Pandemi sürecinde umudun ve güvenin temsilcisi olduk
- Ayrıntılar
- Kategori: Öne Çıkanlar
- Pazartesi, 17 Ocak 2022 13:16 tarihinde oluşturuldu
Öğrenci – aile - öğretmen üçgeninde “umudun ve güvenin temsilcisi olabilmek” İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak en büyük hedefimiz oldu” diye konuşan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Ful Akıngüç, bu dönemde öğrencilerin öğrenme kayıplarının giderilmesi ve sosyal - duygusal ihtiyaçlarına yönelik ortamın oluşturulmasının önemine dikkat çekti. Hibrit eğitimle bunu başardıklarını belirten Akıngüç, 2021 yılını artı eğitim’e değerlendirirken, gelecek dönemle ilgili düşüncelerini de paylaştı.
Ful Hanım, kurumunuz açısından 2021 yılını değerlendirebilir misiniz?
Pandeminin ikinci yılı olarak bambaşka deneyimlerin yaşandığı bir dönem şeklinde ifade edebilirim 2021’i… Seyreltilmiş sınıf sisteminden hibrit eğitime uzanan oldukça geniş ölçekli uygulamaların yaşandığı bir yılı geride bıraktık. Zorlu koşulların hepimize kazandırdığı pek çok yenilikle birlikte belirsizliğin yarattığı gündemi yönetebilme becerisi edindik diyebilirim. Hızlı ve doğru karar alma, kurumsal çeviklik, kısa süreli hedefler belirleme ve gerçekleştirme, empatik ve şeffaf iletişim anlayışımız bu zorlu günlerde bizleri daha da güçlü kıldı. Öğrenci-aile-öğretmen üçgeninde ise “umudun ve güvenin temsilcisi olabilmek” İstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak en büyük hedefimiz oldu.
2020-2021 ders yılı, seyreltilmiş sınıf uygulaması ve hibrit eğitimle başladı. Tüm sınıflarımızda hibrit eğitim için oluşturduğumuz teknolojik alt yapı, okulda yüz yüze eğitim almayan öğrencilerimiz için çok özel bir yere sahip oldu. Öğrencilerimiz, sınıftaymışçasına arkadaşlarını ve öğretmenlerini gördü, duydu. Derse aktif olarak katıldı. Bu, bizim için çok önemliydi. Pandemi döneminde öğrencilerin iki ana beklentisine karşılık verebilmenin eğitim kurumlarının işlevselliği açısından oldukça belirleyici olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi, oluşan öğrenme kayıplarının giderilmesi ikincisi ise sosyal ve duygusal ihtiyaçlara yönelik ortamın oluşturulması… Hibrit eğitimle bunu başardığımızı gördük. Arkadaşlık ilişkileri, sosyal öğrenme süreci tam kapanma döneminde gerilese de oluşturduğumuz ortam kısa zamanda öğrencileri birbirine yaklaştırdı. Akran öğrenmesini farklı boyutta olsa da destekleyen bir etmen oldu.
2021 Haziran hibrit eğitimle tamamlanırken eylül ayında tüm öğrencilerimizle okullarımızda yüz yüze olmak mutluluk vericiydi. Herkesin sağlığı ve güvenliğini korumak adına aldığımız çok sıkı tedbirler, okullarımızda karantina sınıfı sayısını minimuma indirdi. Bulaşıcılığı azaltmak adına öğretmenlerimizin sınav kağıdını okuma yönteminden pandemi sınıfı kurallarına kadar pek çok süreci hep birlikte yeniden tanımladık. Yazılı hale getirdik. En büyük mutluluğumuz ise bu kuralların içselleştirilmesi oldu. Bu önlemlerle birlikte gerek akademik kadromuzun gerekse destek birim çalışanlarımızın %95’in üzerinde aşı olma oranına ulaşması da “huzurlu ve güvenli okul” ortamını sağladı.
ÖĞRETİCİ VE MÜCADELECİ BİR YIL OLDU
Gerek hijyen önlemleri gerekse teknolojik alt yapımıza yaptığımız yatırımlara ek olarak 2021’de bir başka önemli çalışmamız ise “Müfredat Revizyonu” oldu. Tüm derslerin öğretim programları bir alt sınıfın öğretim programındaki kazanımlar ile ilişkilendirildi. Buna bağlı olarak ders içerikleri güncellendi. Öğrenciler, örneğin uzaktan eğitim sırasında işlenen bir kazanımın devamını yüz yüze eğitim sırasında bu yıl karşılaştığında mutlaka geçen yılın kazanımı tekrar işlendi. Birinci dönemi tüm derslerde bu biçimde bitirirken ikinci dönemde de aynı uygulamaya devam edeceğiz. Hiçbir öğrencimizin uzaktan eğitimden kaynaklı öğrenme kaybı yaşamasına izleyici kalamayız, ya da normalleştiremeyiz. Tam tersine; sınıfın sesine kulak verip her zamankinden daha fazla titizlenip önlem almakla yükümlü olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Özetle; 2021’in “Öğretici” ve “Mücadeleci” bir yıl olarak hafızalara kazındığına inanıyorum.
KÜLTÜR’DEN ÖĞRENCİLER İÇİN YENİ ALAN
2022 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Bir eğitim kurumunun gelişimi, verdiği eğitimin niteliğindeki gelişimle eş değerdir. 1960’dan bugüne 62 yıldır “Öğrencilerin Hizmetinde Olma” anlayışımız geride bıraktığımız her yıl ve gelecek her yeni yıl da bizi hep daha güçlü ve nitelikli kıldı. Çünkü; dünya değişiyor, öğrenci değişiyor, gelecek değişiyor… Bu dinamik değişim, kurumsal gelişimin “öğrenci ihtiyaçlarına göre” şekillenmesi gerektiğini gösteriyor. Öğrencinin vizyon kazanması, okul atmosferinin hiç hissettirmeden tüm doğallığıyla öğrencinin öğrenme yaşantısındaki kaliteyi ve çeşitliliği artırması bizim için değişmeyen hedeftir. Pandemi döneminde öğrenci ihtiyaçları nedir? diye sorguladığımızda sosyal ve kültürel çalışmalara duyulan özlemi görüyoruz. Bu anlamda öğrencilerimizi oldukça mutlu edeceğine inandığımız ve tamamlamak üzere olduğumuz bir çalışmamızı paylaşmak istiyorum. “Kültür ve Sanat Etkinlikleri” için yepyeni bir anlayışla tasarlanan ve yaklaşık 1.500 metrekare kapalı alandan oluşan çok özel bir alan ekledik kampüsümüze. Kütüphanelerin “Bilgi Erişim Merkezine” dönüştüğü, felsefeye özel tematik bir dersliğin olduğu, sahne sanatları salonları, görsel sanatlar atölyeleri, seminer salonları gibi pek çok alanın yer aldığı okul binamızın yeni katında, öğrencilerimizin kendini gerçekleştirme sürecinde pek çok çok farklı deneyimi yaşayacaklarına inanıyorum. Bilgi Erişim Merkezlerimizden dünyanın önemli kütüphanelerinin kaynaklarına online olarak ulaşma olanağı, ünlü bir filozofa ait bir sözü felsefe dersliğinin duvarına kazınmış gören öğrencilerimizin düşünce dünyasında olan değişim, koridorda yürürken duvardaki karakterlerin hangi romana ait olduğu düşüncesi… Tüm bunlar, verdiğimiz eğitim hizmetinin niteliğindeki artışa en önemli örnektir.
KÜLTÜR DİJİTAL EĞİTİM PAKETİ SOSYAL SORUMLULUĞA DÖNÜŞTÜ
Bilimsel çalışmalardan sosyal sorumluluğa ulusal ve uluslararası düzeyde okul projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
2021 yılında yola çıkardığımız ve bizleri çok heyecanlandıran projemiz “Kültür Dijital Eğitim Paketi”nden bahsetmek istiyorum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine hitap eden ve tüm Türkiye’ye ücretsiz olarak açtığımız bu çalışma “pandemi dönemi öğrenme ihtiyacını karşılamak” amacıyla hazırlandı. Online derslerden dijital dergiye, deneme sınavlarından eğlenceli online atölyelere uzanan çeşitlilikte oluşturulan “Kültür Dijital Eğitim Paketi” geçtiğimiz mart ayında okulumuzun dışındaki öğrencilerin hizmetine sunuldu ve büyük ilgi gördü. Türkiye geneli katılıma baktığımızda hemen hemen tüm kentlerden öğrencilerin bu hizmete abone olduklarını gördük. Bu da bizi çok mutlu etti. Bu ilgi bizi, bir başka sosyal sorumluluğa da yönlendirdi. Ağustos ayında Akdeniz Bölgesinde çıkan orman yangınlarında evi, okulu zarar görmüş öğrencilere bu hizmeti götürdük. Projemize “ Kültür’lü Arkadaşın Yanında” adını verdik. Ders yılının ilk çeyreğinde Marmaris’te okulu, evi, köyü zarar görmüş öğrencilerle dijital arkadaşlığa başlayan Kültür’lü öğrenciler unutulmaz anlar yaşıyorlar. “Kültür Dijital Eğitim Paketi” sayesinde buluşuyorlar. Buradaki amacımız, ihtiyacı olan öğrencilere eğitsel ve psikolojik destek sağlamakla birlikte kendi öğrencilerimizde de sosyal sorumluluk bilincini aşılamak… Bir diğer güzel gelişme ise artık gelenekselleşen Nobel röportajları… Bu yıl da lise öğrencilerimiz Tıp, Fizik, Kimya ve Ekonomi alanında Nobel Ödülü kazanan bilim insanı ile röportaj gerçekleştirdi. Röportajları, ulusal basında yer aldı. Tüm bunlar, bu zorlu günlerde hepimiz için mutluluk kaynağı oldu.
ÖZEL OKULLAR İÇİN 4 ÖNEMLİ BAŞLIK ÖNE ÇIKIYOR
Türkiye’de oluşan şartları dikkate alarak, özel okul sektörünü önümüzdeki günlerde nelerin beklediği konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Özel okullar, geçmişten beri ülkemizde eğitim sisteminin lokomotifi misyonuna sahiptir. Gerek yabancı dil uygulamaları, gerek fiziki ve teknolojik olanakları gerekse yurt dışı ile olan bağlantıları ve uluslararası programları… Bunlar aslında en çok bilinen yönler… Bu dönemde bu yönlere yapılan yatırım yine baskın olmalıdır. Ancak; pandemi döneminin bir gerçeği önümüzdeki yıllara damgasını vuracaktır. “Belirsizliği Yönetebilmek”, “Kurumsal Çeviklik” ,“Araştırma-Geliştirme” ve “ Öğrenme Kaybı ile İlgili Çalışmalar”…
Özel okullar, bu dört başlığı önemser ve buna göre organize olursa karşılaşılacak problemlerin aşılabileceğine inanıyorum. Aileler ve öğrencilere sunulan hizmetin niteliğinin, bu anlayışın “kurumun düşünce ve davranış biçimine dönüştürmesiyle” orantılı olacağı bir gerçektir.
KÜLTÜR KOLEJİ VAKFI FUL AKINGÜÇ’E EMANET
Kültür Koleji Kurucusu İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç ve ailesinin 1986’da hizmete açtığı Kültür Koleji Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığına İKEK ve İstanbul Kültür Üniversitesi bünyesinde eğitim yönetimi çalışmalarının yanı sıra 2000’den bu yana Türkiye Özel Okullar Birliği’nde Yönetim Kurulu Üyesi ve Yüksek İstişare Kurulu Üyesi unvanıyla görev alan Ful Akıngüç atandı. Kültür Koleji Vakfı Yeni Başkanı Ful Akıngüç,vakfın yeni dönem misyonu ve gelecek projelerini şöyle özetledi: “Vakfımız, eğitim alanında yarım asrı geride bırakan aile işletmemiz Kültür Koleji’nin, ülke ve gençliğe hizmet ilkesiyle gerçekleştirdiği en önemli çalışmalardan biri. Bilim, kültür, sanat ve spora destek kapsamında bugüne kadar pek çok gencin yaşamında olanaklarımız dahilinde pozitif dokunuşu sağladı. Bununla birlikte eğitim ve kültür alanında çalışmaları somut girişimlerle taçlandırdık. 1995 yılında Kültür Koleji Ataköy yerleşkesinde yapılan olimpik ölçülere uygun kapalı spor salonumuz ve her türlü teknik donanıma sahip 450 kişilik tiyatro-konser salonumuz hizmete açıldı. Vakfımızın misyonunu simgeleyen en önemli yapı ise 1997’de hizmete açtığımız, 25’inci kuruluş yılını idrak eden İstanbul Kültür Üniversitesi. Kurucusu olduğumuz Üniversitemiz 4 yerleşkesinde 8 fakültesi, 2 meslek yüksekokulu, araştırma ve uygulama merkezleri, yüksek lisans ve doktora eğitimi sunan enstitüsüyle Kültür Koleji Vakfının ustalık eseri diyebiliriz.”
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ BURSLARI
Küresel ve ulusal koşullar bağlamında özellikle yetişmekte olan nesillerin sağlıklı geleceği için dayanışmanın önemine vurgu yapan Kültür Koleji Vakfı Başkanı Ful Akıngüç, günümüz dünyasında toplum refahının korunması için vakıfların da çok belirleyici olduğunu ifade etti ve ekledi: “Özellikle eğitim ve sağlık gibi insan yaşamına doğrudan dokunan alanlarda kâr amacı gütmeyen kuruluşların varlık göstermesi çok önemli. Küresel krizler kaynaklara erişimde ciddi kısıtlamalar yarattı. Bilgi uçurumu dünyanın çözüm bekleyen ve giderek derinleşen yeni gerçeği. Bu noktada vakıflar eşitsizliklerin neden olduğu açmazları çözmek için onaran, dönüştüren bir güç olacaktır. 2021-2022 Akademik Yılı’nda pandemide iş ya da gelir kaybı yaşayan ailelerimiz için vakfımız, Eğitimde Fırsat Eşitliği programımızı devreye aldı. Başvurucu sürecinde Kültür Koleji Vakfı olarak başlattığımız girişimin anlamını ve vakıf olmanın değerini çok daha iyi kavradık.”
“2022-2023 ders yılına yönelik öğrenci kabulümüz tüm kademelerde 20 Şubat 2022 itibariyle başlayacaktır. Anaokulları ve ilkokullarımız için “Rehberlik Görüşmesi”, ortaokullarımız ve liselerimiz için ise “Öğrenci Kabul Sınavı” ve “Rehberlik Görüşmesi” yapılacaktır. 13 Şubat’ta yapılacak sınavın sonuçlarına göre ve kontenjan dahilinde öğrencilerimizi kabul sürecine başlayacağız.”
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.