı getiren en önemli unsur, sorumluluk almaktır. İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak, 56 yıldır sorumluluğumuzun bilincindeyiz bu nedenle de gönül rahatlığıyla anne babalara “içiniz rahat” olsun diyoruz. İşin ehli olmak da başarıyı tetikliyor.” diyor.

biriz_kutoglu_ikekİstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak bilim, sanat ve spor alanlarında elde ettiğiniz ulusal ve uluslararası başarılarınızdan söz edebilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, 1960’dan bu yana başarılarına her geçen yıl yenilerini eklemeye devam ediyor. Öğrencilerinin sadece okul başarılarıyla değil, farklı projelerdeki başarılarıyla da gururlanıyor.
Kanada Waterloo Üniversitesinin Ortaokullar için düzenlediği Gauss Matematik Yarışması'nda Kültür2000 Koleji 7.sınıf öğrencileri, birincilik, ikincilik ve üçüncülükle ödüllendirildiler. Yine, matematik bölümü olarak katıldığımız Purple Comet yarışmasında öğrencilerimiz Mansiyon Ödülü almaya hak kazandılar.
Kültür Koleji Fen Lisesi öğrencilerimiz “Şafak Vakti Göç” konulu belgesel Türk Coğrafya Kurumu tarafından düzenlenen yarışmada Belgesel Dalında Birincilik ödülüne layık görüldü. Bu yıl çevre temasını sahiplenen Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, öğrencilerinin, bu konuda yürüttüğü bir başka çalışma da I-SWEEP Proje Yarışmasında “Kito Filtre ile Su Kirliliğine Çözüm” konulu proje finale kalmaya hak kazandı. Vizyonu “Küresel ısınmanın azaltılması ve iklim değişikliği eğitiminin yaygınlaştırılması” olan GREEN (Avrupa Yeşil Çevre Eğitim Programı) projesi kapsamında hazırlanan “The Survival Day” isimli kısa film GREEN ekibi tarafından 52 hikaye arasından en iyi on hikaye arasında yer alma başarısını gösterdi.
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, tüm alanlarda olduğu gibi spor alanında da çalışmalarını sürdürüyor ve üst üste başarılar elde ediyor. Kültür2000 Koleji 7.sınıf öğrencimiz son iki yıldır yüzme ve modern pentatlonda Türkiye derecesi yapıyor. Kültür Koleji, eskrimde İstanbul ve Türkiye 1.liği’nin yanı sıra 11-18 Temmuz 2016’da Dünya Liseler Arası Olimpiyatlar’da (Gymnasiade) yarışma hakkı kazandı. Satrançta ise öğrencilerimiz Türkiye, İstanbul ve Marmara grup 1.liğini elde ettiler. Voleybol, masa tenisi ve yüzme alanlarında öğrencilerimizin il ve ilçe birincilikleri bulunuyor.
ikek_kulturHEDEF KOYAN ÖĞRENCİ BAŞARIYA GÜDÜLENİYOR
Bu alanlardaki başarıların okul ve öğrenci üzerindeki etkileri nelerdir?
Her türlü başarının özünde sistemli ve disiplinli çalışma vardır. Doğru hedef belirlendiğinde ve sistemli bir çalışma gerçekleştirildiğinde başarı kaçınılmazdır. Spor yapan çocuk ister istemez, disiplinle sistemi uygulamaya, hedef koymaya ve başarmaya güdülenir. Sadece sportif başarılarda değil, bilimsel projeler ya da sanatsal çalışmaların tümünün zemininde bu vardır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji de 56 yıllık tecrübesiyle, öğrencilerine bu kültürü aşılar. Başarı ile öğrenciler onaylanır, destek görür ve sevilir. Tüm bu pozitif katkılar öğrencinin ders başarısını da olumlu yönde etkiler. Yapılan araştırmalar, fiziksel anlamda daha aktif olan öğrencilerin, akademik başarılarının da daha yüksek olduğu, egzersizin beyne daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağladığı; endorfin artışı sağlayarak stresi azalttığı ve duyguları dengelediği, böylelikle kişinin bilişsel sisteminde gelişim sağlayabileceğini vurguluyor.

Kuruma başarıyı getiren unsurlar neler?
Başarıyı getiren en önemli unsur, sorumluluk almaktır. İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak, 56 yıldır sorumluluğumuzun bilincindeyiz bu nedenle de gönül rahatlığıyla anne babalara “içiniz rahat” olsun diyoruz. İşin ehli olmak da başarıyı tetikliyor. Başarılı kurum ve kişilere baktığınızda, sadece tek bir konu üzerinde odaklandıklarını görürüz. Biz de, yarım yüzyılı aşkın bir süredir sadece eğitime odaklandık. Kurumsal başarılarının en önemli yapıtaşı da “insan”dır. İnsan kaynağının kalitesi ve kurumların bu kaynağın geliştirilmesine önem ve değer vermesi gelecek başarılara zemin hazırlar.
İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarında öğrenciler yarışmalara nasıl hazırlanıyorlar?
Her yıl il ve ilçe çapında düzenlenen spor müsabakalarında tüm branşlarda şampiyonluk hedefi ile öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Alınan başarılar sonrasında hem takımdaki öğrencilerin hem de okul içinde sporun popülaritesini arttırarak diğer öğrencilerin de spora olan ilgilerinin yükselmesine yol açıyor. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin özverili çalışmaları, velilerimizin ve okul yönetiminin sınırsız destekleri ile başarıya ulaşmak kaçınılmaz oluyor. Öğrencilerimiz arasında takım seçmeleri yapmadan ilgisi olan tüm öğrencilerimizi (sayı çok yüksek olmadığı sürece) antrenmanlarına katılmalarını sağlıyoruz ve haftada 2 antrenman ile sportif müsabakalara hazırlıyoruz.
Kurum olarak öğrencileri nasıl destekliyor ve yönlendiriyorsunuz?
Öğrencilerimizi Beden Eğitimi ve Sosyal kulüp derslerinde gözlemleyerek yetenekleri ve ilgilerine göre velileri ile iletişime geçerek dışarıda ya da okulumuz bünyesindeki hafta içi ve hafta sonu yapılan spor çalışmalarına yönlendirerek sevdikleri spor branşında eğitim almalarını sağlıyoruz. Bu sayede, sevdikleri spor takımları ve sosyal kulüplerde yer alan öğrencilerimizi, kendine güveni olan, sosyal, paylaşım duyguları gelişen, sporcu disiplinine sahip, kazanma ve kaybetmeyi kabullenme duygusunu öğrenen, kendisi ve çevresi ile barışık, topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri konusunda sonuna kadar destekliyoruz.
Okul içinde bu başarılara zemin hazırlayan kulüpler var mıdır? Bahseder misiniz?
Tüm kademelerdeki öğrencilerimiz için, onların yaşlarına ve ilgi alanlarına uygun sportif, sanatsal, bilimsel ve kültürel kulüplerimiz yer almaktadır. Bu yıl öğrencilerimiz, basketbol, dans, voleybol, futbol, satranç, dağcılık, masa tenisi gibi pek çok sportif, ritm atölyesi, müzik, resim, bale, drama, moda tasarım, perküsyon gibi sanatsal, yaratıcı yazarlık, bilim akademisi, akıl oyunları, yaratıcı okuma-yazma, yaratıcı drama, bilgisayar gibi bilimsel ve kültürel kulüplerde faaliyetlerde bulundular.

ÇEVRE DUYARLILIĞINI ARTIRMAK İÇİN BİSİKLET TURU PROJESİ
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji’nin bilim, sanat ve spor alanlarında elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılarımız dışında, toplumsal farkındalık bilincini aşıladığımız öğrencilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz pek çok faaliyetimiz bulunuyor. Avrupa Birliği Çevre Politikası ve Türkiye konusu kapsamında öğrencilerimize çevre duyarlılığını kazandırmak ve ekolojiyi bozmayan ulaşım araçlarının önemini göstermek için Kültür2000 Koleji olarak Büyükçekmece sahilinde bisiklet turu düzenledik. Bu proje ile öğrencilerimiz, küresel ısınmayı önlemek, ozon tabakasını ve doğayı korumak ve daha da önemlisi sağlık için bisiklet kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması için farkındalık yaratmaya çalıştılar. Öğrencilerimizin gelişim özellikleri göz önünde bulundurarak onları sağlıklı, mutlu, dengeli bir kişiliğe sahip, yapıcı, yaratıcı ve takım ruhunu benimsemiş fertler olarak yetiştirmek, çağdaş bilimsel bir bakış açısı kazandırmak, yorumlama ve tartışma becerisi edindirmeyi hedefliyoruz.
İKLİM MÜCADESİNDE BİR IŞIK TUT
Kültür2000 Koleji olarak gerçekleştirdiğimiz bir diğer proje de Change the Climate Change: İklimi Değiştirmek Elimizde sözüyle yola çıkarak, öncelikle öğrenci ve okul ortamında farkındalık yaratarak daha sonrasında da aile ve toplum bazında etkileşim yaratarak çevre bilincimizi geliştirmeyi hedefledik. Bunun için WWF’ın da sponsor olduğu www.earthhour.org sitesinde de görebileceğiniz gibi dünya genelinde bir çevre hareketine dahil olduk. Amacımız, 19 Mart 2016 gecesi sembolik olarak bir saatliğine ışıklarımızı kapatarak enerji tasarrufu sağlamak ve çevreye katkıda bulunmak. Ayrıca gecede elde edilecek gelir bir üniversiteli öğrenciye katkı sağlayacaktır. DP öğrencilerinden kurduğumuz komiteler bir araya gelip takım arkadaşlarını seçtiler ve bu gece için neler yapabileceklerini planladılar. Bunun için ilk adım olabildiğince çok kişiye ulaşmak olduğu için bir web sitesi kuruldu.www.k2000theearthhour.com 19 Mart öncesindeki haftada etkinlik gecesinin adımları olarak sınıflar çeşitli tasarım ve aktiviteler hazırladılar.

> 56 yıllık Kültür geleneği başarıyı getiriyor

Bilim, sanat, spor gibi alanlarda 56 yıllık bir deneyimle öğrencilerini hem ulusal hem de uluslararası yarışmalara yönlendirdiklerini belirten, İstanbul Kültür Eğitim Kurumları (İKEK) Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Başarıyı getiren en önemli unsur, sorumluluk almaktır. İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak, 56 yıldır sorumluluğumuzun bilincindeyiz bu nedenle de gönül rahatlığıyla anne babalara “içiniz rahat” olsun diyoruz. İşin ehli olmak da başarıyı tetikliyor.” diyor.

biriz_kutoglu_ikekİstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak bilim, sanat ve spor alanlarında elde ettiğiniz ulusal ve uluslararası başarılarınızdan söz edebilir misiniz?
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, 1960’dan bu yana başarılarına her geçen yıl yenilerini eklemeye devam ediyor. Öğrencilerinin sadece okul başarılarıyla değil, farklı projelerdeki başarılarıyla da gururlanıyor.
Kanada Waterloo Üniversitesinin Ortaokullar için düzenlediği Gauss Matematik Yarışması'nda Kültür2000 Koleji 7.sınıf öğrencileri, birincilik, ikincilik ve üçüncülükle ödüllendirildiler. Yine, matematik bölümü olarak katıldığımız Purple Comet yarışmasında öğrencilerimiz Mansiyon Ödülü almaya hak kazandılar.
Kültür Koleji Fen Lisesi öğrencilerimiz “Şafak Vakti Göç” konulu belgesel Türk Coğrafya Kurumu tarafından düzenlenen yarışmada Belgesel Dalında Birincilik ödülüne layık görüldü. Bu yıl çevre temasını sahiplenen Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, öğrencilerinin, bu konuda yürüttüğü bir başka çalışma da I-SWEEP Proje Yarışmasında “Kito Filtre ile Su Kirliliğine Çözüm” konulu proje finale kalmaya hak kazandı. Vizyonu “Küresel ısınmanın azaltılması ve iklim değişikliği eğitiminin yaygınlaştırılması” olan GREEN (Avrupa Yeşil Çevre Eğitim Programı) projesi kapsamında hazırlanan “The Survival Day” isimli kısa film GREEN ekibi tarafından 52 hikaye arasından en iyi on hikaye arasında yer alma başarısını gösterdi.
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji, tüm alanlarda olduğu gibi spor alanında da çalışmalarını sürdürüyor ve üst üste başarılar elde ediyor. Kültür2000 Koleji 7.sınıf öğrencimiz son iki yıldır yüzme ve modern pentatlonda Türkiye derecesi yapıyor. Kültür Koleji, eskrimde İstanbul ve Türkiye 1.liği’nin yanı sıra 11-18 Temmuz 2016’da Dünya Liseler Arası Olimpiyatlar’da (Gymnasiade) yarışma hakkı kazandı. Satrançta ise öğrencilerimiz Türkiye, İstanbul ve Marmara grup 1.liğini elde ettiler. Voleybol, masa tenisi ve yüzme alanlarında öğrencilerimizin il ve ilçe birincilikleri bulunuyor.
ikek_kulturHEDEF KOYAN ÖĞRENCİ BAŞARIYA GÜDÜLENİYOR
Bu alanlardaki başarıların okul ve öğrenci üzerindeki etkileri nelerdir?
Her türlü başarının özünde sistemli ve disiplinli çalışma vardır. Doğru hedef belirlendiğinde ve sistemli bir çalışma gerçekleştirildiğinde başarı kaçınılmazdır. Spor yapan çocuk ister istemez, disiplinle sistemi uygulamaya, hedef koymaya ve başarmaya güdülenir. Sadece sportif başarılarda değil, bilimsel projeler ya da sanatsal çalışmaların tümünün zemininde bu vardır. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji de 56 yıllık tecrübesiyle, öğrencilerine bu kültürü aşılar. Başarı ile öğrenciler onaylanır, destek görür ve sevilir. Tüm bu pozitif katkılar öğrencinin ders başarısını da olumlu yönde etkiler. Yapılan araştırmalar, fiziksel anlamda daha aktif olan öğrencilerin, akademik başarılarının da daha yüksek olduğu, egzersizin beyne daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağladığı; endorfin artışı sağlayarak stresi azalttığı ve duyguları dengelediği, böylelikle kişinin bilişsel sisteminde gelişim sağlayabileceğini vurguluyor.

Kuruma başarıyı getiren unsurlar neler?
Başarıyı getiren en önemli unsur, sorumluluk almaktır. İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak, 56 yıldır sorumluluğumuzun bilincindeyiz bu nedenle de gönül rahatlığıyla anne babalara “içiniz rahat” olsun diyoruz. İşin ehli olmak da başarıyı tetikliyor. Başarılı kurum ve kişilere baktığınızda, sadece tek bir konu üzerinde odaklandıklarını görürüz. Biz de, yarım yüzyılı aşkın bir süredir sadece eğitime odaklandık. Kurumsal başarılarının en önemli yapıtaşı da “insan”dır. İnsan kaynağının kalitesi ve kurumların bu kaynağın geliştirilmesine önem ve değer vermesi gelecek başarılara zemin hazırlar.
İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarında öğrenciler yarışmalara nasıl hazırlanıyorlar?
Her yıl il ve ilçe çapında düzenlenen spor müsabakalarında tüm branşlarda şampiyonluk hedefi ile öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Alınan başarılar sonrasında hem takımdaki öğrencilerin hem de okul içinde sporun popülaritesini arttırarak diğer öğrencilerin de spora olan ilgilerinin yükselmesine yol açıyor. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin özverili çalışmaları, velilerimizin ve okul yönetiminin sınırsız destekleri ile başarıya ulaşmak kaçınılmaz oluyor. Öğrencilerimiz arasında takım seçmeleri yapmadan ilgisi olan tüm öğrencilerimizi (sayı çok yüksek olmadığı sürece) antrenmanlarına katılmalarını sağlıyoruz ve haftada 2 antrenman ile sportif müsabakalara hazırlıyoruz.
Kurum olarak öğrencileri nasıl destekliyor ve yönlendiriyorsunuz?
Öğrencilerimizi Beden Eğitimi ve Sosyal kulüp derslerinde gözlemleyerek yetenekleri ve ilgilerine göre velileri ile iletişime geçerek dışarıda ya da okulumuz bünyesindeki hafta içi ve hafta sonu yapılan spor çalışmalarına yönlendirerek sevdikleri spor branşında eğitim almalarını sağlıyoruz. Bu sayede, sevdikleri spor takımları ve sosyal kulüplerde yer alan öğrencilerimizi, kendine güveni olan, sosyal, paylaşım duyguları gelişen, sporcu disiplinine sahip, kazanma ve kaybetmeyi kabullenme duygusunu öğrenen, kendisi ve çevresi ile barışık, topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri konusunda sonuna kadar destekliyoruz.
Okul içinde bu başarılara zemin hazırlayan kulüpler var mıdır? Bahseder misiniz?
Tüm kademelerdeki öğrencilerimiz için, onların yaşlarına ve ilgi alanlarına uygun sportif, sanatsal, bilimsel ve kültürel kulüplerimiz yer almaktadır. Bu yıl öğrencilerimiz, basketbol, dans, voleybol, futbol, satranç, dağcılık, masa tenisi gibi pek çok sportif, ritm atölyesi, müzik, resim, bale, drama, moda tasarım, perküsyon gibi sanatsal, yaratıcı yazarlık, bilim akademisi, akıl oyunları, yaratıcı okuma-yazma, yaratıcı drama, bilgisayar gibi bilimsel ve kültürel kulüplerde faaliyetlerde bulundular.

ÇEVRE DUYARLILIĞINI ARTIRMAK İÇİN BİSİKLET TURU PROJESİ
Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji’nin bilim, sanat ve spor alanlarında elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılarımız dışında, toplumsal farkındalık bilincini aşıladığımız öğrencilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz pek çok faaliyetimiz bulunuyor. Avrupa Birliği Çevre Politikası ve Türkiye konusu kapsamında öğrencilerimize çevre duyarlılığını kazandırmak ve ekolojiyi bozmayan ulaşım araçlarının önemini göstermek için Kültür2000 Koleji olarak Büyükçekmece sahilinde bisiklet turu düzenledik. Bu proje ile öğrencilerimiz, küresel ısınmayı önlemek, ozon tabakasını ve doğayı korumak ve daha da önemlisi sağlık için bisiklet kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması için farkındalık yaratmaya çalıştılar. Öğrencilerimizin gelişim özellikleri göz önünde bulundurarak onları sağlıklı, mutlu, dengeli bir kişiliğe sahip, yapıcı, yaratıcı ve takım ruhunu benimsemiş fertler olarak yetiştirmek, çağdaş bilimsel bir bakış açısı kazandırmak, yorumlama ve tartışma becerisi edindirmeyi hedefliyoruz.
İKLİM MÜCADESİNDE BİR IŞIK TUT
Kültür2000 Koleji olarak gerçekleştirdiğimiz bir diğer proje de Change the Climate Change: İklimi Değiştirmek Elimizde sözüyle yola çıkarak, öncelikle öğrenci ve okul ortamında farkındalık yaratarak daha sonrasında da aile ve toplum bazında etkileşim yaratarak çevre bilincimizi geliştirmeyi hedefledik. Bunun için WWF’ın da sponsor olduğu www.earthhour.org sitesinde de görebileceğiniz gibi dünya genelinde bir çevre hareketine dahil olduk. Amacımız, 19 Mart 2016 gecesi sembolik olarak bir saatliğine ışıklarımızı kapatarak enerji tasarrufu sağlamak ve çevreye katkıda bulunmak. Ayrıca gecede elde edilecek gelir bir üniversiteli öğrenciye katkı sağlayacaktır. DP öğrencilerinden kurduğumuz komiteler bir araya gelip takım arkadaşlarını seçtiler ve bu gece için neler yapabileceklerini planladılar. Bunun için ilk adım olabildiğince çok kişiye ulaşmak olduğu için bir web sitesi kuruldu.www.k2000theearthhour.com 19 Mart öncesindeki haftada etkinlik gecesinin adımları olarak sınıflar çeşitli tasarım ve aktiviteler hazırladılar.

Son Güncelleme: Salı, 21 Haziran 2016 10:28

Gösterim: 1994

“Yaşam becerisi yüksek bireyler yetiştirmek” hedefiyle eğitim süreçlerini planlayan Final Okulları, okul öncesi kurumlarında da aynı hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. “Biz Final Okulları olarak eğitim alanında dünyadaki tüm gelişmeleri ve yenilikleri yerinde görerek takip ediyoruz.” diyen Final Okulları Okul Öncesi Eğitim Koordinatörü Emine Eren, dünyada uygulanan okul öncesi eğitim programlarını sentezleyerek, Final’in okul öncesi eğitim programlarını hazırladıklarını söylüyor.

emine_eren_finalOkul öncesi eğitimin çocuklara sağladığı yararlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Okul öncesi eğitime en uygun başlama yaşı kaçtır?
Okul öncesi eğitim 3–6 yaş arasındaki çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitimle çocuk, yaşamındaki asgari bilgi, beceri, tutum ve davranışları kazanarak, zekâsını ve yeteneklerini geliştirir. Gelişimin oldukça hızlı olduğu bu dönemde verilen eğitim, daha sonraki eğitim basamakları için hazır bulunuşluk sağlayarak çocuğun yaşamda kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Araştırmalar, çocukların 18 yaşına kadar olan okul başarılarının %33’nün 0–6 yaş arası alınan eğitime bağlı olduğunu gösterir. Ayrıca çocuk, 17 yaşına kadar olan zihinsel (bilişsel) gelişiminin %50’sini 0–4 yaş arasında, %30’unu 4–8 yaş arasında, %20’sini ise 8 yaşından sonra tamamlar. Çocukların bu yaş aralıklarında aldığı eğitim gelişimin sürekli olması nedeniyle daha da büyük önem kazanmaktadır.
Okul öncesi eğitime ne kadar erken yaşta başlanılırsa eğitimin birey üzerinde etkisi o oranda artmaktadır. Örneğin; çocukların 2 yaşından itibaren oyun gruplarına dâhil olması eğitimciler tarafından istenilen bir durumdur. Ancak evde çocuğa yeteri kadar zaman ayrılıyor ve çocukla ilgileniliyorsa anaokuluna başlamak için 4 yaş beklenebilir. Ancak anaokuluna başlama yaşı her ne olursa olsun 4 yaşı geçmemelidir. Çünkü okul öncesi dönemde çocukların bir üst eğitim seviyesine (ilkokula) hazırlanma, sosyalleşme, arkadaş ve bir gruba ait olma ihtiyacı için bu sınır büyük önem taşımaktadır.

Okul öncesi eğitimde son dönemde öne çıkan yaklaşımlar ve bu konuda değerlendirmeleriniz nelerdir?
Ülkemizde son yıllarda okul öncesi eğitimde, Çoklu Zekâ, Tam Öğrenme, Montessori, Reggio Emilia, Waldorf, High Scope… gibi kuram, metot ve yaklaşımlar öne çıkmaktadır. Ülkemizde öne çıkmaya başlayan bu metot ve yaklaşımların bir kısmı dünyada 1900’lü yıllardan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. Okul öncesi eğitimine yönelik farkındalığın artmasını ve bu konuda atılan adımları çok önemsiyorum. Bu kuramlara ve yaklaşımlara uygun metotları uygulayacak öğretmenlerin donanımı ve yeterliliği de önemsediğim bir diğer konu. Çünkü öğretmenin donanımı ve kuramsal bilgisi yeterli düzeye gelmeden öğretmene eğitim verdirmek birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Eğitimde temel olan; uygun eğitim programına göre hazırlanmış eğitim ortamı ve materyallerinin hazır olması, hazırlanan ve planlanan eğitime göre eğitim verebilecek öğretmenlerin yetiştirilmesidir.

final_okul_oncesiFinal Okulları okul öncesi eğitimde hangi yöntemleri uyguluyor?
Biz Final Okulları olarak eğitim alanında dünyadaki tüm gelişmeleri ve yenilikleri yerinde görerek takip ediyoruz. MEB’in Okul Öncesi Programı’ndan, MEB Okul Öncesi Rehberlik Programı’ndan, MEB Okul Öncesi Aile Destek Programları’ndan yararlanarak Final Okulları’nın vizyonuna uygun eğitim programını hazırlıyoruz. Hazırladığımız eğitim programında çocukların yeteneklerini ortaya çıkaran “Gardner’in Çoklu Zekâ Kuramı”nı, her çocuğu ayrı bir birey olarak kabul eden, “Dünyadaki herhangi bir kişinin öğrenebileceği her şeyi herkes öğrenebilir.” ilkesini temel alan Bloom’un Öğrenme Kuramı’nı; çocukların toplumsal ve duyuşsal gelişimlerini destekleyen ‘’Montessori Metodu’’nu; çocukların sorumluluk duygusunu ve karar verme becerilerini geliştiren ‘’High Scope’’ ve duvarsız bir eğitim için ‘’Reggio Emilia’’ yaklaşımlarını kullanıyoruz. Bütün bu kuram ve yaklaşımları sentezleyerek ‘’Piaget’nin Gelişim Dönemleri’’ni de göz önünde bulundurarak Final Okulları’na uygun okul öncesi programımızı oluşturup uyguluyoruz.

YABANCI DİL AĞIRLIĞI EN AZ YÜZDE 25 OLMALIDIR
Okul öncesi kurumlarınızda yabancı dil ağırlığı nedir? Yabancı dil konusunda öğretmenlerinizi nasıl seçiyorsunuz?
Final Okullarında, okul öncesi eğitimden itibaren dil öğrenimine büyük önem veriyoruz. Çünkü erken yaşlarda dil öğreniminin doğru bir metot ile yapılması çocuğun daha sonraki yaşlarda dil eğitimine daha kolay adapte olmasını sağlayacaktır. Dil öğrenimini programlarken bütüncül bir yaklaşım uyguluyoruz. Ana dil ve yabancı dil kazanımlarını çocuğun dil gelişiminde olması gereken kazanımlarla bütünleştiriyoruz. Örneğin; tema ilkbahar mevsimiyse mevsimle ilgili kavramları hem Türkçe dil öğreniminde hem de İngilizce öğreniminde veriyoruz. Okul Öncesi eğitimde İngilizce, haftalık saatin en az % 25’ini kapsamalıdır.
Yabancı dil öğretmenlerimizi seçerken yabancı dile hâkim olmasının yanında akademik donanımına, sınıf yönetimine, güler yüzlü olmasına, çocukları sevmesine, öğrenmeye açık olmasına, takım çalışmasına uygun özellikler göstermesine dikkat ediyoruz. Dil öğrenimini istediğimiz seviyeye çıkarmak ve uluslararası standartlarda öğretmen yetiştirmek için öğretmen eğitimleri yapıyoruz.

Okul Öncesinde sınıf dışı etkinliklerin önemi nedir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Eğitim denilince ilk akla gelen yer “okul”dur. Okulda eğitim bir program çerçevesinde yapılır. Günümüzde okuldaki eğitime ek olarak çocukların yaşam deneyimi kazandığı, keşfederek öğrendiği, çevre olanaklarından yararlandığı sınıf dışı etkinlikler de yapılmaktadır. Bu gerçeğin farkındalığıyla Final Okulları olarak okul öncesi eğitimden başlayarak sınıf dışı etkinlikleri çok önemsiyoruz. Okullarımızın en temel hedeflerinden biri ‘’yaşam başarısı yüksek bireyler yetiştirmek’’ olduğundan öğrencilerimizin yaşama dair deneyim kazanması için sınıf dışı etkinlikleri programlarımıza yerleştiriyor, okulumuzun bulunduğu çevre olanaklarını da dikkate alıyoruz. Sınıf dışı eğitim etkinlikleriyle çevrede gözlem ve inceleme yapma, sportif etkinliklerde bulunma, yerinde ve yaşayarak öğrenme sağlıyoruz. Ekmeğin nasıl yapıldığını anlatırken bir ekmek fırınına gidiyoruz ya da alışveriş yapılırken dikkat edilecek noktaları anlattıktan sonra her çocuğumuza bir bütçe belirleyip alışveriş yaptırıyoruz. Böylelikle her şeyi yerinde görmelerini ve öğrendikleriyle pekiştirmelerini sağlıyoruz. Ayrıca sanat, oyun, kitap okuma vb. gibi etkinliklerimizi açık havada yapmaya özen gösteriyoruz.

FİNAL OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİ NASIL SEÇİYOR?
Öğretmenin niteliği okul öncesi eğitimde kaliteyi belirleyen temel öğelerden biri. Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz? Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Öğretmenlerinize hizmet içi eğitimler düzenliyor musunuz? Burada ne gibi eğitimler veriliyor?
Kesinlikle, eğitimde kaliteyi etkileyen en önemli unsurlardan biri öğretmendir. Final Okulları olarak tüm eğitim-öğretim kademelerinde öğretmen seçimine son derece dikkat ediyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi öğretmenin çocukları ve gençleri sevmesini önemsiyoruz. Bunun yanı sıra insan ilişkilerinde güvenilir, dürüst olması da aradığımız kriterler arasında yer alıyor. Ayrıca öğretmenden temel akademik yeterliliğinin yanında etik davranışlara sahip, öğrenmeye, gelişmeye açık olmasını da bekliyoruz. Öğretmenin işbirliği ve takım çalışmasına yatkın, kendine ve diğer insanlara saygılı, güvenilir, eğitimde yeniliklere ve gelişmelere açık bir yapıya sahip olmasını istiyoruz.
Öğretmenlerimizin kişisel gelişimini ve mesleki yeterliliklerinin desteklenmesi için eğitimler planlıyoruz ve planladığımız bu eğitimleri yıl boyunca uyguluyoruz. Alanında yetkin, akademik kariyer yapmış hocalarımızla bu eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Eğitimlerin sonunda ise mutlaka değerlendirme süreçleri planlıyoruz.

Okul öncesi eğitim konularında üniversitelerle iş birlikleriniz var mı? Varsa nasıl bir ortak çalışma yürütüyorsunuz?
Final Okulları olarak eğitimde yenilikleri takip etmek, öğretmenlerimizin eğitimi ve eğitim danışmanlığı almak için üniversitelerin eğitim fakülteleri ile işbirliği yapmaktayız. Final Okulları’nın danışmanı kıymetli hocamız Doğan Cüceloğlu önderliğinde öğretmenlerimizin kişisel gelişimleri ve mesleki yeterlilikleri ile ilgili eğitim almasını planlamaktayız.

Türkiye’de okul öncesi eğitiminin gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu alanda önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de okul öncesi eğitim son yıllarda önemli yollar kat etti. Avrupa Birliği’ne girme süreci çalışmalarına paralel olarak programlarda yenilemeler ve eğitim kademeleri arasında bütünsel bir yaklaşım benimsenerek eğitimin devamlılığı sağlandı. 2006 yılında değişen okul öncesi programı 2012 yılında tekrar yenilendi. Son yıllarda ailelerin ve eğitimcilerin okul öncesi eğitime ilgileri ve okul sayıları çok arttı. Bütün bu güzel gelişmeler yanında ‘’mış’’gibi yapan okullar da çoğalmaya başladı. Bu nedenle ailelerin söylediğim noktalara dikkat ederek okul seçmelerini öneriyorum. Bütün bu güzel gelişmelerin, tüm çocukların okul öncesi eğitimi almalarına ve ülkemizde %100 okullaşma oranının gerçekleşmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Eğitime gönül vermiş tüm meslektaşlarıma, çocuklarla ilgilenen herkese ve çocukları için çaba sarf eden tüm velilerimize sevgilerimi sunarım. Çocukların eğitimi onları sevmek ve sevildiğini onlara hissettirmekle, yaşamlarında var oluşlarını gerçekleştirmekle başlar. Sözlerimi benim de eğitimimde önemli katkısı olan Sayın Doğan Cüceloğlu ‘nun “Korku Kültürü” kitabından bir alıntı ile bitirmek isterim: ‘’Bir insanın mutluluğu için en iyisinin olmasına olanak sağlamak, onu sevmek demektir. Sevgi bir eylemdir ve amacı o insanın mutlu olması için onu geliştirmektir. Her insan sevilmek, sevildiğini bilmek ister.’’

VELİLER, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Veliler, okul öncesi eğitim kurumunu seçerken okulun kurumsal bir kimliğinin olmasına ve eğitim anlamında oturmuş bir sisteminin olmasına dikkat etmeliler. Seçecekleri okulun eğitim programını, eğitim ortamını ve eğitim materyallerini mutlaka sorgulamalılar. Eğitimi gerçekleştirecek, bu organizasyonu sağlayacak olan sınıf ve branş öğretmenleri hakkında bilgi sahibi olmalılar. Veliler okul seçerken öğrenciye de öğrenme sorumluluğu veren, öğrenciyi merkeze alan, öğrencinin etkin katılımını öngören okullara yönelmeliler. Ayrıca okulların öğrencinin ihtiyacına uygun eğitim teknolojisi kullanıp kullanmadıklarına dikkat etmeliler. Bütün bunları yaparken çocukların gelişim alanlarını (bilişsel, sosyal-duygusal, dil, motor, öz bakım ) desteklemeye yönelik, çocukların doyasıya oyun oynamalarını sağlayacak, programların ve sınıf dışı etkinliklerin olmasını; eğitimin merak etmeyi, keşfederek öğrenmeyi, hayal kurmayı, yaratıcılığı artırıp artırmadığını sorgulamalılar. Son olarak okulun yemek ve servis hizmetlerine dair de kesin bilgi almalarını ve okulun eve çok uzak olmamasına dikkat etmelerini öneriyorum.
‘’Çocuklar öğrenmek isterler. Doğuştan var olan öğrenme gereksinimleri engellenip baskılanmadıkça da öğrenirler. Amaç bu gereksinimlerini uyarıp, ön plana çıkarmaktır.’’
M. Montessori

> Final okul öncesinden başlayarak yaşama hazırlıyor

“Yaşam becerisi yüksek bireyler yetiştirmek” hedefiyle eğitim süreçlerini planlayan Final Okulları, okul öncesi kurumlarında da aynı hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. “Biz Final Okulları olarak eğitim alanında dünyadaki tüm gelişmeleri ve yenilikleri yerinde görerek takip ediyoruz.” diyen Final Okulları Okul Öncesi Eğitim Koordinatörü Emine Eren, dünyada uygulanan okul öncesi eğitim programlarını sentezleyerek, Final’in okul öncesi eğitim programlarını hazırladıklarını söylüyor.

emine_eren_finalOkul öncesi eğitimin çocuklara sağladığı yararlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Okul öncesi eğitime en uygun başlama yaşı kaçtır?
Okul öncesi eğitim 3–6 yaş arasındaki çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitimle çocuk, yaşamındaki asgari bilgi, beceri, tutum ve davranışları kazanarak, zekâsını ve yeteneklerini geliştirir. Gelişimin oldukça hızlı olduğu bu dönemde verilen eğitim, daha sonraki eğitim basamakları için hazır bulunuşluk sağlayarak çocuğun yaşamda kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Araştırmalar, çocukların 18 yaşına kadar olan okul başarılarının %33’nün 0–6 yaş arası alınan eğitime bağlı olduğunu gösterir. Ayrıca çocuk, 17 yaşına kadar olan zihinsel (bilişsel) gelişiminin %50’sini 0–4 yaş arasında, %30’unu 4–8 yaş arasında, %20’sini ise 8 yaşından sonra tamamlar. Çocukların bu yaş aralıklarında aldığı eğitim gelişimin sürekli olması nedeniyle daha da büyük önem kazanmaktadır.
Okul öncesi eğitime ne kadar erken yaşta başlanılırsa eğitimin birey üzerinde etkisi o oranda artmaktadır. Örneğin; çocukların 2 yaşından itibaren oyun gruplarına dâhil olması eğitimciler tarafından istenilen bir durumdur. Ancak evde çocuğa yeteri kadar zaman ayrılıyor ve çocukla ilgileniliyorsa anaokuluna başlamak için 4 yaş beklenebilir. Ancak anaokuluna başlama yaşı her ne olursa olsun 4 yaşı geçmemelidir. Çünkü okul öncesi dönemde çocukların bir üst eğitim seviyesine (ilkokula) hazırlanma, sosyalleşme, arkadaş ve bir gruba ait olma ihtiyacı için bu sınır büyük önem taşımaktadır.

Okul öncesi eğitimde son dönemde öne çıkan yaklaşımlar ve bu konuda değerlendirmeleriniz nelerdir?
Ülkemizde son yıllarda okul öncesi eğitimde, Çoklu Zekâ, Tam Öğrenme, Montessori, Reggio Emilia, Waldorf, High Scope… gibi kuram, metot ve yaklaşımlar öne çıkmaktadır. Ülkemizde öne çıkmaya başlayan bu metot ve yaklaşımların bir kısmı dünyada 1900’lü yıllardan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. Okul öncesi eğitimine yönelik farkındalığın artmasını ve bu konuda atılan adımları çok önemsiyorum. Bu kuramlara ve yaklaşımlara uygun metotları uygulayacak öğretmenlerin donanımı ve yeterliliği de önemsediğim bir diğer konu. Çünkü öğretmenin donanımı ve kuramsal bilgisi yeterli düzeye gelmeden öğretmene eğitim verdirmek birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Eğitimde temel olan; uygun eğitim programına göre hazırlanmış eğitim ortamı ve materyallerinin hazır olması, hazırlanan ve planlanan eğitime göre eğitim verebilecek öğretmenlerin yetiştirilmesidir.

final_okul_oncesiFinal Okulları okul öncesi eğitimde hangi yöntemleri uyguluyor?
Biz Final Okulları olarak eğitim alanında dünyadaki tüm gelişmeleri ve yenilikleri yerinde görerek takip ediyoruz. MEB’in Okul Öncesi Programı’ndan, MEB Okul Öncesi Rehberlik Programı’ndan, MEB Okul Öncesi Aile Destek Programları’ndan yararlanarak Final Okulları’nın vizyonuna uygun eğitim programını hazırlıyoruz. Hazırladığımız eğitim programında çocukların yeteneklerini ortaya çıkaran “Gardner’in Çoklu Zekâ Kuramı”nı, her çocuğu ayrı bir birey olarak kabul eden, “Dünyadaki herhangi bir kişinin öğrenebileceği her şeyi herkes öğrenebilir.” ilkesini temel alan Bloom’un Öğrenme Kuramı’nı; çocukların toplumsal ve duyuşsal gelişimlerini destekleyen ‘’Montessori Metodu’’nu; çocukların sorumluluk duygusunu ve karar verme becerilerini geliştiren ‘’High Scope’’ ve duvarsız bir eğitim için ‘’Reggio Emilia’’ yaklaşımlarını kullanıyoruz. Bütün bu kuram ve yaklaşımları sentezleyerek ‘’Piaget’nin Gelişim Dönemleri’’ni de göz önünde bulundurarak Final Okulları’na uygun okul öncesi programımızı oluşturup uyguluyoruz.

YABANCI DİL AĞIRLIĞI EN AZ YÜZDE 25 OLMALIDIR
Okul öncesi kurumlarınızda yabancı dil ağırlığı nedir? Yabancı dil konusunda öğretmenlerinizi nasıl seçiyorsunuz?
Final Okullarında, okul öncesi eğitimden itibaren dil öğrenimine büyük önem veriyoruz. Çünkü erken yaşlarda dil öğreniminin doğru bir metot ile yapılması çocuğun daha sonraki yaşlarda dil eğitimine daha kolay adapte olmasını sağlayacaktır. Dil öğrenimini programlarken bütüncül bir yaklaşım uyguluyoruz. Ana dil ve yabancı dil kazanımlarını çocuğun dil gelişiminde olması gereken kazanımlarla bütünleştiriyoruz. Örneğin; tema ilkbahar mevsimiyse mevsimle ilgili kavramları hem Türkçe dil öğreniminde hem de İngilizce öğreniminde veriyoruz. Okul Öncesi eğitimde İngilizce, haftalık saatin en az % 25’ini kapsamalıdır.
Yabancı dil öğretmenlerimizi seçerken yabancı dile hâkim olmasının yanında akademik donanımına, sınıf yönetimine, güler yüzlü olmasına, çocukları sevmesine, öğrenmeye açık olmasına, takım çalışmasına uygun özellikler göstermesine dikkat ediyoruz. Dil öğrenimini istediğimiz seviyeye çıkarmak ve uluslararası standartlarda öğretmen yetiştirmek için öğretmen eğitimleri yapıyoruz.

Okul Öncesinde sınıf dışı etkinliklerin önemi nedir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Eğitim denilince ilk akla gelen yer “okul”dur. Okulda eğitim bir program çerçevesinde yapılır. Günümüzde okuldaki eğitime ek olarak çocukların yaşam deneyimi kazandığı, keşfederek öğrendiği, çevre olanaklarından yararlandığı sınıf dışı etkinlikler de yapılmaktadır. Bu gerçeğin farkındalığıyla Final Okulları olarak okul öncesi eğitimden başlayarak sınıf dışı etkinlikleri çok önemsiyoruz. Okullarımızın en temel hedeflerinden biri ‘’yaşam başarısı yüksek bireyler yetiştirmek’’ olduğundan öğrencilerimizin yaşama dair deneyim kazanması için sınıf dışı etkinlikleri programlarımıza yerleştiriyor, okulumuzun bulunduğu çevre olanaklarını da dikkate alıyoruz. Sınıf dışı eğitim etkinlikleriyle çevrede gözlem ve inceleme yapma, sportif etkinliklerde bulunma, yerinde ve yaşayarak öğrenme sağlıyoruz. Ekmeğin nasıl yapıldığını anlatırken bir ekmek fırınına gidiyoruz ya da alışveriş yapılırken dikkat edilecek noktaları anlattıktan sonra her çocuğumuza bir bütçe belirleyip alışveriş yaptırıyoruz. Böylelikle her şeyi yerinde görmelerini ve öğrendikleriyle pekiştirmelerini sağlıyoruz. Ayrıca sanat, oyun, kitap okuma vb. gibi etkinliklerimizi açık havada yapmaya özen gösteriyoruz.

FİNAL OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİ NASIL SEÇİYOR?
Öğretmenin niteliği okul öncesi eğitimde kaliteyi belirleyen temel öğelerden biri. Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz? Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Öğretmenlerinize hizmet içi eğitimler düzenliyor musunuz? Burada ne gibi eğitimler veriliyor?
Kesinlikle, eğitimde kaliteyi etkileyen en önemli unsurlardan biri öğretmendir. Final Okulları olarak tüm eğitim-öğretim kademelerinde öğretmen seçimine son derece dikkat ediyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi öğretmenin çocukları ve gençleri sevmesini önemsiyoruz. Bunun yanı sıra insan ilişkilerinde güvenilir, dürüst olması da aradığımız kriterler arasında yer alıyor. Ayrıca öğretmenden temel akademik yeterliliğinin yanında etik davranışlara sahip, öğrenmeye, gelişmeye açık olmasını da bekliyoruz. Öğretmenin işbirliği ve takım çalışmasına yatkın, kendine ve diğer insanlara saygılı, güvenilir, eğitimde yeniliklere ve gelişmelere açık bir yapıya sahip olmasını istiyoruz.
Öğretmenlerimizin kişisel gelişimini ve mesleki yeterliliklerinin desteklenmesi için eğitimler planlıyoruz ve planladığımız bu eğitimleri yıl boyunca uyguluyoruz. Alanında yetkin, akademik kariyer yapmış hocalarımızla bu eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Eğitimlerin sonunda ise mutlaka değerlendirme süreçleri planlıyoruz.

Okul öncesi eğitim konularında üniversitelerle iş birlikleriniz var mı? Varsa nasıl bir ortak çalışma yürütüyorsunuz?
Final Okulları olarak eğitimde yenilikleri takip etmek, öğretmenlerimizin eğitimi ve eğitim danışmanlığı almak için üniversitelerin eğitim fakülteleri ile işbirliği yapmaktayız. Final Okulları’nın danışmanı kıymetli hocamız Doğan Cüceloğlu önderliğinde öğretmenlerimizin kişisel gelişimleri ve mesleki yeterlilikleri ile ilgili eğitim almasını planlamaktayız.

Türkiye’de okul öncesi eğitiminin gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu alanda önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de okul öncesi eğitim son yıllarda önemli yollar kat etti. Avrupa Birliği’ne girme süreci çalışmalarına paralel olarak programlarda yenilemeler ve eğitim kademeleri arasında bütünsel bir yaklaşım benimsenerek eğitimin devamlılığı sağlandı. 2006 yılında değişen okul öncesi programı 2012 yılında tekrar yenilendi. Son yıllarda ailelerin ve eğitimcilerin okul öncesi eğitime ilgileri ve okul sayıları çok arttı. Bütün bu güzel gelişmeler yanında ‘’mış’’gibi yapan okullar da çoğalmaya başladı. Bu nedenle ailelerin söylediğim noktalara dikkat ederek okul seçmelerini öneriyorum. Bütün bu güzel gelişmelerin, tüm çocukların okul öncesi eğitimi almalarına ve ülkemizde %100 okullaşma oranının gerçekleşmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Eğitime gönül vermiş tüm meslektaşlarıma, çocuklarla ilgilenen herkese ve çocukları için çaba sarf eden tüm velilerimize sevgilerimi sunarım. Çocukların eğitimi onları sevmek ve sevildiğini onlara hissettirmekle, yaşamlarında var oluşlarını gerçekleştirmekle başlar. Sözlerimi benim de eğitimimde önemli katkısı olan Sayın Doğan Cüceloğlu ‘nun “Korku Kültürü” kitabından bir alıntı ile bitirmek isterim: ‘’Bir insanın mutluluğu için en iyisinin olmasına olanak sağlamak, onu sevmek demektir. Sevgi bir eylemdir ve amacı o insanın mutlu olması için onu geliştirmektir. Her insan sevilmek, sevildiğini bilmek ister.’’

VELİLER, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Veliler, okul öncesi eğitim kurumunu seçerken okulun kurumsal bir kimliğinin olmasına ve eğitim anlamında oturmuş bir sisteminin olmasına dikkat etmeliler. Seçecekleri okulun eğitim programını, eğitim ortamını ve eğitim materyallerini mutlaka sorgulamalılar. Eğitimi gerçekleştirecek, bu organizasyonu sağlayacak olan sınıf ve branş öğretmenleri hakkında bilgi sahibi olmalılar. Veliler okul seçerken öğrenciye de öğrenme sorumluluğu veren, öğrenciyi merkeze alan, öğrencinin etkin katılımını öngören okullara yönelmeliler. Ayrıca okulların öğrencinin ihtiyacına uygun eğitim teknolojisi kullanıp kullanmadıklarına dikkat etmeliler. Bütün bunları yaparken çocukların gelişim alanlarını (bilişsel, sosyal-duygusal, dil, motor, öz bakım ) desteklemeye yönelik, çocukların doyasıya oyun oynamalarını sağlayacak, programların ve sınıf dışı etkinliklerin olmasını; eğitimin merak etmeyi, keşfederek öğrenmeyi, hayal kurmayı, yaratıcılığı artırıp artırmadığını sorgulamalılar. Son olarak okulun yemek ve servis hizmetlerine dair de kesin bilgi almalarını ve okulun eve çok uzak olmamasına dikkat etmelerini öneriyorum.
‘’Çocuklar öğrenmek isterler. Doğuştan var olan öğrenme gereksinimleri engellenip baskılanmadıkça da öğrenirler. Amaç bu gereksinimlerini uyarıp, ön plana çıkarmaktır.’’
M. Montessori

Son Güncelleme: Salı, 21 Haziran 2016 10:22

Gösterim: 2084

Bazı özel okulların ücretleri cep yakmaya devam ederken, bu okulların sayısındaki artış ve öğrencilerine devlet desteği verilmesinin de etkisiyle artık hemen hemen "her keseye göre" özel okul bulunabiliyor.

 

ozel_okul_fiyatÖzel eğitim kurumlarında 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ücretlerinin açıklanmasının ardından ön kayıt ve indirimli kayıt süreci devam ederken, özel okul sayısındaki artış ve devletin özel okullara giden öğrencilere verdiği desteğin de etkisiyle artık hemen hemen "her keseye uygun" özel okul bulunabiliyor. Buna karşın bazı özel okulların ücreti ise el yakmaya devam ediyor.
Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerinin büyük bölümü için önümüzdeki eğitim-öğretim dönemiyle ilgili kayıt işlemleri tamamlanırken, ortaöğretim öğrencileri için de Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yapılan sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte birçok veli, okul arayışına girdi.
Özel okul tercihinde birçok veli için ücret, en belirleyici unsur olmaya devam ediyor. Eğitim sektörüne verilen yatırım teşvikleri sonucu özel okullar ve özel eğitim kurumlarına yönelen öğrenci sayısının artmasıyla birlikte ücretlerde de her keseye hitap edilir hale gelindi. Ancak bazı özel okul ücretleri de cep yakmaya devam ediyor.
Özel okul ücretleri, KDV dahil anaokullarında 8 bin 300, ilk ve ortaokullarda 10 bin 500, liselerde ise 13 bin 440 liradan başlıyor. Özellikle İstanbul ve Ankara’da şubeleri bulunan özel okullara bakıldığında anaokulu için ücretler 8 bin 300-55 bin 300 lira arasında, ilkokul için 10 bin 500-40 bin 200 lira arasında, ortaokul için 10 bin 500-41 bin 300 lira arasında, lise için de 13 bin 440-59 bin 450 lira arasında bulunuyor. Liselerde yatılı programları tercih edenleri ise 90 bin lirayı aşan rakamlar bekliyor.
Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Cem Gülan, velilere, çocukları için özel okul seçerken sorgulayıcı ve araştırmacı olmaları tavsiyesinde bulundu.


> Her keseye uygun özel okul

Bazı özel okulların ücretleri cep yakmaya devam ederken, bu okulların sayısındaki artış ve öğrencilerine devlet desteği verilmesinin de etkisiyle artık hemen hemen "her keseye göre" özel okul bulunabiliyor.

 

ozel_okul_fiyatÖzel eğitim kurumlarında 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ücretlerinin açıklanmasının ardından ön kayıt ve indirimli kayıt süreci devam ederken, özel okul sayısındaki artış ve devletin özel okullara giden öğrencilere verdiği desteğin de etkisiyle artık hemen hemen "her keseye uygun" özel okul bulunabiliyor. Buna karşın bazı özel okulların ücreti ise el yakmaya devam ediyor.
Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerinin büyük bölümü için önümüzdeki eğitim-öğretim dönemiyle ilgili kayıt işlemleri tamamlanırken, ortaöğretim öğrencileri için de Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yapılan sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte birçok veli, okul arayışına girdi.
Özel okul tercihinde birçok veli için ücret, en belirleyici unsur olmaya devam ediyor. Eğitim sektörüne verilen yatırım teşvikleri sonucu özel okullar ve özel eğitim kurumlarına yönelen öğrenci sayısının artmasıyla birlikte ücretlerde de her keseye hitap edilir hale gelindi. Ancak bazı özel okul ücretleri de cep yakmaya devam ediyor.
Özel okul ücretleri, KDV dahil anaokullarında 8 bin 300, ilk ve ortaokullarda 10 bin 500, liselerde ise 13 bin 440 liradan başlıyor. Özellikle İstanbul ve Ankara’da şubeleri bulunan özel okullara bakıldığında anaokulu için ücretler 8 bin 300-55 bin 300 lira arasında, ilkokul için 10 bin 500-40 bin 200 lira arasında, ortaokul için 10 bin 500-41 bin 300 lira arasında, lise için de 13 bin 440-59 bin 450 lira arasında bulunuyor. Liselerde yatılı programları tercih edenleri ise 90 bin lirayı aşan rakamlar bekliyor.
Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Cem Gülan, velilere, çocukları için özel okul seçerken sorgulayıcı ve araştırmacı olmaları tavsiyesinde bulundu.


Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Haziran 2016 15:06

Gösterim: 1656

Cumhuriyet Anaokulları okul öncesi eğitimde öğrencilerin ilgi alanlarını geliştirmeyi ve sorumluluk duygusunu kazandırmayı hedefleyen bir program uyguluyor. Cumhuriyet Koleji Anaokulu Koordinatörü Simge Katıkçı öğrenme süreçlerini anaokulu öğrencileri için sınıf dışı etkinliklerle eğlenceli hale getirdiklerini belirterek, velilere yönelik projeleriyle de aileleri sürecin içerisine kattıklarını söylüyor.
simge_katikciÖzel Cumhuriyet Okulları okul öncesi eğitimde hangi yöntemleri uyguluyor?
Okul öncesi eğitim ve öğretim programımız her öğrencinin bireysel gelişimini göz önünde bulundurarak kişilik gereksinimleri ve yetenekleri üzerinde yoğunlaşıyor. Bu anlamda programımız öğrencilerin var olan ilgi alanlarını geliştirmelerini ve seçimlerinin sorumluluklarını almalarını sağlar. Anaokullarımızda ‘tematik yaklaşım ve sarmal eğitim sürecini uygulamaktayız. Öğrencilerimiz haftalık program ve yıllık takvim etrafında kurgulanan birçok öğrenim etkinliğine katılıyor. High Scope, Scamper, Gems, Math Their Way, Çoklu zekâ ve proje tabanlı öğrenme yaklaşımlarını çeşitli yönleriyle bir arada kullanıyoruz. Ayrıca, dünyayı tanımak için Dünya Vatandaşlığı ve toplum değerlerini kaybetmemek adına Değerler Eğitimi etkinliklerini de uyguluyoruz.

Okul Öncesinde sınıf dışı etkinliklerin önemi nedir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öğrenciler için öğrenme sınıf dışı etkinliklerle eğlenceli hale gelmekte. Etkinliklerimizi planlarken önceliğimiz çocukların merak duygularını geliştirmek, öğrenme konusundaki motivasyonlarını yükseltmek ve onlara öğrenme heyecanı aşılamaktır.’’ Çünkü bilgiye giden yol meraktan geçer’’. Hedefimiz çocuklarımızın öğrenirken aktif olan, soru soran, fikirlerini ortaya koymaktan korkmayan, kendi fikirlerini savunabilen öğrenciler olarak yetişmesini sağlamak.
Kampüsümüz içinde buz pateni-bedensel etkinlikler, satranç ile müzik, dans ve görsel sanat çalışmaları yürütüyor, öğrencilerimizin okul sahası dışında tema konularımızla entegreli olarak birçok geziye katılmalarını sağlıyoruz. Geziler görsel öğrenmenin ve öğrencinin sosyal gelişiminin gözlemlendiği en etkili yol. Akvaryum, Pelit çikolata müzesi, İTÜ zooloji müzesi, bilim müzeleri, piknikler, binicilik kulübü, doğa gezileri ve en önemlisi Resmi gün ve törenlerde Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili geziler düzenlenmektedir.
Drama ve tiyatronun okul öncesi eğitiminde vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bu dönemdeki çocuklar duygularını ve bedenlerini korkusuzca dile getirebiliyorlar. Okulumuzda yapılan drama çalışmalarının dışında mutlaka tiyatro etkinliği düzenliyoruz.
Velilerimizin ilgiyle katıldığı aile katılımı etkinlikleri vazgeçilmezlerimiz arasında. Aile bireylerinden biri okulumuza gelerek bir etkinlik saatine katılıyor. Bu etkinlik bazen doktor mesleğinin anlatımı bazen de ilginç bir deney çalışması oluyor…
Cumhuriyet Okulları olarak Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem veriyoruz. Örneğin;üç yıl önce işitme engelliler için 1 mont-bir bot ile başlayan çalışmalarımıza yenilerini ekleyerek devam ediyoruz.

Okul öncesi eğitim neden önemlidir? Okul öncesi eğitime en uygun başlama yaşı kaçtır?
0-6 yaş dönemi, öğrenmenin en yoğun olduğu, temel alışkanlıkların kazanıldığı ve zihinsel yeteneklerin hızlı bir biçimde gelişip biçimlendiği dönemdir. Yapılan araştırmalar, erken çocukluk eğitimi almaya imkân bulan ve bu imkândan yoksun çocuklar arasında iki okul yılına denk başarı farkı olduğu ortaya koymaktadır.
Okul öncesi eğitim için hazır olma yaşı her çocuk için aynı değildir. Genel olarak anaokuluna başlama yaşının 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz. Gelişimsel olarak bazı çocuklar 2 yaşında, bazı çocuklar da 3-4 yaşında anaokuluna başlamak için hazır olabilmektedir. Annenin çalışması nedeniyle daha önceden anneden ayrı kalmaya alışık olan, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilen, basit komutları izleyebilen, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonları gelişmiş olan çocuklar 2 yaş itibariyle anaokuluna başlayabilirler. Konuşma, yemek yeme, hırçınlık, büyüklerden ayrılamama, aşırı hareketlilik gibi sorunları olan çocukların anaokuluna gitmeleri de özellikle tavsiye etmekteyiz. Alanında uzman öğretmenler ve psikolojik danışmanı olan bir anaokulunda öğrenci ailenin de desteği ve yakın takibi ile bir sorununu çözebilir, çözdük. Bu işte asıl olan güvenmektir. Hiç bir ebeveyn güvenmediği yerde çocuğunu bırakmak istemez.

cumhuriyet_okul_oncesiOkul öncesi eğitimde son dönemde öne çıkan yaklaşımlar ve bu konuda değerlendirmeleriniz nelerdir?
Montessori, waldorf, reggio emilia, pvp, high scope, bank street ve diğerleri. Bu yaklaşımların her biri farklı gelişim alanlarına odaklanır, değerlere öncelik verirler ve bu amaçla bazı davranışları geliştirmeyi hedeflerler.
Takip ettiğim en iyi okul öncesi eğitim şüphesiz ki Finlandiya! Burada çocuklar 7 yaşına kadar hiçbir akademik eğitim almıyorlar. Özgürler ve çok güzel bir atasözleri var “Çocukların çocuk olmalarına izin verin” . “Çocuklar en iyi oyun yoluyla öğrenir.”
Cumhuriyet Anaokulları eğitimcileri olarak bir çocuğun yaşayarak öğrenmesinin en önemli etken olduğunu biliyoruz. Çocuk, deneyimleyebilmeli, fırsat bulabilmeli, sorgulayabilmeli, araştırabilmeli… ‘’Her çocuk öğrenir bazen aynı yolla bazen farklı yolla’’.Bu sebeple yukarıda belirttiğim ve bizimde uygun alanda uygun metotla kullandığımız çok kaliteli yaklaşımlar var. Ancak tek bir kalıpta değil geniş bir yelpazede verilen okul öncesi eğitiminin doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Öğrenmeyen çocuk yoktur, öğretmeyen metot vardır.

Okul öncesinde yabancı dil eğitim politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Okul öncesinde yabancı dil eğitiminin ağırlığı ne olmalıdır? Yabancı dil konusunda öğretmenlerinizi nasıl seçiyorsunuz?
Neden Erken İngilizce? diye başlayabiliriz. Dil ediniminin en yoğun, en aktif ve en uzun vadeli olduğu süreç erken yaşlarda meydana gelmektedir. Dolayısıyla İngilizceye de ne kadar erken yaşta başlanırsa öğrenme o kadar kolay ve kalıcı öğrenilir. Bu yaş dönemindeki çocuk duyduklarını adeta bir kasete kaydedercesine beynine kaydeder. Bu dönemden sonra bu mekanizma özelliğini kaybeder ve kayıt özelliği azalır. Bu sebeple okulumuz 4+ ve 5+ yaş gruplarında çift dilli eğitim modelini esas almaktadır. Oyun grubu ve 3+ yaş gruplarımızda dili tanıma –alt yapıyı oluşturma için ders saati olarak uygulanmaktayız.

CUMHURİYET KOLEJİ ANAOKULUNDA ÇİFT DİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ İŞLEYİŞİ NEDİR?
 Sınıflarda gün boyunca iki öğretmen bulunur. Bir anaokulu öğretmeni ve bir İngilizce öğretmeni çocuklara tüm derslerde eşlik eder. İngilizce öğretmeni gün boyu çocuklarla İngilizce konuşur.
 İngilizce dersleri yoğun işlenir. İngilizce sınıf öğretmeni dışında program native İngilizce öğretmenlerince Story telling ve Drama oyunları ile desteklenir. Oyunlar, hikâyeler, çalışma kitapları, şarkılar eşliğinde çocuklar eğlenerek öğrenir.
 Programın evde de desteklenmesi oldukça önemlidir. Kullanılan kitap ve materyaller ünite sonlarında eve gönderilir, veliye dönem başında teslim edilen ilgili audio cd ve dijital oyunlarla çocuğa evde de destek sağlanır.
 Anadili edinim metodu uygulanır. Çocukların 4 duyusuna hitap edecek çalışmalarla, dil edinimi gerçekleştirmeyi hedefleriz.
 Öğretmenler öğrencinin dil gelişimleriyle ilgili sık sık veliyi bilgilendirir, destek olur ve yönlendirir. Okulumuzda tüm kademelerin yabancı dil eğitimlerini hazırlayan çok iyi bir ekip var. Öğretmenlerimizi seçerken ilgili bölümlerden mezun, okul öncesi seviyesine inebilen ve en az 5 yıl deneyimi olan öğretmenleri tercih ediyoruz. Bölüm başkanları tarafından birkaç aşamada yapılan görüşmeler sonucunda tercihimizi en iyiler ile yapmaya özen gösteriyoruz.

Veliler, okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat etmeliler?
Çevresel koşular ne kadar iyi olursa olsun belli bir yaş döneminden sonra ev ortamında sağlanabilecekler okul öncesi eğitimin yerini tutmaz. Bir eğitim kurumu seçerken ebeveynin öncelikle, çocuğunu tanıması, onun ilgi alanları ve beklentilerini bilmesi gerekir. Ben veli olarak okuldan neler bekliyorum, ihtiyaçlarımız neler, gibi sorulara yanıt vermesi, gerekli ise bir uzmandan destek alması iyi olabilir. Sonrasında uygun olan kurumların listesini çıkarıp, çocuğunuzla birlikte onları ziyarete gitmek ilk adım olacaktır.
Sonrasında; okulla ilgili olarak düşünülmesi ve cevaplanması gereken sorular:
• Okul mevcudu, sınıf mevcudu?
• Sınıflara kaç öğretmen düştüğü?
• Özel bir eğitim sistemleri var mı?
• Ulaşım nasıl sağlanıyor? (ev-okul arasındaki mesafe özellikle küçük çocuklar için önemli)
• Bir psikolog ya da psikolojik danışman var mı?
• Güvenlik önlemleri ve hijyen (sınıflar-tuvalet-mutfak) koşulları yeterli mi?
• Eğitim materyali yeterli mi? Oyuncaklar tahtadan mı plastik mi vb.?
• Spor ya da sanatsal faaliyetler var mı?
• Yemekler nerden nasıl temin ediliyor?
• Tuvalet eğitimi veriyorlar mı?
• Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mı?
• Okul velilerden neler bekliyor?
• Maddi olarak bütçemize uygun mu?
Bu yanıtlar sonrasında okullar arasında karşılaştırmalar yapmak, en uygun olanın seçiminde kolaylık sağlayacaktır. Bunların sonucunda hem çocuğun hem de velinin okulu beğenmiş olması ve en önemlisi güvenmesi.

Öğretmenin niteliği okul öncesi eğitimde kaliteyi belirleyen temel öğelerden biri. Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz? Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Öğretmenlerinize hizmet içi eğitimler düzenliyor musunuz? Burada ne gibi eğitimler veriliyor?
Bir konuda çok şanslıyız. Cumhuriyet okulları yönetim kurulu başkanı sn. Yaşar Özdemir eğitimin temelinin okul öncesi olduğunu, okul kültürümüzün ve başarısının alt yapısını burada sağlam temeller ile başladığının altını çizmektedir. Biz Cumhuriyet ailesiyiz. Öğretmenlerimizin mutluluğu, çalışma motivasyonu bizim için çok önemli. Bu sebeple büyüyen okullarımızda kadromuzu oluştururken kendiyle barışık, mutlu çalışanları tercih ederiz.
Okul öncesi öğretmeni dediğiniz zaman aklıma ilk gelen kelime YARATICILIK! Okul öncesi öğretmeni üreten kişidir. Önceliğimiz ilgili alanlardan mezun olması ve mutlak tecrübesidir. Anaokulu öğretmenliği bir iş değil, hobidir. Sevmezseniz yapmanızın imkânı yoktur.
Cumhuriyet anaokullarının her yıl yeni döneme, tüm kampus öğretmenleri ve koordinatörleri eşliğinde yapılan eğitim kampıyla başlarız. Bu kamplar okul sahası içinde ve ya dışında olabilir. Okulumuzun eğitim öğreniminin yanı sıra uzman pedagoglardan alan eğitimleri, drama öğretmenlerinden uygulamalı çalışmalar ve iletişim seminerleri gibi etkinliklerle yeni döneme Cumhuriyet okulları kültürüne uygun bir şekilde başlarız. Öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri önemli bir yatırım. Bunun için tam destek vermekteyiz. Yıl içinde belli üniversitelerin yürüttükleri eğitim çalıştayları ve seminerlere mutlaka katılmalarına destek oluruz. Okulumuzun da rehberlik ve koordinatörlüklerinin düzenlediği, program içeriğinde takip edilen hizmet içi eğitimler devam eder. Çocuk güvenliği eğitimi, rehberlik çalıştayları,gelişen teknoloji,drama eğitimleri,beden dilini kullanmak için dans çalışmaları….

> Cumhuriyet Okulları kendine güvenen çocuklar yetiştiriyor

Cumhuriyet Anaokulları okul öncesi eğitimde öğrencilerin ilgi alanlarını geliştirmeyi ve sorumluluk duygusunu kazandırmayı hedefleyen bir program uyguluyor. Cumhuriyet Koleji Anaokulu Koordinatörü Simge Katıkçı öğrenme süreçlerini anaokulu öğrencileri için sınıf dışı etkinliklerle eğlenceli hale getirdiklerini belirterek, velilere yönelik projeleriyle de aileleri sürecin içerisine kattıklarını söylüyor.
simge_katikciÖzel Cumhuriyet Okulları okul öncesi eğitimde hangi yöntemleri uyguluyor?
Okul öncesi eğitim ve öğretim programımız her öğrencinin bireysel gelişimini göz önünde bulundurarak kişilik gereksinimleri ve yetenekleri üzerinde yoğunlaşıyor. Bu anlamda programımız öğrencilerin var olan ilgi alanlarını geliştirmelerini ve seçimlerinin sorumluluklarını almalarını sağlar. Anaokullarımızda ‘tematik yaklaşım ve sarmal eğitim sürecini uygulamaktayız. Öğrencilerimiz haftalık program ve yıllık takvim etrafında kurgulanan birçok öğrenim etkinliğine katılıyor. High Scope, Scamper, Gems, Math Their Way, Çoklu zekâ ve proje tabanlı öğrenme yaklaşımlarını çeşitli yönleriyle bir arada kullanıyoruz. Ayrıca, dünyayı tanımak için Dünya Vatandaşlığı ve toplum değerlerini kaybetmemek adına Değerler Eğitimi etkinliklerini de uyguluyoruz.

Okul Öncesinde sınıf dışı etkinliklerin önemi nedir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öğrenciler için öğrenme sınıf dışı etkinliklerle eğlenceli hale gelmekte. Etkinliklerimizi planlarken önceliğimiz çocukların merak duygularını geliştirmek, öğrenme konusundaki motivasyonlarını yükseltmek ve onlara öğrenme heyecanı aşılamaktır.’’ Çünkü bilgiye giden yol meraktan geçer’’. Hedefimiz çocuklarımızın öğrenirken aktif olan, soru soran, fikirlerini ortaya koymaktan korkmayan, kendi fikirlerini savunabilen öğrenciler olarak yetişmesini sağlamak.
Kampüsümüz içinde buz pateni-bedensel etkinlikler, satranç ile müzik, dans ve görsel sanat çalışmaları yürütüyor, öğrencilerimizin okul sahası dışında tema konularımızla entegreli olarak birçok geziye katılmalarını sağlıyoruz. Geziler görsel öğrenmenin ve öğrencinin sosyal gelişiminin gözlemlendiği en etkili yol. Akvaryum, Pelit çikolata müzesi, İTÜ zooloji müzesi, bilim müzeleri, piknikler, binicilik kulübü, doğa gezileri ve en önemlisi Resmi gün ve törenlerde Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili geziler düzenlenmektedir.
Drama ve tiyatronun okul öncesi eğitiminde vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bu dönemdeki çocuklar duygularını ve bedenlerini korkusuzca dile getirebiliyorlar. Okulumuzda yapılan drama çalışmalarının dışında mutlaka tiyatro etkinliği düzenliyoruz.
Velilerimizin ilgiyle katıldığı aile katılımı etkinlikleri vazgeçilmezlerimiz arasında. Aile bireylerinden biri okulumuza gelerek bir etkinlik saatine katılıyor. Bu etkinlik bazen doktor mesleğinin anlatımı bazen de ilginç bir deney çalışması oluyor…
Cumhuriyet Okulları olarak Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem veriyoruz. Örneğin;üç yıl önce işitme engelliler için 1 mont-bir bot ile başlayan çalışmalarımıza yenilerini ekleyerek devam ediyoruz.

Okul öncesi eğitim neden önemlidir? Okul öncesi eğitime en uygun başlama yaşı kaçtır?
0-6 yaş dönemi, öğrenmenin en yoğun olduğu, temel alışkanlıkların kazanıldığı ve zihinsel yeteneklerin hızlı bir biçimde gelişip biçimlendiği dönemdir. Yapılan araştırmalar, erken çocukluk eğitimi almaya imkân bulan ve bu imkândan yoksun çocuklar arasında iki okul yılına denk başarı farkı olduğu ortaya koymaktadır.
Okul öncesi eğitim için hazır olma yaşı her çocuk için aynı değildir. Genel olarak anaokuluna başlama yaşının 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz. Gelişimsel olarak bazı çocuklar 2 yaşında, bazı çocuklar da 3-4 yaşında anaokuluna başlamak için hazır olabilmektedir. Annenin çalışması nedeniyle daha önceden anneden ayrı kalmaya alışık olan, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilen, basit komutları izleyebilen, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonları gelişmiş olan çocuklar 2 yaş itibariyle anaokuluna başlayabilirler. Konuşma, yemek yeme, hırçınlık, büyüklerden ayrılamama, aşırı hareketlilik gibi sorunları olan çocukların anaokuluna gitmeleri de özellikle tavsiye etmekteyiz. Alanında uzman öğretmenler ve psikolojik danışmanı olan bir anaokulunda öğrenci ailenin de desteği ve yakın takibi ile bir sorununu çözebilir, çözdük. Bu işte asıl olan güvenmektir. Hiç bir ebeveyn güvenmediği yerde çocuğunu bırakmak istemez.

cumhuriyet_okul_oncesiOkul öncesi eğitimde son dönemde öne çıkan yaklaşımlar ve bu konuda değerlendirmeleriniz nelerdir?
Montessori, waldorf, reggio emilia, pvp, high scope, bank street ve diğerleri. Bu yaklaşımların her biri farklı gelişim alanlarına odaklanır, değerlere öncelik verirler ve bu amaçla bazı davranışları geliştirmeyi hedeflerler.
Takip ettiğim en iyi okul öncesi eğitim şüphesiz ki Finlandiya! Burada çocuklar 7 yaşına kadar hiçbir akademik eğitim almıyorlar. Özgürler ve çok güzel bir atasözleri var “Çocukların çocuk olmalarına izin verin” . “Çocuklar en iyi oyun yoluyla öğrenir.”
Cumhuriyet Anaokulları eğitimcileri olarak bir çocuğun yaşayarak öğrenmesinin en önemli etken olduğunu biliyoruz. Çocuk, deneyimleyebilmeli, fırsat bulabilmeli, sorgulayabilmeli, araştırabilmeli… ‘’Her çocuk öğrenir bazen aynı yolla bazen farklı yolla’’.Bu sebeple yukarıda belirttiğim ve bizimde uygun alanda uygun metotla kullandığımız çok kaliteli yaklaşımlar var. Ancak tek bir kalıpta değil geniş bir yelpazede verilen okul öncesi eğitiminin doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Öğrenmeyen çocuk yoktur, öğretmeyen metot vardır.

Okul öncesinde yabancı dil eğitim politikanız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Okul öncesinde yabancı dil eğitiminin ağırlığı ne olmalıdır? Yabancı dil konusunda öğretmenlerinizi nasıl seçiyorsunuz?
Neden Erken İngilizce? diye başlayabiliriz. Dil ediniminin en yoğun, en aktif ve en uzun vadeli olduğu süreç erken yaşlarda meydana gelmektedir. Dolayısıyla İngilizceye de ne kadar erken yaşta başlanırsa öğrenme o kadar kolay ve kalıcı öğrenilir. Bu yaş dönemindeki çocuk duyduklarını adeta bir kasete kaydedercesine beynine kaydeder. Bu dönemden sonra bu mekanizma özelliğini kaybeder ve kayıt özelliği azalır. Bu sebeple okulumuz 4+ ve 5+ yaş gruplarında çift dilli eğitim modelini esas almaktadır. Oyun grubu ve 3+ yaş gruplarımızda dili tanıma –alt yapıyı oluşturma için ders saati olarak uygulanmaktayız.

CUMHURİYET KOLEJİ ANAOKULUNDA ÇİFT DİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ İŞLEYİŞİ NEDİR?
 Sınıflarda gün boyunca iki öğretmen bulunur. Bir anaokulu öğretmeni ve bir İngilizce öğretmeni çocuklara tüm derslerde eşlik eder. İngilizce öğretmeni gün boyu çocuklarla İngilizce konuşur.
 İngilizce dersleri yoğun işlenir. İngilizce sınıf öğretmeni dışında program native İngilizce öğretmenlerince Story telling ve Drama oyunları ile desteklenir. Oyunlar, hikâyeler, çalışma kitapları, şarkılar eşliğinde çocuklar eğlenerek öğrenir.
 Programın evde de desteklenmesi oldukça önemlidir. Kullanılan kitap ve materyaller ünite sonlarında eve gönderilir, veliye dönem başında teslim edilen ilgili audio cd ve dijital oyunlarla çocuğa evde de destek sağlanır.
 Anadili edinim metodu uygulanır. Çocukların 4 duyusuna hitap edecek çalışmalarla, dil edinimi gerçekleştirmeyi hedefleriz.
 Öğretmenler öğrencinin dil gelişimleriyle ilgili sık sık veliyi bilgilendirir, destek olur ve yönlendirir. Okulumuzda tüm kademelerin yabancı dil eğitimlerini hazırlayan çok iyi bir ekip var. Öğretmenlerimizi seçerken ilgili bölümlerden mezun, okul öncesi seviyesine inebilen ve en az 5 yıl deneyimi olan öğretmenleri tercih ediyoruz. Bölüm başkanları tarafından birkaç aşamada yapılan görüşmeler sonucunda tercihimizi en iyiler ile yapmaya özen gösteriyoruz.

Veliler, okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat etmeliler?
Çevresel koşular ne kadar iyi olursa olsun belli bir yaş döneminden sonra ev ortamında sağlanabilecekler okul öncesi eğitimin yerini tutmaz. Bir eğitim kurumu seçerken ebeveynin öncelikle, çocuğunu tanıması, onun ilgi alanları ve beklentilerini bilmesi gerekir. Ben veli olarak okuldan neler bekliyorum, ihtiyaçlarımız neler, gibi sorulara yanıt vermesi, gerekli ise bir uzmandan destek alması iyi olabilir. Sonrasında uygun olan kurumların listesini çıkarıp, çocuğunuzla birlikte onları ziyarete gitmek ilk adım olacaktır.
Sonrasında; okulla ilgili olarak düşünülmesi ve cevaplanması gereken sorular:
• Okul mevcudu, sınıf mevcudu?
• Sınıflara kaç öğretmen düştüğü?
• Özel bir eğitim sistemleri var mı?
• Ulaşım nasıl sağlanıyor? (ev-okul arasındaki mesafe özellikle küçük çocuklar için önemli)
• Bir psikolog ya da psikolojik danışman var mı?
• Güvenlik önlemleri ve hijyen (sınıflar-tuvalet-mutfak) koşulları yeterli mi?
• Eğitim materyali yeterli mi? Oyuncaklar tahtadan mı plastik mi vb.?
• Spor ya da sanatsal faaliyetler var mı?
• Yemekler nerden nasıl temin ediliyor?
• Tuvalet eğitimi veriyorlar mı?
• Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mı?
• Okul velilerden neler bekliyor?
• Maddi olarak bütçemize uygun mu?
Bu yanıtlar sonrasında okullar arasında karşılaştırmalar yapmak, en uygun olanın seçiminde kolaylık sağlayacaktır. Bunların sonucunda hem çocuğun hem de velinin okulu beğenmiş olması ve en önemlisi güvenmesi.

Öğretmenin niteliği okul öncesi eğitimde kaliteyi belirleyen temel öğelerden biri. Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz? Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Öğretmenlerinize hizmet içi eğitimler düzenliyor musunuz? Burada ne gibi eğitimler veriliyor?
Bir konuda çok şanslıyız. Cumhuriyet okulları yönetim kurulu başkanı sn. Yaşar Özdemir eğitimin temelinin okul öncesi olduğunu, okul kültürümüzün ve başarısının alt yapısını burada sağlam temeller ile başladığının altını çizmektedir. Biz Cumhuriyet ailesiyiz. Öğretmenlerimizin mutluluğu, çalışma motivasyonu bizim için çok önemli. Bu sebeple büyüyen okullarımızda kadromuzu oluştururken kendiyle barışık, mutlu çalışanları tercih ederiz.
Okul öncesi öğretmeni dediğiniz zaman aklıma ilk gelen kelime YARATICILIK! Okul öncesi öğretmeni üreten kişidir. Önceliğimiz ilgili alanlardan mezun olması ve mutlak tecrübesidir. Anaokulu öğretmenliği bir iş değil, hobidir. Sevmezseniz yapmanızın imkânı yoktur.
Cumhuriyet anaokullarının her yıl yeni döneme, tüm kampus öğretmenleri ve koordinatörleri eşliğinde yapılan eğitim kampıyla başlarız. Bu kamplar okul sahası içinde ve ya dışında olabilir. Okulumuzun eğitim öğreniminin yanı sıra uzman pedagoglardan alan eğitimleri, drama öğretmenlerinden uygulamalı çalışmalar ve iletişim seminerleri gibi etkinliklerle yeni döneme Cumhuriyet okulları kültürüne uygun bir şekilde başlarız. Öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri önemli bir yatırım. Bunun için tam destek vermekteyiz. Yıl içinde belli üniversitelerin yürüttükleri eğitim çalıştayları ve seminerlere mutlaka katılmalarına destek oluruz. Okulumuzun da rehberlik ve koordinatörlüklerinin düzenlediği, program içeriğinde takip edilen hizmet içi eğitimler devam eder. Çocuk güvenliği eğitimi, rehberlik çalıştayları,gelişen teknoloji,drama eğitimleri,beden dilini kullanmak için dans çalışmaları….

Son Güncelleme: Salı, 21 Haziran 2016 10:13

Gösterim: 2203

Mektebim Okulları, girişimcileri, iş dünyasının önde gelen liderlerini, sektörün öncü şirketlerini, öğrencileri, eğitimcileri, aileleri ve medyayı “Zirvedekiler” programında Haliç Kongre Merkezi’nde buluşturdu.

mektebim_zirveGençleri, kariyer yolunda rol modelleri ile buluşturan ve bu yıl ikincisi Mektebim Okulları M-Lead Bölüm Başkanlığı tarafından düzenlenen “Zirvedekiler” programının sunuculuğunu ünlü tiyatro sanatçısı Volkan Severcan yaptı. Hayat Boyu Öğrenme ve Yaratıcılık başlığı altında düzenlenen ve konuşmacıların deneyimlerini, başarı hikâyelerini paylaştığı “Zirvedekiler” etkinliği Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko’nun girişimcilik hikâyesiyle başladı.

“İşinizi severek yapmazsanız, başarılı olamazsınız”
Kalko genç yaşta elde etiği başarının sırlarını öğrencilerle paylaşarak zirve hakkında şu bilgileri verdi: ''Mektebim Zirvedekiler Projesi ile özellikle ortaokul sonlarında ve lise çağlarında okuyan öğrencilerimize, girişim hikâyeleriyle belli bir başarıya ulaşmış ve mesleğinde zirveye geldiğini söyleyebileceğimiz CEO'ları, yönetim kurulu başkanlarını buluşturuyoruz. Teoride verdiğimiz derslerin pratikteki yansımalarının neler olduğunu aktarmaya çalışıyoruz. Bu proje gelenekselleştirdiğimiz bir zirve haline geldi. Bu sene 2'incisini gerçekleştirdik. Her zirve daha büyük yerlerde oluyor. Artan öğrenci sayımızla salonlara sığmaz olduk. Bu sene zirveyi Haliç Kongre Merkezi'nde yaptık. Aynı şekilde devam ettirmek istiyoruz. Gençlere girişimcilik konusunda verilecek tavsiye çok ama bence yapmaları gereken hikâyeleriyle çok başarılı olmuş insanları öğrenmek kadar, başarısız olanları da öğrenmeleri. Çünkü başarısız olanların nerelerde hatalar yaptığını görmek onlara tecrübe kazandıracak. Bir işi yaparken dürüstlük çok önemlidir. Her zaman sevdikleri işi tutkuyla yapmalı ve çok çalışmalılar. Türkiye’de iki önemli sorun var. Biri eğitim diğeri de girişimcilik. Ben bir eğitim girişimcisiyim ve bu anlamda gençlere edindiğim tecrübeleri aktararak onlara ışık tutmaya çalışıyorum.'' dedi.

“Bir Alanda Uzmanlaşmak Gerekir”
Girişimci olmak için nelere dikkat edilmesine dair bilgi veren Kalko, '' Girişimci olmak sonradan ortaya çıkan bir şey değil. Girişimci olunmaz, girişimci doğulur. Birinci olarak, girişimci olan kişilerin mutlaka cesur olmaları gerekir. İkincisi ise işini severek yapmaları gerekiyor. Üçüncüsü severek yaptıkları işi tutkuyla yapmaları gerekiyor. Bu üçünü yaptıkları zaman ve işlerine ciddi anlamda odaklandıklarında başaramayacakları şey yok. Türkiye'de en büyük sorunumuz şu: Biz girişken bir toplumuz. Ancak bizim girişimci olan yetişkinlerimiz, belli bir başarıya ulaştıktan sonra öz güven patlaması yaşıyor. Birden farklı sektörde farklı yatırımlarla devam etmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, bulundukları sektördeki başarıyı devam ettirmek yerine farklı sektörlere yatırım yaparak önceki başarıyı gölgeliyorlar. Biraz maymun iştahlılığımızın ceremesini çekiyoruz. Bir alanda uzmanlaşmak ve o alandan yatırım yapmak bizim için ana omurgayı oluşturmalı’ ‘dedi.

“Birçok meslek yok oluyor”
Genç girişimcileri değerlendiren Kalko,'' Yeni neslin çok daha fazla girişimci olacağını düşünüyorum. Çocuklara ne olacaksınız diye soru sorduğumuz zaman, doktor, mimar ve mühendis diyenlerin sayısı azalmaya başladı. Bu alanlarda ihtiyaç duyulabilecek meslekler ama şuan ülkemizdeki mesleklerin yüzde 50'si bundan 20-30 sene sonra olmayacak. Ciddi bir dönüşüm var. Bunu doğru okumak lazım. Teknoloji farklı bir noktaya gidiyor. Bunu doğru yönlendirmek lazım. Girişimci çocuklarımızın, teknolojinin, aklın ve bilimin yolundan şaşmamaları gerekmektedir'' şeklinde konuştu.

'' Tarihimizi Okuyun''
Zirvenin diğer konuşmacılarından Es Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak kendi girişimcilik hikâyesini anlattıktan sonra zirvedeki gençlere şu mesajları verdi: '' Gelecek sizi bekliyor. Tarihimizi mutlaka okuyun. Hangi işte girişimci olursanız onunda tarihini iyi araştırın ve okuyun. Geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Hepiniz girişimci olamazsınız. Akademisyen, mühendis, sanatçı olun ve benzer meslekler edinin. Kültüre sanata önem verin. Toplumlar ancak bu şekilde kalkınır ve hayatta kalır. Bizim geleceğe yön veren kendi bilimini teknolojisini üreten bir nesle ihtiyacımız var” dedi.

“İlk yarışımı 7 yaşında verdim”
Türkiye’nin en genç ralli bayan şampiyonu Burcu Burkut Erenkul ise gençlere hikayesini anlatarak, “ilk piste çıktığımda 7 yaşındaydım. Şu an 27 yaşındayım. Yaklaşık 20 yıldır gönül verdiğim bir iş yapıyorum. İşinizde başarılı olabilmek için çok çalışmalı ve tutkulu olmalısınız. Yarışlara katılabilmek için çok girişimde bulundum. Sponsor arayışlarımda çok zorlandım ama hiçbir zaman yılmadım ve pes etmedim. Ailem ve arkadaşlarım her zaman bana destek oldular. Bugün pes etmediğim bu işin meyvelerini topluyorum ve daha yolun çok başındayım. Asla vazgeçmeyin” dedi.


Zirve sonunda Fikrinle Gel, Secret Minds Yarışmalarının genç ve başarılı girişimcilerine ve Öğrenci Konseyi Başkanlarına ödüller ve plaketler takdim edildi.

> Mektebim Okulları liderleri Zirvedekiler'de buluşturdu

Mektebim Okulları, girişimcileri, iş dünyasının önde gelen liderlerini, sektörün öncü şirketlerini, öğrencileri, eğitimcileri, aileleri ve medyayı “Zirvedekiler” programında Haliç Kongre Merkezi’nde buluşturdu.

mektebim_zirveGençleri, kariyer yolunda rol modelleri ile buluşturan ve bu yıl ikincisi Mektebim Okulları M-Lead Bölüm Başkanlığı tarafından düzenlenen “Zirvedekiler” programının sunuculuğunu ünlü tiyatro sanatçısı Volkan Severcan yaptı. Hayat Boyu Öğrenme ve Yaratıcılık başlığı altında düzenlenen ve konuşmacıların deneyimlerini, başarı hikâyelerini paylaştığı “Zirvedekiler” etkinliği Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko’nun girişimcilik hikâyesiyle başladı.

“İşinizi severek yapmazsanız, başarılı olamazsınız”
Kalko genç yaşta elde etiği başarının sırlarını öğrencilerle paylaşarak zirve hakkında şu bilgileri verdi: ''Mektebim Zirvedekiler Projesi ile özellikle ortaokul sonlarında ve lise çağlarında okuyan öğrencilerimize, girişim hikâyeleriyle belli bir başarıya ulaşmış ve mesleğinde zirveye geldiğini söyleyebileceğimiz CEO'ları, yönetim kurulu başkanlarını buluşturuyoruz. Teoride verdiğimiz derslerin pratikteki yansımalarının neler olduğunu aktarmaya çalışıyoruz. Bu proje gelenekselleştirdiğimiz bir zirve haline geldi. Bu sene 2'incisini gerçekleştirdik. Her zirve daha büyük yerlerde oluyor. Artan öğrenci sayımızla salonlara sığmaz olduk. Bu sene zirveyi Haliç Kongre Merkezi'nde yaptık. Aynı şekilde devam ettirmek istiyoruz. Gençlere girişimcilik konusunda verilecek tavsiye çok ama bence yapmaları gereken hikâyeleriyle çok başarılı olmuş insanları öğrenmek kadar, başarısız olanları da öğrenmeleri. Çünkü başarısız olanların nerelerde hatalar yaptığını görmek onlara tecrübe kazandıracak. Bir işi yaparken dürüstlük çok önemlidir. Her zaman sevdikleri işi tutkuyla yapmalı ve çok çalışmalılar. Türkiye’de iki önemli sorun var. Biri eğitim diğeri de girişimcilik. Ben bir eğitim girişimcisiyim ve bu anlamda gençlere edindiğim tecrübeleri aktararak onlara ışık tutmaya çalışıyorum.'' dedi.

“Bir Alanda Uzmanlaşmak Gerekir”
Girişimci olmak için nelere dikkat edilmesine dair bilgi veren Kalko, '' Girişimci olmak sonradan ortaya çıkan bir şey değil. Girişimci olunmaz, girişimci doğulur. Birinci olarak, girişimci olan kişilerin mutlaka cesur olmaları gerekir. İkincisi ise işini severek yapmaları gerekiyor. Üçüncüsü severek yaptıkları işi tutkuyla yapmaları gerekiyor. Bu üçünü yaptıkları zaman ve işlerine ciddi anlamda odaklandıklarında başaramayacakları şey yok. Türkiye'de en büyük sorunumuz şu: Biz girişken bir toplumuz. Ancak bizim girişimci olan yetişkinlerimiz, belli bir başarıya ulaştıktan sonra öz güven patlaması yaşıyor. Birden farklı sektörde farklı yatırımlarla devam etmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, bulundukları sektördeki başarıyı devam ettirmek yerine farklı sektörlere yatırım yaparak önceki başarıyı gölgeliyorlar. Biraz maymun iştahlılığımızın ceremesini çekiyoruz. Bir alanda uzmanlaşmak ve o alandan yatırım yapmak bizim için ana omurgayı oluşturmalı’ ‘dedi.

“Birçok meslek yok oluyor”
Genç girişimcileri değerlendiren Kalko,'' Yeni neslin çok daha fazla girişimci olacağını düşünüyorum. Çocuklara ne olacaksınız diye soru sorduğumuz zaman, doktor, mimar ve mühendis diyenlerin sayısı azalmaya başladı. Bu alanlarda ihtiyaç duyulabilecek meslekler ama şuan ülkemizdeki mesleklerin yüzde 50'si bundan 20-30 sene sonra olmayacak. Ciddi bir dönüşüm var. Bunu doğru okumak lazım. Teknoloji farklı bir noktaya gidiyor. Bunu doğru yönlendirmek lazım. Girişimci çocuklarımızın, teknolojinin, aklın ve bilimin yolundan şaşmamaları gerekmektedir'' şeklinde konuştu.

'' Tarihimizi Okuyun''
Zirvenin diğer konuşmacılarından Es Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak kendi girişimcilik hikâyesini anlattıktan sonra zirvedeki gençlere şu mesajları verdi: '' Gelecek sizi bekliyor. Tarihimizi mutlaka okuyun. Hangi işte girişimci olursanız onunda tarihini iyi araştırın ve okuyun. Geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Hepiniz girişimci olamazsınız. Akademisyen, mühendis, sanatçı olun ve benzer meslekler edinin. Kültüre sanata önem verin. Toplumlar ancak bu şekilde kalkınır ve hayatta kalır. Bizim geleceğe yön veren kendi bilimini teknolojisini üreten bir nesle ihtiyacımız var” dedi.

“İlk yarışımı 7 yaşında verdim”
Türkiye’nin en genç ralli bayan şampiyonu Burcu Burkut Erenkul ise gençlere hikayesini anlatarak, “ilk piste çıktığımda 7 yaşındaydım. Şu an 27 yaşındayım. Yaklaşık 20 yıldır gönül verdiğim bir iş yapıyorum. İşinizde başarılı olabilmek için çok çalışmalı ve tutkulu olmalısınız. Yarışlara katılabilmek için çok girişimde bulundum. Sponsor arayışlarımda çok zorlandım ama hiçbir zaman yılmadım ve pes etmedim. Ailem ve arkadaşlarım her zaman bana destek oldular. Bugün pes etmediğim bu işin meyvelerini topluyorum ve daha yolun çok başındayım. Asla vazgeçmeyin” dedi.


Zirve sonunda Fikrinle Gel, Secret Minds Yarışmalarının genç ve başarılı girişimcilerine ve Öğrenci Konseyi Başkanlarına ödüller ve plaketler takdim edildi.

Son Güncelleme: Salı, 17 May 2016 10:44

Gösterim: 2188


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.