Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Türkiye genelinde Diyarbakır’da da hafta sonucu yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Parasız Yatılı ve Bursluluk (PYB) Sınavı’nda görev alacak öğretmenlerin istenilen başvuruyu yapmaması kriz yarattı.
Yaklaşık 60 bin öğrencinin katılacağı sınavlar için Valilik res’en görevlendirme yaptı. Eğitim- Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, 5 bin öğretmene ihtiyaç varken, 400 öğretmenin başvurduğu ve Valiliğin re’sen görevlendirme yaptığını ve bunun Danıştay kararlarına aykırı olduğunu söyledi.
Cumartesi günü yapılacak SBS için Diyarbakır’da yaklaşık 25 bin, pazarg ünü yapılacak PYB sınavı için de 35 bin öğrenci katılacak. Sınavlarda görevlendirmek için 5 bin öğretmene ihtiyaç duyulurken, öğretmen sendikalarının karar alması sonucu başvuru sayısı düşük kalınca, valilik tarafından re’sen görevlendirme yapıldığı iddia edildi. Milli Eğitim Müdürlüğü’nden okullara valilik oluru ile gönderilen yazıda, 9-10 Haziran 2012 SBS ve PYB sınavı için görevlendirmelerin sisteme aktarıldığı ve okulların 8 Haziran 2012 Cuma saat 11.00’e kadar çıktılarını almaları gerektiği belirtilerek, "Görevler otomasyon tarafından alfabetik sırayla verilmektedir. Görev iptali ya da değişikliği asla yapılmamaktadır. 9 Haziran 2012 Seviye Belirleme Sınavı ve 10 Haziran 2012 PYB Sınavı saat 10.00’da başlayacak olup, en geç saat 09.00’da görevlendirildiğiniz okulda hazır bulununuz" denildi.
’GÖREVLENDİRME KARARI KANUN DIŞI’
Valiliğin res’en görevlendirme kararına tepki gösteren Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, Valiliğin bu kararı kanun dışı olduğunu ileri sürdü. Birtek, "Danıştay kararları vardır. Görevlendirmenin 1 hafta önce yapılması gerekiyor. Sınavlara girmeyecek olan arkadaşlarımız sıkıntı yaşamayacaklar" dedi.
Birtek, öğretmenlerin itibarsızlaştırılmaya çalışılması, memurlara hakları olan zamların verilmemesi, sınav ücretleri ve öğretmenlere sahip çıkılmaması nedeniyle bütün eğitim sendikalarının Diyarbakır’da böyle bir karar aldıklarını söyledi. Birtek, "Başbakan ve Milli Eğitim Bakanının öğretmenrlerle ilgili açıklamaları var. Hani İlçesi’nde sınava müdahale eden öğretmenler tutanak tuttu diye açığa alınırken, bunu yapan polis hakkında işlem yapılmıyor. Bu şartların düzeltilmesi için böyle bir karar aldı. Diyarbakır’da 5 bin öğretmene ihtiyaç varken, şuana kadar 400 kişinin gönüllü başvurduğunu söyleyebilirim" dedi.
’ÖĞRETMENLER SEVK VE RAPOR ALIP SINAVA GİRMEYECEKLER’
Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, öğretmenlerin itibarsızlaştırma ve saygınlığının yok edilmesi için yapılan açıklamalara tepki gösterdikleri için sınavlarda üyelerinin görev almayacağını isöyledi. Memiş, "Başbakan bize 15 saat çalışıp 2 ay yatmakla suçluyor. Bu açıklamasını düzeltmesini bekliyoruz. Amacımız öğrencileri mağdur etmek değil, itibarsızlaştırmanın önüne geçmek için demokratik tavrımızı ortaya koyuyoruz. Öğretmenler saldırıya uğrarken kimse kılını kıpardatmıyor. Çözümsüzlük değil çözümün parçası olmak istiyoruz. Resen görevlendimelerden sonra öğretmenlerimiz isterse sevk ve rapor alarak sınavlarda görev almayacaklardır. Öğretmlenlerimiz talepleri sınava girmeme doğrultusundadır" dedi.
Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise hafta sonu yapılacak olan sınav için görevlendirmelerin yapıldığını ve bir sıkıntı yaşanmayacağını söyledi.
TOKAT’TA ÖĞRETMENLER SINAVLARA KATILMAMA KARARI ALDI
Tokat’ta Memur- Sen, Türkiye Kamu- Sen ve KESK’e bağlı eğitim sendikaları merkezi sınavlara katılmama kararı aldı.
Tokat’ta eğitim sendikaları ortak karar alarak yapılacak merkezi bütün sınavları boykot etme kararı aldı. Öğretmenler boykot kararını gerekçe olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in eğitim camiasına yönelik çalışma saatleri, ücret ve izin konusundaki sözlerini gerekçe gösterdi. Sendika binasında açıklamalarda bulunan Memur Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Cemil Çağlar, genel merkezlerinin kararı olmamasına rağmen yerelde bu kararı aldıklarını söyledi. Çağlar, şöyle dedi:
"Merkezi bütün sınavları boykot etme kararı aldık. Merkezi ÖSS, LYS, SBS, açık lise, açık öğretim gibi bütün sınavlara öğretmenlerin itibarları iade edilinceye, ’Ya öğreten ol ya öğrenen ol’ anlayışı hakim oluncaya ve sayın Başbakanın ve bakanın eğitim çalışanlarına yönelik söylemlerini düzeltene kadar Tokat’ta merkezi sınavlarda görev almama kararı aldık. Şu ana kadar da uyguluyoruz. Eğitim çalışanlarının gönlü kırıktır. Yetkililerden bu kırıklığı tamir edecek açıklama bekliyoruz."
Cemil Çağlar, sınavlarda Valilik ve Kaymakamlık tarafından görevlendirme olacağını belirterek, "Mesela ilçelerden Yeşilyurt’a, Artova’dan Sulusaray’dan öğretmen takviyesi gibi çalışmalar varmış, Yeşilyurt merkez olduğu için. Bir şekilde görevlendirme olur. Bizim Tokat’taki kararımız bu yönde. Biz hafta sonu Tokat’ta bile olmayacağız" dedi.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye genelinde Diyarbakır’da da hafta sonucu yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Parasız Yatılı ve Bursluluk (PYB) Sınavı’nda görev alacak öğretmenlerin istenilen başvuruyu yapmaması kriz yarattı.
Yaklaşık 60 bin öğrencinin katılacağı sınavlar için Valilik res’en görevlendirme yaptı. Eğitim- Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, 5 bin öğretmene ihtiyaç varken, 400 öğretmenin başvurduğu ve Valiliğin re’sen görevlendirme yaptığını ve bunun Danıştay kararlarına aykırı olduğunu söyledi.
Cumartesi günü yapılacak SBS için Diyarbakır’da yaklaşık 25 bin, pazarg ünü yapılacak PYB sınavı için de 35 bin öğrenci katılacak. Sınavlarda görevlendirmek için 5 bin öğretmene ihtiyaç duyulurken, öğretmen sendikalarının karar alması sonucu başvuru sayısı düşük kalınca, valilik tarafından re’sen görevlendirme yapıldığı iddia edildi. Milli Eğitim Müdürlüğü’nden okullara valilik oluru ile gönderilen yazıda, 9-10 Haziran 2012 SBS ve PYB sınavı için görevlendirmelerin sisteme aktarıldığı ve okulların 8 Haziran 2012 Cuma saat 11.00’e kadar çıktılarını almaları gerektiği belirtilerek, "Görevler otomasyon tarafından alfabetik sırayla verilmektedir. Görev iptali ya da değişikliği asla yapılmamaktadır. 9 Haziran 2012 Seviye Belirleme Sınavı ve 10 Haziran 2012 PYB Sınavı saat 10.00’da başlayacak olup, en geç saat 09.00’da görevlendirildiğiniz okulda hazır bulununuz" denildi.
’GÖREVLENDİRME KARARI KANUN DIŞI’
Valiliğin res’en görevlendirme kararına tepki gösteren Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, Valiliğin bu kararı kanun dışı olduğunu ileri sürdü. Birtek, "Danıştay kararları vardır. Görevlendirmenin 1 hafta önce yapılması gerekiyor. Sınavlara girmeyecek olan arkadaşlarımız sıkıntı yaşamayacaklar" dedi.
Birtek, öğretmenlerin itibarsızlaştırılmaya çalışılması, memurlara hakları olan zamların verilmemesi, sınav ücretleri ve öğretmenlere sahip çıkılmaması nedeniyle bütün eğitim sendikalarının Diyarbakır’da böyle bir karar aldıklarını söyledi. Birtek, "Başbakan ve Milli Eğitim Bakanının öğretmenrlerle ilgili açıklamaları var. Hani İlçesi’nde sınava müdahale eden öğretmenler tutanak tuttu diye açığa alınırken, bunu yapan polis hakkında işlem yapılmıyor. Bu şartların düzeltilmesi için böyle bir karar aldı. Diyarbakır’da 5 bin öğretmene ihtiyaç varken, şuana kadar 400 kişinin gönüllü başvurduğunu söyleyebilirim" dedi.
’ÖĞRETMENLER SEVK VE RAPOR ALIP SINAVA GİRMEYECEKLER’
Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, öğretmenlerin itibarsızlaştırma ve saygınlığının yok edilmesi için yapılan açıklamalara tepki gösterdikleri için sınavlarda üyelerinin görev almayacağını isöyledi. Memiş, "Başbakan bize 15 saat çalışıp 2 ay yatmakla suçluyor. Bu açıklamasını düzeltmesini bekliyoruz. Amacımız öğrencileri mağdur etmek değil, itibarsızlaştırmanın önüne geçmek için demokratik tavrımızı ortaya koyuyoruz. Öğretmenler saldırıya uğrarken kimse kılını kıpardatmıyor. Çözümsüzlük değil çözümün parçası olmak istiyoruz. Resen görevlendimelerden sonra öğretmenlerimiz isterse sevk ve rapor alarak sınavlarda görev almayacaklardır. Öğretmlenlerimiz talepleri sınava girmeme doğrultusundadır" dedi.
Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise hafta sonu yapılacak olan sınav için görevlendirmelerin yapıldığını ve bir sıkıntı yaşanmayacağını söyledi.
TOKAT’TA ÖĞRETMENLER SINAVLARA KATILMAMA KARARI ALDI
Tokat’ta Memur- Sen, Türkiye Kamu- Sen ve KESK’e bağlı eğitim sendikaları merkezi sınavlara katılmama kararı aldı.
Tokat’ta eğitim sendikaları ortak karar alarak yapılacak merkezi bütün sınavları boykot etme kararı aldı. Öğretmenler boykot kararını gerekçe olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in eğitim camiasına yönelik çalışma saatleri, ücret ve izin konusundaki sözlerini gerekçe gösterdi. Sendika binasında açıklamalarda bulunan Memur Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Cemil Çağlar, genel merkezlerinin kararı olmamasına rağmen yerelde bu kararı aldıklarını söyledi. Çağlar, şöyle dedi:
"Merkezi bütün sınavları boykot etme kararı aldık. Merkezi ÖSS, LYS, SBS, açık lise, açık öğretim gibi bütün sınavlara öğretmenlerin itibarları iade edilinceye, ’Ya öğreten ol ya öğrenen ol’ anlayışı hakim oluncaya ve sayın Başbakanın ve bakanın eğitim çalışanlarına yönelik söylemlerini düzeltene kadar Tokat’ta merkezi sınavlarda görev almama kararı aldık. Şu ana kadar da uyguluyoruz. Eğitim çalışanlarının gönlü kırıktır. Yetkililerden bu kırıklığı tamir edecek açıklama bekliyoruz."
Cemil Çağlar, sınavlarda Valilik ve Kaymakamlık tarafından görevlendirme olacağını belirterek, "Mesela ilçelerden Yeşilyurt’a, Artova’dan Sulusaray’dan öğretmen takviyesi gibi çalışmalar varmış, Yeşilyurt merkez olduğu için. Bir şekilde görevlendirme olur. Bizim Tokat’taki kararımız bu yönde. Biz hafta sonu Tokat’ta bile olmayacağız" dedi.
(milliyet)
Son Güncelleme: Perşembe, 07 Haziran 2012 16:43
Gösterim: 3118
Ekonomik krizin pençesindeki Avrupa Birliği içişleri bakanları bugün Lüksemburg'da bir araya gelerek Türkiye'ye "vize kolaylığı sağlamayı" görüşecek. AB'yi bu adıma zorlayan ise, her yıl binlerce yasadışı mültecinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya kaçması.
AB Sınır Koruma Ajansı Frontex'in verilerine göre, geçtiğimiz yıl ekim-aralık ayları arasında Avrupa Birliği ülkelerine 30 bin mülteci yasadışı yollardan giriş yaptı. Yasadışı yollardan Avrupa'ya giden mültecilerin yüzde 75'i ise, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı kullandı. Gürcistan'la bile vize müzakereleri yapan Avrupa Birliği, yıllardır Türkiye'nin "vizeyi kaldıralım" teklifini görmezden geliyor.
'VİZESİZ HAYAT' İÇİN YOL HARİTASI
Ekonomik krizin boynunu büktüğü Avrupa Birliği "vize kolaylığı" karşılığında Türkiye'den mültecileri geri kabul antlaşmasına imza atmasını bekliyor. Tarafların anlaşması halinde Ankara "geri kabul" antlaşmasına imza atacak ve karşılığında ilk aşamada vize kolaylığı ve yakın gelecekte de vizelerin tamamen kaldırılması için bir yol haritası belirlenmesi hakkını elde edecek.
SINIRA ÇİT SORUNU ÇÖZMEZ
Türkiye ile vize müzakerelerine yanaşmayan AB'nin bu konuda tavır değiştirmesinin altında ise AB Sınır Koruma Ajansı Frontex'in yayımladığı veriler yatıyor. AB'ye yasadışı yollardan giriş yapan mültecilerin yüzde 75'i Türkiye üzerinden giriş yapıyor. Bu sorunu çözmek için Yunanistan, Meriç kıyısına "çit" çekmeyi uzun süre tartıştı. Ancak Frontex'e göre, Türkiye ile Yunanistan sınırına çit çekilse bile, sorunu çözmek zor. Ankara geri kabul antlaşmasını imzalamadıkça, yasadışı yollardan AB'ye en fazla mülteci bu sınır üzerinden gelmeye devam edecek.
'1 TEMMUZ'A KADAR ÇÖZELİM'
AB dönem başkanlığını 1 Temmuz'da Kıbrıs Rum kesimine devredecek olan Danimarka, haziran ayı sonuna kadar bu konuda bir antlaşma sağlanmasını umuyor. Brüksel'deki diplomatik kaynaklar, Türkiye ile AB'nin ay sonuna kadar bu konuda anlaşabileceklerini belirtiyor.
'VİZE KOLAYLIĞI TÜRKİYE'Yİ ÖDÜLLENDİRMEK OLUR'
Türkiye'ye vize kolaylığı sağlanmasına karşı çıkanlar da mevcut. Almanya'da koalisyon hükümeti ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi'nin AB milletvekili Manfred Weber, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Türkiye AB'yle müzakerelerde son dönemde ilerlemeden çok, geri adım attı. Vize kolaylığı sağlanırsa, Türkiye'nin mülteciler konusunda olumlu adım atacağına inanmıyorum. Türkiye'yi vize kolaylığıyla ödüllendirmek, gördüğümüz resime pek uygun değil" dedi.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ekonomik krizin pençesindeki Avrupa Birliği içişleri bakanları bugün Lüksemburg'da bir araya gelerek Türkiye'ye "vize kolaylığı sağlamayı" görüşecek. AB'yi bu adıma zorlayan ise, her yıl binlerce yasadışı mültecinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya kaçması.
AB Sınır Koruma Ajansı Frontex'in verilerine göre, geçtiğimiz yıl ekim-aralık ayları arasında Avrupa Birliği ülkelerine 30 bin mülteci yasadışı yollardan giriş yaptı. Yasadışı yollardan Avrupa'ya giden mültecilerin yüzde 75'i ise, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı kullandı. Gürcistan'la bile vize müzakereleri yapan Avrupa Birliği, yıllardır Türkiye'nin "vizeyi kaldıralım" teklifini görmezden geliyor.
'VİZESİZ HAYAT' İÇİN YOL HARİTASI
Ekonomik krizin boynunu büktüğü Avrupa Birliği "vize kolaylığı" karşılığında Türkiye'den mültecileri geri kabul antlaşmasına imza atmasını bekliyor. Tarafların anlaşması halinde Ankara "geri kabul" antlaşmasına imza atacak ve karşılığında ilk aşamada vize kolaylığı ve yakın gelecekte de vizelerin tamamen kaldırılması için bir yol haritası belirlenmesi hakkını elde edecek.
SINIRA ÇİT SORUNU ÇÖZMEZ
Türkiye ile vize müzakerelerine yanaşmayan AB'nin bu konuda tavır değiştirmesinin altında ise AB Sınır Koruma Ajansı Frontex'in yayımladığı veriler yatıyor. AB'ye yasadışı yollardan giriş yapan mültecilerin yüzde 75'i Türkiye üzerinden giriş yapıyor. Bu sorunu çözmek için Yunanistan, Meriç kıyısına "çit" çekmeyi uzun süre tartıştı. Ancak Frontex'e göre, Türkiye ile Yunanistan sınırına çit çekilse bile, sorunu çözmek zor. Ankara geri kabul antlaşmasını imzalamadıkça, yasadışı yollardan AB'ye en fazla mülteci bu sınır üzerinden gelmeye devam edecek.
'1 TEMMUZ'A KADAR ÇÖZELİM'
AB dönem başkanlığını 1 Temmuz'da Kıbrıs Rum kesimine devredecek olan Danimarka, haziran ayı sonuna kadar bu konuda bir antlaşma sağlanmasını umuyor. Brüksel'deki diplomatik kaynaklar, Türkiye ile AB'nin ay sonuna kadar bu konuda anlaşabileceklerini belirtiyor.
'VİZE KOLAYLIĞI TÜRKİYE'Yİ ÖDÜLLENDİRMEK OLUR'
Türkiye'ye vize kolaylığı sağlanmasına karşı çıkanlar da mevcut. Almanya'da koalisyon hükümeti ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi'nin AB milletvekili Manfred Weber, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Türkiye AB'yle müzakerelerde son dönemde ilerlemeden çok, geri adım attı. Vize kolaylığı sağlanırsa, Türkiye'nin mülteciler konusunda olumlu adım atacağına inanmıyorum. Türkiye'yi vize kolaylığıyla ödüllendirmek, gördüğümüz resime pek uygun değil" dedi.
(haber7)
Son Güncelleme: Perşembe, 07 Haziran 2012 15:54
Gösterim: 2138
Bakan Dinçer, yarın sona erecek 2011-2012 eğitim öğretim yılı için öğrencilere, öğretmenlere ve velilere yönelik yıl sonu mesajı yayımladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yaz tatiline giren öğrencilere, ''Bugün başarılıysanız ve iyi bir karne almışsanız, bu yarını ihmal etmeniz anlamına gelmemelidir. Aldığınız notlar istediğiniz düzeyde değilse bu durum bundan sonra da devam eder diye ümitsizliğe kapılmayınız. Bugün notlarınız kötü olsa da bundan sonra sergileyeceğiniz bilinçli çalışma ve çabalar sizi daha iyi noktalara götürecektir'' mesajı verdi.
Bakan Dinçer, yarın sona erecek 2011-2012 eğitim öğretim yılı için öğrencilere, öğretmenlere ve velilere yönelik yıl sonu mesajı yayımladı.
Oldukça yoğun ve yorucu bir çalışma döneminden sonra sorumlulukları yerine getirmenin huzuru içinde, bir eğitim öğretim yılının daha tamamlandığını ifade eden Dinçer, yıl boyunca öğrencilere, başarılı ve aynı zamanda mutlu olmaları için ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerileri kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.
Unutmayınız ki bu karne çocuğunuz kadar, sizler için de bir muhasebe yapma imkanı vermektedir
Türkiye'yi yarınlara taşıyacak yeni neslin özgüveni tam, sorumluluk bilincine ve rekabet gücüne sahip bireyler olması için çabaladıklarını vurgulayan Dinçer, anne babalara şu mesajı verdi:
''Yüksek notlar ders başarısı hakkında bilgi verse de hayatta mutlu ve başarılı olmak için yeterli olmayabilir. Çocuklarınızın karnelerini değerlendirirken doğrudan notlara odaklanmak yerine çocuğun özelliklerini fark etmeye, onların eksiklerini ve gerçekten neye ihtiyacı olduğunu belirlemeye çalışınız. Unutmayınız ki bu karne çocuğunuz kadar, sizler için de bir muhasebe yapma imkanı vermektedir. Yıl boyunca bir anne ve baba olarak onun başarısı için neleri yeterince yapamadığınızı görmenizi sağlar.''
Anne ve babaların sorumluluğunun çocuklarının en iyi ortamlarda eğitim almasını sağlamak ve maddi imkanlarını seferber etmekten ibaret olmadığını vurgulayan Dinçer, ''Çocuğunuzun, yeteneklerini keşfetmeye çalıştığı ve geleceğe ilişkin önemli yönelimler sergileyeceği bu dönemde maddi desteğiniz kadar ona sunacağınız manevi desteğin sağlayacağı huzura da ihtiyacı olacaktır. Bu sebeple hep birlikte bir empati yapalım ve onun beklentilerini ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışalım'' ifadelerini kullandı.
Her çocuğun özel, farklı yetenek ve gelişim özelliklerine sahip olduğunu ifade eden Dinçer, eğitimde başarı için çocuğu doğru tanıma ve onun özellikleriyle uyumlu eğitime yönlendirmenin karne başarısı kadar önem taşıdığına dikkati çekti.
''Sonuçları tüm eğitim hayatınızı niteleyecek şekilde yorumlamayınız''
Karnelerin belli bir dönem içerisinde öğrencilerin sergilediği başarıyı gösterdiğini belirten Dinçer, öğrencilere ise şu mesajı verdi:
''Başarınız sadece sizin çabanızla ortaya çıkmaz. Bu sebeple aldığınız sonuçları tüm eğitim hayatınızı niteleyecek şekilde yorumlamayınız. Bugün başarılıysanız ve iyi bir karne almışsanız, bu yarını ihmal etmeniz anlamına gelmemelidir. Aldığınız notlar istediğiniz düzeyde değilse bu durum bundan sonra da devam eder diye ümitsizliğe kapılmayınız. Bugün notlarınız kötü olsa da bundan sonra sergileyeceğiniz bilinçli çalışma ve çabalar sizi daha iyi noktalara götürecektir.''
''Dinlenmeyi en az öğrenciler kadar öğretmenler de hak ediyor''
Öğretmenlik mesleğinin hem zihin hem de gönül işi olduğunu vurgulayan Dinçer, öğretmenlerin birçoğunun zor şartlar altında ve üstün gayretle önemli başarılara imza attığını bildiğini ifade etti.
Dinçer, bu sebeple, dinlenmeyi en az öğrenciler kadar öğretmenlerin de hak ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Sürekli değişen dünyada ve pek çok yeniliğe imza attığımız eğitim sistemimizde sizlerin de kişisel ve mesleki gelişiminizi ihmal etmeyeceğinize inanıyorum. Yeni eğitim dönemi için bizler de sizin etkin bir hazırlık yapabilmeniz için gerekli katkıyı yapacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi tebrik ediyor, mutlu ve huzurlu bir tatil diliyorum.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bakan Dinçer, yarın sona erecek 2011-2012 eğitim öğretim yılı için öğrencilere, öğretmenlere ve velilere yönelik yıl sonu mesajı yayımladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yaz tatiline giren öğrencilere, ''Bugün başarılıysanız ve iyi bir karne almışsanız, bu yarını ihmal etmeniz anlamına gelmemelidir. Aldığınız notlar istediğiniz düzeyde değilse bu durum bundan sonra da devam eder diye ümitsizliğe kapılmayınız. Bugün notlarınız kötü olsa da bundan sonra sergileyeceğiniz bilinçli çalışma ve çabalar sizi daha iyi noktalara götürecektir'' mesajı verdi.
Bakan Dinçer, yarın sona erecek 2011-2012 eğitim öğretim yılı için öğrencilere, öğretmenlere ve velilere yönelik yıl sonu mesajı yayımladı.
Oldukça yoğun ve yorucu bir çalışma döneminden sonra sorumlulukları yerine getirmenin huzuru içinde, bir eğitim öğretim yılının daha tamamlandığını ifade eden Dinçer, yıl boyunca öğrencilere, başarılı ve aynı zamanda mutlu olmaları için ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerileri kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.
Unutmayınız ki bu karne çocuğunuz kadar, sizler için de bir muhasebe yapma imkanı vermektedir
Türkiye'yi yarınlara taşıyacak yeni neslin özgüveni tam, sorumluluk bilincine ve rekabet gücüne sahip bireyler olması için çabaladıklarını vurgulayan Dinçer, anne babalara şu mesajı verdi:
''Yüksek notlar ders başarısı hakkında bilgi verse de hayatta mutlu ve başarılı olmak için yeterli olmayabilir. Çocuklarınızın karnelerini değerlendirirken doğrudan notlara odaklanmak yerine çocuğun özelliklerini fark etmeye, onların eksiklerini ve gerçekten neye ihtiyacı olduğunu belirlemeye çalışınız. Unutmayınız ki bu karne çocuğunuz kadar, sizler için de bir muhasebe yapma imkanı vermektedir. Yıl boyunca bir anne ve baba olarak onun başarısı için neleri yeterince yapamadığınızı görmenizi sağlar.''
Anne ve babaların sorumluluğunun çocuklarının en iyi ortamlarda eğitim almasını sağlamak ve maddi imkanlarını seferber etmekten ibaret olmadığını vurgulayan Dinçer, ''Çocuğunuzun, yeteneklerini keşfetmeye çalıştığı ve geleceğe ilişkin önemli yönelimler sergileyeceği bu dönemde maddi desteğiniz kadar ona sunacağınız manevi desteğin sağlayacağı huzura da ihtiyacı olacaktır. Bu sebeple hep birlikte bir empati yapalım ve onun beklentilerini ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışalım'' ifadelerini kullandı.
Her çocuğun özel, farklı yetenek ve gelişim özelliklerine sahip olduğunu ifade eden Dinçer, eğitimde başarı için çocuğu doğru tanıma ve onun özellikleriyle uyumlu eğitime yönlendirmenin karne başarısı kadar önem taşıdığına dikkati çekti.
''Sonuçları tüm eğitim hayatınızı niteleyecek şekilde yorumlamayınız''
Karnelerin belli bir dönem içerisinde öğrencilerin sergilediği başarıyı gösterdiğini belirten Dinçer, öğrencilere ise şu mesajı verdi:
''Başarınız sadece sizin çabanızla ortaya çıkmaz. Bu sebeple aldığınız sonuçları tüm eğitim hayatınızı niteleyecek şekilde yorumlamayınız. Bugün başarılıysanız ve iyi bir karne almışsanız, bu yarını ihmal etmeniz anlamına gelmemelidir. Aldığınız notlar istediğiniz düzeyde değilse bu durum bundan sonra da devam eder diye ümitsizliğe kapılmayınız. Bugün notlarınız kötü olsa da bundan sonra sergileyeceğiniz bilinçli çalışma ve çabalar sizi daha iyi noktalara götürecektir.''
''Dinlenmeyi en az öğrenciler kadar öğretmenler de hak ediyor''
Öğretmenlik mesleğinin hem zihin hem de gönül işi olduğunu vurgulayan Dinçer, öğretmenlerin birçoğunun zor şartlar altında ve üstün gayretle önemli başarılara imza attığını bildiğini ifade etti.
Dinçer, bu sebeple, dinlenmeyi en az öğrenciler kadar öğretmenlerin de hak ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Sürekli değişen dünyada ve pek çok yeniliğe imza attığımız eğitim sistemimizde sizlerin de kişisel ve mesleki gelişiminizi ihmal etmeyeceğinize inanıyorum. Yeni eğitim dönemi için bizler de sizin etkin bir hazırlık yapabilmeniz için gerekli katkıyı yapacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi tebrik ediyor, mutlu ve huzurlu bir tatil diliyorum.''
Son Güncelleme: Perşembe, 07 Haziran 2012 14:50
Gösterim: 1973
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 14 Aralık 2011 tarihinde İstanbul Üniversitesi'ni ziyareti sırasında yumurtalarla okula girmeye çalışırken yakalanan ve kendisini engellemek isteyen polislere direnip hakaret ettiği iddiasıyla hakkında 11 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan üniversite öğrenci Yiğit Ergün beraat etti.
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Yiğit Ergün ile mağdur 4 polis ve taraf avukatları katıldı.
Hakimden 4 polise: dev gibi bir adam gelecek galiba
Bu arada duruşma öncesinde sanık Ergün'ün gelmesi beklenirken, hakim ile mağdur polisler arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Hakim Ali Belen, mağdur 4 polise bakarak, "Size mi direndi? 4 kişisiniz, herhalde dev gibi bir adam gelecek salona" diyerek espri yaptı. Polisler ise direnme olmadığını kendilerine hakaret edildiğini söylediler. Bu sözler salonda gülüşmelere neden oldu. Sanık Yiğit Ergün'ün salona girmesinin ardından duruşma başladı.
"Böyle konuşma DGM'ye gönderirim"
Savunmasını yapan sanık Ergün, polislere direnmediğini ve hakarette bulunmadığını söyledi. Beraatini talep eden sanık Ergün'ün , "Bu dava polislere direnme davası değil siyasi bir davadır. Üniversiteler özgürdür, orada polis istemiyoruz" demesi üzerine hakim Belen, "Dava konusuna ilişkin konuş. Bunların davayla ilgisi yok" dedi. Belen ardından gülerek, "Böyle konuşma seni DGM 'ye (Özel yetkili mahkemelerin eski adı) gönderirim" ifadesini kullandı.
Tanıklar dinlendi
Mağdur polisler Adnan Şenses, Muhammet Çeleğen, Hakan Kültür ve Murat Aydın ise, Ergün’e kimliğini sorduklarını, herhangi bir müdahalede bulunmamalarına rağmen sanığın kendilerine hakaret etmeye başladığını söyledi. Polisler sanıktan şikayetçi oldu. Tanık olarak dinlenen üniversite öğrencileri ise arkadaşları olan Ergün’ün polise direnmediğini, hakaret etmediğini öne sürdü.
Hakim Ali Belen, maddi delil bulunmadığı, mağdurlar, sanık ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda iddianamade belirtilen fiilin suç olarak tanımlanmadığı gerekçesiyle Ergün'ün beraatine kararı verdi. Kararın ardından Yiğit Ergün sevincini duruşmaya katılan annesi ve arkadaşlarıyla kucaklaşarak yaşadı.
"Ferhat ile Berna’yı da beraat ettirene kadar..."
Yiğit Ergün adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Bu gördüğümüz üçüncü yumurta davasıydı. Ankara ve İzmir'den sonra bir kez daha yumurtanın beraatini gördük. Yumurta atmanın, yumurtalı protestonun demokratik bir hak olduğunu gördük. Mahkeme salonunda da bunu kazandık. Alanlarda da kazanıyoruz, üniversitede de bunu gösteriyoruz. Onlar üniversitelerimize her geldiğinde yumurtalarımızla karşılaşacaklar. Parasız eğitim istemeye devam edeceğiz. 700 tutuklu öğrenci var, onları çıkarana dek, Ferhat ile Berna'yı da beraat ettirene kadar bu mücadelemize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Ergün eline yumurtalar alarak, eylemi gerçekleştirseydi atacağı yumurtaların ne anlama geleceğini açıkladı. Ergün, "Birisi halk düşmanlarına, birisi kadın düşmanlarına diğeri ise öğrenci düşmanlarına atılacaktı" dedi.
"Hak yerini buldu"
Yiğit Ergün'ün annesi Aynur Ergün de, "Bugün beraat ettik. Hak yerini buldu. Yiğit benim oğlum ama tüm çocuklar bizim çocuklarımız. Okumak isteyen aydın beyinlere zincir vurulmamalı. Onlar fikirlerini söylemeliler. Adalete artık inanıyorum. Bugün gerçekten hak yerini buldu" diye konuştu.
Arkadaşları destek verdi
Yiğit Ergün'ün arkadaşları da adliye önünde toplanarak destek verdiler. Ergün'ün beraatinin ardından arkadaşları slogan atarak ve alkışlarla kararı sevinçle karşıladılar.
11 yıla kadar hapsi isteniyordu
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede 14 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'ün İstanbul Üniversitesi 'nde yaptığı ziyaret öncesi okulda güvenlik tedbiri alan polis, Ergün'ün çantasındaki yumurtaları buldu. Olası protesto şüphesiyle Ergün'ün okula girişini engelledi. Polise direndiği öne sürülen Ergün, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Ergün, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Her iki tarafı da dinleyen savcılık iddianamesini hazırladı. Ergün hakkında "Hakaret ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme" suçlamasıyla 4 yıl 6 aydan 11 yıla kadar kadar hapis cezası isteniyordu.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 14 Aralık 2011 tarihinde İstanbul Üniversitesi'ni ziyareti sırasında yumurtalarla okula girmeye çalışırken yakalanan ve kendisini engellemek isteyen polislere direnip hakaret ettiği iddiasıyla hakkında 11 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan üniversite öğrenci Yiğit Ergün beraat etti.
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Yiğit Ergün ile mağdur 4 polis ve taraf avukatları katıldı.
Hakimden 4 polise: dev gibi bir adam gelecek galiba
Bu arada duruşma öncesinde sanık Ergün'ün gelmesi beklenirken, hakim ile mağdur polisler arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Hakim Ali Belen, mağdur 4 polise bakarak, "Size mi direndi? 4 kişisiniz, herhalde dev gibi bir adam gelecek salona" diyerek espri yaptı. Polisler ise direnme olmadığını kendilerine hakaret edildiğini söylediler. Bu sözler salonda gülüşmelere neden oldu. Sanık Yiğit Ergün'ün salona girmesinin ardından duruşma başladı.
"Böyle konuşma DGM'ye gönderirim"
Savunmasını yapan sanık Ergün, polislere direnmediğini ve hakarette bulunmadığını söyledi. Beraatini talep eden sanık Ergün'ün , "Bu dava polislere direnme davası değil siyasi bir davadır. Üniversiteler özgürdür, orada polis istemiyoruz" demesi üzerine hakim Belen, "Dava konusuna ilişkin konuş. Bunların davayla ilgisi yok" dedi. Belen ardından gülerek, "Böyle konuşma seni DGM 'ye (Özel yetkili mahkemelerin eski adı) gönderirim" ifadesini kullandı.
Tanıklar dinlendi
Mağdur polisler Adnan Şenses, Muhammet Çeleğen, Hakan Kültür ve Murat Aydın ise, Ergün’e kimliğini sorduklarını, herhangi bir müdahalede bulunmamalarına rağmen sanığın kendilerine hakaret etmeye başladığını söyledi. Polisler sanıktan şikayetçi oldu. Tanık olarak dinlenen üniversite öğrencileri ise arkadaşları olan Ergün’ün polise direnmediğini, hakaret etmediğini öne sürdü.
Hakim Ali Belen, maddi delil bulunmadığı, mağdurlar, sanık ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda iddianamade belirtilen fiilin suç olarak tanımlanmadığı gerekçesiyle Ergün'ün beraatine kararı verdi. Kararın ardından Yiğit Ergün sevincini duruşmaya katılan annesi ve arkadaşlarıyla kucaklaşarak yaşadı.
"Ferhat ile Berna’yı da beraat ettirene kadar..."
Yiğit Ergün adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Bu gördüğümüz üçüncü yumurta davasıydı. Ankara ve İzmir'den sonra bir kez daha yumurtanın beraatini gördük. Yumurta atmanın, yumurtalı protestonun demokratik bir hak olduğunu gördük. Mahkeme salonunda da bunu kazandık. Alanlarda da kazanıyoruz, üniversitede de bunu gösteriyoruz. Onlar üniversitelerimize her geldiğinde yumurtalarımızla karşılaşacaklar. Parasız eğitim istemeye devam edeceğiz. 700 tutuklu öğrenci var, onları çıkarana dek, Ferhat ile Berna'yı da beraat ettirene kadar bu mücadelemize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Ergün eline yumurtalar alarak, eylemi gerçekleştirseydi atacağı yumurtaların ne anlama geleceğini açıkladı. Ergün, "Birisi halk düşmanlarına, birisi kadın düşmanlarına diğeri ise öğrenci düşmanlarına atılacaktı" dedi.
"Hak yerini buldu"
Yiğit Ergün'ün annesi Aynur Ergün de, "Bugün beraat ettik. Hak yerini buldu. Yiğit benim oğlum ama tüm çocuklar bizim çocuklarımız. Okumak isteyen aydın beyinlere zincir vurulmamalı. Onlar fikirlerini söylemeliler. Adalete artık inanıyorum. Bugün gerçekten hak yerini buldu" diye konuştu.
Arkadaşları destek verdi
Yiğit Ergün'ün arkadaşları da adliye önünde toplanarak destek verdiler. Ergün'ün beraatinin ardından arkadaşları slogan atarak ve alkışlarla kararı sevinçle karşıladılar.
11 yıla kadar hapsi isteniyordu
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede 14 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'ün İstanbul Üniversitesi 'nde yaptığı ziyaret öncesi okulda güvenlik tedbiri alan polis, Ergün'ün çantasındaki yumurtaları buldu. Olası protesto şüphesiyle Ergün'ün okula girişini engelledi. Polise direndiği öne sürülen Ergün, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Ergün, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Her iki tarafı da dinleyen savcılık iddianamesini hazırladı. Ergün hakkında "Hakaret ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme" suçlamasıyla 4 yıl 6 aydan 11 yıla kadar kadar hapis cezası isteniyordu.
(radikal)
Son Güncelleme: Perşembe, 07 Haziran 2012 15:39
Gösterim: 1824
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 yeni eğitim sisteminde ortaokuldan liselere geçişin sınavsız olmasının ancak 4 yıllık bir sürede tamamlanacağını açıkladı. Dinçer, bu yıl 5 sınıfa giden öğrencilerin ortaokuldan mezun olduktan sonra yeni sisteme göre liseye geçiş yapacağını belirtti.
Bakan Ömer Dinçer, şimdiki gibi ikinci dörtten, üçüncü dörde geçişlerin süreceğini, söyleyerek “Uzun vadede hazırlık yapıyoruz bir SBS sınavı yaparak bir üst eğitim kademesine geçmeyle ilgili uygulamalarımıza son vermeyi arzu ediyoruz. SBS’nin çocuklarımızın sahip olduğu bilgi ve kazanımları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın performansını ölçmek için kullanacağız. İsterlerse bu sınavların puanlarını da o tip okullar kendileri için bir tercih unsuru olarak görebilirler. Biz hiçbir zaman çocuklarımızı seçip sıralayarak yerleştirmek için bu sınavları yapmayacağız” dedi. Dinçer, bu yıl ve önümüzdeki yıl 8.sınıfların SBS’ye gireceğini belirtti.
Ortaokullara 5-6-7-8’inci sınıflarda bir kısım derslerin yabancı dille yapılması izni verilecek mi?
-Hiçbir kademede (ilkokul-ortaokul-lise) yabancı dilde eğitim yapılmayacak.
Daha sonraki yıllarda 4.sınıftan sonra sınav olacak mı?
-Bütün ortaokullara geçiş herhangi bir sınava tabi olmaksızın e-okul sisteminden merkezi olarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre yapılacak.
Özel okular için 4. sınıftan sonra hazırlık sınıfı düşünülüyor mu? Bu konuyla ilgili başvuru olduğu takdirde yaklaşımınız ne olacak?
-Ortaokullardaki birinci sınıflarda haftalık ders çizelgelerinde özel veya resmi okul ayrımı olmayacak. Ancak tüm okullarımızda (ortaokul birinci sınıf) haftalık ders çizelgesinde (temel derslerle birlikte) yabancı dil ders saatlerinde esneklik sağlanabilir. Hazırlık sınıfları uluslararası alanda eğitim öğretim yılından sayılmıyor. Ancak haftalık ders çizelgelerindeki seçimlik derslerle yabancı dil saatleri artırılabilecek.
Haftalık ders saatlerin dağılımı nasıl olacak ve ne zaman açıklanacak? Önümüzdeki yılın planlaması ile ilgili gecikildiğini düşünüyor musunuz?
-2 - 4. sınıflarında okutulan program yine okutulmaya devam edecek. Birinci sınıf programlarında yeni yaş durumu dikkate alınarak bu yaş durumuna uygun gerekli düzenlemeler yapılacak.
SADECE iMAM HATiP ORTAOKULU AÇILACAK
Kaç tane imam hatip ortaokulu açılacak? Bu sayıya nasıl karar verilecek?
- Kararlaştırılmış bir sayı söz konusu değil. İllerdeki talepler çerçevesinde bu okullar açılacak.
İmam hatip ortaokullarına nasıl öğrenci kabul edilecek?
-İmam hatip ortaokuluna gitmek isteyen öğrenciler, velileri ile birlikte bu okula şahsen başvuracak, bu şekilde kaydı yapılan öğrencilerin e-okul sisteminden ortaokula yapılan kaydı düşülecektir.İmam hatip ortaokullarına müracaatın kapasitenin üzerinde olması halinde noter huzurunda çekilecek kura ile öğrenci kaydı yapılacaktır.
Ortaokul çağında imam hatip lisesine ya da diğer meslek liselerine öğrenci alımı nasıl olacak?
-İlkokuldan sonra sadece imam hatip okullarına çocuklar ortaokul olarak ayrışacaklar. Diğerlerinde özel ortaokul olmayacağı için herkes kendisine en yakın en uygun yerdeki ortaokula gidecek.
Hangi sınıftan itibaren imam hatip ortaokullarına geçiş olacak?
-İmam hatip ortaokullarına sadece 5.sınıftan öğrenci alınacak. 6,7ve 8’inci sınıfa öğrenci alınmayacak.
52 aylık oğlum özel eğitim kurumunda rehabilitasyon eğitimi alıyor. Duygusal anlamda gelişim geriliği yaşıyor. Anaokuluna mı, yoksa özel eğitime mi yazdırmalıyım?
-RAM’dan alınacak görüşe uygun olarak okul öncesi ve özel eğitime devam edecek.
5 Şubat 2009 doğum tarihliler anaokuluna ve ilkokula hangi tarihte kayıt yaptırmalı?
-36. ayını tamamladığı yıl okulöncesi kurumlara, 66. ayını tamamladığı yıl ise (2014) ilkokula kayıt yaptıracaklar.
Bu sene 4. sınıftan 5. sınıfa geçen çocuklara kendi sınıf öğretmenleri mi girecek?
-Hayır, ortaokullarda sadece branş öğretmenleri derse girecek.
12 yıl zorunlu eğitimde sınıfta kalma kalkıyor mu?
-Böyle bir karar ve uygulama söz konusu değildir.
Çocuğum ilköğretim 5. sınıfa gidiyor. 5. sınıflarda bir değişiklik olacak mı?
-Hayır olmayacak. Ancak 2012 Eylül ayında 5. sınıfa başlayacaksa bazı konularda değişiklik söz konusu olacaktır.
Eylül ayında 65 aylık olacak oğlumu 1. sınıfa değil de anaokuluna gönderebilir miyim?
-30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66 ayını doldurmayacaksa anaokuluna devam edecek.
Kardeşim 4’üncü sınıf bittikten sonra nasıl bir seçim yapacak?
-4. sınıfı bitirdiğinde ya genel ortaokullara ya da imam hatip ortaokullarına kayıt olabilecek. Ancak genel ortaokullar ile imam hatip ortaokullarının zorunlu genel dersleri aynı olacaktır.
2013 Haziran ayında 4. sınıfı bitiren öğrenciler bir sınava tabi tutulacaklar mı? Robert Kolej veya Üsküdar Amerikan gibi yabancı özel okullar seneye 4. sınıf sonrasında mı öğrenci alacak?
-Hayır.
Yabancı kolejler orta kısımlarını açacak mı ?
-Özel Yabancı Okullar ile Özel Okulları birbirinden ayırmak gerekir. Özel okullar tamamen Türk eğitim mevzuatına tabi olup mevzuattaki her türlü değişikliklere uymakla yükümlüdür. Nitekim 222 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde “Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar ilköğrenimlerini resmi veya özel Türk ilköğretim okullarında yapmakla mükelleftir.” hükmü bulunmaktadır. Bu Kanun hükmü doğrultusunda yabancı okullar ortaokul açamazlar. Özel Türk okulları ise bağımsız ortaokul açabileceklerdir.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 yeni eğitim sisteminde ortaokuldan liselere geçişin sınavsız olmasının ancak 4 yıllık bir sürede tamamlanacağını açıkladı. Dinçer, bu yıl 5 sınıfa giden öğrencilerin ortaokuldan mezun olduktan sonra yeni sisteme göre liseye geçiş yapacağını belirtti.
Bakan Ömer Dinçer, şimdiki gibi ikinci dörtten, üçüncü dörde geçişlerin süreceğini, söyleyerek “Uzun vadede hazırlık yapıyoruz bir SBS sınavı yaparak bir üst eğitim kademesine geçmeyle ilgili uygulamalarımıza son vermeyi arzu ediyoruz. SBS’nin çocuklarımızın sahip olduğu bilgi ve kazanımları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın performansını ölçmek için kullanacağız. İsterlerse bu sınavların puanlarını da o tip okullar kendileri için bir tercih unsuru olarak görebilirler. Biz hiçbir zaman çocuklarımızı seçip sıralayarak yerleştirmek için bu sınavları yapmayacağız” dedi. Dinçer, bu yıl ve önümüzdeki yıl 8.sınıfların SBS’ye gireceğini belirtti.
Ortaokullara 5-6-7-8’inci sınıflarda bir kısım derslerin yabancı dille yapılması izni verilecek mi?
-Hiçbir kademede (ilkokul-ortaokul-lise) yabancı dilde eğitim yapılmayacak.
Daha sonraki yıllarda 4.sınıftan sonra sınav olacak mı?
-Bütün ortaokullara geçiş herhangi bir sınava tabi olmaksızın e-okul sisteminden merkezi olarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre yapılacak.
Özel okular için 4. sınıftan sonra hazırlık sınıfı düşünülüyor mu? Bu konuyla ilgili başvuru olduğu takdirde yaklaşımınız ne olacak?
-Ortaokullardaki birinci sınıflarda haftalık ders çizelgelerinde özel veya resmi okul ayrımı olmayacak. Ancak tüm okullarımızda (ortaokul birinci sınıf) haftalık ders çizelgesinde (temel derslerle birlikte) yabancı dil ders saatlerinde esneklik sağlanabilir. Hazırlık sınıfları uluslararası alanda eğitim öğretim yılından sayılmıyor. Ancak haftalık ders çizelgelerindeki seçimlik derslerle yabancı dil saatleri artırılabilecek.
Haftalık ders saatlerin dağılımı nasıl olacak ve ne zaman açıklanacak? Önümüzdeki yılın planlaması ile ilgili gecikildiğini düşünüyor musunuz?
-2 - 4. sınıflarında okutulan program yine okutulmaya devam edecek. Birinci sınıf programlarında yeni yaş durumu dikkate alınarak bu yaş durumuna uygun gerekli düzenlemeler yapılacak.
SADECE iMAM HATiP ORTAOKULU AÇILACAK
Kaç tane imam hatip ortaokulu açılacak? Bu sayıya nasıl karar verilecek?
- Kararlaştırılmış bir sayı söz konusu değil. İllerdeki talepler çerçevesinde bu okullar açılacak.
İmam hatip ortaokullarına nasıl öğrenci kabul edilecek?
-İmam hatip ortaokuluna gitmek isteyen öğrenciler, velileri ile birlikte bu okula şahsen başvuracak, bu şekilde kaydı yapılan öğrencilerin e-okul sisteminden ortaokula yapılan kaydı düşülecektir.İmam hatip ortaokullarına müracaatın kapasitenin üzerinde olması halinde noter huzurunda çekilecek kura ile öğrenci kaydı yapılacaktır.
Ortaokul çağında imam hatip lisesine ya da diğer meslek liselerine öğrenci alımı nasıl olacak?
-İlkokuldan sonra sadece imam hatip okullarına çocuklar ortaokul olarak ayrışacaklar. Diğerlerinde özel ortaokul olmayacağı için herkes kendisine en yakın en uygun yerdeki ortaokula gidecek.
Hangi sınıftan itibaren imam hatip ortaokullarına geçiş olacak?
-İmam hatip ortaokullarına sadece 5.sınıftan öğrenci alınacak. 6,7ve 8’inci sınıfa öğrenci alınmayacak.
52 aylık oğlum özel eğitim kurumunda rehabilitasyon eğitimi alıyor. Duygusal anlamda gelişim geriliği yaşıyor. Anaokuluna mı, yoksa özel eğitime mi yazdırmalıyım?
-RAM’dan alınacak görüşe uygun olarak okul öncesi ve özel eğitime devam edecek.
5 Şubat 2009 doğum tarihliler anaokuluna ve ilkokula hangi tarihte kayıt yaptırmalı?
-36. ayını tamamladığı yıl okulöncesi kurumlara, 66. ayını tamamladığı yıl ise (2014) ilkokula kayıt yaptıracaklar.
Bu sene 4. sınıftan 5. sınıfa geçen çocuklara kendi sınıf öğretmenleri mi girecek?
-Hayır, ortaokullarda sadece branş öğretmenleri derse girecek.
12 yıl zorunlu eğitimde sınıfta kalma kalkıyor mu?
-Böyle bir karar ve uygulama söz konusu değildir.
Çocuğum ilköğretim 5. sınıfa gidiyor. 5. sınıflarda bir değişiklik olacak mı?
-Hayır olmayacak. Ancak 2012 Eylül ayında 5. sınıfa başlayacaksa bazı konularda değişiklik söz konusu olacaktır.
Eylül ayında 65 aylık olacak oğlumu 1. sınıfa değil de anaokuluna gönderebilir miyim?
-30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66 ayını doldurmayacaksa anaokuluna devam edecek.
Kardeşim 4’üncü sınıf bittikten sonra nasıl bir seçim yapacak?
-4. sınıfı bitirdiğinde ya genel ortaokullara ya da imam hatip ortaokullarına kayıt olabilecek. Ancak genel ortaokullar ile imam hatip ortaokullarının zorunlu genel dersleri aynı olacaktır.
2013 Haziran ayında 4. sınıfı bitiren öğrenciler bir sınava tabi tutulacaklar mı? Robert Kolej veya Üsküdar Amerikan gibi yabancı özel okullar seneye 4. sınıf sonrasında mı öğrenci alacak?
-Hayır.
Yabancı kolejler orta kısımlarını açacak mı ?
-Özel Yabancı Okullar ile Özel Okulları birbirinden ayırmak gerekir. Özel okullar tamamen Türk eğitim mevzuatına tabi olup mevzuattaki her türlü değişikliklere uymakla yükümlüdür. Nitekim 222 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde “Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar ilköğrenimlerini resmi veya özel Türk ilköğretim okullarında yapmakla mükelleftir.” hükmü bulunmaktadır. Bu Kanun hükmü doğrultusunda yabancı okullar ortaokul açamazlar. Özel Türk okulları ise bağımsız ortaokul açabileceklerdir.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Perşembe, 07 Haziran 2012 14:40
Gösterim: 2397

