Ortaokulda ve liselerde seçmeli ders olarak okutulacak Temel Dini Bilgiler Dersi'nin içeriği belli oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıldan itibaren ortaokulda ve liselerde seçmeli olarak okutulacak Temel Dini Bilgiler Ders programını yayımladı. Ders, ortaokulda ve liselerde ''Temel Dini Bilgiler Dersi İslam 1-2'' olarak okutulacak.
Temel kaynaklardan İslam dininin esaslarının doğru öğrenilmesi için gerekli bilgileri içeren ders, öğrencilerin din hakkında genel bilgiler edinmelerini, uygulamayla ilgili eksikliklerini tamamlamalarını hedefliyor.
Seçmeli ders olarak okutulacak yeni Temel Dini Bilgiler Dersi'nde ruhsal ihtiyaçların karşılanmasında sihir, büyü, uğur inancı, falcılık, ruh çağırma, medyumluk ve kehanet gibi yanlış uygulamalara yönelişlere dikkat çekilecek.
Öğrencilerin toplumda yaygın olan bidat ve hurafeleri ve bunların zararlarını fark etmeleri sağlanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ortaokulda ve liselerde seçmeli ders olarak okutulacak Temel Dini Bilgiler Dersi'nin içeriği belli oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıldan itibaren ortaokulda ve liselerde seçmeli olarak okutulacak Temel Dini Bilgiler Ders programını yayımladı. Ders, ortaokulda ve liselerde ''Temel Dini Bilgiler Dersi İslam 1-2'' olarak okutulacak.
Temel kaynaklardan İslam dininin esaslarının doğru öğrenilmesi için gerekli bilgileri içeren ders, öğrencilerin din hakkında genel bilgiler edinmelerini, uygulamayla ilgili eksikliklerini tamamlamalarını hedefliyor.
Seçmeli ders olarak okutulacak yeni Temel Dini Bilgiler Dersi'nde ruhsal ihtiyaçların karşılanmasında sihir, büyü, uğur inancı, falcılık, ruh çağırma, medyumluk ve kehanet gibi yanlış uygulamalara yönelişlere dikkat çekilecek.
Öğrencilerin toplumda yaygın olan bidat ve hurafeleri ve bunların zararlarını fark etmeleri sağlanacak.
Son Güncelleme: Salı, 18 Eylül 2012 12:23
Gösterim: 1557
Geçen yılın 8. sınıf öğrencilerine yapılamayan difteri ve tetanoz aşıları bu eğitim öğretim yılında uygulanacak.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, bebeklikten beri 5 kez aşılanan öğrencilerin ''hatırlatma'' dozunun 6 ay gecikmesinin risk taşımadığını bildirdi.
Torunoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın aşı takviminde yer alan tetanoz ve difteri (Td) aşılarının ilköğretim öğrencilerine uygulanmasıyla ilgili iddialar konusunda AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Bakanlığın aşı takvimine göre bebeklere 2, 4, 6. ve 18. aylarda difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio (çocuk felci) ve Hib (menenjit) aşısının yer aldığı beşli karma aşı uygulandığını anlatan Torunoğlu, ilköğretim birinci sınıfta difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio aşılarının bulunduğu dörtlü, 8. sınıfta da difteri ve tetanoz aşılarını içeren ikili karma aşılarının ''hatırlatma'' dozu olarak yapıldığını söyledi.
Difteri ve tetanoz aşılarının ömür boyu koruma özelliği olmadığını, bu nedenle 10 yılda bir hatırlatma dozları yapılması gerektiğini ifade eden Torunoğlu, şunları belirtti:
''Kızamık gibi bazı aşılar ömür boyu korur ama birlikte yapılması gereken difteri ve tetanoz aşılarının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Biz buna 'pekiştirme' ya da 'hatırlatma' dozu diyoruz. Erkeklere çoğunlukla askerde, kadınlara da doğumdan önce bu aşılar yapılır. Bakanlık olarak doğurganlık çağındaki kadınlara biz bu aşıları rutin olarak yapıyoruz. Bu sayede Türkiye, anne veya bebeklerde doğuma bağlı olarak ortaya çıkan yenidoğan tetanozundan temizlendi. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin sınavlara hazırlanmaları nedeniyle her yıl mart nisan aylarında hatırlatma dozunu yapıyorduk. Ancak geçen yıl, yaptığımız analizlerde aldığımız aşıların bozuk çıktığını tespit ettik. Bizim için aciliyeti olan kaza ve yaralanmalarla doğum öncesi tetanoz aşılamalarıdır.Bebeklikten beri 5 kez aşılanan öğrencilerin 'hatırlatma' dozunun 6 ay gecikmesi risk taşımıyor.''
''Aile hekimlerine 'siz yapabilirsiniz' dedik''
Bozuk çıkanlar yerine aldıkları yeni aşıların ellerine yaz aylarında ulaştığını, aile hekimlerine kendilerine bağlı bu yaş grubundakileri aşılayabileceklerini bildirdiklerini anlatan Torunoğlu, aile hekimlerinin aşılayamadığı, bu yıl 9. sınıfa geçen öğrencileri de eylül ekim aylarında okullarında aşıların yapılacağını kaydetti. Torunoğlu, ''Burada gecikme diye bir şey söz konusu değil. Bu aşıların mart nisan yerine eylül ekim aylarında yapılmasında hiçbir sakınca yok. Sonuçta eksik aşıları okullar açılınca yapacağız, önemli olan da bu'' diye konuştu.
Öğrenim çağındaki öğrencilerin aşılarının, her yıl olduğu gibi bu eğitim öğretim yılında da devam edeceğini belirten Torunoğlu, 8. sınıfların dışında, ilkokul birinci sınıflara kızamık-kızamıkçık-kabakulak 3'lü, difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio 4'lü aşılarının pekiştirme dozlarının yapılacağını söyledi.
''Kızamığı elimine ettik, aşılama oranımız yüzde 97''
Mehmet Ali Torunoğlu, Türkiye'nin aşılamada büyük bir başarı elde ettiğini, gelişmiş Avrupa ülkelerinden bile iyi durumda olduğunu bildirdi.
Beşli karma aşının ilk 3 dozunu almış bebek oranının yüzde 97 olduğunu, kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşısında aşılama oranının ise yüzde 98'e ulaştığını ifade eden Torunoğlu, ''Bunlar dünyada çok yüksek oranlar. Türkiye Avrupa'da kızamığı elimine eden tek ülke. Avrupa ise kızamıktan kırılıyor. Son 5 yıldır yerli vaka görülmedi. Görülen vakalar ise Avrupa kaynaklı. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa'daki vakalar yüzünden kıtanın bu hastalıktan eliminasyonunu 2015'e bıraktı'' bilgisini verdi.
Torunoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak ''Aşısız tek bir çocuk kalmayacak'' ilkesiyle hareket ettiklerini vurguladı.
Yeni aşılar geliyor
Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimine eklenen Hepatit A ve su çiçeği aşılarının da yakında uygulanmaya başlanacağını açıklayan Torunoğlu, şunları belirtti:
''Su ve gıdayla bulaşan Hepatit A'ya karşı aşı, 18. ve 24. aylarda birer doz uygulanacak. Bebeklik dönemi aşı takvimine eklenen Hepatit-A aşısına eylül ekim gibi başlamayı planlıyoruz. 12. ayda tek doz uygulanacak su çiçeği aşısına ise aralıkta başlamayı ümit ediyoruz. Bunların dışında ilave aşıların eklenmesiyle ilgili değerlendirmeler devam ediyor. Aşı Bilim Kurulu hangi aşının uygulanmasını uygun görürse takvimimize bunu ekliyoruz.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Geçen yılın 8. sınıf öğrencilerine yapılamayan difteri ve tetanoz aşıları bu eğitim öğretim yılında uygulanacak.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, bebeklikten beri 5 kez aşılanan öğrencilerin ''hatırlatma'' dozunun 6 ay gecikmesinin risk taşımadığını bildirdi.
Torunoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın aşı takviminde yer alan tetanoz ve difteri (Td) aşılarının ilköğretim öğrencilerine uygulanmasıyla ilgili iddialar konusunda AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Bakanlığın aşı takvimine göre bebeklere 2, 4, 6. ve 18. aylarda difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio (çocuk felci) ve Hib (menenjit) aşısının yer aldığı beşli karma aşı uygulandığını anlatan Torunoğlu, ilköğretim birinci sınıfta difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio aşılarının bulunduğu dörtlü, 8. sınıfta da difteri ve tetanoz aşılarını içeren ikili karma aşılarının ''hatırlatma'' dozu olarak yapıldığını söyledi.
Difteri ve tetanoz aşılarının ömür boyu koruma özelliği olmadığını, bu nedenle 10 yılda bir hatırlatma dozları yapılması gerektiğini ifade eden Torunoğlu, şunları belirtti:
''Kızamık gibi bazı aşılar ömür boyu korur ama birlikte yapılması gereken difteri ve tetanoz aşılarının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Biz buna 'pekiştirme' ya da 'hatırlatma' dozu diyoruz. Erkeklere çoğunlukla askerde, kadınlara da doğumdan önce bu aşılar yapılır. Bakanlık olarak doğurganlık çağındaki kadınlara biz bu aşıları rutin olarak yapıyoruz. Bu sayede Türkiye, anne veya bebeklerde doğuma bağlı olarak ortaya çıkan yenidoğan tetanozundan temizlendi. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin sınavlara hazırlanmaları nedeniyle her yıl mart nisan aylarında hatırlatma dozunu yapıyorduk. Ancak geçen yıl, yaptığımız analizlerde aldığımız aşıların bozuk çıktığını tespit ettik. Bizim için aciliyeti olan kaza ve yaralanmalarla doğum öncesi tetanoz aşılamalarıdır.Bebeklikten beri 5 kez aşılanan öğrencilerin 'hatırlatma' dozunun 6 ay gecikmesi risk taşımıyor.''
''Aile hekimlerine 'siz yapabilirsiniz' dedik''
Bozuk çıkanlar yerine aldıkları yeni aşıların ellerine yaz aylarında ulaştığını, aile hekimlerine kendilerine bağlı bu yaş grubundakileri aşılayabileceklerini bildirdiklerini anlatan Torunoğlu, aile hekimlerinin aşılayamadığı, bu yıl 9. sınıfa geçen öğrencileri de eylül ekim aylarında okullarında aşıların yapılacağını kaydetti. Torunoğlu, ''Burada gecikme diye bir şey söz konusu değil. Bu aşıların mart nisan yerine eylül ekim aylarında yapılmasında hiçbir sakınca yok. Sonuçta eksik aşıları okullar açılınca yapacağız, önemli olan da bu'' diye konuştu.
Öğrenim çağındaki öğrencilerin aşılarının, her yıl olduğu gibi bu eğitim öğretim yılında da devam edeceğini belirten Torunoğlu, 8. sınıfların dışında, ilkokul birinci sınıflara kızamık-kızamıkçık-kabakulak 3'lü, difteri, tetanoz, aselüler boğmaca, polio 4'lü aşılarının pekiştirme dozlarının yapılacağını söyledi.
''Kızamığı elimine ettik, aşılama oranımız yüzde 97''
Mehmet Ali Torunoğlu, Türkiye'nin aşılamada büyük bir başarı elde ettiğini, gelişmiş Avrupa ülkelerinden bile iyi durumda olduğunu bildirdi.
Beşli karma aşının ilk 3 dozunu almış bebek oranının yüzde 97 olduğunu, kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşısında aşılama oranının ise yüzde 98'e ulaştığını ifade eden Torunoğlu, ''Bunlar dünyada çok yüksek oranlar. Türkiye Avrupa'da kızamığı elimine eden tek ülke. Avrupa ise kızamıktan kırılıyor. Son 5 yıldır yerli vaka görülmedi. Görülen vakalar ise Avrupa kaynaklı. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa'daki vakalar yüzünden kıtanın bu hastalıktan eliminasyonunu 2015'e bıraktı'' bilgisini verdi.
Torunoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak ''Aşısız tek bir çocuk kalmayacak'' ilkesiyle hareket ettiklerini vurguladı.
Yeni aşılar geliyor
Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimine eklenen Hepatit A ve su çiçeği aşılarının da yakında uygulanmaya başlanacağını açıklayan Torunoğlu, şunları belirtti:
''Su ve gıdayla bulaşan Hepatit A'ya karşı aşı, 18. ve 24. aylarda birer doz uygulanacak. Bebeklik dönemi aşı takvimine eklenen Hepatit-A aşısına eylül ekim gibi başlamayı planlıyoruz. 12. ayda tek doz uygulanacak su çiçeği aşısına ise aralıkta başlamayı ümit ediyoruz. Bunların dışında ilave aşıların eklenmesiyle ilgili değerlendirmeler devam ediyor. Aşı Bilim Kurulu hangi aşının uygulanmasını uygun görürse takvimimize bunu ekliyoruz.''
Son Güncelleme: Salı, 18 Eylül 2012 12:14
Gösterim: 1738
Zaman Gazetesi Yazarı Bülent Korucu’nun bugünkü yazısı
Dershanelerin kalkması güzel bir ütopya ve siyasi partiler için zaman zaman kullanılan gündem değiştirme aracı.
Bu defaki biraz daha ciddi bir vaat. Zira muhatap tek başına iktidardaki AK Parti ve onun gözü kara lideri Tayyip Erdoğan. Umutlanmak için yeterince sebebimiz var gibi görünüyor. Benim gibi eğitim çağında dört çocuğu olan velilerin meseleye biraz daha fazla dikkat kesilmesi normal. Ama açık söyleyeyim ben ihtiyatı elden bırakmayı düşünmüyorum. Tecrübem öyle diyor. Üç çocuğun üçü de SBS'ye farklı sistemle girdiler. Ben kısaca SBS dedim ama siz anlayın, isimleri de farklıydı. Şimdi üniversite potasındalar ve aynı 'heyecan' bütün benliğimizi sarmış durumda. Yine Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur muyuz endişesindeyiz.
'Dershanelere ihtiyacı sıfırlayacağız' denilmek isteniyor herhalde. Temenni olarak paylaşıyor, fakat inanmakta zorlanıyorum. Karamsarlığımın sebebi eğitimin bütün aşamalarında standart yakalama zorluğunun farkında olmam. İlköğretimde her okulda aynı eğitimi veremediğimiz için torpil ya da katkı payı ile iyi okullara gitmeye çalışıyoruz. 80 kişilik sınıfların bir İstanbul gerçeği olduğu ortamda hangi standarttan bahsedebiliriz ki? Ortaöğretimde fark iyice açıldığından yarış da kızışıyor. Milli Eğitim Bakanı'mız Ömer Dinçer, "SBS kalkacak herkes en yakındaki liseye gidecek." diyor. Yenibosna'da Pertevniyal vardı da gitmedik mi? Bir arkadaşım o okula gönderebilmek için çocuğuna ayda 340 TL servis parası ödüyor. Bak şimdi aklıma geldi, bu servisler kalksa, soygun düzeni bitse! Devletimiz kapı gibi otobüsler, metrobüsler, troleybüsler alıyor. Ne gerek var ayda 340 lira servise bayılıyor vatandaş. (Umarım servisçiler bu latifeden alınıp bizim çocukları yolda bırakmaz!) Neyse üniversiteye geçelim: dişe dokunur bölümlere kontenjanın en az 10 katı talep geliyor. Hedefini çok yükseğe koymayıp ortalama okullarda okumak isteyen yüz binlerce genç arzın talebe yetişmemesinden dolayı açıkta kalıyor. Böyle bir ortamda sınav kaldırılabilir mi? Hayır; ayrıca kaldırılmamalı da. Sübjektif inisiyatiflerin önü açıldığında haksız rekabetin üstüne tüy dikmiş oluruz. Bütün fırsat eşitsizliklerini aşarak üniversite kapısına gelebilen çocuklar, başka eleklerle karşılaşacak. Mesela Cerrahpaşa Tıp'a 100 kişilik kontenjana 1000 öğrenci girmek istediğinde kim, neye göre karar verecek? Ortaöğretim puanı demeyin, bininin puanı da aynı olursa?.. Uzak ihtimal görmeyin, ülke genelinde beş tam puan alan on binlerce öğrenci var indigenerics.com.
Sözü çok uzatmaya gerek yok, biz velilerin iki korkusu var. Birincisi serbest yarışın olmadığı ortamlarda kontenjanların eskiden olduğu gibi, 'sen ben bizim oğlan' sistemiyle doldurulması. İkincisi yarış her halükârda olacaksa, iyi eğitim alma imkânı bulamayan fırsat eşitsizliği mahkûmlarının artan mağduriyeti. Özel hoca tutmaya bütçesi yetenler ipi göğüsleyecek; diğerleri lise mezunu, vasıfsız ve işsiz listesine eklenecek. Ya da sınırlar zorlanarak özel ders furyasına katılacak. Dershaneler bir anlamda konfeksiyon gibi, her bütçeye uygun bir alternatif bulmak mümkün. Özel dersi terziye benzetebiliriz. Konfeksiyon yasaklanınca evde gömlek dikemeyenler terziye mahkûm hale gelecek. O zaman yağmurdan kaçarken havuza düşme ihtimali belirecek.
Bütün ilköğretimleri Galatasaray, liseleri İstanbul Erkek, üniversiteleri Boğaziçi yapıp, kontenjanlarını da talep sınırına taşımadıktan sonra atılacak her adım fırsat eşitsizliğini büyütecek. Yarış kızışacak ve kurallar esneyecek. Kaybeden yine garibanlar olacak. Ya da pamuk eller cebe haydi çocuklar özel derse!(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Zaman Gazetesi Yazarı Bülent Korucu’nun bugünkü yazısı
Dershanelerin kalkması güzel bir ütopya ve siyasi partiler için zaman zaman kullanılan gündem değiştirme aracı.
Bu defaki biraz daha ciddi bir vaat. Zira muhatap tek başına iktidardaki AK Parti ve onun gözü kara lideri Tayyip Erdoğan. Umutlanmak için yeterince sebebimiz var gibi görünüyor. Benim gibi eğitim çağında dört çocuğu olan velilerin meseleye biraz daha fazla dikkat kesilmesi normal. Ama açık söyleyeyim ben ihtiyatı elden bırakmayı düşünmüyorum. Tecrübem öyle diyor. Üç çocuğun üçü de SBS'ye farklı sistemle girdiler. Ben kısaca SBS dedim ama siz anlayın, isimleri de farklıydı. Şimdi üniversite potasındalar ve aynı 'heyecan' bütün benliğimizi sarmış durumda. Yine Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur muyuz endişesindeyiz.
'Dershanelere ihtiyacı sıfırlayacağız' denilmek isteniyor herhalde. Temenni olarak paylaşıyor, fakat inanmakta zorlanıyorum. Karamsarlığımın sebebi eğitimin bütün aşamalarında standart yakalama zorluğunun farkında olmam. İlköğretimde her okulda aynı eğitimi veremediğimiz için torpil ya da katkı payı ile iyi okullara gitmeye çalışıyoruz. 80 kişilik sınıfların bir İstanbul gerçeği olduğu ortamda hangi standarttan bahsedebiliriz ki? Ortaöğretimde fark iyice açıldığından yarış da kızışıyor. Milli Eğitim Bakanı'mız Ömer Dinçer, "SBS kalkacak herkes en yakındaki liseye gidecek." diyor. Yenibosna'da Pertevniyal vardı da gitmedik mi? Bir arkadaşım o okula gönderebilmek için çocuğuna ayda 340 TL servis parası ödüyor. Bak şimdi aklıma geldi, bu servisler kalksa, soygun düzeni bitse! Devletimiz kapı gibi otobüsler, metrobüsler, troleybüsler alıyor. Ne gerek var ayda 340 lira servise bayılıyor vatandaş. (Umarım servisçiler bu latifeden alınıp bizim çocukları yolda bırakmaz!) Neyse üniversiteye geçelim: dişe dokunur bölümlere kontenjanın en az 10 katı talep geliyor. Hedefini çok yükseğe koymayıp ortalama okullarda okumak isteyen yüz binlerce genç arzın talebe yetişmemesinden dolayı açıkta kalıyor. Böyle bir ortamda sınav kaldırılabilir mi? Hayır; ayrıca kaldırılmamalı da. Sübjektif inisiyatiflerin önü açıldığında haksız rekabetin üstüne tüy dikmiş oluruz. Bütün fırsat eşitsizliklerini aşarak üniversite kapısına gelebilen çocuklar, başka eleklerle karşılaşacak. Mesela Cerrahpaşa Tıp'a 100 kişilik kontenjana 1000 öğrenci girmek istediğinde kim, neye göre karar verecek? Ortaöğretim puanı demeyin, bininin puanı da aynı olursa?.. Uzak ihtimal görmeyin, ülke genelinde beş tam puan alan on binlerce öğrenci var indigenerics.com.
Sözü çok uzatmaya gerek yok, biz velilerin iki korkusu var. Birincisi serbest yarışın olmadığı ortamlarda kontenjanların eskiden olduğu gibi, 'sen ben bizim oğlan' sistemiyle doldurulması. İkincisi yarış her halükârda olacaksa, iyi eğitim alma imkânı bulamayan fırsat eşitsizliği mahkûmlarının artan mağduriyeti. Özel hoca tutmaya bütçesi yetenler ipi göğüsleyecek; diğerleri lise mezunu, vasıfsız ve işsiz listesine eklenecek. Ya da sınırlar zorlanarak özel ders furyasına katılacak. Dershaneler bir anlamda konfeksiyon gibi, her bütçeye uygun bir alternatif bulmak mümkün. Özel dersi terziye benzetebiliriz. Konfeksiyon yasaklanınca evde gömlek dikemeyenler terziye mahkûm hale gelecek. O zaman yağmurdan kaçarken havuza düşme ihtimali belirecek.
Bütün ilköğretimleri Galatasaray, liseleri İstanbul Erkek, üniversiteleri Boğaziçi yapıp, kontenjanlarını da talep sınırına taşımadıktan sonra atılacak her adım fırsat eşitsizliğini büyütecek. Yarış kızışacak ve kurallar esneyecek. Kaybeden yine garibanlar olacak. Ya da pamuk eller cebe haydi çocuklar özel derse!(zaman)
Son Güncelleme: Salı, 18 Eylül 2012 09:11
Gösterim: 1651
Üniversite öğrencisi şişmanlatmayan cips üretti
Celal Bayar Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Ali Güler, bitirme tezinde şişmanlatmayan cips projesi hayata geçirdi
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans öğrencisi Ali Güler'in, şaraplık üzümün işlenmesi sonucu ortaya atık olarak çıkan posa ve çekirdeğin değerlendirilmesine'' ilişkin tez konusundan yola çıkarak geliştirdikleri ''cips projesi''ni, bir cips firmasıyla işbirliği yaparak hayata geçirdiklerini söyledi.
Tokuşoğlu, şunları kaydetti:
''Yeni cipsin yağ oranı azaltıldığı için obeziteye yol açmayacak. Ayrıca, üzüm posasında bulunan antioksidan da kalp ve damar sağlığı açısından önemli. İnsan cildi, insan metabolizması üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor.''
Tokuşoğlu, ürünün sadece deneme üretiminin yapıldığını ve henüz patentinin alınmadığını belirterek, patent sürecinin tamamlanmasının ardından seri üretime adapte edilebileceğini bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite öğrencisi şişmanlatmayan cips üretti
Celal Bayar Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Ali Güler, bitirme tezinde şişmanlatmayan cips projesi hayata geçirdi
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans öğrencisi Ali Güler'in, şaraplık üzümün işlenmesi sonucu ortaya atık olarak çıkan posa ve çekirdeğin değerlendirilmesine'' ilişkin tez konusundan yola çıkarak geliştirdikleri ''cips projesi''ni, bir cips firmasıyla işbirliği yaparak hayata geçirdiklerini söyledi.
Tokuşoğlu, şunları kaydetti:
''Yeni cipsin yağ oranı azaltıldığı için obeziteye yol açmayacak. Ayrıca, üzüm posasında bulunan antioksidan da kalp ve damar sağlığı açısından önemli. İnsan cildi, insan metabolizması üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor.''
Tokuşoğlu, ürünün sadece deneme üretiminin yapıldığını ve henüz patentinin alınmadığını belirterek, patent sürecinin tamamlanmasının ardından seri üretime adapte edilebileceğini bildirdi.
Son Güncelleme: Salı, 18 Eylül 2012 11:57
Gösterim: 1750
Rize'de okul bahçesinde yüksek gerilim trafosu tehlikesi
Rize'nin Derepazarı İlçesi'nin elektriğini sağlayan yüksek gerilim trafosu, elektrik dağıtım firması ile yapılan yazışmalara rağmen kaldırılamadı ve yapımı tamamlanan Adem Özdemir Anadolu Lisesi'nin bahçesinde bırakıldı. Okulda dersbaşı yapılmasının ardından tehlikeli soruna çözüm olarak trafonun çevresi tel örgü ile çevrildi, girişine de kilit takıldı. Öğrenci ve veliler duruma tepki gösterdi. 215 öğrenci ile yeni eğitim dönemine başlayan lisenin bahçesinde ilçenin elektriğini sağlayan yüksek gerilim trafosu bulunuyor. Derepazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin trafonun kaldırılması için yapılan yazışmalardan bir sonuç alınamadı. Öğrenimin başladığı okulda trafo kaldırılmayınca ilginç bir çözüm yolu bulundu, trafonun çevresi tel örgülerle kaplandı, girişine kilit takıldı https://indipill.com/. Bu sabah geldikleri okulun bahçesinde trafo ile karşılaşan öğrenci ve veliler duruma tepki gösterdi. (hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Rize'de okul bahçesinde yüksek gerilim trafosu tehlikesi
Rize'nin Derepazarı İlçesi'nin elektriğini sağlayan yüksek gerilim trafosu, elektrik dağıtım firması ile yapılan yazışmalara rağmen kaldırılamadı ve yapımı tamamlanan Adem Özdemir Anadolu Lisesi'nin bahçesinde bırakıldı. Okulda dersbaşı yapılmasının ardından tehlikeli soruna çözüm olarak trafonun çevresi tel örgü ile çevrildi, girişine de kilit takıldı. Öğrenci ve veliler duruma tepki gösterdi. 215 öğrenci ile yeni eğitim dönemine başlayan lisenin bahçesinde ilçenin elektriğini sağlayan yüksek gerilim trafosu bulunuyor. Derepazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin trafonun kaldırılması için yapılan yazışmalardan bir sonuç alınamadı. Öğrenimin başladığı okulda trafo kaldırılmayınca ilginç bir çözüm yolu bulundu, trafonun çevresi tel örgülerle kaplandı, girişine kilit takıldı https://indipill.com/. Bu sabah geldikleri okulun bahçesinde trafo ile karşılaşan öğrenci ve veliler duruma tepki gösterdi. (hürriyet)
Son Güncelleme: Salı, 18 Eylül 2012 08:02
Gösterim: 3466