Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Doçentlik  başvurusu, nisan ve ekim ayının 15'inci günü başlayıp, en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar devam edecek. Etik ihlalde bulunanlar, 5 yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak.

Doçentlik Sınav Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, doçentlik sınavı, Üniversitelerarası Kurulca belirlenen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan bilim alanları ve kriterleri çerçevesinde yapılacak.

Doçentlik başvurusu, nisan ve ekim ayının 15'inci günü başlayıp, en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar devam edecek.

Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurula eserlerle birlikte elektronik ortamda yapılacak. 

Doçentlik sınavı, eser incelemesi ve sözlü sınav olmak üzere, iki aşamada yapılacak.

Sözlü sınav, öğretim üyelerine açık olacak. Ayrıca sınavda adayı başarısız bulan jüri üyeleri, gerekçeli karar yazacak. 

Etik ihlalde bulunana 5 yıla kadar başvuru yasağı

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde yapılacak incelemede, etik ihlalde bulunduğuna karar verilen aday, doçentlik sınavı başvurusunda başarısız sayılacak. Bu adaylar, ihlalin ağırlığına göre bir yıldan 5 yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak. Adayın idari, cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalacak.

Etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın, bağlı olduğu yükseköğretim kurumuna veya bağlı bulunduğu diğer kamu kurumuna aday hakkında gerekli disiplin işlemlerinin ve diğer idari işlemlerin başlatılması amacıyla da bilgi verilecek.

Elektronik sistemler oluşturuluncaya kadar eski yönetmelik hükümleri uygulanacak.

> Doçentlik sınavı yönetmeliği değişti

Doçentlik  başvurusu, nisan ve ekim ayının 15'inci günü başlayıp, en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar devam edecek. Etik ihlalde bulunanlar, 5 yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak.

Doçentlik Sınav Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, doçentlik sınavı, Üniversitelerarası Kurulca belirlenen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan bilim alanları ve kriterleri çerçevesinde yapılacak.

Doçentlik başvurusu, nisan ve ekim ayının 15'inci günü başlayıp, en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar devam edecek.

Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurula eserlerle birlikte elektronik ortamda yapılacak. 

Doçentlik sınavı, eser incelemesi ve sözlü sınav olmak üzere, iki aşamada yapılacak.

Sözlü sınav, öğretim üyelerine açık olacak. Ayrıca sınavda adayı başarısız bulan jüri üyeleri, gerekçeli karar yazacak. 

Etik ihlalde bulunana 5 yıla kadar başvuru yasağı

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde yapılacak incelemede, etik ihlalde bulunduğuna karar verilen aday, doçentlik sınavı başvurusunda başarısız sayılacak. Bu adaylar, ihlalin ağırlığına göre bir yıldan 5 yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak. Adayın idari, cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalacak.

Etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın, bağlı olduğu yükseköğretim kurumuna veya bağlı bulunduğu diğer kamu kurumuna aday hakkında gerekli disiplin işlemlerinin ve diğer idari işlemlerin başlatılması amacıyla da bilgi verilecek.

Elektronik sistemler oluşturuluncaya kadar eski yönetmelik hükümleri uygulanacak.

Son Güncelleme: Pazar, 08 Şubat 2015 12:22

Gösterim: 1512

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesine ilişkin, "Önümüzdeki temmuz ayında iyi niyetli bütün dershane temsilcilerinin dönüşüm sürecine dahil olduklarını göreceğiz" dedi.

Tekin, Politik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezince (PESA) Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Eğitimin Ekonomi Politiği Paneli"nde özel sektörün eğitimdeki payının yüzde 2-3 olduğunu söyledi.

Bu problemin analiz edilmesi gerektiğini belirten Tekin, "Acaba Türkiye'de insanlar eğitime yatırım yapmak istemiyorlar mı, yoksa başka sıkıntılar mı var? Geçen yılki rakamlarla 16 milyon öğrencimiz var. Dershanelerin öğrenci sayısı da 4 milyon civarında. Bu, şu demek: Aslında Türkiye'de özel sektör, eğitime kamunun ayırdığı payın yaklaşık yüzde 25'i kadar pay ayırıyor ama bu pay rasyonel değerlendirilemiyor" ifadesini kullandı.

Tekin, dershanecilik üzerinden yapılan yatırımların özel okullara aktarılması durumunda eğitimin ve özel sektörün payını yüzde 25'lere çıkarabileceklerine işaret ederek, o nedenle dershanelerin dönüşümleriyle ilgili süreci başlattıklarını kaydetti.

Bu sürecin öngördükleri sadelikte yürümediğini vurgulayan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dershaneye giderek üniversiteyi kazandım' diyen öğrenci rakamları çok yüksek değil. Yüzde 90 öğrencinin dershaneye gittiği ortamda nasıl fırsat eşitliği sağlanıyor? Bütün öğrenciler dershaneye gidiyor, hangi fırsat eşitliğini sağlıyoruz? 400 lira ile 40 bin lira arasında değişen dershane ücretleri var. 40 bin liralık dershaneye giden öğrenciyle 400 liralık dershaneye giden öğrenci arasında 'fırsat eşitliğini sağlıyoruz' dersek kendimizi kandırmış oluruz.

Türkiye'de özel sektör eğitime kaynak ayırıyor ama bu kaynak rasyonel kullanılmıyor. Beklentimiz, çocuklar ya devlet ya da özel okulları tercih edecek. Özel okul alternatiflerini arttırmış olacağız. Dershanelerden özel okula dönüşmek isteyen eğitim kurumlarına çok ciddi teşvikler uyguladık. Uygulamaya devam edeceğiz."

"Paralel örgüt, MEB'in aldığı kararları sabote ediyor"

Tekin, yıllarca eğitim üzerinde vesayet uygulayan grubun Milli Eğitim Bakanlığının kararlarını sabote etmek istediğini savunarak, "2013'te Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavlarını kurguladığımızda bu süreçten rahatsız olan grup bizleri tehdit etti ve 'Size bu adımı attırmayız' denildi. Bu, ağır bir durum" değerlendirmesinde bulundu.

Tekin, paralel yapının hükümetin kararlılığını gördüğünde B planıyla geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Tamam, bunu yapacaksanız madem, o zaman hiç olmazsa şunu bırakın' diyorlar. Tamamen kendi çıkarlarını devam ettirecek mekanizma öngörüyorlar. O kadar rahatlar ki 'Bunu sen hazırlarsan, biz bunu parlamentoda engelleriz, oradan engelleyemezsek Anayasa Mahkemesinde iptal ettireceğiz.' Çok öz güven patlaması yaşamış gibi bunu söylüyorlar. Bu söylediklerini delillendirecek çok mahrem bilgileri sizinle paylaşıyorlar. Bunların hepsi, yıllarca eğitimle ilgili konuların masaya yeterince sağlıklı yatırılamamasının arkasında neler olduğunu gösteren hususlar."

Dönüşüm programına bu yapının dışındaki herkesin istekli şekilde başvuruda bulunduğuna işaret eden Tekin, "Önümüzdeki temmuz ayında iyi niyetli bütün dershane temsilcilerinin bu sürece dahil olduklarını göreceğiz" ifadesini kullandı.

Tekin, Türkiye'deki 900 bin öğretmenin belli aralıklarla performanslarını izleme, insan ve doğa sevgisi gibi kriterler üzerinden değerlendirebilmenin mümkün olmadığını belirterek, bunun yerine performansı yüksek öğretmenlere yönelik ödüllendirme mekanizması geliştirdiklerini sözlerine ekledi.

> MEB Müsteşarı Tekin’den dershane açıklaması

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesine ilişkin, "Önümüzdeki temmuz ayında iyi niyetli bütün dershane temsilcilerinin dönüşüm sürecine dahil olduklarını göreceğiz" dedi.

Tekin, Politik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezince (PESA) Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Eğitimin Ekonomi Politiği Paneli"nde özel sektörün eğitimdeki payının yüzde 2-3 olduğunu söyledi.

Bu problemin analiz edilmesi gerektiğini belirten Tekin, "Acaba Türkiye'de insanlar eğitime yatırım yapmak istemiyorlar mı, yoksa başka sıkıntılar mı var? Geçen yılki rakamlarla 16 milyon öğrencimiz var. Dershanelerin öğrenci sayısı da 4 milyon civarında. Bu, şu demek: Aslında Türkiye'de özel sektör, eğitime kamunun ayırdığı payın yaklaşık yüzde 25'i kadar pay ayırıyor ama bu pay rasyonel değerlendirilemiyor" ifadesini kullandı.

Tekin, dershanecilik üzerinden yapılan yatırımların özel okullara aktarılması durumunda eğitimin ve özel sektörün payını yüzde 25'lere çıkarabileceklerine işaret ederek, o nedenle dershanelerin dönüşümleriyle ilgili süreci başlattıklarını kaydetti.

Bu sürecin öngördükleri sadelikte yürümediğini vurgulayan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dershaneye giderek üniversiteyi kazandım' diyen öğrenci rakamları çok yüksek değil. Yüzde 90 öğrencinin dershaneye gittiği ortamda nasıl fırsat eşitliği sağlanıyor? Bütün öğrenciler dershaneye gidiyor, hangi fırsat eşitliğini sağlıyoruz? 400 lira ile 40 bin lira arasında değişen dershane ücretleri var. 40 bin liralık dershaneye giden öğrenciyle 400 liralık dershaneye giden öğrenci arasında 'fırsat eşitliğini sağlıyoruz' dersek kendimizi kandırmış oluruz.

Türkiye'de özel sektör eğitime kaynak ayırıyor ama bu kaynak rasyonel kullanılmıyor. Beklentimiz, çocuklar ya devlet ya da özel okulları tercih edecek. Özel okul alternatiflerini arttırmış olacağız. Dershanelerden özel okula dönüşmek isteyen eğitim kurumlarına çok ciddi teşvikler uyguladık. Uygulamaya devam edeceğiz."

"Paralel örgüt, MEB'in aldığı kararları sabote ediyor"

Tekin, yıllarca eğitim üzerinde vesayet uygulayan grubun Milli Eğitim Bakanlığının kararlarını sabote etmek istediğini savunarak, "2013'te Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavlarını kurguladığımızda bu süreçten rahatsız olan grup bizleri tehdit etti ve 'Size bu adımı attırmayız' denildi. Bu, ağır bir durum" değerlendirmesinde bulundu.

Tekin, paralel yapının hükümetin kararlılığını gördüğünde B planıyla geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Tamam, bunu yapacaksanız madem, o zaman hiç olmazsa şunu bırakın' diyorlar. Tamamen kendi çıkarlarını devam ettirecek mekanizma öngörüyorlar. O kadar rahatlar ki 'Bunu sen hazırlarsan, biz bunu parlamentoda engelleriz, oradan engelleyemezsek Anayasa Mahkemesinde iptal ettireceğiz.' Çok öz güven patlaması yaşamış gibi bunu söylüyorlar. Bu söylediklerini delillendirecek çok mahrem bilgileri sizinle paylaşıyorlar. Bunların hepsi, yıllarca eğitimle ilgili konuların masaya yeterince sağlıklı yatırılamamasının arkasında neler olduğunu gösteren hususlar."

Dönüşüm programına bu yapının dışındaki herkesin istekli şekilde başvuruda bulunduğuna işaret eden Tekin, "Önümüzdeki temmuz ayında iyi niyetli bütün dershane temsilcilerinin bu sürece dahil olduklarını göreceğiz" ifadesini kullandı.

Tekin, Türkiye'deki 900 bin öğretmenin belli aralıklarla performanslarını izleme, insan ve doğa sevgisi gibi kriterler üzerinden değerlendirebilmenin mümkün olmadığını belirterek, bunun yerine performansı yüksek öğretmenlere yönelik ödüllendirme mekanizması geliştirdiklerini sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Cuma, 06 Şubat 2015 20:59

Gösterim: 2514

YÖK, yükseköğretim kurumlarını program suresinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesi için üniversitelere yazı gönderdi.

Sosyal medyada #KatlamalıHarcaHayır hastagıyla öğrencilerin başlattığı kampanya sonuç vermeye başladı. YÖK, yükseköğretim kurumlarını program süresinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesi için üniversitelere yazı gönderdi.

YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Kurul Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüştü. Görüşmede yükseköğretim kurumlarını program süresinde bitiremeyen öğrencilerin ödeyecekleri katkı payı ve öğrenim ücretlerine ilişkin sorunun çözümü müzakere edildi. Başbakan Davutoğulu, sorunun çözümüne yönelik Başbakanlıktaki yetkili kişilere konuya ilişkin bir çalışma başlatılması talimatı verdi.

Medya'da çıkan haberler

YÖK açıklamasında, bazı medya organlarında "Harçlarla ilgili YÖK’e talimat, Başbakan Davutoğlu YÖK’e sorunun çözümü için talimat verdi" şeklinde bir yanlış anlaşılma neticesinde çıktığı düşünülen haberlerin yer aldığı ifade edilen açıklamada, görüşmede konunun çözümüne ilişkin YÖK'ün önerilerinin Başbakan Davutoğlu'na sunulduğu belirtildi.

Kurulun, konuya ilişkin karar verme yetkisinin bulunmadığı ve sorunun çözümü için herhangi bir talimat almasının da söz konusu olmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bilindiği üzere öğrenim ücreti ve katkı payları ile ilgili işlemler Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca değil, ilgili mevzuat çerçevesinde kanun ile düzenlenmektedir. Yükseköğretim Kurulu olarak yasa hükmünün dışına çıkarak düzenleme yapabilmemiz ve karar alabilmemiz mümkün değildir. Bununla birlikte Başbakanlıkça bir çalışma başlatıldığı için, yükseköğretim kurumlarını program sürelerinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesine ilişkin üniversitelerimize bugün bir yazı gönderilmiştir. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından, konu ile ilgili yapmış olduğunuz haberlerde bu hususu dikkate almanızı önemle rica ederiz."

> Katlamalı harç ödemesi ertelendi Peki şimdi ne olacak?

YÖK, yükseköğretim kurumlarını program suresinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesi için üniversitelere yazı gönderdi.

Sosyal medyada #KatlamalıHarcaHayır hastagıyla öğrencilerin başlattığı kampanya sonuç vermeye başladı. YÖK, yükseköğretim kurumlarını program süresinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesi için üniversitelere yazı gönderdi.

YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Kurul Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüştü. Görüşmede yükseköğretim kurumlarını program süresinde bitiremeyen öğrencilerin ödeyecekleri katkı payı ve öğrenim ücretlerine ilişkin sorunun çözümü müzakere edildi. Başbakan Davutoğulu, sorunun çözümüne yönelik Başbakanlıktaki yetkili kişilere konuya ilişkin bir çalışma başlatılması talimatı verdi.

Medya'da çıkan haberler

YÖK açıklamasında, bazı medya organlarında "Harçlarla ilgili YÖK’e talimat, Başbakan Davutoğlu YÖK’e sorunun çözümü için talimat verdi" şeklinde bir yanlış anlaşılma neticesinde çıktığı düşünülen haberlerin yer aldığı ifade edilen açıklamada, görüşmede konunun çözümüne ilişkin YÖK'ün önerilerinin Başbakan Davutoğlu'na sunulduğu belirtildi.

Kurulun, konuya ilişkin karar verme yetkisinin bulunmadığı ve sorunun çözümü için herhangi bir talimat almasının da söz konusu olmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bilindiği üzere öğrenim ücreti ve katkı payları ile ilgili işlemler Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca değil, ilgili mevzuat çerçevesinde kanun ile düzenlenmektedir. Yükseköğretim Kurulu olarak yasa hükmünün dışına çıkarak düzenleme yapabilmemiz ve karar alabilmemiz mümkün değildir. Bununla birlikte Başbakanlıkça bir çalışma başlatıldığı için, yükseköğretim kurumlarını program sürelerinde bitiremeyen öğrencilerden ücret alımının Şubat ayı sonuna kadar ertelenmesine ilişkin üniversitelerimize bugün bir yazı gönderilmiştir. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından, konu ile ilgili yapmış olduğunuz haberlerde bu hususu dikkate almanızı önemle rica ederiz."

Son Güncelleme: Cuma, 06 Şubat 2015 12:28

Gösterim: 1336

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), tarafından gerçekleştirilen 15 bin öğretmenin atamasında, 40 yaş üzeri başvuran 730 kişiden 129'u atandı. 

MEB Basın Müşavirliğinden alınan bilgiye göre, dün gerçekleştirilen 15 bin öğretmen atamasına, "40 yaş sınırının" kaldırılmasıyla birlikte 40 yaş üzeri 730 kişi başvuru yaptı. Bu kişilerin 129'u atandı. 

MEB, bu yılki atamalarda, 28 Şubat mağduru öğretmen adayları için "40 yaş" sınırı kaldırıldığından gerekli koşulları sağlayan ancak daha önce yaş nedeniyle öğretmenlik başvurusu yapamayan adayların da başvurularının kabul edileceği duyurulmuştu.

> MEB, 40 yaş üstü kaç öğretmen atadı?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), tarafından gerçekleştirilen 15 bin öğretmenin atamasında, 40 yaş üzeri başvuran 730 kişiden 129'u atandı. 

MEB Basın Müşavirliğinden alınan bilgiye göre, dün gerçekleştirilen 15 bin öğretmen atamasına, "40 yaş sınırının" kaldırılmasıyla birlikte 40 yaş üzeri 730 kişi başvuru yaptı. Bu kişilerin 129'u atandı. 

MEB, bu yılki atamalarda, 28 Şubat mağduru öğretmen adayları için "40 yaş" sınırı kaldırıldığından gerekli koşulları sağlayan ancak daha önce yaş nedeniyle öğretmenlik başvurusu yapamayan adayların da başvurularının kabul edileceği duyurulmuştu.

Son Güncelleme: Cuma, 06 Şubat 2015 13:17

Gösterim: 2618

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminde öğrenci yerleştirmesine ilişkin hazırlanan"Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme  e-Kılavuzu" taslağı paydaşların görüş ve önerilerine sunuldu.  

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, liselere giriş için yapılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminde öğrenci yerleştirmesine ilişkin hazırladığı "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme  e-Kılavuzu" taslağını paydaşlarının görüş ve önerilerine sundu.  

Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında ilk kez liselere giriş için uygulamaya alınan TEOG'a ilişkin çalıştay düzenlediklerini, öğrenci ve öğretmen sınav memnuniyetini anketler yoluyla ölçtüklerini belirterek, bunların sonucunda sınav memnuniyetinin yüzde 90'ların üzerine çıktığını bildirdi. Salih Çelik, böylece öğrencilerin okul dışında bir dershane arayışına girmediğini anlattı.  

Sınavlara ilişkin yakalanan başarıyı ve memnuniyeti ortaöğretime geçiş uyglamasının devamı olan yerleştirmede de elde etmek için bir komisyon kurulduğunu bildiren Çelik, komisyonun çalışmaları sonucu 2015-2016 eğitim-öğretim yılında uygulanmak üzere, "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme e-Kılavuzu" taslağının hazırladığını aktardı. 

Salih Çelik, e-klavuzun kamuoyunun bilgisine sunulduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

"Yerleştirme işleminin de hiçbir öğrenciyi mağdur etmeden ve yerleştirme puan üstünlüğüne göre gerçekleşmesini sağlamak amacıyla oluşturulan e-kılavuz taslağını 15 gün süresince tüm paydaşların, veli, öğretmen, öğrenci, üniversiteler, basın-yayın organları, köşe yazarları ve kamuoyunun görüş ve önerilerine açtık. Taslak kılavuzumuz, dün itibarıyla MEB’in web sayfasında yayımlandı. Paydaşlar taslağa ilişkin görüş ve önerilerini 15 gün içerisinde “ Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ”,  “ Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ” e-posta adreslerinden Milli Eğitim Bakanlığına ulaştırabilecek

Buradan gelecek tüm görüş ve öneriler, e-yerleştirme çalışma grubumuz tarafından dikkatle değerlendirilip son şekli verilerek uygulamaya konulacaktır. Böylece öğrenci, veli ve toplumun katılımı sağlanmış ve en etkili verimli ve yerindelik ilkesine uygun olarak öğrencilerimiz tercihlerine, ortaöğretime yerleştirme puan üstünlüğüne göre okullarıyla buluşturulup eğitim öğretimi aksatmadan devamı sağlanmış olacaktır."

Özel okul kayıt tarihlerinin öne alınması 

Salih Çelik, taslak kılavuza ilişkin bugün basına yansıyan bazı haberlere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Eleştirilerin, kılavuzun bir bütün olarak değerlendirilmeden sadece bazı bölümleri dikkate alınarak yapıldığına dikkati çeken Çelik, "Burada öğrenci mağduriyetini ortadan kaldıran bir uygulamayı hayata geçirmek istiyoruz. Dolayısıyla eleştirileri, dikkatle takip ediyoruz. Muhtemel olumsuzlukları gidermek için de gerekli düzenlemeleri yapacağımızdan öğrenci ve velilerin şüphe duymamasını isteriz. Özellikle de bunun taslak olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kimsenin mağdur edilmesi gibi bir durum yaşanması söz konusu değildir" açıklamasını yaptı. 

Özel okuldan devlet okuluna nakil, merkezi yerleştirmeyle yapılacak

Taslakta, sınavla öğrenci alan özel okulların kayıt işlemlerini, 24 Haziran-10 Temmuz 2015 tarihlerinde yapması gerektiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti:

 "Bu özel okula gidecek öğrencilerin mağduriyeti değil, öğrencilerimizin kendi tercihlerini kullanabilmelerine imkan vermektir. Daha sonra yapılacak tercihlerin alınması sürecinde bu öğrencilerin devlet okullarını tercih edememeleri, devlet okullarına geçişlerine bir engel değildir. Yerleştirme işleminin tek seferde yapılmasından hareketle öğrencilerimizin kendi tercihleriyle gitmek istedikleri okullardaki kullanılacak kontenjanları fırsat vermeyi öngörmüştür. Sınavla öğrenci alan özel okula kayıt yaptıran öğrencilerin de daha sonra fikir değiştirmesi halinde nakil yoluyla devlet okullarına geçmesi mümkün olacak. Devlet öğrencinin mutluluğu için vardır."

> TEOG yerleştirme taslağı paydaşların görüşüne açıldı

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminde öğrenci yerleştirmesine ilişkin hazırlanan"Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme  e-Kılavuzu" taslağı paydaşların görüş ve önerilerine sunuldu.  

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, liselere giriş için yapılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminde öğrenci yerleştirmesine ilişkin hazırladığı "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme  e-Kılavuzu" taslağını paydaşlarının görüş ve önerilerine sundu.  

Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında ilk kez liselere giriş için uygulamaya alınan TEOG'a ilişkin çalıştay düzenlediklerini, öğrenci ve öğretmen sınav memnuniyetini anketler yoluyla ölçtüklerini belirterek, bunların sonucunda sınav memnuniyetinin yüzde 90'ların üzerine çıktığını bildirdi. Salih Çelik, böylece öğrencilerin okul dışında bir dershane arayışına girmediğini anlattı.  

Sınavlara ilişkin yakalanan başarıyı ve memnuniyeti ortaöğretime geçiş uyglamasının devamı olan yerleştirmede de elde etmek için bir komisyon kurulduğunu bildiren Çelik, komisyonun çalışmaları sonucu 2015-2016 eğitim-öğretim yılında uygulanmak üzere, "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme e-Kılavuzu" taslağının hazırladığını aktardı. 

Salih Çelik, e-klavuzun kamuoyunun bilgisine sunulduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

"Yerleştirme işleminin de hiçbir öğrenciyi mağdur etmeden ve yerleştirme puan üstünlüğüne göre gerçekleşmesini sağlamak amacıyla oluşturulan e-kılavuz taslağını 15 gün süresince tüm paydaşların, veli, öğretmen, öğrenci, üniversiteler, basın-yayın organları, köşe yazarları ve kamuoyunun görüş ve önerilerine açtık. Taslak kılavuzumuz, dün itibarıyla MEB’in web sayfasında yayımlandı. Paydaşlar taslağa ilişkin görüş ve önerilerini 15 gün içerisinde “ Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ”,  “ Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ” e-posta adreslerinden Milli Eğitim Bakanlığına ulaştırabilecek

Buradan gelecek tüm görüş ve öneriler, e-yerleştirme çalışma grubumuz tarafından dikkatle değerlendirilip son şekli verilerek uygulamaya konulacaktır. Böylece öğrenci, veli ve toplumun katılımı sağlanmış ve en etkili verimli ve yerindelik ilkesine uygun olarak öğrencilerimiz tercihlerine, ortaöğretime yerleştirme puan üstünlüğüne göre okullarıyla buluşturulup eğitim öğretimi aksatmadan devamı sağlanmış olacaktır."

Özel okul kayıt tarihlerinin öne alınması 

Salih Çelik, taslak kılavuza ilişkin bugün basına yansıyan bazı haberlere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Eleştirilerin, kılavuzun bir bütün olarak değerlendirilmeden sadece bazı bölümleri dikkate alınarak yapıldığına dikkati çeken Çelik, "Burada öğrenci mağduriyetini ortadan kaldıran bir uygulamayı hayata geçirmek istiyoruz. Dolayısıyla eleştirileri, dikkatle takip ediyoruz. Muhtemel olumsuzlukları gidermek için de gerekli düzenlemeleri yapacağımızdan öğrenci ve velilerin şüphe duymamasını isteriz. Özellikle de bunun taslak olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kimsenin mağdur edilmesi gibi bir durum yaşanması söz konusu değildir" açıklamasını yaptı. 

Özel okuldan devlet okuluna nakil, merkezi yerleştirmeyle yapılacak

Taslakta, sınavla öğrenci alan özel okulların kayıt işlemlerini, 24 Haziran-10 Temmuz 2015 tarihlerinde yapması gerektiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti:

 "Bu özel okula gidecek öğrencilerin mağduriyeti değil, öğrencilerimizin kendi tercihlerini kullanabilmelerine imkan vermektir. Daha sonra yapılacak tercihlerin alınması sürecinde bu öğrencilerin devlet okullarını tercih edememeleri, devlet okullarına geçişlerine bir engel değildir. Yerleştirme işleminin tek seferde yapılmasından hareketle öğrencilerimizin kendi tercihleriyle gitmek istedikleri okullardaki kullanılacak kontenjanları fırsat vermeyi öngörmüştür. Sınavla öğrenci alan özel okula kayıt yaptıran öğrencilerin de daha sonra fikir değiştirmesi halinde nakil yoluyla devlet okullarına geçmesi mümkün olacak. Devlet öğrencinin mutluluğu için vardır."

Son Güncelleme: Cuma, 06 Şubat 2015 09:41

Gösterim: 2800

Diğer Makaleler...

  1. Başbakan’dan ‘katkı payı sorununu çözün’ talimatı
  2. 15 bin öğretmen atama sonuçları açıklandı
  3. Rektör milletvekili adaylığı için istifa etti
  4. 2014-2015 ikinci yarıyılı okul sütüyle başlayacak