Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Satış danışmanı, prova mankeni, etüd öğretmeni, figüran, cankurtaran… Üniversiteler açıldı, Secretcv.com’da CV’si bulunan 550 bin üniversite öğrencisi part-time iş aramaya başladı. Bu sırada öğrencilere yönelik part-time iş ilanları bir yılda yüzde 12 artarak 70 bine yaklaştı.

Kayıt dönemi bitti, üniversiteler açıldı. Öğrenciler ise hem iş hayatına erken atılmak için hem de okul harçlıklarını çıkartmak için part-time işlere başvurmaya başladılar. Veritabanında 68 bin açık part-time pozisyon bulunan Secretcv.com’da 550 bin üniversite öğrencisi şu anda aktif olarak iş arıyor. Üniversitelere yönelik part-time iş ilanlarının sayısında ise geçen yıla göre yüzde 12’lik artış yaşandı. Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü, “Bizler gençlere öğrenim hayatı boyunca gelecekteki mesleğiyle ilişkili olsun olmasın, iş deneyimi edinmelerini öneriyoruz. Bu iş disiplinini ve iş hayatı içindeki süreçleri daha erken yaşta tanımalarını sağlıyor. Şirketler de yeni mezun işe alımlarında artık bu deneyime sahip gençlere öncelik veriyor” dedi.

Geçtiğimiz bir yıl içerisinde öğrenciler için iş ilanı veren sektörlerin ilk sırasına yüzde 16 ile Mağazacılık ve Perakendecilik yerleşti. Onu yüzde 14 ile Eğitim, yüzde 7 ile Ajans ve yüzde 5 ile Fuar/Organizasyon takip etti. öğrencilerin en çok başvurdukları sektörler de ilanlarla benzerlik gösterdi. İlk sırayı yüzde 27 ile yine Mağazacılık/Perakendecilik aldı; onu Ajans ve Eğitim sektörleri izledi.

Sektör

Yüzde

Sektör

Yüzde

Mağazacılık / Perakendecilik

16

Mağazacılık / Perakendecilik

27

Eğitim

14

Ajans

8

Ajans

7

Eğitim

5

Fuar ve Organizasyon

5

Turizm

5

Gıda

4

Tekstil

4

Bilgisayar / BT / Internet

4

Gıda

4

Turizm

3

Kozmetik

4

Kozmetik

3

Danışmanlık

4

Bankacılık / Finans

2

Bankacılık / Finans

4

Danışmanlık

2

Fuar ve Organizasyon

4

Part-time iş ilanı veren sektörler (ilk 10)       Öğrencilerin en çok başvurduğu sektörler (ilk 10)

BİLİŞİM SEKTÖRÜNDE AÇIK POZİSYONLAR BULUNUYOR

En çok part-time ilan verilen ilk 10 sektör içinde yer alan Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri sektörü ise öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ilk 10’a giremedi. Tütüncü bu durumu şöyle açıklıyor: “Bilişim sektöründe istihdam arzı bulunuyor ancak talep az. Çünkü bu sektörde belirgin uzmanlaşmalar gerekiyor ancak istenilen niteliklere sahip adayların sayısı kısıtlı. Oysaki örneğin mağazacılıkta satış danışmanı olmak için kısa bir eğitimden geçmek yeterli oluyor.”

Öğrencilere yönelik iş ilanlarında birbirinden ilginç pozisyonlar göze çarpıyor. Satış danışmanı, etüd öğretmeni, stand hostesi, STK’lar için tanıtım elemanı ya da broşür elemanı gibi ilk akla gelen pozisyonların yanı sıra, prova mankeni, cankurtaran, şoför, kasiyer, garson, barista ve oyuncu-figüran gibi farklı işler de bulunuyor. Dönemsel veri giriş elemanı, web tasarım eğitmeni, SEO uzmanı ve grafiker gibi pozisyonlar da Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri konusunda kendini geliştirmek isteyen gençlere hitap ediyor.

BÜYÜKŞEHİRLERDE İŞ İMKANI DAHA FAZLA

Son 1 yılda part-time işlere başvuran öğrenciler arasında kızlar erkeklerden az farkla da olsa önde yer alıyor. Toplam başvuruların yüzde 54’ü kızlar, yüzde 46’sı ise erkek öğrenciler tarafından yapıldı. Öte yandan öğrenciler için iş imkanlarının en fazla olduğu şehirler de, beklenildiği gibi büyük şehirler oldu. İstanbul yüzde 27 ile öğrencilere en çok kucak açan şehir olurken, onu yüzde 6’şar pay ile Ankara ve İzmir takip etti. Antalya, Bursa ve Kocaeli gibi hem öğrenci nüfusunun hem de iş olanaklarının çok olduğu şehirler de listede üst sıralarda yer aldı.

Şehir

Yüzde

İstanbul

27

Ankara

6

İzmir

6

Antalya

5

Bursa

5

Kocaeli

5

Muğla

5

Adana

4

Konya

3

Eskişehir

3


> 550 bin üniversite öğrencisi part-time iş arıyor

Satış danışmanı, prova mankeni, etüd öğretmeni, figüran, cankurtaran… Üniversiteler açıldı, Secretcv.com’da CV’si bulunan 550 bin üniversite öğrencisi part-time iş aramaya başladı. Bu sırada öğrencilere yönelik part-time iş ilanları bir yılda yüzde 12 artarak 70 bine yaklaştı.

Kayıt dönemi bitti, üniversiteler açıldı. Öğrenciler ise hem iş hayatına erken atılmak için hem de okul harçlıklarını çıkartmak için part-time işlere başvurmaya başladılar. Veritabanında 68 bin açık part-time pozisyon bulunan Secretcv.com’da 550 bin üniversite öğrencisi şu anda aktif olarak iş arıyor. Üniversitelere yönelik part-time iş ilanlarının sayısında ise geçen yıla göre yüzde 12’lik artış yaşandı. Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü, “Bizler gençlere öğrenim hayatı boyunca gelecekteki mesleğiyle ilişkili olsun olmasın, iş deneyimi edinmelerini öneriyoruz. Bu iş disiplinini ve iş hayatı içindeki süreçleri daha erken yaşta tanımalarını sağlıyor. Şirketler de yeni mezun işe alımlarında artık bu deneyime sahip gençlere öncelik veriyor” dedi.

Geçtiğimiz bir yıl içerisinde öğrenciler için iş ilanı veren sektörlerin ilk sırasına yüzde 16 ile Mağazacılık ve Perakendecilik yerleşti. Onu yüzde 14 ile Eğitim, yüzde 7 ile Ajans ve yüzde 5 ile Fuar/Organizasyon takip etti. öğrencilerin en çok başvurdukları sektörler de ilanlarla benzerlik gösterdi. İlk sırayı yüzde 27 ile yine Mağazacılık/Perakendecilik aldı; onu Ajans ve Eğitim sektörleri izledi.

Sektör

Yüzde

Sektör

Yüzde

Mağazacılık / Perakendecilik

16

Mağazacılık / Perakendecilik

27

Eğitim

14

Ajans

8

Ajans

7

Eğitim

5

Fuar ve Organizasyon

5

Turizm

5

Gıda

4

Tekstil

4

Bilgisayar / BT / Internet

4

Gıda

4

Turizm

3

Kozmetik

4

Kozmetik

3

Danışmanlık

4

Bankacılık / Finans

2

Bankacılık / Finans

4

Danışmanlık

2

Fuar ve Organizasyon

4

Part-time iş ilanı veren sektörler (ilk 10)       Öğrencilerin en çok başvurduğu sektörler (ilk 10)

BİLİŞİM SEKTÖRÜNDE AÇIK POZİSYONLAR BULUNUYOR

En çok part-time ilan verilen ilk 10 sektör içinde yer alan Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri sektörü ise öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ilk 10’a giremedi. Tütüncü bu durumu şöyle açıklıyor: “Bilişim sektöründe istihdam arzı bulunuyor ancak talep az. Çünkü bu sektörde belirgin uzmanlaşmalar gerekiyor ancak istenilen niteliklere sahip adayların sayısı kısıtlı. Oysaki örneğin mağazacılıkta satış danışmanı olmak için kısa bir eğitimden geçmek yeterli oluyor.”

Öğrencilere yönelik iş ilanlarında birbirinden ilginç pozisyonlar göze çarpıyor. Satış danışmanı, etüd öğretmeni, stand hostesi, STK’lar için tanıtım elemanı ya da broşür elemanı gibi ilk akla gelen pozisyonların yanı sıra, prova mankeni, cankurtaran, şoför, kasiyer, garson, barista ve oyuncu-figüran gibi farklı işler de bulunuyor. Dönemsel veri giriş elemanı, web tasarım eğitmeni, SEO uzmanı ve grafiker gibi pozisyonlar da Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri konusunda kendini geliştirmek isteyen gençlere hitap ediyor.

BÜYÜKŞEHİRLERDE İŞ İMKANI DAHA FAZLA

Son 1 yılda part-time işlere başvuran öğrenciler arasında kızlar erkeklerden az farkla da olsa önde yer alıyor. Toplam başvuruların yüzde 54’ü kızlar, yüzde 46’sı ise erkek öğrenciler tarafından yapıldı. Öte yandan öğrenciler için iş imkanlarının en fazla olduğu şehirler de, beklenildiği gibi büyük şehirler oldu. İstanbul yüzde 27 ile öğrencilere en çok kucak açan şehir olurken, onu yüzde 6’şar pay ile Ankara ve İzmir takip etti. Antalya, Bursa ve Kocaeli gibi hem öğrenci nüfusunun hem de iş olanaklarının çok olduğu şehirler de listede üst sıralarda yer aldı.

Şehir

Yüzde

İstanbul

27

Ankara

6

İzmir

6

Antalya

5

Bursa

5

Kocaeli

5

Muğla

5

Adana

4

Konya

3

Eskişehir

3


Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Ekim 2014 10:27

Gösterim: 1824

2014-2015 eğitim-öğretim yılı 15 Eylül’de başlıyor. Sektörde bu yıl adeta istihdam patlaması yaşanacak. Eğitim sektörüne 2 bin kişinin alınacağı bildirildi. En çok aranan ise İngilizce öğretmenleri…

Yenibiris.com’un verilerine göre en çok eleman aranan sektörlerin başında 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılına son hızla hazırlanan eğitim sektörü geliyor. En çok İngilizce öğretmeni ihtiyacının yaşandığı sektörde, satış danışmanı ve halkla ilişkiler elemanı da en çok aranan pozisyonlar arasında.

Eğitim sektöründe; yeni açılan kurumlar, özel okulların hızla şubelerini artırması ve koleje dönüşen dershanelerle birlikte sektördeki eleman ihtiyacı en üst seviyeye çıktı. Yenibiris.com’daki ilanlarla özel eğitim sektöründe bu dönemde yaklaşık 2 bin kişi aranıyor.

Bu dönemde en çok eleman arayan kurumların başında kolejler ve dil kursları geliyor. Öğretmen kadrosunun büyük bölümünü tamamlamış olan kurumlar, bu aralar en çok eğitim danışmanı arıyor. Velilerle görüşme yaparak okula öğrenci kazandırma işi için görevlendirilen eğitim danışmanından, satış ve pazarlama odaklı ve müşteri ilişkilerinde deneyimi olması bekleniyor.

Eğitim sektöründe yıl genelinde en fazla ihtiyaç duyulan branş İngilizce öğretmenliği. Kurumlar aradıkları İngilizce öğretmenlerinde daha çok 2 ila 5 yıl arası deneyim arıyor. Daha çok İngilizce öğretmenliği için lisans mezunu olma şartı aransa da, İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunlarından pedagojik formasyon eğitimi almış olanlar da tercih ediliyor. İlanlarda iletişim yeteneği, dış görünüşüne önem kriterlerinin yanı sıra İngilizce öğretmenlerinden esnek saatlerde çalışabilmeleri de isteniyor.

Öğretmenliklerin ardından en çok eğitim satış danışmanı ve halkla ilişkiler elemanı aranıyor. Çağrı merkezi elemanına ihtiyaç da son bir yıldır artışta.

Özel eğitim kurumlarının bu dönemde sırasıyla en fazla şu branşlarda öğretmen arayışı söz konusu:

1-İngilizce öğretmeni

2-Matematik öğretmeni

3-Branş öğretmeni

4-Anaokulu öğretmeni

5-Sınıf öğretmeni

6-Biyoloji öğretmeni

7-Kimya öğretmeni

8-Fizik öğretmeni

9-Coğrafya öğretmeni

10-Rehber öğretmen

Öğretmenlikler dışında sektörde en çok aranan pozisyonlar ise sırasıyla şöyle:

1-Eğitim satış danışmanı

2-Halkla ilişkiler elemanı

3-Temizlik elemanı

4-Önbüro elemanı

5-Sekreter

6-Psikolog

7-Okul müdürü

8-Çağrı merkezi elemanı

9-Hemşire

10-Muhasebe elemanı 

Okul ve kolejlerin yanısıra, dersaneler, etüt merkezleri, kreş ve anaokullarında okullar açıldıktan sonra da işe alımların devam etmesi bekleniyor.

> Eğitimde sektöründe 2 bin kişi işe alınacak

2014-2015 eğitim-öğretim yılı 15 Eylül’de başlıyor. Sektörde bu yıl adeta istihdam patlaması yaşanacak. Eğitim sektörüne 2 bin kişinin alınacağı bildirildi. En çok aranan ise İngilizce öğretmenleri…

Yenibiris.com’un verilerine göre en çok eleman aranan sektörlerin başında 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılına son hızla hazırlanan eğitim sektörü geliyor. En çok İngilizce öğretmeni ihtiyacının yaşandığı sektörde, satış danışmanı ve halkla ilişkiler elemanı da en çok aranan pozisyonlar arasında.

Eğitim sektöründe; yeni açılan kurumlar, özel okulların hızla şubelerini artırması ve koleje dönüşen dershanelerle birlikte sektördeki eleman ihtiyacı en üst seviyeye çıktı. Yenibiris.com’daki ilanlarla özel eğitim sektöründe bu dönemde yaklaşık 2 bin kişi aranıyor.

Bu dönemde en çok eleman arayan kurumların başında kolejler ve dil kursları geliyor. Öğretmen kadrosunun büyük bölümünü tamamlamış olan kurumlar, bu aralar en çok eğitim danışmanı arıyor. Velilerle görüşme yaparak okula öğrenci kazandırma işi için görevlendirilen eğitim danışmanından, satış ve pazarlama odaklı ve müşteri ilişkilerinde deneyimi olması bekleniyor.

Eğitim sektöründe yıl genelinde en fazla ihtiyaç duyulan branş İngilizce öğretmenliği. Kurumlar aradıkları İngilizce öğretmenlerinde daha çok 2 ila 5 yıl arası deneyim arıyor. Daha çok İngilizce öğretmenliği için lisans mezunu olma şartı aransa da, İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunlarından pedagojik formasyon eğitimi almış olanlar da tercih ediliyor. İlanlarda iletişim yeteneği, dış görünüşüne önem kriterlerinin yanı sıra İngilizce öğretmenlerinden esnek saatlerde çalışabilmeleri de isteniyor.

Öğretmenliklerin ardından en çok eğitim satış danışmanı ve halkla ilişkiler elemanı aranıyor. Çağrı merkezi elemanına ihtiyaç da son bir yıldır artışta.

Özel eğitim kurumlarının bu dönemde sırasıyla en fazla şu branşlarda öğretmen arayışı söz konusu:

1-İngilizce öğretmeni

2-Matematik öğretmeni

3-Branş öğretmeni

4-Anaokulu öğretmeni

5-Sınıf öğretmeni

6-Biyoloji öğretmeni

7-Kimya öğretmeni

8-Fizik öğretmeni

9-Coğrafya öğretmeni

10-Rehber öğretmen

Öğretmenlikler dışında sektörde en çok aranan pozisyonlar ise sırasıyla şöyle:

1-Eğitim satış danışmanı

2-Halkla ilişkiler elemanı

3-Temizlik elemanı

4-Önbüro elemanı

5-Sekreter

6-Psikolog

7-Okul müdürü

8-Çağrı merkezi elemanı

9-Hemşire

10-Muhasebe elemanı 

Okul ve kolejlerin yanısıra, dersaneler, etüt merkezleri, kreş ve anaokullarında okullar açıldıktan sonra da işe alımların devam etmesi bekleniyor.

Son Güncelleme: Cuma, 29 Ağustos 2014 11:22

Gösterim: 1376

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, iş fikri olan girişimcilere, büyük firmalarla işbirliği yapma fırsatı sunacakları belirterek, "Genç teknogirişimcilerimizi projelerini hazırlamaya ve bu yeni programdan yararlanmaya davet ediyoruz" dedi.

TÜBİTAK'ın 3 destek programının tanıtımı ve sonuçlarının açıklanması amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Işık, bu tür destek programlarının duyurulmasında önemli bir görev üstlenen basına teşekkür etti. 

Son 11 yılda önemli ilerleme sağlanmış olsa da henüz Türk milletine yakışan bir seviyeye erişilemediğine işaret eden Işık, orta seviye ülke konumundan gelişmiş ülke düzeyine çıkabilmek için, her açıdan rekabetçi ve yenilikçi reel sektör oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Ar-Ge harcamaları konusunda iyi bir ivme yakalandığını ve bunun artırılarak sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Işık, "Yıllık 500 milyar dolar ihracat yapacaksak, üretimde yüksek teknolojili ürünlerin payını en az yüzde 20 seviyesine çıkarmalıyız. Ülkemizdeki toplam Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payı 2002'ye göre yaklaşık 2 kattan daha fazla arttı ve yüzde 1 seviyesine ulaştı. 2023 yılında bu rakamı yüzde 3 seviyesine ulaştırmak zorundayız. 2023 yılında toplam Ar-Ge harcamamızın 60 milyar dolar olmasını ve bunun 40 milyar dolarının özel sektör marifetiyle, 20 milyar dolarının da kamu kaynaklarıyla yapılmasını hedefliyoruz" diye konuştu. 

Reel sektörün Ar-Ge kapasitesini artırmak için Bakanlığın, TÜBİTAK'ın ve KOSGEB'in çok değerli programlar oluşturduğunu ve yürüttüğünü belirten Işık, şunları kaydetti: 

"Bizim bu yıl Ar-Ge projeleri için ayırdığımız kaynak 1,5 milyar liranın üzerinde. Artık devletin parası çok ama ne olursa olsun boşa harcanacak bir tek kuruşumuz bile yok. Biz Türkiye'de bir ürünün fikir aşamasından ticarileşmesine, tanıtımına ve piyasadaki denetimine kadar piyasadaki her aşamasına yönelik çalışma yapıyoruz. Özellikle teknolojik ürünlerde bir fikir varsa, o fikrin bir projeye, girişime, yatırıma dönüşmesine destek veriyoruz. Bu projenin ölüm vadisinden sağsalim çıkmasını, güvenli şekilde ticarileşmesini çok önemsiyoruz." 

"Destek programlarını sürekli güncelliyoruz"

Destek programlarını, reel sektörün ve üniversitelerin de talebini dikkate alarak sürekli güncellediklerini, gerekirse yeni programlar da oluşturduklarını dile getiren Işık, bugün ilk kez açıklanan, iş fikri olan girişimciye büyük firmalarla işbirliği fırsatı sunan "1512-B Programı"na ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Halihazırda uyguladığımız 1512 programıyla, teknogirişimcilere iş fikirlerinin ticarileşmesi için eğitim, iş rehberi ve 100 bin lira sermaye desteği veriyoruz. Bugüne kadar 239 girişimcimiz bundan yararlandı. Aynı desteği bakanlık olarak da teknogirişim sermaye desteği olarak da veriyoruz ki bin 300'den fazla girişimcimiz de bu destekten faydalandı. Yeni açtığımız 1512-B Programıyla da destek verdiğimiz girişimcileri büyük firmalarla buluşturmaya başlayacağız. 

Çağrıya çıkarken, TÜBİTAK'la ortak hareket eden büyük firmaların Ar-Ge ihtiyaçlarına uygun çözümler de geliştirmiş olacağız. Böylece genç girişimcilerimiz de yapacakları işbirlikleri ile hem önemli destekler alacak hem de pazarda kalma şanslarını artırmış olacaklar. Program, aynı zamanda reel sektörün TÜBİTAK'a da güvendiğinin de önemli bir göstergesi." 

11 büyük firma ortak oldu

1512-B Programına ortak olan 11 "büyük firmanın" bulunduğunu anlatan Işık, bunların Avea, Borusan, COMODO Yazılım, E-Kent Teknoloji ve Ödeme Sistemleri, General Elektrik, Intel, Kale Seramik, Kordsa, TOFAŞ, Türk Ekonomi Bankası ve Türk Telekomünikasyon olduğunu söyledi. 

Fikri Işık, bu 11 firmanın 30 konu başlığında girişimcilerden proje bekleyeceğini belirterek, "Firmalar en az 3 girişimciye, girişimci başına 10 bin liralık, toplamda da 30 bin liralık çekirdek sermaye desteği verecek. Yine en az 3 girişimciye, ofis alanı ya da 12 ay boyunca aylık 500 lira kira yardımı, ayda 1 gün teknik uzman personel desteği ile ayda 1 tam gün iş geliştirme desteği verecek. 1512-B çağrısı nisan ayında açılacak. Kazanan girişimciler, hem TÜBİTAK'ın desteğini hem de bu firmaların desteğini alacaklar. Genç teknogirişimcilerimizi projelerini hazırlamaya ve bu yeni programdan yararlanmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Toplam fon büyüklüğü 430 milyon lira"

TÜBİTAK'ın, "1514 Girişim Sermayesi Destekleme Programı-1"in sonuçlarını da aktaran Işık, erken aşama teknoloji firmalarının finansman sorununun çözümünde risk sermayesi ve girişim sermayesi fonlarının çok önemli olduğunu söyledi.

Geçen yıl uygulamaya konulan programa Türkiye'de ya da yurt dışında faaliyet gösteren fon yöneticileri ve aday fon yöneticilerinin başvurabildiğini belirten Işık, şöyle devam etti: 

"Girişim sermayesi fonlarına toplam fon büyüklüğünün yüzde 20'sine varan oranda azami 15 milyon lira hibe desteği verebiliyoruz. Programın 2013 yılı çağrısına, 16 proje başvurusu yapıldı. Bunlardan 2 fon yöneticisini ve 6 aday fon yöneticisini destekleme kararı aldık. Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan bu programla, 6 yeni fonun kurulmasını sağlayacak adımı atmış bulunuyoruz. Teklifleri kabul edilen fonların taahhüt ettikleri toplam fon büyüklüğü 430 milyon lira. TÜBİTAK katkısı ise maksimum 86 milyon lira olacak. Fonun taahhüt ettiği para toplanınca ve destek olunacak erken aşama teknoloji firması tespit edilince, TÜBİTAK kendi payını fona aktaracak."

Program kapsamında desteklenecek fonları da açıklayan Işık, fon yöneticilerinin; Gözde GSYO AŞ ve TRPE Venture Capital olduğunu, aday fon yöneticilerinin ise Anka Capital Management, Angelwings Ventures, Ekin, Erih Finansal Hizmetler AŞ, Ida Capital ve Profectus'den oluştuğunu söyledi. 

"Ar-Ge kapasitesini artırmak isteyenlere mentor desteği"

Bakan Işık, "1601 Yenilik Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı"na ilişkin sonuçları da açıkladı. 

TÜBİTAK'ın, bu programla Ar-Ge kapasitesini artırmak isteyen firmalara mentor (rehber) desteği vereceğini anlatan Işık, birinci aşamada mentorluk sistemini geliştiren danışmanlık şirketlerine en fazla 100 bin lira bütçeli hibe desteği vereceklerini bildirdi. 

İkinci aşamada ise danışmanlık şirketlerinin hazırladığı mentorluk sistemlerinin belirlenen KOBİ'lere uygulanması için, ilk aşamayla birlikte toplam 400 bin lirayı geçmeyecek şekilde destek vereceklerini belirten Işık, bu çağrıya da 33 başvuru yapıldığını ve bunlardan 6'sının desteklenmeye uygun bulunduğunu kaydetti. 

Işık, söz konusu program kapsamında desteklenecek firmaların ise Adana Teknoloji Transferi AŞ, İzmir ABİGEM Danışmanlık ve Özel Eğitim AŞ, İNOMER Rekabet ve Kalkınma için İnovasyon Merkezi Ltd. Şti, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Pera EEMEA Büyüme Hizmetleri AŞ ve Ege Sistem Bilişim Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti'den oluştuğunu sözlerine ekledi.

> İş fikri olan girişimcilere büyük fırsat! Bakan açıkladı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, iş fikri olan girişimcilere, büyük firmalarla işbirliği yapma fırsatı sunacakları belirterek, "Genç teknogirişimcilerimizi projelerini hazırlamaya ve bu yeni programdan yararlanmaya davet ediyoruz" dedi.

TÜBİTAK'ın 3 destek programının tanıtımı ve sonuçlarının açıklanması amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Işık, bu tür destek programlarının duyurulmasında önemli bir görev üstlenen basına teşekkür etti. 

Son 11 yılda önemli ilerleme sağlanmış olsa da henüz Türk milletine yakışan bir seviyeye erişilemediğine işaret eden Işık, orta seviye ülke konumundan gelişmiş ülke düzeyine çıkabilmek için, her açıdan rekabetçi ve yenilikçi reel sektör oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Ar-Ge harcamaları konusunda iyi bir ivme yakalandığını ve bunun artırılarak sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Işık, "Yıllık 500 milyar dolar ihracat yapacaksak, üretimde yüksek teknolojili ürünlerin payını en az yüzde 20 seviyesine çıkarmalıyız. Ülkemizdeki toplam Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payı 2002'ye göre yaklaşık 2 kattan daha fazla arttı ve yüzde 1 seviyesine ulaştı. 2023 yılında bu rakamı yüzde 3 seviyesine ulaştırmak zorundayız. 2023 yılında toplam Ar-Ge harcamamızın 60 milyar dolar olmasını ve bunun 40 milyar dolarının özel sektör marifetiyle, 20 milyar dolarının da kamu kaynaklarıyla yapılmasını hedefliyoruz" diye konuştu. 

Reel sektörün Ar-Ge kapasitesini artırmak için Bakanlığın, TÜBİTAK'ın ve KOSGEB'in çok değerli programlar oluşturduğunu ve yürüttüğünü belirten Işık, şunları kaydetti: 

"Bizim bu yıl Ar-Ge projeleri için ayırdığımız kaynak 1,5 milyar liranın üzerinde. Artık devletin parası çok ama ne olursa olsun boşa harcanacak bir tek kuruşumuz bile yok. Biz Türkiye'de bir ürünün fikir aşamasından ticarileşmesine, tanıtımına ve piyasadaki denetimine kadar piyasadaki her aşamasına yönelik çalışma yapıyoruz. Özellikle teknolojik ürünlerde bir fikir varsa, o fikrin bir projeye, girişime, yatırıma dönüşmesine destek veriyoruz. Bu projenin ölüm vadisinden sağsalim çıkmasını, güvenli şekilde ticarileşmesini çok önemsiyoruz." 

"Destek programlarını sürekli güncelliyoruz"

Destek programlarını, reel sektörün ve üniversitelerin de talebini dikkate alarak sürekli güncellediklerini, gerekirse yeni programlar da oluşturduklarını dile getiren Işık, bugün ilk kez açıklanan, iş fikri olan girişimciye büyük firmalarla işbirliği fırsatı sunan "1512-B Programı"na ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Halihazırda uyguladığımız 1512 programıyla, teknogirişimcilere iş fikirlerinin ticarileşmesi için eğitim, iş rehberi ve 100 bin lira sermaye desteği veriyoruz. Bugüne kadar 239 girişimcimiz bundan yararlandı. Aynı desteği bakanlık olarak da teknogirişim sermaye desteği olarak da veriyoruz ki bin 300'den fazla girişimcimiz de bu destekten faydalandı. Yeni açtığımız 1512-B Programıyla da destek verdiğimiz girişimcileri büyük firmalarla buluşturmaya başlayacağız. 

Çağrıya çıkarken, TÜBİTAK'la ortak hareket eden büyük firmaların Ar-Ge ihtiyaçlarına uygun çözümler de geliştirmiş olacağız. Böylece genç girişimcilerimiz de yapacakları işbirlikleri ile hem önemli destekler alacak hem de pazarda kalma şanslarını artırmış olacaklar. Program, aynı zamanda reel sektörün TÜBİTAK'a da güvendiğinin de önemli bir göstergesi." 

11 büyük firma ortak oldu

1512-B Programına ortak olan 11 "büyük firmanın" bulunduğunu anlatan Işık, bunların Avea, Borusan, COMODO Yazılım, E-Kent Teknoloji ve Ödeme Sistemleri, General Elektrik, Intel, Kale Seramik, Kordsa, TOFAŞ, Türk Ekonomi Bankası ve Türk Telekomünikasyon olduğunu söyledi. 

Fikri Işık, bu 11 firmanın 30 konu başlığında girişimcilerden proje bekleyeceğini belirterek, "Firmalar en az 3 girişimciye, girişimci başına 10 bin liralık, toplamda da 30 bin liralık çekirdek sermaye desteği verecek. Yine en az 3 girişimciye, ofis alanı ya da 12 ay boyunca aylık 500 lira kira yardımı, ayda 1 gün teknik uzman personel desteği ile ayda 1 tam gün iş geliştirme desteği verecek. 1512-B çağrısı nisan ayında açılacak. Kazanan girişimciler, hem TÜBİTAK'ın desteğini hem de bu firmaların desteğini alacaklar. Genç teknogirişimcilerimizi projelerini hazırlamaya ve bu yeni programdan yararlanmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Toplam fon büyüklüğü 430 milyon lira"

TÜBİTAK'ın, "1514 Girişim Sermayesi Destekleme Programı-1"in sonuçlarını da aktaran Işık, erken aşama teknoloji firmalarının finansman sorununun çözümünde risk sermayesi ve girişim sermayesi fonlarının çok önemli olduğunu söyledi.

Geçen yıl uygulamaya konulan programa Türkiye'de ya da yurt dışında faaliyet gösteren fon yöneticileri ve aday fon yöneticilerinin başvurabildiğini belirten Işık, şöyle devam etti: 

"Girişim sermayesi fonlarına toplam fon büyüklüğünün yüzde 20'sine varan oranda azami 15 milyon lira hibe desteği verebiliyoruz. Programın 2013 yılı çağrısına, 16 proje başvurusu yapıldı. Bunlardan 2 fon yöneticisini ve 6 aday fon yöneticisini destekleme kararı aldık. Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan bu programla, 6 yeni fonun kurulmasını sağlayacak adımı atmış bulunuyoruz. Teklifleri kabul edilen fonların taahhüt ettikleri toplam fon büyüklüğü 430 milyon lira. TÜBİTAK katkısı ise maksimum 86 milyon lira olacak. Fonun taahhüt ettiği para toplanınca ve destek olunacak erken aşama teknoloji firması tespit edilince, TÜBİTAK kendi payını fona aktaracak."

Program kapsamında desteklenecek fonları da açıklayan Işık, fon yöneticilerinin; Gözde GSYO AŞ ve TRPE Venture Capital olduğunu, aday fon yöneticilerinin ise Anka Capital Management, Angelwings Ventures, Ekin, Erih Finansal Hizmetler AŞ, Ida Capital ve Profectus'den oluştuğunu söyledi. 

"Ar-Ge kapasitesini artırmak isteyenlere mentor desteği"

Bakan Işık, "1601 Yenilik Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı"na ilişkin sonuçları da açıkladı. 

TÜBİTAK'ın, bu programla Ar-Ge kapasitesini artırmak isteyen firmalara mentor (rehber) desteği vereceğini anlatan Işık, birinci aşamada mentorluk sistemini geliştiren danışmanlık şirketlerine en fazla 100 bin lira bütçeli hibe desteği vereceklerini bildirdi. 

İkinci aşamada ise danışmanlık şirketlerinin hazırladığı mentorluk sistemlerinin belirlenen KOBİ'lere uygulanması için, ilk aşamayla birlikte toplam 400 bin lirayı geçmeyecek şekilde destek vereceklerini belirten Işık, bu çağrıya da 33 başvuru yapıldığını ve bunlardan 6'sının desteklenmeye uygun bulunduğunu kaydetti. 

Işık, söz konusu program kapsamında desteklenecek firmaların ise Adana Teknoloji Transferi AŞ, İzmir ABİGEM Danışmanlık ve Özel Eğitim AŞ, İNOMER Rekabet ve Kalkınma için İnovasyon Merkezi Ltd. Şti, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Pera EEMEA Büyüme Hizmetleri AŞ ve Ege Sistem Bilişim Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti'den oluştuğunu sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 12:28

Gösterim: 1832

İş dünyası, üniversitelerin meslek edindirmekten ve iş dünyasına hazırlamaktan çok; diploma sahibi yaptığını ve prestij kazandırdığını düşünüyor. İş dünyası profesyonellerine göre ders müfredatları yenilenmeli; teorik bilgilerle birlikte pratiğe de önem verilmeli.

İş dünyasının üniversitelerden beklentilerini yaklaşık 3 bin İnsan Kaynakları profesyoneline sorarak mercek altına alan Kariyer.net anketine göre, iş dünyası profesyonellerinin sadece %15’i üniversitelerin meslek edindirdiğini; %23’ü iş dünyasına hazırladığını düşünürken anketi yanıtlayanların %54’ü ise üniversitelerin adaylara teorik bilgi verdiğini söylüyor.  Ayrıca %46’sı diploma sahibi yaptığını,  %23’ü ise prestij kazandırdığını belirtiyor. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, “Özel sektörün içinde bulunduğu nitelikli personel sıkıntısı, mesleki eğitimi ön plana çıkarıyor. Birçok şirket uygun pozisyonlar için deneyimsiz çalışanları istihdam edip, meslek içi eğitimler ve sertifika programlarıyla yetkinliklerini artırma yoluna gidiyor” diyor. Azoz, yükseköğretim kurumlarının da öğrencileri staj ve iş deneyimi konusunda yönlendirmesi gerektiğini, kariyer hayatlarına başlamadan önce öğrencilere pratik ve iş dünyasının insan kaynağı talebine uygun eğitim vermesi gerektiğinin altını çiziyor.

İş dünyası ve üniversiteler kol kola yürümeli

Yetenek savaşlarının hızlandığı günümüzde birçok seçkin firma, yetenekleri mezun olur olmaz bünyesine katabilmek için stajı da kapsayan özel programlar düzenliyor. Anketi yanıtlayan İK profesyonellerinin %66’sı üniversiteler ile ortak projeler yürüttüğünü belirtiyor, %8’i ise bu konunun gelecekte planlanan projeleri arasında olduğunu söylüyor.  Azoz, konuyla ilgili şu yorumu yapıyor:  “Bazı şirketler, özel oyun ve yarışmalarla seçtiği gençleri şirketinde uzun süreli stajyer olarak istihdam ediyor ve bu gençlerin şirkette kalması için özel bir çaba gösteriyor. Bu durumda, karşılıklı bir kazan-kazan ilişkisi söz konusu. Şirket, genç yetenekleri kendi kurum kültürüne uygun bir şekilde, yüksek bağlılıkla yetiştiriyor. Gençler de kariyer basamaklarını henüz öğrenciyken tırmanmaya başlayarak kariyerinde önemli bir avantaj yakalıyor. Gözlemlerimiz, adayların bu konuda yol gösterilmeye ve bilgiye ihtiyacı olduğu yönünde. İşverenle aday arasındaki köprü rolü de yükseköğretim kurumlarına düşüyor ve bu ihtiyaca yanıt verme yönünde onlara bir sorumluluk yüklüyor.”

Çalışanın yetkinlikleri ön planda tutuluyor

“İşe alımda adayın devlet veya vakıf üniversitesi mezunu olması kararınızı etkiler mi?” sorusunu yanıtlayanların %46’sı “Evet ama adayın yetkinliklerini ön planda tutarım” cevabını veriyor. Diğer yandan üniversiteye göre değişir diyen %15’lik bir bölüm de bulunuyor. “Hayır” cevabını verenlerin oranı ise % 38.

İnsan Kaynakları profesyonelleri, öğrencilerin özellikle staj yapmaları ve liderlik & kurumsal hayatta aranan yetkinliklere yönelik atölyelerle desteklenmeleri gerektiğini savunuyor. Şirketlerin üniversitelerden gelecek çalışanları ne tür bilgi ve beceri ile donatması ve iş dünyasına nasıl hazırlayacağını yine şirketlerle istişare etmesinin şart olduğunu söylüyor.

Azoz, “Sitemizde, hem deneyimli adaylar için hem de yeni mezun adaylar için birçok iş fırsatı bulunuyor. Burada göz önünde bulundurulması gereken nokta, yeni mezunların iş arama ve kariyer süreçlerinin henüz öğrencilik döneminde başlaması gerektiği… Kariyer.net olarak ülkemizin istihdam dinamiklerinde çok önemli bir rolü olan üniversiteler ve üniversiteliler için özel projeler geliştirme yönünde adımlar atıyoruz. Bu adımlardan en önemlisi üniversiteler ile gerçekleştirdiğimiz ve tüm hızıyla süren üniversite etkinliklerimiz. Etkinliklerimizde, her sene tüm Türkiye’deki farklı üniversitelerde yaklaşık 100 etkinlik ile on binlerce öğrenciye seminerler veriyoruz. Kariyer.net olarak yaptığımız tüm yayınlara, üniversitelerde ve meslek okullarında gerçekleştirdiğimiz bu etkinliklere rağmen adayların bu konuda hala yol gösterilmeye ve bilgiye ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Maalesef ziyaretlerimizde gençlerin, ister lisans ister yüksek lisans eğitimi alıyor olsun, iş dünyasına çok uzak olduğunu da gözlemliyoruz” açıklamasını yapıyor.

İş dünyası üniversitelerden ne bekliyor?

·         Kariyer merkezleri daha aktif olmalı.

·         Meslek ve bölümlere göre ilişkili firmalarla ortak projeler yürütülmeli.

·         Mezunlar ile mentorluk programları yapılmalı.

·         Teorik bilgiler dışında pratik bilgiler, iş hayatında kişilere avantaj sağlayacak olanaklar sunulmalı.

·         Staj yapmaları için yönlendirmeler yapılmalı.

·         Derslere iş hayatından çalışanların katılmalarını sağlanmalı.

·         İK personeli ile grup çalışmaları yapılmalı.

> İş dünyası üniversitelerden ne bekliyor?

İş dünyası, üniversitelerin meslek edindirmekten ve iş dünyasına hazırlamaktan çok; diploma sahibi yaptığını ve prestij kazandırdığını düşünüyor. İş dünyası profesyonellerine göre ders müfredatları yenilenmeli; teorik bilgilerle birlikte pratiğe de önem verilmeli.

İş dünyasının üniversitelerden beklentilerini yaklaşık 3 bin İnsan Kaynakları profesyoneline sorarak mercek altına alan Kariyer.net anketine göre, iş dünyası profesyonellerinin sadece %15’i üniversitelerin meslek edindirdiğini; %23’ü iş dünyasına hazırladığını düşünürken anketi yanıtlayanların %54’ü ise üniversitelerin adaylara teorik bilgi verdiğini söylüyor.  Ayrıca %46’sı diploma sahibi yaptığını,  %23’ü ise prestij kazandırdığını belirtiyor. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, “Özel sektörün içinde bulunduğu nitelikli personel sıkıntısı, mesleki eğitimi ön plana çıkarıyor. Birçok şirket uygun pozisyonlar için deneyimsiz çalışanları istihdam edip, meslek içi eğitimler ve sertifika programlarıyla yetkinliklerini artırma yoluna gidiyor” diyor. Azoz, yükseköğretim kurumlarının da öğrencileri staj ve iş deneyimi konusunda yönlendirmesi gerektiğini, kariyer hayatlarına başlamadan önce öğrencilere pratik ve iş dünyasının insan kaynağı talebine uygun eğitim vermesi gerektiğinin altını çiziyor.

İş dünyası ve üniversiteler kol kola yürümeli

Yetenek savaşlarının hızlandığı günümüzde birçok seçkin firma, yetenekleri mezun olur olmaz bünyesine katabilmek için stajı da kapsayan özel programlar düzenliyor. Anketi yanıtlayan İK profesyonellerinin %66’sı üniversiteler ile ortak projeler yürüttüğünü belirtiyor, %8’i ise bu konunun gelecekte planlanan projeleri arasında olduğunu söylüyor.  Azoz, konuyla ilgili şu yorumu yapıyor:  “Bazı şirketler, özel oyun ve yarışmalarla seçtiği gençleri şirketinde uzun süreli stajyer olarak istihdam ediyor ve bu gençlerin şirkette kalması için özel bir çaba gösteriyor. Bu durumda, karşılıklı bir kazan-kazan ilişkisi söz konusu. Şirket, genç yetenekleri kendi kurum kültürüne uygun bir şekilde, yüksek bağlılıkla yetiştiriyor. Gençler de kariyer basamaklarını henüz öğrenciyken tırmanmaya başlayarak kariyerinde önemli bir avantaj yakalıyor. Gözlemlerimiz, adayların bu konuda yol gösterilmeye ve bilgiye ihtiyacı olduğu yönünde. İşverenle aday arasındaki köprü rolü de yükseköğretim kurumlarına düşüyor ve bu ihtiyaca yanıt verme yönünde onlara bir sorumluluk yüklüyor.”

Çalışanın yetkinlikleri ön planda tutuluyor

“İşe alımda adayın devlet veya vakıf üniversitesi mezunu olması kararınızı etkiler mi?” sorusunu yanıtlayanların %46’sı “Evet ama adayın yetkinliklerini ön planda tutarım” cevabını veriyor. Diğer yandan üniversiteye göre değişir diyen %15’lik bir bölüm de bulunuyor. “Hayır” cevabını verenlerin oranı ise % 38.

İnsan Kaynakları profesyonelleri, öğrencilerin özellikle staj yapmaları ve liderlik & kurumsal hayatta aranan yetkinliklere yönelik atölyelerle desteklenmeleri gerektiğini savunuyor. Şirketlerin üniversitelerden gelecek çalışanları ne tür bilgi ve beceri ile donatması ve iş dünyasına nasıl hazırlayacağını yine şirketlerle istişare etmesinin şart olduğunu söylüyor.

Azoz, “Sitemizde, hem deneyimli adaylar için hem de yeni mezun adaylar için birçok iş fırsatı bulunuyor. Burada göz önünde bulundurulması gereken nokta, yeni mezunların iş arama ve kariyer süreçlerinin henüz öğrencilik döneminde başlaması gerektiği… Kariyer.net olarak ülkemizin istihdam dinamiklerinde çok önemli bir rolü olan üniversiteler ve üniversiteliler için özel projeler geliştirme yönünde adımlar atıyoruz. Bu adımlardan en önemlisi üniversiteler ile gerçekleştirdiğimiz ve tüm hızıyla süren üniversite etkinliklerimiz. Etkinliklerimizde, her sene tüm Türkiye’deki farklı üniversitelerde yaklaşık 100 etkinlik ile on binlerce öğrenciye seminerler veriyoruz. Kariyer.net olarak yaptığımız tüm yayınlara, üniversitelerde ve meslek okullarında gerçekleştirdiğimiz bu etkinliklere rağmen adayların bu konuda hala yol gösterilmeye ve bilgiye ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Maalesef ziyaretlerimizde gençlerin, ister lisans ister yüksek lisans eğitimi alıyor olsun, iş dünyasına çok uzak olduğunu da gözlemliyoruz” açıklamasını yapıyor.

İş dünyası üniversitelerden ne bekliyor?

·         Kariyer merkezleri daha aktif olmalı.

·         Meslek ve bölümlere göre ilişkili firmalarla ortak projeler yürütülmeli.

·         Mezunlar ile mentorluk programları yapılmalı.

·         Teorik bilgiler dışında pratik bilgiler, iş hayatında kişilere avantaj sağlayacak olanaklar sunulmalı.

·         Staj yapmaları için yönlendirmeler yapılmalı.

·         Derslere iş hayatından çalışanların katılmalarını sağlanmalı.

·         İK personeli ile grup çalışmaları yapılmalı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 Nisan 2014 12:55

Gösterim: 1092

Moda ve tasarım sektöründe ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı var. Moda Tasarımı eğitimi veren üniversiteler, bu ihtiyacı karşılamak için önemli çalışmalara imza atıyor. Eğitim ile birlikte iş tecrübesine önem veren firmalar ise, bölüm mezunlarının mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyor.

Moda ve tasarım sektörü, sistemli ve hukuksal altyapı çalışmaları düzenlendiğinde ülkemiz için önemli gelir getiren sektörler arasında yerini alacak. Ancak sektörde diğer sektörlerde olduğu gibi ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı var. Moda Tasarımı eğitimi veren üniversiteler, bu ihtiyacı karşılamak için önemli çalışmalara imza atıyorlar. Eğitim ile birlikte iş tecrübesine önem veren firmalar ise, bölüm mezunlarının mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyor.

Moda tasarımının ülkemizde yeni gelişen bir sektör olduğunu dile getiren Moda Tasarımcılar Birlik ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Düzgün, sektörün gelişime, yeniliğe ve iş istihdamına oldukça açık olduğunu vurguladı. Sektörün sistemli ve hukuksal alt yapı çalışmaları düzenlendiğinde ülkemiz için önemli gelir getiren sektörler arasında yerini alacağını kaydeden Düzgün, “Dünya pazar payları, markalaşma ve bu markayı hedef kitlelerine ulaştırmakta gerçekten başarılılar. Bizim de hedefimiz bu olmalı. Ülke olarak tekstil ve moda tasarımı alanında yapısal düzenleme eksikliği giderildiği takdirde bizimde uluslararası marka kimliğimizi kazanmamız zor olmayacaktır” dedi. Moda ve tasarım sektöründe diğer sektörlerde olduğu gibi ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı olduğunu söyleyen Düzgün bu sorunun eğitim kurumlarında verilecek uygulamalı eğitimlerle önemli ölçüde azalacağına dikkat çekti.

Moda Tasarımcısı olmak için eğitimin şart olduğunu da vurgulayan Düzgün, moda tasarımcısında bulunması gereken özellikleri ise şöyle sıraladı: “Bir moda tasarımcısı, araştırmacı, yenilikçi olmalı ve mesleğini gerçekten sevmelidir. Sosyal, kültürel, sanatsal alanlarda da kendini geliştirmiş, öğrenmeye açık ve öğrendiklerini mesleğine, hayat tarzına uygulayabilen bireyler olmalıdır. Bu bölümü okuyan veya okumak isteyen kişilere tavsiyem Moda Tasarımcısı olmak için azimli, kararlı, sabırlı olmaları ve hayallerinden asla vazgeçmemeleri gerektiğidir. Bunlarla birlikte eğitiminizi geliştirmeniz ve dünyaya herkesten farklı bir bakış açısıyla bakmanız gerekir.”







Yrd. Doç. Dr. Nuriye İşgören

Marmara Üniversitesi

NİTELİKLİ ELEMANLARI YETİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuriye İşgören, tekstil ve moda sektörünün şiddetle hissettiği nitelikli eleman eksikliğine cevap verecek Moda Tasarımcısı yetiştirmek üzere eğitim öğretim programlarını planladıklarını ifade etti. Nitelikli eleman açığını  kapatmak için tüm Meslek Yüksekokullarının destek verdiğini dile getiren İşgören, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ancak bizlere sınavsız geçiş ile gelen öğrencilerin tasarım süreçlerine hazırlanmaları biraz süre almaktadır. 2 yıllık öğretim dönemi içinde bu konuda yeteneği olmayan öğrencilerin mükemmel Moda Tasarımcısı olmalarını beklemek bir hayalden öteye gidemez. Hiçbir eğitim kurumu öğrencilerini Moda Tasarımcısı yapmaz ancak Moda Tasarımcısı olmaları yönünde eğitimler verir ve onları motive ederler. Tüm mezunların Moda Tasarımcısı olmalarına zaten gerek yoktur ancak onların çalışmalarına sürekli destek verecek nitelikli, donanımlı ve aynı dili konuşabilen destek elemanlarını yetiştirmek şarttır. Sektörün büyümesi ile paralel olarak nitelikli eleman açığının büyüdüğü de düşünüldüğünde; bizler de bu açığı kapatacak 5. seviyeden mezun elemanların sahip olmaları gereken bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip nitelikli elemanları yetiştirmek için var gücümüz ile çalışmaktayız.”

Sektördeki uzman kişilerden hem eğitim kadrolarında hem de seminerlerde faydalandıklarını dile getiren İşgören, “Bazı durumlarda bizler de ihtiyaç duyduğumuz konuların uzmanlarına ya da işletme ve kurumlara işbirliği çağrılarında bulunmaktayız. Yönetmeliklerimiz uyarınca öğrencilerimizin mezun olabilmeleri için 30 iş günü süren staj yapmaları gerekiyor. Öğrencilere staj yerlerini bulmaları konusunda destek verilirken mezun olduktan çalışabilecekleri işletmeleri seçmeleri şeklinde yönlendirme yapmaktayız” dedi.







Yrd. Doç. Dr. Serna Uçar

Okan Üniversitesi

MODA SEKTÖRÜ İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDEYİZ

Moda Tasarımı bölümünde modayı yansıtan, geçmişine sahip çıkan, moda endüstrisi ile iç içe, araştırmacı, yenilikçi ve geleceğin moda tasarımlarını yaratacak gençler yetiştirdiklerini söyleyen Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serna Uçar, “Aynı zamanda, ülkemizde ve dünyada her geçen yıl daha da büyüyüp gelişen bir sektör olan moda tasarımı konusunda öğrencilerin yetenekleri ile eğitimlerine destek olmayı hedeflemektedir. Bölüm eğitim programımız, Avrupa Yükseköğretim alanında ortak bir uyum oluşturmak üzere başlatılan Bologna sürecine uyumlu olarak, Avrupa Lisans Yeterlilikleri, Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikleri Çerçevesinde belirtilen nitelikleri kazandırmakla kalmayıp, öğrencilerimizin henüz mezun olmadan kariyer planlarını tanımlayabilmelerine, kişisel becerileri ile moda sektöründe başarı yakalayabilecekleri iş alanlarının farkındalığına varabilmelerine olanak tanımaktadır” dedi.

Moda sektörü ile oldukça yakın iletişim ve işbirliği içinde olduklarını vurgulayan Serna Uçar, çeşitli seminer ve sergilerle bölümde eğitim gören genç yeteneklerle modanın profesyonellerini bir araya getirmeyi amaçladıklarını ifade etti. “Öğrencilerimiz eğitimleri süresince 60 gün zorunlu stajlarını tamamlamakla yükümlüdürler” diyen Uçar, gerek üniversitenin kariyer merkezi, gerekse fakülte ve bölüm olarak öğrencilerin staj ve iş bulmalarını sağladıklarını kaydetti. Bölümün sektörel işbirlikleri ve projelerle de öğrencilere firma yöneticileriyle birebir iletişimde olma imkânı sağladığından, kendilerini göstermeleri ve staj/iş imkânı bulmalarına olanak hazırladıklarını belirti.

Ülkemizde tekstil ve moda sektöründe kaliteli eleman açığının sektörle doğru orantılı olarak yakın gelecekte katlanarak devam edeceğinin altını çizen Uçar, “Eğitim sürecimiz boyunca moda ve tekstil sektörü ile yakın iletişim içinde bulunan öğrencilerimiz iş bulma sıkıntısı yaşamamakta; hatta mezun olmadan önce iş teklifleriyle karşılaşmaktadır. Öğrencilerimizin, ilgili bilgisayar teknolojilerini kullanabilen, sanatsal ve yaratıcı becerileri gelişmiş, hayal ettiğini gerçeğe dönüştürme noktasında ayakları yere sağlam basabilen, kendini ve projelerini sözlü ve yazılı olarak net şekilde ifade edebilen, tasarım sürecini teknik ekiple birlikte sonuçlandırana kadar takip edip yönetebilen bireyler olmaları için çalışmaktayız. Ancak küresel bir sektör olan moda dünyasında yabancı dil, aranan niteliklerin başında gelmektedir. Moda tasarımcısı adaylarının en az bir yabancı dili, tercihen İngilizce’yi, akıcı olarak kullanabilmeleri öncelikli tavsiyemizdir” diye konuştu.







Prof. Dr. Fahamet Akın

Kültür Üniversitesi

MODA TASARIM MEZUNLARININ ÇOK YÖNLÜ OLMASI ŞART

İstanbul Kültür Üniversitesi İşletmecilik Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Fahamet Akın, Moda Tasarım bölümünün kuruluş amacının sektörün beklentilerini karşılayabilecek nitelikte moda tasarımcıları yetiştirmek olduğunu belirterek, “Bu nedenle eğitim öğretime başlamadan önce verilecek eğitimin nitelik ve içeriği belirlenirken öncelikle sektörün beklentileri tespit edilmiş ve eğiğim öğretim planları bu eksiklerin giderilmesi doğrultusunda hazırlanmıştır. Programımızda 2. ve 4. dönemde yer alan “İş Yeri Uygulaması” dersleri öğrencinin sektörle gözlem yapabileceği şekilde aktif bir ders olarak hazırlanmıştır. ders kapsamı moda, hazır giyim, tekstil ve sanat alanında farklı niteliklerde iş yerleri, moda evleri, sanat atölyelerine gezi ve workshop uygulamalarından oluşmaktadır. Bunu dışında 20 iş gününden oluşan iki ayrı staj uygulaması ile öğrencilerimizin mezun olduklarında çalışabilecekleri kurumlar hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları sağlanmaktadır” diye konuştu.

 “Okulumuz moda tasarım programında yer alan kadrolu akademisyenlerimizin tümü hem akademik hem de sektör tecrübesi olan bireylerdir” diyen Fehamet Akın,  bunun dışında sektör ve eğitim işbirliğini desteklemek ve spesifik bilgi içeren derslerin etkin ve verimli işlenmesini sağlamak amacıyla sektörde önemli isimlere sahip nitelikli eğitimcilerinin bulunduğunu ifade etti.

Moda tasarımı bölüm mezunlarının iş bulabilme olanakları çok fazla olduğunu kaydeden Akın, “Günümüz koşullarında da hız her zaman ön plandadır. Moda tasarım bölümünden mezun bir öğrenci usta öğreticilik yapabilmekte, Home Officelerde freelance koleksiyonlar tasarlayabilmekte ayrıca tekstil ve hazır giyim firmalarında üst kademelerde, bu firmaların tasarım departmanların da görev alabilmekte, tiyatro, sinema, reklamcılık gibi medya kurumlarının kostüm tasarımlarında ya da her türlü donanıma sahip olduğundan kendisine ait bir moda evini faaliyete geçirerek kendi markasını yaratabilmektedirler” dedi.










Seher Tereci

Plato Meslek Yüksekokulu

UYGULAMALI EĞİTİM VERİYORUZ

Moda Tasarım programında okuyan öğrencilere uygulamalı eğitim verdiklerini kaydeden Plato Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Program Başkanı Seher Tereci, aynı zamanda staj ve dönem içi projelerle moda ve tekstil sektörüyle iç içe olduklarını belirtti. “Firmalar Plato Meslek Yüksekokulumuzdan kalifiye iş gücü istemekte staja dahi belli bir düzeye gelen öğrenciyi alma konusunda söz verebilmektedirler” diyen Seher Tereci, Plato Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Eğitime Dayalı Staj Merkezi’nin öğrencilerin eğitim-öğretim hayatından çalışma hayatına yapacakları geçişte her türlü desteği sağlamak üzere çalışmalar yaptığını vurguladı.  Bu geçiş sürecinde planlı ve bilinçli adımlar atmak amacıyla öğrencilere, meslek ve sektör tanıtımının yapıldığı Kariyer Günleri kapsamında sektör ziyaretleri ve seminerler düzenlediklerini de kaydeden Tereci, “Sektörde çalışan deneyimli ve başarılı isimlerin katılımlarıyla gerçeklesen söyleşi ve atölye çalışmalarında öğrenciler meslekleri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmakta ve ayrıca sektördeki firmaları daha yakından tanıma şansına sahip olmaktadırlar. Bunun yanı sıra verilen eğitimler ile öğrencilere iş hayatında farklılık yaratacak özgeçmiş oluşturma becerisi ve mülakat teknikleri öğretilmektedir” dedi.

Nitelikli ara eleman yetiştirmenin ülke için faydalarının daha net anlayabilmek için, meslek liselerine ve teknik liselere gereken yatırım ve özendirmelerin gerçekleştirilmesi, gereken önemin verilmesi gerektiğini dile getiren Seher Tereci, “Ülkemiz bugünkü konumunda değerlendirildiğinde Moda sektörü aciliyetle nitelikli eleman ihtiyacı sorununu ön plana almalı, meslek edindirmek amacı taşıyan meslek ve teknik liselerin, eğitim kalitesinin yükseltilmesine ve iş sahasının genişletilmesine çalışılmalıdır” diye konuştu.







Süleyman Orakçıoğlu

Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı

MODA SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMAK İSTEYENLER MUTLAKA STAJ YAPMALI

Türkiye’de tekstil sektörü büyük bir yatırım kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, önümüzdeki yıllarda stratejik eylem planının uygulanmasıyla birlikte dünyanın en önemli moda üreticileriyle yarışacak bir konuma geleceğine inandıklarını söyledi. Orka Holding’in tam zamanlı ve freelance olmak üzere dünyaca ünlü birçok moda tasarımcısının işbirliğinde koleksiyonlarını oluşturduğunu dile getiren Orakçıoğlu, bu kişilerin eğitim durumlarının moda alanında öncü kabul edilen üniversitelerin lisansüstü seviyesinde olduğunu vurguladı.

Hazır Giyim ve moda perakendeciliğinin son yıllarda hızla büyüyen bir sektör olmasının getirdiği avantaj ile yeni mezunlar tarafından yoğunlukla tercih edildiğini söyleyen Süleyman Orakçıoğlu, “Sektördeki açığın bu sebeple hızla kapatılacağına inanmaktayız. Eğitim kurumları bu noktada yerinde çalışmalar yapsa da kişilerin eğitim ile birlikte tecrübe edinmeleri ve iş hayatını yakından deneyimlemeleri konusunda eksiklikler olduğunu söyleyebiliriz. Bu alanda çalışmak isteyen kişilere mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi ile devam eden işbirliklerinin olduğunu belirten Orakçıoğlu, şunları söyledi: “Management Trainee programımız, İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından gerçekleşmekte ve kariyer yönetimi sürecinde bu eğitimin sonuçları yüksek çarpan değeri ile kişilere avantaj sağlamaktadır. Orka Holding’in know how’ı ile deneyimli akademisyenler tarafından sağlanan eğitimler her dönem çalışanların en çok tercih ettiği eğitimler arasında bulunur.”

> Moda ve tasarım sektöründe nitelikli eleman sıkıntısı var

Moda ve tasarım sektöründe ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı var. Moda Tasarımı eğitimi veren üniversiteler, bu ihtiyacı karşılamak için önemli çalışmalara imza atıyor. Eğitim ile birlikte iş tecrübesine önem veren firmalar ise, bölüm mezunlarının mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyor.

Moda ve tasarım sektörü, sistemli ve hukuksal altyapı çalışmaları düzenlendiğinde ülkemiz için önemli gelir getiren sektörler arasında yerini alacak. Ancak sektörde diğer sektörlerde olduğu gibi ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı var. Moda Tasarımı eğitimi veren üniversiteler, bu ihtiyacı karşılamak için önemli çalışmalara imza atıyorlar. Eğitim ile birlikte iş tecrübesine önem veren firmalar ise, bölüm mezunlarının mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyor.

Moda tasarımının ülkemizde yeni gelişen bir sektör olduğunu dile getiren Moda Tasarımcılar Birlik ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Düzgün, sektörün gelişime, yeniliğe ve iş istihdamına oldukça açık olduğunu vurguladı. Sektörün sistemli ve hukuksal alt yapı çalışmaları düzenlendiğinde ülkemiz için önemli gelir getiren sektörler arasında yerini alacağını kaydeden Düzgün, “Dünya pazar payları, markalaşma ve bu markayı hedef kitlelerine ulaştırmakta gerçekten başarılılar. Bizim de hedefimiz bu olmalı. Ülke olarak tekstil ve moda tasarımı alanında yapısal düzenleme eksikliği giderildiği takdirde bizimde uluslararası marka kimliğimizi kazanmamız zor olmayacaktır” dedi. Moda ve tasarım sektöründe diğer sektörlerde olduğu gibi ciddi ölçüde nitelikli eleman sıkıntısı olduğunu söyleyen Düzgün bu sorunun eğitim kurumlarında verilecek uygulamalı eğitimlerle önemli ölçüde azalacağına dikkat çekti.

Moda Tasarımcısı olmak için eğitimin şart olduğunu da vurgulayan Düzgün, moda tasarımcısında bulunması gereken özellikleri ise şöyle sıraladı: “Bir moda tasarımcısı, araştırmacı, yenilikçi olmalı ve mesleğini gerçekten sevmelidir. Sosyal, kültürel, sanatsal alanlarda da kendini geliştirmiş, öğrenmeye açık ve öğrendiklerini mesleğine, hayat tarzına uygulayabilen bireyler olmalıdır. Bu bölümü okuyan veya okumak isteyen kişilere tavsiyem Moda Tasarımcısı olmak için azimli, kararlı, sabırlı olmaları ve hayallerinden asla vazgeçmemeleri gerektiğidir. Bunlarla birlikte eğitiminizi geliştirmeniz ve dünyaya herkesten farklı bir bakış açısıyla bakmanız gerekir.”







Yrd. Doç. Dr. Nuriye İşgören

Marmara Üniversitesi

NİTELİKLİ ELEMANLARI YETİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuriye İşgören, tekstil ve moda sektörünün şiddetle hissettiği nitelikli eleman eksikliğine cevap verecek Moda Tasarımcısı yetiştirmek üzere eğitim öğretim programlarını planladıklarını ifade etti. Nitelikli eleman açığını  kapatmak için tüm Meslek Yüksekokullarının destek verdiğini dile getiren İşgören, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ancak bizlere sınavsız geçiş ile gelen öğrencilerin tasarım süreçlerine hazırlanmaları biraz süre almaktadır. 2 yıllık öğretim dönemi içinde bu konuda yeteneği olmayan öğrencilerin mükemmel Moda Tasarımcısı olmalarını beklemek bir hayalden öteye gidemez. Hiçbir eğitim kurumu öğrencilerini Moda Tasarımcısı yapmaz ancak Moda Tasarımcısı olmaları yönünde eğitimler verir ve onları motive ederler. Tüm mezunların Moda Tasarımcısı olmalarına zaten gerek yoktur ancak onların çalışmalarına sürekli destek verecek nitelikli, donanımlı ve aynı dili konuşabilen destek elemanlarını yetiştirmek şarttır. Sektörün büyümesi ile paralel olarak nitelikli eleman açığının büyüdüğü de düşünüldüğünde; bizler de bu açığı kapatacak 5. seviyeden mezun elemanların sahip olmaları gereken bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip nitelikli elemanları yetiştirmek için var gücümüz ile çalışmaktayız.”

Sektördeki uzman kişilerden hem eğitim kadrolarında hem de seminerlerde faydalandıklarını dile getiren İşgören, “Bazı durumlarda bizler de ihtiyaç duyduğumuz konuların uzmanlarına ya da işletme ve kurumlara işbirliği çağrılarında bulunmaktayız. Yönetmeliklerimiz uyarınca öğrencilerimizin mezun olabilmeleri için 30 iş günü süren staj yapmaları gerekiyor. Öğrencilere staj yerlerini bulmaları konusunda destek verilirken mezun olduktan çalışabilecekleri işletmeleri seçmeleri şeklinde yönlendirme yapmaktayız” dedi.







Yrd. Doç. Dr. Serna Uçar

Okan Üniversitesi

MODA SEKTÖRÜ İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDEYİZ

Moda Tasarımı bölümünde modayı yansıtan, geçmişine sahip çıkan, moda endüstrisi ile iç içe, araştırmacı, yenilikçi ve geleceğin moda tasarımlarını yaratacak gençler yetiştirdiklerini söyleyen Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serna Uçar, “Aynı zamanda, ülkemizde ve dünyada her geçen yıl daha da büyüyüp gelişen bir sektör olan moda tasarımı konusunda öğrencilerin yetenekleri ile eğitimlerine destek olmayı hedeflemektedir. Bölüm eğitim programımız, Avrupa Yükseköğretim alanında ortak bir uyum oluşturmak üzere başlatılan Bologna sürecine uyumlu olarak, Avrupa Lisans Yeterlilikleri, Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikleri Çerçevesinde belirtilen nitelikleri kazandırmakla kalmayıp, öğrencilerimizin henüz mezun olmadan kariyer planlarını tanımlayabilmelerine, kişisel becerileri ile moda sektöründe başarı yakalayabilecekleri iş alanlarının farkındalığına varabilmelerine olanak tanımaktadır” dedi.

Moda sektörü ile oldukça yakın iletişim ve işbirliği içinde olduklarını vurgulayan Serna Uçar, çeşitli seminer ve sergilerle bölümde eğitim gören genç yeteneklerle modanın profesyonellerini bir araya getirmeyi amaçladıklarını ifade etti. “Öğrencilerimiz eğitimleri süresince 60 gün zorunlu stajlarını tamamlamakla yükümlüdürler” diyen Uçar, gerek üniversitenin kariyer merkezi, gerekse fakülte ve bölüm olarak öğrencilerin staj ve iş bulmalarını sağladıklarını kaydetti. Bölümün sektörel işbirlikleri ve projelerle de öğrencilere firma yöneticileriyle birebir iletişimde olma imkânı sağladığından, kendilerini göstermeleri ve staj/iş imkânı bulmalarına olanak hazırladıklarını belirti.

Ülkemizde tekstil ve moda sektöründe kaliteli eleman açığının sektörle doğru orantılı olarak yakın gelecekte katlanarak devam edeceğinin altını çizen Uçar, “Eğitim sürecimiz boyunca moda ve tekstil sektörü ile yakın iletişim içinde bulunan öğrencilerimiz iş bulma sıkıntısı yaşamamakta; hatta mezun olmadan önce iş teklifleriyle karşılaşmaktadır. Öğrencilerimizin, ilgili bilgisayar teknolojilerini kullanabilen, sanatsal ve yaratıcı becerileri gelişmiş, hayal ettiğini gerçeğe dönüştürme noktasında ayakları yere sağlam basabilen, kendini ve projelerini sözlü ve yazılı olarak net şekilde ifade edebilen, tasarım sürecini teknik ekiple birlikte sonuçlandırana kadar takip edip yönetebilen bireyler olmaları için çalışmaktayız. Ancak küresel bir sektör olan moda dünyasında yabancı dil, aranan niteliklerin başında gelmektedir. Moda tasarımcısı adaylarının en az bir yabancı dili, tercihen İngilizce’yi, akıcı olarak kullanabilmeleri öncelikli tavsiyemizdir” diye konuştu.







Prof. Dr. Fahamet Akın

Kültür Üniversitesi

MODA TASARIM MEZUNLARININ ÇOK YÖNLÜ OLMASI ŞART

İstanbul Kültür Üniversitesi İşletmecilik Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Fahamet Akın, Moda Tasarım bölümünün kuruluş amacının sektörün beklentilerini karşılayabilecek nitelikte moda tasarımcıları yetiştirmek olduğunu belirterek, “Bu nedenle eğitim öğretime başlamadan önce verilecek eğitimin nitelik ve içeriği belirlenirken öncelikle sektörün beklentileri tespit edilmiş ve eğiğim öğretim planları bu eksiklerin giderilmesi doğrultusunda hazırlanmıştır. Programımızda 2. ve 4. dönemde yer alan “İş Yeri Uygulaması” dersleri öğrencinin sektörle gözlem yapabileceği şekilde aktif bir ders olarak hazırlanmıştır. ders kapsamı moda, hazır giyim, tekstil ve sanat alanında farklı niteliklerde iş yerleri, moda evleri, sanat atölyelerine gezi ve workshop uygulamalarından oluşmaktadır. Bunu dışında 20 iş gününden oluşan iki ayrı staj uygulaması ile öğrencilerimizin mezun olduklarında çalışabilecekleri kurumlar hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları sağlanmaktadır” diye konuştu.

 “Okulumuz moda tasarım programında yer alan kadrolu akademisyenlerimizin tümü hem akademik hem de sektör tecrübesi olan bireylerdir” diyen Fehamet Akın,  bunun dışında sektör ve eğitim işbirliğini desteklemek ve spesifik bilgi içeren derslerin etkin ve verimli işlenmesini sağlamak amacıyla sektörde önemli isimlere sahip nitelikli eğitimcilerinin bulunduğunu ifade etti.

Moda tasarımı bölüm mezunlarının iş bulabilme olanakları çok fazla olduğunu kaydeden Akın, “Günümüz koşullarında da hız her zaman ön plandadır. Moda tasarım bölümünden mezun bir öğrenci usta öğreticilik yapabilmekte, Home Officelerde freelance koleksiyonlar tasarlayabilmekte ayrıca tekstil ve hazır giyim firmalarında üst kademelerde, bu firmaların tasarım departmanların da görev alabilmekte, tiyatro, sinema, reklamcılık gibi medya kurumlarının kostüm tasarımlarında ya da her türlü donanıma sahip olduğundan kendisine ait bir moda evini faaliyete geçirerek kendi markasını yaratabilmektedirler” dedi.










Seher Tereci

Plato Meslek Yüksekokulu

UYGULAMALI EĞİTİM VERİYORUZ

Moda Tasarım programında okuyan öğrencilere uygulamalı eğitim verdiklerini kaydeden Plato Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Program Başkanı Seher Tereci, aynı zamanda staj ve dönem içi projelerle moda ve tekstil sektörüyle iç içe olduklarını belirtti. “Firmalar Plato Meslek Yüksekokulumuzdan kalifiye iş gücü istemekte staja dahi belli bir düzeye gelen öğrenciyi alma konusunda söz verebilmektedirler” diyen Seher Tereci, Plato Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Eğitime Dayalı Staj Merkezi’nin öğrencilerin eğitim-öğretim hayatından çalışma hayatına yapacakları geçişte her türlü desteği sağlamak üzere çalışmalar yaptığını vurguladı.  Bu geçiş sürecinde planlı ve bilinçli adımlar atmak amacıyla öğrencilere, meslek ve sektör tanıtımının yapıldığı Kariyer Günleri kapsamında sektör ziyaretleri ve seminerler düzenlediklerini de kaydeden Tereci, “Sektörde çalışan deneyimli ve başarılı isimlerin katılımlarıyla gerçeklesen söyleşi ve atölye çalışmalarında öğrenciler meslekleri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmakta ve ayrıca sektördeki firmaları daha yakından tanıma şansına sahip olmaktadırlar. Bunun yanı sıra verilen eğitimler ile öğrencilere iş hayatında farklılık yaratacak özgeçmiş oluşturma becerisi ve mülakat teknikleri öğretilmektedir” dedi.

Nitelikli ara eleman yetiştirmenin ülke için faydalarının daha net anlayabilmek için, meslek liselerine ve teknik liselere gereken yatırım ve özendirmelerin gerçekleştirilmesi, gereken önemin verilmesi gerektiğini dile getiren Seher Tereci, “Ülkemiz bugünkü konumunda değerlendirildiğinde Moda sektörü aciliyetle nitelikli eleman ihtiyacı sorununu ön plana almalı, meslek edindirmek amacı taşıyan meslek ve teknik liselerin, eğitim kalitesinin yükseltilmesine ve iş sahasının genişletilmesine çalışılmalıdır” diye konuştu.







Süleyman Orakçıoğlu

Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı

MODA SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMAK İSTEYENLER MUTLAKA STAJ YAPMALI

Türkiye’de tekstil sektörü büyük bir yatırım kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, önümüzdeki yıllarda stratejik eylem planının uygulanmasıyla birlikte dünyanın en önemli moda üreticileriyle yarışacak bir konuma geleceğine inandıklarını söyledi. Orka Holding’in tam zamanlı ve freelance olmak üzere dünyaca ünlü birçok moda tasarımcısının işbirliğinde koleksiyonlarını oluşturduğunu dile getiren Orakçıoğlu, bu kişilerin eğitim durumlarının moda alanında öncü kabul edilen üniversitelerin lisansüstü seviyesinde olduğunu vurguladı.

Hazır Giyim ve moda perakendeciliğinin son yıllarda hızla büyüyen bir sektör olmasının getirdiği avantaj ile yeni mezunlar tarafından yoğunlukla tercih edildiğini söyleyen Süleyman Orakçıoğlu, “Sektördeki açığın bu sebeple hızla kapatılacağına inanmaktayız. Eğitim kurumları bu noktada yerinde çalışmalar yapsa da kişilerin eğitim ile birlikte tecrübe edinmeleri ve iş hayatını yakından deneyimlemeleri konusunda eksiklikler olduğunu söyleyebiliriz. Bu alanda çalışmak isteyen kişilere mutlaka kısa ve uzun dönemli stajlar yaparak deneyim kazanmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi ile devam eden işbirliklerinin olduğunu belirten Orakçıoğlu, şunları söyledi: “Management Trainee programımız, İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından gerçekleşmekte ve kariyer yönetimi sürecinde bu eğitimin sonuçları yüksek çarpan değeri ile kişilere avantaj sağlamaktadır. Orka Holding’in know how’ı ile deneyimli akademisyenler tarafından sağlanan eğitimler her dönem çalışanların en çok tercih ettiği eğitimler arasında bulunur.”

Son Güncelleme: Salı, 18 Şubat 2014 12:08

Gösterim: 3336


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.