Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın FATİH Projesi kapsamındaki "Tablet Bilgisayar Seti Alımı" ihale süreci başladı. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar için yerli ve yabancı 11 firma teklif sundu

Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (YEĞİTEK)  tarafından başlatılan üç aşamalı ihale süreci sonunda, proje kapsamında ihtiyaç duyulan 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar alınacak. 

YEĞİTEK'teki ihale için ulusal ve uluslararası 11 firma teklif verdi. İhalenin ilk aşamasında, firmaların belgeleri ve yeterlilikleri incelenecek. İkinci aşamada, teknik görüşmeler gerçekleştirilecek. Son aşamada firmaların eksikliklerini tamamlamaları ardından mali teklifi de içerir nihai teklifler sunulacak.

İhale için teklif veren firmalar ise şunlar:

"Samsung Elektronik Co LTD, Samsung Elektronik Pazarlama Ticaret AŞ, Mobiltel-Elektromet İş Ortaklığı, Vestel Elektronik, Casper-Exper-Probil İş Ortaklığı, Apple Teknoloji ve Satış LTD ŞTİ, Telpa Telekominikasyon AŞ - Atmaca Elektronik İş Ortaklığı, Microsoft Corparation, Arçelik, Toshiba Europe, Hewlett Packard Teknoloji Çözümleri LTD."

İhale Komisyonu Başkanı Ahmet Kaplan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından proje kapsamında etkileşimli tahta ihalesi yapılmasının planlandığını da kaydetti.

Tablet bilgisayar seti bileşenlerinin, önemli bir kısmının yerli üretilmesi ve Ar-Ge yatırımı yapılmasını sağlamanın projenin en önemli amaçlarından birisi olduğunu vurgulayan Kaplan, "İhalenin sonuçları itibarıyla hem eğitim sistemimize hem de teknoloji ve bilgi transferine katkıda bulunacağına inanıyoruz" dedi.

> 10 milyon 600 tablet için 11 firma teklif verdi

Milli Eğitim Bakanlığı'nın FATİH Projesi kapsamındaki "Tablet Bilgisayar Seti Alımı" ihale süreci başladı. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar için yerli ve yabancı 11 firma teklif sundu

Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (YEĞİTEK)  tarafından başlatılan üç aşamalı ihale süreci sonunda, proje kapsamında ihtiyaç duyulan 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar alınacak. 

YEĞİTEK'teki ihale için ulusal ve uluslararası 11 firma teklif verdi. İhalenin ilk aşamasında, firmaların belgeleri ve yeterlilikleri incelenecek. İkinci aşamada, teknik görüşmeler gerçekleştirilecek. Son aşamada firmaların eksikliklerini tamamlamaları ardından mali teklifi de içerir nihai teklifler sunulacak.

İhale için teklif veren firmalar ise şunlar:

"Samsung Elektronik Co LTD, Samsung Elektronik Pazarlama Ticaret AŞ, Mobiltel-Elektromet İş Ortaklığı, Vestel Elektronik, Casper-Exper-Probil İş Ortaklığı, Apple Teknoloji ve Satış LTD ŞTİ, Telpa Telekominikasyon AŞ - Atmaca Elektronik İş Ortaklığı, Microsoft Corparation, Arçelik, Toshiba Europe, Hewlett Packard Teknoloji Çözümleri LTD."

İhale Komisyonu Başkanı Ahmet Kaplan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından proje kapsamında etkileşimli tahta ihalesi yapılmasının planlandığını da kaydetti.

Tablet bilgisayar seti bileşenlerinin, önemli bir kısmının yerli üretilmesi ve Ar-Ge yatırımı yapılmasını sağlamanın projenin en önemli amaçlarından birisi olduğunu vurgulayan Kaplan, "İhalenin sonuçları itibarıyla hem eğitim sistemimize hem de teknoloji ve bilgi transferine katkıda bulunacağına inanıyoruz" dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Haziran 2013 16:20

Gösterim: 1526

AK Parti Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu’nun oğlu Cenap, Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan LYS sınavına kendisi yerine başkasını soktu. Durumu anlayan gözetmen sınav salonuna polis çağırdı. Sınava giren A.Y. ile Eyüpoğlu gözaltına alındı.

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’na yansıyan sınav sahtekârlığı, 16 Haziran’da yapılan LYS sınavında gerçekleşti. 18 çocuk sahibi Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu’nun 21 yaşındaki oğlu Cenap Eyyüpoğlu, iddiaya göre, kendi yerine LYS sınavına girmesi için, arkadaşı A.Y. ile anlaştı. A.Y., sınav formunu Cenap Eyyüpoğlu’nun bilgileriyle doldurduktan sonra, kendi fotoğrafını yapıştırdı. Form daha sonra ÖSYM’nin başvuru bürosuna teslim edildi. Cenap Eyyüpoğlu, 16 Haziran sabahı, sınavın yapılacağı Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu’na A.Y. ile birlikte gitti.

‘OĞLUM SİZE EMANET’

A.Y., sınav saatine dakikalar kala, üzerinde kendi resmi bulunan giriş belgesi ve Cenap Eyyüpoğlu’na ait nüfus cüzdanıyla, kimya bölümündeki salona girdi. Sahte giriş belgesini optik okuyucudan geçiren A.Y., soru kitapçığı ile cevap kağıdını alarak yerine oturdu. Ancak sınav başladıktan yaklaşık 20 dakika sonra, gözetmen, A.Y.’den, nüfus cüzdanını istedi. Telaşlanan A.Y., Cenap Eyyüpoğlu’na ait nüfus cüzdanını çıkardı. Nüfus cüzdanı ile sınav belgesindeki fotoğrafların farklı olduğunu gören gözetmen, durumu sınav başkanına bildirdi. Salona gelen başkan, sınav belgesi ile nüfus cüzdanındaki fotoğrafların farklı olduğunu tespit edince polis çağırdı. Beysukent Polis Merkezi’nden gelen ekipler hem A.Y.’yi hem de “Beni kampusta bekliyor” dediği Cenap Eyyüpoğlu’nu gözaltına aldılar. Durumu öğrenen AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu, iddiaya göre polisi arayarak, “Oğlumu bir süreliğine size emanet ediyorum, ona göre” dedi. İfadeleri alınan iki genç adliyeye sevk edildi. Savcılıkta suçlamaları kabul eden Cenap Eyyüpoğlu ve A.Y., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay, tutanakla, ÖSYM’ye bildirildi.

Kaynak Hürriyet

> Milletvekilinin oğluna LYS’de suçüstü

AK Parti Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu’nun oğlu Cenap, Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan LYS sınavına kendisi yerine başkasını soktu. Durumu anlayan gözetmen sınav salonuna polis çağırdı. Sınava giren A.Y. ile Eyüpoğlu gözaltına alındı.

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’na yansıyan sınav sahtekârlığı, 16 Haziran’da yapılan LYS sınavında gerçekleşti. 18 çocuk sahibi Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu’nun 21 yaşındaki oğlu Cenap Eyyüpoğlu, iddiaya göre, kendi yerine LYS sınavına girmesi için, arkadaşı A.Y. ile anlaştı. A.Y., sınav formunu Cenap Eyyüpoğlu’nun bilgileriyle doldurduktan sonra, kendi fotoğrafını yapıştırdı. Form daha sonra ÖSYM’nin başvuru bürosuna teslim edildi. Cenap Eyyüpoğlu, 16 Haziran sabahı, sınavın yapılacağı Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu’na A.Y. ile birlikte gitti.

‘OĞLUM SİZE EMANET’

A.Y., sınav saatine dakikalar kala, üzerinde kendi resmi bulunan giriş belgesi ve Cenap Eyyüpoğlu’na ait nüfus cüzdanıyla, kimya bölümündeki salona girdi. Sahte giriş belgesini optik okuyucudan geçiren A.Y., soru kitapçığı ile cevap kağıdını alarak yerine oturdu. Ancak sınav başladıktan yaklaşık 20 dakika sonra, gözetmen, A.Y.’den, nüfus cüzdanını istedi. Telaşlanan A.Y., Cenap Eyyüpoğlu’na ait nüfus cüzdanını çıkardı. Nüfus cüzdanı ile sınav belgesindeki fotoğrafların farklı olduğunu gören gözetmen, durumu sınav başkanına bildirdi. Salona gelen başkan, sınav belgesi ile nüfus cüzdanındaki fotoğrafların farklı olduğunu tespit edince polis çağırdı. Beysukent Polis Merkezi’nden gelen ekipler hem A.Y.’yi hem de “Beni kampusta bekliyor” dediği Cenap Eyyüpoğlu’nu gözaltına aldılar. Durumu öğrenen AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Seyit Eyyüpoğlu, iddiaya göre polisi arayarak, “Oğlumu bir süreliğine size emanet ediyorum, ona göre” dedi. İfadeleri alınan iki genç adliyeye sevk edildi. Savcılıkta suçlamaları kabul eden Cenap Eyyüpoğlu ve A.Y., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay, tutanakla, ÖSYM’ye bildirildi.

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Haziran 2013 10:12

Gösterim: 1383

LYS-2 Fen Bilimleri sınavı sona erdi. LYS, yarın yapılacak edebiyat-coğrafya (LYS-3) sınavıyla tamamlanmış olacak. Soru ve cevapların çözümlerine http://www.lystrt.com/ internet adresinden ulaşabilirsiniz

Fen Bilimleri Sınavı LYS-2, Türkiye'de 81 il merkezi ile Lefkoşa'da gerçekleştirildi. 332 bin 284 adayın başvurduğu sınav, tek oturumda yapıldı ve 135 dakika sürdü.

Adaylara 90 sorunun yöneltildiği sınavda, fizik, kimya ve biyoloji testleri yer aldı. Öğrencilere, ayrı kitapçıktaki 30'ar soruluk testler için 45'er dakika süre verildi. Testler ayrı soru kitapçıklarında yer alırken, tek cevap kağıdı kullanıldı.

Adaylar sınav sonuçlarını, kimlik numaraları ve şifreleriyle, ÖSYM'nin ''http://sonuc.osym.gov.tr'' adresinden öğrenebilecek. Adaylara sonuç belgesi gönderilmeyecek.

> LYS-2 Fen Bilimleri Sınavı sona erdi, LYS-3 yarın yapılacak

LYS-2 Fen Bilimleri sınavı sona erdi. LYS, yarın yapılacak edebiyat-coğrafya (LYS-3) sınavıyla tamamlanmış olacak. Soru ve cevapların çözümlerine http://www.lystrt.com/ internet adresinden ulaşabilirsiniz

Fen Bilimleri Sınavı LYS-2, Türkiye'de 81 il merkezi ile Lefkoşa'da gerçekleştirildi. 332 bin 284 adayın başvurduğu sınav, tek oturumda yapıldı ve 135 dakika sürdü.

Adaylara 90 sorunun yöneltildiği sınavda, fizik, kimya ve biyoloji testleri yer aldı. Öğrencilere, ayrı kitapçıktaki 30'ar soruluk testler için 45'er dakika süre verildi. Testler ayrı soru kitapçıklarında yer alırken, tek cevap kağıdı kullanıldı.

Adaylar sınav sonuçlarını, kimlik numaraları ve şifreleriyle, ÖSYM'nin ''http://sonuc.osym.gov.tr'' adresinden öğrenebilecek. Adaylara sonuç belgesi gönderilmeyecek.

Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Haziran 2013 12:44

Gösterim: 1518

"Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim" projesi kapsamında Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) bünyesindeki tüm yurtlara internet hizmeti verildi.

Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Recep Kaymakcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devlet yurtlarını dünya standartlarına kavuşturmak için gayret sarf ettiklerini, yurtlarda kalan öğrencilerin daha rahat bir şekilde okumaları için çalıştıklarını söyledi.

Yurtlarda kalan öğrencilere internet erişimi hizmeti sağlanmasına ilişkin protokolün, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın katılımıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından Kasım ayında imzalandığını hatırlatan Kaymakcan, YURTKUR olarak 6 ay gibi kısa bir sürede tüm yurtlara ücretsiz internet hizmetini sunduklarını bildirdi.

Yurtlarda kalan 310 bin öğrencinin odalarına kadar kablosuz internet hizmetini ulaştırdıklarını anlatan Kaymakcan, proje kapsamında 550 bin metre fiber optik kablolama yapıldığını aktardı.

"Projenin kurulum bedelinin 50 milyon TL olduğunu kaydeden Kaymakcan, öğrencilerin kullanacağı internetin ücretinin Başbakan Erdoğan'ın talimatlarıyla "Evrensel Hizmet Fonundan" karşılanacağını ve öğrencilerin ücretsiz bir şekilde bu hizmetten faydalanacağını ifade etti. 

Kaymakcan, "Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' projesinde 81 ilde 347 yurtta,1200 lokasyon 15 Haziran itibariyle devreye alındı ve 310 bin öğrencinin hizmetine sunuldu. Öğrencilerimiz, yurt binasının her noktasından hızlı, güvenli, kablosuz ve ücretsiz bir şekilde internete ulaşabiliyor ve bilimsel çalışmalarını yapabiliyor. Ülkemizin, Wifi hizmeti sunan en büyük projesi olmakla gururlandığımız 'Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' projesi çalışmaları 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı" dedi.

Ailelerin çocuklarını artık yurtlara güven içinde emanet ettiğini anlatan Kaymakcan, yurtlarda konforun arttırılmasıyla öğrencilerin daha rahat bir şekilde okumalarını sağlamak istediklerini ifade etti.

Öğrencilerin, teknik imkanlardan en kısa zamanda faydalanabilmeleri için olağanüstü çaba sarf ettiklerini anlatan Kaymakcan, şunları kaydetti:

"Yurtlarda giriş çıkış işlemlerini biometrik olarak takip ettiğimiz bir sistemi kurduk. Bununla birlikte öğrencilerimizin yurt ücretlerini internet üzerinden yatırabilecekleri imkanları oluşturduk. Bugün 'Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' hizmetiyle devletimiz, istikbal uğruna evlerinden ayrılan, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize şefkatli ellerini bir kez daha uzattı. Fırsat eşitliği ilkesi gereğince her öğrencimiz bu hizmetten eşit şartlarda faydalanacak. AB ve Amerika’da bile öğrencilerin bulamadığı bu imkan Başbakanımız ve Gençlik ve Spor Bakanımız Kılıç'ın özel gayretleri sayesinde bu kadar çabuk bitmiş ve gençlerimiz büyük bir memnuniyetle bu hizmetten faydalanmaya başlamıştır. Öğrencilerimiz yurt idaresinden aldığı şifreyle sisteme dahil oluyor ve bu hizmetten faydalanabiliyor. Tüm öğrencilere ücretsiz internet hayırlı olsun."

> Yurtlarda ücretsiz internet dönemi başladı

"Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim" projesi kapsamında Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) bünyesindeki tüm yurtlara internet hizmeti verildi.

Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Recep Kaymakcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devlet yurtlarını dünya standartlarına kavuşturmak için gayret sarf ettiklerini, yurtlarda kalan öğrencilerin daha rahat bir şekilde okumaları için çalıştıklarını söyledi.

Yurtlarda kalan öğrencilere internet erişimi hizmeti sağlanmasına ilişkin protokolün, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın katılımıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından Kasım ayında imzalandığını hatırlatan Kaymakcan, YURTKUR olarak 6 ay gibi kısa bir sürede tüm yurtlara ücretsiz internet hizmetini sunduklarını bildirdi.

Yurtlarda kalan 310 bin öğrencinin odalarına kadar kablosuz internet hizmetini ulaştırdıklarını anlatan Kaymakcan, proje kapsamında 550 bin metre fiber optik kablolama yapıldığını aktardı.

"Projenin kurulum bedelinin 50 milyon TL olduğunu kaydeden Kaymakcan, öğrencilerin kullanacağı internetin ücretinin Başbakan Erdoğan'ın talimatlarıyla "Evrensel Hizmet Fonundan" karşılanacağını ve öğrencilerin ücretsiz bir şekilde bu hizmetten faydalanacağını ifade etti. 

Kaymakcan, "Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' projesinde 81 ilde 347 yurtta,1200 lokasyon 15 Haziran itibariyle devreye alındı ve 310 bin öğrencinin hizmetine sunuldu. Öğrencilerimiz, yurt binasının her noktasından hızlı, güvenli, kablosuz ve ücretsiz bir şekilde internete ulaşabiliyor ve bilimsel çalışmalarını yapabiliyor. Ülkemizin, Wifi hizmeti sunan en büyük projesi olmakla gururlandığımız 'Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' projesi çalışmaları 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı" dedi.

Ailelerin çocuklarını artık yurtlara güven içinde emanet ettiğini anlatan Kaymakcan, yurtlarda konforun arttırılmasıyla öğrencilerin daha rahat bir şekilde okumalarını sağlamak istediklerini ifade etti.

Öğrencilerin, teknik imkanlardan en kısa zamanda faydalanabilmeleri için olağanüstü çaba sarf ettiklerini anlatan Kaymakcan, şunları kaydetti:

"Yurtlarda giriş çıkış işlemlerini biometrik olarak takip ettiğimiz bir sistemi kurduk. Bununla birlikte öğrencilerimizin yurt ücretlerini internet üzerinden yatırabilecekleri imkanları oluşturduk. Bugün 'Yurdum Evim, Ücretsiz İnternetim' hizmetiyle devletimiz, istikbal uğruna evlerinden ayrılan, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize şefkatli ellerini bir kez daha uzattı. Fırsat eşitliği ilkesi gereğince her öğrencimiz bu hizmetten eşit şartlarda faydalanacak. AB ve Amerika’da bile öğrencilerin bulamadığı bu imkan Başbakanımız ve Gençlik ve Spor Bakanımız Kılıç'ın özel gayretleri sayesinde bu kadar çabuk bitmiş ve gençlerimiz büyük bir memnuniyetle bu hizmetten faydalanmaya başlamıştır. Öğrencilerimiz yurt idaresinden aldığı şifreyle sisteme dahil oluyor ve bu hizmetten faydalanabiliyor. Tüm öğrencilere ücretsiz internet hayırlı olsun."

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Haziran 2013 16:23

Gösterim: 2717

Diyarbakır'da Mezopotamya Vakfı’nca eğitim dili Kürtçe olan ilk üniversitenin kurulması için hazırlıklara başlandı. YÖK'ün onay vermesinin ardından konu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak ve tasarının Meclis'te yasalaştırılmasıyla üniversitenin kuruluşu tamamlanacak

Mezopotamya Vakfınca kurulacak üniversitede Kürtçe ve Türkçe'nin yanı sıra ilerleyen süreçte Ermenice ve Süryanice de eğitim verilmesi planlanıyor.  Hazırlıkların tamamlanmasının ardından kurucu rektör belirlenerek mütevelli heyetince üniversitenin kurulması için Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) başvuruda bulunulacak. 

Kürt diline katkıda bulunmak ve anadilde eğitim vermenin amaçlandığı üniversite ile Güneydoğu'nun diğer bölgelerle olan sosyal, ekonomik ve kültürel alandaki gelişmişlik farkının da kapatılması hedefleniyor.

Üniversitenin kuruluşuna ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Mezopotamya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Selim Ölçer, Mezopotamya'da yaşayan kadim halkların kültürünü, dilini araştırmak, bunlara hizmet edecek meslek mensuplarını yetiştirmek ve rekabet edebilir bir kurum yaratmak için bağımsız, özgür ve bilim namusu olan bir insan grubu ile yola çıktıklarını söyledi.

Selim Ölçer, "Bu coğrafya, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak refah dünyasından geri kaldı. Bu refah dünyasına bu coğrafyadaki insanları entegre etmek boynumuzun borcu. Bu toplumun hızla seviyesini yükseltmek için nitelikli hizmet verecek insan grubuna ihtiyaç var. Bu toplumu ilerletmek için bu tür kurumlara çok sayıda ihtiyaç var" diye konuştu.

"Bu toplumun gelişmişliğini hızla artıralım"

Diyarbakır'daki üniversite öğrencisi sayısının oldukça düşük olduğuna değinen Ölçer, bölgenin yüksek düzeyde eğitim verecek nitelikli bir kuruma ihtiyaç duyduğunu belirtti.

"Bu toplumun gelişmişliğini hızla artıralım" diyen Ölçer, başka türlü toplumun çağa yetiştirilemeyeceğini dile getirdi. Toplumun her kesiminden vakıfta kurucu olmak, görev almak için talep geldiğini ifade eden Ölçer, şöyle dedi:

"Türkiye'nin demokratlarından da 'vakfın kurucusu olup, bu onuru birlikte yaşayalım' diye yoğun talep geldi. Başta Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç olmak üzere toplumun her kesiminden destek aldık. Bu dünyada görülmemiş bir model. Bu doğrultuda çözüm süreci bizim için önemli bir fırsat. Bize de çok çalışıp bu üniversiteyi kurmak kalıyor. Süreç bir üniversite kavramı üzerinden hızla ilerliyor".

Dr. Ölçer, hedeflerinin salt bölge illeri değil, Suriye ve İran gibi komşu ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmek ve insani güzellikleri paylaşabilmek olduğunu da vurgulayarak, şöyle dedi:

 "Ne malum yarın bu üniversite bu ilişkilerin tesisi için aracı olmayacak? Üniversite kurma çalışmaları sürerken her alandaki tüm eğitim faaliyetlerine talepkar olacağız. İnsanlık suçu işlememiş, etik şartları zorlamamış her kese kapımız açık. Üye sayımızı 300'e tamamlama hakkımız var ancak bunun için acele etmeyeceğiz. Barış süreci tamamlandıktan sonra bize katılmak isteyenlere de hak tanımak istiyoruz." 

Ölçer, açılacak fakülte ve bölümler için halkın görüşünü alacaklarını belirterek ancak ilk etapta Mehmet Uzun, Ahmedi Hani, Musa Anter, Mıgırdıç Margosyan salonları olan bir Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması gerektiğini kaydetti.

"Boşluk doldurulacak"

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Türkiye'deki devlet ve özel vakıf üniversitelerinin Kürt dili ve edebiyatı, Kürt kültürü ve tarihi gibi önemli medeniyet olgularında beklenen misyon ve vizyona sahip olamadıklarını savunarak, bu boşluğun doldurulması için Kürtlerin sosyal, ekonomik, dil, edebiyat, tarih ve diğer alanlardaki birikim ve tecrübelerini, tarih sayfalarında gizli kalan maddi ve manevi kültürlerinin mutlaka akademik ve bilimsel bir şekilde ortaya konulması gerektiğini söyledi.

"Çözüm sürecinin ilk somut göstergesi olacak" 

Prof. Dr. Yıldırım, çözüm sürecinde atılacak olumlu adımların en iyi değerlendirileceği yerin bu üniversite olacağını belirtti. 

Ülke olarak çok önemli bir sürece girildiğini, bu süreçte halkın en büyük beklentisinin Kürt dili alanında atılacak adımlar olduğunu vurgulayan Yıldırım, yakın bir gelecekte Kürt dilinin sadece üniversitelerde değil tüm eğitim kurumlarında da kullanılmasının önündeki yasal engellerin kaldırılacağına inandığını söyledi.

Yıldırım, "Tarih bu üniversiteyi çözüm sürecinin en somut göstergesi olarak kaydedecek. Bu da ülkemizin normalizasyonu açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bu durum herkeste olumlu bir intiba bırakacak ve herkes geleceğe biraz daha umutla bakmış olacak" diye konuştu.

Akademik kadro ihtiyacı

Prof. Dr. Kadri Yıldırım, akademik kadronun oluşturulması için çalışmalara başladıklarını belirterek, Irak başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinde Kürdoloji alanında çalışmalar yürütüldüğünü hatırlattı. Yıldırım, şöyle devam etti:

"MAÜ'de 568 öğretim elemanı adayımız yüksek lisans yapmaktadır. Bingöl, Muş ve Dicle Üniversitesi'nde de yüzlerce öğretim elemanı adayı yetiştiriliyor. Bunlardan durumları uygun olanlardan istifade edilecek. Ayrıca Avrupa'daki potansiyelden de akademik kadro oluşturulurken azami ölçüde destek alınacak. Kürdoloji alanında dünyada yürütülen çalışmaların büyük kısmını kütüphanelerimize aktardık. Basılmaya hazır onlarca ders kitabı ve materyal mevcut. Vakıf tarafından basılacak Kürdoloji materyalleri eğitim ve öğretime başladıktan sonra üniversitenin hizmetine verilecek. Bir üniversitenin ihtiyaç duyabileceği her alanda terminoloji kaynakları ve kitaplarını temin etmiş bulunuyoruz". 

Yıldırım, Kürt olsun olmasın dünyanın her yerinde Kürdolojiye hizmet veren akademisyenleri üniversiteye katkı sunmaya davet ettiklerini sözlerine ekledi.

"Kürtçe'nin kurumsallaşmasında ciddi defektler var"

Vakfın kurucu üyelerinden Dr. Mehmet Dursun, kurulacak üniversitede çözüm sürecine uygun düşecek bir yapılanma ile bölgedeki insanların hem eğitim alacağını hem de dillerini geliştirme imkanı bulabileceğini belirtti.

"Kürtçe'nin kurumsallaşmasında ciddi defektler var. Bu defektlerin kapatılmasında bu kurumun önemli katkısı olacağına inanıyoruz" diyen Dursun, kurulacak üniversite ile birçok tarihi, dini ve teknolojik konunun Kürt dilinde ifade edilebilme olanağına kavuşacağını söyledi.

Dursun, "Öngörümüz, birkaç yıl içerisinde bu üniversiteden yılda yüzlerce öğretmen, mühendis ve doktorun yetişecek olması. Böylece bu dili çok iyi konuşan bir grubun halk ile bir bütün halinde yaşamasını sağlayacağız. Bizi en çok heyecanlandıran ve umutlandıran unsur bu" dedi.

Üniversiteye yoğun talep

Mehmet Dursun, hem yurt içi hem de yurt dışındaki öğretim üyelerinden birlikte çalışma teklifi geldiğini, üniversitenin kuruluşunda en az zorlanacakları konunun akademik kadroyu oluşturmak olduğunu belirtti.

Çok sayıda kişinin bu üniversitenin ihtiyacını hissettiğini vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:

"İnsanlar bu açlığı bu üniversite ile bitirmek istiyor. Bu üniversiteden mezun olan kişilerin Kürt dili ile ilgili herhangi bir problemleri olmayacağını iddia ediyoruz. Bir iki ay içinde düzenleyeceğimiz konferans, kurultay ve çalıştaylarda akademik kadro, açılacak bölümler ve altyapıyla ilgili net kararlar ortaya çıkacak.  Belli bir mülkiyet ve finans kaynağına ulaştıktan sonra YÖK'ün kapısını çalacağız. YÖK'ün onay vermesinin ardından konu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak ve tasarının Meclis'te yasalaştırılmasıyla üniversitenin kuruluşu tamamlanacak."

> Eğitim dili ‘Kürtçe’ olan üniversite için çalışmalar başladı

Diyarbakır'da Mezopotamya Vakfı’nca eğitim dili Kürtçe olan ilk üniversitenin kurulması için hazırlıklara başlandı. YÖK'ün onay vermesinin ardından konu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak ve tasarının Meclis'te yasalaştırılmasıyla üniversitenin kuruluşu tamamlanacak

Mezopotamya Vakfınca kurulacak üniversitede Kürtçe ve Türkçe'nin yanı sıra ilerleyen süreçte Ermenice ve Süryanice de eğitim verilmesi planlanıyor.  Hazırlıkların tamamlanmasının ardından kurucu rektör belirlenerek mütevelli heyetince üniversitenin kurulması için Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) başvuruda bulunulacak. 

Kürt diline katkıda bulunmak ve anadilde eğitim vermenin amaçlandığı üniversite ile Güneydoğu'nun diğer bölgelerle olan sosyal, ekonomik ve kültürel alandaki gelişmişlik farkının da kapatılması hedefleniyor.

Üniversitenin kuruluşuna ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Mezopotamya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Selim Ölçer, Mezopotamya'da yaşayan kadim halkların kültürünü, dilini araştırmak, bunlara hizmet edecek meslek mensuplarını yetiştirmek ve rekabet edebilir bir kurum yaratmak için bağımsız, özgür ve bilim namusu olan bir insan grubu ile yola çıktıklarını söyledi.

Selim Ölçer, "Bu coğrafya, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak refah dünyasından geri kaldı. Bu refah dünyasına bu coğrafyadaki insanları entegre etmek boynumuzun borcu. Bu toplumun hızla seviyesini yükseltmek için nitelikli hizmet verecek insan grubuna ihtiyaç var. Bu toplumu ilerletmek için bu tür kurumlara çok sayıda ihtiyaç var" diye konuştu.

"Bu toplumun gelişmişliğini hızla artıralım"

Diyarbakır'daki üniversite öğrencisi sayısının oldukça düşük olduğuna değinen Ölçer, bölgenin yüksek düzeyde eğitim verecek nitelikli bir kuruma ihtiyaç duyduğunu belirtti.

"Bu toplumun gelişmişliğini hızla artıralım" diyen Ölçer, başka türlü toplumun çağa yetiştirilemeyeceğini dile getirdi. Toplumun her kesiminden vakıfta kurucu olmak, görev almak için talep geldiğini ifade eden Ölçer, şöyle dedi:

"Türkiye'nin demokratlarından da 'vakfın kurucusu olup, bu onuru birlikte yaşayalım' diye yoğun talep geldi. Başta Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç olmak üzere toplumun her kesiminden destek aldık. Bu dünyada görülmemiş bir model. Bu doğrultuda çözüm süreci bizim için önemli bir fırsat. Bize de çok çalışıp bu üniversiteyi kurmak kalıyor. Süreç bir üniversite kavramı üzerinden hızla ilerliyor".

Dr. Ölçer, hedeflerinin salt bölge illeri değil, Suriye ve İran gibi komşu ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmek ve insani güzellikleri paylaşabilmek olduğunu da vurgulayarak, şöyle dedi:

 "Ne malum yarın bu üniversite bu ilişkilerin tesisi için aracı olmayacak? Üniversite kurma çalışmaları sürerken her alandaki tüm eğitim faaliyetlerine talepkar olacağız. İnsanlık suçu işlememiş, etik şartları zorlamamış her kese kapımız açık. Üye sayımızı 300'e tamamlama hakkımız var ancak bunun için acele etmeyeceğiz. Barış süreci tamamlandıktan sonra bize katılmak isteyenlere de hak tanımak istiyoruz." 

Ölçer, açılacak fakülte ve bölümler için halkın görüşünü alacaklarını belirterek ancak ilk etapta Mehmet Uzun, Ahmedi Hani, Musa Anter, Mıgırdıç Margosyan salonları olan bir Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması gerektiğini kaydetti.

"Boşluk doldurulacak"

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Türkiye'deki devlet ve özel vakıf üniversitelerinin Kürt dili ve edebiyatı, Kürt kültürü ve tarihi gibi önemli medeniyet olgularında beklenen misyon ve vizyona sahip olamadıklarını savunarak, bu boşluğun doldurulması için Kürtlerin sosyal, ekonomik, dil, edebiyat, tarih ve diğer alanlardaki birikim ve tecrübelerini, tarih sayfalarında gizli kalan maddi ve manevi kültürlerinin mutlaka akademik ve bilimsel bir şekilde ortaya konulması gerektiğini söyledi.

"Çözüm sürecinin ilk somut göstergesi olacak" 

Prof. Dr. Yıldırım, çözüm sürecinde atılacak olumlu adımların en iyi değerlendirileceği yerin bu üniversite olacağını belirtti. 

Ülke olarak çok önemli bir sürece girildiğini, bu süreçte halkın en büyük beklentisinin Kürt dili alanında atılacak adımlar olduğunu vurgulayan Yıldırım, yakın bir gelecekte Kürt dilinin sadece üniversitelerde değil tüm eğitim kurumlarında da kullanılmasının önündeki yasal engellerin kaldırılacağına inandığını söyledi.

Yıldırım, "Tarih bu üniversiteyi çözüm sürecinin en somut göstergesi olarak kaydedecek. Bu da ülkemizin normalizasyonu açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bu durum herkeste olumlu bir intiba bırakacak ve herkes geleceğe biraz daha umutla bakmış olacak" diye konuştu.

Akademik kadro ihtiyacı

Prof. Dr. Kadri Yıldırım, akademik kadronun oluşturulması için çalışmalara başladıklarını belirterek, Irak başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinde Kürdoloji alanında çalışmalar yürütüldüğünü hatırlattı. Yıldırım, şöyle devam etti:

"MAÜ'de 568 öğretim elemanı adayımız yüksek lisans yapmaktadır. Bingöl, Muş ve Dicle Üniversitesi'nde de yüzlerce öğretim elemanı adayı yetiştiriliyor. Bunlardan durumları uygun olanlardan istifade edilecek. Ayrıca Avrupa'daki potansiyelden de akademik kadro oluşturulurken azami ölçüde destek alınacak. Kürdoloji alanında dünyada yürütülen çalışmaların büyük kısmını kütüphanelerimize aktardık. Basılmaya hazır onlarca ders kitabı ve materyal mevcut. Vakıf tarafından basılacak Kürdoloji materyalleri eğitim ve öğretime başladıktan sonra üniversitenin hizmetine verilecek. Bir üniversitenin ihtiyaç duyabileceği her alanda terminoloji kaynakları ve kitaplarını temin etmiş bulunuyoruz". 

Yıldırım, Kürt olsun olmasın dünyanın her yerinde Kürdolojiye hizmet veren akademisyenleri üniversiteye katkı sunmaya davet ettiklerini sözlerine ekledi.

"Kürtçe'nin kurumsallaşmasında ciddi defektler var"

Vakfın kurucu üyelerinden Dr. Mehmet Dursun, kurulacak üniversitede çözüm sürecine uygun düşecek bir yapılanma ile bölgedeki insanların hem eğitim alacağını hem de dillerini geliştirme imkanı bulabileceğini belirtti.

"Kürtçe'nin kurumsallaşmasında ciddi defektler var. Bu defektlerin kapatılmasında bu kurumun önemli katkısı olacağına inanıyoruz" diyen Dursun, kurulacak üniversite ile birçok tarihi, dini ve teknolojik konunun Kürt dilinde ifade edilebilme olanağına kavuşacağını söyledi.

Dursun, "Öngörümüz, birkaç yıl içerisinde bu üniversiteden yılda yüzlerce öğretmen, mühendis ve doktorun yetişecek olması. Böylece bu dili çok iyi konuşan bir grubun halk ile bir bütün halinde yaşamasını sağlayacağız. Bizi en çok heyecanlandıran ve umutlandıran unsur bu" dedi.

Üniversiteye yoğun talep

Mehmet Dursun, hem yurt içi hem de yurt dışındaki öğretim üyelerinden birlikte çalışma teklifi geldiğini, üniversitenin kuruluşunda en az zorlanacakları konunun akademik kadroyu oluşturmak olduğunu belirtti.

Çok sayıda kişinin bu üniversitenin ihtiyacını hissettiğini vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:

"İnsanlar bu açlığı bu üniversite ile bitirmek istiyor. Bu üniversiteden mezun olan kişilerin Kürt dili ile ilgili herhangi bir problemleri olmayacağını iddia ediyoruz. Bir iki ay içinde düzenleyeceğimiz konferans, kurultay ve çalıştaylarda akademik kadro, açılacak bölümler ve altyapıyla ilgili net kararlar ortaya çıkacak.  Belli bir mülkiyet ve finans kaynağına ulaştıktan sonra YÖK'ün kapısını çalacağız. YÖK'ün onay vermesinin ardından konu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak ve tasarının Meclis'te yasalaştırılmasıyla üniversitenin kuruluşu tamamlanacak."

Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Haziran 2013 12:55

Gösterim: 1528


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.