Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Ocak ayında Meclis gündemine gelmesi beklenen dershanelerin dönüşüm alternatifleri arasında anaokuluna dönüşen dershanelere çifte teşvik verileceği belirtiliyor.
Sabah Gazetesi’nden Safure Canturk’ün haberine göre, dershanelere önerilen dönüşüm alternatifleri arasında anaokulu da var. Dershanelere sunulan teşvikin yanında çocuğunu anaokuluna gönderen anne de teşvik alacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, özel okula dönüşecek olan dershanelere sadece lise değil 'anaokulu' teklifi de sundu. MEB, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine 'Özel dershane formu' gönderilerek dershanelerin fiziki ve beşeri envanterinin çıkarılması istedi. İl milli eğitim denetmenleri, 3 bin 950 dershane sahip ya da yöneticilerinden dönüşümlere ilişkin görüşlerini de alacak. Özel okula dönüşmeyi isteyip istemedikleri, özel okula olarak "Anaokuluilkokul- ortaokul, meslek lisesi, açık lise, etüt merkezi ve diğer kurslara' dönüşüm seçenekleri de sunuldu. Bakanlık ayrıca dönüşüm teşviklerinden öncelik sıralamasının yapılmasını isteyecek. MEB formunda dershanelere sunulan 'anaokuluna dönüşüm' teklifi ise dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim kurumları içinde en çok okulöncesi eğitim kurumlarına ihtiyacı dolayısıyla dönüşümde anaokulu teklifinin de yer aldığı öğrenildi. Çalışma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı ile Hazine'nin üzerinde uzlaştığı proje ile kreş açanlar ayrıca 5. Bölge teşviklerinden yararlanacak. İstanbul'da kreş açanlar Tunceli ya da Bayburt'ta büyük yatırım yapan yatırımcılar gibi Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yüzde 80 vergi indirimi, 7 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi muafiyeti, yatırım yeri tahsisi ve kredilerde 5 puanlık faiz indirimi desteğinden yararlanabilecekler. Ayrıca, çalışan annelerin çocuklarına kreş desteği de verilmesi öngörülüyor. MEB yetkilileri, Türkiye'nin şu an en çok ihtiyaç duyduğu okulun okulöncesinde olduğunu belirterek, "Devlet çocuğunu anaokuluna gönderen çalışan annelere destek verecek. Ayrıca özel okula dönüşecek dershaneye de teşvik verilecek. Anaokuluna dönüşüm diğer okul türlerine göre iki kat daha avantajlı gözüküyor" dedi. Dershanelerin fiziki ve beşeri durumunu çıkaracak formun sonuçları yılbaşından önce MEB'de olacak ve yeni yasa taslağı Ocak 2014'te Bakanlar Kurulu'na sunulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ocak ayında Meclis gündemine gelmesi beklenen dershanelerin dönüşüm alternatifleri arasında anaokuluna dönüşen dershanelere çifte teşvik verileceği belirtiliyor.
Sabah Gazetesi’nden Safure Canturk’ün haberine göre, dershanelere önerilen dönüşüm alternatifleri arasında anaokulu da var. Dershanelere sunulan teşvikin yanında çocuğunu anaokuluna gönderen anne de teşvik alacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, özel okula dönüşecek olan dershanelere sadece lise değil 'anaokulu' teklifi de sundu. MEB, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine 'Özel dershane formu' gönderilerek dershanelerin fiziki ve beşeri envanterinin çıkarılması istedi. İl milli eğitim denetmenleri, 3 bin 950 dershane sahip ya da yöneticilerinden dönüşümlere ilişkin görüşlerini de alacak. Özel okula dönüşmeyi isteyip istemedikleri, özel okula olarak "Anaokuluilkokul- ortaokul, meslek lisesi, açık lise, etüt merkezi ve diğer kurslara' dönüşüm seçenekleri de sunuldu. Bakanlık ayrıca dönüşüm teşviklerinden öncelik sıralamasının yapılmasını isteyecek. MEB formunda dershanelere sunulan 'anaokuluna dönüşüm' teklifi ise dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim kurumları içinde en çok okulöncesi eğitim kurumlarına ihtiyacı dolayısıyla dönüşümde anaokulu teklifinin de yer aldığı öğrenildi. Çalışma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı ile Hazine'nin üzerinde uzlaştığı proje ile kreş açanlar ayrıca 5. Bölge teşviklerinden yararlanacak. İstanbul'da kreş açanlar Tunceli ya da Bayburt'ta büyük yatırım yapan yatırımcılar gibi Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yüzde 80 vergi indirimi, 7 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi muafiyeti, yatırım yeri tahsisi ve kredilerde 5 puanlık faiz indirimi desteğinden yararlanabilecekler. Ayrıca, çalışan annelerin çocuklarına kreş desteği de verilmesi öngörülüyor. MEB yetkilileri, Türkiye'nin şu an en çok ihtiyaç duyduğu okulun okulöncesinde olduğunu belirterek, "Devlet çocuğunu anaokuluna gönderen çalışan annelere destek verecek. Ayrıca özel okula dönüşecek dershaneye de teşvik verilecek. Anaokuluna dönüşüm diğer okul türlerine göre iki kat daha avantajlı gözüküyor" dedi. Dershanelerin fiziki ve beşeri durumunu çıkaracak formun sonuçları yılbaşından önce MEB'de olacak ve yeni yasa taslağı Ocak 2014'te Bakanlar Kurulu'na sunulacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Aralık 2013 09:20
Gösterim: 1773
MEB, il eğitim denetmenleri aracılığıyla doldurulacak "Özel Dershaneler Bilgi Formu" ile dershanelerin bilgilerini güncelleyecek. Denetmenler, dershane yöneticileriyle yüzyüze görüşerek doldurulacakları formdaki bilgileri 26 Aralık'a kadar veri tabanına işleyecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), il eğitim denetmenleri aracılığıyla doldurulacak "Özel Dershaneler Bilgi Formu" ile dershanelerin bilgilerini güncelleyecek.
Bakanlık, dershanelerin dönüşümünün sağlanması amacıyla yürüttüğü çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda dönüşüm sürecinin sağlıklı yürütülmesi için il denetmenlerinden oluşturulan bir ekip, Türkiye genelindeki 3 bin 622 dershanenin yöneticileriyle yüz yüze görüşerek, görüş ve önerilerini alacak.
Bu amaçla valiliklere "Özel Dershaneler Bilgi Formu" gönderildi. İl eğitim denetmenleri, dershane yöneticileriyle görüşerek doldurdukları formdaki bilgileri 26 Aralık'a kadar
"http://anket.meb.gov.tr/personelbilgi, http://anket.meb.gov.tr/dershanebilgi" adresindeki veri tabanına işleyecek.
Böylece dershanelerin fiziki ve beşeri altyapılarına ilişkin bilgiler güncellenecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, il eğitim denetmenleri aracılığıyla doldurulacak "Özel Dershaneler Bilgi Formu" ile dershanelerin bilgilerini güncelleyecek. Denetmenler, dershane yöneticileriyle yüzyüze görüşerek doldurulacakları formdaki bilgileri 26 Aralık'a kadar veri tabanına işleyecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), il eğitim denetmenleri aracılığıyla doldurulacak "Özel Dershaneler Bilgi Formu" ile dershanelerin bilgilerini güncelleyecek.
Bakanlık, dershanelerin dönüşümünün sağlanması amacıyla yürüttüğü çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda dönüşüm sürecinin sağlıklı yürütülmesi için il denetmenlerinden oluşturulan bir ekip, Türkiye genelindeki 3 bin 622 dershanenin yöneticileriyle yüz yüze görüşerek, görüş ve önerilerini alacak.
Bu amaçla valiliklere "Özel Dershaneler Bilgi Formu" gönderildi. İl eğitim denetmenleri, dershane yöneticileriyle görüşerek doldurdukları formdaki bilgileri 26 Aralık'a kadar
"http://anket.meb.gov.tr/personelbilgi, http://anket.meb.gov.tr/dershanebilgi" adresindeki veri tabanına işleyecek.
Böylece dershanelerin fiziki ve beşeri altyapılarına ilişkin bilgiler güncellenecek.
Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Aralık 2013 13:30
Gösterim: 1539
Bölümünden memnun olmayan üniversitelilere tekrar sınava girmeden istediği bölüme geçme hakkı geliyor.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Öğrenci bir programı kazanıyor ama mutsuz olduğunu anladığında da idealindeki asıl bölümü kazanmak için tekrar sınava giriyor. Bu 500 bin öğrenciyi yeniden sınava sokmadan ama adalet prensibinden de vazgeçmeden ‘eğer şartı uyuyorsa’ istediği bölüme geçmesine imkan tanıyacağız” dedi.
Çukurova Üniversitesi'nden (ÇÜ) yapılan yazılı açıklamaya göre, Prof. Dr. Çetinsaya, ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Hipokrat Salonu'nda yapılan 219. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda, konuşmasına Yükseköğretim Kurulu Ortak Veritabanı Sistemi (YÖKSİS) hakkında bilgi vererek başladı.
YÖKSİS’in yükseköğretim kurumları ile ilgili her konuda bilginin temin edilebileceği tek adres olacağını belirten Prof. Dr. Çetinsaya, sistemin yükseköğretim kurumlarının alt birim, akademik ve idari personel, öğrenci, akademik personel öz geçmişleri ve farklı birçok bilginin tutulduğu merkezi bir veritabanı olduğunu vurguladı.
Çetinsaya, YÖK ile üniversiteler arasındaki kadro onay, birim hareketleri ve personel atama gibi süreçlerin manyetik ortamda tutulduğu, akademik personellerin detaylı öz geçmişlerini girebildikleri ve çevrim içi birçok raporun alınabildiği YÖKSİS'in, bu bilgileri web servisleri yoluyla da diğer paydaşlara sunduğuna dikkati çekti.
Yükseköğretim kurumlarında kayıtlı tüm öğrencilerin bilgilerinin, öğrenci veri tabanına üniversitelerce ekleneceğini anlatan Çetinsaya, ''Anlık ve güvenilir bilgiler elde edebilmek için web servis protokolleri ile sizlerde yapılan işlemlerin otomatik olarak YÖKSİS’e de işlenmesi gerekiyor. 31 Ocak 2014’e kadar tavsiye niteliğinde olan web servis protokollerinin yerine getirilmesi konusu bu tarihten itibaren zorunlu hale gelecek'' ifadesini kullandı.
Üniversitelilere sınavsız bölüm değiştirme hakkı geliyor
Prof. Dr. Çetinsaya, iki yıldır üzerinde çalıştıkları önemli projelerin sonuçlanıp uygulama aşamasına geldiğini belirterek, bu projelerden biri olan ''gerçekçi kontenjan'' uygulamasını da anlattı. Boş kontenjanların kamuoyunda en çok eleştirilen konu olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Çetinsaya, 2 yıllık ön lisans programlarında gerçekçi kontenjan siyaseti izleneceğini belirterek uygulamaya geçecek projelerle ilgili şu bilgileri verdi:
''Ek yerleştirmenin amaçlarından çıktığını ve bizi gerçekçi kontenjan bağlamında da zaafa uğratmaya başladığını gördük. Bu yıl ki amacımız, ek yerleştirmeyi orijinal manasıyla uygulamak. Yani her üniversite Nisan ayına kadar bölümlerini, fakültelerini kontenjanlarını bildirecek, Haziran'da da boş kalanlar için ek yerleştirme yapılacak. ÖSYM sınavlarının ideal olarak nasıl yapılabileceğinin tartışıldığı bir zeminde, sürece nasıl bir katkı sağlayabiliriz diye düşündüğümüzde yaptığımız analizde şunu gördük; Liselerden 800 bini aşkın öğrenci mezun olmasına rağmen sınava 1 milyon 900 bin kişi giriyor. Bu dengesizliği analiz ettiğimizde, sayıları değişmekle birlikte 500 bin mutsuz öğrencinin varlığını tespit ettik. Yani öğrenci bir programı kazanıyor ama mutsuz olduğunu anladığında da idealindeki asıl bölümü kazanabilmek için tekrar sınava giriyor. Şimdi bu 500 bin öğrenciyi yeniden sınava sokmadan ama adalet prensibinden de vazgeçmeden 'eğer şartı uyuyorsa' istediği bölüme geçmesine imkan tanıyacağız. Ama bunun şartı, öğrencinin LYS’deki tüm sınavlara girmiş olması. Çünkü bu sistem ancak öğrenciler tüm sınavlara girdiği zaman işleyebilir."
Hedef yılda 10 bin doktora mezunu vermek
Çetinsaya, yeni stratejik çalışmalarında doktora eğitiminin çok önem kazandığını da belirtti. Türkiye’de her yıl 4 bin, 4 bin 500 civarında doktora mezunu verdiklerini bildiren Çetinsaya, ''Ama ülkemizin 21. yüzyıl hedefleri arasında bizim her yıl en az 10 bin doktora yaptırmamız lazım. Çalışmalarımızda buna yoğunlaştıracağız'' ifadeleri kullandı.
İkinci öğretimliler de yüksek lisans yapabilecek
Çetinsaya, 1998 yılında ikinci öğretimde yüksek lisans yapılamaz kararı alındığını anımsatarak, şunları kaydetti:
''Ancak konuyu incelediğimizde bu karardan sonra birçok mağdurun olduğunu tespit ettik ve konuyu masaya yatırdık. Yeni aldığımız karara göre ikinci öğretimliler de artık tezli ve tezsiz yüksek lisans yapabilecekler.
Engelli adaylar için YGS'de baraj puanı indiriliyor
Engelli öğrencilerimizle ilgili de önemli ve sevindirici kararlar aldığımızı buradan duyurmak istiyorum. Çok yetenekli engellilerimiz var ama YGS’de ancak belli bir puan alabiliyorlar. Özel yetenek sınavını kazandıkları halde YGS puanları yetmiyordu. Bu tür örnek olayları inceleyip engelliler için YGS puanını 100’e indirdik. 100’ün üzerinde puan alanlar ve özel yetenek sınavını kazananlar istedikleri programa yerleşebilecekler.''
''Temel bilimlerin üniversitelerde güçlenmesi gerekiyor''
Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Hasan İbicioğlu da Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için üretilen bilgilerin, teknoloji ve inovasyona dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Üniversitelerin başında olan rektörlerin, bilgiyi teknolojiye dönüştürmek için çalışma yapması gerektiğinin altını çizen İbicioğlu, ''Üniversitelerin en tepesindeki yöneticileri olarak bu konunun öneminin farkında olmamız lazım. Temel bilimlerin üniversitelerde güçlenmesi gerekiyor. Üniversitelerde her şeyden önce inovasyon yapmak istiyorsak, uygulamalı bilimlerin güç kazanması, uygulamalı bilimlerin güç kazanabilmesi için de temel bilimlerin güç kazanması gerekiyor'' ifadeleri kullandı.
Toplantıda Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar da konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kibar tarafından, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’na plaket takdim edildi.
Toplantıya 120 rektör ve Üniversitelerarası Kurul üyesinin katıldığı bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bölümünden memnun olmayan üniversitelilere tekrar sınava girmeden istediği bölüme geçme hakkı geliyor.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Öğrenci bir programı kazanıyor ama mutsuz olduğunu anladığında da idealindeki asıl bölümü kazanmak için tekrar sınava giriyor. Bu 500 bin öğrenciyi yeniden sınava sokmadan ama adalet prensibinden de vazgeçmeden ‘eğer şartı uyuyorsa’ istediği bölüme geçmesine imkan tanıyacağız” dedi.
Çukurova Üniversitesi'nden (ÇÜ) yapılan yazılı açıklamaya göre, Prof. Dr. Çetinsaya, ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Hipokrat Salonu'nda yapılan 219. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda, konuşmasına Yükseköğretim Kurulu Ortak Veritabanı Sistemi (YÖKSİS) hakkında bilgi vererek başladı.
YÖKSİS’in yükseköğretim kurumları ile ilgili her konuda bilginin temin edilebileceği tek adres olacağını belirten Prof. Dr. Çetinsaya, sistemin yükseköğretim kurumlarının alt birim, akademik ve idari personel, öğrenci, akademik personel öz geçmişleri ve farklı birçok bilginin tutulduğu merkezi bir veritabanı olduğunu vurguladı.
Çetinsaya, YÖK ile üniversiteler arasındaki kadro onay, birim hareketleri ve personel atama gibi süreçlerin manyetik ortamda tutulduğu, akademik personellerin detaylı öz geçmişlerini girebildikleri ve çevrim içi birçok raporun alınabildiği YÖKSİS'in, bu bilgileri web servisleri yoluyla da diğer paydaşlara sunduğuna dikkati çekti.
Yükseköğretim kurumlarında kayıtlı tüm öğrencilerin bilgilerinin, öğrenci veri tabanına üniversitelerce ekleneceğini anlatan Çetinsaya, ''Anlık ve güvenilir bilgiler elde edebilmek için web servis protokolleri ile sizlerde yapılan işlemlerin otomatik olarak YÖKSİS’e de işlenmesi gerekiyor. 31 Ocak 2014’e kadar tavsiye niteliğinde olan web servis protokollerinin yerine getirilmesi konusu bu tarihten itibaren zorunlu hale gelecek'' ifadesini kullandı.
Üniversitelilere sınavsız bölüm değiştirme hakkı geliyor
Prof. Dr. Çetinsaya, iki yıldır üzerinde çalıştıkları önemli projelerin sonuçlanıp uygulama aşamasına geldiğini belirterek, bu projelerden biri olan ''gerçekçi kontenjan'' uygulamasını da anlattı. Boş kontenjanların kamuoyunda en çok eleştirilen konu olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Çetinsaya, 2 yıllık ön lisans programlarında gerçekçi kontenjan siyaseti izleneceğini belirterek uygulamaya geçecek projelerle ilgili şu bilgileri verdi:
''Ek yerleştirmenin amaçlarından çıktığını ve bizi gerçekçi kontenjan bağlamında da zaafa uğratmaya başladığını gördük. Bu yıl ki amacımız, ek yerleştirmeyi orijinal manasıyla uygulamak. Yani her üniversite Nisan ayına kadar bölümlerini, fakültelerini kontenjanlarını bildirecek, Haziran'da da boş kalanlar için ek yerleştirme yapılacak. ÖSYM sınavlarının ideal olarak nasıl yapılabileceğinin tartışıldığı bir zeminde, sürece nasıl bir katkı sağlayabiliriz diye düşündüğümüzde yaptığımız analizde şunu gördük; Liselerden 800 bini aşkın öğrenci mezun olmasına rağmen sınava 1 milyon 900 bin kişi giriyor. Bu dengesizliği analiz ettiğimizde, sayıları değişmekle birlikte 500 bin mutsuz öğrencinin varlığını tespit ettik. Yani öğrenci bir programı kazanıyor ama mutsuz olduğunu anladığında da idealindeki asıl bölümü kazanabilmek için tekrar sınava giriyor. Şimdi bu 500 bin öğrenciyi yeniden sınava sokmadan ama adalet prensibinden de vazgeçmeden 'eğer şartı uyuyorsa' istediği bölüme geçmesine imkan tanıyacağız. Ama bunun şartı, öğrencinin LYS’deki tüm sınavlara girmiş olması. Çünkü bu sistem ancak öğrenciler tüm sınavlara girdiği zaman işleyebilir."
Hedef yılda 10 bin doktora mezunu vermek
Çetinsaya, yeni stratejik çalışmalarında doktora eğitiminin çok önem kazandığını da belirtti. Türkiye’de her yıl 4 bin, 4 bin 500 civarında doktora mezunu verdiklerini bildiren Çetinsaya, ''Ama ülkemizin 21. yüzyıl hedefleri arasında bizim her yıl en az 10 bin doktora yaptırmamız lazım. Çalışmalarımızda buna yoğunlaştıracağız'' ifadeleri kullandı.
İkinci öğretimliler de yüksek lisans yapabilecek
Çetinsaya, 1998 yılında ikinci öğretimde yüksek lisans yapılamaz kararı alındığını anımsatarak, şunları kaydetti:
''Ancak konuyu incelediğimizde bu karardan sonra birçok mağdurun olduğunu tespit ettik ve konuyu masaya yatırdık. Yeni aldığımız karara göre ikinci öğretimliler de artık tezli ve tezsiz yüksek lisans yapabilecekler.
Engelli adaylar için YGS'de baraj puanı indiriliyor
Engelli öğrencilerimizle ilgili de önemli ve sevindirici kararlar aldığımızı buradan duyurmak istiyorum. Çok yetenekli engellilerimiz var ama YGS’de ancak belli bir puan alabiliyorlar. Özel yetenek sınavını kazandıkları halde YGS puanları yetmiyordu. Bu tür örnek olayları inceleyip engelliler için YGS puanını 100’e indirdik. 100’ün üzerinde puan alanlar ve özel yetenek sınavını kazananlar istedikleri programa yerleşebilecekler.''
''Temel bilimlerin üniversitelerde güçlenmesi gerekiyor''
Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Hasan İbicioğlu da Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için üretilen bilgilerin, teknoloji ve inovasyona dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Üniversitelerin başında olan rektörlerin, bilgiyi teknolojiye dönüştürmek için çalışma yapması gerektiğinin altını çizen İbicioğlu, ''Üniversitelerin en tepesindeki yöneticileri olarak bu konunun öneminin farkında olmamız lazım. Temel bilimlerin üniversitelerde güçlenmesi gerekiyor. Üniversitelerde her şeyden önce inovasyon yapmak istiyorsak, uygulamalı bilimlerin güç kazanması, uygulamalı bilimlerin güç kazanabilmesi için de temel bilimlerin güç kazanması gerekiyor'' ifadeleri kullandı.
Toplantıda Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar da konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kibar tarafından, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’na plaket takdim edildi.
Toplantıya 120 rektör ve Üniversitelerarası Kurul üyesinin katıldığı bildirildi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Aralık 2013 12:08
Gösterim: 2303
MEB ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında geliştirilen projeyle yurtta kalan üniversite öğrencileri, İngilizce'den Çince'ye, ebrudan tezhibe, bağlamadan gitara kadar pek çok alandaki kurslardan ücretsiz yararlanacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında geliştirilen projeyle yurtta kalan üniversite öğrencileri, İngilizce'den Çince'ye, ebrudan tezhibe, bağlamadan gitara kadar pek çok alandaki kurslara ücretsiz gidebilecek. Öğrencilerin talep ettiği kurslar anketle belirlenecek, eğitimler ise yurtlarda ayrılan özel mekanlarda veya halk eğitim merkezlerinde yürütülecek.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile YURTKUR arasında, yurtlarda kalan öğrencilerin, halk eğitim merkezlerindeki kurslardan ücretsiz yararlanmasına imkan sağlayan protokol imzalandı. Protokolle yurtlardaki öğrencilere ve personele sosyal, kültürel ve sportif eğitimler ile mesleki ve teknik kurslar verilmesi konusunda fırsatlar sunuluyor.
Protokol, İngilizce, Almanca, Rusça, Çince, Arapça, Osmanlıca, ebru, hat, tezhip, çini, seramik, bağlama, gitar, ney, Türk sanat ve halk müziği, halkoyunları, tiyatro, fotoğrafçılık, resim, edebiyat, sosyoloji, tarih, felsefe, mesnevi okumaları, sinema gibi kursların verillmesinde işbirliğini kapsıyor.
Öğrenciler, kurslara yurtlarda kurslar için ayrılan yerlerde veya halk eğitim merkezlerinde gidebilecek.
YURTKUR Genel Müdürü Recep Kaymakcan, Türkiye'nin bütün illerinde ve 145 ilçesinde bulunan yurtlarda, üniversite öğrencilerinin barınma ve yeme içme hizmetinden yararlandığını belirtti.
Yurtların artık barınmanın yanında eğitim fırsatlarından da yararlanılabilecek yerlere dönüşmesini istediklerini vurgulayan Kaymakcan, "Protokolle öğrencilerimizin, liderlik, kariyer eğitimleri, farkındalık seminerleri, saz kursu, İngilizce ve Osmanlıca kurslarından yararlanabilmesine imkan sağlandı" dedi.
Kurslar yurt öğrencilerinin ayağına gidecek
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Kemal Biçerli ise ulusların en önemli sermayesinin insan olduğuna işaret ederek, genç nüfusun her açıdan donanımlı olması gerektiğini vurguladı. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün, yurt genelindeki bin 300 birimiyle genç ve yetişkin eğitimi konusunda fırsatları halka sunmaya çalıştığını dile getiren Biçerli, projenin kişisel ve mesleki gelişim açısından gençlerin kendilerini geliştirmesi için olumlu bir adım olduğunu belirtti.
Yurtlarda kalan öğrencilerden anket aracılığıyla talep toplanacağını anlatan Biçerli, saz kursundan, el sanatlarına, yabancı dilden, ebruya kadar yaklaşık 2 bin programdan daha çok tercih edilenlerden kurs verileceğini belirtti.
Biçerli, "Kurslarımız öğrencilerimizin ayağına gidecek. YURTKUR, bize yurt binalarında yer gösterecek. Öğrenciler üst katta barınıp, alt katta boş zamanlarında ulaşım sorunu yaşamadan bu kurslardan yararlanacak ve sertifikalarını alacaklar. CV'lerinde bu sertifikaya da yer verecekler" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında geliştirilen projeyle yurtta kalan üniversite öğrencileri, İngilizce'den Çince'ye, ebrudan tezhibe, bağlamadan gitara kadar pek çok alandaki kurslardan ücretsiz yararlanacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında geliştirilen projeyle yurtta kalan üniversite öğrencileri, İngilizce'den Çince'ye, ebrudan tezhibe, bağlamadan gitara kadar pek çok alandaki kurslara ücretsiz gidebilecek. Öğrencilerin talep ettiği kurslar anketle belirlenecek, eğitimler ise yurtlarda ayrılan özel mekanlarda veya halk eğitim merkezlerinde yürütülecek.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile YURTKUR arasında, yurtlarda kalan öğrencilerin, halk eğitim merkezlerindeki kurslardan ücretsiz yararlanmasına imkan sağlayan protokol imzalandı. Protokolle yurtlardaki öğrencilere ve personele sosyal, kültürel ve sportif eğitimler ile mesleki ve teknik kurslar verilmesi konusunda fırsatlar sunuluyor.
Protokol, İngilizce, Almanca, Rusça, Çince, Arapça, Osmanlıca, ebru, hat, tezhip, çini, seramik, bağlama, gitar, ney, Türk sanat ve halk müziği, halkoyunları, tiyatro, fotoğrafçılık, resim, edebiyat, sosyoloji, tarih, felsefe, mesnevi okumaları, sinema gibi kursların verillmesinde işbirliğini kapsıyor.
Öğrenciler, kurslara yurtlarda kurslar için ayrılan yerlerde veya halk eğitim merkezlerinde gidebilecek.
YURTKUR Genel Müdürü Recep Kaymakcan, Türkiye'nin bütün illerinde ve 145 ilçesinde bulunan yurtlarda, üniversite öğrencilerinin barınma ve yeme içme hizmetinden yararlandığını belirtti.
Yurtların artık barınmanın yanında eğitim fırsatlarından da yararlanılabilecek yerlere dönüşmesini istediklerini vurgulayan Kaymakcan, "Protokolle öğrencilerimizin, liderlik, kariyer eğitimleri, farkındalık seminerleri, saz kursu, İngilizce ve Osmanlıca kurslarından yararlanabilmesine imkan sağlandı" dedi.
Kurslar yurt öğrencilerinin ayağına gidecek
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Kemal Biçerli ise ulusların en önemli sermayesinin insan olduğuna işaret ederek, genç nüfusun her açıdan donanımlı olması gerektiğini vurguladı. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün, yurt genelindeki bin 300 birimiyle genç ve yetişkin eğitimi konusunda fırsatları halka sunmaya çalıştığını dile getiren Biçerli, projenin kişisel ve mesleki gelişim açısından gençlerin kendilerini geliştirmesi için olumlu bir adım olduğunu belirtti.
Yurtlarda kalan öğrencilerden anket aracılığıyla talep toplanacağını anlatan Biçerli, saz kursundan, el sanatlarına, yabancı dilden, ebruya kadar yaklaşık 2 bin programdan daha çok tercih edilenlerden kurs verileceğini belirtti.
Biçerli, "Kurslarımız öğrencilerimizin ayağına gidecek. YURTKUR, bize yurt binalarında yer gösterecek. Öğrenciler üst katta barınıp, alt katta boş zamanlarında ulaşım sorunu yaşamadan bu kurslardan yararlanacak ve sertifikalarını alacaklar. CV'lerinde bu sertifikaya da yer verecekler" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Aralık 2013 11:44
Gösterim: 1301
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıl 817 bin 332'si ilkokul ve ortaokul olmak üzere, 1 milyon 210 bin 615 öğrenciyi taşıdı.
MEB, yürütülmekte olan taşımalı eğitim uygulamasıyla, zorunlu eğitim çağında olup, yaşadıkları yerleşim yerinde devam edeceği okul türü bulunmayan veya istenilen düzeyde eğitim verme niteliğini ve öğrenci sayısı bakımından verimliliğini kaybetmiş bu ve buna benzer nedenlerle kapatılması gereken okulların öğrencileri, en yakın ilçe merkezine taşıyor.
Taşımalı eğitim kapsamında 1997-1998 eğitim öğretim yılında 281 bin 833 olan öğrenci sayısı, 2012-2013 eğitim öğretim yılında 812 bin 260'a yükseldi.
Bakanlık, 2013-2014 eğitim öğretim yılında, ülke genelinde 899 ilçede, 817 bin 332 ilkokul ve ortaokul öğrencisini taşıdı, bu öğrencilerin 718 bin 637’si öğle yemeği hizmetinden de yararlandı. Bakanlık 2014 yılı için ilköğretimde taşımalı ilköğretim faaliyetleri için 800 milyon ödenek ayırdı.
Okula erişimi sağlamak üzere 1989 yılından itibaren ilköğretim düzeyinde hayata geçirilen taşımalı eğitim uygulaması kapsamına 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ortaöğretim öğrencileri de alındı.
Ortaöğretimde taşımalı eğitim kapsamına 2010-2011 eğitim-öğretim yılında 9. sınıf öğrencileri, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 10. sınıf öğrencileri, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise zorunlu eğitim süresinin 8 yıldan 12 yıla çıkarılmasının ardından 11 ve 12. sınıf öğrencileri de dahil etti.
Bu kapsamda 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 159 bin 804 ortaöğretim öğrencisi taşımalı eğitimden faydalandı. Tüm taşıma ve yemek giderlerinde toplam 190 milyon 717 bin 524 lira kullanıldı. 2012-2013 eğitim öğretim yılında 377 bin 640 orta öğretim öğrencisi taşındı, 300 bin 557 öğrenci ise yemek hizmetinden yararlandı.
Orta öğretimde 2013-2014 eğitim öğretim yılı içerisinde ise 393 bin 283 öğrenci taşımalı eğitimden faydalandı. Bu öğrencilerin 292 bin 848’i yemek hizmetinden de yararlandı.
Bakanlık ortaöğretimde taşımalı eğitim için 2014 yılında 680 bin lira kaynak ayırdı.
Özel eğitime ihtiyacı olan yaklaşık 53 bin öğrenci taşındı
MEB, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların da eğitime sorunsuz ulaşabilmesi için, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunundan sağlanan kaynakla, 2005-2006 eğitim öğretim yılından itibaren tüm engelli öğrencilerin taşıma hizmetinden yararlanmasına imkan sağladı.
Bu kapsamda, 2013-2014 eğitim öğretim yılında 52 bin 918 engelli öğrenci, 23 yaş ve üzeri 795 engelli kursiyer ve 3 bin 81 veli ücretsiz taşındı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıl 817 bin 332'si ilkokul ve ortaokul olmak üzere, 1 milyon 210 bin 615 öğrenciyi taşıdı.
MEB, yürütülmekte olan taşımalı eğitim uygulamasıyla, zorunlu eğitim çağında olup, yaşadıkları yerleşim yerinde devam edeceği okul türü bulunmayan veya istenilen düzeyde eğitim verme niteliğini ve öğrenci sayısı bakımından verimliliğini kaybetmiş bu ve buna benzer nedenlerle kapatılması gereken okulların öğrencileri, en yakın ilçe merkezine taşıyor.
Taşımalı eğitim kapsamında 1997-1998 eğitim öğretim yılında 281 bin 833 olan öğrenci sayısı, 2012-2013 eğitim öğretim yılında 812 bin 260'a yükseldi.
Bakanlık, 2013-2014 eğitim öğretim yılında, ülke genelinde 899 ilçede, 817 bin 332 ilkokul ve ortaokul öğrencisini taşıdı, bu öğrencilerin 718 bin 637’si öğle yemeği hizmetinden de yararlandı. Bakanlık 2014 yılı için ilköğretimde taşımalı ilköğretim faaliyetleri için 800 milyon ödenek ayırdı.
Okula erişimi sağlamak üzere 1989 yılından itibaren ilköğretim düzeyinde hayata geçirilen taşımalı eğitim uygulaması kapsamına 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ortaöğretim öğrencileri de alındı.
Ortaöğretimde taşımalı eğitim kapsamına 2010-2011 eğitim-öğretim yılında 9. sınıf öğrencileri, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 10. sınıf öğrencileri, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ise zorunlu eğitim süresinin 8 yıldan 12 yıla çıkarılmasının ardından 11 ve 12. sınıf öğrencileri de dahil etti.
Bu kapsamda 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 159 bin 804 ortaöğretim öğrencisi taşımalı eğitimden faydalandı. Tüm taşıma ve yemek giderlerinde toplam 190 milyon 717 bin 524 lira kullanıldı. 2012-2013 eğitim öğretim yılında 377 bin 640 orta öğretim öğrencisi taşındı, 300 bin 557 öğrenci ise yemek hizmetinden yararlandı.
Orta öğretimde 2013-2014 eğitim öğretim yılı içerisinde ise 393 bin 283 öğrenci taşımalı eğitimden faydalandı. Bu öğrencilerin 292 bin 848’i yemek hizmetinden de yararlandı.
Bakanlık ortaöğretimde taşımalı eğitim için 2014 yılında 680 bin lira kaynak ayırdı.
Özel eğitime ihtiyacı olan yaklaşık 53 bin öğrenci taşındı
MEB, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların da eğitime sorunsuz ulaşabilmesi için, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunundan sağlanan kaynakla, 2005-2006 eğitim öğretim yılından itibaren tüm engelli öğrencilerin taşıma hizmetinden yararlanmasına imkan sağladı.
Bu kapsamda, 2013-2014 eğitim öğretim yılında 52 bin 918 engelli öğrenci, 23 yaş ve üzeri 795 engelli kursiyer ve 3 bin 81 veli ücretsiz taşındı.
Son Güncelleme: Cuma, 20 Aralık 2013 11:43
Gösterim: 1746