Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
British Council, İngiltere’nin lisans ve lisansüstü eğitim veren en köklü kurumlarıyla birebir görüşme fırsatı sunuyor.
British Council Türkiye'de bir ilk gerçekleştirerek 26 Şubat- 02 Mart tarihleri arasında "online" platformda gerçekleşecek bir eğitim fuarı düzenliyor. Katılımın ücretsiz olduğu online fuarda İngiltere'deki lisans ve lisans üstü eğitim kurumları, Türkiye'deki öğrenciler ile internet ortamından buluşuyor. Fuara katılanlar İngiltere'de eğitim ile ilgili tüm merak ettiklerini canlı sohbet ortamında yetkililere sorma imkanı buluyor.
Kayıt için:
http://onlinefair.educationuk.org.tr/web/prefair/index
Detaylı bilgi için:
http://www.facebook.com/BritishCouncilTurkey/app_221460014534454
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
British Council, İngiltere’nin lisans ve lisansüstü eğitim veren en köklü kurumlarıyla birebir görüşme fırsatı sunuyor.
British Council Türkiye'de bir ilk gerçekleştirerek 26 Şubat- 02 Mart tarihleri arasında "online" platformda gerçekleşecek bir eğitim fuarı düzenliyor. Katılımın ücretsiz olduğu online fuarda İngiltere'deki lisans ve lisans üstü eğitim kurumları, Türkiye'deki öğrenciler ile internet ortamından buluşuyor. Fuara katılanlar İngiltere'de eğitim ile ilgili tüm merak ettiklerini canlı sohbet ortamında yetkililere sorma imkanı buluyor.
Kayıt için:
http://onlinefair.educationuk.org.tr/web/prefair/index
Detaylı bilgi için:
http://www.facebook.com/BritishCouncilTurkey/app_221460014534454
Son Güncelleme: Salı, 19 Şubat 2013 08:43
Gösterim: 1757
Üniversite adaylarına meslek seçiminde önemli ipuçları
Üniversite adayları, sınav öncesi hangi mesleği seçeceğinize karar verdiniz mi? Günümüzde en çok hangi meslekler para kazandırıyor ve hangi meslekler de iş imkanları çok? İşte sınav öncesi tercihlerinizi şimdiden belirlemeniz için bazı öneriler…
Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü, “Yazılım, sosyal medya, grafik, içerik yöneticiliği gibi internet tabanlı meslekler son yıllarda çok popüler” diyor.
Türkiye’nin 14 ilinde 30 bin öğrencinin görüşü alınarak yapılan bir araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı babalarının istediği mesleği tercih ediyor. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 55’i ise tercih ettikleri meslekten memnun olmadığını ifade ediyor. Bu rakamlar, öğrencilerin tercih kurbanı olduğunu gösteriyor. Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren, açılımları bilinmeyen yeni meslekler ise iyi puan almış öğrencilerin kafalarını karıştırıyor. Peki şu an hangi meslekler daha çok tercih ediliyor, yakın gelecekte hangi işler gözde olacak? İş dünyası adaylardan ne istiyor? Bu sorularımızı Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü’ye sorduk ve müstakbel üniversiteliler için bir kariyer planı çizdik...
Adaylar hangi bölümü okuyacaklarına karar verirken nelere dikkat etmeli?
Öğrenciler öncelikle, kendisini hangi alanda görmek istiyorsa o alana yönelmeli. Aday, ben kimim, hangi dalda başarılı olurum, hangi mesleği yaparım gibi sorular sorup cevabını aramalı. Bazı öğrenciler var, üniversiteyi bitiriyor mesleği yapmaya başladığı zaman şaşırıyor, “Aaah ben bunun için mi okudum” diyor kendi kendine. Yani okuduğu bölümün ne olduğunu bilmiyor. Adaylar, öncelikle o işi yapanlara meslekleri sorsun. Mümkünse gidip uygulama sahasında görsün, ben bu işi yapabilir miyim yapamaz mıyım diye sorsun. Kılavuzda yazan albenili bölüm isimlerine aldanmasın. Hayatta başarılı olan insanların ortak özellikleri şu: Sevdiği işi yapmaları. Konfüçyus’un bir sözü var, “Hayatta sevdiğin bir işi seç ve ömür boyu çalışmazsın sanırsın” diye. Mutluluğun sırrı, bir işi bir ömür boyu severek yapmak...
Hangi mesleğin gelecek vaadettiğini nasıl bilebilirsiniz?
Öğrencilerin, kariyerlerine ve karakterine uygun, aynı zamanda geleceğin mesleği olan bölümleri seçebilmesi için trendleri iyi takip etmeleri gerekir. Yazılım, sosyal medya, grafik, içerik yöneticiliği gibi internet tabanlı meslekler son yıllarda çok popüler. Klasik meslekler mutlaka devam edecektir. Mühendis yine olacaktır ama o mühendis kendi alanında her şeyi çok daha iyi bilecek ve satış yapacak hale gelecek. Çok yönlü mühendis tercih sebebi olacak. Çok istenen ama bulunamayan elemanların başında IPad ve android yazılımcılar geliyor. İnsanlar artık akıllı telefonlar kullanıyor. Bunlar için oyunundan gazete okumasına kadar birçok aplikasyon gerekiyor. Yazılım sektörü buraya kaydı. Herkes yandım yandım eleman arıyor. Sigortadan, bankacılığa, alışverişe kadar hayat internete... Firmalar, interneti kullanabilen bankacı, sigortacı, satın almacı ya da görsel dizaynı yapacak reklamcı, sosyal medyacı, facebook ve twitter gibi alanları kullanabilecek elemanlara ihtiyaç duyuyor. Çünkü, internet çok önemli hale geldi.
Şu anda en çok tercih edilen meslekler hangileri?
Mühendis kadroları, muhasebe ve satış elemanı aranıyor. Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü çok dil bilen insanların, firmalar tarafından en çok talep edilen kişiler olduğunu söylüyor. Serdar Gecü sözlerine şöyle devam etti: “Patronları dinlediğimizde işsizlik diye bir şey yok, mesleksizlik var. Belli alanlarda uzmanlaşmış kişiler, çok rahat iş buluyor. Ama ben her işi yaparım diyenler çok kolay iş bulamıyor. Yani nitelikli elemanlar işi buluyor. Lise mezunları arasında yüksekokullu olanlar hemen fark ediyor. Adaylar, askerlikte faydası yok diye düşünmesinler; yüksek okul da okuyabilirler.” dedi.
(kaynak milliyet)
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite adaylarına meslek seçiminde önemli ipuçları
Üniversite adayları, sınav öncesi hangi mesleği seçeceğinize karar verdiniz mi? Günümüzde en çok hangi meslekler para kazandırıyor ve hangi meslekler de iş imkanları çok? İşte sınav öncesi tercihlerinizi şimdiden belirlemeniz için bazı öneriler…
Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü, “Yazılım, sosyal medya, grafik, içerik yöneticiliği gibi internet tabanlı meslekler son yıllarda çok popüler” diyor.
Türkiye’nin 14 ilinde 30 bin öğrencinin görüşü alınarak yapılan bir araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı babalarının istediği mesleği tercih ediyor. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 55’i ise tercih ettikleri meslekten memnun olmadığını ifade ediyor. Bu rakamlar, öğrencilerin tercih kurbanı olduğunu gösteriyor. Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren, açılımları bilinmeyen yeni meslekler ise iyi puan almış öğrencilerin kafalarını karıştırıyor. Peki şu an hangi meslekler daha çok tercih ediliyor, yakın gelecekte hangi işler gözde olacak? İş dünyası adaylardan ne istiyor? Bu sorularımızı Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü’ye sorduk ve müstakbel üniversiteliler için bir kariyer planı çizdik...
Adaylar hangi bölümü okuyacaklarına karar verirken nelere dikkat etmeli?
Öğrenciler öncelikle, kendisini hangi alanda görmek istiyorsa o alana yönelmeli. Aday, ben kimim, hangi dalda başarılı olurum, hangi mesleği yaparım gibi sorular sorup cevabını aramalı. Bazı öğrenciler var, üniversiteyi bitiriyor mesleği yapmaya başladığı zaman şaşırıyor, “Aaah ben bunun için mi okudum” diyor kendi kendine. Yani okuduğu bölümün ne olduğunu bilmiyor. Adaylar, öncelikle o işi yapanlara meslekleri sorsun. Mümkünse gidip uygulama sahasında görsün, ben bu işi yapabilir miyim yapamaz mıyım diye sorsun. Kılavuzda yazan albenili bölüm isimlerine aldanmasın. Hayatta başarılı olan insanların ortak özellikleri şu: Sevdiği işi yapmaları. Konfüçyus’un bir sözü var, “Hayatta sevdiğin bir işi seç ve ömür boyu çalışmazsın sanırsın” diye. Mutluluğun sırrı, bir işi bir ömür boyu severek yapmak...
Hangi mesleğin gelecek vaadettiğini nasıl bilebilirsiniz?
Öğrencilerin, kariyerlerine ve karakterine uygun, aynı zamanda geleceğin mesleği olan bölümleri seçebilmesi için trendleri iyi takip etmeleri gerekir. Yazılım, sosyal medya, grafik, içerik yöneticiliği gibi internet tabanlı meslekler son yıllarda çok popüler. Klasik meslekler mutlaka devam edecektir. Mühendis yine olacaktır ama o mühendis kendi alanında her şeyi çok daha iyi bilecek ve satış yapacak hale gelecek. Çok yönlü mühendis tercih sebebi olacak. Çok istenen ama bulunamayan elemanların başında IPad ve android yazılımcılar geliyor. İnsanlar artık akıllı telefonlar kullanıyor. Bunlar için oyunundan gazete okumasına kadar birçok aplikasyon gerekiyor. Yazılım sektörü buraya kaydı. Herkes yandım yandım eleman arıyor. Sigortadan, bankacılığa, alışverişe kadar hayat internete... Firmalar, interneti kullanabilen bankacı, sigortacı, satın almacı ya da görsel dizaynı yapacak reklamcı, sosyal medyacı, facebook ve twitter gibi alanları kullanabilecek elemanlara ihtiyaç duyuyor. Çünkü, internet çok önemli hale geldi.
Şu anda en çok tercih edilen meslekler hangileri?
Mühendis kadroları, muhasebe ve satış elemanı aranıyor. Süleyman Şah Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Serdar Gecü çok dil bilen insanların, firmalar tarafından en çok talep edilen kişiler olduğunu söylüyor. Serdar Gecü sözlerine şöyle devam etti: “Patronları dinlediğimizde işsizlik diye bir şey yok, mesleksizlik var. Belli alanlarda uzmanlaşmış kişiler, çok rahat iş buluyor. Ama ben her işi yaparım diyenler çok kolay iş bulamıyor. Yani nitelikli elemanlar işi buluyor. Lise mezunları arasında yüksekokullu olanlar hemen fark ediyor. Adaylar, askerlikte faydası yok diye düşünmesinler; yüksek okul da okuyabilirler.” dedi.
(kaynak milliyet)
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Pazartesi, 18 Şubat 2013 10:28
Gösterim: 1808
12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında ilköğretim okullarının dönüştürme işlemleri başladı. Dönüştürme işlemlerinde öğrenciler, öğretmenler ve okul müdürleri belirlenen okullara atanacak, ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme çalışmaları sonunda derslik ve öğrenci sayısı homojen dağıtılmış şekilde ilkokul ve ortaokul olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılında faaliyete geçecek.
İstanbul’daki ilköğretim okullarının 12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme işlemlerine, İl Milli Eğitim Müdürlüğünde oluşturulan on beş kişilik komisyon ve ilçe milli eğitim müdürlüğü temsilcilerinin katılımıyla 12.02.2013 tarihinde başlandı.
12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında (4+4+4 sistemi) ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürülmesi çalışmaları İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şerafettin Turan başkanlığında, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri Nedat İlhan, Halim Karakaya, Erol Demir, Vacip Kemal Alkan, ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul yöneticileri ve sendika temsilcilerinin katılımıyla 12 Şubat 2013 tarihinde başladı. Kesin okul dönüşüm çalışmaları 28 Şubat 2013 tarihinde sona erecek.
12-28 Şubat 2013 tarihleri arasında, ilçe komisyonları tarafından ilkokul ve ortaokul olarak belirlenen okulların durumu, komisyon tarafından ilçe ilçe değerlendirildikten sonra sonuçlar ilan edilecek ve ilkokul / ortaokul olarak ayrı ayrı belirlenen okulların yönetici atamaları gerçekleştirilecek, okullara öğrenci ve öğretmen aktarmaları yapılacak. İlköğretim okulları, ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme çalışmaları sonunda derslik ve öğrenci sayısı homojen dağıtılmış şekilde ilkokul ve ortaokul olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılında faaliyete geçecektir. Bulundukları bölgenin coğrafya şartlarından dolayı dönüştürülemeyen çok az sayıda okul ise ilkokul ve ortaokul olarak hizmet vermeye devam edecek.
12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında yapılan okul dönüşüm çalışmaları, görüşülmekte olan ilçenin ilçe milli eğitim müdürü, ilgili şube müdürü ve komisyon üyelerinin tek tek görüşü alınarak ilçe ilçe yapılıyor, her okul ayrı ayrı ele alınıyor. Dönüşümlerde okulun bulunduğu eğitim bölgesi, semt, bina durumu, mevcut derslik durumu, mevcut şube durumu, devam eden öğrenci sayısı, öğrenci potansiyeli, eğitim bölgesi derslik sayısı, eğitim bölgesi şube sayısı, derslik başına düşen öğrenci sayısı, mahalle çağ nüfusu, okulun hitap ettiği bölgenin okula uzaklığı ve okulun sosyal imkânları göz önüne alınarak yapılıyor; her okul ayrı ayrı değerlendirilerek komisyon tarafından onaylanıp kabul ediliyor
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında ilköğretim okullarının dönüştürme işlemleri başladı. Dönüştürme işlemlerinde öğrenciler, öğretmenler ve okul müdürleri belirlenen okullara atanacak, ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme çalışmaları sonunda derslik ve öğrenci sayısı homojen dağıtılmış şekilde ilkokul ve ortaokul olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılında faaliyete geçecek.
İstanbul’daki ilköğretim okullarının 12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme işlemlerine, İl Milli Eğitim Müdürlüğünde oluşturulan on beş kişilik komisyon ve ilçe milli eğitim müdürlüğü temsilcilerinin katılımıyla 12.02.2013 tarihinde başlandı.
12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında (4+4+4 sistemi) ilköğretim okullarının ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürülmesi çalışmaları İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şerafettin Turan başkanlığında, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri Nedat İlhan, Halim Karakaya, Erol Demir, Vacip Kemal Alkan, ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul yöneticileri ve sendika temsilcilerinin katılımıyla 12 Şubat 2013 tarihinde başladı. Kesin okul dönüşüm çalışmaları 28 Şubat 2013 tarihinde sona erecek.
12-28 Şubat 2013 tarihleri arasında, ilçe komisyonları tarafından ilkokul ve ortaokul olarak belirlenen okulların durumu, komisyon tarafından ilçe ilçe değerlendirildikten sonra sonuçlar ilan edilecek ve ilkokul / ortaokul olarak ayrı ayrı belirlenen okulların yönetici atamaları gerçekleştirilecek, okullara öğrenci ve öğretmen aktarmaları yapılacak. İlköğretim okulları, ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürme çalışmaları sonunda derslik ve öğrenci sayısı homojen dağıtılmış şekilde ilkokul ve ortaokul olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılında faaliyete geçecektir. Bulundukları bölgenin coğrafya şartlarından dolayı dönüştürülemeyen çok az sayıda okul ise ilkokul ve ortaokul olarak hizmet vermeye devam edecek.
12 Yıllık Zorunlu Eğitim kapsamında yapılan okul dönüşüm çalışmaları, görüşülmekte olan ilçenin ilçe milli eğitim müdürü, ilgili şube müdürü ve komisyon üyelerinin tek tek görüşü alınarak ilçe ilçe yapılıyor, her okul ayrı ayrı ele alınıyor. Dönüşümlerde okulun bulunduğu eğitim bölgesi, semt, bina durumu, mevcut derslik durumu, mevcut şube durumu, devam eden öğrenci sayısı, öğrenci potansiyeli, eğitim bölgesi derslik sayısı, eğitim bölgesi şube sayısı, derslik başına düşen öğrenci sayısı, mahalle çağ nüfusu, okulun hitap ettiği bölgenin okula uzaklığı ve okulun sosyal imkânları göz önüne alınarak yapılıyor; her okul ayrı ayrı değerlendirilerek komisyon tarafından onaylanıp kabul ediliyor
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Pazar, 17 Şubat 2013 12:21
Gösterim: 2715
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), akademik unvan alma kriterlerinde köklü değişikliklere gidiyor. Yeni düzenlemeyle artık akademik unvanlarda sadece yayın değil; patent, proje ve lisanslama gibi ölçütler de dikkate alınacak.
Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) bağlı Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), doçentlik başvuru kriterlerini değiştiriyor. Sadece yayın sayısına dayalı sistem son buluyor. ÜAK Doçentlik Üst Komisyonu'nun hazırladığı taslağa göre yayın sayısı dikkate alınacak kriterlerden sadece biri olacak. Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Komisyon Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel, akademik camiayı sevindirecek değişiklikleri BUGÜN'e anlattı. Çengel, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun (BTYK) aldığı karar doğrultusunda akademik unvanlarda sadece yayın değil aynı zamanda patent, proje, ticarileştirme ve lisanslamanın da ölçüt alınacağını kaydetti.
Her kriterin ayrı ayrı puanlanacağını ifade eden Çengel, "O bakımdan kişinin yayın sayısı az bile olsa unvan alınabilecek" dedi. Son 10 yılda Türkiye'de bilim ciddi oranda gelişme gösterdiğini anlatan Çengel şöyle devam etti:
Puanlama sistemi geliyor
"Bunun bir ölçüsü bilimsel yayın sayısı. Türkiye bilimsel yayın bakımında dünyada 17. sırada. Bu iyi bir yerdeyiz demektir. 10 yıl önce muhtemelen 40. sıralardaydık. Ancak makalelerde nitelik sorunu yaşıyoruz. Öyle ki yayın sayısında 18. olmamıza rağmen etki açısından dünya ortalamasının altındayız. Yayınların içeriği zayıf. Bunun sebebi YÖK akademik unvanları sadece yayın sayısına göre veriyor olmasıdır. Öyle olunca Türkiye'de yayın için yayın kültürü gelişti. Bir çalışma yayınlanıyor, akademik unvanlar alınıyor ondan sonra olay orada bitiyor.
Uygulama bilime darbe vuruyor
Kalite kontrolü doçentlik aşamasında değil, doktora aşamasında yapılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Çengel, doktora yapmak isteyenlerin temel bilgi seviyesi TUS gibi bir sınavla ölçülebileceğini kaydetti. "Mevcut merkezi doçentlik uygulamasına son verilmedikçe bilim insanlarımız daha nitelikli bilim üretemez" diye konuştu.
Neler dikkate alınacak?
Taslakta önerilen kriterler şöyle sıralandı.
* Makale yayını, makale değerlendirme, atıf sayısı
* Kitap veya kitap bölümü telif/tercüme
* Proje yazma (TÜBİTAK, AB 7. Çerçeve, Kalkınma Ajansı, Firmalar, vs)
* Proje yürütücülüğü/araştırmacılığı/değerlendiriciliği/izleyiciliği
* Patent alma/ürün geliştirme/lisanslama/şirket kurma/bilimsel rapor yazma
* Seminer/kısa ders verme/SEM'de kurs verme
* Yönetilen Master/Doktora tezleri (yüksek yetenekli insan yetiştirme)
* Firmalara/kurumlara danışmanlık
* Kurumuna yapılan katkı/verilen destek/komisyon görevleri
* Verilen dersler/Açılan laboratuvarlar/Yaptırılan lisans projeleri
* Mesleki konferans/kongre düzenleme; Bilimsel dergi editörlüğü
* Alınan ödüller, plaketler, davetli konuşmacı olma, panelistlik, medya
Kaynak: BUGÜN GAZETESİ
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), akademik unvan alma kriterlerinde köklü değişikliklere gidiyor. Yeni düzenlemeyle artık akademik unvanlarda sadece yayın değil; patent, proje ve lisanslama gibi ölçütler de dikkate alınacak.
Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) bağlı Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), doçentlik başvuru kriterlerini değiştiriyor. Sadece yayın sayısına dayalı sistem son buluyor. ÜAK Doçentlik Üst Komisyonu'nun hazırladığı taslağa göre yayın sayısı dikkate alınacak kriterlerden sadece biri olacak. Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Komisyon Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel, akademik camiayı sevindirecek değişiklikleri BUGÜN'e anlattı. Çengel, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun (BTYK) aldığı karar doğrultusunda akademik unvanlarda sadece yayın değil aynı zamanda patent, proje, ticarileştirme ve lisanslamanın da ölçüt alınacağını kaydetti.
Her kriterin ayrı ayrı puanlanacağını ifade eden Çengel, "O bakımdan kişinin yayın sayısı az bile olsa unvan alınabilecek" dedi. Son 10 yılda Türkiye'de bilim ciddi oranda gelişme gösterdiğini anlatan Çengel şöyle devam etti:
Puanlama sistemi geliyor
"Bunun bir ölçüsü bilimsel yayın sayısı. Türkiye bilimsel yayın bakımında dünyada 17. sırada. Bu iyi bir yerdeyiz demektir. 10 yıl önce muhtemelen 40. sıralardaydık. Ancak makalelerde nitelik sorunu yaşıyoruz. Öyle ki yayın sayısında 18. olmamıza rağmen etki açısından dünya ortalamasının altındayız. Yayınların içeriği zayıf. Bunun sebebi YÖK akademik unvanları sadece yayın sayısına göre veriyor olmasıdır. Öyle olunca Türkiye'de yayın için yayın kültürü gelişti. Bir çalışma yayınlanıyor, akademik unvanlar alınıyor ondan sonra olay orada bitiyor.
Uygulama bilime darbe vuruyor
Kalite kontrolü doçentlik aşamasında değil, doktora aşamasında yapılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Çengel, doktora yapmak isteyenlerin temel bilgi seviyesi TUS gibi bir sınavla ölçülebileceğini kaydetti. "Mevcut merkezi doçentlik uygulamasına son verilmedikçe bilim insanlarımız daha nitelikli bilim üretemez" diye konuştu.
Neler dikkate alınacak?
Taslakta önerilen kriterler şöyle sıralandı.
* Makale yayını, makale değerlendirme, atıf sayısı
* Kitap veya kitap bölümü telif/tercüme
* Proje yazma (TÜBİTAK, AB 7. Çerçeve, Kalkınma Ajansı, Firmalar, vs)
* Proje yürütücülüğü/araştırmacılığı/değerlendiriciliği/izleyiciliği
* Patent alma/ürün geliştirme/lisanslama/şirket kurma/bilimsel rapor yazma
* Seminer/kısa ders verme/SEM'de kurs verme
* Yönetilen Master/Doktora tezleri (yüksek yetenekli insan yetiştirme)
* Firmalara/kurumlara danışmanlık
* Kurumuna yapılan katkı/verilen destek/komisyon görevleri
* Verilen dersler/Açılan laboratuvarlar/Yaptırılan lisans projeleri
* Mesleki konferans/kongre düzenleme; Bilimsel dergi editörlüğü
* Alınan ödüller, plaketler, davetli konuşmacı olma, panelistlik, medya
Kaynak: BUGÜN GAZETESİ
Son Güncelleme: Pazar, 17 Şubat 2013 17:35
Gösterim: 1846
Bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile internet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla kurulan meclis araştırma komisyonu raporunu tamamlayarak meclis başkanlığına sundu. Bu rapora göre Bilişim dersinin zorunlu olması gerektiği belirtilirken şimdi gözler MEB'e çevrildi.
Ülkemizde ilköğretim ve ortaöğretim okullarında 2011-2012 eğitim öğretim yılına kadar var olan bilgisayar dersleri özellikle program kullanma temelli işlenmiş olup bilinçli bilgisayar ve internet kullanımıyla ilgili yeterli olmamıştır. 2006 yılında müfredatımıza giren medya okur-yazarlığı dersi de bu konuda yeterli olmamaktadır. Avrupa'da ilköğretim düzeyinde internetin bilinçli kullanımıyla ilgili müfredatı olmayan tek Avrupa ülkesi Türkiye'dir. Ülkemizde de bilinçli internet kullanımıyla ilgili ders programları oluşturulup ortaokul düzeyinde mutlaka zorunlu olarak verilmelidir.(sf 536)
Günümüzde; bilişim teknolojileri ve internetin kullanım alanı düşünüldüğünde, bu teknolojileri kullanma konusunda kendi kendine yeterli, asgari yeterlilik düzeyini yakalamış insanlar yetiştirmek, eğitim sisteminin temel görevlerinden birisi olmalıdır. Bu yüzden okullarda mutlaka bilişim okur-yazarlığı dersi ilkokuldan itibaren zorunlu olarak verilmeli ve bu dersin içeriği aşağıdaki kriterlere göre hazırlanmalıdır.(sf 538)
Kalkınma planları ve millî eğitim şûralarında sıklıkla öğretim programlarının Bilgi teknolojileri laboratuvarı kurulması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okulun en az 8 dersliğe ve 150 öğrenciye sahip olması şartı aranmaktadır. Bu nedenle, illerin okul veya öğrenci sayısı ile bilgi teknolojileri laboratuvarı sayısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.(sf 515)
Kullanıcıların bilişim teknolojileri becerileri ve sayısal okuryazarlık düzeylerine ilişkin eksiklik ve yetersizlikler, çoğu vatandaşın sayısal toplumun ve ekonominin dışında kalmasına ve bilişim teknolojilerinin verimlilik artışında sağladığı bütünsel etkiden yeterince yararlanamamasına neden olmaktadır. Bu amaçla, Avrupa ülkelerinde bilişim ve internet teknolojileri becerilerini geliştirmek ve bilinçli internet kullanıcısı bireyler yetiştirmek için ders müfredatları yeniden düzenlenmiştir.(sf 536)
İnternette bulunan zararlı içeriğe çok kolay bir şekilde erişilebilmekte, başta çocuklar olmak üzere toplum olumsuz şekilde etkilenmektedir. Başta pornografi olmak üzere çocuk pornografisi ve video oyunları cazip gelir kapısı olması nedeniyle internette hızlı bir şekilde yayılmakta ve toplumu olumsuz etkilemektedir.(sf 1077)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile internet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla kurulan meclis araştırma komisyonu raporunu tamamlayarak meclis başkanlığına sundu. Bu rapora göre Bilişim dersinin zorunlu olması gerektiği belirtilirken şimdi gözler MEB'e çevrildi.
Ülkemizde ilköğretim ve ortaöğretim okullarında 2011-2012 eğitim öğretim yılına kadar var olan bilgisayar dersleri özellikle program kullanma temelli işlenmiş olup bilinçli bilgisayar ve internet kullanımıyla ilgili yeterli olmamıştır. 2006 yılında müfredatımıza giren medya okur-yazarlığı dersi de bu konuda yeterli olmamaktadır. Avrupa'da ilköğretim düzeyinde internetin bilinçli kullanımıyla ilgili müfredatı olmayan tek Avrupa ülkesi Türkiye'dir. Ülkemizde de bilinçli internet kullanımıyla ilgili ders programları oluşturulup ortaokul düzeyinde mutlaka zorunlu olarak verilmelidir.(sf 536)
Günümüzde; bilişim teknolojileri ve internetin kullanım alanı düşünüldüğünde, bu teknolojileri kullanma konusunda kendi kendine yeterli, asgari yeterlilik düzeyini yakalamış insanlar yetiştirmek, eğitim sisteminin temel görevlerinden birisi olmalıdır. Bu yüzden okullarda mutlaka bilişim okur-yazarlığı dersi ilkokuldan itibaren zorunlu olarak verilmeli ve bu dersin içeriği aşağıdaki kriterlere göre hazırlanmalıdır.(sf 538)
Kalkınma planları ve millî eğitim şûralarında sıklıkla öğretim programlarının Bilgi teknolojileri laboratuvarı kurulması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okulun en az 8 dersliğe ve 150 öğrenciye sahip olması şartı aranmaktadır. Bu nedenle, illerin okul veya öğrenci sayısı ile bilgi teknolojileri laboratuvarı sayısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.(sf 515)
Kullanıcıların bilişim teknolojileri becerileri ve sayısal okuryazarlık düzeylerine ilişkin eksiklik ve yetersizlikler, çoğu vatandaşın sayısal toplumun ve ekonominin dışında kalmasına ve bilişim teknolojilerinin verimlilik artışında sağladığı bütünsel etkiden yeterince yararlanamamasına neden olmaktadır. Bu amaçla, Avrupa ülkelerinde bilişim ve internet teknolojileri becerilerini geliştirmek ve bilinçli internet kullanıcısı bireyler yetiştirmek için ders müfredatları yeniden düzenlenmiştir.(sf 536)
İnternette bulunan zararlı içeriğe çok kolay bir şekilde erişilebilmekte, başta çocuklar olmak üzere toplum olumsuz şekilde etkilenmektedir. Başta pornografi olmak üzere çocuk pornografisi ve video oyunları cazip gelir kapısı olması nedeniyle internette hızlı bir şekilde yayılmakta ve toplumu olumsuz etkilemektedir.(sf 1077)
Son Güncelleme: Cumartesi, 16 Şubat 2013 13:24
Gösterim: 1915

