Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
4+4+4 yasası ile "eğitim sistemini imam hatipleştirmeyi" hedefleyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), imam hatip liselerine uluslararası nitelik kazandırmaya hazırlanıyor. Bakanlık, Konya'da Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi açacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, bir yandan hangi okulun imam hatip ortaokuluna dönüştürüleceğine ilişkin çalışmalarını sürdürürken bir yandan da Türkiye’de ilk kez yabancı öğrencilerin eğitim alacağı “uluslararası nitelikli bir imam hatip lisesi”ni Konya’da açmaya hazırlanıyor.
İmam hatip liselerinin uluslararası platforma taşınması amacına ilişkin ilk sinyali MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, “İmam Hatip Liseleri 3. Uluslararası Arapça Yarışması”nda vermiş, “Türkiye’nin imam hatip tecrübesini dünyaya aktaracağız. Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da imam hatip liseleri açacağız” demişti.
Uluslararası nitelik taşıyan bir imam hatip lisesinin Türkiye’de açılacağı haberini ise Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Türkiye İmam Hatipliler Vakfı’nın 21 Mayıs’ta Konya’da düzenlediği “İmam Hatipli Olmak” konulu öykü yarışmasının ödül töreninde verdi. Erdem burada yaptığı konuşmada, Konya’nın Bosna Hersek Mahallesi’nde boş halde bulunan bir okulun “Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi” olarak açılacağını söyledi. Erdem, “Bu okulumuzda, 71 ülkeden gelen gençler imam hatip okuyacak ve buradan dünyaya dağılacaklar” dedi.
Konya’nın merkez Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi’nde öğretmen lisesi ve görme engelliler ilköğretim okulu olarak hizmet veren eğitim tesisi, bir süredir kullanılmıyordu. Bakanlık tarafından kurulacak olan Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi, 4 katlı 4 bloktan oluşan bu tesiste kurulacak. 71 ülkeden Konya’ya gelecek öğrencilerin imam hatip eğitimi alacağı tesiste, öğrencilerin barınması için 12 tane de lojman olacak. Konuyla ilgili yazışmaların Bakanlık Din Eğitimi Genel Müdürlüğü’nden Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kadar her kademede tamamlandığı bildiriliyor.
Böylece MEB, Türkiye’de ilk kez yabancı öğrenciler için “uluslararası” adıyla imam hatip lisesi kurmuş olacak. Uluslararası imam hatip lisesinin açılması için ilgili mevzuatta bir hüküm bulunmuyor.
(cumhuriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
4+4+4 yasası ile "eğitim sistemini imam hatipleştirmeyi" hedefleyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), imam hatip liselerine uluslararası nitelik kazandırmaya hazırlanıyor. Bakanlık, Konya'da Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi açacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, bir yandan hangi okulun imam hatip ortaokuluna dönüştürüleceğine ilişkin çalışmalarını sürdürürken bir yandan da Türkiye’de ilk kez yabancı öğrencilerin eğitim alacağı “uluslararası nitelikli bir imam hatip lisesi”ni Konya’da açmaya hazırlanıyor.
İmam hatip liselerinin uluslararası platforma taşınması amacına ilişkin ilk sinyali MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, “İmam Hatip Liseleri 3. Uluslararası Arapça Yarışması”nda vermiş, “Türkiye’nin imam hatip tecrübesini dünyaya aktaracağız. Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da imam hatip liseleri açacağız” demişti.
Uluslararası nitelik taşıyan bir imam hatip lisesinin Türkiye’de açılacağı haberini ise Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Türkiye İmam Hatipliler Vakfı’nın 21 Mayıs’ta Konya’da düzenlediği “İmam Hatipli Olmak” konulu öykü yarışmasının ödül töreninde verdi. Erdem burada yaptığı konuşmada, Konya’nın Bosna Hersek Mahallesi’nde boş halde bulunan bir okulun “Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi” olarak açılacağını söyledi. Erdem, “Bu okulumuzda, 71 ülkeden gelen gençler imam hatip okuyacak ve buradan dünyaya dağılacaklar” dedi.
Konya’nın merkez Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi’nde öğretmen lisesi ve görme engelliler ilköğretim okulu olarak hizmet veren eğitim tesisi, bir süredir kullanılmıyordu. Bakanlık tarafından kurulacak olan Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi, 4 katlı 4 bloktan oluşan bu tesiste kurulacak. 71 ülkeden Konya’ya gelecek öğrencilerin imam hatip eğitimi alacağı tesiste, öğrencilerin barınması için 12 tane de lojman olacak. Konuyla ilgili yazışmaların Bakanlık Din Eğitimi Genel Müdürlüğü’nden Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kadar her kademede tamamlandığı bildiriliyor.
Böylece MEB, Türkiye’de ilk kez yabancı öğrenciler için “uluslararası” adıyla imam hatip lisesi kurmuş olacak. Uluslararası imam hatip lisesinin açılması için ilgili mevzuatta bir hüküm bulunmuyor.
(cumhuriyet)
Son Güncelleme: Salı, 05 Haziran 2012 13:35
Gösterim: 2013
81 öğrenciyi taşıyan belediye otobüsünü kaza anı kameralara böyle yansıdı.
Konya'da İlköğretim okulları arası bilgi yarışmasına giden 81 öğrenciyi taşıyan belediye otobüsü önünde aniden duran kamyona çarpmamak için direksiyonu çevirince, önce park halindeki bir otomobile ardından da aydınlatma direğine çarparak durabildi. 6 öğrencinin hafif şekilde yaralandığı kaza anı ve öğrencilerin panik içerisinde otobüsten dışarıya çıkmaları güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Kaza sonrası öğrencilere refakat eden öğretmenleri de su vererek panik içerisindeki öğrencileri sakinleştirmeye çalıştı. Göz yaşlarına hakim olamayan bazı öğrenciler de cep telefonu ile yakınlarını arayarak geçirdikleri kazayı haber verdi. (hürriyet)
Haberin videosu
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
81 öğrenciyi taşıyan belediye otobüsünü kaza anı kameralara böyle yansıdı.
Konya'da İlköğretim okulları arası bilgi yarışmasına giden 81 öğrenciyi taşıyan belediye otobüsü önünde aniden duran kamyona çarpmamak için direksiyonu çevirince, önce park halindeki bir otomobile ardından da aydınlatma direğine çarparak durabildi. 6 öğrencinin hafif şekilde yaralandığı kaza anı ve öğrencilerin panik içerisinde otobüsten dışarıya çıkmaları güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Kaza sonrası öğrencilere refakat eden öğretmenleri de su vererek panik içerisindeki öğrencileri sakinleştirmeye çalıştı. Göz yaşlarına hakim olamayan bazı öğrenciler de cep telefonu ile yakınlarını arayarak geçirdikleri kazayı haber verdi. (hürriyet)
Haberin videosu
Son Güncelleme: Salı, 05 Haziran 2012 12:08
Gösterim: 1890
Türkiye'deki tüm belediye otobüslerinde tek kart dönemine geçiliyor.
Vergi Konseyi tarafından yürütülen çalışma ile Türkiye genelinde belediyelerin kontrolünde olan taşıma hizmetleri tek kart üzerinden gerçekleştirilecek. Böylece İstanbul'da oturan bir kişi Ankara'da, Diyarbakır'da veya Şanlıurfa'da belediye otobüsüne bindiğinde ödemeyi elindeki çipli kart ile yapabilecek. Ödenen rakam, belediyelerin otobüs ücret tarifesine göre şekillenecek. Örneğin Ankara'da karttan 1,85 lira düşerken, aynı rakam Diyarbakır'da 1,2 lira olacak. Yeni sistem sayesinde Maliye Bakanlığı da belediyelerin ulaşım gelirlerini elektronik ortamda takip etme imkânı bulacak.
Vergi ödemelerinin kredi kartına taşınmasının ardından ulaşım hizmetlerinde banka kartı dönemi başlıyor. Ödenen rakam belediyelerin otobüs ücret tarifesine göre şekillenecek. Örneğin Ankara'da 1,85 lira karttan düşerken aynı rakam Diyarbakır'da 1,2 lira olacak. Yeni sistem sayesinde Maliye Bakanlığı da belediyelerin ulaşım gelirlerini elektronik ortamda takip etme imkânı bulacak. Vergi Konseyi, İstanbul'da konuya ilişkin özel sektör ile görüşmelerini sürdürürken önümüzdeki günlerde konunun vergisel boyutunu görüşmek amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile de bir araya gelinecek.
Maliye Bakanlığı'nın 2011 Yılı Faaliyet Raporu'nda da değinilen çalışmanın yıl sonuna kadar tamamlanması öngörülüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren üst düzey bir Bakanlık yetkilisi, Türkiye geneline uygulanabilmesi için öncelikli olarak büyükşehir belediyelerinin konuya ilişkin ikna edilmesi gerektiğini kaydetti. Teknik düzeyde çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden aynı yetkili, "Banka kartı veya herhangi bir operatörün kartı ile Türkiye'de her ilde ortak bir kart kullanılabilir mi? sorusunun teknik olarak mümkün olduğu cevabı ortaya çıktı. Öncelikli olarak ülke genelinde elektronik ödeme sistemlerine bir standart getirilmesi çalışması yapılacak." dedi. Edinilen bilgilere göre bu kartlarda kişinin öğrenci, özürlü, basın kartı sahibi veya emekli olduğuna yönelik bilgiler de yüklenecek. Sistem bu bilgiler doğrultusunda ücret tarifesinden düşecek.
ULAŞIMDA TEKNOLOJİ DÖNEMİ
Vergi Konseyi'nin önceki yıllarda da gündeme getirdiği çalışmayla ilgili olarak Bakanlık'ın faaliyet raporunda bankacılık sektörünün konusunu teşkil eden ve ekonomik hayatın içinde giderek daha büyük hacimlere ulaşan para kavramının, teknolojik gelişmeler neticesinde yeni bir şekle dönüştüğü ve yerini elektronik ortamda kaydi para aktarımına bıraktığı belirtiliyor. Kayıtlı ekonominin geliştirilmesi sürecinde kartlı ödeme sistemleri ile yeni yöntem ve teknolojilere ilişkin çalışmaların tamamlanmış olduğunun aktarıldığı raporda, "Hazırlanmış olan rapor, kitap olarak nisan ayında basılmıştır. Ulaşımda kart kullanımına ilişkin standartların oluşturulması ve kayıtlı ekonomiye geçişin desteklenmesi amacıyla da bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Söz konusu çalışma grubu kullanımdaki banka kartlarının belli bir standartla tüm şehirlerde ulaşım sektöründe kullanılabilir hale getirilmesi konularında çalışmalarını Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yetkililerinin de katılması ile sürdürmektedir." ifadelerine yer veriliyor.
(habertürk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye'deki tüm belediye otobüslerinde tek kart dönemine geçiliyor.
Vergi Konseyi tarafından yürütülen çalışma ile Türkiye genelinde belediyelerin kontrolünde olan taşıma hizmetleri tek kart üzerinden gerçekleştirilecek. Böylece İstanbul'da oturan bir kişi Ankara'da, Diyarbakır'da veya Şanlıurfa'da belediye otobüsüne bindiğinde ödemeyi elindeki çipli kart ile yapabilecek. Ödenen rakam, belediyelerin otobüs ücret tarifesine göre şekillenecek. Örneğin Ankara'da karttan 1,85 lira düşerken, aynı rakam Diyarbakır'da 1,2 lira olacak. Yeni sistem sayesinde Maliye Bakanlığı da belediyelerin ulaşım gelirlerini elektronik ortamda takip etme imkânı bulacak.
Vergi ödemelerinin kredi kartına taşınmasının ardından ulaşım hizmetlerinde banka kartı dönemi başlıyor. Ödenen rakam belediyelerin otobüs ücret tarifesine göre şekillenecek. Örneğin Ankara'da 1,85 lira karttan düşerken aynı rakam Diyarbakır'da 1,2 lira olacak. Yeni sistem sayesinde Maliye Bakanlığı da belediyelerin ulaşım gelirlerini elektronik ortamda takip etme imkânı bulacak. Vergi Konseyi, İstanbul'da konuya ilişkin özel sektör ile görüşmelerini sürdürürken önümüzdeki günlerde konunun vergisel boyutunu görüşmek amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile de bir araya gelinecek.
Maliye Bakanlığı'nın 2011 Yılı Faaliyet Raporu'nda da değinilen çalışmanın yıl sonuna kadar tamamlanması öngörülüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren üst düzey bir Bakanlık yetkilisi, Türkiye geneline uygulanabilmesi için öncelikli olarak büyükşehir belediyelerinin konuya ilişkin ikna edilmesi gerektiğini kaydetti. Teknik düzeyde çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden aynı yetkili, "Banka kartı veya herhangi bir operatörün kartı ile Türkiye'de her ilde ortak bir kart kullanılabilir mi? sorusunun teknik olarak mümkün olduğu cevabı ortaya çıktı. Öncelikli olarak ülke genelinde elektronik ödeme sistemlerine bir standart getirilmesi çalışması yapılacak." dedi. Edinilen bilgilere göre bu kartlarda kişinin öğrenci, özürlü, basın kartı sahibi veya emekli olduğuna yönelik bilgiler de yüklenecek. Sistem bu bilgiler doğrultusunda ücret tarifesinden düşecek.
ULAŞIMDA TEKNOLOJİ DÖNEMİ
Vergi Konseyi'nin önceki yıllarda da gündeme getirdiği çalışmayla ilgili olarak Bakanlık'ın faaliyet raporunda bankacılık sektörünün konusunu teşkil eden ve ekonomik hayatın içinde giderek daha büyük hacimlere ulaşan para kavramının, teknolojik gelişmeler neticesinde yeni bir şekle dönüştüğü ve yerini elektronik ortamda kaydi para aktarımına bıraktığı belirtiliyor. Kayıtlı ekonominin geliştirilmesi sürecinde kartlı ödeme sistemleri ile yeni yöntem ve teknolojilere ilişkin çalışmaların tamamlanmış olduğunun aktarıldığı raporda, "Hazırlanmış olan rapor, kitap olarak nisan ayında basılmıştır. Ulaşımda kart kullanımına ilişkin standartların oluşturulması ve kayıtlı ekonomiye geçişin desteklenmesi amacıyla da bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Söz konusu çalışma grubu kullanımdaki banka kartlarının belli bir standartla tüm şehirlerde ulaşım sektöründe kullanılabilir hale getirilmesi konularında çalışmalarını Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yetkililerinin de katılması ile sürdürmektedir." ifadelerine yer veriliyor.
(habertürk)
Son Güncelleme: Salı, 05 Haziran 2012 11:05
Gösterim: 2252
Isparta’nın Sav Beldesi’nde otomobiliyle dereye uçan 27 yaşındaki öğretmen Aslı A., cep telefonuyla yardım istediği 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bulunduğu yeri yanlış tarif edince 1 saat derede kurtarılmayı bekledi. Kendi imkanlarıyla suyun diz hizasına geldiği dereden çıkan genç kadın, trafik ekipleri tarafından yol kenarında yardım beklerken bulundu.
Kaza, dün saat 23.00 sıralarında Isparta- Antalya Karayolu’nun 8’inci kilometresinde meydana geldi. Isparta’da bir dershanede öğretmenlik yapan Aslı A. yönetimindeki otomobil, Sav Beldesi girişinde virajı almayınca dereye uçtu. Bacaklarından aldığı darbeler nedeniyle hafif yaralanan kadın, otomobilin içinden çıkamadı.
Cep telefonuyla 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayan Aslı A., yardım istedi. Ancak kaza yaptığı yeri doğru tarif edemedi. Kaza yaptığı 8’inci kilometre yerine ekiplere 20’nci kilometreyi tarif etmesi üzerine polis, jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri aramalarını bu bölgede yoğunlaştırdı.
ŞOKA GİRİNCE ADRES BELİRTEMEDİ
Suyun içindeki aracından polisle sürekli irtibat halinde bulunan Aslı A., kazanın etkisiyle girdiği şok nedeniyle bir türlü bulunduğu yeri tarif edemedi. Daha sonra kendi çabalarıyla su akan derenin içindeki araçtan çıkmayı başaran Aslı A., yola kadar gelmeyi başardı. Isparta-Antalya Karayolu’nda arama çalışmalarını sürdüren trafik ekipleri, kadını yol üzerinde yardım beklerken buldu. Durumun bildirilmesi üzerine gelen sağlık görevlileri, ilk müdahalenin ardından yaralıyı Isparta Devlet Hastanesi’ne götürdü.
Tedaviye alınan kadının sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Isparta’nın Sav Beldesi’nde otomobiliyle dereye uçan 27 yaşındaki öğretmen Aslı A., cep telefonuyla yardım istediği 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bulunduğu yeri yanlış tarif edince 1 saat derede kurtarılmayı bekledi. Kendi imkanlarıyla suyun diz hizasına geldiği dereden çıkan genç kadın, trafik ekipleri tarafından yol kenarında yardım beklerken bulundu.
Kaza, dün saat 23.00 sıralarında Isparta- Antalya Karayolu’nun 8’inci kilometresinde meydana geldi. Isparta’da bir dershanede öğretmenlik yapan Aslı A. yönetimindeki otomobil, Sav Beldesi girişinde virajı almayınca dereye uçtu. Bacaklarından aldığı darbeler nedeniyle hafif yaralanan kadın, otomobilin içinden çıkamadı.
Cep telefonuyla 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayan Aslı A., yardım istedi. Ancak kaza yaptığı yeri doğru tarif edemedi. Kaza yaptığı 8’inci kilometre yerine ekiplere 20’nci kilometreyi tarif etmesi üzerine polis, jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri aramalarını bu bölgede yoğunlaştırdı.
ŞOKA GİRİNCE ADRES BELİRTEMEDİ
Suyun içindeki aracından polisle sürekli irtibat halinde bulunan Aslı A., kazanın etkisiyle girdiği şok nedeniyle bir türlü bulunduğu yeri tarif edemedi. Daha sonra kendi çabalarıyla su akan derenin içindeki araçtan çıkmayı başaran Aslı A., yola kadar gelmeyi başardı. Isparta-Antalya Karayolu’nda arama çalışmalarını sürdüren trafik ekipleri, kadını yol üzerinde yardım beklerken buldu. Durumun bildirilmesi üzerine gelen sağlık görevlileri, ilk müdahalenin ardından yaralıyı Isparta Devlet Hastanesi’ne götürdü.
Tedaviye alınan kadının sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
(milliyet)
Son Güncelleme: Salı, 05 Haziran 2012 11:30
Gösterim: 2071
Eğitim sistemi son 12 yılda 15 kez değişirken veliler şimdi 4+4+4 sistemiyle meşgul. Okula kayıt başladı, 60 aylıklar için karar zamanı.
Okullar 8 Haziran’daki tatil için gün saymaya başlasa da eğitim dünyası çok hareketli. 12 yıllık zorunlu eğitim ilk ve ortaöğretimde pek çok şeyi değiştirirken üzerine bir de üniversite giriş sınavına iki hafta kala puan hesaplama yönteminin değişmesi eklendi. Artık ÖSYS puanı hesaplanırken Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) yerine Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) kullanılacak. Yani adaylar sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. İlköğretimde ise başka bir telaş var. 1 Haziran’da kayıtlar başladı. 66 ayını tamamlayan çocuklar zorunlu olarak okula başlayacak. 60-66 ay (5-5.5 yaş) arasındakiler ise velileri isterse okullu olabilecek. Veliler çocuklarını okula başlatıp başlatmama kararsızlığını yaşıyor. Yanıt bekleyen soru çok. Ancak bu değişiklikler ne ilk ne de son. Son 12 yılda eğitim sisteminde tam 15 değişiklik yaşandı. Bir kuşağın bile aynı sistemle eğitim alamadığı Türkiye’de sistemin yapbozdan farkı yok. İşte 12 yılın eğitim serüveni:
1- Meslek liseliye iki yıllık meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı tanındı (2002).
Amaç dört yıllık programlara yığılmayı azaltmaktı. Ancak yüksekokullardaki eğitim kalitesinin düştüğü eleştirileri var.
2- Üniversiteye girişte meslek liseleri ve genel liseler arasındaki katsayı farkı arttırıldı (2003).
Genel lise mezunlarıyla meslek liseliler arasındaki katsayı farkı 0,2 ile 0,5’ten 0,3 ve 0,8’e çıkarıldı. Ancak 10 yıl sonra Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın başkanlığındaki YÖK, katsayı farkını küçülte küçülte geçen yıl eşitledi.
3- 64 yıllık ilköğretim müfredatı değiştirildi (2004). Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünce, bilimsel araştırma, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojileri ağırlık kazandı.
4- Lise dört yıla çıktı (2005) Liselerde eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Zorunlu dersler azaltılarak seçmeli derslere ağırlık verildi. 40-45 saat olan haftalık ders yükü 30-35 saate düştü.
5- Yabancı dilde ders bitti (2005). Anadolu ve fen liselerinde, bazı derslerin yabancı dilde öğretimine son verildi. Sadece Galatasaray , Kadıköy Anadolu Lisesi gibi birkaç okulda hazırlık sınıfı kaldı.
6- Süper liseler, Anadolu liseleri ile birleştirildi (2005). Bir yıl hazırlık eğitimi verilen ve not ortalaması ile girilen süper liselerin tamamı Anadolu lisesi oldu.
7- Genel lise ve meslek lisesinin 1. sınıfı ortak oldu (2005). Genel liselerin birinci sınıfında verilen derslere meslek tanıtımı, yönlendirme ve ortak beceriler ile bilgisayar dersleri de eklendi.
8- Liselere Giriş Sınavı (LGS) gitti, OKS (Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı) geldi (2005). Öğrenciler yine tek sınava girecekti. Ancak içerik, müfredat ve katsayılar açısından farklılıklar oldu.
9- OKS gitti, SBS geldi (2007). Çocuklar tek sınav stresi çekmesin diye 6,7 ve 8. sınıf sonunda birer sınav yapılıp ortalamasının alınmasına karar verildi.
10- Lise türleri azaldı (2008). Ortaöğretimdeki 79 okul çeşidi 15’e indirildi. Genel lise, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu lisesi dışında birçok okul birleştirildi.
11- SBS’ler kalktı, eski sistem geri geldi (2010). 6, 7 ve 8. sınıfta uygulanan SBS’li sistem sadece üç yıl kalabildi. Öğrenciler sadece 8. sınıfta Seviye Belirleme Sınavı ’na (SBS) giriyor.
12- ÖSS yerine LYS ve YGS (2010). 1999 öncesinde uygulanan ÖSS, ÖYS mantığına geri dönüldü.
13- Düz liseler anadolu lisesine dönüştü (2010). 2013-2014 yılına kadar 1953 genel lise Anadolu lisesine dönüştürülecek. Anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gidecek.
14- Arapça seçmeli ders oldu (2011) İlköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8’deki seçmeli İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça ve Çince’ye Arapça da eklendi.
15- LYS’ye iki hafta kala AOBP, OBP olarak değişti (2012). Öğrencilerin üniversite sınav puanlarına okul puanı eklenecek, mezun olduğu okulun başarısı okul puanını artık etkilemeyecek. Yani öğrenciler sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. Bu da başarılı okulların öğrencileri için dezavantaj.
Miniklerin ‘motor beceri’ farkı
4+4+4 sisteminde en çok tartışılan konul, okula başlama yaşının düşmesi ve 5-7 yaş aralığındaki çocukların nasıl aynı sınıfta eğitim alacağı. Bahçeşehir Eğitim Kolejleri Rehberlik Koodinatörü Liana Keşcioğlu olası sıkıntıları şöyle anlatıyor:
“Küçük çocukların kalem tutma, makas kullanma gibi ince motor kabiliyetleri henüz tam gelişmemiş oluyor. Öğrenciler yazarken çabuk yorulacaktır. Bu okuldaki performansını etkileyecektir. Küçüklerin dikkat süreleri daha kısa olacak. Dolayısıyla daha sık ara verilmeli, fiziki ortam daha farklılaştırılmalı. Öğretmen sınıfta sadece 6. yaşını doldurmuş çocuklar varmış gibi eğitim yaparsa çocuklar bunalır, okuldan soğur. Kaldı ki sınıfta hiç okulöncesi eğitim almamış çocuklar da olacak. Yaş farkı, hiç okulöncesi eğitim almamış, ailesinden ilk kez ayrılan çocuk için çok zor. Sınıfta oyun köşelerinin bulunması gerek. Öte yandan daha büyük çocuklar içinde sesleri tanımaya, sözcükleri kavramaya başlamış olanlar olabilir. Onların ihtiyacı da belirli bir hızda ilerleyebilmek. Küçük yaşa ayrıcalık tanırken onları da sıkmamalı.”
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitim sistemi son 12 yılda 15 kez değişirken veliler şimdi 4+4+4 sistemiyle meşgul. Okula kayıt başladı, 60 aylıklar için karar zamanı.
Okullar 8 Haziran’daki tatil için gün saymaya başlasa da eğitim dünyası çok hareketli. 12 yıllık zorunlu eğitim ilk ve ortaöğretimde pek çok şeyi değiştirirken üzerine bir de üniversite giriş sınavına iki hafta kala puan hesaplama yönteminin değişmesi eklendi. Artık ÖSYS puanı hesaplanırken Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) yerine Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) kullanılacak. Yani adaylar sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. İlköğretimde ise başka bir telaş var. 1 Haziran’da kayıtlar başladı. 66 ayını tamamlayan çocuklar zorunlu olarak okula başlayacak. 60-66 ay (5-5.5 yaş) arasındakiler ise velileri isterse okullu olabilecek. Veliler çocuklarını okula başlatıp başlatmama kararsızlığını yaşıyor. Yanıt bekleyen soru çok. Ancak bu değişiklikler ne ilk ne de son. Son 12 yılda eğitim sisteminde tam 15 değişiklik yaşandı. Bir kuşağın bile aynı sistemle eğitim alamadığı Türkiye’de sistemin yapbozdan farkı yok. İşte 12 yılın eğitim serüveni:
1- Meslek liseliye iki yıllık meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı tanındı (2002).
Amaç dört yıllık programlara yığılmayı azaltmaktı. Ancak yüksekokullardaki eğitim kalitesinin düştüğü eleştirileri var.
2- Üniversiteye girişte meslek liseleri ve genel liseler arasındaki katsayı farkı arttırıldı (2003).
Genel lise mezunlarıyla meslek liseliler arasındaki katsayı farkı 0,2 ile 0,5’ten 0,3 ve 0,8’e çıkarıldı. Ancak 10 yıl sonra Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın başkanlığındaki YÖK, katsayı farkını küçülte küçülte geçen yıl eşitledi.
3- 64 yıllık ilköğretim müfredatı değiştirildi (2004). Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünce, bilimsel araştırma, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojileri ağırlık kazandı.
4- Lise dört yıla çıktı (2005) Liselerde eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Zorunlu dersler azaltılarak seçmeli derslere ağırlık verildi. 40-45 saat olan haftalık ders yükü 30-35 saate düştü.
5- Yabancı dilde ders bitti (2005). Anadolu ve fen liselerinde, bazı derslerin yabancı dilde öğretimine son verildi. Sadece Galatasaray , Kadıköy Anadolu Lisesi gibi birkaç okulda hazırlık sınıfı kaldı.
6- Süper liseler, Anadolu liseleri ile birleştirildi (2005). Bir yıl hazırlık eğitimi verilen ve not ortalaması ile girilen süper liselerin tamamı Anadolu lisesi oldu.
7- Genel lise ve meslek lisesinin 1. sınıfı ortak oldu (2005). Genel liselerin birinci sınıfında verilen derslere meslek tanıtımı, yönlendirme ve ortak beceriler ile bilgisayar dersleri de eklendi.
8- Liselere Giriş Sınavı (LGS) gitti, OKS (Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı) geldi (2005). Öğrenciler yine tek sınava girecekti. Ancak içerik, müfredat ve katsayılar açısından farklılıklar oldu.
9- OKS gitti, SBS geldi (2007). Çocuklar tek sınav stresi çekmesin diye 6,7 ve 8. sınıf sonunda birer sınav yapılıp ortalamasının alınmasına karar verildi.
10- Lise türleri azaldı (2008). Ortaöğretimdeki 79 okul çeşidi 15’e indirildi. Genel lise, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu lisesi dışında birçok okul birleştirildi.
11- SBS’ler kalktı, eski sistem geri geldi (2010). 6, 7 ve 8. sınıfta uygulanan SBS’li sistem sadece üç yıl kalabildi. Öğrenciler sadece 8. sınıfta Seviye Belirleme Sınavı ’na (SBS) giriyor.
12- ÖSS yerine LYS ve YGS (2010). 1999 öncesinde uygulanan ÖSS, ÖYS mantığına geri dönüldü.
13- Düz liseler anadolu lisesine dönüştü (2010). 2013-2014 yılına kadar 1953 genel lise Anadolu lisesine dönüştürülecek. Anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gidecek.
14- Arapça seçmeli ders oldu (2011) İlköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8’deki seçmeli İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça ve Çince’ye Arapça da eklendi.
15- LYS’ye iki hafta kala AOBP, OBP olarak değişti (2012). Öğrencilerin üniversite sınav puanlarına okul puanı eklenecek, mezun olduğu okulun başarısı okul puanını artık etkilemeyecek. Yani öğrenciler sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. Bu da başarılı okulların öğrencileri için dezavantaj.
Miniklerin ‘motor beceri’ farkı
4+4+4 sisteminde en çok tartışılan konul, okula başlama yaşının düşmesi ve 5-7 yaş aralığındaki çocukların nasıl aynı sınıfta eğitim alacağı. Bahçeşehir Eğitim Kolejleri Rehberlik Koodinatörü Liana Keşcioğlu olası sıkıntıları şöyle anlatıyor:
“Küçük çocukların kalem tutma, makas kullanma gibi ince motor kabiliyetleri henüz tam gelişmemiş oluyor. Öğrenciler yazarken çabuk yorulacaktır. Bu okuldaki performansını etkileyecektir. Küçüklerin dikkat süreleri daha kısa olacak. Dolayısıyla daha sık ara verilmeli, fiziki ortam daha farklılaştırılmalı. Öğretmen sınıfta sadece 6. yaşını doldurmuş çocuklar varmış gibi eğitim yaparsa çocuklar bunalır, okuldan soğur. Kaldı ki sınıfta hiç okulöncesi eğitim almamış çocuklar da olacak. Yaş farkı, hiç okulöncesi eğitim almamış, ailesinden ilk kez ayrılan çocuk için çok zor. Sınıfta oyun köşelerinin bulunması gerek. Öte yandan daha büyük çocuklar içinde sesleri tanımaya, sözcükleri kavramaya başlamış olanlar olabilir. Onların ihtiyacı da belirli bir hızda ilerleyebilmek. Küçük yaşa ayrıcalık tanırken onları da sıkmamalı.”
(radikal)
Son Güncelleme: Salı, 05 Haziran 2012 10:57
Gösterim: 1910

