Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Kadınların eğitimde empati, çok yönlülük ve şefkat temelli yaklaşımlarıyla fark yaratıklarını belirten DAS Akademie Kurucu Ortağı Nilgün Akdoğan, kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda ve kurumlardaki başarı oranlarının artış gösterdiğine dikkat çekiyor. Akdoğan, “Kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri konusunda daha duyarlı oldukları için, eşitlikçi bir eğitim ortamının oluşmasında kritik bir rol oynarlar. Eğitimde kadınların artan varlığı, toplumsal değişimi hızlandırarak daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine katkı sağlar.” diye konuştu. 

nilgun_akdogan_mart_2025Bugün uygulanan eğitim modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Günümüz eğitim modeli, öğrencilerin bireysel farklılıklarını yeterince dikkate almayan ve belki de alamayan bir yapıya sahip. Ancak, 21. yüzyıl becerilerine odaklanan, teknoloji destekli ve çok yönlü bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var. Öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi becerilerini geliştirecek yenilikçi yaklaşımlar benimsenmelidir.
Öğrencilerin sadece akademik başarıya odaklanmak yerine sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekleyen bir sistem gereklidir. İşbirlikçi öğrenme, proje tabanlı eğitim ve gerçek hayatla bağlantılı müfredat gibi yöntemler yaygınlaşmalıdır. Eğitimde bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunularak her öğrencinin kendi ilgi ve yeteneklerine uygun bir yol izlemesi teşvik edilmelidir.

YENİLİKÇİ ÖĞRETİM METOTLARI TEŞVİK EDİLMELİ
Eğitim politikalarında nelerin değişmesini istiyorsunuz?
Eğitim politikalarının daha kapsayıcı, eşitlikçi ve bireyselleştirilmiş bir yapıya dönüşmesi gereklidir. Öğretmenlerin mesleki gelişimine daha fazla yatırım yapılmalı, eğitim sisteminde yenilikçi öğretim metotları teşvik edilmelidir. Ayrıca, cinsiyet eşitliğini temel alan bir eğitim politikası benimsenerek, kız çocuklarının ve kadın eğitimcilerin daha aktif rol alması desteklenmelidir.
Müfredatın çağın gereksinimlerine uygun hale getirilmesi ve öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme becerilerini geliştirmeye odaklanması önemlidir. Sınav odaklı sistem yerine, öğrencilerin ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre şekillenen esnek bir eğitim modeli benimsenmelidir. Eğitimde dijital okur yazarlığı yaygınlaştırmak ve yaşadıkları çağı yakalamak için, teknoloji kullanımı artırılarak, her öğrencinin kaliteli eğitime erişimi sağlanmalı ve fırsat eşitliği güçlendirilmelidir.

KADINLAR EĞİTİMİN DÖNÜŞÜMÜNE LİDERLİK EDECEK
Geleceğin eğitiminde kadınların rolü nasıl olacak?

Kadınlar, geleceğin eğitiminde liderlik rolü üstlenerek hem öğretmen hem de yönetici olarak eğitimin dönüşümüne liderlik edeceklerdir. Daha çok kadının karar alma mekanizmalarında yer alması, eğitimde daha çok çeşitlilik ve kapsayıcılık anlamına gelir. Özellikle STEM alanlarında kadınların daha fazla yer alması teşvik edilmelidir.

Kadınların değişim ve değiştirme gücünün eğitimde yarattığı farklılıklar neler?
Kadınlar, eğitimde empati, çok yönlülük ve şefkat temelli yaklaşımlarıyla fark yaratmaktadır. Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda ve kurumlardaki başarı oranlarının artış gösterdiği bilinmektedir. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri konusunda daha duyarlı oldukları için, eşitlikçi bir eğitim ortamının oluşmasında kritik bir rol oynarlar.
Eğitimde kadınların artan varlığı, toplumsal değişimi hızlandırarak daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine katkı sağlar.

Kadınlar eğitimde hangi alanlarda daha çok inisiyatif almalı?
Kadınlar STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarında daha fazla varlık göstermeli, okul yönetimlerinde ve eğitim politikalarının belirlenmesinde daha aktif rol almalıdır. Aynı zamanda, eğitimde dijital dönüşümü yönlendiren karar mekanizmalarında da etkili olmalıdırlar.

TEKNOLOJİ DİJİTAL LİDERLİĞİ ÖNE ÇIKARIYOR
Teknolojik dönüşümün eğitimde yarattığı yeni durumun kadın yöneticilere etkileri neler? 

Teknolojik dönüşüm, eğitimde esnek çalışma modelleri ve dijital liderliği ön plana çıkarıyor. Kadın yöneticiler, bu yeni ortamda yenilikçi eğitim yaklaşımları geliştirerek daha çok öğrenciye ulaşabilir. Ancak, dijital beceri gelişimi konusunda destekleyici programların artması gerekiyor.
Uzaktan eğitim ve dijital platformlar, kadın liderlerin esnek ve kapsayıcı yönetim modelleri oluşturmasına olanak tanırken, iş-yaşam dengesini koruma konusunda da yeni imkanlar sunar. Bununla birlikte, kadın yöneticilerin dijital dönüşüme tam anlamıyla uyum sağlayabilmesi için teknolojiye erişimlerinin artırılması ve mesleki gelişim programlarıyla desteklenmeleri büyük önem taşımaktadır.

Kurumunuzda kadınların yeri nedir? Kadınlar yönetim kademelerinde nasıl yer alıyorlar? 
Kurumumuzda kadınlar hem akademik hem de idari pozisyonlarda aktif roller üstlenmektedir. Yönetim kademelerinde eşitlik odaklı bir yaklaşımla, kadın liderlerin sayısının artmasını destekleyen politikalar geliştiriyoruz.
Kadın yöneticilerin karar alma süreçlerinde daha fazla yer almasını teşvik ederek, kurum kültürümüzde kapsayıcılığı ve çeşitliliği güçlendirmeye önem veriyoruz. Bu sayede, kadınların yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilecekleri bir çalışma ortamı oluşturarak, kurumsal başarıya katkı sağlamalarını hedefliyoruz.

GENÇ KADINLARA İLHAM VERİCİ ROL MODELLER SUNULMALI
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için neler yapılmalı?

Kadın girişimcileri desteklemek için finansal programlar ve mentorluk programları artırılmalı, kadın liderlerin tecrübelerini paylaşacakları daha çok platform oluşturulmalıdır. Ayrıca, kadın girişimciler için hibeler ve eğitim programları yaygınlaştırılmalıdır.
Kadın girişimcilerin ağ kurmalarını ve iş birliklerini güçlendirmelerini sağlayacak etkinlikler ve networking fırsatları artırılmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politikalar geliştirilerek, kadınların iş dünyasında karşılaştıkları engellerin azaltılması sağlanmalıdır. Medya ve dijital platformlar aracılığıyla başarılı kadın girişimci hikâyeleri daha fazla görünür kılınarak, genç kadınlara ilham verici rol modeller sunulmalıdır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sorunlar neler? Bu engeller nasıl kaldırılır ve yaratacağı sonuçlar neler olur?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların eğitim ve istihdam fırsatlarına erişimini kısıtlayan önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu engelleri kaldırmak için eşitlik odaklı politikalar geliştirilmeli, farkındalık programları düzenlenmeli ve eğitim sisteminde toplumsal cinsiyet eşitliği temelli bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu değişimler hayata geçtiğinde, daha kapsayıcı ve yenilikçi bir eğitim sistemi oluşturulacak ve toplumun her kesimi bundan fayda sağlayacaktır.

 

> ‘Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda başarı oranları artış gösteriyor’

Kadınların eğitimde empati, çok yönlülük ve şefkat temelli yaklaşımlarıyla fark yaratıklarını belirten DAS Akademie Kurucu Ortağı Nilgün Akdoğan, kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda ve kurumlardaki başarı oranlarının artış gösterdiğine dikkat çekiyor. Akdoğan, “Kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri konusunda daha duyarlı oldukları için, eşitlikçi bir eğitim ortamının oluşmasında kritik bir rol oynarlar. Eğitimde kadınların artan varlığı, toplumsal değişimi hızlandırarak daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine katkı sağlar.” diye konuştu. 

nilgun_akdogan_mart_2025Bugün uygulanan eğitim modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Günümüz eğitim modeli, öğrencilerin bireysel farklılıklarını yeterince dikkate almayan ve belki de alamayan bir yapıya sahip. Ancak, 21. yüzyıl becerilerine odaklanan, teknoloji destekli ve çok yönlü bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var. Öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi becerilerini geliştirecek yenilikçi yaklaşımlar benimsenmelidir.
Öğrencilerin sadece akademik başarıya odaklanmak yerine sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekleyen bir sistem gereklidir. İşbirlikçi öğrenme, proje tabanlı eğitim ve gerçek hayatla bağlantılı müfredat gibi yöntemler yaygınlaşmalıdır. Eğitimde bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunularak her öğrencinin kendi ilgi ve yeteneklerine uygun bir yol izlemesi teşvik edilmelidir.

YENİLİKÇİ ÖĞRETİM METOTLARI TEŞVİK EDİLMELİ
Eğitim politikalarında nelerin değişmesini istiyorsunuz?
Eğitim politikalarının daha kapsayıcı, eşitlikçi ve bireyselleştirilmiş bir yapıya dönüşmesi gereklidir. Öğretmenlerin mesleki gelişimine daha fazla yatırım yapılmalı, eğitim sisteminde yenilikçi öğretim metotları teşvik edilmelidir. Ayrıca, cinsiyet eşitliğini temel alan bir eğitim politikası benimsenerek, kız çocuklarının ve kadın eğitimcilerin daha aktif rol alması desteklenmelidir.
Müfredatın çağın gereksinimlerine uygun hale getirilmesi ve öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme becerilerini geliştirmeye odaklanması önemlidir. Sınav odaklı sistem yerine, öğrencilerin ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre şekillenen esnek bir eğitim modeli benimsenmelidir. Eğitimde dijital okur yazarlığı yaygınlaştırmak ve yaşadıkları çağı yakalamak için, teknoloji kullanımı artırılarak, her öğrencinin kaliteli eğitime erişimi sağlanmalı ve fırsat eşitliği güçlendirilmelidir.

KADINLAR EĞİTİMİN DÖNÜŞÜMÜNE LİDERLİK EDECEK
Geleceğin eğitiminde kadınların rolü nasıl olacak?

Kadınlar, geleceğin eğitiminde liderlik rolü üstlenerek hem öğretmen hem de yönetici olarak eğitimin dönüşümüne liderlik edeceklerdir. Daha çok kadının karar alma mekanizmalarında yer alması, eğitimde daha çok çeşitlilik ve kapsayıcılık anlamına gelir. Özellikle STEM alanlarında kadınların daha fazla yer alması teşvik edilmelidir.

Kadınların değişim ve değiştirme gücünün eğitimde yarattığı farklılıklar neler?
Kadınlar, eğitimde empati, çok yönlülük ve şefkat temelli yaklaşımlarıyla fark yaratmaktadır. Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda ve kurumlardaki başarı oranlarının artış gösterdiği bilinmektedir. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri konusunda daha duyarlı oldukları için, eşitlikçi bir eğitim ortamının oluşmasında kritik bir rol oynarlar.
Eğitimde kadınların artan varlığı, toplumsal değişimi hızlandırarak daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine katkı sağlar.

Kadınlar eğitimde hangi alanlarda daha çok inisiyatif almalı?
Kadınlar STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarında daha fazla varlık göstermeli, okul yönetimlerinde ve eğitim politikalarının belirlenmesinde daha aktif rol almalıdır. Aynı zamanda, eğitimde dijital dönüşümü yönlendiren karar mekanizmalarında da etkili olmalıdırlar.

TEKNOLOJİ DİJİTAL LİDERLİĞİ ÖNE ÇIKARIYOR
Teknolojik dönüşümün eğitimde yarattığı yeni durumun kadın yöneticilere etkileri neler? 

Teknolojik dönüşüm, eğitimde esnek çalışma modelleri ve dijital liderliği ön plana çıkarıyor. Kadın yöneticiler, bu yeni ortamda yenilikçi eğitim yaklaşımları geliştirerek daha çok öğrenciye ulaşabilir. Ancak, dijital beceri gelişimi konusunda destekleyici programların artması gerekiyor.
Uzaktan eğitim ve dijital platformlar, kadın liderlerin esnek ve kapsayıcı yönetim modelleri oluşturmasına olanak tanırken, iş-yaşam dengesini koruma konusunda da yeni imkanlar sunar. Bununla birlikte, kadın yöneticilerin dijital dönüşüme tam anlamıyla uyum sağlayabilmesi için teknolojiye erişimlerinin artırılması ve mesleki gelişim programlarıyla desteklenmeleri büyük önem taşımaktadır.

Kurumunuzda kadınların yeri nedir? Kadınlar yönetim kademelerinde nasıl yer alıyorlar? 
Kurumumuzda kadınlar hem akademik hem de idari pozisyonlarda aktif roller üstlenmektedir. Yönetim kademelerinde eşitlik odaklı bir yaklaşımla, kadın liderlerin sayısının artmasını destekleyen politikalar geliştiriyoruz.
Kadın yöneticilerin karar alma süreçlerinde daha fazla yer almasını teşvik ederek, kurum kültürümüzde kapsayıcılığı ve çeşitliliği güçlendirmeye önem veriyoruz. Bu sayede, kadınların yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilecekleri bir çalışma ortamı oluşturarak, kurumsal başarıya katkı sağlamalarını hedefliyoruz.

GENÇ KADINLARA İLHAM VERİCİ ROL MODELLER SUNULMALI
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için neler yapılmalı?

Kadın girişimcileri desteklemek için finansal programlar ve mentorluk programları artırılmalı, kadın liderlerin tecrübelerini paylaşacakları daha çok platform oluşturulmalıdır. Ayrıca, kadın girişimciler için hibeler ve eğitim programları yaygınlaştırılmalıdır.
Kadın girişimcilerin ağ kurmalarını ve iş birliklerini güçlendirmelerini sağlayacak etkinlikler ve networking fırsatları artırılmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politikalar geliştirilerek, kadınların iş dünyasında karşılaştıkları engellerin azaltılması sağlanmalıdır. Medya ve dijital platformlar aracılığıyla başarılı kadın girişimci hikâyeleri daha fazla görünür kılınarak, genç kadınlara ilham verici rol modeller sunulmalıdır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sorunlar neler? Bu engeller nasıl kaldırılır ve yaratacağı sonuçlar neler olur?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların eğitim ve istihdam fırsatlarına erişimini kısıtlayan önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu engelleri kaldırmak için eşitlik odaklı politikalar geliştirilmeli, farkındalık programları düzenlenmeli ve eğitim sisteminde toplumsal cinsiyet eşitliği temelli bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu değişimler hayata geçtiğinde, daha kapsayıcı ve yenilikçi bir eğitim sistemi oluşturulacak ve toplumun her kesimi bundan fayda sağlayacaktır.

 

Son Güncelleme: Salı, 25 Mart 2025 12:04

Gösterim: 660

Sevinç ATABAY
Eğitimci

sevinc_atabay_mart_2025“Kadınların eğitim politikalarında ve öğretim süreçlerinde aktif rol alması, daha kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten müfredatlar oluşturulmasını sağlayacak. Çünkü gelecekte eğitim, sadece akademik başarıya değil, duygusal zeka, empati ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlara da odaklanacak.” 

Bugün uygulanan eğitim modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 45 yıldır "eğitimin" içindeyim. 1980 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu'nda göreve başladığımda kısa bir süre sonra 1980 ihtilali oldu. Sonrasında Askeri Yönetim, sil baştan MEB'de yeni bir yapılanma başlattı ve tabii ki müfredatta da değişiklik çalışmalarına başlandı. Tüm bu yöndeki çalışmalar, yani Bakanlık yapılanması, müfredat değişikliği, ders kitapları içerikleri vb 26 yıllık Bakanlık çalışmam sürecinde her yeni BAKAN'la yeniden yeniden değişti. Halen aynı iktidar dönemimdeki 9. Milli Eğitim Bakanımız görevde.
22-23 yıllık süreçte pek çok değişiklik yapıldı. Elbette bu kadar hızlı gelişen teknoloji çağında, bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir çağda ve yeni neslin değişen beklentilerine uyum sağlamak üzere yenilikler yapılması gerekir. Ancak bizde bu yenilikler daha çok iktidarların "siyasi" ideolojileri üzerinden yapılıyor. 1980 yılında da böyleydi şimdi de böyle.
Bu nedenle; bugün uygulanan "eğitim modeli" hakkında ne düşündüğümden çok olması gerekeni söylemek isterim. Kısaca ifade edeyim, OECD ülkelerinde zorunlu eğitim süresi ortalama 10 yıldır. Yani 16 yaşına gelmiş bir öğrenci zorunlu eğitimini tamamladıktan sonra genellikle okuldan ayrılmasalar da, isterlerse ayrılabilirler, ya da yeteneklerine, hedeflerine göre okul seçerler. Bu bir mesleki eğitim de olabilir, akademik eğitim de olabilir. Hangisini seçerse seçsin, üniversiteye de devam edebilir veya iş hayatına geçebilir. Söylemeye çalıştığım şu; sistem esnek modeller üzerine düzenlenmelidir. Bu kadar hızlı değişen bir dünyada modeller esnek olmalıdır. Üstelikte şimdiye kadar ki hiçbir nesile benzemeyen bir nesil varken. Temel olan ise zorunlu okul öncesi üzerine beş yıllık ilkokul eğitimi olmalıdır. İlkokul eğitimi 194 ülkede 5 yıl ve üstüdür. 

Eğitim politikalarında nelerin değişmesini istiyorsunuz?
Eğitim politikalarının, iktidarların "siyasi" ideolojisine göre oluşturulmamasını isterim. Eğitim politikalarımızın; Ülkemizin cumhuriyetini, bağımsızlığını, demokrasisini, bütünlüğünü ve geleceğini eğittiği vatandaşları sayesinde korumak ve ilerletmek amacıyla makro ve mikro düzeyde belirlenmesi gerekir. Ayrıca politikaların, çağa ve güncele uygun olarak düzenlenip yenilenmesi, gençlerin hayallerini gerçekleştirebilecekleri, potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri, yeteneklerini keşfedebilecekleri müfredat ve içeriklerin oluşturulması yönünde şekillenmesi çok önemlidir. Dilimiz, tarihimiz ve kültürel değerlerimiz de eğitim politikalarımızın en temel belirleyecisi olmalıdır. 

KADINLARIN EĞİTİMDE ROLÜ DAHA DA GÜÇLENECEK
Geleceğin eğitiminde kadınların rolü nasıl olacak?
Geleceğin eğitiminde kadının rolü, teknolojik gelişmeler, toplumsal dönüşümler ve eğitimdeki eşitlik çabalarıyla birlikte daha da güçlenecek. Kadınlar hem eğitimde lider pozisyonlarda hem de eğitimin içeriğini ve yöntemlerini şekillendiren aktörler olarak daha etkin hale gelecekler. Zaten eğitimde kadın çalışan ve kadın eğitim lideri daha fazladır. Toplum 5.0 dönüşümüyle bu daha da artacak.
Bana göre, gelecekte daha fazla kadın akademisyen, öğretmen, yönetici ve eğitim politikası belirleyicisi olacak. Bu, kız çocuklarının eğitimde daha fazla cesaretlendirilmesini sağlayacak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunacak.
Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kadınların daha fazla yer alması, eğitim sistemlerinde bu alanlara yönelik teşvik edici programların artmasını sağlayacak. Dijitalleşen eğitim sisteminde kadın girişimcilerin, yeni eğitim teknolojileri ve uzaktan eğitim platformları geliştirerek eğitimin geleceğini şekillendireceğini ve yapay zeka destekli öğrenme sistemleri, kapsayıcı ve erişilebilir eğitim olanaklarının kadınların öncülüğünde gelişebileceğini düşünüyorum.
Kadınların eğitim politikalarında ve öğretim süreçlerinde aktif rol alması da, daha kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten müfredatlar oluşturulmasını sağlayacak. Çünkü gelecekte eğitim, sadece akademik başarıya değil, duygusal zeka, empati ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlara da odaklanacak.
Kadınların eğitime erişimi arttıkça, bu durum toplumsal refaha ve ekonomik kalkınmaya doğrudan katkı sağlayacak. Eğitilmiş kadınlar, hem aile içinde hem de toplumda bilinçli bireyler yetiştirerek sürdürülebilir.
Sonuç olarak, geleceğin eğitiminde kadınlar sadece öğrenci ya da öğretmen değil, sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacaklar. Eşitlikçi politikaların desteklenmesiyle kadınların eğitimdeki rolü daha da güçlenecek. 

Kadınların değişim ve değiştirme gücünün eğitimde yarattığı farklılıklar neler?
Bugüne kadar ki deneyimlerime göre, kadının değişim ve değiştirme gücü, eğitimde birçok alanda önemli farklılıklar yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Kadınların eğitim sistemindeki etkisi, sadece bireysel başarılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüme olan katkılarıyla da ölçülmelidir.
Kadınlar, eğitim sistemlerinde daha fazla yer aldıkça, müfredatlar ve öğretim yöntemleri daha kapsayıcı hale gelmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle geliştirilen eğitim programları, kız çocuklarının STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) gibi alanlara yönlendirilmesini artırmakta ve tüm öğrenciler için daha eşitlikçi bir öğrenme ortamı oluşturmaktadır.
Hemcinslerimin eğitici ve yönetici roller üstlendiği okullarda, öğrencilere sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda empati, dayanışma ve duygusal zekâ gibi beceriler de kazandırılmaktadır. Ve bu da öğrencilerin sadece mesleki başarılarına değil, insan ilişkilerine ve toplumsal katkılarına da olumlu yönde yansımaktadır.
Kadınların eğitimde daha aktif rol alması, sadece bireylerin değil, toplumların dönüşümüne de katkı sağlıyor. Eğitilmiş kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları ve çevre bilinci gibi konularda farkındalık yaratarak, daha adil ve sürdürülebilir bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunuyorlar. 

TEKNOLOJİYLE GELENEKSEL YÖNETİM ALGISI DEĞİŞİYOR
Teknolojik dönüşümün eğitimde yarattığı yeni durumun kadın yöneticilere etkileri neler?
Teknolojik dönüşüm, eğitimde birçok değişimi beraberinde getirirken kadın yöneticilerin rolünü ve üzerlerindeki etkileri de dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, kadın yöneticilere hem yeni fırsatlar sunmakta hem de bazı zorluklar getirmektedir.
Teknolojinin eğitimde yaygınlaşmasıyla uzaktan yönetim, hibrit çalışma modelleri ve dijital toplantılar daha fazla kullanılır hale geldi. Bu durum, kadın yöneticilerin iş-yaşam dengesini sağlamalarını kolaylaştırarak daha fazla yönetici pozisyonunda yer almalarına olanak tanıyabilir diye düşünüyorum.
Bana göre; Teknolojinin hızla gelişmesi, kadın yöneticiler için sürekli öğrenmeyi zorunlu kılıyor. Yapay zeka, büyük veri, sanal sınıflar ve eğitimde artırılmış gerçeklik gibi konular hakkında bilgi sahibi olmak, etkili bir eğitim yöneticisi olabilmek için önemli hale gelmiştir.
Teknoloji sayesinde eğitimde fırsat eşitliği artıyor. Kadın yöneticiler, dijital araçlar ve online eğitim programları aracılığıyla kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişimi kolaylaşıyor. Böylece toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projeler daha geniş kitlelere ulaştırabilir Ancak teknolojinin hem kadınlar hem de erkekler için tüm bunlardan daha önemli bir etkisi var. Teknolojiyle geleneksel yönetim algısı değişiyor.
Eğitimde dijitalleşme, geleneksel otoriter yönetim anlayışını esnek, iş birliğine dayalı ve inovatif yönetim modellerine dönüştürüyor. Hem kadın hem de erkek yöneticiler, bu değişimi fırsata çevirerek empati, kapsayıcılık ve esneklik gibi güçlü yönlerini daha fazla öne çıkarabilirler.
Özetle; Teknolojik dönüşüm, kadın yöneticilere eğitimde yeni fırsatlar sunarken aynı zamanda sürekli gelişim ve adaptasyon gerektiren bir ortam yaratıyor. Kadın liderler, dijital araçları etkin kullanarak eğitimi daha eşitlikçi, erişilebilir ve yenilikçi hale getirebilir. Ancak bu süreçte kadınların teknolojiye erişiminin desteklenmesi ve dijital liderlik alanında teşvik edilmesi büyük önem taşıyor. 

KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN ÖZEL TEŞVİKLER SAĞLANMALI
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için neler yapılmalı?
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde kapsamlı adımlar atılması gerekiyor. Kadınların girişimcilik ekosisteminde daha fazla yer alması, ekonomik büyümeye ve toplumsal kalkınmaya büyük katkı sağlar.
Finansmana Erişimi Kolaylaştırması ve Kadın girişimciler için özel fonlar, hibeler ve düşük faizli krediler sağlanması gerekir. Kadın girişimcilere yönelik risk sermayesi ve yatırım fonları artırılmalıdır. Bankalar ve finans kuruluşları, kadın girişimcilere özel finansal danışmanlık hizmetleri sunmalıdır. Ayrıca, Kadınlara özel girişimcilik eğitimleri, iş planı hazırlama, pazarlama ve dijitalleşme konularında destek sağlanmalı ve deneyimli kadın girişimciler, yeni girişimcilere mentorluk yaparak bilgi ve deneyimlerini paylaşmalıdırlar. Kadın girişimcilerin teknolojiye erişimi sağlanarak dijitalleşme sürecine dahil olmaları kolaylaştırılmalı ve Start-up ekosisteminde kadın liderlerin daha fazla yer alması için teşvik edici politikalar uygulanmalıdır. 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sorunlar neler?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı farklı hak, fırsat ve statülere sahip olmasıdır. Bu durum, ekonomik kalkınmadan sosyal adalete kadar birçok alanı olumsuz etkileyen sorunlara yol açmaktadır. Kız çocuklarının eğitime erişimi erkeklere kıyasla daha düşüktür. Gerçi MEB İstatistiklerine baktığımızda öyle değilmiş gibi ama özellikle kırsal kesimde ve doğu-güneydoğu bölgelerinde hala kızların okula kayıt ve devam oranları çok düşük. Hala STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) gibi alanlarda kadın temsili düşük ve Kadınlar, eğitim sürecinde toplumsal baskılar nedeniyle bazı mesleklerden uzak tutuluyor. Bazı olumsuzluklara rağmen kadınların hem çalışma hem yöneticilik olarak en çok yer aldığı meslek grubu öğretmenlik ve eğitim yöneticiliğidir. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden bu alanda da var demek pek doğru olmaz. 

Bu engeller nasıl kaldırılır ve yaratacağı sonuçlar neler olur?
Bu engelleri kaldırmak için hem siyasi iradenin hem toplumsal iradenin toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda benimsemesi ve yaygınlaştırması gerekmektedir. Bugün çok gelişmiş toplumlarda bile zaman zaman "cam tavan" diye adlandırılan kadına karşı yönetimsel ayrımcılığın bu dijital çağda yok olacağına inanıyorum. Bu engeller kalktığında kadınların iş gücüne daha fazla katılmasıyla ekonomik kalkınma hızlanır, daha eğitimli ve ekonomik olarak bağımsız kadınlar, daha bilinçli nesiller yetiştirir.
Kadınların sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesi, toplumsal şiddet oranlarını düşürür. Kadınların yönetim, teknoloji ve bilim alanlarında daha fazla yer alması, daha yaratıcı ve kapsayıcı çözümler sunulmasını sağlar. Karar alma süreçlerinde kadınların daha fazla yer alması, toplumun her kesimi için daha eşitlikçi ve adil politikalar üretilmesini sağlar. Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadınlar için değil, tüm toplum için daha adil, gelişmiş ve sürdürülebilir bir gelecek yaratacaktır.
Ülkemiz kadınları, ATAMIZ sayesinde, pek çok dünya kadınından önce kazanımlar elde etmişti. Zaman içerisinde bu haklarımızın giderek artması gerekirken bazı alanlarda maalesef yeterince ilerleyemedik. Ama TÜRK Kadınları cesurdur, toplumun her alanında var olmaya çalışmıştır ve çalışmaya da devam etmektedir.  

KADIN EĞİTİMCİLER STEM ALANINA ODAKLANMALI
Kadınlar eğitimde hangi alanlarda daha çok inisiyatif almalı?
Kadınlar, eğitimde zaten önemli roller üstlenmiş durumda ancak bazı alanlarda daha fazla inisiyatif almaları, eğitimin daha eşitlikçi, kapsayıcı ve yenilikçi hale gelmesini sağlayabilir. Örneğin, STEM alanları hala erkek egemenliğinde olsa da, kadınların bu alanda daha fazla yer alması, kız çocuklarının bilim ve teknolojiye ilgisini artıracaktır. Kadın öğretmenler, akademisyenler ve yöneticiler, genç kızları STEM alanlarına teşvik ederek fırsat eşitliği sağlayabilirler. Kadınlar, eğitim politikalarının şekillendirilmesinde ve eğitim kurumlarının yönetiminde daha fazla yer almalı. Çünkü, kadın liderler, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini, öğrenci merkezli öğrenme yaklaşımlarını ve kapsayıcı politikaları daha etkin bir şekilde hayata geçirmekteler. Ayrıca kadınların, müfredatın cinsiyet eşitliği perspektifiyle şekillendirilmesinde, okul ortamlarında ayrımcılığın önlenmesinde ve kız çocuklarının eğitimde desteklenmesinde, engelli bireylerin ve dezavantajlı grupların eğitime katılımı konularında daha fazla kapsayıcı rol alması gerekmektedir. Bir de, kadınların, özellikle kırsal bölgelerde eğitime erişimi artırma konusunda daha fazla inisiyatif alması, toplumsal kalkınmaya büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Kadın öğretmenler, kız çocuklarının eğitimine teşvik edici rol oynarken, yerel toplulukları da bilinçlendirebilirler.
Sonuç olarak; Kadınların eğitimde daha fazla inisiyatif alması gereken alanlar, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınmayı da doğrudan etkiliyor. Eğitimde kadınların liderliğini artırmak, daha adil, kapsayıcı ve yenilikçi bir gelecek yaratmak için kritik bir adımdır.

 

> ‘Geleceğin eğitiminde kadınlar sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacak’

Sevinç ATABAY
Eğitimci

sevinc_atabay_mart_2025“Kadınların eğitim politikalarında ve öğretim süreçlerinde aktif rol alması, daha kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten müfredatlar oluşturulmasını sağlayacak. Çünkü gelecekte eğitim, sadece akademik başarıya değil, duygusal zeka, empati ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlara da odaklanacak.” 

Bugün uygulanan eğitim modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 45 yıldır "eğitimin" içindeyim. 1980 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu'nda göreve başladığımda kısa bir süre sonra 1980 ihtilali oldu. Sonrasında Askeri Yönetim, sil baştan MEB'de yeni bir yapılanma başlattı ve tabii ki müfredatta da değişiklik çalışmalarına başlandı. Tüm bu yöndeki çalışmalar, yani Bakanlık yapılanması, müfredat değişikliği, ders kitapları içerikleri vb 26 yıllık Bakanlık çalışmam sürecinde her yeni BAKAN'la yeniden yeniden değişti. Halen aynı iktidar dönemimdeki 9. Milli Eğitim Bakanımız görevde.
22-23 yıllık süreçte pek çok değişiklik yapıldı. Elbette bu kadar hızlı gelişen teknoloji çağında, bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir çağda ve yeni neslin değişen beklentilerine uyum sağlamak üzere yenilikler yapılması gerekir. Ancak bizde bu yenilikler daha çok iktidarların "siyasi" ideolojileri üzerinden yapılıyor. 1980 yılında da böyleydi şimdi de böyle.
Bu nedenle; bugün uygulanan "eğitim modeli" hakkında ne düşündüğümden çok olması gerekeni söylemek isterim. Kısaca ifade edeyim, OECD ülkelerinde zorunlu eğitim süresi ortalama 10 yıldır. Yani 16 yaşına gelmiş bir öğrenci zorunlu eğitimini tamamladıktan sonra genellikle okuldan ayrılmasalar da, isterlerse ayrılabilirler, ya da yeteneklerine, hedeflerine göre okul seçerler. Bu bir mesleki eğitim de olabilir, akademik eğitim de olabilir. Hangisini seçerse seçsin, üniversiteye de devam edebilir veya iş hayatına geçebilir. Söylemeye çalıştığım şu; sistem esnek modeller üzerine düzenlenmelidir. Bu kadar hızlı değişen bir dünyada modeller esnek olmalıdır. Üstelikte şimdiye kadar ki hiçbir nesile benzemeyen bir nesil varken. Temel olan ise zorunlu okul öncesi üzerine beş yıllık ilkokul eğitimi olmalıdır. İlkokul eğitimi 194 ülkede 5 yıl ve üstüdür. 

Eğitim politikalarında nelerin değişmesini istiyorsunuz?
Eğitim politikalarının, iktidarların "siyasi" ideolojisine göre oluşturulmamasını isterim. Eğitim politikalarımızın; Ülkemizin cumhuriyetini, bağımsızlığını, demokrasisini, bütünlüğünü ve geleceğini eğittiği vatandaşları sayesinde korumak ve ilerletmek amacıyla makro ve mikro düzeyde belirlenmesi gerekir. Ayrıca politikaların, çağa ve güncele uygun olarak düzenlenip yenilenmesi, gençlerin hayallerini gerçekleştirebilecekleri, potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri, yeteneklerini keşfedebilecekleri müfredat ve içeriklerin oluşturulması yönünde şekillenmesi çok önemlidir. Dilimiz, tarihimiz ve kültürel değerlerimiz de eğitim politikalarımızın en temel belirleyecisi olmalıdır. 

KADINLARIN EĞİTİMDE ROLÜ DAHA DA GÜÇLENECEK
Geleceğin eğitiminde kadınların rolü nasıl olacak?
Geleceğin eğitiminde kadının rolü, teknolojik gelişmeler, toplumsal dönüşümler ve eğitimdeki eşitlik çabalarıyla birlikte daha da güçlenecek. Kadınlar hem eğitimde lider pozisyonlarda hem de eğitimin içeriğini ve yöntemlerini şekillendiren aktörler olarak daha etkin hale gelecekler. Zaten eğitimde kadın çalışan ve kadın eğitim lideri daha fazladır. Toplum 5.0 dönüşümüyle bu daha da artacak.
Bana göre, gelecekte daha fazla kadın akademisyen, öğretmen, yönetici ve eğitim politikası belirleyicisi olacak. Bu, kız çocuklarının eğitimde daha fazla cesaretlendirilmesini sağlayacak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunacak.
Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kadınların daha fazla yer alması, eğitim sistemlerinde bu alanlara yönelik teşvik edici programların artmasını sağlayacak. Dijitalleşen eğitim sisteminde kadın girişimcilerin, yeni eğitim teknolojileri ve uzaktan eğitim platformları geliştirerek eğitimin geleceğini şekillendireceğini ve yapay zeka destekli öğrenme sistemleri, kapsayıcı ve erişilebilir eğitim olanaklarının kadınların öncülüğünde gelişebileceğini düşünüyorum.
Kadınların eğitim politikalarında ve öğretim süreçlerinde aktif rol alması da, daha kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten müfredatlar oluşturulmasını sağlayacak. Çünkü gelecekte eğitim, sadece akademik başarıya değil, duygusal zeka, empati ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlara da odaklanacak.
Kadınların eğitime erişimi arttıkça, bu durum toplumsal refaha ve ekonomik kalkınmaya doğrudan katkı sağlayacak. Eğitilmiş kadınlar, hem aile içinde hem de toplumda bilinçli bireyler yetiştirerek sürdürülebilir.
Sonuç olarak, geleceğin eğitiminde kadınlar sadece öğrenci ya da öğretmen değil, sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacaklar. Eşitlikçi politikaların desteklenmesiyle kadınların eğitimdeki rolü daha da güçlenecek. 

Kadınların değişim ve değiştirme gücünün eğitimde yarattığı farklılıklar neler?
Bugüne kadar ki deneyimlerime göre, kadının değişim ve değiştirme gücü, eğitimde birçok alanda önemli farklılıklar yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Kadınların eğitim sistemindeki etkisi, sadece bireysel başarılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüme olan katkılarıyla da ölçülmelidir.
Kadınlar, eğitim sistemlerinde daha fazla yer aldıkça, müfredatlar ve öğretim yöntemleri daha kapsayıcı hale gelmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle geliştirilen eğitim programları, kız çocuklarının STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) gibi alanlara yönlendirilmesini artırmakta ve tüm öğrenciler için daha eşitlikçi bir öğrenme ortamı oluşturmaktadır.
Hemcinslerimin eğitici ve yönetici roller üstlendiği okullarda, öğrencilere sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda empati, dayanışma ve duygusal zekâ gibi beceriler de kazandırılmaktadır. Ve bu da öğrencilerin sadece mesleki başarılarına değil, insan ilişkilerine ve toplumsal katkılarına da olumlu yönde yansımaktadır.
Kadınların eğitimde daha aktif rol alması, sadece bireylerin değil, toplumların dönüşümüne de katkı sağlıyor. Eğitilmiş kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları ve çevre bilinci gibi konularda farkındalık yaratarak, daha adil ve sürdürülebilir bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunuyorlar. 

TEKNOLOJİYLE GELENEKSEL YÖNETİM ALGISI DEĞİŞİYOR
Teknolojik dönüşümün eğitimde yarattığı yeni durumun kadın yöneticilere etkileri neler?
Teknolojik dönüşüm, eğitimde birçok değişimi beraberinde getirirken kadın yöneticilerin rolünü ve üzerlerindeki etkileri de dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, kadın yöneticilere hem yeni fırsatlar sunmakta hem de bazı zorluklar getirmektedir.
Teknolojinin eğitimde yaygınlaşmasıyla uzaktan yönetim, hibrit çalışma modelleri ve dijital toplantılar daha fazla kullanılır hale geldi. Bu durum, kadın yöneticilerin iş-yaşam dengesini sağlamalarını kolaylaştırarak daha fazla yönetici pozisyonunda yer almalarına olanak tanıyabilir diye düşünüyorum.
Bana göre; Teknolojinin hızla gelişmesi, kadın yöneticiler için sürekli öğrenmeyi zorunlu kılıyor. Yapay zeka, büyük veri, sanal sınıflar ve eğitimde artırılmış gerçeklik gibi konular hakkında bilgi sahibi olmak, etkili bir eğitim yöneticisi olabilmek için önemli hale gelmiştir.
Teknoloji sayesinde eğitimde fırsat eşitliği artıyor. Kadın yöneticiler, dijital araçlar ve online eğitim programları aracılığıyla kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişimi kolaylaşıyor. Böylece toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projeler daha geniş kitlelere ulaştırabilir Ancak teknolojinin hem kadınlar hem de erkekler için tüm bunlardan daha önemli bir etkisi var. Teknolojiyle geleneksel yönetim algısı değişiyor.
Eğitimde dijitalleşme, geleneksel otoriter yönetim anlayışını esnek, iş birliğine dayalı ve inovatif yönetim modellerine dönüştürüyor. Hem kadın hem de erkek yöneticiler, bu değişimi fırsata çevirerek empati, kapsayıcılık ve esneklik gibi güçlü yönlerini daha fazla öne çıkarabilirler.
Özetle; Teknolojik dönüşüm, kadın yöneticilere eğitimde yeni fırsatlar sunarken aynı zamanda sürekli gelişim ve adaptasyon gerektiren bir ortam yaratıyor. Kadın liderler, dijital araçları etkin kullanarak eğitimi daha eşitlikçi, erişilebilir ve yenilikçi hale getirebilir. Ancak bu süreçte kadınların teknolojiye erişiminin desteklenmesi ve dijital liderlik alanında teşvik edilmesi büyük önem taşıyor. 

KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN ÖZEL TEŞVİKLER SAĞLANMALI
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için neler yapılmalı?
Sektörde girişimci kadın sayısını artırmak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde kapsamlı adımlar atılması gerekiyor. Kadınların girişimcilik ekosisteminde daha fazla yer alması, ekonomik büyümeye ve toplumsal kalkınmaya büyük katkı sağlar.
Finansmana Erişimi Kolaylaştırması ve Kadın girişimciler için özel fonlar, hibeler ve düşük faizli krediler sağlanması gerekir. Kadın girişimcilere yönelik risk sermayesi ve yatırım fonları artırılmalıdır. Bankalar ve finans kuruluşları, kadın girişimcilere özel finansal danışmanlık hizmetleri sunmalıdır. Ayrıca, Kadınlara özel girişimcilik eğitimleri, iş planı hazırlama, pazarlama ve dijitalleşme konularında destek sağlanmalı ve deneyimli kadın girişimciler, yeni girişimcilere mentorluk yaparak bilgi ve deneyimlerini paylaşmalıdırlar. Kadın girişimcilerin teknolojiye erişimi sağlanarak dijitalleşme sürecine dahil olmaları kolaylaştırılmalı ve Start-up ekosisteminde kadın liderlerin daha fazla yer alması için teşvik edici politikalar uygulanmalıdır. 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sorunlar neler?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı farklı hak, fırsat ve statülere sahip olmasıdır. Bu durum, ekonomik kalkınmadan sosyal adalete kadar birçok alanı olumsuz etkileyen sorunlara yol açmaktadır. Kız çocuklarının eğitime erişimi erkeklere kıyasla daha düşüktür. Gerçi MEB İstatistiklerine baktığımızda öyle değilmiş gibi ama özellikle kırsal kesimde ve doğu-güneydoğu bölgelerinde hala kızların okula kayıt ve devam oranları çok düşük. Hala STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) gibi alanlarda kadın temsili düşük ve Kadınlar, eğitim sürecinde toplumsal baskılar nedeniyle bazı mesleklerden uzak tutuluyor. Bazı olumsuzluklara rağmen kadınların hem çalışma hem yöneticilik olarak en çok yer aldığı meslek grubu öğretmenlik ve eğitim yöneticiliğidir. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden bu alanda da var demek pek doğru olmaz. 

Bu engeller nasıl kaldırılır ve yaratacağı sonuçlar neler olur?
Bu engelleri kaldırmak için hem siyasi iradenin hem toplumsal iradenin toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda benimsemesi ve yaygınlaştırması gerekmektedir. Bugün çok gelişmiş toplumlarda bile zaman zaman "cam tavan" diye adlandırılan kadına karşı yönetimsel ayrımcılığın bu dijital çağda yok olacağına inanıyorum. Bu engeller kalktığında kadınların iş gücüne daha fazla katılmasıyla ekonomik kalkınma hızlanır, daha eğitimli ve ekonomik olarak bağımsız kadınlar, daha bilinçli nesiller yetiştirir.
Kadınların sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesi, toplumsal şiddet oranlarını düşürür. Kadınların yönetim, teknoloji ve bilim alanlarında daha fazla yer alması, daha yaratıcı ve kapsayıcı çözümler sunulmasını sağlar. Karar alma süreçlerinde kadınların daha fazla yer alması, toplumun her kesimi için daha eşitlikçi ve adil politikalar üretilmesini sağlar. Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadınlar için değil, tüm toplum için daha adil, gelişmiş ve sürdürülebilir bir gelecek yaratacaktır.
Ülkemiz kadınları, ATAMIZ sayesinde, pek çok dünya kadınından önce kazanımlar elde etmişti. Zaman içerisinde bu haklarımızın giderek artması gerekirken bazı alanlarda maalesef yeterince ilerleyemedik. Ama TÜRK Kadınları cesurdur, toplumun her alanında var olmaya çalışmıştır ve çalışmaya da devam etmektedir.  

KADIN EĞİTİMCİLER STEM ALANINA ODAKLANMALI
Kadınlar eğitimde hangi alanlarda daha çok inisiyatif almalı?
Kadınlar, eğitimde zaten önemli roller üstlenmiş durumda ancak bazı alanlarda daha fazla inisiyatif almaları, eğitimin daha eşitlikçi, kapsayıcı ve yenilikçi hale gelmesini sağlayabilir. Örneğin, STEM alanları hala erkek egemenliğinde olsa da, kadınların bu alanda daha fazla yer alması, kız çocuklarının bilim ve teknolojiye ilgisini artıracaktır. Kadın öğretmenler, akademisyenler ve yöneticiler, genç kızları STEM alanlarına teşvik ederek fırsat eşitliği sağlayabilirler. Kadınlar, eğitim politikalarının şekillendirilmesinde ve eğitim kurumlarının yönetiminde daha fazla yer almalı. Çünkü, kadın liderler, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini, öğrenci merkezli öğrenme yaklaşımlarını ve kapsayıcı politikaları daha etkin bir şekilde hayata geçirmekteler. Ayrıca kadınların, müfredatın cinsiyet eşitliği perspektifiyle şekillendirilmesinde, okul ortamlarında ayrımcılığın önlenmesinde ve kız çocuklarının eğitimde desteklenmesinde, engelli bireylerin ve dezavantajlı grupların eğitime katılımı konularında daha fazla kapsayıcı rol alması gerekmektedir. Bir de, kadınların, özellikle kırsal bölgelerde eğitime erişimi artırma konusunda daha fazla inisiyatif alması, toplumsal kalkınmaya büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Kadın öğretmenler, kız çocuklarının eğitimine teşvik edici rol oynarken, yerel toplulukları da bilinçlendirebilirler.
Sonuç olarak; Kadınların eğitimde daha fazla inisiyatif alması gereken alanlar, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınmayı da doğrudan etkiliyor. Eğitimde kadınların liderliğini artırmak, daha adil, kapsayıcı ve yenilikçi bir gelecek yaratmak için kritik bir adımdır.

 

Son Güncelleme: Cuma, 21 Mart 2025 11:42

Gösterim: 834

İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyeliği görevini sürdürürken Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olarak atanan Prof. Dr. İrfan Erdoğan, 3 yıldır bu görevi yürütüyordu. 3 yıllık dekanlık süresinin ardından görevi bırakan Prof. Erdoğan, Türk eğitim sisteminin gelişmesi ve derinleşmesi için çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.

irfan_erdogan2006 – 2008 yılları arasında MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı olarak da görev yapan Prof. Dr. İrfan Erdoğan’ın eğitim alanında birçok kitabı bulunuyor. İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun hayatını anlattığı otobiyografik romanı ile dikkatleri çeken Prof. Erdoğan, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ile ortak bir kitap çalışmasına imza atarak, çok satan yazarlar arasına katılmıştı. Erdoğan, sayısız makalesi ve konferanslarıyla eğitim alanına yaptığı değerli katkıları ile tanınıyor.

> Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevinden ayrıldı

İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyeliği görevini sürdürürken Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olarak atanan Prof. Dr. İrfan Erdoğan, 3 yıldır bu görevi yürütüyordu. 3 yıllık dekanlık süresinin ardından görevi bırakan Prof. Erdoğan, Türk eğitim sisteminin gelişmesi ve derinleşmesi için çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.

irfan_erdogan2006 – 2008 yılları arasında MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı olarak da görev yapan Prof. Dr. İrfan Erdoğan’ın eğitim alanında birçok kitabı bulunuyor. İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun hayatını anlattığı otobiyografik romanı ile dikkatleri çeken Prof. Erdoğan, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ile ortak bir kitap çalışmasına imza atarak, çok satan yazarlar arasına katılmıştı. Erdoğan, sayısız makalesi ve konferanslarıyla eğitim alanına yaptığı değerli katkıları ile tanınıyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Mart 2025 11:20

Gösterim: 636

Tuba KORKMAZ
MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü 

tuba_korkmaz_meb“2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından ‘Aile Yılı’ olarak ilan edilmiştir. Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla ‘Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı’ oluşturulmuştur.”

Bir kadın olarak MEB’in üst düzey yöneticileri arasında yer alıyorsunuz. Bize eğitim yaşamınızdan bahsedebilir misiniz? Eğitim yaşamınızı ve kariyerinizi belirleyen temel unsurlar neler oldu?
Konya’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi babamın mülki idare amiri olması dolayısıyla İngiltere'nin Salisbury şehri ve Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde tamamladım. Eğitim hayatım boyunca birçok şehir ve okul değişikliği yapmak durumunda kalmam, eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin ne denli önemli olduğunu idrak etmemi ve tercih etmemi sağladı. Ayrıca ilgi ve yeteneklerimi iyi tanıyan anne ve babamın yönlendirmesi, meslek seçimimde önemli rol oynadı. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği bölümünden onur derecesiyle mezun oldum. Genç yaşta yurt dışında eğitim almam ve yabancı dil öğrenme imkânı elde etmem kariyer seçimlerimi önemli ölçüde etkiledi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan Yurt Dışında Görevlendirilecek Öğretmenlerin Mesleki Yeterlilik ve Temsil Yeteneği sınavlarında başarılı olarak Suudi Arabistan Medine Uluslararası Türk Okulunda görevlendirildim. İlerleyen yıllarda Bakanlığımızın açtığı şube müdürlüğü sınavını kazandım. Görevimi yerine getirirken bir süre sonra kurumlar arası naklen geçişle Kültür ve Turizm Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığında Kültür Günleri- Yılları koordinatör şube müdürü olarak görev yaptım. Akabinde Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandım. Uzun yıllar bu görevi yaptıktan sonra aynı genel müdürlükte genel müdür vekilli olarak görevlendirildim. 2023 Haziran ayı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış ilişkiler Genel Müdürü olarak atandım. Eğitim hayatım kariyerimi önemli ölçüde şekillendirdi.

KADINLAR EĞİTİMİN TEMEL TAŞIYICISI
MEB AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü ve bir kadın olarak eğitime yön veren bir konumda bulunuyorsunuz. MEB tüm kademelerinde kadın yönetici sayısının az olduğunu görüyoruz. Size göre bunun nedenleri nedir? Bir kadın olarak MEB’de kadın yönetici sayısının artması için neler yapılmalı?
Milli Eğitim Bakanlığı olarak, kadın istihdamının en yoğun olduğu kamu kurumlarından biriyiz. Örgün eğitim kurumlarında görev yapan yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenin yarısından fazlası kadınlardan oluşmaktadır. Bu rakam, kadınların eğitimin temel taşıyıcılarından biri olduğunu göstermektedir. Eğitimci konumundaki kadınların gücünü maalesef aynı oranda yönetici konumunda göremiyoruz. Fakat her geçen gün kadın yönetici sayısında artış gözlemliyoruz. Bu artışta Bakanlığın kadın yöneticilerin çalışma ortamlarında yarattıkları olumlu katkıları görmesiyle destekleyici politikalar oluşturmasının çok büyük rol oynadığını düşünüyorum.

Toplumsal algılar ve geleneksel roller kadınların kariyer planlarını şekillendiriyor. Kadınların ailevi sorumlulukları nedeniyle yönetici pozisyonlarına aday olmaktan çekindikleri bir gerçek. Geleneksel olarak kadınların aile ve bakım sorumlulukları onların uzun ve esnek çalışma saatleri gerektiren yöneticilik pozisyonlarına yönelmesini zorlaştırabiliyor. Fakat kültürümüzden aldığımız mirasla kadınların ailevi sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirirken zarafet, hassasiyet ve disiplin ile yönetici pozisyonunda da fark yaratacaklarına inanıyorum. Kadın toplumsal rollerini aksatmadan yönetici konumunda başarılı olabilmesi doğru bir planlama ile elbette mümkün. Ayrıca kritik pozisyonlarda kadın yöneticilerin bulunması ve rol model olması, kariyerinin başındaki genç kadınlara ilham vermektedir.

KADIN LİDERLERİN SAYISINI ARTIRACAK PROJELERİ HIZLANDIRIYORUZ
Göreviniz gereği yurtdışını da yakından takip ediyorsunuz. Yurtdışındaki kadınların konumuna baktığınızda ne söyleyebilirsiniz?
Yurtdışında kadınların konumu, ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da, kadınların iş gücüne katılımı artmış, eğitimde ve politikada fırsat eşitliği sağlanmaya yönelik önemli adımlar atılmıştır. Ancak, dünyanın birçok bölgesinde, özellikle bazı Asya ve Orta Doğu ülkelerinde, kadınların çalışma hayatına katılım oranı sınırlı kalmaktadır ve kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmalarını zorlaştırmaktadır. Dünya genelinde kadınların siyasi temsilinin ve liderlik pozisyonlarında yer almasının henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla, kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmek adına atılması gereken daha çok adım vardır. Bizler de Bakanlık olarak, uluslararası deneyimleri yakından takip ediyor ve kadınların eğitim yönetiminde daha aktif olmalarını sağlayacak yapısal reformları hayata geçirmeyi önemsiyoruz. Türkiye’de kadın liderlerin sayısını artırmak için geliştirdiğimiz projelerle bu dönüşümü hızlandırmaya devam ediyoruz.

KIZ ÇOCUKLARIN OKULLAŞMA ORANI YÜKSELİYOR
Genel Müdürlüğünüz çerçevesinde kız çocuklarının eğitimi ve geleceği için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Kız çocuklarına sağlanan burslar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kadını korumak ve ona hak ettiği değeri vermek, bir medeniyetin inşasında çok kritiktir. Kız çocuklarının eğitimi meselesi, sorumluluğumuzun en temel ve hayati gerekliliklerinden biridir. Gerek Anayasamızla gerekse ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan eğitim hakkının eksiksiz tahakkuk etmesi için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Türkiye’nin eğitim sisteminin geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan, eğitimde kaliteyi, fırsat eşitliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir vizyon, ülkenin eğitim politikalarında kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik pek çok strateji ve uygulamalar verilere de yansımaktadır. OECD istatistiklerine göre, Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranı son yıllarda artış göstermiştir. Bakanlığımız çeşitli birimleri tarafından yürütülen projelerin tamamının etkili ve verimli bir şekilde hayata geçmesi için koordinasyon görevi genel müdürlüğümüzün sorumluluğundadır. Kız çocukları özelinde yürütülen çok sayıda projeyi destekliyoruz. Ayrıca Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yabancı hükümetler tarafından verilen birçok bursun koordinasyonu da yürütülmektedir ve bu burslardan yüksek oranda kız öğrenciler faydalanmaktadır. 

KADINLAR ÇALIŞMA HAYATINA ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLIYOR
İş dünyasında kadınların daha fazla yer almaya başladığı bir dönemdeyiz. İş dünyasında kadınların yarattığı farklar nelerdir?
Son yıllarda kadınların iş dünyasında daha fazla temsil edilmesi, çalışma hayatına kıymetli katkılar sağlamaktadır. Kadınların iş dünyasına katılımı, hem ekonomik büyümeyi hem de iş yerlerinde çeşitlilik ve inovasyonu arttırmaktadır. Çeşitli perspektifler, daha sağlıklı ve sürdürülebilir iş kararlarının alınmasına olanak tanımaktadır.

Kadın liderler daha empatik ve işbirliğine dayalı bir yönetim tarzı benimseyebilirler, bu da iş yerinde daha kapsayıcı bir ortamın yaratılması ve çalışan motivasyonunun artırılması noktasında önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması, aile hayatı ve iş hayatının daha iyi dengelenmesine yönelik politikalar oluşturulmasına vesile olmaktadır. Kadınların iş gücüne katılımı, özellikle esnek çalışma saatleri ve ebeveyn izni gibi aile dostu politikalara olan talebi artırmakta, bu da daha dengeli bir iş ve aile ortamının yaratılmasına katkı sağlamaktadır.
Bildiğiniz gibi, On İkinci Kalkınma Planı doğrultusunda; ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik yapılan çalışmaların ivme kazandığı son dönemde genç nüfusun korunması, geçmişten günümüze aktarılan değer ve kültürel kimliğin muhafaza edilmesi, aile kurumunun güçlendirilmesi için kapsamlı önlemlerin alınması ihtiyacına binaen ülkemizdeki kurumlar aracılığıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da aile kurumuna büyük önem vermekte ve güçlü bir toplumun temel taşının güçlü bir aile yapısı olduğunu vurgulamaktadır. 2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.
Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla "Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı" oluşturulmuştur.

Eğitim sektörü kadınlar için hangi zorlukları barındırıyor? Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları nelerdir? Eğitim dünyası kadın yeteneklerinden yeterince faydalanabiliyor mu?
Eğitim sektörü, kadınlar için birçok fırsat sunmakla birlikte, bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Kadınların özellikle yönetici pozisyonlarına yükselmelerini engelleyen faktörler arasında, toplumsal rolleri ile iş hayatını dengelemede yaşadıkları güçlükle sayılabilir. Ancak kadın fıtratı gereği organizasyon becerisi üst düzeydedir. Bu becerilerini kullandığı zaman zorluklarda kolaylaşacaktır. Ayrıca kadınların eğitimde liderlik pozisyonlarında yer almasına yönelik teşvik edici Bakanlık politikaları artması kadınları desteklemektedir. Eğitim sektöründe kadın liderlerin daha fazla yer alması, sadece kadınların toplumsal statülerini değil, aynı zamanda eğitim sistemlerinin de daha kapsayıcı şekilde işlemesine imkan tanıyacaktır.

KADIN YÖNETİCİLER EĞİTİMİN GELECEĞİNE 
YÖN VERECEK STRATEJİLERİ ÖĞRENMELİLER
Eğitim dünyasında kadın yönetici olmak isteyen kadınlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Yönetici adayı kadın çalışanların kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekleyici adımlar atmaları değerlidir. İlk olarak, kendine güvenmeli ve kendi liderlik becerilerini tanımalılardır. Eğitim sektöründe başarılı bir yönetici olmak, yalnızca bilgi ve deneyim değil, aynı zamanda güçlü bir liderlik vizyonu, empati ve insan yönetimi becerilerini de gerektirir. Kadınların bu becerileri geliştirmeleri ve kendi liderlik tarzlarını keşfetmeleri, onların daha etkili yöneticiler olmalarını sağlar.

İkinci olarak, eğitim yöneticisi olmak isteyen kadınların sürekli öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye açık olmaları gerekir. Eğitim sektörü dinamik bir alandır ve bu alanda liderlik yapmak, yeni gelişmeleri takip etmeyi, değişen toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlamayı ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeyi gerektirir. Kadınların, eğitimin geleceğine yön verebilecek stratejileri öğrenmeleri ve uygulamaları, onların sektördeki etkilerini artıracaktır.
Kısacası, eğitim dünyasında yönetici olmak isteyen kadınlara tavsiyem; kendi potansiyellerine güvenmeleri, sürekli olarak öğrenmeye açık olmaları, karşılaştıkları engellere karşı dirençli olmaları, güçlü bir destek ağı kurmaları ve özellikle aile hayatlarını ihmal etmeden, toplumsal rollerini kabul ederek kariyerlerinde dengeyi sağlamaya yönelik stratejiler geliştirmeleridir.

 

> ‘Bakanlığın destekleyici politikalarıyla eğitimde kadın yönetici sayısı artıyor’

Tuba KORKMAZ
MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü 

tuba_korkmaz_meb“2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından ‘Aile Yılı’ olarak ilan edilmiştir. Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla ‘Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı’ oluşturulmuştur.”

Bir kadın olarak MEB’in üst düzey yöneticileri arasında yer alıyorsunuz. Bize eğitim yaşamınızdan bahsedebilir misiniz? Eğitim yaşamınızı ve kariyerinizi belirleyen temel unsurlar neler oldu?
Konya’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi babamın mülki idare amiri olması dolayısıyla İngiltere'nin Salisbury şehri ve Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde tamamladım. Eğitim hayatım boyunca birçok şehir ve okul değişikliği yapmak durumunda kalmam, eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin ne denli önemli olduğunu idrak etmemi ve tercih etmemi sağladı. Ayrıca ilgi ve yeteneklerimi iyi tanıyan anne ve babamın yönlendirmesi, meslek seçimimde önemli rol oynadı. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği bölümünden onur derecesiyle mezun oldum. Genç yaşta yurt dışında eğitim almam ve yabancı dil öğrenme imkânı elde etmem kariyer seçimlerimi önemli ölçüde etkiledi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan Yurt Dışında Görevlendirilecek Öğretmenlerin Mesleki Yeterlilik ve Temsil Yeteneği sınavlarında başarılı olarak Suudi Arabistan Medine Uluslararası Türk Okulunda görevlendirildim. İlerleyen yıllarda Bakanlığımızın açtığı şube müdürlüğü sınavını kazandım. Görevimi yerine getirirken bir süre sonra kurumlar arası naklen geçişle Kültür ve Turizm Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığında Kültür Günleri- Yılları koordinatör şube müdürü olarak görev yaptım. Akabinde Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandım. Uzun yıllar bu görevi yaptıktan sonra aynı genel müdürlükte genel müdür vekilli olarak görevlendirildim. 2023 Haziran ayı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış ilişkiler Genel Müdürü olarak atandım. Eğitim hayatım kariyerimi önemli ölçüde şekillendirdi.

KADINLAR EĞİTİMİN TEMEL TAŞIYICISI
MEB AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü ve bir kadın olarak eğitime yön veren bir konumda bulunuyorsunuz. MEB tüm kademelerinde kadın yönetici sayısının az olduğunu görüyoruz. Size göre bunun nedenleri nedir? Bir kadın olarak MEB’de kadın yönetici sayısının artması için neler yapılmalı?
Milli Eğitim Bakanlığı olarak, kadın istihdamının en yoğun olduğu kamu kurumlarından biriyiz. Örgün eğitim kurumlarında görev yapan yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenin yarısından fazlası kadınlardan oluşmaktadır. Bu rakam, kadınların eğitimin temel taşıyıcılarından biri olduğunu göstermektedir. Eğitimci konumundaki kadınların gücünü maalesef aynı oranda yönetici konumunda göremiyoruz. Fakat her geçen gün kadın yönetici sayısında artış gözlemliyoruz. Bu artışta Bakanlığın kadın yöneticilerin çalışma ortamlarında yarattıkları olumlu katkıları görmesiyle destekleyici politikalar oluşturmasının çok büyük rol oynadığını düşünüyorum.

Toplumsal algılar ve geleneksel roller kadınların kariyer planlarını şekillendiriyor. Kadınların ailevi sorumlulukları nedeniyle yönetici pozisyonlarına aday olmaktan çekindikleri bir gerçek. Geleneksel olarak kadınların aile ve bakım sorumlulukları onların uzun ve esnek çalışma saatleri gerektiren yöneticilik pozisyonlarına yönelmesini zorlaştırabiliyor. Fakat kültürümüzden aldığımız mirasla kadınların ailevi sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirirken zarafet, hassasiyet ve disiplin ile yönetici pozisyonunda da fark yaratacaklarına inanıyorum. Kadın toplumsal rollerini aksatmadan yönetici konumunda başarılı olabilmesi doğru bir planlama ile elbette mümkün. Ayrıca kritik pozisyonlarda kadın yöneticilerin bulunması ve rol model olması, kariyerinin başındaki genç kadınlara ilham vermektedir.

KADIN LİDERLERİN SAYISINI ARTIRACAK PROJELERİ HIZLANDIRIYORUZ
Göreviniz gereği yurtdışını da yakından takip ediyorsunuz. Yurtdışındaki kadınların konumuna baktığınızda ne söyleyebilirsiniz?
Yurtdışında kadınların konumu, ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da, kadınların iş gücüne katılımı artmış, eğitimde ve politikada fırsat eşitliği sağlanmaya yönelik önemli adımlar atılmıştır. Ancak, dünyanın birçok bölgesinde, özellikle bazı Asya ve Orta Doğu ülkelerinde, kadınların çalışma hayatına katılım oranı sınırlı kalmaktadır ve kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmalarını zorlaştırmaktadır. Dünya genelinde kadınların siyasi temsilinin ve liderlik pozisyonlarında yer almasının henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla, kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmek adına atılması gereken daha çok adım vardır. Bizler de Bakanlık olarak, uluslararası deneyimleri yakından takip ediyor ve kadınların eğitim yönetiminde daha aktif olmalarını sağlayacak yapısal reformları hayata geçirmeyi önemsiyoruz. Türkiye’de kadın liderlerin sayısını artırmak için geliştirdiğimiz projelerle bu dönüşümü hızlandırmaya devam ediyoruz.

KIZ ÇOCUKLARIN OKULLAŞMA ORANI YÜKSELİYOR
Genel Müdürlüğünüz çerçevesinde kız çocuklarının eğitimi ve geleceği için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Kız çocuklarına sağlanan burslar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kadını korumak ve ona hak ettiği değeri vermek, bir medeniyetin inşasında çok kritiktir. Kız çocuklarının eğitimi meselesi, sorumluluğumuzun en temel ve hayati gerekliliklerinden biridir. Gerek Anayasamızla gerekse ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan eğitim hakkının eksiksiz tahakkuk etmesi için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Türkiye’nin eğitim sisteminin geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan, eğitimde kaliteyi, fırsat eşitliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir vizyon, ülkenin eğitim politikalarında kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik pek çok strateji ve uygulamalar verilere de yansımaktadır. OECD istatistiklerine göre, Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranı son yıllarda artış göstermiştir. Bakanlığımız çeşitli birimleri tarafından yürütülen projelerin tamamının etkili ve verimli bir şekilde hayata geçmesi için koordinasyon görevi genel müdürlüğümüzün sorumluluğundadır. Kız çocukları özelinde yürütülen çok sayıda projeyi destekliyoruz. Ayrıca Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yabancı hükümetler tarafından verilen birçok bursun koordinasyonu da yürütülmektedir ve bu burslardan yüksek oranda kız öğrenciler faydalanmaktadır. 

KADINLAR ÇALIŞMA HAYATINA ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLIYOR
İş dünyasında kadınların daha fazla yer almaya başladığı bir dönemdeyiz. İş dünyasında kadınların yarattığı farklar nelerdir?
Son yıllarda kadınların iş dünyasında daha fazla temsil edilmesi, çalışma hayatına kıymetli katkılar sağlamaktadır. Kadınların iş dünyasına katılımı, hem ekonomik büyümeyi hem de iş yerlerinde çeşitlilik ve inovasyonu arttırmaktadır. Çeşitli perspektifler, daha sağlıklı ve sürdürülebilir iş kararlarının alınmasına olanak tanımaktadır.

Kadın liderler daha empatik ve işbirliğine dayalı bir yönetim tarzı benimseyebilirler, bu da iş yerinde daha kapsayıcı bir ortamın yaratılması ve çalışan motivasyonunun artırılması noktasında önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması, aile hayatı ve iş hayatının daha iyi dengelenmesine yönelik politikalar oluşturulmasına vesile olmaktadır. Kadınların iş gücüne katılımı, özellikle esnek çalışma saatleri ve ebeveyn izni gibi aile dostu politikalara olan talebi artırmakta, bu da daha dengeli bir iş ve aile ortamının yaratılmasına katkı sağlamaktadır.
Bildiğiniz gibi, On İkinci Kalkınma Planı doğrultusunda; ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik yapılan çalışmaların ivme kazandığı son dönemde genç nüfusun korunması, geçmişten günümüze aktarılan değer ve kültürel kimliğin muhafaza edilmesi, aile kurumunun güçlendirilmesi için kapsamlı önlemlerin alınması ihtiyacına binaen ülkemizdeki kurumlar aracılığıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da aile kurumuna büyük önem vermekte ve güçlü bir toplumun temel taşının güçlü bir aile yapısı olduğunu vurgulamaktadır. 2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.
Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla "Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı" oluşturulmuştur.

Eğitim sektörü kadınlar için hangi zorlukları barındırıyor? Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları nelerdir? Eğitim dünyası kadın yeteneklerinden yeterince faydalanabiliyor mu?
Eğitim sektörü, kadınlar için birçok fırsat sunmakla birlikte, bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Kadınların özellikle yönetici pozisyonlarına yükselmelerini engelleyen faktörler arasında, toplumsal rolleri ile iş hayatını dengelemede yaşadıkları güçlükle sayılabilir. Ancak kadın fıtratı gereği organizasyon becerisi üst düzeydedir. Bu becerilerini kullandığı zaman zorluklarda kolaylaşacaktır. Ayrıca kadınların eğitimde liderlik pozisyonlarında yer almasına yönelik teşvik edici Bakanlık politikaları artması kadınları desteklemektedir. Eğitim sektöründe kadın liderlerin daha fazla yer alması, sadece kadınların toplumsal statülerini değil, aynı zamanda eğitim sistemlerinin de daha kapsayıcı şekilde işlemesine imkan tanıyacaktır.

KADIN YÖNETİCİLER EĞİTİMİN GELECEĞİNE 
YÖN VERECEK STRATEJİLERİ ÖĞRENMELİLER
Eğitim dünyasında kadın yönetici olmak isteyen kadınlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Yönetici adayı kadın çalışanların kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekleyici adımlar atmaları değerlidir. İlk olarak, kendine güvenmeli ve kendi liderlik becerilerini tanımalılardır. Eğitim sektöründe başarılı bir yönetici olmak, yalnızca bilgi ve deneyim değil, aynı zamanda güçlü bir liderlik vizyonu, empati ve insan yönetimi becerilerini de gerektirir. Kadınların bu becerileri geliştirmeleri ve kendi liderlik tarzlarını keşfetmeleri, onların daha etkili yöneticiler olmalarını sağlar.

İkinci olarak, eğitim yöneticisi olmak isteyen kadınların sürekli öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye açık olmaları gerekir. Eğitim sektörü dinamik bir alandır ve bu alanda liderlik yapmak, yeni gelişmeleri takip etmeyi, değişen toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlamayı ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeyi gerektirir. Kadınların, eğitimin geleceğine yön verebilecek stratejileri öğrenmeleri ve uygulamaları, onların sektördeki etkilerini artıracaktır.
Kısacası, eğitim dünyasında yönetici olmak isteyen kadınlara tavsiyem; kendi potansiyellerine güvenmeleri, sürekli olarak öğrenmeye açık olmaları, karşılaştıkları engellere karşı dirençli olmaları, güçlü bir destek ağı kurmaları ve özellikle aile hayatlarını ihmal etmeden, toplumsal rollerini kabul ederek kariyerlerinde dengeyi sağlamaya yönelik stratejiler geliştirmeleridir.

 

Son Güncelleme: Cuma, 21 Mart 2025 11:12

Gösterim: 2426

Final Eğitim Kurumları, 45. yılına özel düzenlediği Vizyon Toplantısı’nda eğitimin geleceğine dair önemli mesajlar verdi. "Eğitime Yön Veren 45 Yıl" temasıyla gerçekleşen ve Antalya’da düzenlenen vizyon toplantısında; eğitimde sürdürülebilir başarı, dijital dönüşüm ve liderlik gibi konular ele alındı. Türkiye’nin dört bir yanından kurucu ve yöneticilerin katıldığı toplantıda, Final Eğitim Kurumları’nın değerleri, gelecek vizyonu ve yenilikçi eğitim anlayışı paylaşıldı.

final_45_ibrahim_taselTürkiye’nin eğitim markası Final Eğitim Kurumları, Antalya’da "Eğitime Yön Veren 45 Yıl" temasıyla düzenlediği Vizyon Toplantısı’nda, "Değerlerimizle Güçlenmek, Eğitimde Kalıcı Bir Miras Yaratmak" ana başlığıyla eğitimin geleceğine dair güçlü bir perspektif sundu. Türkiye'nin dört bir yanından kurucu ve yöneticilerin katılımıyla gerçekleşen bu özel buluşmada, Final Eğitim Kurumları’nın değerleri, eğitimde sürdürülebilir başarı anlayışı ve gelecek vizyonu masaya yatırıldı. Toplantı boyunca, eğitimde yenilikçi yaklaşımlar ve kurumsal gelişim süreçleri ele alınarak, Final’in önümüzdeki yıllardaki stratejik hedefleri paylaşıldı. Final Eğitim Kurumları Kurucular Kurulu Başkanı İhsan Özen, Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel ve Genel Müdürü Şevket Ertem’in konuşmaları ile başlayan toplantıda katılımcılar 2 gün boyunca değerli konuşmacıları dinleme fırsatı buldular.
Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, Final’in yıllar boyu eğitim alanındaki birçok yeniliğe öncülük ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Final, Anadolu’da mütevazı imkanlarla yola çıkmış bir eğitim kervanıdır. 45 yıldır gönüllerde yaşayan bir fedakarlık öyküsüdür. 5.230.000 öğrenciye dokunmuş, 100.000’e yakın öğretmen yetiştirmiş, 600.000’den fazla öğrenciyi tam burslu okutmuştur. Okulları, kursları, üniversitesi ve yayınlarıyla Türkiye’nin dört bir yanında eğitimde bir ekol olmuştur. Her zaman Devletinin, Milletinin, Cumhuriyetinin ve değerlerinin yanında duran, bu ülkenin çocukları için Anadolu’nun en ücra köşelerine ulaşan, yetiştirdiği öğrencileri Türkiye Cumhuriyeti’ne armağan eden Türkiye’nin eğitim markasıdır.”

final

Eğitimin Geleceği İçin Önemli Paylaşımlar
Toplantıda, eğitimde finansal sürdürülebilirlik, liderlik, iletişim, sınavlara hazırlık süreçleri ve dijital dönüşüm konularında uzman isimler bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Dr. Ahmet Şen, eğitimde finansal sürdürülebilirlik üzerine önemli bilgiler aktarırken, Sosyal Güvenlik Denetmenleri Serdar Aday ve Sertaç Sedat Köksal, eğitim kurumlarını ilgilendiren güncel SGK düzenlemeleri hakkında kapsamlı bir değerlendirme sundu. Klinik Psikolog Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu, psikolojik sağlamlık ve duygu yönetiminin eğitimdeki önemine dikkat çekti. İş Geliştirme ve Network Koçu Erdal Uzunoğlu, etkili iletişim ve liderlik üzerine farkındalık kazandıran bir oturum gerçekleştirdi. Fütürist Ufuk Tarhan, eğitimde dijital dönüşümün gelecekteki rolünü tartışırken, Khan Academy Türkiye Direktörü Alp Köksal, yeni nesil öğrenme modelleri ve teknolojinin eğitime entegrasyonu üzerine konuştu.

final_45_sevket_ertemFinal Eğitim Kurumları, 2025 Vizyonunu ve Yenilikçi Adımlarını Paylaştı
Toplantıda, Final Eğitim Kurumları'nın akademik ve idari yapısını daha ileriye taşımak adına, Final Yönetim Merkezi eğitim koordinatörleri ve yönetim merkezi yöneticileri önemli sunumlar gerçekleştirdi. Dijital çağda iletişim, marka yönetimi ve veli ilişkileri konuları ele alınırken bir yandan da Final Eğitim Kurumlarının yapıtaşı olan öğretmenlerimizin gelişimine yönelik projeler aktarıldı. Eğitim koordinatörleri, 2025 yılına yönelik eğitim vizyonunu, gerçekleştirecekleri inovasyonları ve hayata geçirecekleri yenilikleri büyük bir heyecanla katılımcılarla paylaştı. Final Eğitim Kurumları'nın gelecekteki hedefleri, öğrenci başarısını artırmaya yönelik stratejiler, sınavlara hazırlık süreçlerinden akademik program geliştirmeye, dijital dönüşümden öğrenci başarısını artırmaya kadar birçok alanda ele alındı.

Final’de İz Bırakanlar Kıdem Ödülleri ile Onurlandırıldı
Final Eğitim Kurumları’nın 45 yıllık köklü geçmişine katkı sunan eğitimcileri onurlandırdığı Kıdem Ödülleri Töreni, toplantının en anlamlı anlarından biri oldu. "Final’de İz Bırakanlar" başlığıyla düzenlenen törende, kuruma uzun yıllar boyunca emek veren eğitimciler ve yöneticiler onurlandırıldı. 10, 15, 20, 25, 30, 35, 40 ve 45 yıllık hizmet sürelerini tamamlayan isimlere plaket takdim edildi. Toplantının sonunda gerçekleştirilen gala gecesinde ise ünlü sanatçı Kubat sahne alarak katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı.

Eğitime Yön Veren 45 Yıl ve Daha Fazlası
Final Eğitim Kurumları, 45. yılında da eğitimde dönüşüm ve sürdürülebilir başarı anlayışıyla ilerlemeye devam ediyor. Eğitimi sadece bir süreç olarak değil, nesiller boyu sürecek bir miras olarak gören Final, akademik başarı ve hayat başarısını bir arada sunan eğitim anlayışıyla Türkiye'nin eğitimde lider markası olma yolculuğunu sürdürüyor.

> Final 45. yılında eğitimin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor

Final Eğitim Kurumları, 45. yılına özel düzenlediği Vizyon Toplantısı’nda eğitimin geleceğine dair önemli mesajlar verdi. "Eğitime Yön Veren 45 Yıl" temasıyla gerçekleşen ve Antalya’da düzenlenen vizyon toplantısında; eğitimde sürdürülebilir başarı, dijital dönüşüm ve liderlik gibi konular ele alındı. Türkiye’nin dört bir yanından kurucu ve yöneticilerin katıldığı toplantıda, Final Eğitim Kurumları’nın değerleri, gelecek vizyonu ve yenilikçi eğitim anlayışı paylaşıldı.

final_45_ibrahim_taselTürkiye’nin eğitim markası Final Eğitim Kurumları, Antalya’da "Eğitime Yön Veren 45 Yıl" temasıyla düzenlediği Vizyon Toplantısı’nda, "Değerlerimizle Güçlenmek, Eğitimde Kalıcı Bir Miras Yaratmak" ana başlığıyla eğitimin geleceğine dair güçlü bir perspektif sundu. Türkiye'nin dört bir yanından kurucu ve yöneticilerin katılımıyla gerçekleşen bu özel buluşmada, Final Eğitim Kurumları’nın değerleri, eğitimde sürdürülebilir başarı anlayışı ve gelecek vizyonu masaya yatırıldı. Toplantı boyunca, eğitimde yenilikçi yaklaşımlar ve kurumsal gelişim süreçleri ele alınarak, Final’in önümüzdeki yıllardaki stratejik hedefleri paylaşıldı. Final Eğitim Kurumları Kurucular Kurulu Başkanı İhsan Özen, Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel ve Genel Müdürü Şevket Ertem’in konuşmaları ile başlayan toplantıda katılımcılar 2 gün boyunca değerli konuşmacıları dinleme fırsatı buldular.
Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, Final’in yıllar boyu eğitim alanındaki birçok yeniliğe öncülük ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Final, Anadolu’da mütevazı imkanlarla yola çıkmış bir eğitim kervanıdır. 45 yıldır gönüllerde yaşayan bir fedakarlık öyküsüdür. 5.230.000 öğrenciye dokunmuş, 100.000’e yakın öğretmen yetiştirmiş, 600.000’den fazla öğrenciyi tam burslu okutmuştur. Okulları, kursları, üniversitesi ve yayınlarıyla Türkiye’nin dört bir yanında eğitimde bir ekol olmuştur. Her zaman Devletinin, Milletinin, Cumhuriyetinin ve değerlerinin yanında duran, bu ülkenin çocukları için Anadolu’nun en ücra köşelerine ulaşan, yetiştirdiği öğrencileri Türkiye Cumhuriyeti’ne armağan eden Türkiye’nin eğitim markasıdır.”

final

Eğitimin Geleceği İçin Önemli Paylaşımlar
Toplantıda, eğitimde finansal sürdürülebilirlik, liderlik, iletişim, sınavlara hazırlık süreçleri ve dijital dönüşüm konularında uzman isimler bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Dr. Ahmet Şen, eğitimde finansal sürdürülebilirlik üzerine önemli bilgiler aktarırken, Sosyal Güvenlik Denetmenleri Serdar Aday ve Sertaç Sedat Köksal, eğitim kurumlarını ilgilendiren güncel SGK düzenlemeleri hakkında kapsamlı bir değerlendirme sundu. Klinik Psikolog Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu, psikolojik sağlamlık ve duygu yönetiminin eğitimdeki önemine dikkat çekti. İş Geliştirme ve Network Koçu Erdal Uzunoğlu, etkili iletişim ve liderlik üzerine farkındalık kazandıran bir oturum gerçekleştirdi. Fütürist Ufuk Tarhan, eğitimde dijital dönüşümün gelecekteki rolünü tartışırken, Khan Academy Türkiye Direktörü Alp Köksal, yeni nesil öğrenme modelleri ve teknolojinin eğitime entegrasyonu üzerine konuştu.

final_45_sevket_ertemFinal Eğitim Kurumları, 2025 Vizyonunu ve Yenilikçi Adımlarını Paylaştı
Toplantıda, Final Eğitim Kurumları'nın akademik ve idari yapısını daha ileriye taşımak adına, Final Yönetim Merkezi eğitim koordinatörleri ve yönetim merkezi yöneticileri önemli sunumlar gerçekleştirdi. Dijital çağda iletişim, marka yönetimi ve veli ilişkileri konuları ele alınırken bir yandan da Final Eğitim Kurumlarının yapıtaşı olan öğretmenlerimizin gelişimine yönelik projeler aktarıldı. Eğitim koordinatörleri, 2025 yılına yönelik eğitim vizyonunu, gerçekleştirecekleri inovasyonları ve hayata geçirecekleri yenilikleri büyük bir heyecanla katılımcılarla paylaştı. Final Eğitim Kurumları'nın gelecekteki hedefleri, öğrenci başarısını artırmaya yönelik stratejiler, sınavlara hazırlık süreçlerinden akademik program geliştirmeye, dijital dönüşümden öğrenci başarısını artırmaya kadar birçok alanda ele alındı.

Final’de İz Bırakanlar Kıdem Ödülleri ile Onurlandırıldı
Final Eğitim Kurumları’nın 45 yıllık köklü geçmişine katkı sunan eğitimcileri onurlandırdığı Kıdem Ödülleri Töreni, toplantının en anlamlı anlarından biri oldu. "Final’de İz Bırakanlar" başlığıyla düzenlenen törende, kuruma uzun yıllar boyunca emek veren eğitimciler ve yöneticiler onurlandırıldı. 10, 15, 20, 25, 30, 35, 40 ve 45 yıllık hizmet sürelerini tamamlayan isimlere plaket takdim edildi. Toplantının sonunda gerçekleştirilen gala gecesinde ise ünlü sanatçı Kubat sahne alarak katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı.

Eğitime Yön Veren 45 Yıl ve Daha Fazlası
Final Eğitim Kurumları, 45. yılında da eğitimde dönüşüm ve sürdürülebilir başarı anlayışıyla ilerlemeye devam ediyor. Eğitimi sadece bir süreç olarak değil, nesiller boyu sürecek bir miras olarak gören Final, akademik başarı ve hayat başarısını bir arada sunan eğitim anlayışıyla Türkiye'nin eğitimde lider markası olma yolculuğunu sürdürüyor.

Son Güncelleme: Pazar, 02 Şubat 2025 17:47

Gösterim: 541


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.