Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

İlkokul ders kitaplarında "Ali al-i, Ela, el-a, Oto ise ot-o" şeklinde hecelendi. Yanlış hecelemeler ve hesaplamalar nedeniyle öğrenciler öğrenme güçlüğü çekerken, bu duruma velilerden tepki geldi.

hece skandalMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okullarda ücretsiz olarak dağıtılan kitaplar hata ve yanlışlarla dolu. Hecelemeler ve basit hesaplamaların yanlışlığı dikkatleri çekerken, “Ali’nin al-i, Ela’nın, el-a, ana kelimesinin an-a, ada kelimesinin ad-a, alet kelimesinin ise al-et şeklinde hecelenerek çocuklara öğretilmesine veliler tepki gösterdi.

Birgün’den Hicran Karahan’ın haberine göre, Çocuğu bu sene birinci sınıfa başlayan Sibel Ak yeterli ön çalışmaların yapılmadan okuma-yazmaya geçildiğini belirterek, “Devletin verdiği kitaplar yetersiz ve yanlışlarla dolu olduğu için öğretmenimizin kararıyla kaynak kitaplar aldık. Derslerde kaynak kitapları, evde çektirdiği fotokopileri kullanıyoruz.

Öğrendiği kadarıyla okuma çalışması yaparken heceleri yanlış ayırdığını görüyorum, ‘Biz böyle öğreniyoruz’ diyor. Ayrıca okuma metinlerinde elle, ite gibi argo anlamı olan sözcükler kullanılıyor” diye konuştu.Bu sene ikinci sınıfta okuyan oğlunun eğitim yetersizliği nedeniyle okuldan soğuduğunu ifade eden Dilek Güngör, “Oğlum ikinci sınıf, hâlâ kelimeleri hecelerine doğru olarak ayıramıyor.

Çünkü öğrenirken, “Ali’yi al+i, Ela’yı, el+a” diye öğrendi. Türkçe kitaplarındaki metinlerin uzunluğunda da, matematikte de aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Eğitim sisteminin altında eziliyoruz, yapılan değişikliklere ayak uyduramıyoruz” dedi webbsidor.Özel okulda birinci sınıfların öğretmenliğini yapan Ümit Özcan, ''Kitapta ‘alet’ sözcüğü ‘al ve et’ şeklinde hecelenmiş. Okuma parçaları çok uzun, sona gelindiğinde öğrenci anlam bütünlüğü kuramıyor, neredeyse her cümle için resim yapılmış” ifadelerini kullandı.

> İlkokulda hece hece skandal!

İlkokul ders kitaplarında "Ali al-i, Ela, el-a, Oto ise ot-o" şeklinde hecelendi. Yanlış hecelemeler ve hesaplamalar nedeniyle öğrenciler öğrenme güçlüğü çekerken, bu duruma velilerden tepki geldi.

hece skandalMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okullarda ücretsiz olarak dağıtılan kitaplar hata ve yanlışlarla dolu. Hecelemeler ve basit hesaplamaların yanlışlığı dikkatleri çekerken, “Ali’nin al-i, Ela’nın, el-a, ana kelimesinin an-a, ada kelimesinin ad-a, alet kelimesinin ise al-et şeklinde hecelenerek çocuklara öğretilmesine veliler tepki gösterdi.

Birgün’den Hicran Karahan’ın haberine göre, Çocuğu bu sene birinci sınıfa başlayan Sibel Ak yeterli ön çalışmaların yapılmadan okuma-yazmaya geçildiğini belirterek, “Devletin verdiği kitaplar yetersiz ve yanlışlarla dolu olduğu için öğretmenimizin kararıyla kaynak kitaplar aldık. Derslerde kaynak kitapları, evde çektirdiği fotokopileri kullanıyoruz.

Öğrendiği kadarıyla okuma çalışması yaparken heceleri yanlış ayırdığını görüyorum, ‘Biz böyle öğreniyoruz’ diyor. Ayrıca okuma metinlerinde elle, ite gibi argo anlamı olan sözcükler kullanılıyor” diye konuştu.Bu sene ikinci sınıfta okuyan oğlunun eğitim yetersizliği nedeniyle okuldan soğuduğunu ifade eden Dilek Güngör, “Oğlum ikinci sınıf, hâlâ kelimeleri hecelerine doğru olarak ayıramıyor.

Çünkü öğrenirken, “Ali’yi al+i, Ela’yı, el+a” diye öğrendi. Türkçe kitaplarındaki metinlerin uzunluğunda da, matematikte de aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Eğitim sisteminin altında eziliyoruz, yapılan değişikliklere ayak uyduramıyoruz” dedi webbsidor.Özel okulda birinci sınıfların öğretmenliğini yapan Ümit Özcan, ''Kitapta ‘alet’ sözcüğü ‘al ve et’ şeklinde hecelenmiş. Okuma parçaları çok uzun, sona gelindiğinde öğrenci anlam bütünlüğü kuramıyor, neredeyse her cümle için resim yapılmış” ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Kasım 2015 17:53

Gösterim: 1366

“Ordu’da bundan sonra internete girmek bedava” diyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, artık vatandaşların internet kotası dolma gibi derdinin olmayacağını ifade etti.

orduOrdu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, ücretsiz internet ağının Ordu'da hizmet vermeye başladığını söyledi. Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye’nin en büyük ücretsiz internet ağını hizmete soktuklarını belirtti.

"Hemşehrilerimize sınırlama ve kota derdi olmayan ücretsiz Wi-Fi imkanı sağlıyoruz" diyen Enver Yılmaz, "Vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği ücretsiz internetten 25 günde 600 bine yakın kişi faydalandı" dedi.

Başta Altınordu ilçesi olmak üzere Fatsa, Ünye, Perşembe ve Ulubey ilçelerinde de ücretsiz internet ağını oluşturduklarını ifade eden Yılmaz, "Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) kapsamındaki ücretsiz Wİ-Fİ hizmeti tam anlamıyla hizmete girdi. Wi-Fi uygulaması olan bölgelerde herkes ücretsiz olarak internete girebilecek. Ayrıca kota ve sınırlama da koymuyoruz. Artık vatandaşlarımızın internet kotası dolma gibi derdi olmayacak. Ordu'da bundan sonra internete girmek bedava" diye konuştu.

TEDES kapsamında kent kameraları uygulamalarının da hayata geçirileceğini bildiren Enver Yılmaz, "TEDES'le birlikte, gurbette yaşayan hemşehrilerimizin memleket hasretlerini bir nebze olsun dindirmiş olacağız. Şehrin belli merkezlerine yerleştirilecek kameralarla, dünyanın neresinde olursa olsun herkes Ordu'yu 24 saat canlı olarak izleyebilecek" ifadesini kullandı.

Bu düzenlemeyle trafik düzene girecek

TEDES projesiyle trafiğin de düzene gireceğini dile getiren Yılmaz, "İl genelinde hız koridorları oluşturuldu. Yine bu koridorun hız limitini de Emniyet Genel Müdürlüğü bildirecek. 10 adet plaka tanıma sistemi yer alıyor. Sadece hız ve kırmızı ışık ihlallerinde ceza uygulanıyor. TEDES sisteminde öncelik vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği, diğeri ise trafiğin rahatlaması. Çünkü, bazı tır ve kamyonlar kavşaklara çok hızlı giriyor. Bu da can ve mal kaybına bağlı kazalara yol açıyor" değerlendirmesinde bulundu.

TEDES'le birlikte akıllı kavşak sisteminin de devreye gireceğini belirten Enver Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu sistem, kavşaklardaki yoğunluğa göre kendini ayarlıyor. Önceki ve sonraki kavşakları da ona göre düzenliyor. Bir kavşakta yoğunluk var ve sonrasındaki kavşak eğer açık ise önce Ulubey Kavşağı'nı açıyor. O yoldaki akış devam ettiriliyor, ara bölgelerdeki akışı durduruyor. Böylece ana hattaki akış hızlanmış oluyor. Tüm kavşaklar kendi arasında haberleşerek, akıllı bir şekilde trafiği yönlendirmeye çalışıyor. Bu da yüzde 30'a kadar verimlilik sağlıyor."

> Hangi şehirde internete girmek bedava?

“Ordu’da bundan sonra internete girmek bedava” diyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, artık vatandaşların internet kotası dolma gibi derdinin olmayacağını ifade etti.

orduOrdu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, ücretsiz internet ağının Ordu'da hizmet vermeye başladığını söyledi. Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye’nin en büyük ücretsiz internet ağını hizmete soktuklarını belirtti.

"Hemşehrilerimize sınırlama ve kota derdi olmayan ücretsiz Wi-Fi imkanı sağlıyoruz" diyen Enver Yılmaz, "Vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği ücretsiz internetten 25 günde 600 bine yakın kişi faydalandı" dedi.

Başta Altınordu ilçesi olmak üzere Fatsa, Ünye, Perşembe ve Ulubey ilçelerinde de ücretsiz internet ağını oluşturduklarını ifade eden Yılmaz, "Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) kapsamındaki ücretsiz Wİ-Fİ hizmeti tam anlamıyla hizmete girdi. Wi-Fi uygulaması olan bölgelerde herkes ücretsiz olarak internete girebilecek. Ayrıca kota ve sınırlama da koymuyoruz. Artık vatandaşlarımızın internet kotası dolma gibi derdi olmayacak. Ordu'da bundan sonra internete girmek bedava" diye konuştu.

TEDES kapsamında kent kameraları uygulamalarının da hayata geçirileceğini bildiren Enver Yılmaz, "TEDES'le birlikte, gurbette yaşayan hemşehrilerimizin memleket hasretlerini bir nebze olsun dindirmiş olacağız. Şehrin belli merkezlerine yerleştirilecek kameralarla, dünyanın neresinde olursa olsun herkes Ordu'yu 24 saat canlı olarak izleyebilecek" ifadesini kullandı.

Bu düzenlemeyle trafik düzene girecek

TEDES projesiyle trafiğin de düzene gireceğini dile getiren Yılmaz, "İl genelinde hız koridorları oluşturuldu. Yine bu koridorun hız limitini de Emniyet Genel Müdürlüğü bildirecek. 10 adet plaka tanıma sistemi yer alıyor. Sadece hız ve kırmızı ışık ihlallerinde ceza uygulanıyor. TEDES sisteminde öncelik vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği, diğeri ise trafiğin rahatlaması. Çünkü, bazı tır ve kamyonlar kavşaklara çok hızlı giriyor. Bu da can ve mal kaybına bağlı kazalara yol açıyor" değerlendirmesinde bulundu.

TEDES'le birlikte akıllı kavşak sisteminin de devreye gireceğini belirten Enver Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu sistem, kavşaklardaki yoğunluğa göre kendini ayarlıyor. Önceki ve sonraki kavşakları da ona göre düzenliyor. Bir kavşakta yoğunluk var ve sonrasındaki kavşak eğer açık ise önce Ulubey Kavşağı'nı açıyor. O yoldaki akış devam ettiriliyor, ara bölgelerdeki akışı durduruyor. Böylece ana hattaki akış hızlanmış oluyor. Tüm kavşaklar kendi arasında haberleşerek, akıllı bir şekilde trafiği yönlendirmeye çalışıyor. Bu da yüzde 30'a kadar verimlilik sağlıyor."

Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Kasım 2015 16:35

Gösterim: 1133

AFAD koordinasyonunda, okulda eğitim görmeleri sağlanan Suriyeli ve Iraklı çocuk sayısı 300 bine yaklaştı. Sayının, yıl sonuna kadar 460 bini bulması hedefleniyor.

suriyeli irakliBaşbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda, Türkiye'deki Suriye ve Iraklı çocukların 300 bine yakınının okulla buluşturulduğu belirtildi.

AFAD'dan yapılan açıklamada, Türkiye'de bulunan Suriyeli ve Iraklı çocukların, eğitim öğretim faaliyetlerine katılabilmeleri için yoğun çaba harcandığı ifade edildi.

Bu kapsamda 300 bine yakın Suriyeli ve Iraklı çocuğun AFAD koordinasyonunda eğitim görmelerinin sağlandığı bildirilen açıklamada, eğitimlerin AFAD barınma merkezleri, 305 geçici eğitim merkezi ile 81 ilde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda gerçekleştirildiği kaydedildi.

Açıklamada, okula gitmeleri sağlanan Suriyeli ve Iraklı çocuk sayısının yıl sonuna kadar 460 bine ulaşmasının hedeflendiği belirtildi.

Öğrencilerin dil sorunu yaşamamaları için 9 bin 369 Arap öğretmenin eğitim öğretim faaliyetlerinde görev almasının sağlandığına işaret edilen açıklamada, bu kapsamda çocuklara ülkelerindeki müfredatla uyumlu eğitim verildiği vurgulandı.

Açıklamada, Suriyeli ve Iraklı çocukların eğitimi için oluşturulan mevzuat nedeniyle, eğitim öğretim hizmetleri karşılığında herhangi maddi bedel alınmadığı bildirildi.

> Okullu olan Suriyeli ve Iraklı çocuk sayısı artıyor

AFAD koordinasyonunda, okulda eğitim görmeleri sağlanan Suriyeli ve Iraklı çocuk sayısı 300 bine yaklaştı. Sayının, yıl sonuna kadar 460 bini bulması hedefleniyor.

suriyeli irakliBaşbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda, Türkiye'deki Suriye ve Iraklı çocukların 300 bine yakınının okulla buluşturulduğu belirtildi.

AFAD'dan yapılan açıklamada, Türkiye'de bulunan Suriyeli ve Iraklı çocukların, eğitim öğretim faaliyetlerine katılabilmeleri için yoğun çaba harcandığı ifade edildi.

Bu kapsamda 300 bine yakın Suriyeli ve Iraklı çocuğun AFAD koordinasyonunda eğitim görmelerinin sağlandığı bildirilen açıklamada, eğitimlerin AFAD barınma merkezleri, 305 geçici eğitim merkezi ile 81 ilde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda gerçekleştirildiği kaydedildi.

Açıklamada, okula gitmeleri sağlanan Suriyeli ve Iraklı çocuk sayısının yıl sonuna kadar 460 bine ulaşmasının hedeflendiği belirtildi.

Öğrencilerin dil sorunu yaşamamaları için 9 bin 369 Arap öğretmenin eğitim öğretim faaliyetlerinde görev almasının sağlandığına işaret edilen açıklamada, bu kapsamda çocuklara ülkelerindeki müfredatla uyumlu eğitim verildiği vurgulandı.

Açıklamada, Suriyeli ve Iraklı çocukların eğitimi için oluşturulan mevzuat nedeniyle, eğitim öğretim hizmetleri karşılığında herhangi maddi bedel alınmadığı bildirildi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Kasım 2015 14:56

Gösterim: 1076

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, "Dershane sürecinde iyi niyetle sektör temsilcileriyle görüşürken Paralel Devlet Yapılanması'nın temsilcileri, alelen şantaj ve tehditle bize, kararlılıkla yürüttüğümüz dönüşüm sürecinden geri adım attırmaya çalıştılar" dedi.

yusuf tekin"Selam Tevhid" olarak bilinen "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" kumpası kapsamında Paralel Devlet Yapılanması tarafından telefonlarının, ''terör örgütüne üye olmak, terör örgütü adına faaliyetlerde bulunmak'' suçlamasıyla dinlendiği iddia edilen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, Paralel Devlet Yapılanması tarafından açıkça tehdit edildiğini söyledi.

Tekin, Selam Tevhid olarak bilinen soruşturma gündeme geldiğinde dinlendiğini haber sitelerinden öğrendiğini anlattı. Çok şaşırdığını ve neden dinlendiğini merak ettiğini belirten Tekin, Selam Tevhid Örgütü'nün ismini daha önce duymadığı aktardı.

Selam Tevhid Örgütü soruşturması kapsamında dinlendiğini ifade eden Tekin, şunları kaydetti:

"Bizi de o kapsamda terörist örgütün bir üyesi olarak dinlemişler. Tuhaf işte, 'merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler' misalinden bir durum bu. Paralel Terör Örgütü kendi çıkarlarına zarar veren, çıkarlarının devam etmesini engelleyen kamu görevlileri hakkında bu türden iftiralarla, bu türden mesnetsiz suçlamalarla istihbari raporlar, özel hayat telefon görüşmeleri üzerinden, hep bugüne kadar şantajlar yapmış. Bu da bu kapsamda yaptıkları bir şey. Bu dershane sürecinde biz iyi niyetle sektör temsilcileriyle görüşürken, Paralel Devlet Yapılanması'nın sektördeki temsilcileriyle de görüştüğümüzde, kendileri zaten 'sizin telefon görüşmelerinize ilişkin elimizde kayıtlar var, sizinle ilgili elimizde şu tür bilgiler var' diye söylediler. Alenen şantaj, tehditle bizi kararlıkla yürüttüğümüz dershanelerin dönüşüm sürecinden geri adım attırmaya çalıştılar. Ama başarılı olamadılar. Çok şükür bugün Paralel Devlet Yapılanması içerisine girerek devlet otoritesine karşı çıkan bu terörist örgütle mücadele, çok sağlıklı ve kararlı bir biçimde yürüyor."

Bundan vazgeçmezsen seni rezil ederiz

Telefon görüşmeleri dinlenen ve özel hayatları izlenen kamu görevlilerinin tek tek davacı olduğunu anlatan Tekin, kendisinin de soruşturma kapsamında dava açtığını ifade etti.

"Şikayetçiyiz. Umarım hukuk, kendilerine gereken cezayı verecektir" şeklinde konuşan Tekin, dönüşüm sürecinde, Bakanlıkta görüştükleri Paralel Devlet Yapılanması'nın dershane sektöründeki temsilcilerinin, kendisine net bir şekilde, "Bundan vazgeçmezsen seni rezil ederiz, vazgeçersen seni vezir yaparız. Bu kadar güçlüyüz. Devleti zaten biz yönetiyoruz. İstediğimiz her şeyi yaptırıyoruz" dediklerini aktardı.

Konuya ilişkin gerekli girişimleri yaptığını ve bu konuda soruşturmanın devam ettiğini anlatan Tekin, dershane sürecinde bir gazetede ayrıntılı şekilde, şahsi bilgisayarında kayıtlı farklı metinler üzerinden, sürmanşetten haber yayımlandığını anımsattı.

Farklı dönemde hazırlanan çalışmaların bir araya toplanarak metin oluşturulduğunu ifade eden Tekin, "Açık tehdit budur aslında" dedi.

Tekin, bu haberlerle, "Sizi sürekli gözetim altında tutuyoruz, her şeyiniz gözetim altında, her şeyinizden haberdarız" denilerek, şantaj ve tehditlerin sürdüğünü söyledi.

O dönemde fişleme iddialarının da gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine Tekin, "Şu ortaya çıktı ki gazetelerinde 'fişleme' diye yayımladıkları dosyalar, kendileri tarafından oluşturulmuş. Kendi oluşturdukları bir metni, 'MEB fişleme yapıyor' iddiasıyla gazetelerinde yayımladılar ve bizim üzerimizden böyle bir karalama kampanyası yürüttüler. Buna benzer onlarca, yüzlerce haber yapıldı" ifadelerini kullandı.

TEOG sürecinde de tehdit

Liseye geçişte TEOG sisteminin uygulanacağını açıkladıklarında da Paralel Devlet Yapılanması'nın temsilcilerinin Bakanlığa gelerek, "Bunu size yaptırtmayız, bunu yapmanıza izin vermeyiz. Çünkü bunu yaparsanız dershanelerimize gelen öğrenci sayısı azalır, dershanelerimiz işlevsiz kalır, bunu size yaptırtmayacağız ve sabote edeceğiz" dediklerini aktaran Tekin, TEOG sisteminde ilk yapılan merkezi sınavların sabote edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Tekin, "Karalama kampanyaları, sabotajlar, tehditler, bunların hepsinin bini bir para. O tarihlerde bize her gün onlarca değişik vesileyle bu türden şeyleri ulaştırdılar" açıklamasında bulundu.

Paralel Devlet Yapılanması mensupları tarafından daha önce kendisine özel telefon görüşmelerinden anekdotlar aktarıldığı için dinlendiğini tahmin ettiğini belirten Tekin, "Dinlediklerini biliyorduk zaten ama dinleme kararını bu şekilde terör örgütüyle ve kendilerinin oluşturdukları sanal bir kurgu çerçevesinde oluşturdukları... Bu şeytanın bile aklına gelmez. Ama adı üstünde terör örgütü. Terör örgütü dediğiniz şey böyle yapar aslında, kimsenin aklına gelmeyen bu türden oluşumlar yapıyorlar. 'Selam Tevhid' diye bir örgütün ismini de o gün duydum zaten. Dinlediklerini tahmin ediyorsunuz ama böyle bir gerekçeyle, mantıkla ya da böyle bir senaryoyla dinlediklerini duyduğumda çok şaşırdım gerçekten, çok şaşırdım" şeklinde konuştu.

> Paralel Yapı’dan MEB müsteşarına tehdit

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, "Dershane sürecinde iyi niyetle sektör temsilcileriyle görüşürken Paralel Devlet Yapılanması'nın temsilcileri, alelen şantaj ve tehditle bize, kararlılıkla yürüttüğümüz dönüşüm sürecinden geri adım attırmaya çalıştılar" dedi.

yusuf tekin"Selam Tevhid" olarak bilinen "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" kumpası kapsamında Paralel Devlet Yapılanması tarafından telefonlarının, ''terör örgütüne üye olmak, terör örgütü adına faaliyetlerde bulunmak'' suçlamasıyla dinlendiği iddia edilen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, Paralel Devlet Yapılanması tarafından açıkça tehdit edildiğini söyledi.

Tekin, Selam Tevhid olarak bilinen soruşturma gündeme geldiğinde dinlendiğini haber sitelerinden öğrendiğini anlattı. Çok şaşırdığını ve neden dinlendiğini merak ettiğini belirten Tekin, Selam Tevhid Örgütü'nün ismini daha önce duymadığı aktardı.

Selam Tevhid Örgütü soruşturması kapsamında dinlendiğini ifade eden Tekin, şunları kaydetti:

"Bizi de o kapsamda terörist örgütün bir üyesi olarak dinlemişler. Tuhaf işte, 'merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler' misalinden bir durum bu. Paralel Terör Örgütü kendi çıkarlarına zarar veren, çıkarlarının devam etmesini engelleyen kamu görevlileri hakkında bu türden iftiralarla, bu türden mesnetsiz suçlamalarla istihbari raporlar, özel hayat telefon görüşmeleri üzerinden, hep bugüne kadar şantajlar yapmış. Bu da bu kapsamda yaptıkları bir şey. Bu dershane sürecinde biz iyi niyetle sektör temsilcileriyle görüşürken, Paralel Devlet Yapılanması'nın sektördeki temsilcileriyle de görüştüğümüzde, kendileri zaten 'sizin telefon görüşmelerinize ilişkin elimizde kayıtlar var, sizinle ilgili elimizde şu tür bilgiler var' diye söylediler. Alenen şantaj, tehditle bizi kararlıkla yürüttüğümüz dershanelerin dönüşüm sürecinden geri adım attırmaya çalıştılar. Ama başarılı olamadılar. Çok şükür bugün Paralel Devlet Yapılanması içerisine girerek devlet otoritesine karşı çıkan bu terörist örgütle mücadele, çok sağlıklı ve kararlı bir biçimde yürüyor."

Bundan vazgeçmezsen seni rezil ederiz

Telefon görüşmeleri dinlenen ve özel hayatları izlenen kamu görevlilerinin tek tek davacı olduğunu anlatan Tekin, kendisinin de soruşturma kapsamında dava açtığını ifade etti.

"Şikayetçiyiz. Umarım hukuk, kendilerine gereken cezayı verecektir" şeklinde konuşan Tekin, dönüşüm sürecinde, Bakanlıkta görüştükleri Paralel Devlet Yapılanması'nın dershane sektöründeki temsilcilerinin, kendisine net bir şekilde, "Bundan vazgeçmezsen seni rezil ederiz, vazgeçersen seni vezir yaparız. Bu kadar güçlüyüz. Devleti zaten biz yönetiyoruz. İstediğimiz her şeyi yaptırıyoruz" dediklerini aktardı.

Konuya ilişkin gerekli girişimleri yaptığını ve bu konuda soruşturmanın devam ettiğini anlatan Tekin, dershane sürecinde bir gazetede ayrıntılı şekilde, şahsi bilgisayarında kayıtlı farklı metinler üzerinden, sürmanşetten haber yayımlandığını anımsattı.

Farklı dönemde hazırlanan çalışmaların bir araya toplanarak metin oluşturulduğunu ifade eden Tekin, "Açık tehdit budur aslında" dedi.

Tekin, bu haberlerle, "Sizi sürekli gözetim altında tutuyoruz, her şeyiniz gözetim altında, her şeyinizden haberdarız" denilerek, şantaj ve tehditlerin sürdüğünü söyledi.

O dönemde fişleme iddialarının da gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine Tekin, "Şu ortaya çıktı ki gazetelerinde 'fişleme' diye yayımladıkları dosyalar, kendileri tarafından oluşturulmuş. Kendi oluşturdukları bir metni, 'MEB fişleme yapıyor' iddiasıyla gazetelerinde yayımladılar ve bizim üzerimizden böyle bir karalama kampanyası yürüttüler. Buna benzer onlarca, yüzlerce haber yapıldı" ifadelerini kullandı.

TEOG sürecinde de tehdit

Liseye geçişte TEOG sisteminin uygulanacağını açıkladıklarında da Paralel Devlet Yapılanması'nın temsilcilerinin Bakanlığa gelerek, "Bunu size yaptırtmayız, bunu yapmanıza izin vermeyiz. Çünkü bunu yaparsanız dershanelerimize gelen öğrenci sayısı azalır, dershanelerimiz işlevsiz kalır, bunu size yaptırtmayacağız ve sabote edeceğiz" dediklerini aktaran Tekin, TEOG sisteminde ilk yapılan merkezi sınavların sabote edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Tekin, "Karalama kampanyaları, sabotajlar, tehditler, bunların hepsinin bini bir para. O tarihlerde bize her gün onlarca değişik vesileyle bu türden şeyleri ulaştırdılar" açıklamasında bulundu.

Paralel Devlet Yapılanması mensupları tarafından daha önce kendisine özel telefon görüşmelerinden anekdotlar aktarıldığı için dinlendiğini tahmin ettiğini belirten Tekin, "Dinlediklerini biliyorduk zaten ama dinleme kararını bu şekilde terör örgütüyle ve kendilerinin oluşturdukları sanal bir kurgu çerçevesinde oluşturdukları... Bu şeytanın bile aklına gelmez. Ama adı üstünde terör örgütü. Terör örgütü dediğiniz şey böyle yapar aslında, kimsenin aklına gelmeyen bu türden oluşumlar yapıyorlar. 'Selam Tevhid' diye bir örgütün ismini de o gün duydum zaten. Dinlediklerini tahmin ediyorsunuz ama böyle bir gerekçeyle, mantıkla ya da böyle bir senaryoyla dinlediklerini duyduğumda çok şaşırdım gerçekten, çok şaşırdım" şeklinde konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Kasım 2015 16:12

Gösterim: 1034

İnsani Dayanışma ve Kalkınma Derneği tarafından Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli çocuklar için yaptırılan 7 derslikli okul hizmete girdi.

suriyeli hatayİnsani Dayanışma ve Kalkınma Derneği (İDKA) tarafından Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli çocuklar için yaptırılan 7 derslikli okul hizmete girdi.

İDKA Başkanı Abdurrazzak İldiz, Suriyeli çocukların en temel ihtiyaçlarından birinin de eğitim olduğunu söyledi.

İç savaştan kaçarak Reyhanlı'ya gelen Suriyeli ailelerin çocuklarına yönelik çalışmalar kapsamında Harran Mahallesi'nde bir binayı okula dönüştürdüklerini ifade eden İldiz, "Cavahir Al Şam" adı verilen okulda 150 öğrencinin eğitim alacağını kaydetti

Suriyeli öğrencilerin defter, kalem gibi kırtasiye malzemelerinin yanı sıra sıraya ihtiyacı olduğunu ifade eden İldiz, hayırseverlere destek çağrısında bulundu.

> Hatay’da Suriyeli çocuklara 7 derslikli okul

İnsani Dayanışma ve Kalkınma Derneği tarafından Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli çocuklar için yaptırılan 7 derslikli okul hizmete girdi.

suriyeli hatayİnsani Dayanışma ve Kalkınma Derneği (İDKA) tarafından Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli çocuklar için yaptırılan 7 derslikli okul hizmete girdi.

İDKA Başkanı Abdurrazzak İldiz, Suriyeli çocukların en temel ihtiyaçlarından birinin de eğitim olduğunu söyledi.

İç savaştan kaçarak Reyhanlı'ya gelen Suriyeli ailelerin çocuklarına yönelik çalışmalar kapsamında Harran Mahallesi'nde bir binayı okula dönüştürdüklerini ifade eden İldiz, "Cavahir Al Şam" adı verilen okulda 150 öğrencinin eğitim alacağını kaydetti

Suriyeli öğrencilerin defter, kalem gibi kırtasiye malzemelerinin yanı sıra sıraya ihtiyacı olduğunu ifade eden İldiz, hayırseverlere destek çağrısında bulundu.

Son Güncelleme: Salı, 10 Kasım 2015 15:07

Gösterim: 1329


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.