Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Memurların çalışmalarını düzenleyen 657 sayılı kanun değişiyor. İşte yeni memur sisteminin detayları...
Kamu çalışanları dikkat! 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tamamen değişiyor. Maliye Bakanlığı, 657 sayılı Kanun'u değiştirmek için düğmeye bastı. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nde devam eden çalışmalar sona yaklaştı.
KABİNEYE GİDECEK
Takvim'in haberine göre 657 sayılı Kanunu değiştirmek isteyen hükümet, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında düzenleme yapmak amacıyla TBMM'den yaz tatili öncesi kanun hükmünde kararname yetkisi alacak.
Devrim niteliğindeki çalışma ile farklı personel kanunları son bulacak, bazı istisnalar dışında tek bir personel kanunu olacak. Kamudaki sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar yeniden düzenlenecek, haksızlıklar giderilecek.
Memurlar arasında tartışmalara neden olan bazı uygulamalar da böylece son bulacak. Çalışma ile kamu görevlilerinin maaş sistemi de sadeleşmiş olacak. Maaşlar belirlenirken dikkate alınan parametreler yeniden belirlenecek ve yaşanan karmaşık-lık yok edilecek. Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan sınıflar yeniden düzenlenecek.
Yetkililer uzun bir süredir devam eden taslak üzerindeki çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü ve kısa sürede tamamlanacağını belirtti. Çalışmaların bitirilmesinin ardından taslakla ilgili memur sendikalarının da görüşü alınacak. Taslak daha sonra Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelecek.
ÜCRETLER YENİDEN BELİRLENECEK
Reform niteliğindeki yeni düzenleme ile kamuda çalışan memurların mali haklarıyla ücret sistemi de değişiyor. Maaşlar temel ücret, görev ücreti, başarı ücretinden oluşacak. Şu anda uygulanmakta olan ek gösterge sistemi de böylece kaldırılmış olacak. Memurların maaşları görev ücret gruplarına göre ödenecek. Yeni sistem sayesinde büyükşehirlerde zor şartlarda görev yapan personele emsali personele göre daha yüksek ücret ödenebilecek. Memurların Doğu'ya ve kalkınmada öncelikli yörelere gitmeleri de teşvik edilecek. Bu amaçla, bu bölgelerde çalışanların ücretlerinde teşvik edici düzenlemelere gidilecek.
KAMUDA 2.8 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYOR
Türkiye'de 1.9 milyon devlet memuru bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında toplam çalışan sayısı ise 2.8 milyon. En fazla devlet memuru, eğitimde istihdam ediliyor. Eğitim-öğretim hizmetlerinde devlet memurlarının yüzde 39.3'ü istihdam edilirken, bunu yüzde 20.1 ile genel idare , yüzde 13.4 ile sağlık, yüzde 12.4 ile emniyet izliyor. Devlet memurlarının yüzde 62'sini erkekler, yüzde 38'ini kadınlar oluşturuyor.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Memurların çalışmalarını düzenleyen 657 sayılı kanun değişiyor. İşte yeni memur sisteminin detayları...
Kamu çalışanları dikkat! 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tamamen değişiyor. Maliye Bakanlığı, 657 sayılı Kanun'u değiştirmek için düğmeye bastı. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nde devam eden çalışmalar sona yaklaştı.
KABİNEYE GİDECEK
Takvim'in haberine göre 657 sayılı Kanunu değiştirmek isteyen hükümet, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında düzenleme yapmak amacıyla TBMM'den yaz tatili öncesi kanun hükmünde kararname yetkisi alacak.
Devrim niteliğindeki çalışma ile farklı personel kanunları son bulacak, bazı istisnalar dışında tek bir personel kanunu olacak. Kamudaki sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar yeniden düzenlenecek, haksızlıklar giderilecek.
Memurlar arasında tartışmalara neden olan bazı uygulamalar da böylece son bulacak. Çalışma ile kamu görevlilerinin maaş sistemi de sadeleşmiş olacak. Maaşlar belirlenirken dikkate alınan parametreler yeniden belirlenecek ve yaşanan karmaşık-lık yok edilecek. Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan sınıflar yeniden düzenlenecek.
Yetkililer uzun bir süredir devam eden taslak üzerindeki çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü ve kısa sürede tamamlanacağını belirtti. Çalışmaların bitirilmesinin ardından taslakla ilgili memur sendikalarının da görüşü alınacak. Taslak daha sonra Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelecek.
ÜCRETLER YENİDEN BELİRLENECEK
Reform niteliğindeki yeni düzenleme ile kamuda çalışan memurların mali haklarıyla ücret sistemi de değişiyor. Maaşlar temel ücret, görev ücreti, başarı ücretinden oluşacak. Şu anda uygulanmakta olan ek gösterge sistemi de böylece kaldırılmış olacak. Memurların maaşları görev ücret gruplarına göre ödenecek. Yeni sistem sayesinde büyükşehirlerde zor şartlarda görev yapan personele emsali personele göre daha yüksek ücret ödenebilecek. Memurların Doğu'ya ve kalkınmada öncelikli yörelere gitmeleri de teşvik edilecek. Bu amaçla, bu bölgelerde çalışanların ücretlerinde teşvik edici düzenlemelere gidilecek.
KAMUDA 2.8 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYOR
Türkiye'de 1.9 milyon devlet memuru bulunuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında toplam çalışan sayısı ise 2.8 milyon. En fazla devlet memuru, eğitimde istihdam ediliyor. Eğitim-öğretim hizmetlerinde devlet memurlarının yüzde 39.3'ü istihdam edilirken, bunu yüzde 20.1 ile genel idare , yüzde 13.4 ile sağlık, yüzde 12.4 ile emniyet izliyor. Devlet memurlarının yüzde 62'sini erkekler, yüzde 38'ini kadınlar oluşturuyor.
(milliyet)
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 10:39
Gösterim: 2307
TBMM’de bugün eğitimin 12 yıla çıkarılmasını hedefleyen 4+4+4 eğitim modeli için Meclis Genel Kurulu çalışmalarına başladı. Aylardır kamuoyunun gündemini oluşturan ve yoğun tartışmalara neden olan eğitimde köklü değişiklikleri öngören eğitim yasasının bu hafta sonuna kadar çıkması planlanıyor.
TBMM’de bugün Genel Kurul 4+4+4 eğitim yasası için toplanıyor. AKP'nin yapılacak kritik oylama öncesi Meclis çalışma saatlerini uzatmak için önerge vereceği öğrenildi. önergede bu hafta mesai salı gününden itibaren fazla mesai yapılması amaçlanıyor. Muhalefetin ve kamuoyunun tepkisine neden olan yasa bu hafta Genel Kurul’da ele alınacak ve hafta sonuna kadar yasalaşması öngörülüyor. Ana Muhalefet Partisi CHP’nin ise Genel Kurul’da yapılacak oylamayı bugün Tandoğan Meydanı’nda yapacağı büyük bir mitingle protesto edecek. CHP’nin miting sonrası Meclis çalışmalarına katılması bekleniyor. Gelişmeleri vermeye devam edeceğiz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM’de bugün eğitimin 12 yıla çıkarılmasını hedefleyen 4+4+4 eğitim modeli için Meclis Genel Kurulu çalışmalarına başladı. Aylardır kamuoyunun gündemini oluşturan ve yoğun tartışmalara neden olan eğitimde köklü değişiklikleri öngören eğitim yasasının bu hafta sonuna kadar çıkması planlanıyor.
TBMM’de bugün Genel Kurul 4+4+4 eğitim yasası için toplanıyor. AKP'nin yapılacak kritik oylama öncesi Meclis çalışma saatlerini uzatmak için önerge vereceği öğrenildi. önergede bu hafta mesai salı gününden itibaren fazla mesai yapılması amaçlanıyor. Muhalefetin ve kamuoyunun tepkisine neden olan yasa bu hafta Genel Kurul’da ele alınacak ve hafta sonuna kadar yasalaşması öngörülüyor. Ana Muhalefet Partisi CHP’nin ise Genel Kurul’da yapılacak oylamayı bugün Tandoğan Meydanı’nda yapacağı büyük bir mitingle protesto edecek. CHP’nin miting sonrası Meclis çalışmalarına katılması bekleniyor. Gelişmeleri vermeye devam edeceğiz.
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 10:48
Gösterim: 1489
Kolej öğrencisine kitap ve tabletten sonra süt de yok.
TÜRKİYE’de anasınıfı ve ilköğretim 1-4. sınıflardaki 7 milyon öğrenciye ücretsiz süt dağıtılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girerken Türkiye Özel Okullar Birliği (TÖOB) Derneği Sınav Yerleştirme Kurulu Başkanı Nurullah Dal’dan “ayrımcılık” uyarısı geldi. 1603 özel okulda okuyan 465 bin öğrencinin, tablet ve kitaptan sonra sütte de kapsamdışı kaldığını belirten Dal, “Bu çocuklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Özel okullarda okuyan çocuklar devletin üvey evlatları mı? Azınlık okullarına kitap veriliyor, tablet dağıtılıyor. Onlar da özel okul statüsünde” dedi. Velileri adına tüm öğrencilere MEB’in eşit davranmasını istediklerini belirten Dal, “Bakanlığımız maalesef ki ücretsiz ders kitabı, tablet bilgisayar ve son olarak da ücretsiz süt dağıtımı konusunda okullarımızda okuyan çoğu burslu ve alt gelir gurubundan çocuklarımızı görmezden gelmeyi seçmiştir” şeklinde konuştu.
‘SANILDIĞI KADAR ZENGİN DEĞİL’
“Süt dağıtımının yapılacağı devlet okullarında zengin-yoksul ayrımı yapılmaması talimatı veren bakanlık, dağıtım bile başlamadan okulları zengin-yoksul diye sınıflandırıyor” diyen Dal, “Velilerimiz sanıldığı kadar zengin değil” tepkisini gösterdi. Dal, özel okul velilerinin profilini ise şöyle aktardı: “Yaptığımız araştırmalara göre öğrencilerimizin yüzde 50’si anne-babası çalışan orta gelir, yüzde 15’i üst gelir, yüzde 25’i ise alt gelir grubuna mensup. Yüzde 10’u ise çok yoksul ama başarılı ya da şehit ve gazi çocukları. 465 bin çocuktan 46 bin 500’ü ücretsiz eğitim alıyor. Geriye kalan yüzde 25’lik kesimise çocuklarının iyi eğitim alması için parçalı burs, indirim ve okulların takviyesiyle çocuklarını okutabilen memur çocukları.” Dal bu uygulamalar nedeniyle ögrencilerinin açıkça ötekileştirildiğini ve küçük yaşta ayrımcılığı hissettiklerini iddia etti.
UZMANLAR NASIL DEĞERLENDİRDİ?
Gülin YILDIRIMKAYA/ HT GAZETE
OKUL Sütü programına ilişkin uygulama detayları netleşti: Anasınıfından beşinci sınıfa kadar ilköğretim öğrencilerine, günlük 200 mililitre uzun ömürlü sade kutu süt dağıtılacak. Program, özel okullar dışında Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenen okullarda uygulanacak. FATİH projesi dahilinde tablet ve akıllı tahta dağıtılacak okullar kapsamında da dışarıda tutulan özel okullara üvey çocuk muamelesi mi yapılıyor? Devlet okullarının önceliği var diyen de var, “Özel okuldaki çocuklar ötekileştiriliyor” diyen de. İşte farklı görüşler...
‘Özel okuldaki çocuklar düşman çocukları mı?’
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı CEM GÜLAN
BEN tek bir şey soruyorum: Özel okula giderek devletin sırtından yük alan öğrenci acaba devletin kötülüğünü düşünen düşman çocukları mı? Özel okullarda burslu okuyanlar var, şehit çocukları var... Diğer çocuklara süt dağıtılacaksa biz de öğrencilerimize veririz ama bu çocuklar düşman çocuğu mu? Akıllı tahtalarla ilgili de aynı durum var. Biz akıllı tahta, internet bağlantısı, program, hiçbirini istemiyoruz. Ticari kuruluşlar olduğumuza göre bunları yapmak görevimiz ama T.C. vatandaşı çocuklara iPad dağıtılıyorsa, özel okula giden çocuklara da dağıtılması gerekir. Kitap veriyorsanız, bu çocuklara da vereceksiniz. Süt veriyorsanız bu çocuklara da vereceksiniz. Bu çocuk özel okula gidiyor, ailesinin durumu daha iyi diye ayıramazsınız. Ayırırsanız o çocuk kendisini ötekileştirilmiş hisseder.
'Devlet kendi okullarındaki çocuklara bile yetişemiyor’
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İSMAİL KONCUK
ÖZEL okulların kendi imkânlarıyla süt vermeleri mümkün ama devlet okullarında kahvaltı yapamadan okula giden çocukları biliyoruz. Özel okullarda pasta, börek dağıtılan beslenme saatleri de oluyor. Ama devlet okullarında böyle imkânlar yok. Emin olun öğle yemeği yiyemeyen çocuklarımız var oralarda. Özellikle tam gün eğitim veren okullarda bu son derece önemli. Öğrenciler perişan oluyor, hele bir de anne baba çalışıyorsa... Akıllı tablet uygulamasının devlete külfetten başka bir şey getirmeyeceğine inanıyorum. Ayrıca özel okullara neden devlet tablet dağıtsın? Devlet, imkânlarını kendi okulları için bile kullanamıyor. Camlar kırık, ısınma, barınma sorunu olan, tahtasız okullar var. Devlet bunlara yetişemiyor bir de özel okullara yardım yapması doğru olmaz. Öncelik devlet okullarında olmalı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kolej öğrencisine kitap ve tabletten sonra süt de yok.
TÜRKİYE’de anasınıfı ve ilköğretim 1-4. sınıflardaki 7 milyon öğrenciye ücretsiz süt dağıtılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girerken Türkiye Özel Okullar Birliği (TÖOB) Derneği Sınav Yerleştirme Kurulu Başkanı Nurullah Dal’dan “ayrımcılık” uyarısı geldi. 1603 özel okulda okuyan 465 bin öğrencinin, tablet ve kitaptan sonra sütte de kapsamdışı kaldığını belirten Dal, “Bu çocuklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Özel okullarda okuyan çocuklar devletin üvey evlatları mı? Azınlık okullarına kitap veriliyor, tablet dağıtılıyor. Onlar da özel okul statüsünde” dedi. Velileri adına tüm öğrencilere MEB’in eşit davranmasını istediklerini belirten Dal, “Bakanlığımız maalesef ki ücretsiz ders kitabı, tablet bilgisayar ve son olarak da ücretsiz süt dağıtımı konusunda okullarımızda okuyan çoğu burslu ve alt gelir gurubundan çocuklarımızı görmezden gelmeyi seçmiştir” şeklinde konuştu.
‘SANILDIĞI KADAR ZENGİN DEĞİL’
“Süt dağıtımının yapılacağı devlet okullarında zengin-yoksul ayrımı yapılmaması talimatı veren bakanlık, dağıtım bile başlamadan okulları zengin-yoksul diye sınıflandırıyor” diyen Dal, “Velilerimiz sanıldığı kadar zengin değil” tepkisini gösterdi. Dal, özel okul velilerinin profilini ise şöyle aktardı: “Yaptığımız araştırmalara göre öğrencilerimizin yüzde 50’si anne-babası çalışan orta gelir, yüzde 15’i üst gelir, yüzde 25’i ise alt gelir grubuna mensup. Yüzde 10’u ise çok yoksul ama başarılı ya da şehit ve gazi çocukları. 465 bin çocuktan 46 bin 500’ü ücretsiz eğitim alıyor. Geriye kalan yüzde 25’lik kesimise çocuklarının iyi eğitim alması için parçalı burs, indirim ve okulların takviyesiyle çocuklarını okutabilen memur çocukları.” Dal bu uygulamalar nedeniyle ögrencilerinin açıkça ötekileştirildiğini ve küçük yaşta ayrımcılığı hissettiklerini iddia etti.
UZMANLAR NASIL DEĞERLENDİRDİ?
Gülin YILDIRIMKAYA/ HT GAZETE
OKUL Sütü programına ilişkin uygulama detayları netleşti: Anasınıfından beşinci sınıfa kadar ilköğretim öğrencilerine, günlük 200 mililitre uzun ömürlü sade kutu süt dağıtılacak. Program, özel okullar dışında Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenen okullarda uygulanacak. FATİH projesi dahilinde tablet ve akıllı tahta dağıtılacak okullar kapsamında da dışarıda tutulan özel okullara üvey çocuk muamelesi mi yapılıyor? Devlet okullarının önceliği var diyen de var, “Özel okuldaki çocuklar ötekileştiriliyor” diyen de. İşte farklı görüşler...
‘Özel okuldaki çocuklar düşman çocukları mı?’
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı CEM GÜLAN
BEN tek bir şey soruyorum: Özel okula giderek devletin sırtından yük alan öğrenci acaba devletin kötülüğünü düşünen düşman çocukları mı? Özel okullarda burslu okuyanlar var, şehit çocukları var... Diğer çocuklara süt dağıtılacaksa biz de öğrencilerimize veririz ama bu çocuklar düşman çocuğu mu? Akıllı tahtalarla ilgili de aynı durum var. Biz akıllı tahta, internet bağlantısı, program, hiçbirini istemiyoruz. Ticari kuruluşlar olduğumuza göre bunları yapmak görevimiz ama T.C. vatandaşı çocuklara iPad dağıtılıyorsa, özel okula giden çocuklara da dağıtılması gerekir. Kitap veriyorsanız, bu çocuklara da vereceksiniz. Süt veriyorsanız bu çocuklara da vereceksiniz. Bu çocuk özel okula gidiyor, ailesinin durumu daha iyi diye ayıramazsınız. Ayırırsanız o çocuk kendisini ötekileştirilmiş hisseder.
'Devlet kendi okullarındaki çocuklara bile yetişemiyor’
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İSMAİL KONCUK
ÖZEL okulların kendi imkânlarıyla süt vermeleri mümkün ama devlet okullarında kahvaltı yapamadan okula giden çocukları biliyoruz. Özel okullarda pasta, börek dağıtılan beslenme saatleri de oluyor. Ama devlet okullarında böyle imkânlar yok. Emin olun öğle yemeği yiyemeyen çocuklarımız var oralarda. Özellikle tam gün eğitim veren okullarda bu son derece önemli. Öğrenciler perişan oluyor, hele bir de anne baba çalışıyorsa... Akıllı tablet uygulamasının devlete külfetten başka bir şey getirmeyeceğine inanıyorum. Ayrıca özel okullara neden devlet tablet dağıtsın? Devlet, imkânlarını kendi okulları için bile kullanamıyor. Camlar kırık, ısınma, barınma sorunu olan, tahtasız okullar var. Devlet bunlara yetişemiyor bir de özel okullara yardım yapması doğru olmaz. Öncelik devlet okullarında olmalı.
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 09:59
Gösterim: 1625
Komisyon görüşmeleri sırasında büyük kavgalara sahne olan 4+4+4 eğitim teklifi bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak. CHP ise teklifi protesto etmek için Tandoğan meydanına çıkıyor.
TBMM Başkanlığı’na AK Parti teklifi olarak sunulduğu günden bu yana tartışmalara ve muhalefetin tepkisine neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifi, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak.
TBMM Eğitim Komisyonu’ndaki görüşmeler sırasında “üzerinde yeterince konuşulmadığı” ve 21 maddesi yarım saatte oylanıp kabul edildiği gerekçesiyle muhalefet ile AK Partililer arasında kavgaya neden olan teklif, 26 maddeden oluşuyor. AK Partililer 20 Şubat’ta Meclis Başkanlığı’na sunulan teklifin hafta sonuna kadar yasalaşacağını öngörüyor.
‘CHP 5 BİN ÖNERGE VERDİ’
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, yasanın görüşülmesi sırasında muhalefetin içtüzükten kaynaklanan haklarını kullanması ve konuşmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını belirtti. Canikli, “CHP ‘Komisyondaki görüşmeler yok hükmünde’ dedi ama söz talebi konusunda muhalefet 5 bin önerge verdi, 500 söz talebi oldu. CHP’den 69, MHP’den 21, AK Parti’den 291 milletvekili söz talebinde bulundu. Ancak 4+4+4 temel yasa olarak 2 bölüm halinde görüşüleceği için 6 şahıs konuşabilecek” bilgisini verdi. Canikli, Meclis’te 28 Şubat’ın da dahil olduğu darbeleri araştırmak üzere komisyon kurulacağını da söyledi.
CHP ise 4+4+4 teklifini protesto etmek için bugün grup toplantısını Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapacak. Mitinge dönüşmesi planlanan toplantının ardından milletvekilleri Meclis’e geçecek. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün CHP internet sitesinden bir mesaj yayınlayarak, hangi siyasi görüşten olursa olsun, çocuklarının ve ülkesinin geleceğine sahip çıkmak isteyen 7’den 70’e herkesi Tandoğan’a davet etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de “Bu Türkiye ’nin, 74 milyonun sorunudur. Endişeli olan tüm anneleri, öğrenci velilerini miting alanına bekliyoruz” diye konuştu.
'AFİŞLER YIRTILDI'
Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ise afişlerinin yırtıldığını belirterek “Miting, öncesi ve sonrasında yaşanacak her provokasyon dan AKP sorumlu olacak ” dedi.
(habertürk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Komisyon görüşmeleri sırasında büyük kavgalara sahne olan 4+4+4 eğitim teklifi bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak. CHP ise teklifi protesto etmek için Tandoğan meydanına çıkıyor.
TBMM Başkanlığı’na AK Parti teklifi olarak sunulduğu günden bu yana tartışmalara ve muhalefetin tepkisine neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifi, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak.
TBMM Eğitim Komisyonu’ndaki görüşmeler sırasında “üzerinde yeterince konuşulmadığı” ve 21 maddesi yarım saatte oylanıp kabul edildiği gerekçesiyle muhalefet ile AK Partililer arasında kavgaya neden olan teklif, 26 maddeden oluşuyor. AK Partililer 20 Şubat’ta Meclis Başkanlığı’na sunulan teklifin hafta sonuna kadar yasalaşacağını öngörüyor.
‘CHP 5 BİN ÖNERGE VERDİ’
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, yasanın görüşülmesi sırasında muhalefetin içtüzükten kaynaklanan haklarını kullanması ve konuşmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını belirtti. Canikli, “CHP ‘Komisyondaki görüşmeler yok hükmünde’ dedi ama söz talebi konusunda muhalefet 5 bin önerge verdi, 500 söz talebi oldu. CHP’den 69, MHP’den 21, AK Parti’den 291 milletvekili söz talebinde bulundu. Ancak 4+4+4 temel yasa olarak 2 bölüm halinde görüşüleceği için 6 şahıs konuşabilecek” bilgisini verdi. Canikli, Meclis’te 28 Şubat’ın da dahil olduğu darbeleri araştırmak üzere komisyon kurulacağını da söyledi.
CHP ise 4+4+4 teklifini protesto etmek için bugün grup toplantısını Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapacak. Mitinge dönüşmesi planlanan toplantının ardından milletvekilleri Meclis’e geçecek. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün CHP internet sitesinden bir mesaj yayınlayarak, hangi siyasi görüşten olursa olsun, çocuklarının ve ülkesinin geleceğine sahip çıkmak isteyen 7’den 70’e herkesi Tandoğan’a davet etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de “Bu Türkiye ’nin, 74 milyonun sorunudur. Endişeli olan tüm anneleri, öğrenci velilerini miting alanına bekliyoruz” diye konuştu.
'AFİŞLER YIRTILDI'
Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ise afişlerinin yırtıldığını belirterek “Miting, öncesi ve sonrasında yaşanacak her provokasyon dan AKP sorumlu olacak ” dedi.
(habertürk)
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 10:02
Gösterim: 2005
Tayyip Erdoğan, Kore yolunda önemli bir açıklama yaptı ve dershanelerin kaldırılacağını söyledi. Arzu eden dershane özel liseye dönüşebilecek, uyum sağlayamayan ise kapatılacak.
Sınav sistemi sürdükçe dershaneler de var olacağına göre, sınavdan da vazgeçilecek. Peki imtihan olmadan üniversiteye nasıl girilecek? Bunun cevabını Başbakan'ın konuşmasından ya da bilahare yapılan açıklamalardan anlamak mümkün. Öğrenci, orta öğretim başarı puanı ve olgunluk sınav puanının ortalamasına göre, Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) girme hakkını kazanacak. Dolayısıyla, üniversiteye girişte ilk eleme için kullanılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) kaldırılacak.
Bu vaadi pek ikna edici bulmadım. Bir kere LYS sürdüğüne göre, o sınava da hazırlanmak gerekmiyor mu? Bu birinci sorum. İkincisi, Türkiye gibi okullar arasında büyük dengesizlikler olan bir ülkede, orta öğretim başarı puanı nasıl belirleyici olabilir? Ayrıca, bu, iltimasa açık bir sistem değil mi? Üniversiteye girebilmek için, birçok talebe not ortalamasının yükseltilmesini hocalarından isteyebilir. Bunun yanı sıra, lise son sınıfta yapılan olgunluk sınavı sonuçları nasıl ve kimler tarafından değerlendirilecek? Merkezi bir sistem mi söz konusu olacak? Yoksa olgunluk sınavında notu, öğrencinin kendi okulundaki öğretmenler mi verecek?
Yabancı kolejlerin (Sözgelimi, St. Joseph, Robert Kolej, Üsküdar Amerikan, Notre Dame de Sion vs...) orta kısımlarının tekrar açılacağı belirtiliyor. Bu durumda, ilk 4 yıldan sonra, o kolejlerin orta kısmına gitmek isteyenler imtihana girmeyecek mi? Bu imtihana ne şekilde hazırlanacaklar? Sınavsız giriş mümkün olamaz; çünkü imkân sahibi herkes bu okullarda çocuklarını okutmak istiyor. Sınav yapılacaksa, okul tarafından mı düzenlenecek? O zaman, iltimas söylentileri ayyuka çıkmaz mı? Sadece yabancı kolejler değil, bazı yüksek düzeyde eğitim veren özel okullar mevcut. Onlar da sınav koyacaktır. Bu şartlar dahilinde, dershaneleri nasıl kaldıracağız?
Fen ya da Anadolu lisesi diye adlandırılan bazı devlet okulları da cazibe merkezi oluşturuyor. Onlar da yoğun taleple karşı karşıya. İddiaya göre, 4+4+4 modelinde, öğrenciler Anadolu ya da Fen lisesine hazırlanmak zorunda kalmayacak. Çünkü tüm liselerde arzu eden öğrenciler için, Fen, Sosyal Bilimler, Matematik, Spor ve Müzik gibi ağırlıklı eğitim paketleri bulunacak. Her lise bir Fen lisesi ya da Anadolu lisesi seviyesinde olacak. İşte bu iddiaya gülünür! Geçmişte bütün liseler Anadolu lisesine dönüştürüldü; hemen hemen hiçbirinde İngilizce öğrenme imkânı kalmadı. Toptan bir seviye düşmesi yaşandı. "Bütün liseler Anadolu ya da Fen lisesi olacak" demekle, maalesef hedefe ulaşmak mümkün değil. Türkiye'de en az 100 bin öğretmen açığı ve 100 bin derslik noksanı bulunuyor. Kalabalık sınıflar, sabahçı ve öğlenci olmak üzere ikili tedrisat, ya da farklı sınıfların aynı derslikte ders görmesi gibi uygulamalar mevcut. Ortaöğretim kurumları ya da üniversiteler arasında eğitimde büyük seviye farklılıkları var. Bütün bunlar düzeltilmeden atılacak adımlar kolay kolay sonuç getirmez.
Cehalet diz boyu
Lise mezunu olsanız dahi, bazen cehaletten kurtulamıyorsunuz. Haber Türk'ten Pakize Suda, Anadolu'yu gezip, vatandaşa çok basit sorular soruyor. Geçen gün birine takıldım, "Kaçıncı yüzyıldayız?" sorusuna verilen cevapları bir görseydiniz! Kimi bilmiyor; kimi "20. yüzyıl" diyor. "72" diyene bile rastladım. Artık neyi kastediyorsa!
Bilgi yarışmasında Siyaset Bilimi okuyan genç kız, "TBMM'nin başka adı nedir?" sorusunun şıkları arasından (a) Parlamento, b) Yüce Divan, c) Danıştay d) Baro), Yüce Divan'ı seçti.
Pakize Suda, bir sonraki programında "Yüce Divan nedir?" diye sorsa, ancak 100 kişiden biri bilebilecek doğruyu. Eğitim reformu adı altında getirilen 4+4+4, acaba bütün bu dertlere derman olabilecek mi?
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tayyip Erdoğan, Kore yolunda önemli bir açıklama yaptı ve dershanelerin kaldırılacağını söyledi. Arzu eden dershane özel liseye dönüşebilecek, uyum sağlayamayan ise kapatılacak.
Sınav sistemi sürdükçe dershaneler de var olacağına göre, sınavdan da vazgeçilecek. Peki imtihan olmadan üniversiteye nasıl girilecek? Bunun cevabını Başbakan'ın konuşmasından ya da bilahare yapılan açıklamalardan anlamak mümkün. Öğrenci, orta öğretim başarı puanı ve olgunluk sınav puanının ortalamasına göre, Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) girme hakkını kazanacak. Dolayısıyla, üniversiteye girişte ilk eleme için kullanılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) kaldırılacak.
Bu vaadi pek ikna edici bulmadım. Bir kere LYS sürdüğüne göre, o sınava da hazırlanmak gerekmiyor mu? Bu birinci sorum. İkincisi, Türkiye gibi okullar arasında büyük dengesizlikler olan bir ülkede, orta öğretim başarı puanı nasıl belirleyici olabilir? Ayrıca, bu, iltimasa açık bir sistem değil mi? Üniversiteye girebilmek için, birçok talebe not ortalamasının yükseltilmesini hocalarından isteyebilir. Bunun yanı sıra, lise son sınıfta yapılan olgunluk sınavı sonuçları nasıl ve kimler tarafından değerlendirilecek? Merkezi bir sistem mi söz konusu olacak? Yoksa olgunluk sınavında notu, öğrencinin kendi okulundaki öğretmenler mi verecek?
Yabancı kolejlerin (Sözgelimi, St. Joseph, Robert Kolej, Üsküdar Amerikan, Notre Dame de Sion vs...) orta kısımlarının tekrar açılacağı belirtiliyor. Bu durumda, ilk 4 yıldan sonra, o kolejlerin orta kısmına gitmek isteyenler imtihana girmeyecek mi? Bu imtihana ne şekilde hazırlanacaklar? Sınavsız giriş mümkün olamaz; çünkü imkân sahibi herkes bu okullarda çocuklarını okutmak istiyor. Sınav yapılacaksa, okul tarafından mı düzenlenecek? O zaman, iltimas söylentileri ayyuka çıkmaz mı? Sadece yabancı kolejler değil, bazı yüksek düzeyde eğitim veren özel okullar mevcut. Onlar da sınav koyacaktır. Bu şartlar dahilinde, dershaneleri nasıl kaldıracağız?
Fen ya da Anadolu lisesi diye adlandırılan bazı devlet okulları da cazibe merkezi oluşturuyor. Onlar da yoğun taleple karşı karşıya. İddiaya göre, 4+4+4 modelinde, öğrenciler Anadolu ya da Fen lisesine hazırlanmak zorunda kalmayacak. Çünkü tüm liselerde arzu eden öğrenciler için, Fen, Sosyal Bilimler, Matematik, Spor ve Müzik gibi ağırlıklı eğitim paketleri bulunacak. Her lise bir Fen lisesi ya da Anadolu lisesi seviyesinde olacak. İşte bu iddiaya gülünür! Geçmişte bütün liseler Anadolu lisesine dönüştürüldü; hemen hemen hiçbirinde İngilizce öğrenme imkânı kalmadı. Toptan bir seviye düşmesi yaşandı. "Bütün liseler Anadolu ya da Fen lisesi olacak" demekle, maalesef hedefe ulaşmak mümkün değil. Türkiye'de en az 100 bin öğretmen açığı ve 100 bin derslik noksanı bulunuyor. Kalabalık sınıflar, sabahçı ve öğlenci olmak üzere ikili tedrisat, ya da farklı sınıfların aynı derslikte ders görmesi gibi uygulamalar mevcut. Ortaöğretim kurumları ya da üniversiteler arasında eğitimde büyük seviye farklılıkları var. Bütün bunlar düzeltilmeden atılacak adımlar kolay kolay sonuç getirmez.
Cehalet diz boyu
Lise mezunu olsanız dahi, bazen cehaletten kurtulamıyorsunuz. Haber Türk'ten Pakize Suda, Anadolu'yu gezip, vatandaşa çok basit sorular soruyor. Geçen gün birine takıldım, "Kaçıncı yüzyıldayız?" sorusuna verilen cevapları bir görseydiniz! Kimi bilmiyor; kimi "20. yüzyıl" diyor. "72" diyene bile rastladım. Artık neyi kastediyorsa!
Bilgi yarışmasında Siyaset Bilimi okuyan genç kız, "TBMM'nin başka adı nedir?" sorusunun şıkları arasından (a) Parlamento, b) Yüce Divan, c) Danıştay d) Baro), Yüce Divan'ı seçti.
Pakize Suda, bir sonraki programında "Yüce Divan nedir?" diye sorsa, ancak 100 kişiden biri bilebilecek doğruyu. Eğitim reformu adı altında getirilen 4+4+4, acaba bütün bu dertlere derman olabilecek mi?
Son Güncelleme: Salı, 27 Mart 2012 09:23
Gösterim: 1805