Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eş durumundan atamaları kaldırmadıklarını belirterek, özre metni atamaları ve eş durumundan atamaları 2012 yılı uygulaması olarak Ağustos'ta gerçekleştireceklerini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda makamında ilköğretim öğrencilerini kabul etti. Bakan Dinçer'in koltuğuna Altındağ Atatürk İlköğretim Okulu öğrencisi Dilan Özdemir oturdu. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu devralan Özdemir, Dinçer'e makamını kendisine devrettiği için çok teşekkür etti. Koltukta oturduğu kendisini ev sahibi gibi hissettiğini söyleyen Özdemir, "Şunun da farkındayım ki bu koltuğun değil tüm Türk çocuklarıyla birlikte ben de bu bayramın asıl sahibiyim. Bundan dolayı da kendimi çok mutlu ve gururlu hissediyorum. Bu gururu bana yaşatan Ulu Önder Atatürk'e teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e onun izinde ve ilkeleri doğrultusunda her alandaki atılımlarına öncelik yapacak, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle dolu, görev ve sorumluluklarına yürekten bağlı, çağdaş düşünceli gençler olacağımıza kendim ve tüm Türk gençleri adına söz veriyorum" dedi.
Özdemir, Bakan Dinçer'i okuluna davet ederek okulunun Atatürk tarafından yapıldığını ve fiziki şartlarının çok iyi olmadığını belirtti. Özdemir, koşulların düzeltilmesini talep etti. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan minik bakan, öğretmen atamaları konusunda bir planı bulunup bulunmadığı sorusuna, "Değerli öğretmenlerimizin elbette hızlı bir şekilde eğitim-öğretim vermesi için atamalarına başlayacağız. Bunun için genel bir rakam yok" karşılığını verdi.
Kabulün sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Dinçer, "Eş durumundan tayin kaldırıldı. Bu durum geneli mi kapsayacak yoksa sadece stajyerleri mi" sorusuna, "Biz eş durumundan tayini kaldırmadık. Eş durumundan tayin için zaten şubat ayında bir atama yaptık. Onu 2011 yılının ataması olarak gerçekleştirdik. Gerekçemiz şuydu; kanun hükmünde kararnameyle bundan sonra eş durumuyla ilgili tayinlerle alakalı düzenleme yapmıştık. Yılda bir kere bu atamaların yapılabileceğini ve eğitim zamanında olmayacağını belirleyen bir düzenleme" cevabını verdi.
Düzenlemeyi bundan sonra her yıl ağustos ayının sonunda veya içerisinde yapmayı öngördüklerini kaydeden Dinçer, 2011 yılıyla alakalı atamada son kez şubat ayında bir düzenleme yaptıklarını ve atama gerçekleştirdiklerini ifade etti. Dinçer, "Aralık ayında özre metni atamaları gerçekleştirdik. Şubat ayında yeni atamalar yaptık. Özre metni atamaları ve eş durumundan atamaları tekrar ağustos ayında 2012 yılının uygulaması olarak gerçekleştireceğiz. Sonra onu yılda bir kere yapacağız" şeklinde konuştu.
"Fen- edebiyat fakültelerinden mezun olan öğretmenler için nasıl bir düzenleme yapılacak" sorusuna Dinçer, "YÖK'ün kararını görmedim. Gerekçelerini ve içeriğini görmeden bu konuda bir şey söylemek istemiyorum" yanıtını verdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eş durumundan atamaları kaldırmadıklarını belirterek, özre metni atamaları ve eş durumundan atamaları 2012 yılı uygulaması olarak Ağustos'ta gerçekleştireceklerini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda makamında ilköğretim öğrencilerini kabul etti. Bakan Dinçer'in koltuğuna Altındağ Atatürk İlköğretim Okulu öğrencisi Dilan Özdemir oturdu. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu devralan Özdemir, Dinçer'e makamını kendisine devrettiği için çok teşekkür etti. Koltukta oturduğu kendisini ev sahibi gibi hissettiğini söyleyen Özdemir, "Şunun da farkındayım ki bu koltuğun değil tüm Türk çocuklarıyla birlikte ben de bu bayramın asıl sahibiyim. Bundan dolayı da kendimi çok mutlu ve gururlu hissediyorum. Bu gururu bana yaşatan Ulu Önder Atatürk'e teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e onun izinde ve ilkeleri doğrultusunda her alandaki atılımlarına öncelik yapacak, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle dolu, görev ve sorumluluklarına yürekten bağlı, çağdaş düşünceli gençler olacağımıza kendim ve tüm Türk gençleri adına söz veriyorum" dedi.
Özdemir, Bakan Dinçer'i okuluna davet ederek okulunun Atatürk tarafından yapıldığını ve fiziki şartlarının çok iyi olmadığını belirtti. Özdemir, koşulların düzeltilmesini talep etti. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan minik bakan, öğretmen atamaları konusunda bir planı bulunup bulunmadığı sorusuna, "Değerli öğretmenlerimizin elbette hızlı bir şekilde eğitim-öğretim vermesi için atamalarına başlayacağız. Bunun için genel bir rakam yok" karşılığını verdi.
Kabulün sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Dinçer, "Eş durumundan tayin kaldırıldı. Bu durum geneli mi kapsayacak yoksa sadece stajyerleri mi" sorusuna, "Biz eş durumundan tayini kaldırmadık. Eş durumundan tayin için zaten şubat ayında bir atama yaptık. Onu 2011 yılının ataması olarak gerçekleştirdik. Gerekçemiz şuydu; kanun hükmünde kararnameyle bundan sonra eş durumuyla ilgili tayinlerle alakalı düzenleme yapmıştık. Yılda bir kere bu atamaların yapılabileceğini ve eğitim zamanında olmayacağını belirleyen bir düzenleme" cevabını verdi.
Düzenlemeyi bundan sonra her yıl ağustos ayının sonunda veya içerisinde yapmayı öngördüklerini kaydeden Dinçer, 2011 yılıyla alakalı atamada son kez şubat ayında bir düzenleme yaptıklarını ve atama gerçekleştirdiklerini ifade etti. Dinçer, "Aralık ayında özre metni atamaları gerçekleştirdik. Şubat ayında yeni atamalar yaptık. Özre metni atamaları ve eş durumundan atamaları tekrar ağustos ayında 2012 yılının uygulaması olarak gerçekleştireceğiz. Sonra onu yılda bir kere yapacağız" şeklinde konuştu.
"Fen- edebiyat fakültelerinden mezun olan öğretmenler için nasıl bir düzenleme yapılacak" sorusuna Dinçer, "YÖK'ün kararını görmedim. Gerekçelerini ve içeriğini görmeden bu konuda bir şey söylemek istemiyorum" yanıtını verdi.
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 10:43
Gösterim: 1799
MEB yılda iki kez yapılan özür durumundan atamaları teke indirdi ve güçleştirdi. Eşinin yaşadığı ile atanamayanlara "3 yıl ücretsiz izin alıp bekleyin" deniliyor.
Yıllardır şikayet konusu olan eş durumundan atamalarla ilgili sıkıntılar, MEB'in yeni düzenlemesinden sonra daha da artacak. Öğretmenler isyanda.
M. K., 7 yıldır Kars’ta öğretmenlik yapıyor. Eşi ise 1.5 senedir Elazığ’da. Eşi ve 18 aylık kızını en son şubat ayında görebildi. Y.C., 5 yıldır İstanbul’da sınıf öğretmenliği yapıyor. 2 ay önce Manisa’daki meslektaşıyla evlendi. Henüz bir araya gelemediler. N. Y. Gaziantep’te öğretmen, nişanlısı Malatya’da. Yanına gidemeyeceği için evlenme kararını askıya almışlar...
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu yıl, yılda iki kez yapılan özür durumu atamalarını teke indirdi. Öğretmenin istek yaptığı ilde kadro olmaması durumunda il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin kadrolarına atanmasını sağlayan ‘il emrini’ de kaldırdı. Yani artık branşında açık olmayan öğretmenlerin ‘özür’ nedeniyle istediği ile atanma şansı yok.
Bakanlık özür durumu ataması gerçekleşmeyen öğretmenlere “Ücretsiz izin alabilirsiniz” diyor.
3 yıl boyunca hâlâ istediği kadroya atanamayan öğretmenlere, atamada ‘öncelik’ tanınacak.
“Yıllarca ayrı kalacağız”
Öğretmenler ise isyanda. M.K. 7 yıldır Kars’ta, eşi Elazığ’da çalışıyor. Son 1.5 yıldır eşi ve 18 aylık kızından ayrı. Özür durumu atamasıyla Elazığ’a tayinini isteyecek M.K.yapılan değişiklikle yıkıldı. Branşlarda açıkların ücretli öğretmenlerle doldurulduğunu, Elazığ’a atanma ihtimalinin düşük olduğunu vurgulayarak sıkıntısını şöyle anlatıyor:
“Eşim ve kızım ile en son şubat tatilinde görüşebildik. Geçen gün kızım hasta olmuş. Eşim sabaha karşı hastanelerde tek başına kaldı. Destek olamadım, çok kötü hissettim. Ayrı olmanın maddi zorlukları da var. Bu kış iki ayrı eve 3 bin TL kömür masrafı ödedik. Çocuğumu düşünürken, hasret çekerken ne kadar verimli çalışabilirsin. Belki seneler boyunca ayrı kalacağız.”
Y.C., 5 yıldır İstanbul’da sınıf öğretmeni. Eşi Manisa’da. Eylülde yapılacak özür durumu atamalarında Manisa’ya tayinini isteyecek. Ocakta evlenen çift henüz bir araya gelebilmiş değil:
“Puanım 60-70. Manisa için yetmez. Ücretsiz izin alsam nasıl geçiniriz? Her gün kahroluyorum.”
N. Y., Gaziantep’te matematik öğretmeni, nişanlısı Malatya’da. 3 yıllık öğretmen olduğu için hizmet puanı sadece 40. Bu puanla atanması zor, il emri de kalktığı için çalıştığı ilde kalacak. N. Y. “Ya böyle devam et ya da 3 yıl ücretsiz izin yap diyorlar. Üstelik 3 yıldan sora da atanma garantisi verilmiyor. ‘Öncelikli atanır’ diyor. Hayatımıza dair plan yapamıyoruz” diyor.
Türk Eğitim Sen Başkanı İsmail Koncuk ise Nimet Çubukçu döneminde ‘il emrine atanma’ hakkının tanındığını hatırlatarak “Verilen hak geri alındı. Bu durum pek çok mağdur ve parçalanmış aile yaratacak. Aile bütünlüğü bir hak. Yönetmelik yayımlanmış değil. Yayımlandığı an dava açacağız” dedi.
Kızıyla ancak msn’den görüşebiliyor
C.B., Adana’da görev yapıyor. Eşi ve 3.5 yaşındaki kızı İzmir’de yaşıyor. Kendi deyişiyle İzmir’e özür durumundan atanabilmesi için 15 yıla ihtiyacı var:
“1 sene çalıştıktan sonra eş durumundan İzmir’e geçmeyi planlamıştım. ‘İl emri’ kalkınca İzmir umudum kalmadı. Benim ilk yılım. 10 puan alacağım. Biyoloji öğretmeniyim. İzmir merkez için 150 puanım bile olsa yetmeyebilir. 15 sene ayrı mı kalacağız? Kızımla msn’den görüşüyoruz. Sürekli ‘Baba ne zaman geliyorsun’ diye soruyor.”
Neden değişti
MEB; yılda iki kez yapılan ‘özür’ atamalarını “Her yıl 30 bin öğretmenin yer değiştirmesi ücretli öğretmen istihdamını zorunlu kılıyor, sürekliliği bozuyor” diyerek teke indirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
MEB yılda iki kez yapılan özür durumundan atamaları teke indirdi ve güçleştirdi. Eşinin yaşadığı ile atanamayanlara "3 yıl ücretsiz izin alıp bekleyin" deniliyor.
Yıllardır şikayet konusu olan eş durumundan atamalarla ilgili sıkıntılar, MEB'in yeni düzenlemesinden sonra daha da artacak. Öğretmenler isyanda.
M. K., 7 yıldır Kars’ta öğretmenlik yapıyor. Eşi ise 1.5 senedir Elazığ’da. Eşi ve 18 aylık kızını en son şubat ayında görebildi. Y.C., 5 yıldır İstanbul’da sınıf öğretmenliği yapıyor. 2 ay önce Manisa’daki meslektaşıyla evlendi. Henüz bir araya gelemediler. N. Y. Gaziantep’te öğretmen, nişanlısı Malatya’da. Yanına gidemeyeceği için evlenme kararını askıya almışlar...
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu yıl, yılda iki kez yapılan özür durumu atamalarını teke indirdi. Öğretmenin istek yaptığı ilde kadro olmaması durumunda il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin kadrolarına atanmasını sağlayan ‘il emrini’ de kaldırdı. Yani artık branşında açık olmayan öğretmenlerin ‘özür’ nedeniyle istediği ile atanma şansı yok.
Bakanlık özür durumu ataması gerçekleşmeyen öğretmenlere “Ücretsiz izin alabilirsiniz” diyor.
3 yıl boyunca hâlâ istediği kadroya atanamayan öğretmenlere, atamada ‘öncelik’ tanınacak.
“Yıllarca ayrı kalacağız”
Öğretmenler ise isyanda. M.K. 7 yıldır Kars’ta, eşi Elazığ’da çalışıyor. Son 1.5 yıldır eşi ve 18 aylık kızından ayrı. Özür durumu atamasıyla Elazığ’a tayinini isteyecek M.K.yapılan değişiklikle yıkıldı. Branşlarda açıkların ücretli öğretmenlerle doldurulduğunu, Elazığ’a atanma ihtimalinin düşük olduğunu vurgulayarak sıkıntısını şöyle anlatıyor:
“Eşim ve kızım ile en son şubat tatilinde görüşebildik. Geçen gün kızım hasta olmuş. Eşim sabaha karşı hastanelerde tek başına kaldı. Destek olamadım, çok kötü hissettim. Ayrı olmanın maddi zorlukları da var. Bu kış iki ayrı eve 3 bin TL kömür masrafı ödedik. Çocuğumu düşünürken, hasret çekerken ne kadar verimli çalışabilirsin. Belki seneler boyunca ayrı kalacağız.”
Y.C., 5 yıldır İstanbul’da sınıf öğretmeni. Eşi Manisa’da. Eylülde yapılacak özür durumu atamalarında Manisa’ya tayinini isteyecek. Ocakta evlenen çift henüz bir araya gelebilmiş değil:
“Puanım 60-70. Manisa için yetmez. Ücretsiz izin alsam nasıl geçiniriz? Her gün kahroluyorum.”
N. Y., Gaziantep’te matematik öğretmeni, nişanlısı Malatya’da. 3 yıllık öğretmen olduğu için hizmet puanı sadece 40. Bu puanla atanması zor, il emri de kalktığı için çalıştığı ilde kalacak. N. Y. “Ya böyle devam et ya da 3 yıl ücretsiz izin yap diyorlar. Üstelik 3 yıldan sora da atanma garantisi verilmiyor. ‘Öncelikli atanır’ diyor. Hayatımıza dair plan yapamıyoruz” diyor.
Türk Eğitim Sen Başkanı İsmail Koncuk ise Nimet Çubukçu döneminde ‘il emrine atanma’ hakkının tanındığını hatırlatarak “Verilen hak geri alındı. Bu durum pek çok mağdur ve parçalanmış aile yaratacak. Aile bütünlüğü bir hak. Yönetmelik yayımlanmış değil. Yayımlandığı an dava açacağız” dedi.
Kızıyla ancak msn’den görüşebiliyor
C.B., Adana’da görev yapıyor. Eşi ve 3.5 yaşındaki kızı İzmir’de yaşıyor. Kendi deyişiyle İzmir’e özür durumundan atanabilmesi için 15 yıla ihtiyacı var:
“1 sene çalıştıktan sonra eş durumundan İzmir’e geçmeyi planlamıştım. ‘İl emri’ kalkınca İzmir umudum kalmadı. Benim ilk yılım. 10 puan alacağım. Biyoloji öğretmeniyim. İzmir merkez için 150 puanım bile olsa yetmeyebilir. 15 sene ayrı mı kalacağız? Kızımla msn’den görüşüyoruz. Sürekli ‘Baba ne zaman geliyorsun’ diye soruyor.”
Neden değişti
MEB; yılda iki kez yapılan ‘özür’ atamalarını “Her yıl 30 bin öğretmenin yer değiştirmesi ücretli öğretmen istihdamını zorunlu kılıyor, sürekliliği bozuyor” diyerek teke indirdi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Nisan 2012 12:22
Gösterim: 2556
Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde okul servis şoförlerinden dayak yiyen öğretmen hastanelik oldu.
Mimar Sinan İlköğretim Okulu'nda görevli sınıf öğretmeni Ramazan Eker, öğrenci servisleri kontrol görevi esnasında dikkatli gitmeleri konusunda uyardığı servis şoförlerinin saldırısına uğradı. Kendilerini uyaran öğretmen Eker'i servis şoförleri Recep A., Muharrem A. ve İbrahim O. feci şekilde dövdü. Diğer öğretmenlerin araya girmesiyle şoförlerin elinden kurtarılan Eker, ambulansla Kaynarca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öğretmen Eker daha sonra Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Eker'e 3 gün iş göremez raporu verildi. Öğretmen Eker'i döven 3 okul servis şoförü ise polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde okul servis şoförlerinden dayak yiyen öğretmen hastanelik oldu.
Mimar Sinan İlköğretim Okulu'nda görevli sınıf öğretmeni Ramazan Eker, öğrenci servisleri kontrol görevi esnasında dikkatli gitmeleri konusunda uyardığı servis şoförlerinin saldırısına uğradı. Kendilerini uyaran öğretmen Eker'i servis şoförleri Recep A., Muharrem A. ve İbrahim O. feci şekilde dövdü. Diğer öğretmenlerin araya girmesiyle şoförlerin elinden kurtarılan Eker, ambulansla Kaynarca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öğretmen Eker daha sonra Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Eker'e 3 gün iş göremez raporu verildi. Öğretmen Eker'i döven 3 okul servis şoförü ise polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 15:03
Gösterim: 1848
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni yasayla 5. sınıflara branş öğretmenlerinin gireceğini açıklaması sınıf öğretmenliğinde yer değiştirme konusunu gündeme getirdi.
5. sınıflara branş öğretmeninin gireceğini Başbakan açıkladı. Bilindiği üzere daha öncce Ömer Dinçer, 5. sınıflara sınıf öğretmeni girecek demişti cliquez sur ce lien. Sendikalardan da Türkeğitimsen başkanı İsmail Koncuk haklı çıktı ve 52 bin öğretmenin norm kadro fazlası olacağı tezi doğru çıktı. Buna karşın Eğitimbirsen ise bu öğretmenlerin köylerde açılacak İlkokullara gideceğini savunmuştu. İşte Başbakan’ın ulusa sesleniş programında yapmış olduğu konuşmalar ve haberin değerlendirmesi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında 2. dörde branş öğretmenlerinin gireceğini açıkladı.
4+4+4 yeni eğitim sisteminin getirdiği olumlu durumların yanında olumsuz durum olarak başı sınıf öğretmenlerinin norm kadro fazlası olayı çekmektedir. Bakan Ömer Dinçer daha önce tv programında 5. sınıflara yine 5. sınıf öğretmenlerinin gireceğinden bahsetmiş ama öğretmenlere pek inandırıcı gelmemişti. Öğretmenlerin inanmayışını 31 Martta Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu Ulusa Sesleniş konuşması haklı çıkartmıştır.
Başbakan Erdoğan “Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen bu eğitim modeliyle, 12 yıllık zorunlu eğitim süresi, üç kademeye ayrılıyor. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul, üçüncü kademe ise, yine aynı şekilde 4 yıl süreli lise eğitimi olacak. İlk dört yılın sonunda, öğrencilerimiz mevcut ilköğretim okuluna gidebileceği gibi, başka bir ilköğretim okulunun ‘ikinci kademesine’ de devam edebilecek. İlk kademeye sınıf öğretmenleri, ikinci kademeye ise branş öğretmenleri girecek. Milli Eğitim Bakanlığımız ‘ikinci kademe’ müfredatını yeniden düzenleyerek bu kademedeki ‘alan’ derslerinin ağırlığını artıracak. Öğrencilerimiz, liseye devam ederken özellikle mesleki eğitimle ilgili ‘yönlendirme’ derslerini de alabilecek. ” demiştir.
Bu durumda sınıf öğretmenleri Bakan Ömer DİNÇER’den kesin sonucu olan bir açıklama acilen beklemektedirler. Çünkü 50 bin sınıf öğretmeninin akıbeti şuan için bilinmemektedir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni yasayla 5. sınıflara branş öğretmenlerinin gireceğini açıklaması sınıf öğretmenliğinde yer değiştirme konusunu gündeme getirdi.
5. sınıflara branş öğretmeninin gireceğini Başbakan açıkladı. Bilindiği üzere daha öncce Ömer Dinçer, 5. sınıflara sınıf öğretmeni girecek demişti cliquez sur ce lien. Sendikalardan da Türkeğitimsen başkanı İsmail Koncuk haklı çıktı ve 52 bin öğretmenin norm kadro fazlası olacağı tezi doğru çıktı. Buna karşın Eğitimbirsen ise bu öğretmenlerin köylerde açılacak İlkokullara gideceğini savunmuştu. İşte Başbakan’ın ulusa sesleniş programında yapmış olduğu konuşmalar ve haberin değerlendirmesi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında 2. dörde branş öğretmenlerinin gireceğini açıkladı.
4+4+4 yeni eğitim sisteminin getirdiği olumlu durumların yanında olumsuz durum olarak başı sınıf öğretmenlerinin norm kadro fazlası olayı çekmektedir. Bakan Ömer Dinçer daha önce tv programında 5. sınıflara yine 5. sınıf öğretmenlerinin gireceğinden bahsetmiş ama öğretmenlere pek inandırıcı gelmemişti. Öğretmenlerin inanmayışını 31 Martta Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu Ulusa Sesleniş konuşması haklı çıkartmıştır.
Başbakan Erdoğan “Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen bu eğitim modeliyle, 12 yıllık zorunlu eğitim süresi, üç kademeye ayrılıyor. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul, üçüncü kademe ise, yine aynı şekilde 4 yıl süreli lise eğitimi olacak. İlk dört yılın sonunda, öğrencilerimiz mevcut ilköğretim okuluna gidebileceği gibi, başka bir ilköğretim okulunun ‘ikinci kademesine’ de devam edebilecek. İlk kademeye sınıf öğretmenleri, ikinci kademeye ise branş öğretmenleri girecek. Milli Eğitim Bakanlığımız ‘ikinci kademe’ müfredatını yeniden düzenleyerek bu kademedeki ‘alan’ derslerinin ağırlığını artıracak. Öğrencilerimiz, liseye devam ederken özellikle mesleki eğitimle ilgili ‘yönlendirme’ derslerini de alabilecek. ” demiştir.
Bu durumda sınıf öğretmenleri Bakan Ömer DİNÇER’den kesin sonucu olan bir açıklama acilen beklemektedirler. Çünkü 50 bin sınıf öğretmeninin akıbeti şuan için bilinmemektedir.
Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 15:21
Gösterim: 2697
Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporu yayımlandı. Araştımaya göre öğretmenlerin durumu içler acısı. Öğretmenlerin talepleri maaşlarının en az 3 bin TL olması.
Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporunun 1. Bölümü verilerine göre öğretmenlerin yüzde 81’i borçlu.
Öğretmenlerin yüzde 18’i ev, yüzde 13’ü otomobil, yüzde 38’i tüketici kredisi, yüzde 31’inin ise eş, dost, akraba ve esnafa borcu var.
Ekonomik sorunlar başta olmak üzere mesleki, özlük ve demokratik sorunlarının her geçen gün arttığını hep bir ağızdan söyleyen öğretmenlerin yüzde 69’u gelecekten umutlu olduğunu ve öğretmenliğin eskiden olduğu gibi prestijli bir meslek haline geleceğine inanıyor.
Bin 710 TL maaş ortalaması tespit edilen ankete katılan öğretmenlerin yüzde 61’i çocuğunun da öğretmen olmasını istiyor.
Öğretmenlerin yüzde 62’si bu yıl sinema, tiyatro, opera, konser ve bale gibi etkinliklere hiç katılmadığını, yüzde 55’i konferans, panel, sempozyum gibi faaliyetlere hiç gitmediğini söylerken, yüzde 88’i günlük gazete okuyamadığını söyledi.
Sanatsal, kültürel ve bilimsel etkinliklere katılamama nedenlerini ‘zamansızlık’, ‘ekonomik yetersizlik’ ve ‘yorgunluk’ gibi alt ana başlıklarla gerekçelendiren öğretmenlerin yüzde 63’ü ayda en az bir kitap okuduğunu ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 74’ü şahsi bilgisayarı olduğunu söylerken, internet ve e-posta adresini düzenli olarak sıklıkla kullananların oranı ise yüzde 72’de kaldı.
Öğretmenlerin sadece yüzde 4’ü yeterli derecede yabancı dil bildiğini söylerken, yüzde 94’ü eve iş götürdüğünü ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 81’i televizyonlardaki öğretmen - okul odaklı dizilerin gerçeği yansıtmadığını, onaylamadıklarını ve öğretmenliğin imajını zedelediğini söyledi.
Öğretmenlerin yüzde 65’i genelde 100-200 TL civarındaki takım elbiseleri tercih ettiklerini söylerken, yılda bir takım elbise alan öğretmenlerin oranı yüzde 64. Öğretmenlerin yüzde 53’ü kirada otururken, ‘Bugüne kadar hiç lojmanda oturmadım’ diyenlerin oranı yüzde 91 olarak çıktı. Öğretmenlerin yüzde 77’si eğitim sisteminde yapılan reformları gerekli görüyor. Yüzde 84’ü ekonomik sorunlarının öncelikle çözülmesi gerektiğini düşünüyor.
Veri sonuçları değerlendiren DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Sınıflarımız bilgisayarlarla, internetle, akıllı tahtalarla donatıldığı zaman öğretmenin öneminin azaldığı gibi yanlış bir kanaat oluşmaya başlamıştır. Oysaki gelişen teknoloji öğretmene olan ihtiyacı daha fazla artırdığı gibi her an gelişen bilgi ve teknolojiye ulaşmak için nitelikli, donanımlı, sorunsuz iyi bir öğretmene olan ihtiyacı da adeta zorunlu hale getirmiştir. Fatih Projesi, 4+4+4 reformu gibi önemli reformlar başta olmak üzere eğitim sisteminde yapılan hiçbir düzenleme öğretmenlerin proaktif desteği olmadan başarı getiremez.
Ortalama 1770 lira maaş alan öğretmenlerimiz aldıkları ücretlerle zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyor. Öğretmenlerimizin sorunlarını çözdüğümüz takdirde eğitimin sorunları büyük ölçüde çözülecektir. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’den öğretmenler için daha fazla fedakârlık ve ellerinden gelenden daha fazlasını yapmalarını istiyoruz. Öğretmenlerimizin maaşı en az 3 TL’ye çıkarılmalıdır. Ekonomik sorunları çözülmüş öğretmenlerimiz mutlaka diğer sorunların üstesinden gelecek ve ülkemizi muasır medeniyet hedefine koşar adım taşıyacaktır.
(D. Eğitimciler Sendikası)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporu yayımlandı. Araştımaya göre öğretmenlerin durumu içler acısı. Öğretmenlerin talepleri maaşlarının en az 3 bin TL olması.
Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporunun 1. Bölümü verilerine göre öğretmenlerin yüzde 81’i borçlu.
Öğretmenlerin yüzde 18’i ev, yüzde 13’ü otomobil, yüzde 38’i tüketici kredisi, yüzde 31’inin ise eş, dost, akraba ve esnafa borcu var.
Ekonomik sorunlar başta olmak üzere mesleki, özlük ve demokratik sorunlarının her geçen gün arttığını hep bir ağızdan söyleyen öğretmenlerin yüzde 69’u gelecekten umutlu olduğunu ve öğretmenliğin eskiden olduğu gibi prestijli bir meslek haline geleceğine inanıyor.
Bin 710 TL maaş ortalaması tespit edilen ankete katılan öğretmenlerin yüzde 61’i çocuğunun da öğretmen olmasını istiyor.
Öğretmenlerin yüzde 62’si bu yıl sinema, tiyatro, opera, konser ve bale gibi etkinliklere hiç katılmadığını, yüzde 55’i konferans, panel, sempozyum gibi faaliyetlere hiç gitmediğini söylerken, yüzde 88’i günlük gazete okuyamadığını söyledi.
Sanatsal, kültürel ve bilimsel etkinliklere katılamama nedenlerini ‘zamansızlık’, ‘ekonomik yetersizlik’ ve ‘yorgunluk’ gibi alt ana başlıklarla gerekçelendiren öğretmenlerin yüzde 63’ü ayda en az bir kitap okuduğunu ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 74’ü şahsi bilgisayarı olduğunu söylerken, internet ve e-posta adresini düzenli olarak sıklıkla kullananların oranı ise yüzde 72’de kaldı.
Öğretmenlerin sadece yüzde 4’ü yeterli derecede yabancı dil bildiğini söylerken, yüzde 94’ü eve iş götürdüğünü ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 81’i televizyonlardaki öğretmen - okul odaklı dizilerin gerçeği yansıtmadığını, onaylamadıklarını ve öğretmenliğin imajını zedelediğini söyledi.
Öğretmenlerin yüzde 65’i genelde 100-200 TL civarındaki takım elbiseleri tercih ettiklerini söylerken, yılda bir takım elbise alan öğretmenlerin oranı yüzde 64. Öğretmenlerin yüzde 53’ü kirada otururken, ‘Bugüne kadar hiç lojmanda oturmadım’ diyenlerin oranı yüzde 91 olarak çıktı. Öğretmenlerin yüzde 77’si eğitim sisteminde yapılan reformları gerekli görüyor. Yüzde 84’ü ekonomik sorunlarının öncelikle çözülmesi gerektiğini düşünüyor.
Veri sonuçları değerlendiren DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Sınıflarımız bilgisayarlarla, internetle, akıllı tahtalarla donatıldığı zaman öğretmenin öneminin azaldığı gibi yanlış bir kanaat oluşmaya başlamıştır. Oysaki gelişen teknoloji öğretmene olan ihtiyacı daha fazla artırdığı gibi her an gelişen bilgi ve teknolojiye ulaşmak için nitelikli, donanımlı, sorunsuz iyi bir öğretmene olan ihtiyacı da adeta zorunlu hale getirmiştir. Fatih Projesi, 4+4+4 reformu gibi önemli reformlar başta olmak üzere eğitim sisteminde yapılan hiçbir düzenleme öğretmenlerin proaktif desteği olmadan başarı getiremez.
Ortalama 1770 lira maaş alan öğretmenlerimiz aldıkları ücretlerle zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyor. Öğretmenlerimizin sorunlarını çözdüğümüz takdirde eğitimin sorunları büyük ölçüde çözülecektir. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’den öğretmenler için daha fazla fedakârlık ve ellerinden gelenden daha fazlasını yapmalarını istiyoruz. Öğretmenlerimizin maaşı en az 3 TL’ye çıkarılmalıdır. Ekonomik sorunları çözülmüş öğretmenlerimiz mutlaka diğer sorunların üstesinden gelecek ve ülkemizi muasır medeniyet hedefine koşar adım taşıyacaktır.
(D. Eğitimciler Sendikası)
Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 14:54
Gösterim: 2215