Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji’nin 60. kuruluş yıldönümü özelinde düzenlediği sanat gecesinde Cahit Berkay ve Emrah Karaca öğrencilerle birlikte sahne aldı.

kultur_konser_60Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji öğrencileri, “Evrensellik” temasıyla güzel sanatların her bir dalından özel performansların sergilendiği çalışmalarını izleyicilerin beğenisine sunarken Akıngüç Oditoryumunda gerçekleşen konser programıyla büyük beğeni topladılar. Sanat Gecesinde yaklaşık 400 öğrenci sahne alırken gösterileri izlemeye gelen davetliler coşkulu alkışlarıyla geceye renk kattılar.
Cahit Berkay ve Emrah Karaca’nın öğrencilerle birlikte verdiği konser ardından, Kültür Koleji mezunu anne babalar, şimdi kendi okullarında okuyan çocuklarıyla aynı sahnede yer alarak bir konser verdiler. Sanat Gecesi açılış konuşmasını yapan Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, sanatın farklı renklerini biraya getiren, müziğin her dalında üstün performans gösteren ve yaptıkları sahne gösterileriyle seyredenleri büyüleyen öğrencileri ve onlara emek veren öğretmenleri kutladı.
Yarım yüzyılı aşan bir süredir sanatın evrensel ve birleştirici gücüne inanan Kültür Koleji, öğrencileri, öğretmenleri ve mezunları ile birlikte hayatı, müziği, kültürü ve sanatı, tüm aydınlığı ve renkliliğiyle yaşamaya yıl boyunca devam edecek.

kultur_konser_1_60

> KÜLTÜR mezunu anne babalar çocuklarıyla aynı sahnede

Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji’nin 60. kuruluş yıldönümü özelinde düzenlediği sanat gecesinde Cahit Berkay ve Emrah Karaca öğrencilerle birlikte sahne aldı.

kultur_konser_60Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji öğrencileri, “Evrensellik” temasıyla güzel sanatların her bir dalından özel performansların sergilendiği çalışmalarını izleyicilerin beğenisine sunarken Akıngüç Oditoryumunda gerçekleşen konser programıyla büyük beğeni topladılar. Sanat Gecesinde yaklaşık 400 öğrenci sahne alırken gösterileri izlemeye gelen davetliler coşkulu alkışlarıyla geceye renk kattılar.
Cahit Berkay ve Emrah Karaca’nın öğrencilerle birlikte verdiği konser ardından, Kültür Koleji mezunu anne babalar, şimdi kendi okullarında okuyan çocuklarıyla aynı sahnede yer alarak bir konser verdiler. Sanat Gecesi açılış konuşmasını yapan Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, sanatın farklı renklerini biraya getiren, müziğin her dalında üstün performans gösteren ve yaptıkları sahne gösterileriyle seyredenleri büyüleyen öğrencileri ve onlara emek veren öğretmenleri kutladı.
Yarım yüzyılı aşan bir süredir sanatın evrensel ve birleştirici gücüne inanan Kültür Koleji, öğrencileri, öğretmenleri ve mezunları ile birlikte hayatı, müziği, kültürü ve sanatı, tüm aydınlığı ve renkliliğiyle yaşamaya yıl boyunca devam edecek.

kultur_konser_1_60

Son Güncelleme: Salı, 14 Ocak 2020 17:36

Gösterim: 1200

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal’ın sosyal medya kuşaklarına yönelik hazırladıkları Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yürüttükleri araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Aylin_Tutgun_Unal_ve_Levent_Deniz1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağı, geleneksel değerlerden uzak. Bir işe bağlı kalma ve süreklilik sağlamada olumsuz görüşte olan X kuşağı, iş aidiyetinden ziyade iş şartlarına önem veriyor. İş yaşamında henüz bulunmayan Z kuşağının iş yaşamında kuralları ve geleneksel değerleri benimsediği ancak çalışmaya başlayınca bu tutumun değişebileceği belirtiliyor.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ile Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal’ın sosyal medya kuşaklarına yönelik Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yürüttüğü araştırmada ilginç sonuçlar elde edildi.

516 kişiden oluşan Baby Boomers kuşağı (1946-1964 yılları arasında doğanlar), X (1965-1979 yılları arasında doğanlar), Y (1980-2000 yılları arasında doğanlar) ve Z (2000 yılı sonrası doğanlar) kuşaklarının işe önem verme ve kurallara uyma bağlamında iş yaşamı değerleri karşılaştırıldı.

İşe önem verme ve kurallara uyma yönelimi incelendi

Çalışma Hayatı Ölçeğinin “İşe Önem Verme” ve “Kurallara Uyma” isimlerindeki iki alt ölçekten oluştuğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal “İşe Önem Verme alt ölçeği, kişinin iş hayatına ve çalışmaya verdiği önemi, çalıştığı iş yerinde sürekli olma çabasını ve çalıştığı işyerine adanmışlığını; Kurallara Uyma alt ölçeği ise çalışma ortamının disiplinli ve kurallı olmasına ilişkin yönelimini/tercihini içermektedir. Kuşaklara uyguladığımız Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yaptığımız araştırmada birtakım sonuçlara ulaşıldı” dedi.

Z kuşağı geleneksel değerleri benimsiyor

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Kuşakların iş yaşamı değerleri incelendiğinde, iş yaşamında henüz bulunmayan Z kuşağının iş yaşamında kuralları ve geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı. Diğer kuşaklarla karşılaştırıldığında iş yaşamında en gelenekselci kuşak Z çıktı. Ölçeğin “kurallara uyma” boyutundan alınan puanlar incelendiğinde, Z kuşağının Baby Boomers kuşağından daha gelenekselci oldukları sonucuna varıldı” diye konuştu.

X kuşağı iş şartlarına önem veriyor

“İşe önem verme” boyutunda, çalışma hayatında yer alan ve 1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağının geleneksel değerlerden uzak olduğu bulundu. Yani bir işe bağlı kalma ve süreklilik sağlamada olumsuz görüşte oldukları, iş aidiyetinden ziyade iş şartlarına önem verdikleri ortaya çıktı. Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Çalışma Hayatı Ölçeği toplamına da bu fark yansımış olup diğer kuşaklara göre en geleneksel değerlerden uzak kuşak X bulundu” dedi.

İş yaşamında kadınlar daha gelenekselci

Cinsiyete yönelik yapılan incelemede kadınların iş yaşamı değerlerinin erkeklere göre geleneksel değerlere daha yakın olduğunu bulundu. Özellikle kurallara uyma boyutunda kadınların erkeklere göre daha gelenekselci olduğu ortaya çıktı. Kadınların kuralları olan bir iş yerini benimseyip süreklilik sağlamada ve aidiyet duymada olumlu tutum sergilediği sonucuna varıldı.

X kuşağı kadınlarının iş aidiyeti yüksek

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, kuşaklar açısından incelendiğinde, X kuşağı kadınlarının erkeklere göre işe önem verme boyutunda farklılaştığının görüldüğünü kaydederek “Yani X kuşağı kadınlarının iş aidiyetinin yüksek olduğu ortaya çıktı. Y kuşağı kadınlarının ise kurallara uyma bakımından erkeklerden farklılaştığı ve kuralları benimsediği saptandı. Baby Boomers ve henüz çalışmayan Z kuşağında cinsiyete göre bir farklılık bulunmamış olup her iki kuşağın geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı” diye konuştu.

Çalışan Y kuşağının iş aidiyeti düşük

Bir işte çalışıp çalışmamaya göre Y kuşağının kendi içinde farklılaştığının gözlendiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Y kuşağının bir kısmı iş yaşamında yerini alırken bir kısmı üniversite öğrencisi veya çalışmayanlardan oluşuyor. Yaptığımız incelemede çalışan Y kuşağının işe önem vermede gelenekselci olmadığı yani iş aidiyetinin düşük olduğu sonucuna varıldı. Henüz bir işte çalışmayan Y kuşağının ise iş yaşamına dair daha geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı. Fakat her iki durumda da ÇHÖ puanlarına bakıldığında çok gelenekselci olmadıkları söylenebilir. Henüz bir işte çalışmayan Y kuşağının halihazırdaki çok gelenekselci olmayan yapısı çalışmaya başladığında gelenekselcilikten daha da uzaklaşıyor.”

Sosyal medya kullanımı düştükçe iş yaşamı kuralları benimseniyor

İş yaşamı değerlerinin şekillenmesinde sosyal medyanın etkisinin de incelendiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Yaptığımız incelemede, 1 saatten az sosyal medya kullananların 4-6 saat kullananlara göre iş yaşamında kurallara uyma değerlerinin daha geleneksel değerlere yakın olduğu yani kuralları benimsediği ortaya çıktı” dedi. Ünal, günde 4 saat ve üzeri sosyal medya kullananların ise geleneksel değerlerden uzaklaştığını yani iş yerinde kuralların olmasından hoşlanmadığının tespit edildiğini kaydetti. Ünal, “Günlük sosyal medya kullanım süresi arttıkça iş yaşamında kuralları benimsemekten uzaklaşıldığı sonucuna varıldı” dedi.

Z kuşağının tutumu iş hayatına girince değişebilir

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, sosyal medya kullanımına istenildiği zaman vakit ayırabilme arzusu iş yaşamının kuralcı yapısına ters düştüğüne dikkat çekerek “Dolayısıyla günlük sosyal medya kullanımı 4 saati geçen kişiler iş yaşamının geleneksel değerlerinden ve kuralcı yapısından uzaklaşarak daha rahat hareket alanı olan işleri tercih etme eğilimine sahip oluyor. Fakat henüz bir işte çalışmayan Z kuşağının sosyal medya kullanımı iş yaşamına bakış açılarının geleneksel değerlerden uzaklaşmasında rol oynamadığı ortaya çıktı. Bu durum Z’lerin aile çevresindeki geleneksel yapının ve çevre faktörünün etkisinde kalmaları ile açıklanabilir. İleride çalışma hayatında nasıl bir Z kuşağı göreceğimiz sosyal medyanın o şartlardaki evrimi ile iş yeri-çalışan etkileşimine göre tekrar ele alınabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Kamu çalışanları kurallara uymada daha olumlu

Kamu veya özel sektörde çalışanlara yönelik yapılan incelemede, kurallara uyma ve iş yaşamı değerlerinde kamuda çalışanların özel sektör çalışanlarına göre daha geleneksel değerlere yakın oldukları tespit edildi. Yani kamu çalışanlarının kurallara uyma ve süreklilik sağlamada daha olumlu bakış açılarına sahip olduğu bulundu.

Kuşaklar arası farklılıklar değerlendirildi

 

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ise çalışmaya ilişkin şunları söyledi:

“Kuşaklara yönelik olarak başladığımız çalışmalarda ulaşabileceğimiz tüm kuşaklara ait değer ve davranışları bir potada eritebileceğimiz, bir araya toplayabileceğimiz bir ölçek oluşturmak amacıyla yola çıktık. Ancak hem sosyal medya kullanımına yönelik davranışların, hem iş hayatı, aile hayatı, arkadaşlık ilişkileri ile ilişkili değerlerin yaptığımız geliştirme çalışmaları sonucunda tek bir ölçek olarak ortaya çıkması mümkün olmadı. Ancak çalışmalarımızı sürdürdükçe elimizdeki madde havuzundan farklı yapılardaki maddeleri sınıflayarak yaptığımız ölçek geliştirme çalışmaları sonucunda, üç bağımsız ölçeği ortaya çıkarmayı başardık. Bu ölçekleri Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği, Çalışma Hayatı Ölçeği ve Farklılıkları Kabul Ölçeği olarak adlandırdık. Her bir ölçeğin alt ölçeklerinin olması da ortaya çıkan bu yapıları daha farklı bileşenlerle ele almamızı sağladı.”

Çalışma Hayatı Ölçeği

1.,2.,3.,4.,5. Maddeler “İşe Önem Verme” ve 6.,7.,8. Maddeler “Kurallara Uyma” boyutunu ölçüyor. Her bir maddeye 1 ile 5 arasında değer veriniz. 6. Madde hariç diğer tüm maddeler tersten puanlanmalıdır.

Ölçeğin toplamından 8 ile 40 arasında puan alınabiliyor. Yüksek puan iş yaşamında geleneksel değerlerden uzaklığı, düşük puan ise geleneksel değerlerin benimsendiğini gösteriyor.

(1: Bana hiç uygun değil, 2: Bana az uygun, 3: Bana orta seviyede uygun, 4: Bana çok uygun, 5: Bana tamamen uygun)

1.Kariyerimde ilerlemek için aynı kurumda kalıp belirli bir süre emek vermem gerektiğine inanırım.

2.İş hayatında kademe atlamak için sabredip çalışmak gerektiğine inanırım.

3.Çalışma hayatı yaşamın en önemli parçasıdır.

4.Aynı işte senelerce çalışmak bana güven verir.

5.Maddi karşılığı yeterli olmasa da içinde bulunduğum kurumun/grubun başarısı için fazlasıyla çalışırım.

6.Kuralları ve çalışma saatleri belirgin olan işlerin bana göre olmadığını düşünürüm.

7.Çalışma saatlerinin belirgin ve düzenli olduğu bir işi tercih ederim.

8.Disiplinin ön plana alındığı bir yerde çalışmak isterim.

 

> X, Y, Z kuşağının farklılıkları neler? İşte sonuçlar…

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal’ın sosyal medya kuşaklarına yönelik hazırladıkları Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yürüttükleri araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Aylin_Tutgun_Unal_ve_Levent_Deniz1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağı, geleneksel değerlerden uzak. Bir işe bağlı kalma ve süreklilik sağlamada olumsuz görüşte olan X kuşağı, iş aidiyetinden ziyade iş şartlarına önem veriyor. İş yaşamında henüz bulunmayan Z kuşağının iş yaşamında kuralları ve geleneksel değerleri benimsediği ancak çalışmaya başlayınca bu tutumun değişebileceği belirtiliyor.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ile Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal’ın sosyal medya kuşaklarına yönelik Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yürüttüğü araştırmada ilginç sonuçlar elde edildi.

516 kişiden oluşan Baby Boomers kuşağı (1946-1964 yılları arasında doğanlar), X (1965-1979 yılları arasında doğanlar), Y (1980-2000 yılları arasında doğanlar) ve Z (2000 yılı sonrası doğanlar) kuşaklarının işe önem verme ve kurallara uyma bağlamında iş yaşamı değerleri karşılaştırıldı.

İşe önem verme ve kurallara uyma yönelimi incelendi

Çalışma Hayatı Ölçeğinin “İşe Önem Verme” ve “Kurallara Uyma” isimlerindeki iki alt ölçekten oluştuğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal “İşe Önem Verme alt ölçeği, kişinin iş hayatına ve çalışmaya verdiği önemi, çalıştığı iş yerinde sürekli olma çabasını ve çalıştığı işyerine adanmışlığını; Kurallara Uyma alt ölçeği ise çalışma ortamının disiplinli ve kurallı olmasına ilişkin yönelimini/tercihini içermektedir. Kuşaklara uyguladığımız Çalışma Hayatı Ölçeği (ÇHÖ) ile yaptığımız araştırmada birtakım sonuçlara ulaşıldı” dedi.

Z kuşağı geleneksel değerleri benimsiyor

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Kuşakların iş yaşamı değerleri incelendiğinde, iş yaşamında henüz bulunmayan Z kuşağının iş yaşamında kuralları ve geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı. Diğer kuşaklarla karşılaştırıldığında iş yaşamında en gelenekselci kuşak Z çıktı. Ölçeğin “kurallara uyma” boyutundan alınan puanlar incelendiğinde, Z kuşağının Baby Boomers kuşağından daha gelenekselci oldukları sonucuna varıldı” diye konuştu.

X kuşağı iş şartlarına önem veriyor

“İşe önem verme” boyutunda, çalışma hayatında yer alan ve 1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağının geleneksel değerlerden uzak olduğu bulundu. Yani bir işe bağlı kalma ve süreklilik sağlamada olumsuz görüşte oldukları, iş aidiyetinden ziyade iş şartlarına önem verdikleri ortaya çıktı. Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Çalışma Hayatı Ölçeği toplamına da bu fark yansımış olup diğer kuşaklara göre en geleneksel değerlerden uzak kuşak X bulundu” dedi.

İş yaşamında kadınlar daha gelenekselci

Cinsiyete yönelik yapılan incelemede kadınların iş yaşamı değerlerinin erkeklere göre geleneksel değerlere daha yakın olduğunu bulundu. Özellikle kurallara uyma boyutunda kadınların erkeklere göre daha gelenekselci olduğu ortaya çıktı. Kadınların kuralları olan bir iş yerini benimseyip süreklilik sağlamada ve aidiyet duymada olumlu tutum sergilediği sonucuna varıldı.

X kuşağı kadınlarının iş aidiyeti yüksek

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, kuşaklar açısından incelendiğinde, X kuşağı kadınlarının erkeklere göre işe önem verme boyutunda farklılaştığının görüldüğünü kaydederek “Yani X kuşağı kadınlarının iş aidiyetinin yüksek olduğu ortaya çıktı. Y kuşağı kadınlarının ise kurallara uyma bakımından erkeklerden farklılaştığı ve kuralları benimsediği saptandı. Baby Boomers ve henüz çalışmayan Z kuşağında cinsiyete göre bir farklılık bulunmamış olup her iki kuşağın geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı” diye konuştu.

Çalışan Y kuşağının iş aidiyeti düşük

Bir işte çalışıp çalışmamaya göre Y kuşağının kendi içinde farklılaştığının gözlendiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Y kuşağının bir kısmı iş yaşamında yerini alırken bir kısmı üniversite öğrencisi veya çalışmayanlardan oluşuyor. Yaptığımız incelemede çalışan Y kuşağının işe önem vermede gelenekselci olmadığı yani iş aidiyetinin düşük olduğu sonucuna varıldı. Henüz bir işte çalışmayan Y kuşağının ise iş yaşamına dair daha geleneksel değerleri benimsediği ortaya çıktı. Fakat her iki durumda da ÇHÖ puanlarına bakıldığında çok gelenekselci olmadıkları söylenebilir. Henüz bir işte çalışmayan Y kuşağının halihazırdaki çok gelenekselci olmayan yapısı çalışmaya başladığında gelenekselcilikten daha da uzaklaşıyor.”

Sosyal medya kullanımı düştükçe iş yaşamı kuralları benimseniyor

İş yaşamı değerlerinin şekillenmesinde sosyal medyanın etkisinin de incelendiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Yaptığımız incelemede, 1 saatten az sosyal medya kullananların 4-6 saat kullananlara göre iş yaşamında kurallara uyma değerlerinin daha geleneksel değerlere yakın olduğu yani kuralları benimsediği ortaya çıktı” dedi. Ünal, günde 4 saat ve üzeri sosyal medya kullananların ise geleneksel değerlerden uzaklaştığını yani iş yerinde kuralların olmasından hoşlanmadığının tespit edildiğini kaydetti. Ünal, “Günlük sosyal medya kullanım süresi arttıkça iş yaşamında kuralları benimsemekten uzaklaşıldığı sonucuna varıldı” dedi.

Z kuşağının tutumu iş hayatına girince değişebilir

Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, sosyal medya kullanımına istenildiği zaman vakit ayırabilme arzusu iş yaşamının kuralcı yapısına ters düştüğüne dikkat çekerek “Dolayısıyla günlük sosyal medya kullanımı 4 saati geçen kişiler iş yaşamının geleneksel değerlerinden ve kuralcı yapısından uzaklaşarak daha rahat hareket alanı olan işleri tercih etme eğilimine sahip oluyor. Fakat henüz bir işte çalışmayan Z kuşağının sosyal medya kullanımı iş yaşamına bakış açılarının geleneksel değerlerden uzaklaşmasında rol oynamadığı ortaya çıktı. Bu durum Z’lerin aile çevresindeki geleneksel yapının ve çevre faktörünün etkisinde kalmaları ile açıklanabilir. İleride çalışma hayatında nasıl bir Z kuşağı göreceğimiz sosyal medyanın o şartlardaki evrimi ile iş yeri-çalışan etkileşimine göre tekrar ele alınabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Kamu çalışanları kurallara uymada daha olumlu

Kamu veya özel sektörde çalışanlara yönelik yapılan incelemede, kurallara uyma ve iş yaşamı değerlerinde kamuda çalışanların özel sektör çalışanlarına göre daha geleneksel değerlere yakın oldukları tespit edildi. Yani kamu çalışanlarının kurallara uyma ve süreklilik sağlamada daha olumlu bakış açılarına sahip olduğu bulundu.

Kuşaklar arası farklılıklar değerlendirildi

 

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Deniz ise çalışmaya ilişkin şunları söyledi:

“Kuşaklara yönelik olarak başladığımız çalışmalarda ulaşabileceğimiz tüm kuşaklara ait değer ve davranışları bir potada eritebileceğimiz, bir araya toplayabileceğimiz bir ölçek oluşturmak amacıyla yola çıktık. Ancak hem sosyal medya kullanımına yönelik davranışların, hem iş hayatı, aile hayatı, arkadaşlık ilişkileri ile ilişkili değerlerin yaptığımız geliştirme çalışmaları sonucunda tek bir ölçek olarak ortaya çıkması mümkün olmadı. Ancak çalışmalarımızı sürdürdükçe elimizdeki madde havuzundan farklı yapılardaki maddeleri sınıflayarak yaptığımız ölçek geliştirme çalışmaları sonucunda, üç bağımsız ölçeği ortaya çıkarmayı başardık. Bu ölçekleri Sosyal Medya Kullanımı Ölçeği, Çalışma Hayatı Ölçeği ve Farklılıkları Kabul Ölçeği olarak adlandırdık. Her bir ölçeğin alt ölçeklerinin olması da ortaya çıkan bu yapıları daha farklı bileşenlerle ele almamızı sağladı.”

Çalışma Hayatı Ölçeği

1.,2.,3.,4.,5. Maddeler “İşe Önem Verme” ve 6.,7.,8. Maddeler “Kurallara Uyma” boyutunu ölçüyor. Her bir maddeye 1 ile 5 arasında değer veriniz. 6. Madde hariç diğer tüm maddeler tersten puanlanmalıdır.

Ölçeğin toplamından 8 ile 40 arasında puan alınabiliyor. Yüksek puan iş yaşamında geleneksel değerlerden uzaklığı, düşük puan ise geleneksel değerlerin benimsendiğini gösteriyor.

(1: Bana hiç uygun değil, 2: Bana az uygun, 3: Bana orta seviyede uygun, 4: Bana çok uygun, 5: Bana tamamen uygun)

1.Kariyerimde ilerlemek için aynı kurumda kalıp belirli bir süre emek vermem gerektiğine inanırım.

2.İş hayatında kademe atlamak için sabredip çalışmak gerektiğine inanırım.

3.Çalışma hayatı yaşamın en önemli parçasıdır.

4.Aynı işte senelerce çalışmak bana güven verir.

5.Maddi karşılığı yeterli olmasa da içinde bulunduğum kurumun/grubun başarısı için fazlasıyla çalışırım.

6.Kuralları ve çalışma saatleri belirgin olan işlerin bana göre olmadığını düşünürüm.

7.Çalışma saatlerinin belirgin ve düzenli olduğu bir işi tercih ederim.

8.Disiplinin ön plana alındığı bir yerde çalışmak isterim.

 

Son Güncelleme: Cuma, 27 Aralık 2019 11:54

Gösterim: 1343

MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne Cengiz Mete getirildi. Gaziantep Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Mete, 11 Aralık itibariyle göreve başladı. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü görevini Yusuf Büyük vekaleten yürütüyordu.

cengiz_met_mebCENGİZ METE

1974 yılında İstanbul’da doğan Genel Müdürümüz Cengiz METE, ilkokul ve ortaokulu İstanbul’da, lise öğrenimini ise Yalova’da tamamladı. Lise öğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’ne girdi. Üniversite eğitiminin ardından Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bölümünde Tezli Yüksek Lisans yaptı. Meslek yaşamına 1995 yılında öğretmen olarak Van ili Hüsrevpaşa İlköğretim Okulu’nda başladı. Daha sonra İstanbul ve Yalova İllerinde öğretmenlik görevini sürdürdü.
Öğretmenlik görevlerinden sonra, Yalova Sugören İsmet Koçhan İlköğretim Okulu, Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi, Şehit Osman Altınkuyu Anadolu Lisesi ve Termal Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda yöneticilik (müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı, müdürlük) görevlerinde bulundu.
Öğretmenlik ve eğitim yöneticiliği görevlerinin yanı sıra çeşitli vakıf, dernek, sendika ve spor kulüplerinde; yöneticilik, kuruculuk ve yönetim kurulu üyeliği görevleri yaptı. 2011-2013 yılları arsında Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Yalova Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, 2013-2014 yılları arasında Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 26 Haziran 2014 tarihinde Yalova İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Cengiz METE, 22 Mart 2016 tarihinden 10 Aralık 2019 tarihine kadar Gaziantep İl Milli Eğitim müdürü olarak görev yaptı.

> Cengiz Mete, Ortaöğretim Genel Müdürü oldu

MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne Cengiz Mete getirildi. Gaziantep Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Mete, 11 Aralık itibariyle göreve başladı. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü görevini Yusuf Büyük vekaleten yürütüyordu.

cengiz_met_mebCENGİZ METE

1974 yılında İstanbul’da doğan Genel Müdürümüz Cengiz METE, ilkokul ve ortaokulu İstanbul’da, lise öğrenimini ise Yalova’da tamamladı. Lise öğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’ne girdi. Üniversite eğitiminin ardından Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bölümünde Tezli Yüksek Lisans yaptı. Meslek yaşamına 1995 yılında öğretmen olarak Van ili Hüsrevpaşa İlköğretim Okulu’nda başladı. Daha sonra İstanbul ve Yalova İllerinde öğretmenlik görevini sürdürdü.
Öğretmenlik görevlerinden sonra, Yalova Sugören İsmet Koçhan İlköğretim Okulu, Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi, Şehit Osman Altınkuyu Anadolu Lisesi ve Termal Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda yöneticilik (müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı, müdürlük) görevlerinde bulundu.
Öğretmenlik ve eğitim yöneticiliği görevlerinin yanı sıra çeşitli vakıf, dernek, sendika ve spor kulüplerinde; yöneticilik, kuruculuk ve yönetim kurulu üyeliği görevleri yaptı. 2011-2013 yılları arsında Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Yalova Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, 2013-2014 yılları arasında Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 26 Haziran 2014 tarihinde Yalova İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Cengiz METE, 22 Mart 2016 tarihinden 10 Aralık 2019 tarihine kadar Gaziantep İl Milli Eğitim müdürü olarak görev yaptı.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Aralık 2019 11:33

Gösterim: 1175

İhlas Eğitim Kurumları, Türkiye’nin en önemli vakıflarından biri olarak hizmet veren Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı – Cerebral Palsy Türkiye’nin (TSÇV) destekçileri arasına girdi.

ihlas_koleji_tscvMEB tarafından bu yıl farklı bir bakış açısıyla kutlanan “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” çerçevesinden İhlas Koleji okullarından düzenlenen kermeslerde yapılan satışlardan elde edilen gelir İhlas Eğitim Kurumları Akademik Direktörü Yavuz Kara ve anaokulu yöneticileri tarafından TSÇV’ye yapılan ziyarette teslim edildi.
Vakfın İstanbul Ataşehir’de bulunan genel merkezindeki ziyarette Yavuz Kara ve beraberindekileri, TSÇV Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Bilge Aksoy ve Kaynak Geliştirme Yönetmeni Halil Yapıcı karşıladılar.
Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette Kara, engelliliğe çözüm yolları üretmenin öncelikli ihtiyaç olduğunu belirtti. “Veli ve öğrencilerimizi engelli farkındalığına yönlendirmek bizim ahlaki sorumluluğumuz.” diyerek sözlerine devam eden Kara, engellilerin toplumsal yaşama katılımının önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Ziyarette hem Vakfın hizmetleri hem de Cerebral Palsy hakkında bilgi veren TSÇV Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Bilge Aksoy, ülkemizde Cerebral Palsy hakkında insanları bilinçlendirme konusunda son yıllarda önemli mesafe kaydettiklerinin altını çizdi.
Merkezlerinde Cerebral Palsy’li çocuk ve erişkinlere; teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağladıklarını ifade eden Aksoy, bu engele sahip bireyleri toplum hayatına kazandırmayı ilke edindiklerini vurguladı.
Aksoy, Vakıf olarak yaptıkları farkındalık çalışmaları ile insanların Cerebral Palsy’li çocuk ya da yetişkinlere bakış açılarının değişmeye başladığını ve bir farkındalık oluştuğunu belirterek İhlas Koleji’ne de desteklerinden dolayı teşekkür ettiklerini söyledi.

Karşılıklı fikir alışverişleriyle devam eden ziyarette ayrıca Bilge Aksoy desteklerinden dolayı İhlas Eğitim Kurumları adına Yavuz Kara’ya bir plaket takdim etti. İhlas Koleji yetkilileri daha sonra Vakfın kampüsünde yer alan rehabilitasyon merkezlerini ve Metin Sabancı Okullarını gezerek bilgi aldılar.

Yeltekin: “Gönüllere Dokunmak Sosyal Sorumluluğumuzdur.”
İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Bedri Yeltekin, TSÇV’nin destekçisi olduklarından dolayı mutlu olduklarını söyledi. Okullarındaki etkinliklerle farkındalık oluşturduklarının altını çizen Yeltekin, “Enver Ören Beyin söylemiş olduğu “Eğitim gönüllere dokunmaktır.” sözünden yola çıkarak öğrencilerimize sadece akademik bilgiyi değil değerler eğitimini de en iyi şekilde veriyor ve onların topluma faydalı bireyler olmalarını istiyoruz. Kurduğumuz kulüpler ve düzenlediğimiz etkinliklerle sosyal sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getiren öğrencilerimiz gönüllere de dokunmayı başarıyorlar.” dedi.

> İhlas Koleji Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı'nın destekçisi oldu

İhlas Eğitim Kurumları, Türkiye’nin en önemli vakıflarından biri olarak hizmet veren Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı – Cerebral Palsy Türkiye’nin (TSÇV) destekçileri arasına girdi.

ihlas_koleji_tscvMEB tarafından bu yıl farklı bir bakış açısıyla kutlanan “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” çerçevesinden İhlas Koleji okullarından düzenlenen kermeslerde yapılan satışlardan elde edilen gelir İhlas Eğitim Kurumları Akademik Direktörü Yavuz Kara ve anaokulu yöneticileri tarafından TSÇV’ye yapılan ziyarette teslim edildi.
Vakfın İstanbul Ataşehir’de bulunan genel merkezindeki ziyarette Yavuz Kara ve beraberindekileri, TSÇV Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Bilge Aksoy ve Kaynak Geliştirme Yönetmeni Halil Yapıcı karşıladılar.
Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette Kara, engelliliğe çözüm yolları üretmenin öncelikli ihtiyaç olduğunu belirtti. “Veli ve öğrencilerimizi engelli farkındalığına yönlendirmek bizim ahlaki sorumluluğumuz.” diyerek sözlerine devam eden Kara, engellilerin toplumsal yaşama katılımının önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Ziyarette hem Vakfın hizmetleri hem de Cerebral Palsy hakkında bilgi veren TSÇV Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Bilge Aksoy, ülkemizde Cerebral Palsy hakkında insanları bilinçlendirme konusunda son yıllarda önemli mesafe kaydettiklerinin altını çizdi.
Merkezlerinde Cerebral Palsy’li çocuk ve erişkinlere; teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağladıklarını ifade eden Aksoy, bu engele sahip bireyleri toplum hayatına kazandırmayı ilke edindiklerini vurguladı.
Aksoy, Vakıf olarak yaptıkları farkındalık çalışmaları ile insanların Cerebral Palsy’li çocuk ya da yetişkinlere bakış açılarının değişmeye başladığını ve bir farkındalık oluştuğunu belirterek İhlas Koleji’ne de desteklerinden dolayı teşekkür ettiklerini söyledi.

Karşılıklı fikir alışverişleriyle devam eden ziyarette ayrıca Bilge Aksoy desteklerinden dolayı İhlas Eğitim Kurumları adına Yavuz Kara’ya bir plaket takdim etti. İhlas Koleji yetkilileri daha sonra Vakfın kampüsünde yer alan rehabilitasyon merkezlerini ve Metin Sabancı Okullarını gezerek bilgi aldılar.

Yeltekin: “Gönüllere Dokunmak Sosyal Sorumluluğumuzdur.”
İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Bedri Yeltekin, TSÇV’nin destekçisi olduklarından dolayı mutlu olduklarını söyledi. Okullarındaki etkinliklerle farkındalık oluşturduklarının altını çizen Yeltekin, “Enver Ören Beyin söylemiş olduğu “Eğitim gönüllere dokunmaktır.” sözünden yola çıkarak öğrencilerimize sadece akademik bilgiyi değil değerler eğitimini de en iyi şekilde veriyor ve onların topluma faydalı bireyler olmalarını istiyoruz. Kurduğumuz kulüpler ve düzenlediğimiz etkinliklerle sosyal sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getiren öğrencilerimiz gönüllere de dokunmayı başarıyorlar.” dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Aralık 2019 12:44

Gösterim: 794

Milli Eğitim Bakanlığı, zor durumda olan özel okulların öğrencilerinin diğer özel okullara ücretsiz alınması için sektöre çağrıda bulundu.

mebEkonomide yaşanan olumsuz tablo özel okullara da yansıdı. Sektörde faaliyet gösteren ve Türkiye çapında yaygın olana bir özel okul markasının düştüğü darboğaz nedeniyle çözüm arayışında olan MEB, bu durumda olan okullarda okuyan öğrencilerin bu yıl diğer özel okullar tarafından ücretsiz olarak kayıt edilmesi talebinde bulundu. Eğitimle sektörünün sivil toplum kurumlarına iletilen talep sonrasında STK’lar bu talebe olumlu yanıt verecek ve kontenjanı müsait olan okulların kısa süre içinde bilgi vermelerini istedi. Ücretsiz kayıtların bu yıl için geçerli olacağı, yeni yıl kayıtlarının ise ücretli olacağı bildirildi.

> MEB’den özel okullara “ücretsiz kayıt” çağrısı

Milli Eğitim Bakanlığı, zor durumda olan özel okulların öğrencilerinin diğer özel okullara ücretsiz alınması için sektöre çağrıda bulundu.

mebEkonomide yaşanan olumsuz tablo özel okullara da yansıdı. Sektörde faaliyet gösteren ve Türkiye çapında yaygın olana bir özel okul markasının düştüğü darboğaz nedeniyle çözüm arayışında olan MEB, bu durumda olan okullarda okuyan öğrencilerin bu yıl diğer özel okullar tarafından ücretsiz olarak kayıt edilmesi talebinde bulundu. Eğitimle sektörünün sivil toplum kurumlarına iletilen talep sonrasında STK’lar bu talebe olumlu yanıt verecek ve kontenjanı müsait olan okulların kısa süre içinde bilgi vermelerini istedi. Ücretsiz kayıtların bu yıl için geçerli olacağı, yeni yıl kayıtlarının ise ücretli olacağı bildirildi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Aralık 2019 18:09

Gösterim: 1411


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.